“Her Gün Kendimle Yarışıyorum” Hadise
Transkript
“Her Gün Kendimle Yarışıyorum” Hadise
EYLÜL-EKİM 2011 EYLÜL-EKIM 2011 YIL:8 SAYI: 43 Özgürlükler Şehri San Francisco Dünya Markalarından Sezonun Yükselen Trendleri… Mono Mimarlık 2011 Perakende Günleri’nde... “Her Gün Kendimle Yarışıyorum” Hadise RÖ PO R TA J “Stir Me Up”’ı ile hayranlarıyla tanışan, gün geçtikçe ismi gibi hadise yaratmaya devam eden Hadise, müzik kariyeri, özel hayatı ve yeni albümü “Aşk Kaç Beden Giyer? üzerine merak ettiklerinizi anlattı… Küçüklüğünüzdeki hayallerinizi anlatır mısınız; kendinizi sahnede nasıl hayal ediyordunuz? Hayallerimi insanlarla çok fazla paylaşmazdım ama en büyük hayalim sahnelerde olmaktı ve şu an hayalimi, rüyalarımı yaşıyorum... Şarkı söylemeyi çok istiyordunuz. Fakat eğitiminizi de önemsediğinizden “Pazarlama” alanında yüksek okuldan mezun oldunuz. Mezun olduktan sonra kendinize nasıl bir kariyer planı çizmiştiniz? Her şeyden önce mezun olduğumdan dolayı çok gurur duyuyorum. Müzik dünyasına girdiğimde hala okuyordum ve okulumu hiç ihmal etmedim. Mezun olduktan sonra, evet hayalim mezun olmaktı bunu başardım. Sonrasında ise şimdi müzik hayalimi gerçekleştirmek istiyorum dedim... Şarkı söyleme tutkunuz nasıl başladı? 5 yaşında kıyafetler giyip şarkı söylediğimi hatırlıyorum. Annemlerde aynı şeyi söylüyor, çok küçük yaşta sürekli topuklu ayakkabılarla gezmek istiyormuşum evde. Şimdide sahneye topuklu ayakkabıdan başka bir şeyle çıkamıyorum. 67 RÖ PO R TA J ”Her gün kendimle yarışıyorum. Bir önceki konserdeki hataları bir daha yapmamak için sürekli çalışıyorum.” Avrupa’da da çok tutulan “Stir Me Up” ile hayatımıza girdiniz. O dönemlerde özellikle Türkiye’de bu denli yankı uyandıracağınızı tahmin ediyor muydunuz? Hayır, bu şarkıyı hazırlarken böyle bir başarı yakalayacağımızı hiç düşünmedik. Tabii ki de başarının hayalini herkes kurar ama hakikaten çok mutlu olduk ekipce. “Stir Me Up” hayatımdaki en önemli şarkı diyebilirim. Çünkü bu şarkıyla insanlar beni tanıdı ve sevdiler... Müzik kariyerinize şu ana kadar 5 albüm sığdırdınız. İlk albümden bu yana nasıl bir yol kat ettiniz? Hem özel, hem profesyonel hayatımda her albümde yaşadığım değişiklikleri dile getirdim. Müzik, söz ve sound konusunda hep kendimi geliştirmeye çalıştım. Her albümde kendimi daha da iyi tanıyıp daha büyük kararları kendim almayı öğrendim. Yeni albümünüz “Aşk Kaç Beden Giyer?” çıktığı günden itibaren çok beğenildi. Biraz da albüm çalışmalarınızdan bahseder misiniz; hazırlık döneminde neler yaptınız? Bu albümün beğenilmesi, benim için bu albümün ödülü diyebilirim. Çünkü fotoğraflar, klipler mükemmel olsa da insanlar albümdeki şarkıları, albümdeki sound›u merak ediyorlar ve yorumları duydukları şarkılara bağlı. Bu albümün beğenilmesi beni çok mutlu etti. Aylardır albümü hazırlarken hayal ettiğim yorumları alıyorum albümle ilgili. “Son birkaç yıl içinde çok olgunlaştım” diyorsunuz. Bu durumun albümünüze yansımaları nasıl oldu? Karar alma konusunda çok yetenekli oldum diyebilirim, ne istediğimi çok iyi biliyorum. 15 yaşımda profesyonel anlamda müzik dünyasına adımlarımı attım. Şu an 25 yaşındayım ve her gün o kadar çok şey öğreniyorum ki... Hayat bu yüzden çok güzel, düşüp kalkmayı öğrenmek kadar güzel ve aynı zamanda zor bir şey yok bence… Şarkılarınızdan bahsedecek olursak, daha çok hangi duyguları vurguluyorsunuz? Her albümde yaşadıklarımı anlattım bugüne kadar. Bu albüm için de aynı şey geçerli. Yaşadıklarım var albümde. Çünkü ben özelimi konuşan bir insan değilim. Şarkılarımla sevenlerime kendimi tanıtıyorum her konuda... “Kayıp, acı, aşk ve hayal kırıklıkları yaşadım. Kadınlara daha güçlü olmaları gerektiğini göstermek istiyorum” diyorsunuz. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Bu konuyla ilgili bu sorudaki cümleden daha fazla bir şey söylememe gerek yok aslında. Çünkü şarkı sözlerimle her şeyi anlatıyorum zaten. 68 RÖ PO R TA J “Istanbul bambaşka, ben dünyayı geziyorum ama Istanbul gibi bir şehir görmedim.” 69 RÖ PO R TA J Çok sevilen, çok dinlenen başarılı bir isimsiniz. Daha çok hırslandığınız oluyor mu? Her gün kendimle yarışıyorum. Önceki konserdeki hataları bir daha yapmamak için sürekli çalışıyorum, “Evet, ben başardım bu işi artık” hiç demedim bu güne kadar. Çünkü benim önümde daha çok uzun bir yol var Allah’ın izniyle... Fanlarınızla nasıl bir bağ kurdunuz aranızda? Benim ne kadar gerçek ve samimi olduğu- 70 mu biliyorlar. Bu yüzden beni çok sevdiklerini düşünüyorum. Onlara elimden geldiğince vakit ayırmayı çok seviyorum. Onların sayesinde Hadise bir hadise oldu ve oluyor... Kendinize ait özel zamanlarınızda neler yaparsınız? Evde olmayı, ailemle vakit geçirmeyi, bir yerde yalnız oturup kahve içip kitap okumayı çok seviyorum. Arabamı kullanarak saatlerce müzik dinlemeyi çok seviyorum. Hayattaki en normal şeyler benim için az vaktim olduğundan dolayı en kutsal şeyler diyebilirim. Kadınların genellikle ayakkabı ve çanta tutkuları vardır. Sizin alışverişe karşı nasıl bir yaklaşımınız var? Alışveriş yapmaya bayılırım, özellikle kız kardeşim Derya ile yaparım alışverişlerimi. Çünkü aynı zamanda kendisi stilistim ve kıyafet konusunda beni benden daha iyi tanıyor diyebilirim. Ayakkabı tutkum daha büyüktür. Özellikle Alexander Mcqueen ayakkabılarının hastasıyım. Sürekli göz önünde olan biri olarak kendinize nasıl bir bakım uyguluyorsunuz? RÖ PO R TA J Sürekli yediklerime dikkat ediyorum. Meyve, sebze, tavuk, balık yemeyi tercih ediyorum. Şekerli ve yağlı şeyleri kesiyorum. Bir kadın olarak, bakımınız konusunda olmazsa olmazınız var mı? Makyajı çok severim ama makyajı silebilmek için kullandığım ürünler olmazsa olmaz diyebilirim. Çünkü cilt çok önemli ve cildin bakımı çok daha önemli... Belçika’da yaşadığınızı biliyoruz ama İstanbul sizin için ne ifade ediyor? İstanbul’u nasıl tanımlarsınız? İstanbul bambaşka, ben dünyayı geziyorum ama İstanbul gibi bir şehir görmedim. İçim acılıyor İstanbul’dayken. Son olarak sevenlerinize ne söylemek istersiniz? Sevenlerim onları ne kadar sevdiğimi ve düşündüğümü biliyorlar. Onlara beni sürekli destekledikleri için teşekkür etmek istiyorum. İyi ki varsınız. Sevgiler... “Karar alma konusunda çok yetenekli oldum diyebilirim, ne istediğimi çok iyi biliyorum. 15 yaşımda profesyonel anlamda müzik dünyasına adımlarımı attım.” 71 GÜ ZE LLİ K Her kadın, güzelliğini korumak amacıyla güzellik sırlarına ihtiyaç duyar. İşte özel günlerde ve her zaman mükemmel görünmeniz için bilmeniz gereken her şey… Havalı Saçlar Önemli bir gece için saçınıza şekil vermenin en pratik yolu, sabah nemli olan saçlarınızı bükerek, gevşek bir şekilde topuz yapmanız ve akşam dışarı çıkmadan önce açmanız. Böylece yapılı gibi görünen yumuşak ve romantik dalgalar elde edebilirsiniz. Dolgunluk, doğru saç kesimiyle başlar. Saçlarınız kıvırcıksa, katlar saçlarınıza yeni bir boyut kazandırır. Kısa katlar saça dolgunluk verir. Saçlarınız ince telliyse ve ne yaparsanız yapın hacimli görünmüyorsa, özel hacim veren şampuan ve saç kremleri edinmeniz yerinde olur. Bunları saçlarınızı her yıkadığınızda kullanın. Ardından saçlarınızı kurutmadan önce hacim veren ve dolgunluk katan bakım ürününü, saçınızın kökünden ucuna doğru uygulayın. Saçlarınızı kuruturken diplerine parmak uçlarınızla masaj yapın. Saçlarınız kuruduğunda da oval bir saç fırçasıyla tarayın. Son olarak başınızı aşağıya doğru eğerek saç kurutma makinesini soğuk konumuna getirerek saçlarınızı kabartın. Saçlarınıza iri dalgalarla hacim vermek istiyorsanız, kıvırcık ya da dalga veren saç şekillendiricilerden de kullanabilirsiniz. Yay Gibi Kaşlar Kaşlarınızla kendi kendinize başa çıkmanız kolay bir iş değil. Cımbızla yapacağınız ufak bir hata bile kaşlarınızın tüm şeklini bozabilir. Biz uzmana gitmek için de yeterli zamana da sahip değilseniz, size önerimiz pembe tonlu bir kalemle kaşlarınızın tam altından ince bir çizgi çekmeniz. Bu işlemi kaşınızı anında belirginleştirir ve yüzünüze aydınlık verir. Kaşlarımı illa kendim alacam diyorsanız; şu sırayı takip etmelisiniz: Önce sıcak bir duş alıp gözeneklerin buharla açılmasını sağlayın. Kaşlarınızı alırken her seferinde tek tüyü alın ve hareketinizi mutlaka kaşın çıkış yönüne göre gerçekleştirin. İşinizi bitirdikten sonra cildinize mutlaka sıkılaştırıcı bir tonik uygulamayı ihmal etmeyin. Acıyı engellemek için evde kaşlarınızın üzerine kısa bir süre için buz tutun. Cımbızla aldığınız kaşlarınızın etrafı şişip kızarabilir. Dışarı çıkacaksanız bunları az miktarda kapatıcı sürerek kamufle edebilirsiniz. 45 GÜ ZE LLİ K Çarpıcı gözlere sahip olmanın ilk yolu göz renginize en uygun far rengini seçmektir. Kaşlarınızdaki boşlukları doldurmak için kaş kalemleri yerine fırçalı kaş boya setlerini deneyin. Fırçanın yumuşak dokunuşları sert kalem darbelerinden çok daha doğal gözükür. Gür Kirpikler Kirpiklerinizin seyrek olduğunu düşünüyorsanız, küçük hilelerle kirpiklerinizin daha gür görünmesini sağlayabilirsiniz. Kirpiklerinizi bir kirpik kıvırıcıyla kıvırıp 10 saniye bekleyin. Kirpikleriniz çok düzse, kirpik ucuna kadar kıvırma işlemine devam edin. Siyah renk uzatıcı, kahverengi ise kalınlaştırıcı etki sağlar. Bir kat kahverengi maskarayla başlayın ve sonra da uçlara siyah maskara sürün. Eğer uzun ve ince kirpikleriniz varsa hacim veren bir formül, kısa ve ince kirpikleriniz varsa uzatıcı bir formül seçin. Dolgun Dudaklar En iyi sonuç için dudaklarınızı dolgunlaştırıcı özel ürünler kullanın. Şeker ve kiraz kırmızısı gibi tatlı bir ton, özellikle de parlaksa dolgun dudaklar yaratır. Dudaklarınızın orta kısımlarından başlayarak kenarlara doğru sürün. Daha sonra dudaklarınızın orta kısımlarına ışıltılı bir dudak parlatıcısı sürerek daha dolgun gösterebilirsiniz. Eğer ruj kullanacaksanız yüzük parmağınızla dudaklarınıza yedirin. Böylece üst dudağınızın en üst noktasını daha iyi belirginleştirirsiniz. Uzun süre kalıcılık için pembe ya da kırmızı orman meyveleri tonunda bir ruj seçip, sonra da renksiz bir dudak parlatıcısıyla rengi sabitleştirin. 46 Allığınız Kalıcı Olsun Yanaklarınızdaki rengin kalıcı olmasını istiyorsanız önce krem dokulu bir allık, üzerine de toz allık sürün. Allığınızı sürerken yanaklarınızdaki elmacık kemiklerinin tam yerini bulmak için gülümseyin. Fazla sürülen allığı temizlemek için kuru bir mendil veya makyaj pamuğu kullanın. Bu fazlalığı almak için parmaklarınızı kullanırsanız parmak uçlarınızdaki yağ renk dalgalanmasına sebep olur. Bronzlaştırıcı bir pudra kullanacaksanız güneş ışığının yoğun olduğu bir yerde durun ve cildinize bakını. Işığın en çok vurduğu bölgelere yani elmacık kemiklerinize, burnunuzun üstüne, çenenize ve alnınıza pudrayı dağıtın. Gözleriniz Konuşsun Çarpıcı gözlere sahip olmanın ilk yolu göz renginize en uygun far rengini seçmektir. Göz kapaklarınızda bir rengin farklı tonlarını kullanabileceğiniz gibi tamamen kontrast tonları da tercih edebilirsiniz. Gözlerinizi olduğundan daha büyük göstermek istiyorsanız, koyu tonlardan ve buğulu makyajlardan kaçınmalısınız. Farı göz kapaklarınızın tamamını kaplayacak şekilde uygulayın ancak kaş kemiğine kadar taşırmayın. Kirpiklerinizin tam dibine yumuşak yapılı bir göz kalemi çekin ve kulak çubuğuyla bu hattı hafifçe dağıtın. Ardından kirpiklerinizi tek tek ayırıp kıvıran yoğun bir maskara uygulayın. GÜ ZE LLİ K ACİL DURUMLARA HIZLI ÇÖZÜMLER Gözünüze çektiğiniz kalem dalgalanıyorsa… Öncelikle kayan noktanın kurumasını bekleyin. Daha sonra kulak pamuğunu toniğin veya suyun içine bandırın ve kalem çizgisini dikkatlice düzeltin. Hiçbir şeyin akmaması için kalem çekmeden önce göz kapağınızın kurumasını bekleyin. Kalem çekerken elinizin titrememesi için dirseğinizi sabitleştirin, kalemi gözünüzün iç bölümünden başlayarak dışarı doğru çekin. Bunu yaparken diğer elinizle de göz kapağınızın kenarından biraz çekin. Fondöteniniz lekeli duruyorsa… Yağlı bölgeleri kağıt mendiller yardımıyla silin. Bunun üzerine ufak miktarda ışık veren fondöten veya pudra sürün. Bu fondöteninizin kalıcı ve teninizin ferah kalmasını sağlar. Pudranızı çok kaçırdıysanız… Pudranın fazla geldiği bölgeleri makyaj fırçasıyla temizleyin. Bunu yaparken her zaman için aşağıdan yukarıya doğru hareket edin. Daha sonra kağıt mendili yüzünüze bastırın. Bu sayede diğer kalıntıları da yüzünüzden almış olursunuz. Ayrıca pudranızla ten uyumunu sağlamak için kirpiklerinize tekrar rimel sürün ve dudaklarınızı tekrar boyayın. Rujunuzu evde unuttuysanız… Böyle durumlarda her işe yarayan kreminizi, dudaklarınıza sürün ve dudaklarınızı birbirine bastırın. En azından onları parlatmış olursunuz. Sadece dudaklarınızın çerçevesini değil aynı zamanda dudaklarınızın içini de dudak kalemiyle boyayın. Bu sayede her zaman dudağınızda renk kalacaktır. Tırnağınız kırıldıysa… Kırılan bölgeye ufak bir parça bant koyun, üstünü ojeleyin ve kurumasını bekleyin. Daha sonra da renkli oje sürün. Bu sizi birkaç saat idare edecektir. Göz farınızın kalıntıları aktıysa… Kalıntıları kesinlikle parmağınızla almaya çalışmayın. En iyisi yumuşak uçlu bir fırçayla kalıntıları fırçalamanızdır. Son olarak da gözlerinizin altına transparan pudra sürün. Bu sayede olası akıntıları kolayca yok edebilirsiniz. Veya farınızı sürerken gözünün altına kağıt mendil tutun. Allık fazla geldiyse… Krem allığınız kıpkırmızı yanaklarınızın olmasına yol açtıysa o zaman hemen ıslak mendil yardımıyla fazlalıkları alın. Daha sonra dikkatlice yeniden fondöten sürün. Bu işlemi istediğiniz allık rengini elde edene kadar tekrarlayabilirsiniz. Rimel problemleri Güzel dalgalanan kirpikler yerine kırılmış veya kopmuş kirpikleriniz mi var? Bu kirpik kıvırma aletini rimelden önce kullandıysanız olmuştur. Yapay kirpiklerle bu durumu düzeltebilirsiniz. Rimeli sürmeden önce kirpiklerinizi kıvırın. Ayrıca transparan bakım rimelleri kirpiklerinizin daha güçlü bir şekilde çıkmasına yardımcı olur. 47 MO DA Prada Sahne tasarımlarından defilelere, her sezon markalar arasındaki rekabet biraz daha artıyor. Trendleri belirleyen ve farklı farklı yorumlayan, dünyanın merakla beklediği ünlü markaların koleksiyonları sevenleriyle buluşmaya başladı bile. Peki ya sizin favoriniz hangisi olacak? S onbahar ile birlikte, ünlü modacılar, markalar ve trendsetterlar yeni sezon Sonbahar-Kış modası tanıtımlarını bitirdiler bile. Mağazalar yavaş yavaş yeni sezon ürünlerini tanıtırken bu senenin modası neymiş, bu kış vitrinlerde en çok neleri göreceğiz bir göz atalım. Christian Dior Christian Dior’un 2011-2012 Sonbahar-Kış defilesi, adeta gözleri kamaştırdı. Kabarık elbiseler, transparan tasarımlar, klasik şapkaların yanı sıra pelerinler, tüylü aksesuarlar ve kürklerle 60’ların ruhunu podyuma taşıyan Christian Dior, bu sezon da farkını ortaya koymayı başardı. 36 MO DA Hermes Hermes, bu sezon için hazırladığı koleksiyonuyla ağırlıklı olarak kaftanlar, denizci tipi ceketler, kimonolar, şalvarlar, pelerinler ve kapişonlu kabanlara yer verilirken, fırfırlı etekler ve deri takımlar da oldukça dikkat çekici… Oscar de la Renta Gelinlik koleksiyonuyla beğenileri toplayan Oscar de la Renta, 2011– 2012 Sonbahar-Kış koleksiyonuyla da hedefi 12’den vurmayı başardı. Bu sezon çok sık rastladığımız kabarık balo elbiselerinin yanı sıra, tüylü son derece şık gece kıyafetleri, kübik ve patchwork desenli elbise tasarımlarıyla farklı bir tarz yakalayan ünlü modacı, kullandığı canlı renklerin birbiriyle olan ahengiyle de sevenlerinin takdirini toplamayı başardı. Hermes Desa Koton LCW 37 MO DA Gucci Louis Vuitton Louis Vuitton Ünlü tasarımcı Marc Jabos’un, Louis Vuitton için hazırladığı 2011–2012 Sonbahar-Kış koleksiyonu sahne tasarımından defilede bulunan modellere kadar uzun zaman konuşulacağa benziyor. Amber Valletta, Carmen Kass, Carolyn Murphy, Stella Tennant ve Naomi Campbell gibi isimlerin yer aldı. Koleksiyonda tutkuyu ve fetişizmi vurgulamak istediklerini açıklayan Jacobs’un tasarımlarında transparan, deri ve kürklü modellere yer verilmiş. Dizaltı etek ve şalvar modellerinde de farklı bir tarz yaratan ünlü tasarımcı, adına ve Louis Vuitton’a yakışır bir koleksiyon hazırlamayı başarmış oldu. Louis Vuitton 2011-2012 Sonbahar-Kış defilesinde sunulan parlak deriler, zengin dokumalar, pitonlar, Moğolistan kuzu derisi ve diğer lüks detaylar görsellerin odak noktası oldu. 9 farklı fotoğrafta sezonun yıldız aksesuvarları, parlak kauçuk çizmeler, şapkalar ve parlak kuzu derisi eldivenler en az ikonik Lockit çantalar ve elmas taşlarla süslü kilidi ile sapı olan Extraordinaire clutch kadar dikkat çekti. Gucci Tasarımları ile adeta moda dünyasına yön veren ve birçok markanın ilham kaynağı olan moda devi Gucci 2011-2012 Sonbahar-Kış kreasyonu, çarpıcı reklam fotoğraflarıyla tanıtıldı. Önümüzdeki sezona ait ipuçları veren fotoğraflarda, detaylara da oldukça fazla yer verilmiş. Renklerde mücevher tonlarına olan rağbet önümüzdeki sezonda devam edecek gibi görünüyor. Yeşil, petrol, mor ve kırmızının tonları bizi lükse ve ihtişama davet ediyor. “Animal print” olarak adlandırdığımız hayvansal baskılar hız kesmeden devam ediyor. Desenlerde öne çıkan bir diğer trend ise puantiyeler. Lacivert üzerine beyaz olacak şekilde tasarlanan puantiyeler, şifon gömleklerle bütünlük içinde görünüyor. Klasik formdaki kürklere alışmışken, yeni sezonda renkli kürkler karşılıyor bizi. Kırmızı, beyaz ve yeşil gibi renkler kürklere farklı bir hava katıyor. Aksesuarlara gelince çantalarda yine zincir detaylar, uzun askılar ve kapaklı tasarımlar ön plana çıkmış. Renklerde klasik ve cesur renkler bir arada. Altın renkli takılar mücevher tonları ile uyum içinde. Kalın metal bileklikler ve uzun zincir kolyeler ihtişamı doruğa çıkarıyor. 38 Prenses Bijuteri MO DA Versace Prada Çarpıcı renkler ile hazırlanan koleksiyonda eski yılların moda trendleri kullanılmış. Geçmiş yılların trend parçaları zaten ilerleyen senelerde de mutlaka bir tasarımcının aklına geliyor ve kıyafet oluştururlar iken bunları kullanıyorlar. Koleksiyon modern şehir kadınlarının ilgisini çekmeyi planlıyor. Şık ve modern görünümü ile birlikte sofistike bir nitelik daha katıyor bu koleksiyon kadınlara. Koleksiyonda kürkler, yılan derisi ve timsah derisi de dikkat çeken lüks parçalar. 2011-2012 Sonbahar-Kış modasında öne çıkan detaylar… Bu sene en çok göze çarpan şey pastel tonlar. Özellikle koyu kırmızı ve koyu yeşil tonları vitrinleri dolduracak. Devamında haki ve bordo renklerine de rastlayacağız. Aynen geçen sezon gibi bu sene de midi ve maxi etekler moda. Upuzun, kiloş veya dar kesim etekleri rahatça bulabileceğiz. Pileli etekler, gömlekler ve yüksek bel pantolonlar ise trendini kaybetmemiş. Maxi etekler hakimiyetini son hızla sürdürürken kışa uyum sağlayıp salaş kazaklarla kombinleniyor. Bunların yanında tüylü, kürklü ve dantelli kıyafetlerden yine vazgeçemiyoruz... Kürk ve deri parçalar oldukça revaçta ama ikisinin birlikte kullanılması yeni sezonun eğilimlerinden. İster palto olarak kullanın, isterseniz yalnızca omuzlarınıza atın.İster eteğiniz kürkten olsun, isterseniz kürkünüzü belinize dolayın. Hatırlatmadan geçme- Derimod yelim, bu sezon Gucci, Christian Dior gibi markalardan ilham alarak canlı renklerde kürkler de tercih edebilirsiniz. Leopar, yılan vb. gibi hayvan desenlerini yine görmeye ve kullanmaya devam edeceğiz. Bunun yanında Black Swan etkisi de devam etmekte. Kuşları andıran tüyler her yerde karşımıza çıkacak. Dantel de yine her yerde karşımızda Bu sezon günlük kombinlerde daha giyilebilir şekilde kullanılıyor. Kürk etoller ve kabanlar, trençkot tarzı montlar bu sene moda, bol kesim yarasa kol modellerin haricinde dar, bedeni saran kabanlar da mevcut. Canlı renklerle dolu bir yaz geçirdik ve bunun ardından da kışın koyu renklere bürünmeyip yine rengarenk giyineceğiz. Yüksek bel modasının devam edeceğini söylemiştik. Bel boyu yükselince haliyle üstler kısalıyor. Ceketler, bluzlar, montlar hafif bol ama küt modellerden oluşacak. Geniş kesimleriyle dikkat çeken pantolonlar ise yüksek belli, kısa paçalı ve çoğunlukla saten tarzı ipeksi kumaşlardan oluşuyor. Ayrıca yazı şenlendiren parlak renkli pantolonlar kasvetli kış günlerini renklendirecek. Kısa boylu ceketlerin haricinde, kruvaze gelen tek veya çift düğmeli hakim yaka ceketler de bu kış çok moda. 2011-2011 Sonbahar-Kış trendleri arasında Maskulen giyim de trendlerin arasında. Aynı anda hem kadınsı hem de erkeksi olmak gibi eğilimler başı çekiyor. Erkeksi ceketler, paltolar, kumaş pantolon ve yelekler bu tarzın ana parçalarını oluşturuyor. Smokine benzeyen tuxedo ceketler ve beyaz gömlekleri de unutmayalım. 2010 kışının modası olan ekose gömlekler, montlar ve etekler tekrar mağazalarda yerlerini bulacak... 2011-2012 Sonbahar-Kış trendleri arasında göze çarpan renkler ve kumaşlar ise şöyle; Kahve tonları ve siyahın dışında, vizon, camel, bordo, haki, mürdüm, beyaz, krem, sarı, yavruağzı, mercan renklerini vitrinlerde sık sık göreceğiz. Kadife Kralların kumaşı kadife hem şık duruşu hem de sıcak tutuşu ile bu kış bizi sarıp sarmalayacak. Transparan Kışa inat, şeffaflıktan yana olan eğilimlere göre özellikle omuz ve kollar transparanla ön plana çıkartılacak. Plaid desen Ekose desenden hallice olan bu kareli desenler etekten pantolona her parçada kullanılıyor. İskoçlara selam. Grafik desenler Enine çizgileri zaten çok sevmiştik. Şimdi enine çizgilerle birlikte dikine çizgiler de trend. Minimalizm Basit çizgiler, belli belirsiz silüetler... Baştan ayağa tek renk giyinmek ve sadelik Sonbahar-Kış sezonunun en önemli eğilimlerinden. 39 YU R TDI Ş I GE Zİ Okyanusu, her daim bahar iklimi, parkı, müzeleri, köprüsüyle her dinden, her dilden, her ırktan, her cinsiyetten insanı bir arada huzurla yaşatabilmeyi beceren ender şehirlerden biri San Francisco… 100 YU R TDI Ş I GE Zİ D ünyadaki her dinden, dilden, ırktan ve kültürden insanın yaşadığı; tarihi, mimari özellikleri ve kıpır kıpır yaşamıyla dikkat çeken bir şehir San Francisco… Batının incisi San Francisco’da bir arada huzur içinde yaşayan bir düzineye yakın kültür aynı zamanda şaşırtıcı biçimde kendi öz kültürüne bağlı kalmayı başarabilmiş, bu şekilde bu körfez şehrine ayrı bir lezzet katmıştır. Hoşgörü ve özgürlük San Francisco’yu dünyanın dört bir yanındaki yüzlerce şehirden oldukça farklı kılıyor. San Francisco dili, dini, cinsiyeti, düşüncesi ne olursa olsun içinde barındırdığı herkesi bağrına basıyor. Çinli, Japon, Amerikalı, Meksikalı, siyah, beyaz, sarı kendi kültürünü koruyarak yaşamını sürdürüyor. 1700’lerde Portekizliler, İspanyollar ve İngilizlerin körfezi keşfi ile başlayan San Francisco hikayesi, 1848’ de California’da altın bulunması ile dünyanın her tarafından on binlerin körfeze akını ile devam etmiş ve 1849 yılında geçici çadırlarda yaşayan 20 bin nüfuslu bir efsaneye dönüşmüştür. 18 Nisan 1906 depremi ile başlayan büyük yangın kontrol edilemez şekilde 3 gün devam edince şehrin tüm iş merkezi tahrip olmuş ve şehrin göbeğinde 497 blokluk bir bölge yok olmuştur. 2500 kişinin hayatına ve o günkü değeri ile 350 milyon dolara mal olan bu yangının külleri soğumadan San Francisco’nun yeniden inşasına başlanmış ve şehir bugüne dek uzanan bir yenilenme sürecine girmiştir... 101 YU R TDI Ş I GE Zİ San Francisco’da Eğlence San Francisco’da geceler çok renkli yaşanır. Kaliteli caz ve gece kulüpleri ile şık restoranlar eğlenmek isteyenlerle dolup taşar. San Francisco gecelerinde herkese uygun bir eğlence anlayışı vardır. Gündüzlerin karmaşası gece ortadan yok olur ve yerini en kaliteli caz ve gece kulüpleri ve şık restoranlar alır. Canlı olarak dinleyebileceğiniz caz müzisyenlerinin çalıp söylediği kulüplerden, tekno müziğin sabahlara kadar susmadığı mekanlara, en ünlü müzikallerden, striptiz kulüplerine kadar gece hayatının tüm renkleri San Francisco’da yaşanır. Şehrin en ilginç yerlerinden biri de Haight-Ashbury’dir. 1960’larda Hippi kültürünün doğduğu yer olarak tarihe geçen Haigh- Ashbury, o zamanların yaşam tarzını aynı çılgınlıkla sürdüren insanlarla doludur. Eşcinsellerin dünya başkenti olarak bilinen bölge, kilometrelerce uzaktan görünen gökkuşağı rengindeki devasa bayrağı ile ayrı bir özerk bölge gibidir. Castro bölgesi, özellikle eşcinsellerin bayramında ve cadılar bayramında en şenlikli halini alır. 30 bin Çinlinin yaşadığı Chinatown ise, Ocak ayının sonlarıyla Şubat ayının başlarına gelen Çin Yeni Yılı kutlamaları sırasında bambaşka bir havaya bürünür. Renkliliği ve görselliliği ile tam bir Uzakdoğu kültür şöleni yaşanır. Ocak ayının sonlarıyla Şubat ayının başlarına gelen Çin Yeni Yılı kutlamaları sırasında bambaşka bir havaya bürünür. Renkliliği ve görselliliği ile tam bir Uzakdoğu kültür şöleni yaşanır. 102 YU R TDI Ş I GE Zİ San Francisco’nun Büyüleyici Köprüsü; Golden Gate Golden Gate Köprüsü, Golden Gate’te bir uçtan diğer uca uzanan asma bir köprüdür. Yapımına 1933 yılında başlanan köprünün inşasına imkânsız gözüyle bakılmış. Bunun sebebi şiddetli okyanus rüzgarları ve her mevsim birden bire ortaya çıkan yoğun sis. Tüm bu olumsuz koşullara rağmen köprü dört yılda tamamlanarak hizmete açılmış. Golden Gate’in büyüleyici, esrarengiz bir havası var. Şehrin bir diğer güzelliği, köprünün adaşı Golden Gate Park. San Francisco’nun ortasında yer alan Golden Gate Park, adını taşıdığı köprü kadar güzeldir. İrili ufaklı gölleri, göz alabildiğince yeşilliği, müzeleri, spor ve piknik alanlarıyla hemen her yaş grubuna hitap eden park, William Hammond tarafından 1871 yılında tasarlanmış. O tarihten bu yana San Francisco’nun nefes aldığı en önemli mekandır. San Francisco’da Her Mevsim Bahar San Francisco’da mevsimler hep bahar. Bazen sonbahar genellikle ilkbahar. Hava sıcaklığı okyanusun ılımanlaştırıcı etkisiyle 23 derece ile 7 derece arasında. Şehrin bir diğer sürprizi de aniden her yeri sarıveren yoğun ve çok gri sis. Gün içinde birden bire etrafı saran sisle karşılaşmak San Franciscolular için çok olağan. Sıcak bir günü serinleten, bir büyü gibi etrafı sarıp değiştiren türden bir sis bu. Bu da şehre gizemli bir hava katıyor. Cable Car’la Şehir Turu San Francisco’da Ne Yenir? 3500’ün üzerinde restoranla San Francisco, ABD’de kişi başına düşen en çok restorana sahip şehirdir. San Francisco Chronicle gazetesi her sene en iyi 100 restoranı seçer. San Francisco’ya gittiğinizde enginarlı pizza ve krem brülesi yemeden dönmeyin… San Francisco’yu sokak sokak tanıyacak kadar fazla vakti olmayanlar, adı buralarda “Cable Car” olan tramvayla yapılan şehir turuna katılabilir. Şehrin en işlek ve hareketli caddesi Mark Street’te leziz deniz mahsulü yiyebilir ve pek çok turistik gösteriyi izleyebilir. Her dem taze deniz ürünlerinin yanında tüm dünya mutfakları da San Francisco’ya hizmet sunar. Chinatown ve Japantown’da yemekten giysiye her anlamda Çin ve Japon kültürüne de dalınabilinir. Şehrin en eğlenceli merkezini oluştururlar. Şehir merkezine on dakika uzaklıktaki Mission Bölgesi, yarım günlük mesafedeki Meksika’yı aratmayacak kadar Meksikalıdır. Acılı yemeğin her çeşidinden eşsiz lezzetler burada bulunur. Meksika ve Latin Amerika’nın tüm özelliklerini taşıyan bu bölgede fasulye, et, tavuk, pilav gibi her türlü malzemenin yufka ekmeğine sarılıp dürüm şeklinde sarılmış halinin adı “Buritt”dur. 103