Ocak-Şubat-Mart 2015
Transkript
Ocak-Şubat-Mart 2015
İÇİNDEKİLER TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BURSA ŞUBESİ Sayı: 62 Ocak-Şubat-Mart 2015 İMO Bursa Şubesi Adına İmtiyaz Sahibi: Basri AKYILDIZ Yazı İşleri Müdürü: Fatih CANBAZOĞLU Yayın Kurulu: Sezai ÖZOKUTANOĞLU Fatih CANBAZOĞLU M.Burak İMREKOĞLU Kayhan ÖZYILDIRIM Muazzez MUTLU 07 15 16 18 24 26 28 30 32 34 35 36 38 Bursa’nın çatısı çöktü Fatih Söylemez: Doğal afetler (!) ve inşaat mühendisliği Bursa’nın çatısı kar ve lodosa dayanamadı Armutlulu mühendisler BOÜ’de baret giyme töreni Dönüşüme en riskli bölgeden başlanmalı İhsan Akar: Gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve vergilendirilmesi Sıcaksu’da yer sahipleri İMO’dan destek istedi Belediyelerle çalışmalar devam ediyor Deneyimlerini aktardılar Yıldırım’da kentsel dönüşüm tartışıldı Meslek içi eğitimler sürüyor Erol Kılıkçıer: 167 Sayılı ILO İnşaat İşlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi 40 45 48 50 52 56 58 63 64 Hızlı raket: Berna Dağ 'BTÜ'ye elimizden gelen tüm desteği vereceğiz' Birikimler paylaşıldı İMO Kütahya Temsilciliği’ne yeni bina Genç mühendislerden Vodafone Arena'ya gezi Muhteşem konser 60.yıl coşkusu Fatma Akpancar’a veda yemeği Bir masal diyarı Venedik Yayına Hazırlayan: Cumhuriyet Mh. Nilüfer Hatun Cd. Kurumahmutoğlu Apt. No:140 Nilüfer/BURSA Tel: 0224 451 66 67 Faks: 0224 451 70 71 www.yazievi.com.tr Yayın Yönetmeni Elif SEZGİN Editör Erdal ŞEN Haber Ramazan GÜLTAŞ Suat KILINÇ İMO BURSA ŞUBESİ Odunluk Mah. Akademi Cd. BAOB Yerleşkesi No:8/A-1 Nilüfer / BURSA Tel: 0224 452 94 00 GSM: 0530 408 37 48 web: www.imobursa.org e-posta: bursa@imobursa.org SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 3 4 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 Saygıdeğer meslektaşlarımız, İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin 62. sayısında yeniden sizlerle birlikteyiz. İMO Bursa Bülten’i, sizlerin daha çabuk ulaşabilmesi için e-bülten olarak karşınıza çıkartmaya karar verdik. İMO Bursa Bülten’de, sizlere gündemi takip eden ve değerli bilgilerin yer aldığı bir sayı hazırlamaya çalıştık. Bu sayımızın dosya konusunda; Bursa’mızı etkisi altına alan yoğun kar yağışı ve şiddetli lodosa dayanamayan yapılar. Bu yıl kenti hazırlıksız yakalayan, deprem sonrasını aratmayan aşırı kar ve şiddetli lodosun yol açtığı can ve mal kayıpları ile karşı karşıya kaldık. Hazırladığımız dosyada konuyla ilgili uzmanlarımızın yanı sıra sektörde birebir bu sorunları çözmeye çalışan meslektaşlarımızın görüş ve önerilerine yer verdik. Can ve mal kayıplarını önlemek için neler yapılması gerektiğini irdeledik. İMO Bursa Şubesi olarak Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün ile birlikte bu konuda kamuoyunu ve yetkilileri bilgilendiren-uyaran bir basın açıklaması gerçekleştirdik. Bu konuda mesleki denetimini yaptığımız projelerde denetimlerimizi daha da artıracağımızı, tüm çatılar için gerekli hesaplamaları ve imalat detaylarını isteyeceğimizi vurgulamak istiyoruz. Geçtiğimiz süreçte yaşanan iş kazaları ile İş Güvenlik Yasası, Türkiye gündeminde önemli yer tutmaya devam etti. “6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda” Torba Yasa ile birlikte yapılacak değişiklikler komisyonda kabul edilirken konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelmesi bekleniyor. Konu ile ilgili yazılı ve görsel basında düşüncelerimizi sık sık gündeme getirmeye çalıştık. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı İş Teftiş Bursa Grup Başkanı Yaşar Ata’yı ziyaret ederek, sektörde yaşanan sorunları ve beklentilerimizi aktardık. Bu konuda işveren ve işçinin bilinçlendirilmesi, iş güvenliği uzmanlarının artması, denetimlerin sık ve düzenli gerçekleştirilmesi gerektiğini dile getirdik, getirmeye de devam edeceğiz. Üzerinde hassasiyetle durduğumuz diğer bir konu da “6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanunun” ile tartışmaya devam ettiğimiz kentsel dönüşüm. Odamızın da işbirliğinde düzenlenen ‘Bursa Kentsel Dönüşüm Zirvesi’nde kentsel dönüşüm çalışmalarının kent ile ilgili envanter çalışmasının ardından riskli görünen bölgelerden başlaması gerektiğini yineledik. Bursa’da şu an Çevre ve Şehircilik Bakanlığı onayıyla Osmangazi ve Yıldırım belediyeleri tarafından sürdürülen iki kentsel dönüşüm projesi bulunuyor. Biz de kent yetkililerinin bu dönüşümleri denetleyen bir komisyon kurmaları için ısrarımızı sürdüreceğiz. Nilüfer Belediyesi ile yürüttüğümüz mesleki denetim işbirliğine Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz ile imzaladığımız ‘Güvenli Kent, Güvenli Yaşam İşbirliği Projesi’ni de ekledik. İMO Bursa Şubesi olarak üyelerimizin mesleki gelişimine katkı sağlayacak eğitim ve seminerlerimizi de sürdürüyoruz. Bu kapsamda meslek içi eğitimlerin yanı sıra “Şantiyelerde Karşılaşılan Beton Çatlaklarının Sebepleri ve Çözümleri İle Kütle Betonları”, “Taahhüt İşlerinde İnşaat Muhasebesi Kayıtları, Vergi ve SGK Uygulamaları Semineri”, “Proje Yönetim Yazılım Semineri” düzenlediğimiz etkinliklerden birkaçı. Bu yıl Geleneksel Dayanışma Gece’mizde İnşaat Mühendisleri Odası’nın kuruluşunun 60’ıncı yılını kutladık. Üyelerimizle birlik içinde olmanın mutluluğunu yaşayarak meslekte 60, 40 ve 25’inci yılını dolduran üyelerimize plaketlerini verdik. Ayrıca İnşaat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası ve Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubeleri Türk Sanat Müziği Korosu’nun ‘Şarkılar Bizi Söyler’ isimli kış konseri ile bir araya gelen oda üyeleri en güzel şarkıları birlikte söyledi. Mesleğimize ve üyelerimize katkı sağlamak için kurumlarla olan işbirliğimizi sürdürüyoruz. Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Cem Kürşad Hasanoğlu’nu, İl Milli Eğitim Müdürlüğü İnşaat Emlak Hizmetleri Müdürü Necdet Sezer’i, BTÜ Rektörlüğü görevine yeni atanan Prof. Dr. Arif Karademir’i makamında ziyaret ettik. Bursa Orhangazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencilerinin baret giyme törenine, BTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Beyhan Bayhan’ın ‘Bursa’yı Etkileyen Tarihi Depremler ve Bursa’yı Bekleyen Deprem Tehlikesi’ konulu seminerine katıldık. Osmangazi Belediyesi personeline İMO Bursa Toplantı Salonu’nda Deprem Yönetmeliği ve proje denetimleri konusunda seminer verdik. Talepler doğrultusunda bu seminerleri sürdüreceğiz. Geleceğin inşaat mühendisi adaylarının deneyimlerini arttırmak için de Genç İMO aracılığı ile temsilcilerle bir araya geldik. Uludağ Üniversitesi öğrencilerine SİNTA Beton-Prefabrik ve Çelik Üretim Tesislerine teknik gezisi, Genç Mühendislerle Sektöre Giriş Söyleşisi düzenledik. Ve yine sizler için dopdolu bir bülten sunmaya çalıştık. Tüm çalışmalarımızda bize destek veren, etkinliklerimize katılan siz değerli üyelerimize, ilan veren dostlarımıza ve çalışmalarımızı kamuoyuna ve sizlere aktaran basın mensuplarına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Saygılarımızla… İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 5 DOSYA 6 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 BURSA’NIN ÇATISI ÇÖKTÜ Bursa bu yıl olağan dışı bir kış yaşadı. Yoğun kar yağışına şiddetli lodos da eklenince kentte hayat felç oldu. Tüm uyarılara rağmen önceden alınmayan tedbirler ve altyapıdaki yetersizlikler Bursa’yı savaştan çıkmış bir hale soktu. K ar, yağmur ve lodos gibi sıradan doğa olayları her ne kadar afet olarak değerlendirilmese de bu doğa olaylarının afete dönüşmesinde tedbir alınmaması ya da önlemlerin yetersiz kalması dikkati çekiyor. 2015 yılının girmesiyle önce kar sonra lodos Bursa’da fazlasıyla etkili oldu. Yeni yıla kar yağışı ile giren kentte, yoğun kar yağışı nedeniyle özellikle pazar yeri, sebze hali ve fabrika gibi büyük yüzey alanına sahip yapıların çatılarında göçmeler yaşandı. Her ne kadar kar nedeniyle çöken çatılar gündemde fazla yer almasa da 30-31 Ocak ve 1 Şubat tarihlerinde aralıksız devam eden lodos, kentte yaşamı felç etti ve ülke gündemine yeniden çöken ve uçan çatıları, savrulan tabelaları, cephe kaplamalarını, kırılan camları, devrilen TIR’ları getirdi. Ortalama hızı saate 110 kilometreyi, en yüksek hızı 130 kilometreyi bulan lodos, şehri afete maruz kalmış görünüme soktu. Özellikle İzmir Yolu üzerinde inşası devam eden yeni stadyumun önündeki vinçin devrilmesi ve bir taksi şoförünün hayatını kaybetmesi, tüm Türkiye’de gözleri Bursa’ya çevirdi. 3 gün boyunca aralıksız devam eden 5 kişinin yaşamını yitirdiği lodos sonucu ortaya çıkan tablo da afetin boyutlarını gözler önüne serdi: 100’den fazla yaralı, 20’nin üzerinde zehirlenme vakası, yüzlerce araçta hasar, 1000’den fazla maddi zarara yol açan olay, enerji nakil hatlarındaki arazılar sebebiyle bazı bölgelerin günlerce elektriksiz kalması, sanayi yapılarında görülen hasarlar ve şehrin ulaşımında çok önemli bir yeri olan BURSARAY’ın çalışamaz duruma gelmesi. Kısacası lodos Bursa’da çatıları, işyerlerini, cepheleri, enerji hatlarını, trafiği ve kıyıları ile tüm şehir yaşamımızı felç etti. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 7 DOSYA Rüzgâr etkisi ve yapı Bursa’da yaşanan şiddetli lodosun çatıları, işyerlerini, cepheleri, enerji hatlarını, trafiği, kısacası tüm şehir yaşamını felç ettiğini belirten Prof. Dr. Adem Doğangün, bir yapının çatısından cephesine tüm aşamalarında mühendislik hesaplarından yararlanmak ve uzman ekiplerle çalışmanın önemine değindi. R üzgâr yükünün ülkemizde zaman zaman çatıların uçması ve kalkan duvarlarının yıkılması gibi olaylara neden olarak, can ve mal kayıplarına sebebiyet verdiğini belirten Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün, bu duruma, yakın geçmişte Bursa ve Konya’da ilköğretim okullarında çatıların uçması ve kalkan duvarlarının yıkılması nedeniyle öğrencilerin hayatlarını kaybetmesi ile yine geçtiğimiz günlerde Bursa’da meydana gelen fırtına nedeniyle 5 vatandaşın yaşamını yitirmesini örnek verdi. Rüzgârın, zaman zaman ‘Çatı uçtu, minare göçtü, sobadan zehirlenme meydana geldi’ gibi kısa süreli gündeme gelerek, aynı hızda gündemden düştüğünü kaydeden Prof. Dr. Doğangün, ancak Bursa’da 30 Ocak 2015’te başlayıp 3 gün aralıksız devam eden lodosun çöken ve uçan çatıları, savrulan tabelaları, cephe kaplamalarını, kırılan camları ve devrilen tırları ülke gündemine daha anlaşılır getirdiğini anlattı. LODOS HAYATI FELÇ ETTİ Ortalama hızı saatte 110 kilometreyi bulan, en yüksek hızı ise 130 kilometreye kadar çıkan lodosun Bursa’yı afete maruz kalmış bir yapı görünümüne soktuğunu ve hayatı durma noktasına getirdiğini aktaran Doğangün, “En önemlisi de 5 vatandaşımız lodosun yol açtığı olaylar sonucunda maalesef hayatını kaybetti. 100 den fazla kişi yaralandı, 20’den fazla vatandaşımız zehirlendi, yüzlerce araç hasar gördü ve 1000’den fazla maddi zarara yol açan olay gerçekleşti. Enerji nakil hatlarındaki arızalar bazı bölgelerin saatlerce hatta 3 günden fazla elektriksiz kalmasına neden 8 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 08 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 60 oldu. Bursa için son derece önemli olan sanayi yapılarımız zarar gördü. Şehrin ulaşımında önemli bir yeri olan Bursaray çalışamaz duruma geldi. Kısacası lodos çatılarımızı, işyerlerimizi, cephelerimizi, enerji hatlarımızı, trafiğimizi, kıyılarımızı kısacası şehir yaşamını felç etti” dedi. UZMAN EKİP MONTAJI ÖNEMLİ Prof. Dr. Doğangün, şöyle devam etti: “Rüzgâr da deprem gibi bir doğal afet olup, şehir yaşamını felç edebilmektedir. Rüzgâr nedeniyle genelde çatı uçması, bazı kule türü yapıların yıkılması yaşanmaktadır. Ancak son yıllarda cephe kaplama malzemelerinin yaygın olarak kullanılması, bu yıl yaşanan lodos ve meydana gelen hasarla birlikte bunların da mutlaka rüzgâra göre hesabının yapılması gerektiğini ortaya koymuştur. Çünkü binadan kopan kaplamalar sadece bina sahibine yeniden yapım maliyeti değil, uçtuktan sonra sebep olduğu can ve mal kaybı çok daha kritik vakalara neden olabilmektedir. Büyük cephelerde ve yüksek yapılarda ise bu durumun oluşma riski daha yüksektir. Özellikle yüksek yapılar ve spor tesislerindeki cam yüzeylerin ve cephe kaplamalarının mutlaka hesabı yapılmalı ve uzman ekipler tarafından montajı gerçekleştirilmelidir.” DOSYA ÇELİK ÇATILARA DİKKAT! Çatıların genellikle herhangi bir hesap yapılmadan geçiştirildiği, oysa yaşanan son olayların, çatıların da mutlaka projelendirilmesi gerçeğini ortaya koyduğunu bildiren Doğangün, mühendislerin, çatı hesaplarında kullandıkları kar ve rüzgar yükleri konusunda kendi bilgi birikimini güncellemelerinin önemine değindi. Büyük açıklıkların bulunduğu çelik çatıların ise daha riskli pozisyonda bulunduğuna işaret eden Adem Doğangün, bunları mühendislik hesaplarında ve yapımında daha fazla dikkatli olmak ve uzman ekiplerle çalışmak gerekmektiği uyarsında bulundu. Sanayicilere uyarılarda bulunmayı da ihmal etmeyen Prof. Dr. Adem Doğangün, “Sanayi yapılarının hasar görmesi, maddi zararın yanında üretim kayıplarına da sebebiyet verebilir. Bazen üretim kayıpları ve firmanın prestijinin düşmesi ise binanın kendi yapı maliyetin bile geçebilmektedir. Bu bakımdan sanayicilerimiz mutlaka iyi mühendislik hizmeti görmüş yapılar yaptırmalı ve bu şekilde yapılmamış olanlarda faaliyet gösteriyor iseler derhal bunları mühendislik denetiminden geçirmelidir” dedi. Adem Doğangün son olarak, tüm bu süreçte denetim firmalarına ve belediyelere önemli görevler düştüğünü, yapıları denetlerken ve ruhsat verirken bu hususlara mutlak suretle dikkat etmeleri gerektiğini sözlerine ekledi. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 9 SAYI 60 İMO BURSA BÜLTEN 09 DOSYA Kar, rüzgâr ve yönetmelikler İnşaat Yüksek Mühendisi İlker Yılmaz Türker, afetlerin neden olduğu kayıp ve maliyetlerinin konuşulduğu bir ülke yerine, insanların güvenli yapılarda yaşadığı bir Türkiye için tüm kesimlere sorumluluklar düştüğünü söyledi. H er yıl kar yağışı ya da kuvvetli rüzgârın ardından yıkılan yapıların, çöken çatıların gündeme geldiğini hatırlatan İnşaat Yüksek Mühendisi İlker Yılmaz Türker, bu durumun, kalkınma yolundaki Türkiye’nin görünümüne yakışmadığını söyledi. Çok katlı yapıların tasarımında deprem ve rüzgâr yükleri etkiliyken, büyük açıklıklı yapılarda ise kar yükünün belirleyici olduğunu kaydeden Türker, büyük açıklıklı yapıların çoğunlukla çelik ile inşa edildiği gerçeğine karşılık, TS 648 ‘Çelik Yapıların Hesap ve Yapım Kuralları’ standardının eksiklik ve hatalarının 1981 yılından bu yana hiç güncellenmemiş olmasının ise düşündürücü olduğunu ifade etti. Kar ve rüzgâr yüklerinin, TSE’ce hazırlanan TS 498 ‘Yapıların Tasarımında Kullanılacak Yükler’ adlı standarttan alındığı bilgisini veren Türker, “Bu standart da son olarak 1997 yılında güncellenmiş. Öte yandan TS EN 1991-1-3 ‘Yapılar Üzerindeki Etkiler-Genel Etkiler-Kar Yükleri’ adlı yönetmelik, Eurocode’un Türkçeye çevrilmesi ile elde edilmiş olup, bu yönetmelikteki kar bölgeleri haritamız halen TS 498’deki değerleri içermektedir. Oysa yapılan araştırmalar göstermiştir ki TS 498’de, Türkiye’deki yerleşim merkezlerinin yüzde 71,7’si için ekonomik olmayan zemin kar yükleri önerilmektedir. Bir yerleşim merkezi için istatistiksel analizle elde edilen kar yükünün, TS 498’e göre önerilen kar yüküne oranını ifade eden Ω değeri, bu merkezlerde 0,27 ve 0,98 arasında değişmektedir” dedi. ÇELİK YAPILARIN EMNİYETİ SIKINTILI! TS 498’de, Türkiye’deki yerleşim merkezlerinin yüzde 28,3’ü için ise emniyetsiz zemin kar yüklerinin 10 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 08 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 60 önerildiğini açıklayan İlker Yılmaz Türker, bu emniyetsizliğe de genellikle kışların sert geçtiği Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgeleri ile kışın biriken kar üzerine sık sık yağan yağmurun görüldüğü Karadeniz kıyı bölgelerinde rastlandığını dile getirdi. Bununla birlikte Ω değerinin 2,24’den büyük olduğu yerleşim merkezlerinde, TS 648’e göre tasarlanan çelik yapıların emniyetinden söz etmenin mümkün olmadığına işaret eden Türker, “Çünkü bu tip yerlerde TS 498’e göre önerilen emniyetsiz kar yüklerinden kaynaklanan tasarım hatası TS 648’deki 1,67’lik emniyet katsayısıyla dahi tolere edilememektedir” diye konuştu. Türker, kar bölgeleri haritası ve TS 7046’nın (Çatılardaki Kar Yükünün Tespiti standardı) yeniden düzenlenmesinin, can güvenliği ve ülke ekonomisi bakımından kaçınılmaz olduğuna da vurgu yaptı. UYGUN STABİLİTE SİSTEMİNİN ÖNEMİ Kar yağışı miktarının yanında, yapıların üzerinde nasıl yükler yaratacağının da ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gereken bir diğer bir konu olduğunu kaydeden Türker, şöyle devam etti: “Kar yükü nedeniyle oluşan yapı hasarlarının büyük bölümünün, bu yükün düzensiz yayılmasına neden olan birikmeler nedeniyle, yapı stabilitesinin DOSYA bozulması sonucunda oluştuğu görülmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki stabilite kaybı, yalnızca yükün büyüklüğü ve dağılımıyla değil, uygun stabilite sisteminin kurulamamasıyla da ilgilidir. Yukarıda sözü edilen Ω değeri Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde 1’den küçük olmasına rağmen, yapıların kar yükü nedeniyle çökmesi bunun bir göstergesidir. Bu alanda, inşaat mühendisliği tasarımının hatalarına, kar birikmelerine neden olan mimarî tasarım hataları da eklendiğinde risk büyümektedir. Yapı güvenliği kavramı, her iki meslek grubunda da tasarımın birinci önceliği olarak benimsenmelidir.” Ülke genelinde yapıları göçmeye götüren diğer bir etken olan rüzgarla ilgili olarak da “Genellikle yönetmelikler, rüzgar hızının ulaştığı en yüksek değerler ve en uzun süre üzerinden yaklaşım geliştirmektedir. Oysa en yüksek değerin çok altında olmasına rağmen sürekli değişiklik gösteren rüzgar hızı, yapılar için daha riskli durumlar oluşturabilmektedir” diyen İnşaat Yüksek Mühendisi Türker, bunun en önemli örneklerinden birini, 1940 yılında çöken Takoma Narrow köprüsü olarak belirtti. Türker, köprünün saatte 140 kilometre rüzgar hızına göre tasarlanmış olmasına rağmen, sürekli değişkenlik gösteren ve ortalama 65 kilometre hızındaki bir rüzgarla rezonansa girerek çöktüğü bilgisini verdi. ‘TS 498 RÜZGAR YÜKLERİ İÇİN DE YETERSİZ’ TS 498’in rüzgar yükleri için verdiği değerler ve yapıya uygulama şeklinin de yeterli olmadığını belirten Türker, “Yönetmeliğimizde rüzgar yükü, yapı yüksekliğine ve rüzgara maruz cephelerin rüzgarla yaptığı açıya bağlıdır. Oysa yapının sadece yüksekliği değil, plandaki boyutları, rüzgara maruz yüzeydeki boşluklar, arazi engebeliliği ve yapının bulunduğu şehirdeki diğer yapıların ortalama yüksekliği ile yapının bir yükseltinin eteğinde yahut zirvesinde oluşu gibi tüm parametreler bu duruma etken teşkil etmektedir” ifadelerini kullandı. Bu yüzden yapıların deprem yüküyle beraber mutlaka rüzgar yüküne göre de değerlendirilmesinin önemine değinen Türker, rüzgarın yapacağı kaldırma, devrilme ve bölgesel kaplama malzemesi yırtılması gibi risklerin mutlaka incelenmesi gerektiğini ve betonarme yapı üzerindeki bir çelik çatıya deprem ve ısı etkilerinden çok, rüzgar yükünün etki edebileceğine vurgu yaptı. ‘EUROCODE, ÜLKEMİZDE DE YAYGIN KULLANILMALI’ Yönetmelikler arasındaki inşaat pratiğine bağlı engelleri kaldırarak birlik sağlamak ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerin inşaat endüstrisi ve bu alanda çalışan profesyonellerin rekabet potansiyelini geliştirmek amacıyla hazırlanan Eurocode’un, Türkiye’deki mühendisler tarafından da yaygın bir şekilde kullanılması gerektiğini söyleyen Türker, sözlerini, “Bu amaçla üniversiteler, meslek odaları, ilgili enstitü ve bakanlıklar, vakit kaybetmeden meslekiçi eğitim programlarıyla bu geçişi sağlamalı ve destek olmalıdırlar. Ülkenin gelecek planlaması; rüzgar, kar ve depremin sıradan doğa olayları olduğu kabulü üzerinden yapılmalıdır. Cereyan edecek muhtemel afetlerin neden olacağı kayıpların ve maliyetlerinin konuşulduğu bir ülke yerine, kaynaklarımızı verimli kullandığımız, güvenli yapılarda yaşadığımız bir ülkeyi yeğlemekteyiz” diyerek bitiridi. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 11 SAYI 60 İMO BURSA BÜLTEN 09 DOSYA Kar yüklerinin tayini İnşaat Mühendisi Hakan Orhan, bölgeye ait zemin kar yükü, çatının şekli, malzemesi, rüzgâr ve güneş ışınlarının durumu gibi etkenlerin, çatılarının güvenli ve ekonomik olarak projelendirilmesi bakımından son derece önemli olduğunu söyledi. K ar ile ilgili yapılan çalışmalarda, rakım arttıkça kar yüklerinin de arttığını belirten İnşaat Mühendisi Hakan Orhan, Avrupa standartlarında bir yüklemeyi girmek için birden fazla veriye ihtiyaç duyulurken, TSE standartlarında ise bazı bağıl etkenlere verilen önemin daha az olduğuna dikkati çekti. Çatılarda kar yükünü belirleyen faktörlerin her çatı için farklılık gösterdiğinden, zemin kar yükü esas alınarak çatı kar yükünün belirlendiğine işaret eden Orhan, “Zemin kar yükü, yapının inşa edileceği bölgenin iklimsel özellerine bağlı, zaman ve rakıma göre bölgeye ait uzun dönem kar verileri yardımıyla istatistiksel yöntemlerle tahmin edilir. Zemin kar yükü ile ilgili temel veriler gözlem istasyonlarınca ölçülen kar derinliği ve kar su eşdeğeri verileridir. Beşik, sundurma, kubbe vb. gibi basit şekildeki çatılarda; çatı şekli ve eğimi, çatı arasındaki ısıl geçiş kar yükünü önemli ölçüde değiştirebilir. Bu faktörler arazi ölçümleri ve laboratuvar çalışmaları sonucunda boyutsuz dönüştürme katsayıları ile ifade edilirler” dedi. Karmaşık geometrik özellikler 12 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 gösteren çatılarda ise karın çatı üzerindeki dağılımının farklılıklar gösterebileceğini açıklayan Orhan, bu tip çatılarda, çatı üzerinde ortaya çıkabilecek farklı yüklerin belirlenmesi için rüzgâr tünellerindeki modeller üzerinde yapılan deneylerden yararlanıldığı bilgisini verdi. TS 498 VE TS 7046 Kar yükü hesabında uyulması gereken esaslar ile zemin kar yükü ve dönüştürme katsayılarının Türkiye’de TS 498 ve TS 7046’da verildiğini aktaran Orhan, bu konuda şunları söyledi: “TS 498’de çatı kar yükü, zemin kar yükünün sadece çatı eğimine bağlı bir katsayı ile çarpılması ile belirlenir. TS 7046’da zemin kar yükü ele alınan bölge için istatistiki analizle veya kar yükü haritasından yararlanarak belirlenmiş ise çatı kar yükü, çatı eğimine ve şekline bağlı olarak hesaplanır. Ayrıca TS 7046’da ele alınan bölgeye ait uzun dönem kar verileri mevcutsa, zemin kar yükünün belirlenmesine yönelik bir istatistiki analiz metodu da verilmektedir. Son yıllarda özellikle ABD ve Kanada gibi gelişmiş ülkelerde yapılan araştırmalar doğrultusunda konu ile ilgili standartlar geliştirilmiştir.” KAR YOĞUNLUKLARI Yüksek kotlarda hava sıcaklığının sıfır derecenin altında kaldığı sürece karın erimeden depolandığını belirten Orhan, güneş ışınlarının karın erimesinde en önemli etken olduğunu, sıcaklık ve rüzgâr dışında yağan yağmurların da karın erimesini hızlandırdığını hatırlattı. Yerdeki kar örtüsü yoğunluğunun yüzde 5 ila 90 arasında oldukça geniş bir aralıkta değişkenlik gösterdiğini vurgulayan Orhan, yeni yağmış kar yoğunluğunun ortalama yüzde 10 olarak varsayıldığını ve 100 mm’lik yeni yağmış kar kolonunun da 10 mm’lik su sütununa sahip olduğu anlamına geldiğini ifade etti. Orhan, “Kar erimeden bekledikçe yoğunluğu artar. Kar örtüsü üzerine yağan yağmur da kar örtüsünün yoğunluğunu yüzde 90’a kadar çıkarabilir. Yoğunluk yüzde 40-50 dolaylarına çıkınca kar suyu akış haline dönüşür. Diğer DOSYA taraftan kar sıkışması ile oluşan buzullarda maksimum yoğunluğun yüzde 91 olarak ölçülmüş olduğu bilinmektedir. Rüzgârın esiş yönündeki kar sıkışmaları ve sonradan yağan karın üstte meydana getirdiği tabakaların sıkıştırması sonucu karın yoğunluğu da yükselir. Kar birikmesi çok olan yerlerde ilkbahar erimeleri başlamadan kısa zaman önce genel olarak karın yoğunluğu yüzde 40-60 arasında değişir” diye konuştu. ÇATI KAR YÜKÜ İnşaat Mühendisi Hakan Orhan, şöyle devam etti: “Çatı kar yükü; yapının inşa edileceği bölgeye ait zemin kar yüküne göre, çatı şekli, çatı malzemesinin pürüzlülüğü, rüzgârın ve güneş ışınımının çatı üzerindeki dağılımı ve yapıdan kaynaklanan ısıl geçişleri dikkate alınarak belirlenir. Çatı kar yükünü belirleyen bu faktörlerin, çatının projelendirilmesi aşamasında göz önünde bulundurulma- sı, çatının güvenli ve ekonomik olarak projelendirilmesi bakımından son önemlidir. Genelde bir çatı üzerindeki ortalama kar yükü zemin kar yükünden daha azdır, fakat karın yığılması çatı üzerinde belli bölgelerde son derece büyük çatı yüklerine sebep olabilir. Rüzgârdan dolayı yığılma, tekrar dağılma ve sıkışma, çatı içinden ısıl kayıpların sonucu olarak erime, eğimli çatılar üzerinde karın kayması gibi sebeplerle çatı kar yükü, zemin kar yüküne göre farklılık gösterebilir. Kar, hızlanan hava akışının olduğu bölgelerde oyulur ve durgun bölgelerde yığılır. Hava akımıyla beraber kar, taşındığı yerden yığıldığı yere kadar zemin veya çatı yüzeyine yakın bir şekilde neredeyse yatay olarak taşınır. Bu yüzden kar biriktiği bölgelerde daha yüksekte değil, eşit yükseklikte veya daha alçakta biriktirmeye meyillidir. Büyük dengesiz yükler, beşik veya kemerli çatıların rüzgâr altı tarafında karın yığılmasından kaynaklanabilir. Bu dengesiz yükler özellikle kemerler ve kemer makasları için tehlikeli olabilirler.” Son olarak, yüzde 10 veya daha fazla eğimli çatıların, periyodik olarak kayma sonucu kar yüklerinin hepsini veya bir kısmını kaybetme eğiliminde olduklarını açıklayan Orhan, eğimli çatılara komşu veya bitişik alçak çatıların olası kayma sonucu oluşan ilave kar yüklerine göre tasarlanmalarının önemine değindi. Orhan, kayan karın parapet duvarlara ve diğer dikey yüzeylere yanal bir kuvvet de uygulayacağından, bu hususun da mutlaka göz önünde bulundurulmasının gerekliliğine işaret etti. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 13 DOSYA Çatı ve cephe kaplamalarında dikkat edilecek hususlar İnşaat Mühendisi Araz Kebir, kar ve lodoslu havalarda özellikle çatılarda meydana gelebilecek hasarlara karşı alınacak önlemler konusunda uyardı. G eçtiğimiz günlerde yaşanan kar ve lodosta, özellikle çelik konstrüksiyona sahip çatılarda ağır hasarların meydana geldiğini, cephe ve çatı kaplamalarının rüzgâr etkilerine yenik düşerek maddi zarara sebep olduğunu hatırlatan İnşaat Mühendisi Araz Kebir, yapı ruhsatı için yapılan başvurularda; çatıya ait analizlerin istenmesi, uygulama projesinin çizilmesi, varsa da cephe kaplamasıyla ilgili taşıyıcı sistem belirlenerek, bağlantı detaylarının mutlaka belirtilmesi gerektiğini söyledi. SIKÇA YAPILAN HATALAR VE ÇÖZÜMLERİ… Kebir, çatı imalatı esnasında sıkça yapılan hataları ise şöyle sıraladı: - Çatı kalkan duvarlarının yatay ve düşeyde betonarme hatıl yapılmadan, taşıyıcı olmayan tuğlalarla örülmesi durumunda, rüzgâr ve kar gibi yan yüklerin etkisi sebebiyle yıkılmalar meydana gelmektedir. - Çatı çelik konstrüksiyonu hazırlanırken mevcut betonarme yapıya montajı sırasında, taban plakalarının mesnetlenmesi için projesine uygun çelik ankraj bulonlarının seçilmesi 14 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 gerekmektedir. Ne yazık ki konusunda uzman teknik bir personelden destek alınmadan yapılan çatılarda, inşaat demirinin kesilerek ankraj çubuğu olarak kullanıldığı görülmektedir. - Çatı saçaklarının rüzgâr etkisiyle zarar görmemesi için, saçak altları ve alınları mutlaka uygun şekilde kapatılmalıdır. - Sadece üç cephesi kapalı çatılarda, çatı kaplama malzemesinin özel elemanlarla sabitlenmesi ve çatının açık cephesinden giren rüzgârın çıkışının sağlanması gerekmektedir. - Ahşap çatılarda stabilite bağlantılarının yeteri kadar atılmaması ve bindirme boylarının yetersiz olması sonucu kuvvetli rüzgâr veya yoğun kar sonucu hasar oluştuğu görülmektedir. - Çatı kaplaması kiremit seçildiğinde, çıtalı sistem yapılmaması ve kiremitlerin çıtalara vidalanmaması, kiremitlerin rüzgârda uçmasına veya yalıtımda sıkıntılar yaşanmasına sebep olmaktadır. - Shingle veya arduazlı membran kaplamalı çatılarda, ilk kat olan bütümlü membranın sadece birleşim yerlerinin yapıştırılmasından dolayı rüzgâr etkisi ile uçtuğu görülmüştür. Isıtılarak yapıştırma işlemi tüm yüzey boyunca yapılmalıdır. - Günümüzde sıklıkla kullanılan kompozit cephe kaplama sistemlerinde de benzer sebeplerden kaynaklanan sıkıntılar yaşanmaktadır. En büyük problemlerin başında, taşıyıcı alt konstrüksiyon hazırlanırken statik hesap yapılmadan gelişi güzel uygulamaların tercih edilmesi gelmektedir. Taşıyıcı sistem sağlıklı bile seçilse, yapıya bağlandığı noktalarda çelik dübeller yerine inşaat demiri kullanılması, cepheye gelen rüzgârın emme etkisi ile çakılan demirlerin yerinden çıkması ve cephe kaplamasının tamamıyla sökülmesine sebebiyet vermektedir. - Isı yalıtımı amacıyla yapılan mantolama uygulamasında XPS malzemelerde pürüzlü yüzey yerine düz yüzeyli malzeme kullanıldığında veya birim alan (1 metrekare) başına yeteri kadar (en az 6 adet) dübel atılmadığı durumlarda rüzgârın emme etkisi ile levhaların söküldüğü görülmektedir. Mantolama esnasında kullanılacak dübeller, XPS levhanın kalınlığına ve altındaki duvarın cinsine göre belirlenmelidir. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 15 MAKALE Doğal afetler (!) ve inşaat mühendisliği Fatih SÖYLEMEZ İMO Bursa Şube YK Üyesi www.proje81.com İ nşaat mühendisliği tanımlanırken biraz da İngilizce tabirinden esinlenerek ‘Medeniyet Mühendisliği’ denilir. Çünkü insanların medeni bir yaşam ihtiyacı, yerleşik hayata geçmelerinden sonra oluşmuştur. Yerleşik hayata geçildiğinde ise barınma, temizlik, ulaşım gibi ihtiyaçların daha kolay bir şekilde elde edilebilmesi için yapılaşma başlamış, buna bağlı olarak da doğal ortam değiştirilmiştir. Günümüzde doğa ile uyumlu yapıların yapılması konusu dönem dönem gündeme getirilse de halen ağaçlar kesilmekte, araziler kazılmakta, denizler doldurulmakta, suların önü setlerle engellenerek yapay göller oluşturulmaktadır. Bizler üzerinde yaşadığımız dünyayı bencilce yok ederken, yapılarımıza zarar verdiği için deprem, heyelan, sel, kar ve rüzgâr gibi doğa olaylarına ‘Doğal Afet’ adını veriyoruz. Geçtiğimiz aylarda rüzgârın kuvvetli bir şekilde estiği, karın çok yağdığı doğrudur, ancak ne rüzgâr daha önce 16 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 ölçülmüş hızların üzerine çıktı, ne de kar ilk defa bu kadar çok yağdı. Yine de biz, bu doğa olaylarının adına afet dedik. İnsanlar tarafından yapılmış yapıların kar ve rüzgâra yenik düşmesine doğal afet değil de ‘İnsani Afet’ denilmesi gerektiğinin de kimse farkında değil maalesef. İnşaat Mühendisleri Odası’nın kullandığı meşhur sloganı duymuşuzdur: “Deprem değil, bina öldürür”. Yıl 2015, ülkemizde hâlâ kötü projeler üretiliyor. Hatta o projeye uymayıp, ondan daha kötü de imalat yapılıyor. Birileri yönetmeliklerin yetersizliğine, projesini yapanlar müteahhidin vasıfsızlığına, imalatçı projenin kalitesizliğine, yapı denetim firması hak ettiği parayı alamadığına, idare ise sorumluluğun müelliflerde olduğuna sığınıyor. Herkes suçu bir başkasına atıp kendisini haklı çıkarmaya, ‘Cana geleceğine mala gelsin’ atasözünü doğru görüp çok şükür demeye devam ediyor. Beton ve çelik üretirken çevreye zarar veriyor, doğal ortamı betonarme yapı ile kirletiyoruz. Bina, ömrünü tamamlayıp yıkılma aşamasına geldiğinde ise hiçbir maddenin geri dönüşümünü sağlayamıyoruz. Şehirlerimizi planlarken belki onlarca, belki de yüzlerce yıldır orada duran ağaçları kesip, yerine çirkin beton kutular koyuyoruz. O güzelim ağaçların yerine arada sırada dağ başına yeni fidanlar dikiyoruz. Bakımını da çoğu zaman biz değil doğa gerçekleştiriyor. Sonra o binalara ulaşabilmek için asfalt yollar, yayalar için kaldırımlar, kimsenin binmediği bisikletler için renkli şeritler yapıyoruz. Ardından içinde yaşadığımız taş, çimento ve demir yığınının su, elektrik, telefon, doğal gaz ve kanalizasyon gibi ihtiyaçları için yolları kazıp yeniden yapıyoruz ve her aşamada bir önceki haline göre daha da çirkinleştiriyoruz. Bu yanlışlarımızın üzerine yağmur suları, gidecek bir toprak parçası bulamayınca ‘Sel afeti oldu’, ‘Arabamın motoruna su girdi’, ‘Evimi su bastı’ diye yine doğaya kızıyoruz. Köyler dışında yaşadığımız bölgelere tepeden bir yerlerden baktığınızda, ormanın veya ovanın ortasına beton gömmüşsünüz gibi durmuyor mu sizce de? Tophane tepelerine çıkın lütfen, kendinize bir çay ısmarlayın, manzarayı seyredin, Ahmetpaşa Mezarlığı ve Kültürpark haricinde şehirde yeşil kalan hiçbir yer olmadığını fark edeceksiniz. Binaların arasında, yol kenarlarında kalan tek tük ağaçların haline acıyacaksınız. ‘Biz kendimize, doğaya ne yapıyoruz?’ sorusunu soracaksınız. Çocuklarımıza bırakacağımız dünyayı daha iyi bir hale getirmek için; doğa ile dost, çevreye zararı az olan, doğal malzemelerle üretilmiş, iyi planlanmış, iyi projelendirilmiş, iyi yapılmış binalar talep etmeliyiz. Böylelikle son derece normal olan doğa olaylarına ‘afet’ demekten vazgeçebilir ve medeniyete biraz daha yaklaşabiliriz. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 17 HABER Bursa’nın çatısı kar ve lodosa dayanamadı Bursa’da yaşamı felç eden lodos ve aşırı kar yağışı ile ilgili açıklamalarda bulunan İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, yetkilileri bu tür olayların bir daha yaşanmaması konusunda uyardı. İ nşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Basri Akyıldız, yoğun kar yağışı, şiddetli lodos ile birlikte çöken ve uçan çatılara karşı önlem alınması gerektiğini söyleyerek, yetkilileri ve vatandaşları uyardı. Akyıldız, bu tür olayların yaşanmaması için kaçak yapıların önüne geçilmesi gerektiğini belirterek, “Yapı kullanma izni almış binalarda da sonradan izinsiz olarak değişiklik yapılması engellenmeli ya da sıkı bir denetime tabi tutulmalı” dedi. İMO Bursa Şubesi’ndeki basın açıklamasında konuşan Başkan Akyıldız, kentte önce kar sonra da lodosun etkili olduğunu hatırlatarak, yoğun kar yağışı ile pazaryeri, sebze hali ve fabrika gibi büyük yüzey alanına sahip yapıların çatılarında göçmeler meydana geldiğini kaydetti. Kar sonucu çöken çatıların gündemde fazla yer almamasına rağmen, lodos ile yeniden kendini hatırlattığına dikkat çeken Akyıldız, yaşanan afet sonucunda beş kişinin yaşamını yitirdiğini, yüzün üzerinde yaralının bulunduğunu ve 20’den fazla vatandaşın karbonmonoksitten zehirlendiğini belirtti. Bu olumsuz tablodan ders 18 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 çıkarılması gerektiğini kaydeden Basri Akyıldız, bir daha aynı olumsuzlukların yaşanmaması için ise şu önerilerde bulundu: “Türkiye’de genel olarak çatılar özellik arz etmediği sürece, çoğunlukla herhangi bir hesap yapılmadan, projelerde sadece birkaç detay sunularak geçiştiriliyor. Ancak yaşadığımız son olaylar, çatının önem derecesine ve büyüklüğüne bakılmaksızın mutlaka projelendirilme- si gerektiğini ortaya koydu. Çünkü kar ve rüzgâr yükleri yerel koşullara bağlı olarak yönetmelik ve standartlarda verilen değerleri aşabiliyor. Özellikle büyük açıklıkların geçildiği çelik çatılar daha büyük riskler barındırıyor. Bunların mühendislik hesaplarında ve yapımında mutlaka daha fazla özen gösterilmeli, her aşamasında uzman ekiplerle çalışılması gerekir. Özellikle yüksek yapılar ve spor tesislerindeki cam yüzeylerin ve HABER cephe kaplamalarının mutlaka hesabı yapılmalı ve montajı uzman ekiplerce gerçekleştirilmeli. Yol kenarlarındaki reklam panolarının, totemlerin ve asılan tabelaların da bir mühendislik hizmeti görmesi şart. Üretim ve prestij kaybına uğramamak için sanayicilerimizin, mühendislik hizmeti görmüş yapılarda faaliyet göstermelerini önemli görüyoruz. Öte yandan kaçak yollarla inşa edilen ruhsatsız hiçbir yapıya mü- samaha gösterilmemeli. Yapı kullanma izni almış binalarda sonradan izinsiz değişiklik yapılması engellenmeli ya da sıkı bir denetime tabii tutulmalı. Bu değişikliklerin önemli bir kısmının mühendislik hizmeti almamış çelik çatı, sundurma, ara kat gibi imalatlar olduğu göz önüne alındığında, her türlü kaçak inşaatla mücadelenin önemi daha da artıyor.” önerilerimizi dikkate almalarını bekliyoruz. İMO olarak gereken önlemler konusunda uyarılar yapmaya ve katkı koymaya devam edeceğiz. Konulara sadece teknik açıdan bakmayı ilke edinmiş tarafsız bir kurum olarak, Bursa’da yapılması planlanan inşaatların her açıdan doğru olması ve mevcut yapı stoğunun iyileştirilmesi konularında göreve hazırız.” ‘DENETİMLERİMİZİ ARTTIRACAĞIZ’ İMO Bursa olarak üzerlerine düşen sorumluluğun farkında olduklarını dile getiren Akyıldız, “Mesleki denetimini yaptığımız projelerde denetimlerimizi daha da artırarak tüm çatılar için gerekli hesaplamaları ve imalat detaylarını isteyeceğiz. Farklı çatı tipleri ve yükleme durumları için gerekirse seminer düzenleyerek üyelerimizin bilgi birikimine katkıda bulunacağız” diye konuştu. Yerel yönetimlerden de proje ihalelerinde İMO denetimlerini şart koşmalarını beklediklerinin kaydeden Akyıldız şunları söyledi: “Yerel yönetimlerin yapıları denetlerken ve ruhsat verirken KALKAN DUVARLARA DİKKAT Basın toplantısına katılan Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün de kalkan duvar uygulamalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Kalkan duvarların sadece depremlerde değil, şiddetli rüzgârlarda da büyük tehlike oluşturduğuna dikkati çeken ve kalkan duvarların devrilmesi sonucu ölümlerin de yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Doğangün, “Rüzgar girdiği yerden mutlaka bir çıkış yolu bulmak durumundadır, ya çatıyı uçuracak ya da kalkan duvarları yıkacak. Bu tür duvarlara dikkat etmek ve imalatını yönetmeliğe uygun yapmak gerekiyor” dedi. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 19 RÖPORTAJ Armutlulu mühendisler Erol Yıldırım ve Ahmet Habib Topaloğlu… Biri 40 yıllık deneyim ve tecrübe sahibi, diğeri ise 4 yıllık genç bir inşaat mühendisi. Ortak özellikleri küçük ve şirin tatil beldesi Armutlu’da görev yapmaları. İki mühendis, inşaat mühendisliği ve Armutlu’yu anlattı. 20 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 RÖPORTAJ B u yıl mesleğinde 40. yılını dolduran İnşaat Mühendisi Erol Yıldırım ile henüz 4 yıllık genç bir mühendis olan Ahmet Habib Topaloğlu’nun ortak özellikleri, Marmara Bölgesi’nin, özellikle de Bursa ve İstanbulluların sayfiye yeri olarak bilinen Armutlu’da bulunmaları. İMO Bursa Bülten’in yeni sayısının konuğu olan ikiliden Erol Yıldırım, 1983 yılından bu yana yaz tatillerini geçirmek için geldiği Armutlu’ya 1999 depreminin ardından yerleşme kararı almış ve mesleğine burada devam etmiş. Emekliliğinin tadını çıkarmak istese de hâlâ çalışmaya devam eden Yıldırım, genç meslektaşlarına ve mühendis adaylarına şu tavsiyede bulunuyor: “Şantiyelere gidin bedava bekçilik yapın. Orasının tozunu teneffüs edin. Okulda sadece teoriyi öğreniyorsunuz, piyasaya koşulları ise bambaşka.” Mezun olduğundan bu yana Armutlu Belediyesi’nde görev alan genç mühendis Topaloğlu da Armutlu’da yapılan çalışmaları ve geleceğe dönük planları İMO Bursa Bülten için anlattı. İkili ile Armutlu, iş yaşamlarının öyküsü ve inşaat mühendisliğini konuştuk… - Erol Bey öncelikle sizi tanıyarak başlayalım. Kaç yıllık mühendissiniz, bugüne kadar nerelerde, hangi görevlerde bulundunuz? Erol Yıldırım: Ben, 1974 yılı mezunuyum ve bu yıl mesleğimde 40.yılımı geride bıraktım. Bugüne kadar serbest olarak çalıştım. 15 yıldır da Armutlu’da yerleşik düzendeyim, burada proje ve inşaat işleri yürütüyorum. 2000 yılına kadar İstanbul’daydım, sonra buraya geldim. Eşim mimar olduğu için mimari projeler, statik projeler gerçekleştirdik. Mühendislik ve inşaat işleri yaptık. - Neden inşaat mühendisliğini tercih ettiniz? Sizi bu mesleğe yönelten ne oldu? Yıldırım: Babamın mesleği nedeniyle bu işin içinde yoğrulduk diyebilirim. Babamın İstanbul’da mermer atölyesi vardı ve sürekli inşaatlara mermer kaplama ve döşeme işleri yapıyordu. Liseyi bitirdiğimde de inşaat mühendisliği okumak doğru geldi. İyi bir tercih yaptığımı düşünüyorum, mesleğimi seviyorum. Devamlı bir aktiviteniz var ve öğrendikleriniz ömür boyu gitmiyor, bir şeyler sürekli yenileniyor. Bizim dönemimizde bilgisayar olmadığından sürgülü hesap cetveli ile hesap yapardık. Gençler bunu görmedikleri için artık bu durum onlara göre bir antika. Sürekli kendinizi geliştirmeniz gereken bir meslek ve benim çok hoşuma gidiyor. -Neden İstanbul’dan Armutlu’ya gelmeyi tercih ettiniz? Yıldırım: Armutlu’ya 1983 yılından bu yana yaz aylarında tatil için zaten gelip gidiyorduk. Ve yıllar içinde İstanbul’un nüfusu çok arttı. Çocuklarımın üniversiteyi bitirmelerinin ardından Armutlu’da yaşamayı ve mesleğime burada devam etmeyi düşündüm. 1998 yılında geldik ve depremin ardından burada kaldık. Emekliliğin tadını çıkartmak istedim ama hâlâ çalışıyoruz. SEKTÖR 5 YILDIR HAREKETLENME İÇERİSİNDE -Armutlu’nun genel durumu hakkında bizleri bilgilendirir misiniz? İnşaat sektörü özelinde nasıl bir tabloya mevcut? Yıldırım: Armutlu’nun şu anki yapı stokunun büyük çoğunluğu Deprem Yönetmeliği öncesi yapılan binalardan oluşuyor. Bir risk kontrolü yaptığımızda birçoğu riskli çıkabilecek durumda. Armutlu’da inşaat sektörü, depremin ardından uzun yıllar tamamen durdu. İstatistiklere göre 13 ruhsat verilmiş çoğu bir veya iki katlı binalar. 2010’dan sonra ise yap-sat projeleri başladı. Şimdi hızlı ve yeni bir yapılaşma var, yönetmeliğe uyan, iyi yapılar inşa ediliyor. Ayrıca biliyorsunuz şu an Yalova bağlantı yolu yapılıyor ve bu durum sektöre bir canlılık kazandırdı. Armutlu’nun 6.000 civarında kış nüfusu vardır. Doğalgazın gelmesiyle bu nüfusta iyi bir artış olacak diye düşünüyorum. Buranın en temel sorunu ise genç nüfusa istihdam sağlayamaması. Jeotermal turizme yönelik projelerin yapılmasıyla bu sorun ortadan kalkabilir. Her şeyden önce Armutlu, turizm beldesi niteliğine kavuşmalı. Gençleri buraya bağlayacak eğlence RÖPORTAJ yerlerinin, rekreasyon alanların hayata geçirilmesi de son derece önemli. - Habib Bey sizinle devam edelim. Siz kaç yıllık mühendissiniz, mezun olduğunuzdan bu yana ne tür görevlerde bulundunuz? Ahmet Habib Topaloğlu: 2011 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. O dönem belediyede personel alımı vardı. Ben de sözleşmeli olarak Armutlu Belediyesi’nde işe başladım, 3 yıldır da buradayım. Belediyenin Fen İşleri Müdürlüğü’nde görev yapıyorum. İlçe olduğumuz için fen ve imar işleri birlikte yürüyor. Yol ve bordür düzenlemelerinin yanında; imar, yapı ruhsatı, yapı kullanma izni, yapı denetim ve belediyenin yapım işleri, ihalelerinin kontrolü ile proje yardımlarında görev alıyorum. İNSANLAR HER KONUDA GÖRÜŞ İSTİYOR - Size de neden inşaat mühendisliği diye sormak istiyorum… Topaloğlu: 9 yaşındayken evde bir günlük buldum. ‘Büyüyünce ne olacaksınız?’ sorusu vardı. Ben de o buna, ya inşaat mühendisi ya da dalında herhan- Erol Yıldırım 22 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 gi bir branşta yer almak istiyorum diye yazdım. Bilinçaltıma yerleşmiş demek ki. İnşaatları görüp nasıl yapıldıklarını hep merak ederdim. Yeni bir şeyler yapmak, keşfetmek çok güzel. İnşaat mühendisliği diğer mühendisliklere göre hayatın içinde daha aktif. Bir şeyler üretip, keşfediyorsunuz. İnsanlar bir kümes ya da çit yapmak için bile inşaat mühendisinden görüş almak istiyor. - Sahil kesiminde yer alan bir belde olarak, Armutlu depremsellik açısından nasıl bir risk taşıyor? Bu konuda herhangi bir çalışma yürütülüyor mu? Yıldırım: Armutlu’nun şu an kentsel dönüşüm ile ilgili bir çalışması yok. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun ile belediye öncülük yaptı ve vatandaşlara binalarının risk tespitini yaptırması için çağrıda bulundu. Birçok kişi yaptırdı, fakat yaptırmayanlar da yok değil. Burası birinci derece deprem bölgesi olarak görünüyor. Beldenin batı tarafı ve sahil kısmında tektonik olaylar yaşanmış. Zemin ise biraz daha kritik durumda. Fakat müteahhitler artık daha bilinçli. Bazı binalarda zemin iyileştirmeleri BİLGİYİ SÜREKLİ TAZELEMELİ -Başınızdan geçen ve sizde iz bırakan, unutamadığınız bir anınız var mı? Yıldırım: Aslında pek çok anım var. Örneğin, ilk serbest mühendis olarak büromuzu açtık ve projemizi aldık. 24 daire, 6 katlı bir bina... Ruhsatımızı, projemizi aldık ve müteahhitte verdik. Ben üç günde bir inşaata gidiyorum. Müteahhit de sürekli geldiğim için şaşırdı. Ben ise ‘İlk yaptığım proje olduğu için hesaplarım doğru mu? Kalıp tuttu mu, acaba döşeme dökülecek mi, kiriş çatlayacak mı?’ diye test ediyorum. İlk projemi ve uygulanışını takip edişim. O heyecanı hiç unutmayacağım. Bir de yine mesleğimdeki ilk yıllarımda İstanbul’da eski eser restorasyonu gerçekleştiriyorduk. İş hanları bölgesinde olduğu için bina yıkılıp tepe koruması yapılacak ve iç kısmı değişecekti. Fakat mimarımız 6 kat bodrum çizdi projeye. Belediye statik bürosuna gittiğimde mesleği iyi bilen biri projemize baktı ve “Bu olmamış. Ben keson perde hesabı istiyorum” dedi. Keson perdeyi biz okulda görmedik. Öyle bir kelime dahi duymamışım. Benimle birlikte komşu parselde aynı işi yapan bir arkadaşım daha vardı. İkimizi de geri çevirdi. O, “Ben projeyi değiştireceğim, onun istediklerini yazacağım” dedi. Ben ise konuyla ilgili Almancadan tercüme edilmiş bir kitap buldum ve onu okudum. Araştırdım ve keson planını yaptık, projeyi ona göre çözdük. Projenin üzerine de faydalandığım kaynağı yazdım. Belediyeye gittim, ilk önce diğer arkadaşın projesine baktı ve kibarca reddetti. Çekinerek ben projemi verdim. Masasına buyur etti, inceledi, sistemi, nereden faydalandığımı sordu, teşekkür etti, “Bana bir metot öğrettin” dedi. Onayımızı aldık ve çıktık. Buradan da anlaşılacağı üzere bilgiyi tazelemek, sürekli güncel tutmak çok önemli. Gençlere de bunu ders olsun diye anlatıyorum. RÖPORTAJ başladı. Armutlu’yu iskelenin doğusu ve batısı diye ayıracak olursak, iskelenin doğusunda riskli bir alan yok, batı tarafı ise jeolojik açıdan riskli gözüküyor. Bence, Kentsel Dönüşüm Yasası’ndan yararlanarak imar planı açısından iyileştirmelere gidilebilir. - Habib Bey siz bu konuda neler söylemek istersiniz? Topaloğlu: Armutlu, aslında çevre bölgelere göre avantajlı. Yamaç yapısı ve zemini farklı noktalara nazaran biraz daha sağlam. Türkiye’de bazı bölgelerde sahile doğru çakıllı sağlam zeminin azalması, yeraltı su seviyesinin yükselmesi ve kumdaki sıvılaşma potansiyelinin artması sonucu zeminde kötüleşme görülüyor. Şimdiki mühendisler, bu Ahmet Habib Topaloğlu ‘JEOTERMAL, TURİZM YATIRIMLARI İÇİN ÖNEMLİ BİR POTANSİYEL’ - Belediye görev aldığınız için soruyorum: Armutlu’nun jeotermal turizm açısından bir potansiyeli var mı? Topaloğlu: Bölgesine göre iyi bir potansiyeli var. İller Bankası ile birlikte yapılan sondaj sonucu bulunan su standartlara uygun. Turizm amaçlı yatırımlara da örnek olabilecek bir durumda. Son yıllarda bununla ilgili gelen projeler de bunu gösteriyor. Belediyenin de buna ayırdığı bir bütçesi ve planları var. Bu bölgeyi canlandırmak için iyi bir yatırım olacaktır. sorunu önceden yapılan sondajlarla tespit edip çözümünü bulabiliyorlar. Aslında atılması gereken temel adım; 2007 yılından kalan Deprem Yönetmeliği’nin güncel hale gelmesi ve devamlı iyileştirilmeler yapılması. Üstelik artık teknoloji gelişiyor, farklı ürünler üretiliyor. ‘MESLEKTE ÇARPIKLIKLAR VAR!’ - Tecrübelerinize dayanarak bugün inşaat mühendisliği alanındaki en temel ve çözüm bekleyen sorunlar sizce nelerdir? Yıldırım: Meslek hayatımda şunu gördüm ki dayanışması en az olan meslek grubu, inşaat mühendisliği. Biliyorsunuz bizimkisi hizmet işi, bakkaldan yarım kilo peynir alıp bedelini ödemek gibi bir durum değil. Oda bir asgari ücret tarifi yayımlamış ve bedelin tespitini yapmış. Yönetmeliklerde de “Senin en az alacağın ücret şu olmalıdır” denmiş. Bu durumu, üyeler olarak bireysel rekabet ortamına girdiğimiz için görmüyoruz ve hizmette sorunlar yaşanıyor. ‘Ben buna uyup yılda 3 proje yapıyorum, uymuyorum 25 proje yapıyorum’ gibi çarpıklıklar var. Meslektaşlar olarak birbirimizin hakkını koruyarak, itibarını da zedelemeden fiyat politikasını oluşturmamız lazım. Diğer taraftan proje çizimlerinde kullandığımız belli programlar mevcut. Fakat bu programların bir sertifikasyonu yok. Oda’nın bu konu üzerinde durması ve tüm kullandığımız programlara sertifika verilmesi gerekiyor. Hem biz gönül rahatlığı ile kullanalım, bizi denetleyenler de o programın kuruldan onaylanmış sertifikasyonlu program olduğu bilsinler. - Genç bir mühendis olarak sizin bu konudaki düşünceleriniz neler? Topaloğlu: Bilgi ve tecrübenin yerini tahminler almaya başladı. “Ben şunu şöyle yaparım. Şöyle de çözeriz, bu çözüm daha uygun” şeklinde söylemler duyuyoruz. Bu meslekteki bilirkişilerin daha aktif olması, mesleki bilginin daha ön plana çıkması gerektiğini düşünüyorum. Erol Bey’in dediği gibi, statik projelerin çözüldüğü programların lisanslandırılması, standartlara uygun olmalı. - Özellikle genç mühendis ve mühendis adaylarına aktaracağınız en önemli tecrübe nedir? SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 23 RÖPORTAJ Yıldırım: Bu sektörde çalışacakların öncelikle mesleğini sevmesi, gelişmeleri iyi takip etmesi gerekir. Oda’yla sürekli temas halinde olmalı, güncel makaleleri ve teknik yenilikleri yakından izleyerek ilerlemeleri önemli. İş, sadece bilgisayardaki programları kullanmakla bitmiyor. Okulda şantiye dersimizin hocası bize şunu tavsiye ederdi, ben de aynı şekilde gençlere öneriyorum: “Şantiyelere gidin bedava bekçilik yapın. Orasının tozunu teneffüs edin.” Okulda sadece teoriyi öğreniyorsunuz, piyasaya koşulları ise bambaşka. Genç arkadaşlar ulaşabildikleri her şantiyeye gitsinler, yaz tatilleri oralarda geçirsinler. Büyük faydası olacaktır. OKUL VE STAJ BİR FİLMİN FRAGMANI GİBİ - Yeni mezun bir mühendis olarak bu konuda siz neler düşünüyorsunuz? 24 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 Topaloğlu: Erol Bey’in de dediği gibi şu an okulda gördükleri sadece teori, hayal güçlerini canlandırabilecek bilgiler değil. Okuldaki laboratuvar dersleri veya stajda gördükleri, sadece bir filmin fragmanı gibi. Tavsiyem; laboratuvarlar, stajlar, odaların düzenlediği teknik gezilere katılmaları. Tecrübeli meslektaşlarımızla sürekli irtibat halinde, bilgi alışverişi içinde olmaları ve mutlaka teknolojiyi çok yakından takip etmeleri. - Küçük bir beldede görev almanın mesleki gelişiminize olumlu katkıları neler, olumsuz etkilerini yaşıyor musunuz? Topaloğlu: Armutlu; İstanbul, Bursa, Kocaeli gibi üç büyük şehrin tam kesişim noktasında. Turizmi var, termal turizmle ilgili yeni yeni projeler oluşmaya başladı. Belediyede görev alınca her bir proje sizin için ayrı bir deneyim oluyor. Her bir yapı, şantiye, kontrolde fark ettiğiniz küçük bir aksaklık… Olumsuz yanı ise büyük bir şehirde çevrenizde mesleki açıdan deneyimli daha çok insanla çalışma imkanınız oluyor. Küçük bir belde bunu yakalamanız zor. - Emekli olmayı düşünüyor musunuz? Yıldırım: Sağlığım elverdiği sürece evde oturmak ya da kahvehaneye gitmek yerine, ofisimizde oturup proje yapmaya devam edeceğim. Şantiyeye, ofise gidiyorsunuz, proje üretip insanlarla görüşüyorsunuz. Bu çok güzel, bir şeyler üretmek çok zevkli. Bir ay, iki ay, ne kadar süre gerekliyse uğraşıyorsunuz ve sonunda bir şeyler çıkıyor ortaya ve en sonunda karşısına geçip bakıyorsunuz. Bu en büyük haz oluyor. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 25 FAALİYETLER BOÜ’de baret giyme töreni İMO Bursa Şubesi yönetim kurulu üyeleri, Bursa Orhangazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencilerinin baret giyme törenine katıldı. T örende İMO Bursa Yönetim Kurulu üyeleri, İnşaat Mühendisliği Bölümü 1. ve 2. sınıf öğrencilerine baret giydirdi. Tören sonunda Bursa Orhangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep İleri, İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız’a teşekkür plaketi verdi. Programda konuşan Başkan Akyıldız, İMO Bursa Şubesi hakkında öğrencilere bilgi vererek, “Böyle bir toplulukla bir araya gelmekten son derece mutlu olduk. Öncelikle şanslı olduğunuzu belirtmek istiyorum. Bizim dönemimize kıyasla daha fazla imkânlara sahipsiniz. Biz, Bursa Şube olarak öğrenci arkadaşlarımıza elimizden geldiğince destek vermeye ve iyi yetişmeleri için her türlü katkıyı sağlamaya hazırız. Bu, sizin için de önemli fırsatlar barındırıyor” dedi. ‘GELENEKSEL HALE GETİRECEĞİZ’ Bursa Orhangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. 26 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 Recep İleri de katılımlarından dolayı İMO Bursa Yönetim Kurulu üyelerine teşekkür ederken, “Tıp Fakültesi'nde gördüğümüz önlük giyme törenlerinden esinlenerek, İnşaat Mühendisliği Bölümü'nde baret giyme töreni yaptık ve bunu geleneksel hale getireceğiz” diye konuştu. Tören sonrasında İMO Bursa Yönetim Kurulu üyeleri, Bursa Orhangazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde Rektör Prof. Dr. Recep İleri’nin eşliğinde yeni kurulan laboratuvarları gezdi ve birimler hakkında bilgi aldı. FAALİYETLER Mühendisler beton çatlakları konusunda bilgilendirildi İMO Bursa Şubesi’nde düzenlenen seminerde, şantiyelerde karşılaşılan beton çatlaklarının sebepleri ve çözüm yöntemleri ele alındı. İ nşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ve Bursa İTÜ Mezunları Derneği işbirliği ile ‘Şantiyelerde Karşılaşılan Beton Çatlaklarının Sebepleri ve Çözümleri İle Kütle Betonları’ konulu bir seminer düzenlendi. Seminere, İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, Bursa İTÜDER Yönetim Kurulu Üyesi Servet Büyükpoyraz, Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün, İMO Bursa Yönetim Kurulu üyeleri ve inşaat mühendisleri katıldı. Oda konferans salonunda, İTÜ İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Yıldırım tarafından gerçekleştirilen seminerde; betonarme yapılarda karşılaşılan çatlaklar, oluşma nedenleri ve onarılma yöntemleri anlatıldı. Doç. Dr. Yıldırım, betonarme yapılarda oluşan çatlakların yanlış projelendirme veya projesi olmayan yapılarda oluşan yapısal çatlaklar ve uygulamadan meydana gelen çatlaklar olarak ikiye ayrıldığını söyledi. BETON DÖKÜMÜNE DİKKAT! Yanlış uygulamadan dolayı oluşmuş çatlakların taze beton veya sertleşmiş eski betonlarda da görülebildiğini kaydeden Doç. Dr. Yıldırım, “Sıcak ve rüzgarlı havalar beton dökümü için uygun olmayan ve istenmeyen bir durumdur. Beton dökümünde gerekli özen gösterilmezse taze betonda çatlaklar oluşabilir. Bu çatlaklar betonun kalıba yerleştirilmesini izleyen ilk 30 dakika ile 5 saat arasında, döşeme gibi geniş yüzeye dökülen betonlarda görülür. Bu çatlaklar 10 santime erişen derinlikte ve birkaç santimetreden başlayarak iki metreye varan uzunluklarda olabilir. Oluşan çatlaklar betonun mekanik mukavemeti ve özellikle dayanıklılığı açısından zararlıdır. Taze beton çatlakları farklı oturmalardan veya plastik rötreden kaynaklanabilir” dedi. SERTLEŞMİŞ BETONDA ÖNLEM ALINMALI Sertleşmiş beton çatlaklarının bir aylık veya çok uzun yıllar beklemiş betonlarda görülebildiğini kaydeden Yıldırım, çatlakların geniş yüzeyli betonlarda çok büyük derzsiz, anosuz veya büyük anolu beton dökümü, gecikmiş derz kesimi, kuruma rötresi, kimyasal etkilerden ve benzeri olaylardan oluşabildiğini dile getirdi. Başta çok küçük olan çatlakların daha sonra büyüdüğü, ardından beton yüzeyinde kırılma, soyulma, dökülme ve patlamalar oluştuğu uyarısında bulunan Yıldırım, önlem alınmadığı takdirde betonarme elemanların zamanla tahrip olabildiğinin altını çizdi. Betonda alkali agrega reaksiyonu hakkında da bilgi veren Hasan Yıldırım, çatlakların onarılmasıyla ilgili şunları söyledi: “Onarılacak çatlaklar oluşumunu tamamlamalı ve onarılabilecek durumda olmalıdır. Yapının çatlaklardan dolayı işlevini kaybetmemiş olması gerekir. Oturma ve plastik rötre çatlaklarının onarımında genişliklerine göre değişen yöntemler kullanılabilir. Çatlaklar, özellikle dış hava koşullarına açık taşıyıcı elemanların kısa zamanda güçlerini yitirmelerine yol açarlar.” Deniz kenarlarındaki yapıların donatılarında korozyon az dahi olsa onarıma gidilmesi gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Yıldırım, “Donatı korozyonu ve pas olan yerler kumlama, tazyikli su veya fırça ile iyice temizlenerek epoksi bazlı harçlarla iyileştirilmelidir. Korozyonu fazla olan yerlerde onarım yerine güçlendirme tercih edilmeli, yeterli değilse yapı yenilenmelidir” dedi. KÜTLE BETONDA ANİ SICAKLIK DEĞİŞİMLERİ… Sunumunda, kütle beton uygulamalarında da ani sıcaklık değişimlerine karşı betonu korumak gerektiğini de ifade eden Yıldırım, “Beton dizaynına, kalıp söküm zamanına, kür uygulamasına ve ısıyı korumaya dikkat edilmelidir. Kütle betonlarda iç ve dış sıcaklık farklı olduğu için ani çatlamalar meydana gelebilir. İç ve dış sıcaklık farkının 20 derece olması gerekir. Sıcaklık stabil hale gelinceye kadar örtü veya kalıp kaldırılmamalıdır. Ayrıca çimentolarda uçucu kül, tras, cüruf kullanılabilir. Blok arasında soğutma boşlukları ve soğutma tesisatı kullanılabilir. Taze beton kıvamı olabildiğince kuru olmalı, vibratörle yerleştirilmeli veya düşük su ve çimento oranı, düşük hidratasyon ısısı uygulanabilir” ifadelerini kullandı. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 27 FAALİYETLER ‘Dönüşüme en riskli bölgeden başlanmalı’ Kentsel Dönüşüm Zirvesi’nde konuşan İMO Bursa Şube Başkanı Akyıldız, “Yasa ‘kent ile ilgili bir envanter çalışması yapıp en riskli görünen bölgeden başlayın’ diyor. Daha cazip gelecek diye kent merkezinden başlamak doğru bir düşünce değil” dedi. K onut ve Yapı Gazetesi tarafından düzenlenen ve Bursa’da kentsel dönüşüm sürecinin tüm yönleriyle ele alındığı ‘Bursa Kentsel Dönüşüm Zirvesi’nde ‘Şehir Planlaması ve İmar Uygulamaları’ başlıklı oturumda konuşan İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Yasası’nın yapı güvenliğini amaçladığını söyledi. Akyıldız, yasada riskli yapıların dönüştürülmesi, yenilenmesi veya tamamen tasfiyesinin önerildiğini kaydederek, “Dönüşüm; imar planı olmayan, üzerinde kaçak ve plansız yapıların bulunduğu bölgeler, imar planı olup üzerindeki yapıların riskli veya kaçak olduğu alanlar ve planlı olan ve üzerindeki yapıların da ruhsatlı olduğu halde afet durumlarında risk teşkil ettiği alanlar olmak üzere üç bölgeyi hedef alıyor. Bu üç tip alan da Bursa’da mevcut” dedi. KENT MERKEZİNDEN BAŞLAMAMALI Bursa için dönüşüm ve yenilemenin dışında tasfiyeden de bahsetmek gerektiğini ifade eden Akyıldız, tasfiye alanlarının üzerinde hiçbir şekilde yapılaşmaya izin verilmemesi gerektiğini söyledi. Akyıldız, afet dendiğinde sadece depremin akla gelmemesi gerektiğine de dikkat çekerek, “Lodos, su baskınları, taşkın alanları, toprak kaymaları da risk olarak görülmeli. Bursa’da bu afet durumlarının hepsi mevcut ve bunlarla ilgili de projelerin geliştirilmesi gerekiyor. Yasa kentin güzelleştirilmesi, sağlıklaştırılmasını değil, can ve mal güvenliğini tehlikeye atan yapıların dönüştürülmesini öngörüyor. ‘Kent ile ilgili bir envanter çalışması yapıp en 28 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 riskli görünen bölgeden başlayın’ diyor. Burası kırsal da olabilir, kent merkezi de. Daha cazip gelecek diye kent merkezinden başlamak doğru bir düşünce değil” diye konuştu. Kentsel dönüşüm çalışmalarının başlamasının ardından bir komisyon oluşturulması gerektiğinin altını çizen Akyıldız, görsel kent dokusu ve sağlıklı bir dönüşümün oluşturulabilmesi için belediye, akademisyenler ve akademik odalar işbirliğinde projelerin denetlenebileceğini vurguladı. BELEDİYELERİN ÇALIŞMALARI ANLATILDI Gerçekleşen oturumda; İMSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Ziyaeddin Temizel, kentsel dönüşümde zaman kaybetmeden hızla hareket edilmesi gerektiğini belirterek, belli bir irade ortaya koyup vatandaşın ikna edilmesi gerektiğini söylerken, Osmangazi Belediyesi Kent- sel Dönüşüm Müdürü Ali Uzsezer ve Yıldırım Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürü Alper Dağdelen ise belediyeler olarak dönüşüm için yürüttükleri çalışmaları anlattılar. Zirvede, Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nilüfer Akıncıtürk’ün moderatörlüğünde yapılan oturumda, Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölüm Başkanı Doç. Dr. Murat Taş, İnşaat Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün, Bursa Teknik Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Beyhan Bayhan söz aldı. ‘KAYBEDEN SAĞLIKSIZ BİNADA OTURAN İNSANLAR’ UÜ İnşaat Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Ya- FAALİYETLER sası ile birlikte yaşanan süreci ve yasanın getirilerini anlattı. Yasada dönüşüm ile ilgili 15 bin metrekare sınırı bulunduğunu hatırlatan Prof. Dr. Doğangün, fakat riskli alan tespiti yapıldığında bu sınırlamanın kalktığını kaydetti. Riskli bina analizlerinin ardından kat maliklerinden birisinin itirazı ile dönüşüm sürecinin uzayabildiğini kaydeden Prof. Dr. Doğangün, “Bina riskli bile olsa kat maliklerinden birisi 15 gün içinde itiraz edebiliyor. Yıkım için mahkeme sonucu bekleniyor, haliyle süreç uzuyor. Kaybeden sağlıksız binalarda yaşamaya devam eden insanlar oluyor” dedi. Kentsel dönüşümde birlikte hareket etmenin önemine değinen Doğangün, “Kentsel dönüşümün asıl hedefi, afet riski altındaki alanların dönüştürülüp daha sağlıklı ve güvenli yaşam alanları oluşturmak olmalıdır. Kentsel dönüşüme vatandaş, mühendisler, yerel yönetimler dört elle sarılmalı. Sağlıksız binalardan vatandaşları kurtarıp her şeyiyle yaşanabilir bir kentin yeninden yapılması sağlamalıdır” diye konuştu. GÜNEY MARMARA İSTANBUL KADAR TEHLİKELİ! BTÜ Mimarlık Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Beyhan Bayhan da kentsel dönüşümü deprem riski açısından değerlendirdi. Bursa’nın zemininin problemli olduğunu belirten Bayhan, “Geçmiş yıllardan beri Bursa’da birçok depremin olması bunun göstergesidir. Bursa ili birinci deprem bölgesindedir. Kuzeyinde kalan Büyü- korhan, Orhaneli, Kestel ve İnegöl ikinci bölgede kalıyor. Biz depremde daha çok İstanbul’u konuşuyoruz ama riskli alanların büyük bölümünün Güney Marmara bölgesinde olduğunu biliyoruz. Güney Marmara da en az İstanbul kadar tehlikeli” ifadelerini kullandı. Oturumun ardından Konut ve Yapı Gazetesi Genel Müdürü Utku Çalışkan, İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız ve katılımcılara teşekkür plaketi sundu. DANIŞMA KURULU ZİRVE ÖNCESİ TOPLANDI Merinos AKKM’de 7 Şubat’ta gerçekleştirilen 1. Bursa Kentsel Dönüşüm Zirvesi öncesi toplanan Danışma Kurulu, gündemdeki konuları değerlendirdi. K entsel dönüşümün mevcut durum tespitini yapmak, dönüşümün uygulandığı ve uygulanacağı bölgeler için fikirler geliştirmek ve sorunlara çözüm bulmak amacıyla düzenlenen Kentsel Dönüşüm Zirvesi’nin detaylarının görüşüldüğü toplantıya; Yıldırım Belediye Başkan Yardımcısı Şenol Şimşek, Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Cem Kürşad Hasanoğlu, Osmangazi Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürü Ali Uzsezer, Uludağ Üniversitesi (UÜ) Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nilüfer Akıncıtürk, UÜ İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün, UÜ Mimarlık Fakültesi Yapı Bilgisi Anabilim Dalı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Murat Taş, BTÜ Doğa Bilimleri Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Beyhan Bayhan, İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız ve İMSİAD Başkanı Namık Ziya Mescioğlu katıldı. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 29 YAZAR Gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve vergilendirilmesi İhsan AKAR Yeminli Mali Müşavir ihsanakar@hotmail.com Türkiye’de günümüzde gayrimenkul sektörü ekonomik kalkınmanın en önemli unsuru haline gelmiştir. Gelişmiş ülke ekonomilerinde ve son zamanlarda ise ülkemizde gayrimenkul yatırımlarının büyük bir kısmı kurumsal sermaye ve sermaye piyasası araçlarıyla yapılmaya başlanmıştır. Yatırımcılardan topladığı fonlarla gayrimenkule dayalı projeleri finanse etmeyi ve elde edilen kazancı yatırımcılarına dağıtmayı amaçlayan ‘Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları’, dünyada ilk kez 1960’lı yıllarda ABD’de ortaya çıkmış olup, GYO’ların ülkemizdeki yasal altyapısı 1990’lı yıllarda tamamlanabilmiştir. Son zamanlarda ise GYO’ların ülkemizde sayıları ve portföy büyüklükleri hızlı bir şekilde artmıştır. Yazımızın devam eden bölümlerinde GYO’ların kuruluşu, yapısı, fonksiyonları ve vergilendirilme esasları kısaca açıklanmaya çalışılacaktır. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Nedir ve Nasıl Kurulur? Sermaye Piyasası Kanunu çerçevesinde, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından düzenlenen gayrimenkul yatırım ortaklıkları, gayrimenkullere, gayrimenkul projelerine, gayrimenkule dayalı haklara ve sermaye piyasası araçlarına yatırım yapabilen, belirli projeleri gerçekleştirmek ya da belirli bir gayrimenkule yatırım yapmak amacıyla kurulabilen ve izin verilen diğer faaliyetlerde bulunabilen, gelirleri kurumlar vergisinden istisna tutulan sermaye piyasası kurumlarıdır. GYO düzenlemelerine ilk kez 1992 yılında Sermaye Piyasası Kanunu’nda, daha sonra ise 1993 yılında ise Kurumlar ve Gelir Vergisi kanunlarında 30 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 yer verilmiştir. Daha sonra 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na dayanılarak çıkarılan Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar tebliğleri ile GYO’ların kuruluş şartları, işleyişi ve diğer konularla ilgili esaslı düzenlemelere gidilmiştir. Gayrimenkul yatırım ortaklıkları, Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde yeni bir anonim şirket olarak kurulabildikleri gibi, daha önce başka amaçla kurulmuş anonim şirketlerin esas sözleşmelerini Sermaye Piyasası Kurulu’nun düzenlemelerine uygun olarak değiştirmek suretiyle, gayrimenkul yatırım ortaklığına “dönüşmeleri” de mümkündür. Her iki şekilde de gayrimenkul yatırım ortaklıklarının kuruluşunun veya dönüşümünün SPK’ca uygun görülmesi gereklidir. Sermaye Piyasası Kurulu onayından sonra Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na kuruluş/ esas sözleşme değişikliği izni için başvurulur. Gayrimenkul yatırım ortaklıkları, Bakanlığın kuruluş/esas sözleşme değişikliği iznini vermesinin ardından, kuruluşun/esas sözleşme değişikliğine ilişkin genel kurul kararının tescilini takiben, ortaklık sermayesini kullanarak şirket portföyünü oluştururlar. Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarının Yaptıkları İşler Nelerdir? Gayrimenkul yatırım ortaklığının amacı, getiri potansiyeli yüksek gayrimenkullere ve gayrimenkul projelerine yatırım yapmak, portföyündeki gayrimenkullerden kira geliri ve her türlü gayrimenkul alım satım kazancı elde etmektir. Kendi mülkiyetlerindeki arsa ve arazilerin yanı sıra, hasılat paylaşımı veya kat karşılığı arsa satışı sözleşmeleri akdettiği başka kişilere ait arsalar YAZAR üzerinde, gayrimenkul projesi geliştirebilirler veya projelere üst hakkı tesis ettirmek suretiyle yatırım yapabilirler. Otel, hastane veya buna benzer faaliyete geçirilebilmesi için belirli asgari donanıma ihtiyaç duyan gayrimenkullerin, kiraya verilmeden önce tefrişini temin edebilirler. Mülkiyeti kendisine veya başka kişilere ait olan gayrimenkuller üzerinde kendi lehine üst hakkı, intifa hakkı ve devre mülk irtifakı tesis edebilir ve bu hakları üçüncü kişilere devredebilirler. Özel düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla yap-işlet-devret modeliyle geliştirilecek projeleri, düzenlemelerde belirtilen şartların sağlanması koşuluyla kendisi veya başkaları lehine üst hakkı tesis ettirmek suretiyle gerçekleştirebilirler. Portföyündeki gayrimenkullerin alım satımından kâr sağlayan gayrimenkul yatırım ortaklığı, yıl sonunda bu kârı ortaklarına temettü olarak dağıtabilmekte ve bu suretle yüksek getirili gayrimenkul gelirini ortaklarına aktarabilmekte, ayrıca ortaklar GYO’ların işlem gördükleri borsada oluşan değer artışlarından yararlanabilmektedirler. Aracılık faaliyeti kapsamında olmamak kaydıyla sermaye piyasası araçlarını alabilir ve satabilir, Takasbank para piyasası ve ters repo işlemi yapabilir, Türk Lirası veya yabancı para cinsinden mevduat veya katılma hesabı açtırabilirler, sermaye piyasası araçlarını ödünç verebilirler. GYO’lar gayrimenkule dayalı portföyün işletilmesi faaliyeti kapsamında faaliyet gösterebilmekte, aktiflerinde makine ve ekipman bulunduramamaktadırlar. GYO’lar inşaat işlerini üstlenemez, proje yürütemez, ancak inşaatını başka şirketlerin gerçekleştirdiği projelere finansman sağlayabilirler. GYO’lar iş merkezleri veya alışveriş merkezleri gibi büyük ölçekli gayrimenkul projelerinin finansmanına kaynak temin etmek işlevi de görmektedirler. Bir gayrimenkul yatırım ortaklığının paylarına yatırım yapan yatırımcı, Türk Ticaret Kanunu’ndan kaynaklanan kâr payı alma hakkı, oy ve yönetime katılma hakkı, rüçhan hakkı ve diğer bütün haklara sahip olabilmektedir. Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları Sermaye Piyasası Kurulu tarafından belirlenen kurumsal yönetim ilkelerine bağlı kalarak faaliyette bulunabilmektedirler. Günümüzde Türkiye’de 31 tane GYO faaliyette yer almaktadır. Gayrimenkul yatırım ortaklığı, paylarının halka arz edildiği hesap dönemi itibariyle, sürekli bağımsız denetime tabidir. Bunun sonucu olarak şirketin 6. ve 12. ay sonu itibariyle finansal tabloları, kurul tarafından listeye alınmış bir bağımsız denetim kuruluşu tarafından denetlenmektedir. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığının Kurumlar Vergisi Karşısındaki Durumu: 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-d-4 bendine göre; gayrimenkul yatırım fonları veya ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisinden istisnadır. Dolayısıyla GYO’lar sermaye piyasası mevzuatına uygun olarak kurulup bu şekilde faaliyet göstermeleri şartıyla elde ettikleri kurum kazançları Kurumlar Vergisi’ne tabii tutulmayacaktır. KVK’nun 15’ınci maddesinin (3) numaralı fıkrasında, Kurumlar Vergisi’nden istisna edilen gayrimenkul yatırım ortaklığı kazançlardan dağıtılsın dağıtılmasın yüzde 15 oranında vergi kesintisi yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak 2009/14594 sayılı B.K.K uyarınca günümüzde GYO’ların kurum kazançları üzerinden kurum bünyesinde yüzde 0 vergi kesintisi (stopaj) yapılmaktadır. Ayrıca GYO bünyesinde vergi kesintisine tabii tutulan kazancın ortaklara kar payı olarak tutulması halinde, kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılmaz. Gayrimenkul yatırım ortaklıkları, sermaye piyasası araçlarını alabilmekte ve satabilmekte, borsa para piyasası ve ters repo işlemi yapabilmekte, Türk Lirası veya yabancı para cinsinden vadesiz ve vadeli mevduat hesabı açtırabilmektedirler. GYO’lar, bu işlemler nedeniyle elde ettiği kazançları Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi hükmüne göre vergilendirilmektedir. GYO’ların KDV Açısından Vergilendirilmesi: GYO’ların portföylerinde bulunan hisse senedi, tahvil, kira sertifikası vb. gibi kıymetlerin teslimi KDVK’nun 17/4-g maddesince vergiden istisna edilmiştir. Ancak GYO’ların aktiflerinde bulunan gayrimenkullerin satılması ve kiralanması için herhangi bir istisna hükmü bulunmadığından, bu teslim ve kiralamalar KDV’ye tabidir. GYO’ların Damga Vergisi Açısından Vergilendirilmesi: 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’na ekli 2 sayılı tablosunun 21. sırasında “Gayrimenkul yatırım ortaklıklarının münhasıran gayrimenkul portföylerine ilişkin alım satım sözleşmeleri ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri” damga vergisinden istisna edilmiştir. Dolayısıyla GYO’ların bu amaçla yaptıkları sözleşmeler damga vergisine tabii değildir. Diğer taraftan Harçlar Kanunu’nda GYO’lar için herhangi bir indirim ya da istisna bulunmamakta olup, tapuda yapılacak gayrimenkul işlemleri tapu harçlarına tabii tutulmaktadır. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 31 HABER Sıcaksu’da yer sahipleri İMO’dan destek istedi Bursa Sıcaksu Tabakhaneler Yeniden Yapılandırma Derneği üyeleri İMO Bursa Şubesi’ni ziyaret ederek, Büyükşehir Belediyesi’nin yıllardır yaşanan mağduriyetlerini gideremediğini belirtti. S ıcaksu Bölgesi’ne Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılması planlanan ‘Termal Kür Merkezi Projesi’ ile mağdur olduklarını kaydeden Bursa Sıcaksu Tabakhaneler Yeniden Yapılandırma Derneği üyeleri, İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız’a yaşanan süreci anlattı. Dernek üyeleri, 2006 yılından bu yana yer sahiplerine verilen sözlerin tutulmadığını kaydederek, açılan davalar nedeniyle de sürecin uzadığını vurguladı. ÇÖZÜMÜ HEYET BELİRLEMELİ! Bölgenin, riskli alan ilan edilmesi nedeniyle ellerinin kollarının bağlandığını ifade eden Dernek Başkanı Muhsin Özyenice, projenin ve izlenecek yolun Büyükşehir Belediyesi, Kent Konseyi, 32 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 Baro, İnşaat Mühendisleri, Mimarlar ve Şehir Plancıları odalarından oluşacak bir heyet tarafından belirlemesini istediklerini söyledi. ‘RİSKLİ ALANDA YAPILAŞMA OLMAZ’ Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Yasası’nda riskli alan tabirinin yanlış olduğuna dikkati çeken İMO Bursa Şube Başkanı Akyıldız da “Riskli alanlarda yapılaşma olmaması ve yeşil alan olarak bırakılması gerekir. Bu yüzden alan değil yapılar riskli ilan edilerek yeni yapılaşma gerçekleştirilebilir” dedi. Kentsel dönüşüm ile ilgili eksiklikleri dile getirdiklerinin altını çizen Akyıldız, “Belediyeler projeyi hazırlayıp uygulayan kurum konumunda olmamalı. Dönüşüm vatandaş ve yatırımcı ortaklığı ile yürütülmeli. Belediyeler ise dönüşümün yapılacağı alanı belirleyip planlarını hazırlamalı, çevre düzenlemelerini gerçekleştirmeli ve halkı desteklemeliler” diye konuştu. HABER Deprem ve zemin uyarısı Doç. Dr. Beyhan Bayhan, olası Marmara depreminden Bursa’nın ağır bir şekilde etkilenebileceği uyarısında bulunarak, “Zeminde sıvılaşma riskinden dolayı sağlam görünen binalar da depremde zarar görebilir” dedi. B ursa Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Beyhan Bayhan, Bursa’nın deprem gerçeğine dikkat çekmek için ‘Bursa’yı Etkileyen Tarihi Depremler ve Bursa’yı Bekleyen Deprem Tehlikesi’ konulu bir seminer düzenledi. BTÜ Doğa Bilimleri, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi Osmangazi Yerleşkesi Seminer Salonu’nda gerçekleştirilen programa, Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Cem Kürşad Hasanoğlu, İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız ve Yönetim Kurulu üyeleri ile çok sayıda mühendis katıldı. Sunumunda, Bursa’yı en çok 1855 yılında gerçekleşen ve tarihe ‘Bursa Depremi’ olarak geçen depremin etkilediğini kaydeden Doç. Dr. Bayhan, Yunanistan’a kadar etkili olan bu depremde nüfusun yüzde 4’ünün yaşamını yitirdiğini, evlerin yıkıldığını ve yumuşak zemine gömüldüğü bilgisini verdi. Marmara Denizi’nde beklenen depreme de vurgu yapan Bayhan, tehlikenin kuzeyde değil, Bursa’nın da içinde bulunduğu Güney Marmara’da olduğunun altını çizdi. Bayhan, Marmara Denizi’nde yapılan araştırmalar sonucu oluşturulan sismik haritaya göre depremde modern binaların da hasar görebileceği uyarısında bulundu. ‘GÜNEYDEN GEÇEN FAY ARAŞTIRILMALI’ Bursa’nın yumuşak, sıvıya doygun ve yeraltı su seviyesi yüksek bir zemine sahip olduğunu aktaran Bayhan, kentin; Sapanca, İzmit Körfezi, Marmara Deniz Havzası, İznik Gölü, Gemlik, Mudanya, Bursa’nın güneyinden geçen Uluabat-Manyas gölleri ve Kuzey Ege’de geniş bir yelpazedeki fayların etkisi altında olduğuna dikkati çekti. Şehrin güneyinden geçen ve az aktif olarak bilinen fayda da araştırma yapılmasını öneren Bayhan, aktif faylar üzerinde mutlaka farklı kurumların çalışma yapması gerektiğini ifade etti. BÜYÜK DEPREM OLASILIĞI Doç. Dr. Bayhan, şöyle devam etti: “Marmara Bölgesi’nde 2034 yılına kadar 7 şiddetinde veya daha büyük bir deprem gerçekleşme olasılığı yüzde 44. Bursa’da; Harmancık, Keles, Büyükorhan ve Orhaneli ilçeleri dışındaki bölgelerde sıvılaşma ve yumuşak zemin problemi bulunuyor. Bu da depremin şiddetini oldukça arttırıyor. Zeminde sıvılaşma riskinden dolayı depremde sağlam görünen binalar da zarar görebilir. Bu yüzden imar planlarında zemin yapısına çok dikkat edilmeli. Arazi sondajları, zemin etüt raporları tekniğe uygun yapılmalı ve sıkı bir şekilde denetlenmeli. Zemine uygun temel tipi seçilmeli. Yüksek binalar için deprem şartnamesindeki genel ivme spektrumu yerine özel spektrumlar kullanılmalıdır. O bölge ve zemin için özel analizler yapılmalıdır. Bursa’da zemini iyileştirmemiz mümkün değil ama yapılarımızı sağlamlaştırmak mümkün.” DEPREM BİLİNCİ YOK! Y umuşak zemine sahip olduğu için Bursa’nın uzak mesafelerdeki depremlerden de etkilendiğini kaydeden Doç. Dr. Bayhan, şunları söyledi: “Şehrin içinden geçen faylarda meydana gelebilecek kırılmalarda yakın alan, fay etkisi sonucu daha büyük hasarlar yaşayabilir. Afet durumları için mutlaka planlamalarda boş alanlar bırakılmalı. Bu alanlar normal zamanlarda park olarak kullanılabilir. Deprem oluşması halinde hastaneler, ulaşım terminalleri, enerji nakil hatları ve tesisleri, barajlar incelenmeli, gerekli görüldüğünde güçlendirilmeli. En önemlisi de halkı bilinçlendirmek ve eğitmek. Türkiye’de maalesef Japonya’daki bir ilköğretim öğrencisi kadar bile deprem bilinci yok.” Japonya, Kaliforniya ve Tayvan’da yüzlerce metrelik binalar ayakta dururken, Türkiye’de az katlı binaların dahi depremde çöktüğünü hatırlatan Bayhan, bunun nedenlerinin tasarımda ve uygulamada yapılan yanlışlıklar veya usulsüzlükler ile denetim eksikliği olduğunu söyledi. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 33 HABER Belediyelerle çalışmalar devam ediyor İMO Bursa ve Osmangazi Belediyesi işbirliği ile belediye personeline ‘Deprem Yönetmeliği ve proje denetimleri’ konusunda seminer verildi. B ursa Akademik Odalar Birliği’nde düzenlenen seminer, UÜ İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün, İMO Bursa Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Söylemez, Proje Demetim Sorumlusu Pelin Kale, inşaat mühendisleri Mehmet Şahinkaya, Emrah Yıldız ve Uğur İnal tarafından gerçekleştirildi. Osmangazi Belediyesi ile işbirliği yapmaktan mutlu olduklarını belirten Fatih Söylemez, seminerin amacının tüm belediyelerde projelere aynı şekilde bakılması ve eksikliklerin belirlenmesi olduğunu kaydederek, İMO olarak projelerin denetiminde standardı yakaladıklarını söyledi. Etkinlikte, STA-4 CAD, Probina Orion, İDE-CAD betonarme programlarında çıktıların nasıl okunacağı ile ilgili bilgilerin verilmesinin ardından, Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Söylemez ve Proje Demetim Sorumlusu Pelin Kale, Oda’nın projelerde nelere dikkat ettiğini, en çok hangi noktalarda sıkıntı yaşandığını aktardılar. 34 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 TAŞIYICI SİSTEM KARARLI, RİJİT VE DAYANIKLI OLMALI Deprem Yönetmeliği’ne göre yapı tasarımı hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Doğangün, yönetmelikte en fazla TSE 500-TSE 498 gibi standartlara dikkat ettiklerini kaydetti. Yönetmeliğe göre taşıyıcı sistemi tasarlarken kararlı, rijit ve dayanıklı olmasının istendiğini hatırlatan Doğangün, “Binalar rijit olmazsa çok fazla salınım yapacak ve hasar görecektir. Dayanıklılık ne kadar yüke karşı koyabildiğini gösteriyor. Kararlı olması ise kolonların, taşıyıcı sistemin narin olmaması, burkulmanın olmaması anlamına geliyor. Binanızı rijit yapmazsanız depremde hasar görür, dayanıklılık olmazsa kırılabilir, kararlı değilse, ince ayaklara bağlıysa yatay ötelemelerde binanız çökebilir” uyarısında bulundu. SIVILAŞMANIN OLDUĞU ALANDA ZEMİNE DİKKAT Yönetmeliğe göre, C ve D grubu zeminlerde bölmeler için taşıyıcı sistemde tedbir almak gerektiğini de ifade eden Doğangün, “D sınıfı zeminler sıvılaşmanın olduğu zeminlerdir. Taşıyıcı sisteminiz iyi olmasına rağmen sıvılaşmanın olduğu bir zeminde, temeliniz buna uygun değilse deprem sırasında rahatlıkla dönebilir. Bursa’da da benzer zeminlerimiz var. Yalova Yolu üzerindeki zeminlerimizin su seviyesi oldukça yüksek. Yapılardaki kat sayısını arttırarak o bölgeyi zorluyoruz. Bu yüzden binaların temelden dönme ihtimali ile karşı karşıyayız. Kesitleri tasarlayarak ne kadar yük taşıyacağı belirleniyor, fakat zeminde emin olunamıyor” dedi. Yönetmeliğin ‘düzensiz binalardan kaçının’ uyarısında bulunduğunu da hatırlatan Prof. Dr. Doğangün, burulma düzensizliği, döşeme süreksizliği, planda çıkıntıların bulunması, zayıf kat ve yumuşak kat düzensizliği, taşıyıcı sistemin düşey elemanlarının süreksizliğinin yapılarda yarattığı sonuçları da anlattı. FAALİYETLER Hesaplarını bilecekler İMO Bursa Şubesi, taahhüt işleri yapan üyelerine katkı sağlamak için ‘Taahhüt İşlerinde İnşaat Muhasebesi Kayıtları, Vergi ve SGK Uygulamaları’ Semineri düzenledi. G erçekleştirilen programda, inşaat işletmelerinde vergilendirmeyi anlatan Mali Müşavir Erkan Çeziker, Kamu İhale Kurumu tarafından gerçekleştirilen ihale ve sözleşme sürecinde yapılması gerekenler hakkında önemli bilgiler verdi. İhalelerin genel olarak kapalı zarf usulünde yapıldığını, eksik evrakı olan firmaların ise ihaleden men edildiğine dikkat çeken Çeziker, “İhaleyi aldıktan sonra en önemli evrak kesin teminat mektubudur. Projenin yapımı sırasında herhangi bir sıkıntı yaşanırsa teminat mektubunuz nakit para yerine geçer ve Kamu İhale Kurumu, kendisi bozdurup zararı tazmin etmek ister. Sözleşmede işin başlangıcı, yer teslimi öngörülmüş ise yerin teslim edildiği tarihtir. Yer teslimi belirtilmemişse sözleşmede belirtilen işin başlangıç tarihi sayılır. Hiçbiri belirtilmemişse sözleşme tarihi esas sayılır. İşin bitiş tarihini geçerseniz ceza ödemek zorunda kalırsınız. Süre, hava muhalefeti nedeniyle uzayabilir. Bu gibi durumlarda ihale makamından ek süre talep ettiğinizde verebilir. Projede farklılıklar istendiğinde de ek süre verilmektedir” dedi. Taahhüt işlerinde geçici kabul süreci uygulanabildiğini de dile getiren Çeziker, işin kesin kabulünün bu süre geçtikten sonra gerçekleştiğini ifade ederek, “Firmalar için finansman önemli. Taahhüt firmaları yoğun kredi hacimlerinde çalışırlar. Bu yüzden ara dönemde olsa geçici beyannamede işin bittiğini bildirebilirler. Banka nezdinde rakamsal olarak gelir gözükür” diye konuştu. YIPRANMA PAYI GİDERLERİ ÖNEMLİ YER TUTUYOR Taahhüt işlerinin muhasebeleştirilmesi hakkında açıklamalarda bulunan Ekonometrist Dr. Halil Kaya da maliyet muhasebesinin en büyük sorununun genel üretim giderleri olduğunu, inşaat sektöründe yıpranma payı giderlerinin de oldukça fazla yer tutuğunu söyledi. Dönem sonu işlemlerin ikiye ayrıldığını dile getiren Kaya, şunları söyledi: “Muhasebe dışı envanterde sayım ve değerlendirme yapılıyor. Muhasebe içi envanterde de muhasebe dışı envanterde belirlenen fiili durumlar ile kayıtlar arasında fark varsa düzenleniyor. Dönem gelir ve giderleri belirleniyor. Resmi nizamdan sonra bilanço ve gelir tablosunu düzenleyip dönemin hesapları kapatılıyor.” Programda söz alan İMO Bursa Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Söylemez, taahhüt işlemleri gerçekleştiren üyelerin karşılaşabilecekleri sorunların çözümü için bu tür eğitimlerin faydalı olacağına dikkati çekti. FAALİYETLER Deneyimlerini aktardılar İMO Bursa Gençlik Komisyonu üyeleri, üniversite öğrencilerine mesleki deneyimlerini aktararak, iş hayatında doğru seçimler yapmaları için yol gösterdiler. Adnan Şanlı Basri Akyıldız Mustafa Kale Berna Dağ Ali Aslan İ MO Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu tarafından, Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde ‘Genç Mühendislerle Sektöre Giriş Söyleşisi’ düzenlendi. Uludağ Üniversitesi’nde gerçekleşen söyleşiye; Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün, İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, Yönetim Kurulu üyeleri Fatih Cambazoğlu ve Umut Akdeniz, Genç İMO Temsilcisi Yiğithan Toksöz ve öğrenciler katıldı. Programın başlangıcında konuşan Başkan Akyıldız, Genç İMO’nun başarılı çalışmalara imza attığını belirterek, kendilerinin iş hayatına atılmadan önce böyle deneyimleri dinleme şansı bulamadıklarını, dolayısıyla öğrencilerin bu tür etkinlikleri iyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Söyleşide İnşaat Mühendisi Berna Dağ, statik proje çizimlerinde karşılaşılabilecek sorunları anlatarak, bu alanı seçen mühendislerin statik proje cad yazılım programlarını iyi derecede kullanma, Deprem Yönetmeliği’ne hakim olma, mimari proje okuma konusunda bilgi edinme ve taşıyıcı sistem konusunda kendini geliştirme imkanı bulacağını söyledi. Şantiye şefinin görevleri hakkında ayrıntılı bilgiler veren İnşaat Mühendisi Ali Aslan da “Şantiye şefleri inşaattaki işçi güvenliği ve kurallara uyulması 36 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 noktasında çok dikkatli olmalı. Şantiye şefliği yapan mühendisler piyasaya çok yakın oldukları için geniş bir çevre edinebilirler. Ayrıca yöneticilik yönünüzü, plan ve program yapma yeteneğinizi geliştirebilirsiniz. Piyasadaki malzeme ve işçilik maliyetleri güncel takip edildiği için, imalatların maliyetlerini kolayca hesaplanabilir” dedi. ‘YAPI DENETİMLE DAHA NİTELİKLİ YAPILAR OLUŞTU’ Mühendis adaylarına yapı denetim firmalarının görev ve sorumluluklarını aktaran İnşaat Mühendisi Adnan Şanlı da yapılan her imalatın tüm aşamalarının mutlaka kontrolden geçirilmesi gerektiğini kaydetti. Geç kalınmış bir kontrolün ardından inşaatta düzenleme yapılmasının zor olduğunu vurgulayan Şanlı, “Yapı denetimle birlikte daha nitelikli yapılar yapılmaya, standartlara uygun malzemeler kullanılmaya başlandı. Depreme dayanıklı, güvenli yapılar oluştu. Uygulamada oluşan hatalar aza indirildi ve kontrolsüz yapılaşmanın önüne geçildi” diye konuştu. Nilüfer Belediyesi’nde görev yapan İnşaat Mühendisi Mustafa Kale ise geleceğin mühendislerine, belediyelerde proje hazırlama ve ihale aşamalarını anlattı. Kale, inşaat mühendislerinin geniş bir alanda çalışma imkânı bulduğunu kaydederek, öğrencilerin hangi alana yaktın olduklarını belirleyerek iş hayatına başlaması gerektiğini söyledi. HABER Yıldırım’da kentsel dönüşüm tartışıldı Yıldırım’da kentsel dönüşümün tartışıldığı panelde konuşan İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, dönüşümde can ve mal güvenliğinin ön plana çıkması gerektiğini söyledi. Y ıldırım Belediyesi ve Yıldırım Kent Konseyi Kentsel Dönüşüm Grubu tarafından düzenlenen ‘Şehir, İnsan ve Diğer Yönleriyle Yıldırım’da Kentsel Dönüşüm’ paneli, Barış Manço Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölüm Başkanı Doç. Dr. Murat Taş’ın başkanlık yaptığı panelde; İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Hakan Karademir ve İMSİAD Başkan Yardımcısı Sertaç Karaalp, kentsel dönüşümün nasıl olması gerektiğini ve dönüşümün başlaması için yapılması gereken çalışmaları anlattı. ‘DÖNÜŞÜMDE CAN VE MAL GÜVENLİĞİ ÖNEMLİ’ Yaptığı sunumda, Bursa’daki yapı stoğunun yüzde 58’inin 20 yaş ve üzeri, yüzde 60’ının da kaçak veya ruhsata aykırı olduğuna dikkati çeken İMO Bursa Şube Başkanı Akyıldız, 2014 yılında 79 bin kentsel dönüşüm başvurusu yapıldığı bilgisini verdi. Akyıldız, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre kentsel dönüşüm alanında yaklaşık 130 bin birimin risk tespiti yapılarak, yaklaşık 12 bin 500’ü yıkıldı. Yasa kapsamında idarelere 40 proje için 110 milyon lira kaynak aktarıldı. 1 milyon 100 bin kişiyi barındıran 152 riskli alan Resmi Gazete’de yayımlandı. Yasa, kentlerin güzelleştirilmesi, sağlıklaştırılmasını değil can ve mal güvenliğini tehlikeye atan yapıların dönüştürülmesi öngörüyor. Bu işe de kent ile ilgili bir envanter çalışması yapılıp en riskli bölgeden başlanmalı. Riskli bölge kırsal da kent merkezi de olabilir. Riskli yapı tespitinin ardından dönüşüm, yenilenme veya tamamen tasfiye sağlanmalı” dedi. Başkanı Akyıldız, bireysel risk tespiti yaptırmak isteyen vatandaşları da şöyle uyardı: “Yapınız riskli çıktığında geri dönüşü yok. Riskli yapı tespitinden sonra süreç başlıyor ve 60 gün içinde binanın yıkılması gerekiyor. İtiraz durumunda oluşturulacak komisyonla bilirkişi heyeti tarafından binanın riskli olup olmadığı değerlendiriliyor.” Panelde, Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Hakan Karademir de kentsel dönüşümün 15 yıldır tartışıldığına dikkat çekerek, “Kentsel dönüşümde ‘yıkalım’ mantığı hakim olduğu ve sadece inşaat sektörüne kitlendiği için bugüne kadar örnek gösterilecek bir uygulama yok” derken, İMSİAD Başkan Yardımcısı Sertaç Karaalp ise kentsel dönüşüm için müteahhitler olarak fedakarlık yapmaya hazır olduklarını, devletin bu süreçte vatandaşa destek olması gerektiğini ifade etti. Panelin ardından Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali de ilçede uygulanacak kentsel dönüşüm projesini anlattı. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 37 FAALİYETLER Meslek içi eğitimler sürüyor İMO tarafından üyelerine yönelik İdecad Statik V7 ve STA4-CAD eğitimleri düzenlendi. İ MO Bursa Şubesi, üyelerine yönelik meslek içi eğitimlere hız kesmeden devam ediyor. Bu kapsamda, betonarme yapıların statik hesaplarının analiz ve uygulama çizimlerini hazırlayacak inşaat mühendisleri için İdecad Statik V7 ve betonarme proje analizleri gerçekleştirecek inşaat mühendisleri için de STA4-CAD eğitimleri düzenlendi. BAOB Yerleşkesi İMO Eğitim Salonu’nda gerçekleştirilen İdecad Statik V7 kursunun eğitmeni İnşaat Mühendisi Emrah Yıldız, iki hafta boyunca İdecad Statik V7 programının kullanımını model üzerinden anlat- tıklarını söyledi. Eğitimlerin ardından katılımcıların bir binayı mimarisine uygun, yönetmelik ve standartların izin verdiği şart ve kabullere göre, gerçeğe en yakın davranacak şekilde modelleyebilecek kapasiteye geleceklerini kaydeden Yıldız, statik proje yapmak isteyen tüm mühendislerin bu tür bir programı öğrenmesi gerektiğini ifade etti. ÇELİK VE KARMA YAPILAR İÇİN İDECAD V8 YOLDA Emrah Yıldız, Bursa menşeili olan İdecad’in, çok katlı karma yapılar için de çalışma yürüttüğünü ifade ederek, “Betonarme yapıların ardından, çelik yapılar ve karma yapıların da çözümlenebileceği İdecad V8 programı yakında kullanıma sunulacak. Program şu an Beta aşamasında ve kullanıcılardan geri dönüş alıyoruz” dedi. STA4-CAD kursu Betonarme proje analizleri gerçekleştirecek inşaat mühendisleri için de STA4-CAD eğitimleri düzenlendi. İ nşaat Mühendisi Mehmet Şahinkaya tarafından gerçekleştirilen eğitimlerde mühendisler, betonarme yapıların projelendirilmesinde programın nasıl uygulanacağını öğrendiler. Mehmet Şahinkaya, katılımcıların bu eğitimlerde betonarme bilgilerini pekiştirdiklerini belirterek, program bilgisini de buna ekleyerek ilerlediklerini söyledi. İnşaat mühendislerine dışarıda karşılaşabilecekleri farklı yapıları tanıtarak programı öğrettiklerini dile getiren Şahinkaya, “İnşaat sektöründe hız çok önemli. Sektörde artık birçok işlem programlar aracılığı ile gerçekleştiriliyor. Hızın önemli olduğu bir sektörde, bu tarz programlar olmadan ilerlemeniz zorlaşıyor. Eğitimlerle de bunu geliştiriyoruz” dedi. 38 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 FAALİYETLER Çelik yapı eğitimleri sürüyor İMO Bursa Şubesi tarafından düzenlenen Çelik Yapı Kursları devam ediyor. Katılımcılar, 3’ncü Çelik Yapılar Kursu’nda tasarımdan, imalat aşamasına varan süreçte kullanılabilecek programları öğrendi. İ MO Bursa Şubesi, Çelik Yapılar Kursu ile inşaat mühendislerini çelik yapıların tasarımı ve karşılaşabilecekleri sorunlar hakkında bilgilendiriyor. Kursun 3.'sünde katılımcılar, çelik yapı tasarlamada kullanılacak programların hataları ve avantajlarını öğrenme fırsatı buldu. Eğitimleri veren İnşaat Yüksek Mühendisi İlker Yılmaz Türker, doğru bir çelik yapı tasarımına ulaşmak için eğitimlerin önemli olduğunu belirterek, çelik yapıların mühendislik bilgisinin en iyi uygulanabileceği alan olduğunu ve tasarımda sadece programlara güvenmek yerine mühendislik yorumu da katılması gerektiğini söyledi. Kurslardaki amacın, unutulmuş mühendislik kavramlarını aktararak, temel kavramların yazılım programlarında nasıl kullanacağını öğretmek olduğunu kaydeden Türker, İMO’nun farkındalık oluşturmak için konusunda uzman kişilerle mühendisleri buluşturduğunu, fakat inşaat mühendislerinin de mesleki açıdan gelişime açık olması gerektiğini ifade etti. ‘DOĞRU YAPILARA DİKKAT ÇEKİLMELİ’ Eğitimde, deprem ve doğru yapı konusuna da değinen Yılmaz Türker, “Dünyadaki en riskli üç bölgeden birinde oturuyoruz. Rehavete düşme şansımız yok. Amerika, Japonya gibi her türlü önlemi almamız gerekiyor. ‘Deprem ne zaman olacak?’tan öte, sağlam yapıların nasıl olacağını tartışmalıyız. Depremlerin yol açtığı büyük can kayıpları, doğru yapılarla ortadan kalkabilir. Bizim en büyük düşmanımız tasarladığımız evlerimiz, iş yerlerimiz, okullarımız, hastanelerimiz. Bunları tehlike olmaktan çıkartıp yaşanabilir yapılar haline getirebilme adımlarını eğitimlerle atıyoruz” diye konuştu. Mühendisler proje yönetimini öğrendi İMO Bursa Şubesi, üyelerinin iş hayatında süre ve maliyet kayıplarını önlemek için ‘Proje Yönetim Yazılım Semineri’ gerçekleştirdi. M akina Mühendisi İsmet Kocaman tarafından verilen ‘Proje Yönetim Yazılım Semineri’ne çok sayıda mühendis katıldı. Yaptığı sunumda iş başvurularında artık mühendislerden proje yönetimi bilgisinin de istendiğini belirten İsmet Kocaman, MS Project programının proje yönetilirken kullanabilecek bir araç olduğunu söyledi. Proje yönetimi ile süre, maliyet ve iş paylaşımının belirlenebildiğini kaydeden Kocaman, “Özellikle inşaat sektöründe maliyetler ve süreler çok önemli. Her şey görünür olmalı, yani işler insanların kafasında değil planlı gerçekleştirilmeli. Proje geciktiğinde firmaya hep maliyet olarak yansır. Zincirleme biçimde başka işler de etkilenir. Firmalar proje yönetimini gerçekleştirirken bir yazılım kullanırsa bu gecikmeleri önceden öngörebilir, tedbirlerini alabilirler” dedi. Kocaman seminerde, bir proje planının oluşturulması, uygulanması ve iş hayatında yaşanan proje yönetimi hakkındaki deneyimlerini paylaştı. YAZAR 167 Sayılı ILO İnşaat İşlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi Erol KILIKÇIER AVUKAT erolkilikcier@kilikcier.av.tr 40 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 38 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 Mevcut iş güvenliği ve sağlık mevzuatına ilaveten iskele dahil inşaatın bütün aşamalarında ILO kriterlerinin getirilmesi için 23.9.2014 tarihinde tasarı meclise sunulmuş ve TBMM tarafından onaylanarak 29.11.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğü girmiş bulunmaktadır. Bilindiği üzere mevzuatımızda Anayasa’nın 90. Maddesi; “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir ve bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz” hükmü mevcut olduğundan, onaylanan ILO sözleşmesinin içeriğinin uygulanması zorunlu iç hukuk kuralı haline gelmiştir. İnşaatlardaki iş kazalarında ölen işçi sayısının her geçen gün artması, artan kamuoyu baskısı nedeniyle idarenin ILO sözleşmesi imzalamaya iten bir faktör olmuştur. Bir işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili yakın ve ciddi bir tehlike gördüğü veya bunu düşünmesi için haklı bir nedenin bulunduğu takdirde bundan sakınmak ve bu durumu işverene bildirmekle yükümlüdür. Sözleşmeyle getirilen en temel haklardan biri, işçiye tehlike durumunda o bölgeyi terk etme hakkı vermesidir. Genel itibariyle inşaat alanındaki her hangi bir işlem, faaliyet veya nakliye, inşaatın tamamlanmasına kadarki bütün inşaat faaliyetleri, montaj ve sökme işleri bu sözleşmenin kapsamı içinde bulunmaktadır. Sözleşme maddelerinde değişiklik yapılabilmesi için ise ilgili işçi ve işveren kuruluşlarına danışılması gerektiği yine sözleşme hükmü olarak yer almış bulunmaktadır. Sözleşmeye göre iki veya daha fazla kişinin çalıştığı iş yerinde asıl işveren veya fiilen kontrol eden diğer kişi veya kuruluş, güvenlik ve sağlıkla ilgili önlemlerin eşgüdümünden ve bunu denetleyecek uzmanları görevlendirmekten ve iş güvenliği ve sağlığı kurallarının uygulanmasından sorumlu bulunacaktır. Buna mukabil çalışanlar da risk gördükleri her türlü durumu işverene bildirmek, işveren ile yakın işbirliği yapmak, gerekli özeni göstermek ve kendilerine tanınan hakları suiistimal etmemekle mükelleftirler. Önlemler, işe giriş yolunun sağlık ve emniyetinden başlamaktadır. İnşaat içindeki güzergahların aydınlatılması, intikal alanlarının emniyetinin alınması, inşaat alanındaki boşlukların kapatılması, bu önlemlere örnek olarak verilebilir. İşveren inşaat alanında olduğu gibi çevresinde de vaki riskleri ortadan kaldırmak için bütün önlemleri almakla mükelleftir. İnşaatlarda kullanılan iskele, merdiven ve bu amaca hizmet edecek araçların güvenli olması ve usulüne uygun olarak kullanılması bir yana, bu ve benzer bütün ekipmanların denetlenmesi de sözleşmede yer almaktadır. Dolayısıyla bu malzemelerin en son ne zaman ve yetkili kişi veya makamlarca denetlendiği ve kullanıma salih olduğunun da kullanılmadan önce belirlenmesi YAZAR ve belgeye bağlanması uygun olacaktır. Aynı şekilde kaldırma alet ve ekipmanlarının da yeterli dayanıklılık ve kalitede olması gerektiği, bunların denetlenmesi, test ve denetimlerinin yapılmış olması gerektiği sözleşmede ifade edilerek, ölümcül sonuçlar doğması muhtemel zaruri haller bu vasıfları taşımayan ekipmanın kullanılması istisnaen ayrı tutulmuştur. Nakliye hafriyat ve malzeme taşıma ekipmanları, tesis makine ve ekipmanlar ile el aletlerinin iyi çalışır durumda olması, kullanma talimatnamesine uygun olarak kullanılması, bunların kullanımı ile ilgili çalışanlara gerekli eğitimlerin verilmesi de yine sözleşmede yer alan hükümlerdendir. Binanın çatı imalatlarında çatı yüksekliği ve eğimi göz önüne alınarak işçilerin, malzemelerin düşmesini engelleyecek tedbirler alınacağı gibi, çalışma yapılan yer kırılabilir bir materyal ise buradan düşmeyi önleyecek tedbirlerin de ayrıca alınması gerektiği sözleşmede ifade edilmiştir. Kazılar, kuyular, hafriyat, yeraltı işleri ve tünellerde yapılan imalatlarda toprağın ve diğer materyallerin yerlerinden kopmalarını önleyecek payanda vs. tedbirler alınmalıdır. Burada yapılacak çalışmalarda temiz hava temin edecek düzenekler ve yangın, su veya başka bir maddenin basmasına karşı güvenli bir sığınağın sağlanması, işçilerin sıvıların dolaşımı ya da gaz birikmesi gibi olası yeraltı tehlikelerinden korumak için uygun incelemeleri yapmış olmak ve tedbirleri de almış bulunmak da gereklidir. Yapı kalıpları, beton kalıplar, geçici dayanaklar ve payandaların sadece yetkili kişi huzurunda kurulması gereklidir. Kalıp ve payandalar kendilerine yüklenen yükleri taşıyacak bir şekilde tasarlanacak ve çalışanların yapının dayanıksızlığından ve sallanmasından kaynaklanan tehlikelere karşı korunması için gerekli önlemler alınacaktır. Su üstünde çalışma yapıldığı hallerde çalışanların suya düşmesini önleyecek, düşme vukuunda da boğulmaya karşı önlemlerin alınması gereklidir. Ayrıca işveren, kaza halinde kurtarmak için de yeterli önlemleri almakla da yükümlüdürler. Yıkım işinin sadece yetkili kişinin gözetiminde planlanması ve yürütülmesi gereklidir. Atık ve tortuların atılması ulusal mevzuat hükümlerine göre yerine getirecektir. Bütün elektrik tesisat ve malzemelerinin yetkili kişi tarafından döşenmesi gerektiği gibi, montaj ve bakımı da aynı şekilde yapılacak ve tehlikelere karşı gerekli önlemler alınacaktır. Keza inşaata başlamadan önce inşaatın altında ve civarındaki elektrik hatlarından kaynaklanması muhtemel her türlü tehlikeyi ortadan kaldıracak şekilde tedbir alınacaktır. İşçinin kimyasal, fiziksel veya biyolojik tehlikelerle karşı karşıya kalmaması için uygun önleyici tedbirlerin alınması gereklidir. Bu cümleden olmak üzere mümkün olduğu ölçüde az tehlikeli malzemelerin tercih edilmesi, makine tesis ve ekipman için gerekli teknik önlemlerin alınması, kişisel koruyucu donanım ve koruyucu malzemenin kullanılması, zehirli malzemelerin bulunduğu ortamlarda işçilerin çalışması gerekir ise gerekli tüm önlemlerin alınması, işçi sağlığı yönünden üzerinde durulan noktalar olmuştur. Yangına karşı tedbirler ise yangın riskini ortadan kaldırmak, hızlı ve etkin mücadele ile hızlı ve güvenli tahliye unsurlarını birlikte değerlendireceği bir süreç olarak ifade edilmiştir. İşveren işçilere bila bedel vereceği kişisel koruyucu malzemelerin yeterli kalite ve dayanıklılıkta olması, bakımının yapılması, usulüne uygun olarak kullanılmasını sağlamakla yükümlü olduğu gibi işçiler de bu malzemeyi gerektiği gibi ve özenle kullanmakla yükümlüdürler. İşveren iş kazalarında ilk yardımdan da sorumludur. Bu sorumluluğun içinde ilk yardım amacıyla eğitilmiş bir personel istihdam etmek, kaza sonrası tıbbi bakımlarının yapılması için gerekli nakliyeyi sağlamak da mevcuttur. İşverenler, işyerindeki çalışma refahını sağlama noktasında iş mekanlarına temiz su, erkek ve kadın çalışanlar için ayrı tuvalet, yıkanma tesisi, kıyafet değiştirmek ve kurutmak için mekanlar, dolaplar, yemek ve barınmaya mahsus yerler tahsis etmekle de yükümlü bulunmaktadır. İşçilerin iş kazalarına karşı yeterince ve uygun şekilde eğitilmesi, bu amaçla kendilerine tahsis edilen ekipmanın özellikleri, dayanımı, kullanma alanları vs. hakkında da bilgilendirilmesi gereklidir. Yukarıda alıntılar yapılan sözleşmede belirtilen pek çok husus esasen ulusal mevzuatımızda bulunmaktadır. İnşaatta yapılan işlerin yetkili huzurunda yapılması ve planlanması esastır. Malzemeleri tanımak ve bunlarla ilgili eğitimleri vermek, riskleri önceden düşünüp gerekli önlemleri almak ve risk oluştuğu anda ise ilk yardım ve tahliyeyi en seri ve güvenli biçimde yapılmasını sağlamak ve planlamak da işverene yüklenen sorumluluklardandır. Dolayısıyla yetkili huzurunda yapılacak işlerde iş güvenliğine uyulup uyulmadığı da aynı anda denetlenmiş olacaktır. Bir an için denetlemenin kafi gelmediği durumda ise işçi fark ettiği eksikliği bildirmek ve sorunlu alanı terk etmek mükellefiyet ve hakkına da sahiptir. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 41 SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 39 RÖPORTAJ Hızlı raket: BERNA DAĞ 42 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 Genç inşaat mühendisi Berna Dağ, üniversiteye gelene kadar birçok yarışmada derece almış bir masa tenisçi. Masa tenisi, zamanında Doğu Anadolu Bölge Birinciliği kazanmış olan Dağ’ın hâlâ en büyük tutkusu. RÖPORTAJ İ nşaat mühendisi Berna Dağ'ın, çocukluğunda Bitlis'te tanıştığı masa tenisi zaman içinde hayatında önemli bir yere sahip olmuş. Öğrencilik yaşamında çok sayıda yarışmaya katılan ve önemli dereceler elde eden Dağ, masa tenisi oynamayı hâlâ sürdürüyor ve de çok seviyor. İMO Gençlik Komisyonu üyesi de olan Berna Dağ, masa tenisine yeterli ilginin gösterilmediğinden ise şikâyetçi. Masa tenisinin sosyalleşme adına önemli bir rolü olduğuna inanan Dağ, “Aslında masa tenisi yapan çok insan var. Hemen hemen tüm insanların hayatının bir köşesinde bu oyun illaki olmuştur. Bu oyunu artık daha da açığa çıkarmak, bir spor kimliği kazandırabilmemiz gerekiyor” diyor. -Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Kimdir Berna Dağ? Ben 1988 Bitlis doğumluyum. Manisa’da, inşaat mühendisliğini okudum. 2012 yılında mezun oldum ve 2013 yılında Uludağ Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimime başladım. Şu anda tez yazıyorum. Kendimi mesleğime adadım diyebilirim. Alanımı proje olarak seçtim ve statik proje konusunda çalışıyorum. Mümkün olduğunca kendimi geliştirdim, geliştirmeye de devam ediyorum tabii. 3 yıldır statik proje çiziyorum. -Genç İMO’da da görev alıyorsunuz değil mi? Evet, bir yıldır Gençlik Komisyonu’ndayım. Aktif olarak çalışıyoruz, her hafta toplantılarımız oluyor, belli aralıklarla söyleşiler düzenliyoruz. İMO Bursa bünyesinde gerçekleştirilen 19 Mayıs Geleneksel Dayanışma Gecesi de zaten bize ait. Aynı zamanda teknik geziler yapıyoruz. Bu dönem iki stadyum gezimiz oldu biri Bursa’daki Timsah Arena, diğeri de İstanbul’da Vodafone Arena. Komisyon bünyesinde genellikle öğrencilere ve yeni mezun inşaat mühendislerine yönelik çalışmalar yürütüyoruz. 20 YILLIK RAKET -Masa tenisine olan ilginiz nereden geliyor? Her insan, mutlaka hayatının bir bölümünde masa tenisi oynamıştır ama devam ettirmektir mühim olan, sizin hikâyeniz nasıl? Aileden birinin oynaması gerekiyor bence. Bizde de ilk ablam başlatmıştı, bana da o sevdirdi. Evde kendimize bir masa kurup oynardık, hatta şu anda yanımda ablamdan kalan 20 yıllık bir raket var. O raketle iki ablam, bir de abim devam etti, sonra da bana kaldı. Ortaokul birinci sınıftayken masa tenisinin üzerine daha fazla gitmeye başladım ve okul takımına yazıldım. İlk yarışmama da ortaokul 1’de katıldım. Okullar arası bir müsabakaydı. Bayanlar kategorisinde 3. oldum. Ortaokul 2’de ise birincilik kazandım. Fakat ortaokul son sınıftayken bu yarışmada tek yerine çift kişilik karşılaşmalara geçildi. Ancak orada dereceye giremedim. Bunu aslında birazda yanımdaki arkadaşıma bağlıyorum, kötü oynamıştı. Lisede de yarışmalara katılmaya devam ettim. Hatta lise 2’nci sınıftayken Doğu Anadolu Bölge Birinciliğini kazandım. En tepeye çıktım, sonra da bıraktım. Zaten, lise son sınıftayken yaştan dolayı yarışmalara katılamadım. Bütün yarışmalarım Bitlis’te oldu. Ben lise 2’ye kadar Bitlis’teydim, daha sonra Bursa’ya geldik. -Üniversitede ve iş yaşamına adım attığınızda da devam ettiniz mi oynamaya? Tabii ki. Masa tenisine elimden geldiğince ve her fırsatta vakit ayırmaya çalışıyorum. Üniversitedeyken inşaat mühendisliği bölümü olarak bir turnuva düzenlemiştik, ama katılan tek bayan bendim. Bu turnuvada da yarı finale kadar çıkabildim, malum bayan-erkek karşılaşması pek de adil olmuyor. Şu an Oda bünyesinde arkadaşlarımızla masa tenisi oynamaya devam ediyoruz. Her geldiğimde masanın başına geçeriz. Bursa’da masa tenisi oynanacak yerleri çok aradım. Ama yeterince ilgi gösteriliyor mu? Maalesef hayır. Bu konuda iki yıl önce bir araştırma yaptım ve masa tenisi oynanan yerlerin de kapandığını duydum. İnsanlar internetteki formlarda ‘Oynayacak yer bulamıyoruz’ diye yazıyor. Bu spora olan ilgisizliği kırmamız gerekiyor. YAZA TURNUVA VAR -Oda bünyesinde bir yarışma düzenlemeyi düşünüyor musunuz? Planlarımız arasında bu var. Bowling ve masa tenisi turnuvası düzenleyeceğiz. Bowling zaten yapılıyor, buna masa tenisini de ilave edeceğiz. Benim dışımda Gençlik Komisyonu’ndaki arkadaşlarımın çoğu masa tenisine ilgili duyuyor. Yaza doğru bir turnuva düzenleyeceğiz kısmetse. -Masa tenisinde belli bir stiliniz var mı? Biraz sert oynuyorum diyebilirim. Bir yarışma olmayınca ve oyuna sayı odaklı bakmayınca sert oyunu daha çok seviyorum. Özellikle çakmalar, spin, kesmeler. Hiçbir şey düşünmüyorum, sadece ‘topa nasıl daha sert vurabilirim?’ buna odaklanıyorum. Nedenine gelince; bana göre oyunun sürekliliğini getiriyor. Yavaş ve ağır oynandığında karşılıklı bir SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 43 RÖPORTAJ soğuma oluyor. Bana göre masa tenisinin zevki topu sürekli karşıdan karşıya atmak değil de backhand tarzı dediğimiz vuruşlar. Asla sayı odaklı oynamam, sadece o oyundan zevk almaya bakarım. Tabii karşımdakinin de aynı şekilde bana cevap vermesini isterim. -Masa tenisi dünyada spor olarak görülmesine rağmen ülkemizde daha çok bir hobi gibi algılanıyor. Sizce neden? Yarışmalara katıldığım dönemlerden söyleyeyim; bence kesinlikle özel bir ilgi ve kaynak ayrılmıyor. Sadece kapalı bir spor salonunda, çocuklar oynasın diye ya da birkaç yarışma düzenleniyor. İlgi ve alaka da az olunca masa tenisini bir spor dalı göremiyoruz maalesef. -Kendisini model aldığınız biri var mı? Aslında ben daha çok açık tenis maçlarını çok izliyorum. Masa tenisi alanında yok ama teniste Federer var. ANNESİNİN ÇABASIYLA GELEN BÖLGE BİRİNCİLİĞİ -Masa tenisiyle ilgili unutamadığınız bir anınız var mı? Bölge birinciliği maçında nüfus cüzdanımı unuttum. Malum spor salonuna nüfus cüzdanıyla giriş yapıyorsunuz. Evimiz de uzaktı. Hemen annemi aradım, eğer annem yetişemeseydi maça giremiyordum. Son dakika ki artık isimler yazılırken annem nüfus cüzdanımı yetiştirdi ve öyle maça girebildim. O an oldukça üzülmüştüm, ama annem durumu toparladı. Bir keresinde de kıyafet yüzünden maça alınmadım. Karşılaşmalarda kıyafetinizin topla aynı renk olmaması gerekiyor. Yani kıyafetiniz koyu, top açık renk olmalı. O gün açık renk giyinmişim, topla aynı renk olduğunu söylediler ve maça almadılar. Yanımda yedek kıyafet de yoktu. Hiç beklemeden hemen hazırda bekleyen yedek oyuncu oyuna dahil oldu. -Unutamadığınız bir maç var mı, mesela o final maçı? Maçların ve turnuvaların atmosferi çok başka oluyor. Aslında bütün maçlarım güzeldi ama final karşılaşmalarının özelliği ayrı. Ailenizin, arkadaşlarınızın orda olması, sizi desteklemeleri 44 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 gerçekten güzel bir atmosfer. Bölge birinciliğinin kazandığım karşılaşma, aslında çok da zorlanmadığım bir maç olmadı. Şans benden yana diyelim ya da karşımdaki oyunun heyecanı. Rahat bir şekilde maçı almıştım. -Maç sırasında, karşınızdaki oyuncuya göre strateji belirliyor musun? Turnuva sırasında sayı için bunu yapıyorsunuz, ama iş sadece oyundan keyif almaksa böyle bir düşünceniz olmuyor. Yarışma sırasında karşımdakinin sağ ya da sol, hangi tarafı eksikse oraya yöneliyor, daha çok o yöne çalışıyorsunuz. Karşılaşmanın sonlarına doğru kritik sayılara geldiğinizde ise bu duruma daha fazla dikkat etmeniz gerekiyor. Elinizdeki servis sizin için çok önemli. Çünkü sayıyı servisten alabilirsiniz. Risk alıp çeşitli teknikler kullanabiliyorsunuz. Paralel ve köşe topları atmaya çalışıyorsunuz. ‘SOSYAL YAŞAMA ÖNEMLİ KATKILARI VAR’ -Masa tenisinin normal hayatınıza ya da mesleğinize bir katkısı olduğunu düşünüyor musunuz? Meslek adına değil de sosyal yaşam için önemli bir etkileşimi kesinlikle var. Mesela, parkta oynadığımızda bir çocuğa masa tenisi öğrettiğim oldu. Sonrasında o çocuğun masa tenisine devam ettiğini de öğrendim ve gerçekten çok mutlu oldum. Aynı zamanda masan tenisi oynarken tüm stresinizi üzerinizden atabiliyorsunuz. Türkiye inşaat sektöründe bir bayan meslekte sert bir insan olma gibi zorunluluğunuz var. Çalışan kesimin tamamına yakını erkek olunca, bazen sizin sözleriniz ve düşünceleriniz önemsenmeyebiliyor. Örneğin, çelik fabrikasında çalışmıştım, 30 tane erkek çalışan vardı ve tek bayan bendim. O zaman öğrendim ki sert olmak gerekebiliyor. Aslında sert yönümün olduğunu da o zaman fark ettim. Hızlı Raket Sanırım bu sertliğimi masa tenisinde de uyguluyorum. -Kendinize koyduğunuz bir hedef var mı? Öncelikle Oda bünyesinde masa tenisi turnuvaları düzenlemek istiyoruz. Şimdiye kadar böyle bir şey yapılmadığından, en azından başlatmak istiyoruz. Bu konuda yardım alacağım arkadaşlarımın da olması son derece önemli. Hedef olarak bir kulüp kurmak belki biraz büyük olur ama eğer böyle bir girişim olursa, o insanlara destek olmaya hazırım. -Çinliler masa tenisinde dünyada bir adım daha önde sanki. Kesinlikle. Bir kere masaya çok yakın oynuyorlar. Yapılarından mı kaynaklanıyor bilmiyorum ama oldukça hızlılar, maç sırasında topu göremiyorsunuz bile. Özellikle bitirici vuruşlarını masadan uzaklaşıp yapıyorlar ki gerçekten muhteşem. -Eklemek istedikleriniz… Aslında masa tenisi oynayan çok kişi var. Üstelik hemen hemen tüm insanların hayatının bir köşesinde bu oyun illaki olmuştur. Mutlaka hayatlarının bir bölümünde karşılaşmışlardır. Bu oyunu artık daha da açığa çıkarmak, bir spor kimliği kazandırabilmemiz gerekiyor. Ben lise son sınıftayken yaştan ötürü maça katılamamıştım. Türkiye’de 17 yaşınıza geldiğinizde artık turnuvalara katılamıyorsunuz. Bu tabloyu düzeltmek gerekiyor bence ki bunu başardığımız zaman o konuştuğumuz spor kimliği kazanma durumunu daha hızlı yakalayabiliriz. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 45 HABER İş güvenliği masaya yatırılacak İMO, BALKANSİAD ve Uludağ Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, ortak düzenleyecekleri panelle İş Sağlığı ve İş Güvenliği konusunu masaya yatıracak. B alkan ve Rumeli Sanayicileri ve İş Adamları Derneği’nin Uludağ Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi ve İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ile birlikte 2015 yılı içerisinde düzenlemeyi planladığı ‘İnşaatlarda İş Güvenliği ve İş Sağlığı’ panelinin toplantısını gerçekleştirdi. BALKANSİAD İnşaat 46 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 Komisyonu üyeleri, Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Adem Doğangün, İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkan Yardımcısı Fatih Canbazoğlu ile Yönetim Kurulu Üyesi ve İş Güvenliği Uzmanı Yavuz Bahadır Aksoy’un bir araya geldiği görüşmede panelin detayları konuşuldu. AMAÇ FARKINDALIK YARATMAK Toplantı sonrası yapılan ortak açıklamada; “Sektörün son zamanlarındaki en önemli konularından biri olan ve direkt insan sağlığını ilgilendiren inşaatlarda iş güvenliği ve iş sağlığı ile ilgili düzenleyeceğimiz panelle farkındalık yaratmak istiyoruz. Bir taraftan canın gittiği diğer taraftan maddi bir yaptırımla karşılaşılan bu olaylar konusunda henüz yeterince bilinçlenmiş değiliz. Hem bilinçlendirmeyi hem de firmaları ve insanları yaşatmak için bu farkındalığı yaratmak istiyoruz. Çalışma Bakanlığı ile temas halindeyiz. Eğer Bakan’ımızı Bursa’ya getirebilirsek farkındalığımız daha da dikkat çekecektir. Çalışmalarımız bu doğrultuda sürüyor” ifadelerini kullanıldı. Toplantıda kapsamında, önümüzdeki aylarda düzenlenmesi planlanan panele katılacak panelistler ve konu başlıkları ile ilgili bir komisyon da kuruldu. Çalışmalarına başlayan komisyon üyeleri sık sık bir araya gelerek yeni fikirlerin değerlendirileceği sinyalini verdiler. HABER 'BTÜ'ye elimizden gelen tüm desteği vereceğiz' İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, Bursa Teknik Üniversitesi öğrencilerinin mesleki gelişimi ve üniversitenin çalışmalarına oda olarak ellerinden gelen desteği vereceklerini söyledi. İ MO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, Yönetim Kurulu üyeleri Özgür Yaşar Özbey ve Alper Aydın, BTÜ Rektörlüğü görevine atanan Prof. Dr. Arif Karademir’i makamında ziyaret etti. Ziyarette konuşan Başkan Akyıldız, Oda olarak BTÜ için ellerinden gelen desteği sağlayacaklarını belirterek, işbirliği ziyaretlerini sürdüreceklerini söyledi. Teknik eğitim kurumları ve üniversitelerle sürekli iletişim halinde olduklarını dile getiren Akyıldız, Bursa’da açılan yeni inşaat mühendisliği bölümleriyle birlikte genç mühendislerin sayısının arttığını hatırlattı. Akyıldız, Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü ile birlikte yürüttükleri işbirliğini BTÜ ile de gerçekleştirmek istediklerine dikkat çekerek, “Oda olarak dördüncü sınıf öğrencilerinin alanda pratik yapabilmelerini sağlıyoruz. Üyelerimiz aracılığıyla yapı denetim firmaları veya şantiyelerde çalışarak, mezun olduklarında deneyim kazanmış olarak ayrılıyorlar. Mesleki anlamda ne yapmak istediklerini biliyor ve sektör ile ilgili bilgi sahibi oluyorlar. Benzer uygulamalar için BTÜ’ye de katkı koymak isteriz” dedi. ‘İMO’NUN KATKILARINI BEKLİYORUZ’ BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir de üniversitenin, kampüs konusunda kaybedecek vakti olmadığını belirterek, Kestel’de kampüs çalışmalarını hızlandırdıklarını söyledi. Nitelikli, kaliteli öğrenciler yetiştirmek istediklerini, eğitimin kalitesini arttırmak, kendinden emin, ayaklarının üzerinde duran bireyler yetiştirmek için tüm paydaşlarla işbirliğine hazır olduklarını vurgulayan Prof. Dr. Karademir, bu noktada İMO Bursa’nın da katkılarını beklediklerini dile getirdi. Rektör Karademir, BTÜ olarak bölgede ve Türkiye’de olmayan cihazları alarak, merkezi ve tematik laboratuvarlar kurmak için çalıştıklarını da sözlerine ekledi. İMO Bursa yönetimi, ziyaretin ardından BTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü ve laboratuvarlar hakkında bilgi alarak, Bursa’da bir üniversite içerisinde ilk defa kurulan Yapı Malzemeleri Laboratuvarı’nı yerinde inceledi. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 47 HABER ‘İnşaat sektörü baştan aşağı dizayn edilmeli’ İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, inşaat sektörünün projesinden imalatına kadar baştan aşağı yeniden dizayn edilmesi gerektiğini söyledi. İ MO Bursa Yönetim Kurulu üyeleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Bursa Grup Başkanı Yaşar Ata’yı ziyaret etti. Görüşmede son günlerde yaşanan iş kazaları ile yeniden gündeme gelen iş güvenliği, iş yeri teftişleri, yapı denetim süreçleri ve kanuni altyapılar konusunda bilgi alışverişinde bulunuldu. İş güvenliği alanında işveren ve işçinin bilinçlenmesini son derece önemli gördüklerini kaydeden İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, uygulamanın şantiyelerin tamamına yayılmasının ise zaman alacağını söyledi. İş güvenliği uzmanlarının devreye girmesi ve yaygınlaşması ile denetimlerin sürekli gerçekleştirileceği bilincinin mutlaka oluşturulması gerektiğini belirten Akyıldız, bir iş kazasının ardından 1. ve 2. sorumlunun kim olacağı konusunda da belirsizlik yaşandığını ifade etti. Akyıldız, iş yeri güvenliği ile ilgili iş teftiş müfettişlerine önemli görevler düştüğüne dikkat çekti. SAHTE MÜHENDİS VE MİMARLAR RUHSAT ALABİLİYOR! Sektörde karşılaştıkları sorunları da aktaran Akyıldız, “Sektör; projesinden, imalatına ve anahtar teslimine kadar tüm aşamaları ile yeniden düzenlenmeli. Biz, proje aşamasında sıkıntıya düşüyoruz. Türkiye’de bu gün 200’ün üzerinde sahte mühendis ve mimar inşaat ruhsatı almışken, buna yönelik yasalar ve denetimler kesin olmalı” dedi. Denetimler sırasında sahada tüm uygulamaların belirli standartlara oturtulmaması nedeniyle de sorunlar yaşandığına işaret eden Akyıldız, İMO olarak, teknik açıdan taleplerin hangi standartlarda olacağının belirlenmesine destek sağlayabileceklerini söyledi. Piyasadaki pek çok iskelenin TSE standartlarına uygun olmamasını da eleştiren Akyıldız, standartlara uygun iskele üretiminin yapılmamasının, inşaat firmalarını sıkıntıya sokacağını kaydetti. Basri Akyıldız, Yaşar Ata’dan, üyelerine yönelik iş güvenliği uzmanlığı eğitimleri ve sahada alınması gereken önlemler konusunda bilgilendirme toplantıları için işbirliği talebinde de bulundu. SORUNLAR EL BİRLİĞİ İLE ÇÖZÜLECEK İş güvenliği sorunun sadece teftişlerle çözülemeyeceğini dile getiren İş Teftiş Bursa Grup Başkanı Yaşar Ata da Bakanlık, meslek odaları, işveren ve işçinin el birliği ile bu sıkıntıyı aşabileceğini kaydederek, iş güvenliğinde sürekliliğin önemine vurgu yaptı. 48 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 HABER Gönüllü mesleki denetim İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yeni projelerinde uygulanacak mesleki denetimlerde gönüllü olarak görev alabileceklerini söyledi. İ MO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız ve Yönetim Kurulu üyeleri, İl Milli Eğitim Müdürlüğü İnşaat Emlak Hizmetleri Müdürü Necdet Sezer’i makamında ziyaret etti. Ziyarette konuşan Başkan Basri Akyıldız, yapı güvenliğinin en önemli unsur olduğu kurumların başında Milli Eğitim’in geldiğini belirtti. Akyıldız, yeni okul ve yurt projeleri için okul veya yurt ruhsatı ve kullanma izni alınmasına rağmen, İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından deprem güvenliği, okul binası olmaya uygunluk belgesi istendiğini kaydetti. ‘ÖĞRENCİLERE MESLEĞİ TANITMAYA HAZIRIZ’ Geçmiş dönemlerde İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte öğrencilere inşaat mühendisliği ile ilgili meslek tanıtım eğitimleri gerçekleştirdiklerini hatırlatan Akyıldız, “Mesleği doğru tanıyabilmesi için öğrencilere yönelik yapılacak mesleki tanıtım eğitimlerine, meslek odalarının görevlendireceği yetkililer katılmalı. Bu konuda İMO Bursa Şubesi olarak öğrencilere mesleği tanıtmaya hazırız” dedi. Başkan Akyıldız, oda olarak yeni yapılacak eğitim projelerinde mesleki denetimleri gönüllü gerçekleştirmeye hazır olduklarının altını çizdi. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren İl Milli Eğitim Müdürlüğü İnşaat Emlak Hizmetleri Müdürü Necdet Sezer de okul binalarında yapı güvenliğinin son derece önemli olduğunu vurguladı. Sezer, ayrıca tek tip yapılar yerine hayırsever iş adamlarının yaptırdığı okullar da dahil tüm projelerde estetiğe özen gösterdiklerini söyledi. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi ile yapılacak beş okul projesi için protokol imzaladıklarını ifade eden Sezer, İMO Bursa Şubesi ile de iletişim halinde olacaklarını dile getirdi. Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı’na ziyaret İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri, Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Cem Kürşad Hasanoğlu’nu ziyaret etti. S ektör sorunlarının konuşulduğu, oda ile belediye ilişkilerinin geliştirilmesi açısından müşterek programlar düzenlemesinin gündeme geldiği ziyarette, İMO Yönetim Kurulu üyeleri, oda olarak belediyelerle istişare toplantıları düzenlediklerini belirttiler. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı ve İnşaat Yüksek Mühendisi Cem Kürşad Hasanoğlu, diğer şehirlerdeki meslek odalarına kıyasla Bursa’daki odaların daha fazla siyaset üstü çalışmalar yürüttüğünü ve bu noktada geliştirilen ilişkileri takdir ettiğini belirtti. Gelişen Türkiye’de odaların varlığının önemine işaret eden Hasanoğlu, odaların, meslek odaklı apolitik bir yaklaşımla çalışmalarını oldukça önemli gördüğünü ifade etti. Hasanoğlu ayrıca, kendisine bağlı birimlere yönelik İMO Bursa tarafından betonarme konusunda bir eğitim düzenlenmesini talep etti. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 49 HABER DSİ ile işbirliği sürecek İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, İMO ile DSİ arasında işbirliği ve bilgi paylaşımının devam edeceğini söyledi. İ MO Bursa Yönetim Kurulu üyeleri, Devlet Su İşleri (DSİ) Bursa 1’inci Bölge Müdürlüğü görevine atanan Nazmi Koçak’a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Ziyarette konuşan İMO Bursa Şube Başkanı Akyıldız, “Odamız ile DSİ arasında işbirliği ve bilgi paylaşımı daima sürecek” dedi. Akyıldız, Bursa’ya yarar sağlayacak her projede DSİ ile çalışmaktan mutlu olacaklarını kaydederek, “İMO Bursa Şubesi, bünyesinde 3 bin 500 üyeyi barındıran bir yapı ile Bursa yararına olan her türlü teknik projede yer almış, bundan sonrada alacaktır. DSİ ile geçmişte gerçekleştirdiğimiz çalışmalara, sizler öncülüğünde yenilerini eklemek bizleri mutlu edecektir” diye konuştu. İMO Bursa Şubesi’nin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Nazmi Koçak da “İMO ile DSİ arasında yürütülen çalışmalar ve bilgi alışverişi bizimle beraber daha da iyi seviyeye gelecektir. Akademik odalarımız ile işbirliği içerisinde Bursa için çalışacağız” ifadelerini kullandı. Birikimler paylaşıldı İş hayatı ve mesleki gelişim konusunda birikimlerin paylaşıldığı programda İMO Bursa Şubesi, Kütahya, Bilecek ve Bursa Genç İMO temsilcilerini ağırladı. İ MO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri Alper Aydın, Burak İmrekoğlu, Şube Sekreteri Ayşegül Kebir, Genç İMO Temsilcisi Yiğithan Toksöz ve İnşaat Mühendisi Mustafa Kale, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi ve Bursa Uludağ Üniversitesi Genç İMO temsilcileri 50 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 ile bir araya geldi. Üniversite öğrencileri ile yeni yapılacak çalışmalar, iş hayatı ve mesleki gelişim konusunda bilgi paylaşımında bulunulurken, İMO Bursa Şubesi’nden beklentiler de soruldu. İMO Bursa Yönetim Kurulu Üyesi Alper Aydın öğrencilere, iş hayatında ve oda bünyesinde birlik içinde olmalarını tavsiye ederek, herkesin farklı görüşlerinin bulunabileceğini fakat önemli olanın kişisel ve mühendislik gelişimine katkı sağlamak olması gerektiğini söyledi. ‘ODAYA ÜYE OLMAK MESLEKİ KATKI SAĞLAYACAKTIR’ Yönetim Kurulu Üyesi Burak İmrekoğlu da odaya üye olmanın ve inşaat mühendisleri ile bir araya gelmenin, genç mühendislere mesleki açıdan katkılar sağlayacağını dile getirdi. Genç İMO Temsilcisi Yiğithan Toksöz de Genç İMO olarak meslek, mühendislik ve öğrenciler için neler yapılabileceğini toplantılarda gündeme getirdiklerini ifade ederek, öğrencilerin her yerde odaya sahip çıkmalarını istedi. HABER Mudanya’da güvenli kent ve yaşam için işbirliği Mudanya’da sağlıklı kentleşme, kültürel, tarihi ve doğal değerlerin korunması adına Mudanya Belediyesi ile akademik odalar arasında güvenli iş birliği protokolü imzalandı. M udanya Belediyesi ile TMMOB Akademik Odalar Birliği’ne bağlı İnşaat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, Jeofizik Mühendisleri Odası Bursa Şubeleri ile Jeoloji Mü- hendisleri Odası Güney Marmara Şubesi, Peyzaj Mimarları Odası Bursa Temsilciliği arasında sağlıklı kentleşme, kültürel, tarihi ve doğal değerlerin korunması için ‘Güvenli Kent, Güvenli Yaşam İşbirliği Projesi’ başlatıldı. Mudanya’da gerçekleşen işbirliği imza töreninde konuşan Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, ilçenin sağlıklı kentleşme, nitelikli yapılaşma, kültürel, tarihi ve doğal çevre değerlerinin korunarak geliştirilmesi için akademik odalar ile işbirliğine gittiklerini söyledi. Türkyılmaz, ilçenin daha sağlıklı ve bilimsel temellerde gelişiminin sağlanacağını söyleyerek, vatandaşların belediye işlemlerinin daha hızlı çözüleceğini vurguladı. ‘ÖNEMLİ KATKILAR SAĞLAYACAK’ İmza töreninde konuşan İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız da inşaat sektörünün hareketli olduğu bir dönemde bu tür işbirliklerinin hem vatandaşlara hem de meslektaşlarına çok şey katacağını kaydetti. Siyasi Dürüstlük Hareketi Derneği ağırlandı İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, Siyasi Dürüstlük Hareketi Derneği’ni ağırladı. İ MO Bursa Şubesi’ni ziyaret eden Prof. Dr. Hasan Ertürk başkanlığındaki Siyasi Dürüstlük Hareketi Derneği, İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, Yönetim Kurulu üyeleri Fatih Canbazoğlu, Özgür Yaşar Özbey, Alper Aydın, Yavuz Bahadır Aksoy, Burak İmrekoğlu ve Şube Sekreteri Ayşegül Kebir ile bir araya geldi. Siyasi faaliyetlerin dürüst, bilimsel, katılımcı, şeffaf ve demokratik ilkelere göre yapılması için siyaset okulu çalışmaları yürüteceklerini belirten Dernek Başkanı Prof. Dr. Hasan Ertürk, akademik odaların da içinde bulunduğu yatay bir platformla etkinliklerde neler yapıla- bileceğini tespit etmek ve bu yönde çalışmaları sürdürmek istediklerini söyledi. Siyasette dürüstlük hedefinin doğru bir amaç olduğunu ifade eden İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız da derneğin çalışmalarını üyelere duyurma konusunda destek sağlayabileceklerini kaydetti. Akyıldız, İMO Bursa’nın söylemlerinin her zaman siyaset üstü olduğunu da vurgulayarak, üyelerin sorunlarını ve isteklerini her platformda dile getirdiklerini açıkladı. TEMSİLCİLİKLER İMO Kütahya Temsilciliği’ne yeni bina İMO Kütahya Temsilciliği’nin açılışını gerçekleştiren Başkan Basri Akyıldız, “Bundan sonraki süreçte umarım bu mekanlara sığmayarak taşarız, daha büyük mekanlarda hizmet verebiliriz” dedi. İ MO Bursa Şubesi’ne bağlı 284 üyesi bulunan Kütahya İl Temsilciliği’nin yeni binası törenle hizmete açıldı. Açılış programına; Afyon Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Vahit Okumuşer, İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, Yönetim Kurulu üyeleri Alper Aydın ve Burak İmrekoğlu, Kütahya İl Temsilcisi Fatih Zeki Erguz, eski il temsilcileri ve diğer akademik odaların temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda inşaat mühendisi katıldı. 52 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 Açılış programında konuşan İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, “20 yıllık bir süreç sonrasında bu seviyeye gelindi. Bu noktaya üyelerimizin, yönetim kurulunda görev alan meslektaşlarımızın fedakarlıklarıyla ulaşıldı. Bundan sonra umarım bu mekanlara sığmayarak taşarız, daha büyük mekanlarda hizmet veririz. Gelinen noktada Oda gelirleri azaldı. Ama netice itibariyle yarı resmi sivil toplum kuruluşuyuz. Öncelikli amacımız üyelerimize hizmet etmek, onların mesleki anlamda belli noktaya gelmesini sağlayabilmek. Biz temsilciliklerimizde maddi bir beklenti içinde olmaksızın ‘Üyelerimize nasıl daha iyi bir hizmet edebiliriz, başarılı organizasyonlar yapabiliriz’in gayreti içinde olmalıyız. Yeni binamızın hepimize hayırlı olmasını diliyor, emeği geçen tüm meslektaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi. TÜM İHTİYAÇLARA CEVAP VERECEK Teknolojiyi kullanan ve tüm ihtiyaçlara cevap verebilecek bir temsilcilik binasının açılışını yapmaktan gurur ve mutluluk duyduklarını kaydeden Kütahya İl Temsilcisi Fatih Zeki Erguz da temsilcilik binasının açılışına katkı koyan herkese teşekkür etti. Erguz, Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız’a ve şube yönetimine, binanın alınmasına destek olan meslektaşlarına, oda personeline ve binanın düzenlemesini gerçekleştirenlere de teşekkürlerini sundu. Törende, temsilcilik binasının açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından davetliler için kokteyl düzenlendi. TEMSİLCİLİKLER Yalova’da Üst Kurul oluşturuldu Esnaf, ticaret ve akademik yapıdaki odalar, iyi niyet protokolü ile Yalova Ticaret ve Sanayi Odası önderliğinde Yalova Üst Kurulu olarak adlandırdıkları gönüllülük esasına dayalı bağımsız bir oluşum gerçekleştirdi. A macı; Yalova’da tüm esnafları temsil eden, odalarla birlikte hareket ederek siyaset gözetmeksizin her konuda fikir ve proje üretmek olan kurul, her ay düzenli ve gündemli toplantılar gerçekleştirmeyi planlıyor. Bu toplantılarda o ay öne çıkan gündem konusu hakkında ilgili kurum, kuruluş ya da kişilerin toplantıya katılımları sağlanarak, çözüm üretici raporların hazırlanması ve ilgili mercilere iletilmesi hedefleniyor. Kurulun içerisinde inşaat mühen- dislerini temsilen yer alan İMO Bursa Yalova Temsilcisi Mahmut Renkler, bu girişimi; kentte iktisadi etkinliği olan güçlerin Yalova’yı ilgilendiren gündemlerde farklı seslerin yaratacağı kazanımlarla, kamuoyu ve siyasi etkinlikler üzerine ortak hareketle bir yaptırıma dönüşecek bir durum ortaya koymak olarak tanımladı. Renkler, “Oda olarak katkımızı geneller isek; örneğin üniversite kampüsündeki yapılaşmadaki gecikmeden, İzmit-Bursa ulaşımında Yalova’da yaşanan trafik sıkışmasına çözüm olarak sunulan köprülü kavşak projesinin inşa faaliyetinin zemin ve çevre etkilerine, meskun mahallerde oluşan imar sorunlarının yasal durumları gibi konularda çözüm önerilerinin değerlendirilmesi hususunda mesleki fikirlerimizi sunduk, sorulara cevap vermeye çalıştık. Her ay mutlaka istişare amaçlı toplanılıp, gündemdeki konu, muhataplarınla çözüm odaklı biçimde görüşülmektedir” dedi. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 53 TEKNİK GEZİ Genç mühendislerden Vodafone Arena'ya gezi Gençlik Komisyonu üyeleri, Vodafone Arena İnönü Spor Kompleksi’ne teknik gezi gerçekleştirdi. İ MO Gençlik Komisyonu tarafından düzenlenen geziye çok sayıda genç inşaat mühendisi katıldı. Mühendisler, inşaat aşamasında olan Vodafone Arena Stadyumu’nun tüm bölümlerini inceleme fırsatı yakaladılar. Türk Telekom Arena ve Timsah Arena ile Türkiye'nin C90 görüş açısına sahip stadyumlarından biri olarak tasarlanan Vodafone Arena hakkında bilgiler veren 54 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 Şantiye Müdürü Zafer Eren, Türkiye’de en hızlı boşalan stadyum olacağını belirterek, “Vodafone Arena, fotovoltaik sistem ile güneşten elektrik elde eden ve yapıya düşen yağmur suyunu depolayarak kullanma gibi özelikleri ile Türkiye’deki tek yeşil sertifikalı stadyum unvanına sahip olacak” dedi. Vodafone Arena’ya gerçekleştirilen gezi hakkında konuşan İMO Gençlik Komisyonu Başkanı Yiğithan Toksöz, Vodafone Arena hakkında merak ettikleri tüm teknik bilgileri edindiklerini söyledi. Toksöz, “Verimli bir gezi olduğunu düşünüyorum. Yine genç arkadaşlar buradaydı. Katılım oldukça yoğundu. Önümüzdeki süreçte Bursa içinde ve dışında bu tür gezilere devam edeceğiz” diye konuştu. TEKNİK GEZİ SİNTA'ya teknik gezi Genç İMO üyeleri, SİNTA Beton, Prefabrik ve Çelik Üretim Tesisleri'ne teknik gezi düzenleyerek, teoride öğrendikleri uygulamaları yerinde inceledi. İ MO Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu, Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde eğitim gören 50 genç mühendis adayı ile birlikte Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren SİNTA Beton, Prefabrik ve Çelik Üretim Tesisleri’ne teknik gezi düzenledi. İMO Bursa Şube Yönetim Kurulu Üyesi Burak İmrekoğlu ile birlikte tesislerde inceleme yapan Genç İMO üyeleri, beton, prefabrik ve çelik üretimini yerinde görme fırsatı yakaladı. Üretim aşamaları, yaşanan sorunlar, nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkında bilgi alan genç inşaat mühendisi adayları, üretimin teknik ayrıntılarını da öğrendi. Gezi sırasında SİNTA Beton ve Prefabrik Üretim Planlama Şefi İsmail Hakkı Yaşa, prefabrik betonarme ve travers üretimi gerçekleştirdiklerini belirterek, ürünlerde 5-6 saatlik buhar kürleri ile yüzde 80-90’a varan bir mukavemet sağladıklarını söyledi. Bir kalıptan günde bir eleman ürettiklerini ifade eden Yaşa, 8 saatlik bir turnike içerisinde bir elemanın kalıptan alınabildiğini aktardı. ÇELİK UZUN VADEDE DAHA AVANTAJLI SİNTA Çelik Konstrüksiyon Atölye Şefi Ferahim Kutlu da çelik yapıların depreme daha dayanıklı olması ve geri dönüşüm imkanı nedeniyle uzun vadede daha avantajlı olduğunu kaydetti. Çeliğin hafif ve üzerinde değişim yapma olanağı sağlaması ve geniş alanlarda kullanılabildiği için fabrika üretimlerinde tercih edilir hale geldiğini anlatan Kutlu, yangına karşı daha dayanıklı olması için de yeni çelik üretimleri ve boyalar geliştirildiğini dile getirdi. MESLEKİ TECRÜBE ARTIYOR Uludağ Üniversitesi Genç İMO Temsilcisi Ebubekir Erva da öğrencilerin mesleki gelişimi için bu tür gezilerin önemli olduğunu belirtti. Derslerde teorik olarak gördükleri uygulamaları pratikte de inceleme imkânı bulduklarını dile getiren Erva, bu tür uygulamaları görmenin mesleki tecrübelerini arttırdığını ifade etti. Erva, Genç İMO olarak bu tür gezileri sürdüreceklerini de söyledi. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 55 AÇIKLAMALAR İnşaatta ölümün adı iskele İnşaatlarda yaşında ölüm nedenlerinin başında gelişigüzel kurulan iskeleler geliyor. Bu duruma kayıtsız kalmayan İMO Bursa Şubesi, iskeleler için seferberlik başlatmaya hazırlanıyor. T ürkiye'de yaşanan iş kazalarında ölen 4 işçiden birinin inşaat sektöründe olması ve bu sektörde yaşanan ölümlerin büyük çoğunluğunun iskelelerden düşerek meydana gelmesi dikkatleri çekiyor. Sadece bina inşaatlarında değil, tadilat ve ısı yatılımı çalışmalarında da kurulan iskelelerde hiçbir güvenlik önlemi almadan ölüme davetiye çıkartılması meslek odalarını harekete geçirdi. Konuda hakkında açıklamalarda bulunan İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, “Oda olarak üyelerimize yönelik ‘Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri’, iş güvenliği uzmanı üyelerimiz tarafından verilmeye başlandı. Aynı zamanda Milli Eğitim Bakanlığı'yla yaptığımız protokol gereği, Bursa'da inşaat sektöründe çalışan işçilere iş gü- 56 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 venliği konularını da kapsayacak şekilde mesleki eğitimler veriyoruz” dedi. TAŞERONLAŞMA TEHLİKESİ! İskele kurulumunda taşeronlaşmanın tehlike boyutunu yükselttiğini kaydeden Akyıldız, “Bu tarz işlerde taşeron firmalar işi alabilme adına düşük fiyatlarla teklif veriyor. İmalat aşamasında da para kazanabilmek için iskelelerde güvenliği sağlayacak ve olması gereken iskele ekipmanlarını kullanmıyorlar. Bu tarz anlayışlar maalesef iş kazası olarak geri dönüyor. Hem işverenlere hem de çalışanlara yönelik iş güvenliği eğitimlerinin yanı sıra düzenli ve sık yapılacak denetlemelerle de iş kazalarını minimuma indirilmede daha kalıcı adımlar atılmış olacaktır” diye konuştu. AÇIKLAMALAR Akyıldız: İnşaat 2015’te büyümesini sürdürür İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, kentsel dönüşümle birlikte hareketlenecek inşaat sektörünün 2015 yılında büyüyeceğini söyledi. B asri Akyıldız, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “2014 yılında inşaat ve konut sektöründe dönem dönem yavaşlama ve hızlanmalar oldu. Bilhassa 2014 yılının ilk yarısındaki İmar Yönetmeliği’nde değişiklik, sektörde bir hızlanma yaşattı. Fakat yılın ikinci yarısında ise ilk döneme oranla yavaşlama gözlendi. Her ne kadar bunlar büyüme hızında etkili olsa da 2015 yılında inşaat ve konut sektöründe büyümenin devam edeceği kanaatindeyiz. Bu yıl inşaat sektörünün büyümesinde kentsel dönüşüm de etkili olacaktır. Ancak biz, kentsel dönüşüm projelerinin TOKİ eliyle değil, özel sektör tarafından yapılmasını daha uygun buluyoruz. Böyle yapıldığı takdirde inşaat firmalarına ve sektör çalışanlarına daha da katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Öte yandan sektörde talep fazlası birçok konut üretildiği, dairelerin boş kaldığı yönünde eleştiriler var. Ancak Bursa ve Türkiye ölçeğinde güvenli ve sağlıklı konut fazlası olmadığını, büyük bir bölümünün çarpık ve kaçak yapılaşmadan oluştuğunu düşünüyoruz. Bursa'da yeni üretilecek sağlıklı konutların talep göreceğini, deprem riskinin artmasıyla birlikte yeni yapılan sağlıklı konutlara talebin artacağını düşünüyoruz.” ‘Bina testi yaptırıp sokakta kalmayın!’ İMO Bursa Şubesi Başkanı Basri Akyıldız, riskli yapı denetimi için başvuran vatandaşların binasının riskli olması durumunda kanunen 60 gün içerisinde yıkılması gerektiğine dikkat çekti. V atandaşın riskli yapı denetiminde dikkat etmesi gereken hususlar olduğuna işaret eden Akyıldız, “Binasının riskli olup olmadığını öğrenmek için denetim yaptıranlar iyi düşünmeli. Yapı riskli çıktığı zaman geri dönüşü olmuyor. Riskli yapı tespitinden sonra artık süreç başlamış oluyor ve yapı riskli ise 60 gün içerisinde kanunen yıkılması gerekiyor. Buna itiraz edildiğinde raporlar bilirkişi tarafından değerlendiriliyor. Vatandaşların kentsel dönüşüm için kesin karar verdikleri zaman riskli yapı testi yaptırmaları daha faydalı olacaktır. Eğer sadece yapının riskli olup olmadığını öğrenmek istiyorlarsa, serbest çalışan bir inşaat mühendisi ile görüşerek bu incelemeyi yaptırabilirler” dedi. RİSKLİ ALAN TESPİTİNDE SIKINTI VAR! Yerel yönetimlerde riskli alan tespitiyle ilgili sıkıntı olduğuna da vurgu yapan Akyıldız, şöyle devam etti: “Riskli alan tespiti bölgesel olarak yapılan zemin etütleriyle ilişkilendirilip, riskli bölge ilan ediliyor. Aslında zemin etüdü yapıldıktan sonra zemin üzerindeki yapıların envanterinin çıkarılması, yapıların o zemine uygun veya riskli olup olmadığının tespit edilmesi gerekiyor. Şu ana kadar ortaya konulan kentsel dönüşüm projelerinde bu uygulama yapılmadı. Maalesef bazı yerlerle ilgili ‘Bu bölgede kentsel dönüşüm yaparsak daha karlı olur’ mantığıyla hareket edildiğini düşünüyorum. Acil kentsel dönüşüme ihtiyacı olan mahallelerin dönüştürülmediği kanaatindeyim. Umarız gerek seçim öncesi gerekse sonrası için daha doğru yöntemlerle kentsel dönüşüm projeleri ortaya konulur.” SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 57 Muhteşem konser İnşaat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası ve Peyzaj Mimarları Odası Bursa şubeleri Türk Sanat Müziği Korosu’nun ‘Şarkılar Bizi Söyler’ isimli kış konseri Tayyare Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. T amamı akademik oda üyelerinden oluşan ve şefliğini İnşaat Mühendisi Suat Ayan’ın yaptığı koro, salonu dolduran konuklara keyifli bir gece yaşattı. Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Muhsin Özlükurt, İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Can Şimşek, Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Hakan Karademir ve Peyzaj Mimarları Odası Bursa Temsilcisi Necla Yörüklü’nün katıldığı gecede Türk sanat müziğinin birbirinden değerli eserleri seslendirildi. Salonu tıklım tıklım dolduran konuklara oldukça renkli bir gece yaşatan koro, Türk sanat müziğinin güzel eserleri ile dinleyenlerin içini ısıtırken hareketli şarkılarla da coşturdu. MADENCİLER UNUTULMADI Konserde geçtiğimiz yıl Soma ve Ermenek’te yaşamını yitiren madenciler de unutulmadı. Koro şefi Suat Ayan’ın seslendirdiği ‘Bir Güneş Ki Doğma- 58 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 yacak’ şarkısı ile maden kazalarında yaşamını yitiren madenciler anıldı. MÜZİK VE DANSIN UYUMU Gecede, Peyzaj Mimarları Odası Bursa Temsilcisi Necla Yörüklü, ‘Kış Masalı’ şarkısını seslendirirken, Nilüfer Belediyesi’nde görev yapan Hatice ve Mürsel Büyükçoban çiftinin dansı büyük alkış aldı. ETKİNLİKLER SÜRMELİ Programda, oda başkanları konseri sunan Nalan Höke, koro şefi Suat Ayan ve ekibine çiçek takdim ederek teşekkür etti. İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, etkinliklerin akademik odaları bir araya getirdiğini ve üyelerin sosyal hayata katılımı açısından bu tarz etkinliklerin önemli olduğunu söyledi. Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Muhsin Özlükurt da belediyeler, akademik odalar ve Bursalıların içinde bulunduğu etkinliklerin devam etmesini diledi. Konser, Muhsin Özlükurt ve geceye katkı sağlayan akademik oda başkanlarının koroya eşlik ettiği şarkılarla son buldu. İnşaat Mühendisi Mustafa Er Mimar Aytül Küçüközdemir Aydın İnşaat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası ve Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubeleri Türk Sanat Müziği Korosu’nun ‘Şarkılar Bizi Söyler’ konseri büyük ilgi topladı. Peyzaj Mimarları Odası Bursa Temsilcisi Necla Yörüklü İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız Mimar Zehra Yıldız SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 59 FAALİYETLER 60. YIL COŞKUSU İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin geleneksel Dayanışma Gecesi’nde, odanın kuruluşunun 60. yılı da büyük bir coşkuyla kutlandı. İ MO Bursa Şubesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Dayanışma Gecesi, yoğun bir katılımla gerçekleşti. İMO’nun kuruluşunun 60’ncı yılının da kutlandığı gecede, meslekte 60, 40 ve 25’inci yılını dolduran üyelere plaket verildi. Crowne Plaza’da gerçekleştirilen 60 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 etkinliğe Büyükşehir Belediye Başkanvekili Atilla Ödünç, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, Yıldırım Belediye Başkan Yardımcısı Şenol Şimşek, İMO Balıkesir Şube Başkanı Gülümser Hızal, İMO Bursa Şube eski Başkanı Necati Şahin ve Enver Kır, akademik odaların temsilcileri ve inşaat mühendisleri katıldı. ‘ÖRNEK GÖSTERİLİYORUZ’ Gecede konuşan İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, İnşaat Mühendisleri Odası’nın 60’ıncı yılını kutlamaktan gurur duyduklarını belirterek, İMO FAALİYETLER Bursa’nın duruşu ve yaptığı faaliyetlerle İMO ailesi içerisinde örnek gösterilir hale geldiğini söyledi. Akyıldız, yerel yönetimlerle işbirliklerini geliştirmeye devam ettiklerini, Nilüfer Belediyesi ile ruhsat sürecinde yaşanan sıkıntıları aşmak için her ay düzenlenen toplantıların, Osmangazi ve Yıldırım belediyeleri ile de gerçekleştirildiğini vurguladı. MÜHENDİS ADAYLARINA DESTEĞE DEVAM Önümüzdeki günlerde de üyelerden büyük ilgi gören kurs ve seminerleri düzenlemeye devam edeceklerini dile getiren Akyıldız, mühendis adayı öğrencilere teknik gezi, kurs, seminer ve yarışmalarla da maddi, manevi destek sağlamaya devam edeceklerini aktardı. Konuşmasında, son aylarda yaşanan üzücü iş kazalarıyla gündeme gelen ‘İnşaatlarda İş Güvenliği’ konusunun öncelikleri arasında yer aldığını da kaydeden Akyıldız, “Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’ye inşaat sektörü ve mesleğimizin tüm sorunlarını ve çözüm önerilerimizi sözlü ve yazılı olarak ilettik. Bundan sonra da yapıcı ve eleştirel duruşumuzu değiştirmeden kentimiz, ülkemiz, mesleğimiz ve meslektaşlarımız için gerekeni, gerekli gördüğümüz her yerde söylemeye devam edeceğiz” dedi. Konuşmanın ardından inşaat mühendisliği mesleğinde 60’ıncı yılını dolduran Sevim Akyazı’ya plaketi takdim edildi. Gecede ayrıca meslekte 60, 40 ve 26’inci yılını dolduran üyelere de plaketleri verildi. 3’ÜNCÜ KÖPRÜLER VİYADÜKLER SEMPOZYUMUNA ÇAĞRI Y aptıkları tüm faaliyetleri, oda üyelerinin desteği ile hayata geçirdiklerini ifade eden Akyıldız, bu desteğin devam etmesini istedi. İMO Bursa Şube Başkanı Akyıldız, 8-10 Mayıs tarihleri arasında ev sahipliğini yapacakları 3’üncü Köprüler Viyadükler Sempozyumu için de tüm üyelerin desteğini beklediklerini dile getirdi. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 61 FAALİYETLER Alper - Merve Alp Özlem - Basri - Yasemin Akyıldız Leyla -Necati Şahin - Celal - Mensure Demir Volkan - Pınar Turhan Berna Dağ 62 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 Umut - Sibel Akdeniz Ayça Erdoğan Ömer İşçi-Hasan Uçar-Ahmet Hikmet Sönmez-Basri Akyıldız Alper - Duygu Candemir Adnan - Esra Şanlı FAALİYETLER Hakan - Muazzez Morcalı Cemal - Ceren Eren Erdinç - Fatma Kuran Faruk - Dilek Çolak Mahmut - Gülbahar Renkler Can - Şirin Şimşek İlkay Balkan - Gülşah Fedai Hayri - Gülbahar Türkyılmaz Mustafa-Serap Aksu Öznur Çokiçli Beyzar Öztimur Ayşegül Ardıç Basri - Elif Akyıldız SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 63 FAALİYETLER Kadınlar Günü kutlaması İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin kadın üyeleri, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kahvaltılı programda buluştu, önemli mesajlar verdi. İ MO Bursa üyesi kadın mühendisler, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kahvaltıda bir araya gelerek kutladı. Ganita Restoran’da buluşan kadınlar, birlik ve dayanışma içinde olmanın önemini, anlamlı günde bir kez daha gösterdi. İMO Bursa Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Topaloğlu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayarak, kadınların toplumda olduğu gibi odada ayrı bir değerinin bulunduğunu söyledi. Kadınların inşaat sektöründe ve İMO’da daha aktif rol almalarını istediklerini kaydeden Topaloğlu, bu yönde yürütülen çalışmalara katkı ve destek beklediklerini ifade etti. Şubeye kayıtlı 284 kadın üye bulunduğu bilgisini veren Topaloğlu, “Bu rakam 3 bin 200 üyesi bulunan şubemizde bizim için oldukça az. Kadın mühendislerin sayısının artmasıyla sektörde ve oda yönetiminde daha çok söz sahibi olacaklarına inanıyoruz. Bu sayıyı arttırmak için kız öğrencileri 64 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 mesleğimiz hakkında bilinçlendirmeye çalışmalı ve onlara iyi birer örnek olmalıyız” dedi. ‘KADINA BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRMELİYİZ’ Topaloğlu, Türkiye’de son zamanlarda kadınlar adına üzücü olaylar yaşandığını hatırlatarak, “Maalesef ülkemizde kadına bakış açısı hiç de olması gerektiği gibi değil. Biz inşaat mühendisleri ve aydın kadınlar olarak bu konuda üzerimize düşen ne varsa yapmalı, bu bilincin geliştirilmesi için uğraşmalıyız. Kadınlarımız için yılın sadece bir günü değil, her gününün güzel geçmesini diliyorum” diye konuştu. Topaloğlu, konuşmanın ardından etkinliğin düzenlenmesine katkı sağlayan Aspir İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Hizmetleri Şirket Müdürü Dilek Gül’e ve Ganita Restoran yetkilisi Elçin Demir’e teşekkür çiçekleri sundu. FAALİYETLER Fatma Akpancar’a veda yemeği İMO Bursa’da 2005-2008 yılları arasında Proje Denetim Sorumlusu, 2008-2014 yılları arasında da Şube Sekreteri olarak görev yapan İnşaat Mühendisi Fatma Akpancar’a veda yemeği düzenlendi. İ MO Bursa Şube yönetimi ve personelin katılımıyla düzenlenen yemekte Oda Başkanı Basri Akyıldız, başarılı çalışmalarından ve odaya katkılarından dolayı Fatma Akpancar’a teşekkür etti. Başkan Akyıldız, Şube Sekreterliği görevinden ayrılan Akpancar’ın yıllardır Oda’ya büyük bir desteğinin olduğunu söyledi. Fatma Akpancar da Oda yönetimine ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ederek, görevinden ayrılmasına rağmen Oda’ya olan katkılarının devam edeceğini söyledi. Yemeğin ardından Başkan Akyıldız, hizmetlerinden dolayı Fatma Akpancar’a plaket verdi. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 65 GEZİ Bir masal diyarı Venedik ‘Aşıklar Şehri’, ‘Adriyatik’in Kraliçesi’, ‘Yüzen Kent’, ‘Kanallar ve Köprüler Şehri’ gibi nice tanımla anılan ve ziyaretçilerinde bir masalın içine düştükleri hissini yaratan Venedik; pastel renkli evleri, romantik köprüleri, kanalları, gondolları ve daha nice özelliği ile kendine hayran bırakıyor... Muazzez Mutlu V enedik, İtalya’nın görülmesi gereken en güzel turistik şehirlerinden birisi. Şehirdeki binalar ahşap kazıkların üzerine inşaa edilmiş. Venedikliler, 6 yüzyıl önce karadan gelebilecek saldırılarda kendilerini korumak için önemli akarsuların yönünü değiştirmiş ve bu akarsuları lagüne yönlendirip şehri suların kaplamasına izin vermişler. Suların üstüne kurulan ilginç bir coğrafi yapısı olan bu şehirde, çok sayıda kanallar ve bu kanalların üzerinde köprüler bulunuyor. Renkli binalar ve daracık sokaklarla eski bir şehir dokusunu anımsatan Venedik, turistler için güzel bir görsel şölen sunuyor. 66 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 GEZİ KAYBOLDUĞUNUZDA PANİĞE KAPILMAYIN Şehrin en popüler yerlerinden biri San Marco Bölgesi. Rialto Köprüsü ve San Marco Meydanı bu bölgede yer alıyor. Rialto Köprüsü, iki yakayı birbirine bağlayan Grand Kanal’ı keyifle izleyebileceğiniz, fotoğraf çekmeden edemeyeceğiniz bir konumda. Üzerinde Venedik’te çok sık göreceğiniz maskelerin, kuklaların satıldığı dükkanlar mevcut. Maskeli magnet veya anahtarlıklardan alıp sevdiklerinize hediye edebilirsiniz. Murona camından yapılmış hediyelik eşyalara da bakmadan geçmeyin derim. Eminim hoşunuza gidecektir. Hediyelik eşya beğendiğinizde daha sonra alırım diye de ertelemeyin, dönüşte o dükkanın önünden tekrar geçmeyi başaramayabilirsiniz. Venedik’teki birbirine benzeyen dar sokaklarda kaybolmamak elde değil. Kaybolduğunuzda paniğe kapılmayın çünkü bütün yollar meydana çıkıyor. Her yerde San Marco tabelaları, okları mevcut. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 67 GEZİ SAN MARCO MEYDANI Kalabalık turist gruplarıyla karşılaşacağınız San Marco Meydanı’nda ise vakit geçirebileceğiniz şık cafeler bulunuyor. Burada dünyaca ünlü İtalyan pizza veya makarnalarını tadabilirsiniz. Makarna almak isterseniz yerel marketlerde rengarenk ve değişik çeşitler sizleri bekliyor, mutlaka alıp farklı lezzetleri denemenizi öneririm. Meydanın diğer bir simgesi olan arkadaş canlısı güvercinler fotoğraf karelerinize dahil olacaklardır. Burası oldukça keyifli zamanlar geçirebileceğiniz bir meydan. Oralara kadar gitmişken meydanın ortasındaki San Marco Bazilikası’nın üst katından muhte- 68 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 şem Venedik manzarasını da görmeden ayrılmayın derim. Ve tabii ki Venedik deyince akla ilk gondollar gelir. Venedik temalı bütün fotoğraflarda olan, Venedik’e gitmeden aşina olduğumuz gondollar. Dalton kıyafetli ilginç şapkalı kayıkçılar, sizi dar kanallardan geçirirken sular altındaki binalar hakkında da bilgiler veriyor. Kanaldaki gondol trafiğini de ıslık çalarak sağlamaları takdire şayan. Tavsiyem gondol gezintisinde üşümemek için kış mevsiminde değil de baharda gitmeniz. Özetle bir gün yolunuzu İtalya’ya düşürün ve güzel şehirlerini gezmeye Venedik’ten başlayın. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 69 TEKNOLOJİ Olympus, Stylus SH-2’yi duyurdu VAIO ilk akıllı telefonunu tanıttı D ünyanın önde gelen teknoloji üreticilerinden VAIO, ilk akıllı telefonunu 12 Mart itibari ile tanıttı. Akıllı telefon pazarında rekabetin en şiddetli geçtiği tasarım ve donanım konusunda oldukça sade bir tasarıma sahip olan telefon, 1,2 GHz Snapdragon 410 işlemciye, 2 GB RAM’e, 13 megapiksel ve 5 megapiksel ön kameraya sahip. Ortalama teknik özelliklere sahip olan VAIO’nun ilk akıllı telefonu ilk olarak Japonya’da 420 dolardan raflardaki yerini aldı. Teknoloji dünyasında VAIO’nun ismi her ne kadar bilinse de ilk akıllı telefonun teknik özellikleri ile birlikte değerlendirildiğinde 420 dolar pazara biraz yüksek gelebilir. Orta sınıf kullanıcıya hitap eden VAIO’nun ilk akıllı telefonunun ülkemizde ne kadar satış fiyatına sahip olacağı henüz bilinmiyor, ancak bilinen bir şey var o da VAIO’nun bu akıllı telefonu Sony tarafından değil Japan Undustrial Partners tarafından üretildi. Y eni kompakt fotoğraf makinesi Stylus SH-2, tasarım noktasında Stylus SH-1’e oldukça benziyor. Kamera ve fotoğraf makinesi üretimini başarılı bir şekilde sürdüren Japon menşeli Olympus firması kompakt fotoğraf makinesi serisine Stylus SH-2’yi eklediğini duyurdu. Stylus SH-2 daha önce de belirttiğimiz gibi tasarım anlamında yaklaşık bir yıl önce tanıtılan Stylus SH-1’e fazlasıyla benziyor. Fakat özellikler kısmında fotoğraf makinesinin daha güncel bir donanımı beraberinde getirdiğini görüyoruz. 3 inç boyutunda 460k noktalı LCD ekrana sahip Stylus SH-2’de 1/2.3-inç büyüklüğünde 16MP BSI-CMOS sensör yer alıyor. 5 eksenli optik görüntü sabitleme teknolojisine sahip olan kamera, 24 kat optik yakınlaştırma sunabiliyor. 24-600m eşdeğer mercek barındıran Stylus SH-2, 60 kare/ saniye Full HD, 240 kare/saniye hızlı çekim gerçekleştirebiliyor. Olympus Stylus SH-2’de Wi-Fi bağlantısı da mevcut. Fotoğraf makinesi bu sayede mobil cihazlarla eşleştirilebiliyor. Olympus Stylus SH-2 bu ay içerisin 299 euro fiyatıyla raflarda olacak. Samsung, akıllı saat pazarının tek hakimi 70 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 62 T eknoloji devi Google, ilk mağazasını Londra’da Currys PC World adlı elektronik mağazasında açtı. “The Google Shop” adlı mağazada Android cihazlar, Chromebook’lar ve Chromebookdongle’lar satılacak ve ziyaretçilere çeşitli Google ürünleriyle ilgili öğretici bilgiler sunulacak. Ayrıca iş dünyasına yönelik müşteriler için Google uygulamaları tanıtılacak. Bunlarla birlikte müşteriler, mağazada çok çeşitli deneyimler edinebilecekler. Buna yönelik olarak mağazada müşterilerin uçma hissini yaşayabildiği, Google Earth’ün görüntülendiği üç boyutlu ve her tarafı çevreleyen (surround) bir ekran ve dijital bir sprey boya ile üzerine bir şeyler resmedebildikleri bir duvar bulunuyor. En hızlı araç ‘Tazı’ test sürüşü için hazır İ A pple’ın 9 Mart’ta akıllı saati Apple Watch’u tanıtmasının ardından akıllı saat piyasası giderek hareketlenmeye başladı. Şu an halihazırda birçok akıllı saat üreticisi bulunuyor, fakat pazarın uzak ara hakimi Samsung. Konuyla ilgili yayınlanan raporda, Samsung’un 2014 yılı içerisinde 1,2 milyon adet akıllı saat sattığı görülüyor. Samsung, akıllı telefon piyasasındaki rakip şirketlere büyük fark atmış durumda. Bütün bir yıl boyunca Sony’nin ve Lenovo’nun sattığı toplam akıllı saat satışından daha fazla adette satış gerçekleştirdiği Google ilk mağazasını açtı görülüyor. Samsung, ilerleyen günlerde Apple Watch’un piyasaya sürülmesinin ardından tahtından olabilir. Zira iPhone kullanıcılarının büyük bir bölümü, dört gözle Apple’ın yeni akıllı saatinin piyasaya çıkmasını bekliyor. Bu durum en büyük rakibi de bu pazara dahil olduktan sonra Samsung liderliğini devam ettirebilecek mi? sorularını akla getiriyor. ngitere’de en son teknolojilerle geliştirilen ve hazırlıkları son aşamaya gelen Tazı, ağustos ayında bir havaalanı pistinde ilk test sürüşünü gerçekleştirecek. İşlerin yolunda gitmesi durumunda, Tazı bu defa hız rekorunu kırmak için Güney Afrika’da pistlere inecek. İngiliz hükümeti tarafından desteklenen Tazı projesinin başrolünde dünya hız rekorunu (1.228 km) elinde bulunduran askeri pilot Andy Green yer alıyor. Green’in hız demesi yapacağı Tazı’da jet uçağı motoru kullanılıyor. Geliştiriciler ayrıca aracın daha da hızlanması sağlayan bir roketi de Tazı’ya monte etti. SAĞLIK Grip salgını devam ediyor K ış mevsiminin bitmesine sayılı günler kala hem Türkiye hem de Avrupa’da grip salgını devam ediyor. Özellikle son günlerde çocuklarda düşmeyen ve yüksek seyreden ateş, boğaz ağrısı, halsizlik, iştahsızlık ve kas ağrısıyla grip salgını kendini gösteriyor. Grip ve nezlenin sık sık birbirine karıştırıldığını vurgulayan uzmanlar, soğuk havaların kâbusu gripten nasıl korunmak gerektiğini hakkında şun- ları söylüyor: “Grip de ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, öksürük, kas ağrısı, titreme, halsizlik, yaygın vücut ağrıları olur. Çocuklar ve yaşlı kişilerde daha ağır seyreder. Grip tedavisinde özel virüs ilaçları ve belirtilere yönelik destekleyici tedaviler uygulanır. İyileşme süreci 1-2 hafta sürer. Etkili bir tedavi ile hastalık süresi kısaltılır ve yaşam kalitesi artırılabilir. Rahatlatıcı tedavi olarak ağrı kesiciler, bol sıvı tüketimi ve yatak istirahati önerilir. Ayrıca hasta olan kişilerle aynı ortamlarda bulunmak, tokalaşmak, öpüşmek, yakın mesafede konuşmak, hapşırık ve aksırık ile dışarıya atılan vücut sıvılarıyla temas ve yine ellerimize bulaşan virüsler ile hastalık yakınımızdaki kişilere kolayca bulaşabilir.” Böbrek sağılığını korumanın 12 yolu T üm dünyada görülme sıklığı giderek artan böbrek hastalıkları, farklı belirtilerle kendini gösterebiliyor. Böbrek yetmezliği ileri aşamaya gelinceye kadar hastaların önemli bir kısmında herhangi bir şikâyet oluşmayabiliyor. Bu nedenle böbrek hastalığı açısından risk altında olanların düzenli olarak kontrollerini yaptırmaları büyük önem taşıyor. Uzmanlar, böbrek hastalıklarında en önemli risk faktörlerinin diyabet ve yüksek tansiyon olduğunu söylerken, kişilerin böbrek sağlığını korunmak için dikkat etmesi gerekenleri ise sıralıyor: Düzenli egzersiz yapmak, vücut ağırlığını kontrol altında tutmak, tansiyonu ve kan şekerini kontrol altında tutmak, dengeli beslenmek, sigara kullanmamak, alkol tüketimini sınırlandırmak, yeterli miktarda sıvı almak, yılda bir hekim kontrolü yaptırmak, bilinçsiz ilaç tüketiminden uzak durmak, ailedeki hastalık öykülerini bilmek ve bunlara göre önlemler almak, kan basıncı ölçümü yaptırmak ve tuz tüketimini azaltmak. Beyin egzersizi hafızayı koruyor Y aşlılarda beyin fonksiyonlarının azalmaması için sağlıklı beslenme ve spor büyük önem taşıyor. Bir araştırmaya göre, bu ikiliye bir de beyin egzersizi eklenirse Alzheimer ve bunama riski azalıyor. Beyin egzersizleri, spor ve doğru beslenme, yaşlılarda hatırlama yeteneğinin kaybolma ihtimalini büyük ölçüde azaltıyor. İsveç ve Finlandiyalı araştırmacıların ortak çalışmasında bu sonuca ulaşıldı. Araştırmada yaşları 60 ila 77 arasında değişen bin 260 kişinin durumu incelendi. Grubun bir bölümü 2 yıl boyunca doktor kontrolünde düzenli olarak spor ve beyin egzersizi yaptı, doktorların önerdiği şekilde beslendi. Grubun diğer bölümüyse kendi hallerine bırakıldı. 2 yıl sonra deneklerin beyin fonksiyonları incelendi ve düzenli spor yaparak sağlıklı beslenenlerin düşünce süreçlerini daha iyi kontrol edebildikleri belirlendi. Araştırmacılar, beyin egzersizi, spor ve sağlıklı beslenmenin beyin fonksiyonlarının zayıflamasını büyük ölçüde azalttığına dikkat çekiyor. Algısal zayıflama, Alzhemir ve bunamanın ilk belirtileri arasında yer alıyor. 2050’ye kadar dünya genelinde Alzhemir ve bunama vakalarının 135 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Göz tansiyonu kaza yaptırıyor G lokom, yani göz tansiyonu, göz içi basıncının göze gelen kan akımını azaltacak seviyeye inmesiyle başlıyor. Daha çok yapısal nedenlerden kaynaklanan hastalık; kortizon kullanımı, diyabet, travma gibi sebeplere de bağlanabiliyor. Göz tansiyonunu en büyük risklerinden birinin hem hastayı hem de çevresindekileri kazalara açık hale getirmesi olduğunu kaydeden uzmanlar; “Glokom hastalığında görme keskinliği son aşamaya kadar azalmadığı için kişi, çok uzaktaki nesneleri normal netlikte görüyor ama görme alanı daraldığında yanı başındakileri göremiyor. Bu nedenle tedavi altında olmayan ve araç kullanan Glokom hastaları, trafikte büyük risk yaratıyor. Hastalığı hakkında yeterince bilinçli olmayan veya bilgilendirilmeyen hasta ciddi kaza riski altındadır” uyarısında bulunuyor. SAYI 62 İMO BURSA BÜLTEN 71 BASINDA İMO