Tripolis Antik Kenti Kazı ve Onarım Projesi
Transkript
Tripolis Antik Kenti Kazı ve Onarım Projesi
1 2013 YILI TRİPOLİS ANTİK KENTİ KAZI VE RESTORASYON ÇALIŞMALARI Tripolis Antik Kenti, Denizli’nin Buldan İlçesi’ne bağlı Yenicekent kasabası sınırları içerisinde yer almaktadır. Büyük Menderes (Maiandros) Nehri’nin hemen kıyısında kurulmuş olan kent, Lydia, Karia ve Phrygia bölgelerinin kesişim noktasındadır. Tripolis Antik Kenti Kazı, Onarım ve Koruma çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izni ile Denizli Müze Müdürü H. Hüseyin BAYSAL’ın başkanlığında, Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bahadır DUMAN'ın bilimsel danışmanlığında gerçekleştirilen 2013 yılı kazı ve restorasyon çalışmaları; Erken Bizans Kilisesi 4, Kemerli Yapı, Kemerli Yapı Batı Portiği, Ara Sokak 2, Roma Dönemi Dükkânları ve 7S/8H-G Açmasında sürdürülmüştür. Kent içerisinde toprak altında kalan mimari yapıları belirlemek amacıyla öncelikli olarak kazı yapılması planlanan alanlarda GIS (Geographic Information System) yöntemi ile yüzey taramaları yapılmıştır. Antik kentin tamamında toplam 4616 m2 lik alanda jeo-radar taramaları gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar topografik harita üzerine işlenmiştir. Taramalar sonucunda antik kentin 60 x 45 m. likinsulalarla (parsel-ada) oluşturulmuş ızgara plana sahip olduğu tespit edilmiştir (Figür 1). 2 Figür 1: Kent Planı 3 2013 YILI KAZI ÇALIŞMALARI ERKEN BİZANS KİLİSESİ 4 1-23 Nisan tarihleri arasında kazısı gerçekleştirilen yapı; Sütunlu Cadde ve Erken Bizans Sur Duvarı’nın kuzeyinde yer almaktadır (Figür 2-4). Doğu- batı yönlü uzanan kilise 16.45 x 6.95 m. ölçülerinde olup çatı yüksekliği 7.10 m. dir. Batı girişindeki duvarlarının her iki kenarında kilisenin üst örtü sistemini taşıyan traverten ayaklar bulunmaktadır. Batıdaki narteks bölümünden sonra nef ve doğuya bakan bir apsis bölümü gelmektedir. Apsisin önünde de synthronon ismi verilen oturma basamaklarının bir kısmı korunabilmiştir. Kilisenin nef ve apsis bölümünün duvarları üzerinde çok renkli freskler yer yer görülebilmektedir.Nef bölümünün güney duvarı üzerinde de kırmızı arka fon üzerine beyaz boya ile yazılan bir yazıt yer almaktadır (Figür 5). Figür 2: Erken Bizans Kilisesi Kazı Öncesi 4 Figür 3: Erken Bizans Kilisesi Kazı Çalışmaları Sonrası Figür 4: Erken Bizans Kilisesi Kazı Çalışmaları Sonrası Havadan Görünüm 5 Figür 5: Erken Bizans Kilisesi Duvarı Üzerinden Yazıt KEMERLİ YAPI Kazı çalışmaları 1 Nisan- 12 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen yapı, Roma Dönemi'nde M.S. 2-3. yy.'da inşa edilmiş olmalıdır ve M.S. 4. yy.'da yenilenerek tekrar kullanılmıştır (Figür 6). Batısındaki portikten(Sütunlu galeri) Kemerli Yapı’ya üç basamaklı bir merdiven ve bir kapı ile geçilmektedir. 12x32 m. ölçülerinde, dikdörtgen bir formda doğu-batı yönünde inşa edilmiş olan Kemerli Yapı’nın çatısını yan yana duran 13 kemer dizisi taşımaktadır (Figür 7). Ancak son üç kemer dizisi, olasılıkla Erken Bizans Dönemi’nde sökülerek başka bir yapıda kullanılmış olmalıdır. Kemerlerin bir ayakları duvarlara basarken diğer ayakları da yapı ortasındaki 2.15 m. yüksekliğindeki sütunlara basmaktadır. Kemerlerin üzerindeki çatı blokları da bölgenin yerel malzemesi olan büyük boyutlu traverten bloklardan oluşmaktadır. Bir kısmı kırılmış durumda olan çatı bloklarının restorasyonu tamamlanıp orijinal yerlerine yerleştirilmektedir. Yapı içerisinde gerçekleştirilen bilimsel kazılarda elde edilen veriler değerlendirildiğinde, Yapı içerisinde tekstil, metal, metal takılar ve kemik objelerden oluşan 6 süs ve beğeni ürünleri ve olasılıkla yiyecek, içecek gibi ürünlerin ticareti yapılmaktaydı.Yapı içerisinde toplamda 246 adet Geç Hellenistik, Roma İmparatorluk ve Erken Bizans Dönemlerine ait pişmiş toprak kap, kalıp vb., 1080 adet kemik eser, 1867 adet sikke, 289 adet metal eser, 44 adet mermer yazıt ve yazıt parçası, 17 adet cam eser bulunmuştur. Kazı çalışması tamamlanan yapıda restorasyon ve konservasyon çalışmaları halen devam etmektedir (Figür 8). Yapıda gerçekleştirilenkazılarda ele geçen seramik buluntular, işlenmiş ve yarı işlenmiş kemik alet (iğler, örekeler, iğneler, saç iğneleri, tıp aletleri, süs eşyaları), bol miktardaki demir cürufu ve demir objeler, ağırşak (dokuma tezgâhı ağırlığı) ve kumaş parçaları gibi buluntular, Yapı’da seramik, kemik, demir ve tekstil ürünlerinin ticaretinin yapılmasının yanı sıra bu ürünler ile ilgili üretim atölyelerinin ve depoların da varlığına işaret etmektedir. 7 Figür 6: Kemerli Yapı Çalışma Öncesi Figür 7: Kemerli Yapı Kazı Çalışmaları Sonrası 8 Figür 8: Kemerli YapıRestorasyon Çalışmaları Sonrası KEMERLİ YAPI BATI PORTİĞİ Kemerli Yapı Batı Portiği, M.S. 4. yy. da inşa edilmiş olmalıdır. Doğusunda ve batısında duvarlar üzerinde yükselen sütunların taşıdığı bir çatı sistemiyle kapalı olduğu düşünülen portik, pişmiş toprak tuğlalardan oluşan bir tabana sahiptir (Figür 9, 10). Portiğin güneyini 5 m. uzunluğundaki duvar sınırlamaktadır. M.S. 5-6. yy. ‘da Erken Bizans Kilisesi 4’ün inşa edilmesiyle narteks bölümünün kuzey duvarı yapılarak portiğin güneydeki girişi kapatılmıştır. Portiğin güneydoğusunda da 1.40 m. genişliğinde kapı boşluğu bulunmaktadır. Bu kapının önünde, Kemerli Yapı’nın M.S. 4. yy. da kullanılan zeminine çıkan 3 basamaklı bir merdiven bulunmaktadır. Portiğin güneybatı köşesinde 3.05x1.30 m. ölçülerinde bir oda açığa çıkarılmıştır. Oda içerisinde yapılan çalışmalarda elde edilen arkeolojik verilerden yola çıkılarak bu odanın M.S. 7. yy.ın erken safhalarında yapıldığını söylemek mümkündür. 9 Figür 9: Kemerli Yapı Batı Portik Figür 10: Kemerli Yapı Batı Portik ARA SOKAK 2 Kentin ana caddelerinden kuzey-güney yönlü Hierapolis Caddesi’nin kuzey uzantısı olan Ara Sokak 2’ye Güney Giriş Kapısı 1’den girilmektedir. Bir kısmı 2012 yılı kazı çalışmalarında açılan Ara Sokak 2’de 2013 yılında da çalışılmıştır. Ara Sokak 2 üzerinde 10 Kemerli Yapı Batı Portiği’nin batısını sınırlayan sütun ve sütun başlıkları yıkılmış haliyle açığa çıkarılmıştır (Figür 11). Ortalama yükseklikleri 3.40 m. olan 4 sütun belgelendirildikten sonra orijinal yerine yerleştirilmiştir (Figür 12). Traverten bloklardan oluşan bir zemin döşemesine sahip Ara Sokak 2’de 2012 yılı kazı çalışmalarıyla 7.30 m. lik kısmı açılırken 2013 yılı kazı çalışmalarıyla birlikte toplam uzunluğu 22.90 m. ye ulaşmıştır. Batı sınırı henüz açılmadığı için orijinal genişliği tespit edilemeyen Ara Sokak 2, Roma Dönemi’nde kentin ana yollarından birisi olarak kullanılmıştır. 11 Figür 11: Ara Sokak 2 Hava Fotoğrafı 12 Figür 12: Ara Sokak 2 Hava Fotoğrafı ROMA DÖNEMİ DÜKKÂNLARI Sütunlu Cadde ile Kemerli Yapı arasına Roma Dönemi’nde inşa edilen dükkânlardan ikisi 1- 28 Mayıs tarihleri arasında kazılarak açığa çıkarılmıştır (Figür 13, 14). M.S. 3. yy.’ın ortalarında kullanılan dükkânlar kentin ana caddesi olan Sütunlu Cadde’ye ve Kemerli Yapı’ya açılmaktadır. 7x4.50 ve 7x4.10 m. ölçülerindeki dükkânların çatı yüksekliği 4.85 m. dir. Taş malzeme üzerine kerpiç kullanılarak yapılan duvarların üzerinde panolara ayrılarak yapılmış renkli freskler yer almaktadır. Söz konusu panoların içerisinde; Papağan, Keklik, Güvercin, Sülün ve Leopar gibi hayvanların yanı sıra, Sakız Kabağı, Nar, Kayısı gibi meyveler ve Gül, Gelincik gibi çiçekler de betimlenmiştir. Kazı çalışması tamamlanan dükkânların duvarlarındaki fresklerde konservasyon çalışması devam etmektedir. 13 Figür 13: Roma Dönemi Dükkânları, Çalışma Öncesi Figür 14: Roma Dönemi Dükkânları, Çalışma Sonrası 14 7S / 8H-G AÇMASI Kazı çalışmaları 24 Haziran- 26 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilen yapı; İki mozaik zeminli, bir kireç harç zeminli, bir tuğla zeminli ve bir apsisli yapıdan oluşmakta olup üç yapı evresi geçirmiştir (Figür 15-17). Mozaikli odalarda bulunan mozaiklerin stil özellikleri ve yine bu odaların duvarlarının alt kısımlarında kullanılan düzgün kesme traverten bloklar ve oda tabanlarından ele geçen buluntular dikkate alınarak bu yapının ilk yapım evresi olasılıkla Geç Helenistik- Erken Roma Dönemi’ne tarihlenebilir. Günümüzde yüzeyde görülen kalıntılar M.S. 4- 5. yy.’lara aittir. İki odanın tabanını oluşturan bitkisel ve geometrik bezemelerden oluşan mozaikler M.S. 4. yy aittir.Ancak yapının sonraki yenileme evresinde duvarlardaki kesme traverten blokların üzerinde çay taşlarının ve Mekân 2’nin duvarlarında 3 sıra yatık tuğlanın kullanılması, yapının M.S. 5. yy.’da da kullanıldığını göstermektedir. İkinci kullanım evresiyle birlikte mozaikli odaların kuzeyine iki oda ve bu odalarında kuzeyine küçük bir şapel veya yapıya ait ibadethane olduğu düşünülen apsisli bir mekân eklenmiştir.Apsisli yapı ve bu yapıya bitişik iki oda arasında bir birine geçişi sağlayan kapı boşlukları, yapının 3. kullanım evresinde kapatılmıştır. Evin doğu kenarında küçük bir latrina (tuvalet) bulunmaktadır. Gerek latrinasının olması gerekse oda zeminlerinin mozaik döşeme olmasından dolayı bu evde yaşayanların sıradan insanlar olmadığı, maddi gücünün yüksek kişiler olduğu düşünülmektedir. Figür 15: Kazı Çalışması Öncesi 15 Figür 16: Kazı Çalışmaları Sonrası Figür 17: Kazı Çalışmaları Sonrası 16 2013YILI KONSERVASYON VE RESTORASYON ÇALIŞMALARI 2013 yılı restorasyon çalışmaları başta Kemerli Yapı ve çevresinde olmak üzere Roma Dönemi Dükkanları ve Erken Bizans Kilisesi 4 üzerinde sürdürülmüştür. Öncelikle Kemerli Yapı’nın çatısını oluşturan traverten tavan blokların üzerinde inceleme yapılarak kırık olanlar tespit edilmiştir. İnceleme işleminin tamamlanmasıyla kırık parçaların çizimi yapılarak mevcut yerlerinden kaldırılmıştır. Blokların temizliklerinin yapılmasının ardından kırılmış yerler keski ucuyla temizlenerek ölü tabakalar uzaklaştırılmıştır (Figür 18). Kırık parçalar yapıştırılmadan önce oturduğu kısımlar ve dübeller için prova yapılmıştır. Prova sırasında parçaların tam oturduğu gözlemlenmiş ve dübel delikleri renkli kil yardımıyla işaretlenmiştir. Dübel yerleri gerekli araçlar yardımıyla delinmiştir. Uygun görülen ölçülerde ve sayıda krom-çelik dübeller yerleştirilerek epoksi reçine yardımıyla yapıştırılmıştır (Figür 19). Figür 18: Yapıştırılacak Bloklarda Ölü Tabakaların Temizlenmesi 17 Figür 19: Yapıştırma İşlemi Sonrası Ayrıca Kemerli Yapı’nın en batısındaki kemer dizisinden güneydeki kemerin zaman içinde yapısal olarak bozulduğu ve denge mekanizmasını yitirdiği ve bu nedenle de kemerin batıya doğru eğim yaptığı gözlemlenmiştir. Orijinal bloklarla yeniden örülen kemer emniyetli hale getirilmiştir (Figür 20). Gerekli görülen kemer ve tavan blokları demir ayaklar ile alttan desteklenerek emniyetli hale getirilmiştir (Figür 21). Figür 20: Kemerin Bloklarının Yeniden Yerleştirilmesi 18 Figür 21: Destek Amaçlı Dikilen Demir Ayaklar Bunun yanı sıra kuzey- güney yönlü kemerlerin arasında, Bizans Dönemi’nde taş ve traverten parçalarla doldurulduğu düşünülen alanlarda yer yer çökmeler tespit edilmiştir (Figür 22). Bunlardan emniyetsiz görülenlersökülerek orijinaline uygun bir harç ile yeniden örülerek emniyetli hale getirilmiştir (Figür 23). Figür 22: Kemerler Arasındaki Yıkılmış Kısım 19 Figür 23: İki Kemer Arası Restorasyon Sonrası Erken Bizans Kilisesi 4’de yapılan incelemelerde beden duvarlarındaki harçların zaman içinde bozulmuş olduğu ve bağlayıcılık özelliğini kaybettiği görülmüştür. Yapının restorasyon öncesi fotoğrafları çekilerek belgelendikten sonra duvarlarda ve derz aralarında bulunan toprak kısımlar temizlenmiştir. Böylece yapılacak çalışmaların derinliği belli olmuştur. Yapının duvarlarının ve taşıyıcı kısımların tamamlanmasının ardından derz işlemi gerçekleştirilmiştir (Figür 24). Figür 24: Derzlerin Yenilenmesi 20 Roma Dönemi Dükkânlarında açığa çıkarılan renkli freskler üzerinde de konservasyon çalışmasına başlanmıştır.Söz konusu fresklerin korunabilmesi için yapının üzeri taşınabilir bir çatı sistemi ile kapatılmıştır (Figür 25). Figür 25: Fresklerin Korunması Amacıyla Yapılan Çatı Kazı ve restorasyon çalışması 2013 yılı için tamamlanan Mozaikli Evin, mozaik zemin döşemesine sahip 2 odası üzerine, mozaiklerin korunması amacıyla taşınabilir çatı yapılmıştır (Figür 26). Figür 26: Mozaiklerin Korunması İçin Yapılan Çatı 21 Laboratuvarda da, kazı deposunda bulunan seramik, cam, bronz, demir, kemik gibi malzemelerden yapılmış eserlerin ve sikkelerin buluntu durumuna göre restorasyon ve konservasyon çalışmaları gerçekleştirilmektedir (Figür 27). Figür 27: Laboratuar Çalışmaları