Yeni Ürünler
Transkript
Yeni Ürünler
DİZİN Sayı 10 - MART / NİSAN bu sayımızdaki bazı başlıklar yiyecek içecek alanlarında yeni ürünler çalıştayı 06 TÜYİB DER İKTİSADİ İŞLETMESİ Tüm Yiyecek İçecek Bölümleri Temizlik ve Malzeme Teminatçıları Derneği İktisadi işletmesi adına imtiyaz sahibi Taner RENDA GENEL KOORDİNATÖR Taner RENDA 0555 503 33 09 taner.renda@hotmail.com YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Erol AYDIN 0542 427 72 92 GÖRSEL YÖNETMEN Mehmet İLHAN 0532 588 79 44 Baskı: Doğa Matbaa 0212 612 61 70 Baskı Tarihi: 01.06.2012 Yerel Süreli / 2 Aylık Dergide yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Yazılar, kaynak gösterilerek yayınlanabilir. TÜYİB-DER İletişim Adresi Kocatepe Mh. Taksim Cd. No: 29/4 Beyoğlu / İSTANBUL mutfak temizliği ve kimyasalların doğru kullanımı 22 bulaşık makinesinde kireç çözme talimatı 24 sosyal medyada kazanmayanı dövüyorlar 26 34 42 ben güney afrika’da iken 44 Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 şehr-i keyif Steward 2 türkiye 48 eğlence mekânı tasarımlarında trend: eklektizm 50 hizmet toptancılığı 54 ertan’dan güzel saç önerileri 60 sami güner kupası Prof. Dr. Ertan ANLI A.Ünv. Gıda Mühendisliği Mustafa EMİRLİ 62 EcoLab Sosyolog Ağaoğlu Otel Memet KAYA Homatex Mete KOÇAK Ceylan Intercontinental Doç. Dr. Nezih MÜFTÜGİL Ahmet SEYMEN bir performans alır mıydınız? The Marmara Otel Rafet İNCE 30 bilgi teknolojilerinde son trend bulut bilişim Nedim AKBAYRAK H. Taner GÜREL kahvaltının mutlulukla ilgisi DANIŞMA KURULU Turkish DO & CO CVK Turizm Bölüm Bşk. Sarper SUNER REKLAM DİZİNİ DIVERSEY .................................................................. Ön kapak iç GÜREN METAL............................................................................. 1 HİT MUTFAK ................................................................................. 3 JUMBO .......................................................................................... 5 HOTEC ..........................................................................................21 HAVEL DİZYAN .............................................................................23 YAKAMOZ .....................................................................................25 MILE...............................................................................................29 KÜTAHYA PORSELEN ............................................................32-33 ORMEL ..........................................................................................41 ENGİN ÇADIR BRANDA...............................................................46 WİNTERHALTER ..........................................................................49 ERSOY MUTFAK ..........................................................................55 ABDULLAH EXPORT....................................................................57 BEYHAN GÜMÜŞ .........................................................................59 YİBER ELEKTRONİK....................................................................61 CAMBRO .................................................................... Arka kapak iç GALERİ KRİSTAL .......................................................... Arka kapak İlklerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz Going through a period of new initiatives Nisan 2012’de Çırağan Kempinski’de Yiyecek İçecek Alanlarındaki Yeni Ürünler Çalıştayı’nı başarıyla gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Sektörün önde gelen üretici ve tedarikçileri ile İstanbul’daki 5 yıldızlı otellerin üst düzey yöneticilerini buluşturduk. Yaklaşık 4 saat boyunca sektöre yeni ürünler ve yeni konseptler sunuldu. Sektörümüzde böylesine üst düzeyde bir buluşma ilk defa gerçekleşmesi açısından, çalıştayımız bizim için gurur verici oldu. Bu çalıştaya ilişkin derneğimizin düşüncelerini Taner Renda arkadaşımız bu sayımızda geniş bir biçimde içeride anlattı. Yine bu çalıştaya katılan gerek katılımcıların , gerekse de ziyaret edenlerin olsun düşüncelerini de yine iç sayfalarımızda bulacaksınız. Çalıştayımızı gerek katılımcı olarak, gerekse de ziyaret ederek onurlandıran herkese , en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. 24 Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Yine bir başka ilk de, 24 Mayıs 2012 günü yaşandı. Bir yılı aşkın bir süre içinde akademisyenlerle birlikte hazırladığımız ve T. C. Marmara Üniversitesi ile birlikte vermeyi tasarladığımız sertifika eğitimi, bildiğiniz gibi, Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından bu güne kadar akredite bir okul tespit edilemediği için, yürürlüğe geçirememiştik. 24 Mayıs günü Ulusal Kanal tarafından gelinen noktadaki tıkanıklıkları tartışmak ve ilgililere duyurmak üzere Ekopolitik isimli programa, canlı yayına davet edildik. Başkan olarak ben, Onursal Başkanımız Murat İlhanlı ve Taner Renda ile birlikte 40 dakika boyunca sorunlarımızı başarıyla anlattık. Ve bir başka ilk ise; derneğimize bağlı olarak İktisadi işletmemizi kurduk. İktisadi işletmemizin çalışma alanı: Derneğimizin yayın organı Steward Dergisi’nin çıkarılması, Nisan ayında ilkini gerçekleştirdiğimiz çalıştayın bundan böyle iktisadi işletme tarafından yapılması ve başta eğitim olmak üzere her türden akçalı organizasyonların yapılması Dernek Yönetim Kurulu tarafından oy birliği ile belirlendi. İktisadi işletmemizin sermayesi 20 bin lira ve müdürlüğüne de yönetim kurulu üyemiz Taner Renda’nın olması, yine yönetim kurulumuz tarafından kararlaştırılmıştır. Derneğimize hayırlı olmasını dilerim. he workshop titled “New Products in Food and Beverage” was held successfully, on 24th April in the hotel Ciragan Kempinsky. The event brought together the industry's leading manufacturers and suppliers with the senior executives of 5-star hotels in Istanbul. New products and concepts in the sector have been presented during the event that was conducted in a timeframe of 4 hours. T We are proud of our workshop that enabled us to organize first time such a meeting with high profile - representatives of the sector. Taner Renda gives more details about the event in his article that you can read in the coming pages as well as feedback and opinions of participants and visitors. We offer our most sincere thanks to all contributors, participants and visitors of this successful event. May 24 was the date of another first initiative for us. As you may remember from our previous issues, we could not start yet with our certification trainings the content of which was designed with academicians in cooperation with Marmara University. The reason of the delay was the fact that the Vocational Qualifications Authority could not identify an accredited School. On 24th May, we have been invited to a live broadcast titled “Ekopolitik” at the TV-channel “Ulusal Kanal”. Our honorary president Murat İlhanli, Taner Renda and myself were present and we mentioned all our problems during the program. Another important news and progress for our association is that we have established a legal business entity in the frame of our association that will cover all our activities having financial aspect such as publications, events, trainings etc. Founding capital of this business entity will be 20 thousand Turkish Lira and Taner Renda has been appointed as its manager by our board of directors. I am glad to share all these good news with you. Steward 4 Sevgi ile kalın. Sincerely yours, Erol AYDIN Erol AYDIN Başkan President Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Yiyecek İçecek Steward 6 Güzel İşler Yapmaya Devam Ediyoruz lkemizde bu güne kadar yapılmamış olanı yapmak, öyle ya da böyle başarılı olmak, gurur verici. TÜYİB DER olarak ilkini düzenlediğimiz Yiyecek İçecek Alanlarında Yeni Ürünler Çalıştayı, gerek katılımcılardan, gerekse de ziyaretçilerden aldığımız geri bildirimlerden, ilk defa düzenleniyor olmasına karşılık, başarıyla gerçekleştirilmiştir. Katılımcılara ve bu çalıştayı ziyaret eden tüm sektöre teşekkür etmeyi ilk görevlerimiz Taner RENDA arasında sayarız. Seneye ikincisini düzenlememiz için de bize cesaret veren tüm kaDernek Yönetim Kurulu Üyesi tılımcı ve ziyaretçilere bir kez daha bu dayanışmaları için mutluluk duyduğumuzu bil- Ü Steward Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Alanlarında Yeni Ürünler Çalıştayı 7 diririz. Yurt dışına sık sık giden sektör temsilcilerimiz de bilirler ki: Turizm için bu tür yan yana gelişler her iki taraf açısından çok önemli unsurları barındırmaktadır. Özellikle yeni işletme açacaklar veya var olan birimlerinde yenileme yapacaklar açısından, yenilenme basit bir değiş tokuştan öte, farklılıklarını öne çıkarabilecekleri yeni ürünlerin bulunması açısından çok önem kazanmıştır. Gerek ulusal fuarlarda, gerekse de uluslar arası fuarlarda yeni ürünlerle stantlara çıkmak makro düzeyde geçerli olsa da, ülke içersinde, özellikle de büyük otellere, butik olarak doğrudan iş yapmak açısından çok da geçerli bir yöntem olmamakta. Var olan ürünlerden bütün oteller alımlar yapmaktan çoktan vazgeçtiler, onlar artık kendilerinin farklılıklarını ortaya koyabilecekleri enstrümanlara yöneliyorlar. Büyük üretici firmalar dahi artık, bu yeni eğilimi fark ettiler ve kendilerini bu doğrultuda geliştirmeye başladılar. Bilinir ki, hayatta en güçlüler veya en zekiler değil, yeni koşullara en çabuk ve en iyi uyum sağlayabilenler ayakta kalırlar. Tüm bunların ardından, dernek olarak böylesine gerekli bir konuda çalıştay düzenlemeyi tasarladık. Bu fikrimizi üretici dostlarımızla ve sektördeki yönetici kademelerin- deki müdürlerimizle paylaştığımızda anladık ki: ülke içindeki gerek yerli üreticiler, gerekse de ithalatçı firmaların arzuları da bu yönde çoktan gelişmiş. Bize düşen ise; bu çalıştayı sektör ile birlikte hazırlamaktı. İlk olarak düzenlenmiş olmasının ardına saklanmadan şu itirafı rahatlıkla yapabiliriz: aklımızdaki içerikle, yaşama geçen arasında bir makas oluştu. Bunda bizim eksikliğimiz olduğu kadar, gerek katılımcıların bu çalıştaya hazırlanma biçimleri, gerekse de bu çalıştayı ziyaret etmesinde uygun olduğunu düşündüğümüz otel yöneticilerinin günler öncesinden ellerinde davetiye, elektronik bildirim ve steward şefi arkadaşlarımızın sözlü iletimleri olmasına karşın, gerekli düzeyde katılım göstermemelerine kadar uzanan bir eksiklik söz konusu olan. Yine gördük ki; bu çalışmada küçük bir panel türü bilgilendirmenin gerekliliğini. Ama aslolan da bu eksiklikleri görüp, bir sonraki etkinlik de bunları giderebilmektir. En önemlisi ise: sektörün bu çalışmamızı kendi çalışması olarak görüp, benimsemesidir. Katkıları olmadan bu çalışmanın ileriye taşınabilmesinin olanağı yoktur. Bizler işbirliğine hiçbir koşul öne sürmeden hazırız. Çalıştayın düzenlemesinin içinde yer alacak her üretici/ ithalatçı firma veya otel yöneticileri ile birlikte çalışmayı mutlulukla karşılarız. Sektör adına sevinçliyiz, gururluyuz. Sevgi ile kalın.■ KATILIMCILAR Kütahya Porselen Çalıştayımız sizin açınızdan verimli geçti mi? Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Kemal AKSOY Kütahya Porselen / Pazarlama Müdürü Steward 8 TUYİB-DER tarafından ilk kez düzenlenen çalıştay, özellikle kullanıcı ile tedarikçinin bir araya gelmesi ve birbirini dinlemesi açısından olumlu bir girişim olmuştur. Bu tip organizasyonlar, tarafların birlikte düşünüp birlikte hareket etmesi ve sinerji yaratması açısından önemlidir. Çalıştayların amacı doğru anlaşılmalı, bu tip organizasyonlar ürün satma ve/veya satın alma yerleri olmadığı iyi algılanmalıdır. Kütahya Porselen olarak, çalıştaya katılmamızdaki amacımız bu yönde şekillenmiş ve gerçekleşmiştir. Bunun neticesinde aldığımız geri dönüşlerde bizim açımızdan ol- dukça verimli olmuştur. Çalıştayın olumlu ve olumsuz yönleri size göre nelerdi? Birbirimizi anlama adına oldukça önemli bir süreçti. İlk olmanın verdiği bir takım ufak aksamalar olması gayet doğaldır. En önemli aksama bazı katılımcıların çalıştayın amacını satış olarak algılamış olması idi. Bundan sonraki çalıştaylarda bu durum iyi açıklanır ve katılımcılar iyi bilgilendirilir ise sonuca yönelik daha verimli neticeler elde edilecektir. TÜYİB-DER bundan sonraki süreçte önemli bir misyon üstlenmelidir. Bu misyon sektörün beklenti ve isteklerini tespit etmek sektör tedarikçilerini bu beklenti ve istekler doğrultusunda yönlendirmek olmalıdır. Böyle bir yönlendirme yapılabilir ve buna tüm taraflar gerekli desteği verir ise, sektör çok daha hızlı gelişecektir. Bir sonraki çalışmamızda sizleri yeniden aramızda görebilir miyiz? Biz TÜYİB-DER’in kurulduğu günden bu yana olumlu işler yaptığını yakından gözlemliyoruz. Aynı ciddiyet ve gayretle çalışmalar yapılmaya devam ettiği sürece her zaman desteklerimizi sunmaya devam edeceğiz. Yiber Katılımcı sayısı ve seçilen firmalar sizler için yeterli ve uygun mudur? Bence katılımcı sayısı azdı. Sponsor olabilecek firmaların desteklemesi gerekirdi. TÜSİD ve diğer Sivil Toplum Kuruluşları daha etkin olabilirdi. Çalıştayın yapılma zamanlaması sizler için doğru bir zaman mıdır? Bence uygun bir dönemdeydi. Cihangir GÖĞEM Firma Sahibi Sizce, çalıştayın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir. Bu çalışmanızı fuarlarla desteklerseniz daha iyi olabileceğini düşünüyorum. TÜYİB DER olarak çalışkan, güler yüzlü iş disiplini olan bir grubun, gerçekten büyük bir hevesle sektöre faydalı olma gayreti takdire şayandır. Antalya ve diğer bölgelerin katkıları derneğinizi kuvvetlendirecek ve güçlü duruma getirecektir. Jumbo Sizce, çalıştayın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir. Düşüncede olumlu bir proje gözükmesiyle birlikte: Olumsuz yanları; Yeterli katılımın gerçekleşmemesi ve dolayısıyla standımıza ilgi ve alakanın eksik kalması, geri dönüşlerin alınamaması, marka ve ürün açısından sadece yeni ürün gruplarıyla tanıtımın yeterli olmadığı, fuar sonrası organize edilişi, süre dezavantajı vb… Bir sonraki çalışmamızda sizleri yeniden aramızda görebilir miyiz? Verimlilik unsuru gerçekleşmediği sürece tekrar katılım düşünmüyoruz. Bülent TOPALOĞLU 9 Steward Çalıştay’ın bizim açımızdan verimli olmadığı kanaatindeyiz. Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Çalıştayımız sizin açınızdan verimli geçti mi? Mile Çalıştayımız sizin açınızdan verimli geçti mi? Beklentinin altındaydı. Çalıştayın olumlu ve olumsuz yönleri size göre nelerdi? Olumlu yönleri: Öncelikle, böyle bir adımın atılmış olması. Bu sektörün her iki tarafı için de (tedarikçi – kullanıcı) böyle bir ihtiyaç var, yani fikir çok yerinde idi. Organizasyon gayet iyi ve profesyonelceydi, katılımcı ve davetli listesi iyi idi. Kenan ATABAY Olumsuz yönleri: İşletme Sahibi 1.Davetlilerden katılma oranı düşük oldu. 2. Katılan davetliler pek fazla ürünlerle ilgilenmediler, daha çok sosyal bir etkinlik havasında geçti, halbuki çalıştayın ana fikri (doğru anladıysam) firmaların yeni ürün tanıtması idi. Burada firmaların da hatası var, genellikle standart ürünlerini gösterdiler. Firmalar sadece standart / bilinen ürünlerini sergilerse bu tip bir çalıştay “minifuar” a dönüşür, esprisini kaybeder. Biz firma olarak en çok satan markalarımızı teşhir etmektense daha az bilinen ürünleri sergiledik, ama davetlilerde yeni ürün arayışı / ilgisi görmedim. Burada biraz da davetlilerde yenilik arayışı / vizyon eksikliği hissettim. Tabii ki her gösterilen yeni ürün ilgi çekmeyebilir ama sanki fazla bir merak da yoktu? Önerilerim şunlar: 1. En büyük risk, yukarıda da belirttiğim gibi bu çalışmanın “küçük çaplı bir fuar” a dönüşmesi, böyle olursa ilginç bir tarafı kalmaz, cazibesi azalır. 2.Aynı nedenlerle hem katılımcı hem de davetli listesini sınırlı tutmakta fayda var, yani şimdiki seviye sanki doğru, fazla genişletmemek lazım, biraz “exclusive event” havası olursa daha iyi.. 3. Bir şekilde bilgi alış verişi sağlamak, yani hakikaten “çalıştay” formatı sağlamak lazım . Bizim açımızdan katılım satış amaçlı değil idi, “bizde yeni olarak şunlar var, özellikleri şunlar” vb gibi bilgilendirme amaçlı katıldık, ama standımıza gelen davetliler daha çok sohbet ettiler, kimse “bu nedir?” diye bir merak göstermedi. Bizim açımızdan işin diğer yanı, “kullanıcının arayışları nedir?” diye bilgi edinmek, bu yönde kendimizi geliştirmek idi, ama bilgi alış verişi olmayınca bizde bir fikir edinemedik. Tabii kendimizi de sorgulamamız lazım, bir sonraki katılımımızda biz de sunum şeklimizi gözden geçireceğiz. 4. Davetlilere (Steward, chef, F&B vb.), organizasyonun ne olduğu belki daha iyi tanıtılırsa ilgi / katılım daha yüksek olur, belki de bazı davetliler “ben zaten bu firmaların tabaklarını, çatal bıçaklarını biliyorum, gitmemde fazla bir neden yok” gibi bir his ile katılmadılar, halbuki “acaba yeni neler var?” gibi bir merak doğsa belki de katılacaklar? Ama sonuç olarak, böyle bir organizasyonun yapılmasını çok olumlu buldum, organize edenleri içtenlikle kutlarım, yapılabilecek her şey yapılmış, çok doğru yönde atılmış bir adım olduğuna eminim ve devamını dilerim, katkımız olursa memnuniyetle elimizden geleni yapmaya hazırız. Bir sonraki çalışmamızda sizleri yeniden aramızda görebilir miyiz? Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Bu çalışmanın devamını dilerim ve firma olarak tekrar katılmayı arzu ederiz. Steward 10 Yakamoz Çalıştayımız sizin açınızdan verimli geçti mi? Yiyecek İçecek Alanlarında Yeni Ürünler Çalıştayı firmamız için verimli geçmiştir. Birçok müşterimizle kısa fakat etkin bir zaman diliminde bir araya gelip yeni ürün ve çalışmalarımızı tanıtma imkanımız doğduğundan TÜYİB-DER’e bu organizasyonu için teşekkür ederiz. Çalıştayın olumlu ve olumsuz yönleri size göre nelerdi? Bu çalıştayın olumlu yönü, bizi faaliyet alanımızın hedef müşteri Demet BLANKE İşletme Koordinatörü kitlesi ile doğrudan buluşturmaya yönelik hazırlanmış olmasıdır. Konusu ve hedefi çok iyi tespit edilmiş bu çalıştayda, hem katılımcı hem ziyaretçi seçimi, kaynaklar ve sürenin en verimli şekilde kullanılmasını sağlamıştır. Katılım süresinin biraz daha uzun tutulması hem hazırlık sürecinin daha iyi değerlendirilmiş olmasına, hem de çalıştayın daha da verimli geçmesini sağlayacaktır görüşündeyiz. Bir sonraki çalışmamızda sizleri yeniden aramızda görebilir miyiz? Bir sonraki çalıştaya katılmayı arzu ederiz. Bu çalıştayda gerçekleşen ziyaretçi sayısı, profili vb gibi çalıştay istatistikleri geribildirimi, bu çalıştaya ve gelecekteki çalıştaylara katılımımızın verimliliğini daha iyi tespit edebilmemizde ve daha iyi hazırlanmamızda büyük katkı sağlayacaktır. Öztiryakiler Katılımcı sayısı ve seçilen firmalar sizler için yeterli ve uygun mudur? Cihan KÜÇÜK Her yıl Şubat ayında olmasının daha doğru olacağı kanaatindeyim, böylelikle ağırlıklı olan şehir otelciliğinin yanında yazlık sezon otellerinin de temsil edilmesi ve zamanlama bakımından problem olmayacağına inanıyorum. Sizce, Çalıştay’ın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir. Olumsuz bir yanı olduğunu düşünmüyorum, dünya artık her zaman bildiğimizden de çok rekabetçi ve bizim ülke olarak yapabildiklerimiz hiçbir şekilde vazgeçilmez değil. Etkili bir araştırma, geliştirmeye de sahip değilseniz, bu bizleri daha da kırılgan yapıyor, risklerimizi arttırıyor. Sektörel olarak atılacak her adımı olumlu olarak yorumluyorum. 11 Steward Çalıştay’ın yapılma zamanlaması sizler için doğru bir zaman mıdır? Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Büyük bir aşkla ve özveriyle hazırlanmış bir organizasyon olduğunu gördüm. İlk defa gerçekleştirilen bir organizasyon olması bakımından tatminkar olduğu kanaatindeyim. İlerleyen dönemlerde biraz daha tabana, geniş kitlelere yayılmış olmasını diliyoruz. Cambro Çalıştayımız sizin açınızdan verimli geçti mi? Verimlilik sipariş anlamında ise bunu zaman içinde göreceğiz. Fakat yine de beklediğimizden iyi bir organizasyondu. Çalıştayın olumlu ve olumsuz yönleri size göre nelerdi? Ürünleri getirirken ve götürürken sıkıntılar mevcuttu. Bu da ilk olmasından dolayı olmalı. Sanıyorum bir sonrakinde daha olumlu olacaktır. Recai ZEREN Cambro/Özay - Bölge Satış Müdürü Bir sonraki çalışmamızda sizleri yeniden aramızda görebilir miyiz? Sanıyorum gene aynı yerimizi alacağız. Villeroy & Boch Çalıştayımız sizin açınızdan verimli geçti mi? Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 İlk çalışma olmasından ötürü, katılımın az olması sebebiyle istenilen düzeyde verim alınamamıştır. Ancak, genel fuarlara kıyasla katılımcıların sayısının az ve öz olması sebebiyle özellikle üst segment ürün / markalara daha fazla katkısı olduğu görüşündeyim. Steward 12 Çalıştayın olumlu ve olumsuz yönleri size göre nelerdi? Sektörü biraraya getirmek açısından faydasının çok olduğunu düşünüyorum. Sonuçta bazı diğer katılımcılarla rakip bile olsak, pastanın büyümesi, sektörün sorunlarının konuşulması açısından bile önemli bir birliktelik. Belki önümüzdeki dönemde mini panel tarzında bir çalışma da bu çalıştayın içine entegre edilebilir. Özellikle Vedat Başaran’ın samimi açılış konuşması çok keyif verici ve geleceğe daha umutla bakılmasını sağlayan bir platform sağlamıştır. Katılımın artması açısından zamanlama konusunun tekrar değerlendirilmesi gerekmektedir. Daha canlı daha interaktif bir ortam sağlanmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Murat AKALIN Satış ve Pazarlama Müdürü Bir sonraki çalışmamızda sizleri yeniden aramızda görebilir miyiz? Önümüzdeki dönemde eksikliklerin de tamamlanmasıyla bu çalıştayın daha etkin olacağı düşüncesindeyim. Seleks Çalıştayın olumlu ve olumsuz yönleri size göre nelerdi? Olumlu yön olarak salonun iyi organize edilmiş olduğunu, ikramların davetlileri mutlu ettiğini ve park alanı vs. gibi kolaylıkların yeterli düzeyde olduğunu müşahede ettik. Öte yandan, gelen davetlilerimiz ve katılımcılar için ayrı park alanları olabilse ve kapıda bir karşılama olabilseydi daha olumlu olurdu düşüncesindeyiz. Bir sonraki çalışmamızda sizleri yeniden aramızda görebilir miyiz? Katılmak ve sektördeki dostlarımızla bir araya gelmeyi tekrar arzu ederiz. Öznur YILMAZ Operasyon Bölüm Sorumlusu 13 Steward Verimliydi, bir dahaki çalıştayda daha geniş bir katılım daha faydalı olur düşüncesindeyiz. Yine de ilk sefer düzenlenen böyle bir organizasyon için katılımın düzeyli ve etkili olduğu düşüncesindeyiz. Sektörden tanıdıklarımızla bir araya gelmekten mutlu olduk. Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Çalıştayımız sizin açınızdan verimli geçti mi? ZİYARETÇİLER Şenel AYBEK / Altın Boynuz Catering / Yiyecek İçecek Müdürü Katılımcı sayısı ve seçilen firmalar sizler için yeterli ve uygun mudur? Firmalar yeterli değil piyasada çok daha fazla firma ve tedarikçi firmalar bulunmaktadır. Bir dahaki düzenlenecek çalıştayda inanıyorum ki daha fazla katılımcı olacaktır. Mekân hizmet sunum her şey çok güzeldi emeği gecen herkese çok teşekkür ederim. Çalıştay’ın yapılma zamanlaması sizler için doğru bir zaman mıdır? Sezon başı olmasıyla doğru bir zamanlamadır. Fikir ve düşünce olarak ve ortaya çıkan sonuçtan ben çok memnun oldum. Teşekkür ederim. Sizce, Çalıştay’ın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir. Yorumlanacak pek bir şey göremiyorum, yorum yok. Her şey çok güzeldi. Alaattin AKKAYA / Bayrampaşa Titanic Otel / Steward Şefi Katılımcı sayısı Kesinlikle daha fazla olmalıydı. Neden derseniz? Her otelden ortalama 3 kişiden hareket edersek; bizim onlarca otelimiz var ama davete yeterince icap edilmemiş sonucu çıkıyor. Seçilen firmalar Firmalar uygun, fakat daha büyük ve adından söz ettiren firmaları da görmek isterdik, seneye inşallah Çalıştayın zamanlaması Zamanlama bence uygun değil. Firmalar ürünlerini fuarlarda sergilediler. Yeni ürün henüz üretemeden, bizim çalıştaya geldiler. Zaman kısıtlıydı diye düşünüyorum. Hepinize kolay gelsin meslektaşlarım... Mehmet SİRİŞ / Holiday Inn İstanbul Airport / Aşçıbaşı Katılımcı sayısı ve seçilen firmalar sizler için yeterli ve uygun mudur? Bizce amacına ulaştı. Yapılmak istenen bir dahaki organizasyonlarda farklı yatırımcı ve yöneticiler de davet edilebilir. Herkes ile gönül birliği yapılabilir. Çalıştay’ın yapılma zamanlaması sizler için doğru bir zaman mıdır? Doğru bir zamanlama. Çünkü sezonun başlaması ve ilkbahar harika bir zamanlama idi. Sizce, Çalıştay’ın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir. Olumsuz hiç bir yanı olmadı aksine çok faydalı ve sıcak bir ortamdı. Turizm sektörünün buluşmasına ve kaynaşmasına sebebiyettir. Stewarding departmanının önemliliğini anlatma fırsatı olmuştur. Hamza UYSAL / Ceylan Intercontinental Hotel / Steward Şefi Katılımcı sayısı ve seçilen firmalar sizler için yeterli ve uygun mudur? Elbette ki bir çoğunla zaten biz de çalışıyoruz. Aslında daha da fazla olsa; pek de hayır demezdik. Çalıştay’ın yapılma zamanlaması sizler için doğru bir zaman mıdır? Hayır. Eylül veya Ekim aylarında olabilir. Çünkü bu tür etkinlikler bütçe zamanından önce yapılmalıdır ki; bize de yeni yıl için hazırlıklarımızı yapma fırsatı olsun. Sizce, Çalıştay’ın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir. Ziyaretçilerin sayısı yeterli değil ve katılan üst düzey yöneticilerin de sayısı yetersiz. İlkay KURT / Chief Steward / Crowne Plaza İstanbul - ORA & Holıday Inn Express İstanbul - ORA Her şeyden önce böyle bir çalıştayın oluşmasında emeği geçen herkese ve bizlere ev sahipliği yapan Çırağan Kempinski Hotel’e çok teşekkür ederim. Bizlerin otellerde kullandığı ekipmanların tedariklerini sağlayan firma yelpazesi çok geniş. Tabi piyasanın önde gelen ve seçilerek Yiyecek İçecek Alanlarında Yeni Ürünler Çalıştayı’na çağırılan firmaların yeni ürün yelpazesi olması şartı var mıydı bilmiyorum. Fakat çalıştaya katılan bazı firmaların yeni ürünlerinin olmadığını görünce katılımcı firma sayısı daha geniş tutulabilir ve çalıştayımız bir Yiyecek İçecek Alanlarında Yeni Ürünler Çalıştayı Fuarı havasında geçebilirdi. Böylece yerli basının da ilgisini çekebilirdik diye düşünüyorum. İlkini yapmış olduğumuz Çalıştayımız beş yıldızlı Oteller düzeyinde ve bu otellerin Genel Müdürleri, Yiyecek İçecek Müdürleri, Satın Alma Müdürleri ve Şef Stewardlarının katılımıyla gerçekleşti. İkincisini yapacağımız Yiyecek İçecek Alanlarında Yeni Ürünler Çalıştayı katılım yelpazesini daha geniş tutarak seçilen firmaların yeni ürünlerini tanıtımda daha geniş bir katılımcı grubuna tanıtım yapması ve biz iştirakçilerin bu ürünler hakkında bilgi sahibi olması, yorumlarımızı ve düşüncelerimizi üretici firmalara birebir yaparak bizlerin kullanacağı ekipmanları daha verimli, kullanışlı hale getirileceği kanaatindeyim. Yiyecek İçecek Alanlarında Yeni Ürünler Çalıştayı’na katılacak olan firmalara ve biz iştirakçilere çalıştayın amacını, önemini ve bu alanda yapılan fuarlardan farkını daha iyi anlatmamız gerekir. Çalıştayın ancak böyle amacına ulaşacağını düşünüyorum. Murat İLHANLI / The Marmara / Steward Şefi Katılımcı sayısı ve seçilen firmalar sizler için yeterli ve uygun mudur? Katılımcı sayısı yeterli değildi, büyük otellerin yöneticileri duyarsız kaldı. Buna mukabil firmalar yeterli ve doğru seçilmiş firmalardı. Çalıştay’ın yapılma zamanlaması sizler için doğru bir zaman mıdır? Zamanı sorgulamak lazım. Fuarların sıklık dönemine denk geldi. Daha önce veya daha sonraki tarihlerde olabilirdi. Sizce, Çalıştay’ın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir. Olumlu yanları bizi yalnız bırakmayan firmalar ve steward şefleriydi. Olumsuz yanları tüm müdürlerimizin katılımının az olmasıydı. ZikriYAKAR / The Plaza Hotel / Steward Şefi Yiyecek İçecek Alanlarında Yeni Ürünler Çalıştayı adı altında böylesine bir organizasyon gerçekleştirdiğiniz için emeği geçen herkese teşekkür ederim. Her ne kadar iş yoğunluğu nedeniyle gecikmeli katılsak da bayağı ilgi olduğunu gördüm şahsım ve katılımcı firmalar adına mutlu oldum. Katılımcı sayısı ve seçilen firmalar sizler için yeterli ve uygun mudur? Çalıştaya katılan firmalarla bütün oteller bir şekilde çalışıyor ama çalıştığı diğer firmaların da orada yer alması ebetteki iyi olurdu. Çalıştay’ın yapılma zamanlaması sizler için doğru bir zaman mıdır? Zaman iyi ayarlanmış. Mesai bitimi sonrası katılıp işyerine değil oradan evine devam etmesi açısından bence çok uygun. Sizce, Çalıştay’ın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir. Böyle bir çalışmanın olumsuz bir yanı olduğunu düşünmüyor aksine çok faydalı olduğu kanaatindeyim. İstek ve sorunlarımızı doğru kişilere sunma fırsatı ve yüzlerini bile görmeyip telefonla sipariş verdiğimiz kişileri hem bizler hem satın alma müdürümüz tanışma fırsatı buldu. Mesut TOKUYUCU / The Green Park F&B Müdür Yardımcısı Katılımcı sayısı ve seçilen firmalar sizler için yeterli ve uygun mudur? Katılımcı sayısı daha fazla olabilirdi, bence yetersizdi. Seçilen firmalar yeterli ve uygundu. Kaliteli ve iyi markalardı. Çalıştay’ın yapılma zamanlaması sizler için doğru bir zaman mıdır? Çalıştay'ın zamanlaması doğru zamandı. Sizce, Çalıştay’ın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir. Çalıştay başarılıydı, biz turizmcilere işimiz ile ilgili kendilerini kanıtlamış kaliteli markaların, yeni ürünlerini tanıma şansı verdi. Firmaların tarafımıza detaylı bir şekilde ürünlerini tanıtması, bizi aydınlatması başarılıydı. TÜYİB DER'İN bu gibi organizasyonlarını bekler Türkiye turizmine katkılarından dolayı kendilerini tebrik ederim. Müslüm YETİŞOĞLU / Hilton İstanbul / Steward Şefi • Biraz ilk olması biraz da kısa süre içinde karar verip uygulamaya koymamızdan dolayı olsa gerek otel ve restaurant yöneticilerinin katılımı beklentimizin altında olmasına sebep olduğunu düşünüyorum • Yukarıda yazdıklarım sebeplerden birisi fakat önemli olan şu “biz bunu da yaptık”. belki bir çok kurum ya da derneğin “Biz neden yapmadık, neden bizim aklımıza gelmedi?” hayıflanmalarına sebep oluyorsa biz iyi ve doğru yoldayız demektir. • Çıkılan yolda deneyimler bizi tecrübe sahibi yaptıkça daha emin adımlarla daha iyi ve daha çok ses getiren çalışmalar yapacağımıza inanıyorum. • Otel ve restaurantların üst düzey yöneticilerine ulaşmamız gerek. Bu olmazsa olmazımız olmalı, bütçe planlamasını ve satın alma kararlarını onlar vereceği için çalıştayda satıcı ile kullanıcıyı ve karar vericiyi bir araya getirmek işin hem daha kolay anlaşılmasını hem de kısa sürede doğru ürünü operasyona kazandırmamıza sebep olur ki böyle bir şeyi kim istemez, şahsen ben çok isterim • Bir sonraki çalıştayımız ya da fuarımız öncesinde satıcılarla görüşüp yeni ve spesifik ürünleri bu fuarlarda öne çıkarmaları konusunda bilgilendirmek, katılımcıların kafasında fuara gelirken “Acaba bu sefer nasıl yeniliklerle karşılaşacağım?” sorusunun oluşmasını sağlayacaktır. • Satıcılarla fuar öncesi yaptığımız görüşmenin bir diğerini otel, restaurant yönetici ve sahipleriyle (alıcılar) yapmalıyız. Beklentileri, ihtiyaçları işlerin kolaylaştırılması için ar-ge çalışmalarının nasıl bir seyir izlemesi gerektiğine dair görüşler alınmalı. ZİYARETÇİ GÖREVİ SHERATON ATAKÖY SHERATON ATAKÖY ALİ ELİKAYA TAMER HOPAL SOUS CHEF/AŞÇI BAŞI YRD STEWARD ŞEFİ 2 TİTANİC BUSINESS ASİA TİTANİC BUSINESS HOTEL TİTANİC BUSINESS HOTEL TİTANİK BAYRAMPAŞA AHMET YEŞİLDAĞ ATİLLA OZAN ABDULLAH ÖZCAN ALAATTİN AKKAYA GENEL MÜDÜR YİYECEK İÇECEK MÜDÜRÜ İSTANBUL OTELLERİ MUTFAK ŞEFİ STEWARD ŞEFİ 3 TİTANİC CITY HOTEL BEDİRHAN IŞIK YİYECEK İÇECEK MÜDÜRÜ 4 THE PLAZA HOTEL THE PLAZA HOTEL ZİKRİ YAKAR OSMAN KAYADİBİ STEWARD ŞEFİ SATINALMA MÜDÜRÜ 5 THE RITZ CARLTON HOTEL THE RITZ CARLTON HOTEL THE RITZ CARLTON HOTEL KENAN DERDİYOK ANDRE PİEDNAİR UMİT TAMİRAK STEWARD ŞEFİ AŞÇI BAŞI SATINALMA MÜDÜRÜ 6 THE MARMARA ŞİŞLİ EMRE ÖZTOP AŞÇI BAŞI 7 CROWNE PLAZA İSATANBUL ORA CROWNE PLAZA İSATANBUL ORA CROWNE PLAZA İSATANBUL ORA TURAN DEMİROK MURAT ASLAN İLKAY KURT ZİYAFET SERVİS DİREKTÖRÜ YİYECEK İÇECEK DİREKTÖRÜ STEWARD ŞEFİ 8 HİLTON WORLWIDE TUNCEL YALÇIN İSTANBUL BÖLGE SATINALMA KOORDİNATÖRÜ 9 HİLTON İSTANBUL MÜSLÜM YETİŞOĞLU STEWARD ŞEFİ 10 CEYLAN INTERCONTINENTAL HOTEL CEYLAN INTERCONTINENTAL HOTEL RECEP ÖZKAYA HAMZA UYSAL AŞÇI BAŞI STEWARD ŞEFİ 19 11 POLAT İSTANBUL HOTEL POLAT İSTANBUL HOTEL SENEM ERTÜZÜN AHMET KILINÇ YİYECEK İÇECEK ASİSTANI STEWARD ŞEFİ 12 SWISSOTEL TOYGAR BOZÇALI SATINALMA MÜDÜRÜ Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 1 Steward OTEL SWISSOTEL KEMAL ATAKULU STEWARD ŞEFİ 13 CROWNE PLAZA İSTANBUL HARBİYE CROWNE PLAZA İSTANBUL HARBİYE MEHMET SALTER İSMAİL BELLEK YİYECEK İÇECEK MÜDÜRÜ SATINALMA MÜDÜRÜ 14 HOLIDAY INN İSTANBUL AIRPORT HOLIDAY INN İSTANBUL AIRPORT HOLIDAY INN İSTANBUL AIRPORT HOLIDAY INN İSTANBUL AIRPORT ADEM ARMUSEN NEDİM KARŞU MEHMET SİRİŞ MEHMET ALİ ÖZTÜRK GENEL MÜDÜR YARDIMCISI YİYECEK İÇECEK MÜDÜRÜ AŞÇI BAŞI STEWARD ŞEFİ 15 THE GREEN PARK HOTELS THE GREEN PARK HOTELS MESUT TOKUYUCU NİZAMETTİN AKKAYA YİYECEK İÇECEK MÜDÜR YARDIMCISI STEWARD ŞEFİ 16 MARTI İSTANBUL HOTEL MARTI İSTANBUL HOTEL MARTI İSTANBUL HOTEL FREDERİC MEDİGUE SERPİL TOPTAŞ AHMET BAŞER AŞÇI BAŞI YİYECEK İÇECEK MÜDÜRÜ STEWARD ŞEFİ 17 THE MARMARA TAKSİM THE MARMARA TAKSİM RUDOLF VAN NUNEN MURAT İLHANLI AŞÇI BAŞI STEWARD ŞEFİ 18 FERİYE LOKANTASI FERİYE LOKANTASI YUNUS EREN SATINALMA MÜDÜRÜ EDA ARMAĞAN BİLGİLİ HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRÜ 19 ALTIN BOYNUZ CATERING ALTIN BOYNUZ CATERING ŞENEL AYBEK RAHMİ ÖREN YİYECEK İÇECEK MÜDÜRÜ STEWARD ŞEFİ 20 PELİT PASTANELERİ YAŞAR ÇINAR STEWARD ŞEFİ 21 ARTEMİS PRENSES HOTEL YILMAZ TURAN AŞÇI BAŞI 22 BÜYÜK KLUP BÜYÜK KLUP BÜYÜK KLUP BÜYÜK KLUP OSMAN MUTLU RAMAZAN SÖZEN İSMAİL CEYLAN ALİ BULUT GENEL MÜDÜR SATINALMA MÜDÜRÜ AŞÇI BAŞI STEWARD ŞEFİ 23 NAR GURME NAR GURME VEDAT BAŞARAN NİZAMETTİN AKKAYA GENEL MÜDÜR STEWARD ŞEFİ 24 MODA DENİZ KLÜBÜ ERCÜMENT TUNCER STEWARD ŞEFİ 25 ÇIRAĞAN PALACE KEMPİNSKİ ÇIRAĞAN PALACE KEMPİNSKİ ÇIRAĞAN PALACE KEMPİNSKİ ÇIRAĞAN PALACE KEMPİNSKİ CEM GÜREKAN SİBEL ATILGAN MUSTAFA ÖNAL EROL AYDIN FİNANSMAN MÜDÜRÜ SATINALMA MÜDÜRÜ SATINALMA GÖREVLİSİ STEWARD ŞEFİ 26 FOUR SEASONS SULTANAHMET SAVAŞ AYDEMİR STEWARD ŞEFİ 27 FOUR SEASONS BEŞİKTAŞ ALİ RIZA SOYTOP STEWARD ŞEFİ HİJYEN Mutfak Temizliği ve Kimyasalların Doğru Kullanımı ıda üretimi; hazırlık aşamaları, gıdanın pişirilmesi, soğutulması, muhafazası ve sunumu süresince gün geçtikçe daha çok önem kazanmış ve insanlar tarafından dikkat toplar olmuştur. Yemeklerinizin lezzeti kadar, gıda güvenliği ve yüksek hijyen standartları da önem kazanmaktadır. Mutfak hijyenin en temel prensibi; hijyenik bir ortamda hazırlanan güvenli gıda sunmaktır. Bunun yanı sıra ekonomik getiriler ve müşteri memnuniyeti sağlamaktır. G E. Gaye UYSAL Gıda Mühendisi Hijyenik ortamın sağlanması; Hijyenik bir ortamda çalışarak güvenli gıda üretmenin en önemli kurallarından biri: personel hijyenini sağlamaktır. Bu konuyla ilgili personel, periyodik aralıklarla eğitilmelidir. Kişisel hijyenin yanında ekipman temizliği de önem kazanmaktadır. Gıda üretiminde kullanılan ekipmanların temizliği sağlıklı üretim için çok önemlidir. Kaliteli ürün kullanımı, personel ve ortam hijyeni ne kadar önemli ise alet ve ekipmanların temiz olması da o kadar önemlidir. Gıda üretimi pek çok halkanın birleşerek oluşturduğu bir zincir gibidir. Halkalardan biri zayıf ise, gıda güvenliğinin tehlikeye girmesi ve üretimin istenilen standartlarda yapılamaması kaçınılmazdır. Bu yüzden üretim, depolama ve servis aşamalarında kontaminasyonlara yol açıp gıda güvenliğini tehlikeye atmamak için; personel,ortam ve ekipman hijyenine son derece dikkat edilmelidir. Alet ve ekipman hijyenini sağlamak için önce ortamın kaba kirlerinden uzaklaştırılması işlemi uygulanmalıdır. Bu işlemin ardından uygun kimyasallar kullanılarak, gerçek temizlik yapılır ve uygun dezenfektanlar kullanılarak da dezenfeksiyon işlemi uygulanır. Etkin bir temizlik işlemi yapılabilmesi için önemli olan; kimyasallar ve bu kimyasalların doğru kullanımıdır. Stewarding departmanında çalışan personelin hangi kimyasalın hangi yüzeyde ve hangi oranda kullanılacağını bilmesi gerekmektedir. Firmaların, personellerine yetkili kişiler tarafından kimyasal kullanım eğitimlerini aldırtarak temizlik işleminin doğru ve etkin bir şekilde yapılmasını sağlaması gerekmektedir. Kullanılan kimyasalların mutlaka Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı ve MSDS bilgileri (Ürün Güvenlik Bilgi Formları) olmalıdır. Kimyasallar kullanılırken: 1. Kimyasal isimleri doğru bilinmeli ve etiket üzerindeki uyarılara dikkat edilmelidir. 2. Orijinal ambalajı dışında kimyasallar kullanılmamalıdır. 3. Farklı kimyasallar birbiri ile karıştırılmamalıdır. 4. Kimyasal depoları oluşturularak,gıda maddeleri ile kimyasallar ayrı yerlerde depolanmalıdır. 5. Kimyasallar kullanılırken kimyasallar ile temasın engellenebilmesi için eldiven, maske gibi koruyucular takılmalıdır Sağlık ve hijyen dolu günler dileğiyle…■ STEWARD’IN ELBAŞLIK KİTABI Bulaşık Makinesinde Kireç Çözme Talimatı 1. UYGULAMA ıkama kalitesinin düşmemesi, hijyen risklerinin artmaması ve makine aksamlarının zarar görmemesi için zamanla makine iç yüzeyinde oluşan kireç tabakasının mutlaka çözülmesi gerekir. Uygulama periyodu makine içinde kireç oluşumuna bağlı olarak değişiklik gösterir. Y Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 1.1. Uygulama Aşağıdaki Şekilde Yapılır Steward 24 ve skoch brite ile uygulama yapılır. • Makine boşaltılır ve suma spray den 2.buton açılarak dezenfekte mikro quat ile yıkanır, sonra durulanır. Mehmet Ali ÖZTÜRK Holiday Inn İstanbul Airport Steward Şefi • Deterjan ve parlatıcı ürünler dozaj pompalarına bağlanır. Makinenin suyu boşaltılır, içi temizlenir ve suma spray ile durulanır. • Makinelerin dış yüzeyi prilonlu sıcak su ile silinir, temiz yumuşak havlu bezle kurulanır ve suma inox (Metal parlatıcı) ile paslanmaz metale dikey sürülerek parlatılır. • Deterjan ve parlatıcı ürünler dozaj pompalarından alınır, makineye ürün girişi iptal edilir. • Asla makinenin dış yüzeyine, özellikle motor kısmına suma spray ile su tutulmaz. • Makinenin yıkama tankı ¾ oranında temiz su ile doldurulur. • Perdeler takılır ve yıkama kolları kontrol edilerek makineye taze su alınır. • Perdeler çıkartılır. 1.2. Güvenlik Önlemleri • Yıkama tankına 250-300 gr/L suma scale (Kireç Çözücü) ilave edilir.(Könvoyörlü, paletli ya da basketli makineler) • Yıkama tankına 80-100 gr/L suma scale (Kireç Çözücü) ilave edilir.(Bardak yıkama giotin makineler) • Makine yıkama sıcaklığına ulaştırılıp kireç sökücü ürünle boş olarak çalıştırılır. • 30 dakika kadar boş yıkama yapılır. • Ulaşılamayan noktalara sprey şişesinin yarısına kadar su, kalan yarısına da suma scale konularak püskürtülür • Kireç Çözücü madde, tahriş edici ve yakıcıdır. • Cildin korunması için eldiven,ağız maskesi ve gözlük kullanılır. Temas halinde bol su ile yıkanır. • Göze kaçtığı taktirde; hemen bol su ile yıkanıp, gerekirse doktora başvurulur. • Ağır kimyasal kokusu yayılacağından, ağız maskesini mutlaka tak, sık sık açık alana çıkarak temiz hava teneffüs et. • Kullandıktan sonra eller bol su ile yıkanıp kurulanır.■ İLETİŞİM Sosyal medyada kazanmayanı dövüyorlar ike, followers, klout, instagram, trend topic, blogger, pinterest, retweet, bookmark, tag... Bunlar ne mi? Yoksa siz internet çağını yakalamış bir sosyal medya kullanıcısı değil misiniz? Cevabınız “hayır” ise; sizin için üzgünüz. Acaba siz yaşamıyor olabilir misiniz? Yoksa sizin hala Iphone’unuz da mı yok, ya da Ipad’iniz (veya tabletiniz)? Şaka yapıyor olmalısınız. Kuzum siz hangi zamanda kaldınız? Ama bir cep telefonunuz var değil mi? Siz şimdi “onu da yalnızca konuşmak için kullanıyorum” dersiniz. Zira bilgisayarınız olması da gerekmiyor artık. Son model bir cep telefonunuz olması yeterli tüm bu kelimeleri günlük hayatınızın bir parçası haline getirmek ve sıkı bir sosyal medya kullanıcısı olmak için. Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 L Steward 26 “Bunu neden yapayım” diye mi soruyorsunuz? Tabii ki hangi çağda yaşadığınızın idrakinde olmak, dolayısıyla çağdaş olabilmek ve dünya ile iletişimde kalmak için. Elbette “dünya”yı nasıl tanımlıyorsanız ya da sizin dünyanız nelerden oluşuyor ise. Bu arada, dünya sosyal medya devleri olan Facebook’un 2011 yılının ilk yarısında gelirini ikiye katlayarak 1.6 milyar dolara yükselttiğini ve yine Google’un 2012 çeyreğindeki karının 2.89 milyar dolar olduğunu da duymamış olabilir misiniz? Yoksa siz hala zenginlerin eski Türk filmlerindeki gibi yalnızca fabrikatörlerden oluştuğunu ve Hulusi Kentmen gibi pos bıyıklı tatlı-sert amcalara benzediğini sanan, iflah olmaz bir geçmiş zaman yaşantısı sevenlerden misiniz? Füsun ÖZTÜRK İletişimci Lütfen beni like et Biz kullandıkça sosyal medyanın banka hesapları çoğalıyor. Şimdi siz “ben Facebook ya da Google kullanıyorum ama kullanırken para vermiyorum ki, bu adamlar nasıl kazanıyor” diye de sorarsınız. Tek bir şeyden: Reklamdan. Facebook kullanıcılarının %52’si her gün Facebook’a giriyormuş. Facebook kullanıcı sayısı mı kaç? Dünyada 400 milyon. Türkiye’de 22 milyonu geçiyor. Ortalama bir Facebook kullanıcısının 130 arkadaşı olduğu ve günde 55 dakikasını sitede geçirdiği söyleniyor. 2004 Takipçilerimle döverim seni Diğer bir mecra Twitter’da ise, sizi izleyen takipçi (followers) sayısına göre birden ünlü markalardan teklif almanız ve paraya para dememeniz mümkün. Ünlü kişilerin sosyal ağ hesaplarını reklam mecrası olarak kullanma Tabii ünlü değil ve vatandaş Ahmet ya da Ayşe iseniz aman dikkat! Çalışıyorsanız iş arkadaşı ve patronlarınızın, işe başvuracaksanız insan kaynakçıların sizi sosyal medyadaki performansınıza göre değerlendirebileceğini aklınızdan çıkarmayın. Yok öyle işe gitmeyip “hastayım” yalanını uydurmak. Bir çay bahçesinde keyifle otururken ve Facebook’a girip cep telefonunuzdan onu bunu beğenirken yakalanıveriyorsunuz. Üstelik hangi semtte olduğunuzu bile yazıyorlar artık. “Beşiktaş yakınında” diye. Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Bir Facebook kullanıcısı iseniz bilirsiniz, hesabınızı açıp, profil bilgilerini doldurmanızla başlayan sizin kim olduğunuz bilgisi, beğendiğiniz (like ettiğiniz) fotoğraf ya da videoları tıkladıkça, ya da çeşitli guruplara kaydoldukça, “duvar”ınıza yazdığınız paylaşımlarınızı artırdıkça kısacası her ne yapıyorsanız depolanıyor, arşivleniyor ve reklamcıların hedef kitlesini oluşturan sosyal ağın müstesna bir üyesi olarak mutlu mesut yaşıyorsunuz. Böylece 14 yaşındaki erkek yeğeniniz sayfasını açtığında sağ taraftaki yer alan reklamlar gençlerin rağbet ettiği giyim markalarını ya da tıraş losyonlarını tanıtırken; benim sayfamın sağında “nasıl 10 yaş genç görüneceğimi anlatan” ve “ beş kilo zayıflamak ister miyim” diye soran reklamlara rastlanabiliyor!!!! eğilimi nihayet ülkemize de gelmiş bulunuyor. Dünyada Megan Fox, Lady Gaga, Christiano Ronaldo gibi ünlülerin Twitter hesaplarından ciddi paralar kazandığı söyleniyor. Öyle ya tweet gönderirken ne yediğinizi, ne içtiğinizi, hangi mekanda olduğunuzu, uyurken hangi pijamayı giydiğinizi, bilmem ne marka rujun dudaklarınızı nasıl daha iyi gösterdiğini söylemeniz çok mümkün. Diyelim 250 bin takipçiniz var. Göndereceğiniz tweet’lerle onlara doğrudan ulaşıyor, beyinlerine o marka ile ilgili imajı çapalıyor, onlar ilk fırsatta bahsettiğiniz ürüne doğru koşarken, siz de banka hesaplarınızdaki sıfırların sayısını artırabiliyorsunuz. Bir de bir başka yeni çılgınlık olan instagram üyesi iseniz, reklamını yaptığınız ürünü resimleyip gönderebilirsiniz de. Instagram ne diye mi soruyorsunuz? Yoksa APP Store’da (Ünlü bilgisayar markası Apple’ın hem bilgisayarlar, hem iphone, hem ipod tuch ve ipad’ler üzerinden ziyaret edilip, içerik indirilebilen yazılım mağazası) çok kısa sürede milyonlarca kullanıcıya ulaşmış fotoğraf paylaşma platformunu bilmiyor olabilir misiniz? 27 Steward yılında tanıştığımız ve 1400’den fazla çalışanı olan Facebook’un, çoğu sanayi şirketinden bile daha çok personele sahip olduğu biliniyor. Facebook’tan yaklaşık 2 yıl sonra yayına başlayan diğer bir sosyal ağ Twitter ise Türkiye’de henüz yeterince büyümemiş durumda. Şimdilik 6 milyon civarında Türk Twitter’a ilgi gösteriyor, ancak bu sayının da hızla artacağı kesin. Twitter kullanıcılarının başını 107 milyonla ABD çekiyor. Twitter kullanıcılarının yalnızca %36’sının her gün siteye giriş yaptığı belirtiliyor. Oysa biz sizi Bakırköy’deki evinizde hasta yatıyor zannediyorduk. Ya da Facebook’a koyduğunuz fotoğraflar, Tweeter’daki tweet’lerinize yazdıklarınız ile kısa sürede kapı önüne konulmanız da mümkün. Yöneticiniz ya da insan kaynakları sizi çağırıp “biz sizi gelenek-göreneklerimize bağlı, dengeli, içkisi, kumarı olmayan biri olarak biliyorduk oysa siz iflah olmaz bir akşamcı ve karşı cinsle ilgili belden aşağı espriler yapan biriymişsiniz. Müstesna kurumumuzun adı söz konu olduğunda ve kurumumuzu temsil ederken bu görevi yapmanız doğru bulunmamıştır” diyebilir. Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Klout’un kadar konuş Steward 28 Geçenlerde dış kaynaklı bir haber yer aldı gazetelerde. Sam Fiorella adlı bir kişi 15 yıllık iş deneyimine rağmen klout yüzünden işe alınmamış. AOL, Ford ve Kraft gibi dev firmalarla çalışan Fiorella, Toronto’daki bir pazarlama firmasına başvurduğunda görüşmesi ilk başta oldukça başarılı geçmiş. Özgeçmişine bakıldığında iş için uygun bulunan Fiorella; klout puanı sorulduğunda cevap verememiş. İş görüşmesini gerçekleştirdiği kişi bunun üzerine klout.com adlı siteye girerek Fiorella’nın puanına bakmış ve puanı 34 çıkan Fiorella o gün işe alınmamış. Sam Fiorella için üzüldünüz biliyorum ama siz şimdi klout’u da sorarsınız. Klout puanı sizin bireysel olarak sosyal medyadaki etkinliğinizi ölçmek için kullanılan ve buna göre size puan veren bir sistem. Sosyal medyada ne kadar çok ağ üzerinde hesabınız varsa ve siz bunlarda ne kadar çok etkinseniz, yani ne kadar çok kullanıyorsanız klout puanınız o kadar yüksek oluyor. Şöyle de diyebiliriz klout puanın ne kadar düşükse o kadar yoksun. “Yaşamıyorsun” diyelim. “Biz daha trend topic (Twitter’ın gündemine girmek) olamadık. Nerede kaldı klout’tan sınıfı geç- mek” demeyin. Ne demiş atalarımız: çalış senin de olur. Dikkat kamera çıkabilir Bir yumurta almak için ev halinizle aşağıdaki markete gitmek için evden çıkıp, yolda karşılaştığınız arkadaşınızın ısrarı ile en yakındaki kafeye oturup şöyle iki satır sohbet edeyim derken, ne ara resminizi çektiğini bilmediğiniz bu çok işgüzar arkadaşınız sayesinde, 2 saat içinde Facebook’ta bir fotoğraf karesi olarak yer alarak etiketlenip, kafanızdaki bigudilerden tutun da, kıyafetinizin uyumsuzluğundan ya da son zamanlarda aldığınız kilolardan bahseden tam 53 yorumla karşılaştığınızda, fotoğrafı kaldırmak için artık çok geç olabilir. Nerden mi biliyorum, kimin başına mı geldi? Siz de çok soru soruyorsunuz. Merak etmeyin, hemen twitter hesabınızı açıp, 140 karakterin size tanıdığı özgürlük alanı içinde, “Aşk hissedildiğinde saklanmayıp, söylenmelidir, evli komşuya bile duyulsa değil mi Mücella” diyerek tweet atıp, durumu 11 yapabilirsiniz. Siz bunları yaparken de Jack Dorsey ile Mark Zuckerberg ise biraz daha kazanır. Onlar mı kim?■ MASA ÜSTÜ Kahvaltının ilgisi ünlük hayat koşuşturmacasında en çok ihmal ettiğimiz şeylerden biri de layıkıyla yapılmış bir sabah kahvaltısıdır herhalde. Pek çoğumuz evden çıkarken alelacele atıştırılmış bir parça peynir ekmek, yarım yamalak içilmiş bir bardak cay veya bir fincan kahve ile geçiştiririz. Ya da işyerinde maillere bakmaya başlanırken yenilen bir sandviç veya tost olur günlük kahvaltımız. Hatta bazıları için koyu bir kahve eşliğinde içilen günün ilk sigarası bir nevi kahvaltı işlevi görür. Neyse ki, hafta sonları daha geniş vakit olur genelde kahvaltı için. G Oysa kahvaltı ihmale gelmez, gelmemelidir. Zira, kahvaltının hem fiziksel, hem de zihinsel sağlığımız için göz ardı edilemez bir önemi vardır. Nihat YILDIZ nihat05@yahoo.com Kimi kaynaklara göre kahvaltı sözcüğü “kahve altı” teriminden türemiş. Eski zamanda sabah kahvesi içilmeden önce ufak tefek şeyler atıştırılır, buna da “kahve altı” denirmiş. Bu terim zamanla kahvaltı seklinde söylenir olmuş. Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Bizim kültürümüzde kahvaltı sofrası denince akla peynir, ekmek, zeytin, tereyağı, domates, salatalık vs gelir. Geniş zamanda kalabalıkla yapılan hafta sonu kahvaltısı olursa buna yumurta, sucuk vs de eklenir ki tadına doyum olmaz. Tabii cam bardakta içilen cay da kahvaltının vazgeçilmezi. Steward 30 O nedenle de, gezi ya da iş gereği gittiğimiz yabancı memleketlerdeki otellerde kahvaltı diye önümüze konan üç beş kurabiye ve kahve ya da sut-mısır gevreği, meyveli yoğurt gibi şeyler bize gelmez pek. Bazılarında peynir, salam, sosis vs de olmuyor değil tabii. Ama beyaz peynir bulamazsınız mesela. Hele zeytinin kahvaltıda yendiği bir ülke bizim dışımızda yok gibi. Kendi adıma bizimkine en çok benzeyen otel kahvaltısını sadece Yunanistan’da gördüğümü söyleyebilirim. Bizdeki gibi yağ, limon, biber, kekik vs ile süslemeseler de, zeytin de koyuyorlar kahvaltıya. Ne de olsa kültürlerimiz ortak, tarihten gelen pek çok benzerliğimiz var. Soğuk memleketlere veya Uzak Doğu’ya gidildikçe kahvaltı içeriği daha bir ilginç hal almaya başlıyor tabii. Kimi ülkelerde kurutulmuş veya çiğ balık, havyar, makarna, acılı çorba vs gibi yiyecekleri kahvaltı menüsünün baş köşesinde görebilirsiniz mesela. Kahvaltıda yenilen içilen şeyler ülkeden ülkeye, kültürden kültüre farklılıklar gösterse de, kahvaltıya atfedilen önem konusunda ortak bir kanı var gibidir. Bu ortak kanı, sağlık nedenlerine dayanır öncelikle. “Kahvaltını krallar gibi yap, öğle yemeğini sade vatandaş gibi ye, aksam yemeğinde yoksul ol.” denir mesela. Bu sözün “Kahvaltını kendine Kahvaltının psikolojimize ve sosyal iliksilerimize faydası; en veciz ifadelerinden birini üstat şair Cemal Süreya’nın ünlü dizelerinde bulur. Şöyle der Süreya: “Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem, ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı.” Kahvaltının sosyal işlevini de göz ardı etmemekte fayda var. Akşam yemeğine davet daha zahmetli, masraflı ve de riskli iken, kahvaltıya davet daha sevimli, daha hesaplı ve de daha keyiflidir çoğu zaman. O nedenle de daha çok tercih edilir. Özellikle yeni çıkmaya başlamış genç çiftlerin gözdelerinden biri de açık havada güzel bir mekanda yapılan kahvaltıdır mesela. Yakin görüşülen komşuların, arkadaşların balkonunda hep beraber yapılan güzel bir kahvaltının, içilen sıcak çayın da keyfi başkadır sonra. Öyle değil midir gerçekten de? Bir kere iyi kötü neler getireceğini bilmediğimiz yeni bir güne uyanışı, yeni bir başlangıcı simgeler kahvaltı. Özellikle de sağlığımız yerinde, sevdiklerimiz yanımızda ise. Ocakta usul usul tıkırdamaya başlayan çaydanlıktan önce mutfağa, sonra da bütün eve yayılan o mis gibi demli cay kokusu nasıl güzeldir. Buna bir de kızarmış ekmek, sahanda yumurta, yeni doğranmış körpe salatalığın kokuları eklenince, sucuğu söylemiyorum hiç, alan var alamayan var... Hele bir de bu kahvaltının güneşli bir bahar sabahı yeşillikler içindeki bir evin verandasında ailenizle, kadim dostlarla, sıcak bir sohbet esliğinde yapıldığını düşünürseniz... E mutluluk bu değilse başka nedir ki !?.. Brunch (Breakfast + Lunch, yani hafta sonu geç kalkıp kahvaltı ve öğle yemeğini bir araya getirmenin İngilizcesi), günümüzde büyük kentlerde yaşayan belli bir ke- Ne güzel, ne de doğru söylemiş Cemal Süreya, “Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı” derken, olmalı gerçekten de, en azından sağlıkla olduğu kadar…■ Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Yani, kahvaltı günün en önemli öğünüdür; atlamamak ve sağlıklı besinlerle değerlendirmek gerekir. Öyle ki, en ağır zayıflama diyetlerinde bile kahvaltıya belli bir hoşgörüyle yaklaşılır. Çünkü kahvaltı, beynimize ve kanımıza ihtiyaçları olan günlük şekeri vs tedarik ederek bedensel uyanışı gerçekleştirmekle kalmaz, bunun sonucu olarak psikolojimizi de olumlu yönde etkiler. Kahvaltısını zamanında edip, sabah çayını ya da kahvesini içmeden işe gelenler yüzlerindeki ifadeden anlaşılırlar hemen. Kan sekeri düştükçe, çevreye adapte olma ve tahammül etme katsayısı da düşer çünkü. simin önemli alışkanlıklarından biridir. Öyle ki, yalnıza cafeler değil pek çok büyük otel ve restoran hafta sonları brunch büfeleri açmakta, konuklarına birbirinden farklı lezzetlerde menüler sunmaktadır günümüzde. 31 Steward sakla, öğle yemeğini dostunla paylaş, aksam yemeğini düşmanına ver.” seklinde söylenildiği de vakidir. Son Trend Bilgi teknolojilerinde Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Steward 34 BİLİŞİM Bulut Bilişim (Cloud Computing) Son zamanlarda giderek yaygınlaşan yeni bir bilişim modelinden söz ediliyor. Bulut Bilişim! Bu yazımızda, bu yeni eğilimin kökenlerini ve bugünkü konumunu anlatacağız. Ercan BULUT IBM Sistemleri Lab Servisleri Müdürü konomik ve toplumsal evrim, tüm bu sürecin itici gücü! Ulaşımdan sağlığa, iletişimden güvenliğe, bankacılıktan üretime, tüm alanlarda giderek ivmelenen bir değişim süreci gözleniyor. Tüm sektörler, önlerindeki yeni zorlukları aşabilmek için mümkün olan en üst seviyede inovasyondan yararlanma ihtiyacındalar. E Günümüzde; hareket etmeyi, etkileşimde bulunmayı ve işleri daha önce hiç olmadığı kadar hızlı bir biçimde yürütmeyi sağlayan, yeni ve “akıllı” bir dünya oluşuyor. Hemen hemen herkesin internete bağlanabildiği dünyada, günlük hayatı yakından etkileyen bir teknoloji ve bilgi patlaması yaşanıyor. Bu gelişim, sağladığı tüm kolaylıkların yanı sıra, daha ileri bir karmaşıklığa da neden oluyor. • Kuruluşlar gittikçe artan iş değişiklikleri, küresel rekabet baskısı ve sosyal sorumluluk talepleriyle karşı karşıya kalıyor. • Son kullanıcı bilgiçliğinin ve işlenmeye aday veri hacminin hızlı biçimde artışı; teknolojideki değişikliklerden ötürü, bilgi teknolojileri dağıtımında daha etkin çözüm arayışlarına yol açıyor. • İnternet teknolojileriyle hizmetlere erişen kullanıcılar, bu hizmetleri elde etme yöntemleri konusunda esaslı bir değişikliğe gereksinim duyuyor. Güvenilir ve kolay bir biçimde, “her zaman çalışan” bir bilişim altyapısına sahip olmayı bekliyor. Dünya ve teknolojideki bu hızlı gelişime paralel olarak iş çevrelerinin yükü giderek artıyor. Bilgi teknolojileri, çeşitli iş yapış yöntemleri etrafında yeniden şekilleniyor. Bu evrilme döneminin çözmesi gereken sıkıntılarından en önemlisi “hizmet yönetimi” ve bilindiği gibi, ilerlemenin anahtarı hizmetlerin standartlaştırılmasında gizli. Bilgi teknolojileri endüstrisi, ilk yıllarını, bilişimin temel bileşenlerini geliştirerek harcamıştı. Günümüzde ise, bu bileşenlerle sağlanan hizmetin yönetilmesi alanında çok ileri standartlaşmalara tanık oluyoruz. 21. yüzyıl, bilişimde “hiz- met yönetimi”nin öne çıktığı bir yeni dönem olarak görülüyor. Önemli olan, en karmaşık işlere bile disiplin ve sadelik getirmek. Bu yüzden, Bulut Bilişim ile tanımlanan yararlar tüm sektörlerde her boydaki kurum için çok büyük ilgi görüyor. İş açısından veri merkezlerinde beklentiler? Bu ilgiyi güçlendiren unsurlara bakıldığında, giderek dinamikleşen iş süreçlerinin giderek daha karmaşık bilişim çözümlerini gerektirmesi unsurunu en başa koymak doğru olur. Karmaşa nedeniyle yaşanan iş kayıpları gibi bilgi teknolojileri alanında uzmanlık geliştirmedeki zorluklar da şirketleri yeni arayışlara yöneltecekti ve öyle oldu. şim kaynakları, belli bir erişim ücreti ödenerek uzaktan kullanılabiliyor. Bu hizmetleri kullanan şirketler; kendi sistemlerinde bir kuruluma ihtiyaç duymadan herhangi bir uygulamaya internet üzerinden erişebiliyorlar. Bulut Bilişim, bugüne kadar kullanılan klasik bilişim yöntemleriyle kıyaslandığında, çok önemli bir teknik değişimi temsil ediyor. Klasik bilişim çözümlerinde, veriler şirketin kendi bilgisayarı üzerinde geçekleşen hesaplar ile işlenirdi. Günümüzde bu işleyiş, büyük ya da küçük tüm şirketler için değişmeye başladı. Bilişimde artık bambaşka bir evreye, Bulut Bilişime geçiliyor. İş dünyası ve Veri Merkezleri cephesinden bakıldığında, Bulut Bilişim üç temel alanda fayda sağlıyor: - İş alanında inovasyon - Hizmetlerin standartlaştırılması - Veri Merkezi altyapılarının optimizasyonu Bulut Bilişim nedir? Bulut Bilişim bir açıdan, şirketler için yeni bir iş modeli, diğer bir açıdan ise, bir hizmet sağlayıcı tarafından internet üzerinde sunulan bir hizmet modeli. İş gereksinimlerini doğru şekilde adresleyecek yeni ve dinamik bir bilişim modeli olan bu çözüm, IBM’in 40 yıl önce geliştirdiği Sanallaştırma teknolojilerinin en gelişkin evresi şeklinde de tanımlanabilir. Bulut Bilişim hizmetleri kapsamında işlemci, bellek, disk, veri, depolama, bağlantılar ve yazılımlar gibi temel Bili- Bilişimin görece kısa geçmişindeki seyahatimizin bugünkü durağında, bir bilişim altyapısını oluşturmak için ne kadar yatırım yapmak gerektiği, özellikle de ne çok bilgi ve deney birikimi ile yola çıkmak gerektiği çok iyi biliniyor. Bu nedenle, özellikle son on yıldan bu yana bu zorlukları aşmanın çeşitli yolları irdelendi. Çeşitli sektörlerde çeşitli şirketler, farklı hizmet alım modellerini denediler. Değişik çözümlerde değişik açmazlar ile karşılaşıldı. Sonuç olarak bilişimde bugün ulaştığımız evre, artık bize yepyeni olanaklar sunuyor. Kısaca, bu bilişim yönteminde; ihtiyaç duyulan veri işleme ve hesaplamalar, şirketin kendi bilgisayarında değil uzaktaki birçok bilgisayarda yapılabiliyor. Ağ üzerindeki bilgisayarlarca yürütülen işlemlerin sonuçları ve işlenmiş veri, internet üzerinden şirketin bilgisayarına veya kullanıcılarına yönlendiriliyor. Böylece, bir şirkette kurulu bilgisayarların kapasitesinin ne kadar olduğu önemini kaybediyor, şirketler tüm verilere dünyanın herhangi bir yerinden ve herhangi bir donanımla erişebiliyor. Diğer yandan, bir Bulut Bilişim altyapısında kullanılan donanımın veya işletim sistemlerinin de hangi türden olduğunun hiçbir önemi kalmıyor. Böylesi bir “platformdan bağımsız” çözüm, kullanıcılar için büyük bir esneklik sağlıyor. Bulut Bilişim, tüm özellikleriyle hesaplamanın evriminde yeni ve çok değerli bir aşamayı başlatıyor! Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Önceki sürecin sıkıntılarından biri enerji maliyetleri ile ilgiliydi. BT ile ilgili araştırmaların sonuçlarına göre, büyük kurumlarda her gün bakımı ve korunması daha pahalı hale gelen karmaşık veri merkezlerindeki enerji maliyetlerinin, neredeyse donanım maliyetleri kadar yükseleceği öngörülüyor. Daha küçük ölçekli işletmeler ise aynı sorunlarla karşı karşıya kalmadan büyümek ve işlerini geliştirmek için, yeni yollara gereksinim duyuyor. 35 Steward Aynı süreçte, Veri Merkezi yöneticileri, her alanda maliyet ve servis kalitesi karşılaştırmaları yaparak kurumlarındaki iş yöneticilerinin gereksindiği dinamik altyapıları oluşturmanın en etkin çözümlerini Bulut Bilişim ortamında buldular. Hızlı hizmet sağlanması ve “her yerden, her zaman erişim”, Bulut Bilişimin temel tanımlayıcıları arasında. Bu hizmet modelinde, uygulama ve hizmetlerin altyapıdan bağımsız olması sağlandığı için, Bulut Bilişim işletmelerin “daha dinamik bir kuruluş olma” ve “değişikliğe hızla uyum sağlama” stratejisinin önemli bir parçasını oluşturuyor. “Bulut Bilişim”; işletmelerin, altyapısı giderek daha karmaşık, kullanımı ve bakımı pahalı hale gelen veri merkezlerini şirket bünyesinin dışına taşıyarak maliyetlerini azaltmayı ve bu hizmeti uzman firmaların denetiminde almalarını sağlıyor. Bilgi teknolojisi hizmetinin kullanıcısı açısından bakıldığında, Bulut Bilişimin sağladığı en önemli yararlar şöyle sıralanabilir: Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 • Kişiler ve kurumlar, ihtiyacı olan Bilişim kapasitesini, hizmet sağlayıcı firmalardan “kullandığın kadar öde” prensibine göre satın alıyor. Bu durumda, işletmeler hem daha ekonomik bir çözüme sahip oluyor; hem de sınırsız ek kapasite ihtiyacını anında karşılıyor. • Kapsamlı Bilişim faaliyeti olan büyük şirketler, kendiişlerinin yürütüldüğü Bilişim ortamını “Bulut Bilişim”e dönüştürerek, daha az sayıda bilgisayarla daha çok iş yapar, kaynaklarını daha yüksek verimle kullanır hale geliyor. Operasyon yönetimi maliyetleri de hızla düşüyor. • Firmalar, yeni iş çözümlerinin hayata geçirilmesi için yeni sistemlerin kurulmasını beklemek zorunda kalmadan, hızlı ve esnek iş kararları alabiliyor. Steward 36 Bulut Çözümleri Bugün, çeşitli hizmet modelleri arasında, Bulut Bilişim hizmetleri esas olarak iki tür Bulut ortamı üzerinden sunuluyor. Bir dış hizmet sağlayıcı tarafından verilen “genel bulut” hizmetleri; minimum maliyetle, hızlı bir biçimde ölçekleme yeteneği sunuyor ve hızlı inovasyon gereksinimlerini karşılayan bir altyapı sağlıyor. Ayrıca, son kullanıcılar için çok cazip olan “kullandığın kadar öde” modeliyle, Bilişim kaynaklarına (uygulamalar, depolama, işlem gücü, veriler) istedikleri anda ve istedikleri süreyle erişebilmelerini sağlıyor. “Özel bulut “ hizmetleri de, genel bulut ortamının sağladığı birçok avantajı sunuyor. Aradaki fark, özel bulut ta- banlı hizmetlerin; açık ve genel ağlar üzerinden (genel bulut hizmetleri kullanılırken karşılaşılabilecek ağ genişliği, güvenlik açıkları ve düzenlemelere uyum sorunları olmadan) kuruluşun içinden yönetilmesidir. Ayrıca, ağlar kısıtlı ve belirli olduğundan, hizmet sağlayıcıya ve kullanıcıya daha fazla denetim imkânı vererek, güvenliği ve esnekliği artırıyor. Çeşitli sağlayıcılar tarafından pazara sunulmakta olan Bulut tabanlı hizmetler, hem bireysel kullanıcılar hem de büyük çaplı kurumlar tarafından benimseniyor. Bulut Bilişim müşterileri, genellikle fiziksel bir altyapıya sahip değil. Bunun yerine, Bulut sağlayıcılarından hizmet alarak; donanım ve yazılım için sermaye ayırmaktan kaçınıyor, sadece kullandıkları kaynaklar için ücret ödüyorlar. Biliniyor ki, Bulut Bilişim çözümü, işletmelerin ofis alanından %80, enerji ve soğutma maliyetlerinden %60 oranında tasarruf etmesini, kapasitesini 3 kat daha verimli kullanmasını sağlayabiliyor. Kısaca, Bulut Bilişim hizmetlerine yönelmek, işletmelere esneklik, maliyet avantajı, çoklu kullanım hakkı, ölçeklenebilirlik, güvenlik, sürdürülebilirlik ve kesintisiz hizmet sunuyor. Sağlayıcılar: Bulut Bilişim ve IBM Dünya ölçeğinde Bulut Bilişim hizmetleri sağlamakta olan çeşitli şirketler arasındaki IBM , günümüzde Dublin (İrlanda), Pekin (Çin), Johannesburg (Güney Afrika), Tokyo (Japonya) gibi şehirlerde Bulut Bilişim merkezleri kurmayı sürdürmekte ve müşterileri için “kurumsal düzeyde” hizmet sunmaktadır. IBM’in Bulut Bilişim konusundaki hizmetleri iki grupta özetlenebilir. Birinci grupta, kendi özel bulut ortamını kurmak isteyen veya genel bulut hizmeti sağlayacak kurumlara, altyapılarını oluşturmak için gereksinim duydukları yazılım ve donanım teknolojilerinin sağlanması ve danışmanlık hizmeti verilmesi yer alıyor. İkinci grupta ise IBM’in kendi teknolojileriyle oluşturduğu bulut ortamlarında kurumsal müşterilerine sağladığı hizmetler yer alıyor. Bulut ortamında; sosyal ağ servisleri, çevrimiçi yardımlaşma araçları, web konferansları, anlık mesajlaşma, e-posta ve benzeri hizmetler sunuluyor. Bu tür çözümler, ortama uygunluğu nedeniyle öncelikle - IBM Akıllı İş - Masaüstü - IBM Lotus Live ofis işbirliği çözümleri. IBM’in sunduğu Bulut Bilişim çözümleri; inovasyonları hızlandırmak, etkin ve yaratıcı bir hizmet modeli sağlamak konusunda şirketlere yardımcı oluyor. IBM tarafından sunulan olanaklar sadece Bulut Bilişim hizmeti kapsamında değil, aynı zamanda Bulut altyapıları kurmak isteyen şirketlere donanım ve yazılım ele alınıyor. IBM, bir diğer iş yükü çeşidi olan “uygulama geliştirme ve test” alanında da müşterilerine bulut hizmetlerini sunuyor. IBM’in bugün sunmakta olduğu Bulut çözümleri arasından önde gelenler şöyle sıralanabilir: - “IBM Cloud” üzerinde, “Akıllı İş Geliştirme ve Test” hizmeti - Şirketlerin kendi bulutu üzerinde, “Akıllı İş Geliştirme ve Test” hizmeti - IBM Akıllı İş - Analitik Bulutu - IBM Akıllı İş - Depolama Bulutu - IBM Bilgi Arşivi çözümlerini ve danışmanlık hizmetlerini sağlamayı da kapsıyor. Bu alandaki çözümler “Giriş Seviyesi Bulut Çözümü”nden başlayarak “İleri Seviye Bulut Bilişim” çözümüne kadar genişlemekte. Giriş seviyesi çözümler, tüm küçük şirketler için yarına yönelik hazırlıkların ilk adımı niteliğinde! Şimdi, Bulut Bilişim zamanı!■ Güral Afyon OTELCİLİK Wellness & Convention Yepyeni bir termal otel anlayışı Güral Afyon Wellness & Convention hizmete girdi. alite odaklı hizmet anlayışı ile kısa zamanda Türkiye’nin önde gelen otel zincirlerinden biri haline gelen NG Hotels & Resorts’un yeni oteli Güral Afyon Wellness & Convention hizmete girdi. Termal turizme farklı bir anlayış getirme iddiasındaki Güral Afyon Wellness & Convention’ın proje ve inşaat aşaması 21.5 aylık bir sürede tamamlandı. K İlk etapta 265 kişinin istihdam edildiği otelde, açılış öncesi personel eğitimlerine büyük önem verildi. Personelin yaklaşık %50’si iş tecrübesi bulunmayan adaylar arasından seçilerek, 6.710 gün olmak üzere personel başına 25 gün eğitim verildi. Afyon yeni wellness destinasyonu olacak Güral Afyon 428 oda ile aynı anda 1.028 kişiye hizmet sunabilecek. Toplam 9.500 metrekare alana sahip SPA merkezi, bir tanesi 1.500 kişi kapasiteli olmak üzere toplam 13 toplantı salonu,yaz kış aynı sıcaklıktaki şifalı termal suyu ve 2.200 metrekareye yayılan eğlence ve sosyal alanlarıyla Güral Afyon Wellness & ConventionTürk turizminin parlayan yıldızı olurken, dünyanın önde gelen wellness destinasyonları arasına da girecek. Yepyeni bir termal otel anlayışı Güral Afyon, termal tatili yeni bir anlayışla sunarak ülkemizde ve dünyada daha geniş kitlelere yayılmasını sağlayacak özelliklere sahip. Örneğin Güral Afyon’da çocuklu ailelerin rahatı için özel aile odaları, açık ve kapalı havuzlar, su kaydırakları, çocuk restoranı ve çok büyük bir eğlence merkezi bulunuyor. SPA ve termal merkezinde ise neredeyse yok yok: Termal jakuziler, Türk hamamı, aile hamamları, saunalar, buhar odaları, buz çeşmesi, dinlenme alanları, macera duşları, su kaydırakları, dışa açılabilen sıcak su havuzu gibi alanlar sadece bir kısmı. Termal özelliklerin yanı sıra bir kongre merkezi olarak da hizmet veren Güral Afyon’un farklı kapasitelerde toplam 13 toplantı salonu bulunuyor. Proje aşamasında yapılan planlamalar sayesinde toplam 1.500 kişi kapasiteye sahip balo salonuna araç alınması ve bu sayede otomobil lansmanı gibi aktivitelerin rahatlıkla yapılması mümkün olacak. Güral Afyon Wellness & Convention’a ait bazı notlar: • Yapımı 655 günde, yani 21,5 ayda tamamlandı (16/05/2010 başlangıç - 29/02/2012 bitiş tarihi) • 57.350 m³ hazır beton kullanıldı • 4.001,690 kg inşaat demiri kullanıldı • 85.000 m2 seramik kullanıldı • 8.280 m³ temiz toprak temini yapıldı • 265 Kişilik personel, açılış öncesi toplam 6.710 gün eğitim aldı (Personel başına düşen eğitim gün sayısı 25’tir). Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 NG Hotels & Resorts hakkında: Steward 40 Türk turizmine yepyeni bir hizmet yaklaşımı kazandırmak amacıyla 2012 yılında NG Hotels & Resorts adıyla çalışmalarını sürdürmeye başlayan Grup, turizm alanındaki yatırımlarına ilk olarak 2005 yılında, Kütahya’da Güral Harlek Thermal Resort & SPA’yı hizmete açarak başladı. Ardından 2008 yılında Sapanca’da Güral Sapanca Wellness & Convention otelini açan NG Hotels & Resorts, burada sunduğu üstün hizmet kalitesine, donanımlı personele ve fiziki koşullarına yaptığı yatırımlarla bir yıl içinde 6 kalite belgesini birden almaya hak kazandı ve Türkiye’de 6 farklı kalite belgesine sahip 5 yıldızlı tek otel konumuna ulaştı. Türkiye'nin yükselen otel zinciri markası NG Hotels & Resorts, yakaladığı başarıların da vermiş olduğu destek ve ulusal bir zincir haline gelme hedefiyle yatırımlarına devam ediyor. Zincirin üçüncü halkası olan Güral Afyon Wellness & Convention hizmete girdi. NG Hotels & Resorts, ileriki dönemlerde farklı illerde yeni otel inşaatlarına başlamayı planlıyor.■ Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Steward 42 Performans, bize verilen bir hedefi en başarılı şekilde nasıl yerine getireceğimize dair bir ölçütün adıdır. Bu nedenle de son derece matematiksel kriterleri bulunmaktadır. Alır mıydınız? Bir performans ÇALIŞMA HAYATI Dünya değişiyor. Dünya değişirken hayata dair her şey de değişiyor. Dün doğru bildiğimiz şeyler bugün anlamını yitirirken, bugün doğru dediklerimiz de yarın geçersiz olacak. Yazıya niçin böyle bir giriş yaptığımı merak edenler için cevabımı uzatmadan vereyim. Onlarca yazı içinde fark edilerek okunma performansını daim kılmaya çalışıyorum. Bu da bu sayıdaki yazımın konusunu oluşturuyor. Zeynep GÜR Nedir bu performans dedikleri konu. İşte, evde, hastanede, okulda, sporda velhasıl hayatın aktığı her yerde sıklıkla duyduğumuz bu sözcük neyi anlatır. Niçin hayatımızın ana eksenine yerleşmiştir. Kısaca anlatmaya çalışalım. Performans, bize verilen bir hedefi en başarılı bir şekilde nasıl yerine getireceğimize dair bir ölçütün adıdır. Bu nedenle de son derece matematiksel kriterleri bulunmaktadır. Performans her ne kadar hayatın her alanında bir karşılık bulsa da asıl uygulama alanı iş yerleridir. Bu nedenle de bu tür sistemlerin temel amacı; • Çalışanların kişisel gelişimini sağlamak, • Çalışan ile yöneticisi arasındaki iletişimi artırmak, • Çalışanların yetkinliklerini geliştirmek, • Performans değerlendirmelerini ve buna bağlı gerçekleşecek ödüllendirmeleri adil bir sistemde yürüterek son tahlilde ilgili işyerinin karlılığına katkıda bulunmaktır. Performans sistemleri her ne kadar yönetim konusu gibi gözükse de, iş hayatında başarı sağlamak isteyen her çalışan için de önemli fırsat ve farklılaşma imkanları sağlamaktadır. Bu nedenle, aktif iş hayatında yer alan her düzeydeki çalışana bazı önerilerimiz olacak. Bu önerilerimizin sadece bazı adımlarının yapılması dahi, zaman içinde işe bakış ve hedefleri gerçekleştirmede fark yaratmanıza katkı sağlayacağından kuşkunuz olmasın. Performans Sisteminin odağını hedeflerin belirlemesi oluşturur. İşiniz ne olursa olsun hedef vermek son derece önemlidir. Bir genel müdürün hedefi şirketin karlılığını her yıl % 20 artırmak olurken, steward bir arkadaşımızın hedefi de otelin en mükemmel çalışan birimini yaratmak olabilir. Nedir bu hedef dediğimiz şey peki. Kısaca özetlemek gerekirse; • Alınması istenen sonuçların ifadesidir. • Çalışanın neyi, ne düzeyde ve ne zamana kadar başarması gerektiğini belirler. • Sonuçlara nasıl ulaşılacağı konusunda değil, ulaşılacak sonuçlar üzerinde yoğunlaşmalıdır. • Elde edilecek başarıyı ölçecek belirli bir temel içermelidir Bu nedenle de, gerçekçi bir performans için hedefler mutlaka aşağıdaki kriterlere uymalıdır. • Çalışana verilen hedefler hayal ürünü değil, gerçekçi olmalıdır. • Hedefin ulaşılması istenen tarih ya da süre belirlenmelidir. • Hedefler aynı zamanda çalışanı geliştirmeye yönelik olduğundan, gerçeklik sınırlarını aşmamak kaydıyla zorlayıcı olmalıdır. İş hayatında başarı, günümüzün en çok önem verilen konularının başında geliyor. Mükemmel sonuçlar içerecek bir performans sisteminde en tepedeki yöneticinin de, hedef alan çalışanın da sorumluluk düzeyi aynıdır. Bu nedenle, hedef alanlar kadar, hedefleri veren ve işi yönetenlerin de dikkat etmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu unsurları kısaca özetleyerek yazımızı tamamlayalım. Adil bir performans sistemi uygulayan işveren ya da yönetici; • Dürüst, açık ve adildir, başkalarından istediği davranışları önce kendisi sergiler. • İyi bir eğiticidir. • Yargılamaz, yönlendirir. • Geçmişteki başarısızlıklar üzerinde yoğunlaşmaz, gelecekteki başarıya yönelir. • Yönetici, eğer bir problem varsa nedenini çalışan ile birlikte belirler, sorunu çözmek için çalışan ile birlikte bir aksiyon planı oluşturur. Başarı, ancak kendini sürekli geliştirerek ve hedefleri birlikte gerçekleştirmek gayreti ile davranıldığında garanti altına alınır. Geri kalan her şey, anlık zaferlerden başka bir işe yaramaz.■ 43 Steward • Çalışanlarının performans gelişimine sınır koymaz. Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 • Çalışanının başarısından gurur duyar. Ben Güney Afrika’da iken-I GEZİ Bugün Güney Afrika 3 başkentli 11 dilli bir ülke. 49 milyon insanın % 2’si Güney Asyalılardan oluşuyor. % 79 siyah, % 9.6’sı Beyaz, % 8.6’sı renkli insanlar. ehberimiz uzakta beyaz dikili bir taş olduğunu söylediğinde o yöne doğru bakışlarımızı çevirdik. Sarp kayaların olduğu bir yamaçta belli belirsiz bir kaya vardı. ‘Portekizli denizci Bartoleomo Dias dikti bu taşı’ dedi. Yıl 1488. Afrika’nın kara talihinin başlangıcı. Portekizliler 1400 yılların sonlarına doğru açık denizlere, Taner GÜREL okyanuslara açılalım sevdasına tutulmuşlar. Tutulmuşlar ve kıyı kıyı Sosyolog gittikleri Afrika’nın kuzeyi ve batısında verimli toprakları ele geçirmeye başlamışlar. Nehir kıyılarında altınlara ulaşmışlar, köle ticaretine yönelmişler. İşleri o denli ileri götürmüşler ki Papa hazretlerinden Afrika’dan köle getirme tekeli iznini almışlar. Gören de onları Katolik dinini yayma gibi amaçları var sanmış. Yine de haklarını verelim bugün kimi Afrika ülkesinde görülen Hıristiyan akımların kurucuları arasındadırlar. Küçük Henrique isimli sonradan adı gemici Henrique olan dük, Portekiz’in Sagres kasabasının limanında bir gemicilik merkezi kurmuş. Cenovalı, Hollandalı, Napolili, Alman ne kadar gemicilikten, gemi malzemesinden, gemi aygıtlarından anlayan adam varsa saraya toplamış. Yıllarca çalışmışlar. Kaptan Dias’ta Portekiz’de bu çalışmalar içinde yer alan bir ailenin bireyi olarak bir gün kendisini Kralın önünde bulmuş. Kral, Dias’a baharat yolları ve baharat ticaretinin önemini anlattıktan sonra emri vermiş. Git bana Hindistan yollarını bul. Dias, Gemici Henrique zamanında başlanan çalışmalar sonucu ortaya çıkan açık denizler açılacak Karavel tipi gemilerinin yelkenlerini doldurarak yola koyulmuş. Lizbon limanından ayrılan her geminin ardından; ‘o denizlerde büyük mıknatıslı taşlar var, gemiler onların yanından geçerken çivileri yerlerinden oynatıp gemileri parçalıyorlar’. Ya da biraz aşağı ekvatora doğru yanaşılınca, sular çok kaynar olduğundan gemiciler kaynar sularda haşlanmaktalar,’ söylentinin bini bir para. Kaptan Dias, bilinmez denizlerde yelken şişirerek Güney Afrika sahillerine gelmiş. Ancak tayfalarda ki korku, huzursuzluk, hastalık gibi illetlerin yanı sıra şiddetli fırtınalar, Dias’ı geri dönmek zorunda bırakmış. Dias Portekiz’e döndüğünde; güneybatı istikametinde yol alırken, fırtınalı ve kayalık bir bölgede gemisinin rotasının kontrolü dışında kuzeye döndüğünü anlatmış. Portekiz alimleri ve Kral JOAO, Dias’ın ‘Fırtınalar Burnu’ adını verdiği burnun adını, bilinmezliğe yol alan gemicilerin morali bozulmasın diye ‘Ümit Burnu’ olarak değiştirmiş. Sonra Vaco De Gama Hindistan’ı bulmak için yelkenleri şişirmiş. Kaptan De Gama komutasındaki Portekizliler bir anda şaşkınlığa düşmüşler. Zira aradıkları Hindistan yolunu; Çinliler, Araplar, İranlılar zaten biliyorlarmış. De Gama yakaladığı Arap denizcilerden, pek de nazik olamayan bir yöntemle yolunu öğrenmiş. Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 R Steward 44 Böyle bir girizgahtan sonra tekrar günümüze dönelim. Çok gezen mi bilir çok okuyan mı derseniz, ikisini bir potada eritmeye çalışmak en iyisi. Dias’ın taşını geride bırakarak UMUT Burnu’na doğru yol aldık. İki Okyanusun birleştiği Cape Town’a döndüğümüzde güneş batmıştı. Masa Dağı eteklerindeki terastan kentin ışıklarını izlemeye koyulduk. Cape Town 1000 m. yüksekliğindeki Masa Dağı’nın eteklerinde bir liman kenti. Dias dikili taşı diktikten 150 yıl sonra Hollandalı Jan Von Riebeek 1652 yılında şirketinin yiyecek, içecek, barınma ihtiyaçlarını karşılamak için Tavalo körfezinde bir yerleşim bölgesi açıyor. Ne oluyorsa ondan sonra oluyor. Von Riebeek kendin pişir kendin ye formülünü, kendi çiftliğini kendin kur yöntemini geliştiriyor ve etini yerlilerden almak yerine kendi sığır çiftlikleri kuruyor. Bir yandan da yerlilerle savaşarak bu topraklara alışma ve yerleşme talimleri yapıyorlar. İki mevsim; kış ve yaz yaşanan, kışı 15 derece sıcaklık ortalaması ile geçen bu ülkeye kolayca uyum sağlıyorlar. Sığır çiftlikleri geliştikçe otlaklar ve meralara ihtiyaç duyuluyor. Beyaz adam sürmeyi gözden çalma ustası. Güney Afrika kabilelerinden Hotanto ve Buşimanlar farkına varıyorlar ki otlakları, meraları Hollandalıların eline geçmiş. Topraklarını yitirmekle kalmamışlar, kendilerini Hollandalıların çiftliklerinde çalışırken buluvermişler. İngilizler Güney Afrika sahillerinde görülmüşler. Aslına bakılırsa sanki İngilizler; diğer Avrupalılar biraz orada çalışsınlar, yerleşime uygun yerleri belirlesinler, kaynaklar ve olanaklar nedir görelim gibi bir tavırla beklemişler. 1793 yılında Fransızlarla dünyanın her yerinde savaşa tutuşunca; İngilizler bu kez, Güney Afrika’nın en verimli bölgesi olan Kap bölgesini ne olur ne olmaz Fransızlar burayı alır diye işgal etmişler. İngilizler yerleştiğine göre biz renkli insanın kaynağına biraz ulaşabilecek yoldayız demektir. Renkli insan nereden gelmiş bu ülkeye derken sömürgeleştirilen Endonezya’dan, Malezya’dan çalıştırılmak üzere insan getirdiklerini öğreniyoruz. Güney Afrika’da yaşayan 49 milyon insanın % 2’si Güney Asyalılardan oluşuyor. % 79 siyah, % 9.6’sı Beyaz, % 8.6’sı renkli insanlar. Kalanlarda diğer olsa gerek. Çünkü bir Çin mahallesi ve Çinliler sokaklarda. Sonunda renkli insanların ilk gelen beyazların torunları olduğunu anlıyoruz. Nasıl torun bunlar, beyaz, siyah ve Asya kökenli insanların karışımından doğan insanlar. Güney Afrikalı kültürel bir karışımın ürünü. Ülkede 11 farklı dil kullanılıyor. Ve 900 Hıristiyan kilisesinin varlığından söz ediliyor. Anlaşılan Güney Afrikalı biraz da zorla öğrendiği bu dine kendi geleneğinden katkılar sağlamış. Eski dinlerine inanan Afrikalıların yanında, Güney Asyalıların Müslümanlığından etkilenen Afrikalılar var. Hindu, Budist, Musevi. Her Güney Afrikalı için bir inanış çeşitliliği var sanki. Black Tehlikeli İnsan Rehberimiz uzaktan gelen iki karaltıyı gördüğünde, dikkat kesilip karanlığı delen bakışlarla karaltıları süzüyor. Karaltılar size yaklaştıklarında yalnızca göz bebeklerinin beyazını görebiliyoruz. Rehberimiz ‘siyahlar (black) çok Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 tehlikeli’ diyor’. Dikkatli olmak gerekir. Rehberimizin rengi de bana göre siyah ama!!! Rehberimiz rengi konusunda ikna olmadığımızı bakışlarımızdan anlıyor ki ‘ben renkliyim’ diyor. Tekrar şehrin ışıklarını izlemeye dönüyoruz. Von Riebek’in kurduğu depo Güney Afrika’nın en güzel kentlerinden biri olmuş. Aklımızda renkli ne demek sorusu var. Aramızda fikir alışverişinde bulunuyoruz. 1795 yılında Beyaz adamın sayısı 15000’e çıkmış. Alman, Hollandalı, Arap, Fransız uyruklu maceracılar Tavola körfezine doluşmuşlar. 45 Steward bir noktaydı burun. Bir yanı Hint Okyanusu bir yanı Atlas Okyanusu. Umut Burnu’na geldiğimizde rüzgarın olmamasına karşın yine de Dias’ın haklı olduğuna karar verdim. Gerçekten de burnun adı fırtınalar burnu olmalıymış. Dias’a ne olmuş derseniz, adını koyduğu bu burunda fırtınaya yakalanarak sulara gömülmüş. Portekizliler kraliyet armalı taşı Umut Burnu’na dikmelerine karşın Güney Afrika’ya girememişler. 1510 yılında Masa Dağı civarında bir hamle yapmışlarsa da yerliler tarafından püskürtülmüşler. Güney Afrika’ya yerleşmiş Türkler okul ve camilerini kurarak cemaatleri oluşturma gayretindeler. Beyazlar Savaşıyor Güney Afrika çeşitlilik içinde yaşamaya, acı da olsa biraz bağışıklık kazanmış. 1820 yılında 5000 kişi ile Güney Afrika’ya ayak basan İngilizler, kısa bir süre sonra hem askeri güç hem de savaş sanatını dünyanın dört bir yanında kullanmaktan gelen deneyim ile Güney Afrika’nın Kap Bölgesine egemen olmuşlar. 1833 yılında İngiltere’nin üzerinde güneş batmayan İmparatorluğu köleliği kaldırdığını ilan etmiş. İngiliz Milletler Topluluğu’na bağlı tüm ülkelerde kölelik kaldırılmış. Köle sahiplerine azat edilen kölelerin ücreti ödenmiş. Boerler zaten İngilizlere sonradan gelip topraklarını aldıkları için tepkili, üstelik İngilizceyi de 1828 yılında Kap bölgesinin resmi dili ilan etmişler. Keyifleri iyice kaçan Boerler’den 12000 kişi aileleri, renkli uşakları, hayvanları ve eşyalarını alarak Güney Afrika’nın kuzeyine doğru çekilerek iki tane (Transvaal ve Orange) bağımsız devlet kurmuşlar. Hayvancılık, et, süt derken bir anda Güney Afrika’da yaşamın akışı değişmiş. Boer bölgesinde 1866 da Elmas 1870 yılında da altın bulunmuş. Bir anda bölgenin nüfusu patlamış. İngilizler eski alışkanlıklarını yine sürdürmüşler. Boerlerin kapılarına dayanmışlar elmas ve altın bölgesinden pay istemişler. 1899-1902 yılları arasında Boer savaşları denilen çatışmalar başlamış. Sıkı durun bu savaşın tarafları arasında Osmanlılarda var. İngilizleri destekleyen Osmanlı aydınlarından kimileri, İngiliz elçiliğine giderek onları desteklediklerini bildiren bir dilekçe vermişler. Almanları destekleyen ve Almanların da Hollandalıları desteklemesinden dolayı Hollanda tarafında yer alan aydınlar da İngilizlere lanet okumuşlar. Bizim ecdadımız da Güney Afrika’daki bu savaş özgürlükler için yapılıyor sanısı uyandırmış. Sonuçta İngilizler, Boerleri pes ettirmiş, egemenliklerini kabul ettirmiş 4 devletçikten oluşan ülkeyi birleşik bir devlet haline getirmişler. Bugün Güney Afrika 3 başkentli 11 dilli bir ülke.■ (Devamı sonraki sayıda) MÜZİK er şehrin kendine has büyüsü var. Sokaklar, caddeler, kaldırımlar, bahçeler her an başka başka şarkıları çağrıştırır. Kimi zaman, hatıralara yer etmiş o sokaktaki melodiler bile gelir, dilimizin ucuna. H İstanbul… Uyanır uyanmaz içindesindir heyecanın. Bazen, dingin bir müzik ister kulakların. Bu akşam bütün, meyhanelerini dolaştım İstanbul’un… Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç… Onu benden siz aldınız İstanbul sokakları… Bu sabah yağmur var İstanbul’da… İzmir… Keyifli kordon boyu, denizin çırpınışı, ahengiyle efe gibi direnişi kıyılarına… İşgalin başladığı, Hasan Tahsin kurşunu, hedef Akdenizken Sarı Zeybek… Cigaramı sardım karşı yakaya efeler kalktı, şerefe… Damalı da zeybek kuruldu yar fidan boylu… Yılmaz Kutlu SEMİZ Ankara… Ağırbaşlı, gizli köşelerde kalbi başka atan, insanı insana döndüren şehir… Müzik Öğretmeni, Ufak ufak gezinirken sokaklarda, aşklarını görebilmek için gençlerin, kanat çırpışı, gü- Besteci, Şair, Oyuncu vercin gibi. Hep bir hüzün, şarkılarda… Ankara’nın taşına bak gözlerimin yaşına bak… Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Bodrum; Her dilde aşk, her telde aşk ve hasret… Bir zamanlar âşık olmuştum ama, şimdi isimi neydi? Unuttum. Steward 48 Biraz hüzün biraz uyku, bütün istediğim buydu Bodrum Bodrum… Mardin geldi hayalime. Resim, işlenmiş oya gibi, gümüşe aşk ile. Rengârenk ışıltılı tan vaktinde, Mardin’e tepeden bakarken kulağımda davulların, erbanilerin aşka çalınan ritmi. Turnam gidersen Mardin’e, turnam yâre selam söyle… Peki yükseklerde? Güneşin ısıtamadığı, dağlarda? Hep serin havası, hareket ister doğası. Halayları, barları, kadınları, beyleri, çocukları başkadır, başkadır işte müziği. Dağın başında duman hep vardır, karlar kalmaz üstünden. Ulaşamamış dağın ardındaki yâre, ağıt olmuş pare pare. Dayanamamış dağı delmiş aşk ile… Dağlar seni delik delik delerim… Erzurum çarşı pazar sâri (yabancı) gelin… Başı dumanlı dağlar… Her kentin başkadır öyküsü ve müzik örtüsü. Semt semt, cadde cadde, bambaşka. Çok sevimli ezgileridir her şehir, müzik için. Sevgi, aşk, coşku ve ehli keyf anılarda. Yedi iklim, yedi kültür, yedi farklı yaşam örgüsü ve dört mevsim gibi müziklerde şehirler, şehirlerde müzikler… Sevgiler…■ Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Sami SAVATLI Steward 50 Trend: Eklektizm Tasarımlarında Eğlence Mekânı İÇ MİMARİ Tasarımcı ve mimar Sami Savatlı bir yandan İstanbul’daki mekânların iç mimarisini yaparken, diğer yandan ürün ve mobilya tasarlıyor. Pek çok ünlü mekânın tasarımına imza attı. Bunların arasında Funfatale-Les Ottamans, Jake Circus, Salomanje, Cento Per Cento ve son olarak yenilenen Sortie var. Koltuklardan aydınlatmalara her şeyi kendi tasarlayan ve yapan Savatlı’yla, tarzını ve tasarımın inceliklerini konuştuk. Tasarım ve Mimarlık sürecinizi biraz anlatabilir misiniz? emeli küçük yaşlara dayanıyor. Süreç içinde başka yönlere kayıp, başka deneyimleri yaşadıktan sonra, içimdeki ses beni hep bu alana yöneltti. Ancak tasarıma başlamak denen şey; bir şeyler tasarlamaktan öte, tasarımla; kendi düşünce sürecinizi, hayata bakışınızı, çevrenizi ve topluma bakışınızı da tasarladığınız; merkezinde kendinizin olduğu bir yaşam biçimine dönüşünce anlam kazanıyor. T İnci YÜREKLİ İç Mimar Yazar inciyurekli@yahoo.com Çocukluğumdan beri dekorasyona merakım vardı. ODTÜ’de Endüstriyel Tasarım okuduktan sonra Mahmut Anlar’la çalışmaya başladım. Aydınlatma, mobilya ve obje tasarımlarına da merakım oldu.2009 yılında da “Sami Savatlı Design Studio” adı altında kendi ofisimi kurdum. Şimdi tasarladığım mekanlarda da A’dan Z’ye her şeyi yapıyorum. Kendi tasarım çizgini nasıl tanımlıyorsun? Bir yandan formları manipüle ederken, bir yandan da stilleri karıştırarak, kombinleyen bir tasarım anlayışı diyebilirim. Genel olarak fonksiyondan yola çıkmakla beraber, sanatsal ifadeler olan, kullanılabilir ürünler ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Seri üretim ve zanaat işçiliği arasındaki ilişkiyi sorgularken, gündelik hayata dair çözümler sunan ve kültürün dışavurumu olarak kendini ifade eden tasarımlar ile tasarımcı kimliğimi var ediyorum. Sortie Kulüp tasarımlarınızda nelere dikkat ediyor, nelerden ilham alıyorsunuz? Kapıyı açtığınızda size verdiği ilk his çok önemli. Steward 52 İnsanların gece kulüplerini tercih etmesindeki en başlı sebeplerden biri de, çevrelerindeki insanlarla sosyalleşebilmeleri, bakışabilmeleri. Mesela Sortie gibi büyük mekanlarda da görüş alanlarını bölmeden birbirini görmeyi sağlamak gerekiyor. Koridor gibi dar ve küçük alanlarda da ayna kullanmak lazım. Restoranlarda huzurlu olmak ve sizi rahatsız etmemesi önemli. Servis akışı da doğru planlanmalı. Gece hayatında insanların tüketimleri ve algıları farklı. Önemli olan ışık ,ambiyans ve insanların iletişim kurması. Cento Per Cento Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Çok kalabalıklarda mekan zaten fazla algılanmıyor. Gördüğün şey omuz seviyesinin üstü .Tavan, aydınlatma ve duvarlar… İşin sırrı görünen yerlere para harcamak. Çünkü tıklım tıklım bir yerde zemin görünmüyor bile. Koton Büyük ve uzun masalar sanıldığı gibi insanları birleştirmiyor. İnsanlar tanımadıkları kişilerle oturmaktan hoşlanmıyor bile. Bu yüzden küçük masalar her zaman ideal. Peki bir gece kulübünde insanları güzel göstermenin sırrı ne? Bunu ışıkla sağlayabilirsiniz. Sarı, turuncu ve güneş rengi ışıkları seçiyorum ki; kadınlar daha bronz görünsün. Mavi ve beyaz ışık tende kötü duruyor. Tekrar sana dönersek, tasarımlarının kahramanları kimler? Genelde kimler/nasıl bir profil için tasarlıyorsun? Daha dünyalı bir insan profili içi tasarlıyorum aslında; belli bir dönemin, zevkin ya da stilin kalıpları içinde kalmış bir profil yerine; dünyanın neresine götürürseniz götürün, kendi duruşu ile kendini var eden; bir yandan da farklı stillerle/görüşlerle bir arada olabilen, bir insan profili.. tıpkı ürünlerim de olduğu gibi.. zamandan ve mekandan bağımsız; ancak zamanda ve mekanda var olabilen. Çok yakında netleşmiş ve bize açıklayabileceğin heyecan verici projeler var mı? Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 53 Steward Funfatale-Les Ottamans Şuan Bodrumda Kuum otel içinde, bir restoran tasarlıyorum, bodrumda ilk işim olduğu için heyecan verici benim için. Bunun dışında; bir Japon markası için 12 parçalık bir mobilya koleksiyonu hazırlıyorum şu an; eylülde lansmanı yapılacak.■ Hizmet Toptancılığı KONUK YAZAR ünlük hayatımızda hepimiz duymuşuzdur “Balık İstifi” deyimini. Kimi kullanımlarda arasında boşluk bırakarak yığma anlamına gelir. Örneğin, işçiler tomruk yükleyecekleri kamyon çabucak dolsun diye balık istifi yaparlar. Böylece üstü bayağı şişkin görünmesine rağmen ortalarda fark Cüneyt CANALP edilmeyen boşluklar oluşturulur. G İşte günümüzde bu boşlukları da doldurmaya çalışıyoruz hizmet sektöründe… Bir mekana gidiyorsunuz… Hatta önünden geçerken zaten sizi içeriye bir şekilde çekiyorlar… “Yer var mı acaba?” diye sorarken bir de bakmışsınız sizi üst katlarda iki masa arasına almışlar… Garsonların –ki garson demek de yanlış belki de – birisi siparişi yazarken diğeri mekandaki masalardan bağımsız, depodan vb yerden küçük bir masa ayarlamış, içerideki müşterilerin üzerinden uçuruyor… Sonra sandalyeler de geliyor… Buyurun size eğlence hadi… Masadakilerle muhabbet etme şansınız yok çünkü diğer masadaki adamla sırt sırta asker arkadaşı gibi oturuyorsunuz… Onun sesi bastırıyor sizi… Siparişler geliyor. Konsept mükemmel doğaçlanmış… Bardakların biri ANYA diğeri KONYA… Tabaklar farklı modellerden… Biri küçük biri büyük… Biri yeni diğeri eski… Çatal – Kaşık olayı tam bir facia… 1964 senesinden kalan teneke modelleri… Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Gazetelerde vardır ya; iki resim arasındaki 7 farkı bulun olayı. Aynen o işte… Steward 54 Toptancılık felsefesi işlemiş bu tarz mekanlara… Yenilsin, içilsin, gidilsin… Müşteri bir daha gelmese de olur. Günü kurtaralım mantığı ile mekan sahibi de içerde hasılatı sayıyordur muhtemelen… Sonuçta onu işin o boyutu ilgilendiriyor. Sonuç olarak bu tarz meslekleri “Hizmet Toptancılığı” olarak değerlendirsek daha doğru olacak. Perakende hizmet yapamaz bu tarz zihniyet… Kamyonla al kamyonla sat… Ne olur kardeşim bir masa eksik çalışıp insanlara nefes aldırsan… Tabağını çanağını aynı markadan aynı modelden sergilesen… Masa örtülerinin hepsi aynı renk olsa… Bardakların en azından yıkanınca kurutularak gelse… Arkandan mı kovalıyorlar? Zamanla mı yarışıyorsun? Madalya mı verecekler yoksa rekorlar kitabına adını yazdırma girişimin mi var? Hasılatı sayarken azıcık da bu tarz maliyetleri düşünün…■ İçimizden biri Alaattin AKKAYA Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 1961 yılında Ordu’da doğdu. 1977 yılında ortaokulu bitirdi. Farklı meslek dallarında çalıştıktan sonra 1990 yılında İstanbul/Hilton Otel’de Steward olarak çalışmaya başladı. Steward 56 İş hayatına mütevazi kişiliği, meslek ahlâkı, azimli çalışması ile 1994 yılında Swiss’de Supervisor olarak devam etti. Aldığı mesleki eğitimleri tecrübeleriyle harmanlayarak elde ettiği başarı merdivenlerini hızla tırmanıp 1996 yılında Chief Steward görevini üstlendi. İş hayatına sırasıyla (1999) Acarkent, (2001) Cevahir Otel, (2002) Topkapı Eresin Otel, (2004) Cevahir Otel’de tekrar çalışarak emekli oldu. Meslek aşkıyla bağlı olduğu işine 2006 yılında LaresPark Otel'de çalıştıktan sonra 2011 yılı itibariyle Titanic Business Hotel Europe 'da çalışma hayatına devam etmektedir. Adil idareciliği, babacan tavrı, sevimli kişiliğiyle çalışanlarının kalbini kazanmıştır. 32 yıllık iş hayatı tecrübesi olan Alaattin AKKAYA İngilizce bilmekte olup evli ve iki çocuk sahibidir. Derneğimizin kurucu üyesi ve yönetim kurulundaki görevini başarıyla devam ettirmektedir. ■ Steward 58 of the content in this issue Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 A SHORT ENGLISH SUMMARY ENGLISH SUMMARY rol Aydin, the president of the association, mention in his article our first workshop about new products in F&B , also the visible progress regarding some other points that we made recently. E Gaye Uysal’s article in this issue is dealing with cleaning in the kitchen including some suggestions about the cleaning staff that we should use. Mehmet Ali Öztürk from Board of Directors of our association, writes about calcification problem in dish wash machines and warns about its risks. Füsun Öztürk, Sociologist & Communications Professional, focus on social media in this issue. She discuss with readers Ayşecan RENDA why these social portals are so popular nowadays, what is behind it. Ercan Bulut from IBM Türkiye, a new writer of our magazine, gives detailed information about a news product launched by IBM recently. Nihat Yıldız writes about breakfast culture in different countries and the close connection between happiness and breakfast. Zeynep Gur’s article is about performance and its visible reflections in the world of business and in the companies. Taner Gürel shares his impressions about South Africa where he was recently for an excursion. Yılmaz Kutlu Semiz writes about the stories of the cities mentioned in the songs. İnci Yürekli, Architect, conducts a nice interview with her colleague Sami Savatlı who has an original approach of design. Cüneyt Canalp, a new writer in our magazine, he shares his personal experience & anecdotes. Portrait of a professional: Alaattin Akkaya, a master chief of stewards, having 32 years of work experience… Baytekin Kara, Photo artist, writes about photography competition titled after the name of Sami Guner and shares works of photo-artists who succeed in this completion 3 years in a row. ■ önerileri Güzel Saç Ertan’dan SAÇ BAŞLIK BAKIMI Ertan şu sıralarda kendini müzik işlerine kaptırmış ama esas mesleğine değinmeden de geçemiyor. Uzun saçlı "Steward" dergisi okurlarına bir takım önerilerde bulunuyor. açlarınızı yıkarken mutlaka krem kullanın. Saçlarınızı taramaya tepeden başlayın. Yıkamadan önce tarayın. Kırıklarını ayda bir aldırın. Dip kısımlarını ve uç kısımlarını eşit olarak gün aşırı yıkayın. Tatile çıkarken kremli şampuanları tercih edin. Geniş dişli tarakları tercih edin. Denizden sonra saçlarınızı mutlaka yıkayın. Kaliteli kepek şampuanı kullanın. Saçlarınızı sık sık yıkayın ve çok iyi durulayın. Yıkamadan önce saç diplerinizi fırçalayınız. gidermek için atılacak ilk adım- dır. Bayanlar da, erkeklere nazaran saç dökülmesi oldukça yavaş seyreder. Ancak gebelik esnasında ve menopoz sonrasında artış gösterir. Kadın olsun erkek olsun, insan vücudunun gereksinim duyduğu moral yüklü duygular tabi ki saç kayıp- Ertan YILMAZ larının yoğunluğuna da etki etmektedir. Mevsimler bahara dönerken, coşkuyla yaşadığımız o aşklar, gençlik yıllarımızda hepimizin “geri dönüşümlü” saçlarını dökmedi mi? Allah’tan sonradan çoğumuzun saçları çıktı da eski halimize kavuştuk. Bir formül Saçlarınıza ilgisiz kaldığınız takdirde! Saçlarınız cılızsa ve dökülüyorsa aşağıdaki karışımı uygulayabilirsiniz: Bir miktar saf zeytinyağı, "rafine olmamış" iki yumurta sarısı, üç limonu karıştırın. Masaj yaparak saçlarınıza uygulayın. 20 dakika bekleyip yıkayın. Birinci uyarım: Geri dönüşümlü saç dökülmesine sebep birkaç farklı örnek. 1- Saçlarınız gelişi güzel bakımsız ve serbest uzadığında. 2- Saçlarınız yıkamadan günlerce jöleli kaldığında. 3- Sürekli saçınızı çekiştirdiğinizde. 4- Yine sürekli saçınızla oynadığınızda. 5- Saç modellerinizle gerilmesini sağladığınız hallerde. S Kepekten kurtulabilirsiniz Saç dökülmesi Dünyanın her yerinde insanların korkulu rüyası olan kellik, kadın erkek ayrımı olmaksızın herkesi ilgilendiren bir sorun. İzlenimlerim... Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 Erkeklerde genelde tepe gül denilen yerde ve alın her iki tarafının açılmasıyla, kadınlarda ise kafasının üst kısmı, önler ve diğer yerlerin eşit şekilde seyrelmesiyle kendisini göstermektedir. Steward 60 Çünkü insanların saç genleri, aradan binlerce yıl geçmiş olsa dahi, insandan insana, nesiller boyu aktarılır. Sonuçta siz de saç genlerinizi gelecekte soyunuzu sürdürecek kan bağınız olacak kişilere, günü geldiğinde aktaracaksınız. Gür saçlı bir yakınınızın genlerini taşıyorsanız eğer şanslısınız. Uzun boylu bir saç bakımı da yapmanız gerekmiyor. Ayrıca ben 25 yıldır bu konuda zaman içerisinde kuaförde siz saçlarınızı kestirirken, gözlerim hep üzerinizde düşüncelerim yoğunlaşırken bu bilgilerimi ve sorularınızın cevaplarını sizinle burada paylaşmak istedim... Şöyle ki; Saçlarımızın döküldüğünü kabullenmemek tedavi süre- cini geciktirecektir. Saçlarınızın döküldüğünü fark ettiğiniz anda uzmanlardan yardım almak, sorunu Saçlarınız tek tek kırılır, kopar ve de dökülür... İkinci uyarım: İşlevsel saç köklerinde azalma ve belirtileri. 1- Saçlarınızın canlılığı günden güne azalır. 2- Saçlarınızın parlaklılığı giderek matlaşır. 3- Saçlarınızın telleri her geçen gün incelir. 4- Saçlarınız güçsüzleşir hacmi kaybolur. 5- Saçlarınızın normal döküldüğü oran artar ve seyrekleşir... Üçüncü uyarım ise: Saçlarınızla sözümün bitiği en son nokta. Sahip olduğunuz saçlarınızı seviniz ve onlara ilgisiz kalmayınız. Çünkü! Kız arkadaşınız sizden ayrılırken, size en azından bir not bırakır. Size haber verir, ya da bay bayy, der. Ama saçlarınız sizden ayrılırken asla size haber vermez. Bay bay hiç demez terk eder, kaybolup giderler. Onları bir hayat boyu da arasanız nafile, bulamazsınız... Geri dönmezler...■ Kupası Sami Güner otoğraf'ta dil arayışları. Öykülerimizi fotoğraflamak, fotoğraflanmış öykülerimiz birikimini oluşturmak. Fotoğraf dünyamızın koca çınarı Sami Güner'i 21 Şubat 1991'de Bursa'daki fotoğraf sunum ve sergi açılışından dönerken geçirdiği trafik kazasında kaybetmiştik. FOTOĞRAF F Baytekin Kara baytekinkara@hotmail.com Sami Güner, ülkemizin tanıtımı ile ilgili bir çok çalışmanın fotoğraflarını çekmiş, bütün Türkiye'yi karış karış dolaşmış, her yöreyi fotoğraflamaya çalışmış, coğrafyamızın ve insanlarımızın, kültürel zenginliklerimizin fotoğrafik belgelenmesine katkı sunmuştur. Sami Güner, FOTOGEN Fotoğraf Derneği’nin de kurucu başkanıdır. FOTOGEN, anısına düzenlediği etkinlikle her yıl ustayı anmaktadır. Sami Güner Kupası diye isimlendirilen ve en fazla 6 dk. süren fotoğraf sunumları ile katılınabilinen bu etkinlik, fotoğraf dünyamızın en saygın fotoğraf yarışmalarının başında gelmektedir. Sami Güner Kupası’nda başarılı olabilmek sürekli üretmeyi gerektirir. Çünkü yarışmacının, yarışmada, 3 yıl yeterli görülmesi istenir. Yarışmaya katılmaya en fazla bir yıl ara verilebilmektedir. Bu sene kupa almaya hak kazanmış fotoğrafçılar ve sunumlarının isimleri; Cihan KARACA - Çal Koyun Atlatma ve Çoban Güzeli Seçimi Festivali - Deve Güreşleri - Arda Kalan Hüseyin TÜRK Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10 - Buyrun Er Meydanına - Ankara Direniş Başkenti - Tarihi Pavli Panayırı Steward 62 Nadire GÜNDAY - Kırmızı Çömlekler Diyarı - Kargıya Örülen Yaşamlar - Işığın İzinde Tuğba KIRALLI - Bekir TUĞCU - Tersane-i Amire - Knock - out - İDSO Sunum isimlerinden de anlaşılacağı üzere etkinliğe katılan fotoğrafçılar Sami Güner'in çok emek verdiği “Ülkemizin Fotoğrafik Birikimi”ne olanca zenginliğimizle ve çeşitliliğimizle katkı vermeyi sürdürüyorlar. Kültürel zenginliğimizin belgelenmesine yönelik çalışmalara Cihan Karaca'nın Deve Güreşi, Koyun Atlatma ve Çoban Güzeli Seçimi Festivali, Hüseyin Türk'ün Buyrun Er Meydanına,Tarihi Pavli Panayırı, Nadire Günday'ın Kırmızı Çömlekler Diyarı, Kargıya Örülen Yaşamlar sunumları katkı veriyor. Toplumsal duyarlılık oluşturmak için jurnalist bir yaklaşıma Cihan Karaca'nın Arda Kalan, Hüseyin Türk'ün Ankara Direniş Başkenti sunumları iyi bir örnek oluşturuyor. Hüseyin TÜRK / Tarihi Pavli Panayırı Fotoğrafta anlatım dili çeşitlendirilmesine ve teknik arayışlara Nadire Günday Işığın izinde sunumu ile katılım sağlıyor. Sanat, spor, iş yaşamımızın fotoğraflanmasına yönelik çalışmalarıyla Tuğba Kırallı ve Bekir Tuğcu anlatım zenginliği arayışlarının sınırlarını zorluyorlar. Süreklilik, çeşitlilik, anlatım dili arayışları, bütünlük, öyküleri fotoğraflama ya da fotoğrafik öyküler yaratma alanlarında Sami Güner Kupası fotoğraf etkinliğinin zenginliği Tuğba Kırallı & Bekir Tuğcu / İDSO Cihan Karaca / Arda Kalan su götürmez bir gerçek. Ne yazık ki bunca yoğun emekle ortaya çıkarılan işler, sayıları birkaç bini aşmayan meraklıları tarafından izlenmekte sonra da arşivlerde yerini almaktadır. FOTOGEN - Fotoğraf Sanatı Derneği Yazışma Adresi: PK 270, 34431 Beyoğlu / İSTANBUL E-posta : fotogen@fotogen.org.tr Eminim ki bu sunumları izlemekten büyük keyif alacaksınız. Sizlerle FOTOGEN'in iletişim bilgilerini paylaşıyorum lütfen yazışın, bu sunumlardan il- ginizi çekenleri temin etmeye çalışın, izleyin. Beğenilerinizi de dostlarınızla paylaşırsanız çok seviniriz. Fotoğrafçıların en büyük özlemi ürettiklerini paylaşabileceği kişilerin çok artması. Lütfen ajandanıza not alın. Şubat ayları Sami Güner Kupası sunumlarının yapıldığı ay, takip edin, izleyin, izlettirin.■ Nadire Günday / Işığın İzinde