Hamilelik ve EMDR -Hamilelik söz konusu olduğunda herhangi bir
Transkript
Hamilelik ve EMDR -Hamilelik söz konusu olduğunda herhangi bir
Hamilelik ve EMDR 1 Hamilelik ve EMDR -Hamilelik söz konusu olduğunda herhangi bir EMDR biçimi güvenli midir? Tom Cloyd, M.S., M.A. (29 Eylül 1999, gözden geçirme 29 Kasım 1999, 12 Ağustos 2000) Travma terapisi, doğum öncesi ve doğum sonrası hasarlara yol açabilir. Travma sırasında ve (travma terapisi sırasındaki gibi) travma yeniden yaşanırken salgılanan stres hormonlarının, doğum öncesi gelişimde ve doğum sonrasında hayatta kalmada birçok yönden zararlı olduğuna inanılır. Gördüğüm çalışmaların çoğunda fetüs gelişmesinin durdurulması ve prematüre doğumlar sıkça belirtilmişti. Yakın zamanda yürütülen bazı çalışmalarda hamilelik sırasında yaşanan stresin, fetüs beyninde toksine yakın etkisi olduğu belirtilmektedir. Fetüs gelişiminin diğer yönlerinin de bebeğin doğum sonrası karakteristikleriyle beraber strese duyarlı olabilir. Bu çalışmalardan bazı örnekler vermek gerekirse: Hayvanlarda yürütülen çalışmalarda stres ve düşük doğum oranı arasında belirgin bir ilişki olduğu görülmüştür. Farelerde kronik doğum öncesi stresin, kilit büyüme belirteçlerini erken ürettiği (prematurity) ve yetişkinlikte davranışsal depresyona karşı duyarlığı artırdığı da görülmüştür (Secoli & Teixeira, 1998). Hamile fareler üzerinde yürütülen bir araştırmada (Lordi et al., 1997) iki farklı tür doğum öncesi stres karşılaştırılmış ve her ikisinin de doğum sonrası ölüm oranını artırdığı gözlenirken, yalnızca ikincisinin büyüme oranını olumsuz etkilediği görülmüştür. Yetişkinliğe varıldığında, stresli annelerin yavruları, öğrenme ve hafıza bozuklukları göstermişlerdir. Bu bilişsel işlevlerin değişimleri, annenin stres tepkisinin hormonal bileşenlerinin, yenidoğanların sinir sistemlerinin gelişimlerine gizli bir etkisi olarak yorumlanmıştır. İnsanlar üzerinde yürütülen çalışmalar da benzer sonuçlar vermiştir. 120 hispanik ve 110 beyaz hamile kadın üzerinde yürütülen geleceğe yönelik bir çalışmada, doğum öncesi stresin (stres durumu ve doğum kaygısı) hamilelik süresiyle ters orantılı olduğu ortaya çıkmıştır (Rini vça., 1999). Hedegaard ve çalışma arkadaşları (1996) da 8.719 Danimarkalı kadın üzerinde yürüttükleri çalışmada aynı ilişkiyi bulmakla beraber, sosyal desteğin de herhangi bir tampon etkisi bulunmadığını belirtmişlerdir. Hansen vça. (1996), 3.021 kadından oluşan bir çalışma grubuyla yürüttüğü çalışmasında, yetersiz beyin gelişimi de dahil olmak üzere fetüs gelişmesine olumsuz etkilerde bulunan fetüs stres belirtisine (sendromuna) işaret eden bulgularla karşılaşmıştır. Hamilelik söz konusuyken stresin bulunması, en azından riskli görünmektedir. Ancak durum bu kadar basit değildir. Travmanın tedavi edilmemesi daha büyük zarara yol açabilir. Etkin PTSD hastası hamile kadınlar genellikle psikoterapötik müdahale olmaksızın da geçmişe dönüş, hipertepkisellik ve hiper uyarılmalar yaşayacaklardır. Peki ya bu tarzda bir müdahale, anneyi travma yaratan anılara karşı duyarsızlaştırarak hamilelik sırasında ortaya çıkan toplam stres tepkisi miktarını azaltırsa? Ne kadar süreceği sadece tahmin edilebilen psikoterapi seanslarının, anneyi müdahale öncesi PTSD belirtilerinden ne kadar daha az strese maruz bırakacağını kim olasılıklara dayanarak hesaplayabilir? Bir klinisyen olarak siz, hamilelik ters bir biçimde sonuçlanırsa, (travma terapisiyle) müdahale ettiğiniz veya etmediğiniz için ne kadar sorumlu sayılmalısınız? Bilmiyorum ve nasıl bileceğimi de bilemiyorum. Yakın bir zamana dek, neredeyse bütün vakalarda hamile kadınlara travma terapisi UYGULAMAMAYI seçtim ve her defasında, farklı nedenlerden dolayı seçimlerimi yetersiz buldum. Fakat travma terapisi, EMDR'dan sonra artık tek seçeneğimiz değil. Hamilelik ve EMDR 2 Destekleyici EMDR güvenlidir. Hatırlanacağı gibi, EMDR temel olarak hızlı öğrenmeyi teşvik eden bir süreçtir. Eğer bu ders "olumlu" ise, travma yaratan bir stres teşvik olunmaz. Leeds'in İç Kaynak Yerleştirme protokolü, olumlu etkilerle donatılmış hedeflere odaklandığı için gayet makuldür. Eğer EMDR işlemi, olumsuz bir odağa dönüyorsa, ki ağır derecede etkilenmiş bazı hastalarda bu olabilir, bu işlem Shapiro'nun 1995 tarihli kitabında tartışılan ve EMDR eğitimleri sırasında öğretilen standart yollarla hemen kapatılabilir. Kaynak Yerleştirilmesinin hamile kalan travma geçirmiş kadınlarda belirtilmesinin nedeni farklıdır. Anlatılagelen klinik kanıtlarda iç kaynakları daha sağlam olan kişilerin travma yaratan geçmişe dönüşlere daha az ters tepki verdikleri söylenir. Diğer bir deyişle, Kaynak Yerleştirilmesinin sonuçlarından biri de stres tamponlama olabilir. Bu benzerlik, hamile bir bireyi güçlendirebileceği tüm vakalarda, Kaynak Yerleştirilmesinin kullanılması gerektiğini önermektedir. Zararı en aza indirmeyi seçin. Bir EMDR klinisyeni şöyle bir yorumda bulunmuştu: "Hamilelik sırasında emniyetli olmayan birçok şey vardır ve bunlardan biri de otobüs kullanmaktır". EMDR gerçekten de bunlardan sadece biridir. Tıp eğitimi de görmüş olan aynı klinisyen, bir fetüs monitörüne bağlı bulunan hamile bir kadına EMDR uygulamış ve EMDR süreci sırasında hiçbir fetüs rahatsızlığı gözlemlememişti. Fetüs monitörleri pek sık kullanmaktadır. Benim duyduğum tüm vakalarda EMDR'nin fetüsü etkilemediği görüldü. Belki de bir hayalet üzerine endişe duyuyoruz. Hamilelik sırasında EMDR uygulamasının herhangi bir bilinen ters sonucu bugüne kadar belirtilmemiştir. Bazı klinisyenler de bu bağlamda EMDR uygulamaktan çekinmemişlerdir. Eğer hamilelik sırasında EMDR uygulaması yapılacaksa, duygusal kısıtlama mecazları (emotional containemnt metaphors) (Shapiro'nun treni, yani travmayı televizyondan izler gibi görmek), Güvenilir Yer alıştırmaları gibi belirti yönetme prosedürleriyle (syndrom management procedures) belirgin becerileri ve güveni geliştirme, vs. yoluyla hastaya travmayı aşırı bir şekilde tekrar yaşatmaktan sakınılması mantıklı olur. EMDR sırasında hastanın yaşayacakları tedavi öncesinde değiştirilebilirse, bundan neden yararlanmayalım? Konumuza dönelim. Diyelim ki, haftada bir bile olsa yaşanan geçmişe dönüşlere iki ya da üç seans EMDR ile son verilebilir. Bu sonuç, tam süreli bir hamilelikte açık bir kazançtır ve EMDR kullanımı belirtilebilir ve kolayca savunulabilir. Eğer EMDR'nin herhangi bir etkisi yoksa, o zaman travma kaynaklı hormonlardaki net artış da dokuz aylık bir hamilelikte yine de çok küçük olacaktır. Hamilelik sırasında aşırı dozda uyuşturucu ya da ilaç kullanımıyla risk altına giren kadınların varlığı da söz konusudur. Eğer EMDR bu tarzdaki riskleri azaltabiliyorsa, harika bir klinik seçenek olduğu söylenebilir. Benzer durumdaki hamile kadınlara EMDR uygulayan bazı klinisyenler vardır ve yüksek riskli davranışlarda ve bu davranışların işleyicilerinde (processor) belirgin bir düşüş görülmüştür, hem de duyduğum tüm vakalarda. EMDR hamilelik bağlantılı kaygıları azaltabilir. Birçok klinisyen hamilelik sırasında yaşanan beklenti kaygısının EMDR kullanımıyla azaldığı ya da tamamen sonlandığını takdirle belirtmişlerdir. Bu kaygılar arasında doğum olayı, yenidoğanın sağlığı, doğuştan sakatlıklar, çocuğun gelişimi, ailedeki diğer çocukların yenidoğana verecekleri tepkiler, eşin babalık yapabilmesi, annenin kendi annelik becerileri gibi birçok şey sayılabilir. EMDR bu gibi kaygıları çözümlemekle kalmaz, olumlu beklentiler de yerleştirebilir. Net sonuç nedir? Hamile annenin yaşadığı kaygılarda ve bu duruma eşlik ederek fetüsü olumsuz etkileyebilecek olan fiziksel etmenlerde kapsamlı bir azalma. Hamilelik ve EMDR 3 (İlişkili bilgiler için Klinik Uygulamalar Notu'na bakınız: PTSD 'den kurtulan bir hasta hamile kaldığında: EMDR tedavisi için çıkarımlar) Tom Cloyd, M.S.,M.A., EMDR Portalı web sitesinin editörüdür. Cloyd'a tc@emdrportal.com eposta adresinden ulaşılabilir.