kanser kök hücreleri paradigması
Transkript
kanser kök hücreleri paradigması
Doç. Dr. Meltem DEMİREL KARS Selçuk Üniversitesi İleri Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi & Sarayönü MYO 27. Ulusal Biyokimya Kongresi, 3-6 Kasım 2015, Antalya Kemoterapi, yöntemdir. kanser tedavisinde uygulanan en yaygın Ancak kemoterapi süresince, hastaların tedaviye cevap vermemesi veya tedavi sonrası kanserin tekrarlaması sıklıkla görülen bir durumdur. Sonradan kazanılan ya da tedavi öncesi kişide varolan ilaç dirençliliği, kanser kemoterapisinde başarıya ulaşmayı büyük ölçüde engellemektedir. Bu duruma “çoklu ilaç dirençliliği” (ÇİD, multiple drug resistance; MDR) denilmektedir. MULTIDRUG RESISTANCE IN CANCER Three decades of multidrug-resistance research have identified a myriad of ways in which cancer cells can elude chemotherapy, and it has become apparent that resistance exists against every effective drug, even our newest agents. Michael M. Gottesman Hücrelerdeki, zararlı ve toksik maddeleri uzaklaştıran biyokimyasal sistemlerin olduğu bilinmektedir. İlaç tedavileri sırasında bu sistemlerin güçlendiği ve kemoterapötik ilaçların etkili bir şekilde hücre dışına atıldığı görülmüştür. Çoklu ilaç dirençliliğine sebep olan mekanizmalardan bazıları, ABC taşıyıcı gen ailesi proteinlerinin ekspresyonlarındaki artış, hücreleri programlanmış ölüme (apoptoz) götüren yolaklardan bazılarının bloke olması ve ilaç hedef moleküllerindeki değişimlerdir. İlacın hücre dışına atılmasındaki artış ve dolayısıyla hücre içi ilaç konsantrasyonunun azalması ilaca dirençlilik kazanılmasında etken mekanizmalardan en önemlisidir. ABC Taşıyıcı Protein Ailesi Normal hücrelerde, zararlı uzaklaştıran proteinlerdir. Bu proteinler, hücre zarında bulunan ve ATP kullanarak özgün substratları hücre dışına pompalayan proteinlerdir. ve toksik maddeleri MDR1; P-gp ABCB1 MRP1 ABCC1 BCRP ABCG2 Geçici dirençlilik (Temporary): İlaç metabolizmasının ve hücre içi kinetiğin geçici olarak değişmesi, Kalıcı dirençlilik (Permanent): Kalıcı olarak genetik değişiklik, Doğal/kendinden dirençlilik (Intrinsic): İlaç uygulamasından önce var olan dirençlilik, Kazanılan/Gelişen dirençlilik (Acquired): İlaç uygulamasından sonra gelişen dirençlilik. Gupta et al. (2009) Established breast cancer therapies often fail to achieve long-term patient survival, possibly because of tumor relapse as a result of chemotherapy resistant mammary cancer stem cells. Thus, new therapeutic strategies to specifically target these cancer stem cells are urgently required. Prof. Max Wicha; kanser kök hücreleri paradigması FIRST, cancers originate in tissue stem or progenitor cells through dysregulation of the self-renewal process, SECOND, throughout tumorigenesis, CSCs drive tumor growth, THIRD, current chemotherapeutic agents and radiation therapy largely target proliferating and differentiated cells that form the bulk of the tumor but not the relatively quiescent CSCs. Also, SCs are drug resistant and CSCs appear to be so too. Thus, this quiescence and resistance may account for many treatment failures, FOURTH, if this is the case, then the only effective way to treat cancer is to target the CSC population. M.S. Wicha, S. Liu, G. Dontu Cancer stem cells: an old idea—a paradigm shift Cancer Res, 66 (2006), pp. 1883–1890. Bu durumda hedef kanser kök hücreleri olmalı. Eğer bir terapi yöntemi tümör hücrelerinin pek çoğunu öldürdüğü halde kanser kök hücrelerini geride bırakıyorsa, tümör yeniden ortaya çıkabilecektir. KKH (CSC) Kendini yenileyebilirler, Tümörü meydana getiren heterojen hücre popülasyonu oluşturabilir, Tümör oluşturan/tumorigenic hücrelerdir, Tümör içerisinde küçük bir popülasyonu oluştururlar, Daha yoğun fakat daha yavaş proliferasyon geçirebilirler, Tümörün yeniden oluşmasına, tedaviye dirençliliğe ve metastaza neden olurlar. Kanser kök hücre konsepti Dick ve arkadaşları tarafından gösterildi. Çalışmalarında lösemi hücre popülasyonunda farklı belirteçler taşıyan, tümör oluşturan ayırt edilebilir hücrelerin varlığını buldular. Dick, 1994, Nature Kanser kök hücrelerinin aslında yavaş üreyerek tedaviden kaçtıklarını açıkladı. "Most kinds of chemotherapy are designed to kill fast-growing cancer cells. This is why leukemia can come back after treatment. To get rid of the cancer, you have to find ways of eliminating the stem cells." Tümör başlatıcı hücrelerin antikanser tedaviye direnç göstermeleri, genetik ve epigenetik değişim geçirmeleri hastalığın relapsına neden olur. Seminars in Cancer Biology 31 (2015) 16–27. Herceptin targets breast cancer STEM cells A gene that is overexpressed in 20 percent of breast cancers increases the number of cancer STEM cells, the cells that fuel a tumor's growth and spread University of Michigan Comprehensive Cancer Center, Hasan Korkaya, Ph.D, Max S. Wicha, M.D HER2 kodlayan genin aşırı ifade edilmesi kanser kök hücrelerinin çoğalmasını ve yayılmasını tetikler . Meme kanseri dokusunun HER2 pozitif olması ile hastalığın agresif ve metastatik özellikte olması arasında ciddi bir bağlantı vardır. HER2 hedefli tedaviyle kanser kök hücrelerin yok edilebildiği gösterilmiştir. Oncogene. "This work suggests that the reason drugs that target HER2, such as Herceptin and Lapatanib, are so effective in breast cancer is that they target the cancer stem cell population. This finding provides further evidence for the cancer stem cell hypothesis.’’ "We are now studying what pathways are activated by HER2 overexpression. Our hope is that we could develop inhibitors of these pathways that might be effective in targeting cancer stem cells in women whose tumors do not overexpress HER2 or those who are resistant to Herceptin’’ Stem Cell Reports, 2014. İlaç Dirençliliği ve Kanser Kök Hücreleri Üzerine Araştırmalarımız paklitaksel RPMI 1640 10 % FBS 1.5 % L-Glutamin, 0.1 mg/mL Gentamisin 5 % CO2 37 ºC MCF-7/400nMPac MCF-7/S Sitotoksisite Testleri XTT Gen İfade Analizi Mikrodizin analizi RT-PCR, QPCR Hücreler kanser kök hücre belirteçlerini taşıyor??? Protein İfade Analizi Immünsitokimya Western Blot Dirençliliğin geri çevirilmesi çalışmaları (Floresan analizler) Gene Spring GX 7.3.1 Data Analizi http://www.affymetrix.com/products/reagents/spe cific/one_cycle_target_control.affx MDR MCF-7 ve MCF-7/S karşılaştıran gen ağacı MCF-7 hücrelerinde paklitaksel dirençliliğinde önemli mekanizmalar (Kars et al, 2009) HÜCRE DIŞI İLAÇ UYGULAMASI LAMA FN COL4A COL6A PAC İLAÇ İLAÇ İLAÇ İLAÇ IL-32 İNVASIV ÖZELLİKLER ADAMTS1 ADAM9 İLAÇ TIMP4 İLAÇ İLAÇ IL-8 IL-6 MDR1 (ABCB1) HÜCRE ZARI MRP1 (ABCC1) ABCG1 IGF1R TNFR RAS EGFR IL6R ITGB PDCD 2/4/6/8/10 İLAÇ GSTP GSH KOLESTEROL İLAÇ IGFBP APOPTOZ ER PAC ETS1 TUBB IZOTİPLER (2,3,4,6) MAP (1B,4) TTBK SİTOPLAZMA Rb PROLIFERASYON RNA Pol. HÜCRE ÇEKİRDEĞİ P16 HÜCRE DÖNGÜSÜ DURUR CDK2 CYCLIN E TGFB FGF VEGF MCF-7 HRP-Pgp MCF-7/Pac HRP-Pgp Immünositokimya ile MDR1 geninin kodladığı P-gp proteininin ifade düzeyi belirlenmiştir. (Kars et al, 2010) Mirodizin analiz sonuçları seçilen bazı gen ve proteinler için GT-PZR, Western Blot ve Immün-sitokimya teknikleri ile de doğrulanmıştır. Sonuçlara göre , MDR1 geni aşırı ifadesinin MCF7/400nMPac hücrelerindeki dirençliliğin en önemli nedeni olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra ilaçları detoksifiye eden gluthahion-S-transferaz (GST) enzimini kodlayan gen (GSTP1) ifade düzeyindeki artışın da hücre hatlarında önemli bir dirençlilik mekanizması olduğu ve MRP1 proteini yardımıyla ilaç pompalanmasına katkıda bulunduğu belirlenmiştir. Kars MD et al, European Journal of Pharmacology 657 (2011) 4–9 Beta-tübülin izotiplerinin ifade düzeylerindeki değişimler de paklitaksele karşı gelişen dirençlilik için önemli görülmektedir. Apoptotik yolaklarda bulunan, büyüme faktörlerini ve reseptörlerini kodlayan, tümör mikro çevresinde rol alan ve hücre döngüsünde etkili olan bazı genlerin ifade düzeylerindeki değişimler dirençli hücre hatlarında artan üreme özelliğine katkıda bulunduğu belirlenmiştir. MDR1 gen İfadesi, 295bp MCF-7/CD44 ALDH MCF-7/Pac Mikroarray analizleri sonucunda MCF-7/Pac hücrelerinin ALDH, CD44 ve integrin kodlayan genleri MCF-7/S ile karşılaştırıldığında aşırı ifade ettikleri, CD24 kodlayan geninin ifadesinin ise MCF-7/S’ye göre az olduğu bulunmuştur. Bunun üzerinde MCF-7/Pac hücrelerinde flow sitometri analizleri yapılmıştır. (FACS Aria III) ALDH + , CD44 + , CD24 - fenotipindeki hücreler saflaştırılıp üretilmiştir. Saflaştırılan kök hücre benzeri hücreler Paklitaksele dirençlidir. MCF-7/S MCF-7/Pac, 400nM Paklitaksele dirençli Akım sitometri ile kök hücre saflaştırma (CD44+, CD24-/low, ALDH+) MCF-7/Pac hücrelerinde P-gp aşırı ifadesi, MMP protein genleri aşırı ifadesi, ALDH aşırı ifadesi, CD24 ifade düzeyinde azalma fenotipleri mevcuttur. NOD/SCID fareye enjekte edilmesi 30 gün sonra tümör oluşumunun gözlenmesi, histopatolojik analizler. CD44+, CD24-/low, ALDH+ MCF-7/Pac hücrelerde moleküler analizler ile dirençli meme kanseri kök hücre belirteçlerinin belirlenmesi Dirençli kök hücre belirteçleri hedeflenmesi ALDH ALDH CD44 MCF-7/CD44 MDR dirençliliğinin engellenmesinde genellikle kimyasal bileşikler, özel antikorlar, deterjanlar kullanılmaktadır. Pompaları bloke edici moleküller veya ABC taşıyıcı proteinlerine özel substrat analogları “MDR modülatörleri” olarak adlandırılır. Etkili ve toksik olmayan MDR modülatörlerini belirlemek, ilaç dirençliliğini geri çevirmek için yeni stratejilerin geliştirilmesine yol açacaktır. Sarkadi B. et.al, 1997 S Substrat SA Substrat Analoğu ATP Monoklonal antikorlar Protein modifiye edici deterjanlar ATP analoğu P-gp aktivitesinin belirlenmesinde özel floresan boya kullanılmıştır. Rhodamine-123 P-gp substratı olan floresan boyadır. Hücre içinde biriken floresan boya/substrat düzeyleri akım sitometresi (BD FACS) kullanılarak ölçülmüştür. Floresan mikroskobunda incelenmiştir. Counts Counts (a) (b) FL-1 Height FL-1 Height Akım sitometrisi histogramları, rhodamine-123 için: (a) Duyarlı MCF-7 hücreleri; (b) Dirençli MCF-7 hücreleri M1: yüksek floresans (FL) bölgesi M2: düşük floresans bölgesi Etkenler Özellikleri Verapamil Phenilalkilamin, kalsiyum kanal inhibitörü Prometazin Phenothiazine, kalmodulin inhibitörü Kapsantin Karotenoid, antioksidan, biber özütünden elde edildi Saikosaponin A,D Bupleurum sp. kök özütünden elde edilen saponin türleri ALIS409 (silikon Sentetik organosilikon bileşiği) bileşiği Kimyasal yapı Çeşitli doğal ve sentetik maddelerin (saikosaponinler, kapsantin, verapamil, prometazin, ALIS 409) ilaç dirençliliğini geri çevirme (P-gp aktivitesini engelleme) potansiyeli araştırılmıştır. Akım sitometri sonuçlarına göre, P-gp modülasyonu floresan substratın (Rhodamine123) hücre içinde birikmesine neden olmuş ve sonuç olarak floresan aktivite değerlerinde artış görülmüştür. Floresan birikim analizlerinden elde edilen akım sitometri histogramları: Counts Counts (a)Dirençli MCF-7 hücreleri; (b) modülatörlerle dirençliliği geri çevirilmiş dirençli MCF-7 hücreleri (a) (b) FL-1 Height FL-1 Height Sonuçlara göre MDR dirençliliği hem MDR1 geninin ifade düzeyinin azaltılması (prometazin) hem de P-gp’nin bloke edilmesiyle (saikosaponinler, kapsantin, ALIS-organosilikon bileşikleri) engellenebilmiştir. Dirençlilik mekanizmalarının moleküler düzeyde aydınlatılması ve dirençliliğin geri dönüştürülmesi kanser tedavisinin başarısını artıracak ve daha etkili ilaç tedavilerini mümkün kılacaktır. International J Hematology Oncology, 2013, 23:227-232 Chemotherapy, 2008;54:194–200 Anticancer Research, 2006, 26: 4559-4568 PRiMER MEME KANSERİ HÜCRELERİYLE YÜRÜTÜLEN ÇASLIŞMALAR Meme kanserli hastaların yaklaşık %20 kadarında HER2 (Human Epidermal Growth Factor Receptor 2) geni amplifikasyonu olduğu bilinmektedir. Trastuzumab (HER2 reseptörüne karşı bir monoklonal antikor) ve diğer HER2 hedefli tedaviler HER2 pozitif meme kanserli hasta grubunun tedavisine önemli bir katkı yapmıştır. Meme kanserinde trastuzumabın sadece HER2 pozitif (HER2 aşırı ekspresyonu (+++) veya HER2 gen amplifikasyonu olan) hastalarda etkili olduğu bilinmektedir. Ancak, HER2 pozitif hastalarda trastuzumab direnci önemli bir problemdir. NSABP-B31 (National Surgical Adjuvant Breast and Bowel Project) çalışmasında trastuzumab ile tedavi edilen ve tedaviye cevap veren meme kanserli hastaların bir kısmında sonradan tümör dokuları yeniden incelendiğinde HER2 gen amplifikasyonu göstermedikleri görülmüştür. Bu durum laboratuvar hatası olarak açıklanmaya çalışılsa da sebebi kesin olarak ortaya koyulamamıştır. Kanser kök hücreleri ile yapılan yeni çalışmalar bu sorunun cevabına yönelik ipuçları taşımaktadır. Yapılan çalışmalarda meme kanseri kök hücrelerinin regülasyonunda HER2 reseptörlerinin önemi gösterilmiştir. In-vitro çalışmalar meme kanseri kök trastuzumabın etkili olabileceğini göstermiştir. hücrelerine Hedef, Primer meme kanseri kültürlerinden izole edilen kanser kök hücreleri (benzeri) üzerinde Herceptin (trastuzumab) , paklitaksel ve karboplatinin terapötik etkilerini ve kombine ilaç etkileşimlerini araştırmaktır. Hasta/doku özellikleri Hasta # ER PR CerbB2 R Moleküler alt grup H1 H2 H3 H4 H5 H6 H7 Negatif Negatif Negatif Pozitif Pozitif Pozitif Negatif Negatif Negatif Negatif Pozitif Negatif Pozitif Negatif Pozitif (+++) Pozitif (+++) Pozitif (+++) Pozitif (++)(FISHNegatif) Negatif Pozitif (++)(FISH Negatif) Pozitif (+++) CerbB2 Pozitif CerbB2 Pozitif CerbB2 Pozitif CerbB2 Negatif CerbB2 Negatif CerbB2 Negatif Cerb B2 Pozitif Cerrahi müdahale ile dokuların alınması Doku steril olarak antibiyotik ve antimikotik (amphotericin) ajan içeren besiyerine koyulur 1 saat içinde soğuk olarak hücre kültürü laboratuvarına transfer edilir. Hastalardan alınan Meme kanseri dokusudan primer kültürlerin oluşturulması Makasla parçalanır Kolajenaz (300 U/ml) Bir gece çalkalanır, 37°C Hücreler filtre edilir(30 μm) 37ºC, 5% CO2’de kültüre edilir DMEMF-12, Penicillin / streptomycin Primer kültürden kanser kök hücrelerin hücre saflaştırmalı akım sitometri ile izole edilmesi Hücre CD işaretlerine bağlanması için mouse anti-human CD44-PE, mouse anti-human CD24-PE-Cy7, mouse anti-human HER2-APC antikorları (BD Biosciences) kullanılmıştır. CD44+, CD24- hücreler 2 mL DMEM/F12 besiyerine seçilerek kültür kabına alınmıştır. Negatif kontrol olarak antikor ile muamele edilmemiş, 10 μg/mL 7AAD ile boyanmış hücreler kullanılmıştır. Hasta 3’ün Flow sitometri analizi , ( H3 ) % Hasta 3 (HER2 pozitif) Hasta 4 (HER2 negatif) TOTAL HER2+ HER2- TOTAL HER2+ HER2- Meme kanseri hücreleri (CD44+CD24+) 47,7 94,4 5,6 69,9 95,7 4,5 Meme kanseri kök hücreleri (benzeri) (CD44+CD24-) 43,7 84,4 15,6 7,7 11,3 87,6 Her iki hastada da HER2 negatif ve HER2 pozitif meme kanseri kök hücre popülasyonu mevcut. (AACR Congress, 2015) CD44 pozitif, CD24 negatif meme kanseri kök hücre benzeri primer alt-kültürü % 5.2 ALDH pozitif popülasyonu içermektedir. Kök hücrelere kemoterapi uygulanması ve toksisite analizleri Sitotoksisite analizlerinde XTT kiti kullanılmıştır. Trastuzumab ve kombine tedavinin hücrelere sitotoksik etkisi 96 gözlü kültür kaplarında test edilmiştir. İlaç yüksek dozdan düşük doza yatay olarak seyreltilmiştir. Elde edilen sonuçlar HER2 pozitif ve HER2 negatif meme kanseri kök hücrelerinin trastuzumab ve kombine tedavilere cevabı yönünden değerlendirilmiştir. Primer Kültürlerinde Kombine Tedavinin Etkileri Sitotoksisite Testi, IC50 değerleri Hastalarda dokularından elde edilen primer meme kanseri kök hücre kültürlerinde HER2 pozitif ve HER2 negatif kök hücre benzeri popülasyonların birlikte bulunduğu gösterildi. Trastuzumab, HER2 pozitif kök hücre benzeri popülasyona en etkilidir. Toplam primer kültür Transtuzumab’a aynı ölçüde yanıt vermemiştir. Sonuçlar meme kanserinde ilaç direnci nedenlerini aydınlatmak ve HER2 histopatoloji sonucuna yönelik tedavilerin yanıtlarını değerlendirmek açısından oldukça umut vericidir. KKH hedefleme alanında son zamanlarda yapılan araştırmalar ise Nanoteknolojik ilaç sistemleri tasarlayıp KKH’leri hedeflemeyi amaçlamaktadır. ACS Nano. 2015 Jun 23;9(6):5725-40. doi: 10.1021/nn506928p. Epub 2015 May 29. Chitosan-Decorated Doxorubicin-Encapsulated Nanoparticle Targets and Eliminates Tumor Reinitiating Cancer Stem-like Cells. Rao W 1,2, Wang H1,2,3, Han J3,4, Zhao S1,2, Dumbleton J1,2, Agarwal P1,2, Zhang W 5, Zhao G6, Yu J3,4, Zynger DL7, Lu X8, He X1,2,3. Abstract Tumor reinitiating cancer stem-like cells are responsible for cancer recurrence associated with conventional chemotherapy. We developed a doxorubicin-encapsulated polymeric nanoparticle surface-decorated with chitosan that can specifically target the CD44 receptors of these cells. This nanoparticle system was engineered to release the doxorubicin in acidic environments, which occurs when the nanoparticles are localized in the acidic tumor microenvironment and when they are internalized and localized in the cellular endosomes/lysosomes. This nanoparticle design strategy increases the cytotoxicity of the doxorubicin by six times in comparison to the use of free doxorubicin for eliminating CD44(+) cancer stem-like cells residing in 3D mammary tumor spheroids (i.e., mammospheres). We further show these nanoparticles reduced the size of tumors in an orthotopic xenograft tumor model with no evident systemic toxicity. The development of nanoparticle system to target cancer stem-like cells with low systemic toxicity provides a new treatment arsenal for improving the survival of cancer patients. TEŞEKKÜRLER Selçuk Üniversitesi İleri Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Konya N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Doç. Dr. Mehmet Artaç GATA Prof. Dr. Fikret Arpacı Prof. Dr. Ali Uğur Ural ODTÜ Prof. Dr. Ufuk Gündüz TUBİTAK 106S019, 113S559 University of Szeged Prof. Dr. Jozsef Molnar