6.4. Kamu Harcamalarının Uzun Dönemli Büyümeye Etkilerinin
Transkript
6.4. Kamu Harcamalarının Uzun Dönemli Büyümeye Etkilerinin
190 6.4. Kamu Harcamalarının Uzun Dönemli Büyümeye Etkilerinin Barro’nun Yaklaşımına Göre Sınanması Kamu harcamalarının büyüme üzerindeki etkileri literatürde uzun zaman tartışma gündemini meşgul etmiştir. Bunların arasında Barro’nun (1990) çalışması, kamu harcamalarının ulusal gelirdeki payı ile kişi başına ulusal gelir büyüme oranı arasında içsel bir bağlantı kurmaya çalışmaktadır. Barro’nun yaklaşımındaki belirgin nokta, kamu ve özel hizmetleri sabit getiri varsayımı altında modellemesidir. Kamusal hizmetler, özel sektör üretim sürecinde bir girdi niteliğindedir. Benzer şekilde Barro (1991) çalışmasında da bu ilişki 1970-85 dönemindeki 98 ülkeyi ele amaktadır. Bu çalışmanın bulgularına göre ülkelerin kişi başına ulusal gelir büyüme oranlarıyla devlet tüketim harcamalarının ulusal geirdeki payı arasında negatif yönlü bir ilişki vardır. Yatırım harcamaları dikkate alındığında ilişki pozitif, fakat istatistiki olarak anlamsız bulunmuştur. Barro’ya göre (1960), GSYİH içinde kamu harcamalarının boyutu büyüme oranını önemli ölçüde etkileyebilir. Kamu harcamalarının ulusal gelirdeki boyutu küçüldükçe büyüme oranı üzerindeki etkileri pozitif, büyüdükçe negatife dönüşecektir. Diğer yandan büyüme, kamu hizmetlerine (altyapı, eğitim gibi) olan talebi artırır. Burada, Barro’nun yaklaşımı temel alınarak Türkiye ekonomisinin 1930-1996 dönemindeki kamu harcamalarının uzun dönemli büyüme sürecine etkileri incelenmektedir. Modelin unsurları şunlardır: Hanehalkları dönemlerarası fayda fonksiyonlarını maksimize etmek için tüketim düzeyini belirlerler. (6.4.1) ∞ U = ∫0 e− ρt ct1− σ − 1 dt 1− σ Sermaye birikimi, kamu bütçesi ve üretim kısıtları sırasıyla şöyledir. k! = y − g − c (6.4.2) g = τy y = kf (g / k ) Bu koşullar altında optimal durağan durum büyüme oranı; (6.4.3) γ= c! = [(1 − g / y )(1 − η) f ( g / k ) − ρ] / σ c Burada η, kamu harcamaları düzeyiyle ulusal gelir düzeyi arasındaki esnekliktir. Kamu harcamaları oranındaki bir artış (1-g/y) değerini azaltarak, özel sektör yatırımlarını dışlayıcı etkilere yol açar ve bu nedenle büyüme hızı düşer. Diğer yandan g/y oranı ne kadar yüksek olursa, pozitif dışsallıklar nedeniyle özel sektör sermayesinin verimliliği artarak, büyüme oranını yükseltir. Büyüme üzerindeki ters yönlü bu etkiler sonrasındaki net etki şöyle oluşacaktır. (6.4.4) ∂γ = f ( g / k )( f ′ − 1) / σ ∂ (g / y ) Net etkinin pozitif ya da negatif oluşması, kamu kesiminin toplam ekonomideki büyüklüğüne bağlıdır. Kamu kesiminin payı ne kadar büyükse ( f ′ < 1 ), negatif etkiler o ölçüde büyük ve başat olacak, 191 büyüme oranı da düşecektir. Modele kamu tüketim harcamalarını (h) eklersek (6.4.1) eşitliği ve durağan durum büyüme oranı yeniden şöyle tanımlanacaktır: ∞ U = ∫0 e − ρt (6.4.5) γ= (6.4.6) (ct1− β htβ )1− σ − 1 dt , 1− σ 0<β <1 c! = [(1 − ( g / y ) − ( h / y ))(1 − η) f ( g / k ) − ρ] / σ c Kamu harcamalarının büyüme üzerine etkileri, yukardakine benzer biçimde belirlenir. Ancak tüketim harcamaları modele katıldığında, etkiler daha az nettir. Her iki olası durumda Barro yaklaşımının sonuçları Tablo 6.4.1 ile özetlenmiştir. Üretken olmayan kamu harcamalarındaki artışlar, harcamaların ekonomi içindeki boyutlarından bağımsız olarak büyüme oranını düşürür. Buna karşın üretkenlik etkilerine sahip nitelikteki kamu harcamaları, bu harcamaların toplam ekonomideki büyüklüğüne bağlı olarak büyüme oranını artırır ya da azaltır. Tablo 6.4.1. Barro’nun İçsel Kamu Harcamaları Modelinde Büyümeye Olası Etkiler Düşük Düzeylerde Üretken Kamu Harcamaları Optimal Düzeyde Üretken Kamu Harcamaları Yüksek Düzeylerde Üretken Kamu Harcamaları Üretken Kamu Harcamaları ∂γ / ∂ (g / y ) > 0 ∂γ / ∂( g / y ) = 0 ∂γ / ∂( g / y ) < 0 Tüketim ve Harcamaları Net Etki ∂γ / ∂( h / y ) < 0 ∂γ / ∂( h / y ) < 0 ∂γ / ∂( g / y ) < 0 + ya da - - - Transfer Kaynak:Barro, 1990; Hsieh ve Lai, 1994. Türkiye ekonomisinde kamu harcamaları tüketim ve transfer harcamaları, yatırım harcamaları biçiminde iki ana grup altında toparlanarak analiz yapılmaktadır. Birinci grup harcamalar doğrudan talep artışı ve büyüme artışına yol açmakla birlikte, üretim süreçlerini pek etkilemediklerinden üretken harcamalar niteliğinde değildirler. Ekonometrik analizden çıkan sonuçlar, bu tezi doğrulamaktadır. Yatırım harcamaları ise, yol açtığı pozitif dışsal ekonomiler aracılığıyla ekonominin toplam üretkenliğini artırıcı niteliktedir. Ancak, dışlama etkisinin (crowding-out) varlığı, bu pozitif etkinin azalmasına ya da negatife dönüşmesine yol açabilmektedir. Gecikmeli zaman serisi analizleri kullanılarak yapılan sınamalar, aşağıda izleyen tablolar ve şekiller aracılığıyla sunulmaktadır. Tablo 6.4.3 ve Şekil 6.4.1, yatırım, tüketim+transfer ve toplam kamu harcamalarının yıllar itibariyle seyrini göstermektedir. Seriler trendden arındırıldıktan sonraki otokorelasyon fonksiyonlarına, korelogramlara ve birim kök sınamalarına baktığımızda, hiç bir serinin durağan olmadığını belirlemekteyiz. Bu nedenle tüm seriler birinci derece fark alma işlemine tabi tutularak yeniden aynı sınamalardan geçirilmektedir. Serilerin düzeylerine göre ve birinci derece fark sonrası biçimine ilişkin birim kök (ya da GDF) sınamaları Tablo 6.4.2’de yer almaktadır. Tablo’dan görüleceği gibi seriler (büyüme serisi dışında) düzeyleri dikkate alındığında AR(1) katsayıları bire çok yakındır; birinci sıra farklar alındıktan sonra katsayılar anlamlı şekilde birden uzaklaşmakta, sıfıra yaklaşmaktadır. Bu bilgiler, kamu harcamalarına yönelebilecek dışsal şokların, harcamaları anlamlı şekilde farklı bir yeni uzun dönem gelişme çizgisine oturtacağını göstermektedir. 192 Yatırım Harcamaları/GSMH Toplam Kamu Yatırımları/GSMH Cari+Transfer Harcamaları/GSMH GSMH Büyüme Oranı 40.0 35.0 30.0 25.0 20.0 15.0 10.0 5.0 0.0 -5.0 -10.0 -15.0 -20.0 30.0 25.0 20.0 15.0 10.0 5.0 1996 1993 1990 1987 1984 1981 1978 1975 1972 1969 1966 1963 1960 1957 1954 1951 1948 1945 1942 1939 1936 1933 1930 0.0 Büyüme Oranı (%) Kamu Harcamaları/GSMH (%) 6.4.1. İktisadi Ayrıma Göre Kamu Harcamaları/GSMH ve Büyüme Oranlarının Gelişimi Yıllar Tablo 6.4.2. Kamu Harcama Serilerinde Birim Kök Sınamaları GDF t İstatistiği -0.789 -10.003 Mac Kinnon Sınır Değerleri -1.618 (10) -2.598 (%1) AR(1) -1.587 -3.280 (%10) 1.007 Tüketim + Transfer Harcamaları (h/y) Fark alınmış Toplam Kamu Harcamaları ((g+h)/y) -8.788 -2.598 (%1) -0.145 -2.772 -3.280 (%10) 0.744 Toplam Kamu Harcamaları ((g+h)/y) Fark alınmış GSMH Büyüme Oranı -9.611 -2.598 (%1) -0.231 -8.855 -2.598 (%1) -0.097 Yatırım Harcamaları (g/y) Yatırım Harcamaları (g/y) Fark alınmış Tüketim + Transfer Harcamaları (h/y) 0.984 -0.213 Kamu harcamalarının büyüme etkisi yaratıp yaratmadığı, bu serilerle büyüme oranı arasında oluşturulacak optimal gecikmeli VAR modelleriyle belirlenmektedir. Saptanılan optimal gecikmeli modellerden hareketle, büyüme oranının iktisadi ayırıma dayalı harcamalarda oluşabilecek % 1’lik değişimlere karşı göstereceği tepkilere ve tepki sürecinin uzunluğuna bakılmaktadır. Tepki fonksiyonları ve varyans ayrıştırımı Tablo 6.4.5’de verilmekte ve tepki fonksiyonları Şekil 6.4.2-3-4 ile de görselleştirilmektedir. Bunlardan da izlenebileceği gibi, kamu yatırımlarının etkileri ayrıma göre farklılaşmaktadır. Üretkenliği artırıcı etkileri olmayan cari ve transfer harcamaları, kısa ve orta dönemde negatif büyüme etkileri gösterirken, uzun dönemli gelişme sürecindeki etkileri pozitife dönmekte, fakat belirgin büyüme etkisine yol açmamaktadır. Bu gelişmenin paralelinde toplam kamu harcamalarının kısa dönemli dinamik büyüme etkilerinin negatif olduğu görülmektedir. Bu sonuç, üretken olmayan bu türden kamu harcamalarındaki aşırı artışın ağır basarak, toplam harcamaların yol açtığı büyüme etkilerini kısa dönemde negatife dönüştürdüğünü göstermektedir. Kamu yatırım harcamalarındaki bir birimlik standart şokların büyüme etkileri birikimsel olarak kısa ve uzun dönemlerde pozitif olarak gerçekleşmiştir. Örneğin 10 yıllık süredeki etkiler yaklaşık %2; 30 yıllık sürede yaklaşık %5’dir. Uzun dönemde toplam yatırımlardaki dinamik 193 etkilerin pozitife dönmesi, ekonominin üretkenliği artırıcı nitelikteki kamu harcamalarının göreli payında bir gerilemenin işaretidir. Bunu, Şekil 6.4.5’de görmek olanaklıdır. Barro’ya göre, toplam kamu harcamalarının (özellikle üretken olmayan harcamaların etkisiyle) ulusal gelirdeki oranının yüksek değerlere ulaşması, büyümeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Büyüme Oranı 1996 1993 1990 1987 1984 1981 30.0 25.0 20.0 15.0 10.0 5.0 0.0 -5.0 -10.0 -15.0 -20.0 1978 1975 1972 1969 1966 1963 1960 1957 1954 1951 1948 1942 1939 1936 1933 100.0 90.0 80.0 70.0 60.0 50.0 40.0 30.0 20.0 10.0 0.0 1945 Yatırım Harcamaları/Toplam Harcamalar (Cari+Transfer) Harcamaları/Toplam Harcamalar Büyüme Oranı 1930 Harcama Oranları (%) 6.4.5. İktisadi Ayırıma Göre Kamu Harcamalarının Toplam Kamu Harcamalarındaki Oranının Gelişimi Yıllar Yatırım harcamalarının yarattığı uzun dönemli büyüme etkileri yaklaşık %0.2-0.3 civarında oluşmaktadır. Bunun çok önemli bir büyüme etkisi olduğunu söyleyemeyiz. Öyle ki, kamu yatırımlarının birikimli büyüme etkisi bile 30 yıllık süreçte ancak %5’lerde gerçekleşmektedir. 6.2. alt başlığında incelediğimiz özel sektör yatırımlarının yanında, kamu yatırımlarının etkileri zayıftır. Toplam kamu harcamalarının pozitife dönmesindeki etmen ise, yatırım harcamalarının konsolide bütçe içindeki payının son yıllarda %5-6 civarlarına kadar gerilemiş olmasıdır. Bu gelişme, üretken olmayan cari ve transfer harcamalarının yol açtığı negatif büyüme etkilerini önemli ölçüde ortadan kaldırarak, net büyüme etkisinin, küçük düzeylerde de olsa, pozitif değerlere dönüşmesine yol açmıştır. Tablo 6.4.1’in birinci sütunu, bu gelişmeyi yansıtmaktadır. GSMH büyüme oranındaki değişimin kamu yatırımlarından kaynaklanma düzeylerine baktığımızda, cari ve transfer harcamalarının büyümedeki değişimlerin yarısını açıklamakta olduğunu görürüz. Yatırım harcamalarında bu, %30 civarındadır. Özellikle 1980 sonrası borçlanmadan kaynaklanan transfer harcamaları47 , bu gelişmeyi belirleyen önemli unsur olmuştur (Önder ve diğerleri, 1993, ss.51-56). 47 Transfer harcamalarının GSMH’ye oranı 1930-80 arası ortalama %4-6 civarlarında seyrederken, 1980’li yıllarda %10, 1990’lı yıllarda da %20 platosuna yükselmiştir.