N E Ş`E E R B E R K A TA ŞE H İR A N A O K U LU
Transkript
N E Ş`E E R B E R K A TA ŞE H İR A N A O K U LU
SAYI 3 ARALIK 2014 İYİ Kİ DOĞDUNUZ!! NEŞ’E ERBERK ATAŞEHİR ANAOKULU Kuzey Gökpınar Mia Pera Acar Pelin Çetinkaya İpek Natıroğlu Demir Yüksel Defne Akandere İnci Hacıömeroğlu Yasin Turan Yiğit Yerli malı haftasını Pazar Yeri dramasıyla kutluyoruz Sevimli Şapkalar Partisi yapıyoruz. Yeni Yıla Kostüm Partisiyle giriyoruz. KONULAR Duygularım Besinler ve Sağlık Yeni yıl Kış Mevsimi KAVRAMLAR Şekil: Kare Sayı: 3 Renk: Mavi Sıcak– soğuk Mutlu-üzgün PARTİ VE ÖZEL GÜNLER Yerli Malı Haftası Yeni Yıl Partisi Mavi Renk partisi DRAMA Kar topu draması Kardan adam ve Güneş OYUN MUTFAK ETKİNLİKLERİ Duygular zarı oyunu Topla topla koy sepete Ayakkabım Nerede? Yeni Yıl kurabiyem Turşu kuruyoruz FEN VE DOĞA ETKİNLİKLERİ Buzların Erimesi Suda Eriyen şeker ANADİLİ ETKİNLİKLERİ SANAT ETKİNLİKLERİ Sağlıklı Besin Tabağım Kardan Adam Hatıra Çerçevelerimiz grup çalışması Kar tanesi servis altlığım Pazar çantamız Meyve sebze boyuyoruz Yeni yıl hediyemiz El baskılarıyla duygular tablosu ŞARKILAR Sebze—Meyve Yeni Yıl Kardan Adam TEKERLEMELER Pazara Gidelim PARMAK OYUNU Kış Baba Eğer Mutluysan... YENİ YIL Gece yarısı saatler çaldı KARDAN ADAM Kardan adam yapalım Burnuna havuç takalım Üşüyor bu havada Boynuna atkı saralım Elde torbası yeni yıl geldi Hoş geldin dünyamıza yeni yıl yeni yıl Hoş geldin aramıza yeni yıl yeni yıl Herkes sevinsin yeni yıl geldi Gülsün eğlensin yeni yıl geldi SEBZE—MEYVE Sebze meyve herkes yemeli Çünkü onlar bol vitaminli Onları yemezsek çocuklar Pembe olmaz yanaklar Havuç gel gel yanıma diyor Lahana köşede gülüyor Ispanaklar güç veriyor Maydanozlar dans ediyor PAZARA GİDELİM Pazara gidelim bir elma alalım Pazara gidip bir elma alıp napalım Hapur hupur hapur hupur yiyelim. (Meyve ve sebzeler sırayla söylenir.) KIŞ BABA Tak tak tak kim o? Ben...Sen kimsin. Ben kış babayım. Hem soğuk hem yağmur hem karım Kış baba ne getirdin bana? Portakal mandalina getirdim En çok da soğuğu getirdim Bırr..üşüdüm ne olur git... Eğer mutluysan vur ellerini Eğer mutluysan ve şarkı söylüyorsan vur ellerini Eğer mutluysan vur dizlerine Eğer mutluysan ve şarkı söylüyorsan vur dizlerine Eğer mutluysan parmağını şaklat Eğer mutluysan ve şarkı söylüyorsan parmağını şaklat Eğer mutluysan heyy diye bağır Eğer mutluysan ve şarkı söylüyorsan heyyy diye bağır... ÇOCUKLARDA DUYGUSAL ZEKA GELİŞİMİ Günümüzde, salt zekaya yani IQ’nun ölçtüğü şeye verilen önemin ne kadar aşırıya kaçtığı fark edilmektedir. Hepimizin kendi deneyimlerinden de bildiği üzere, kararlarımızı ve hareketlerimizi şekillendirirken, hislerimiz çoğu zaman düşüncelerimize baskın çıkar. Duygular bize bu kadar hakim olduğu sürece, salt zekaya verilen önemin tek başına bir değeri yoktur. Bildik IQ testlerinin aksine, duygusal zeka puanını ortaya çıkartan bir kalem kağıt testi yoktur ve hiçbir zaman da olmayabilir. Duygusal zekanın, her türlü unsuru hakkında çok fazla araştırma vardır ancak empati gibi bazı yetileri sınamanın en iyi yolu, kişinin o kişiye gösterdiği fiili yeteneği gözlemlemektir. İnceleme sonuçları, empatinin kökünün bebeklik dönemine kadar uzanabildiğini gösteriyor. Neredeyse doğdukları günden itibaren, bebekler bir diğerinin ağladığını duymaktan rahatsız olur. Gelişim psikologları, bebeklerin henüz başkalarından ayrı bir varlık olduklarını tam olarak kavramadan, onların sıkıntılarını kendilerinde var sanarak, onların sıkıntılarından rahatsız olduklarını saptamıştır. Hareket taklidi, bebekler iki buçuk yaşına geldiklerinde davranış repertuarından silinir. O noktada başkasının acısının kendininkinden farklı olduğunu anlar ve diğerini rahatlatabilecek hale gelirler. Gelişmelerinin bu evresinde çocuklar, başkalarının duygusal rahatsızlıklarına gösterdikleri genel hassasiyet bakımından farklılaşmaya başlarlar. Bazıları keskin bir duyarlılığa sahipken bazıları ise umursamaz bir tavır içindedir. Araştırmalara göre, empatik ilgi farklılıklarının büyük ölçüde ailelerin çocuklarını nasıl terbiye ettiklerine bağlıdır. Davranışlarının karşı tarafı nasıl bir sıkıntıya soktuğuna dikkat çeken bir terbiye tarzı, yani ‘yaramazlık yaptın’ yerine ‘bak onu ne kadar üzdün’ denmesi, çocuklara daha fazla empati kazandırır. Araştırmacılara göre, çocuklardaki empatiyi şekillendiren bir diğer etken, biri sıkıntıdayken diğerlerinin ona nasıl yaklaştığını görmektir. Özellikle de sıkıntıda olan kişilere yardımcı olmak konusunda, çocuklar gördüklerini taklit ederek empatik tepki repertuarlarını geliştirirler. Duygusal zeka, en kısa tanımıyla, kendisinin ve başkalarının duygu ve heyecanlarının farkında olma, onları ayrıştırabilme yeteneğini içeren bir zeka türüdür. Bu zeka türü, bebekliğin ilk günlerinden itibaren şekillenir. Ağlayan bir bebeğe, annenin vereceği ilgi ve bu ilginin içeriği, bebek için gittikçe anlamlı hale gelecektir. Çocukların duygusal zekalarının gelişmesi konusunda, ebeveynlerin yapabileceği en önemli şey, çocukların kendilerinin farkında olmalarına yardımcı olmaktır. Onun, farklı olaylara verdiği tepkileri gözlemleyin. Örneğin, utanma, suçluluk, öfke gibi duyguları yaşadığını gördüğünüzde, bu duyguları ifade etmesi için onu cesaretlendirin. Onun yaşadığı duygular her ne olursa olsun, bunlarla baş edebilmesine yardımcı olun. Duygularla baş etmek, onları bastırıp yok saymak değil, sadece uç noktalarda gitmeden yaşamaktır. Hayal kırıklığı yaşayan bir çocuğun, yaşadığı olayları konuşup, duygularını ifade etmesi konusunda onu cesaretlendirmek, onun uç noktalarda sinir krizleri geçirmesine engel olacaktır. Öfke, korku, endişe, hayal kırıklığı gibi duyguları hisseden çocuklar, bunları rahatça dile getirebildiklerinde, rahatlama yaşarlar. Yaşadıkları duygular her ne olursa olsun, onların bu duyguları hisseden ilk ve tek insanlar olmadıkları konusunda yanlarında olmak gerekir. Yani çocuğun yaşadığı duyguları yaşadığımızı belirten anılarımızı anlatmak ya da istediği oyuncak alınmadığı zaman üzülen bir çocuğun hikayesini okumak, onlara, yalnız olmadıklarını hissettirir ve onları rahatlatır. Duygularla baş etme yolları hakkında fikir sahibi olurlar. Çocukluk Döneminde Sıklıkla Yaşanan Bazı Duygular; Korku, Öfke ve Kıskançlık KORKU Çocuklar henüz zihinsel gelişimlerini tamamlamamış oldukları için, etraftaki bir çok şey onlara, bizim algımızdan farklı olarak, eksik veya yanlış yorumlayabilirler. Bu sebeple onlara bazı şeyler ürkütücü gelebilir. Korkular hem çocuktan çocuğa göre değişir hem de her yaşta genellikle farklı tiplerde korkular görülür. Örneğin, bir yaşlarındaki bebekler, yüksek ve ani seslere, yabancı nesnelere ve kişilere karşı hassastırlar. İki-dört yaş civarındaki çocuklarda tipik olarak kayıp ve ayrılığa karşı hassasiyet görülür. Yalnız kalmaktan, annenin babanın onları terk edeceğinden korkmaları normaldir. Dört-altı yaş civarında ise, karanlıktan, yalnızlıktan, hayal ürünü yaratıklardan korkarlar. Çocuğun altı yaşından sonra korkuları azalmaya başlar. Bunun sebebi, hayal dünyası ile gerçek dünya arasındaki farkı ayırt edebilmeye başlamasıdır. Kendi hayal ürünü olan korkular gittikçe geride bırakılır. ÖFKE Bebekler öfkelerini beden dilleriyle ifade etmeye çalışırken, iki-dört yaş arasında duygular, kriz şeklinde yaşanır. Dört yaştan sonra ise, çocuklar şiddetli tepki göstermelerinin onaylanmadığını anlamış olurlar ve somurtmak, hırçınlaşmak, surat asmak, sızlanmak gibi dolaylı ifadeler kullanmaya başlarlar. Gelişen dil becerisi ile artık çocuklar kendilerini daha rahat anlatmaya başladıklarını hissederler ve bu da öfke krizlerinin azalmasına yardımcı olur. Öfke krizleri ile başetmek için, tek bir formül söz konusu değildir. Ancak temelde, sakin ve tutarlı davranışlar sergilemek gerekir. KISKANÇLIK Kıskançlık, sevilen bir kişinin yitirilmesi korkusu karşısında oraya çıkan bir duygudur. Çocuk, sevdiği kişinin elinden gideceğini düşündüğü zaman bu duyguları yaşar. Henüz kendi işlerini görecek kadar bağımsızlaşmamış, ilgi ve sevgiye muhtaç çocuklar, eve gelen kardeşle beraber, doğal olarak annelerini kıskanmaya başlarlar. Kıskançlığın en temelinde, kendini güvende hissetme ihtiyacı yatar. Kıskançlığı tamamen ortadan kaldırmak pek mümkün değildir. Ancak şiddetini azaltmak için bazı yollar denenebilir. Örneğin, çocuğu, yeni gelecek kardeşin sebep olacağı değişimlere önceden hazırlamak yardımcı olabilir. Kardeşin, sadece ve sadece bir oyun arkadaşı olacağı şeklinde gerçekçi olmayan bir anlatım yerine, çocuklar, olumlu ve olumsuz şeyler konusunda, onların anlayacağı bir dille, bilgilendirilmelidir. Doğumdan sonra da, çocuklara tutarlı, anlayışlı davranmak ve kardeşin doğumuyla, ona duyduğunuz sevgide azalma olmadığını belirten davranışlar sergilemek yararlı olacaktır. Uzman Psikolog İrem ERMAN KAYNAKÇA; Çocuk, Ergen ve Anne Baba - Gül Şendil Duygusal Zeka - Daniel Goleman NUMBERS, COLORS, ANIMALS One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten. Blue, red PLEASE, THANK YOU.. No, no, no Dog, cat, bird Yes, yes, yes Please, please, please Sit down! Stand up! Hands up! Hands down! Please! Thank you! No, no, no Yes, yes, yes Please, please, please Thank you, thank you Thank you, thank you Thank you, thank you WHAT COLOR IS IT? What color, what color, what color is it? It’s red, It’s red, red, red, red What color, what color, what color is it? It’s blue, it’s blue, blue, blue, blue MERRY CHRISTMAS The sleigh bells go ring, ring, ring ring, ring, ring Santa goes ho, ho, ho ho, ho, ho Merry Christmas ONE LITTLE FINGER One little finger One little finger One little finger Tap, tap, tap. Point it to the ceiling Point it to the floor Put it on your head One little finger, One little finger, One little finger, Tap, tap, tap. Point it to the ceiling Point it to the floor Put it on your nose One little finger One little finger One little finger Tap, tap, tap. The reindeer go up and down up and down The star on the tree goes twinkle, twinkle Point it to the ceiling Point it to the floor twinkle, twinkle Put it on your eye One little finger One little finger One little finger Tap, tap, tap. Point it to the ceiling Point it to the floor Put it on your mouth.