beypazarı fest val 06-07 haz ran`da - Beypazarı Ticaret Odası
Transkript
beypazarı fest val 06-07 haz ran`da - Beypazarı Ticaret Odası
BEYPAZARI FESTİVALİ 06-07 HAZİRAN’DA NİHAT ERGÜN GÖREVİ DEVRALDI it k a N n e rd Hepsi Bi . L T 9 9 2.9 Bonus’a özel peşin fiyatına mobilya Mayıs Kampanyaları Bonus’a özel +6 taksit İSTANBUL HALI SARAYI LTD. ŞTİ. Mrk: Milli Egemenlik Cd. No: 9 Tel: 312 762 44 06 Şb. : İşçiler Cd. No: 26 Tel: 312 796 06 56 Organize Sanayi Bölgesi 7.Cad. Tel: 222 236 17 12 Sakarya Cd. No: 274/B Tel: 222 220 23 80 Yunusemre Cd. 92/B Tel: 222 234 41 41 Ank.Asfaltı 8.Km.YiğitlerMh. 628 Tel: 224 342 02 16 BEYPAZARI ÇAYIRHAN ESKİŞEHİR ESKİŞEHİR ESKİŞEHİR BURSA mobilya ESKİŞEHİR-BURSA-YALOVA BALIKESİR-KÜTAHYA-BİLECİK ufuklar a.ş. BÖLGE BAYİİ Mrk.: Sakarya Cd. No: 70/D Tel : (222) 220 23 80 (pbx) Fax : 231 23 24 ESKİŞEHİR Şube : Yunusemre Caddesi No. 58/A Tel : (222) 234 41 41 ESKİŞEHİR Bölge Deposu : Organize Sanayi Bölgesi 7. Cad. Tel : (222) 236 17 12 ESKİŞEHİR Şube : Ankara Asfaltı 8. Km. Yiğitler Mh. No: 628 Tel : (224) 342 02 16 BURSA UFUKLAR A.Ş. BİR İSTANBUL HALI SARAYI KURULUŞUDUR. YÖNETİM Beypazarı Ticaret Odası Adına Sahibi H. Necdet Çalışkan 8 NİHAT ERGÜN GÖREVİ DEVRALDI YAYIN KOORDİNATÖRÜ Nazmi Yünsel SORUMLU MÜDÜR Mehmet Yurdakul Hisarcıklıoğlu, Yeniden TOBB Başkanı Seçildi EDİTÖR Melih Topaloğlu GÖRSEL YÖNETMEN Muammer Sargın FOTOĞRAFLAR E. Burcu BOZKURT DAĞITIM SORUMLUSU Kerim Çınar BASKI Yeni Çınarcık Matbaacılık Gersan San. Sitesi 655. Sok. No. 11 Batıkent / ANKARA Tel : 0312 256 38 33 ADRES Gazi Gündüzalp İş Merkezi Kat 1 No. 61 06730 Beypazarı / ANKARA Tel : 0312 762 89 89 Fax : 0312 762 89 88 16 8 Polis Gününde Anlamlı Ziyaret ŞEHİDİMİZ HACI KAZIM OZAN BABA OCAĞINDAN AHİRETE UĞURLANDI 32 BEYPAZARI'NDA UZUN SOLUKLU BİR PROJE “DOĞRULUK EKSENİ” Web : www.beypazari.oto tobb.org.tr e-mail:beypazarito@tobb.org.tr 45 Zafer Beypazarı’nın Dergimiz Basın Ahlak ve Yasasına Uyar. Dergimizde yayınlanan yazıların hukuksal sorumluluğu yazı sahiplerine aittir. Yeni Döneme Başlarken H.Necdet ÇALIŞKAN Beypazarı Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Öncelikle kısa bir süre önce gerçekleştirdiğimiz Beypazarı Ticaret Odası Başkanlığı seçimi sürecinin diğer odalara örnek olacak şekilde demokratik bir platformda sorunsuz olarak geçmesine katkıda bulunan tüm oda üyesi arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim. Ticaret odası yeni yönetimi olarak küresel ekonomik krizin etkilerinin ülkemizde şiddetle hissedilmeye başlandığı bu günlerde böyle zor bir görevi devralmış olmamız sorumluluğumuzu daha da artırmıştır. Yeni yönetim olarak temel felsefemiz katılımcı, paylaşımcı, yenilikçi bir anlayış çerçevesinde tüm kurum kuruluş ve kişilere karşı eşit mesafede bulunarak ilçemizin ticari hayatındaki problemleri çözmek, ticari hayatın belirlenmiş kuralları çerçevesinde sorunsuz olarak yürümesini sağlamaktır. Bu yolda en büyük destekçilerimizin odamızın tüm üyelerinin olacağı şüphesizdir. Yönetim olarak seçim sürecin de yaşanmış olan kırgınları unutup tüm kesimleri kucaklayarak faaliyetlerimizi sürdürmek temel düsturumuz olacaktır. Temel amacımız ekonomik krizin etkisinin büyük ölçüde hissedildiği ilçemizde ticari hayatın yeniden canlandırılabilmesi için tüm kamu kurum ve kuruluşları ile görüşmeler yaparak gerekli çözümlerin oluşturulup hayata geçirilmesini sağlamaktır. Bu kapsamda AB destek programlarına ilişkin olarak, gerekli araştırma ve incelemeleri yaptırarak odamız üyelerinin geliştireceği projelerin desteklenmesine yönelik çalışmaların oluşturulmasına gayret sarf edeceğiz. Bunun yanı sıra ilçemizin sosyokültürel yaşantısının canlandırılmasına tanıtılmasına ilişkin projelerin üretilmesi ve uygulanmasına Beypazarı Ticaret Odası olarak gerekli katkıları yapmak temel amaçlarımızdan olacaktır. Unutulmamalıdır ki bir yerde ticari hayatın başarılı ve etkin olması o yerdeki soysakültürel hayatın canlılığının ve gelişmişliğinin sonuçlarındandır. BTO yönetimi olarak selefim olan Sayın M. Cengiz Özalp beyefendinin İlçemiz belediye başkanı olması ayrıca bizler için sevinç kaynağı olmuştur. Dürüstlüğü ve beyefendiliği ile her zaman ilçemizin sevilen ticaret erbaplarından olmuş olan Sayın Cengiz beyefendinin ticari hayatta ve BTO yönetiminde elde ettiği deneyim ve tecrübelerini ilçemiz belediye yönetimine aktararak ilçemizde yapılmış olan başarılı çalışmaları daha da ileri noktaları taşıyacağına inancımız yüksektir. Sonuç olarak yeni dönemde ilçemizde ticari hayatın canlandırılması ve eski güçlü aktif yapısına kavuşturulması için ben ve arkadaşlarım üzerimizdeki sorumluluğun idrakinde olarak odamızın ve toplumun tüm kesimleri ile işbirliği içerinde çalışma azim kararlılığında olduğumuzu belirtmek isterim. Yeni dönemin üyelerimiz ve halkımız için hayırlı olacağı temennisi ile sevgi ve saygılarımı sunarım. KRİZİ YÖNETMEK İşletmeler zaman içerisinde belirli sorunlarla uğraşırken (çalışma ilişkileri, pazarlama, finansman vb) bazen farkında olmadıkları varlıklarını tehdit edebilecek kadar büyük sorunlarla da karşı karşıya kalabilirler. Bu sorunlar birden bire ortaya çıkan tehlikeler değildir. Tıpkı kalp hastalıklarında olduğu gibi önceden bazı sinyaller verirler. Bu sinyalleri dikkate almayan bireylerin uğrayacakları muhtemel sonuç kalp krizi olduğu gerçeği ise, işletmelerde bu sinyalleri iyi algılamaz gerekli tedbirleri almazlarsa ciddi bir ekonomik ve yönetsel krizle karşı karşıya kalabilirler. Kriz genellikle işletmenin yönetsel becerilerini etkileyerek karmaşıklık yaratan, belirsizlik unsurunu en üst düzeye çıkarıp buhran ve gerilim oluşturan bir özelliğe sahiptir. Doğrusu hiç bir kriz makro ve mikro anlamda (ülke ve işletme bazında) önceden bir sinyal vermeden ortaya çıkmaz. Önemli olan bu sinyallerin işletmelerde neyi tehdit edebileceğini iyi anlayıp geleceğe yönelik hangi sorunları ortaya çıkarabileceğini düşünerek (proaktif yaklaşım) tedbir almaya çalışmaktır. Çünkü ilk başta zayıf bir güce sahip olan kriz ortamı işletmenin bana bir şey olmaz, beni etkilemez, hele biraz daha bekleyelim, ne olacak bir bakalım gibi duyarsızlıkları ile çok kısa zamanda her şeyi yerle bir edebilir. İlk başta veya ortada bazı basit tedbirlerle giderilebilecek tehlike, zaman geçtikçe içinden çıkılmaz hale gelebilir. Karar verdiğimiz anda hala yapabileceğimiz birçok şeyimiz vardır. Kriz ortamını daha büyük bir sorun haline getiren iki temel unsur vardır. 1. Zamanı çok çabuk şekilde kullanmama, 2. Acele sonuç almaya yönelik plansız dağınık çalışmalar. İşletmelerin önceden tedbir almadıkları halde krize yakalandıklarında hala yapabilecekleri hamleler vardır. Önemli olan bu hamleleri zamanında planlı ve eksiksiz olarak yapabilmektir. Genelde batılı büyük şirketlerin yöneticileri krizi yönetmede “4 R” dedikleri formülü uygulayarak kriz ortamından çıkmaya çalışırlar. 1. Reduction (Azaltma) Krizin etkilerini azaltmaya yönelik bir anlayıştır. Özellikle insan kaynaklı krizlerde diğer bir ifadeyle bireylerin tutum ve davranışlarının etkin olduğu ortamlarda iyi bir insan kaynakları yönetimi uygulayarak bu durumdan çıkmaya ç a l ı ş m a k t ı r. E k o n o m i k anlamdaki krizlerde ise mali disiplin, aşırı harcamaların azaltılması (hem işletme içi hem de bireysel) işletmeye zarar vermeyecek şekilde tüm alanlarda belirli bir oranda 5 küçülmeyi sağlamak. 2. Readniess (Hazırlıklı olma) Yöneticiler ve çalışanların psikolojilerini etkileyen durumlar ve bu durumların uzantılarına karşı hazır olma. Sürekli iletişim sağlayan toplantılar yapma. Olumsuz ve psikolojik sıkıntıları giderme (işten çıkarılma korkusu vb) açık ve net olarak durumu anlatma, bilgi akışını sürekli hale getirme, kapalılığı yok ederek ne olacak sorularının cevaplarını hep beraber düşünmeye çalışma. 3. Response (Cevaplama) Planlama yaparak bilgi toplama, kaynak analizi, yoğun promosyonlar, fiyatlarla ilgili alınan tedbirler, çalışanlara yarı ücretli düzenlemeler yada ücretlerde yapılabilecek makul düşürmeler, yerel kuruluşlarla ortak hareket etme, ticari kuruluşların ve odaların öncülüğünde, tüketicilere cazip gelebilecek programlar ve tanıtımlar yapma, önemli kişileriağırlayarak onların bölge ile ilgili demeçlerini kullanmak. 4. Recovery (Tedavi) Kuruluşun eski gücünü kazanarak tam kapasite ile çalışmaya dönme hızı, hasara uğramış çalışanların yeniden eski haline gelmesi, krizden dolayı düşen moral ve motivasyon algılarının yükseltilmeye çalışılması için çalışanların rehabilitasyonu (gerekirse bire bir) çalışanları tekrar eski güçlü duruma geldik dedirtebilecek ücret yükseltmeleri, zamlar, hediyeler ve yeni dönemler ile ilgili planlamalar. bütünlüğün sağlanması. Özellikle ticaret ve sanayi odalarının bu anlamda öncülük yaparak meslek birliklerini harekete geçirmeleri gerekir. Müşterilere daha organize ve birlikte bir görünüm sunmak önemlidir. (Fiyattan ürün teslimine kadar cazibeyi artırmak). 2. Güven sağlamak için bir lidere ve ortak akla ihtiyaç duyulur. Bunun en önemli göstergesi odalar ve bunların organizasyonlarıdır. Bu çalışmaları organize etmelidirler. Tüm bu unsurlar krizle mücadelede etkili yöntemler olarak kullanılabilir. Ama asıl olan işletme içi aidiyet duygusunun daha kuvvetli hale getirilerek çalışanlar ile işletme arasında psikolojik bağlılığı yükseltmektir. Bu bağlılık aslında daha çok kriz öncesi dönemlerde işletme sahibi ve yöneticilerin uyguladıkları adalet ve etik unsurları ile oluşan güven kavramına bağlıdır. O halde kriz öncesindeki yönetsel davranışın tutarlılığı kriz esnasında işletmelerin nasıl etkilendiği açısından bir gösterge olacaktır. 3. İşten çıkarma ya da ücret azaltma olacaksa bir defada en kısa zamanda yapılmalıdır. Süregelen bir ücret azaltması ve işten çıkarma moralleri daha fazla bozar. Ayrıca bu eylemde olabilecek en fazla şeffaflığı göstermek zorunludur. 4. Acı ilaç içme ve fedakârlık en üst düzeyden başlamalı ve göstermelik olmamalıdır. Yani önce patronlar ve üst yöneticiler bu fedakârlığı yapmalıdırlar. Bunun yanında kriz döneminde mevcut durumdan daha az hasarla çıkabilecek bazı pratik önlemlerin alınması işletmenin gelecekteki süreçte kendini daha hızlı toparlayabilmesi için etkilidir. Bunlar neler olabilir: 5. İşletme yöneticileri işletme içerisinde moral bozukluğu içinde olmamalıdırlar. Çünkü onların morallerinin bozulması hakkı yoktur. Onlar bundan dolayı yönetici olarak adlandırılmaktadırlar. 1. Olayı sadece bireysel düşünmemek, sektörde olan diğer kuruluşlarla işbirliği sağlayarak yerel 6. Krizlerde mümkün olduğu kadar ülke için de diğer bölgelere ürün satmak ve yurt dışı ihracatını geliştirmeye çalışmak önemlidir. Tüm bu tedbirler iyi organize olunup uygulanırsa mutlaka iyi sonuçlar verecektir. Ülkemizin sürekli olarak kriz ortamında bulunmaya uygun bir ülke olduğu varsayılarak (siyasal beceriksizlikler, sürekli kısır çekişmeler vb) işletmelerimizin bu ortamlara uygun olarak hareket etme becerilerini geliştirmeleri gerekmektedir. Burada asıl önemli olan kriz sürecinden sonra işletmelerin nereden başlayacaklarına karar vermeleridir. Ne yazıktır ki! İşletmelerimizin büyük bir kısmı içine düştüğü durumdan kurtulmaya çalışırken geleceği düşünmeyi hiç dikkate almamaktadırlar. Eğer bu ortamdan çıkıldığında bir yol haritanız yoksa ve ne yapabileceğinize dair planlamanızı oluşturmamışsanız işte asıl facia ondan sonra başlayacaktır.” Geçmişi sürekli düşünmek geleceğinizi de ipotek altına alabilir.” SAĞLIK VE MUTLULUKLAR DİLEĞİYLE 6 Cumhurbaşkanı Gül: “Temel Hedef: Türkiye ve Avrupa'nın Enerji Arz Güvenliği” yönelik müzakerelere bu bilinçle iştirak ettiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Gül, “Nabucco projesinin hayata geçirilmesinin, diğer projelere de hız kazandırması ve Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Irak ve Mısır başta, ayrıca uluslararası konjonktür uygun olduğunda İran da dâhil olmak üzere, Hazar ve Orta Doğu bölgelerinde bulunan önemli doğal gaz üreticisi ülkelerin Avrupa'nın enerji güvenliğini arttırıcı rol oynaması samimi temennimizdir” dedi. Enerji Piyasalarının Liberalizasyonu Doğrultusunda Önemli Reformlar Güney Gaz Koridoru'nun, Türkiye'nin, üyelik müzakerelerini yürüttüğü AB ile enerji ilişkilerinde en önemli gündem maddelerinden biri haline geldiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, enerji piyasalarının liberalizasyonu doğrultusunda önemli reformlar gerçekleştiren Türkiye'nin, enerji alanında AB ile iş birliği ve dayanışmasını daha da geliştirmeyi arzu ettiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Prag'taki Güney Koridoru-Yeni İpekyolu Zirvesinde “Enerji ve Ulaştırma: Koridor Ülkeleri Arasında Daha Derin İşbirliğinin Temel Unsurları” ana başlıklı Genel Kurul oturumuna katıldı. Kongre Merkezi'nde düzenlenen zirvede yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin müşterek dostları ve ortaklarıyla birlikte, başta Avrupa olmak üzere uluslararası camia açısından büyük önem taşıyan enerji projelerini hayata geçirmek için yoğun gayret sarfettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa Birliği üyeliği yolunda ilerleyen Türkiye'nin enerji politikasının temel hedeflerinin, enerji kaynak ve güzergâhlarının çeşitlendirilerek kendi ulusal arz güvenliğinin güçlendirilmesi ile birlikte, Avrupa'nın da arz güvenliğine katkıda bulunması doğrultusunda şekillendiğini vurguladı. İş Birliğinin Bölgesel İstikrara, Barışa ve Refaha Katkısı Cumhurbaşkanı Gül, “Ancak, daha da başarılı olabilmemiz için bu iş birliğinin ve dayanışmanın iki yönlü olması büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda enerji faslı müzakerelerine başlanmasının bu doğrultuda büyük faydalar sağlayacağı inancındayız” şeklinde konuştu. Türkiye'nin bugüne kadar dost ve müttefik ülkelerle birlikte gerçekleştirdiği stratejik önemi haiz projelerin, Modern İpek Yolu olarak addedilen Türkiye geçişli Güney Koridoru enerji projelerine verdiğimiz önemin teminatı olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, bu koridora dâhil olan projelerin bir bütün olarak birbirini tamamlayıcı özellikte olduklarının altını bir kez daha çizdi. Cumhurbaşkanı Gül, kabul edilecek Ortak Bildiri'de de ifade olunduğu üzere, enerji alanındaki iş birliğinin, enerji güvenliğinin de ötesinde, bölgesel istikrara, barışa ve refaha kaydadeğer katkılarda bulunacağını da kaydetti. Zirvede Ayrıca Aile Fotoğrafı da Çekildi. Zirvenin ardından Cumhurbaşkanı Gül, heyetinde yer alan ve temaslarını izleyen gazetecilerle birlikte Prag'ın tarihî ve kültürel mekânlarını gezdi. Türkiye'nin, Avrupa'nın doğal gaz arz güvenliğinde coğrafi açıdan stratejik konumda bir ülke olmasının kendisine yüklediği sorumluluğun bilincinde olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, aynı sorumluluk duygusunu, Güney Gaz Koridoru'nda ve onun en önemli halkasını oluşturan Nabucco'da da taşıdığını belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, Nabucco'nun gerçekleştirilmesi için en üst seviyede kararlılığa ve siyasi iradeye sahip olan Türkiye'nin, projenin hukuki ve teknik altyapısının oluşturulmasına 7 NİHAT ERGÜN GÖREVİ DEVRALDI Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün: ''Demokrasi İçinde Seçimle Gelinen Yerlerde İlanihaye Görev Yapmak Söz Konusu Olmamalıdır''''Mutlaka Yenilenmeye İhtiyaç Vardır. Yenilenme Yeni Ruh Yeni Bir Heyecan Yeni Bir Dinamizm Getirecektir. Bu Ruhu, Bu Heyecanı Bu Dönemde Türkiye, Yeni Kabineyle Gerçekleştirmiş Olacak'’ Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na atanan Nihat ERGÜN, görevini Devlet Bakanlığına atanan Zafer Çağlayan'dan devraldı… Sanayi ve Ticaret Bakanlığı görevini Çağlayan'dan devralan Nihat Ergün, Sanayi Bakanlığının, üreten insanlara, tüketicilere yol gösteren, Türkiye'nin sanayileşmesine, ülkedeki ticaretin gelişmesine katkı sağlayan, bunun alt yapısını, rekabetçi ortamı, şeffaf ortamı ve uygun hukuk düzenini oluşturan bir bakanlık olarak çalışmalarına devam edeceğini söyledi. Görevlerinin ülkede ahenkli bir ekonomik faaliyetin olabilmesi ve bunun küresel düzeyde güçlü bir ekonomiye ulaşabilmesi için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın bütün birikimini harekete geçirmek olduğunu dile getiren Ergün, bunun taraflarından birisi bakanlık ve bürokratları ise diğerinin de üretenler ve bunların örgütleriyle tüketenler ve tüketici örgütleri olduğunu söyledi. Ergün, bu unsurlarla işbirliği içinde olacaklarını ifade etti. ”DEĞİŞİM BİR ZARURET'’ Bakan Ergün, kabinedeki revizyonla ilgili olarak da değişimin bir zaruret, kendi başına bir ihtiyaç olduğunu söyledi. Değişimin başarıdan ya da başarısızlıktan bağımsız olduğunu, bazen en başarılı insanların da değişmesi gerekebileceğini vurgulayan Ergün, ''Kurumsallaşmanın var olduğunu ispat etmek açısından buna ihtiyaç vardır. Demokrasi içinde seçimle gelinen yerlerde ilanihaye görev yapmak söz konusu olmamalıdır. Mutlaka yenilenmeye ihtiyaç vardır. Yenilenme yeni bir ruh yeni bir heyecan yeni bir dinamizm getirecektir. Bu ruhu, bu heyecanı bu dönemde Türkiye, yeni kabineyle gerçekleştirmiş olacak'' diye konuştu. Devlet Bakanlığına atanan Zafer Çağlayan ise, makamda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, 20 ay süren Sanayi ve Ticaret Bakanlığı süresince yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi verdi.Sanayi ve Ticaret Bakanlığının çok önemli fonksiyonlar icra eden bir bakanlık olduğuna işaret eden Çağlayan, görevini devrettiği Nihat Ergün'ün de sanayi ve ticaret konusunda bugüne kadar yapılmışların daha ötesinde başarılı hizmetler yapacağına inandığını söyledi. Çağlayan, yeni kabinenin millete, devlete, ticaret hayatına, istihdama, üretime hayır getirmesini diledi. Hisarcıklıoğlu, Yeniden TOBB Başkanı Seçildi TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB 64. Genel Kurulunda yapılan seçimde 1.362 geçerli oyun tamamını alarak yeniden başkan seçildi. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, bin 362 geçerli oyun tamamını alarak yeniden başkan seçildi. Seçimli 64. Genel Kurulu'nda bin 552 kayıtlı delegeden bin 385'i oy kullandı. 23 oy geçersiz sayılırken tek aday olan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu bin 362 geçerli oyun tamamını alarak yeniden başkan seçildi. TOBB'un 22. Başkanı olan Hisarcıklıoğlu, 12 yıl görev yapan ilk başkan olacak. Salona girişi sırasında delegeler tarafından ayakta alkışlanan Hisarcıklıoğlu, teşekkür konuşması yaptı. Hisarcıklıoğlu, birlik ve beraberliğin olduğu yerde bereketinde olacağını belirterek, “Başarının tamamen sahibi sizsiniz. Sizlerle gurur duyuyorum. Eksiklikler noksanlıklar varsa bu benimdir. Liderlik bunu gerektirir. Üç dönem odalar birliği başkanlığı yaptım. Bu bana karşı gösterdiğiniz teveccühünüz. Sizlere hizmet etmek bu ülkeye hizmet etmektir” diye konuştu. Başarıda hanım ve çocukların büyük katkısı olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, hanım ve çocukların hizmet etmek için fırsat verdiğini kaydetti. Hisarcıklıoğlu, “Evde huzursuzluk olsa ne işinizle ne odanızla ilgilenebilirsiniz. Başarınızın yüzde 51'i onun hakkı. Onların hakkını verin” dedi. Salonda 365 oda ve birlik başkanı bulunduğunu ve bütün başkanların kardeşi olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, sadece 14 tanesini yönetim kuruluna seçilebileceğini söyledi. Herkesin yönetim kurulu üyesi olduğunu, kimsenin ayrısı gayrısı olmadığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Aranıza fitne ve fesatın girmesine müsaade etmeyin” dedi. BEYPAZARI TİCARET ODASI MESLEK KOMİTELERİ TOPLANTILARINA BAŞLADI Beypazarı Ticaret Odası Başkanlığı' nın, Şubat ayında yapılan organ seçimlerinin ardından oluşan yeni Yönetim Kurulu çalışmalarına ''Meslek Komiteleri Toplantıları '' ile başladı. Beypazarı'ndaki meslek komitelerinin sorunlarını ve çözümü için yapılması gerekenleri tespit etmek amacıyla her Meslek Komitesi içerisinde bulunan ana sektörleri ve bu sektörlerin sıkıntılarını masaya yatırmak amacıyla Beypazarı Ticaret Odası Yönetim Kurulu tarafından başlatılan sektör toplantıları; Beypazarı Ticaret Odası Hizmet Binası Toplantı Salonunda geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildi. Beypazarı Ticaret Odası Tarım ve Hayvancılık Komitesi içerisinde yer alan Tarım ve Zirai İlaç Sektörü temsilcilerinin katıldığı ilk toplantıda sektörün içerisinde bulunduğu durum ve sıkıntılar ile gelecekte bekleyen sorunlar konuşularak çözüm yolları tartışıldı. Tarım ve Zirai İlaç Sektörünün genel bir değerlendirmesi ve analizi yapıldı. Bir diğer toplantı da Enerji, Altyapı, İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Komitesi ile gerçekleşti. Sektör temsilcileri tarafından toplantıların çok faydalı ve yerinde olduğu ifade edilerek, bu tip toplantıların belirli aralıklarla tekrarlanması talep edildi. Beypazarı Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı H. Necdet Çalışkan “ Odamız yalnızca bir meslek kuruluşu gibi çalışmakla yetinmeyip, üyelerinden almış olduğu destekle Beypazarı'nın ekonomisini ve sosyal kalkınmasını canlandıracak projeler üreterek çalışmalarına devam edecektir” dedi Polis Gününde Anlamlı Ziyaret Beypazarı Belediye Başkanı M. Cengiz Özalp ve Beypazarı Ticaret Odası Başkanı H. Necdet Çalışkan, Polis Teşkilatı'nın 164. kuruluş yıldönümü ve Polis Haftası nedeniyle Beypazarı İlçe Emniyet Müdürü Nazmi Küçükkale'yi makamında ziyaret ederek, kutladı. Türk Polis Teşkilatı'nın toplum güvenliğini sağlama vazifesini en iyi şekilde yerine getirdiğini belirten Başkan Özalp, “Polis Teşkilatımızın bu anlamlı haftasını kutluyor, görevleri başında şehit olan polislerimizi saygıyla anıyorum” dedi. Özalp, seçim sürecinin demokratik bir ortamda geçmesinde ve önemli bir olayın meydana gelmemesinde Emniyet Teşkilatının büyük katkıları olduğunu da sözlerine ekledi. Ticaret Odası Başkanı Çalışkan; “Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği düşünüldüğünde polisin önemi daha iyi anlaşılıyor. Polis teşkilatımız huzur ve güvenliği sağlamak uğrunda canlarını tehlikeye atarak bu görevi yerine getirmektedir. Beypazarı'nda bugün huzur ortamı varsa bu Beypazarı polisinin huzur ortamını sağlamak için canla başla çalışmalarından dolayıdır” dedi. Beypazarı İlçe Emniyet Müdürü Nazmi Küçükkale, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Belediye Başkanı M. Cengiz Özalp ve Ticaret Odası Başkanı H. Necdet Çalışkan'a teşekkür etti. 12 ''BTO ' da 19 MAYIS COŞKUSU'’ Beypazarı Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı gençlerimizi unutmadı.19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarına bir etkinlikte BTO'dan geldi.18 Mayıs 2009 Pazartesi günü . BTO Yönetim Kurulu Başkanı Sayın H. Necdet ÇALIŞKAN , ilçemiz Ticaret Meslek Lisesi Müdürlüğü'nde eğitim gören 10 Kişilik öğrenci grubunu öğrenmenleri eşliğinde makamında ağırladı.Öğrencileri tek tek tanımaya çalışan ÇALIŞKAN , kendilerinden gelecek hakkında beklentilerini sordu.Oda hakkında da öğrencilere kısa bilgi veren BTO Yönetim Kurulu Başkanı H.Necdet ÇALIŞKAN , öğrencilerle uzun süre sohbet etti.Daha sonra küçük hediyeler veren ÇALIŞKAN, kendilerine ziyaret için teşekkür etti. BEYPAZARI TURİZM SEZONUNU AÇTI Havaların iyiden iyiye ısınmaya başlamasıyla birlikte turizm sezonunu açan Beypazarı; 01 Mayıs İşçi Bayramının da resmi tatil olması ile birlikte hafta sonu 5000'in üzerinde ziyaretçiyi ağırladı. Kültür turizminin son yıllarda gösterdiği yükselişle paralel olarak, Beypazarı'nı ziyaret edenleri sayısı da her geçen gün artmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl 370 Bin'in üzerinde turistin ziyaret ettiği ilçeye bu yıl yabancı turistlerin ilgisi de büyük. Ankara'ya 100 km. uzaklıkta olmasının yanı sıra İstanbul'dan 3.5 saat gibi kısa bir sürede ulaşımın sağlanması ve de uçurtma şenliği, doğa yürüyüşleri uygulamalı atölye çalışmaları gibi düzenlenen farklı kültürel etkinlikler, özellikle hafta sonları alternatif seçenekler arayanlar için Beypazarı'nı oldukça cazip kılıyor. Türkiye'nin hemen hemen her bölgesinden gelen turları misafir ettiklerini söyleyen işletme sahipleri; turizm sezonunun nisan ayında yaşadığı yoğunluktan oldukça memnun olduklarını dile getirdiler. BEYPAZARI FESTİVALİ İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI Beypazarı; 06-07 Haziran tarihleri arasında 10.su gerçekleştirilecek “Beypazarı Uluslararası Tarihi Evler, El Sanatları, Havuç ve Güveç Festivali” için hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyor. Türkiye'nin her bölgesinden gelecek ziyaretçiler, özellikle de Ankaralılar Beypazarı'ndaki kültürler buluşmasına akın edecekler. Geçen yıl 130 Binin üzerinde ziyaretçinin akın ettiği Beypazarı Festivali'ne bu yıl daha fazla katılımın olacağı tahmin ediliyor. Kültürlerinin tanıtımını yapacak çok sayıda Belediyenin katılması beklenen festival; 06 Haziran Cumartesi günü yapılacak açılış töreniyle başlayacak. sanatçının fotoğraf ve resim sergilerinin yer alacak Yöresel Kültürler Bir Arada Çevre il ve ilçelerin yanı sıra bu yıl ülkemizin değişik yörelerinden katılacak 30'u aşkın farklı il ve ilçe Belediyeleri festivalde yer alarak kendi yörelerine özgü ürünleri tanıtacaklar. Festival için hummalı çalışmaların sonuna yaklaştıklarını belirten Beypazarı Belediye Başkanı M. Cengiz Özalp; festivalin büyük bir coşkuyla kutlanacağının altını çizerken katılımcıların daha önce gidip görme fırsatı bulamadıkları yöreler hakkında bilgi sahibi olacaklarını, o yörelere has lezzetleri tadabileceklerini söyledi. Kültürler Beypazarı'nda Buluşuyor Yabancı konuk ülkeler ve belediyeler kültürel özelliklerini yansıtan gösterilerle festivale renk katacaklar. İki gün boyunca şehrin farklı bölgelerinde halk oyunları gösterileri sunacak olan ülke temsilcileri, tüm Beypazarılılar tarafından merakla bekleniyor. Bu yıl şehir stadyumunda Beypiliç sponsorluğunda düzenlenecek konserlerle dopdolu geçecek festival için işletmeler de hazırlıklarına başladı. Kültür Festivalinin Vazgeçilemezleri Sergiler Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da çok sayıda 15 BEYPAZARI UÇURTMALARLA RENKLENDİ Beypazarı Geleneksel Uçurtma Şenliği Pazar günü Beypazarı'nın şenlik merkezi Hıdırlık Tepesi'nde uçurtma tutkunlarını bir araya getirdi. Bu yıl 8.si düzenlenen Beypazarı Uçurtma Şenliği'nde genciyle yaşlısıyla hem Beypazarılı hem de Ankaralı uçurtma tutkunları bir araya geldi. 26 Nisan Pazar günü Beypazarı Kaymakamlığı, Beypazarı Doğa Evi ve Beypazarı Belediyesinin katkılarıyla, Beypazarı'nın şenlik merkezi olan Hıdırlık Tepesi'nde yapılan etkinliklerde katılımcılar, uçurtmalarıyla yarışma fırsatı da buldular. En Büyük Uçurtma, En Farklı Uçurtma, En Yükseğe Çıkan Uçurtma ve En Yaşlı Uçurtmacı dallarında yarışan katılımcılardan dereceye girenlere sürpriz ödüller ve plaketler verildi. Her yıl çeşitli animasyon gösterileriyle renklenen şenlikte bu yıl Uluslararası Engelliler Vakfı Korosu ile Beypazarı Belediyesi Gençlik Merkezi Folklor Ekibi gösterileriyle çocuklara özel eğlenceli bir program hazırlandı. Gelenekselleşen etkinlikte tüm uçurtma sevenleri bir arada görmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyleyen Beypazarı Belediye Başkanı M. Cengiz Özalp; bu tür etkinlikleri önümüzdeki günlerde artırarak devam ettireceklerini belirtti. AFYONKARAHİSAR BELEDİYESİ'NDEN BEYPAZARI'NA ZİYARET Tarihi dokunun korunması ve yaşatılmasına yönelik çalışmalarıyla dikkat çeken Beypazarı, Türkiye'deki yöresel mirasını korumanın yollarını arayan merkezlere örnek olmaya devam ediyor. Bugüne kadar 500'ün üzerinde Belediye'nin; Beypazarı'nda yapılan Belediye çalışmaları ile özellikle turizm alanında elde edilen başarıları yerinde görmek ve bilgi almak için ziyaret ettiği Beypazarı Belediyesi; son olarak Afyonkarahisar Belediyesi yetkililerini ağırladı. Afyon Milletvekili Sait Açba ve Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban ile birlikte gelen heyet; Beypazarı Kaymakamı Hikmet Aydın ve Beypazarı Belediye Başkanı M. Cengiz Özalp'i ziyaret ederek, yeni dönemde Beypazarı'nda gerçekleştirmeyi düşündüğü projeler hakkında bilgi aldılar. Özellikle Beypazarı'nda yapılan restorasyon çalışmalarına büyük ilgi gösteren yetkililer; ilçeyi gezerek incelemeler yaptılar. Beypazarı'nda yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve Beypazarı'na hayran kaldıklarını dile getiren katılımcılar özellikle evlerin mimari özelliklerini yakından incelediler. Belediyeler tarafından örnek alınmaktan memnun olan Beypazarı Belediye Başkanı M. Cengiz Özalp; Beypazarı'ndaki değişimi yakından görebilmek ve karşılıklı fikir paylaşımında bulunabilmek amacıyla tüm kültür ve tarih gönüllülerini Beypazarı'na davet ettiklerini söyledi. BEYPAZARI'NDA UZUN SOLUKLU BİR PROJE “DOĞRULUK EKSENİ” Samanyolu Televizyonu'nun en iddialı yapımı olarak yayınlanmaya başlanan “Doğruluk Ekseni” dizisinin çekimleri Beypazarı'nda devam ediyor. Bir Anadolu kasabasında yaşayan bir aile yaşantısının konu edildiği dizinin çekimlerinin yaklaşık iki yıl sürmesi planlanıyor. Farklı mizaçlarda kardeşlerden oluşan geniş bir ailenin hikâyesi 'Doğruluk Ekseni'nde ekrana taşınıyor. Yönetmenliğini Taner Tunç'un üstlendiği “Doğruluk Ekseni” dizisinde, Rahman Görede, Ayçin Tuyun, Kamil Adıgüzel ve Özer Tunca rol alıyor. Küçük bir kasabada yaşayan Adalı ailesinin büyükleri ve çocukları arasında geçen hikâyede, aynı kızı isteyen iki kuzenin yaşadıkları çatışma, aile içi kutuplaşmalara sebep oluyor. Seyirciyi Ekrana Kilitleyen Bir Dizi Dizinin yapımcısı Mustafa Kartal; bu proje ile adabı muaşeretten geleneğe göreneğe kadar aile hayatına vurgu yapıldığını, Osmanlı'daki pederşahi aile sisteminin günümüzde uygulamasının nasıl olabileceğini tartışan yapıda bir dizi olduğunu belirtti. Dizi yayınına başlamasından itibaren izleyiciyi ekrana kilitledi. Bir kasaba hikâyesinden oluşan dizide geniş ve köklü bir aile ve bu ailenin oğulları arasında geçen miras davası konu alınıyor. Adalılar adlı ailenin 5 çocuğunun mal mülk paylaşımının anlatıldığı dizi, uzun bir dönem daha ekranlarda olacak. Samanyolu Televizyonu'nun, ilçelerinde uzun soluklu dizi film çekecek olmasından oldukça memnun olan yöre halkı da kısa sürede film ekibiyle kaynaştı. 600 Kişilik Salonumuz ile Nişan, Düğün, Mevlüt ve Özel Günlerinizde KULE MEVLANA Hizmetinizde... (Klimalı-Teraslı) Pide Çeşitleri Kebap Çeşitleri Sulu Yemek Çeşitleri Kiremit Çeşitleri Kıymalı Pide Kuşbaşılı Pide Kaşarlı Pide Beyaz Peynirli Pide Karışık Pide Cıvıklı Pide Sucuklu Pide Mevlana Pide Kapalı Pide Develi Pide Lahmacun Döner İskender Adana Kebap Urfa Kebap Patlıcanlı Kebap Beyti Kebap Tavuk Şiş Kuzu Şiş Tavuk Kanat Izgara Köfte Kuzu Haşlama Çoban Kavurma Tavuk Haşlama Sac Kavurma Sebzeli Köfte Salçalı Köfte Patlıcan Musakka Kuru Fasulye Pilav Kiremitte Köfte Kiremitte Tavuk Kiremitte Kuşbaşı Kiremitte Karışık Gazi Gündüzalp İş Merkezi Kule Altı, Terminal Yanı Tel: (0312) 763 36 58 - 762 36 58 Beypazarı - Ankara Gsm : 0533 469 19 99-533 729 89 52 - 0533 469 46 46 ŞEHİDİMİZ HACI KAZIM OZAN BABA OCAĞINDAN AHİRETE UĞURLANDI Mardin'in Bilge köyünde yapılan saldırıda hayatını kaybeden imam Hacı Kazım Ozan (24), Beypazarı'nda gözyaşları arasında toprağa verildi. Mardin'in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyünde nişan töreni yapılan eve düzenlenen silahlı saldırıda ölen Ozan'ın cenazesi, Beypazarı Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Polis ekipleri, cenazenin morga konulması sırasında güvenlik önlemi alırken, çok sayıda vatandaş da hastane bahçesinde toplandı. Beypazarı İle Özdeşleşen Turuncu Zenginlik “Havuç” Ülkemizdeki havuç üretiminin %60'nı karşılayan Beypazarı; havuçtan üretilen Havuç Lokumu ve Havuç Suyu gibi yan ürünlerin çeşitliliği ile de Türkiye'nin adeta havuç deposu. Havucun memleketi olarak da anılan Beypazarı, turizm sektörünün gelişmeye başladığı yıllarda havuçla ilgili yan ürünlerin üretildiği yeni bir sektörle tanıştı. Şekerlemecilik sektöründe günden güne artan çeşitler, hem havuç üretimcisinin hem de tüketicinin yüzünü güldürüyor. Özlem Şekerleme, Bulduk Şekerleme, İrfan Şekerleme ve Yıldız Şekerleme olmak üzere Beypazarı'nda faaliyet gösteren şekerlemeciler havuç lokumu, havuç cezeryesi gibi ürünleri Türkiye'nin hemen hemen her bölgesine pazarlıyorlar. İlçeye gelen turist sayısındaki artışın işlerine olumlu yansıdığını belirten üretici firma sahipleri; ürün yelpazelerini genişleterek taleplere cevap vermeye çalıştıklarını söylüyorlar. Havucun Salebini Bile Yapan Vitaminci Amca: Ziya Ünal Kendi çabalarıyla Beypazarı havucunu dünya markası yapmak için çalışan ve geçtiğimiz yıl vefat eden Ziya Ünal; Ankara'da siyasetçileri de sık sık ziyaret ederek havucun tanıtımına büyük katkılar sağladı. Dönemin Cumhurbaşkanlarına, Başbakanlarına havuç suyunu ve havuçtan ürettiği kendi imalatı olan havuç dondurmasını ikram eden Ziya Ünal, Kenan Evren'den Süleyman Demirel'e kadar pek çok önemli ismin dikkatini çekmeyi de başardı. Ziya Ünal havuçtan üretilen ürünlerin çeşitliliğini arttırmak için uzun yıllar emek harcadı. Onun öncülüğünde sevilmeye başlayan ürünler şimdi hem Beypazarı'nda bir sektör oluşturdu hem de Beypazarı ile anılmaya başlandı. Vitamin Deposu Rejim için ideal bir sebze olan havucun 100 gramı sadece 40 kalori içeriyor. Mineral tuzlar, şeker, fosfor, kalsiyum, sodyum, potasyum, magnezyum, demir ve başta A olmak üzere B, C ve E vitaminleri, bol miktarda karaten ve karotin esansi içerdigi için, tek başına insan bedeninin günlük ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Aynı zamanda; görme bozuklukları, baş dönmesi, düşük tansiyon, bitkinlik gibi rahatsızlıkları iyileştirip, bronşları açan, kuru öksürüğü kesen ve bağırsakları yumuşatan bir sebze olma özelliği ile havuç mucizevi bir sebze olarak adlandırılıyor. Dünya'da Yaygın Olan Mini Havuç ABD'de bugün hemen hemen tek tüketilen havuç “baby carrots” denilen mini havuç çeşididir. Bu çeşit havuç ilk defa 1989 yılında piyasaya sürülmüş, üretim kolaylığı sebebiyle çiftçi tarafından lezzetli ve gevrekliği ile de tüketici tarafından çok sevilmiş, sadece Kalifornia Eyaletinde 1995 yılında 220.000 ton mini havuç üretilmiştir. Mini havuç, karopak adı verilen özel bir çeşit. Diğer havuç çeşitlerine göre daha küçük ve normalden daha sık ekilip yetiştiriliyor. Bu da havucun daha gevrek ve küçük olmasını sağlıyor. Havuç tarladan hasat edildikten sonra klorlu su ile yıkanıyor, aşırı büyük ve küçük olanlar ayrılıyor. Soyulduktan sonra parmak şeklinde kesiliyor yarım, bir yada iki buçuk kiloluk poşetlere dolduruluyor. 1990' lı yıllarda yaygın üretime başlıyor bu havuç ABD'den sürekli Avrupa Ülkelerine ve Japonya'ya ihraç ediliyor. Paketlenmiş olarak uygun şartlarda depolandığında 29 gün ilk günkü tazeliğini rahatlıkla muhafaza ediyor. 1970'li yıllarda ABD'den ihraç edilen havuç 25 bin ton iken, 1991 yılında bu rakam 90 bin tona ulaşmıştır. Mini havucun Türk çiftçisine tanıtımı ve çok kolay olan paketleme tekniğinin uygulanması ile Avrupa Ülkelerine ve özellikle Japonya gibi gıda maddelerinin tamamını ithal eden bir Ülkeye Pazar açılması, Türk çiftçisine yeni kaynaklar oluşturacağı belirtilmektedir. Mini havuç üretimine geçildiği takdirde özellikle Beypazarılı havuç üreticileri için büyük bir Pazar imkanı sağlayacağı tahmin edilmektedir. Türkiye'nin İlk ve Tek "Yaşayan Müzesi” Somut olmayan kültürel mirasın müzeleşmesi bağlamında gerek proje olarak gerekse uygulama müzesi olarak Türkiye'de bir ilk ve tek olan Yaşayan Müze; Beypazarı'nı ziyaret edenlerin uğrak yerlerinden biri. Her hafta sonu farklı bir organizasyon düzenlenen müzede, ebru sanatı, ıhlamur baskı, keçe sanatı gibi etkinliklerin yanı sıra, özel günlerde de günün anlamına uygun etkinlikler düzenleniyor. Beypazarı Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın öncülüğüyle klasik müzecilik anlayışının dışında kurulan "Yaşayan Müze"nin proje sahibi ve uygulayıcısı olan Halk Bilimci Sema Demir; konakta Beypazarı'nın ve Türk kültürünün değerlerini ziyaretçilerle paylaşıyor. Masal gecelerinden, perdede oynatılan KaragözHacivat gösterisine geniş bir etkinlik yelpazesi olan Müze'de Beypazarı'ndaki günlük yaşamın izleriyle de karşılaşabiliyorsunuz. İlçenin en güzel konaklarından biri olan Müze; artık çok az rastlanan bir paylaşım kültürünü simgeleyen döner bir yemek dolabına da sahip. Geçmişte bu konakta yaşayanlar; ihtiyaç sahiplerine yiyecekleri bir tarafı açık bir tarafı kapalı olan bu dolabı kullanarak yardım ederlermiş. Yardımın ihtiyaç sahibini utandırmadan bu yolla yapılması, özellikle günümüzde sosyal yardımların nasıl yapılması gerektiğini vurgulaması açısından önemli bir miras. Ödüllü Müze Türkiye'nin ilk yaşayan müzesi kısa sürede ödülle de layık görüldü. Sema Demir; dünya çapında faaliyet gösteren genç liderler ve girişimciler federasyonu "Junior Chamber International Türkiye" tarafından "2008 Yılının En Başarılı 10 Genci Yarışması"nda birincilik ödülünü aldı. Farklı dallarda ondört yıldır verilen ödüllerde bu yıl Sema Demir de Kültürel Başarı alanında 2008 Türkiye birincisi olarak ödülünü aldı. Bu ödülün, uluslararası platformda Türkiye'nin tanıtılmasında da önemli bir yeri olacağına inandığını belirten Demir; bu projeyi hayata geçirmedeki en büyük desteği Beypazarı Belediye Başkanı Mansur Yavaş'tan aldığının altını çiziyor. 22 KOSGEB Genel Kurul Toplantısı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başkanlığında ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'ün katılımıyla KOSGEB konferans salonunda yapıldı. Bakan Nihat Ergün, genel kurul toplantısında yaptığı konuşmada küresel krizin Türkiye'ye yansıyan yüzünü, en az hasarla aşmak için umut kapılarının açıldığını ve ekonominin yeniden bir yükseliş trendine girdiğini söyledi. SANAYİ VE TİCARET BAKANI ERGÜN: -''KÜRESEL KRİZİN TÜRKİYE'YE YANSIYAN YÜZÜNÜ, EN AZ HASARLA AŞMAK İÇİN, UMUT KAPILARI AÇILMIŞ VE EKONOMİMİZ YENİDEN BİR YÜKSELİŞ TRENDİNE GİRMİŞTİR'’ -''KRİZİN ETKİLERİNİ EN AZA İNDİRMEK İÇİN REEL SEKTÖR, ÖZEL SEKTÖR, FİNANS SEKTÖRÜ VE HÜKÜMET OLARAK HEP BERABER DAYANIŞMA VE İSTİŞARE İÇERİSİNDE ÇALIŞMA YAPIYORUZ'' Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Genel Kurul Toplantısı, Devlet Bakanı ve B a ş b a k a n Ya r d ı m c ı s ı A l i B a b a c a n başkanlığında, KOSGEB konferans salonunda yapıldı.. Genel Kurul divanında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın yanı sıra Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ile KOSGEB Başkan vekili Mustafa Kaplan'da yer aldı. Toplantının açılışında konuşan Bakan Ergün, bir süre önce açıklanan sanayi üretim endeksi ve kapasite kullanım oranındaki iyileşmenin, yeni bir sürecin başında olduğunu gösterdiğini belirtti. ''Küresel krizin Türkiye'ye yansıyan yüzünü en az hasarla aşmak için umut kapıları açılmış ve ekonomimiz yeniden bir yükseliş trendine girmiştir'' diyen Ergün, güven ve istikrar zemininin krizle mücadelenin en önemli dinamiği olduğunu ifade etti. Hükümetin ve bakanlığının bütün dikkatleri ile reel sektörün yanında olduğunu kaydeden Ergün, geçmişin birikimini de göz önünde tutarak yeni bir ruhla, yeni bir heyecanla kamunun imkan ve kaynaklarının, özel sektörle birlikte tam bir işbirliği içinde harekete geçirildiğini söyledi. Yaşanan finansal krizin etkilerini en aza indirmek için reel sektör, özel sektör, finans sektörü ve hükümet olarak hep beraber dayanışma ve istişare içinde çalışma yaptıklarını anlatan Ergün, şöyle konuştu: ''Hükümet olarak, bu gerçekten hareketle gerekli önlemleri alıyor, bunları bir bir uygulamaya koyuyoruz. Yaşanan küresel krize karşı 2008 ekim ayından bu yana 60'a yakın başlıkta toplanan çok önemli tedbirler aldık. Bundan sonra da almaya devam edeceğiz. Bu tedbirler ile reel sektörün, hizmet sektörünün, ticaret sektörünün, KOBİ'lerin, esnaf ve sanatkarın, tüccarın, sanayicinin kısacısı tüm vatandaşlarımızın krizden etkilenme derecesini asgari seviyede tutmayı hedefliyoruz.'’ 23 “BTO’DAN YENİ BİR HİZMET ATAĞI DAHA” Beypazarı Ticaret Odası, verdiği hizmetlerinin yanına bir yenisini daha ekliyor: “ Doğru iş, Doğru Çalışan” Son yıllarda artan işsizlik, ara eleman sıkıntısı ve kalifiye elemanların işsiz kalmasına seyirci kalamayan Beypazarı Ticaret Odası, yeni bir hizmete daha imza atıyor. Oda bünyesinde oluşturulacak Doğru iş, Doğru çalışan Masası sayesinde, hem oda üyeleri aradıkları ara elemana daha kolay ulaşacak hem de içemizde işsiz olan ya da iş arayan kalifiye eleman ve gençlerimiz daha kolay iş sahibi olacaklar. Başkanı Sayın H. Necdet ÇALIŞKAN, sistemin işleyişi hakkında şu bilgileri verdi: Öncelikle iş arayanlar bizzat odamıza müracaat ederek, kendilerine sunulan İş Başvuru Formunu dolduracaklar ve odamıza teslim edecekler. Formun teslimiesnasında kendileri ile kısa bir mülakat yapılarak formları teslim alınacak. Odamız Genel Sekreterliğince oluşturulacak dosya sayesinde işçi arayan oda üyelerimiz bu dosyayı inceleme imkanına sahip olacaklar. Aradıkları niteliklere sahip işçi tespit etmeleri durumunda her iki tarafı bir araya getirerek buluşturup konuşmalarını sağlayacağız. BTO yönetimi olarak tamamen tarafsız olacağımız ve hiçbir müdehalede bulunmayacağımız bir sistem olacağı garantisi veren Sayın ÇALIŞKAN, tamamen adil, herkese ve her şahsa eşit mesafede olacaklarını bildirdi. Beypazarı Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı’ndan edinilen bilgiye göre, 01 Haziran 2009 tarihinden itibaren hizmete girmesi düşünülen Doğru İş, Doğru Çalışan Masası’nın asıl amacı iş arayanla işçi arayan üyeleri bir araya getirerek buluşturmak. BTO Yönetim Kurulu BTO Aidat Borcu Gecikme Zammı Almayacak Beypazarı Ticaret Odası Yönetim Kurulu BaşkanıH. Necdet Çalışkan, aidat borcu olan üyelerden altı ay içinde aidatlarının tamamını ödemeleri halinde gecikme zammı alınmayacağını açıkladı. Uygulama kapsamında, birikmiş aidat borçları bulunan BTO üyeleri, 28 Ağustos 2009 tarihine kadar borçlarının tamamını öderse kendilerinden gecikme zammı alınmayacak. . Oda aidat borçlarına ilişkin gecikme faizlerinin 6 ay için silinmesini öngören kararın Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini hatırlatan Çalışkan, şöyle konuştu: "Üyelerimizin aidat borçlarına ait gecikme zamlarının tamamı, aidat borçlarının tamamının altı ay içinde ödenmesi halinde, bu borçlara ait gecikme zamları silinecek." Beypazarı Ticaret Odası Başkanı H. Necdet Çalışkan, krizin etkilerinin esnaf ve ticaret erbabını derinden etkilediğini ve durgunluk ortamının ticari ortamı sıkıntıya soktuğunu belirterek aidat borçlarının 6 ay içinde ödenmesi halinde gecikme zamlarına af getirilmesi uygulamasının olumlu etkileri olacağını anlattı. BTO Yönetim Kurulu Başkanı Çalışkan, son yıllarda esnaf ve ticaret erbabımızın içine düştüğü ekonomik güçlükler, ülke ekonomisinin bel kemiğini oluşturan esnaf- ticaret erbabı ve kobilerin yaşam savaşı vermesine neden olduğunu söyledi. Yerel ekonomileri ayakta tutan, istihdam yaratan, binbir güçlükle kazandığını vergi olarak devlete ödeyen esnaf ve ticaret erbabının yaşanan kriz nedeniyle büyük güçlükler yaşadığını anlatan çalışkan, şöyle konuştu: "Yasa gereği odalara ödenmesi gereken aidatlara ilişkin son yıllarda oluşan ödeme güçlüğü, özellikle üyelerimizin belge taleplerinde sıkıntı yaşamalarına neden oluyordu. Binbir güçlükle şirket kurup ticaret yapmaya çalışan ama ülke ve dünya koşulları nedeniyle zorda kalan üyelerimizin Oda aidat borçları nedeniyle bankalardan kredi kullanma ya da çeşitli ihalelere katılma hususlarında Odamızdan belge istediklerinde karşılaşılan bu sorun nedeniyle ticaret yapamaz duruma gelmiş olmaları bizleri son derece rahatsız ediyordu. Aidat borçlarına ait tahakkuk eden faizin affı kısmen de olsa üyelerimize olumlu katkısı olacak bir uygulamadır." Oda üyelerinin uygulamadan bir an önce yararlanmalarını isteyen BTO Başkanı Çalışkan, "Bu önemli fırsattan üyelerimizin en üst düzeyde istifade etmelerini bekliyoruz" diye konuştu. 24 “Terör Odaklarına Verilecek En Güzel Cevap, Ülkemizin Bütünlüğüne Sahip Çıkmaktır” Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, meydana gelen son terör olaylarına ilişkin bir açıklama yaptı. Hisarcıklıoğlu'nun açıklaması şöyle; ülkemizin bütünlüğüne, siyasi iradesiyle, askeriyle, güvenlik güçleriyle, tüm sivil toplum kuruluşlarıyla birlik ve beraberlik içinde hareket ederek sahip çıkmaktır. “Hakkari Çukurca ilçesi kırsalında mayın patlaması sonucu 6 Silahlı Kuvvetler mensubumuzun şehit edilmesi, 8 Silahlı Kuvvetler mensubumuzun ise yaralanması nedeniyle duyduğumuz üzüntü büyüktür. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu olarak, son günlerde artan terör eylemlerinden büyük endişe duyuyor ve teröre karışan ve terörizme arka çıkan iç ve dış mihrakları, ülkemize yönelik terörist saldırıları nefretle kınıyoruz. Ülkemizin birlik ve bütünlüğünü hedef alan bu saldırılar hiçbir zaman amacına ulaşamayacaktır. Geçmişte olduğu gibi bugün de, insanlık değerlerinden nasibini almamış terör odaklarına verilecek en güzel cevap, Türk iş dünyası adına, hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralanan askerlerimize acil şifalar, Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimize, Yüce Türk Milletine ve şehitlerimizin ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz.” BEYPAZARI FOTOĞRAF: MURAT ÖZTÜRK TEKNOLOJİYE YENİK DÜŞEN MİRASIMIZ: SEMERCİLİK Eski tarihlerde oldukça geçerli bir meslek olan semercilik, ulaşım araçlarının zamanla değişmesiyle önemini kaybeden mesleklerimizden birisidir. Beypazarı'nda da semerciliğin geçmişinin oldukça eskilere dayandığının bir göstergesi, ilçenin Bağdat yolu üzerinde bulunması ve kervanların bu yolu kullanmasıdır. Yılların getirdiği yeniliklerle semerin kullanımı da büyük ölçüde azalmıştır. Ancak; hayatımızın her alanında söz sahibi haline gelen teknolojinin durmak bilmeksizin ilerlediği bu yüzyılda, semercilik mesleğinin sürdürüldüğü ender ilçelerden biri Beypazarı. Turizmle birlikte kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarımız Beypazarı'nda halen yaşatılmaya çalışılıyor. Ancak bu yaşam mücadelesi veren sanatlar arasında belki de en dezavantajlı durumda olanı semercilik mesleği. Tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan ilçelerde bile artık semerci ustaları teknolojiye yenik düşüyorlar. Eskiden oldukça cazip bir meslek olan semercilik Beypazarı'nda kullanım amacı dışında turistlere yönelik dekorasyon ve süs amaçlı küçük semerlerle çeşitlendirilmiş durumda. Turistlerin beğenisini kazanan semerler, bu mesleğin yaşaması adına Beypazarı'nı diğer ilçelerden bir adım öne taşıdı. Beypazarı'nın Tek Semerci Ustası: İbrahim Atıcı Beypazarı'nda bulunan tek semerci ustası İbrahim Atıcı turizm avantajına rağmen yine de çırak bulamamaktan yakınarak, ileride bu el sanatının yok olmasından büyük endişe duyduğunu dile getiriyor. Bu mesleğin yine semerci ustası olan babası Mustafa Atıcı'dan kendisine miras kaldığını söyleyen İbrahim Usta; gelişen turizmle birlikte bir nebze de olsa nefes aldıklarına değiniyor. Haftanın farklı günleri çevre ilçelerdeki pazarlara giderek satış yaptıklarını söyleyen İbrahim Usta; semercilik mesleğinin kaybolmamasının ve gelecek nesillere kalabilmesinin en büyük temennisi olduğunu vurguluyor Beypazarı Sofrası (Değirmencioğlu Konak) Cumhuriyet Cad. Alaattin Sok. (Kurşunlu Camii Karşısı) BEYPAZARI/ANKARA Tel : (0312) 763 15 18 - Fax : 0312 762 80 24 Gsm : 0542 746 57 90 SU VE YERALTI SULARI SU : Sözlük anlamı (Ana Britanica 20.cilt sayfa:93) Hidrojen ve oksijen elementlerinden oluşan; gaz, sıvı ve katı halde bulanabilen bir maddedir. Doğada en çok (bol) miktarda bulunan ve canlıların yaşamını sürdürmesi için en gerekli olan bileşiklerden biridir. Fiziksel ve kimyasal özellikleri: oda sıcaklığında renksiz, kokusuz ve tatsızdır. Başka bir madde ile çözülebilmektedir. Kimyasal Formülü: H20'dur. Deniz kenarında O'C de donar 100'C de kaynar. Suyun üç hali vardır. Katı, sıvı ve gaz hali, suyun katı haldeki (buz hali) yoğunluğu sıva halindeki yoğunluğundan daha düşüktür. Su içinde bulunduğu kabın şeklini alır. Yani bir şekli -biçimi yoktur. DÜNYA : (Temel Britanica cilt:6 sayfa:7) Güneş çevresinde dolanan dokuz gezegenden biridir. Bu gezegenlerden sadece dünya yüzeyinde bol miktarda su bulunmaktadır. Canlı yaşamının başlaması ve devamlılığı için su temel maddedir. Bilindiği kadarıyla güneş sisteminde canlıların tek yaşadığı gezegen de dünyadır. Hepimizin bildiği ve hatırladığı kadarıyla: dünya bir küre biçimindedir. Dünyanın yuvarlak olduğunu ilk keşfeden kişi M.Ö. 6. yüzyılda yaşayan eski yunanlı bilgin Pisagor'dur. Dünya; kutuplardan basık; ekvatordan biraz şişkincedir. Dünyanın ekvatordaki çapı: 12756776 metredir. Yüzölçümü: 510.100.934 km2'dir. Dünya kendi ekseni etrafında 23 saat 56 dakika 4.00 saniyede döner. Yani 24 saatten (4) dakika daha kısadır. Güneşin etrafındaki dolanımını 365 gün 6 saatte tamamlar. Buna bir yıl denmektedir. Dünyanın yörünge eksenindeki eğim: yaz ve kış mevsimlerinin yaşanmasına neden olmaktadır. Dünyanın kuzey-güney kutuplarından geçtiği farz edilen eksenin yörünge düzlemiyle 23 derece 27 dakika açı yapması bunun asıl nedenidir. Bilim adamları dünyanın dönme hızının giderek yavaşladığını hesaplamışlardır. Dünyanın, güneş çevresinde dolanırken çizdiği yörünge elips biçimindedir. Dünyanın güneşe olan uzaklığı: 147 ila 152 milyon km'dir. SU (Lügat anlam;): İki hidrojen bir oksijen atomundan oluşan, doğal sıcaklıkta sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız bir maddedir. Yeryüzünün beşte dördünü kaplayan kitledir (okyanus-deniz-göl-akarsu) KANUNLARIMIZDAKİ DÜZENLEMELER: TMK.nun 754. maddesine göre: (.... İçmeler, ılıcalar ve kaynak sularının korunmasına ilişkin mülkiyet kısıtlamaları, özel kanun hükümlerine tabidir). TMK.nun 756. maddesinde "Kaynaklar arazinin bütünleyici parçası olup; bunların mülkiyeti ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabilir. Başkasının arazisinde bulunan kaynaklar üzerindeki hak; bir irtifak hakkı olarak tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Yeraltı Suları, Kamu Yararına ait Sulardandır: Arza malik olmak, onun altındaki yeraltı sularına da malik olmak sonucunu doğurmaz. Arazi maliklerinin yeraltı sularından yararlanma biçimi ve ölçüsüne ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır. TMK.nun 757. maddesi ise kaynaklara zarar verilmesi halinde tazminat hakkını düzenlemiştir. Buna göre: önemli ölçüde yararlanılan veya yararlanmak amacıyla suyu biriktirilen kaynakları veya kuyuları kazı, yapı veya benzeri faaliyetler yüzünden kısmen olsun keserek yada kirleterek malikine veya ondan hak sahibi olana zarar veren kimse bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar kasten veya ihmal yoluyla verilmemişse yada zarar görenin de kusuru varsa hâkim tazminatın gerekip gerekmediğine gerekiyorsa miktar ve türünü takdir eder. Ayrıca, TMK.nun 758,759,760 ve 761. maddelerinde de düzenlemeler yer almaktadır. Bilindiği üzere; su, hava ve güneş; canlıların yaşamaları için en önemli üç unsurdan biridir. Bu nedenle, su üzerindeki hakların konusu, suyun üretimdeki büyük önemi, ekonomik ve sosyal yaşamdaki yeri dolayısıyla çok eski zamanlardan beri kanun koyucuların üzerinde dikkatle durdukları bir konu olmuştur. 30 Roma Hukukunda: su kaynakları doğal ve fiziki yönden yeraltı ve yerüstü suları olarak ayrılabilirler, oysa hukuksal açıdan sular, klasik olarak eskiden beri genel sular ve özel sular biçiminde ele alınmıştır. Genel sular üzerinde kişisel mülkiyet hakkı olmaz. (Denizler, göller, ırmaklar, buzullar gibi) genel sular devletin egemenliği altında bulunurlar. Özel sular ise kamu mallarının dışında kalmakta, özel hukuk alanına giren ve özel mülkiyete konu olan sulardır. Germen Hukuku: Roma hukukundan kısmen ayrılık göstermektedir. Germen hukukunda nehirler, ormanlar, çayırlar ortak maldır. Bunların üzerinde kişilerin sahip olduğu hak, mülkiyet hakkı değil, yararlanma hakkıdır. Kişilerin bunlardan yararlanma hakkı olduğu gibi koruma yükümlülüğü de vardır. sulardan kadim yararlanma hakları çiğnenemez. Kadim yararlanma hakkı ihtiyaçtan fazla olamaz. Kadim yararlanma hakkı başkasının zararına çoğaltılamaz. Genel sular özel mülke konu olamaz. Kadim yararlanma hakkı mahkeme kararıyla değiştirilemez. Genel sular kamulaştırılamaz. Genel sulardan: bu suya komşu olan taşınmaz sahiplerinin ark ve mecra yoluyla yararlanma hakkı mevcuttur. Birinin önceden yararlanmaya başlaması öteki toprak sahiplerinin bu sulardan yararlanmasına engel teşkil etmez. Tüm bu ilkeler, genel suların kötü kullanımına veya nehir, göl, ırmak, çay yatağının kurutulmasına sebep teşkil etmez. Özel Sular: Hukukumuzda genel sularla ilgili yasal bir düzenlemenin yapılamadığını az yukarda açıklamıştım. Buna karşın Medeni Kanunumuz özel mülkiyete konu olabilecek özel sularla ilgili ayrıntılı düzenlemeler getirmiştir. Bu bağlamda; Kaynak: yer altı suyunun doğal bir şekilde veya insan emeğiyle toprak yüzüne çıkmasından oluşur. Bu durumda, toprak sahibi, mülkiyet hakkına dayanarak kaynak suyunu dilediği gibi kullanır. Ancak, komşuluk hukukundan ve kamu yararından doğan kısıtlamalar konulabilmektedir. Derginin bu sayısındaki konumuz yer altı sularıdır. Eski Türk Hukuku: Eski hukukumuzda topraklar; mülk, miri, vakıf, metruk ve mevat diye çeşitlere ayrılması, her çeşit toprak için uygulanan kuralların ve kuralları uygulayacak mercilerin farklı olması, bu topraklar içindeki sularla ilgili kurallarında değişik olması sonucunu doğurmuştur. Örneğin: Mecelle; mülk toprakları ve ona ilişkin kuralları düzenlerken; Arazi Kanunu: toprakların öteki çeşitlerine ilişkin kurallara yer vermiştir. Mesela: miri topraklar üzerindeki hakların kazanılması ve kullanılması padişah irade ve fermanlarına, vakıf toprakları üzerindeki haklar ise vakfiyelere dayalı tasarruflara dayandırılmıştır. Mer'i Anayasaya göre Sular: Günümüzün teknik imkânları, ekonomik ve toplumsal sorunları, planlı kalkınma politikası, su kaynaklarının akılcı ve rasyonel biçimde kullanılmasını gerekli kılmıştır. Anayasamız, sularla ilgili kuralları kamu yararı gözeterek ele almıştır. 168. maddesi "...Tabii servetler ve kaynakların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu..." Düzenlemiştir. Ne var ki, 70-80 yıldan beri TBMM'ce "umuma ait yerüstü suları" hakkında yasal bir düzenleme yapılmamıştır. Daha yukarılarda da açıklandığı üzere Genel sular: orta malı niteliğindeki kamu mallarındandır. Daha açık anlatımla: genel sulardan herkesin yararlanma hakkı vardır. Genel 31 Yer Altı Suları : 16.12.1960 tarih ve 167 sayılı Kanunun 1. maddesine göre; yer altı suları umumi sular statüsünde olup, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Buna göre; yer altı suyu; yeraltındaki durgun ve hareket halinde olan tüm sulardır. Yer altı suyu deposu; bünyesinde yer altı suyu bulunan tabakadır ki, bu tabakaların her hangi bir noktasından su çekildiğinde bütün su kütlesine tesir edilmiş olur. Yer altı sularının işletme sahalarının belirlenmesi ve ilan edilmesi Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün teklifi ve ilgili Bakanlığın onayıyla olmaktadır. Kuyu açan kimse, bulunan suyun ancak, kendi faydalı ihtiyaçlarına yetecek miktarını kullanmaya yetkilidir. Bu miktarı aşan yeraltı suları 2886 sayılı Ya s a y a g ö r e İ l Ö z e l İdarelerince kiraya verilir. İlan edilmiş yeraltı suyu işletme sahaları dışında yeraltı suyu aranması arazi sahibine aittir. Ancak, yeraltı suyu bulunduktan sonra arazi sahibi, bunun kendi faydalı ihtiyaçlarına yetecek miktarını kullanmak hakkına sahiptir. Faydalı ihtiyaç miktarı: Yer altı suyunu kullanacak kimsenin faydalı kullanışları için muhtaç olduğu su miktarıdır. Eş anlatımla, temizlikte, hayvan sulamada ve zirai sulamada kullanılmasıdır. Ancak, belli bir derinlikten daha derinlerden su çekmek için açılan kuyular için DSİ.Genel Müdürlüğünden izin alınması yada bilgi verilmesi zorunludur. Faydalı ihtiyaç miktarı tanımı ucu açık bir tanımdır. Kişiden kişiye yada kuruluştan kuruluşa değişiklik gösterir. Şöyle ki, 1 dönüm arazisi ve 5 koyunu, 1 ineği olan kişi ile 1000 dönüm miktarlı bir araziyi sulanma arzusundaki arazi sahibinin, 2000 koyunu ve keçisi, 500 büyük baş hayvanı olan kişinin faydalı ihtiyaç miktarı elbette aynı olmayacaktır. Bunun yönetmelik değil yasa maddesiyle kriterleri açıkça net olarak saptanmalıdır.Değerli okuyucularım; görüldüğü üzere yer altı suları umuma ait sulardır. Bu sularda, ülke sınırları içinde yaşayan herkesin hakkı vardır. Dolayısıyla yer altı sularını her arazi sahibi canı istediği biçimde yada ekonomik durumu elverdiğince,50,100,150,200,500 vs. metre yerin derinliklerine inerek su çekemez. Ne var ki, ülkemizin günden güne genel suları azalmakta, yer altı sulan denetimsizlik yada plansız sulu tarıma geçilmesinin sonucunda günden güne daha derinlere kaçmaktadır. Bu durum, tüm insanlarımızı ve devletimizi yakından ilgilendirmektedir. Bu nedenle, ilçelerde Kaymakam ve bağlı birimleri, illerde Valiler ve bağlı birimleri, kolluk ve güvenlik birimleriyle tüm vatandaşların duyarlı olması gerekmektedir. İl ve ilçe Tarım Müdürlüklerinin ise sulu tarım için plan ve program yapmaları, daha fazla arazinin umumi ve yer altı sularıyla hoyratça sulanmaları önlenmelidir. Yasa koyucu ise bu konuda en kısa sürede çok kapsamlı kanun çıkarmalı; aykırı kullanım ve su çekimleri için ağır müeyyideler getirmelidir. Aksine durum 1020 yıl önce su zengini olan bu topraklar, 10-20 yıl sonra su fakiri olacak, küresel ısınma ile iyice azalacak ve petrolden daha pahalı hale gelecektir. Günlük ve kişisel çıkarlardan ziyade toplumsal ve umumi menfaatlerin gözetilmesi gerekmektedir. Daha geç olmadan acil düzenleme ve ö n l e m l e r a l ı n m a l ı d ı r. Unutulmamalıdır ki, Dünyadaki kaynak sularının % 3'ü tatlı su olup, bunun % l'i kullanılabilmektedir. Su, canlılar için yaşam ve kaynağı ise bunu hep birlikte korumak ve kollamak zorundayız. Ayrıca, dünyamızın toplam su rezervi 1.4 milyar km3 tür. Bu suyun % 97,5'u okyanuslar ve denizlerde tuzlu su olup, % 2,5'u ise derelerde, göllerde, yer altında ve kutuplarda (buzul) tatlı su olarak bulunmaktadır. Bir insanın yaşamsal ve biyolojik su tüketimi günde ortalama 25 litredir. Yaşam standardına göre bu miktar günde 100-150 litreye kadar yükselebilmektedir. Nüfusumuzun hızlı artışı, küresel ısınma, suyun hoyratça kullanılması vs. gibi nedenlerle Türkiye 2050 veya 2100 yılında çok ciddi su kriziyle karşı karşıya kalacaktır. Tüm bu nedenlerle, siyasetçilerin, mahalli idarelerin, eğitim kurumlarının ve ailelerin suyun önemini iyi anlamaları, anlatmaları, tüketiminde oldukça dikkatli olmaları ve gerekli tüm kanuni ve ahlaki tedbirlerin alınması kaçınılmazdır. 2008 -2009 SEZONUNDA BEYPAZARI BELEDİYESİ GENÇLİK VE SPOR KULÜBÜ 2008 -2009 Sezonunda Beypazarı Belediyesi Gençlik Ve Spor Kulübü Amatör takım: 2. amatör kümede mücadele ediyor. müsabakaları devam ediyor. Oynadığı 8 maçta 6 galibiyet ve 2 mağlubiyet ve topladığı 18 puanla gurubunda ikinci sırada bulunan takımımızın hedefi şampiyon olarak 1. amatör ligde Beypazarı'nı temsil etmek. A genç takım: 2008'de kötü bir sezon geçiren takımımız 2009 yılında Beypazarı'nı A genç 2 kümede temsil edecek. B genç takım: müsabakalara ilk kez 2009 yılında katılacak takımızın antrenmanları devam ediyor. Minik takım. 2008 yılında oynadığı 8 maçın 5'ini kazanarak iyi bir sezon geçiren minik takım. averajla 3. sırada yer alarak Türkiye elemelerine gitme şansını son anda kaçırdı. mini minik takım: 2009 sezonunda ilçemizi temsil eden diğer bir takım olan mini minik takımımız, ilçemizi en güzel şekilde temsil ediyor. 9 takımın bulunduğu grupta oynadığı 2 maçıda kazanarak (3:1 ve 7:3)lider durumda bulunan mini miniklerin hedefi de şampiyon olmak ve ilçemizi Türkiye finallerinde temsil etmek. Beypazarı Belediyesi Gençlik Sporun Başkanlığı'nı Ahmet Kavas yönetim kurulunda ise Öner Güler, Mustafa Kunt, Yakup Türkoğlu, İhsan Yavaş yer almakta. Kulübün Antrenörlüğü'nü ise : Hasan Varlık, Özgür Bediz ve Zafer Kahya yapmaktalar. 33 Zafer Beypazarı’nın Beypazan'nın rüzgar kızları, 6 yıldır Okullararası Atletizm İl Birinciliği'ni hiç kimseye kaptırmıyor. Başarılı okulun yeni hedefi, 6. Kez Türkiye Şampiyonluğu'na imza atmak Okullararası Atletizm İl Birinciliği'nde Beypazarı Lisesi bu yılda tüm rakiplerini geride bırakıp şampiyon oldu. Bundan 6 yıl önce ilköğretim çağındaki kızlardan oluşan takımın oyuncuları 5 yıldır da Türkiye Şampiyonu olarak kırılması güç bir rekoru ellerinde bulunduruyorlar. Ankara'da yapılan yarışlarda Türkiye Şampiyonası'na katılma vizesi alan sporcular, Bursa'da yapılacak yarışlarda da Dünya Şampiyonası'na katılma biletini cebine koyup dönmenin hesaplarını yapıyor. Müdürü kutladı Başarılı okulun antrenörü Muhsin Soysal, Türkiye Şampiyonasında Ankara'yı en iyi şekilde temsil edeceklerini söyledi. Soysal, "Hedeflerimizi bir bir gerçekleştiriyoruz. Bu yılda Ankara Şampiyonu olduk. Şimdi tüm hazırlıklarımızı 25 Mayıs tarihinde Bursa'da yapılacak Türkiye şampiyonası için yapıyoruz. Biz aynı takımla 5 yıldır Türkiye şampiyonu olduk. Buy d 6. kez aynı başarıyı tekrarlamak istiyoruz. Bursa'dan zaferle dönersek 25-30 Haziran tarihlerinde Estonya'da yapılacak Dünya Şampiyonası'na katılma hakkını elde edeceğiz. O neden Bursa'dakiyarışlar çok önemli. Biz takımımıza güveniyoruz. Estonya'da Türkiye'yi Beypazarı Lisesi temsil edecek" diye konuştu TA K I M I M I Z A İlce Milli Eğitim GÜVENİYORUM Beypazarı İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Temur, elde edilen başarılardan dolayı Okul Müdürü Kemalettin Yıldırım, antrenörler Muhsin Soysal, Ahmet Peker v e s p o r c u l a r ı k u t l a d ı . Te m u r, "Öğrencilerimiz bize çok başarılar kazandırıyor. Ben onların Türkiye Şampiyonasında da büyük zaferler elde edeceğine inanıyorum. Estonya'da da ülkemizi bizim kızlarımız temsil edecek" diye konuştu. 34 BEYPAZARILI GENÇLER MÜZİK VE HALK OYUNLARI KURSLARI'NDA BİR ARAYA GELİYOR Beypazarı Belediyesi Gençlik Merkezi'nin; kültür ve sanat etkinlikleri çerçevesinde açtığı müzik ve halk oyunları kurslarına Beypazarılı gençlerden yoğun katılım bekleniyor 2006 yılından bu yana gençlere sosyal ve kültürel eğitim veren Beypazarı Gençlik Merkezi (BEYGEM), bu güne kadar 2000'in üzerinde Beypazarılı gence hizmet veren ve 40'a yakın uluslararası, ulusal ve yerel düzeyde organizasyonlar düzenledi. Bu yılda, tüm hızıyla devam eden ve her dönem yoğun ilgi ile beklenen gitar, piyano, keman, halkoyunları, ritim, tiyatro ve Avrupa Birliği gençlik projeleri eğitimlerine tüm Beypazarılı gençlerin katılımı hedefleniyor. Konservatuarlı profesyonel eğitmenler tarafından verilen müzik kursları; piyano, keman, gitar , ritim ve tiyatro olmak üzere beş ayrı dalda sürdürülüyor. Müzik kurslarında toplam 145 öğrenciye eğitim verdiklerini belirten Gençlik Merkezi yetkilileri, talebin yoğun olmasından dolayı şubat ayı sonunda yeni kayıtlar alacaklarını bildirdiler. Halk oyunları gruplarında da küçük ve büyük olmak üzere iki ayrı grubun oluşturulduğunu belirten eğitmenler, toplam 160 öğrenciye beş farklı yöresel halk oyunu eğitimi verildiğini söylediler Hafta sonları Beypazarı Belediyesi Kültür Sanat Evi'nde verilen kurslarla gençleri kültür sanat etkinliklerine yönlendirmeyi amaçladıklarını belirten Beypazarı Belediyesi Yetkilileri; bu tür etkinliklere katılımın yoğun olmasından büyük memnuniyet duyduklarını belirtti. ‘' KOSGEB Sincan Müdürü Sayın Tarık FEVZİOĞLU ve Yardımcısı Sayın Fatih SÜZEN BTO 'ya hayırlı olsun ziyaretinde bulunmuşlardır. BTO Yönetim Kurulu Başkanı Sayın H. Necdet ÇALIŞKAN ' ı makamında ziyaret eden heyet KOSGEB' in yeni yapılanması konusunda da bazı bilgiler vermişlerdir. Ziyarette BTO Oda Meclis Başkanı Sayın Sadettin AYIK ' da hazır bulundu. ''BTO AYLIK OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI YAPILDI'’ Beypazarı Ticaret Odası Başkanlığının, Aylık Olağan Meclis Toplantısı yapıldı.25 Mayıs 2009 tarihinde saat 21.00'da gerçekleştirilen toplantıya Oda Meclis Ü y e l e r i i ş t i r a k e t t i l e r. Toplantıda, aylık olağan yapılan işlerin yanı sıra, son ekonomik gelişmeler de değerlendirildi. HAZIR BETON Kurtuluş Mah. Ilıman Mevkii 1500 ada 6 Parsel Nallıhan yolu 3. Km. BEYPAZARI/ANKARA Tel : 0 312 762 53 23 Fax : 0 312 762 53 21 A. Ş. ULAŞTIRMA VE TURİZM ARASINDAKİ BAĞ; GEÇMİŞ, BUGÜN ve GELECEK Yrd. Doç. Dr. R.Pars Şahbaz pars@gazi.edu.tr sahpars@gmail.com Turizm araştırmaları sonucunda, turizm ve ulaştırma arasında geniş boyutlu bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ulaştırma endüstrisi teknolojik gelişmelere kendisini adapte etmekte, bunun sonucunda ulaştırma araçlarının hız, güvenlik ve konforlarında artış meydana gelmekte, bilet fiyatları ve buna bağlı olarak seyahat maliyeti düşmektedir. Bütün bunlar turizm hareketliliklerini olumlu yönde etkileyen faktörlerdir. Seyahatin maliyeti ve buna bağlı olarak belirlenen fiyat, hem teknolojik ilerlemenin hem de ekonomik gelişme düzeyinin bir sonucudur. Bu kriterler kolektif bir biçimde, ulaştırma araçlarının belirli bir türü kullanılarak gerçekleştirilen seyahatlerin maliyetini belirlemektedir. Pek çok durumda fiyat ve zaman zamanda seyahatin süresi, tüketicinin belirli ulaştırma modellerini seçmesinde temel faktörler olmaktadır. Örneğin; Concorde adı verilen uçaklar Avrupa ve ABD arasındaki seyahat süresini yarı yarıya azaltmıştır. Bu uçakların bir diğer farklılığı ise bilet fiyatlarının çok yüksek oluşuydu. Çok sayıda yolcu, daha yüksek hız ve buna bağlı olarak seyahat süresinin kısalması karşılığında yüksek maliyetlere katlanmak yerine, daha ucuz olduğu için normal uçakları ve zaman olarak daha uzun seyahatleri tercih etmiştir. Avrupalı turistler sekiz temel tipte incelenebilir; 1- Aileler; * Bilindik kıyı tatil yöresinde uzun süre kalırlar, * Kısa ve orta mesafelere özel araçları ile seyahat ederler, * Uzun mesafeli seyahatlerini tarifesiz uçuşlar (charter) kullanarak havayolu ile gerçekleştirirler. 2- İkinci konut sahipleri; *İspanya vb. ülkelerde ikinci konut sahipliği oldukça yaygındır, *Konut sahipleri kuzeyden güneye yaptıkları yolculuklarında havayolu ile seyahati tercih etmektedirler. 3- Gezginler; Kullanılan ulaştırma aracı turist tiplerine göre farklılık gösterebilir. Bu konuda yapılan bir araştırmanın sonuçlarını aşağıda görmek mümkündür; * Büyük çoğunluğu genç yaş grubundadır, * Bu kategorideki turistler, daha çok demiryolu sisteminden yararlanırlar. 4- Kültürel amaçlı seyahat edenler; *İkinci konuta, ailelere, arkadaşlara yapılan ziyaretler * Üçüncü yaş grubuna dahil, *Temel ulaştırma modeli karayolu, * Üst gelir grubunda olan, * Yaşam standartları yüksek, * Demiryolu ve havayolu işletmeleri tarafından hedef kitle olarak belirlenen grup. 5- Kongre katılımcıları ve teşvik edici (incentive) seyahatlere katılanlar; * Seyahatin doğrudan doğruya seyahat edenlerin mesleği ile ilgili olduğu seyahatlerdir, *Daha uzun mesafeli seyahatlerde demiryolu ya da havayolu kullanılır. *Hangi amaçla seyahate çıkarlarsa çıksınlar, turistlerin hemen hemen tamamının kullandığı ulaştırma modeli havayolu dur, *Kongre ve teşvik edici seyahatlerin, kaplıca ve zayıflama kulüplerine yapılan seyahatlerin, rekreasyonel seyahatlerin ve kısa süreli konaklamaların/hafta sonu tatillerin talebinde artış beklenmek Uzak merkezlerde gerçekleşen kongrelerin katılımcıları ve teşvik edici seyahatlere çıkanlar havayolunu tercih etmektedirler. *Gelişmeleri uzun dönemli tahmin etmek güçtür, 6- Kaplıcalar, Zayıflama Kulüpleri; *Sonuç olarak; ulaştırma işletmeleri turizm sektörü için önemli bir rol oynamaktadırlar ve bu durum geri dönülemez bir noktaya ulaşmıştır. * İleri yaş grubuna dahil olanlar, 7- Rekreasyonel Turistler; *Daha genç yaştaki yetişkinler, *Turizm sektörü ulaştırma sektörü için en kârlı alanlardan birisidir, *Ulaştırma turizm sektörü için olmazsa olmaz unsurdur, *Az sayıda çocuk sahibidirler ya da çocukları yoktur, *Aralarında karşılıklı çıkara dayalı bir ilişki vardır, *En az bir kültürel ya da sportif aktivitenin gerçekleştiği hareketli seyahatleri tercih ederler, *Tüm ulaştırma modelleri turizmden elde edecekleri faydalara daha çok ilgi duymaktadırlar *Farklı ulaştırma modellerini tercih edebilirler 8- Kısa süreli konaklayanlar/hafta sonu tatilcileri; "TÜKETİCİ YASASI DEĞİŞİYOR” İlk kez 1995 yılında yürürlüğe giren 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da 2003 yılında kapsamlı bir değişikliğe gidilmiştir. Ancak tüketicinin korunması konusunun çok dinamik bir konu olması nedeniyle, aradan geçen 6 yıl içinde AB tüketici hukukunda bazı değişiklikler ve ilaveler olmuştur. AB tüketicinin korunması mevzuatı ile tam uyumun sağlanması için mevcut Kanun'un gözden geçirilmesi ve kısmen yeniden kaleme alınması ihtiyacı kendisini göstermiştir. Ayrıca, son değişikliğin yapıldığı günden bu güne geçen sürede tespit edilen sorunların giderilmesi de Kanunda değişikliğe gidilmesinin en önemli amaçlarından birisidir. Avrupa Birliği mevzuatı ile tam uyum hedefiyle yola çıkılan ve son iki yıldır sürdürülen çalışmalar sonucunda Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Başbakanlığa sevk edilmiştir. 3 Mart 2008 tarihinde görüşe açılan Tasarı Taslağına gelen görüşler doğrultusunda son şekli verilmiş ve 24 Nisan 2009 tarihinde Başbakanlığa sevk edilmiştir. 33 çerçeve maddeden oluşan söz konusu Taslak ile mevcut Kanunda kapsamlı değişikliğe gidilmiş olup daha önce düzenlenmemiş olan finansal hizmetler, haksız ticari uygulamalar, indirimli satışlar, ihtiyari garanti gibi alanlara ilişkin düzenlemeler yapılmış, imalatçının sorumluluğu, paket tur, devre tatil ve tüketici kredileri gibi alanlarda daha kapsamlı düzenlemeye gidilmiştir. Taslak gerekçeleri ile birlikte Bakanlık www.sanayi.gov.tr web sayfasında yayınlanmıştır. Kanun değişikliği iki temel eksende yürütülmüştür. Bunlar; AB müktesabatına uyum ve uygulamada karşılaşılan sorunların ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Söz konusu değişiklikler ana başlıklar itibariyle aşağıda gösterilmiştir. A B M Ü K T E S E B AT I N A TA M U Y U M SAĞLANMASI İÇİN YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER “Ayıplı mal” ve “hatalı ürün” kavramları ayrı ayrı düzenlenmiştir. Açık ayıpta 30 günlük ihbar süresi kaldırılmıştır. Tüketici, 2 yıllık zamanaşımı süresi boyunca ayıbı tespit ettiği anda seçimlik haklarını kullanabilecektir. Ancak, ilk 6 ayda, satıcının malın ayıplı olmadığını, 6 aydan sonra ise tüketicinin malın ayıplı olduğunu ispatlaması zorunluluğu getirilmiştir. Satıcının ve imalatçının sorumlulukları ayrı ayrı düzenlenmiştir. İkinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu en az bir yıl olacaktır. Bu süre, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda üç yıldan az olamayacaktır. İhtiyari garanti kavramı ilave edilmiştir. Sözleşmedeki haksız şartların iptal edilmesine yönelik kimlerin dava açabileceği düzenlenmiştir. Devre tatil ve diğer uzun süreli tatil ürünlerini düzenleyen AB Yönergesi Kanun'a ilave edilmiştir. Paket tur sözleşmelerine ilişkin düzenlemeler AB Yönergesine uygun olarak tekrar kaleme alınmıştır. Kapıdan sözleşmelerin kapsamı genişletilmiştir. Finansal hizmetlerin mesafeli satışını düzenleyen AB Yönergesi Kanun'a ilave edilmiştir. Tüketici kredilerine ilişkin düzenlemeler AB mevzuatına uygun olarak yeniden düzenlenmiştir. Kredi alacak tüketiciye kredi sözleşmesi kurulmadan en az bir gün önce sözleşme öncesi bilgi formu verilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Tüketiciye, kredi sözleşmesinden 14 gün içinde cayma hakkı tanınmıştır. Sözleşmede belirtilmek suretiyle tüketici kredilerinde faiz oranı sabit, değişken veya aynı kredi için her iki yöntem esas alınmak suretiyle belirlenebilecektir. AB'de Aralık 2007'de yürürlüğe giren haksız ticari uygulamalar Yönergesi Kanun'a ilave edilmiştir. Haksız ticari uygulamaları denetleyen Haksız Ticari Uygulamalar Kurulu oluşturulacaktır. Beypazarı'nın En Büyük Alışveriş Mağazası Açıldı Beypazarı'nın en büyük alışveriş mağazası Alparslan Türkeş Bulvarı üzerinde hizmete açıldı. 24 Nisan Cuma günü gerçekleştirilen organizasyonda mağazanın açılışını Beypazarı Kaymakamı Hikmet Aydın, Beypazarı Cumhuriyet Başsavcısı Cengiz Öner, Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş, Beypazarı Belediye Başkanı M. Cengiz Özalp birlikte yaptı. Çok sayıda davetlinin katıldığı açılış öncesin de bir konuşma yapan Beypazarı Kaymakamı Hikmet Aydın Beypazarı'nın önemli bir ihtiyacına cevap verecek olan Akın Evsun Mağazası'nın tüm Beypazarı halkı için hayırlı olmasını diliyorum. Dedi. Daha sonra protokol, alışveriş merkezi içinde incelemelerde bulundu. Mağaza yetkilileri yeni açılan Akın Evsun Alışveriş Merkezi'nin toplamda 1250 m2 olduğunu, geniş iç hacmi ile müşterilerine rahat alışveriş yapma imkanı sunduğunu açıkladı. Mağaza Yetkileri Beypazarı nüfusunun gün geçtikçe artış gösterdiğini, bu yüzden de her türlü ürün çeşidinin bir arada bulunduğu mağazaya ihtiyaç olduğunu söylediler Akın Evsun Alışveriş Merkezi'nde 3 binin üzerinde ürün çeşidi ve otomatik halı yıkama tesisi ile Beypazarı halkına ve müşterilerimize hizmet vereceğiz. Mağazamızın Beypazarı halkı için hayırlı olmasını diliyoruz. dediler. Açılışın ardından Akın Evsun Alışveriş Merkezi'ni gezen ve alışveriş yapan vatandaşlara çeşitli hediyeler verildi. Akın Evsun Alışveriş Merkezleri müşterilerine nakit, kredi kartı, taksit kartlar ve kredili finans sistemiyle satış yapıyor. TURİZMDE MARKALAŞMANIN ÖNEMİ VE Yakup ÖZTÜRK Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Öğrencisi BEYPAZARI Günümüzde makro açıdan ülke ekonomilerine ve istihdama, mikro açıdan ise isletmelere, ekonomik yönden büyük katkılar sağlayan turizm sektörünün önemi her geçen gün artmaktadır. Artık tüm dünya devletleri tarafından turizm sektörünün önemi anlaşılmış ve ülkeler farklı tüketici gruplarını kazanabilmek için yeni pazarlama stratejileri geliştirmeye yönelmişlerdir. Bunun en önemli nedenlerinden biri, dünyada turizm faaliyetlerine katılan kişi sayısının düzenli olarak her yıl artması ve gelecekte de bu artışın süreceğinin tahmin edilmesidir. Bu nedenle, ülkeler günümüzde ve gelecekte turizm pastasından daha büyük bir pay alabilmek için tanıtım ve pazarlama konusunda bas döndürücü bir yarışa girmişlerdir. Bunların yanında, Türkiye tarihsel, kültürel ve doğal çekicilikler yönünden zengin olması nedeniyle turizm sektörünün gelişmesi açısından elverişli bir konumdadır. Önemi giderek artan uluslararası turizm pazarında rekabet edebilmek için makro düzeyde ülke isimleri mikro düzeyde ise bölgelerin (turizm bölgesi markası), markalaşması gerekmektedir. Son yıllarda Türkiye´deki turizm bölgeleri ve işletmeler markalaşma çabası içine girmişlerdir. Bu bölgeler ve buralardaki işletmeler markalaşabilmek için hizmet kalitesi, müşteri memnuniyeti, imaj, güven gibi konulara yönelmişlerdir. Markalaşma sayesinde isletmeler sadık müşteriler yaratabilmekte ve bu sayede müşteriye özel ürün ve hizmetler geliştirebilmektedir. Ayrıca, bu bölgeler ve işletmeler markalaşma sayesinde müşterilerin zihninde olumlu bir imaj oluşturarak ağızdan ağza reklamları artırabilmektedir. Bunun sonucunda da uzun vadede reklam ve pazarlama giderlerini azaltabilmektedir. Turizm sektöründe markalaşmanın gerek bölgeler, gerek işletmeler ve gerekse tüketiciler açısından bu çeşit yararlarının olması nedeniyle bu yönde yapılacak çalışmalar büyük önem taşımaktadır. Ürünlerini rekabet ettikleri diğer ürünlerden farklı kılmak isteyen ülkeler, bölgeler, şehirler ve işletmeler markalamaya tüm alanlarda olduğu gibi vazgeçilmez bir unsur olarak yaklaşmaktadırlar. Son yıllarda, özellikle tüketicilerin hizmet dallarına yönelik kabulüyle, turizm pazarlamacılarının uzak mesafelere satış yapılabileceği konusunda giderek artan bir şekilde üzerinde durduğu görülmektedir. Bu nedenle turistik bölge markalaşması kavramı son yıllarda turizm sektöründe üzerinde durulan konuların başında gelmektedir. Güçlü bir marka imajı olan bölge; - Pazara sunulan normal ürünlere göre daha yüksek fiyata ve kar marjına sahip olabilecektir. Özet olarak, bölgeler ve bölgedeki hizmet işletmelerinde markalaşma tüketici satın alma davranışını olumlu yönde etkileyerek kaliteli - Kendisini rakiplerinden kolayca farklılaştırabilecektir. hizmet anlayışı ve daha profesyonel bir yönetim felsefesi ile nitelikli turistleri çekebilmektedir. Böylece yıl boyunca belli bir - Katma değer hissi sağlayarak turistleri sağlayarak finansal ziyaret oranı performansını bölgeye çekecek ürünleri satın almaya arttırabilmektedir. Küçük ölçekli bölgeler satış ve itebilecektir. pazarlama maliyetlerini azaltmak için sadık müşteriler yaratmalı ve bunlar aracılığıyla ağızdan - Beklentilerini gerçekleştirmek isteyen ağza olumlu reklam yapmaları sağlanmalıdır. potansiyel turistlerin harekete geçmeleri için Hizmet işletmelerinde marka stratejileri her güvenilir bir referans oluşturabilir. kademede çalışan personel tarafından - Tekrar ziyaret sayısını arttırma ve bağımlılık benimsenmelidir. oluşturma fırsatlarını değerlendirebilir. - Bir turistik ürün olmanın ötesinde statü bölgesi olarak pozisyonunu geliştirebilir (1). Beypazarı´nda turistlere yönelik yapılan bir araştırmaya göre turistler açısından marka kavramı, baslıca üç etmen olarak kalite, profesyonellik ve müşteri sadakati ifade etmektedir. Başka bir deyişle, marka denildiğinde tüketicilerin ilk aklına gelen kalitedir. Tüketiciler açısından markalaşmış destinasyonlar ve hizmet işletmeleri aynı zamanda kaliteli ve memnuniyeti sağlayacak yerlerdir ve onlar için bir saygınlık göstergesidir. Bunun yanında Beypazarı'na gelen turistlerin satın alma kararlarında öncelikli olarak yöresel ürünlerin olması ve tarihi ve kültürel zenginliklerin olması etki etmektedir. Bu bağlamda işletmeler ve yerel yönetim tarihi ve kültürel dokuyu bozmayarak yerel değerleri korumalıdır. Ayrıca küçük ölçekli bölgeler için 1.ATAY, L. (2003). “Destinasyon Pazarlaması fiyatlar önemli bir çekim gücü oluşturmaktadırlar. Yönetimine ilişkin Stratejik Bir Yaklaşım”, Dokuz Bunun için fiyat belirleme politikaları iyi Eylül Üniversitesi İletme Fakültesi Dergisi, 4(2), planlanmalıdır. ss.144-158. Dr. Hakan KOÇ İşletmelerde Kültür ve Medeniyet hkoc@gazi.edu.tr İşletmeler önceden belirledikleri amaç ve hedeflerine ulaşabilmek için yönetim fonksiyonlarını kullanarak oluşturdukları sistem ile faaliyetlerini yürütürler. Bu işletme sistemi iç ve dış çevre koşullarından sürekli olarak etkilenmektedir. İşletmelerin iç çevresini oluşturan, işletme sahipleri, ortaklar, hissedarlar, çalışanlar ve yöneticiler kontrol edilmesi gereken bir değişken olarak dikkati çekmektedir. İşletme iç çevresinde bulunan bu bireylerin ortak amaçlar için organize olmaları bir örgüt kültürünün oluşturulmasına ve etkinliğine bağlıdır. Örgüt kültürü, bir işletme organizasyonunun temel değerlerini ve inanç sistemini tüm çalışanlara ileten simge, seremoni ve mitolojilerin toplamı olarak ifade edilmektedir. Bir başka ifade ile işletme organizasyonun içinde bulunan tüm bireylerin davranışlarını yönlendiren normlar, değerler, inançlar ve alışkanlıklar sistemi örgüt kültürünü oluşturmaktadır. İşletme organizasyonları bilinçli olsun ya da olmasın mutlaka bir kültüre sahiptir. Ve sahip olunan bu kültürün üç ana boyutu vardır(1): Temel Değerler: işletme organizasyonundaki işveren ve işgörenlerin paylaştıkları temel değerler örgüt kültürünün temelini oluşturmaktadır. Örgütleri başarıya taşıyan bu değerler çoğu kez sloganlaşır ve tüm örgüt üyeleri tarafından benimsenir. Merasimler ve Simgeler: örgütler için merasimler ve simgeler çeşitli sembol ve sembolik faaliyetlerden oluşur. Merasimler çoğunlukla boş zamanların beraberce geçirilip eğlencelerin düzenlendiği faaliyetlerdir ve örgüt kültürünün bir diğer boyutunu oluşturur. Kahramanlar ve Liderler: bir işletme organizasyonunun sürekliliğini ve başarısını sağlamak için kurucusunun oynayacağı en etkin rol sağlam, kalıcı, yenilik ve büyümeye açık ama temel değerlerden taviz vermeden bir örgütün kültürünü oluşturmak ve sürdürülebilirliğini sağlamaktır. Temel değerler ve inançlar nasıl ki örgüt kültürünün özünü oluşturuyorsa, lider ve kahramanlarda bu değerleri simgeleyen örnekleri ortaya koyar, o kültürün gücünü temsil eder(2). Belirli aralıklarla, (her bayram) tekrarlanır ve bu kurul herhangi bir yerde yazılı bir metin halinde bulunmaz. Diğer yandan bir toplumda veya işletme organizasyonunda kültürün varlığını ifade eden dört temel özellik mevcuttur. Bunlar(3); 1. Kültür öğrenilmiş veya sonradan kazanılmış bir olgudur. 2. Kültür tüm grup üyeleri tarafından paylaşılan bir durumdur. 3. Kültür belirli aralıklarla tekrarlanan davranış kalıplarından oluşur. 4. Kültür yazılı bir metin halinde değildir. Bu dört özellik kültürel bir durum olarak ifade edilen tüm olay ve olgular için geçerlidir. Örneğin, toplumsal sistemimiz içerisinde bayramlarda büyüklerin ellerini öpmek Türk kültürünün bir parçasıdır. Bu kültürel seremoni; bireyler tarafından öğrenilir veya sonradan kazanılır, tüm Türk toplumu tarafından paylaşılan bir durumdur, Belirli aralıklarla, (her bayram) tekrarlanır ve bu kural herhangi bir yerde yazılı bir metin halinde bulunmaz. Anlaşılacağı üzere, kültür toplumu toplum yapan veya işletmeyi işletme yapan bir kimliğin göstergelerini oluşturmaktadır. Dolayısıyla her işletme organizasyonunun mutlaka bir kültürü ve kültürel göstergeleri mevcuttur. İşletme organizasyonu içerisinde insan ilişkileri dikkate alındığında, A işletmesinde kişiler arası hitap şekli “bey ve hanım” şeklinde iken B işletmesinde “abi ve abla” şeklinde olduğu görülmektedir. Bu duruma kültürel açıdan bakıldığında A işletmesindeki hitap şekli doğrudur B işletmesinde yanlıştır denemez. Çünkü kültürel göstergeler o topluma özgü sembol ve ifadelerden oluşur. Ancak, kültür her ne kadar tüm işletme organizasyonlarında var olsa da, mevcut olan işletme kültürü başarıya ulaşmada itici bir güç olmayabilir. Bu durum mevcut kültürün birleştirme ve bütünleştirme fonksiyonunu yerine getirememesi ve bireylere bir kimlik verememesiyle sonuçlanabilir. İşletmenin kültürünün belirlenen amaçlara hizmet etmesi, ancak onun evrensel değer yargılarına ve tüm bireyler tarafından kabul edilebilir bir nitelikte olmasına bağlıdır. Bu noktadan hareketle, işletmeler için kurum kültürünün varlığı yeterli değildir. Dolayısıyla işletmeler kurum kültürünün bir sonraki aşaması olan işletme medeniyetini kurmak ve sürdürmek zorundadır. İşletme medeniyeti, işletme sisteminin evrensel kural ve ilkelere göre tasarlanarak işletme içerisindeki tüm iş ve ilişkilerin bu temel ilkelere göre düzenlenmesi şeklinde ifade edilebilir. Sonuç olarak, işletme organizasyonlarında ihtiyaç duyulan itici güç bir kurum kültürünün var olmasından ziyade, bir işletme medeniyetinin oluşturulmuş olmasıdır. Yararlanılan Kaynaklar (1) Melih Topaloğlu, (2000). Örgüt Kültürünü Oluşturan Yönetsel Boyutlar, G.Ü.T.T.E.F. Dergisi, Ankara. (2) Cem Kozlu, (1996). Kurumsal Kültür, Defne Yayıncılık, İstanbul. (3) Erol Eren, (1998). Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi, Beta Yayıncılık, İstanbu İNME Dr. Mithat UYSAL Sinir sisteminde meydana gelen bir bozukluktan dolayı, kas gücünün kaybolmasına felç, nüzül veya inme denir. Hafif ve ağır olmak üzere iki şekli vardır. Tedavinin ilk ve önemli şartı hastanın neşesini kaybetmemesi ve en kısa zamanda iyileşeceğine inanmasıdır. İnme yani felç hastalığı, dünyada kalp hastalığı ve kanserden sonra gelen en önemli ölüm nedenidir. Sağ kalanların bir kısmı ise engelli bir şekilde ve yaşam kalitesinin çok düşük olduğu yatalak ve başkasının bakım ve yardımına muhataç bir hayatı yaşarlar. Kişinin yaşı ne kadar ileriyse ölüm riski o kadar yüksektir. Aynı zamanda hasta erkek cinsiyetindense ölüm riski yine daha yüksektir. Herhangi bir sebeple (çoğunlukla beyne kan taşıyan damarların tıkanması) beyne kanın akışının aksaması durumunda saniyeler içinde konuşma, görme, anlama bozulabilir, vücudun bir yarısında kuvvet azalması veya tam bir güçsüzlük gelişebilir veya denge bozukluğu oluşabilir. Bazen de hastada ani koma durumu ortaya çıkabilir. Bu kayıplar, yine dakikalar veya saatler içinde düzelebilir ve düzeliyorsa geçici inmeden bahsedilir. Bu geçici inme atakları kalıcı inmelerin ön habercidir. Kişi bu durumu önemsemeyip doktora başvurmazsa kalıcı inme gelişmesi neredeyse kaçınılmazdır. Hastalığının ana sebebi: Hastalığın sebebi beyni sulayan beyin damarlarındaki tıkanmalardır. Bu tıkanmalar şah damarı dediğimiz boyun bölgesindeki beyine giden ana damarlarda olabileceği gibi, beynin içindeki irili ufaklı birçok damarda da olabilir. Daha az sıklıkta ise beyin kanaması, nadiren beyin ve zarının iltihapları inmeye neden olur. Kaba bir tahminle bir hastanenin acil servisine müracaat eden 10 inme hastasının 7-8'inde beyin damarlarında tıkanma vardır. Damar tıkanmasının sebebi: Damar tıkanmasının sebepleri ise; yaşlanma, yüksek tansiyon hastalığı, damarların sertleşmesi, kan yağlarının fazlalığı, kandaki kırmızı kan hücrelerinin çokluğu, sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklar, kalp ve damar hastalıklarına irsi yatkınlık, kalp kapak hastalıkları, kalp ritm bozuklukları, şeker hastalığı olarak ifade edilebilir. Beyin Damarında Tıkanma İnmede neler yapılmalı? Hasta apar topar hareket ettirilmemeli. Gereksiz panikle hastaya zarar verilmemeli. İnme gerçek bir acil durumdur. En kısa zamanda en yakın sağlık merkezine ulaşımı sağlanarak erken tedavi imkanı yaratılmalıdır. Erken tedavi yapılabilmesi için hastanın mümkün olan en kısa sürede beyin tomografisinin çekilmesi gerekmektedir. Çünkü hastada tıkanma mı yoksa kanama mı olduğunun kesin olarak anlaşılması bu tetkikle sağlanmaktadır. Kanama tedavisiyle tıkanmanın tedavisi farklıdır. Hastaların hemen hemen hepsi hastaneye yatırılır. İnme sonrası ilk günler tedavi için çok önemlidir. Bu günlerdeki uygun tedaviler hastanın gerek hastalıktan ölmesini gerekse ağır engelli olmasını önleyebilir. Bazı inmeler günler içinde yapılan tedaviyle iz bırakmadan iyileşir. İnmenin geçmemesi durumunda; hasta hekim hekim dolaştırılmamalı, tıp dışı yanlış uygulamalara (yatıra götürmek gibi) fırsat verilmemelidir. Hastanın ilaç tedavisinin eksiksiz uygulanmasının yanısıra fizik tedavi imkanları aranmalıdır. Hastanın ilk günlerinden itibaren uygulanan değişik fizik tedavi uygulamaları engelllilik seviyesini düşürür. Ayrıca, hastanın iyileşme arzusu, hasta yakınlarının ilgi ve desteği iyileşme sürecinde en az ilaç ve fizik tedavi kadar etkili olabilmektedir. Beyin Damarında Kanama Tedavide kullanılan ilaçların temel hedefi inmenin tekrarlama ihtimaline karşı kişiyi korumaktır. Yüksek tansiyonu normalleştirmek, kan yağlarını (kolesterol) düşürmek ve özellikle damar tıkanmasına bağlı inmelerde kan sulandırıcı(aspirin) kullanmak tedavinin esasını oluşturur. Ayrıca hastanın beslenme tarzı değiştirilmelidir. Yüksek tansiyonu olanlarda az tuzlu beslenme önemlidir. Yine katı yağlardan ve kırmızı etten uzak kalınmalı, sıvı yağlı, sebze ve bakliyat ağırlıklı, beyaz etli beslenme tercih edilmelidir. Ağır inmeli ve yatalak hastaların hayatla ilgisinin kopmamasına dikkat edilmeli, çökkün(depresif) duygulanım gelişmesi durumunda bunun ilaçla tedavisi sağlanmalıdır. Bazı hastalarda, özellikle genç inmeli hastalarda inmenin ilk 3 saati içinde damar açıcı tedaviler uygulanabilmekte ve bu hastaların bir kısmında saatler ve günler içinde tam iyileşme o l a b i l m e k t e d i r. F a k a t t e r s e t k i l e r i (komplikasyonları) çok ciddi olan bir tedavi şeklidir. Hastanın damarı açıldıktan sonra bu defa beyin kanamaları gelişmekte ve hastaların inmesi daha ağırlaşmakta ve bir kısmı ölmektedir. Özellikle yaşlı hastalarda bu durum daha sık ortaya çıkmaktadır. Öte yandan hasta veya hasta yakınlarının en çok sordukları ve istedikleri tedavi budur. Gelecekte daha iyi damar açıcı ilaçların geliştirilmesiyle belki de bu mümkün olabilecektir. Biçki Dikiş Kursu Hatırası - 1942 1-Sorgu Hakiminin Necla 2- 3- Emin Ağaların Nimet 4- Uruşlu Ahmetin kızı Türkan 5-Feleklerin Mediha 67- Mustandıkın Hoca hanım 8-Kuyumcuların Naciye 9-Hafız Hakkıların Fatma 1- Hüsnü Çağlar 2- 3- Alaattin Yolasığmaz 4- Erhan Tiftik 5- Reşat Göçmen 6- 7- Yüksel Çağlar 8- Bedri Yıldırım 9- 10- Kozalanlı Zeki Akoğlu 11- Kapullulu Bayram Afide Hanım, Kızı, oğlu ve torunu Günnur 1- Hurşit’in Mehmet Sivaslıoğlu 2- İsmet Diril 3- Aşçı Salih Şuvak, 4- Faik Arı 5- Kemal İnan 6-Şeref Ertürk 1- Bedri Yücel 2- Mustafa Yücel 3- Kadir Katipoğlu 4- İhsan Okyay 5- Küçük Hafız Şükrü Zeyrek 6- Nuri Özgün 7- Nihat Çağlar8- Ahmet Nazif Yücel 9- Ali Sağlam 10-Sait Yavaş 11- Orhan Sağlam 12- Müslüm Tuğcu 13- Tuğba Yücel 14- Sayit Yücel 15- İhsan Yavaş 16- 17- Mehmet Sağlam Zehra Öğretmen, Ayten Kefelioğlu, Tülay Karaoğuz İnceoğlu BEYPAZARLIM Ayaktakiler Solda Sağa: Hüseyin Göçmen, PTT Memuru Orhan, Tuğrul Ulusoy, Gazi Kaya, Önder, Kaleci Şener Oturanlar: Özkan Saraç, Doğan İncekara, Alaattin Başaran, Metin Arı,Nazif Zeyrek, Ali Kılıçarslan Adına yakışır asalet senin Çalışkan gururlu haysiyetlisin On parmağında on hüner var senin Canım kurban olsun sana Beypazarlım Tarihten geldin atiye gidiyorsun Beş tepe arasında bir vadidesin Cennet gibi bahçelerin var senin Ne güzel bir şehirsin Beypazarım Buram buram tarih kokar evlerin Yol boyunca açmış çiçek güllerin Dünya duydu senin adın şöhretin Dillere destan oldun Beypazarım Soldan Sağa: Halil Usta, Baki Bulduk, Ali Akyürek, Kemal Ertürk Türlü sanat ehli vardır burada Her birisi emek üretir yurda Çoğu gurbet elde gönlü sılada Gurbette şanın var Beypazarım Hünerlidir parmakların, ellerin Güzel kızların dokur ipekten kilim Kazalar içinde altıncı yerin Sanat ehli kızların var Beypazarım 1-Saatçi Hafızın Nazmi 2-Dilekçeci Tahsin 3-Kör Muzaffer 4- 5-Tombul Mehmet 6-Zeynepin Hüseyin 7- Kahveci Karagevrek 8-Bakkal Hurşitin oğlu 9- Bakkal Hurşit 10-Av. Tahir 11- Emin Ağa 12- 13- 14- Evrak Memuru Pek güzel kentimin ekmeği aşı Göveci, baklava, yaprak dolması İçtin mi güzeldir maden sodası Sana paye biçilmez Beypazarım Seherde hafızlar okuyor ezan Her devirde vardı şairi ozanı Şairlere ilhamsın sen Beypazarım Turizm şehrisin sen Beypazarım Etem Ertürk 1962 Yılı Rüstempaşa İlkokulu 5 A Sınıfı Mezunları Soldan Sağa: Sınıf Öğretmeni Murtaza Ulusoy, Mustafa Saydam, Okul Müdürü Oktay Ege Öğrenciler: Ali Sezen, Ahmet Yünsel, Muhterem Erdoğan, Nermin Tütüncüoğlu, Mehmet Karaoğlu, Ali Basmakçı, Erdal Ulusoy, Işıl Konyalıoğlu, Mustafa Çınar AKŞEMSEDDİN O T E L B E Y PA Z A R I 2004 yılında faaliyetine başlayan otelimiz modern, kaliteli, disiplinli hizmet anlayışını benimseyerek deneyimli, güleryüzlü gece ve gündüz kadrosuyla konaklamanız süresince sizlere rahat, güvenli ve konforlu bir ortamda evinizde gibi hissettirecektir. SİZLERİ DE MİSAFİR ETMEKTEN MUTLULUK DUYARIZ. 50 Kişilik Oturma Grubuna sahip geniş ve ferah lobisi, 36 Standart ve 3 Suit olmak üzere toplam 39 odası ve 104 yatak kapasitesi ile misafirlerine konforlu bir konaklama imkanı sunan otelimizin tüm odalarında; Ortopedik Yataklar, Merkezi Isıtma, 24 Saat Sıcak Su, Küvet, Saç Kurutma Makinesi, Minibar, TV, Kablosuz İnternet ve Telefon vardır. İRFAN GÜMÜŞEL CAD. NO: 47 BEYPAZARI / ANKARA TEL : +90 312 763 01 12 (3 Hat) FAX : +90 312 763 01 15 www.aksemseddinotel.com info@aksemseddinotel.com B E Y PA Z A R I ’ N I N E N B Ü Y Ü K ALIŞVERİŞ MERKEZİ Beyaz Eşyadan; Halıya... Züccaciyeden; Avizeye... Mobilyadan; Mefruşata... Giyimden; Küçük Ev Aletlerine... Kozmetik ve Tüm Ev ihtiyaçlarında TEK ADRESİNİZ... AKIN EVSUN AKIN EVSUN T A V A N D A N TABANA KADAR E V İ N İ Z İ BİZ KURUYORUZ AKIN EVSUN A L I Ş V E R İ Ş M E R K E Z İ Merkez : Kurtuluş Mahallesi Alparslan Türkeş Blv. No. 224 Beypazarı/ANKARA Tel : 0.312 763 05 45 - 762 77 78 - Fax : 0.312 763 27 45 Şube : Kayhan Güven Cad. Kasaplar Hali Üstü No. 6 Beypazarı/ANKARA Tel : 0.312 763 34 45 Gsm : 0533 652 86 45 - 0545 401 45 45 www.akinevsun.com.tr e-mail:akinevsun@gmail.com