Çok Yönlü İşbirlikçi Kurumsal Sosyal Sorumluluk Örnek Olay
Transkript
Çok Yönlü İşbirlikçi Kurumsal Sosyal Sorumluluk Örnek Olay
Dfait-bölüm-5-sonuçlar.doc Çok Yönlü İşbirlikçi Kurumsal Sosyal Sorumluluk Örnek Olay Çalışması Pilot Projesi: Sonuçlar Bölüm Beş Profesörler Kernaghan Webb, Hevina Dashwood, Bill Puplampu ve Bed Bradshow tarafından Çok Yönlü İşbirlikçi KSS Örnek Olay Çalışması Ekibi üyelerinin katkılarıyla yazılmıştır. Sosyal Bilimler ve Beşeri Bilimler Araştırma Konseyi, Dışişleri ve Uluslararası Ticaret Departmanı, Kanada İş Etiği Araştırma Ağı’nın bu proje için sunduğu mali destek minnetle anılmaktadır. Bu bölümde açıklanan görüşler yazarların görüşlerini temsil etmektedir. 1 Bölüm Bir’de belirtildiği gibi bu pilot proje çok yönlü, kurumsal KSS örnek olay çalışması yöntembilimini bahsi geçen yurtdışında faaliyet gösteren Kanadalı maden şirketlerinin üç örnek olay çalışmasının geliştirilmesi yoluyla test etmeyi amaçlamaktadır: Şili'de Kinross Gold Corporation'ın Maricunga madencilik faaliyetleri, Gana'da Golden Star Resources'un madencilik faaliyetleri ve Brezilya’da Kinross Gold Corporation'ın Paracutu madencilik faaliyetleri. Bu pilot aşamasında, proje altı anahtar araştırma sorusunun yanıtlarını keşfetmeyi amaçlamaktadır: Kanadalı maden şirketleri yurtdışı faaliyetlerinde karşılaştıkları çevresel, sosyal ve ekonomik (ÇSE) zorlukları nasıl ele alıyorlar? Yurtdışında faaliyet gösteren Kanadalı maden şirketleri hangi yasal zorluklarla karşılaşıyorlar ve bu firmalar yasal gereklilikleri nasıl karşılıyorlar? Şirketler hangi gönüllü KSS standartları/araçları/girişimlerini kullanıyorlar ve hangi bağlamda? Karşılaştıkları ÇSE zorluklarına maden şirketlerinin yanıtlarından hangi dersleri çıkarabiliriz? Maden şirketleri faaliyet gösterdikleri toplumlara nasıl ekonomik, çevresel ve sosyal değer katıyorlar veya kaybettiriyorlar? İşbirlikçi, çok yönlü yöntembilimi nasıl çalışıyor? Bu altı sorunun her biri burada değerlendirilecektir. Kanadalı maden şirketleri yurtdışı faaliyetlerinde karşılaştıkları çevresel, sosyal ve ekonomik (ÇSE) zorlukları nasıl ele alıyorlar? Örnek olay çalışmaları; karşılaştıkları çevre, sosyal ve ekonomik (ÇSE) zorlukları ele almak için ÇSE kaygılarını karar verme ve eyleme geçme adımlarına dâhil eden şirket içi politikalar, prosedürler ve sistemler geliştirmekten; şirket dışı kılavuzları, standartları ve araçları kullanmaya; kamu politikası hedeflerini karşılamada kanunlara ve destekleyici idarelerin kurallarına uymaya; hedeflere ulaşmak için hükümetler, birlikler, özel sektör ve diğer kuruluşlar ile birlikte çalışmaya kadar firmaların yapabileceği birçok şeyin olduğu görüşünü destekleyici niteliktedir. Örnek olay çalışmalarından çıkarılan bir bulgu, şirketlerin başkalarının faaliyetlerini devraldıklarında hem şirket içi hem şirket dışı zorluklarla karşılaştığı ve dalgalanma etkisi ile paydaşlarının da bu durumlardan etkilendiğidir. Zorluklar önceki faaliyet sahiplerinin yarattığı geçmişe dayalı gerilimlerden ve yeni faaliyet sahiplerinin önceden uygulamada olanlardan daha farklı KSS yaklaşımları benimsemesinden kaynaklanabilir. Örnek olay çalışmaları, yeni sahipler ile kurumsal çapta ve bölgesel olarak KSS yaklaşımını uyumlu tutmanın zor olabileceğini göstermiştir. Bu ilke yaklaşımlarındaki değişiklikleri (örn. hayırsever bir yaklaşımdan daha entegre bir ortak proje yaklaşımına geçmek) ve personel ve karar alımında değişiklikleri içerebilir. Aynı zamanda, şirketin etkileşim içinde bulunduğu topluluklar ve diğerleri bu değişikliklerden etkilenebilir ve mevcut ÇSE yaklaşımlarını öncekinden ayırmakta zorluk çekebilirler. Böyle geçişler sırasında uyumun devam edeceğinden emin olmak 2 için kapsamlı bir paydaş katılımı gerekli olacaktır gibi gözükmektedir. Eğer bir şirket geçmişte yerel topluluklarla zayıf bir ilişki kurmuşsa, oluşmuş ÇSE gerçeklerini ve dolayısıyla bu değişen gerçekliklerin getireceği algıları değiştirmek gerçek bir zorluk olacaktır. Örnek olay çalışmalarından çıkarılan bir diğer bulgu da mevcut toplulukların yakın çevresinde konumlandırılan madencilik projeleriyle ilişkilendirilen zorluk türlerinin mevcut topluluklara uzak olan madencilik projelerininkilerden oldukça farklı olduğudur. Yakında olunca çok çeşitli ÇSE konuları hakkındaki fikir farklılıklarının oluşma ihtimali vardır ve bu farklılıklar günlük bazda ortaya çıkar. Madencilik faaliyetleri uzakta olduğunda, işe gidiş-geliş/ulaşım ile ilgili sorunların yanı sıra özel teknik zorluklar da (örn. son derece soğuk ve ayaz olan yüksek irtifalarda bulunan madenler için) olabilir. Asıl konu zorlukların son derece farklı olabileceği ve farklı yaklaşımlar gerektirebileceğidir (örn. topluluk yerleştirme sorunları ve benzeri; trafik ve uzun süreler için evlerinden uzak kalan işçiler için çalışma kampları ile ilgili sorunlar). Çıkarılan bir diğer bulgu da gelişmekte olan ülkelerin durumlarının birbirlerinden önemli ölçüde farklılık gösterdiğidir. Tarihi ve politik durumlar yasal sistemi, ekonomik sistemi ve benimsenen çevre koruma yaklaşımlarını etkiler ve şekillendirir. Bir bölgede diğerinde olmayan tarihsel olarak dezavantajlı yerli azınlık toplulukları olabilir, bir bölgedeki servet dağılımı diğer bir bölgeninkinden fazlasıyla farklı olabilir, yasal sistemler, yozlaşma seviyesi ve kültürel dinamikler farklı olabilir. Örnek olay çalışmasının konusu olan üç ülkeden birinde, hükümet bürokrasisi ve politik sistemin yanında paralel olarak çalışan bir şefler sistemi vardır. Diğer bir bulgu da farklı boyutlardaki şirketlerin farklı seviyelerde karmaşıklığı ve kapasitesi olduğudur ve bu şirketlerin boyut farklılıklarından doğan farklı zorluklarla karşılaştığıdır. Birden çok bölgede birden çok faaliyeti olan bir şirket geniş yelpazedeki farklı durumlarda istikrarlı ve sistematik ÇSE/KSS yaklaşımlarını korumakla ilgili zorluklarla karşılaşabilir. Tek bir bölgeye odaklanan daha ufak bir şirket ise farklı bölgelerde sahip oldukları diğer faaliyetlerden gelen ilk elden deneyimlerin avantajı olmadan detaylı ve farklı ÇSE/KSS yaklaşımları geliştirme konusunda önemli zorluklarla karşılaşabilir. Yurtdışında faaliyet gösteren Kanadalı maden şirketleri hangi yasal zorluklarla karşılaşıyorlar ve bu firmalar yasal gereklilikleri nasıl karşılıyorlar? Örnek olay çalışmaları gelişmekte olan ülkelerin yasal/düzenleyici sisteminin ÇSE ölçütlerini belirlemede dâhili bir rol oynadığı görüşünü destekler niteliktedir. Ama gelişmekte olan ülkelerin hükümetlerinin kanunlara uyumu sağlaması ve hükümet yükümlülüklerini yerine getirme kapasitesi (örn. yerel nüfusa) sıklıkla standardın altındadır ve kanunların kendisi tam olarak toplum beklentilerini veya en son gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu şirketi, kendini mecbur hissettiği veya kanunun o anda gerektirdiğinden daha fazlasını yapmaya zorlandığı bir pozisyona sokar. Örnek olay çalışmaları aynı zamanda, gelişen ülkelerin kanunlarının barındırdığı ÇSE zorluklarını ele alma yaklaşımının ülkeden ülkeye önemli değişiklikler gösterebileceği görüşünü 3 de destekler niteliktedir. Örneğin, bazı ülkelerde ulusal hükümet kurumun doğrudan ortağı olabilirken diğer ülkelerde olamaz. Bu belki de düzenleyici olarak rolü ile çelişen bir biçimde ulusal hükümette şirketin maksimum üretime geçmesini destekleme isteği yaratır. Bazı ülkelerde belediyeler üretim payının bir bölümünü alırken (bu da onlarda madencilik projelerini destekleme isteği yaratır) diğerlerinde ise durum bu değildir. Şirketler hangi gönüllü KSS standartları/araçları/girişimlerini kullanıyorlar ve hangi bağlamda? Bu; firmaların KSS politikaları ve faaliyetleri aracılığıyla, harici KSS standartları, araçları ve topluluklar, diğerleri ile ortaklıklar ve anlaşmalar yoluyla yasal sistemdeki eksikliklerin yarattığı boşluğu doldurma anlamında KSS'nin anahtar bir rol oynayabileceği kritik alanlardan biridir. Aynı zamanda, bu “boşluğu” doldurma şirketler için son derece zorlayıcı olabilir, çünkü tüm paydaşlar ve gözlemciler bu boşluğun tabiatı veya onu doldurmak için benimsenecek yaklaşım konusunda anlaşamayabilirler. Örnek olay çalışmalarından çıkarılan bir diğer bulgu da Merkez Ofiste benimsenen politikaların ve yaklaşımların tüm faaliyetlerde "birleşme"yebileceğidir. Bu nedenle örneğin, bir şirket bir faaliyette belli üçüncü taraf belgelendirmeleri kullanırken diğerinde kullanmayabilir, bu da şirket için tutarsızlık sorunlarını ortaya çıkarabilir. Bu olaylar üzerine yapılan araştırma üçüncü taraf belgelendirmelerinin kullanımındaki farklılıkların geçmişe dayalı farklılıkları yansıtabileceğini göstermektedir (örn. Önceki şirket sahibin standartları kullanması). Diğer bir yandan da farklılıklar kurumsal çapta değişiklikleri tetikleyebilecek kurumsal öğrenme için fırsatları temsil eder. Örnek olay çalışmalarından çıkarılan bir diğer bulgu da kanun olmasa da bir şirketin kendini benimsemek zorunda hissedebileceği belli bir ülkede yaygın olan bir endüstri ÇSE "uygulaması" olabileceğidir. Örneğin bir ülkede diğer maden şirketleri halk maden danışmanlık komitelerini benimsediyse tüm madencilik şirketlerinin böyle komiteleri benimsemesi beklenir. Buna ek olarak, diğer şirketler üretilen her ons altın için bağış yapma temeline dayanan kurumsal vakıflar oluşturduysa bahsi geçen şirket de böyle bir vakıf oluşturur. Karşılaştıkları ÇSE zorluklarına maden şirketlerinin yanıtlarından hangi dersleri çıkarabiliriz? Bu proje için örnek olay çalışmalarında incelenen maden şirketlerinin karşılaştıkları ÇSE zorluklarına gösterdikleri yanıtlardan öğrenilebilecek önemli bir ders herkesin şirketin yanıtlarından memnun kalmasının nadir bir durum olacağı ama kanuna, dâhili KSS politikalarına ve süreçlerine uyarak, harici standartlar ve araçlar; hükümet, topluluklar, özel sektör ve diğerleri ile yapılan ortaklıklardan faydalanarak firmaların ÇSE zorluklarını ele almak için yapabilecekleri çok şey olduğudur. Alınan ikinci bir ders de her şirketin koşulları farklı olsa da şirketlerin denklerinin uygulamalarına "omuzları üzerinden bakmak" için politikalarında ifade edildiği, kurumsal karar alma yapılarında gösterildiği, benimsemeyi ve takip etmeyi tercih 4 ettikleri harici standartlar ve kılavuzlarda bildirildiği, sürdürülebilirlik/KSS raporlarından raporlandığı gibi önemli çabalar sarf ettiğinin de net olduğudur. Maden şirketleri faaliyet gösterdikleri toplumlara nasıl ekonomik, çevresel ve sosyal değer katıyorlar veya kaybettiriyorlar? Örnek olay çalışmaları gösteriyor ki firmalar yasalara uyarak, onların ihtiyaçlarını anlamak ve uzun dönemli, sürdürülebilir bir değer yaratacak şekilde onlara hitap etmek için etkilenen topluluklar, hükümet, özel sektör ve diğerleri ile birlikte çalışarak faaliyet gösterdikleri topluluklara ÇSE değeri katarlar. “Değer” işler, vergiler, üretim payı ve altyapı ile eğitime yatırım şeklini alabilir. Örnek olay çalışmaları firmaların bunları yapmadığında ÇSE değerini kaybettirdiğini gösterir. Paydaş katılımı neyin değerli olduğunu ve değerin kaybolmamasının aksine artırılmasının nasıl sağlanacağını belirlemenin anahtar bir yoludur. İfade edilmesi gereken son bir nokta da madencilik firmalarının çevresel, sosyal ve ekonomik faaliyetlerinin hükümetlerin, özel sektörün ve sivil toplumum sadece gelişmekte olan ülkelerdeki faaliyeti ile ilgili değil ama aynı zamanda Kanada gibi gelişmiş ülkelerde üstlenilen madencilik faaliyeti ile ilgili mücadele ettiği sorusudur. Yani örneğin, Kanada’daki yerel duruma bakıldığında son dönemdeki Kanada mahkeme kararlarından, önerilen yasama reformu projesinden, Kanada madencilik öz-düzenleyici girişimlerden ve Kanada’daki doğal madenleri işleme sektörü faaliyetlerine karşı topluluk faaliyetlerinden Kanada’da böyle bir faaliyetin sosyal sorumluk çerçevesinin gelişmekte olan ülkelerdeki “devam eden işler”den çok da farklı olmaksızın “devam eden bir iş" olduğu nettir. İşbirlikçi, çok yönlü yöntembilimi nasıl çalışıyor? Bu pilot örnek olay çalışması için ele alınan üç örnek olay çalışması çok yönlü işbirlikçi KSS örnek olay çalışması yöntembiliminin yurtdışında Kanada şirketleri tarafından üstlenilen doğal maden işleme sektörü faaliyetleri ile ilgili KSS zorluklarının doğru, dengeli ve incelikli tanımını geliştirmek için tutarlı bir yöntem olduğu konusunda birincil bir onay sağlar. Yöntembilimi yasal, politik, organizasyonel, çevresel, kültürel, antropolojik ve kurumsal bakış açılarına dayanarak süreç avantajları sunar. Yöntembilimi araştırmacılara hükümet, özel sektör ve sivil toplum uygulamaları, yaklaşımları ve bilgi kaynakları ile ilgili olan bireylere erişim şansı sağlar. Yöntembilimi araştırmacıları farklı ilgi alanları ve kavramsal pozisyonları olan pratisyenler ve bilim adamları topluluğunun önemli tetkiklerine tabi kılar. Bu da yorumlama sürecinin dâhili ve önemli bir bakış açısından faydalandığı anlamına gelir. Benimsenen yöntem raporların, konuların anlaşılmasının yuvarlanmasını mümkün kılar ve içeriği daha net olarak yakalar. Ve madencilik faaliyeti ile ilgili endişelerin, sorunların ve zorlukların yelpazesinin göstergesidir. 5 Diğer bir avantaj da her çalışmada ortaya konulan farklı sorunlardan belli olduğu gibi firmaların hepsi gelişmekte olan ülkelerde faaliyetleri olan Kanada bazlı firmalar olmasına karşın KSS dinamiklerinin benzer olmak zorunda olmadığıdır. Diğer bir avantaj da araştırmacıların böyle bir geribildirimden uzak kalmak yerine araştırma süreci boyunca aktif geribildirim alma imkânının olmasıdır. Erişimi görüşme, araştırmacıların ve ekip üyelerinin alternatif görüşlerini dengeleme ve ekip üyelerinin birden çok yorumundan dengeli sonuçlar çıkarma gibi zorlukları içerecek şekilde yöntem zorluklar ile ilişkilendirilir. Yöntembilimi, daha geleneksel araştırma yöntemlerinin yapamayacağı önemli zaman talepleri yapıyor gibi gözükmektedir. Yöntembilimi araştırmacıları birden çok bakış açısına maruz bırakmak, doğruluğu artırmak için tasarlanmıştır. Ama bunu belirtmekle birlikte şu da eklenmelidir ki herhangi bir araştırma yönteminin tam olarak bir bakış açısını yakaladığını ve kesinlikle "doğru" olduğunu söylemek bir mücadele olarak kalmaktadır. Örneğin, bireysel toplum üyeleri veya hükümet yetkilileri, sivil toplum örgütleri ile ne kadar görüşme yapılırsa yapılsın, ne kadar anket uygulanırsa uygulansın; belli bir hesabın o bakış açısının tüm derinliğini ve karmaşıklığını yakaladığını söylemek hâlâ zordur. 6