Olgunluğunun Zirvesinde
Transkript
Olgunluğunun Zirvesinde
TÜRKİYE’NİN İKİNCİ EL OTOMOBİL REHBERİ Her Ay 500 İkinci El Araç MAYIS 2010 vIa a t c O a d o k S Olgunluğunun Zirvesinde TEST VW TOUAREG YENİLİK LP 570-4 SUPERLEGGRA KLASİK MASERATI BORA RÖPORTAJ Jean PIerre Vıeux EDİTÖRDEN F. Levent Gençağa DOD Marka Yönetimi Pazarlama Yöneticisi lgencaga@dod.com.tr Merhaba, Günlük hayatın yoğun temposu içerisinde göz açıp kapayıncaya kadar bir aylık süreyi daha geride bırakıp tekrar sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 2010 yılına hızlı bir başlangıç yapan otomotiv sektörü, ardarda düzenlenen fuarlarla canlılığını devam ettiriyor. Sektörde hala Detroit ve Cenevre fuarlarının yarattığı etkileri hissetmek mümkün. Türkiye’de de hızla gelişen otomotiv sektöründe birçok başarılı gelişme birbirini izliyor. Eskiden Avrupa ülkelerinde piyasaya çıkan yeni araçların Türkiye’ye ithal edilmesi ve kullanıcıların bu araçları satın alabilmeli için uzun bir süre geçmesi gerekiyordu. Günümüzde ise yeni modeller artık Avrupa ile aynı zamanda satışa sunuldukları gibi birçok modeli de ülkemizde üretip dünyaya ihraç eder konuma geldik. Son dönemde piyasaya çıkan yeni Fiat Doblo, Opel Astra, Skoda Yeti, Citroen C3, Hyundai ix35, VW Touareg ve Lamborghini Superleggera, bu gelişmelerin en güzel örneklerinden. Üretim konusunda ise vardığımız nokta, birçok markanın “En iyi üretim üssümüz Türkiye” açıklamasıyla tescillendi. Erman YERDELEN Doğuş Grubu İletişim Yayıncılık ve Ticaret A.Ş.'yi temsilen Yönetim Kurulu Başkanı ve İmtiyaz Sahibi Genel Yayın Yönetmeni Alper Aköz (Sorumlu Müdür) Editör Levent Gençağa Görsel Yönetmen Kemal Toğanç Her sayımızda bu yeniliklere yer verdiğimiz DOD dergimizin Mayıs sayısında, satışa sunulan 500’e yakın aracı sizlerle paylaşırken beğenerek okuyacağınızı umduğumuz röportaj ve haberlere de yer verdik. Dergimiz, sunduğumuz hizmetler ya da araç alım satımı ile ilgili öğrenmek istediğiniz her türlü bilgi ve görüşleriniz için bizimle info@dod. com.tr mail adresinden ya da 0212 456 54 00 no lu telefondan irtibata geçebilirsiniz. Önümüzdeki ay görüşmek üzere... Saygılarımızla, DOD 10. YIL ÖZEL İKİNCİ EL REHBERİ ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜ DERGİNİZDE! Yönetim Yeri Doğuş Grubu İletişim Yayıncılık ve Tic. A.Ş. Eski Büyükdere Caddesi USO Center No: 61 34389 Maslak / İstanbul Tel: (212) 335 00 00 VW Touareg demişken VW markasının son dönemde arka arkaya adından söz ettiren başarılarından da bahsetmeden geçmeyelim. Norveç’de Golf R için gerçekleştirilen başarılı organizasyonun üzerinden henüz bir ay bile geçmeden, VW AG’nin Yeni Touareg için Antalya’da düzenlediği “Uluslararası Bölge Lansmanı” büyük ses getirdi. 30 ülkeden 500’ün üzerinde katılımcı ile gerçekleştirilen bu büyük organizasyon ile, VW AG ilk kez ülkemizde bu çapta büyük bir organizasyon gerçekleştirdi. VW çatısı altında yer alan diğer markaların yıl içinde satışa sunacağı yeni modellerle heyecanınızı her zaman yüksek tutacağını garanti ediyoruz. İkinci el araç alıp satmaya karar verdiğimizde kafamızda oluşan soruların cevaplarını elinizdeki derginin orta sayfalarında yer verdiğimiz DOD İkinci El Rehberi'nde bulabileceksiniz. •İhtiyaç analizi nasıl yapılmalıdır? Katkıda Bulunanlar •İhtiyaca uygun farklı araç alternatifleri nasıl tespit edilir? Basım Yeri •Araç fiyatlarını belirleyen değişkenler Edmon Bekyan, Zeynep Yeşilipek, Mert Uyan, Sinem Eroğlu, Gökhan Aydaş Promat Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Evren Mahallesi, Evren 1 Oto Sanayi Sitesi Yanı, Esenyurt İstanbul Tel: (0212) 690 63 63 "DOD'un fiyat ve görüntü değiştirme hakkı saklı olduğundan DOD bu konularda güncelleme yapabilir. Tipografik hatalardan DOD sorumlu değildir. Resim, fiyat ve bilgilerde yazım hatası olduğu takdirde ilgili Yetkili Satıcı'daki bilgi ve fiyatlar geçerli olacaktır. KDV ve diğer vergilerdeki değişiklikler ve gelebilecek yeni vergiler fiyatlara aynen yansıtılacaktır. Kredi ödeme seçenekleri, kredi başvurusu VDF tarafından onaylandığı takdirde geçerlilik kazanacaktır." BUSINESS dergisinin okurlarına ücretsiz hediyesidir. •Fiyat karşılaştırmasında önemli noktalar •Mevsimlerin fiyat üzerindeki etkileri •Pazarlık payı Hepsi ve daha başka can alıcı detaylar... Her ay devam edecek olan bölümleri çıkartıp sakladığınızda yıl sonunda vereceğimiz kapağın içine yerleştirebileceksiniz. Böylece elinizde uzun süre saklayabileceğiniz DOD Özel İkinci El Rehberi'ne sahip olacaksınız. DOD Ö ZE LÜTFE L REHBERi. . 'N N SAK LAYIN i ! 3 CHEVROLET EpIca'DA GÜVENLİK ÖN PLANDA Yenilenen tasarımı, yüksek güvenlik ve konfor özellikleriyle dikkat çeken Chevrolet Epica satışa sunuldu. Çarpışmaya dayanıklı gövde içi koruyucu paneller, güçlendirilmiş tavan ve gövde yapısıyla güvenliği artırılan yeni Epica’da, Çekiş Kontrol Sistemi (TC), Elektronik Stabilite Kontrol Programı (ESC), ön ve arka sis farları, arka park sensörü, sürücü-yolcu-yan-perde hava yastıkları ve alarm gibi aktif ve pasif güvenlik sistemleri standart olarak sunuluyor. Donanım seviyesi de yükseltilen yeni modelde, sekiz yönlü elektrikli sürücü koltuğu, elektronik iklim kontrollü klima, 17 inç alaşım jantlar, deri döşemeli ısıtmalı koltuklar, yol bilgisayarı, hız sabitleyici, yağmur sensörü, 6'lı CD/MP3 çalar, ısıtmalı yan aynalar, direksiyondan kumandalı müzik sistemi standart ekipmana dahil. Yeni Epica’nın 2.0 Dizel (150 HP) versiyonunda 6 ileri otomatik şanzıman standart olarak sunuluyor. AUDI R8 V10’a performans ödülü Audi R8, New York Otomobil Fuarı’nda düzenlenen Dünyada Yılın Otomobili Ödül Töreni’nde (WCOTY) ‘Performans Otomobilleri’ kategorisinde ikinci kez ödüle layık görüldü. Audi böylece marka olarak son beş yılda bu kategoride üçüncü kez ödül kazanarak önemli bir başarıya imza attı. V8 motorlu R8 ilk olarak 2008 yılında bu ödülü almıştı. Audi ayrıca, WCOTY ödüllerinde, 2005 yılında A6, 2007 yılında TT ve 2008 yılında da R8 ile ‘Dünyada Yılın Otomobil Tasarımı’ ödülüne layık görülmüştü. Sürekli dört tekerlekten çekiş sistemine ve alüminyum gövde sahip olan Audi R8 V10, 0-100 km/s hızlanmasını 3.9 saniyede tamamlayıp 316 km/s’lik maksimum hıza ulaşıyor. Bunu 525 beygir gücündeki 5.2 litrelik V10 motoruyla gerçekleştiriyor. HyundaI Tucson’un yerini ix35 aldı Dünya ŞAMPİYONU Türkİye’ye gelİyor Hyundai'nin Tucson modelinin yerini alan ix35, Avrupa ile aynı anda 81 bin TL’den başlayan anahtar teslim fiyatıyla yollara çıktı. İki farklı donanım seçeneğinin sunulduğu ix35’in tasarımında ilk bakışta altıgen radyatör ızgarası, panoramik cam tavan, yeni tip ön farlar, sis lambaları ve arka stoplar dikkat çekiyor. Tucson’dan daha büyük ve alçak olan ix35’in kabini de daha geniş ve konforlu bir yapıya kavuştu. Gösterge paneli ve Hyundai ile özdeşleşen mavi renkli ışıklandırma iç mekanın en karakteristik özellikleri arasında yer alıyor. ix35’te sunulan aktif güvenlik özellikleri arasında EBD (Elektronik Fren Gücü Dağılımı) destekli ABS, TCS (Savrulma ve Patinaj Önleme), ESP, HAC (Yokuş Kalkış Destek Sistemi), DBC (Yokuş İniş Destek Sistemi), sürücü ve yolcu için ön ve yan hava yastıkları, perde hava yastıkları ve dikiz aynası üstünde bulunan 3,5 inçlik renkli LCD geri görüş kamera ekranı bulunuyor. Yeni model ilk etapta 184 beygir gücünde 2.0 litre dizel motor ve 6 ileri Shiftronic şanzımanla satışa sunuldu. ix35, 100 km’de ortalama 7.1 litre yakıt tüketirken 0-100 km/s hızlanmasını 10.1 saniyede tamamlıyor. Maksimum hızı ise 195 km/s. Türkiye’de 2011 yılında satışa sunulması planlanan Chevrolet Camaro “Dünyada Yılın Otomobil Tasarımı” yarışmasında birinci oldu. Geçen ay düzenlenen New York Uluslararası Otomobil Fuarı’nda açıklanan sonuçlara göre; Chevrolet Camaro dünyanın farklı yerlerinden beş tasarım uzmanı tarafından seçilen dört değişik model içinde “Dünyada Yılın Otomobil Tasarımı” ödülüne layık bulundu. Konuyla ilgili açıklama yapan Chevrolet Türkiye Genel Müdürü Murat Aydın, tasarım ve performans konusunda dünyanın en özel araçlarından birisi olan Camaro’yu Avrupa ülkeleri ile eşzamanlı olarak 2011’de Türkiye’de satışa sunacaklarını belirtti. Camaro arama motoru Yahoo'da 2009'da en çok aranan otomobil oldu. Nissan Navara’yı yeniledi Yenİlenen Bravo’da motor seçeneklerİ arttı Fiat Bravo’nun yeni modeli, showroom’lardaki yerini aldı. 33 bin 500 TL’den başlayan fiyatla satışa sunulan yeni Bravo’da Active Plus, Dynamic Plus ve Sports Style olarak üç farklı donanım seçeneği sunuluyor. Ayrıca,1.4 litre 90 HP ve 1.4 litre T-Jet 120 HP benzinli motorların yanı sıra 1.6 litre 105 HP Multijet ve 1.6 litre 120 HP Multijet turbo dizel alternatifleri de bulunuyor. 1.4 litre 120 HP T-Jet ve 1.6 litre 120 HP Multijet motor seçeneklerinde, Dualogic otomatik şanzıman seçeneği opsiyonel olarak sunuluyor. Dualogic şanzımanlı tüm Fiat Bravo’larda, ESP, MSR, HBA ve Hillholder gibi sistemler standart ekipmana dahil. İç mekanda gri ve bej renginde iki yeni döşeme seçeneğine yer verilirken, ön konsolda karbon kaplama opsiyonu da tercih edilebiliyor. 4 “Quadrifoglio” Efsanesi MiTo’yla Döndü A lfa Romeo, MiTo’nun 1.4 litre 170 HP’lik Multiair Tbi motorla donatılan “Quadrifoglio” (Dört yapraklı yonca) versiyonunu 25 bin eurodan satışa sundu. Çevik şasi yapısına, 6 ileri manuel şanzımana ve dinamik süspansiyon sistemine sahip Alfa Romeo MiTo Quadrifoglio Verde, İtalyan markanın “Dört yapraklı yonca” logosunu taşıyan efsane modellerinin en yeni üyesi olarak çıkıyor karşımıza. 170 HP’lik motoru ile litre başına 124 HP güç sunan yeni model, bu değerle, Alfa Romeo ailesinde bir ilke de imza atıyor. Yeni model, 0-100 km/s hızlanmasını yedi saniyede gerçekleştiriyor. Dinamik süspansiyon sistemi, otomobilin hareketi ve yol koşullarının yanı sıra sürüş tarzına da bağlı olarak dört amortisörün sönümleme dağılımında sürekli değişiklikler yaparak yüksek viraj kabiliyeti ve yol tutuş sağlıyor. Sistem ayrıca hızlanma, frenleme ve vites değişimleri sırasında şasinin hareketini ayarlayarak kontrolün korunmasına katkıda bulunuyor. Süspansiyon sistemi “Normal”, “All Weather” ve “Dinamik” olmak üzere üç farklı ayar imkânı sunuyor. FerrarI 458 ItalIa SAHİPLERİNE KAVUŞUYOR Ferrari’nin 378 bin 284 euroluk satış fiyatına sahip yeni modeli 458 Italia, sahiplerine teslim edilmeye başlandı. Ferrari’nin arkadan itişli ve ortaarka motorlu spor otomobil serisinin evrimini simgeleyen yeni model, Pininfarina tarafından tasarlandı. Kompakt boyutları ve aerodinamik yapısıyla dikkat çeken 458 Italia’da litre başına 127 HP güç sunan V8 motor yer alıyor. 570 beygir ve 540 Nm’lik tork üreten V8, yeni modelin 0-100 km/s hızlanmasını 3.4 saniyenin altında tamamlamasını sağlıyor. Çift kavramalı 7 ileri F1 tipi otomatik şanzımana ve 1380 kg’lık ağırlığa sahip Ferrari 458 Italia’nın maksimum hızı saatte 325 km’ye DACIA’DAN BLACK LINE SERİSİ N issan, 2005 yılında satışa sunduğu ve SUP (Sports Utility Pick-up) kavramının oluşmasına neden olan Navara’yı yeniledi. Keskin çizgilerin hakim olduğu yeni tip panjur, ön tampon, kaput ve yenilenen farlar, Navara’ya daha agresif ve dinamik bir görünüm kazandırıyor. Kabinde ise gümüş renkli orta konsol, yeni tip kapı cepleri ve 4x4 kontrol düğmesiyle SUV’ları andıran prestijli bir görünüm elde edildi. Yenilenen tasarımının yanı sıra 2.5 lt common rail turbo dizel motorun da gücü 19 HP artırıldı. 4x2 SE versiyonunda 163 HP ve 403Nm tork, 4x4 SE ve LE versiyonlarında ise 190 HP ve 450 Nm tork değerine ulaştı. Geliştirilen motorun yakıt tüketimi de azaltıldı. 4x2 ve 4x4 versiyonlarında düz ve otomatik vites seçenekleri sunan yeni Navara’nın SE versiyonunda ABS, EBD ve Brake Assist, sürücü ve yolcu hava yastığı, 6’lı CD çalar, çift taraflı otomatik klima, cruise control, yol bilgisayarı, Bluetooth, alüminyum alaşımlı jantlar yer alıyor. Yenilenen Navara’nın fiyatı 50 bin 740 TL’den başlıyor. Dacia, Sandero, Logan sedan ve Logan MCV 5 kişilik modellerinin Black Line serisini satışa sundu. Sınırlı sayıda üretilen Black Line özel serisi, Lauréate donanım seviyesi üzerine ekipmanlar eklenerek oluşturuldu. Black Line serisi ile makyajlanan Sandero, tasarım ve donanım açısından daha modern ve çekici hale geldi. Metalik siyah ve platin gri renk seçenekleri, siyah far çerçeveleri, gövde rengindeki kapı kollarıyla dikkat çeken seride yer alan otomobillerin iç mekanlarında da değişiklikler yapıldı. Dikişli özel koltuk döşemeleri, klima, yol bilgisayarı, alüminyum alaşımlı jantlar ve 4x15 W Mp3 radyo CD çalar gibi birçok ekipman Black Line özel serisinde standart olarak sunuluyor. Yeni KIA MagentIs yüzünü gösterdi ulaşıyor. Yakıt tüketimi konusunda da iddialı olan yeni model, 100km’de ortalama 13.7 litre yakıt tüketiyor. Kia, orta-üst segmentteki sedan modeli Magentis’i, New York Otomobil Fuarı’nda tanıttı. Kia’nın Frankfurt ve California’daki tasarım merkezlerinde şekillendirilen yeni nesil Magentis, bir önceki modelden daha uzun, daha geniş ve daha alçak olarak tasarlandı. Yeni model, markanın teknoloji, konfor, performans ve güvenlik alanında ulaştığı noktayı sergiliyor. Avrupa’da 2011 ilkbaharında pazara sunulacak olan yeni nesil Kia Magentis’de 1.7 lt. dizel ve 2.0 lt benzinli motor seçenekleri yer alacak. 5 Doğuş Otomotiv, tüm dünya ve Türkiye’yi etkisi altına alan ekonomik kriz döneminde tasarruf ve verimli yönetim anlayışı ile 30,5 milyon TL kâr etti. 2009 yılı konsolide ciro tutarı 2 milyar 129 milyon 485 bin TL olan Doğuş Otomotiv 50 bin 789 adet satış gerçekleştirdi. Gallardo’nun en hızlısı yollarda L amborghini, Gallardo ailesinin en hafif ve performanslı modeli olan LP 570-4 Superleggera’yı dünyayla aynı anda Türkiye’de satışa sundu. Daha fazla güç, daha az ağırlık ve çevreci özellikleriyle iddiasını daha da artıran yeni modelin dış yüzeyinde ve yoğun olarak kabinde kullanılan karbon fiber sayesinde LP 560-4 modelinden 70 kilo hafif olması sağlandı. Toplam ağırlığı 1.340 kiloyla sınırlandırılan Gallardo LP 570-4 Superleggera’da her Lamborghini’de olduğu gibi motor, sürücünün arkasına uzunlamasına yerleştirilmiş. Yeni modelde görev alan 5.2 litrelik V10 motor, LP 560-4’dekinden 10 beygir fazla güç üreterek 570 beygire ulaştı. Bu değerler, Superleggera’nın beygir gücü başına sadece 2,35 kilogram çekmek zorunda kalmasını sağlıyor. Gallardo LP 570-4 Superleggera’da, rüzgâr tüneli uzmanlarıyla birlikte gerçekleştirilen yoğun tasarım çalışmaları sonucunda dış kısımda yapılan değişikliklerin tamamı, aerodinamik etkilerin artırılmasına yönelik olarak gerçekleştirildi. Bu çalışmalar sonucunda ön ve arka tampon yeniden biçimlendirildi. LED gündüz farları ve karbon fiberden üretilen parçalar otomobile jilet keskinliğinde bir görünüm kazandırdı. Dört çeker sisteminin avantajları Model isminde de belirtilen 4 rakamından da anlaşılacağı gibi, Superleggera dört tekerlekten çekiş sistemi ile donatıldı. Sürekli dört tekerlekten çekiş, merkezi viskoz Doğuş Otomotiv tasarrufa gitti yüzde 100 kâr etti Teknik Özellikler Motor V10 DOHC 40 supap Silindir hacmi 5204 cc Beygir gücü 570 HP 8000 d/d Maksimum tork 540 Nm 6500 d/d Şanzıman 6 ileri otomatik 0-100 km/s 3.4 sn 0-200 km/s 10.2 sn Maksimum hız 325 km/s Tüketim (ort.) 13.5 lt/100 km Lastikler (ön/arka) 235/35 ZR19–295/30 ZR19 Ağırlık 1.340 kg Fiyat 395.650 Euro bağlantı ve arka aksta yüzde 45 oranında sınırlı kaymalı bir diferansiyeli içeriyor. Normal koşullarda, V10’un sunduğu güç, ön ve arka akslara 30:70 oranında yönlendiriliyor. Gallardo’nun ağırlık dağıtımı ise, öne yüzde 43, arka yüzde 57 olarak oluşturuldu. Lamborghini, 1993’te pazara sunduğu dört tekerlekten çekiş sistemine sahip ilk İtalyan süper spor otomobili Diablo VT’den günümüze kadar segmentindeki öncülüğünü daha da pekiştirdi. Bu özellik sayesinde Lamborghini sürücüleri, arkadan çekişli otomobillerin sürücülerine göre virajlara daha yüksek hızlarda daha güvenli bir şekilde girebildikleri gibi viraj çıkışında da daha erken hızlanabilme üstünlüğünün avantajını kullanabiliyorlar. Gallardo Superleggera’da ayrıca, güçlü karbon seramik frenler ve 19 inç jantlara giydirilen Pirelli P Zero Corsa spor lastikler yüksek frenleme kabiliyeti sağlıyorlar. Doğuş Otomotiv CEO’su Ali Bilaloğlu (solda) Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar (ortada) ve Doğuş Otomotiv CFO’su Dr. Berk Çağdaş B Uçuran performans Gallardo LP 570-4 Superleggera, 0-100 km/s hızlanmasını 3.4 saniyede tamamlarken, 200 km/s hıza ulaşmak için sadece 10.2 saniyeye ihtiyaç duyuyor. Yeni modelin maksimum hızı ise 325 km/s’e ulaşıyor. Superleggera’nın yüksek performanslı motoru aynı zamanda etkileyici bir verimlilik sunarken yakıt tüketimi ve CO2 emisyon değerleri, LP 560-4’e göre yüzde 20.5 oranında azaltılmış. LP 570-4 Superleggera, standart olarak yer alan ve vitesin direksiyon üzerindeki kollar aracılığıyla değiştirilmesine olanak tanıyan e-gear şanzımanla donatıldı. Elektronik kontrollü 6 ileri otomatik şanzıman, vites geçişlerini insan reflekslerinden çok daha hızlı bir şekilde değiştirerek zaman kazandırıyor. Superleggera dünyanın en hızlı tek marka yarış serisi olan Lamborghini Blancpain Super Trofeo’da edinilen deneyimlerle geliştirildi. ünyesinde yer alan 15 uluslararası muayene hizmetindeki ortaklığıyla, 2009 yımarkanın 80’e aşkın modelini Tür- lında 3 milyar TL’den fazla iş hacmi yarattıkkiye otomotiv pazarına sunan Doğuş larını söyleyen Aclan Acar, “Bu konuda saOtomotiv, 2009 yılına ait finansal sonuçlar hip olduğumuz eşsiz yapı ve katma değerli ve ekonomik değerlendirmelerin yanı sıra hizmet kabiliyetiyle artık yurtdışına hizmet ihraç ediyoruz! Lozan’da bulunan D’Auto 2010 yılına ait öngörülerini açıkladı. Düzenlenen basın toplantısında 2009 yı- Suisse’le bu adımı attık. Dünyaca ünlü bir lında dünyayı etkisi altına alan finansal kri- Alman markasını, İsviçre’de satan Türk şirzin Türkiye ve Türk otomotiv sektörünü de keti olmaktan gurur duyuyoruz” dedi. etkilediğini belirten Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, krizin 2010 Uçağın burnunu kaldırdık yılında iyileşme eğilimine geçtiğini belirtti. şimdi uçuşa geçiyoruz Otomotivin artık lüks olmaktan çıkıp bir 2009 yılında dünyada 59.2 milyon adet araç ihtiyaç olduğuna değinen Aclan Acar “Türk üretildiğine değinen Doğuş Otomotiv CEO’su otomotiv pazarının ciddi bir po) tansiyeli bulunuyor. Bunu hem 2009 ÖZET SONUÇLAR (mn YTL, SPK ( Değişim) 2008 2009 üretimle yakalanan ihracat fazPAZ AR BİL GİL ERİ lasından hem de Türkiye’nin ka-8% 55.307 50.789 liteli iş gücü kaynağı haline gelToplam Toptan Satış Adedi * 9% 395 516. 564.416 Toplam Pazar mesinden anlıyoruz. Türkiye’nin 10,6% 8,9% Pazar Payı bu potansiyeli ne kadar kısa GEL İR TAB LOS U -1% 2.144 zamanda açığa çıkarsa, Türkiye 2.129 lar Satış 4% 291 302 ekonomisi için o kadar güçlü bir Brüt Kâr 128% -110 30,5 ivme yaratılır” dedi. Net Dönem Kâr / (Zararı) BİL ANÇ O Doğuş Otomotiv grubu olarak -16% 1.444 1.219 Toplam Aktifler distribütörlük, perakende, ikinci 52% 352 533 Toplam Özsermaye el, finans, filo kiralama, üretim, -10% 60 54 Yatırım Tutarı (CAPEX) -61% satış sonrası hizmetler ve araç 31 12 İştirakler Sermaye Artışı Ali Bilaloğlu, Avrupa’nın lider otomotiv grubu Volkswagen Grubu’nun kriz döneminde pazar payını yüzde 19’dan yüzde 20’ye yükselttiğini belirtti. Türkiye’de her 10 otomobil kullanıcısından birinin Doğuş Otomotiv’in distribütörü olduğu markaları kullandığını belirten Bilaloğlu söyle devam etti: “Şirketimiz pazar paralelinde bir daralma yaşayarak 2009 yılında 50 bin 789 adet satış gerçekleştirerek yüzde 8.9 pazar payı elde etti. 2010 yılında pazar payımızı yüzde 10’a çıkarmak istiyoruz. Pazara sunacağımız 16 model ve bu modellerin seçenekleri bunda etkili olacaktır.” “Bugünü yönetirken geleceğe de yatırım yaptık. Bu doğrultuda son üç yılda 245 milyon TL yatırım yaptık. 2010 yılında bu yatırımların sonuçlarını görmeyi planlıyoruz” diyen Bilaloğlu, 2010 yılında toplam pazarın 520 bin olacağını öngördüklerini ve Doğuş Otomotiv’in 52-53 bin satış hedeflediğini söyledi. “Verimli yönetim anlayışı çerçevesinde uyguladığımız etkin maliyet politikaları ile 2009 yılında 45,5 milyon TL tasarruf sağlayarak 30,5 milyon TL kâr ettik. Tasarruf, bize dinamizm kazandırdı” diyen Bilaloğlu “2009, tasarruftan sağladığımız ivme ile uçağın burnunu kaldırdığımız yıl oldu. 2010 yılı ise kalkış yılı olacak” diye ekledi. *BA, HTA, ATA (Skoda dahil) 6 7 Olgunluğunun Zirvesinde VW AG bünyesine katıldıktan sonra kalite çıtasını her geçen gün üst noktalara taşıyan Skoda, yeni nesil TSI motoruyla iddiasını daha da artırıyor. Yazı: Levent Gençağa Fotoğraflar: Sinem Eroğlu / Zeynep Yeşilipek O Octavia, Skoda'nın Volkswagen Grubu'yla işbirliği sonrasında giderek artan kalitesinin en güzel örneklerinden biri. 8 ctavia modeli, Skoda markasının tarihinde önemli bir yer tutuyor. “Spartak” olarak da bilinen Skoda 440 modelinin halefi olan aracın, ilk olarak üretimi 1959 yılında başladı. Markanın, modellerini sayısal tanımlamalarla isimlendirme stratejisini değiştirmesini takiben Octavia adını alan araç, 1989 yılından sonra tekrar canlandırılarak Skoda’nın VW Grubu’nun bir parçası olmasından sonra ülke içinde geliştirilen ilk otomobil oldu. İlk konsepti 1992 yılında yapılan Octavia 1996 yılında piyasaya sunulurken, station versiyonu olan Combi modeli ise iki yıl sonra tanıtıldı. Daha sonra seriye 4X4 seçeneği de eklendi. Dünya genelinde bugüne ka- dar 2 milyon adedin üzerinde bir satış rakamına ulaşan Octavia, Skoda markasının en çok satan modeli olma unvanını da elinde bulunduruyor. 2000 yılında makyajlanan ilk nesil Octavia, 2004 yılında ikinci nesil Octavia’nın piyasaya sürülmesinin ardından Tour adı altında halen üretilmeye devam ediliyor. 2004 yılı şubat ayında lansmanı yapılan ikinci nesil Octavia’nın yeni modeli 2008 Paris Auto Show’da tanıtılarak pazara sunuldu. Bugüne kadar ülkemizde 1.6 benzinli, 1.9 turbo dizel ve 2.0 turbo dizel motor seçenekleriyle satışa sunulan Octavia’ya ağustos ayının ikinci yarısında, VW grubunun bol ödüllü motoru TSI seçeneğine de eklenince iddiasını bir kat daha artırdı. 9 Teknik Özellikler TSI motor teknolojisiyle performans ve ekonomi beklentilerini aynı anda karşılayabilme başarısı gösteren Octavia, ortalama 7.4 lt seviyesindeki tüketimiyle yaklaşık 700 km’lik bir menzile sahip. Skoda Octavia 1.4 TSI DSG Tiptronik Motor Sıralı / 4 silindirli Yerleşim Önde, enlemesine Silindir hacmi 1390 cc Maksimum güç 122 HP / 5000 d/d Maksimum tork 200 Nm / 1500-4000 d/d Şanzıman 7 ileri otomatik Son hız 203 km/s 0-100 km/s 9.7 sn Aktarma Önden çekiş sistemi Yakıt türü Benzinli Frenler (ön/arka) Hava kanallı disk / disk Tüketim (ş.içi - ş.dışı) 8.0/5.3 lt/100 km Depo kapasitesi 55 lt Bagaj hacmi 585/1350 lt Baz fiyat 36.990 (1.4 TSI Classic) Test aracı fiyatı 49,490 TL Performans, şanzıman, kalite, Radio Bolero Direksiyon simidi tasarımı, merkezi kilit kumandasının konumu S ESP S Hava yastığı sürücü/yolcu/yan S/S/S Klima S Radyo/CD çalar S Aracın içerisine girildiğinde sizi şık ve derli toplu bir kokpit bölümü karşılıyor. İşçilik ve plastik kalitesi yüksek. Ülkemizde 1.6 benzinli 102 hp gücündeki Classic baz donanımıyla 33.990 TL’dan başlayan fiyatlarla satışa sunulan aracın, 4 farklı motor seçeneği ve donanım seviyesi bulunuyor. 1.6 benzinli (102 hp), 1.4 TSI benzinli (122 hp), 1.6 TDI CR dizel (105 hp) ve 2.0 TDI CR dizel (170 hp) motor seçeneklerine; Classic, Ambiente, Elegance ve RS donanım seçenekleri eşlik ediyor. Motor ve donanım seçeneklerinin çeşitliliği, farklı bütçe ve beklentilere sahip müşterilerin aradıkları araca daha kolay kavuşabilmelerini mümkün kılıyor. Testimize konuk ettiğimiz model ise Octavia’nın 1.4 TSI 122 hp gücündeki motorunun Elegance donanım seçeneği. Octavia, yeni motor seçenekleri ve yüksek donanım seviyesi ile oldukça rekabetçi bir konuma gelmiş. Elegance donanım seçe10 Performans ve sürüş özellikleri Octavia’nın en büyük yeniliği motor kaputunun altında yatıyor. VW grubunun Audi, VW ve Seat markalarında da kullanılmakta olan yeni teknoloji ürünü 1.4 TSI motoru, üstün performansının yanısıra ekonomik yapısıyla piyasaya çıktığı günden beri adeta ödül avcısı durumunda. Kontak anahtarının çevrilmesinin ardından devirlenme isteği hemen hissedilen motor, 5000 d/d’de 122 HP güç ve 1500–4000 devir bandı aralığında 200 Nm tork üretiyor. Performans ve ekonomi ile ilgili tüm beklentileri aynı anda karşılayabilen motor, sessiz yapısıyla konfor anlamında da yüzleri güldürüyor. Test aracımızda bulunun 7 ileri DSG şanzımanla büyük bir uyum gösteren motor, yeni tekno- Dünya genelinde bugüne kadar 2 milyonun üzerinde alıcıya ulaşan Octavia, Skoda'nın en çok satan modeli olma unvanını da elinde bulunduruyor. Donanım ABS geçtiğini hemen belli eden kabinde, başarılı işçiliğin yanısıra kullanılan plastiğin yüksek kalitesi de gözlerden kaçmıyor. Özellikle yolcu tarafında kokpitin eğimli yapısı ve yumuşak dokusu, aracın en çok hoşumuza giden yanlarından biri olarak ortak beğenimizi kazandı. Kolay erişilebilir kumanda düğmeleri içerisinde yalnızca merkezi kilidin kumandası biraz alışkanlık gerektiriyor. Elektrikli katlanabilir ayna kumandası ise şehir içerisinde dar sokaklarda ve park manevralarında büyük kolaylık sağlıyor ve aracın prestijli görüntüsünü destekliyor. Kokpit içerisinde belki biraz daha iyi olabilirmiş diyebileceğimiz tek unsur, kolay ve rahat bir kullanım sunmasına karşın aracın bütünüyle çok uyumlu olmadığını düşündü- neğine sahip test aracımızda 6 hava yastığı, ABS, ESP, hill hold fonksiyonu (yokuş kalkış asistanı), sis farları, lastik basınç kontrol sistemi, alarm, deri direksiyon, çift bölgeli otomatik klima, yağmur sensörü, ısıtmalı ön cam yıkama sistemi, kendiliğinden kararan dikiz aynası, far sensörü, yol bilgisayarı, soğutmalı torpido gözü, ISOFIX, alaşım jant, hız sabitleyici gibi geniş bir konfor ve güvenlik ekipmanı yer alıyor. Aracımızda bu standart donanımlara ek olarak ön ve arka park sensörleri (ekrandan görsel destekli), dokunmatik ekranlı Radio Bolero ve 7 ileri DSG şanzıman da eşlik ediyor. Test aracımızın fiyatı ise TSI motor seçeneği, Elegance donanım seviyesi ve 7 ileri DSG şanzımanıyla 49.490 bin TL’lik bir fiyata geliyor. Aracın sundukları gözönünde alındığında, fiyatın kabul edilir bir seviyede olması dikkat çekiyor. Dış tasarım Diğer testlerimizden farklı olarak İzmir ve İstanbul’da aynı özelliklerde iki farklı Octavia ile gerçekleştirdiğimiz testimizin ilk gününde, Skoda ve DOD’un İzmir Yetkili Satıcısı Özdemirler Otomotiv’e aracımızı almaya gittiğimizde, ilk olarak yeni renk seçeneği ve şık tasarımı dikkatimizi çekti. Octavia, trafikte kendisine çok baktıran bir araç olmasa da güçlü ve elit görünümüyle beklentileri rahatlıkla karşılıyor. Golf V platformu üzerinde yükselen Octavia, makyaj operasyonunun ardından daha keskin ve kararlı bir ön yüze kavuşmuş. Artık günümüzde birçok otomotiv markasının marka kimliğini vurgulamak üzere kendine has burun tasarımı uygula- malarının bir örneği de Skoda modellerinde yerini alıyor. Markanın küçük farklılıklarla da olsa benzer yapıda uygulanan ön ızgaralarıyla, uzaktan bakıldığında Fabia, Roomster, Yeti, Superb modellerinin kardeş olduklarını anlamak hiç de zor değil. Octavia’nın makyaj sonrasında büyüyen ızgara ve farları da bu uygulamanın bir sonucu olarak aracın bir Skoda olduğunun hem farkedilmesini sağlarken, krom kaplamalarıyla oldukça kaliteli bir görünüm sunuyor. Genel olarak tasarım değerlendirildiğinde, Octavia’nın sade ancak iri farları, kanallı motor kaputu ve şişkin çamurluklarıyla yollarda kendini belli eden bir araç olduğunu söyleyebiliriz. 4569 mm’lik uzunluğu, 1769 mm’lik genişliği ve 1462 mm’lik yüksekliği ile sınıf ortalamalarının içerisinde yer alan model, bir hatchback gibi arka camla birlikte açılabilen devasa bagajıyla (585 lt) geniş ailelerin beklentilerini rahatlıkla karşılayabiliyor. Aracın bagajının bu şekilde açılabilmesi yükleme ve bagajda aradığınız bir eşyayı kolaylıkla bulabilmenizi mümkün kılarken, arka camın geniş yapısı ve silecek sistemi sayesinde geniş bir görüş açısı da sunabiliyor. ğümüz şişkin direksiyon simidi. Test aracımızda bulunan Radio Bolero radyo/CD sistemine ise ayrı bir satır ayırmak istiyoruz. Son dönemlerde bir üst sınıf otomobillerde bile çok sık rastlamadığımız özelliklerde olan dokunmatik ekranlı sistem, 6’lı CD değiştiricisinin yanısıra mesafe göstergeli park sensörü ve çift bölgeli otomatik klima ile entegre yapısıyla araca çok yakışıyor. Önde ve arkada yeterli bir yaşam alanı sunan araç, koltuk ve kapı içlerinde kullanılan açık renk kumaşlarla ferah bir görünüm sunuyor. İdeal sürüş pozisyonunun elde edilmesine imkan veren koltuklar, uzun yolculuklar için rahat ve konforlu. VW grubunun bol ödüllü TSI motorunun da desteğiyle araç içerisinde rahatsız edici herhangi bir ses bulunmuyor. loji ürünü şanzımanın da desteğiyle testimiz süresince 7 lt seviyesinde bir yakıt tüketim değerine ulaştı. Tipik bir VW disiplini göstergesi olarak kolay dozlanabilen bir fren sistemine sahip olan araç, duruş mesafesi konusunda da başarılı sonuçlar elde ediyor. Sonuç Octavia ülkemizde rekabetin en çok yaşandığı segmentlerden birinde mücadele ediyor. Markanın VW grubuyla olan işbirliği sonrasında giderek artan kalitesi, makyajlanan Octavia’daki TSI motor seçeneği ve DSG şanzımanla en üst noktaya çıkarak bu yoğun rekabette aracı öne taşıyor. Bu noktada tüketicilerin farklı beklentilerine aynı anda cevap verebilen araç, giderek daha fazla kişi tarafından tercih edileceğe benziyor. Testimizin ilk bölümü, Skoda ve DOD’un İzmir Yetkili satıcısı Özdemirler Otomotiv’den aldığımız Octavia ile Ege’de yazın habercisi olan güneşli bir havada gerçekleşti. Octavia’nın yeni renk seçenekleri araca oldukça yakışmış. İç mekan Octavia’nın içerisine girildiğinde sizi çok şık ve derli toplu bir kokpit bölümü karşılıyor. Aracın VW mühendislerinin elinden 11 AYIN KONUĞU Peugeot Genel Müdürü Jean PIerre Vıeux Türkiye’ye en kısa sürede uyum gösteren yabancı yöneticilerden biri Peugeot Türkiye Genel Müdürü Jean Pierre Vieux… “Türkiye’ye yatırım” diyoruz, “İnşallah” diyor. Türkiye’nin potansiyelini sorduğumuzda ise “Vergi düzenlemeleri yapılırsa pazar 1 milyon adetlere ulaşır” cevabını veriyor Yazı: Edmon Bekyan Pazarı ikiye katlamanın yolu vergiden geçiyor P eugeot Türkiye Genel Müdürü Jean Pierre Vieux ile yeni yatırımlar, modeller, 2010 beklentileri ve vergileri konuştuk. Türkiye’de bin kişi başına düşen otomobil sayısı Avrupa’nın beşte biri düzeyinde. Bu rakamın Türkiye’nin sahip olduğu potansiyeli ortaya koyduğunu vurgulayan Peugeot Türkiye Genel Müdürü, vergi oranlarında düşüş olursa toplam pazarın iki katına çıkabileceğinin altını çiziyor ve vergilerin düşürülmesiyle hem alıcıların hem de devletin kazanç sağlayacağını ekliyor. 12 Türkiye’ye en kısa sürede uyum gösteren yabancı yöneticilerden olan Vieux, her fırsatta Türkiye’nin sunduğu güzelliklerin tadını çıkardığını vurgularken satış veya yatırım konularıyla ilgili cümlelerinin sonuna ‘İnşallah’ kelimesini eklemeyi de ihmal etmiyor. Neden Türkiye artık Peugeot’nun Güney Avrupa bölgesinde yer alıyor? Öncelikle şunu açıklığa kavuşturmak istiyorum. Avrupa dışındaki bir bölgede yer almak, Avrupa’daki ülkelerden daha az ilgi görmek anlamına gelmiyor. Türkiye eskiden Avrupa dışındaki tüm pazarların dahil olduğu ‘Uluslararası Pazarlar’ sınıfındaydı. Türkiye’nin bölgesini değiştirmemizde iki kriter rol oynadı. Bunlardan ilki, Türkiye pazarı olgunlaştıkça, Batı Avrupa’da olduğu gibi, daha gelişmiş metotlar ve profesyonel yaklaşımlara ihtiyaç duyulmasıydı. Sadece satış olarak değil, sigorta, garanti uzatma gibi hizmet alanlarında da atılımlar söz konusu. İkinci kriter olarak pazarın temsil ettiği potansiyel dikkate alındı. Bu iki kriter göz önüne alındığında böyle bir değişikliğe gidildi. Avrupa’da her bin kişiye, 500-600 otomobil düşerken Türkiye’de bu sayı 100120 adetle sınırlı. Bu, önemli bir potansiyelin varlığına işaret ediyor. Bu nedenle Peugeot, Türkiye’yi yakından takip ediyor. Türkiye, İspanya, İtalya, Portekiz, Yunanistan gibi bir Akdeniz ülkesidir. Bu ülkelerde satılan otomobiller birbirleriyle benzerlik gösteriyor. Bu ülkeleri tek bir yönetim altında biraraya getirdiğinizde, üretim ve lojistik anlamında esneklik elde etmiş oluyorsunuz. Peugeot 2015 yılına kadar dünyadaki konumunu üç basamak yükseltip 8. sıraya ulaşmayı planlıyor. Bunun için neler yapılıyor? Yeni modellerin haricinde kullanıcıya yönelik yeni hizmetlerle markanın tanınırlığını artırmayı ve yeni müşteriler edinmeyi planlıyoruz. Peugeot otomobilden ticari araçlara, scooterdan bisiklete kadar geniş bir yelpazeye sahip. Bu yıl Fransa’da uygulamaya başladığımız “Mu by Peugeot” sistemini Avrupa’ya da yayacağız. Bu sistem yardımıyla; diyelim ki 207 sahibisiniz ve tatile güneşli bir bölgeye gitmeye karar verdiniz. Peugeot bayilerinden birine gidip otomobilinizi bırakıp yerine 308 CC ile yola çıkabileceksiniz. Ya da sahilde turlamak istiyorsunuz. Yine bayi aracılığıyla motosiklet veya bisiklet temin etmeniz de mümkün olacak. Peugeot sahibi olmayanlar da bu uygulamadan yararlanabilecek. Türkiye’de de benzer uygulama için araştırmalarımız devam ediyor. 2009 nasıl geçti? 2010 beklentiniz nedir? 2009’da toplam pazar 525 bin civarında gerçekleşti. Peugeot olarak geçen yıl 31 bin araç satarak yüzde 5.5 oranında pazar payı elde ettik. Nüfusu 72 milyon olan bir ülkede toplam pazarın 800 binler civarında olması gerekiyor. Burada ertelenmiş taleplerin olduğunu düşünüyorum Önümüzdeki yıllarda pazar 1 milyon adetlere yükselebilir. Peugeot’nun 2010 yılındaki pazar payı hedefi yüzde 6 olmasına karşın ilerleyen yıllarda yüzde 8'e ulaşmayı planlıyoruz. Toplam pazarı da bir milyon olarak değerlendirdiğimizde, önümüzdeki iki-üç senede 80 bin araç satmayı planladığımızı söyleyebilirim. Bu da bizi, Avrupa’da 4. pazar konumuna yükseltecek. Şu anda Portekiz, Avusturya ve İsviçre’den daha iyi, Belçika ve Hollanda ile aynı düzeydeyiz. Sanayicilerin ve tüketicilerin duydukları güven, krizin bitme aşamasına geldiğini gösteriyor. Mart ayı için 41 bin araçlık satış öngörülmüştü ancak 52 bin araç satıldı. 2008 yılının mart ayıyla aynı olan bu sonuç canlanmayı işaret ediyor. Yıl geneline baktığımızda, başlangıçta pazarın 480 bin civarında şekilleneceği tahmin edilirken ilk üç aylık satışların ardından bu rakam 600 bin olarak revize edildi. Peugeot olarak yüzde 6 pazar payı hedeflediğimiz göz önüne alındığında, 2010 satış beklentimizin 36 bin olduğunu söyleyebilirim. Otomotivde vergiler konusunda bir değişiklik bekliyor musunuz? Pazarın 800 bin, 1 milyon civarına ulaşmasını bekliyoruz derken zaten bunun gereği olan bazı değişikliklerin de oluşacağını düşünüyorum. Bunların başında vergi düzenlemesi geliyor. Aldığımız duyumlar, bu alanda çalışmaların devam ettiği ve ÖTV oranlarının gözden geçirileceği yönünde. Bunun kademeli olarak uygulanacağını düşünüyorum. Beklenti içinde olduğumuz diğer bir uygulama ise, ÖTV oranlarının, araçların karbondioksit salınım oranlarına paralel olarak belirlenmesi. İkinci seçenekte ÖTV oranlarında önemli düşüşler olmayabilir ancak araç tercihinde değişiklik olacağı kesin. Türkiye’de kullanıcılar yüzde 64-80 oranında vergi vermemek için 1.600 cc otomobilleri kullanmaya yöneliyorlar. Motor hacmindeki bir kübik santimetre fark İlginin her geçen gün arttığı elektrikli otomobillerde hangi aşamadasınız? Bu yıl satışa sunacağınız yeni modeller hangileri? Bu yıl Avrupa’da elektrikli modelimiz iOn’u satışa sunacağız. Dört kişilik olan ve maksimum hızı 130 km/s’e ulaşan iOn’un akülerini evdeki priz yardımıyla doldurup 130 km yol yapabiliyorsunuz. Biraz önce bahsettiğim vergi düzenlemelerinde gerekli değişiklikler olursa, 2011’de Türkiye’de de satışa sunmayı planlıyoruz. Ayrıca, 2011’den itibaren Avrupa’da bütün dizel ürün gamında mikrohibrid seçeneklerini sunacağız. 2012’de ise şarj edilebilir dizel hibrid gibi çığır açıcı teknolojilere yatırım yapacağız. Ben hibrid araçların satış potansiyelinin elektriklilerden daha çok olduğuna inanıyorum. Yılın ikinci yarısında 2+2 kişilik spor coupe modelimiz olan RCZ’i satışa sunacağız. 160 beygir gücünde 1.6 litrelik turbo motorun kullanıldığı RCZ, sürüş keyfi açısından yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor. Dönem dönem Peugeot’nun Türkiye’de yatırım yapacağı konuşuluyor. Son durum nedir? Krizle birlikte bu beklenti ertelendi. Kişisel olarak bu projenin gerçekleşmesi için elim- Peuegot RCZ bile, vergide yüzde 30 artış anlamına geliyor. Otomobilden, çevre kirliliği normlarıyla orantılı olarak vergi alınmaya başlandığında kullanıcıların da satın alma alışkanlıkları değişecek ve daha çok keyif alacakları daha yüksek hacimli motorların yer aldığı otomobilleri satın alabilecekler. Şu gerçeği de unutmamak lazım: Hükümet vergi oranlarını düşürdüğünde satış artacağı için vergi gelirleri de artacak. Hurda indiriminden çok böylesine bir çalışmanın daha iyi olacağı kanaatindeyim. Bu uygulamalar pazarı canlandıracaktır. rısında yılın ikinci ya liyor. ge ye e' Türkiy den geleni yapıyorum. Ancak son karar PSA grubuyla birlikte verilecek. Bir şeyi daha gözden kaçırmamak lazım. O da mevcut yatırımlara yenilerini ekleyecek durumda olup olmadığımız. Böyle bir gelişme Peugeot Türkiye için de çok olumlu olurdu ancak insanları hayal kurmaya yöneltip, olmadığı takdirde hayal kırıklığına uğratmayı da istemem. Türkiye pazarındaki her olumlu gelişme olayın seyrini de değiştirebilir. Zaten Türkiye üretiminin yüzde 80’ini ihraç ettiği için belli bir avantaja da sahip çünkü ne kadar çok araç üretirseniz öncelik sıralamasında üst sıralarda yer alırsınız. 13 Maserati’nin Yol Yarışçısı BORA Maserati’nin arkadan motorlu ve keskin hatlara sahip modeli Bora, tasarımı ve performansıyla egzotik İtalyan otomobiller arasında önemli bir yer edindi. 60 ’lı yılların sonunda arkadan motorlu egzotik İtalyan otomobiller bütün otomobil severlerin rüyalarını süslüyordu. Bu alanda Lamborghini, Miura modeliyle, De Tomaso ise Mangusta ile öne çıkarken Ferrari de bu alanda önemli bir yere sahipti. Yarışın gerisinde kalmak istemeyen Maserati ise, prototip aşamasında 117 kodunu taşıyan ve seri üretime geçildiğinde Bora olarak adlandırılan modeliyle iddiasını ortaya koydu. Projeye 1968 yılında başlayan Maserati, ilk prototipi 1969 yılında üretti. 1971 yılının Mart ayında gerçekleştirilen Cenevre Otomobil Fuarı’nda otomobilseverlere sunulan Bora’nın üretimine 1978 yılına kadar devam edildi ve 570 adet otomobil üretildi. Bu güzel hatlara sahip iki kapılı coupe’nin motoru arka-ortada yer alıyordu. Motorun konumu itibariyle ürettiği yüksek sesin kabine ulaşmaması için önlem alan Maserati, 14 koltukların arkasındaki alana halı kaplı alüminyum levha yerleştirdi. Ayrıca, motor bölümünün üzerinde ve sürücünün arkasında çift cam kullanıldı. Maserati, yarış otomobillerinin haricinde bağımsız süspansiyon sistemini ilk olarak bu otomobilde kullandı. Farlar sportif görünümü destekliyor Bora’nın hava soğutmalı disk frenleri yüksek frenleme kabiliyeti sunarken yükseklik ayarlı direksiyon ve yaklaşık 7.5 cm ileri geri hareket imkanı sunan pedal grubu, sürücünün en hassas ayarları yapmasına imkan tanıyordu. Açılıp kapanan farlarsa kullanılmadıklarında yuvalarına katlanarak otomobilin sportif görünümünü güçlendiriyordu. Bütün bu özellikler Bora’nın, döneminin en gelişmiş modellerinden olduğunu gösteriyor. Yarış tipi koltuklar, kapı içleri ve ön konsolun deriyle kaplandığı kabinde yer alan gösterge paneli, hız, devir, yağ basıncı, yağ sıcaklığı, su sıcaklığı, akünün durumu- nu kontrol edebileceğiniz bir dizi Veglia göstergeye ev sahipliği yapıyor. 0-100 km/s hızlanma = 6.2 saniye Bora, 1.520 kiloluk ağırlığına rağmen 4.7 litrelik V8 motorunun sunduğu 310 beygir güç sayesinde 0-100 km/s hızlanmasını 6.2 saniyede tamamlıyordu. Otomobilin maksimum hızı ise 270 km/s. 310 beygiri zorlanmadan elde edebilmek için dört adet Weber karbüratör kullanıldı. Amerikan pazarı için üretilen otomobillerde, emisyon standartlarını karşılamak üzere 280 beygir güç üreten 4.9 litrelik motor tercih edildi. Bu motorla Bora 0-100 km/s hızlanmasına 7.2 saniyede ulaştı, bu ise Avrupa versiyonundan bir saniye daha yavaştı. Amerikan pazarı için gerçekleştirilen diğer değişiklikler arasında Amerikan tamponlar da yer alıyordu. 1975 yılından itibaren bütün Bora’larda beygir gücü 320’ye yükseltilmiş 4.9 litrelik motor kullanılmaya başlandı. Volkswagen’in birçok ilki sunduğu yeni Touareg, teknolojik yeniliklerin yanı sıra eskisinden daha lüks, estetik, güvenli, hafif, çevreci özellikleri ve hibrid alternatifiyle markanın ulaştığı noktayı sergiliyor. Edmon Bekyan Touareg SUV’de hibrid dönemini başlatıyor V olkswagen’in lüks SUV sınıfında 500 bin adetten fazla satarak kendini kanıtlayan modeli Touareg’in ikinci kuşağı, aile kimliğini yansıtan, Golf, Polo ve Sirocco modellerindekine benzer far tasarımıyla çok daha dinamik bir görünüme kavuştu. Bu dinamik modern görünüm aracın arka bölümünde ve kabinde hemen hissediliyor. Yerini almaya hazırlandığı modelden daha uzun, geniş ve alçak olarak tasarlanan yeni Touareg’in ağırlığı ise versiyona göre 203 ile 222 kilo arasında hafiflemiş. Bazı markalar 20-30 kilo için senelerce uğraşırken VW’in bir çırpıda 200 kiloyu yok etmesi ancak sihir olarak kabul edilebilir. Buna karşın gövdenin burulma direnci yüzde 5 oranında artırılmış. Aerodinamik yapıda da önemli iyileştirmelerin (Cd değeri 0.38’den 0.35’e geriledi) yapıldığını da belirtmeden geçmeyelim. Eski model daha çok, “kutu gibi” tarif edilen köşeli düz çizgilerden oluşurken yeni model çok daha estetik ve ince detaylarla dolu bir görünüme kavuşmuş. Jant tasarımlarından tutun da egzoz çıkışlarına kadar her detaya verilen önem kendini belli ediyor. Belki de bu yüzden, tasarımı ve sahip olduğu teknolojik yeniliklerle öne çıkan yeni Touareg’in uluslararası tanıtımı için Leonardo da Vinci ve Michelangelo gibi ünlü sanatçıların yetiştiği yer olan Floransa şehri tercih edildi. Yeni Touareg’le Floransa’nın sokaklarında ilerlerken kendinizi sanki başka bir döneme ışınlanmış gibi hissediyorsunuz. Yapımı 1436’da biten ünlü Duomo katedrali başta olmak üzere sayısız tarihi eser sizi etkisi altına alıyor. Volkswagen de sanki açık hava müzesi olarak kabul 16 edilen bu şehirde son çalışması olan Touareg modeliyle, otomotivin geçirdiği evrimi sergiliyordu. Sizin yerinize fren yapıyor Leonardo da Vinci’nin geleceğe ışık tutan makineleri gibi yeni Touareg de aralarında ‘ilk’lerin de yer aldığı teknolojik yeniliklerle dikkat çekiyor. Ahşap, deri, alüminyum gibi lüks ve modern materyallerin uyum içinde kullanıldığı kabinde ergonomiye önem verilmiş. Kolay okunan göstergeler ve kullanımı dikkat dağıtmayan kontrol düğmeleri tercih edilmiş. Ön ve arkada oturanlar artan boyutların sağladığı daha geniş alanın avantajlarından yararlanıyorlar. Koltukların ergonomisi ve tasarımları çok başarılı. Yolda konfor içinde yol almanızı sağlayan Touareg arazide de kendinden emin tavrını sürdürüyor. Dört çeker sistemi (4MOTION), elektronik diferansiyel kilidi ve “Normal” Comfort” ve “Sport” seçeneklerinin yer aldığı havalı süspansiyon işinizi kolaylaştırıyor. Kabindeki yuvarlak düğme yardımıyla kullanım koşuluna göre “On road”, “Off road” yada “Low” seçenekleri arasında tercih yapabiliyorsunuz. SUV sınıfında hibrid seçeneğini sunan ilk Avrupalı model olan Touareg’deki yenilikler arasında; trafik ışıklarında motoru durduran Stop-Start özelliği, 8 ileri otomatik (sınıfında bir ilk) şanzıman, güvenliği artıran ve aracın etrafındaki kör noktaları görmenizi sağlayan dört adet kamera, öndeki araçla mesafeyi otomatik olarak koruyan Adaptive Cruise Control sistemi, bu sistemle koordineli olarak çalışan ve öndeki aracın durduğunu fark etmediğinizde sizin yerinize fren yapan Front Asist sistemi ile şehirlerarası yollarda karşıdan gelen araç sürücüsünün gözünü almadan uzunları yakarak seyahat etmenizi sağlayan (Dynamic Light Asist) far sistemini sayabiliriz. Bu özel far sistemi uzunlarla yol aldığınızda otomobilin önündeki kamera yardımıyla karşıdan araç geldiğini algıladığında uzunları yakmaya devam ederken sadece karşıdaki sürücünün göz hizasına gelecek ışık kümesini engelliyor. Böylece siz uzun farların aydınlatma avantajını kullanmaya devam ederken karşıdan geleni de tehlikeye atmamış oluyorsunuz. Yeni modelde motor yağını ölçmek için de yerinizden ayrılmaya, ellerinizi kirletmeye gerek kalmıyor. Dijital gösterge her şeyi sizin yerinize yapıyor. Hibrid, V8 gibi gidiyor 4 silindirli gibi tüketiyor Türkiye’de haziran ayında satışına başlanacak olan yeni Touareg’in, V6 TDI ve Hibrid seçenekleri ithal edilecek. 6 silindirli TDI seçeneği 240 beygir güç üreterek yeni modeli 7.8 saniyede 100 km/s hıza ulaştırıyor. Maksimum hız ise 218 km/s. Yakıt tüketimi ise eski modele oranla 1.9 lt azalarak 100 km’de ortalama 7.4 litreye geriledi. Hibrid versiyonu ise 333 beygir güç üreten V6 TSI ve 46 beygir gücündeki elektrik motorundan oluşuyor. V8 motorun performansını 4 silindirlinin tüketim değerleriyle sunan Hibrid, 100 km’de ortalama 8.2 litre yakıt tüketerek bu alanda önemli bir sonuç elde ediyor. 50 km/s hıza kadar elektrik motorunun devrede kaldığı hibrid versiyonu, 6.5 saniye gibi iddialı bir sürede 100 km/s hıza ulaşıyor. Yeni Touareg’in daha geniş iç hacme sahip kabininde, ahşap, deri ve alüminyum uyum içinde harmanlandı. Koltukların tasarımı ve ergonomisi çok başarılı. 17 İKİNCİ ELİ UZMANINA SORUN DOD İkinci El Sistemi Fiyatlandırma Şefi olan Barış Diker, otomobil tercihi ve alım satımı hakkında rehberlik yapıyor ve sorularınızı yanıtlıyor. Sorularınız için: info@dod.com.tr DOD’da sunulan garantiler nelerdir? Merhabalar, web sitesinizi düzenli olarak takip ediyorum. Araç listesinde bazı araçlarda sol tarafta garanti işareti oluyor. Bunun dışında DOD’da sanırım opsiyonel ve otomatik garantiler de var. Farkları nelerdir, DOD’daki garanti sistemini anlatabilir misiniz? Teşekkürler. Ahmet Hasar Sayın Ahmet Hasar, DOD Otomatik Garanti, DOD Araç Detay Bilgileri sayfasında garantili olduğu belirtilen tüm araçlarda size araç fiyatının içinde sunulmaktadır. Motor, şanzıman ve diferansiyelin önemli parçalarını kapsayan DOD Otomatik Garanti aracı almanızdan itibaren herhangi bir ücret ödemeden 6 ay boyunca kilometre sınırı olmadan geçerlidir. Değişen ve boyanan parça arttıkça değer düşüyor Barış Bey merhaba, ikinci el araç bakıyorum, ancak bulduğum birçok araçta değişen, boyanmış parçalar oluyor. Bu parçaların araç için önemli olup olmadığını bilemiyorum, genelde aracı satan kişiler bu işlemlerin yetkili servislerde yapıldığını söylüyorlar. Bir araçta değişen, boyanan parça olması önemli midir? Özellikle dikkat etmem gereken bir parça var mıdır? Değişme/boyama işlemlerinin yetkili servislerde olması/ olmaması aracın güvenliğini etkiler mi? Görüşlerinizi rica ederim. Seyhan Çimenli Sayın Seyhan Çimenli, İkinci el bir araçta, yıl ve kilometreye bağlı olarak, hasar veya çizik nedeniyle boyanmış parçalar olması normal karşılanmalıdır. Hiç hasarsız, hiç boya ve kaporta değişim işlemi görmemiş, motoru ilk günkü performansında çalışan bütün parçaları garantili araç almanın bir tek yolu vardır: Sıfır araç almak. İkinci el bir araçta hiç kusur olmaması nadir görülen 18 bir durumdur. İkinci el aracın sıfır araçtan çok daha hesaplı olmasının en önemli sebebi de budur. Özellikle birçok kazanın yaşandığı İstanbul’da yaşıyorsanız boya ve değişeni olmayan bir araç aramanızı tavsiye etmeyiz, bulduğunuzda da genelde piyasanın çok üzerinde bir rakamla karşılaşabilirsiniz. Teknik olarak, bir araçta boyanan kaporta parçası olması aracın sürüş konforunu etkilemez ve güvenliği açısından da bir risk yaratmaz. Renk atması, renk farklılığı, akma, fırça izi gibi görüntüde de itici gelen unsurlara rastlanmaması parçanın uygun tekniklerle boyandığı anlamına gelir, korozyonu önleyerek aracın paslanmasını geciktirdiği için aslında tercih edilmesi gereken bir durumdur. Küçük çaplı bir kaza sonucu gerçekleşen parça değişimi ise, yetkili servis tarafından yapıldığı müddetçe yine hiçbir risk yaratmaz. Daha büyük çaplı kazalarda, örneğin şasi ve direklerde işlem gerektiren durumlarda, fabrikada kullanılan cihazlar yetkili servislerde de kullanılmakta ve aracın sürüşünü etkileyecek her türlü olumsuzluk giderilmektedir. Değişen kaporta parçaları ile beraber teknik aksamda da değişim yapılıyorsa (radyatör ve yağ karteri gibi parçalar) birçok parçanın yenilenmesi söz konusudur. Ancak ülkemizde, konuya bu şekilde bir yaklaşım getirilmediği için, değişen ve boyanan parçası çok olan araçların ikinci elde daha az tercih edilmesi rasyonel gerçeklerden uzak bir realite haline gelmiştir. Bu durum dizel motorlu ve otomatik şanzımanlı araçlarda daha az etki yaratmakla beraber, hiç masrafsız ama birkaç parça boyası olan bir araç, masraflı ve kaporta boyası tamamen orijinal olan aynı özellikte bir araçtan daha ucuza satılabilmektedir. Araçların boyanan değişen parçaları ile ilgili tavsiyemiz, aracın boyası orijinal değilse görünen hata olup olmadığının kontrolü, tamponlar hariç değişen parça varsa nasıl bir kaza sonucu oluştuğuna servis kayıtlarından bakılması, yüzde 100 doğru sonuç vermese de tramere sms göndererek gerekli sorgunun yapılması ve satıcının beyanının teyididir. Bunun dışında aracın mekanik ve elektronik aksamındaki kusurlar, araca verilen garanti kapsamı, aracın genel dış ve iç görünüşü, değişen ve boyanan parçalardan çok daha önemlidir. DOD Opsiyonel Garanti ise, Otomatik Garanti kapsamına ilave olarak düşük bir fiyat farkı ödeyerek alabileceğiniz ve aracın elektrik-elektronik aksamı ile motor soğutma sisteminin ve çekiş sisteminin önemli bir kısmını teminat altına aldığınız 12 ay süreli en geniş DOD Garanti kapsamıdır. Prime DOD araçlarında, distribütör garantisi bitmişse, 12 ay süreli opsiyonel garantimiz standart olarak sunulmaktadır. DOD Garanti işareti olmayan, ancak DOD Garanti kapsamına girebilecek araçlarda da, araç fiyatının üzerine belirli bir ücret eklenerek DOD Garanti alma imkanınız mevcuttur. DOD Otomatik ve Opsiyonel Garanti hizmet ve parça kapsamları ile ilgili daha ayrıntılı bilgiyi Yetkili Satıcılarımızdan alabilirsiniz. DOD Garanti kapsamındaki aracınız, bozulan parça garanti kapsamında olmasa bile DOD Yol Yardım hizmetiyle en yakın servis noktasına çekilir. Devir maliyeti yüzde 50 ucuzladı Merhaba, ikinci el araç alacağım ama devir işlemlerinin çok uzun ve zor olduğu söyleniyor. Yeni çıkan kanunla bu işin noterlere verildiği ve masrafların azaldığı bilgisini aldım. Ne tavsiye edersiniz? Bu konuda son durumu sizden alabilir miyim? Mustafa Demir Sayın Mustafa Demir, 25 Aralık 2009 tarihinde çıkan 5942 sayılı kanunla, posta masrafları hariç noterler tarafından 20 TL maktu ücret alınmaktadır. Bu da eskiye göre noter masrafının bazı durumlarda yüzde 10’a inmesi anlamına gelir, ancak trafik tescilde ödenen ücretlerde değişiklik yoktur. Toplamda masraflar yüzde 50’ye yakın oranda düşmüştür. İlgili kanun 1 Mayıs tarihinden itibaren noterlere, trafik tescil ile ilgili ek yükümlülükler getirmekte, trafik tescile bildirim ve geçici belge düzenleme yetkisi vermektedir. Ancak bu işlemlerin elektronik ortama aktarılması ve sistemin nasıl işleyeceği konusunda henüz net bir durum ortaya çıkmamıştır. Kanundan amaçlanan, trafik tescil işlemlerinin daha kolay, güvenli ve hızlı yürümesi, masrafların azalması ve vatandaşın tek bir nokta olarak noterle işlem görmesidir. Bu nedenle konuya ilişkin yönetmelik yayınlandığında işlemlerin çok daha zahmetsiz ve masrafsız olması beklenmektedir. 19 REHBER İkinci el otomobil almanın püf noktaları -3- İkinci El Araç Alırken Fiyat Analizi Nasıl Yapılmalıdır? İkinci el araç alırken en büyük zorluk çekilen konu şüphesiz ki fiyat konusudur. Sıfır araç alırken beğendiğiniz ve bütçenize göre alabileceğiniz en fazla 7-8 opsiyon varken, ikinci elde aynı fiyat aralığında bunun 10 katı kadar model ve bu modellerin çeşitli versiyonları karşınıza çıkacaktır. Sözgelimi 30 bin TL bütçeniz var, sıfır araç alacaksınız, Renault Clio, Opel Corsa, Toyota Yaris gibi birkaç model arasından seçim yapmanız gerekir. Aynı bütçeyle ikinci ele yöneldiğinizde ise, farklı segment ve model yılından birçok aracın 30 bin TL’de buluştuğunu görürsünüz bu da sizin seçiminizi zorlaştırır. 30 bin TL’ye, Ford Focus’un dizel modellerinden, VW Golf’ün daha yeni benzinli versiyonlarına veya bir üst segmentte bulunan Toyota Avensis’in daha eski modellerine, keza biraz daha eski model arazi araçlarına ulaşmanız mümkündür. Araçların kilometrelerine göre farklı fiyatlarda olmaları da kafanızın daha da karışmasına neden olur. 27 Araç Fiyatlarını Belirley İkinci el araç piyasası sıfırdan farklı olarak borsa mantığında çalışır. Fiyatı yüksek tutarsanız satılmaz. Piyasa çok düştüğünde ise araçlar satıştan çekilir. Arz ve talebin buluştuğu yerde satış gerçekleşir. İkinci el araç fiyatlarının tespitinde her zaman sıfır araç fiyatları temel alınır. Sıfır araç fiyatlarının yükselmesi ve düşmesi sonucunda ikinci el fiyatlar da paralel olarak etkilenir. Ancak bu fiyat etkileşimi, bütün modellerde ve model yıllarında aynı oranda olmaz. Sıfırdan en çok etkilenen modeller 0, 1 ve 2 yaşındaki araçlardır. Araç yaşı arttıkça etkilenme oranı azalır, öyle ki, 8-10 yaşındaki araçların piyasası hiç etkilenmez. Küçük ve orta segment araçlar 1 yaşında (2009 model) yüzde 15 ila 20 oranında değer kaybeder. Araç orta üst sınıfa çıktığında bu oran yüzde 20-25’e, lüks modellere geldiğinde ise yüzde 25-30’a kadar çıkabilir. Sonraki yıllarda bu oran çok daha azalır, ortalamada yüzde 5 civarında seyreder. Bu hesaplamadan çıkarılması gereken en önemli sonuç, 0 veya 1 yaşındaki aracını satan bir kişinin, 2009 yılındaki ÖTV indirimi veya çok düşük kurdan araç almak gibi bir avantajı olmamışsa, çok ciddi bir zarara uğrama riski ile karşı karşıya olmasıdır, bu nedenle genel olarak tavsiye edilmez. 28 Ancak bu verileri standart veri olarak almak bizi ciddi yanlışlara götürür. Her şeyden önce her aracın ikinci el fiyatında farklı durumlar söz konusu olabilir: • Marka değeri, • Modelin sıfırdaki satış durumu, • Modelin sıfır stokları, • Yukarıdaki iki faktöre bağlı olarak düzenlenen kampanya fiyatı, • Araç sahiplerinin memnuniyeti ve araçlarını piyasaya arz durumu (Örnek: Müşteri memnuniyeti yüksek bazı modellerin ikinci elde zor bulunması), • Araca üretici tarafından yapılan makyajın etkisi, • Sektörel vergi düzenlemeleri (ÖTV indirimi, hurda araç indirimi, noter masraflarındaki değişiklikler) • Varsa kasa değişiminin etkisi, • Döviz kurundaki değişiklikler, • Aracın gelecek 1 yıl içinde kasasının değişme ihtimali, Ancak bütün bu faktörler bir yana, genel ekonomik durum ve otomotive olan talep, fiyatların sıfıra oranında ve piyasanın hareketliliğinde mutlak dominant etkiye sahiptir. Otomotiv piyasası, ülkemiz ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biridir. Lokomotif olmasının yanında, fiyatlarda yapılacak küçük değişiklikler de piyasada satış adetlerinin büyük oranda değişmesi için yeterlidir, başka bir deyişle sektörün lokomotif özelliği yanında esnek bir talebe sahip olması, ekonomik gösterge olarak da otomobil satışlarına ayrı bir fonksiyon yüklemektedir. Sektörde canlılık yaşanıyorsa, ekonomide de genel bir canlılık olduğu genellemesi yapılabilir. Sektördeki canlılığın birincil göstergesi olan sıfır satışları, çok kısa vadede ikinci eli de olumlu etkileyerek fiyatların yukarı doğru seyretmesine katkıda bulunur. Bu noktada ikinci el piyasasının türev bir piyasa olduğunu vurgulamakta yarar görüyoruz. Özetle şunu belirtmek lazım, ikinci el piyasası sıfırdan farklı olarak borsa mantığında çalışır, döviz kuru, sabit ve değişken maliyetler ve rekabetçi fiyat hesaplaması ile sıfır araç satan sınırlı sayıda distribütörden farklı olarak piyasaya çok çeşitli araç arz eden sınırsız sayıda araç sahibi ve yine sınırsız sayıda araç talep eden vardır, bu arz ve talebin buluştuğu yerde satış gerçekleşir, araç sahipleri fiyatlarını sıfıra yaklaştırırlarsa satamazlar, fiyatı indirmeye mecbur kalırlar, piyasa çok düştüğünde de acil ihtiyacı olmayanlar aracını satıştan çeker ve yen Değişkenler fiyatlar otomatik olarak yükselir. İkinci el firmaları, galeriler ve Yetkili Satıcılar, burada fiyat açısından sadece aracı konumdadırlar, esas belirleyici olan araç alıcısı ile satıcısıdır. Bu nedenle, ikinci el araç almak isteyenlerin, ikinci el satış noktalarındaki bazı fiyatlara gösterdikleri tepkiler ve sektörde çok yüksek kar marjı olduğu düşüncesinin genelde eksik bilgiden kaynaklandığını özellikle belirtmemiz gerekir. Teşhir alanında veya internet sayfalarında gördüğünüz araçların önemli bir kısmı emaneten satılmak üzere alınmış araçlardır, fiyat oluşumunda en belirleyici faktör de doğal olarak araç sahibi olmaktadır. İkinci el piyasası, yapı itibarıyla bir borsa olmakla beraber, söz konusu olan bir hisse senedi olmadığı için günlük reaksiyonlarla hareket edilmesi mümkün olmamaktadır. Piyasada hızlı bir şekilde el değiştiren modellerin net piyasa rakamları olması nedeniyle, kar marjları, araç ister emaneten satışa konmuş olsun, ister sahibinden nakit veya takas yoluyla alınmış olsun, ortalamada yüzde 5 seviyesindedir. Büyük filo şirketlerinin araçlarında ise bu oran yüzde 2’ye kadar düşer. Bunun dışında stok devir hızı düşük olduğu için, satıcısına düşük fiyat verilen bazı modellerde ise kar marjı daha yüksek olabilir, ancak toplam karlılıkta bu araçlar ihmal edilebilir bir paya sahiptir. 2.el piyasasıyla ilgili olarak şu hususu her zaman göz önüne almak gerekir: Araç alıcısı ve satıcısı, diğer birçok piyasadaki alıcı-satıcı ilişkisinden çok daha pratik olarak, gazete ilanı, internet yayını veya açık pazar gibi birçok kanal yardımıyla temas kurma ve alım-satım yapma imkanına sahip olduğu için, bu piyasada aracı olanların yüksek kar marjı ortalaması ile çalışması fiilen mümkün değildir. REHBER İkinci el otomobil almanın püf noktaları -3- Fiyat Karşılaştırmasında Önemli Noktalar Araç alırken yapacağınız fiyat karşılaştırmanızda kullanacağınız diğer yardımcı hususları da bu vesileyle vurgulayalım: • Dizel araçlar her yaş ve km.de kolay satılan araçlardır. • Dizel bir aracın piyasası, aynı modeldeki benzinli bir araçtan yüzde15-20 daha yüksek bir fiyatta oluşur. • Otomatik araçlar da her yaşta mutlaka alıcı bulurlar. • Düz bir aracın fiyatı ile, 1 yaş daha eski bir otomatik aracın fiyatı aynı seviyededir, otomatik araç durumuna göre biraz daha yüksek bir fiyattan satılabilir. • Kasa değişimi küçük araçlarda daha az etki yapar, bu etki yüzde 4 ila 5 arasındadır, Renault Megane, VW Golf, Opel Astra sınıfındaki araçlarda bu etki yüzde 6-7’ye çıkar, daha üst sınıfta ise yüzde 1015’e kadar çıkabilir. • Orta gelir grubuna hitap eden markaların lüks modelleri, ne kadar kaliteli olursa olsun, imajları nedeniyle ikinci elde yüksek bir fiyat bandına ulaşamaz. • Aynı durum lüks markaların orta sınıfa hitap eden araçları için de geçerlidir. • Piyasadaki ortalama fiyatın çok altında satışa sunulan araçların çok ciddi kusurları veya masrafları olabileceği dikkate alınmalıdır. 29 REHBER İkinci el otomobil almanın püf noktaları - 3- Fiyatlar mevsime göre değişiyor piyasası daima olacaktır. “Fiyatlar yüzde 20-25 arttı” veya “alıcı yok, fiyatlar yüzde 20 düştü” gibi haberlerin çoğu abartılıdır. Döviz kurundaki büyük bir dalgalanma nedeniyle, fiyatı Euro ile belirlenen araçlarda bu tip durumlar olabilir, ama grafikte de görüldüğü gibi, özellikle TL bazlı araçlarda yüzde 20-25 çok büyük oranlardır, piyasanın bu oranda geri gelmesi durumunda araç sahiplerinin çoğu (ekonomik gücü olanlar) araçlarını satıştan çekecek, tersi piyasa hareketinde de piyasa sıfır araca kayacak bu da fiyatları aşağı doğru baskılayacaktır. Dolayısıyla bu derece yüksek fiyat farklılığı ekonominin arztalep mantığına aykırıdır. Fiyat karşılaştırmasında dikkate alınması gereken en önemli husus ise, sunulan fiyatın içinde alınan hizmetin kalitesi ve standardıdır. Tüzel kişilerden alınan araçlarda, kurumsal güvenin yanısıra, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un koruması söz konusudur. Şahıslardan alınan araçlarda ise çok daha genel olan ve satıcıya önemli bir yükümlülüğü olmayan Borçlar Kanunu hükümleri geçerlidir. Bu durum,bir birinin aynı 2 araç için çok farklı 2 güvence anlamına gelmektedir. Araç alımlarınızda yapacağınız fiyat karşılaştırmalarında bu durumu dikkate almanızı özellikle tavsiye ederiz. Gelecek ayki yazımızda, mevcut aracınızın nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusuna değineceğiz. O ca Şu k ba t M ar N t is an M a H yıs az Te iran m m A uz ğu st os Ey lü l Ek im Ka sı m A ra lık Son olarak mevsimsel fiyat etkisini irdelemenin gerekli olduğunu düşünüyoruz: Bu yazı dizisinin başlangıcında da vurgulamış olduğumuz gibi, otomotiv piyasası, belirli etkilere bağlı olarak her mevsimde farklı bir fiyat karakteristiği gösterir. Haziran sonuna kadar artarak giden fiyatlar, Temmuz’la beraber düşer, Eylül’de tekrar artar ve Aralık sonuna kadar da aynı trendi sürdürür, Ocak ayında ise durgunluk nedeniyle düşüşe geçer. Aşağıda bu durumu ay bazında grafiksel olarak inceleme imkanı bulabilirsiniz. (Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu durumun her model için birebir geçerli olmadığını vurgulayalım) Grafiğin ve yazımızda geçen bazı bilgilerin de yardımıyla fiyat konusunda genelde yanlış bilinen bazı hususlara değinmekte yarar görüyoruz: Şahısların internette yayınlanan ilanlarında asgari 1.0001.500 TL pazarlık payı vardır, galerilerden veya kurumsal ikinci el firmalarından alınan araçlarda da belli oranlarda indirim olabilir, bu nedenle bu fiyatları nihai fiyat olarak değerlendirmeniz yanlış olacaktır. “İkinci El bitti” tarzı haberler, aslında, sıfırdaki kampanyalar nedeniyle elindeki aracın fiyatını buna uygun olarak düşürmeyen araç satıcılarının durumunu anlatmaktadır ve piyasa açısından geçici bir durumdur, sıfır araç satışı olduğu müddetçe ikinci el 30