İndir - Ayrıntı Dergisi
Transkript
İndir - Ayrıntı Dergisi
ORTA DOĞU’DA BÜYÜK OYUN ÖZET: Cemalettin Bektaş: “Hangi Siyonist düşünceye sahip insanlar ve bunlara hizmet edenler Türkiye’de ne gibi faaliyetler gerçekleştirmişlerdir? Kafes Eylem Planı adı verilen plan nedeniyle Porazköy davası başlatıldı. İHH İnsani Yardım Vakfı organizasyonuyla Gazze’ye insani ve tıbbi yardım götüren MV Mavi Marmara adlı gemiye uluslararası sularda İsrail ordusu tarafından çıkartma yapıldı. İsrail Savunma Kuvvetlerince ‘Deniz Meltemi’ adı verilen Gazze Filosu saldırısında 9 Türk hayatını kaybetti. Türk Hava Kuvvetleri’nin Şırnak’ın Uludere ilçesinde F-16 uçaklarıyla yaptığı operasyonda 35 kişi hayatını kaybetti ve 1 kişi yaralandı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 26. Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ tutuklanarak cezaevine konuldu. Yüksekova’nın Dağlıca bölgesinde çıkan çatışmada 8 askerimiz hayatını kaybetti. Türk Hava Kuvvetlerine ait F-4 Phantom 2 keşif uçağı Suriye karasularının 1 mil açığında Suriye tarafından düşürüldü.” ABSTRACT: Cemalettin Bektaş reports ‘What kind of activities have the people who have Zionist opinion and the ones who serve them done in Turkey? Porazköy case was instituted because of the plan called Cage Action Plan. The ship called MV Mavi Marmara which was sailing to Gaza in order to give humanitarian and medical aid via İHH Humanitarian Relief Foundation Organization was attacked in international waters by Israeli marines. 9 Turkish people died at the Gaza Flotilla attack which is called as sea breeze by Israeli Defense Forces. 35 died and 1 wounded in Uludere, Şırnak at the F16 planes operation by Turkish Air Forces. İlker Başbuğ, 26th Chief of General Staff of Turkish Armed Forces, was arrested and sent to jail. 8 soldiers died of the gunfight on Dağlıca region in Yüksekova. F-4 Phantom 2 scout plane which belongs to Turkish Air Forces was crashed by Syria 1 mile of Syrian territorial waters.’ Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 6 Siyonizm’in kurucusu Dr. Theodor Herzl, Dreyfus olayı sonrasında Yahudilerin tüm dünyada acı çektiğini ve artık yeni bir Yahudi devletinin kurulması gerektiğini ‘Yahudi Devleti’ (Der Judenstaat 1896) adlı kitabında yayınlamış ve açıklamıştır. Basel kentinde Dünya Siyonist Teşkilatının ilk kongresinde ise ‘’Ben bugün Yahudi devletini kurdum, ancak bunu yüksek sesle söylersem bütün dünya bana güler. Fakat beş sene içinde ya da elli sonra bunu herkes böyle bilecek’’ diyerek çalışmalarının başladığını göstermiştir. Avrupa’nın merkezinde toplanan bu kongre sonrası hemen hemen bütün Avrupa’daki Yahudiler bu teşkilatın içinde kendini bulmuştur. Yıllarca başka devletlerin idaresinde kalan Yahudiler kendi devletlerini kurma hevesiyle örgütün güdümünde çalışma başlamışlardır. Bu doğrultuda Teşkilatın ilk amacı Siyon tepesinin bulunduğu Filistin topraklarında bağımsız bir Yahudi Devleti kurmaktır. Bunun içinde dönemin padişahı 2. Abdulhamid Hanla görüşmeler başlatılmıştır. Bunun için Osmanlı Hahambaşılık kaymakamı müteveffa Moşe Levi vasıtasıyla Theodor Herzl saraya çıkmıştır. Yahudi tarihi uzmanı Avram Galante’nin makalesinde Herzl, Sultana şu teklifi yapmıştır; ’’Zat-ı alilerine kurmuş olduğum ve Siyonist Cemiyet adı taşıyan, büyük bir cemiyetin adına bir öneride bulunmak istiyorum. Bu cemiyetin programının Zat-ı alinizin fikir ve ilkelerine ters düşmediğini hemen eklemem gerekiyor. Dernek bazı yabancı ülkelerde acı çekmekte olan Yahudileri huzur ve sükûna kavuşturmayı amaçlıyor. Söz konusu olan şey, sadece Zatı alinize ve ülkenize yararlı olabilecek Yahudilerin Filistin’e göç etmelerine imkân sağlaması için Hükümetinize gerekli buyrukları vermenizdir. Filistin için ne Mısır’da olduğu gibi özerklik, ne de Sisam adasında olduğu gibi bayrak değişikliği talep ediyorum. Filistin’de Girit adasındakine benzer bir rejimin kurulmasını istiyorum. Bu talebim kabul edilirse cemiyetim ve onu destekleyenler Zat-ı alilerinin belirleyecekleri bir meblağı İmparatorluk Hazinesine bağışlayacaklardır.’’ 1902 yılında yapılan bu teklife hayır cevabının verilmesi üzerine Avrupa’da ki Jön Türkler vasıtasıyla 2.Abdulhamid üzerine karalama kampanyaları başlatılmış, Kızıl Sultan lakapları takılmıştır. Ve nihayetinde 31 Mart Vakası gerçekleşmiş, 2.Abdulhamid Han tahtan uzaklaştırılmıştır. Ulu Hakan döneminde verilmeyen Filistin toprakları çıkartılan bir kanun üzerine Avrupalı Yahudilere satılmaya başlanmıştır. Bakıldığı üzere 31 Mart vakasında; Almanlara yaklaşan İttihat ve Terakki grubunun karşısındaki İngilizlerin Osmanlı devletinin Almanlarla yaklaşmasına karşı çıkan ve ayaklandırdığı isyancı grup, iki grubunda destekleyicisi Siyonistler. Neticesinde padişah değiştirilmiş ve yeni hükümet çıkarılan bir kanunla Filistin’de toprak satışlarına başlamıştır. 02.02.2015 tarihinde İçişleri Bakanımız Sayın Efkan Ala Erzurum’daki parti kongresinde Türkiye hakkında önemli bir konuya değinmiştir. Davos’taki “One minute” olayıyla beraber düğmeye basıldığı söylemiştir. Peki, “One minute” olayından sonra Türkiye’de ve dünyada neler değişmiştir? Hangi Siyonist düşünceye sahip insanlar ve bunlara hizmet edenler Türkiye’de ne gibi faaliyetler gerçekleştirmişlerdir? Taraf gazetesi tarafından Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde bir cuntanın planladığı iddia edildi. Kafes Eylem Planı adı verilen plan nedeniyle Porazköy davası başlatıldı. İHH İnsani Yardım Vakfı organizasyonuyla Gazze’ye insani ve tıbbi yardım götüren MV Mavi Marmara adlı gemiye uluslararası sularda İsrail ordusu tarafından çıkartma yapıldı. İsrail Savunma Kuvvetlerince ‘Deniz Meltemi’ adı verilen Gazze Filosu saldırısında 9 Türk hayatını kaybetti. Türk Hava Kuvvetleri’nin Şırnak’ın Uludere ilçesinde F-16 uçaklarıyla yaptığı operasyonda 35 kişi hayatını kaybetti ve 1 kişi yaralandı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 26. Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ tutuklanarak cezaevine konuldu. Yüksekova’nın Dağlıca bölgesinde çıkan çatışmada 8 askerimiz hayatını kaybetti. Türk Hava Kuvvetlerine ait F-4 Phantom 2 keşif uçağı Suriye karasularının 1 mil açığında Suriye tarafından düşürüldü. Afyonkarahisar’da Türk Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı’na bağlı Mühimmat Depo Komutanlığında patlama yaşanması sonucu 25 askerimiz hayatını kaybetti. 250’si tutuklu 365 sanığın Balyoz davasının kararı açıklandı. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı. TBMM Suriye gündemiyle toplanıp Hükümete Suriye’ye askeri operasyon yetkisi verildi. Kobani eylemleri gerçekleştirildi. 17 Aralık Operasyonu gerçekleştirildi. Daha bunun gibi birçok olay yaşandı. Bu kadar iç olaydan sonra Paralel Devletin bunlarla ilişkileri araştırılmaktadır. 17 Aralık operasyonu sonrası Ali Babacan 31 Aralık tarihinde, 17 Aralık’ta bir mini darbe girişimi yapılmış’’ olduğunu ileri sürmüştür. Aynı gün Başbakana sunulan bir istihbarat raporu gazetelerde yayınlanmış buna göre; 27 ilde şubeler kurulmuş, 2 bin rütbeli polisi, yüzlerce yargı mensubunu, bankacı ve akademisyeni bu örgütün kontrol ettiği iddia edilmiştir. Akabinde 4 Ocak’ta dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül de “devlet içinde ayrı devlet olamaz. Hele yargı içinde varsa, asla tahammül edilemez” demiştir. Paralel yapının en büyük kozu da MİT tırlarını ifşa etmek olmuştur. 1 Ocakta 2014’te Hatay’da, 19 Ocak 2014’te Adana’da silah yüklü olduğu iddiasıyla durdurulan ve arama yapılmaya çalışılan tırlar büyük bir krize neden olmuştur. Dönemin Başbakanı Sayın Tayip Erdoğan ise kendi izni olmadan MİT’e ait tırların aranamayacağını, bunun “paralel yapılanmanın diğer bir versiyonu” ve “kısa bir zaman önce atılan adımın devamı” olduğunu söyledi. Daha sonraki haftalarda ise üslubunu daha da sertleştirerek tırları arama girişiminin “vatana ihanet” olduğunu, şu sözlerle ifade etti: “O paralel savcı operasyon yapıyor. MİT mensuplarına silah doğrultuyorlar. Yere yatırıyor, tekmeliyorlar. Kimin talimatıyla oluyor bu? Emniyetin, jandarmanın, yargının içine sızan paralellerin talimatıyla oluyor. İşte bunlar, yurtdışındaki odaklardan talimat alarak, kendi ülkelerinin istihbarat teşkilatına silah doğrultacak kadar vatana ihanet içindeler., .Ey paralel yapının savcısı, iznim olmadan MİT’e müdahale edemezsin. Bu ne cesarettir. Bu millet, bunu affetmez. Bu ihanetin, bu ajanlık faaliyetinin, hesabını hepsinden hesabını soracağız. Kim adına yapıyorlar, ortaya çıkacak. Talimat veren elebaşlarından da soracağız” açıklamasını yapmıştır. Devletimiz Osmanlı İmparatorluğundan beri iç karışıklıkları bir türlü bitirememiş, mutlaka her dönemde sorunlar yaşamıştır. Devletimiz hala Türk - İslam örf ve adetlerine bağlı kaldığı için ve kurumsallaşamadığı için; devleti yıkmak isteyeni de tekrar Hazar Denizinden Viyana Kapılarına uzanan bir sınır çizmek isteyeni de bağrına basıyor. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 7