Buradan daha net bir şekilde okuyabilirsiniz.
Transkript
Buradan daha net bir şekilde okuyabilirsiniz.
Bizim AHISKA MİLLÎ MİSAK’IMIZDA YER ALAN BATUM-ACARA BÖLGESİ-II Prof. Dr. M. Fahrettin KIRZIOĞLU 1917 Mart’ında Çarlık yıkıldı, bir Rus Cumhuriyeti kuruldu. Arkasından bildiğiniz gibi Lenin, Kasım 1917’de cumhuriyeti yıktı. Stalin’le birlikte komünizmi getirerek beyannâme neşretti. Her millet serbesttir, istiklâl ilân edebilir, diye. Buna kanan Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan istiklâllerini ilân ettiler. Tataristan, Kırım vs. Bolşeviklik evvelâ bu şekilde yayıldı. Bu sırada yeniden Çarlığın topraklarını ele geçirmek için Rusların çalıştığını görüyoruz. Bolşevik Rusya bize müracaat ederek mütareke istiyor. Brest-Litovsk Muahedesi imzalanıyor, 3 Mart 1918’de. 93’te savaş tazminatı olarak alınmış olan üç sancak iade edilecek. Ayrıca Batum’da yaptığımız antlaşmaya göre Gürcistan bize Ahıska ve Ahılkelek’i iade ediyor. Eskiden kaybettiğimiz yerler elimize geçiyor. Buralar yeniden bayrağımıza kavuşuyorlar. Fakat uğursuz Mondros Mütarekesiyle ordumuz 1914 hudutları gerisine çekilme emrini alınca Wilson Prensiplerine göre mahallî şûralar ve hükûmetler kurmaya çalışıyorlar. 5 Kasım 1918’de Türkiye’de ilk defa Üç Sancak’ı toplayacak olan, Nahcvivan’dan Batum’a kadar Cenûbî Garbî Kafkas Hükûmeti kuruluyor. Bu sefer Ruslar Brest-Litovsk Muahedesi’ne bir madde daha koymuşlardı. Üç Sancak’ta plebisit yapılsın diye: Rusları mı istiyorlar, Osmanlıyı mı? 12 Haziran 1918’de Plebisit yapıldı, halkın %85’i Türklük lehine çıktı. Hiçbir zorlama olmadı. Belgeleri neşredilmiştir. Bu sefer Kars, Ardahan ve Batum’un ana vatana katılma oylarının neticesini padişaha götürmek üzere 17 tane mümessil seçildi. İsimlerini okuyorum: 1. Artvin: Maradetli Halvacıoğlu İshak Efendi, 2. Ardahan: Hamşioğlu Rasim (Acar), 3. Acara: Hamşioğlu Temür Beğ, Mihmandar Nebil Buharalı Beğ, 4. Artvin: Ardanuçlu İsmail Ağa, 5. Çürüksu: Müftüzade, 6. Batum: Polonez Reliki, 7. Oltu: Penekli Asker Beğ, 8. Kars: Sarıkamış Bozat Köylü Yunus Beğ, 9. Kars: Zarşat- Yaz 2011 Akbabalı Hacı Abbasoğlu Kerbelaî Mehmed Beğ, 10. Poshof: Hamşioğlu İzzet Beğ, 11. Ardahan: Hacı Mehmed Emin, 12. Kağızman: İsmail Beğzade Mehmed Beğ, Oltu: Haşimoğullarından Tahir Beğzade Yusuf Ziya Beğ, 14. Artvin: Civanoğlu Mehmed, 15. Batum Sancak Beyzade Yusuf Beğ, 16. Batum: Gürcü Prensi Cavahov, 17. Batum: Rum, Tütün Fabrikatörü Murat Bünyatof (Sonradan Pontusçu). Bunlar İstanbul’a gidiyorlar. Halkın teşekkürünü, ana vatana katılma mazbatalarını son Padişah VI. Sultan Vahideddin’e veriyorlar. Bir fermanla bu sancağın ana vatana katıldığı kabul ve ilân edildi. 15 Ağustos 1918 Perşenbe günü Hatt-ı Hümayun’da diyor ki: “Üç asır müddetle Osmanlı idaresinde bulunmuş olan Kars, Ardahan, Livana ve Batum kal’aları ile mülhakatı, uğursuz 93 Harbi sonunda düşmana bırakılmıştı. Buraların yeniden ülkemize katılmasına imkân veren Cenab-ı Hakk’a sonsuz hamd ve şükranımı arz eylerim. Memleketlerimizin ana vatana katılma ve bağlanmaları için istek ve arzularımızı payitahtımıza gönderdiğiniz özel heyet tarafından teyid kılınarak aranızdaki Osmanlılık kadîm ve tarihî bağlılığın hiçbir suretle sarsılıp yok olmayacağı isbat edilmiştir. Bu bâbdaki memnuniyet-i şahanemizin cümlenize tebliği ve adı geçen heyet üyelerinin padişah selâmımız ile taltiflerini buyurdum. Ve memleketlerinizin, Memâlik-i Şahanemize iltihakı hususundaki arzunuzun kabulü ile ülkemizin bölümünden sayılıp idarî işlerinin de ona düzene konulmasını vekiller heyetimize emreyledim. Şu uğurlu hadisenin devlet ve milletimize hayır ve mutluluk getirmesini Dergâh-ı Barî’den tazarru ve niyaz eylerim. Cenâb-ı Hakk cümlemizi muvaffak-ı Bilhayr buyursun. Âmin.” Fakat Mondros Mütarekesi gereğince ordumuz geri çekilme hazırlığı yaparken Kars’ta Millî Şûra kuruluyor, buna Batumlular da katılıyorlar. 25 Bizim AHISKA Bunun bir beyannamesini okuyayım. Sonradan I. Dönem mebuslardan olan Fahreddin Erdoğan Beğ nerelerin Millî Şûra’ya dâhil olduğunu beyannâmesinde açıklıyor. İngilizler gelip Millî Şûra’yı tanımadıklarını belirtiyorlar. 17-18 Ocak 1919’da Cenûbî Garbî Kafkas Hükûmeti adıyla bir hükûmet kuruluyor. Hiçbir taraftan yardım beklemeden Güneybatı Kafkasya’nın bütün Müslüman köy ve şehirlerini birleştirip kendi kendimizi idareye muktedir olduğumuzu isbat ile muhtariyet kazanmaya lâyık bulunduğumuzu göstereceğiz. Binaenaleyh biz Batum vilâyeti ahalisi: Kars, Ardahan ve sair komşu Müslüman sancaklardaki kardeşlerimizle bu hususta el ele vermek üzere mebuslarımızı Kars’ta açılmış olan Meclis-i Mebusan’a gönderip bütün Cenûbî Garbî Kafkasya İslâm ahalisiyle birleştiğimizi ve muhtariyetlerini almaya karar vermiş olduğumuzu isbat edeceğiz. Muhterem Ahali, beyan ederiz ki, biz vekilleriniz, Cenubî Garbî Kafkas İslâmlarının Kars’ta teşkil ettikleri İslâm Şuray-ı Millîsi Merkezine iltihak etmek, memleketlerimizin menfaati ve istikbali için en hayırlı bir çare olarak telakkî ederek kendimizi mezkûr Şûray-ı Millî’nin emri altına koyduk. Bundan başka öz memleketimizin şimdiki ve gelecek zamandaki saadeti ve halkın hür ve serbest yaşaması için yukarıdaki kararımızla beraber lüzumlu birkaç maddeyi Kafkasya’daki İngiliz kumandanlığına bildirmek iktiza eder. Batum ve çevresi ahalisi adına hükümetin kuruluşunu tanıyan bu beyannâmeyi imza eden zevât şunlardır: Artvin Uçaskası: Şekip Beğ Atabekzade, Gonya Uçaskası: Ali Efendi Abdi Efendizade, Yukarı Acara Uçaskası: Ali Rıza (Acara) Efendi (I. Dönem Mebusu) ve Reşid Ağa Arif Emin Oğlu, Aşağı Acara Uçaskası: Hulusi Ağa Abdi Ağazade, Şavşat Uçaskası: Ali Ağa Emin Ağa Oğlu, Ardanuç Uçaskası: Tevfik Efendizade, Batum Uçaskası: Hüseyin Beğ Yeğenzade. Mondros Mütarekesi’ne göre demiryollarımızı ve kalelerimizi işgal eden İngilizler, Kars müstahkem mevkiini işgal ettiler. Tam bu sırada Hristiyanlık duygusu içinde Ermenileri Kars’a, Gürcüleri de Ardahan ve Batum’a getirmek istiyorlar. Bu sırada Cenubî Garbî Kafkas Hükûmetinin Başkanı Cihangiroğlu İbrahim Beydi. 12 Nisan 1919’da İngilizler bu hükûmeti yıkıyorlar. Hükümetten dokuz kişiyi yakalayıp Batum üzerinden Malta adasına gönderiyorlar. Bir buçuk sene kaldılar orada. I.İnönü Zaferinden sonra alabildik onları. Batumlular Gürcüleri memlekete sokmamaya çalıştılar. Mücadele ettiler. Fakat ağır silâhlar karşısında dayanamadılar. Sonunda Erzurum ve Sivas kongreleriyle Aralık 1919’da mebus seçimine karar verildi. Fahri hemşehri M. Kemal Paşa da Erzurum’dan mebus seçildi. Bu sırada bir beyanname neşrediliyor. Batum’da mebus olacak üç kişi diyorlar ki, biz Osmanlı’yı Batum-Gönye Kalesi. 26 Yaz 2011 Bizim AHISKA istiyoruz, katılmak istiyoruz. Beyanname şöyle: Hâkimken, bir mecburiyetleri yokken bir plebisit yaptılar. Hiç bunda hile olduğunu gördünüz mü? Şimdi bizi İngilizler 1920 Temmuzunda Gürcistan’a teslim ediyorlar. Buna razı olmuyoruz. Daha sonra hudut dışında olduğu halde Oltu’dan iki, Batum-Acara’dan beş mebus seçiliyor son Osmanlı Meclisi için. Seçilen mebusların ad ve künyeleriyle resimleri Meclis albümlerinde mevcuttur. Seçilen mebuslar şunlardı: Batum: Murgullu Mehmed Edib (Dinç), Artvin; Müfti Ahmed Fevzi Efendi, Şavşat; Hicabîzade Akif Beğ, Yukarı Acara; Hahodzade Ahmed Nuri Efendi, Çürüksu (Kobulet); Ali Rıza (Acara), Batum. Oltu: Tahir Beğzade Yasin (Akdağ) Haşimoğlu, Rüstem (Acar-Hamşioğlu). Misak-ı Millî’nin 2. Maddesinde aynen şöyle diyor: Ahalisi serbest kaldığı zamanda 12 Haziran 1918’de plebisitle (ârâ-yı umumiye) anavatanımıza iltihak etmiş olan Elviye-i Selâse, gerektiğinde tekrar halkoyuna müracaat edecektir. 18 Temmuz 1920’de M. Kemal Paşa da dâhil olduğu hâlde Ankara’daki BMM’de bunun hükümlerini yerine getireceğine and içti. Nihayet 15. Kolordu Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa, Kars’ı Ermenilerden, Ardahan’ı Gürcülerden kurtarıyor. Batum üzerine de birliklerini gönderiyor. Batum da şubatta al bayrağımıza kavuşuyor. Fakat bu sırada Buhara Cumhuriyeti’nden gelen altınları İran üzerinden alamıyoruz. Lenin alıyor, bize gönderecek. Ruslar Batum’u sanayi şehri yapmış, petrolleri sevk edecekler. Rusya’dan silâh yardımı da alıyoruz. Moskova’da yaptığımız muahedeyle 16 Mart 1921’de, 2. Maddeye göre Elviye-yi Selase’den Batum-Acara, Çürüksu (Kobulet) Bolşevik idaresine girmiş olan Gürcistan’a verilecek, yine Cenubî Garbî Kafkas Hükümetine dâhil olan Nahcivan da Sovyetleşmiş olan Azerbaycan’a bağlanacaktı. 13 Ekim 1921’de Kars’ta TBMM Hükûmeti, Sovyetler Birliği ve üç Kafkasya cumhuriyeti (Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan) ile imzalanan muahedeye göre Moskova Muahedesi’ndeki Batum-Acara’nın muhtar şekilde, -Türkiye Batum limanından da gümrüksüz şekilde istifade edebilecekti- Gürcistan’a bağlanıyor. İşte bu sırada bir beyanname Yaz 2011 görüyoruz. 23 kişinin imzasını taşıyan ve Batumluların feryadını dile getiren beyanname şöyledir: Bismillah Hopa’da İslâm Cemiyyeti Riyasetine Siz, bizim vekillerimizsiniz. Allah için sesimizi, Ankara’daki Müslüman kardeşlerimize, bütün Müslüman diyarlarına işittiriniz: Maldan, melâlden vazgeçtik. Dinimiz, kitabımız kurtulsun, bize yeter. Her şeyden vazgeçtik. Bu zalim (yani Gürcistan memurları) her bahane ile evimizde malımızı alıyor. Sandıklarımızdan kızlarımızın, karılarımızın cihazlıklarını, urbalarını çalıyor. Ambarlarımızda, zahiremiz kalmadı. Bundan vazgeçtik. Şimdi de, dinimize dokunmağa başladılar: Papazlarla (köy köy dolaşarak) “Müslümanlık iyi değildir; vazgeçin, eski dininize (yani Ortodoks Hristiyanlığa) dönün.” diyorlar. Mekteplerden din tahsili kaldırıldı. Şer’-î Mübin (İslâm Şeriatı) buralardan kalkacak mı? Biz Allah’a, bu kadar asi mi olduk? Kabahatimiz nedir? Biz, Müslümanların işlerini görenlerin emrini, dört gözle bekliyoruz. Biz, her vakitki gibi bunun hakkından geliriz. Amma Ulülemr’e (yani baştaki idarecilerinin emrine) itaat, farzdır. Onun emrini, çoluk çocuk gözyaşlarıyla bekliyoruz. Türk kardeşlerimize anlatın derdimizi; artık, bu zulümlere dayanamayız. Kur’an’ın çiğnenmesine tahammülümüz yok. Yüklerimiz bağlı, muhacir olalım diyoruz. Öyle ise, bu diyardan, (yani Acara-Batum’dan) din kalkacak demek! Biz ise, dinin burada, bir kişi kalıncaya kadar muhafazasına yemin ettik. Derdimiz çoktur; amma dile gelmez. Çok rica ederiz: Kime lâzımsa bu sözlerimizi bildirin. Ulülemr, hâlimizi bilsin. Elbet, bu kadar zulme, o da razı olmaz. Biz, muhtariyyet (otonomi) falan istemeyiz. Onun, bizi ne kadar aldattığını biliriz. Bunlar, hep dinimizin, malımızın, namusumuzun elimizden alınması için, tuzaklardır. Rica ederiz: Bunu, yukarılara, Büyük Türk ve Müslüman âdemlerimize bildiriniz. Son sözümüz: Biz, Müslüman Türkiya’dan başka kimseyi istemiyoruz. Ves-selâm. Fî 14 Kânunievvel, Sene(13)37 (=14 Aralık 1921). 27 Bizim AHISKA Batum Livası Çürüksu Umum Ahalisi Namına: 1. Dadyanzade 2. Ducirzade 3. Haydaroğlu Mehmed 4. Yahya Oğlu Osman 5. Gögübezade Mehmed 6. Fakanoğlu Arslan 7. Suban karyeli Velikize Reşid 8. Ruban Karyeli Bacilize İlyas 9. Bazelize Hasan 10.Maçaheloğlu İlyas 11.Hüseyin Kaza Hasan 12.İstanbulluoğlu Süleyman 13.Alanbal Karyesi Namına Mahmudoğlu Mehmed 14.Hadudoğlu 15.Çehaleze Mehmed 16.Basiloğlu 17.Saruga Karyesi Namına Koğaldeli Yusuf 18.Sarugalı molla Mehmedoğlu Ahmed 19.Dığla Karyesi Namına Meshize Arslan 20.İremadze Ahmed 21.Sılosani Ahmed 22.İstanbulluoğlu Ali 23.Gogidze Hasan Bunlar bizim Millî Misak’ımıza dâhil oldukları için, Ankara’daki Meclisimiz yemin ettiği için, Atatürk’ün de bu yemin edenler arasında olduğu için, bunların feryadına kulak tıkayamayız, göz yumamayız. Elimizden geldiği kadar bu uğurda çalışmalıyız. Zannedersem bunların feryadı tabiî sizlere de dokunmuştur. Bu işi ele almamız lâzım. Bununla ilgili belgeler de yakın zamanda Türk Tarih Kurumunca basılacaktır. Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim. Sorulara cevaplar: -Batum-Acara halkı hâlâ aynı inançta mıdır? -Evet o insanlar hâlâ İslâm dinine bağlıdırlar ve maalesef eziliyorlar. Batum, Kars ve Moskova Muahedelerinde Türkçe öğretim, Türkçe neşriyat, Türkçe mektepler vardı. Biz Şeyh Said isyanıyla meşgul olurken İngilizler, Irak hududumuzu 28 Batumluların müracaatı aleyhimize kestiler, Haziran 1926’da. Bundan cesaret alan Stalin de Batum-Acara’nın muhtariyetini kaldırdı, Türkçeyi yasaklayıp mecburî Gürcüceyi koydu. Yine 1926 sonbaharında Sovyetler, Mavera-yı Kafkasya’da bir askerî manevra yaptılar. Bu manevra sonucunda yaptıkları açıklamalarda, “Kafkasya’dan geçen Çoruh, Kür ve Aras ırmaklarının kaynakları elde olmadıkça Kafkasya’nın müdafaası imkânsızdır.” dediler. O zaman Türk Ocakları bu beyanatı kınadı. 1944’te iki Gürcü profesörüne Kars, Ardahan’ı isteyen yazılar yazdıran da Sovyetlerdir. Sovyet İlimler Akademisinin azası olan Kars Mebusu Prof. Fuat Köprülü ve Osman Turan cevaplar yazdılar. Onun azalığını kaldırdılar ve gönderdikleri neşriyatı da kestiler. -Gürcü kelimesi nereden gelmektedir? -Bugün bu kelime yanlış kullanılmaktadır. Onlar kendilerine Kartveli derler. Gürcü ise Kolkit’den gelmektedir. Kolkidler, Milattan önceleri Van gölü etrafında yaşayan, Türk ırkından Sumerlerle akraba olan Urartulardandır. MÖ. 750 senelerinde Çoruh boylarına gelen Kulkidler Urartulardan gelmektedir. Gürcü ismi de bundan gelmedir. Yaz 2011