türkiye`de toplu pazarlık hakkı ile ilgili kısıtlamalar
Transkript
türkiye`de toplu pazarlık hakkı ile ilgili kısıtlamalar
Improving Workers’ Lives Worldwide SORUN HAKKINDA BİLGİLENDİRME FLA, işletmelerin, üniversitelerin ve sivil toplum kuruluşlarının ortak çabasıyla tüm dünyada işçilerin çalışma koşullarını iyileştirmek üzere çalışan çok paydaşlı bir organizasyondur. FLA, zaman zaman küresel tedarik zincirinde süregelen güncel olaylar ya da sorunlar üzerine kısa bilgilendirmeler yayınlamaktadır. Amacımız, yayınladığımız bilgilendirmeler ile bu sorunlara/konulara farklı perspektiflerden genel bir bakış sağlamaktır. FLA, her zaman, kendi üyelerinden ‘FLA İşyeri Kuralları’nın yanısıra, bütün yasal gerekliliklere uymasını da beklemektedir. TÜRKİYE’DE TOPLU PAZARLIK HAKKI İLE İLGİLİ KISITLAMALAR Nisan 2015 SORUN: Markalar, Türkiye’de işçilerin toplu pazarlık yapma hakkını kısıtlayan ve FLA kuralları ve uluslararası normlar ile uyuşmayan iş kolu barajı gerekliliğine karşı nasıl tavır almalıdır? TOPLU PAZARLIK SÜRECİNDEKİ ENGELLER: Türkiye, ILO’nun temel örgütlenme özgürlüğü ve toplu iş sözleşmesi yapma hakkını güvence altına alan konvansiyonlarını (87 ve 981) onaylamış olmasına rağmen, yürürlükte olan yasal düzenlemeler işçileri örgütlenme konusunda ağır bir külfet altında bırakmakta, kısıtlamalar ile işçi haklarının sağlanmasını zorlaştırmaktadır. FLA KURALLARINDA GEÇERLI OLAN ILKE: ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ VE TOPLU PAZARLIK HAKKI “İşverenler, çalışanların örgütlenme özgürlüğü ve toplu iş sözleşme haklarını tanımalı ve saygı duymalıdır.”* * http://www.fairlabor.org/our-work/labor-standards Bu kısıtlamalar kapsamında, var olan yasal düzenlemeler, bir sendikanın bir fabrikada işçiler adına toplu iş sözleşmesi (TİS) imzalayabilmesi için ulaşması gereken çift üyelik barajı zorunluluğunu getirmektedir. Gereken iki baraj şu şekilde düzenlenmiştir: 1. Bir sendika, tek bir iş verene ait işyerinde ya da fabrika grubunda iş gücünün %40’dan fazlasını temsil etmelidir (ya da tek bir fabrikada işçi sayısının %50’den fazlasını) ve, 2. Bu sendika aynı zamanda bütün endüstri içinde aynı işkolunda çalışan işgücünün belli bir yüzdesini de temsil ediyor olmalıdır. Türkiye’deki üç büyük konfederasyondan2 birine üye olan sendikalar, toplu iş sözleşmesi imzalayabilmek için işkolunun %1’den fazlasını temsil etmek durumunda iken, bu üç konfederasyona üye olmayan sendikalar için alt sınır %3’e çıkmaktadır. Bu kısıtlamalar, fabrika ve/veya fabrikaların ya da sendikanın örgütleyebileceği işgücünün büyüklüğünü gözetmeden uygulanmaktadır. Türkiye’den giyim ve ayakkabı satın alımı yapan FLA üyeleri için geçerli olan işkolu, (Tekstil, Hazır Giyim ve Deri) Sosyal Sigortalar Kurumu’na kayıtlı 1 milyondan fazla işçiyi kapsamakta ve bir çok sendika için bir işletmede işçilerin çoğunu temsil ediyor olsalar dahi, pratikte %1’lik ya da %3’lük işkolu barajını geçme imkansız hale gelmektedir. Türkiye’de ‘Tekstil, Hazır Giyim ve Deri’ işkolunda şu anda kayıtlı olan 13 sendikadan yalnızca üç tanesi3 işveren ile toplu iş sözleşmesi imzalayabilmek için gerekli olan işkolu barajını aşabilmiştir. Geri kalan 10 sendika, FLA İşyeri Kuralları’nın işçilerin toplu pazarlık haklarının tanınması ilkesine aykırı olarak, toplu iş sözleşmesinin tarafı olma haklarından mahrum kalmışlardır. 1 Örgütlenme Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması ile İlgili Konvansiyon, ve Sendikalaşma ve Toplu Pazarlık Hakkının Uygulanması ile İlgili Konvansiyon. 2 Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve Türkiye İşçi SendikalarI Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) 3 Öz İplik İş, Teksif, ve Tekstil www.fairlabor.org1 İşçiler, toplu pazarlık sürecini çalışma koşullarının iyileştirilmesi için bir araç olarak görmektedirler ve bir sendikanın toplu pazarlık hakkının engellenmesi, onu işçiler nazarında etkisiz kılmaktadır. ENGELLER VE SONUÇLARI: Ethical Trading Initiative-ETI’a göre, 20134 itibariyle Türkiye’deki fabrikaların sadece %1’i toplu pazarlık sözleşmesi kapsamındadır. Gerçek bir toplu pazarlık sürecinin olmayışı, işçileri kendilerini savunma hakkından yoksun bırakmakta ve tedarik zincirindeki sistematikleşmiş olan sorunlar giderek daha kötü bir hal almaktadır. Örneğin, Clean Clothes Campaign-CCC, 2014 çalışma koşulları raporunda, tekstil işçilerinin yasal asgari ücretin altında çalışması, yasal sınırların üzerinde fazla mesai yapılması, fazla mesai ücretlerinin yasal oran üzerinden ödenmemesi gibi bulgular ortaya koymuş ve ücretlerle ilgili bu sorunların bir çok işçinin temel ihtiyaçlarını karşılamada zorlanmasına sebebiyet verdiğinin altını çizmiştir.5 Dahası; Türkiye’de yasa gereği, işçilerin toplu pazarlık süreci dışında greve gitmelerine izin verilmemektedir – bu da ‘işkolu barajının’ işçilerin haklarını kullanma konusunda oluşturduğu başka bir engeldir. Bazı durumlarda, fabrika yöneticileri sendikaları barajı aşabilmeleri için birbirleri ile rekabete teşvik etmekte ve sonuçta hiç bir sendika işverenle toplu sözleşme imzalamak için yeterli üye sayısını yakalayamamaktadır. Bununla birlikte, Türkiye’de bir işçinin sendika üyesi olduğu için işten çıkarılması yasak olsa da, işverenler işçileri işten çıkarıp yeniden işe alma zorunluluğu olmadan sadece para cezası ödeyebilmektedir. Usulsüz olarak işten çıkarmalara karşı bir önlemin olmayışı, sendikaların toplu sözleşme imzalayabilmek için aşması gereken sınırlar önünde engel oluşturmaktadır ki, özellikle geçici süre ile çalışanlar, göçmen işçiler ya da diğer özel statülerde çalışan işçiler sendika üyesi olmaktan çekinmektedirler. Bir konfederasyon temsilcisinin de aktardığı gibi, ‘Sendikalar, toplu iş sözleşmesi için getirilen yüksek alt sınırlar ve işçilerin işten çıkarılma korkusuna istinaden sendikaya üye olmaktan çekinmeleri sebebi ile yeterli üye sayısına ulaşmakta oldukça zorlanmaktadır.’6 4 http://www.ethicaltrade.org/sites/default/files/resources/FoA%20in%20 company%20supply%20chains.pdf 5 http://www.cleanclothes.org/resources/publications/stitched-up-1 6 http://www.todayszaman.com/anasayfa_turkey-progress-reportsaysworkers-cant-collectively-determine-wages_362011.html FLA’NIN BAKIŞ AÇISI: Maalesef Türkiye’deki yasal durum, işçi sendikalarının iş kolu barajını geçemediği ve işverenin işçilerle anlaşma sağlamayı reddettiği durumlarda yerel kanunların fabrikaları koruduğu bir tablo ortaya koymaktadır. Bu sorunun işçiler lehine çözüme ulaşması, ancak hükümetin ilgili kanunu kendi iradesi ya da markalar, işçiler, sivil toplum kuruluşları ve diğer paydaşların teşvik etmesi sonucu değiştirmesi ile gerçekleşecektir. O zamana dek, işçilerle müzakere etme ve toplu iş sözleşmesi imzalama konusunda üreticiler tarafından yapılan itirazlar, FLA İşyeri Kuralları ve ILO normları ile ters düşmeye devam edecektir ki FLA üyeleri işçilerin toplu pazarlık haklarının ihlal edilmesine kayıtsız kalamazlar. FLA İşyeri Kuralları’na aykırı bir şekilde işçilerin toplu pazarlık sürecini kısıtlayan bir durum ile karşılaşıldığında, üyelerimizin yaratıcı ve ortak çalışmaya dayanan uygulamalarla bu sürece destek vermesi gerekmektedir. Örneğin, yakın zamanda gerçekleşen bir vakada FLA, iki üyesi Nike ve adidas ile Türkiye’de her iki marka için üretim yapan bir fabrikada örgütlü işçi sendikası (DeriTeks) işkolu barajını aşamıyor olmasına rağmen, işverenle toplu iş sözleşmesi imzalanması için işçilere yardımcı olmak için birlikte çalışmıştır. Söz konusu markalar isçilerden, işkolu barajının toplu pazarlık yapabilme haklarını tehlikeye soktuğunu öğrenince yaptırım güçlerini kullanarak Deriteks ile toplu pazarlık sürecini başlatmak için fabrika yönetimini ikna etmişlerdir. Sonuçta imzalanan sözleşme tam anlamıyla resmi bir ‘toplu iş sözleşmesi’ olmamıştır. Yine de, yapılan müzakerenin ve pazarlık sürecinin işveren ve işçi sendikası arasında imzalanmış bir belgesi olan bu anlaşma, farklı bir isim altında olsa da yasal bağlayıcılığı olan bir sözleşmedir. (Pazarlık süreci ile belirlenmiş isim önerilerine örnekler: ‘takım sözleşmeleri’, ‘protokoller’ ya da ‘ortak anlaşmalar’.) FLA, Türkiye’den satın alım yapan bütün markaları, işçilerin fabrika veya işverenleri ile toplu pazarlık yapabilmelerini—iş kolu barajını geçemeseler dahi— desteklediğine dair tedarikçilerini güçlü bir dille bilgilendirmelerini teşvik. Nike ve adidas tedarikçisi örneğinde uygulamalı olarak kanıtlandığı üzere; bir fabrika yönetimi, işçileri ile iyi niyetli bir pazarlık yapmaya gönüllü olduğu sürece, sendika, yasal toplu iş sözleşmesi gibi bağlayıcılığı olan fakat farklı adlandırılan sözleşmeleri güvence altına alabilmektedir. www.fairlabor.org2