haber - Ege Bölgesi Sanayi Odası
Transkript
haber - Ege Bölgesi Sanayi Odası
BAŞYAZI Faaliyet ve ürünlerimiz NACE ile yeniden tanımlanıyor Değerli Sanayici Dostlarım, Ulusal ticari ve sınaî faaliyet verilerinin ülkelerarası karşılaştırmalarda kullanılmasını sağlamak amacıyla, Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ve dünyada kabul edilen ISIC (International Standart Industrial Classification) faaliyet sınıflaması temel alınarak, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde uygulanmak üzere yürürlüğe konulan Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması (NACE) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından ülkemize uyarlanarak geliştirilmiş ve buna dayalı olarak hazırlanan TOBBMesleklerin Gruplandırılması Rehberi 14 Ocak 2008 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. NACE, Avrupa istatistik sistemi içerisinde karşılaştırılabilir istatistikler üretmek amacıyla kullanılan istatistiksel altyapının ayrılmaz bir parçasıdır. Tüm Ekonomik Faaliyetlerin Uluslararası Standart Sanayi Sınıflaması (ISIC) ile ilişkisinden dolayı, NACE, ekonomik faaliyetlere ilişkin istatistiki verileri dünya düzeyinde karşılaştırma açısından çok önemli bir araçtır. Gelişmiş ülkeler, ekonomilerini önceden belirlenen politikalar doğrultusunda yönlendirebilen ülkelerdir. Bunu gerçekleştirmek de, her türlü verinin, sağlıklı bir biçimde ve belirli standartlarda kayıt altında tutulabilmesidir. Bu sayede iktisadi politikalarını, sağlıklı verilerden çıkardıkları bilgilere dayanarak üretmektedirler. Biz de, ülkemizin ticari ve sanayi envanterlerini üretebilecek bilgi sistemlerinin oluşturulmasına ve buradan üretilecek bilgilerin güvenirliğine büyük katkı sağlayacağına inandığımız, yeni bir kodlama sistemine geçiyoruz. Bugüne kadar kullandığımız meslek kodları, faaliyet veya sektör bazında, uluslararası karşılaştırılabilirliği olan bir bilgiyi üretmek bir kenara, ulusal bazda bile standart bilgi üretebilmemize imkân tanımamaktaydı. Artık her üyemiz hazırlanan rehberdeki bir faaliyet koduna uygun olarak yerini alacak ve uluslararası kodlama sistemine uyumlu olarak meslek grubu belirlenecektir. Türkiye’de sektörler itibariyle kaç işletme olduğunu, bu işletmelerin ne kadar üretim yaptıkları, ne pazarladıkları, ne tür ham, yarı mamül ve mamül madde kullandıkları, ne gibi hizmet ürettiklerinin yanıtını ve ekonomik aktivitelere ilişkin istatistiklerin üretilebilmesine imkan verecek olan bu yeni sistemde üretilecek sağlıklı ve ve tutarlı bilgilerle sektör, faaliyet ve ürün bazında ülkemiz ile başka ülkelerin karşılaştırılması ve kıyaslama yapılması sağlanmış olacaktır. NACE ayrıca, firmalarımıza uluslararası ihale takibi ve katılımı konusunda büyük kolaylık sağlayacaktır. Zira her bir firmamız, tek tip ve standart faaliyet ile ürün kodları sayesinde, kendi faaliyetine uygun işleri, küresel bazda takip etme imkânına kavuşacaklardır. Firmalarımızın, kendi faaliyetlerine ve ürünlerine uygun şekilde, uluslararası işbirlikleri kurmaları da çok daha kolay hale gelecektir. Ülkemiz için ihtiyaç duyulan sanayi envanterinin çıkarılmasında çok etkin rol oynayacak yeni kodlama sisteminin oluşturulmasına katkı sağlayan başta TOBB olmak üzere, çalışmalarda bulunan kurum ve kişilere teşekkür eder, yeni sistemin Odamız için hayırlı olmasını dilerim. ebsohaber 3 mart 2008 Tamer TAŞKIN Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı ANKARA’DAN n i n ’ ç e ı k y i ı ş k ı yatır r ü T Ekonomik kalkınmanın hedefine ulaşabilmesi için sanayide stratejik planlamayla yatırım ve üretimin önündeki engeller kaldırılacak. KOSGEB destekleri yeniden şekillendirilerek katma değeri yüksek ürünler teşvik edilecek. Planlı sanayileşme için yeni organize sanayi bölgelerinin kuruluşunda lojistik değerlerdirmeler öne çıkacak. Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yorgancılar, Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, Meclis Başkanlık Divanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’a yaptıkları ziyarette, yatırım ve üretimin desteklenmesi konusunda önümüzdeki sürece ilişkin moral buldu. EBSO, önerileri sundu EBSO Meclis Başkanı Ender Yorgancılar, Çin ile Hindistan başta olmak üzere özellikle Uzakdoğu’dan gelen dampingli ve kalitesiz ürünlerin Türkiye’de aynı üretimi yapan sektörlere büyük darbe vurduğuna dikkat çekti. Yorgancılar, ekonomik refahın gerçekleşmesi, kaliteli üretimin teşvik edilmesi ve istihdam sorunun çözülmesi için yerli üretimin desteklenmesi gerektiğini anlattı. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın da, üyelerin çözümlenmesini beklediği spesifik sorunlara ilişkin bir dosyayı Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan’a verirken, sanayici tanımının Sanayi Sicil Kanunu’ndaki tanıma uyarlanması gerektiğini vurguladı ve “Nüfus sayımında olduğu gibi özel kanun çıkartılarak katılması gerekli tüm kurumların iştirakiyle sanayi envanteri de çıkarılmalı” dedi. Taşkın, kapasite raporlarının sanayi odası bulunan illerde sadece sanayi odaları tarafından verilmesinin sağlanmasını, ebsohaber 4 ım yerinden yönetim ilkesine bağlı olarak sanayi sicil belgesi düzenlenmesi işlemlerinin sanayi odalarına devrinin sağlanmasını da önerdi. Türkiye’de yatırım yapan yabancı firmaların kendi uzmanlarına çalışma müsadesi alımında yaşanan sorunların çözümlenmesini isteyen Taşkın, “Kurulmuş ve faaliyette olan KOBİ’lere kredi desteği ile dış pazar imkanlarının geliştirilmesini, ekonomi ve istihdama katkılarının artırılmasını, sektörel veya bölgesel birlikler oluşturularak bu yapıların teşvik edilmesini bekliyoruz. Ayrıca KOBİ kapsamında değerlendirilmeyen ve KOSGEB kredilerinden yararlanamayan inşaat sektörü için Avrupa’daki gibi proje üzerinden finansman kredisi uygulamasına gidilmeli, tesisat müteahhitleri de KOBİ kapsamına alınmalı. Tarım, balıkçılık ve deniz taşımacılığı işlerinde uygulanan mazot ile diğer enerji teşvikleri madencilik sektörüne de uygulanmalı. Yurtdışı fuarlara katılım ve ihracat amaçlı iş seyahatlerine verilen desteklerin kapsamı genişletilmeli” diye konuştu. OSB’ler, tersane, bilişim vadisi EBSO heyetinin Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan’ı ziyaretinde organize sanayi bölgelerine ilişkin gelişmeler de önemli bir yer tuttu. Organize sanayi bölgelerinin yer seçimi yönetmeliğinde yapılan düzenleme için Çağlayan’a teşekkür eden Taşkın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Süveyş Kanalı’na ve belli başlı limanlara yakınlığı ile deniz trafiği açısından aktif birm konumda bulunan İzmir’e bir tersane yapılmalı. Böylece hem deniz ticaretinden daha fazla yararlanı- mart 2008 ANKARA’DAN lacak hem de ekonomiye katkı sağlanacak. İzmir’in kuzeyi bu iş için çok elverişli. Türkiye’nin tek gemi söküm tesisinin bulunduğu İzmir dünyada 5. sırada. Gemi söküm tesislerinin bulunduğu arazinin büyük bir kısmı tersane yatırımları için değerlendirilebilir. Katma değeri yüksek üretim için Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin beklediği ödeneğin bir an önce çıkarılmasını, Bilişim Vadisi için İzmir’e öncelik verilmesini, Ödemiş OSB’de de altyapı yatırımlarına kredi tahsisi bekliyoruz.” Organize sanayi bölgelerinin değişik model ve enstrümanlarla teşviki, OSB Kanunu’na dayalı olarak yürütülen çalışmlarda altyapı inşaatlarının KDV’den muaf tutulması ya da KDV iadesi yapılması, OSB’lerde sağlık birimleri kurulması nedeniyle firmaların doktor ihtiyacının merkezi olarak karşılanarak zorunlu doktor istihdamının kaldırılması, OSB’lerin içinde kalan karayollarına çıkış iznin belediyeler yerine OSB’ler tarafından düzenlenmesi de Tamer Taşkın’ın gündeme getirdiği konular arasında yeraldı. Çağlayan: Sanayiye desteğimiz tam Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan da, yatırım ve üretimin Türkiye için önemine dikkat çekerken sanayileşme için gereken her türlü çabayı göstereceklerini bir kez daha vurguladı. Planlı ve düzenli kalkınma için organize sanayi bölgelerinin önemli olduğunu tekrarlayan Çağlayan, yatırımcıların organize sanayi bölgelerindeki işlemlerini hızla yapabilmesi amacıyla yer seçiminde yaşanan sorunları çözecek düzenlemeyi geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Zafer Çağlayan, “En büyük önceliğimiz yatırım, üretim ve istihdamın artması. Sanayicimizin uluslararası pazarlarda başarılı olması, iç pazarda korunması, bürokrasiyle uğraşmak yerine kendi yaptığı işe yoğunlaşması için çaba gösteriyoruz. Sanayicimizin karşılaştığı zorlukları çözmek de en başta benim görevim” dedi. Organize Sanayi Bölgeleri Yasası’nın Bakanlar Kurulu’nda imzaya açıldığını bildiren Çağlayan, şu bilgileri verdi: “Burada son derece model olduğuna inandığım bir çalışma var. İAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş’ın görüşleri başta olmak üzere tüm görüşler hazırladığımız taslağa yansıdı. OSBÜK görüşleri dikkate alındı. Tarafların mutabakatı sağlandı. OSB’lerde yaşanan sorunlar bitecek. Dünyada ve Türkiye’de şartlar değişti. Yeni OSB’ler, ihtiyaç duyulan alanlarda kurulacak. OSB’lerin lojistik değerlendirmesi önemli olacak. Katma değeri yüksek ürünlerin üretileceği OSB’ler üzerinde yoğunlaşıyoruz.” KOBİ’ler küresel oyuncu Çağlayan, KOSGEB desteklerini de yeniden yapılandırdıklarını ifade ederken, yakın geçmişteki nitelikli eleman desteği ile 16 bin 500 kişinin istihdam imkanı bulduğunu bildirdi. Zafer Çağlayan, “KOSGEB’i baştan aşağı yeniden yapılandırıyoruz. Benim Bakanlığım döneminde KOSGEB politik müdahaleden uzak, teknik özellikleri ön plana çıkan güçlü ve etkin bir kurum olacak. Eylem planımızın ana fikri KOBİ’lere balık vermek değil, balık tutmayı öğretmektir. Ekonomimizin dinamiği KOBİ’lerimizin küresel ekonomi oyuncusu olması için çalışıyoruz. Geçen yıl 12 bin 706 işletmeye 165 milyon YTL destek sağladık, 1 milyar 243 bin YTL’lik kredi hacmi yarattık” diye konuştu. ebsohaber 6 Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanlık Divanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Ankara’da Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal’ı da ziyaret etti. EBSO Meclis Başkanı Ender Yorgancılar ile Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, İzmir’in asayiş yönünden Türkiye’nin en huzurlu kentlerinden biri olduğunu, İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın başarılı çalışmalarıyla kapkaç olaylarını neredeyse bitirdiğini dile getirdi. Yorgancılar ve Taşkın, İzmir polisinin madde bağımlılarının işlediği suçlar, hırsızlık gibi diğer asayiş olaylarının azaltılmasında da örnek olduğunu anlattı. Emniyet Genel Müdürü Köksal da İzmirliler adına geçmişte birlikte görev yaptığı Çapkın’ın başarılarıyla gurur duyduğunu ifade etti. Çağlayan’ın dosyasındaki spesifik konular Birden fazla üretim yeri olan işletmelerin herbir işyeri için ayrı sanayi sicil belgesi düzenlenmesine yönelik, uygulamadaki kapasite raporunun da aynı şekilde ayrı ayrı istenmesi uygulaması değiştirilmeli. İşletmelerin TSE/TURKAK’tan alacakları Yönetim Sistemi Belgeleri ve diğer belge giderleri için sağlanmakta olan Belgelendirme Desteği’nin kapsamı; TSE’nin yanısıra TURKAK tarafından akredite edilmiş diğer belgelendirme kuruluşlarını da kapsar şekilde genişletilmeli. Gıda sektöründe imalat yapan KOBİ ölçeğinde işletmelerin KOSGEB desteği ile makine teçhizat alarak üretim kalitelerini yükseltmeleri için işletme başına 125 bin YTL tutarında 24 ay vade ile verilmekte olan gıda sektörü makine techizat kredi desteği makina imalat sanayi ve otomotiv yan sanayi sektöründe faaliyet gösteren işletmeler için de sağlanmaya başlanmalı. Alüminyum dökümcüler ve dövme gibi sektörlerde kullanılan yanık yağ ve fuel oil fırınlarının kaldırılıp elektrikli ısıtmaya geçilebilmesi için KOSGEB desteği verilmeli. KOBİ’lerin küçük satışlarından dolayı birikmiş KDV alacakları, sadece KDV matrahlarının mahsubunun yanında, diğer vergi matrahlarından da mahsubuna olanak sağlanmalı. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 30. maddesi kapsamındaki; özürlü, eski hükümlü ve terör mağduru çalıştırma zorunluluğu’nun “Yeraltı ve sualtı işlerinde özürlü çalıştırılamaz” hükmü inşaat sektöründe de geçerli olmalı. Dolaylı ve direkt vergilerin, hammaddeden nihai ürüne kadar olan KDV ve ÖTV oranlarının tekrar gözden geçirilerek, yüksek vergi oranlarının kayıtdışını artırması engellenmeli. Sektörler itibari ile uygulanan ve üreticilerden alınan ÖTV yeniden gözden geçirilmeli. mart 2008 ANKARA’DAN t e i m r v ü e , i s m t ı i h r ı d t a Y engelleri kaldırılıyor amın Türkiye’nin bir numaralı sosyo ekonomik sorunu olan işsizliğin çözüme kavuşturulması, üretimin artırılması ve yeni yatırımların yapılmasının önündeki engeller birer birer kaldırılacak. Özellikle işletmelerin 49 işçide kilitlenmesine neden olan istihdam üzerindeki yükler ve zorunlu istihdam sorunları Sosyal Güvenlik Reformu’nun hayata geçirilmesinden sonra yürürlüğe girecek yasal düzenlemelerle çözülecek. Vergi kayıp ve kaçakları azaltılarak kayıtdışı ekonomi önlenip haksız rekabetin ortadan kaldırılması sağlanacak. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, “Sanayiciye ayakbağı olacak her türlü engeli kaldırıyoruz” dedi. Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yorgancılar, Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, Meclis Başkanlık Divanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ı ziyaret ederek haksız rekabete yol açan kayıtdışı ile mücadele edilmesi, verginin tabana yayılması ve oranların düşürülmesi, mali disiplinden taviz verilmemesi konularını aktardı. EBSO Meclis Başkanı Yorgancılar, gerçek gündemin ekonomi olması gerektiğini savundu. Yorgancılar, “En önemli meselemiz istikrar. İstikrarın olduğu yerde yatırım, üretim, istihdam, başarı oluyor. Bu ülkenin özel sektörün gelişmesiyle bir noktaya geleceği aşikar. Bizler üretim, yatırım, istihdam ve ihracatı düşünüyoruz. Türkiye’nin genç nüfusuna iş alanları yaratılması için çaba gösteriyoruz. Türkiye’nin bir an önce gerçek gündemi olan ekonomiye dönmesini, üretim, yatırım ve istihdamın önündeki engellerin kaldırılmasını arzu ediyoruz” dedi. Vergi için kayıtdışına kontrol EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın da, Türkiye’de ebsohaber 8 yatırım ve üretim artışı sağlanması ve kayıtdışı ekonominin kayıt altına alınmasıyla vergi gelirlerinin artabileceğine, böylelikle kamu yatırımlarının artırılarak ekonomiye yeni bir ivme kazandırılabileceğine dikkat çekti. Sürdürülebilir ve sağlıklı bir ekonomik büyüme hızının yakalanabilmesi için vergi sisteminin gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Taşkın, “Mevcut vergi sistemi ile sermaye birikimini ve yatırımları teşvik edecek bir yapıya kavuşturulmadan, kayıtdışılığın önüne geçmek mümkün değil. Vergi düzenlemeleri ekonominin önünü kesinlikle tıkamamalı, aksine ekonominin canlı olmasını teşvik ederek ona kaynak sağlamalı” dedi. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın, kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı istihdamın önlenmesiyle yatırımlardaki tıkanıkların giderilip rekabet gücü kazanılacağını, verginin tabana yayılarak devletin vergi kaybı olmadan gelirlerini artırabileceğini ayrıca üretim girdisi maliyetlerinin üzerine yüklenmiş vergi ve fonlar üzerinde gerçekçi indirimler yapılabileceğini anlattı. EBSO Meclis ve Meslek Komitesi üyeleriyle gerçekleştirdikleri toplantılarda kayıtdışı ekonomiyle mücadelenin ilk sırada yeraldığını belirten Tamer Taşkın, “Kayıtdışı sektörlerin kontrol altına alınması yoluyla verginin tabana yayılması, vergi oranlarının düşürülerek vergilendirme tekniğinin temel unsurlarından olan verginin ödenebilirliği ilkesine uygun hale getirilmesi gerekiyor. Vergi politikaları hem vergi adaleti hem de beklenen hasılatı sağlayamıyor. Yüksek oranlı vergiler yatırımcılar üzerinde caydırıcı rol oynuyor. Kayıtdışılığın olduğu bir ekonomiye yabancı sermaye yaşam alanı görmediği için gelmiyor, yerli sermaye de daha uygun yatırım ortamına sahip ülkelere gidiyor. Türkiye bu sorunu mart 2008 ANKARA’DAN mutlaka çözmeli. Kayıtdışı ekonomiyle sanayimizi geliştirmemiz mümkün değildir” diye konuştu. Vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin oranının yüzde 70’e kadar çıktığını, halbuki bu oranın OECD ülkelerinde yüzde 20’ler civarında olduğunu hatırlatan Taşkın, şunları söyledi: “Artık dolaylı vergilerden medet uman yönetim anlayışı terk edilmeli. Sistemin hızla, gelir üzerinden alınan vergilere geri dönmesi gerekiyor. Harcamalar üzerinden alınan vergileri asıl vergi haline getiren ve her defasında çözümü vergi oranlarının yükseltilmesinde bulan anlayış aynı zamanda kayıtdışı ekonomiyi teşvik eden ve sahte, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanımını artıran bir mekanizma oluşmasına yol açıyor.” Tamer Taşkın, yeni yatırımlarla üretim ve istihdama katkı sağlayan faaliyetlerden elde edilen kazançların ayrı bir anlayış içinde vergilendirilmesi gerektiğini de savundu. Sanayicinin ayakbağlarını çözüyoruz Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, EBSO heyetini kabulünde “Sanayiciye ayakbağı olacak her türlü engeli kaldırıyoruz” dedi. Sanayicilerin çalışma hayatındaki engeller ve istihdam üzerindeki yükler konusunda son derece haklı olduğunu söyleyen Unakıtan, “Ben de sizlerle aynı görüşleri paylaşıyorum. Çünkü bizim de işyerlerimiz var. Sanayi ve Ticaret Bakanımız Zafer Çağlayan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Faruk Çelik, Ekonomiden Sorumlu Bakanlarımız Mehmet Şimşek ve Nazım Ekren ile oluşturduğumuz kurulda her türlü sorunu ve çözüm önerilerini tartıştık, gerekli kanun değişikliklerini hazırladık. Sosyal Güvenlik Reformu’nun yürürlüğe girmesinden sonra bu değişiklikler de birer birer gerçekleştirilecek” dedi. Yabancılar bizi tercih ediyor Küresel ekonomiyi sarsan sürecin iyi yönetilerek Türkiye’nin kazançlı çıkması için çalıştıklarını vurgulayan Unakıtan, Türkiye’nin doğrudan yatırımlardan aldığı payın arttığını, yeni yatırımların geldiğini anlatırken, son örnek olarak Tire Organize Sanayi Bölgesi’nde yatırım yapacak olan Krone’yi gösterdi. “Biz öyle girişimci bir milletiz ki, omuzlarımızdan bastırsalar yine ayağa kalkarız” diyen Kemal Unakıtan, kişi başına milli gelirde de 10 bin doları geçtiğimiz taktirde Türkiye’nin görünümünün dünyadaki imajının değişeceğine işaret etti. Unakıtan, bunun da yolunun yapısal reformlardan geçtiğini söyledi. Türkiye yabancı sermaye çekerken Bulgaristan, Mısır Çekoslovakya, Polonya hatta Romanya gibi ülkeleri tercih eden yatırımcıların o ülkelerde aradıklarını bulamadıklarını ifade eden Kemal Unakıtan, Çekoslovakya’ya giden Hyundai’yi örnek gösterdi. Unakıtan, “Bu ülkelerde hem işçi ücretleri hem enflasyon hem de vergiler arttı. Bürokrasi fazla. Çalışma ortamı verimsiz. Türkiye önemli bir değişim geçirdi. Gerek yatırım ortamı gerekse çalışma ve sosyal olarak daha fazla imkan sunuyor. Yatırım Ajansımızın çalışmaları da başarılı” diye konuştu. İzmir’e özel proje lazım EBSO heyetinin ziyaretinde hükümetin İzmir’e ayrı bir önem verdiğini de gündeme getiren Maliye Bakanı Unakıtan, “Bütün bakan arkadaşlarıız özellikle EXPO konusunda adeta seferberlik ilan etti” dedi. İzmir’in arzu edilen yerde olmadığını düşündüğünü belirten Kemal Unakıtan, şöyle konuştu: “İstanbul’un alternatifi İzmir. Kent, sanayi, tarım, turizm ve pekçok açıdan cennet gibi. Hava ve denizyolu başta olmak üzere ulaşım imkanları, sosyal ve kültürel yapısıyla da dikkat çekiyor. Ancak olması gereken yerde değil. İzmir’e özel proje yapılmalı, kentin cazibesi uluslararası alanda sergilenmeli, yeni yatırımlar çekilmeli.” Sektörel konularda gündeme geldi EBSO heyetinin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ı ziyaretinde sektörel konulara ilişkin KDV ve ÖTV düzenlemeleri de gündeme geldi. Maliye Bakanı Unakıtan’a bir dosya halinde sunulan konulardan bazı başlıklar şöyle: Sanayicileri vadeli satın aldıkları hammaddenin KDV’sini devlete peşin ödeme yükümlülüğü altına sokan 1 Mayıs 2007 tarih ve 25609 numaralı Resmi Gazete7de yayımlanan 104 numaralı KDV Genel Tebliği değiştirilmeli. Teknik lise mezunu çalıştıranlara vergi indirimi sağlanmalı. Madencilik sektörünün gelişebilmesi için vergi oranları düşürülmeli, yeni açılan maden işletmeler için belirli sürelerde vergi muafiyeti getirilmeli, sigorta primleri düşürülmeli ve rezerv tüketim payı uygulaması getirilmeli. Ülkemizde yok olma noktasına gelen pamukçuluğun ve çırçır sanayinin faaliyete devam edebilmesi için kütlü, elyaf pamuk, linter pamuk ve pamuk lifi döküntüleri tesliminde KDV yüzde 8’den yeniden yüzde 1’e indirilmeli. Pamuk, tiftik, yün ve yapağı ile ham post ve deri teslimlerinde olan tevkifat oranı yerine yüzde 8 KDV uygulamasına geçilmeli. KDV beyannamesi verme mecburiyeti olan mükellefler için sattığı değil aldığı mal için doğan KDV’nin beyan ve ödemesinin kendisi tarafından yatırılması gerçekleştirilmeli. İnşaat sektöründe KDV iadesi uygulamasının iadenin tahakkuk ettiği yılın istisna koşullarına göre düzenlenmesi ve iade talebinin yapıldığı tarihten 1 ay sonra ödemenin yapılması sağlanmalı. Nakış sektörünün kullandığı mal ve hizmetlerdeki KDV oranları gözden geçirilerek tam açıklaması yapılmalı, çelişki ve eksiklikleri giderilerek KDV Tebliği şeklinde yayınlanmalı. Soğulma sektöründe ÖTV alınan ürünler konusunda karmaşa var. Buz makinesinden ÖTV alınmadığı halde ticari tip soğutucudan alınıyor. Ürünlerden hangi kriterlere göre ÖTV alındığı netleştirilmeli. ebsohaber 10 mart 2008 ANKARA’DAN yeni destekler a y a d ı g e v m ı r a T Hükümet; tarım ve gıdada üretimi artıracak yeni destekleri hayata geçiriyor. Seracılık, zeytincilik, balıkçılık, sebze, meyve başta olmak üzere üretimin modern yöntemler kullanılarak artırılması ve ihracatı desteklenecek. Tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesinin önüne geçilerek ölçek ekonomisi özendirilecek. Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yorgancılar, Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, Meclis Başkanlık Divanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’e yaptıkları ziyarette sanayicinin sorunlarını ve çözüm önerilerini aktarırken, sektöre ilişkin iyi haberlerle döndü. İstikrar bozulmasın EBSO Meclis Başkanı Yorgancılar, ziyarette yaptığı konuşmada kamuoyunun iç siyasi çekişmelerle meşgul edildiğini hatırlatırken, gerçek gündemin ekonomi olması gerektiğini savundu. Yorgancılar, “En önemli meselemiz istikrar. İstikarın olduğu yerde yatırım, üretim, istihdam, başarı oluyor. Bu ülkenin özel sektörün gelişmesiyle bir noktaya geleceği aşikar. Hükümetin geçmiş dönemde en büyük başarısı istikrarı sağlamış olmasıdır. Bizler üretim, yatırım, istihdam ve ihracatı düşünüyoruz. Türkiye’nin genç nüfusuna iş alanları yaratılması için çaba gösteriyoruz. Ancak bugün gelinen noktada iç politika gelişmeleri herşeyin önüne geçti. Yatırımlar erteleniyor. Türkiye’nin bir an önce gerçek gündemi olan ekonomiye dönmesini, üretim, yatırım ve istihdamın önündeki engellerin kaldırılmasını arzu ediyoruz” dedi. Ege’de tarım ve gıda önemli EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın da, global ekonominin eski büyüme oranlarının yakalanamayacağını gösterdiğini hatırlatırken, “Ancak bu işin üstesinden gelmek zorundayız. Türkiye her yıl ortalama yüzde 7’lik büyümeyi gerçekleştirmeli” dedi. Ege’de tarım ve gıdanın, tarıma dayalı sanayinin önemli yer tuttuğunu belirten Taşkın, tütünü değerlendiren global sermayeli sigara fabrikalarının İzmir’de bulunduğunu, incir, üzüm, zeytin gibi geleneksel ürünlerin yanısıra seracılık ve kültür balıkçılığının yükselişe geçtiğini anlattı. Tamer Taşkın, ekvator kuşağının altındaki ülkelerin 12 saatlik uçuş mesafesine rağmen Avrupa’ya çiçek gönderdiğine dikkat çekerken, “Bizler de İzmir’de bu sektörü geliştiriyoruz. Hazine arazilerini büyük ölçekli sera yapabiliriz. Ülkemiz yepyeni bir sektör kazandığı gibi köyden kente göç de azalır. Kültür balıkçlığında güzel gelişmeler yaşıyoruz, ancak kirliliğe de karşıyız. Bu nedenle sektörün üretim yapabileceği yerler gösterilmeli, buralara taşınma teşvik edilmeli” diye konuştu. Pamukta ithalat artışı nedeniyle Türkiye’nin en kaliteli ürününün elde edildiği Ege’de yavaş yavaş başka ürünlere kayma yaşandığını anlatan Taşkın, zeytinde de karasu bertarafı için İspanya, İtalya gibi ülkelerdeki teknolojinin ülkemizde uygulanabilmesine yardımcı olunmasını istedi. Türk lirasının aşırı değerli olması nedeniyle ithalatın cazip hale geldiğini hatırlatan EBSO Meclis Başkanı Yorgancılar ile Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın, özellikle Çin ve Hindistan gibi ülkelerden gelen, yerli üretimi tehdit eden hatta fabrikaların kapanmasına neden olan dampingli mallara karşı önlem alınması gerektiğini savundu. Her alanda üretime destek Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, tarım ve gıda sanayinin gelişimi konusunda her türlü desteği verdiklerini bildirdi. Seracılığı çok önemsediklerini söyleyen Bakan Eker, “Üretim tarımsal olmasına rağmen tarzı, kullanılan bilgi ve teknoloji nedeniyle sera bir endüstriyel üretim alanı. Topraksız alanda bile bitki üretilmesi sözkonusu. Taban arazilerinin dışında da üretim yapılmasını destekliyoruz. Organize Sera Bölgeleri düzenliyoruz. Meraların bile seracılık için kullanılmasını planlıyoruz. ebsohaber 12 mart 2008 ANKARA’DAN Tarıma dayalı organize sanayi bölgeleri kuruluyor. Seraların alternatif enerji kaynaklarıyla ısıtılmasını teşvik eden düzenlemeler gerçekleştiriyoruz. Bununla ilgili kanun tasarısı Bakanlar Kurulu’ndan geçti, TBMM gündemine geliyor” dedi. Çiçek ve yaş sebze meyvede atılım Küreselleşmeyle mesafelerin anlamını kaybettiğini, pazar ve pazarlamanın önem kazandığını vurgulayan Eker, buna örnek olarak İsrail’in Amsterdam Çiçek Borsası’nda söz sahibi olmasını gösterdi. Mehdi Eker, akşam toplanan çiçeklerin geceyarısından sonra borsaya sunulduğunu hatırlatırken, “Çiçek bizde yeni bir üretim kolu. Refah düzeyi arttıkça çiçek tüketimi de artıyor. Uluslararası alanda başarılı olmak önemli. Sadece çiçek değil yaş sebze ve meyvede de bunu yapmak gerekiyor. Biz de spesifik ürünleri destekliyoruz. Tropik ortamda yetişen muz için destek veriyoruz mesela.. Üretim başarılı oldu, 70 bin tondan 150-160 bin tona çıktı. Pazardaki çikita muzların bile çoğu yerli” diye konuştu. Balıkçılıkta yeni ufuklar Ege’de son dönemlerin yıldız sektörlerinden biri olan balıkçlığa da önem verdiklerini açıklayan Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker, uyguladıkları bilinçli destekler sonucu kültür balıkçılığında üretimin 60 bin tondan 130 bin tona yükseldiğini bildirdi. Balık ihracatının arttığını, en büyük müşterinin Yunanistan olduğunu söyleyen Eker, yeni düzenlemeden sonra sektörün kendine çeki düzen vereceğini, bazı işletmelerin birleşeceğini haber verdi. Kültür balıkçılığının gelişmesinde yem teknolojisindeki değişimin etkisine dikkat çeken Eker, şu bilgileri verdi: “Yeni balık çiftlikleri kıyıdan en az 0,6 deniz mili mesafede, deniz suyunun en az 30 metre derinlikte olduğu ve uygun akıntı olan yerlerde kurulacak. Eskiden yemlerin askıda kalma süresi kısaydı ve dibe çöküyordu. Şimdi daha uzun süre askıda kalabildiği için balıklar tarafından tüketimi artıyor. Ayrıca kafesin altına huni şeklinde bir düzenek yapılıp atıkların yüzeye alınarak bertaraf edilmesi, hatta kafeslerin bile su üstünde görünmesesi teknolojileri sonuç verdi. Bu arada sadece bu sularda yetişebi- lecek balık türleri üzerinde de çalışıyoruz. Balıkçılık ve turizm birbirinin rakibi değil, tamamlayıcısıdır. Türkiye’nin kaynaklarını iyi kullanmalıyız. Standartları koymalı ve uygulamalıyız.” Kuraklığa karşı önlem Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker, küresel ısınma sonucu Türkiye’de yaşanan kuraklığa karşı yeni bir tedbirler paketini de uygulamaya koyduklarını açıkladı. Tarımsal Kuraklık Koordinasyon Kurulu oluşturduklarını bildiren Eker, “Eylem planımızı hazırladık ve uygulamaya başladık. Kuraklığa karşı dayanıklı hububat türlerini belirleyip oluşturduğumuz listeleri çiftçilere gönderdik. Su yönetimi ve kuyuların iyi kullanımı çalışmamız var. Orta Anadolu’da Kuraklık Test Merkezi kuruyoruz. Küresel ısınmada Akdeniz havzası tehdit altında ama biz şimdiden önlem alıp krizi avantaja çevirmeye çalışıyoruz. Damla sulamaya yüzde 50 teşvik ve 5 yıl vadeli sıfır faizli kredi veriyoruz. Bu kredinin ödenemediği durumlarda tarımsal desteklemeden kesilerek ödenme yolu da açıldı” diye konuştu. Tarımsal üretimde kalitenin artırılması ve ürünlerin uzun süre korunabilmesi için soğuk taşımaya yönelik makine ve ekipman desteği sağladıklarını, sertifikalı meyve mahçesine ve yağlık zeytine 250-300 YTL destek verdiklerini bildiren Mehdi Eker, “Bu desteklerden yararlanmak için en az 10 dekarlık alana sahip olmak gerekiyor” dedi. Toprak bütünlüğü korunmalı Tarımda en büyük problemlerden birini İsviçre’den alınan Medeni Kanun’un oluşturduğunu dile getiren Eker, tarım arazilerinin miras yoluyla parçalanmasının çok acı olduğunu vurguladı. Eker, Medeni Kanun’da 2001 yılında yapılan değişikliğe rağmen bu hükmün aynen korunduğunu hatırlattı ve “Biz yeni bir düzenlemeyle tarım arazilerinin 20 dekarın altına bölünümez şartı getirdik. Ayrıca tarım arazilerini miras hukukunun dışına çıkaran düzenleme yapıyoruz. Destekleme politikalarına da bu şartı koyuyoruz. Türkiye’de ortalama ölçek 55 dekar, AB ülkelerinde bu rakam 75 dekar. ABD’de ise binlerce dekar. Tarımda karşımıza çıkan temel sorunları çözmeye kararlıyız” dedi. Sektörel konularda EBSO çözüm önerileri EBSO heyetinin Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’e yaptığı ziyarette sektörel konulara ilişkin KDV ve ÖTV düzenlemeleri de gündeme geldi. Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker’e bir dosya halinde sunulan konulardan bazı başlıklar şöyle: Üretim izinlerinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı merkezinden alınması bürokratik süreci uzatmakta ve gecikmelere sebep olmaktadır. Bu izinlerin bölgesel merkezlerdeki Tarım İl Müdürlükleri tarafından verilmesi sağlanmalıdır. Akredite gıda laboratuvarlarının kurulması ve işletilmesi yönünde gerekli düzenlemeler yapılıp desteklenmelidir. Bilimsel veriler ışığında orman vasfını kaybeden alanlar tespit edilip kiralama yöntemi ile üreticilere meyva, zeytin gibi tespit edilen ürünlerin üretimi şartıyla verilmelidir. Hayvancılık üretim ve sanayini destekleyecek yapısal reformlara katkı yaratacak Türkiye Hayvancılığı Destekleme ve Geliştirme Fonu kurulmalıdır. ilaç kalıntı tespiti konusunda AB’de ciddi yaptırımlar olması nedeniyle ülkemizde de ilaç tespiti, standardı konusunda tedbir alınmalı, ihraç edilecek gıda ürünlerinde pestisit ve antibiyotik kalıntı limitleri sıkı şekilde kontrol edilmelidir. Kültür balıkçılığında KDV yüzde 1’e düşürülmeli, şarap sektörü ÖTV’den muaf tutulmalı. Toptan alım ve satımlarda tüm zeytinyağı çeşitleri ile sofralık zeytinlerde olduğu gibi rafine pirina yağında da KDV yüzde 1’e düşürülmeli. Toplu yemek sektörü için kamuda uygulanan KDV tevkifatının özel sektörde de uygulanması sağlanmalı. ebsohaber 14 mart 2008 HABER Ege’nin başarılı ihracatçılarına ödül Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı ihracatçılar, ithal ettiklerinden çok daha Kürşad Tüzmen, Ege Bölgesi'nin ihracatta fazlasını ihraç ediyorlar. Aşırı değerli YTL Egeli ihracatçının ithalattan çok gösterdiği performans ve başarının diğer ile ihracat yaparken, katma değeri yüksek fazlasını ihraç ederek gösterdiği bölgelere örnek olması gerektiğin isöytarım ürünleri ihracatı ile Ege Bölgesi'nin başarı Türkiye’ye örnek oldu. ledi. Türkiye genelinde ihracatın ithalatı başarısı, Türkiye'ye örnek olmalı" dedi. Devlet Bakanı Tüzmen, 2023’te karşılama oranınnı yüzde 63 olduğunu 107 milyar dolarlık ihracat başarıEge’ye 60 milyar $ hedef koydu. kaydeden Tüzmen, "Oysa bu rakam sında herkesin payı olduğunu kaydeden Ege Bölgesi'nde yüzde 115. Yani Egeli Tüzmen, "Türkiye 23 milyar dolarlık teksihracatçı, ithalatından çok daha fazlasını ihraç ediyor. Bu başarı til, 21 milyar dolarlık otomotiv ihracatı yapıyor. Ege Bölgesi'ni Türkiye'ye örnek olmalı" dedi. diğer birliklerde kayıt alıtına alınan rakamlarla birlikte yaptığı ihracatsa 15 milyar doları aşıyor. İhracatın bir önceki yıla göre yüzde 25 artmasında hep birlikte hareket etmenizin büyük payı Görkemli program var. Bu ihracat artışını kapasiteleri zorlaya zorlaya, büyük sıkınEge Bölgesi'nin 2007 yılı ihracat şampiyonları ödüllerini Dış tılara, liman gibi altyapı eksikliklerine rağmen gerçekleştirdiniz" Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in katıldığı dedi. törenle aldı. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı, İhracatı artırmanın milli bir mesele olarak ele alınması AKP İzmir Milletvekili İsmail Katmerci, CHP İzmir Milletvekili gerektiğini ifade eden Tüzmen, "107 milyar dolar ihracat 1992 Mehmet Ali Susam, Bülent Baratalı, İzmir Büyükşehir Belediye İtalyası’nın, 1991 İngilteresi’nin ihracatıdır. Türkiye aramızdaki Başkanı Aziz Kocaoğlu, Vali Yardımcısı Fethi Özdemir, EGEV fark 50 yıl kapanmaz anlayışını yıkarak gelişmiş ekonomilerle Başkanı Yılmaz Temizocak, İzmir Esnaf Odaları Birlik Başkanı Zekeriya Mutlu, TİM Genel Sekreteri Servet Eröcal, EBSO Meclis arasındaki farkı 15- 16 yıla indirmiştir" diye konuştu. Tüzmen, 2023'te 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin 60 milyar dolarının Başkanı Ender Yorgancılar, Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Ege’den gerçekleşmesini planladıklarını sözlerine ekledi. Taşkın, DETKİB Başkanı Raşit Güntaş, Ege İhracatçı Birliklerine bağlı 12 birliğin başkan ve üyelerinin katıldığı ödül töreni Hilton Oteli'nde gerçekleştirildi. Büyüme mücadelesi Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Üyesi Nezih Öztüre’nin Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı ihraortağı olduğu Pergamon Status Dış Ticaret Şirketi, bölgeden en catçının 4 bir koldan ihracatı artırma mücadelesi verdiğini beliryüksek ihracatı gerçekleştiren kuruluş oldu. Yine EBSO Meclis terek, "İhracatçılar bu mücadelenin askerleridir. Bundan bir süre Üyelerinden Jak Galiko’nun şirketi Lider Deri, kendi sektöründe önce 26 milyar dolar ihracat gerçekleştiren Türkiye, bugün 107 en yüksek ihracata imza attı. Tüzmen, Bakanlık olarak ihracatı milyar dolar ihracatla bölgede istikrar abidesidir" diye konuştu. ilan ettiklerini, ithalatı açıklamadıkları şeklinde eleştirildiklerini Ege İhracatçı Birlik Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, birliğe belirterek, "107 milyar dolar ihracat, 169 milyar dolar ithalat var. üye firmaların 6.9 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiği 2007 İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 63'e ulaştı. Yüzde 61'ler yılında EİB'ye kayıtlı olmayan firmaların ihracatı da eklendiğinde seviyesinden iyi bir noktaya geldi. Ege'ye İzmir'e geldiğimiz zatoplam 15 milyar doları aşan bir ihracat gerçekleştirdiklerini beman tüm bölgelere örnek olması gereken bir tablo karşımıza çılirterek, "Tüm olumsuzluklara rağmen gerçekleştirdiğimiz ihracat kıyor. Ege'de ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 115. Egeli 2008'de de aynı hızla devam edecek" dedi. ebsohaber 15 mart 2008 TÜRKİYE’NİNGÜNDEMİ Dış dalga ve dava el ele vurdu borsa 22 milyar dolar eridi ardından finans piyasasında buna benzer Piyasalar 17 Mart’ta çifte şok yaşadı. batışların gelebileceği endişesi arttı. Bunun Bir taraftan yurtdışı, diğer yandan içeriABD’nin beşinci büyük bankası üzerine birde ABD Merkez Bankası’nın deki siyasi gelişmeler piyasayı karıştırdı. Bear Stearns’ın krize yenik dü(FED) iskonto faiz oranın pazar günü sürpABD’nin en büyük yatırım bankalaşerek hisse başına 2 dolardan JP riz bir toplantı ile çeyrek puan indirmesi rından Bearn Stearns’in yok pahasına JP Morgan’a satılması, dünya piyade piyasalarda panik yarattı. Krizin derinliMorgan’a satılması global piyasaların saları gibi Türkiye’yi de vurdu. ği konusunda korkular tırmandı. Yatırımcıdengesini bozdu. Dünya borsalarında lar nakde dönmek için satışa hız verdi. kayıplar yüzde 5’e dayandı. Dışarıdan gelen bu darbeye içeriden AKP’nin kapatılma istemiyle açılan Borsalarda kara pazartesi dava da eklenince, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Bu satışlar gelişen ve gelişmekte olan borsalara "kara pazarteson 5 yılın en hızlı düşüşünü yaşadı. Borsa yüzde 7.46 kayıpla si" yaşattı. ABD borsalarında vadeli işlemler aşağı yönlü hüreket 1 günde 22 milyar dolar eridi. Çifte darbe yiyen Türk para ve etti. Uzakdoğu’da ise Hong Kong borsası yüzde 5.18, Japonya, sermaye piyasalarında borsa günü 39.409 puandan tamamladı. yüzde 3.71, Çin borsası ise yüzde 3.6 kayıpla günü kapattı. Uzakdoğu’da yaşanan bu kayıpların ardından haftaya başlmayan Bear piyasanın depremi oldu Mart ayının ikinci yarısının başında piyasaların gündemine Avrupa borsalarında da endişeler satışa döndü. Avrupa borsaları bomba gibi düşen Bear Stearns gerginliği, yeni haftada dünya açılışın hemen ardından yüzde 4’e dayanan satışla sarsıldı. Gün piyasaların depremi oldu. Bear Stearns’ün 240 milyon dolara JP içinde Alman Dax Endeks’i yüzde 3.62, Fransa Cac Endeks’i ise Morgan’a satılması piyasaların tansiyonun yükseltti. Bu satışın yüzde 3 oranında değer kaybı gerçekleştirdi. ebsohaber 16 mart 2008 TÜRKİYE’NİNGÜNDEMİ 1.2630 YTL ile başladı. Alımlar eşliğinde 5 yılın en hızlı düşüşü en yüksek 1.2760 YTL’ye tırmandı. AnYurtdışı piyasalarda yaşanan sıkıntıİktidardaki AKP’ye açılan kapatcak kapanışa doğru gelen dolar satışları larla hareket eden Türk para ve sermaye ma davası da Türkiye’nin siyasi ile 1.2650 YTL’ye gerileyen dolar serbest piyasalarına AKP’nin kapatılması istemiyrisklerini yeniden gündeme gepiyasada 1.2610 YTL’den kapanış gerçekle açılan dava tuz biber ekti. Cuma günü tirdi. İşsizlik oranı arttı, tüketici leştirdi. Bono piyasasında ise yabancılagpiyasaların kapanışı sonrası gelen bu güveni dibe vurdu. rın sert satışları gözlendi. Gösterge bono haberin etkisi ise dün borsaya satış olarak faizi yüzde 18.63’e tırmandı. Bugün yansıdı. Zaten yeni haftaya satışlarla başvalörlü işlemlerde ise yüzde 18.37’den işlem gördü. laması beklenen İMKB Ulusal 100 Endeksi çifte darbe ile güne yüzde 7.04 satışla 39.588 puandan başladı. Gün içinde yüzde İngiltere’den piyasaya 10 milyar dolar 9.22 değer kaybeden borsa son 14 ayın en düşük seviyesi olan İngiltere Merkez Bankası (BoE), likidite sıkışıklığını gidermek 38.638 puana indi. Böylece borsa son 5 yılın en hızlı düşüşüiçin piyasaya 3 gün vadeli, 5 milyar sterlin (10 milyar dolar) nü yaşadı. Borsada bundan önce ABD’nin Irak’a savaş açacağı vereceğini açıkladı. İngiltere Merkez Bankası, piyasaya verilecek endişesiyle 17 Mart 2003 tarihinde yüzde 10.6 kayıpla kapanış paranın, kısa vadeli para piyasalarında yaşananlara yanıt olarak yapmıştı. değerlendirildiği ve piyasa koşullarının yakından takip edilmeye devam edileceği kaydedildi. Günlük düşüş yüzde 7.46 Gün sonunda İMKB 39.409 puandan kapanış gerçekleştirerek Petrol 111 doları aşıp yeni zirvesine çıktı yüzde 7.46. oranında düşüş kaydetti. İMKB’nin hem dış hemde Uluslararası piyasalarda petrol fiyatları, 111 doların üzerine iç şokla birlikte yaşadığı düşüşün faturası da yüklü oldu. Borsaçıkarak yeni rekor kırdı. ABD tipi hafif ham petrolün nisan tesnın cuma günkü 216.9 milyar dolar olan toplam piyasa değeri, limi fiyatı, bir ara 111.80 dolara rekorunun ardıdan 110 dolara dünkü düşünün ardından 194.9 milyar dolara geriledi. Böylece geriledi. Ancak ardından gelen satışlarla New York Borsası’nda borsadaki 1 günlük erime 22 milyar dolar oldu. Yılbaşından bu ABD tipi hafif ham petrolünün varil fiyatı nisan teslimi 3.08 doyana piyasa değerindeki kayıp ise 88 milyar doları buldu. lar azalarak, 107.13 dolara düştü. Petrol fiyatlarının artmasında, Amerikan Merkez Bankası’nın iskonto faiz oranlarını düşürmeAKP etkisi yüzde 20 sinin yanı sıra doların rekor düşük seviyelere gerilemesi etkili Yurtdışı piyasalarda krizin derinliğine yönelik korkunun artığını söyleyen Ata Portföy Fon Yöneticisi Cem Tözge, "Yurtdışı oldu. ile sarsılıyorduk şimdi yıkıldık. AKB’nin bu düşüşteki etkisi ise Carlyle Capital tasfiyesini istedi yüzde 20’yi geçmez. Yurtdışı olmasaydı zaten bu boyutta bir düşüş görmezdik" dedi. Turkish Yatırım Finansal Strateji Müdürü Yatırım şirketi Carlyle Capital, hissedarlarının şirketin zorunlu tasfiyesine oybirliği ile karar verdiğini açıkladı. Açıklamada, Gökhan Uskuay da, Bear Stearns hisselerinin 2 dolara Guernsey yasası uyarınca, şirketin ve kalan varlıklarının tasfiyesatılmasının şirketin battığı anlamına geldiğini sine başlanacağı belirtildi. Amsterdam borsasında işlem gören ifade ederek, "Diğer yatırım bankalarının Carlyle Capital, borcunun 16.6 milyar dolarlık da zorda olduğuna dair önemli endişeler kısmını ödeyemediğini ve alacaklarla bir var" dedi. Uskuay, AKP’ye yönelik daanlaşmaya varamadığını açıklavanın etkisinin yüzde 7’lik düşüşte mıştı. yüzde 3’ü geçmediğini söyledi. Dolar 1.27 YTL’yi, faiz yüzde 18’i geçti Uluslararası piyasalardaki sarsıntı ve AKP’nin kapatılmasına yönelik dava döviz piyasasını da alt üst etti. Dolar, Euro karşısında 1.5904 seviyesi ile tüm zamanların en düşük seviyesine indi. Yurtdışı piyasalarda yaşanan bu gelişme içeride doların 1.27 YTL’yi aşmasını neden oldu. Dolar güne bankalar arası piyasada mart 2008 17 TÜRKİYE’NİNGÜNDEMİ olmaması yatırımcılara cesaret verdi. Altın 1.030 dolar ile rekor kırdı Borsada 38 bin 500-39 bin bandının Altın rekora doymadı. Altının ons Dünyada ve Türkiye’de finans önemli olduğunu düşünen uzmanlar, fiyatı 18 Mart Salı günü de ABD ekonopiyasalarının depremi çabuk atlatendeksin bu seviyeden döndüğünü simine yönelik kaygılarla 1.030 dolar maya başlamasında ABD Merkez hatırlatarak söz konusu seviyelerin yine ile yeni zirvesine oturdu. Ekonomistler, Bankası FED’in faiz indirimi ve kuvvetli göründüğünü düşünüyor. Direnç mevcut makro ekonomik ortamın, özellikidite artırımı etkisini gösterdi. olarak ise 40 bin 900 seviyesi öne çıkılikle ABD’de mali sektörle ilgili kaygıların yor. yatırımcıları altına yönelttiğini belirterek "Dolardaki aşağı yönlü eğilim ve genel belirsizlik altın piyasasını Dolar aldığını geri verdi destekliyor" dedi. Dolarda hafta başında yaşanan hareketlilik ertesi gün yerini düşüşe bıraktı. Yurtdışı piyasalarda havanın biraz olsun düzelPiyasalar yara sarıyor mesi ile içeride de dolara sert satışlar geldi. Piyasalarda 17 Mart Pazartesi günü yaşanan toz duman daİstanbul serbest piyasada dolar 1,2500 YTL, euro 1,9800 ğılmış görünüyor. ABD borsalarının artıya dönmesinin ardından hafta ortasından itibaren yurtdışındaki yükseliş piyasaları olumlu YTL'den güne başladı. Serbest piyasada önceki kapanışta doların satış fiyatı 1,2560 YTL, euronun satış fiyatı ise 1,9770 YTL etkiledi. Borsa dünkü çöküşün ardından 18 Mart’tan itibaren açılışla birlikte yara sarmaya başladı. Açılışta gelen alışların fazla olmuştu. Serbest piyasada sakin hareket eden dolar genelde 1.25'in kuvvetli olmadığı dikkat çekerken borsa, saat 10.10 itibariyle yüzde 1.3 artışla 39 bin 912 puana çıktı. Arkasından gelen satış- hemen altında işlem gördü. Dolar saat 12.00 itibariyle 1.2480 YTL ile dünkü seviyesinin yüzde 1.1 altına indi. Öğle saatlerinde larla dünkü seviyelerine yaklaşan borsa, seansın ikinci yarısında dolar üzerindeki satış baskısı artarken, kurlar saat 14.00 itibariyise yeniden yönünü yukarı çıkardı. Borsa ilk seansı yüzde 1.32 le 1.2430 seviyesine kadar indi. Öğleden sonra ise devam eden artışla 39 bin 932 puandan tamamladı. satış baskısı kuru 1.2330 YTL'ye kadar çekti. Böylece dolar 7 İkinci seans açılışında ise alımların hızlandığı dikkat çekti. Mart cuma günkü seviyelerine geri dönmüş oldu. Özellikle Avrupa borsalarındaki alımlar ve ABD vadeli işlemlerdeki yükseliş İMKB'yi de olumlu etkiledi. Borsa, ikinci seansın Bizim Merkez, faizi sabit tuttu başlarında yüzde 2.2 artışla 40 bin 300 puan seviyesine tırmanMerkez Bankası, uluslararası piyasalardaki çalkantı dı. Saat 15.30 itibariyle ise 40 bin 500'ün üzerine çıktı. ve belirsizlik nedeniyle Eylül ayında başlaGün sonuna kadar alımların etkili olduğu piyasada dığı faiz inirim sürecinde frene bastı. Para kapanış yüzde 3.33 artışla 40 bin 720 puandan Politikası Kurulu’nun 19 Mart’ta yaptığı gerçekleşti. toplantıda Merkez Bankası yüzde 15.25 Borsayı değerlendiren uzolan kısa vade faizleri sabit tuttuğunu manlar, özellikle yurtdışındaki açıkladı. Artan gıda ve enerji fiyatları olumlu havanın ile küresel belirsizliklerin enflasyon içeriyi de hedefine ulaşılmasını geciktirebileolumlu etkiceği ifade edildi. Uluslararası kredi lediği görüşünde. piyasalarındaki sorunların Ayrıca ABD'de Lehman belirginleşmesiyle Brothers ve Goldman Sachs risklerin arttarafından açıklanan bilançotığı belirtilen la- rın da beklendiği açıklamada, kadar kötü “İndirimlere rağman faizlerin mevcut seviyesi, enflasyondaki düşüşü destekliyor. Küresel ekonomideki belirsizlikler ve fiyatlama davranışlarındaki riskler temkinli olma gereğini artırdı” denildi. ebsohaber 18 mart 2008 EXPO İzmir Milano’yu şaşırttı Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim tabilir hale geldi. Şansımız daha yüksek. Kurulu Başkanı ve EXPO 2015 İzmir İnanın İtalya bile yarışa başladığımız Ege Bölgesi Sanayi Odası YöneYönlendirme Kurulu Üyesi Tamer Taşdönemde bu seviyeye gelebileceğimizi tim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, kın, EXPO 2015 sürecinde rakip kent hayal bile edemiyordu. Türkiye kalan Mart ayını tamamen İzmir’in Milano’nun İzmir’in geldiği seviyeyi sürede kendini en iyi şekilde anlatmaya EXPO 2015’e ev sahipliği yapma hayal bile edemediğini savunarak orgadevam edecek ve verilen emek boşa çıkçalışmalarına ayırdı.. nizasyonu düzenleme şansının giderek mayacaktır” dedi. yükseldiğini belirtti. Tamer Taşkın, EXPO hedefinin Tamer Taşkın, mart ayını tamamen İzmir’in EXPO 2015 İzmir’deki tüm kurumları da biraraya getirdiğine dikkat çekti. organizasyonuna ev sahipliği yapması için tanıtım çalışmalaİzmir’e geçmişte “birlik olamama” gibi eleştirilerin yöneltildiğini rına ayırdı. Taşkın mart ayı başında ilk olarak 1992 yılından ve bu nedenle iş yapma tarzını herkesin kendi oyununu sergibu yana İzmir Fahri Başkonsolosluğunu yaptığı Güney Afrika lediği “Efe” oyunu ile örneklendiğini hatırlatan Taşkın, şunları Cumhuriyeti’ne gitti. Taşkın ile birlikte İzmir Valisi Cahit Kıraç söyledi: “EXPO süreci sayesinde artık İzmirliler sadece Efe ile Büyükelçi Hayri Erol da Güney Afrika Cumhuriyeti’nde üst oyunu oynamıyor, halay da çekebiliyor. Bu hedefe kimse kendi düzey temaslarda bulunarak EXPO 2015 için İzmir’e oy verilçabalarıyla ulaşamazdı. Şu ana kadar oynanan takım oyunu mesini garantiledi. İkinci durak ise 1 milyon civarındaki nüİzmir için de örnek oldu. EXPO alındığı taktirde bundan kimse fusuyla Swaziland oldu. Taşkın, Karayipler adalarında da oda ferdi pay çıkaramaz. Ancak bu organizasyon alınırsa da bunda ve borsaları ziyaret ederek ülkelerinin EXPO yarışında İzmir’i en büyük pay Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ündür. Onun desteklemeleri yönünde çaba göstermelerini istedi. Tamer Taşgirişimi ve emeği olmasaydı bu gün kendimizden bu kadar emin kın, 1 milyar 300 milyon nüfusuyla dünyanın en kalabalık ülkesi bir şekilde konuşamazdık.” Türkiye’ye 116 ülke vatandaşlarının Çin’in de, birkaç yüz bin nüfuslu ülkelerin de 1’er oy hakkı vize sorunu yaşanmadan girebildiğini, EXPO süresince kalan ülolduğunu vurgularken, Milano ile yarışta İzmir’in EXPO ruhuna kelere de vize kolaylığı sağlanacağını belirten Taşkın, İtalya’nın da uygun olarak mümkün olduğunca çok insanı kucaklaması ise oy istediği ülkelerden bile vize istediğini, bunun bir çelişki gerektiğini söyledi. Nitekim, Mart ayı ortasında Türkiye’yi ziyaret olduğunu vurguladı. BIE delegesi ülkelerin çoğunun gelişmekte eden Karayipler’in 119 bin nüfuslu ada ülkesi Saint Vincet ve olan kategoride yeraldığını hatırlatan Tamer Taşkın, bu ülkelerin Grenadinler’in Başbakanı Ralph Gonsalves, hem İzmir’in EXPO gelişimini tamamlamış İtalya’ya göre son yıllarda hızla gelişen 2015 hem de Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi Geçici ÜyeliğiTürkiye’ye sempatiyle baktığını savundu. Taşkın, bütün bu sene destek verdiklerini açıkladı. çeneklerin alt alta konulduğunda İzmir’in şansının daha yüksek Tanıtım ve lobi çalışmalarının başladığı dönemlerde bazı çıktığını söylerken, Türkiye ve İstanbul için yapılan tanıtımlar tecrübesizliklerin yaşandığını hatırlatan Taşkın, “Ancak aradan dışında ilk kez bir kent için bu denli tanıtım ve lobi çalışmasının geçen zamanda İzmir kendi avantajlarını dünyaya daha iyi anla- yapıldığını ifade etti. ebsohaber 19 mart 2008 HABER TÜSİAD: İdeolojik tartışmanın Türkiye’ye faydası yok Türk Sanayici ve İşadamları Derneği yansıyacağına baktığımızda ise, bir dizi Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan risk ve fırsatın bizi beklediğini görüyoEBSO’da Egeli sanayicilerle biraYalçındağ, belli odaklardan ideolojik ruz. Risklerden kaçınmak ve fırsatlardan raya gelen TÜSİAD Başkanı Yaltartışma götürmenin Türkiye’ye faydası yararlanabilmek için ekonomi yönetimiçındağ, bu yıl ekonomiyi önemli olmadığını söyledi. nin azami dikkat ve özeni göstermesinin risklerin beklediğini belirtirken, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın düzengerektiği bir dönemden geçiyoruz. Bu azami dikkat ve hassasiyet istedi. lediği toplantıda bölgedeki iş dünyası olumsuz olumsuz olduğu kadar da değertemsilcileri ile biraraya gelen Yalçındağ, lendirilmesi zor tablo karşısında enflasekonomi ve politikaya ilişkin görüşlerini aktardı. yon oranları ve Merkez Bankası’nın para politikası araçlarına Ekonomide 2008 beklentileri ve dünyada yaşanan ekonoilişkin değerlendirmesi had safhada hassasiyet istiyor” dedi. mik dalgalanmaya karşı, hükümetin alması gereken önlemler hakkında bilgi veren Yalçındağ, son dönemde ekonomiyi birinci Merkez Bankası’nın bağımsızlığı gündem maddesi haline getirmek için büyük çaba sarf ettiklerini Arzuhan Doğan Yalçındağ, tüm dünyada ve özellikle avro söyledi. Hükümetin, bu yıl beklenen ekonomik sıkıntılar konubölgesinde ekonomik rakamların revize edildiğini, bunun sunda yeterli önlem almadığı yönündeki eleştirilerini İzmir’den Türkiye ekonomisine de yansıdığını bildirdi. Bu ortamda özel de seslendiren TUSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, sektörün borçlanma maliyetlerinin artmasının önemli bir risk diğer sivil toplum örgütlerinin TUSİAD gibi konuşmadığı için tar- oluşturduğunu, iç piyasalarda finansman sağlama olanaklarıtışma ortamının sağlıklı gitmediğini dile getirdi. Bu yıl ekonomiyi nın artırılması konusunda, hükümetin bazı önlemler almasını önemli risklerin beklediğine dikkat çeken Yalçındağ, “Keşke, istediklerini söyleyen Yalçındağ, mali politikaların yürütülmesi eğer tehlikeyi hepimiz farkediyorsak, hem TÜSİAD hem TOBB, konusunda Türkiye'nin büyük hüner sergilemek durumunda kahem TİSK bütün sivil toplum örgütleri, aynı düşünceyi paylaşan lacağını söyledi. Yalçındağ, bu konuda Merkez Bankası ve özerk bütün sivil toplum örgütleri birlikte hareket etse” diyrek, yakında kuruluşların bağımsızlığının büyük önem kazandığını, IMF ile TUSİAD Başkanlar Konseyi toplantısı düzenleyeceklerini ve bu ilişkilerin de bir emniyet supabı görevi görebileceğini ifade etti. söylemin bir adım ötesine geçeceklerini söyledi. Artan belirsizlik ve risk ortamında Türkiye'nin “farklı bir TUSİAD Başkanı Yalçındağ, Eylül 2007’de 2008’de bekçalışma yöntemiyle de olsa” IMF ile anlaşarak yoluna devam lenen sıkıntıları görerek hükümete alınması gereken önlemler etmesinin ülke açısından ek bir güvence getireceğinin savunan konusunda görüşlerini aktardıklarını belirtti. Yalçındağ, “Butün Yalçındağ, dış ticarette verimliliği artırıcı önlemlere de ihtiyaç bu iç ve dış gelişmelerin 2008 yılı Türkiye ekonomisine nasıl duyulduğunu kaydetti. ebsohaber 20 mart 2008 HABER Kayıtdışı ile mücadelede samimiyet yok Ekonomide bu yıl beklenen daralmadan dolayı hükümetin vergi kaybına uğrayacağını, bu nedenle kayıt dışı ekonomi ile mücadelenin daha önem kazandığını vurgulayan Yalçındağ, Hükümetin kayıt dışı ekonomiyle mücadelede samimi olduğuna inanmadığını, iktidara gelen tüm siyasi partilerin bunu kullandığını ileri sürdü. Kayıtdışı ekonomi konusunun istense çok daha çabuk çözüleceğini ifade eden Yalçındağ, “Hiçbir siyasi iktidarın kayıt dışıyla mücadele konusunda samimi olduğunu düşünmüyorum. Şimdi daha fazla konuşuluyor ama bence gelen tüm siyasi partiler bunu kullandı. Çünkü istense çok daha çabuk çözülebilirdi bu, somut bazı adımlar atılabilirdi. Bunun için de siyasi sistemin şeffaflaşması ve siyasi partiler kanunu çok önemli” diye konuştu. Yalçındağ, Belediyeler Yasası için uzun görüşmeler yapıldığını anımsatarak, aynı şekilde Türk Ticaret Kanunu’nun da bir günde çıkarılabileceğini söyledi. Hükümetin yaklaşan ekonomik dalgalanmaya karşı tedbirlerin alınması konusunda iyi niyetli olduğunu var saydıklarını, buna mecbur olduklarını dile getiren Yalçındağ, ekonomide alınması gereken önlemlere dikkati çekerken, toplumsal konuların önemsiz olduğunu söylemek istemediklerini anlatan Yalçındağ, Türkiye'nin artık birden fazla gündemle idare edilebilir hale gelmesi gerektiğini dile getirdi. AB sürecinde de 2007 yılının kayıp yıl olduğunu, bu yılın da aynı ivmede devam ettiğini dile getiren Yalçındağ, Türkiye'nin lobi çalışmalarına ağırlık vererek Avrupa halklarına inmesi gerektiğine dikkati çekti. EBSO Meclis Üyesi Salih Esen'in, TOBB ve TÜSİAD'ın Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu tehditlerin dile getirilmesi anlamında çıkışlarını olumlu bulduğunu, bu konuda eyleme geçilip geçilmeyeceği yönündeki sorusunu yanıtlayan Yalçındağ, şunları söyledi: “TÜSİAD gönüllü bir sivil toplum örgütü. Odalar Birliği ise yarı kamusal. Belki buradan kaynaklanan gelenekle TÜSİAD'ın söyleminin TOBB ile aynı olduğunu söylemek mümkün değil. Aslında keşke, eğer tehlikeyi hepimiz fark ediyorsak, hem TÜSİAD, hem TOBB, hem TİSK, hem bütün sivil toplum örgütleri birlikte hareket etse.. Yalnız kamplaşmanın ideolojik tartışma getirmenin de Türkiye'ye çok fayda getireceği düşüncesinde değilim. Tartışma sürecinin daha zamana yayılmasını ve daha sağduyulu olmasının gerektiği düşüncesindeyim. Bazı toplumsal konular 'Hemen çözelim, kapatıp rafa kaldıralım' şeklinde yürütülemez. Bazen tartışmaların uzun sürmesinin sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Ama burada bir şey var tabi. TÜSİAD gibi konuşan başka hiçbir sivil toplum örgütü olmadığı için de sağlıklı bir tartışma ortamı gitmiyor.” Yorgancılar: Kutuplaşma zamanı değil EBSO Meclis Başkanı Ender Yorgancılar ise “yönetimlerde kadınlara daha çok ihtiyaç duyulduğu bugünlerde bir takım güçlerin kadınları arka plana atan, onları farklı kategorilere sokma planları bulunduğunu” savundu. Hükümetin yapay gündemler yarattığını öne süren Yorgancılar, “Türkiye'de karar vericilerin çok dikkatli adımlar atması gereken zor bir yılın ilk 2 ayını harcamış durumdayız. Hatalarla zaman kaybına tahammülümüz yok. Kimsenin bu ülkeye bedel ödettirecek çıkışlarda bulunmaya hakkı yoktur. Zaman, gerginlik zamanı değildir” diye konuştu. ebsohaber 21 mart 2008 FİNANS Sanayicilere “terzi usülü” kredi Almanya’nın ve dünyanın önde gelen yatırım bankalarından HSH Nordbank AG, İzmirli sanayicileri Uzakdoğu’yu sıçratan, çok özel şartlı “Terzi usulü kredi”den yararlandıracak. Almanya’nın en büyük kamu bankalarından biri olan, 230 milyar euro aktif büyüklükteki HSH Nordbank, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın’ın Almanya’ya yaptığı tanıtım seyahatindeki girişimleriyle kredi imkanlarını İzmir’de sanayicilere tanıtıcı bir seminer gerçekleştirdi. AAA ratinge sahip ve özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin Avrupa Birliği’ne entegrasyonunu sağlama misyonuyla hareket eden banka, Egeli sanayicilere uygun maliyet avantajlarıyla kredi verecek. Egeli Sanayiciye kredi sağlamak için EBSO ile birlikte hareket edecek olan Alman Nordbank, Hilton Oteli’nde düzenlenen toplantıda, kredi koşulları hakkında sanayicileri bilgilendirdi. Nordbank, EBSO üyelerine proje fizibilitesine göre ipotek ve benzeri teminatlar alınmaksızın 5 yıl ve üzerindeki vadelerle proje tutarına alt üst limit olmaksızın uygun maliyet avantajlarıyla kredi imkanı sunuyor. Sektör ve kredide sınır yok Toplantıda konuşan HSH Nordbank İhracat Finansmanı Başkanı Klaus-Volker Lenk, Türkiye’nin Almanya için önemli bir ihracat pazarı ve ekonomik partner olduğunu söyleyerek Türkiye’nin AB üye olmasını umduklarını, böyle bir gelişmeyi sevinçle karşılayacaklarını belirtti. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin Avrupa Birliği’ne entegrasyonu’nun öncelikle teknoloji transferi boyutunda ger- Kredi için ne gerekiyor Kredi işlemleri, firmaların finansal verileriyle bağlantılı olarak sektör ayrımı gözetmeden işlemleri teminatsız ve şirket kefaletiyle gerçekleştiriyor. HSH Nordbank, sadece makine ve ekipman değil aynı zamanda yazılım, yedekparça, ve Export Credit Agent (ECA) kapsamına giren ikinci el tesis gibi kalemlerde de işlem yapabiliyor. Bu yatırımların tutarı konusunda da herhangi bir limit bulunmuyor. Türk bankası aracılığı olmadan Türkiye’de bugüne kadar garantisiz, şirket kefaletiyle teminatsız ECA bazlı 150 milyon euroyu aşkın kredi kullandıran HSH Nordbank, dünyada son dönemlerde gerçekleşen mortgage krizi nedeniyle oluşan likidite darlığının sanayici üzerindeki negatif etkisinin bu tarz ECA kredileriyle aşılabileceğini vurguluyor. HSH Nordbank kredilerinden yararlanmak için gerekli belgeler de şöyle: • Makina ve ekipman alım sözleşmesi • Şirketin 3 yıllık karşılaştırmalı bilançosu • Bağımsız denetim raporu • Bilanço rasyosunun uygun olması • Nordbank ile kredi sözleşmesi imzalanması ebsohaber 22 mart 2008 FİNANS çekleşmesi gerektiği misyonuyla hareket ettiklerini dile getiren Lenk, “Sanayi kuruluşlarına 5 yıldan başlayan ve yatırım turarına bağlı olarak 10 yıla uzayan vade seçenekleri ile uygun kredi veriyoruz. Firmaların finansal verileriyle bağlantılı olarak sektör ayrımı gözetmeden işlemleri teminatsız ve şirket kefaletiyle gerçekleştiriyoruz. Yazılım, yedekparça, ikinci el tesis gibi kalemlerde de işlem yapılabiliyor. Yatırımların tutarı konusunda da herhangi bir limit bulunmuyor” dedi. Nordbank’ın dünya üzerindeki faaliyetleri ve performansıyla ilgili bilgi veren Lenk, ABD kaynaklı krizden diğer bankalara göre daha az miktarda etkilendiklerini söyledi. Lenk, denizcilik, gayrimenkul ve başta uçak üretimi olmak üzere nakliye sektörünün finansmanına ağırlık veren bankanın geçen yıl toplam iş hacminin 206 milyar dolar olduğunu ifade etti. Alman Devleti Kredi Sigorta Kuruluşu Euler Hermes Türkiye Başkanı Volker Knauhth da, Almanya’nın ihracatı desteklemek için Hermes enstrümanlarını oluşturduğunu anlatırken, şirketlere uzun vadeli finansman çözümleri sunduklarını dile getirdi. Egeli sanayiciye kredi Nordbank Türkiye Temsilcisi Trade Finance Temsilcisi Mithat Suvak, Nordbank’ın Türkiye’yi yakından tanıdığını ve Egeli sanayiciye kredi kullandırmak istediğini söyledi. Eximbank’ın da yatırım malları finansmanında ülke sigorta kuruluşları destekli orta ve uzun vadeli kredi olanaklarını sağlama altyapısına sahip olduğunu ancak devlet garantisi olmadığı için bu kredileri veremediğini belirten Suvak, yakın gelecekte Eximbank’ın da bu alanda çalışmasını istediklerini kaydetti. Mithat Suvak, Türkiye’de şirketlerin işletme sermayesi sorununun geleneksel finansman olanaklarıyla çözümlenmeye çalışıldığını, ancak dünyada yeni finansman olanaklarının da gündemde olduğunu ifade etti. ECA kredileriyle şahsi kefaletler ortaya konmadan şirketin performansına göre yatırımların daha az risklerle yapılabileceğini aktaran Suvak, proje fizibilitesine göre ipotek ve benzeri teminatlar alınmaksızın 5 ile 10 yıl arasında vadelerle, limit olmaksızın uygun maliyet avantajlarıyla kredi imkanının sunulabildiğini belirtti. “Terzi usulü finansman” olarak da nitelenen ECA kredilerinin gelişmekte olan ekonomilerde kullanımının hızla arttığını belirten Şuvak, şunları söyledi: “Dünya Bankası ve IMF kredileriyle tüm kalkınma bankalarının kredilerinin toplamından 4 kat daha fazla işlem ECA kredileriyle gerçekleşiyor. Bu korkunç bir rakam. Uzakdoğu’nun hızla kalkınmasında, Latin Amerika ve Doğu Avrupa’nın hareketlenmesinde bu kredilerin büyük rolü vardır. İnşallah bizim Eximbankımız da bu hizmeti verebilecek seviyeye gelecektir. Aslında mevzuatında bunlar bulunuyor. Sanayicilerin hükümet nezdinde girişimde bulunarak bu hizmetlerin bir an önce verilebilmesini talep etmeleri doğru olur.” euroyu aşkın kredi kullandırdıklarını belirten HSH Nordbank’ın Türkiye Temsilcisi Trade Finanse Kredi Pazarlama Müdürü Zafer Kızılsu da, dünyada son dönemlerde gerçekleşen mortgage krizi nedeniyle oluşan likidite darlığının sanayici üzerindeki negatif etkisinin bu tarz kredilerle aşılabileceğini kaydetti. Türkiye’den gelebilecek her türlü kredi talebine olumlu baktıklarını dile getiren Kızılsu, şirketlerin bilançolarının uygun olması halinde gelişmiş ülkelerden her türlü makina ve ekipman ihtiyaçları için kredi verebileceklerini kaydetti. Fırsatı kaçırmayın EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın ise sanayicilerin son yıllarda özellikle girdi maliyetleri ve tahsilat sorunlarıyla karşı karşıya bulunduğunu, özellikle elektrik, doğalgaz ve işçilik gibi maliyetlere rağmen dünya ile rekabet etmeye çalıştığını söyledi. Sorunları bugüne kadar verimliliği artırarak çözmeye çalıştıklarını dile getiren Taşkın, finansman konusunda ise son 2 yılda önceki döneme göre daha iyi olanakları değerlendirdiklerini ifade etti. KOBİ’lerin finansmanı iyi bilmediğini, bu nedenle yeni olanaklara ulaşmakta sorun yaşadığını, merkezi İzmir’de olan Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası’nın (VOB) sunduğu imkanların bile yeterince değerlendirilemediğini dile getiren Taşkın, Egeli sanayicileri bu kredi imkanından yararlanmaya çağırarak, Nordbank’ın alternatif bir finans desteği sunduğunu söyledi. Firmaların ipotek yaptırmadan bu kredi sayesinde yeni tesisler kurabildiğini ve var olan fabrikalarında yenileme yatırımları yapabildiğini vurgulayan Taşkın, bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini kaydetti. Bilançoların uygun olması gerekir Türk bankası aracılığı olmadan Türkiye’de bugüne kadar garantisiz, şirket kefaletiyle teminatsız 3 yıl içinde 150 milyon ebsohaber 23 mart 2008 HABER Mısır yerine, Türkiye’nin Doğu’suna yatırım yapılmalı Zorlu Holding Başkanı Ahmet Nazif için KOBİ’lerin önemi büyüktür. BugünZorlu Holding Yönetim KuruZorlu, devletin bölgesel teşvik konusunda kü en büyük değerimiz yan sanayidir. lu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, gerekli adımları atmadığını savunarak, Mesela Kore, yan sanayisini desteklemek Türkiye’nin akılcı davrandığı “Bizim doğumuz var. Devlet, Doğu’da için okullar açmış. Biz de inovasyona yatırım yapacak şirketlerin, asgari ücretinönem vermeli ve yan sanayinin güçlentaktirde Avrupa’nın Uzakdoğu’su den vergi almasın. Altyapıyı oluştursun” mesini desteklemeliyiz. Kobilerin bu olabileceğine dikkat çekti. dedi. konuda bilinçlendirilmesi lazım” dedi. Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın girişimTürk yatırımcıların Mısır’a gitmelerini leriyle gerçekleştirilen HSH Nordbank bilgilendirme toplantısına anlayamadığını da söyleyen Zorlu; “Bizim Doğu’muz var. Devkonuşmacı olarak katılan Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı let Doğu’da yatırım yapacak şirketlerin asgari ücretinden vergi Ahmet Nazif Zorlu, Türk girişimcisinin Mısır’a gitmek yerine almasın. Alt yapısını oluştursun. Devletin Doğu’ya yatırımı teşvik Doğu Anadolu’ya yatırım yapması gerektiğini söyledi. edecek formüller bulması gerekiyor” dedi. Ahmet Nazif Zorlu, terörle 20 senedir mücadele vermiş bir ülke olarak; Türkiye’nin bugün küçümsenemeyecek bir noktaya Devlet desteği ile dünya devi oluyorlar vardığını söyledi. İtalya’nın da 70’li yıllarda bugün Türkiye’nin Dayanışmanın önemine de vurgu yapan Zorlu, “Samsung’un yaşadığı sıkıntılı dönemlerden geçtiğini belirten Zorlu, “Türkiye cirosu ilk başladığında bizden iki, üç milyar dolar fazlaydı. Bugün ise bizim 20 katımız kadar. Bunda çalışanların payı büyük; ama devletin verdiği desteğin de çok büyük payı var. Bizim büyüklüğümüzdeki firmalar devlet desteği sayesinde dünya lideri oldular. Şu anda bu şirketler Türkiye’nin toplam ihracat miktarını tek başına yakalayabiliyor” şeklinde konuştu. Türkiye Avrupa’nın Uzakdoğusu olabilir Sanayileşmede önümüzdeki dönemde bir hamle yapılmadığı takdirde dünya ile rekabet gücünün de azalacağını belirten Ahmet Nazif Zorlu şöyle devam etti: “Türk sanayisi rekabet gücünü gün geçtikçe kaybediyor. Maliyetleri düşürerek ve bazı bölgelere yayılarak bunu gidermeliyiz. Hindistan, Pakistan, Çin gibi rakiplerin yapamadığını yapmalıyız. Mesela tekstil sektöründe daha yapılacak çok iş var. Uzakdoğu ülkelerine giden Avrupalılar Türkiye’ye geri döndü. Çünkü biz tekstilde yenilik, kalite ve hizmete önem verdik. Türkiye, Avrupa’nın Uzakdoğu’su olabilir; ama akılcı olmamız lazım.” Sosyal sorumluluk için Doğu’da yatırım Toplantı sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ahmet Nazif Zorlu, enerji ve gayrimenkul sektörlerinde büyümek istediklerini belirtti. Zorlu gayrimenkulde Avrupa’nın en büyük komplekslerinden birini yapacaklarını söyleyen ve Doğuya yatırım konusuna dikkat çekemek için proje ürettiği bilgisini de veren Zorlu, “Maliye Bakanı ‘Gelin görüşelim’ dedi. Doğu projesinin hangi illerde yapılması gerektiğini araştırıyoruz. Zorlu Grubu olarak sosyal bir sorumluluk görevi olarak orada var olmak istiyoruz. Kar amaçlı değil; sosyal sorumluluk için doğuda yatırım yapacağız” dedi. ebsohaber 24 mart 2008 HABER İzmirli sanayicilere Ar-Ge bilgilendirmesi TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Stratejik Planlama ve İş Geliştirme yöneticileri Ar-Ge teşvikleri konusunda İzmirli sanayicileri bilgilendirdi. Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Otomotiv Yan Sanayi Meslek Komitesi tarafından düzenlenen toplantıda, maliyetlerini azaltarak, küresel rekabete ayak uydurabilmek için Ar-Ge teşviklerinin önemine dikkat çekildi. Toplantıda konuşan EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, Ar-Ge faaliyetlerinin önemine dikkat çekerek “Kalitenin önemi tartışılmaz bir şekilde ortadadır. Bununla birlikte ucuzluk da küresel rekabet için çok önemli bir faktör. Biz yenilik yapamazsak, maliyeti düşüremeyiz” dedi. Son dönemde sermaye ve kredi sorunundan kaynaklı sanayicilerin zorlandığını ifade eden Taşkın, TÜBİTAK’ın Ar-Ge konusundaki desteğinin sanayicilere başarı sağladığını ve bu tür faaliyetlere heveslendirdiğini dile getirdi. Ar-ge çalışmalarının sadece otomotiv yan sanayiini değil, bütün sektörleri ilgilendirdiğini vurgulayan Taşkın “Ar-Ge kolay değil. Mantık, eğitim ve disiplin işidir. Müşterinin talepleri de Ar-Ge konusunda çok önem taşıyor. Bunun için Ar-ge çalışması yapmak isteyen sanayici müşteri ile de iyi bir diyalog kurmak zorundadır” diye konuştu. sektöre daha fazla katkı sağlayabilmek. Katılımcılarımızla önce gizlilik sözleşmesi imzalıyoruz. Böylelikle sanayicilerimizin “Fikirlerimi başkaları, rakiplerim öğrenir mi?” endişelerini ortadan kaldırıyoruz. Projenin bütün detaylarını birlikte paylaşıp doğru sonuçlara ulaşıyoruz” dedi. ISO 9001, ISO 14001 gibi kalite belgelerine sahip olduklarını ve kaliteye ve gizliliğe büyük önem verdiklerini vurgulayan Demirel, “İş mükemmeliyeti merkezi olmak ve küresel rekabet gücüne katkı sağlamak için Endüstriyel Ortaklık Programı da ArGe yapılan bir yer olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Bu ortaklıkta yurtdışından gelen proje duyurularını da sanayiciyle paylaşıyoruz. Sanayicilerimiz 5 bin YTL ödeyerek Endüstriyel Ortaklık Programına üye olabilirler, bu üyelikle Ar-Ge projelerinde belli oranlarda indirim yapılıyor” açıklamasını yaptı. AB 7. Çerçeve Programı’nın 54 milyar Euro bütçeye sahip olduğunu hatırlatan Demirel, ilk çağrıların 22 Aralık 2006 yılında yapıldığını, proje başına 500 bin ile 2 milyon Euro arasında destek verildiğine dikkat çekti. Kalite ve gizlilik önceliğimiz TÜBİTAK MAM Başkan Yardımcısı Dr. Mehmet Demirel de, TÜBİTAK’ın yürüttüğü Ar-Ge faaliyetleri ve Endüstriyel Ortaklık Programı hakkında bilgi verdi. Merkezin bugün kavuştuğu altyapıyla dünya ile boy ölçüşebilir hale geldiğini, maliyetleri çok yüksek analizleri yapabildiklerini, endüstriyel alanda test, analiz, danışmanlık hizmetleri verdiklerini kaydeden Demirel, amaçlarının bilim ve teknolojiyi kullanarak ülkede kalkınmayı sağlamak olduğunu bildirdi. Mehmet Demirel, 2004 yılından bu yana Ar-Ge destekleri konusunda her yere yetişmeye çalıştıklarını dile getirerek “Özel sektörle yapılan projeler toplam proje hacmimizin yüzde 25’ini oluşturmasına rağmen, finans tutarı açısından yüzde 4’lük pay alıyor. Bütün amacımız bu oranı arttırarak özel ebsohaber 25 mart 2008 HABER DUR Danıştay’dan İzmir Limanı’na Ege’nin ihracatının yüzde 80’ini. Türkiye iharacatının da yaklaşık üçte birinin yapıldığı İzmir Limanı’nın özelleştirilmesi süreci bir kez daha durdu. Daha önce ihalesi 4 defa durdurulan limanın bu kez de özelleştirilmesine Danıştay engel oldu. Karara İzmirli işadamları tepki gösterirken, bu sürecin bir an evvel bitmesini ve ihracatın önünün açılmasını istediler. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, TCDD’ye ait İzmir Limanı’nın özelleştirilmesi amacıyla yapılan ihale ile ihaleyi sonuçlandıran Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) kararının yürütmesini durdurdu, TCDD Genel Müdürlüğüne ait İzmir Limanı’nın 49 yıl süreyle işletme hakkının verilmesi yöntemiyle özelleştirilmesi amacıyla 3 Mayıs 2007’de yapılan ihalede en yüksek teklifi 1 milyar 275 milyon dolarla Çinli GlobalHutchison-EİB ortak girişim grubu vermişti. Verilen rakam en yüksek liman özelleştirilme rakamına ulaşmıştı. Yapılan ihaleye Liman-İş Sendikası ve Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı’nın, TCDD Genel Müdürlüğüne ait İzmir Limanı’nın 49 yıl süreyle işletme hakkının verilmesini iptal etmek için ve yürütmeyi dudurmak için dava açmıştı. Danıştay 13. Dairesi, iki ayrı davada da söz konusu ihale ve ÖYK karının yürütmesinin durdurulması istemlerini reddetmişti. Davacı Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı, Dairenin bu kararına itirazı üzerine dosyaları görüşen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, itirazları kabul etti ve dava konusu işlemlerin yürütmesini durdurdu. Bundan sonra ne olacak İhaleye dev firmalar katılmıştı. Alsancak Liman Hizmetleri A.Ş, Babcock and Brown ve PSA-Akfen Ortak Girişim Grubu. Çelebi Holding A.Ş, HutchisonGlobal Yatırım ve EIB LIMAŞ (Ege İhracatçı Birlikleri Liman Hizmetleri ve Taşımacılık A.Ş) Ortak Girişim Grubu’nun katıldığı ihaleyi, açık artırma yöntemiyle gerçekleştirilen 16 turun ardından 1 milyar 275 milyon dolarla Çinli Global-HutchisonEİB ortak girişim grubu kazanmıştı. Kararın iptaline İzmirli işadamalarından tepki yağdı. Deniz Ticaret Odası Başkanı Geza Dologh devletin limanı işletemediğini, mutlaka özel sektörün bu işi yapması gerektiğini vurgularken, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın ise bir Türkiye klasiği yaşandığını ve ne olursa olsun limanın özelleşeceğini söyledi. Global: Süreç devam ediyor Global Yatırım Holding, İzmir Limanının özelleştirilmesine ilişkin olarak, yürütmenin durdurulması konusunda verilen kararların ‘ara karar’ niteliğinde olduğunu savunarak, bundan sonraki süreçte Danıştay 13. Dairesinin davanın esasını inceleyerek karara bağlayacağını kaydetti. Global Yatırım Holdingden yapılan yazılı açıklamada, İzmir Limanı’nın, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) tarafından “İşletme Hakkı Devri” yöntemiyle 49 yıllığına özelleştirilmesi amacıyla 3 Temmuz 2007 tarihinde düzenlenen ihalede, Global Yatırım Holding - Hutchison Ports ve Ege İhracatçı Birlikleri Ortak Girişim Grubunun, 1 milyar 275 milyon dolarlık teklifle birinci olduğu hatırlatıldı. Açıklamada, yapılan ihalenin iptali amacıyla Danıştay nezdinde açılan davalarda Danıştay 13. Dairesinin söz konusu ihale kararının yürütmesinin durdurulması taleplerini reddettiği ifade edilerek, şunlar kaydedildi: “Danıştay 13. Dairesinin verdiği karara yapılan ebsohaber 26 mart 2008 HABER itirazları değerlendiren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, yürütmenin durdurulması kararı vermiştir. Türk İdari Yargı Sisteminde yürütmenin durdurulması konusunda verilen kararlar ‘ara karar’ niteliğinde olup bundan sonraki süreçte Danıştay 13. Dairesi davanın esasını inceleyerek karara bağlayacaktır. İzmir Limanının özelleştirilme süreci Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının öngördüğü şekilde devam etmektedir.” Devir teslim bekliyor İzmir Limanı ihalesini alan konsorsiyum içinde yer alan EİB Liman Hizmetleri A.Ş (LİMAŞ) Yönetim Kurulu Başkanı Servet Eröcal, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, ihalenin yürütmesinin durdurulması yönündeki kararının özelleştirme sürecini uzatacağını belirtti. Eröcal, ihaleyle ilgili itirazları değerlendiren Danıştay 13. Dairesi’nin yürütmenin durdurulması talebini reddetmesiyle, sürecin kısa sürede sonuçlanacağı beklentisine girdiklerini, ancak bir üst makamın verdiği aksi kararla bu sürecin daha uzayacağının anlaşıldığını dile getirdi. Eröcal, şöyle konuştu: “Şimdi esastan inceleme yapılacak, esası bekleyeceğiz. Daha önce liman özelleştirmesi olarak Mersin’de de yapılmış bir uygulama var. Yargıyı herhangi bir şekilde eleştiremeyiz. Yargı değerlendirmesini yapacak, esas hakkında kararını verecektir. Yargı kararına saygılıyız. Bu karar, muhakkak ki süreci uzatabilecek bir gelişmedir. Yürütmenin durdurulması kararı, en azından esas hakkında karar verilinceye kadar devir ve teslim işlemini önler, geciktirici etkisi olacaktır. Bu yönde bir karar çıkmasaydı devir işleminin Mart ayında olmasını bekliyorduk. Bundan sonraki süreçte yargının işleyiş hızıyla ilgili bir yorumda bulunmak istemiyorum.” Önümüzü göremiyoruz Deniz Ticaret Odası Geza Dologh, üzüntülü olduklarını bu kararı anlamadıklarını bir an önce bu işin çözümlenmesi gerektiğini söyledi. Dologh, “Hukuk süreci devam ediyor. Yürütmeyi durdurma kararı temyizden çıkan bir karar. Bence günün en üzücü haberi. Devlet bu limanı işletemiyor. Sıkıntılar var biz özel sektörün limanını işletmesinden yanayız . Hukuka da saygımız sonsuz ama hızlı işlemesin istiyoruz. Bir an önce mahkeme sonucu açıklansın. Önümüzü görelim limanın iyi işletilmesi için özelleştirmesi gerekiyor başka çare yok” dedi. EİB Başkanlar Kurulu Başkanı Mustafa Türkmenoğlu ise sürecin uzamasının kimseye yaramayacağını söyledi. İzmir Limanı’nın bir an önce özelleştirlmesi gerekir diyen Türkmenoğlu, “Belirsizlik yaşanan bir yerde verimli bir çalışma ortamı sağlanamaz. Mevcut liman yönetimi bu süreçte limana yatırım yapmaz. Yargının kararına bir şey diyemeyiz ama sürecin daha hızlı sonuçlandırılması çok iyi olur. İzmir limanının verimli çalışması ihracata, ithalata ve İzmir’e fayda sağlar. Bu sürecin uzaması limandaki sorunların da devam etmesine neden olacaktır” diyerek tepkisini dile getirdi. EİB Limaş Yönetim Kurulu Üyesi Eli Alharal da, limanın eninde sonunda özelleşeceğini, bu durumun yeni ihaleye çıkacak olan Samsun ve Bandırma limanlarını da kötü etkileyeceğin söyledi. Taşkın: Kayıp günler devam edecek Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Tamer Taşkın, Türkiye’de bu tür süreçlerin yaşanmasının normal olduğunu söyledi. Taşkın “Limanın özelleştirilmesinin iptali iş dünyasını üzdü. Maalesef Türkiye’de bu tür süreçler yaşanıyor. Mersin Limanı’da böyle bir süreçten geçti. Bu çerçevede kayıp günler, yıllar yaşamaya devam edeceğiz. Ama nolursa olsun liman özelleşecek ve ihracatın önü daha da açılacak” diye konuştu. Rakamlarla İzmir Limanı Yıllık geliri 30 milyon YTL’nin üzerinde .Türkiye’nin konteyner ihracat üssü konumundaki Alsancak, en karlı limanlar arasında yer alıyor. 11 milyon tonun üzerindeki kapasitesiyle ülkemizin en büyüğü. Alsancak Limanı’nda yılda ortalama 30 milyon YTL’nin üzerinde gelir elde ediliyor. Ege’den gerçekleştirilen ihracatın yüzde 93.2’si, ithalatın ise yüzde 91.1’i İzmir’den yapılıyor. Limanın Türkiye’nin konteynerle yapılan ihracatındaki payı ise yüzde 55. Yolcu rıhtımının hizmete girişi......................................... 1969 Toplam rıhtım uzunluğu............................................. 2.959 m. Derinlikler....................................................................9/13 m. Toplam liman alanı................................................902.000 m2 Potansiyel kapasite...................................... 11.000.000 ton/yıl Gemi kabul kapasitesi......................................... 3650 gemi/yıl Konteyner molü rıhtımları uzunluğu............................ 1415 m. Konteyner molü stoklama sahası............................250.000 m2 Konteyner molü depolama kapasitesi............................ 11.000 ebsohaber 27 mart 2008 ULUSLARARASI Mısırlılara İzmir’i pazarlayın Ege Bölgesi Sanayi Odası’nı (EBSO) ziyaret eden Mısır Büyükelçisi Alaa El Hadidi’den “İzmir’i pazarlayın” önerisi geldi. Mısırlı yatırımcıları Türkiye’de İstanbul dışında İzmir’e de yatırım yapmaları konusunda ikna etmeye çalıştığını ifade eden Hadidi, “Sadece Mısır’ı satmaya çalışmıyorum. İzmir’e yatırım yapmaları konusunda da Mısırlı işadamlarını ikna etmeye çalışıyorum. Siz de bu konuda bana yardımcı olun. Siz de İzmir’i satmaya çalışın” dedi. Siyasetçilerin yüzde 1000 desteği var Mısır Büyükelçisi Alaa El Hadidi, Ticaret Müşaviri Mongy Aly Badr ile birlikte EBSO’da Mısır’da yatırım olanakları toplantısına katıldı. Büyükelçi Alaa El Hadidi, Türkiye ile Mısır arasında iki yıl önce imzalanan serbest ticaret anlaşmasının kilometre taşı niteliğinde olduğunu söyleyen Büyükelçi Hadidi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Mısır’ı ziyaretinin de önemli aşamalardan birini oluşturduğunu dile getirdi. İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin gelişimi için siyasetçilerin tam desteğinin bulunduğunu vurgulayan Alaa El Hadidi, “Cumhurbaşkanı Gül’ün 48 saatlik ziyaretinin sadece 2 saatinde siyaset, 46 saatinde ekonomik konular konuşuldu. Bunu ben de tahmin edememiştim. 2 ülkenin siyasi liderleri de ekonomik ilişkilere büyük önem veriyor. Ticaretin gelişimi için siyasetçilerin yüzde 100 değil, yüzde bin desteği var. İmzalanan anlaşmalar ve siyasilerin desteğiyle ticaretteki artış hızı her iki ülkenin başka ülkelerle yaptığı ticaretin artış hızının çok üzerinde” dedi. Köklü ilişkilerin geleceği Hadidi, iki halk arasında sadece Osmanlı dönemi değil, Kadeş Anlaşması’na kadar giden süreçte köklü ilişkilerin bulunduğunu, ortak bir kültür ve sempatinin var olduğunu belirterek bundan sonraki dönemde geçmişi değil, gele- ULUSLARARASI ceği konuşmak gerektiğini dile getirdi. Mısır’ın potansiyelini kullanabilmek için Türk yatırımcılara ihtiyaç duyduğunu, Türk yatırımcıların da ABD, Arap ülkeleri ve Afrika ülkelerine açılmak için Mısır’ı kullanabileceğini aktaran Hadidi, iki ülkenin birlikte hareket ederek diğer ülkelere karşı rekabet üstünlüğü yakalayabileceğini ifade etti İki ülkenin birlikte hareket ederek daha iyi rekabet edebileceğini ifade eden Hadidi şöyle konuştu: “Güçbirliği yapabiliriz ve üçüncü ülkelere satabiliriz. Bizim potansiyelimiz var. Bu potansiyeli kullanmak için yardımınıza ihtiyacımız var. Özellikle tekstil, petrokimya sektörlerinde işbirliği yapabiliriz. Mısırlı pekçok yatırımcı Türkiye’de incelemelerde bulunuyor ama ilgi genellikle İstanbul’a kayıyor. EXPO sempozyumu nedeniyle Şubat’ta İzmir’e geldim. Benimle birlikte bir çok kişi de ilk kez geldiği bu kenti görünce çok şaşırdı. Mısırlılar’ı İzmir’e gidin diye ikna etmeye çalışıyorum. Siz de İzmir’i Mısırlılar’a satmaya çalışın. Buradaki fırsatları bilmiyorlar. İzmir’i tanıtmanız, davet etmeniz gerekiyor. Yatırımcıları İzmir’e çekebilmek için bizlere yardımcı olun, büyükelçiliğimizi kullanın. Hizmetinizdeyiz.” 500 milyon dolarlık yatırım Mısır Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Mongy Aly Badr ise, Mısır’ın ciddi yapısal reformlar yaptığını belirterek, Mısır’da tarifelerin azaltıldığını, ihracatta gümrük vergisi alınmadığını, işgücü, enerji maliyetlerinin düşük olduğunu kaydetti. Mısır’da 150’den fazla Türk yatırımcısının bulunduğunu ve bunların yatırım tutarının 500 milyon dolar olduğuna değinen Badr, “Bu rakamların artmasını bekliyoruz. Mısır’da cesaret verici bir yatırım ortamı var” dedi. Badr, ayrıca Türkiye ile Mısır arasındaki ticaret hacminin 2007 yılı itibariyle 1.5 milyar doları aştığını sözlerine ekledi. Mısır yatırımı bekliyoruz EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın da, yaptığı konuşmada Türkiye ile Mısır arasındaki uzun süreli dostluk ilişkilerin ekonomik ilişkileri güçlendireceğini söyledi. EBSO’nun da temel amacının ikili ve çok yönlü ekonomik ilişkileri güçlendirmek olduğunu söyleyen Taşkın, “Daha fazla Mısırlı işadamını ülkemizde görmek istiyoruz” dedi. 2007 yılında ikili ticaretin 1,5 milyar dolara ulaştığını hatırlatan Taşkın, Türkiye’nin bu ülkeye yaptığı ihracatın yüzde 27, ithalatın ise yüzde 73 oranında arttığına dikkat çekerek siyasi ilişkilerin ticaretin daha gelişmesine imkan sağladığını dile getirdi. Egeli sanayicilere de seslenen Taşkın, “Bizler de başka ülkelerde ortaklıklar kurup hem oraları hem o ülkelerin sunduğu pazar imkanlarını değerlendirmeliyiz. Mısır, Sudan ve Güney Afrika Cumhuriyeti, Afrika’ya açılmak isteyen sanayicilere büyük imkanlar sunuyor. Bu ülkeleri sadece televizyonlarda izlediğimiz görüntülerle değerlendirmeyelim, gidelim, tanıyalım ve fırsatları yerinde değerlendirelim” diye konuştu. Küba ile mesafeler kapanacak İzmir Enternasyonal Fuarı’nın bu yılki onur konuğu ülkesi Küba’nın Türkiye Büyükelçisi Ernesto Gomez Abascal ve Ticaret Müsteşarı Jorge Crespo, Türkiye ile Küba arasındaki ilişkilerin gelişmesi çabaları çerçevesinde Ege Bölgesi Sanayi Odası’nı ziyaret ederek Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın ile biraraya geldi. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın, niyet edildiği zaman uzaklıkların engel olamayacağını, en önemli engelin kafalardaki uzaklık olduğunu belirterek, “İEF’nin bu yılki onur konuğu Küba’yı kültürüyle, ekonomisiyle tanımak için böyle bir fırsat olduğu için mutluyuz” dedi. Küba ile ilişkilerin geliştirilmesi için İzmir’de fahri konsolosluk açmalarının önemli katkısı olacağına değinen Taşkın, “Ülkelerimiz arasındaki ilişkiyi artırmak lazım. Küba nikel madeninde zengin, purosu dünyaca meşhur. Biz sanayi ve turizm konularında ilişkimiz olsun istiyoruz. Küba, İzmir’in EXPO 2015 adaylığında da bizi destekliyor. Bölgelerinde de konşularından Türkiye’ye oy atmaları için ricada bulunacaklar” diye konuştu. Küba Büyükelçisi Abascal ise İEF’ye onur konuğu ülke olarak katılmaları ile ticarili ilişkilerde önemli bir aşama kaydedileceğini belirterek, İzmir’in de EXPO adaylığına başından beri destek verdiklerini söyledi. İzmir’in EXPO için seçtiği sağlık temasının da önemini vurgulayan Büyükelçi Ernesto Gomez Abascal, şöyle konuştu: “Küba da sağlık konusuyla yakından ilgileniyor. Ülkemizin örnek bir sağlık sistemi var. Biyoecza sektörümüz hızla gelişiyor. Türkiye’ye tıbbi ecza ürünleri sattık. Pazarın daha da genişlemesini hedefliyoruz. Türkiye ile siyasi ve ekonomik ilişkilerni mükemmel olduğunu söyleyebilirim.” ebsohaber 29 mart 2008 ULUSLARARASI Roterdam Belediye Yöneticisi Frank Coomans, TIC Turkey Türkiye Direktörü Hans Krielen, TIC Turkey Direktör Yardımcısı Angela Craig, EBSO’da Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Haluk Tezcan ve Yönetim Kurulu Üyesi Ufuk Akgün ile biraraya geldi. Görüşmede ABİGEM İzmir Direktörü Damla Taşkın da hazır bulundu. Hollandalılar İzmir’e yatırımda kararlı EXPO 2015 organizasyonunda en iddialı kent olan İzmir'e yabancı yatırımcıların da ilgisi her geçen gün artıyor. Hollanda Hükümeti İzmir başta olmak üzere Türkiye'deki yatırım potansiyellerini dikkate alarak, Hollandalı yatırımcılara kılavuzluk etmek için TIC Turkey yatırım ajansını kurdu. Kurumun başına da bir direktör atayan Hollanda Hükümeti, kendi ülkesindeki firmaları Türkiye'de yatırıma yönlendirecek. İzmir başta olmak üzere İstanbul ve Gaziantep şehirleri ile de ilgilenecek TIC Turkey Türkiye Direktörü Hans Krielen, Türk işadamları ile Hollandalı işadamlarını biraraya getirerek işbirliği köprüsü kuracak. Yatırımcı getirecek Direktör olarak atandıktan sonra ilk ziyaretini İzmir'de Ege Bölgesi Sanayi Odası’na gerçekleştiren Krielen, geçtiğimiz yıl Kasım ayında Hollanda’da Ege’yi tanıtan ve yatırım olanaklarını anlatan bir sunum gerçekleştiren EBSO Yönetim Kurulu Üyesi Ufuk Akgün ile biraraya geldi. Hans Krielen, EXPO sürecindeki İzmir'in Hollandalı işadamları tarafından büyük ilgi gördüğünü söyledi. Bugüne kadar Türkiye'deki hizmet sektörüyle ilgilenen Hollandalı işadamlarının bundan sonra daha çok imalat sanayi yatırımlarına yöneleceğini vurgulayan Krielen, Türkiye'ye Hollandalı yatırımcıların biraraya gelmesi için çalışacaklarını ifade etti. Krielen, İzmir'de EXPO'nun kazanılması halinde Hollandalı yatırımcıların ilgisinin daha da artacağını kaydetti. Potansiyeli gördüler direktör atadılar TIC TUrkey'in Hollanda hükümetine bağlı olarak Türkiye ve Hollanda arasında ticaret ve yatırım faaliyetlerini teşvik etmek amacıyla üç yıl önce kurulduğuna işaret eden Krielen, Başlangıçta 3 yıl olarak tasarlanan çalışmalarını potansiyeli görerek 3 yıl daha uzattıklarını bildirdi. Daha önce Rotterdam Belediyesi tarafından yürütülen çalışmaların, kendisinin direktör atanarak daha kurumsal hale getirdiklerini açıklayan Krielen, "İzmir'de EBSO Yönetim Kurulu Üyesi Ufuk Akgün ile birlikte hareket ediyoruz. Görevim Hollandalı yatırımcılara Türkiye'yi tanıtmak. 16 milyon nüfuslu Hollanda'da yatırım yapmak isteyen binlerce girişimci var. Hollandalılar Türkiye'yi tanıdıkça, Türkiye'nin ne kadar farklı ve güçlü olduğunu görüyorlar. Türkiye Avrupa'nın Çin'i olabilir. İzmir'de de çok fazla imkan var. En büyük hazineniz nüfusun yüzde 70'inin 35 yaşınını altında olması" dedi. İzmir hızlı büyüyor İzmir'e ilk olarak 2006 yılında geldiğini belirten Krielen o zamandan bu yana şehirde büyük bir değişim gördüğünü ve çok fazla süprizle kaşılaştığını söyledi. İzmir'de yapılan işlerin kalitesini ve hızının Hollandalılar'ı bile kıskandırabileceğini açıklayan Krielen, şöyle konuştu: "Özellikle geri dönüşüm konusunda ileri tekniğe sahip olan Hollanda ile Türk firmaları arasında ortaklık ya da işbirliğine ağırlık veriyoruz. İzmir'de günlük 5 bin ton çöpün geri dönüşümü konusunda Hollandalı firmalarla-Türk şirketleri işbirliği yapabilir. Çevre kirliliğinin önlenmesi, su kaynaklarının temizlenmesi konusunda birlikte çalışabiliriz. Su kaynaklarından kente suyun ulaştırılması konusunda ileri bir teknolojiye sahibiz. Her türlü teklife açığız" dedi. Akgün: Ortaklık kurun dünyaya açılın “Hollanda Hükümeti, İzmir başta olmak üzere Türkiye’ye çok önem veriyor. Geri dönüşüm ve su transferi konusunda çok uzman olan Hollandalı firmalarla ortaklıklar kurulabilir. İçme suyunun barajlardan şehre getirilmesinde kayıpları yüzde 1’e indiren sistem geliştiren Hollandalılar İzmir’de de bu projeyi yürütmek istiyor. Ayrıca kesme çiçek, hizmet sektörü ve sanayi sektörlerinde de her türlü işbirliğine açıklar. İşbirliği yaparak fırsatları değerlendirelim. Dünyaya birlikte açılalım.” ebsohaber 30 mart 2008 ULUSLARARASI Eğitimli iş gücü için Türk Alman işbirliği Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Haluk Tezcan, ara eleman teminini sağlamak için her organize sanayi bölgesine bir meslek yüksekokulu yapma projelerinin olduğunu söyledi. İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin daveti üzerine İzmir’de bulunan HWK Münster Oda Başkanı Hans Rath ve beraberindeki heyet, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nı ziyaret etti. Almanya ve Türkiye arasındaki teknik ve mesleki eğitim alanında yapılacak çalışmaların ve ekonomik işbirliklerinin değerlendirildiği ziyarete, Rath’ın yanısıra, HWK Münster Genel Müdürü Walter Bourichter, Eğitim Merkezi Genel Müdürü Dr. Hans W. Gummersbach, Meslek ve Hukuk Bölümü Daire Başkanı Andrea Saabe ile Meslek Eğitimi Bölümü Mustafa Schat katıldı. Heyete evsahipliği yapan EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Haluk Tezcan, sanayi sektöründe çalışanların eğitiminin önemine dikkat çekti. EBSO’nun da nitelikli ara eleman yetiştirilmesi konusunda çaba gösterdiğini vurgulayan Tezcan, “Mesleki ve teknik eğitimde ülkeler arasındaki ilişkilere de büyük önem veriyoruz. Nitelikli ara eleman yetiştirilmesini sağlamak amacıyla Oda olarak İzmir ve çevresindeki organize sanayi bölgelerinde meslek yüksek okulu açma projemiz var. Bunun ilki de İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi” dedi. Haluk Tezcan, İESOB’un eğitime verdiği önemin de farkında olduklarını ifade ederek “kardeş oda” olarak her zaman işbirliği içinde olduklarını, bunun artarak devam etmesini sağlayacaklarını söyledi. İşbirliği yapılacak HWK Münster Oda Başkanı Hans Rath ise, benzer bir dayanışmanın da Münster’de olduğunu belirterek “Bu bizi sevindiriyor. Bizim de Münster şehrinde esnaf birliği ve sanayi odası arasında sizinkine benzer bir dayanışma ve işbirliği var. Münster Sanayi Odası ile sizin odanız arasında da yeni bir dostluk ve işbirliği çalışması oluşabilir” diye konuştu. Rath, EBSO’dan gelecek teklifleri değerlendireceklerini de sözlerine ekledi. Almanya'nın Münster şehri Esnaf ve Sanatkarlar Odası Genel Müdürü Walter Bourichter ise İESOB ile işbirliği yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. Bourichter, Avrupa'da makine endüstrisine gerekli parçaları veren İtalyan, Hollandalı ve Alman firmalara Türk firmaların da katılabileceğini dile getirdi. İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu, bünyelerindeki meslek eğitimi yapan kuruluşları gezdirmek ve karşılıklı işbirliği yapmak üzere Alman heyeti davet ettiklerini, bu kapsamda Oto Tamircileri, Kaloriferciler ve Sıhhi Tesisatçılar ile Fırıncılar Odalarının çıraklık eğitim merkezlerini gezdirdiklerini anlattı. Mutlu, bu işbirliğini daha da ileri seviyeye götürme arzusunda olduklarını belirtti. Avrupa’daki Türk kenti Berlin Ege Bölgesi Sanayi Odası KOBİ Okulu eğitimlerine katılan BASIC GmbH Yeminli Mali Müşavirlik firmasının ortaklarından Ömer Başkan, Egeli sanayiclere ve KOBİ’lere Almanya’da girişimcilere sunulan fırsatları farketmeleri önerisinde bulundu. Berlin’in ekonomik potansiyelini anlatan Başkan, orada yaşayan 250 bin Türk’ün 7 bin işletmede 30 bin kişiyi istihdam ederek yılda 3.5 milyar Euro ciro yaptığını bildirdi ve Türk girişimcilerle de bağlantılar kurularak işbirliklerine gidilebileceğini kaydetti. Ömer Başkan, Berlin’de iş yapmanın, orada yatırım yapmanın önündeki en büyük engelin ise vize ve oturma izni olduğunu, bu sorunların çözümü için de Berlin Ticaret Odası’nda bir özel müracaat masası kurulduğunu, buradan yardım istenilebileceğini haber verdi. ebsohaber 31 mart 2008 FUAR İzmir’in üçüncü büyük fuarı olacak İzmir ve Ege’nin gelişen sektörü güzeytinyağı ve şarap sektöründe büyük İzmir, şarap ve zeytinyağının cünü uluslararası fuarla katlayacak, İzmir bir potansiyeli olduğuna işaret ederek, yeni bir sektörel uluslararası fuar başarısı bu potansiyelin iyi bir politika izleyerek gücünü uluslararası pazarlarda daha kazanacak. Zeytin, Zeytinyağı ve ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi. Şu perçinleyecek bir fuar başarısı şarap sektörünün bu yıl 5. kez biraraya anda Türkiye’de var yılında 200-250 bin daha kazanacak. Şarap Zeytin ve geleceği Vinolive Zeytin, Zeytinyağı, ton zeytinyağı üretimi yapıldığına dikkat Zeytinyağı Fuarı gün sayıyor. Şarap ve Teknolojileri Fuarı, Mermer ve çeken Kalpaklıoğlu, dünyanın önde gelen Gelinlik Fuarı’ndan sonra İzmir’in en oyuncuları arasına girmek için üretimin büyük üçüncü fuarı olacak. Bu yıl 29 Mayıs-1 Haziran tarihleri 750 bin tona çıkarılması gerektiğini kaydetti. arasında yapılacak olan fuar için geniş bir platform oluşturan Bu fuarla dünyanın önde gelen zeytinyağı alıcılarını İZFAŞ, uluslararası bir sempozyum da düzenleyecek. Türkiye’ye getirileceğini anlatan Kalpaklıoğlu, bu sayede zeytinBu yıl Fuarı Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi, EBSO, yağı ihracatının da katlanacağını söyledi. İTO, İTB, Ege İhracatçı Birlikleri, Kimya, Gıda, Ziraat Mühendisleri Odaları, Üzüm Üreticileri Sendikası ve Şarap Sanayicileri Sektörden tam destek Derneği’de desteklecek. Kurum temsilcilerinin katılımı ile MöUlusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Tan vepick Otel’de düzenlenen toplantıda, fuarın uluslararası boyuta da zeytinyağında üretimin ve tüketiminin artırılması gerektiğini taşınması için yapılacak çalışmalar ele alındı. kaydetti. Ege Bölgesi’nin zeytinyağı ve şarapta tarihten gelen üretici özelliğini olduğunu anlatan Tan, İzmir’de yapılacak fua3 büyük fuar olacak rın da dünyanın önde gelen fuarları arasına girmesi için sektörün Toplantıda konuşan İZFAŞ Genel Müdürü Doğan İşleyen, bütün temsilcileri olarak ortak hareket edeceklerini kaydetti. İzmir’de Mermer ve Gelinlik Fuarı’ndan sonra 3. Büyük fuarı yaratmak için çalıştıklarını söyledi. Sektörün tüm bileşenlerini Şaraptan milyar dolar kazanabiliriz biraraya getirdiklerini ve desteklerini aldıklarını vurgulayan Şarap Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Enis Güner İşleyen, “Biz Gelinlik fuarında ciromuzun 3 katı kadar harcama ise, şarabın anavatanının Anadolu olduğuna dikkat çekerek, yaptık. Tek derdimiz İzmir’e büyük bir fuar kazandırmaktı. BuTürkiye’nin yılda 10 milyon dolarlık olan ihracatını, milyar nun da sonucunu 2009 yılındaki fuar için bütün standları şimdidolarlara çıkaracak potansiyele sahip olduğunu söyledi. Güner, den satarak aldık. Vinolive Fuarı’nda da ciromuzun 5 katı kadar fuarın Türk şarapçılığının tanıtılmasında da çok önemli işlevi harcama yapmaya hazırız. Bu fuarı da Mermer ve Gelinlikten olacağını anlattı. Toplantıda diğer sektör temsilcileri de fuara sonra İzmir’e en çok kazandıran 3. Büyük fuar haline getirmeyi destek verdiklerini belirterek, fuarın daha da büyümesi için her amaçlıyoruz” dedi. türlü katkıya hazır olduklarını açıkladılar. EBSO Başkan Yardımcısı Nedim Kalpaklıoğlu ise Türkiye’in ebsohaber 32 mart 2008 FUAR Mermercinin küresel buluşma noktası Marble İzmir, bir dünya buluşmasına hazırlanıyor. Alanında dünyanın ikinci büyük fuarı kabul edilen, MARBLE- Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, Türkiye’nin en büyük ihracat fuarı olmayı sürdürüyor. Artık bir dünya markası olmuş ve adı İzmir’le özdeşleşmiş MARBLE – 14. Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, 2629 Mart 2008 tarihleri arasında Kültürpark’ta gerçekleştirilecek. Bu yıl 42 bin 500 metrekare alan üzerinde düzenlenecek fuara 1100 civarında firmanın katılması kesinleşti. Geçtiğimiz yıl MARBLE’a 1038 firma katılmıştı. 14. MARBLE hazırlıkları kapsamında fuar alanında bir revizyon gerçekleştirildi; artan katılım taleplerine olumlu yanıt verilebilmesi için Kültürpark’daki sergileme olanağı maksimum seviyeye çıkarıldı. Tahsis edilen toplam alan geçen yılla kıyaslandığında 2 bin 500 metrekare büyüdü; 42 bin 500’e ulaştı. Katılımcıların memnuniyet duydukları prefabrike üniteler ise bu yıl da kuruluyor. 8 bin metrekare yeni kapalı alan yaratacak prefabrike holler, dört gün sürecek fuarın ardından kaldırılacak. Prefabrike üniteler, Lozan Kapı Girişi, Uzun Havuz Üstü, 26 Ağustos Kapı Girişi ve 3 No’lu Hol çıkışına inşa edildi.. Türkiye’nin ihracat kapısı İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat İşleri AŞ (İZFAŞ) Genel Müdürü Doğan İşleyen, alanında dünyanın ikinci büyük organizasyonu olan, Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı MARBLE 2008’in İzmir’i, Türkiye’nin “doğaltaşta ihracat kapısı” haline getirdiğini söyledi. Türkiye’deki doğaltaşları dünyaya tanıtmanın yolunun artık İzmir’den geçtiğini ifade eden İşleyen, şöyle konuştu: “Bu fuar için ‘dünyanın en değerli taşları’ İzmir’e yağacak. Erzurum’a özgü bir mavi taş bulunmuş, bu fuara onu da getirip sergileyeceğiz. Ziyaretçi, ülke ve yabancı alıcı sayısını artırmaya yönelik olarak Almanya, İtalya, Dubai ve Çin Halk Cumhuriyeti’nde düzenlenen fuarlara katıldık. Bu ülkelerin yanı sıra Fransa, Almanya, Rusya, Hindistan ve Polonya’da reklam çalışmaları yaptık. Geçen yıl MARBLE’da 34 ülkeden katılımcıyı, 77 ülkeden ziyaretçiyi konuk etmiştik. Bu yıl 40 ülkeden katılımcı ve 80 ülkeden ziyaretçinin geleceği kesinleşti. Fuarı, üç bini aşkın yabancının ziyaret etmesini bekliyoruz. Geçen yıl kent ekonomisine 70 milyon dolar gelir getiren MARBLE Fuarı’nın bu yıl İzmir’e yönelik kazancının 75 milyon doları aşması öngörülüyor.” İZFAŞ Genel Müdürü İşleyen, Ege İhracatçı Birlikleri’nin, İzmir’in EXPO 2015 adaylığına destek olunması amacıyla “sağlık temalı” heykeller, çeşmeler ve şadırvanlar yaptırarak, İzmir’in değişik noktalarında MARBLE’ın açılışında sergileyeceklerini de söyledi. ebsohaber 33 mart 2008 HABER EBSO’da robotlar 3. kez yarışacak Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın (EBSO) katılabileceği yarışmada takımlarda öğ3. kez düzenlediği Ulusal Robot Yarenci sayısını aşmayacak kadar öğretmen Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın rorışması, 24-25 Mayıs 2008 tarihlerinde de bulunabilecek ve öğretmenlerde yaş bot yarışması, İzmir’e teknoloji ve İzmir Fuarı’nda yapılacak. Çizgi izleyen sınırı aranmayacak. İlk gün yapılacak olan dinamizm kazandıracak. Yarışma, robot kategorisinde zamana karşı yarışıeleme yarışının ardından finalde yarışmaönümüzdeki yıldan itibaren uluslarak gerçekleşecek yarışmanın önüya hak kazanan robotlar ikinci gün pist lararası nitelikte düzenlenecek. müzdeki yıl gerçekleştirilecek 4’üncüsü üzerinde zamana karşı yarışacaklar. Pisti ise uluslararası olacak. EBSO Yönetim en kısa sürede tamamlayan robot birinci Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, yarışmayı uluslararası boyuta olacak. Son başvuru tarihi 25 Nisan 2008 olan yarışmaya başvutaşıyarak İzmir’e teknoloji ve dinamizm kazandırmayı amaçlaru için www.ebso.org.tr/b2b/haber/resimler/robotbasvuru-forum. dıklarını söyledi. doc adresinde yer alan formu doldurarak EBSO’ya göndermeleri EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, Yönetim Kuyeterli olacak. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen EBSO Ulusal Robot rulu Üyesi Yavuz Kaptanoğlu, Meclis Üyeleri Enver Olgunsoy, Yarışması önceki yıllardan farklı olarak başta üniversiteler olmak Şener Gencer ve Kamil Porsuk’un yanısıra Telekom İl Müdür üzere birçok düzenleyici kuruluş ve sponsor firmanın işbirliği ile Yardımcısı Kemal Güneyli’nin katıldığı basın toplantısıyla ‘Robot gerçekleştirilecek. Yarışması’ tanıtıldı. Teknolojinin hızla geliştiğini ve robotların üretim alanlarında insanların yerini almaya başladığını ifade Yarışmanın sponsorları eden Taşkın, robotların insanların işlerini kolaylaştırdığını ve Ana sponsor: Türk Telekom A.Ş. gelişen teknolojinin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini söyledi. Sponsorlar: Kastaş Kauçuk, Hewlett Packard Taşkın, Türkiye’nin de teknolojiyi dizayn eden ülkelerden biri Hizmet sponsorları: Seçsan Gıda, Doğuş Çay olması gerektiğini belirterek, “Bu robot yarışmasını da teknolojik gelişimdeki rolümüzden dolayı önemsiyoruz. Burada yaratılan Proje ortakları robotların üretim sistemlerine adapte edilmesi gerekiyor” dedi. •Ege Bölgesi Sanayi Odası •Türk Patent Enstitüsü Son başvuru 25 Nisan •İZFAŞ Yarışma’nın uluslararası boyuta taşınmasını istediklerini dile •Ege Üniversitesi getiren Taşkın, bunun İzmir’e teknoloji ve dinamizm kazandı•Dokuz Eylül Üniversitesi racağına inandıklarını söyledi. Son yarışmanın İzmir Körfezi’nin •İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1/1000 ölçekli maketini çevreleyen bir parkur üzerinde gerçek•Celal Bayar Üniversitesi leştirileceğini anlatan Taşkın, çizgi izleyen robot kategorisinde •Adnan Menderes Üniversitesi zamana karşı yarışılarak gerçekleştirileceğini söyledi. •İzmir Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü 15 – 25 yaş arası gençlerin azami 5’er kişilik takımlar halinde •Bilim ve Teknik Dergisi ebsohaber 34 mart 2008 HABER Üretim ve yaşamın her alanında toplam kalite Toplam kalite yönetiminin üretim ve yaşamın her alanında uygulanması gerektiği ifade edildi. Ege Bölgesi Sanayi Odası Basım Yayın ve Bunlara Bağlı Sanayi Meslek Komitesi, genişletilmiş grup toplantısında İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Murat Bengisu’nun verdiği konferansla Toplam Kalite Yönetimi hakkında bilgilendirildi. EBSO Basım Yayın ve Bunlara Bağlı Sanayi Meslek Komitesi Başkanı ve EBSO Meclis Üyesi İrfan Acar, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, kalitenin vazgeçilmez uygulamalarıyla insan yaşamına büyük kolaylıklar getirdiğini söyledi. Acar, temsil ettiği meslek grubunun ağırlıklı olarak tasarımla uğraştığına işaret ederken, “Üretimin ilk aşamasında biz varız. Tüketicinin bir ürünü tercih etmesinde en önemli rolü oynayan bizler, ürünün nasıl sunulacağından ambalajına kadar her aşamada gösterdiğimiz özenle daima kaliteyi ön plana çıkararak müşteri beklentilerine cevap vermeliyiz. Tüketici ürünün kalitesi hakkında ilk bakışta fikir sahibi olmalı. Bunda da en büyük pay yine İrfan ACAR bize düşüyor” dedi. İzmir Ekonomi Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Murat Bengisu da, tüm çalışanların ve tedarik zincirlerinin katılımıyla ürünün toplum yararına sunulmasında müşteri beklentilerinin daha fazlasının verilmesine dikkat çekti. Toplam kalite yönetimi, temel ilkeleri, KOBİ’lerin toplam kalite yönetimi çalışmalarına nasıl başlayacağı ve yapılması gerekenler hakkında ayrıntılı bilgiler veren Doç. Dr. Bengisu, toplam kalite yönetiminin ilkelerini de müşteri odaklılık, liderlik, stratejik planlama, takım çalışması süreç yönetimi, sürekli iyileştirme, verilere dayalı bilimsel yaklaşım, tedarikçi ve paydaşlarla ilişkilerde karşılıklı yarar olarak sıraladı. Doç. Dr. Murat Bengisu, toplam kalite çalışmalarında en önemli unsurun katılımcılığın sağlanması olduğunu söyledi. Çalışanların fikirlerinin sorulması, önerilerinin alınmasını isteyen Doç. Dr. Bengisu, uygulamada başarıya götürecek öneri getiren personelin ödüllendirilmesini önerdi. Doç. Dr. Bengisu, ISO 9000 çalışmalarının toplam kalite yönetimin bir alt basamağı olduğunu belirtirken, şu bilgileri verdi: “ISO 9000 ile firmalar daha derli toplu olur. Neyi yaptığını, nasıl yaptığını bilir. ISO 9000 çalışmaları aynı zamanda işe yeni alınan personelin adaptasyonunu da kolaylaştırır. Firmalar ayrıca yaptıkları uygulamaların sonuçlarını da ölçerek gidişat hakkında bilgi sahibi olmalılar. Ölçüm sonuçlarından neyin doğru neyin yanlış yapıldığı çıkarılmalı, hatalar ve hatalı uygulamalar daha ilk adımdan itibaren önlenmeli. Kontrol her aşamada sağlanarak üretimde malzeme ve zaman kaybının önüne geçilmeli, hatasız üretim gerçekleştirilmeli. İşte ve toplam kalite yönetiminde sürekli iyileştirme sağlanmalı.” ebsohaber 35 mart 2008 HABER Türkiye’nin en iyi ambalajlarına ödül Türkiye’nin tek ambalaj merkezi olan Ambalaj ve Tire Kutsan’da tasarladıkları TSE’nin düzenlediği Altın AmbaTSE Ambalaj Laboratuvarı Müdürlüğü ambalajlarla ödüle layık görüldüler. tarafından, 1988 yılından beri her yıl laj yarışmasında dereceye giren düzenlenen ve 2007 yılının Haziran 45 ürün dereceye girdi aralarında Egeli firmalarında ayında 20’ncisi gerçekleştirilen ‘Altın Ambalaj sektörünü yeniliklere ve daha bulunduğu katılımcılara ödüllerini Ambalaj’ yarışmasında dereceye giren iyiye yönlendiren son derece önemli bir Sanayi Bakanı Çağlayan verdi. firmaların ödülleri sahiplerini buldu. TSE organizasyon olan TSE Altın Ambalaj Başkanı Kenan Malatyalı’nın ev sahipYarışması’na, ambalaj sektörünün önemli liğinde gerçekleştirilen Altın Ambalaj Yarışması ödül törenine, firmaları ile tasarımcılar katıldı. Teknolojik gelişmeler ışığında Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, İzmir protokolü ve am- gelişen ambalaj türleri, ürün yelpazesinin farklılığı ve başarılı balaj sektörünün temsilcileri katıldı. Yarışmada dereceye giren tasarım çalışmaları jüri üyelerinin seçimini oldukça zorlaştırdı. 45 ürünü yaratan 30 firmanın temsilcisine ödülleri Ege Üniversi- Ambalaj dernekleri temsilcileri ve üniversitelerin ilgili bölümletesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle verildi. rinden öğretim üyelerinin jüri üyesi olarak görev aldığı yarışmaYarışmada İzmir ve Ege Bölgesi’nde faaliyet gösteren ambalaj da ürünler; Gıda, İçecek, Sağlık ve güzellik ürünleri, Ev gereçlefirmaları da büyük başarı yakaladı. Bakioğlu Holding şirketleri, Elektronik eşya, Eczacılık ve ilaç ile Diğer olmak üzere yedi rinden Bak Ambalaj Eti Cici bebe bisküvisi, Elda İçecek Kara Efe ayrı dalda değerlendirildi. Değerlendirme sonucunda; 30 firma rakı, Dalan Kimya da Oleaa masaj sabunu ambalajları, Pınar 45 ürünü ile dereceye girmeye hak kazandı. Süt ve Pınar Su, Türk Tuborg, Dentaş Ambalaj, Kaplamin Ödüllü ambalajların yaratıcıları Ak Gıda - Anadolu Cam - Asaş Ambalaj - Bahçıvan Gıda - Bak Ambalaj - Beko Elektronik - Beno Plastik - BFN Otomotiv - Camiş Ambalaj Cem Ofset - Dalan Kimya - Dentaş Ambalaj - Dimes Gıda - Elda İçecek - İnter Plastik - İzvar Ambalaj - Korozo Ambalaj - Kaplamin Ambalaj Kursan Plastik - Olmuksa İnternational Paper - Özge Plastik - Papirus Kağıt - Pınar Su Pet su ambalajı Pınar Süt - Pripack Ambalaj - SCA Packaging - Tire Kutsan - Torbalı Renk Kutu - Türk Tuborg Türkiye’nin sesi duyuluyor Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, ağırlıklı olarak Sosyal Güvenlik Reformu’nu savunduğu konuşmasında ambalaj sektörünün hızla geliştiğine değindi. Çağlayan, cam, kağıt, plastik ve metal ambalaj üreten sektörün büyüklüğünün 6 milyar dolara ulaştığını, 1.5 milyar dolarlık da ihracata imza attığını söyledi. Türk Standartları Enstitüsü Başkanı Kenan Malatyalı, TSE’nin düzenlediği Altın Ambalaj Yarışması’nı kazanan firmaların ürünlerinin Dünya Ambalaj Teşkilatı’nın düzenlediği World Star Yarışması’na taşındığını, böylece ambalajda Türkiye markasının sesinin uluslararası platformda duyurulduğunu söyledi. Türkiye’de ebsohaber 36 mart 2008 HABER ambalaj sanayinin özellikle son 10 yılda artan şekilde önem kazandığına dikkat çeken Malatyalı, “AB ülkelerinde kişi başına ortalama ambalaj tüketimi 170 dolar civarında iken ülkemizde 50 dolar olarak açıklanıyor. Bu rakam her geçen yıl artış gösteriyor. Mevcut veriler, sektörün daha da büyüyeceğini gösteriyor” dedi. Tezcan: Hedef Avrasya’nın merkezi olmak Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkan Vekili Haluk Tezcan da, Türkiye’nin ambalajda Avrasya’nın merkezi olma hedefini koyduğuna işaret ederek, “Bu hedefine ulaşmaması için bir engel yok” dedi. Ambalajın bugün tüketicinin satınalma kararını etkileyecek düzeye ulaşmasının önemine dikkat çeken Tezcan, plastiğin de sekörle sıkı bağlantıları bulunduğunu hatırlattı ve “Ülkemizde üretilen plastiğin yüzde 40’lık bölümü ambalaj sektöründe kullanılıyor” dedi. Haluk Tezcan, ambalaj üretimi içinde makine teknolojilerinin de önemli bir yer tuttuğunu, iki sektör arasında doğrudan alışverişi etkin kıldığını anlatırken sözlerini şöyle sürdürdü: “Ambalaj sanayi genel olarak üretim endüstrilerinden gelen talepler doğrultusunda üretimini şekillendirip geliştiriyor. Pazar büyüklüğü yaklaşık 6 milyar dolar olan ve toplam tüketimin 4 milyon 800 bin tonu yakalaması beklenen ambalaj sektörü sanayileşme, yaşam standartlarının yükselmesi, hızlı kentleşme gibi etkenlerle gelişime açık bir sektördür. Halen 2 bin 500 firmanın faaliyet gösterdiği ve 75 bin kişiye istihdam sağlayan sektör, 2001 yılından bu yana istikarlı büyümesini devam ettiren yapısıyla dikkat çekiyor. Gerekli ilgiyi gördüğü taktirde hedefine ulaşamaması için hiçbir sebep yok. Bu nedenle ambalaj veya bir başka sektör için Türkiye’de uzun soluklu, markalaşmış teşvik yöntemlerinin sayısının artması en büyük temennimizdir.” İzmir Ticaret Odası (İTO) Meclis Başkanı Necip Kalkan, 1980 yılında Türkiye’nin toplam ihracatının 2.9 milyar olduğuna dikkat çekerek, bugün sadece ambalaj sektörünün 1.5 milyar dolar ihracat yaptığını söyledi. Kalkan, “Ambalaj sanayicilerinin önü açılmalı. Ambalaj sanayicilerinin sesine kulak verilmeli” diye konuştu. TSE’nin Altın Ambalaj Yarışması’nda firmaları temsil eden kadınların çokluğu dikkat çekti.. Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, ilk ödülleri verdiği törende katılımcılara başarı diledi.. 36 Firma 58 ürün TSE tarafından bu yıl 20.’si gerçekleştirilen Altın Ambalaj Yarışması 20 Haziran 2007 tarihinde yapıldı. Yarışmaya 36 firma 58 ürün ile yarıştı. Değerlendirme sonucunda 30 firma 45 ürünü ile dereceye girmeye hak kazandı. Dereceye giren 16 firma 23 ürünü ile 2007 Ekim ayı içinde Atina’da gerçekleştirilen World Star Yarışması’na katıldı. Jüri 32 ülkeden toplam 291 ürün için oy kullandı. Yapılan oylamada, 166 ürün, 2007 dünya yıldızı olmaya hak kazandı. Değerlendirme toplantısı sonucunda Türkiye’den 6 firma 6 ürünü ile yarışmayı kazandı. Firmalara ödülleri, Mayıs 2008’de Gana’nın başkenti Accra’da gerçekleştirilecek törenle verilecek. EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Haluk Tezcan da, yarışmada dereceye giren firmalara ödül verdi. ebsohaber 37 mart 2008 HABER Avrupa’da üretim şartı yerliye darbe Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Meclis Üyesi ve Löher Asansörleri’nin sahibi Ali Aktaş, kamu kurumlarının yapım şartnamelerinde Avrupa menşeili ürün alınması konusunun sıkıntı yarattığını söyledi. İzmir’de 41 yıldır asansör ve yürüyen merdiven sektöründe faaliyet gösteren Aktaş, Münih Metrosu’nun bile yürüyen merdiven ihalesine teklif verdiklerini, yurtdışındaki birçok projede yürüyen merdivenlerinin tercih edildiğini belirten Aktaş, bu başarılara rağmen iç piyasada istediklerini satış rakamlarına ulaşamadıklarını kaydetti. Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikasında ekonomi muhabirleri ile biraraya gelen Aktaş, birçok engelleme yüzünden ihalelere giremediklerini söyledi. “İhalelerde yürüyen merdivenler için Avrupa’da üretim şartı arıyorlar. Ayrıca tek bir projede 20 yürüyen merdiven uygulaması istiyorlar. Farklı projelere 20 ayrı yürüyen merdiven yapsanız bile sizi ihaleye kabul etmiyorlar. Zaten Avrupalı markalarda üretimlerini Çin’de yapıyorlar” dedi. Sinan Aygün beni yanılttı Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün’ün her seferinde yerli malı kullanılmasını önerdiğini söyleyen Aktaş, Aygün’ün kendisini çok yanılttığını söyledi. Aktaş, “Yerli malı kullanılmasını teşvik eden Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün bile kendi yaptığı inşaatlarda bu şartnameyi koydu. ‘Fabrikama 2 mühendis gönder, beni denetle’ dedim. Ancak değişen bir şey olmadı. Türkiye’de yerli yürüyen merdivenin kalitesiz olduğu yönündeki ön yargıyı bir türlü kıramadık. Daha önce kullanılan yerli yürüyen merdivende yaşanan sıkıntının izlerini bir türlü silemedik. Oysa bizim Hollanda’dan aldığımız ISO 9001 kalite ve CE belgemiz bulunuyor” dedi. “Ne olursa olsun yatırıma devam edeceğiz” diyen Ali Aktaş, şu bilgileri verdi: “Kemalpaşa’da yeni bir fabrika kuracağız. Bu fabrika 7 milyon dolar yatırımı olan, yürüyen merdiven üreten bir tesis olacak. 20 bin metrekare alanda kurulacak fabrikada 150 kişiye istihdam sağlayacağız. Yeni pazarlara açılacağız. 2008 yılında krizin derinleşeceği söylense de biz öz sermayemizle yeni fabrika kuracağız. Fabrika için evlerimi bile satışa çıkardım.” Başka ülkeler de bizden alıyor Yurtiçinde müşteri bulmakta zorlansak da yurtdışına ihracat yaptıklarını ifade eden Aktaş, “Sudan, İran, Irak, Ukrayna, Rusya ve Bulgaristan’a ihracatımız var. Yurtdışı piyasalarda hiç bir sıkıntı yaşamıyoruz. Sürekli pazarımızı da büyütüyoruz. Çin’den 100 günde gelen yürüyen merdivenleri biz 30 gün içinde teslim edebiliyoruz. Avrupa’da 80-90 bin dolar olan fiyatlar bizde 4050 bin dolar seviyesinde. Fiyatlarımız yüzde 50 daha ucuz. Hiç bir eksiğimizde yok. Çin’de üretilen ürünlere göre de kalitemiz çok yüksek. Türkiye’de sanayici teşvik edilmiyor. Yer, makina parkı ve enerjide sanayiciye biraz daha maliyet avantajı tanınmasını istiyoruz. Eğer bunlarda gerçekleşirse, sanayicilerin üretimde hiç bir engeli kalmaz” diye konuştu. ebsohaber 38 mart 2008 HABER Kuyumcu analiz raporunu İzmir’den alacak Geçen yıl bölgedeki ayar evlerinin analiz yapma yetkisinin iptal edilmesiyle ihracatçı zor duruma düşmüştü. Darphane şimdi Soymetal’e yetkiyi verdi Ege Bölgesi'ndeki altın ihracatçıları İstanbul'a gitme derdinden kurtuldu. Avrupa Birliği standartlarına uygun hale getirmek için geçen yılın sonunda bölgedeki bütün ayar evlerinin analiz yapma yetkisinin iptal edilmesiyle, son 2 aydır ihracatları durma noktasına altın ihracatçılar rahat bir nefes aldı. Darphane'nin İzmir'de Soy Metal firmasına, özel ayar evi yetki belgesi vermesiyle birlikte ihracatçılar 3 günde İstanbul'dan aldıkları analiz raporunu artık 2 saat içinde alabilecek. Zamanla birlikte analiz başına yaklaşık bin 500 YTL'lik masraftan da kurtulan ihracatçılar, İzmir'de çok düşük bir bedelle uygunluk belgesine kavuşacak. AB yasaları AB'ye uyum yasaları çerçevesinde mevcut ayar evlerinin analiz yetkileri iptal edilmişti. Bunun üzerine İstanbul'daki 7 analiz eviyle çalışmak zorunda kalan altın ihracatçıları isyan ederken, bölgeden yapılan ihracat adeta durma noktasına gelmişti. İzmir'deki ayar evlerinden Soy Metal'in yenilenerek, mevzuatta istenen şartları yerine getirip Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü'nden yetki belgesini yeniden alması ile ihracatçılar rahatladı. Önceden üç gün süren işlemleri iki saat içerisinde alabilecek altın ihracatçıları, 3 Mart'tan itibaren işlemlerini yaptırmaya başladılar. Ekspertiz raporu İhracatı ve ithalatı yapılan kuyum ürünlerinin ihracata uygun olduğuna dair ekspertiz raporu vereceklerini anlatan Soy Metal Ayar Evi Ortaklarından ve EBSO Meclis Üyesi Kamil Porsuk, "Bölgede ithalat ve ihracatta tek özel ayar evi yetki belgesini alan firmayız. Bütün kıymetli maden ve taşları analiz edecek olan laboratuvar bu konudaki analizleri iki saat içerisinde sonuçlandıracak. İki ay önce AB'ye uyum çerçevesinde bütün ayar evlerinin analiz yapma yetkisi iptal edilmişti" dedi. İzmir Kuyumcular Odası Başkanı Mevlüt Özer ise, 2 aydır sıkıntı yaşayan ihracatçı ve ithalatçı üyelerin, ayar evinin açılması ile sorunlarının çözüldüğünü söyledi. AB uyum yasaları çerçevesinde İzmir'de hizmet veren 4 ayar evinin şartlara uymadıkları için kapatıldığını ifade eden Özer, "2 aydır firmalar ihracat ve ithalat için gereken analizlerini İstanbul'da yaptırmak zorunda kalıyordu. Bu da firmalara zaman kaybı ile maliyet getiriyordu. Darphane'nin verdiği izinle hizmete giren ayar evi ile artık bu dertten kurtulduk. Ayar evi ile birlikte İzmir'den ihracatın daha da artacağını düşünüyorum" dedi. Yıldız sektöre kolaylık • İhracatçılar 3 günde İstanbul'dan aldıkları analiz raporunu artık 2 saat içinde alabilecek. • Zamanla birlikte analiz başına 1.500 YTL'lik masraftan da kurtuldular. • İhracatçılar 3 Mart'tan itibaren işlemlerini İzmir'de yaptırmaya başladı. • Laboratuvar, bütün kıymetli maden ve taşları analiz edecek. ebsohaber 39 mart 2008 HABER Endüstri Mühendisleri Altı Sigma - Yalın şenliğine hazırlanıyor Makina Mühendisleri Odası, 9-11 Mayıs 2008 tarihlerinde İzmir’de Tepekule Kongre ve Sergi Merkezinde Altı Sigma - Yalın Konferansları düzenleyecek. Uygulamada daha çok Endüstri ve İşletme Mühendislerinin rol aldığı altı sigma ve yalın üretim yöntem ve modelleri günümüzde birçok işletme tarafından denenmek istiyor. Kurumsallaşma sürecini tamamlamış birçok firma ise bu yöntemlerin çok başarılı örneklerini uygulamaya geçirmiş durumda. MMO İzmir Şube yürütücülüğünde bu başarılı örnekleri Türkiye ölçeğinde tanıtmak üzere Altı Sigma- Yalın Konferansları düzenlendi. Konferanslara sektörlerinde kendisini kanıtlamış 22 firma ve kuruluş katılıyor. Oturumlarda firma temsilcileri uyguladıkları Altı Sigma ve Yalın Üretim örneklerini anlatacaklar. Konferanslara katılacak firmalar; Ford, Yeşim Tekstil, Rexam, Dyo Boya, Tofaş, Imteks, Arçelik, Üçge, TEİ, Hugo Boss, Delphi, Bosch, Borusan, Ege Endüstrisi, Hayes- Lemmerz, Diyarbakır Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Global Bilgi, Sabancı Holding, Kütahya Porselen, Eti, Kent Hastanesi, Vodafone, olarak belirlendi. Firmaların katılacakları “Bütünsel Deneyim Paylaşım Oturumları”, klasik bildiri sunumundan farklı bir yöntemle gerçekleştirilecek. Firma içinden farklı birimlerin veya yan sanayi, taşeron gibi firma ilişkilerini içeren uygulamalar 90 dakikalık sunumlarda bütünsel olarak ele alınacak. Klasik oturumlarda bir konu ile ilgili farklı firmalardan iki-üç bildirinin sunumu bir oturum başkanı yönlendirmesi ile gerçekleştirilirken, bütünsel deneyim paylaşımları, konferans konularının bütününü içerecek biçimde katılımcılarla paylaşılacak.. Yürütme kurulu, konferans hazırlıkları süresince, tüm firmaları ziyaret ederek, gerek oturum içi gerekse oturumlar arası uyumun sağlanması yönünde kapsamlı görüşmeler yaptı. Firmalar bu görüşmeler sonucunda “bütünsel” yöntemle deneyimlerini paylaşarak konferanslara katılmayı kabul ettiler. Aynı izlekte Matris, Festo, Spac, Cell, Mess, Sigma Center gibi danışmanlık firmaları ile çalıştaylar organize edildi. Uzmanlar konuşacak Yalın felsefenin çıkış noktası olan Toyota’dan emekli olan Bob Bennett söyleşilerin ilginç konuklarından biri olarak dikkat çekiyor Konferanslar konularında “insana dair” sunumlar da unutulmadı. “Kültürü Değiştirmek” konulu söyleşide Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü Mezunu Pakize Türkoğlu ve Ortaklar Köy Enstitüsü Mezunu Halil Vural Türkiye'den çıkan ve dünyada “özgün” bir örnek olarak kabul edilen Köy Enstitülerindeki İnsan düşünce, davranış ve fikirlerinin değiştirilmesi hakkında bilgi verecekler. Köy Enstitüleri modelinin, “Stratejik Yönetim”, “Yalın Yönetim felsefesi ve yöntemlerini” içerdiği saptamasını yapan konuşmacılar, bu özgün örnek ile kültür dönüşümü anlatacak. Konferans söyleşilerinin son konuğu Prof. Dr. Yankı Yazgan ise yeni yöntemlerle başarıya ulaşmada temel nokta “değişim”i anlatacak. Var olan mühendislik ve ekonomi yaklaşımları ile açıklanması ve kestirilmesi zor olan bu süreç psikoloji ve sosyoloji gibi bilimsel yaklaşımlara gerek duyuyor. ebsohaber 40 mart 2008 HABER Asansörleri MMO kontrol edecek Asansör Sempozyumu 2008 İzmir’de düzenlenecek AB Komisyonu tarafından 19 Şubat 2008 tarihinde Makina Mühendisleri Odası Asansör Kontrol Merkezinin 2022 No'lu Onaylanmış Kuruluş olarak duyuruldu. Bu atama ile MMO Asansör Kontrol Merkezi, 95/16/AT (Avrupa Topluluğu) Asansör Yönetmeliği Çerçevesinde 4 Modülde Onaylanmış Kuruluş oldu. Makina Mühendisleri Odası Asansör Kontrol Merkezi (AKM), 95/16/AT (Avrupa Topluluğu) Asansör Yönetmeliği kapsamında 2022 No'lu Onaylanmış Kuruluş olarak atandığı 19 Şubat 2008 tarihinde AB Komisyonu resmi sitesinde yayınlanarak duyurulmuştur. Merkezi İzmir'de bulunan Makina Mühendisleri Odası Asansör Kontrol Merkezi 95/16/ AT Asansör Yönetmeliği kapsamında Modül B (Asansör AT Tip İncelemesi), Modül F (Asansör Son Muayene), Modül G (Birim Doğrulaması) ve Modül H' da (Tam Kalite Güvencesi) Asansörlere CE işaretlemesi yapmak üzere Avrupa Birliği ve Türkiye'de Onaylanmış Kuruluş olarak çalışmalarına başlayacak. Bu onama ile MMO Asansör Kontrol Merkezi Modül B, F, G kapsamında Türkiye'deki ilk ve tek yerli Onaylanmış Kuruluş oldu. Böylelikle MMO ilgili modüllerde asansörlerin üretiminden nihai kullanımına kadar CE işaretlemesi yapmak üzere yetkilendirildi. Kent yaşamının önemli unsurlarıdan asansör ve yürüyen merdivenler tüm yönleri ile asansör sempozyumunda ele alınacak. Asansör Sempozyumu; Elektrik ve Makina Mühendisleri Odalarının gelenekselleşmiş bir organizasyonu olarak bu yıl 23-25 Mayıs 2008 tarihlerinde İzmir Fuar Alanında gerçekleştirilecek. Sempozyum ile paralel düzenlenecek olan INELEX 2008 6.Asansör ve Asansör Teknolojileri Fuarı ile bilgi ve teknolojilerin yan yana buluşmasına olanak yaratılacak. Sempozyum bildirileri, çalıştayları, paneli, mesleki ve sosyal bilgilendirme toplantıları, poster yarışması, sosyal-kültürel etkinlikleri ile zengin bir içerikle hazırlanıyor. Bu sempozyumda asansör konusunda ülkemizde sürdürülen bilimsel ve teknik çalışmaların paylaşılması, yeni teknik mevzuatların ülkemize ve sektöre etkilerinin tartışılması, sektör sorunlarının tespiti ve çözüm önerilerinin birlikte üretilmesi için konunun tüm ilgili taraflarınca katılımın sağlanacağı ortamlar yaratılacak. Kamu ve özel sektör temsilcilerinin, sektörde hizmet üreten üyelerimizin, makina mühendisliği ile elektrik ve/veya elektronik mühendisliği bölümü bulunan bir çok Üniversitenin, Elektrik Mühendisleri Odası ve Makina Mühendisleri Odası’nın tüm şubelerinin destek verdiği Asansör Sempozyumu 2008’e katılımın ve ilginin artarak yoğun olacağı öngörülüyor. Asansör Sempozyumu 2008’in, sektörü oluşturan firmalar, ilgili tüm bakanlıklar, sektörel dernekler, meslek odaları, belediyeler, akademisyenler ve bu alanda görev yapan mühendis ve teknik elemanların ortak platformu olması hedefiyle herkes etkinliğe katkı koymaya ve katılmaya davet ediliyor. İletişim Tel: (0232) 489 34 35 ebsohaber 41 mart 2008 YOLHARİTASI Müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) uygulaması Müşteri odaklı yönetim metodolonomiye geçişin beraberinde getirdiği jilerinden biri olan CRM, işletmelerin değişim, sadece iş yapma biçimlerimizi müşteriye ait bilgi birikimini inceler ve bu değil, kâr etme yöntemlerimizi de değiştibilgiyi kârlı iş sonuçlarına ulaşmak için riyor. İş dünyasının müşteri ile olan ilişkisi kullanmanın yollarını arar. üretimden satışa, satıştan servise, servisten Söze başlamadan önce CRM’i daha yaşam boyu ilişkiye doğru değişirken, iyi anlatabilmek için sıkça kullanılan büyük, homojen ve sayıca az olan hedef bir anektodu sizlerle paylaşıyorum: pazarlar da, heterojen mikro segmentler Amerika’da bir süpermarkette üç bine bazında çoğalıyor. Her segment son dereyakın kalem mal satılıyorken, her kasadan ce dinamik ve sürekli olarak güncellenen Memet Özkan geçen malın verileri sadece muhasebe farklı pazarlama politikalarına ihtiyaç bilgi@danismend.com departmanında tutuluyormuş. Hangi duyuyor. malların ne miktarda satıldığı bilinmesine Yönetim sorunları da gündeme rağmen, hangi günler ve nedenlerle degeliyor. Müşteri ile ilişkili işlem adetleri Yüzlerce üründe binlerce müşteriğiştiği bilinmiyormuş. Sadece cumartesi (ziyaret adetleri, fatura adetleri, sipariş nin davranışını analiz edebilmek çalışan bir tezgahtarın kişisel gözlemiyle adetleri vb.) çoğalırken, bu işlemlerden ve bunun sonuçlarına göre satış günlere göre satılan malların değişimi elde edilen değerler (birim satış kârı, artırıcı aktiviteleri belirlemek için incelenmiş ve sonuç: cumartesi günleri satınalma tekrarı vb.) azalıyor. Müşteri en fazla satılan iki ürün bira ve çocuk zaten tatmin edilmesi zor bir unsur iken, CRM metodolijisine ihtiyaç var. bezi olarak saptanmış. Cumartesi öğleden bu sefer müşteri ile ilgili işlemlerin yönesonraları Amerikan futbolu maçlarını iztimi de zorlaşıyor. Tüm bu etkenler göz leyen babalar, çocukların bakımını da üstleniyorlar ve bu sayede önüne alındığında, yeni bir ekonominin yeni sorunlarına, CRM anneler rahatça gezebiliyorlarmış. Bir çok baba, annenin siparişi uygulamaları farklı çözüm önerileri getirebiliyor. olan bebek bezini almak üzere markete gittiğinde maç izlerken içeceği biraları da alıyormuş. Elde edilen bu bilgiye dayanarak, CRM uygulama alanları bebek bezini almaya gelen babalara yönelik çapraz satışların Toplum olarak uzun zamandan bu yana ciddi birikimlere nasıl dizayn edilmesi gerektiğini rahatça hayal edebilirsiniz. sahip olduğumuz üretim odaklı çalışma formatından farklı olarak Bugün yüzlerce üründe binlerce müşterinin davranışını analiz CRM, satış öncesi, satış sırası ve satış sonrası diye ayırabileceğiedebilmek ve bu analizden çıkacak sonuçlara göre satış artırıcı miz üç pozisyonda gerçekleştirilebiliyor: aktivitelerinizi belirlemek için, bilişim teknolojilerini pazarla1- Satış öncesi: Veri madenciliği, kampanya yönetimi, içerik ma amaçlarına yönelik olarak kullanan CRM metodolojilerine yönetimi, interaktif pazarlama, rekabet analizi, pazar ve müşihtiyaç duymaktayız. teri segmenti bazında gelir tahmini, iş fırsatlarının yönetimi, iş Gelişen bilişim teknolojilerinin, yeni ekonominin pazarlama ortaklarının yönetimi, pazarlama planlaması, ürün ve kampanya inovasyonlarıyla birleştiği noktada oluşan rekabetin yeni adına bazında performans takibi, kişiselleştirme uygulamaları. Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) diyoruz. Bugüne kadar her 2- Satış aşaması: Müşteri yönetimi, iş fırsatlarının yönetimi, alanda sıkça dile getirilen ancak altı çok fazla doldurulamayan ürün fiyatlandırma, planlama, sipariş işlemleri, satış raporlama, “müşteri odaklılık” kavramını, ilk defa somut uygulama politiaktivite yönetimi, teklifler, sunumlar, satış hedefleri ve primler, kaları ile destekleyen CRM, birbirine bağlı iki temel unsurdan etkin iş akışı, yönetim analizi uygulamaları. oluşuyor: bilişim teknolojileri ve pazarlama hedefleri. Bilişim 3- Satış sonrası: Müşteri ve vaka yönetimi, problem ve teknolojileri bugünkü seviyede gelişmeseydi eğer, müşteri şikayet takibi, sorun tanımlama & çözümleme, müşteri bazında veritabanları, bu veritabanları üzerinde geliştirilen iş zekası ve hizmet/destek tarihçesi, kontrat ve anlaşma yönetimi, bilgi yönesegmantasyon modellemeleri, uygulama alanında geliştirilen timi, çağrı merkezi, saha hizmeti, teknik destek uygulamaları. birebir pazarlama yöntemleri, web üstünden pazarlama teknikleri, online ve offline müşteri temas noktaları ve daha çok sayıda Müşteri temas noktaları nelerdir? yeni pazarlama inovasyonunu kapsayan CRM metodolojisi de CRM ile ilgili yazılarımızda sıklıkla bahsettiğimiz müşteri gündemimizde olmazdı. temas noktaları, son derece önemli iletişim platformlarıdır. ŞuÖte yandan ürün odaklı ekonomiden, müşteri odaklı ekobeler, mağazalar, bayiler, yetkili satıcılar, çağrı merkezleri, web ebsohaber 42 mart 2008 YOLHARİTASI sayfası, ATM, pos/kiosk, interaktif telefon, posta, e-mail vb. çok sayıda temas noktası sayılabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken müşteri temas noktalarını kurmak kadar, bu noktalar arasındaki ve bu noktaların işletme ile olan entegrasyonunu da sağlamaktır. Müşteri bu kanallardan herhangi birisiyle kontak kurduğu zaman, bu bilginin diğer kanallarla ve departmanlarla paylaşılması çok önemlidir. Özellikle Internetin yarattığı müşteri bilgili, bilinçli, markaya sadakati az bir yapıdadır. Müşteriler web alışveriş sitesinde sadece alışveriş yapmamakta, kendi istedikleri zaman ve tarzda karar vermekte, bilgi istemekte, iletişim kurmaktadırlar. Bu nedenle özellikle web üstündeki, müşteri ile temas edilen her nokta yeniden yapılandırılmalı, müşteri deneyimi geliştirilmeli ve yönetilmelidir. Bunu yaparken de geleneksel iletişim ortamlarının desteği bir şekilde devam etmelidir. Uygulama modelleri CRM konseptinde, değişik uygulayıcılar tarafından bugüne kadar ele alınan farklı modelleri de gözden geçirmekte fayda var: 1- Müşteri kazanma modeli: Yeni müşterileri hızla elde etmeye yönelik uygulamalar. 2- Büyüme modeli: Mevcut müşterilerin alım hacimlerini büyütmeye yönelik uygulamalar. 3- Çoklu büyüme modeli: Müşterilerin talep ettiği ürün kategorilerinin sayısını artırmaya yönelik uygulamalar. 4- Maliyet modeli: Kaliteden taviz vermeden müşteri hizmetleri maliyetini düşürmeye yönelik uygulamalar. 5- Analitik CRM: Müşteriye ilişkin verilerin toplanması, veri toplama kaynaklarının zenginleştirilmesi, verilerin analizleri vb. uygulamalar. 6- Interaktif CRM: Müşteriye doğru mesajları, doğru zamanda iletebilmek, ondan gelen talep ve şikayetleri hızla alıp, geri dönebilmek amacına yönelik uygulamalar. 7- Operasyonel CRM: Müşteri temas noktalarındaki süreçlerin doğru dizayn edilmesi, buralardaki otomasyon araçlarından verimli bir şekilde faydalanılması için gerekli uygulamalar. 8- Stratejik CRM: Müşteri odaklı şirket yapılanmasının gerçekleştirilmesi, müşteriye ilişkin kârlı şirket sonuçlarına ulaşılması. Yukarıda sayılan her model detaylı bir şekilde incelenerek, sektörel, dönemsel vb. değişik kapsamlarda yeni ekonomideki kârlı çalışma formatınızı dizayn edebilirsiniz. Müşteri karlılık analizi CRM modelleri, müşteri değer analizleri ve karlılık analizi ile yakından ilgilidir. Organizasyonlar verimli ve karlı çalışmak zorundadırlar. Daha kârlı müşteri, daha kârlı dağıtım kanalı, daha kârlı ürün bulmak ve geliştirmek zorundadırlar. Bunu yapabilmek için periyodik olarak yapılan kârlılık analizleri gerekir. Kârlılık analizlerinin sağlıklı yapılabilmesi için çok iyi bir maliyetlendirme sistemi kurulması gerekir. Aktivitelerin belirlenmesi, bu aktivitelerin birim sürelerinin ve birim maliyetlerinin hesaplanması, aktivite sıklığı ile çarparak aktivite maliyetlerinin bulunması gerekmektedir. CRM’in başarısı için bunlara dikkat Hayatın gerçekleri her zaman için yönetim kitaplarında ya da başka bir şirketin kazandığı başarılara bakarak uygulamalarının kopyalanmasında yatmamaktadır. Her şirketin, her sektörün, her müşterinin ve her toplumun kendi dinamikleri vardır. Başarılı bir CRM uygulaması bu dinamiklerin doğru yönlendirilmesiyle gerçekleştirilir. CRM uygulamanızın başarısı için öncelikle bu dinamiklerin neler olduğunu dikkatle saptamak gerekiyor. Bunların yanısıra projelerdeki başarısızlığı getiren nedenler arasında veri kalitesindeki yetersizlikler, bilgi teknolojilerini yeterince kullanamamak, plan yapmadan işe başlamak, şirketin ilgili bölümleri arasında eşgüdümü sağlayamamak, sahip olunan sistemlerle entegrasyonu sağlayamamak, şirket içindeki dağılmış veri kaynakları, sistemin performansını optimize edememek, kurumdaki ortak lisanın oluşmaması, gerçekçi olmayan müşteri beklentileri, karlı müşterilerin tanımlanmaması, müşterinizden sık sık aynı bilgilerin istenmesi, bayilerinizin size müşteri bilgilerini tam ve doğru olarak vermemesi vb. sayabiliriz. Başarı için dikkat edilmesi gereken unsurlar olarak ise, otomasyone geçiş için işlevleri doğru belirlemek, otomasyona gerçekten gereken alanlarda geçmek, üst düzey yönetimin desteğini kazanmak, kullanıcıyı sahiplendirmek, müşterilerin gösterdikleri davranış kalıplarının şirketin karlılığına etkisini doğru ölçmek, müşterilerin satış, hizmet ve pazarlama bilgisi amaçlı kullanabileceği kanalları geliştirmek, kullanılan kanaldan bağımsız olarak çapraz satış ve diğer satış imkanlarını sağlayan kişiselleştirilmiş bir altyapıyı oluşturmak, müşteriden elde edilen bilgileri işletmenin her biriminde etkin bir şekilde kullanabilmek vb. sayabiliriz. 43 mart 2008 HABER Tarım ilaçları reçete ile satılsın Tarım ilaçlarının Türkiye’de bilinçsiz ve kontrolsüz kullanıldığına dikkat çeken Gıda sanayicileri ve akademisyenler, tarım ilaçlarının reçete ile satılmasını istedi. Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ‘Güvenli Gıda Gündemi’ çerçevesinde, düzenlenen toplantıda gıda sanayicilerine konu hakkında bilgi veren Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Nafiz Delen, Avrupa’nın kullanmaktan vazgeçtiği ürünlerin Türkiye’de halen yüzde 75 oranında kullanıldığına dikkat çekti. AB’de kullanılmıyor Avrupa Komisyonu Sağlık ve Tüketici Koruma Genel Müdürlüğü yetkililerinin, 3– 7 Eylül 2007 tarihinde Türkiye’ye gelerek pestisitler üzerine araştırma sonuçlarını açıklayan Delen, 7 Ocak 2008’de açıklanan 20 sayfalık raporun bitki koruma ürünlerinin bilinçsiz kullanıma dikkat çektiğini belirterek, “Rapora göre; Türkiye’de ruhsatlı bitki koruma ürünlerinin yüzde 75’inden fazlası AB’de kullanılmayan ürünler. Tarım analiz laboratuvarları teknik ve personel açısından yeterli ancak akredite değil, bu nedenle de güvenilirliği yok” dedi. Bilinçsiz ve kontrolsüz Türkiye’de tarım ilacı tüketiminin 1979’dan bu yana geçen 29 yılda yüzde 117’lik bir artış gösterdiğini belirten Delen, en zehirli tarım ilaçlarının ise yoğun bir şekilde tüketildiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Nafiz Delen, Türkiye'de 2006 yılında en fazla kullanılan tarım ilaçlarından 3'ünün Avrupa Birliği ülkelerinde piyasadan çekildiğini, 3 tanesinin zehirli olduğunu, 4 tanesinin kanser yapma riski taşıdığı, 5 tanesinin ise iç salgı bezlerini etkilediğini söyledi. 1979 yılında tarım ilacı tüketiminin 8 bin 396 ton olduğunu, bu rakamın 2006 yılında 18 bin 258 tona yükseldiğini, 27 yılda yüzde 117'lik bir artışın yaşandığını bildiren Prof. Dr. Delen, hektar başına düşen etkili madde oranının ise 1 kiloya yaklaştığını ifade etti. Prof. Dr. Delen, ülkede tarım ilaçlarının bilinçsiz ve kontrolsüz kullanımına ilişkin olarak şunları söyledi: “Gıda güvenliğimiz açısından sorun yaratabilme olasılığı bulunan tarım ilaçları, ülkemizde yoğun biçimde tüketilmektedir. En zehirli tarım ilaçlarının etkili madde olarak tüketimi 2002'de 1730 ton iken, 2006 yılında 1910 tona yükselmiştir. Bu ilaçların yüzde 16'sı yer altı sularını, yüzde 35'lik bölümü ise soluduğumuz havayı kirletebilecek özelliktedir. Türkiye'de yıldan yıla daha çok zehirli tarım ilaçları kullanımı artmakta, zehirsiz ilaçların tüketimi azalmaktadır. Ülkemiz insanı tükettiği gıdaların ne kadar güvenliği olduğunu bilememektedir. Oysa gelişmiş ülkelerde yiyeceklerin güvenliği, tarım ilacı kalıntılarıyla bulaşıklılık durumları sürekli analizlerle saptanmakta, gerekli önlemler alınmakta ve tüm sonuçlar yayın ebsohaber 44 mart 2008 HABER yoluyla topluma duyurulmaktadır. Bitki koruma amaçlı kullanılan tarımsal ilaçların yüzde 75’i, Avrupa ülkelerinde sivil toplum kuruluşlarının da baskısıyla piyasadan kaldırılmıştır. ” Tarım ilaçları kullanımında bölgeler arası önemli dengesizlikler bulunduğunu kaydeden Delen, “Beslenmemizde ve ihracatımızda önemli yere sahip pek çok tarım ürününün yoğun yetiştirildiği, nüfusun kalabalık olduğu Ege ve Akdeniz bölgelerinde ülkemizde kullanılan tarım ilaçlarının yarısına yakın tüketiliyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki tüketim yüzde 10’luk düzeydedir. Bu değerler yoğun tarım yapılan yörelerde yüksek sayılabilecek bir tüketim olduğunun göstergesidir” açıklamasını yaptı. Ürünlerimiz geri gönderiliyor Kullanılan tarım ilacının yüksekliği nedeniyle Türkiye'den AB'ye ihraç edilen ürünlerdeki kalıntı miktarlarının yıldan yıla artış gösterdiğini, özellikle 2003 yılından sonra AB tarafından uygun bulunmayan ürün sayısında büyük artış yaşandığını belirten Prof. Dr. Nafiz Delen, “Tarım ilacı ruhsatlandırma biçimi” ve “Tarım ilacı bayilik sistemi”nin ciddi olarak gözden geçirilmesi, bitkisel üretimde anlaşmalı ve kontrollü tarıma geçilmesi gerektiğini bildirdi. Prof. Dr. Delen, özellikle bebeklerin ve çocukların tüketeceği gıdalarda sürekli ve periyodik analizlerin yapılarak, sonuçlarının kamuoyuna duyurulmasını istedi. İhracat olumsuz etkileniyor EBSO Başkan Yardımcısı Nedim Kalpaklıoğlu ise, gıda güvenliği konusunda Türkiye’de henüz yeterli önlemler alınmadığını dile getirerek AB standartlarına ulaşmak için çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı. İlaçların gıdalar üzerindeki kalıntı miktarları konusunda ilgili tüm kurum ve kurulaşlara dikkatli ve titiz olma çağrısı yapan Kalpaklıoğlu, tarımsal ilaç kullanımının ihracatı da olumsuz yönde etkilediğini söyledi. Tarım ilaçları sübvanse edilmeli EBSO Meclis Üyesi Kürşat Yuvgun da, tarım ilaçlarının kontrolsüz kullanılmasının insan sağlığını olumsuz etkilediği için reçete ile satılması gerektiğini vurguladı. Zirai mücadele ilacı uygulamasının uzman ve yetkili ekipler tarafından yapılması gerektiğini belirten Yuvgun, “Zirai ilaç bayileri, çiftçinin ilaç tercihinde çok etkili rol oynuyor. Önce bu kişilerin eğitilmesi gerekli. Düşük zehirli ve doğa dostu olan ilaçlar ülkemizde tercih edilmiyor. Çünkü bunlar pahalı, ekonomik açıdan zayıflamış olan tüketici bunu kullanılmıştır. Kamu yönetimi elini cebine atıp, bunu sübvanse etmelidir. Sorunu tarlada tesbit edip, kökünü kazımak zorundayız” dedi. Kamuoyu oluşturulmalı Gıda Sorunları Komitesi Başkanı Cihangir Hür ise gıda güvenliği konusunda kamuoyu oluşturulması gerektiğini ifade ederek, “Baskı unsuru olmazsak zehirlenmeye devam edeceğiz. Hallerde alınan rusum bedellerinden tüketici korunmasında da faydalanılmalı. Gıdada alınan KDV de gıda güvenliğine kaynak olarak kullanılmalı” diye konuştu. Ar-Ge’ciye vergi ve prim indirimi, nisanda başlıyor Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun, Resmi Gazete'de yayımlandı. Kanun, Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı tarafından ilgili kanuna göre oluşturulan teknoloji merkezleri (teknoloji merkezi işletmeleri), Ar-Ge merkezleri, Ar-Ge projeleri ve rekabet öncesi işbirliği projeleri ile teknogirişim sermayesine ilişkin destek ve teşvikleri kapsıyor. Ar-Ge Kanunu; Ar-Ge ve yenilik yoluyla ülke ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulması için teknolojik bilgi üretilmesini, üründe ve üretim süreçlerinde yenilik yapılmasını, ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesini, verimliliğin artırılmasını, üretim maliyetlerinin düşürülmesini, teknolojik bilginin ticarileştirilmesini, rekabet öncesi işbirliklerinin geliştirilmesini, teknoloji yoğun üretim, girişimcilik ve bu alanlara yönelik yatırımlar ile Ar-Ge'ye ve yeniliğe yönelik doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkeye girişinin hızlandırılmasını, Ar-Ge personeli ve nitelikli işgücü istihdamının artırılmasını desteklemeyi ve teşvik etmeyi amaçlıyor. Teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, rekabet öncesi işbirliği projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlananlarca gerçekleştirilen Ar-Ge ve yenilik harcamalarının tamamı ile tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden Ar-Ge merkezlerinde ayrıca o yıl yapılan Ar-Ge ve yenilik harcamasının bir önceki yıla göre artışının yarısı, ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılacak. ebsohaber 45 mart 2008 HABER Su kesintileri kapıda... TBMM Küresel Isınma ve Su Kaynaklarını Araştırma Komisyonu Başkanı Mustafa Öztürk, Türkiye'de yağışlarda azalma olduğunu, yaz sıcaklarında önemli miktarda artış gözlemlendiğini açıkladı. Öztürk, yaşanan iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgenin Akdeniz Bölgesi ve en kurak bölgelerin Güney Doğu Anadolu, Ege ile Trakya bölgeleri olduğunu ifade ederek, kuraklığın tarımda sıkıntılara sebep olduğunu vurguladı. Öztürk, su kaynaklarının iyi kullanılması yönünde önlemler alınmazsa su kesintilerinin yeniden yaşanacağı uyarısında bulundu. TBMM Küresel Isınma ve Su Kaynaklarını Araştırma Komisyonu yaklaşık 4 aylık çalışmasını tamamlayarak hazırladığı raporu Meclis Başkanlığı'na sundu. Komisyon 4 aylık çalışma süresinde 39 ayrı kurum ve kuruluşlardan temsilciler dinledi, üç bölgede incelemelerde bulundu. 520 sayfalık raporda, 2008 yılı özellikle Güney Doğu Anadolu, Ege ile Trakya bölgelerinde yoğun kuraklık yaşanacağı ve bu yılda su sıkıntısının kapıda olduğu iddiası yeraldı. TBMM Küresel Isınma ve Su Kaynaklarını Araştırma Komisyonu Başkanı Mustafa Öztürk beraberindeki Komisyon üyeleri ile birlikte Meclis'te düzenlediği basın toplantısıyla komisyon çalışmalarının bittiğini duyurdu. Hazırlanan rapor hakkında basın mensuplarına genel bilgi veren Öztürk, ortaya çıkan sorunlar ve çözümleri konusunda DSİ alarmda DSİ 2. Bölge Müdürü Ayhan Sarıyıldız, açık konuştu: Geçen yıl eldeki su stoklarını kullandık. Şimdi böyle bir kaynağımız da yok. Sıkı tasarruf şart. İzmir’deki kuraklık tehdidi, İl Kooridnasyon Kurulu toplantısında da gündemin ağırlığını teşkil etti. Devlet Su İşleri 2. Bölge Müdürü Ayhan Sarıyıldız, tarımsal sulama yapılan 13 barajla içme suyu sağlayan Tahtalı, Balçova ve Alaçatı Kutlu Aktaş barajlarında ortalama doluluk oranının yüzde 30 olduğunu söyledi.Ayhan Sarıyıldız, yağışların azlığına dikkat çekti ve “İzmir geçen yıl 2006’dan kalan su stoklarını kullandı. Bu yüzden sorun çıkmadı. Eğer mart ve nisan yağışları olmazsa, bu yaz zor geçecek” diye konuştu. Sarıyıldız, özellikle sulama konusunda üreticilere tasarrufa yönelik seminerler verdiklerini, çiftçilerden yılda 5 olan sulama sayısını ikiye indirmelerini isteyeceklerini bildirdi. İzmir’de acil önlem alınması gerektiği vurgulandı. hazırlanan 520 sayfalık raporu Meclis Başkanlığı'na sunduklarını belirtti. Öztürk, Türkiye'de yağışlarda azalma olduğunu, yaz sıcaklarında önemli miktarda artış gözlemlendiğini açıkladı. Öztürk, yaşanan iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgenin Akdeniz Bölgesi ve en kurak bölgelerin Güney Doğu Anadolu, Ege ile Trakya bölgeleri olduğunu ifade ederek, kuraklığın tarımda sıkıntılara sebep olduğunu vurguladı. Su kaynaklarının iyi kullanılmadığı durumunda yeniden su sıkıntısının yaşanabileceğine dikkat çeken Öztürk, Türkiye'nin 112 milyar metre küp su kapasitesi olduğunu, bu oranın ancak 40 milyar metre küpünün kullanıldığını vurgulayarak geri kalan 70 milyar metre küpün mutlaka kullanılması gerektiğini ifade etti. Su kanunu şart Mustafa Öztürk, "Suyu yönetmek istiyorsak, mutlaka bir su kanunu olması gerek" diyerek, suyun doğru kullanılması gerektiği yönünde açılımlarda bulunulması gerektiğine işaret etti. Öztürk, şebeke sularında yüzde 63-64 oranında kayıplar olduğunu da belirtti. Barajlarda yaşanan kuraklık nedeniyle enerji üretiminde düşüklük yaşandığını saptadıklarını ifade eden Öztürk, suyun yüzde 78'lere yakın bir bölümünün sulamalarda kullanıldığını ve bu sulamanın yanlış yapıldığını vurguladı. Öztürk, Türkiye'de su kaynaklarının yanlış kullanıldığına söyledi. ebsohaber 46 mart 2008 HABER Tehlikeli atığa imha şart Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir İli Dr. Gökhan Tenikler sunum yaptı. Stratejik Planlama Yönetişim Araştırma Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Üyesi DEÜ’de düzenlenen toplantıda acil ve Uygulama Merkezi tarafından düzenve Çevre Danışma Konseyi Başkanı Halit çözüm bekleyen tehlikeli atıkların lenen Tehlikeli Atık Yönetimi toplantısı, Şahin, tehlikeli atık yönetimi toplantıbertarafı için herkesin üzerine atık tehdidinin boyutlarını gözler önüne sında Egeli sanayicilerin çevre bilincine düşen görevi zaman kaybetmeden serdi. dikkat çekti. Türkiye’de daha Çevre yerine getirmesi isttendi. Evsel atıkları bile doğru dürüst berBakanlığı’nın adı bile yokken EBSO’nun taraf edemeyen Türkiye’nin özel öneme 1980’li yılların başından itibaren çevsahip tehlikeli atıklar konusunda ciddi sorunlarla karşı karşıya re konusunu ele aldığını hatırlatan Şahin, 1985 yılında Çevre geldiğini belirten konuşmacılar, sonunun acilen çözüm beklediKomitesi’nin kurulduğunu, 2005 yılından itibaren sanayicilerin ğini, herkesin üzerine düşen görevi zaman kaybetmeden yerine yanısıra üniversiteler, STK’lar, belediyeler ve ilgili kuruluşlardan getirmesi gerektiğini anlattı. temsilciler alarak farklı bir organizasyona giden komitenin sanaTürkiye’nin tehlikeli atık miktarının TÜİK’e göre 1.2 milyon yiciyi ilgilendiren her alanda taraf olduğunu ve olmaya devam ton olduğunu, gerçek rakamların ise 2.5-3 milyon ton civarında edeceğini belirtti. olduğunu vurgulayan konuşmacılar, “Sadece İzmir’de 335 bin Halit Şahin, en çok tehlikeli atık üreten sektörleri metal, ton tehlikeli atık bulunduğu” mesajını verdi. makine, plastik, kauçuk, petrol, kimya, taş ve toprağa dayalı Sanayicilerin, belediyelerin, kurum ve kuruluşların tehlikeli sanayi olarak sıralarken, “Çevre Kanunu ile Tehlikeli Atıklar atıklar konusuna acilen çözüm bulması gerektiğini de söyleyen Yönetmeliği’ne ilişkin yasal düzenlemeleri takiben EBSO da konuşmacılar, sadece içte değil ithal hurdalara karşı da uyanık üyelerini bilgilendirmek, sorunlarına çözüm getirmek amacıyla olunması, ciddi denetim mekanizmaları oluşturulması çağrısında İzmir Valiliği, Büyüşehir Belediyesi, Çevre ve Orman Müdürlüğü bulundu. Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde etkili politika ve ile ortak çalışmalara imza attı. Tehlikeli atık bertarafı tesisi ile stratejiler geliştirmek durumunda bulunduğu, bunların içinilgilenen Türk ve yabancı pekçok firma sunum yaptı. İzmir’in de en önemli sektörlerden birinin de çevre olduğunu belirten tehlikeli atık sorununa yönelik çalışmaların EBSO koordinaskonuşmacılar, “Bizde uyum konusunda ciddi adımlar var fakat yonunda yapılması kararlaştırıldı. Bunlara eş zamanlı olarak uygulama yok” dedi. Sürdürülebilir Kalkınma Yolunda Çevre Bilinci’nin oluşturulması projesini yürüttük. Tehlikeli atıkların bertarafı konusunda faaliyet gösteren yerli ve yabancı yatırımcıların fikirlerini alıp değerlenBelediyeler kapatılır dirmeye devam ediyoruz” dedi. İzmir’in tehlikeli atık bertarafında çok gerilerde olduğu da EBSO Çevre Danışma Merkezi’nin tehlikeli atıklar, arıtma belirtildi. Daha arıtma çamurlarını bile çözemeyen ve her geçen birikip dağ gibi karşımıza çıkan sorunun acil çözüm bekleyenler tesisleri, mevzuat, su, hava ve toprak kirliliği ile kimyasallar konularında sanayicilere ücretsiz bilgilendirme ve yönlendirme listesinde olduğunu belirten Dr. Gökhan Tenikler, “Ciddi bir hizmeti verdiğini vurgulayan Şahin, sanayicinin önce atığını denetimde Türkiye’deki bütün belediyeler kapatılır” dedi. tanımasının bertarafı kolaylaştıracağını anlattı. Prof. Dr. Zerrin Toprak da, genel anlamda atık arıtımının önemine ilişkin olarak 1 gram kurşunun 20 bin litre suyu içilmez hale getirdiğini, bir damla yağın 25 litre, 1 gram aspartik asidin ise 10 milyon metreküp suyu içilemeyecek şekilde kirlettiğini, 1 gram PCB’nin 1 milyar litre yüzeysel suda canlı yaşamını engellediğini, 1 galon benzinin (3.85 litre) 50 bin kişinin içme suyunu kirlettiğini örneklerle açıkladığı konuşmasında ilgilileri duyarlı olmaya çağırdı. Katılımcılar önerileri ortaya koydu Dokuz Eylül Üniversitesi’nin 25. kuruluş yılı etkinlikleri kapsamında düzenlenen tehlikeli atıkların yönetimi toplantısının açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Emin Alıcı, birey olarak herkesi çevreyi korumaya çağırdı. DEÜ İZİSYÖM Müdürü Prof. Dr. Zerrin Toprak’ın organizasyonunda ve İzmir Vali Yardımcısı Mustafa Aydın’ın yönettiği toplantıda İzmir Çevre ve Orman Müdür Vekili Mehmet Ceyhan, EBSO Meclis Üyesi Halit Şahin, Yrd. Doç. Erdem Küçük ile ebsohaber 47 mart 2008 MECLİS Tezcan: Dünyadaki yavaşlama bizi de etkiler işsizlik oranlarında kayda değer bir azalış Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim gerçekleşmemişken, önümüzdeki dönemKurulu Başkan Yardımcısı Haluk TezEBSO Yönetim Kurulu Başkan de düşük büyüme oranlarında, işsizlik can, geçen yıl ABD’den başlayıp, tüm Yardımcısı Haluk Tezcan, global sorununun artarak devam edeceğini, dünyaya dalga dalga yayılan mortgage ekonomik krizin Türkiye’yi etkibu yönüyle krizin, üretime ve istihdama kredilerinden kaynaklanan global bir leyebileceğini belirterek, önlem olumsuz etkilerinden kaçılamayacağını, krizle karşı karşıya kalındığını, Türkiye alınması çağrısında bulundu. zaten son açıklanan rakamların da şimdigibi gelişen piyasalara sahip ülkelerin, den bu tezi doğruladığını belirtti. Tezcan, ne kadar akılcı davranırlarsa davran20 Şubat 2008’de TOBB’da gerçekleşen Sanayi Konseyi’ndeki sınlar bu krizden etkilenmemelerinin mümkün olmadığını, bu 9 maddelik sonuç bildirisinde, Hükümetten önceliğin üretim aşamada dünya ekonomisinin bir yavaşlamaya gittiğini söyleve istihdama verilmesinin istendiğini, yine hükümetin her bir menin de yanlış olmayacağını, ki bu yavaşlamanın merkezinde temsilcisine yaptıkları ziyaretler sırasında sundukları dosyaların ABD’nin bulunduğunu belirtti. Resesyon tehdidi her geçen gün içinde de bu konuların yer aldığını dile getirdi. daha fazla hissedilen ABD ekonomisinde, faizlerdeki inişin sert Tezcan, üretmeden tüketmenin sonuçlarını yüksek enflasyonolması halinde, aşırı değerlenen TL’nin 2008 yılında daha güç la yıllarca ödediğimizi, hem ekonomik, hem de sosyal açıdan en durumlarla karşı karşıya kalmamıza neden olacağını ifade etti. büyük sorunumuz olan işsizliğin temelinde de bunun bulunduSon 5-6 yıldır dünyada yaşanan likidite bolluğunun, söz ğunu, ülkemizin geleceği için üretimin önemini her fırsatta dile konusu kriz ile birlikte yerini likidite daralmasına bırakacağını, bununla birlikte; yurt içinde yüksek faiz oranları nedeniyle kredi getirirken ve zaman kaybına tahammülümüzün olmadığı bir dönemden geçerken, uzayan tatil günlerinin, ülke ekonomisini bulamayan şirketlerin, yurtdışından da kredi bulmaları zorlaşınsekteye uğrattığı hususuna dikkatleri çekmek istediğini ifade etti. ca, yatırımların askıya alınacağını ya da iptal edileceğini vurgulayan Tezcan, dövizin ülkemizden çıkışını engelleyebilmek adına faiz indirimlerinin erteleneceğini, bununda yine sanayiciyi Hükümete yol haritası zor durumda bırakacağını, yatırımların azalarak, büyümenin Sanayiye ve üretime dayalı bir büyüme modeline ihtiyayavaşlamasına etken olacağını söyledi. cımız olduğunu, bugüne kadar uygulanan yatırım teşviklerin verimlilik, istihdam ve yatırım miktarı üzerinde önemli bir etkisi Düşük büyüme ve işsizlik olmadığı gibi, il bazında yapılan teşvik uygulamasının da milli Yıllık büyümemizin ortalama 7-7.5 olduğu dönemlerde kaynaklarımızın israf edilmesine ve atıl üretim kapasitelerinin ebsohaber 48 mart 2008 MECLİS oluşmasına sebep olduğunu, bu nedenle; vermemesi, tüm krizlerin kendi içinde sanayileşme stratejilerinin belirlenerek, fırsatlar doğurduğu düşünüldü-ğünde, “Büyüme rakamlarının artış eğibu stratejilere paralel yeni teşvik proghükümete düşen görevin, bu krizi lehimiliminde olması isteniyorsa, özel ramlarının acilen oluşturulması, bölgesel ze nasıl çevrileceğinin iyi analiz edilmesi sektörün adım atmasını engelleteşvik sistemi yerine, sanayi analizine olduğunu belirtti. yecek sorunlar ortadan kaldırılıp dayalı, ileri teknoloji ve ihracata yönelik rekabet gücü artırılmalı..” yatırımları destekleyen sektörel teşvik Tezcan üyeleri cevaplandırdı sistemi politikasına geçilmesi, nüfus sayıÜyelerin yaptığı konuşmalara cevap mında olduğu gibi özel kanun çıkarılarak, katılması gerekli tüm veren Haluk Tezcan, ekonominin öneminin bir kez daha ortaya kurumların iştirakiyle sanayi envanterinin çıkarılması gerektiğini konduğunu ifade eden Tezcan, Avrupa Birliği Uyum Yasaları vurguladı. çerçevesinde karşılıksız çek kanununun değişeceğini ve karşıTezcan, serbest bölgelere tanınan muafiyetlerin kaldırılması lıksız çekten dolayı hapis cezasının kaldırılacağını belirterek, uygulamasından acilen vazgeçilmesi, işvereni kayıt dışına iten bundan sonra kendilerini nelerin beklediği hususunun dikkatle zorunlu istihdam konusunun yeniden ele alınıp incelenmeizlenmesi gerektiğini söyledi. si, 2008 yılında sigorta işveren prim payında mutlaka 5 puan EBSO Yönetim Kurulu olarak çalışmalarının hızla devam indirim yapılması, özellikle Türk Sanayisi açısından büyük bir ettiğini, bundan sonraki çalışmalarının ekonomi ve eğitim problem olarak görülen mesleki eğitime önem veren eğitim ağırlıklı olarak sürdürüleceğini, İzmir’deki sanayinin gelişmesi, sisteminin yeniden yapılandırılması, sektörlerle ilgili mevcut bölgemizdeki istihdamın arttırılmasının tüm sanayicilerin görevi olmayan bölümlerin açılarak, ara eleman sıkıntısının giderilmesi olduğunu, zaten İzmirli sanayicinin üretmeyi, büyümeyi, istihgerektiğini söyledi. dam yaratmayı görev olarak üstlendiğini dile getirdi. Düşük kur politikasının, cari açığı tetiklediği gibi sanayimiTezcan, NACE sistemi için çalışmaların devam ettiğini, 24 zin rekabet gücüne de büyük zarar verdiğini belirten Tezcan, Mart 2008 tarihine kadar yapılan çalışmayı sonlandırıp, Meclis’e Türkiye’nin şu anda tarihinin en yüksek cari açık rakamı ile karşı sunacaklarını ifade ederek, seçimlerin ertelenmesi konusunda karşıya bulunduğunu, sıcak paranın payının azaltılıp, doğrudan bir talepleri olmadığını, bundan sonra da olmayacağını vurgulayabancı yatırımların payının yükseltildiği ölçüde cari açığın dı. taşınabileceğini ifade ile Türkiye’nin bu sancılı dönemde kendi içinde yaşadığı uyumsuzlukları gidermesi, karar vericilerin üzeKayıplar üzüntü verdi rine düşen görevleri yapması ve sinyaller doğrultusunda gerekli EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Haluk Tezcan, önlemlerin acilen alınması gerektiğini vurguladı. Türk Silahlı Kuvvetlerimizce, Irak’ın kuzeyinde terör örgütü PKK Son yıllarda büyüme ve ihracatın itici gücü olan demirhedeflerine yönelik başlatılan kara harekatının başarıyla sonuççelikten tekstile, beyaz eşyadan, otomotive kadar birçok sektölandırılacağına yürekten inandığını söyleyen Tezcan, gerçekleştirün, programlarını yeniden gözden geçirdiğini, zaten sürdürürilen operasyonda şehit olan askerlere Allah’tan rahmet, yaralalebilir büyüme için üretimin şart olmasına karşın, sanayicinin nanlara acil şifalar diledi. “üretimi nasıl arttırırız”ı bir kenara bırakarak, “nasıl ayakta Tezcan, Meclis Üyesi Metin Deyirmenci’nin oğlunun vefatı durabiliriz”in hesabını yaptığını söyleyen Tezcan, yüzde 6,2 nedeniyle duyduğu üzüntüyü dile getirirken, Meclis üyesi Hayile dünya ortalamasının da altında kayıp kaçak oranına sahip dar Atılgan’a kayınvalidesinin vefatı nedeniyle başsağlığı, vefat İzmir’e, diğer illerde kullanılan kaçak elektriğin faturasının ödet- eden geçmiş dönem meclis üyesi merhum Hayrettin Erkavun’a tirildiğini, artık bir an evvel elektrik dağıtımının özelleştirilerek, da Allahtan rahmet, yakınlarına ve ailesine başsağlığı diledi. tarifelerin mutlaka düzeltilmesi gerektiğini dile getirdi. Uğurtaş’a, eşinin rahatsızlığından dolayı, Kalpaklıoğlu’na ise geçirdiği ameliyat nedeniyle geçmiş olsun dileklerini iletti. Haluk Krizi lehimize çevirelim Tezcan, Çukurova Kimya Endüstrisi A.Ş.’yi de eğitime verdiği Büyüme rakamlarının artış eğiliminde olması isteniyorsa; destek için yürekten kutladığını söyledi. yatırımların önünün açılarak, özel sektörün adım atmasına engel Ocak ayının son günü İstanbul-Zeytinburnu’nda bir maytap teşkil edecek sorunların ortadan kaldırılması, sanayicinin rekabet imalathanesinde meydana gelen patlama sonrasında 22 vatangücünü ayakta tutacak önlemlerin alınmasında daha fazla geç daşımızın hayatını yitirdiğini, 100’den fazla vatandaşımızın da kalınmaması, hala özellikle KOBİ’ler üzerinde tehdit olmaya yaralandığını ifade ederek, yaşanan olayın ülkemizdeki denetimdevam eden kur, faiz ve teşvik politikalarının düzenlenmesi sizliğin, kayıt dışılığın ve hukuk dışılığın en acı göstergelerinden gerektiğini ifade etti. birisi olduğunu vurguladı. Haluk Tezcan, 2008 yılında dünya ekonomisinde beklenen Almanya’da 10 gurbetçimizin ölümüyle sonuçlanan yangıyavaşlamadan, dünya ile entegre olmuş ülkemizin de nasibini nı, çok kısa aralıklarla ülkenin başka şehirlerindeki yangınların mutlaka alacağını, ancak ne yazık ki ülkemizin böylesine riskli izlediğini, yaşanan olayların bir an önce açıklığa kavuşturulması bir ortamda, son bir aydır tek bir gündem maddesi olan türban ve suçluların en ağır biçimde cezalandırılması konusuna kilitlendiğini, ekonominin geri planda bırakıldığını gerektiğini söyleyen Tezcan, ırk veya din temelli her tür ayrımsöyleyerek, gündemden sapmalara ve küresel kriz riskine, iç cılığı ve şiddet eylemlerini kınadıklarını bir kez daha yinelemek siyasi kriz riskinin de eklenmesine, hükümetin kesinlikle izin istediğini dile getirdi. ebsohaber 49 mart 2008 MECLİS Uğurtaş’tan kriz uyarısı Ege Bölgesi Sanayi Odası Şubat dışında gelişen bu kriz sürecine her an ayı meclis toplantısına başkanlık eden kendilerinin de dahil olabileceklerini, beEBSO Şubat ayı Meclis Meclis Başkan Yardımcısı Hilmi Uğurtaş, lirsizliğin hakim olduğu böyle bir ortamda Toplantısı’na başkanlık eden konuşmasına Irak’ın kuzeyinde üslenmiş adımların çok dikkatli atılması gerektiğini Meclis Başkan Yardımcısı Hilmi PKK terör örgütüne karşı Türk Silahlı ifadeyle, hükümetin artık özel sektörün Uğurtaş, 2008’de tüm dikkatlerin Kuvvetleri’nin başlattığı sınır ötesi kara hareket kabiliyetini engelleyen değil, arttıekonomiye verilmesini istedi. harekatı sırasında vatan uğruna canlarını ran politikalar içerisine girmesi gerektiğini feda eden tüm şehitlerimize sanayicivurgulayan Uğurtaş, bu kritik süreçte, ler adına bir kez daha minnettarlıklarını ilettiklerini belirterek hükümetin gerekli önlemleri almasını beklerken, ekonomiyi geri başladı. Uğurtaş, tüm şehitlere Allahtan rahmet, yakınlarına ve planda bırakmayı tercih etmesini, üstelik türban gibi bir konuyu ailelerine başsağlığı diledi. gündemin birinci maddesine taşımalarını, toplumu kamplaşma Uğurtaş, Odamızda 1987-1991 yılları arasında Meslek sürecine sürüklemelerini hayretler içinde izlediklerini, siyasetçiKomitesi Üyeliği, 1987-1989 yılları arasında Meclis Üyeliği lerin halkın kaygısını gidermek ve uzlaşmayı sağlamak zorunda yapan Hayrettin Erkavun’un vefat ettiğini, Meclis Üyemiz Metin olduğunu, kamplaşmanın, kaygıların, korkuların bulunduğu bir Deyirmenci’nin oğlunun, geçirdiği trafik kazası sonrasında ortamdan kimsenin menfaat sağlayamayacağını dile getirdi. yaşamını yitirdiğini, Meclis Üyemiz Haydar Atılgan’ın kayınvaliKız çocuklarının liseden sonra okumaya devam edememedesinin vefat ettiğini hatırlatırken, Oda olarak gerekli vecibelerin sinin nedenleri araştırıldığında; kavgası yapılan türbanın sadece yerine getirildiğini söyleyerek, ailelerine ve yakınlarına başsağlıyüzde 1 oranı ile en sonda yer aldığı, ilk sırada ise yüzde 30 ğı diledi. ile üniversite sınavını kazanamayanların, bulunduğu sonucuna Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nedim Kalpaklıoğlu’nun ulaşıldığını, dolayısıyla türban konusunun gerginliğe meydan dizinden bir ameliyat geçirdiğini, sağlık durumunun iyi olduğuverilmeden çözülmesi gerektiğini, özgürlük sorunu adı altında nu dile getiren Uğurtaş, Kalpaklıoğlu’na bir kez daha gündemi işgal eden türbanın, takılma şekline kadar konuşulduğu geçmiş olsun dileklerini iletti. Uğurtaş, eşinin bir dönemde hükümetin, bugüne kadar elde ettiği kazanımları rahatsızlığı nedeniyle kendisini gerek telefonla gündem dışı konularla daha fazla harcamaması gerektiğini arayan, gerekse ziyarete gelen Meclis Üyesi söyledi. arkadaşlarına teşekkür etti. Uğurtaş, küresel kriz ortamından bahsedilirken, 2008 EBSO Şubat ayı meclis toplantısı’na yılının da kayıp bir yıl olmaması için tüm dikkatlerin ekoIrak’ın kuzeyinde gerçekleştirilen sınır nomiye verilmesi gerektiğini, insanlara nasıl giyinecekleötesi kara harekatında şehit olan askerrini söylemenin hükümetin görevi olmadığını, öncelikli lerle geçmiş dönem meclis üyelerinden olarak çözüme ulaştırılması gereken konular arasında Hayrettin Erkavun anısına saygı duruşu fakirliğin, işsizliğin, enflasyonun, hukuk reformunun yer yapılarak başlandı. aldığını belirterek, yanlış yaptığını kabul edip, yanlıştan dönmenin de büyük bir erdemlilik örneği olduğunu ifade etti. Ekonomi ikinci planda kalmasın Çukurova Kimya Endüstrisi EBSO Meclis Başkan A.Ş.’nin 2.3 milyon dolarlık Yardımcısı Uğurtaş, bu yıl yatırımla Türkiye’nin ilk Kimya içinde, ekonomiEndüstri Meslek Lisesi’nin temenin muhtemel lini attığını söyleyen Uğurtaş, seyrine yönelik bu güzel proje için Çukurova duydukları kaygıA.Ş.’ye teşekkür ederek, bir an ları her paltformda önce eğitime başlamasını ümit dile getirdikleettiklerini dile getirdi. rini, kendileri ebsohaber 50 mart 2008 MECLİS Sanayicinin gündemi Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Üyesi sanayiciler, iç politika gelişmelerinin Türkiye gündemini meşgul ettiği ortamda dikkatlerin ekonomiye verilmesi çağrısında bulundu. Başta EBSO Meclis Başkanı Ender Yorgancılar olmak üzere kürsüye çıkan sanayiciler, yapısal reformlların ertelenmemesi, özel sektörün, yatırım, üretim ve istindamın önündeki engellerin kaldırılması, sanayicinin yaptığı önerilerin dikkate alınarak çözüm üretilmesini istedi. EBSO Meclis Üyesi sanayiciler, dış ticaret ve cari açık rakamlarına da dikkat çekerek atılacak adımların büyük önem taşıdığını da gündeme getirdi. yapısal reformlar Ender Yorgancılar Ekonomide rakamlara dikkat.. EBSO Meclis Başkanı Ender Yorgancılar, PKK terör örgütünün yıllardan beri ülkemizin en büyük sorunlarından biri olduğunu, ancak ülkemizi tehdit eden bir başka terörün ise ne yazık ki trafik olduğunu söyledi. 2006 yılında 64.200 trafik kazası yaşanırken, 2007 yılında bu rakamın 76.100 civarında olduğunu, her geçen yıl arabaların kalitesi, modeli arttıkça ve yeni yollar yapıldıkça azalması beklenen kazaların yüzde 20 artış gösterdiğini belirten Yorgancılar, yaşanan kazaların önüne geçebilmek için öncelikle sürücülerin iyi bir eğitimden geçirilmesi, akabinde trafik cezalarının caydırıcılığının arttırılması gerektiğini dile getirdi. Yorgancılar, geçirdiği trafik kazası sonrasında hayatını kaybeden Metin Deyirmenci’nin oğluna Allahtan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diledi. Tezcan’ın yaptığı konuşmanın son derece güzel olduğunu, ekonominin ön planda tutulduğunu belirten Yorgancılar, fırsat buldukları her platformda yaşanan sıkıntıları dile getirdiklerini, kendisinin neden ekonominin birinci sırada olması gerektiği düşüncesiyle 2002 ile 2007 yılı arasındaki Türkiye’nin gidişi ile ilgili bir çalışma hazırlayarak, bunu bir basın toplantısıyla kamu oyuna açıkladığını, Meclis ile paylaşma fırsatı bulamadığı için, bu çalışmayı slaytlarla sunmak istediğini söyledi. Yorgancılar, 2002 yılında 1.5 milyar Dolar olan cari açığın, 2007 yılında 38 milyar Dolar’a yükseldiğini, 2002 yılında yaklaşık 150 milyar YTL olan iç borç stoğunun, 2007 yılında 255 milyar YTL’ye çıktığını belirterek, “Neden ekonomi önemli, bu rakamlar gayet açık ortaya çıkarıyor” dedi. 2002 yılında Türkiye’nin toplam borcu 221 milyar dolarken, 2007 yılı sonu itibariyle borcumuzun 492 milyar dolar- lara ulaştığını, iç borçta yüzde 70, dış borçta yüzde 83 artış bulunduğunu, özel sektörün dış borcunda ise yüzde 235’lik bir artış yaşandığını, ki asıl sıkıntının da burada olduğunu ifade etti. Özel sektörün dış borcu 2002 yılında 44 milyar Dolarken, 2007 eylül itibariyle bu rakamın 147 milyar dolara yükseldiğini, dış ticaretimizin ithalat ve ihracat arasındaki denge; 2002 yılında 36 milyar dolar ile 51 milyar dolar iken, 2007 yılında bu rakamların 107 milyar dolar ile 170 milyar dolara çıktığını dile getirdi. Yorgancılar, çok enteresan bir karşılaştırma olan ihracatın ithalatı karşılama oranına bakıldığında; 2002 yılında yüzde 70 olan rakamın, 2006 yılında yüzde 62’ye düştüğünü ki bunun ithalatımızın artmasından kaynaklandığını belirtti. Ülkemizin büyüme oranı 2002 yılında yüzde 7.9 iken, 2007 yılının 3. çeyreğinde yüzde 2 olarak gerçekleştiğini, ancak Türkiye’nin dünyanın en büyük ekonomileri arasına girmesi hedeflendiği anda her sene yüzde 9-10’un üzerinde büyüme çizgisine sahip olmamız gerektiğini ifade etti. EBSO Meclis Başkanı, ülkemizdeki uluslararası yabancı sermaye firma sayısına bakıldığında; 2002 yılında 495 adet olan rakamın, 2007 yılında 3 bin 677’ye ulaştığının görüldüğünü, 2007 yılında ülkemize giren toplam yabancı sermayenin yüzde 13’ü’nün sadece imalat sanayine geldiğini, oysa ülkemizin turizmden 13-14 milyar dolar geliri varken, yabancıların otellere ve lokantalara yaptığı yatırım rakamının yüzde 6 olduğunu, yani otellerimizi kullanarak taşeron sistemi ile çalıştıklarını vurguladı. Yorgancılar, taşın altına ellerini koymadan tamamen kolay ve tüketiciye yönelik sektörlere yatırım yaptıklarını ki bunlar arasında yüzde 25 ile gayrimenkul kiralama, yüzde 8 ile haberleşme, yüzde 23 ile toptan ve perakende gibi sektörlerin yer aldığını, 2002 yılında 400 milyon dolar olan yabancı sermaye kâr transferinin, 2007 yılı itibariyle 1.7 milyar dolara ulaştığını, yani yabancıların gerek ticari, gerek hazine, tahvil bonosu olarak kazandıkları paraları yurt dışına transfer ettiklerini, halbuki ülkemizde düzgün bir teşvik yasası, yatırım sistemi kurulursa dışarıya giden 1.7 milyar doların ülkemizde yatırıma dönüştürüle- ebsohaber 51 mart 2008 MECLİS rek, mevcut olan yüzde 10’luk istihdamı yukarıya çekebileceğini söyledi. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın sürekli olarak 0.25, 0.50’lik faiz indirimlerine rağmen, şu anda yüzde 15.25 ile dünyada en fazla faiz uygulayan ülke konumunda bulunduğumuzu ki, bunun da bizim cari açıktan sonra yaşadığımız en büyük sıkıntı olduğunu vurguladı. Yorgancılar, kredi kartı borçları ile ilgili olan tabloya bakıldığında, 2002 yılında 4 milyar YTL olan rakamın, 2007 yılında 25.7 milyar YTL’ye çıktığını, bir kişi yıl içinde bir kez sayıldığında 2002 – 2007 Eylül dönemine kadar ferdi kredi ve kredi kartları borçlarını ödememiş kişilerin sayısının 687 bin olduğunu, protesto edilen senetlerin rakamının 816 milyon dolardan, 5 milyar 732 milyon dolara çıktığını, verilen senet sayısının ise 498’den, 1 milyon 470 bine çıktığını ki bu 1 milyon 470 bin analiz edildiğinde; daha ziyade esnafın senetlerinin protesto edildiğinin görüldüğünü, karşılıksız çeklerin ise 742 bin adetten, 1 milyon 324 bin adete çıktığını dile getirdi. Yorgancılar hazırladığı sunumun başlıklarını kendisinin tespit ettiğini, Odamız Araştırma servisinin de, ilgili devlet kuruluşlarının yıl sonları itibariyle yayınlamış olduğu rakamları alarak, bir format hazırladığını, arzu edilmesi durumunda tüm Meclis üyelerine sunumun gönderilebilineceğini belirtti. Tabloda yer alan rakamların izafi değil gerçek olduğunu, kendisinin bu tabloyu oluştururken “neden ekonomi birinci sırada olmalı” başlığını baz aldığını, bakış açısına göre tablonun şeklinin değişeceğini söyledi. ülkemizin geçen süreç içerisinde büyüdüğünün ifade edildiğini, oysa büyümenin kalkınmayla, kalkınmanın ise yatırım ile olabileceğini, onun için de öncelikle büyümeden değil, kalkınmadan bahsedilmesi gerektiğini söyledi. Sanayici olarak dile getirdikleri sıkıntıların, sorunların, ilgili bakanlıklarca dikkate alınarak, çözüm üretilmesini istediğini ama maalesef isteklerinin yeterince dikkate alınmadığını, her ne kadar bakanlarımızı Meclisimizde ağırlayıp, sıkıntılarını dile getirseler, çözümü için sözler alsalar da yine de istenen sonuca ulaşamadıklarını, bölgesel bazda verilen teşvik uygulamasına devam edilmesinin bunun en güzel örneği olduğunu ifade etti. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın’ın 2008 yılının başında meslek komitesi üyeleri ile toplantı yaparak, EBSO olarak 2008 yılında yapılması gerekenler konusunda fikir alış verişinde bulunduğunu, komite olarak yapılan toplantıda; Türkiye’nin genel meselelerinin çözümü için fikir üretilmesinin yanında, İzmir olarak ülke gündeminin belirlenmesi gerektiğini, bunu da Egeli sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket ederek yapabileceklerini konuştuklarını söyleyen Arıcı, ayrıca ülkemiz ve şehrimiz için eğitimin çok önemli bir faktör olduğunu, sanayicinin yaşadığı ara eleman sıkıntısına çözüm getirecek teknik üniversitenin bir an önce İzmir’de açılması projesinin önemi itibariyle herkesin bu konuda seferber olması gerektiğini vurguladı. Hüseyin Arıcı Büyüyoruz ama kalkınamıyoruz EBSO Meclis Üyesi Fettah Güventürk, Türkiye’nin yaşadığı işsizlik sorunu karşısında, sanayicilerin nitelikli eleman bulmakta sıkıntı yaşadığını dile getiren Güventürk, istihdamın teşvik edilmesi amacıyla, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın her bir istihdam için beş kişiyi geçmemek üzere 20 bin YTL’lik faizsiz kredi olanağı sağladığını, bunun da hem nitelikli elemanın sağlanması, hem de ödemede kolaylık tanıması nedeniyle son derece güzel bir uygulama olduğunu vurguladı. Güventürk, sanayicinin ihtiyacı olan eğitimli ara elemanın aslında mevcut olduğunu, ancak nitelikli eleman ile buna ihtiyacı olan sanayicinin buluşturulmasında bir kopukluk yaşandığını, onun için de sanayi ve mesleki okullar arasındaki bağın koparılmaması, bilakis son derece sağlam tutulması gerektiğini ifade ederek, bütün sanayicilerin bu konuda ellerinden gelen çabayı göstermelerini istedi. Ülkemizdeki bazı firmaların, eğitime katkı sağlamak için çeşitli çalışmalarının bulunduğunu, ancak eğitim olgusunu daha üst seviyelere taşıyabilmek için her şirketin eğitimi bir yatırım olarak düşünmesi gerektiğini söyledi. Güventürk, istihdam ve eğitim konusunda Odamız’da bir çok toplantının yapılarak, sanayicilerin bilinçlendirilmesinin hedeflendiğini, ancak çok az sanayicinin toplantılara iştirak ettiğini, beklenen katılımı göremediklerini, 5 bine yakın üyesi bulunan odamızdan eğitime gönül vereceklerin sayısının artmasını ümit ettiğini dile getirdi. EBSO Meclis Üyesi Hüseyin Arıcı, PKK terör örgütüne karşı, Kuzey Irak’ta operasyon yapan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne başarılar dileyen Arıcı, operasyonda görev alan askerlerimizin sağ salim yurda dönmeleri temennisinde bulundu. Arıcı, 25 Ocak 2007 tarihinde doların alış fiyatı 1.376 YTL, satış fiyatı 1.382 YTL iken, 22.02.2008 tarihinde doların alış fiyatının 1.200 YTL, satış fiyatının ise 1.205 YTL olduğunu, yani 2007 senesinde hiç bir iş yapmadan bankaya yüzde 15 faiz ile yatırılan doların 2008 yılında çekilmek istendiğinde yüzde 30 arttığının görüldüğünü, 2007 yılında 100 dolarla Türkiye’ye gelen bir kişinin bugün itibariyle 130 dolarla geri dönebileceğini belirtti. Arıcı, dış ticaret açığı ve cari hesap açığının 38 milyar dolar olarak hesaplandığını, dünyanın en büyük ekonomisinin bile gayri safi milli hasılasının yüzde 20-25’ni faize verdiği zaman yaşayamayacağı göz önüne alındığında, ülkemizi ve şirketlerimizi nelerin beklediğinin iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Arıcı, 2002 yılında dünyada para bolluğu varken, diğer ülkelerin ceplerini doldurduğunu, Türkiye’nin ise geçen 5 sene içerisinde bu para bolluğundan yararlanamadığını, ki 2007’deki borç rakamlarının bunu açıkça ortaya koyduğunu belirterek, ancak Fettah Güventürk Ekonomi ve eğitimden vazgeçilemez ebsohaber 52 mart 2008 MECLİS Erdoğan Çiçekçi Ekonomiye yeni bir ivme gerek Atıl Akkan Yatırıma, üretime, büyümeye bakalım EBSO Meclis Üyesi Erdoğan Çiçekçi, fırsat buldukları her platformda beklentilerini dile getirdiklerini, ancak seslerini duyurulabilmek için sivil toplum örgütleri olarak bir çare bulmaları gerektiğini, çünkü artık Cumhuriyet için bile milyonlarca insanın meydanlarda topanmasının bir çare olmadığını belirtti. Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın’a sanayicinin sesini duyurmak için İzmir’de sanayi kongresi yapılması ve vatandaşa söz hakkı verilmesi şeklinde bir öneride bulunduğunda, Taşkın’ın bu öneriyi çok beğendiğini, ancak aradan geçen zaman içerisinde gazetedeki bir beyanatında “Biz varız, sanayiciye lüzum yok” şeklinde bir haberin çıkması üzerine önerisini yinelemediğini ifade etti. Çiçekçi, iktidarın özellikle sanayi ve ticaret odalarından çok memnun olduğunu, çünkü zaten 4 yıl olan seçim sürecinin 1 yıl uzatılmasının gündeme getirildiğini, oysa kendisinin buna karşı olduğunu, çünkü zaten uzun bir süreç olan 4 yılın uzamasıyla kişilerde motivasyon düşüklüğü yaşanabileceğini söyledi. Yeni bir kuvvet gerektiği için 2008 Kasım ayında yapılacak seçimlerin ertelenmemesi, böyle bir talepte bulunulmaması gerektiğini, zira iktidarın bunu kendi lehine kullanabileceğini dile getirdi. Artık sanayicilerin, sivil toplum kuruluşlarının ekonomi için söz söylemeye korkar olduklarını, çünkü içlerinden çıkan Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan’ın dahi, geçen hafta yapmış olduğu konuşmasında; “Ayağınıza kurşun sıkarsınız, ekonominin gidişatını, kötülüğünü bu kadar ağzınıza almayın” ifadelerini kullandığını vurguladı. Çiçekçi, aydın bir çoğunluğu oluşturan sanayicileri konuşturmayan, uygulanan ekonominin vatandaşın daha iyiye ulaşması adına yürütüldüğü yönünde ikna edici tutum sergilemeyen, sanayicisiyle bu kadar farklı düşünen bir iktidarın olamayacağını, sanayiciye, üretene değer verenlerin bulunmadığı için işsizliğin azalmadığını, çünkü bugün iş verenin, iş yaratarak işsizliği çözeceğine inanılmadığını söyledi. Erdoğan Çiçekçi, geçen meclis toplantısında da ifade ettiği, İzmir’deki İş-Kur’un emrinde bulunan 1,5 milyon Euro’nun kullanıma açılması için bir sürü şartın bulunduğunu, bunlardan birinin de gençlerin işe alınarak eğitilmesi olduğunu, zaten 30 yaşlarında eğitimli bir sürü işsiz dururken ikinci bir sosyal problem yaratılmasının anlamı bulunmadığını, kaynakların israf olup gittiğini belirtti. Bir ülkenin gerçek gücünün, aynı zamanda dünyanın genel tusunamisine karşı da kıvrak bir ekonomik yapıya sahip olması ile mümkün olduğunu, ancak Türkiye’nin gerçek bir güce sahip olmadığı için, çok ciddi tedbir almaları, ihraç edilenin döviz cinsinden karşılığını mutlaka kendilerine ayırmaları, olabildiğince kredi kullanmadan, öz kaynakla durmaları gerektiğini söyledi. EBSO Meclis Üyesi Atıl Akkan, Gayri Safi Milli Hasılanın çok önemli olduğunu, doğru orantı kurulamadığı takdirde ne kullanılan kredinin, ne de kullanılan dış borcun gerçek sebebinin anlaşılamayacağını söyledi. Meclis Başkanı Yorgancılar’ın yapmış olduğu sunumda; 2002 yılında 850 bin çekin, 2007’de de 1 milyon 350 bin çekin protesto olduğunun, 2002 yılında gayri safi milli hasıla 185 milyar dolar iken, bugün gayri safi milli hasılanın 800 milyar dolar olduğunun görüldüğünü, dolayısıyla bugün 3 milyon 500 bin adet çek protesto olsaydı o rakamların mukayesesinin doğru olacağını belirtti. Akkan, bugün Amerika’nın bile dış borcu bulunduğunu, hatta dış ticaret açığının 20 yılın en üst seviyesinde olduğunu ama yoluna devam ettiğini, dolayısıyla içinde bulunulan durumdan korkulmadan işlerine devam etmeleri gerektiğini ifade ederek, 1994 yılında Tansu Çiller Başbakan iken doların 13 liradan, 42 liraya çıktığını ama o gün sanayicilik yapanların bugün hala yollarına devam ettiğini sadece servetlerinin küçüldüğünü, dolayısıyla yollarına devam etmeleri, borçtan korkmamaları gerektiğini dile getirdi. “Yatırım yapmayan zarar eder, inavasyon yoluyla yenilemeyen kaybeder” diyen Akkan, aksini iddia edenlerin küçülmeye mahkum olduğunu, korkarak, küçülerek hiç bir yere varılamayacağını, zira işler düzeldiği anda tesis yoksa ticaretin yapılamayacağını ifadeyle, Koç Holding’in bile bugün 11 milyar dolar borcu bulunduğunu söyledi. Akkan, gerekli yatırım ortamının mevcut olduğunu, şubat sonu itibariyle Aliağa OSB’de 3 tane fabrikanın temelinin atılacağını belirterek, ekonomiyi tamamen kötü göstermemek gerektiğini, iç piyasada darlık yaşandığının doğru olduğunu ama bazı sektörlerde sıkıntı yaşanırken, bazı sektörlerde ise sıkıntı yaşanmadığını ifade etti. Atıl Akkan, Oda seçimlerini ertelemenin ne EBSO Başkanı’nın ne de Odalar Birliği Başkanı’nın elinde olmadığını, karar merciinin Bakanlar Kurulu olduğunu belirterek, bu konuyu bir kenera bırakıp, EBSO olarak NACE’ye uygun işlemleri 31 Mart 2008 tarihine kadar bitirilmesi görevini yerine getirmeleri gerektiğini, konuyla ilgili Yönetim Kurulu Komisyonu ile Meclis Komisyonunun çalışmaları sürdürdüğünü söyledi. ebsohaber 53 mart 2008 VEFAT Tütün ihracatçılarının duayeni Esin Özgener’i kaybettik Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda 1978, 1981 ve 1982 yıllarında Meclis Üyeliği görevinde bulunan, Türkiye’nin geleneksel ihraç ürünlerinden tütünün duayeni, Ege Tütün İhracatçıları Birliği kurucularından ve 1970 – 1999 yılları arasında iki dönem halinde 25 yıl Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkanlığı yapan Esin Özgener’i kaybettik. Halen Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkan Vekilliği, Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Vekilliği, Ege İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu Başkan Vekilliği ve Ege Tütün İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürüten Mahmut Özgener’in Babası olan Esin Özgener, 12 Mart 1937 yılında İzmit’te dünyaya geldi. Esin Özgener’in ölüm tarihi aynı zamanda 71. yaşgünüydü. İş, siyaset ve spor dünyası uğurladı Esin Özgener’in ebedi yolculuğuna uğurlandığı 14 Mart Cuma günü ilk tören, sabah saatlerinde Alsancak Stadı'nda yapıldı. Törende Özgener ailesinin yanı sıra TFF Başkanı Hasan Doğan, Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Oğuz Sarvan, Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, Kulüpler Birliği Vakfı ve Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Ankaragücü Başkanı Cemal Aydın, Gaziantepspor eski başkanı Celal Doğan, Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, DP eski Genel Başkanı Mehmet Ağar, ünlü sanatçı Adnan Şenses ve siyaset ve iş dünyasının tanınmış isimleri hazır bulundu. Törende Esin Özgener'in Türk futboluna kattıkları anlatılırken, eski Milli Takımlar Teknik Direktörü Mustafa Denizli, Esin Özgener için 'Benim ikinci babamdı' sözlerinin ardından gözyaşlarına engel olamadı. Stattaki törenin ardından cenaze namazı için Alsancak Hocazade Camii'ne geçen kalabalık, burada Esin Özgener'e son görevini yerine getirdi. Özgener’in oğlu Mahmut Özgener başsağlığı dileklerini kabul ederken soğukkanlı görünmeye çalıştı. Cenaze namazına MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve eski bakanlardan İsmet Sezgin gibi siyasilerin yanı sıra Türk futbol camiasının önde gelen isimleri katıldı. TFF Başkanı Hasan Doğan, TFF Başkan Vekili Mahmut Özgener ile yan yana cenaze namazını kıldı.Esin Özgener, Alsancak Hocazade Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Işıkkent Mezarlığı'da toprağa verildi. Dolu dolu yaşam 1955 yılında Namık Kemal Lisesi’ni bitiren Esin Özgener sonrasında İzmir Yüksek Ekonomi Ticaret Okulu’nu bitirdi. 1957 yılında işhayatına atılan Esin Özgener, 1960 yılında Ağabeyi Elhan Özgener ile birlikte Özgener Tütün Sanayi ve Ticaret A.Ş. firmasını kurdu. Esin Özgener, 1996 yılında Aliberti Ailesi’ne ait Ege Tütün Şirketi ile yarı yarıya ortaklık ile Öz-Ege Tütün Sanayi ve Ticaret A.Ş.’yi kurdu. İş hayatının yanında sosyal hayatta da aktif görevler alan Esin Özgener, Ege Tütün İhracatçıları Birliği’nde 2 dönem halinde 25 yıl başkanlık yaptı. İzmir’in köklü spor kulüplerinden Altay Spor Kulübü’nde defalarca başkanlık yapan Özgener, Halen Altay Spor Kulübü Divan Başkanlığı görevini yürütüyordu. Esin Özgener, Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkanlığı sırasında Buca’da Ege Tütün İhracatçıları Birliği İlköğretim Okulu’nun yapımına öncülük etmişti. Haksız rekabete son verdi Ege Tütün İhracatçıları Birliği’nin 17.4.1969 tarihinde kuruluşunda önemli katkıları bulunan Esin Özgener ve Yönetim Kurulu’nun o tarihlerde tütüncülük adına yaptıkları en önemli çalışma, yabancı tütün şirketlerine tanınan “maliyetine ihracat” ayrıcalığının ortadan kaldırılması oldu. Cari ihraç fiyatının 15-20 cent daha altında fiyatlarla ihracat olanağı tanınan ve diğer şirketlere göre haksız rekabet yaratan bu uygulama yapılan girişimler ve uzun uğraşılar sonucu sona erdirilirken, tütün ihracat fiyatları uzun yıllar özel sektör ve Tekel İdaresinin de görüşü alınmak suretiyle hükümet tarafından “Endikatif İhraç Fiyatı” şeklinde belirlendi. 1969’larda 1 dolar civarında seyreden kilo başına ihracat fiyatı, 5 dolara kadar yükseldi, ihracat 300 milyon dolar rakamlarına ulaştı. ebsohaber 54 mart 2008 VEFAT Salih Baysak vefat etti Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda 1992-2005 yılları arasında Meclis Üyeliği, 1995-1997 yılları arasında da Yönetim Kurulu Üyeliği yapan, Ege’de sanayileşmenin gelişmesinde büyük katkıları bulunan Salih Şükrü Baysak, tedavi gördüğü rahatsızlıktan kurtulamayarak hayata veda etti. Terbay Şirketler Grubu kurucularından, Terbay Makina Yönetim Kurulu Başkanı olan, yine EBSO eski Meclis ve Yönetim Kurulu üyelerinden Karşıyaka eski Belediye Başkanı ve Bosna Hersek Fahri Konsolosu Kemal Baysak'ın kardeşi olan Salih Şükrü Baysak (73) vefat etti. Rahatsızlığı nedeniyle 2 aydır Ege Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi gören Baysak, 19 Mart günü akşam saatlerinde hayata gözlerini yumdu. EBSO Meclis ve Yönetim Kurulu eski üyesi olan Salih Baysak, evli ve iki çocuk, iki de torun sahibiydi. Salih Baysak'ın cenazesi, 21 Mart’ta Karşıyaka Bostanlı Beşikçioğlu Camisi'nde öğle namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra Soğukkuyu Aile Kabristanı'nda toprağa verildi. Salih Şükrü Baysak, 1935 yılında Karşıyaka'da doğdu. Mithatpaşa Sanat Enstitüsü'nü bitirdikten sonra çalışma hayatına atıldı. Sanayicilik tutkusuydu Maliyede küçük dereceli bir memur babanın 5 çocuğundan ikincisi olarak hayata başlayan Salih Baysak’ın en büyük tutkusu sanayicilikti. Türkiye’nin politika ve ekonomide yaşadığı değişimlerin tanığı olan Salih Baysak, Ege Bölgesi Sanayi Odası Aylık Yayın Organı Ebsohaber'e 2000 yılının Ağustos ayında verdiği röportajda çalışma hayatına nasıl başladığını anlatırken “O günün şartlarında piyasaya atılmak da zordu” diyor ve şöyle konuşuyordu: “Alaylı-mektepli çekişmesi vardı. Bizim de zenaata karşı bir sempatimiz varmış demek ki.. Ama alaylının 40 senede geldiği yere mektepli 4 senede geldi. Atelye açmak için bir örs, iki çekiç bir de şamandıralı asetilen kaynağa ihtiyaç vardı. Konu-komşu da yardım edince, yetenekliyseniz bu yatırımı birkaç ayda finanse edebiliyordunuz. Atelyemizde genellikle demir işleri yapardık. Apartmanların giriş kapıları, merdiven ve balkon korkulukları, file kepenkler.. Biz bu günlere yoğun bir emek birikimiyle çalışarak geldik.” Atelyecilik yıllarında inşaat sektörüyle yakınlaşan Baysak kardeşlere, “Ağabeyimiz” dedikleri, Alsancak Stadı’nın müteahhidi Affan Karaca sürpriz bir teklif yapıyor.. “Yav çocuklar, siz mekteplisiniz.. İtalyan Pavyonu’nda bir makine gördüm, harç karıyor. Ondan yapalım.” Kemal ve Salih Baysak önce birbirlerine sonra Affan ağabeylerine bakıyorlar.. “Yapalım, ama..” Affan Karaca teklifinde ısrarlı: “Onlardan iki tane yapın, ben alacağım. Parasını da şimdiden ödeyebilirim.” Makine sanayiine ilk adım İşte yıldızın parladığı an.. Baysak kardeşler bu teklifi değerlendirerek makine sanayiine adım atıyorlardı. Salih Şükrü Baysak, “Affan Karaca’nın yaklaşımı bizim için teşvik oldu. İtalyan pavyonundaki o betoniyeri aldık. Parçalarının teknik çizimlerini ayrı ayrı yapıp imal ettik. İnşaatlarda kullanılan ve ithal edilen vinçleri de Türkiye’de ilk imal edenlerdeniz. Bu alanda önce Ege, ardından Türkiye piyasasını açtık” diye anlatıyordu. Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in DSİ Genel Müdürlüğü döneminde, sulama projeleri için kanalet yapımı da gündeme geliyor. İnşaatlarını yaptıkları bir müteahhit Antalya’da kanalet fabrikası kuracağını, bu pilot tesisin iyi çalışması halinde Türkiye’ye yayılacağını anlatıyor. Kanaletlerin çelik kalıplarının İtalya’da yaptırılması düşünülüyor. Salih Baysak o günlerin heyecanını yeniden duyarak anlatıyordu: “6 metre boyunda, çelik, hassas ve iç içe geçebilen kalıplardı bunlar. Projeleri gönderin kalıpları biz yaparız dedik. Yaptığımız kalıplar öylesine beğenildi ki, İtalya’dan kalıp alınmadı. Daha sonra bu fabrikaların tevsii işlerini de üstlendik. Kanalet, iş hayatında bizim ikinci aşamamız oldu. Dev projelere imza Suriye, Yemen ve Irak’a da kanalet kalıbı yapan Baysak’lar, bu defa kuru sisteme geçen çimento fabrikalarının tevsii işlerine girmişler. Bunlar devam ederken bir de inşaat firması kurmuşlar. Altyapıdan mekanik tesislere kadar anahtar teslimi fabrikalar yapmaya başlamışlar. Türkiye’de ilk sıvılaştırılmış doğalgaz siloları da, Söktaş, Lee, Akçimento fabrikaları da Terbay İnşaat damgası taşıyor. Böyle özel inşaatlar için ilk kayar kalıp sistemini de Terbay yapmış. Terbay’ın makine sanayiinde de ağırlığı fazla. BMC’ye 200’den fazla parça yapıyorlar. Uzel’e 26 parça üretiyorlar. Traktörlerin devrilmeye karşı korunması için ürettikleri parçalara İngilizler şapka çıkarıyor. Salih Baysak’ın işçilerle sıcak diyaloğu dikkati çekiyor. Çünkü tezgah başında onlarla yan yana çalışmış. “Buradakilerin çoğu sanatkar. Mühendis bulursunuz ama CNC’ci bulamazsınız” diyor. Salih Baysak sanayiciliği bir tutku olarak tanımlıyor. “Sanayici hep borçtadır, yatırımdadır. Türkiye’de bu ekonomik şartlar ve rantiye düzeni içinde sanayiciler yine bir yatırım yapıyorsa bu bir tutkudan dolayıdır. Tekrar hayata başlama şansım olsa yine sanayici olurdum. Ben üretmeyi seviyorum. İş artık bizim yaşama şeklimiz olmuş” diyor. ebsohaber 55 mart 2008 PANO Candal EBSO’ya veda etti Ege Bölgesi Sanayi Odası Aydın Şubesi’nin Aydın’da bağımsız sanayi odası olma çalışmaları sonucu, firması ve yönetim merkezi Aydın’da bulunan EBSO Yönetim Kurulu Üyesi Levent Candal, EBSO’ya veda etti. EBSO’da Candal’ın yerine Müjdat Şahan Yönetim Kurulu üyesi oldu. EBSO Meclisi’nde Pamuk Çırçır Sanayi Meslek Komitesi’ni başarıyla temsil eden Levent Candal’a hizmet anısı olarak EBSO Meclis Başkan Yardımcısı Hilmi Uğurtaş ile Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Haluk Tezcan plaket verdi. Bu anı, EBSO Meclis Başkanı Ender Yorgancılar da paylaştı. Levent Candal, “Hiç arzu etmesem de EBSO’nun çalışma alanının daraltılması nedeniyle ayrılmak durumunda kaldım. EBSO Meclisi’nde ve Yönetim Kurulu’nda pekçok yeni şey öğrendim. Görev yaptığım süreçte beni yalnız bırakmayan, çalışmalarımda yardımcı olan herkese teşekkür ediyorum” dedi. Oda seçimlerinin 3 ay ertelenmesi hakkında, üyelerimize önemli duyuru Bakanlar Kurulu, 2008 yılının Ekim, Kasım ayları içinde yapılacak olan oda seçimlerini 3 ay erteleyerek 2009 yılının Ocak, Şubat ayları içinde yapılması kararını almıştır. Bu konuda ki TOBB web sitesinde yer alan karar metni aşağıya çıkarılmış olup; konu hakkında bilgi edinilmesi hususunu, üyelerimize önemle duyururuz. İlgili mevzuatın adı: 2008/13299 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 84 üncü Maddesi Gereğince 2008 Yılının Ekim Ayında Başlayıp Kasım Ayında Tamamlanması Gereken Oda ve Borsaların Organ Seçimlerinin, 2009 Yılının Ocak Ayında Başlayıp Şubat Ayında Tamamlanması Hakkında Karar. Düzenleme yeri, tarih ve sayısı: 1 Mart 2008 tarih ve 26803 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Düzenleme konusu: Bu Karar ile; 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 84 üncü maddesi gereğince 2008 yılının Ekim ayında başlayıp Kasım ayında tamamlanması gereken oda ve borsaların organ seçimlerinin, 2009 yılının Ocak ayında başlayıp Şubat ayında tamamlanması Bakanlar Kurulu’nca kararlaştırılmıştır. gibi; 5174 sayılı yasa gereği, Odamız organ seçimleri 2008 ÜYELERİMİZE yılının Bilindiği Ekim-Kasım ayları içinde ve 19.01.2005 tarih ve 25705 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Türkiye Odalar ve Borsalar ÇOK ÖNEMLİ Birliği ile Odalar ve Borsalar Organ Seçimleri Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde yapılacaktır. 5174 sayılı Türkiye Odalar ve BorDUYURU salar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 83.maddesinde; “Oda ve borsa üyelerinin seçme ve seçilme haklarının kullanılabilmesi için şirketin; sahibi, ortağı, yönetim kurulu üyesi, genel müdürü, murahhas azası seviyesinde üst düzey yöneticisi ve şirketi temsile, ahzükabza yetkili olması ve bu halinin seçimden en az altı ay öncesini kapsaması şarttır” denilmektedir. Bu nedenle; 2009 yılının Ocak ve Şubat ayları içinde yapılması gereken Odamız organ seçimlerine seçme ve seçilebilme hakkını kullanarak katılacak üyelerimizin yukarıda bahsi geçen yasa hükmü gereği, ahzükabza yetkili kılındıklarını, bağlı oldukları ticaret sicil memurluklarından kontrol etmeleri, ahzükabza yetkili değiller ise; bu konuda Haziran 2008 tarihi itibarıyla yetkili kılınmaları gerekmektedir. Aksi takdirde; ahzükabza yetkileri bulunmayan üye temsilcilerinin 2009 yılının Ocak ve Şubat ayları içinde yapılacak odamız organ seçimlerinde oy kullanmaları ve seçilmeleri mümkün olamayacaktır. Üyelerimize önemle duyurulur. ebsohaber 56 mart 2008 HABER Çin’de Türk firmaları için fırsatlar çoğaldı Çin’in başkenti Pekin’de yatırım Sektörel fırsatları Çin iç pazarında yasal olarak danışmanlığı konusunda faaliyet gösdeğerlendirelim teren Timelink isimli firmanın yönetici perakendenin önünün açılması, Çin iç pazarında yabancı girişimciler ortağı Alptekin Aydın, Ege Bölgesi Sanayi ihracatı veya Çinli ortakla başka için perakende sektörünün önünün açıldıOdası’nda “İzmir ile Çin Arasındaki ülkelere girmeyi düşünen Türk ğını, bunun Türkiye için bir fırsat olduğuİş Fırsatları” konulu bir bilgilendirme firmalarına yeni fırsatlar sunuyor. nun altını çizen Aydın, “Beko’nun açtığı toplantısı yaptı. Aydın, “Türk firmalarıçamaşır makinası fabrikası yılda 200 adet nı Çin’e davet ediyorum. Yasal olarak üretime ulaştı. Şimdiden sadece Pekin’de 65 satış noktası var. Çin’in iç pazarında perakendenin önü açıldı” dedi. Goldaş da markasını Çin’de üretip satıyor. Oto yan sanayi, konÇin’in Türkiye’nin ihracatında 24’üncü, ithalatında ise Rusya ve feksiyon ve medikal alanlarında Türkiye için fazlasıyla iş fırsatı Almanya’dan sonra 3’üncü konumda olduğunu belirten Aydın var. Ancak Çinlilerin tek isteği ‘Made in China’ yazısı. Firmaların şunları söyledi: “Türkiye Çin’den 9.6 milyar dolarlık ithalata mallarını Çin’de üretip bu amblemi koymalarını istiyorlar” dedi. karşılık ancak bunun 10’da biri oranında ihracat yapıyor. Bire on Çin Merkez Bankası’nda 1 trilyon dolardan fazla kaynak bir dengesizlik var. Yapmamız gereken bu makası kapatmak. Ya- biriktiğini hatırlatan Aydın, şöyle konuştu: “Çin hükümeti 250 ratacağımız ihracat kalemleri hükümet tarafından desteklenirse milyar dolarlık kaynağı dış yatırımlara destek fonu olarak kullanbu gerçekleşir. İşadamlarımıza Çin’e sadece alım için gelmeyin, mayı planladı. ‘Firmalarınızı yurtdışına taşıyın biz size gerekli neler satabiliriz diyerek gelin diye çağrı yapıyoruz. Çinlilerin fonu yarattık’ diyorlar. Ege Serbest Bölgesi’nde (ESBAŞ) 1.5, 2 bazı ülkelerde olduğu gibi Türkiye’ye karşı bir önyargısı yok. Tek yıl çalıştılar. ESBAŞ’ın ve İzmir’in o potada bulunmasına katkışikayetleri Türk alıcısının küçük boyutlu, kalite bazlı değil fiyat da bulunduk. Çalışmalarımız sonucunda ESBAŞ en iyi yatırım bazlı alım yapması. Durum böyle olunca Çin mallarının tümü bölgesi seçildi” dedi. kalitesizmiş gibi bir anlayış ortaya çıkıyor.” Tarımın çekiciliği Heyet geliyor Çin’in tarım alanında Türkiye’den üzüm kurutma tekniğini öğrenmek istediğini belirten Aydın, pamuk toplama konusunda otomasyona ulaşmayı hedeflediklerini, bu konuda Türkiye’den bir üretici firmayla ilişkide olduklarını ifade etti. Aydın, “Zeytin ve zeytinyağında yatırımcı olmak isteyen Genetech isimli bir firma da önümüzdeki günlerde ESBAŞ’a araştırma amacıyla gelecek” dedi. Önümüzdeki aylarda gıda, otomotiv ve mobilya sektöründen heyetleri İzmir’e getirmeyi planladıklarını anlatan Aydın, “Mobilya heyetindeki üreticilerin bir kısmı mdf ve suntalem, mutfak ve banyo mobilyalarında ortak üretim için işbirliği arayacaklar. EBSO ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin heyetleri en iyi şekilde ağırlayacağına inanıyorum. Ayrıca heyetle birlikte gelecek Çinli TV, gazete dergi temsilcileri, İzmir’in etkin tanıtımında önemli rol oynayacak” diye konuştu. Türkiye, Çin’den 9.6 milyar dolarlık ithalata karşılık bunun 10’da biri oranında ihracat yapıyor. Yapılması gereken bire on dengesizlik makasının kapatılması.. Yaratılacak ihracat kalemleri hükümet tarafından desteklenirse Türkiye’nin kazancı artar.. ebsohaber 57 mart 2008 ANALİZ Yüksek işsizliğe karşı acil önlem şart 2007 yılına ait istihdam ve işsizlik ründe olduğu görülüyor. 368 bin kişilik verileri yayımlandıktan sonra, yaklaşistihdam kaybının yüzde 95’i tarımdan. makta olan 2008 dünya krizinin yıkıcı Tarımdaki çözülmenin 2007’de süretkileriyle birlikte en büyük kabusun mesine ek olarak tarımda küçülme de işsizlik olacağı bir kez daha ortaya istihdam kaybını artırmış. Ama yüzde çıktı. 5’in üstünde büyüme yaşayan sanayi İşsizlik, zaten birkaç yıldır kemikistihdam yaratmak yerine 52 bin kişiyi leşen ve sözde büyüme oranlarına karişsiz bırakmış. İnşaattan da 45 bin kişi şın azalmayan bir sorundu. 2007’de işsiz kalmış. zirve yaptı, 2008’de en korkulu rüya İstihdamın 20-21 bin bandında doMustafa Sönmez olacak. laşmasına karşılık, işgücünün, dolayısıyla mustafasnmz@hotmail.com IMF destekli yüksek faizlerle çekiişsizliğin ne kadar olduğu hep tartışma len sıcak paraya (düşük kurla desteklekonusu. Resmi işsizlik oranı yüzde İşini kaybetme riski taşıyanlar nen) dayalı çarpık büyüme döneminin 10’da katılaşmış durumda. Bu bile kadar 5 milyonu aşkın işsizin en önemli kamburu istihdam yaratTürkiye’yi OECD ülkeleri arasında en maması oldu. Ekonominin reel olarak yüksek işsizlik yaşayan ülkelerden biri kriz koşullarında hayatlarını nayıllık ortalama yüzde 7,3 oranında yapmaya yetiyor. Yüzde 10’luk resmi sıl idame ettireceklerini düşünüp büyüdüğü 2002-2006 döneminde, işsizlik bile Türkiye’yi yüzde 8 dolapolitika üretmek gerekiyor.. toplam istihdam ancak yıllık ortalama yındaki AB işsizliğinin ve yüzde 6,6’lık yüzde 0;7 oranında arttı. İstihdam OECD işsizliğinin üstünde gösteriyor. düzeyindeki artışın sınırlı kalmasında, döviz kurunun düşük Türkiye’de 15 yaş üstü nüfus 48-49 bin dolayında belirtutulması ile emek yerine makine tercihi yapılmasının, yani lenmesine karşılık, bunun ne kadarının işgücünü oluşturduğu istihdam dostu olmayan bir döneme girilmiş olmasının yanı tartışma yaratıyor. TÜİK’in hanehalkı işgücü anketlerinde, sıra , köylülüğün çözülmesi, tarımdan önemli işgücü kaybı 49 milyon dolayındaki 15 yaş üstü nüfusun ancak 23 milyon rol oynadı. Mazot,gübre,traktör, yem, vb. fiyat artışlarını dolayı işgücü sayılıyor. Bu da her 100 kişiden 48-49’unun göğüsleyemeyen tarım kesimi, IMF-DB ikilisinin getirdiği çalışıyor ya da çalışıyor olmak istemesi demek. . Dolayısıyla tarıma destek yerine köstek politikalarının da etkisiyle hızla Türkiye’de işgücüne katılma oranı yüzde 48 dolayında, hatta kırlardan kente göç ettiler. 2007’de yüzde 47’ye gerilemiş durumda. Oysa işgücüne 2002-2006 döneminde, toplam istihdam yıllık ortalama katılma oranı OECD ve AB-15’te yüzde 65’in üstünde. yüzde 0,7 artarken, tarım dışı sektörlere bakıldığında istihTÜİK, son bir haftada iş aramamışları , mevsimlik işçileri damın ancak yıllık ortalama yüzde 3.9 oranında artığı; tarım işgücü kabul etmiyor. Bunların sayısı 2007’de toplam 2050 sektöründe istihdamın 1 milyon 370 bin kişi azaldığı görüldü. kişi. Dolayısıyla, resmi işsiz olarak açıklanan işsiz sayısı ise 2 Bu 5 yılda , her yıl tarım sektöründe ortalama 274 bin milyon 350 bin ve resmi işsizlik oranı da yüzde 10,1. Oysa, kişilik istihdam azalışı yaşandı, sanayi, hizmetler ve inşaat TÜİK’in tanım tartışması nedeniyle işgücünden saymadığı sektörlerindeyse sırasıyla her yıl ancak 91 bin, 317 bin ve 62 işgücü(dolayısıyla işsiz) sayısı dikkate alınsa, resmi işgücü bin kişilik istihdam yaratıldı. (23.217+2.050=25.267 kişi olacak, işgücüne katılma oranı 2007 yılı ise istihdam açısından iyice talihsiz bir yıl olyüzde 51; resmi işsiz sayısı da 4 milyon 400 bin olacaktı. muştur. 2006 Kasım’ında 21 milyon 235 bin olarak belirlenen Bu da yüzde 10 olduğu iddia edilen işsizlik oranının istihdam, 2007 Kasım’ında 20 milyon 867 bine gerilemiş yani aslında (4400/25257) yüzde 17,4 olması demek. Aslında, yüzde 4,5-5 büyüme kaydedilen 2007’de, istihdam artmak ”eksik istihdamdakileri” de işsiz tanımına katmak gerekir ve yerine yüzde 1,7 oranında gerilemiştir. bu yapılırsa sayı (4400+650) 5 milyon 50 bine çıkar. Bu da 2007’de istihdamda gerilemenin yine en çok tarım sektögerçek işsizlik oranının yüzde 20’yi bulması demektir. 2007 ebsohaber 58 mart 2008 ANALİZ verileri, işsizlikte yine okkanın altına kadınların gittiğini bir kez daha gösteriyor. Erkekler dünyasında iş bulmayan kadın hızla evine çekiliyor. Ev kadınlarının sayısı bir yılda 237 bin artmış görünüyor. Sanayi sektöründe kadın istihdamının 60 bin azaldığını görüyoruz. Anlaşılan, çember daralınca , tensikata öncelikle kadınlardan başlanıyor. Ya da işe alırken öncelik erkeklere veriliyor. İşsizlik artışının özellikle vasıfsız ,eğitimsiz işgücünde arttığını gözlemliyoruz. Proleterleşme hızlanıyor. Yıllık ücretli sayısının 2007’de de 363 bin arttığını, buna karşılık kendi hesabına çalışan sayısında 145 bin düşüş olduğunu görüyoruz. 2008’de global krizin etkileri hissedilmeye başladıkça işsizlikte artış yaşanması, bugün tarım dışında resmen yüzde 12, gerçekte yüzde 20 olan işsizliğin daha ileri boyutlara çıkıp hiperleşmesi çok mümkün. Tarımdaki çözülme devam edecek. Tarım dışı sektörlerde , hedeflenen yüzde 5’lik büyüme gerçekçi değil ve bu durum, yeni istihdam bir yana, mevcut istihdamda bile düşüşleri gündeme taşıyabilecek. Her yeni işsizlik, haneye yeni yoksulluklar taşınması demek. AKP iktidarının IMF güdümlü politikalarla, ekonomiyi taşıdığı kısırlık, tıkanmışlık ve onun ürettiği büyük işsizlik sorununa şimdi bir de dış çalkantıların yükü binecek ve bu ilk elde emeği ile geçinenleri tehdit edecek. İşi risk altında olanlar sadece mavi yakalılar değil, hizmetler sektöründeki bir dizi beyaz yakalı için de işinden olma riski artıyor. Ortaya çıkması olası enkazların yükünün altında yine ,vur abalıya misali, emek kesiminin kalmaması, daha adil politikalar geliştirilmesi için elbirliği gerekiyor. İşini kaybetme riski taşıyanlar kadar, mevcut 5 milyonu aşkın işsizin kriz koşullarında neyle geçineceklerini, hayatlarını nasıl idame ettireceklerini dert edinmek ve yoksulluğa karşı mücadele, sosyal politikalar üretmek, gelirin daha adil bölüşümünü talep etmek gerekiyor. 59 GÖSTERGELER Vergi gelirlerinde yüzde 28 artış Ocak 2007 döneminde 11 milyar 77 milyon YTL vergi tahsilatı yapılmışken bu yılın aynı döneminde yüzde 28 oranında bir artış ile 14 milyar 159 milyon YTL vergi tahsil edildi; yılsonu bütçe hedefinin yüzde 8,3’ü bu dönemde gerçekleştirildi. Geçen yıl ile karşılaştırıldığında vergi türlerinin hepsinde yüksek oranlarda artış ortaya çıktı. Gelir Vergisinde yüzde 25,4, Kurumlar Vergisinde yüzde 157,2, Özel Tüketim Vergisinde yüzde 21,6, İthalde Alınan KDV’de yüzde 34,8, Dahilde Alınan KDV’de yüzde 18, Motorlu Taşıtlar Vergisinde yüzde 36,2 oranında artış meydana geldi. Vergi gelirlerinde elde edilen yüksek oranlı artış bazı sektörlerde gelişmenin yanı sıra vergi artışlarından kaynaklandı. Maliye Bakanlığı, Ocak ayı merkezi yönetim bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı. Buna göre; Ocak 2007 dönemi bütçe açığı 6 milyar 96 milyon YTL iken, Ocak 2008 dönemi bütçe açığı yüzde 91,4 oranında azalarak 524 milyon YTL olarak gerçekleşti. Ocak 2007 döneminde faiz dışı fazla 925 milyon YTL iken, Ocak 2008 döneminde faiz dışı fazla üç kat artarak 3 milyar 759 milyon YTL oldu. 2008 yılı için 38 milyar 3 milyon YTL olarak belirlenen faiz dışı fazla hedefinin, Ocak ayı sonu itibarıyla yüzde 9,9’una ulaşıldı. 2007 Ocak ayı bütçe giderleri 18 milyar 488 milyon YTL iken, Ocak 2008 döneminde yüzde 11,8 oranında azalış göstererek 16 milyar 306 milyon YTL oldu. 2007 Ocak ayı faiz dışı bütçe giderlerine göre 2008 Ocak ayı faiz dışı bütçe giderleri yüzde 4,8 oranında artış gösterdi. Diğer taraftan, geçen yılın aynı döneminde 7 milyar 21 milyon YTL olan faiz giderleri, 2008 yılının aynı döneminde yüzde 39 oranında bir azalışla 4 milyar 283 milyon YTL oldu. 2007 yılı Ocak ayında bütçe giderlerinin yıl sonu gerçekleşmesine oranı yüzde 9,1 iken 2008 yılı Ocak ayında başlangıç ödeneklerine göre gerçekleşme oranı yüzde 7,3 oldu. Bütçe gelirleri ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 27,4 oranında artarak 12.392 milyon YTL’den 15.781 milyon YTL’ye yükseldi. Ocak ayı bütçe açığı, 2008 yılı merkezi yönetim bütçesinde belirlenen 17.997 milyon YTL tutarındaki hedefin yüzde 2,9’una karşılık geldi. Bütçe giderleri için öngörülen 222.553 milyon YTL’lik ödeneğin Ocak ayında yüzde 7,3’ü kullanılarak 16.306 milyon YTL gider oluştu. Geçen yılın aynı döneminde ise 2007 yılında yapılan harcamaların yüzde 9.1’i gerçekleştirilmiş ve 18.488 milyon YTL düzeyinde harcama yapılmıştı. Böylece geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,8 oranında daha az harcama gerçekleştirildi. Geçen yılın aynı dönemine göre faiz hariç giderlerde 556 milyon YTL artış, faiz giderlerinde ise 2.738 milyon YTL azalış meydana gelmesiyle Ocak ayı bütçe giderlerinde 2.182 milyon YTL düşüş gerçekleşti. Ocak ayında 12.023 milyon YTL faiz hariç gider oluşurken, bütçede öngörülen 166.553 milyon YTL ödeneğin yüzde 7.2’si kullanıldı. 2007 yılının aynı döneminde ise 11.467 milyon YTL faiz hariç gider oluştuğu dikkate alındığında yüzde 4,8 oranında bir artış kaydedildiği görüldü. Personel giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11 oranında artış göstererek 4.841 milyon YTL olarak gerçekleşti. Böylece personel giderleri için bütçede öngörülmüş olan 48.672 milyon YTL ödeneğin yüzde 9,9’u kullanıldı. Sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri ise, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13,7 artış göstererek 622 milyon YTL olarak gerçekleşti. Bu amaçla bütçede öngörülmüş olan 6.405 milyon YTL ödeneğin yüzde 9.7’si kullanıldı. Ocak döneminde 1.059 milyon YTL mal ve hizmet alımı yapıldı. Geçen yılın aynı döneminde 838 milyon YTL gider olduğu dikkate alındığında, artış oranı yüzde 26,3 olarak hesaplandı. 2008 yılı mal ve hizmet alım giderleri ödeneğinin yüzde 4,6’sı bu dönemde kullanıldı. Merkezi yönetim bütçesi sağlık harcamaları Ocak ayında 699 milyon YTL oldu. ebsohaber 60 mart 2008 GÖSTERGELER Cari açık 38 milyar dolara yükseldi Cari açık 2007 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 18 artarak 37 milyar 996 milyon dolara çıktı.. 2007 yılının Aralık ayında cari açık, bir önceki yılın aynı ayıyla karşılaştırıldığında yüzde 71,7 oranında artarak 2.998 milyon dolardan 5.149 milyon dolara yükseldi. Bu artışın başlıca sebeplerini, ödemeler dengesindeki dış ticaret açığının bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 58,6 oranında artması sonucu 4.909 milyon dolara yükselmesi, hizmetler kalemindeki fazlanın yüzde 58,6 oranında azalarak 193 milyon dolar net gelir kaydetmesi ve gelir kalemindeki açığın yüzde 30,2 oranında artması sonucu 728 milyon dolar net gider kaydetmesi oluşturdu. Öte yandan, aynı dönemde cari transferlerden kaynaklanan girişlerin yüzde 54,5 oranında artarak 295 milyon dolara yükseldiği gözlendi. Bu gelişmeler sonucunda 2007 yılında cari açık, bir önceki yılla karşılaştırıldığında yüzde 18 oranında artarak 32 milyar 193 milyon dolardan 37 milyar 996 milyon dolara yükseldi. 2007 yılı Ocak-Aralık dönemi verilerine göre ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret dengesi, bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 14,9 artarak 47 milyar 498 milyon dolar tutarında açık verdi. 2007 yılı alt kalemler itibariyle incelendiğinde, altın dahil ithalat (CIF) harcamalarının bir önceki yıla oranla yüzde 21,8 oranında artarak 169 milyar 987 milyon dolara ulaştığı; ihracat (FOB) gelirlerinin yüzde 25,3 oranında artarak 107 milyar 154 milyon dolara ve bavul ticareti gelirlerinin ise yüzde 6,3 oranında azalarak 6 milyar 2 milyon dolara düştüğü görüldü. 2007 yılının 12 aylık döneminde turizm gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 9,7 artarak 18.487 milyon dolara, turizm giderleri de yüzde 18,8 artarak 3.260 milyon dolara yükseldi. Bunun sonucunda söz konusu dönemde, net turizm gelirleri yüzde 7,9 oranında artışla 15.227 milyon dolar olarak gerçekleşti. Hizmetler başlığının diğer önemli bir kalemi olan taşımacılık kaleminde 2006 yılında 386 milyon dolar net giriş kaydedilmesine rağmen, 2007 yılında 150 milyon dolar tutarın- da net çıkış gerçekleşti. Taşımacılık kalemi alt kalemler itibariyle incelendiğinde, 2007 yılının navlun kaleminde bir önceki yıla oranla yüzde 92’lik artışla 2.531 milyon dolar net çıkış; diğer taşımacılık kaleminde ise yüzde 39,7 oranında artışla 2.381 milyon dolar tutarında net giriş gerçekleşti. Yurtiçinde yerleşik inşaat şirketlerinin yurtdışında gerçekleştirdikleri inşaat hizmetlerinden kaynaklanan net döviz girişi, 2007 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 13,7 azalarak 759 milyon dolar oldu. Bu gelişmeler sonucunda, 2006 yılında toplam 13.830 milyon dolar fazla veren Hizmetler Dengesi kalemi, 2007 yılında da yüzde 1,7 artışla 14.070 milyon dolar fazla verdi. Ücret ödemeleri ve yatırım geliri kalemlerinden oluşan gelir dengesi kalemi, 2007 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 2,8 artarak 6.794 milyon dolar net çıkış kaydetti. Yatırım geliri kaleminin altında yer alan doğrudan yatırımlar ve faizlerden oluşan diğer yatırımlarda gerçekleşen net çıkışlar, sırasıyla 1.798 milyon ve 5.273 milyon dolar olurken; portföy yatırımlarından kaynaklanan net girişler 383 milyon dolara ulaştı. 2007 yılı Ocak-Aralık döneminde uzun ve kısa vadeli kredilere ilişkin faiz giderleri, 2006 yılı 12 aylık toplama oranla yüzde 17,5 artarak 7.431 milyon dolar olarak gerçekleşti. Cari transferler kalemi, 2007 yılında yüzde 16,7 oranında büyüyerek 2.226 milyon dolar giriş kaydetti. Diğer sektörler kalemi altında yer alan işçi gelirleri, bir önceki yıla oranla yüzde 8,8 büyüme kaydederek 1.209 milyon dolar gelir oluşturdu. Öte yandan, 2006 yılında 221 milyon dolar olarak gerçekleşen diğer transferler kalemi, yüzde 55,7 artışla 2007 yılında 344 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2007 yılı Ocak-Aralık dönemi rakamlarına göre finans hesaplarında gerçekleşen net sermaye girişi, bir önceki yıla oranla yüzde 18,8 artarak 38.411 milyon dolar oldu. Türkiye’deki yabancı sermayeli şirketlerin yurtdışındaki ortaklarından kullandıkları kredileri 21.873 milyon dolara yükseldi. ebsohaber 61 mart 2008 GÖSTERGELER 3 milyar YTL’ye yakın teşvikli yatırım Hazine Müsteşarlığı, Ocak’ta toplam tutarı 2 milyar 857 milyon YTL olan 162 yatırıma teşvik belgesi verdi. Teşvik belgesine bağlanan yatırım projelerinin sayısı geçen yılın aynı ayındakinin altında kaldı. Toplam yatırım tutarı ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 47.4 artış gösterdi. Geçen yıl Ocak ayında toplam tutarı 1 milyar 938.4 milyon YTL olan 199 yatırım teşvik belgesine bağlanmıştı. Ocak 2008’de teşviğe bağlanan yatırımlarla öngörülen toplam istihdam da geçen yıla göre yüzde 21.5 azalarak 9 bin 145 kişi oldu. Ocak’ta teşvik belgesine bağlanan projelerin 2 milyar 8.1 milyon YTL’lik kısmı komple yeni yatırımlar oluşturdu. Söz konusu yatırımlar kapsamında 5 bin 871 kişilik istihdam sağlanması öngörülüyor. Teşvik belgesine bağlanan yatırımların 473.6 milyon YTL’lik kısmını da yenileme yatırımı olduğu belirlendi. Bu yatırımlarda öngörülen toplam istihdam da 940 kişi olarak bildirildi. Yılın ilk ayında teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan, imalat sanayii 943.5 milyon YTL’lik pay aldı. İmalat sanayi için anılan dönemde düzenlenen 106 teşvik belgesi kapsamında 3 bin 757 kişilik istihdam öngörüldü. İmalat sanayine yönelik yatırımda alt sektörler itibariyle en büyük payları 461.5 milyon YTL ile taşıt araçları, 185.2 milyon YTL ile dokuma ve giyim ve 71.6 milyon YTL ile cam sektörü aldı. Ocak ayında hizmetler sektörüne yönelik yatırım tutarı 1 milyar 124.3 milyon YTL olarak gerçekleşti. Bu sektöre yönelik 41 yatırım kapsamında 4 bin 328 istihdam yaratılacağı bildirildi. Hizmetlere yönelik yatırımların 337.8 milyon YTL’si ulaştırma, 229.4 milyon YTL’si turizm alanında gerçekleştirilecek. Enerji sektörüne yönelik olarak teşvik belgesine bağlanan yatırım tutarı ise 655.4 milyon YTL olarak gerçekleşti. Teşvik belgesine bağlanan 9 enerji yatırım ile 375 kişiye istihdam yaratılacak. Coğrafi bölgelere göre, Marmara 829.9 milyon YTL’lik yatırımla birinci sıradaki yerini korudu. Bölgeye yönelik teşvik kapsamında alınan 55 yatırımla 2 bin 618 kişilik istihdam ya- ratılacak. İç Anadolu Bölgesi 551.6 milyon YTL yatırımla ikinci sırada yer alırken, bu bölgeyi 455.6 milyon YTL ile Akdeniz Bölgesi, 204.3 milyon YTL ile Karadeniz, 184.6 milyon YTL ile Güneydoğu Anadolu, 123.3 milyon YTL ile Ege ve 122.6 milyon YTL ile Doğu Anadolu izledi. Yılın ilk ayında düzenlenen teşvik belgeleri kapsamında İç Anadolu’da bin 854, Akdeniz’de bin 571, Ege’de 971, Karadeniz’de 751, Doğu Anadolu’da 610, Güneydoğu Anadolu’da 520 kişiye istihdam yaratılacak. Ailelerin borcu 95,4 milyar YTL Hanehalklarının bankalara olan tüketici kredisi ve kredi kartı borçları, 15-22 Şubat haftasında 31.6 milyon YTL artarak 95 milyar 438.9 milyon YTL’ye yükseldi. Bankaların tüketici kredisi alacakları anılan haftada 656.5 milyon YTL artarak 68 milyar 612.3 milyon YTL’ye çıkarken, kredi kartı alacakları 584.9 milyon YTL azalarak 26 milyar 826.5 milyon YTL’yi indi. Merkez Bankası’nın verilerinden yapılan hesaplamaya göre, konut kredisi alacakları 227 milyon YTL’lik artışla 32 milyar 437.3 milyon YTL oldu. Taşıt kredilerinin 36 milyon YTL’lik azalışla 5 milyar 790.3 milyon YTL’ye indiği bu dönemde, diğer tüketici kredileri ise 425.5 milyon YTL artarak 30 milyar 384.6 milyon YTL’ye çıktı. Tüketicilerin bankalara olan kredi kartı borçlarının 26 milyar 784.7 milyon YTL’sinin Türk parası, 41.8 milyon YTL’sinin ise yabancı para cinsinden olduğu belirlendi. Anılan haftada YTL cinsinden kredi kartı borçlarında 577 milyon YTL, yabancı para cinsinden kredi kartı borçlarında ise 7.7 milyon YTL’lik azalma yaşandı. ebsohaber 62 mart 2008 GÖSTERGELER Mevduatlar 321 milyar YTL’ye çıktı Yurt içi yerleşiklerin toplam mevduat hacmi 8-15 Şubat haftasında 5 milyar 910 milyon YTL artarak 320 milyar 940 milyon YTL’ye yükseldi. Merkez Bankası verilerine göre, anılan dönemde yurt içi yerleşiklerin YTL mevduatları 5 milyar 968.2 milyon YTL artışla 215 milyar 955.8 milyon YTL oldu. Vadeli tasarruf mevduatların 1 milyar 1.5 milyon YTL artarak 149 milyar 468.2 milyon YTL’ye yükseldiği dönemde, vadesiz tasarruf mevduatı da 1 milyar 33.3 milyon YTL artışla 14 milyar 431 milyon YTL oldu. Ticari kuruluşlar mevduatı 1 milyar 21.4 milyon YTL yükselişle 39 milyar 132.8 milyon YTL’ye ulaştı. Resmi mevduat da 1 milyar 911.9 milyon YTL artarak 12 milyar 923.6 milyon oldu. Yurt içi yerleşiklerin yabancı para mevduatlarının Türk parası cinsinden tutarı 941.9 milyon YTL’lik artışla 104 milyar 985.1 milyon YTL’ye ulaştı. 15 Şubat itibariyle yurt içi mevduatın 121 milyar 470.2 milyon YTL’sinin kamu, 154 milyar 368 milyon YTL’sinin özel, 45 milyar 102.6 milyon YTL’sinin de yabancı mevduat bankalarında bulunduğu belirlendi. Anılan dönemde yurt dışı yerleşiklerin Türk bankacılık sistemindeki mevduat hacmi 176.2 milyon YTL’lik artışla 5 milyar 706.5 milyon YTL oldu. Bankalardaki toplam mevduat da 6 milyar 86.4 milyon YTL yükselişle 326 milyar 647.5 milyon dolar seviyelerine ulaştı. Aynı dönemde 98.9 milyon YTL azalarak 5 milyar 6.3 milyon YTL’ye ulaşan bankalararası mevduat da dahil edildiğinde en geniş tanımlı mevduat hacmi 5 milyar 987.5 milyon YTL artarak 331 milyar 6653.9 milyon YTL oldu. 2008 cari açık beklentisi 41 milyar $ Piyasaların yıl sonu cari açık beklentisi 41 milyar 856,3 milyon dolara, TÜFE bazında yıllık enflasyon beklentisi de yüzde 6.54’e, dolar kuru beklentisi ise 1.2881’e yükseldi. 2008 büyüme beklentisi ise yüzde 4.7’ye geriledi. Merkez Bankası mali ve reel sektördeki karar alıcılarla her ay iki kez gerçekleştirdiği Beklenti Anketi’nin Şubat ayı ikinci dönem sonuçlarını açıkladı. Katılımcıların birinci dönem anketinde yüzde 0.54 olarak ölçülen TÜFE bazında Şubat ayı enflasyonuna ilişkin beklentilerinin uygun ortalaması, ikinci ankette de yüzde 0.55 çıktı. Gelecek ay (Mart) için beklenen oran değişmeyerek yüzde 0.60 olurken, iki ay sonrasının (Nisan) aylık enflasyonuna ilişkin beklenti yüzde 0.74’ten yüzde 0.75’e yükseldi. Piyasaların yıl sonu enflasyon beklentileri yüzde 4.9’la yüzde 8.5 arasında değişti; beklentilerin uygun ortalaması yüzde 6.54 düzeyinde gerçekleşti. Yıllık enflasyon beklentisi birinci ankete göre 0.07 puan arttı. 12 ay sonrasının enflasyon beklentisi de yüzde 6’dan yüzde 5.99’a inerken, 24 ay sonrasının TÜFE beklentisi yüzde 5.17’den yüzde 5.2’ye yükseldi. Gelecek üç ayın altı aylık Hazine bonosu ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi önceki ankete göre 0.08 puan artarak yüzde 16.01’e yükseldi. Gelecek 12 ayın altı aylık Hazine bonosu bileşik faizi beklentisi de 0.01 puan artarak yüzde 14.84’e çıktı. Gelecek üçüncü ayın 5 yıl vadeli, 6 ayda bir sabit kupon ödemeli YTL cinsi Devlet Tahvili ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi 0.16 puan artarak yüzde 16.18’e yükseldi. Aynı kağıdın gelecek 12’nci aydaki ihalesinde oluşacak yıllık bileşik faiz oranına ilişkin beklenti ise 0.01 puan artarak yüzde 14.88’e çıktı. Merkez Bankası’nın son indirimle yüzde 15.25’e çektiği para piyasasında yıllık basit faiz oranında üç ay sonrasına ilişkin beklenen oran 0.03 puan düşüşle yüzde 14.97’e inerken, 12 ayın sonundaki düzeye ilişkin beklenti ise yüzde 14.1’den yüzde 14.12’ye düştü. Önceki ankette 40 milyar 783.5 milyon dolar çıkan 2008 sonu cari işlemler açığı beklentisi son ankette 41 milyar 856,32 milyon dolara kadar çıktı. Yıl sonu dolar kuru beklentisi 1.2865’ten 1.2881’e, 12 ay sonrasının beklentisi de 1.3071’den 1.3152’ye yükseldi. ebsohaber 63 mart 2008 GÖSTERGELER Şubat enflasyonu İzmir’de yüzde 0,63 Enflasyon, Şubat ayında tüketici fiyatları bazında yüzde 1.29, üretici fiyatlarında da yüzde 2.56 ile piyasaların beklentisinin çok üzerinde çıktı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre Şubat ayında önceki aya göre yüzde 1.29 artan Tüketici Fiyatları Endeksi’nde (TÜFE) Ocak-Şubat dönemindeki iki aylık enflasyon yüzde 2,11’e ulaşırken, yıllık enflasyon yüzde 9,1 düzeyine çıktı, on iki aylık ortalamalara göre yıllık enflasyon da yüzde 8,53 oldu. Ana harcama grupları itibariyle bir ay önceye göre en yüksek aylık fiyat artışı yüzde 5,05’le gıda ve alkolsüz içecekler grubunda gerçekleşti. Şubat ayında endekste yer alan gruplardan, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 1,73, lokanta ve otellerde yüzde 0,90, ev eşyasında yüzde 0,86, ulaştırmada yüzde 0,54 fiyat artışı yaşandı. Aylık fiyat artış oranı konutta yüzde 0,39, haberleşmede yüzde 0,12, sağlıkta yüzde 0,07, alkollü içecekler ve tütünde yüzde 0,02 oldu. Buna karşılık fiyatlar eğitimde yüzde -0,03, giyim ve ayakkabı grubunda yüzde -6,93 düşüş gösterdi. Eğlence ve kültür grubunda ise değişim gözlenmedi. Ocak itibariyle son bir yıllık dönemde TÜFE’de en yüksek artış ise yüzde 14,75’le konut grubunda gerçekleşti. Alkollü içecekler ve tütün yüzde 14,34, gıda ve alkolsüz içecekler yüzde 12,93, lokanta ve oteller yüzde 11,02 ile artışın yüksek olduğu diğer harcama gruplarını oluşturdu. İzmir, yüzde 0,63’lük fiyat artışı ile enflasyonu en düşük yaşayan bölgeler arasında yer aldı. İzmir’de yıllık enflasyon da yüzde 7,98 olarak gerçekleşti. Tüketici fiyatları bazında, 26 İstatistiki Bölge içinde en yüksek aylık artış yüzde 2,56 ile Şanlıurfa-Diyarbakır bölgesinde yaşandı. Söz konusu 26 bölge içinde Ocak-Şubat dönemi itibariyle en yüksek artış yüzde 3,12 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt bölgesinde, yıllık bazda en yüksek artış yüzde 10,74’le Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan bölgesinde ve on iki aylık ortalamalara göre en yüksek artış da yüzde 9.68 oranıyla Adana, Mersin bölgesinde gerçekleşti. Şubat ayında, TÜFE ile kapsanan 454 maddeden 251’inin fiyatının arttığı belirlendi. 69 maddenin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 251 maddenin ortalama fiyatlarında artış, 134 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş yaşandı. Üretici fiyatları endeksinde (ÜFE) Şubat ayında kaydedilen yüzde 2,56 oranındaki artışın, son 20 ayın en yükseği olduğu belirlendi. ÜFE’de bundan önceki en yüksek aylık artış yüzde 4.02 ile küresel finans piyasalarında dalgalanma yaşanan Haziran 2006’da yaşanmıştı. ÜFE’de Ocak-Şubat dönemindeki toplam enflasyon yüzde 3,0’e, son bir yıllık dönemdeki enflasyon yüzde 8,15 ve on iki aylık ortalamalara göre yıllık enflasyon da yüzde 5,94’e ulaştı. ÜFE’de aylık değişim tarım sektöründe yüzde 2,06, sanayi sektöründe yüzde 2,69 olarak gerçekleşti. Tarım sektörü endeksinde, iki aylık enflasyon yüzde 3,68, yıllık enflasyon yüzde 15,58 ve on iki aylık ortalamalara göre enflasyon da yüzde 9,64’e ulaştı. Sanayi sektörü endeksinde ise iki ayda yüzde 2,83, geçen yılın aynı ayına göre (yıllık) yüzde 6,45 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 5,10 enflasyon gerçekleşti. ÜFE’deki yüksek artışta elektrik ve gaz fiyatlarına yapılan zamlar etkili oldu. ÜFE sonuçları sanayinin alt sektörler bazında değerlendirildiğinde en yüksek aylık artışın yüzde 21,32 ile elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı alt sektöründe gerçekleştiği görüldü. Sanayinin üç sektöründen imalat sanayiinde aylık yüzde 1,64, elektrik, gaz, su sektöründe yüzde 18,12 artış, madencilik ve taşocakçılığında yüzde -0,08 düşüş yaşandı. Aylık bazda yüzde 21,32 ile en yüksek fiyat artışı yaşanan alt sektör olan elektrik, gaz üretimi ve dağıtımını yüzde 6.55’le ana metal sanayi, yüzde 3.55’le giyim eşyası imalatı, yüzde 2.37 ile tekstil ürünleri imalatı, yüzde 2.35’le kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünleri izledi. Buna karşılık fiyatlar, tıbbi, hassas ve optik aletler imalatı yüzde 5,30, diğer ulaşım araçlarının imalatı yüzde 3,82, ham petrol ve doğalgaz çıkarımı yüzde 2,26, iletişim teçhizatı imalatı da yüzde -1,91’le aylık bazda fiyatların en çok gerilediği sektörler oldu. Yıllık bazda ÜFE artışının en yüksek olduğu sanayi alt sektörleri; yüzde 34,46 ile ham petrol ve doğalgaz çıkarımı, yüzde 33.88’le kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri, yüzde 24.04’le metal cevheri, yüzde 13.63’le maden kömürü ve linyit, yüzde 13.51’le gıda ürünleri ve içecek imalatı oldu. Üretici fiyat endeksiyle kapsanan 756 maddeden 372’sinin fiyatı arttı, 191 maddenin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 193 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşti. ebsohaber 64 mart 2008 GÖSTERGELER Şubat ihracatı 10.7 milyar dolar Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Şubat ayı ihracatının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 40,84 artış kaydederek, 10 milyar 674 milyon dolar olarak gerçekleştiğini açıkladı. 2008 yılının ilk iki ayında ihracat yüzde 44,79 artışla 20 milyar 499 milyon dolara ulaştı. 12 aylık ihracat ise yüzde 26,37 artışla 112 milyar doları geride bıraktı. TİM, Şubat ayı ihracat verilerini İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında açıkladı. TİM Başkanı Satıcı’nın açıladığı verilere göre; Şubat ayı ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 40,84 artış kaydederek 10 milyar 674 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2008 yılının ilk iki ayında ihracat yüzde 44,79 artışla 20 milyar 499 milyon dolara ulaştı. Geriye dönük 12 aylık ihracatı yüzde 26,37 artışla 112 milyar doları geride bıraktı. Şubat ayında en fazla ihracat gerçekleştiren sektörler; 2 milyar 462 milyon dolar ile Taşıt Araçları ve Yan Sanayii, 1 milyar 483 milyon dolar ile Hazırgiyim ve Konfeksiyon, 1 milyar 416 milyon dolar ile de Demir Çelik oldu. Toplam ihracat içerisinde yüzde 9,62’lik bir paya sahip olan Tarım ve Hayvancılık grubu sektörleri, 2008 Şubat ayında geçen yıla göre yüzde 22,84 artış kaydetti. Tarım ve hayvancılık sektörlerinde en fazla artış yüzde 54,54 ile Kuru Meyve ve Mamulleri, yüzde 39,65 ile Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri, yüzde 35,12 ile Canlı Hayvan Su Ürünleri ve Mamulleri sektörlerimizde gerçekleşti. Şubat ayında ülke ihracatının yüzde 88,08’ini gerçekleştiren Sanayi sektöründe aylık ihracat yüzde 42,36 artış ile 9 milyar 402 milyon dolar olarak gerçekleşti. Sanayi sektöründe iki aylık ihracat 17,8 milyar doları, son 12 aylık ihracat ise 97,5 milyar doları geride bıraktı. Sanayide en büyük ihracat artışı yüzde 91,37 ile Demir Çelik sektöründe kaydedildi. Şubat ayında Taşıt Araçları ve Yan Sanayii sektörünün kaydettiği yüzde 55,75 oranındaki artış ile Çimento ve Toprak ürünleri sektöründeki yüzde 43,96’lık artış dikkat çekti. Madencilik Ürünleri sektörü ihracatını, Şubat ayında yüzde 76,76’lık artış ile 245,2 milyon dolara çıkardı. Sektör, 2008 yılının ilk iki ayında yüzde 55,74, son 12 ayda ise yüzde 33,19 oranında ihracat artışı gösterdi. Dış açıkta Rusya ve Çin’in payı artıyor Türkiye’nin toplam dış ticaret açığının zaten en büyük bölümünü oluşturan Rusya ve Çin’e karşı verilen açık tutarı, rekor bir hızla büyümeye devam ediyor. Ocak ayında Çin ve Rusya’ya karşı verilen dış ticaret açığı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 79 daha yüksek çıkarken, diğer ülkelerle yapılan ticaretteki toplam açık ise sadece yüzde 7.6 artış gösterdi. Türkiye’nin Ocak ayında dış ticaretinde verdiği 5 milyar 709.6 milyon dolarlık açığın 3 milyar 458.4 milyon doları Rusya ve Çin’den kaynaklandı. Ocak ayında Türkiye, en fazla ithalatı, doğal gaz alımında bağımlı olduğu Rusya’dan gerçekleştirdi. Türkiye, bir aylık dönemde 420 milyon dolarlık ihracat yaptığı Rusya’dan, tamamına yakını doğal gaz olmak üzere 2 milyar 618 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Türkiye’nin, ithal girdi olan doğal gaza ba- ğımlılığının artması, baş tedarikçi Rusya’ya ödediği faturayı kabarttı. Türkiye’nin Ocak ayında Rusya’ya karşı verdiği dış ticaret açığı yüzde 85.3’lük artışla 2 milyar 198 milyon dolar oldu. Ucuz ürünleriyle son yıllarda tüm dünya pazarlarını istila eden ve sektörleri rekabette zorlayan Çin, Ocak’ta da Türkiye’nin en fazla dış ticaret açığı verdiği ikinci ülke oldu. Türkiye, Ocak’ta 75.5 milyon dolarlık ihracat yaptığı Çin’den 1 milyar 335.9 milyon dolarlık mal aldı. Türkiye’nin Çin’e karşı olan dış ticaret açığı yüzde 68.4 büyüyerek 1 milyar 260.4 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye, Ocak’ta toplam 5 milyar 709.6 milyon dolarlık dış ticaret açığı verirken, bunun 3 milyar 458.4 milyon doları Rusya ve Çin’den, 2 milyar 251.2 milyon doları ise diğer ülkelerden kaynaklandı. Türkiye’nin bu iki ülkeye karşı açığı Ocak’ta yüzde 78.8 arttı. ebsohaber 65 mart 2008 GÖRÜŞ İhtilaflı vergi borçlarında taksitlendirme imkanı 27 Şubat 2008 tarih ve 26800 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5736 Sayılı “Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanun” ile bazı vergi borçlarının ödenebilmesi için mükelleflere yeni bir uzlaşma hakkı tanınmış ve taksitlendirme imkânı getirilmiştir. Bu kanun, kesinlikle bir af kanunu değildir. Hiçbir vergi borcu bu kanuna dayanılarak otomatik olarak silinmemektedir. Kanunun uygulanması ile ilgili 3 adet tebliğ yayınlanmış, tebliğlerde uygulama ile ilgili detay açıklamalar yapılarak değişik örneklere yer verilmiştir. Kanunun kapsadığı kamu alacakları şunlardır; 27 Şubat 2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olup ikmalen, re’sen ve idarece tarh edilen vergi, resim, harçlar, fon payı ve bunlara bağlı vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarından yargıda olup henüz neticelenmemiş olanlar Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazların kullanılması nedeniyle tespit ve takdir edilen ancak 1/7/2007 tarihinden önce ilgilisine tebliğ edildiği halde 27 Şubat 2008 tarihi itibarıyla ödenmemiş olan kira ve ecrimisil alacakları Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu kapsamına giren taşıtlarla ilgili mükellef değişikliği dışındaki vergilendirme unsurlarının herhangi bir sebeple hatalı belirlenmesi nedeniyle, 1/1/2004 ila 31/12/2007 tarihleri arasındaki dönemlere ilişkin olarak mükellefler adına ilk tahakkuktan sonra ilaveten tahakkuk ettirilen motorlu taşıtlar vergileri Tayfun Şenol tayfun@alternatifymm.com Kanunun uygulanması ile ilgili 3 adet tebliğ yayınlandı. İdare ile ihtilaf halindne bulunan tüm mükelleflerin uzlaşma şanslarını denemelerinde büyük fayda var. Kanuni ve ihtiyari yedek akçeler ile sermayenin azaltılmasına konu edilen zararların matrahtan indirilebilmesine yönelik bankalar tarafından yargı mercileri nezdinde yaratılmış ihtilaflarla ilgili kamu alacakları Kapsam dışında kalan kamu alacakları Erteleme ve uzlaşma kapsamına girmeyen kamu alacakları ise şunlardır; Vadesi geçmiş beyana dayalı her türlü vergi resim ve harçlar Vergi ziyaı cezası üç kat (iştirak halinde bir kat) olarak uygulanan tarhiyata ilişkin vergi ve cezalar ile bunlara bağlı usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları İhtilafa ilişkin nihai kararı kesinleşmiş olan vergi ve cezalar İl özel idareleri ile belediyelere ait vergi, resim ve harçlar Gümrük vergileri İthalde alınan katma değer vergisi Özel Tüketim Vergisi Kaynak kullanımını destekleme fonu kesintileri Trafik para cezaları Her türlü SSK prim borçları ile idari para cezaları Başvuru ve uygulama nasıl olacak? Mükelleflerin 5736 sayılı Kanunun 1’nci maddesinden yararlanabilmesi için esas itibarıyla 31 Mart 2008 tarihi mesai saati bitimine kadar Vergi Usul Kanunu’nun uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre uzlaşma talep etmeleri gerekmektedir. Uzlaşma taleplerinin yazılı olarak ilgili vergi dairelerine yapılması ebsohaber 66 mart 2008 GÖRÜŞ gerekmektedir. Mükelleflerin bu madde hükmünden yararlanabilmeleri için tarh edilen vergi, resim, harçlar ve fon payları ile kesilen cezalara karşı dava açmamaları, açılmış davalardan uzlaşma tutanağını imzaladıkları tarihte vazgeçmeleri şarttır. Vergi Dairelerine yapılan müracaatlara istinaden ilgili uzlaşma komisyonları tarafından mükelleflere uzlaşma günü verilecek ve uzlaşma komisyonlarında kapsama giren vergi ve cezalarla ilgili indirimler yapılabilecektir. Kanun ve tebliğlerde uzlaşma oranları ile ilgili bir belirleme bulunmamaktadır. Bu sebeple ihtilaf konusu vergi ve cezanın dayanağı ile mükellefin durumuna göre özellikle cezalarda önemli indirimler yapılması beklenmektedir. Zaman zaman uzlaşma komisyonlarında vergi asıllarında da indirimler yapılabilmektedir. Bu hüküm uyarınca, uzlaşılan tutarlar ile uzlaşma tutanağının imzalandığı tarih esas alınarak hesaplanan gecikme faizlerinin 18 ayda ve 18 eşit taksit halinde ve her taksit için binde iki faiz alınmak suretiyle ödenmesi gerekmektedir. Uzlaşma sonucu belirlenen vergi ceza ve gecikme faizi toplamı 18’e bölünerek ödenecek, her taksit için ayrıca binde 2 gecikme faizi hesaplanacaktır. Bu haliyle vergi aslı yanında ceza ve gecikme faizine de binde 2 faiz uygulanması sözkonusu olmaktadır. Bu madde kapsamında uzlaşma sağlanan alacaklara ilişkin taksitlerin, süresinde ödenmemesi ya da eksik ödenmiş olması halinde, süresinde ödenmemiş veya eksik ödenmiş taksit tutarı; son taksit ödeme süresi sonuna kadar, ödenmeyen ya da eksik ödenen taksitin son taksite ait olması halinde ise bu tutara son taksiti izleyen ayın sonuna kadar her ay ve kesri için ayrı ayrı % 5 oranında, tahsil tarihine kadar geçen süre için ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı tatbik edilerek ödeme emri tebliğine gerek kalmaksızın aynı Kanun hükümlerine göre cebren takip ve tahsil edilecektir. Kanunun 2. maddesi kapsamına giren kira ve ecrimisil alacakları için de uzlaşma ve taksitlendirme imkanı 1. maddede yer alan alacaklardakine paralel bir düzenleme ile tanımlanmıştır. Kanunun 5. maddesi kapsamına giren ve adlarına ilave veya ilk defa motorlu taşıtlar vergisi tahakkuk ettirilen mükelleflerce; dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi, vergi asıllarının, 30/6/2008 tarihine kadar ödenmesi şartıyla, bu vergilere hesaplanan gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçilecektir. Ayrıca, anılan maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce sayılan nedenlerden dolayı kapsama giren motorlu taşıtlar vergilerini gecikme zammı ile birlikte ödeyen mükelleflerin, 30/6/2008 tarihine kadar ilgili vergi dairelerine başvurmaları halinde, ödemiş oldukları gecikme zammı tutarları red ve iade edilecektir. Mükelleflerin müracaat edip uzlaşmanın sağlanmaması durumunda herhangi bir hak kaybı sözkonusu olmayacağından devam eden yargılama süreci kaldığı yerden devam edecektir. Bu sebeple idare ile ihtilaf halinde bulunan tüm mükelleflerin uzlaşma şanslarını denemelerinde fayda vardır. Türkiye ile AB arasında ticaret hacmi 100 milyar euro sınırında Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ikili ticaret hacmi geçen yıl yüzde 8,5 artışla 99,5 milyar euroya ulaştı. AB'nin resmi istatistik kurumu Eurostat'ın verilerine göre, 2007 yılında Türkiye'nin AB'den ithalatı yüzde 5 artışla 52,6 milyar avroya çıkarken, Türkiye'nin AB'ye olan ihracatı yüzde 12 artışla 46,9 milyar euroyu buldu. Gümrük Birliği'ne dahil olan Türkiye böylece 2006 yılında 8,3 milyar euro seviyesinde bulunan AB'den kaynaklanan dış ticaret açığını geçen yıl 5,7 milyar euroya indirmeyi başardı. Türkiye'nin AB ile ikili ticareti nedeniyle verdiği dış ticaret açığı, 2005 yılında ise 8,6 milyar euro düzeyindeydi. Türkiye geçen yıl 52,6 milyar euroluk ithalatıyla AB'nin 5'inci büyük pazarı konumunu sürdürürken, bu alanda sadece 261,1 milyar euroyla ABD, 92,7 milyar euroyla İsviçre, 89 milyar euroyla Rusya ve 71,7 milyar euroyla Çin’e geçildi. AB'den en çok ithalat yapan ülkeler sıralamasında 43,7 milyar euroyla Japonya, 43,3 milyar euroyla Norveç, 29,4 milyar euroyla Hindistan, 24,8 milyar euroyla Güney Kore ve 21,3 milyar euroyla Brezilya, Türkiye'nin ardında kaldılar. Türkiye, 46,9 milyar euroluk ihracatıyla AB pazarına en fazla satış gerçekleştiren 7'inci ülke olurken 231 milyar euroyla Çin, 180,7 milyar euroyla ABD, 143,4 milyar euroyla Rusya, 77,9 milyar euroyla Japonya, 76,8 milyar avroyla İsviçre ve 76,6 milyar euroyla Norveç ilk 6 sırayı aldılar. AB Böylece geçen yıl Çin'e karşı 159,2 milyar euro, Rusya'ya karşı 54,3 milyar euro, Japonya'ya karşı 34,2 milyar euro ve Norveç'e karşı 33,3 milyar euro açık verirken, ABD ile ticaretinden 80,4 milyar euro ve İsviçre ile ticaretinden 15,9 milyar euro fazla vererek açıklarını kısmen dengeledi. Geçen yıl toplamda yüzde 7 artışla 1 trilyon 238,2 milyar euro ihracat ve yüzde 5 artışla 1 trilyon 423,3 milyar euro ithalat gerçekleştiren AB'nin dış ticaret açığı 7,1 milyar euro azalarak, 185,1 milyar euro düzeyinde gerçekleşti. ebsohaber 67 mart 2008 HABER Reklamcılıkta güçlü çözüm ortağı SAYGI Reklamcılık sektörünün güçlü kuruluşu Saygı Reklam; teknolojinin son ürünü makine parkuru, 60 kişilik profesonel ekibi, 200’e yakın tedarikçisi ve yüklenicisiyle açıkhava reklamcılığı ile dijital çözümler sektöründe kaliteden ödün vermeden hizmet sunuyor. Kurumsal kimlik uygulamaları, ürün standı, fuar standı, kiosk, iç ve dış mekan görselleri, araç ve bina giydirme, tabela uygulamaları ve totem gibi çözümlerle geniş bir ürün gamında müşterilerinin her türlü isteğine cevap vererek destek oluyor. Saygı Reklam, sektöründe 12’nci yılını başarıyla tamamlarken, Bornova Kavaklıdere Köyü’ndeki merkez fabrikada açıkhava reklamcılığı ve dijital çözümler, Ankara Caddesi’ndeki ofisinde ajans ve küresel fotoğafçılık hizmetleri, Bornova ilçe merkezindeki showroomunda hazır mutfak ve modern mobilya çözümleriyle müşteri odaklı çalışmalarını sürdürüyor. 1995 yılında 70 metrekarelik bir atölyede faaliyete başlayan Saygı Reklam, artan müşteri porföyüyle birlikte 2006 yılından bu yana 4 bin 500 metrekaresi kapalı alan olmak üzere toplam 34 bin metrekarelik modern tesislerinde üretimlerini sürdürüyor. Saygı Reklam Yönetim Kurulu Başkanı Engin Saygı, 2007 yılında iki ayrı sertifikalandırma kuruluşu tarafınan denetlenip kısa süre içinde ISO 9001 Kalite Yönetim Belgesi, ISO 14001 Çevre Güvenliği ve Sağlığı Belgesi, ISO 18001 İş ve İş Güvenliği Sağlığı Belgesi almaya hak kazandıklarını bildirdi. Saygı, “Firmamız, sektöründe bu üç belgeye birden sahip ender kuruluşlardan biri” dedi. Saygın müşteri, yüksek kapasite “Doğru yerde, doğru zamanda, doğru işler yapmak” ilkesiyle hareket ettiklerini bildiren Engin Saygı, “Coca Cola, Efes Pilsen, Turcell, Gallaher Türkiye, Milangaz, İpek Mobilya, Seray Mobilya, Final Dergisi Dersanesi, Nevzat Onay gibi sektörlerinin öncü firmalarını müşteri portföyümüze katarak yerimizi kısa zamanda sağlamlaştırdık. Sahip olduğumuz değerler ve ünde 10 bin metrekarelik baskı kapasitemizle her geçen gün daha akılcı, kaliteli ve ekonomik çözümler üreterek müşteri memnuniyetini en üst düzeye çıkarmak yoluyla Türkiye’nin reklamcılık sektöründe faaliyet gösteren lider firmalarından biri olmayı hedefliyoruz” diye konuştu. ebsohaber 68 mart 2008 HABER Tekstil ordusuna taze kan Türkiye’nin yerli kaynakları kullanarak üretim ve ihracatta lokomotifi olan tekstil sektöründe uluslararası pazarlarda yükselmeyi sağlayacak yenilik ve kaliteyi getirecek mühendislerle teknikerler sektör temsilcileriyle buluşuyor. Tekstil mühendisliği eğitiminde ülkemizde ilk ve en gelişmiş altyapıya sahip Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği bölümü ile tekstil ve konfeksiyon teknikerliği eğitimi konusunda ihtisaslaşmış tek meslek yüksek okulu olan Emel Akın Meslek Yüksek Okulu’ndan 2008 yılında mezun olacak mühendislerle teknikerler, 14 Mayıs günü nitelikli elemana ihtiyaç duyan sektör temsilcileriyle Tanışma Günü’nde biraraya gelecek. Sanayiciler, istihdam etmeyi düşündükleri mühendis ve teknikerlerle ilk mülakatlarını da yine bu etkinlikte yapacak. Bugüne kadar 2 bin 500’ün üzerinde mühendis yetiştiren Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü’nden tekstil teknolojisi, tekstil kimyası-terbiyesi ve konfeksiyon dallarından toplam 120 genç mühendis daha iş hayatına atılacak. Emel Akın Meslek Yüksek Okulu da, bugüne kadar yetiştirdiği 1600 teknikere konfeksiyon dalında 100, örme dalında 15, kalite kontrol dalında 60, iplikçilik dalında 15 mezun daha eklemiş olacak. Bu yıl mezun olacak mühendis ve teknikerleri istihdam etmeyi düşünen tekstil sanayicilerinin firma bilgileri ile istedik- leri elemanların özelliklerini 30 Nisan gününe kadar E.Ü Tekstil Mühendisliği Kariyer Servisi’ne bildirmeleri gerekiyor. Tekstil ve konfeksiyon sanayicilerinin Kariyer Servisi kanalıyla işe alacakları elemanın bir maaşı kadar bedeli gönüllü olarak Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü’ne ödemeleri arzu ediliyor. Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kerim Duran, en iyi eğitimi vererek yetiştirdikleri mühendis ve teknikerleri tekstil sanayicileriyle biraraya getirmek amacıyla 1997 yılında Kariyer Serivisi’ni hayata geçirdiklerini bildirdi. Sanayicilerin aradıkları elemanda istedikleri özellikleri Kariyer Servisi’ne ilettikleri taktirde uygun mühendis veya teknikerin firmaya yönlendirildiğini belirten Prof. Dr. Duran, “Bu hizmet karşılığında sanayicilerden Kariyer Servisi kanalıyla işe alacakları elemanın bir maaşı kadar meblağı Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü’ne yatırmalarını talep ediyoruz. Bu para, bir gazete ilanından daha düşük bir maliyet olduğu gibi elde edilen gelir daha iyi eleman yetiştirilmesini sağlamak ve araştırma geliştirme gibi hizmetler için kullanılarak sektöre fazlasıyla geri dönecektir” dedi. Tanışma Günü ve Kariyer Servisi hakkında (0232) 342 27 95 numaralı telefondan ayrıntılı bilgi alınabilir. ebsohaber 69 mart 2008 EBSOVAKFI Bayanlar Birliği bursiyerlerle buluştu Ege Bölgesi Sanayi Odası Vakfı (EBSOV) Bayanlar Birliği, vakfın burs verdiği öğrencilerle biraraya geldi. 550 lise ve üniversite öğrencisine burs veren EBSO Vakfı’nın Bayanlar Birliği, bursiyerlerine tiyatro, müzik çalışmaları, gezi programlarıyla birbirlerini tanıma imkanı sağlıyor. EBSO Vakfı Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ertuğrul Doğuç, gençlerin geleceğe daha güçlü hazırlanmasını amaç edindiklerini belirterek, “Biz vakıf olarak hep arkanızdayız. Mesleğinizde iyi yetişin. Yaptığınız işin en iyisini yapmaya çalışın. Geleceğe güvenle bakın, Atatürkçü gençler olun” dedi. EBSO Vakfı Bayanlar Birliği Başkanı Berkay Eskinazi de, EBSO Meclis Üyelerinin eşlerinden oluşan Bayanlar Birliği’nin gönüllü bir grup olduğunu ve sosyal alanda pekçok proje geliştirdiğini belirterek, şöyle konuştu: “Siz gençler için çalışıyoruz. Bu etkinlikleri size sadece burs vermediğimizi size her anlamda sahip çıkacağımızı göstermek için yapıyoruz. Bu organizasyonla da sizleri tanımak istedik. Bundan sonraki eğitimlerimize de katılmanızı bekliyoruz. Her türlü isteğinizi, yapmayı düşündüğünüz projeleri bizimle paylaşın bankamatik bursiyeri olmayın.” Aşk şarkıları öğrenci bursları için TSM sanatçısı Ümit Bulut, "Aşkefza" adlı albümünün ilk konserini, EBSO Vakfı'nın öğrenci bursları için verdi. Ege Bölgesi Sanayi Odası Vakfı (EBSOV) Bayanlar Birliği, burs verilen öğrenciler yararına Türk Sanat Müziği konseri düzenledi. TSM sanatçısı ve eğitimcisi Ümit Bulut'un sahne aldığı konser, Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Eski bakanlardan Işılay Saygın ve Uluslararası Kadınlar Dayanışma Birliği Başkanı Ümran Baradan'ın da izlediği konsere ilgi büyük oldu. Lise ve üniversite eğitimi gören 550 öğrenciye burs veren EBSOV'un, burs havuzuna katkı sağlamak amacıyla organize ettiği gecede, Ümit Bulut “Aşkefza” isimli albümünün ilk canlı performansı tam not aldı. Dillerden düşmeyen aşk şarkılarını tüm davetliler bir ağızdan söyledi. Genç sanatçıya gecede kardeşi İrem vokalde eşlik etti. ebsohaber 70 mart 2008 EBSOVAKFI Gençler geleceğe hazırlanıyor Çağımızın rekabetçi ortamında, değişmekte olan dünya her gün insanlardan yeni bilgiye ulaşmasını ve yeni beceriler kazanmasını bekliyor. Bunun bilincinde olan EBSO Vakfı Bayanlar Birliği, Vakfın burs verdiği öğrenciler için bir yandan maddi kaynaklar yaratırken, bir yandan da öğrencilerin kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak ve değişen dünyaya hazırlamak için “Gençler Geleceğe Hazırlanıyor” temalı bir seminer programı gerçekleştirdi. Program, kişisel cesaret ve sunuş becerileri, işe başvuru teknikleri, cv hazırlamak ve profesyonel yaşama hazırlanmak başlıklarıyla Eğitim Uzmanı Gül Kırçıl’ın liderliğinde yapıldı. Programın sonunda gençlerin sorularını cevaplayan EBSO üyesi sanayiciler, öğrencilerle deneyimlerini paylaştılar. Programda yer alan sanayicilerimiz, EBSO Vakfı Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ertuğrul Doğuç, EBSO Meclis Üyeleri Halit Şahin, Şener Gencer, Nedim Uysal, CMS Yönetim Kurulu Üyesi Şener Muter, EBSO Genç Sanayiciler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ülgen Öznur, EBSO Genç Sanayiciler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arda Beset, EBSO Genç Sanayiciler Birliği Üyesi Yaşar Kurt bursiyer öğrencilerle tecrübelerini paylaştılar. Tüm gün süren seminerin yemek organizasyonunu EBSO Muhtelif Yiyecek Maddeleri Sanayi Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Kemal Saldır üstlendi. Öğrencilere soğuk sandviç, meyve suyu ile birlikte kek ikramı yapan Seçsan Gıda, teşekkürü haketti. Bursiyerlere yönelik kişisel gelişim programı, üniversiteli müzisyenlerin mini konseri ile son buldu. Danışmanımız Gül Kırçıl’a, bize ve bursiyerlerimize vermiş olduğu bu destekten dolayı teşekkür ederiz. Programa katılan öğrencilerimizin program sonunda bizlerle paylaşımlarında duygu dolu satırlar dikkat çekti.. • Bugün hayatımda ilk defa böyle bir ortamda soru sorma cesaretinde bulundum. Bu durum beni çok mutlu etti. Bu kadar değerli insanlara soru sordum. Bu organizasyonu yapan herkese canı gönülden teşekkür ederim. Nagihan Özyıldırım, Ege Üniversitesi Ziraat Mühendisliği • 10 yıl sonra Türkiye’nin en iyi Biyologlarından biri olmak en büyük hedefim. Daha yolun başındayım ve buraya gelmem çok iyi oldu. Yola nasıl başlamam ve emin adımlarla nasıl devam etmem gerektiğini öğrendim. Başarılı olacağıma dair size söz veriyorum. Ayşegül Türköz, Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi. • Cebimde altın öğütler var. Hedeflerim kesinlik kazandı. Şule Turan • Gerçekten unutulmayacak bir gündü. Belki de en önemlisi bu; bizi cesaretlendirdiler. • Güçlü olmayı ve bu gücümü sükunet içinde sadece gerektiği yerde kullanmam gerektiğini öğrendim. Haldun Mısırlı • Çok değerli insanlarla tanıştım. Bu kişilerin benim için buraya geldiğini bildiğim için kendimi çok değerli hissettim. • Hayatımın en anlamlı Cumartesisiydi. Geleceğim için çok efor sarfetmem gerektiğini anladım. Sinem Ceviz • Yapılan konuşmalar hayatımı etkileyecek düzeydeydi. • Kendimde varolan gücün bir kez daha farkına vardım. Fatma Gündoğdu • Bu program bana özgüven vermekle birlikte eksik olduğum bazı şeyleri görmemi bazılarını da hatırlamamı sağladı. Erhan Sakartepe. ebsohaber 71 mart 2008 HABER İzmir’in lider kadınları biraraya geldi Türkiye’de ilk kez Ege Bölgesi Sanayi Odası, (EBSO) İzmir Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Yerel Gündem 21 işbirliği ile yürütülen İzmir’in Lider Kadınları projesinin ilk toplantısı EBSO’da yapıldı. İş dünyası, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları arasından seçilen 40 lider kadının bir araya geldiği toplantının açılış konuşması yapan EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, Türkiye’de kadınların iş, siyaset ve sosyal hayata katılımının istenilen düzeyde olmadığına dikkat çekti. İşgücüne katılım düşük Türkiye’nin pek çok büyük şirketinin başında erkeklerin yanıda kadınların da görev yaptığını belirten Taşkın, bu olumlu tablonun yanıltıcı olduğunu ifade ederek, “Türkiye’de kadınların yaklaşık yüzde 20’si okuma yazma bilmiyor. Bu oran bölgesel olarak yüzde 40’lara kadar yükselmektedir. Dünya ekonomik forumunda açıklanan cinsiyet ayrımı endeksine göre Türkiye Muhtarlar Yelda Atilla Nebahat Duran Nermin Eren Öznur Erkireşçi Hatice Gazezoğlu Canan Güler Yıldız Kesebir Nurdan Metin Pakize Namdar Selma Orhan Gülay Pekcan Ayşe Taylan Azime Tekin Yasemen Yavuzcezzar Sevgi Engin 115 ülke arasında 105. sırada yer alıyor. Türkiye’de kadınların istihdama katılım oranı oldukça düşüktür. AB ülkelerinde kadının iş gücüne katılım oranı yüzde 55 iken Türkiye’de bu oranın yüzde 26” dedi. Gelişim ve etkileşim Projenin amacına değinen İzmir’in Lider Kadınları Proje Koordinatörü Özlem Değirmencioğlu ise, İzmir’de iş dünyası, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetim alanında kadınların liderlik vasıflarını geliştirmek, özendirmek ve bu grupların etkileşimlerini arttırmayı hedeflediklerini söyledi. Proje kapsamında İş dünyasından 15, muhtarlardan 15 ve sivil toplum kuruluşlarından 10 olmak üzere 40 asil üye ile her gruptan ayrıca 5’er yedek üyenin, Türkiye’nin tanınmış örnek kadın liderlerinden en az ikisi ve 23. Dönem İzmir Kadın Milletvekillerinden en az üçü ile etkileşim toplantılarında buluşacak” dedi. Yedekler Emsihan Karatay Fatma Kaçaro İslim Horoz Naik Doğutan Rukiye Tülün Nilüfer Keyvanklıoğlu Özden Küçükdumlu Bilge Güre Nazan Pedükcoşkun Tülay Terzigil Mine Tüzemen Özçelik İş Dünyası Güzide Arslan Şahika Aşkıner Cemile Bağcı Sinem Baysun Amaç Sezer Bozkuş Kahyaoğlu Evre Davran Seval Erdem Fatma Gündüz Hande Hiçyılmaz Yedekler Dilek Araç Seza Yorulmaz Nezahat Günay Nurhan Mutluer Hilal Tolasa Sivil Toplum Kuruluşları Emine Nurdan Anlı Nevin Can ebsohaber 72 mart 2008 Engin Demir Şerife Tülin Dilşen Safinaz Geçim Gönül Kaya Derya Kırdar Dursen Kurt Semra Marmara Gülsen Özkan Yedekler Özlem Yılmaz Emel Denizaslanı Mualla Yılmaz Gül Kırçıl Müjgan Günenç