Röportaj
Transkript
Röportaj
Röportaj 17 Şubat 2016 Çarşamba 5 Ev Kadını Sokak 10 Numara İşlemeli köşe dire kleri Ev Ka dın ı So kak AYRINTISI AZ aliinandim@gmail.com KALIBI GÖZ ALICI Bu hafta Sarıca Sokak 3 Numara’dan güzel başlayıp, Ev Kadını Sokak 10 Numara’da tatsız bitireceğiz Ankara evleri ziyaretimizi. Öğrendiklerimiz, boğazımızdaki düğüme takılacak Balta Limanı Anlaşması sonun başlangıcı 16 Ağustos 1838 tarihinde İstanbul’un Balta Limanı’nda imzalanan Osmanlı-İngiliz Ticaret Anlaşması, Osmanlı ekonomisini olumsuz etkiler. İngilizler, hem bazı vergilerden muaf olmuş hem de Osmanlı’dan hammadde çıkarmaları kolaylaşmıştı. Ankara ekonomisini de vuran bir anlaşma oldu Balta Limanı. 1850-60’lı yıllarda şehir, 1607 gibi biten 3’üncü surun dışına taşmaya başlar. Çankırıkapı dış surları da böylece 1860 yılından itibaren yıkılmaya başlar. Kara yıllar 1873-1874 yıllarında, kıtlık ve çekirge saldırısı ile karşı karşıya kalan Ankara ve çevresinde, 18 bin kişi ölür. Bu felaketten etkilenen ciddi bir nüfus, şehri terk eder. 1873 yılı Kasım ayında yağan şiddetli yağmurlar, Ankara ve civarını göle çevirmiş, 1874 yılı Ocak ayında başlayan kar yağışı ise 2 buçuk ay sürmüştür. ‘93 Harbi’ diye bilinen 1877-78 tarihli Osmanlı-Rus Harbi, Kafkasya-Kırım-Rumeli ve Trakya’dan Anadolu’ya büyük bir göç başlatmış, bu göçle gelenlerden 15 bin kişi Çorum ve Ankara’ya yerleştirilmiştir. 1881-82 kış ve bahar mevsimlerinde çekirge afeti yaşanır. Bitmiyor... İk ka i ya na na tlı a pe çıla nc n er el er Alt kata açılan pencere 1860-1865 yılları arasında İngilizler’in tiftik keçisini Güney Afrika’ya kaçırarak orada yetiştirmeye başlaması, Ankara’nın tiftik tekelini kırmış, tiftik ve sof ticaretini yokolma sürecine sokmuştur. Yaşanan savaşlar, afetler ve göçlerle kent, insan varlığının büyük bir kısmını kaybeder. Yaşanan nüfus hareketlerine rağmen 1877 yılında yapılan nüfus sayımında Ankara’daki 4 bin 823 evde, 24 bin kişi sayılır. Nüfus neredeyse yarı yarıya düşmüştür. İlk belirgin değişim Tiftik ve sof ticaretindeki gerileme üzerine yabancı tüccarlar, gayrimüslimleri mümessil bırakıp, Ankara’yı terk eder. Gayrimüslimler, böylece ticarete atılır, zenginleşirler. Bu zenginlik sayesinde, daha gözalıcı, görkemli evler yapılmaya başlanır. Onlara gitmeden önce değişimini sürdüren evlerde ne oluyor, ne değişiyor, öğrenmeye devam edelim. Ulucanlar Caddesi’yle Talatpaşa Bulvarı arasındaki Hamamarkası sokaklarındayız yine. O şahit, Sarıca Sokak 3 Numara’ya soralım 1700lerin sonu 1800’lerin başındaki değişimi. Ali İnandım: Vallahi akranlarına göre maşallahın var. Sıva dökülmüş, ihmaller var ama... n Sarıca Sokak 3 Numara: Sağolsunlar pek alakadar oluyorlardı da bir zamandır ihmal var doğru. İhtiyarlığımız ayan oldu! Biraz makyajla tamamdır, taş çıkartırsın yeni yetmelere! Sana ne sormaya geldik hemşire; bir değişim dönemine denk geliyorsunuz, neler değişti sizin dönemle? n Ne değişti ne değiştiii... Bebem, avlular kalktı önce. Sokağa yakınlaştık. Doğrudan taşlığa giriyordun dış kapıdan. Alt katlarımıza, sokağa bakan ufak pencereler açmaya başladılar. Pencerelerin kepengi kalktı, ‘giyotin’ dedikleri pencerelerimiz, iki yana açılan kanatlı pencere oldu. Ankara çıkmaları, her türlü yine yapılıyordu. Tabii bu çıkmalarımız ihtiyaçtı; inSarıca şa edildiğimiz arazi Sokak düzgün olmadığı za3 Numara man, altı eğri olsa da üst kattan düzlemiş oluyorsun evi. Bu şekil hem genişlemiş hem arazideki eğriliği düzlemiş oluyorlardı. an ad nr So Soba geliyor açılan i Duvarında, ocabaca deliğ ğın yeri duruyor. Soba ne zaman geldi? n “Tanzimat, Tanzimat” diyorlardı, yenilikler oldu, değişimler oldu. 1840’lar, 50’lerdi herhalde, soba geldi, bizim ocağın pabu- Ankara Çıkması Ocak cunu dama attı. Isınma da yemek de çamaşır kurutma da her şey yapılır oldu. Bizim duvardan çıkan soba borularını gördün mü? Bizim nesilde baca olmadığı için duvardan çıkmadır hep. Başka değişen bir şeyler oldu mu? n Yok, gerisi hep aynı kaldı evin. Ağzın bal yesin, sağol güngörmüş. Komşularına gideceğiz daha, gençlere de soracaklarımız var. n Selametle.. yolunuz açık olsun. Çoluklu çocuklu görmeye gelin de sokağımız şenlensin! HHH Hemen yakında Sarıca Sokak No:7-Eylül Sokak No:1 var. İki sokak numarası var çünkü köşe bina ve iki yandan da sokak içlerine uzanan bir konak kendisi. Önce ona uğrayıp, sonra Ev Kadını Sokak 10 Numara’ya geçeceğiz. Hali çok harap ve bitkin 10 numaranın, o yüzden lafın belini, Sarıca Sokak 7 numarayla kıracağız. Sarıca Sokak 7 Numara-Eylül Sokak 1 Numara Giyotin pencere p şa kler h A en p ke “İçinde yaşanan ev yaşar” Sana da maşallah, dimdik ayaktasın. Gören 35’inde diyordur! n Sarıca Sokak No:7-Eylül Sokak No:1- Sorma, son zamanlarda bizim mahallenin evlerini yeniliyorlar, biz de nasibimiz aldık. Neyse tipini değiştirmemişler yeniliyoruz diye. Özgünlüğünü fazla bozmadan iyi onarmışlar seni. n Ooo, faaliyetler bile oluyor. İçinde yaşanan ev yaşar evlat. Faaliyetler sıklaşırsa bizim de ömrümüz uzar. Daha ne isteyelim. Soracaklarımız var sana. 3 numaradan geliyoruz, ona biraz değişimleri anlattırdık. Sana da sizin dönemi sormaya geldik. 1800’lerin yeni model evlerinde neler vardı, neler değişti diye. Giyotin pencerelerin, kepenklerin duruyor, değişimi daha iyi hatırlayacak yaşta dedik. n Hoşgeldiniz, sefa getirdiniz. Hatırladığım kadarıyla anlatayım tabii. Dışarıdan başlayalım. n Önce zeminler sokaktan yükseldi, onu söyleyelim. Avludan başlarsak; sokağa daha yanaştık, kapıdan taşlığa girilir oldu. Bazı evlerin kapısı, doğrudan sokağa açılıyordu, mesafe kalktı sokakla. Avlular işlik, ocak, tuvalet yeriyken bahçeye döndü, dinlenme yeri oldu. Kameriyeler, havuzlar konmaya başladı. Taşlıklar, evin içine dahil edilip sofa oldu. Üst kattaki gibi oturma mekanına döndü yani. Yanlarda kalan açık sofalar kapatıldı, ortaya kaydı sofa. Bütün odalar oraya açılır, yine oturma yeridir ama ayrı bir oda gibi kapandı. Sandalye çakması zamanı ortalarından sonra. Pencereye söveler (iki yan tahtaları) üste alınlık eklendi. Kimi bir güzel süslü yaptıki bunları, uzaktan zorla “Bana bak” diyor sanki ev. Sofa pencerelerimiz daha alçaldı, hem dışarıyı seyrediyorsun hem sokak seni görüyor. Eh artık diğer odalar da krallığını ilan etti, başoda kadar önemli olmaya başladılar. Ast üst ilişkisi kalktı, birbirine denk oldu görünüşleri. Daha da durumu iyi olan girişe, balkona, pencereye, süslü demir parmaklılar yaptırdı. Ohoo, bizden sonra ne süslü, taşlı, işlemeli evler yaptılar. Yalnız bak, kalem işi süslemeler veya ahşap oymalar, yine vardır ama dikkat et, eskiye göre daha basittir. Daha az işçilikli ama daha göz alıcı evler yapıldı. Eskinin işçiliğini yapacak ne usta, ne de o evden anlayacak adam kaldı. Ev Kadını Sokak 10 Numara’ya geçeceğiz buradan. Biz zaman pek güzeldi görüntüsü. n Selam söyle. Şık alınlıkları, koca pencereleri, işlemeli köşe direkleri duruyor mu acaba? Ağzına sağlık, geç olmadan kalkalım, komşuya yetişelim biz. n Güle güle gidin, yine gelin. HHH Çok bitkin çok! Sarıca Sokak’ın devamı Vardar Sokak. Vardar’dan Ev Kadını Sokak’ın, Ulucan- Pencereler büyümüş. Bazı evlerde duvar görünmüyor pencereden. n Pencereler çok büyüdü; sayı olarak da ebat olarak da. Çünkü büyük düz cam yapılmaya başlandı 1800’lerin Alt açılan katta pencer eler lar Caddesi’ne doğru çıkan çıkmaz sokak kısmının başına geliyoruz. Önündeki ev yıkılmış, Ev Kadını Sokak 10 Numara ortada kalmış. Yıkılmakla ayakta durmak arasında, ayakta yıkılmış desek yeridir. Çok bitkin çok! Bakıyoruz sadece. Hiç hali yok. Akranlarına göre çabuk geçmiş. İçinde yaşanmadığından işte. Göz kapağı biraz aralanıp, kapanıyor. Kapısına dokunup, yutkunuyoruz. Nasıl bir acımasızlıktır bu? Ev Kadını Sokak 10 numara, 1800’lerin büyük ve bol pencereli evlerine iyi bir örnek Tuvalet, gusülhane? n Tuvalet, evin içine girdi. Banyo gelince gusülhane de kalktı tabii. Soba gelince de ocak kalktı. Sobaya baca yapıldı. Eskiden bir oda ısınırken durumu olan, her odaya soba koyabilir hale geldi. Gusülhaneyle ocak arasındaki işlemeli ahşap kaplamalar kalktı, sabit dolaplar, sabit mobilyalar değişmeye başladı. Sedirler kalkınca sandalye geldi, hareketli mobilyalar duvarı çizmesin diye sandalye boyunda duvara çakılan ‘sandalye çakması’ girdi evlere. Pencereler büyüdü Kapı yarım metre yüksekken şimdi yol seviyesinin altında kalmış Kapıüstü tep e penceresi 1 700’lerden 1800’lere doğru geliyoruz. Celali İsyanları’na karşın ticareti hareketli Ankara’da iş kolları artmış, yeni hanlar inşa ediliyor. Bu arada Uzun Çarşı’yı unutmayalım; Hisarkapı önünde Atpazarı’nın Çengelhan’ından Çıkrıkçılar Yokuşu’nu iner, Posta Caddesi’nin altında Çerkes Sokak’taki Suluhan’a kadar yürürseniz Uzun Çarşı’yı gezmiş olurdunuz. Anafartalar Caddesi yok, Çıkrıkçılar yolu doğru Suluhan’a çıkıyor. 1600’lerde 30 bin civarı olan nüfus, 1700’lerde 40 bini bulur, 1800’lerde düşüşe geçecektir. Özellikle 1800’ün sonları, kara yılları Ankara’nın. 3 Alınlık Söve Söve Taşlığa giriş