tıklayınız.
Transkript
tıklayınız.
BEYİN KONTROLÜ Bölüm Bir BU KİTABI NEDEN OKUYALIM Kİ? Çünkü beyniniz özeldir – Çünkü beyniniz SİZSİNİZ – Çünkü beyninizin size ihtiyacı var – Çünkü zekânızı keşfedip şaşıracaksınız – Bir dakika! Beyinler hakkında bilgileri nasıl edindik? Çünkü beyniniz özeldir Hiçbir şey insan beyninden daha şaşırtıcı değildir. Milyarlarca (hatta trilyonlarca) hücrenin birlikte nasıl çalıştığını henüz tam olarak anlayabilmiş değiliz. Belki de asla anlayamayacağız. Üstelik her beyin birbirinden farklıdır. İkiz kardeşiniz bile olsa, onun beyni sizinkinden farklıdır, çünkü beyinlerimiz yaşadıklarımızdan etkilenir ve yaşadıklarınız az da olsa birbirinizin yaşadıklarından farklı olacaktır. Değişik insanlarla tanışacak; kimi zaman farklı kararlar vereceksiniz ve bu farklılıklar sizi birbirinizden ayıracak. Yaşınız ilerledikçe siz ve beyniniz daha başka şeyler yaşamış olacağınız için daha da farklılaşacaksınız. Tek bir farklı düşünce bile beyninizi değiştirir. Beyniniz aynı zamanda bilgisayarlardan daha zekidir. Bilgisayarlar çok sayıda bilgi saklayabilir, inanılmaz hesaplar yapabilir ve çok sayıda bilgiyi sınıflandırabilir; ancak bilgisayarlar, yalnızca insanların onları programladığı 13 şeyleri yapabilirler ve işleyişleri beyinden çok farklıdır. Görmek, düşünmek, hissetmek, hayal kurmak, vücut dilinden anlamak ve birçok farklı karar almak yalnızca beyinlerimizin yapabileceği şeylerdir. Unutmayın, bilgisayarları insanlar üretti! İnsanların bilgisayarlardan çok daha iyi yapabildiği şeylerden biri de görmektir. Elbette kameralar önlerindeki görüntüyü mükemmel bir şekilde kaydedebilir, ancak insan gibi görebilen bir cihaz henüz geliştirilmedi. Çünkü olay yalnızca önümüzdekileri görmek değil, aynı zamanda görülenin ne olduğunu anlamaktır. Bilgisayar için görüntüler, yalnızca çizgi ve gölgelerden oluşan bir yığından ibarettir. Örnek vermek gerekirse, bir köpek fotoğrafına baktığınızı düşünün. Bunun bir köpek olduğunu bilirsiniz. Ancak o ana kadar gördüğünüz diğer köpeklere benzemiyordur, peki o halde bunun bir köpek olduğunu nasıl bilirsiniz? Ne de olsa Danua, Jack Russell cinsi bir köpekten farklıdır, ama bir şekilde her ikisinin de köpek olduğunu bilirsiniz. ‘Dört ayağı ve bir de kuyruğu var,’ mı diyorsunuz? Evet, ama bunlar bir kedide de var. ‘Kuyruğunu da sallıyor,’ mu diyorsunuz? Hayır, bu bir FOTOĞRAF. Üstelik yalnızca baş kısmını da görseniz bunun bir köpek olduğunu bilirdiniz. Daha önce hiç görmediğiniz bir cins bile olsa, şaşırtıcı beyniniz bunun bir kedi değil de köpek olduğunu bilirdi. Hiçbir bilgisayar bunu yapamaz. Bir şeye baktığımızda, beynimiz onu anlamlandırmak için ölçerek, uyarlayarak, yorumlayarak, anlayarak, hatırlayarak, kıyaslayarak, sınıflandırarak, değerlendirerek 14 ve üzerinde düşünmek için zaman bile bulamayacağınız kadar hızlı kararlar vererek son derece karmaşık şeyler yapar. Bilgisayarlar çok geri kalmıştır. Köpeğim bile bilgisayardan daha iyi görür, üstelik ilerleyen sayfalarda köpeğimin zeki olmadığına dair örnekler de bulacaksınız. Duyduklarımızı anlamamız da oldukça karmaşık bir süreçtir. Bazı sözcükleri söyleme şeklimden nasıl hissettiğimi anlayabilirsiniz. Şu cümleyi söylediğimi düşünün: ‘Sana inanıyorum.’ Söyleyiş şeklime göre size GERÇEKTEN inandığımı ya da hiçbir şekilde İNANMADIĞIMI söylemek istiyor olabilirim. Ama nasıl söylediğimi duyduğunuzda TAM OLARAK ne demek istediğimi anlarsınız. Bir bilgisayar bunu yapamaz. Bundan kaçış yok. Beyin gerçekten şaşırtıcıdır! Çünkü beyniniz SİZSİNİZ Sizi siz yapan her şey beyninizin içindedir. Bacaklarınızla kollarınızın, gözlerinizle kulaklarınızın önemli olduğunu düşünüyor olabilirsiniz, ama onlar olmasa bile siz hâlâ siz olurdunuz. Bacaklarınızdan birini kaybetseniz de, kalp nakli geçirmiş ya da takma bir el kullanıyor olsanız da siz hâlâ siz olurdunuz. Sabah uyandığınızda kim olduğunuzu bilirdiniz. Ama beyin nakli geçirdiğinizi düşünün (bu mümkün değil, ama yine de hayal edin). Artık siz, siz olmaktan çıkardınız. Tüm anılarınız, becerileriniz, korkularınız, umutlarınız, beğenileriniz, bildiğiniz her şey, yaptığınız şeyleri yapma nedenleriniz, hepsi ama hepsi SİZİN beyninizin içindedir. 15 Beyniniz nefes almaktan topa vurmaya, hapşırmaktan gülmeye, matematikten müziğe, tiyatrodan okumaya kadar her şeyi yapmanıza olanak sağlar. Beyniniz bazı şeyleri yapmaya karar vermenizi sağlar; oturmak ya da ayakta durmak gibi. Ayrıca ağlamak, gülmek, öksürmek ya da uyumak gibi yapmayı tercih etmeyebileceğiniz şeyler de yapmanıza neden olur. Mutlu, üzgün, kızgın, korkmuş, yorgun, şaşkın, sarsılmış ya da aç olmanıza neden olan da beyninizdir. Çünkü beyninizin size ihtiyacı var Yapmayı seçtiğiniz bazı şeyler beyninizi olduğundan daha mükemmel bir hale getirebileceği gibi ona zarar da verebilir. Beyniniz için neyin iyi neyin kötü olduğunu bilmeniz gerekir, çünkü beyniniz zarar gördüğünde kolay kolay iyileşmez. Kimi zamansa hiç iyileşmez. Ve kesin olan şudur: Başka bir beyniniz olamaz. Başka bir seçeneğiniz olmadığı için beyninizden en iyi şekilde faydalanmaya bakın. Beyniniz gerçekten de MÜKEMMELDİR ve bu kitabı bitirdiğinizde daha da mükemmel olacaktır. Bu kitap, yalnızca onu tanımayı ve onunla ilgilenmeyi seçerek beyninize nasıl bakmanız gerektiğini ve onu olabileceği en mükemmel hale nasıl getirebileceğinizi gösterir. Çünkü zekânızı keşfedip şaşıracaksınız Peki ya dâhiler? Çok başarılı insanlar? Bu kişilerin okulda başarılı olduklarını mı düşünüyorsunuz? Yani okulun gözdeleri? Bir daha düşünün. Dünyadaki başarılı insanların ve hatta dâhilerin çoğu okulda başarısızdı; okula uyum 16 sağlayamıyor ya da okulda öne çıkamıyordu; kimi zaman sınavlarda başarısız oluyor; çoğunlukla ise öğretmenleri onlardan yaka silkiyordu! Bazıları disleksi, epilepsi, depresyon, sorunlu bir çocukluk geçirme, dil ve öğrenme güçlükleri gibi birçok insanın, hayatlarının ilerleyen dönemlerinde başarısız olacaklarını düşünmelerine neden olan sorunlar yaşamıştı. Peki bu nasıl oldu? Çünkü zekâ, okulda test edilen her şeyden ÇOK DAHA karmaşıktır. Birçok zekâ türü vardır; bu nedenle de okulda kendini başarısız hisseden birçok insan daha sonra çok başarılı olabilmektedir. Eğer okulda zorlanıyorsanız, diğer insanlardan farklı düşünüyorsanız ve sizden beklenenleri bir türlü yapamıyorsanız belki de bir gerekçeniz vardır. Belki de şöyle söylemelisiniz: ‘Bunun nedeni içimdeki dâhi!’ Ünlü çocuk kitabı yazarı Dr. Seuss’un okuldayken ‘başarılı olma ihtimali en az olan öğrenci’ seçildiğini bilmek sizi rahatlatabilir. Oysa kitapları yarım milyar sattı, evet, yarım MİLYAR! Ne başarısızlık ama! Beşinci Bölüm’de, bazılarını daha önce düşünememiş olabileceğiniz birçok zekâ geliştirme yöntemi olduğunu göreceksiniz. Herhangi bir konuda mükemmel olduğunuzu keşfedebilirsiniz. Hatta bir dâhi bile olabilirsiniz... Bu kitap size beynin nasıl işlediğini anlatacak –her ne kadar henüz her şeyi bilmiyor olsak da– daha sonra ise beyninizin nasıl işlediğini (çünkü insanların beyinlerinin işleyişi tam olarak aynı değildir) ve onu en iyi şekilde nasıl çalıştırabileceğinizi gösterecek. Güçlü ve zayıf yönlerinizi bulmak için bazı testler ile okul hayatınızda bu bilgileri nasıl 17 kullanabileceğinizle ilgili bilgiler bulacaksınız. Beyninizi NASIL kontrol edebileceğinizi –nasıl daha iyi hale getirip geliştirebileceğinizi– göstereceğim. Ve beyninizi geliştirme yöntemlerinin hemen hepsi de çok eğlenceli; bazıları yemek yemek, gülmek ve oyun oynamakla ilgili. Yalnızca sıkı çalışmayla değil, yaşamınızı daha da kolaylaştırmakla ilgili. Beyniniz hayatınızın geri kalanında sizinle olacak. Sizinle birlikte büyüyüp değişecek. O, SİZSİNİZ ve o, geçmişinizin ve geleceğinizin önemli bir bölümünü içeriyor. Beyninizi tanıyıp eğiterek yaşamınızı hayal edebileceğinizden çok daha fazla şekilde değiştirebilirsiniz. Bir dakika! Beyinler hakkında bilgileri nasıl edindik? Yaklaşık on yıl öncesine kadar beyinler hakkında bildiğimiz her şey ya ölü beyinlerin kesilip biçilmesiyle ya da özel X–ışını ve görüntüleme yöntemleriyle öğreniliyordu. Ancak bununla ilgili bazı zorluklar vardır: Eğer bir kişinin beyninin içine bakmak için onun ölmesini beklemek zorundaysanız beynin nasıl çalıştığını öğrenemezsiniz, çünkü o zaman... şey... çalışır durumda olmayacaktır. Özel X–ışını ve görüntüleme uygulamaları riskli olduğundan bu yöntemler yalnızca gerçek bir incelemeye ihtiyaç duyan hastalar üzerinde uygulanabiliyordu, bu nedenle sağlıklı beyinlerin nasıl çalıştığı öğrenilemiyordu. 1990’lı yıllarda yeni ve çok güvenli bir makinenin geliştirilmesi büyük bir fark yarattı. Bu makinenin adı... sıkı durun... fonksiyonel manyetik rezonans görüntülemeydi. 18 Biz kısaca fMRI diyelim, çünkü uzmanlar da bu terimi kullanıyor. (Ve bunu yazarken mutlaka küçük f harfi ve büyük MRI harflerini kullanıyorlar. Neden? Garip olmak için mi? Gizemli olmak için mi? İçlerinden öyle geldiği için mi? Onlara büyük harflerle ilgili kuralları öğreten kimse olmadığı için mi? Bilmiyorum. Eğer beyniniz bunun yanıtını merak ediyorsa gidip öğrenin.) fMRI iki şey yapar: Beynin içinin detaylı bir resmini gösterir, ama aynı zamanda –ve asıl ilginç olanı da bu– kişi herhangi bir şey yaparken beynin hangi bölümlerinin çalıştığını gösterir. Örneğin, eğer bu makineye bağlanırsanız ve araştırmacı size, ‘Komik bir şey düşünün,’ ya da ‘Nefret ettiğiniz bir şey düşünün,’ ya da ‘Yirmiden geriye doğru sayın,’ ya da ‘Ensenizde bir böcek dolaştığını düşünün,’ dediğinde beyninizin kullanılan bölümleri ışıma yapar. İşte böylece bilim insanları normal beyinlerin neler yaptığını görebilir. Ve bir kişinin beyni farklı işliyorsa onu da görebilirler. Size beyninizin içinin resimlerini gösteremem. Ama beyinlerin nasıl işlediği, SİZİN beyninizin nasıl işlediği ve beyninizi nasıl en iyi şekilde kullanabileceğinizle ilgili birçok şey gösterebilirim. Beyninizi tanımaya ve onu geliştirmeye hazır olun! Kimi zaman insanlar bana beyinlere neden bu kadar ilgi duyduğumu sorar. İlgi DUYMAMAK mümkün mü ki? İşte benim tek yanıtım budur. İnsan beyni dünyadaki en şaşırtıcı şeydir. Ve sizde de bir tane var, tam başınızın içinde. Hadi bir bakalım... 19