Uluda¤ Kebapç›s›
Transkript
Uluda¤ Kebapç›s›
İLGİNİZE TEŞEKKÜRLER Üç ayda bir yay›mlan›r. Y›l:2 Say› 2 Ocak-fiubat-Mart 2007 ISSN:1307-0800 Uluda¤ Kebapç›s› Ad›na ‹mtiyaz Sahibi Cesim YOLUDO⁄RU Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Burak ULUDA⁄ Yay›na Haz›rlayan ve Yay›n Koordinatörü Recep Peker TANITKAN tanitkan@gmail.com Sizlere bu ikinci sayımızda tekrar merhaba demekten çok mutluyuz. İlk sayımıza göstermiş olduğunuz ilgi ve alakadan dolayı çok teşekkür ederiz. Sizlerden gelen olumlu tepkiler bizi çok mutlu etti. Bizde her yeni çıkan sayımızın bir öncekinden daha iyi olacağı inancıyla bu ikinci sayımızla tekrar karşınızdayız. Her konuda olduğu gibi bu konudada sizlerin görüş ve önerilerinizin bizim için ne kadar önemli olduğunu söylemiştik. Bu sebepten dolayı ikinci sayımızı sizlerden gelen öneriler doğrultusunda hazırlamaya çalıştık. Bu nedenle geçen sayımızın en beğenilen bölümü olan Uludağ için sizlerin görüşlerinizin yer aldığı bölüm çok ilgi çekti. Bizde bundan yola çıkarak bu bölümümüzü Editör Zeynep TANITKAN Aysun DO⁄AN genişletmeye karar verdik. 50. Yılımızı doldurduğumuz 2006 yılına Foto¤raflar Recep Peker TANITKAN Türkiye’nin dört bir yerinden ve yurt dışından gelen misafirlerim- Reklam Sorumlusu Lütfü HAT‹PO⁄LU Sayfa Tasar›m› Özlem TÜRKMEN Renk Ayr›m› Harun EFE Kapak Tasar›m› Berrin NACAR Adres: Uluda¤ Kebapç›s› Denizciler Caddesi No: 54 06240 Ulus - ANKARA Tel: (0312) 309 04 00 (4 hat) Fax: (0312) 312 18 19 www.uludagkebap.com.tr Tasar›m-Bask› kadar arşivimizde 80 den fazla görüş defteri birikmiş bu defterlerde izin görüşleri yer alıyor. Bu sayımızda ise Türkiye’nin en önde gelen her biri birbirinden değerli siyasetçilerimizin bizim için yazdığı görüşlere yer verdik. Ve ikinci sayımızdan itibaren bizi yıllardır yalnız bırakmayan eski uludağ dostlarının bizleri ziyaretleri sırasında görüşlerini alıp onları sizlerle paylaşacağız. Bu sayımızda bizlerle samimi ve güzel duygularını paylaşan sayın Dr. Ayşe Sezer GÖKHAN, Sabri TANDOĞAN, Ayşe ÖZKIN ve Osman Zeki ÖZYAR’a çok teşekkür ederiz. Son olarak herkesin yeni yılınızı en içten dileklerimizle kutlar 2007 yılının hepinize sağlık mutluluk ve barış getirmesini dileriz. Saygılarımızla, ULUDAĞ Ailesi www.rekmay.com.tr Dergideki reklamlar›n sorumlulu¤u firmalara, yaz›lar›n sorumlulu¤u yazarlar›na aittir. Bu yay›n›n bir bölümü ya da tamam› yay›nc›s›n›n izni olmaks›z›n ço¤alt›lamaz ve yay›nlanamaz. ‹Ç‹NDEK‹LER 08 10 12 14 16 18 20 22 24 26 28 30 38 40 44 46 48 50 54 58 60 62 64 66 68 71 Lezzet Duraklar› ULUDA⁄ Uluda¤’›n ARMADA fiUBES‹ Armada fiubesinin ULUDA⁄ EK‹B‹ Hiçbir Yerde Bulamayaca¤›n›z Tat ULUDA⁄ KÖFTE Bir Renk fiöleni ULUDA⁄ SALATA Nar Gibi K›zarm›fl KÜNEFE K›fl Aylar›n›n Vazgeçilmezi AYVA TATLISI Yurdun Dört Bir Yan›ndan Gelen ÖZEL ETLER Beypazar›’n›n Tarih Kokan KONAKLARI ve SOKAKLARI Lezzetli Tatlar BEYPAZARI YEMEKLER‹ Kaz Da¤lar›’ndan Gelen Lezzet EZ‹NE PEYN‹R‹ Tüm Yollar ROMA’YA ÇIKAR Sonsuzluktan Bir Parça PIRLANTA ‹lham Perisi Ada TAH‹T‹ Denizcilerin Sad›k Dostu PAPA⁄AN Bir Tabiat Harikas› MEKE GÖLÜ ve KRATER‹ Çengelhan RAHM‹ M. KOÇ MÜZES‹ Kuzeyin Efendileri KUTUP AYILARI Beyaz Rüya KAYAK Meflhur Antik Kent S‹DE Hangi Hastal›¤a Hangi Bitki? SA⁄LIK Bolluk ve Bereket Sembolü NAR Zay›flamaya Do¤al Yaklafl›m P‹LATES Sa¤l›k ‹çin AfiILAR Türk Siyasetçileri ULUDA⁄ ‹Ç‹N NELER YAZDILAR Onlar Uluda¤’› Yaln›z B›rakmad›lar GÖRÜfiLER 30 46 24 20 58 10 16 50 64 44 54 48 40 60 38 62 ULUDA⁄’›n Lezzet Duraklar› Uluda¤ Kebapç›s›-Ulus 1956 y›l›nda Denizciler Caddesi’nde dört masal› küçük bir lokanta olarak hizmet vermeye bafllayan ULUDA⁄ KEBAPÇISI kaliteye ve lezzete ad›n› vererek müflterilerinin be¤enisi ile geliflimini sürdürmüfltür. Bu geliflim 2 katl› 250 kiflilik lokantas›na geçifline sebep olmufltur. 40. hizmet y›l›na girerken de müflterilerinden ald›¤› güvenle Denizciler Caddesi’ndeki yeni ve modern binas›na tafl›nm›flt›r. Uluda¤ Et Lokantas› Çayyolu Yeni asr›n ilk senesinde 2001 y›l›nda Çayyolu Bangabandhu Caddesi’nde hizmete girmifltir. 400 kiflilik salonu ve 450 kiflilik bahçesi aç›k ve kapal› çocuk oyun alanlar›yla baflkentimizin flehir merkezi d›fl›nda yaflayan de¤erli müflterilerine de Uluda¤ kalitesini sunmaktad›r. Çayyolu Uluda¤ Et Lokantas› Uluda¤ Kebab’›n yan›s›ra ifltah›n›z› kabartacak di¤er et çeflitleri, birbirinden lezzetli meze, zeytinya¤l›, ara s›cak ve tatl› çeflitlerini de bulabilece¤iniz menüsü ile hizmetinizdedir. Bangabandhu Bulvar› No: 99 Çayyolu / ANKARA • Tel: (312) 240 44 88-89 • Fax: (312) 240 97 00 Denizciler Cad. No: 54 Ulus / ANKARA Tel: (312) 309 04 00 (pbx) Fax: (312) 312 18 19 Uluda¤ Kebapç›s›-Armada Gün boyu al›fl-verifl öncesi ve sonras› rahat ve kaliteli bir restoranda yemek arzu eden müflterilerine hizmet vermek amac›yla 2002 y›l›nda 350 kiflilik salonuyla sektöründe lezzete ve kaliteye ad›n› veren Uluda¤ hizmetini Armada Al›flverifl ve ‹fl Merkeziyle tan›flt›rm›flt›r. Uluda¤ Et Lokantas› Florya 800 kiflilik yemek salonu, 1200 kiflilik yeflillikler aras›nda deniz manzaral› bahçesi, kapal› ve aç›k oyun parklar›, 400 kiflilik kafeteryas› ve genifl otopark› ile hizmet vermektedir. Ayr›ca özel toplant› ve yemekleriniz için tüm teknik ekipmanlarla donat›lm›fl projeksiyon ve slayt gösterilerinizi sunabilece¤iniz salonu ve buna ba¤l› teras› ile mavinin ve yeflilin kucaklaflt›¤› do¤al güzelliklerin lezzetle birleflti¤i ULUDA⁄ ET LOKANTASI kaliteyi ve hizmeti FLORYA' da sunuyor. ‹stanbul Cad. No: 12 Florya / ‹STANBUL Tel: (212) 624 95 90 Fax: (212) 579 86 24 08 Armada ‹fl Merkezi 6/166 Sö¤ütözü / ANKARA Tel: (312) 219 12 40 (pbx) Fax: (312) 219 12 44 Uluda¤ Et Lokantas› Küçükyal› 2003 y›l›nda hizmet vermeye bafllayan 300 kiflilik iki ayr› salonu, adalar manzaral› 130 kiflilik teras› ve 120 kiflilik bahçesi ile kapal› çocuk oyun odas›yla aran›lan lezzeti ve kaliteyi KÜÇÜKYALI ULUDA⁄ ET LOKANTASI Anadolu yakas›nda da sunuyor. Sahil Yolu No: 90 Küçükyal› / ‹STANBUL Tel: (216) 417 17 00 (216) 417 67 25 Fax: (216) 417 68 12 ULUDA⁄ Armada fiubesi U luda¤ Kebapç›s› 2007 y›l›na girerken yar›m as›r› geride b›rakt›.1956 y›l›nda Ankara Ulus'ta 4-5 masa ile kurulan Uluda¤ bugün, Denizciler Merkez fiubesi, Çayyolu fiubesi, Armada fiubesi, ‹stanbul'daki Florya ve Küçükyal› flubeleriyle müflterilerine kendine has Uluda¤ Kebab› ve özel tatlar›n› sunmaya devam ediyor. Uluda¤ Kebapç›s› y›llar içinde geliflerek Uluda¤ markas› ile Türkiye'de ilk tescilli restoran olma özelli¤ini kazand›. “Lezzet Beldesi” Uluda¤ Dergisi'nin ikinci say›s›nda siz Uluda¤ müflterilerine Armada Al›flverifl ve ‹fl Merkezi'nde 2002 y›l›nda aç›lan Uluda¤ Kebapç›s›'n›n Armada fiubesi'ni tan›taca¤›z. ‹lk dükkan› koskoca yar›m as›r› geride b›rak›rken Uluda¤'›n Armada flubesi de 2007 y›l›nda 5 inci y›l›n› geride b›rak›yor. Uluda¤ Armada fiubesi, 350 kiflilik salonu ve Panaromik Ankara manzaras› ile Armada Al›flverifl merkezinde tek ve en büyük restoran›d›r. D›flar›dan kendine ait girifl kap›s› ve asansörü bulunan “Uluda¤ Kebapç›s›” al›flverifl merkezinin 2. kat›ndad›r. Gün boyu al›flverifl öncesi ve sonras› dinlenip rahat ve kaliteli bir ortamda yemek yemek isteyen müflterilerine hizmet veren Uluda¤ Kebapç›s›, meflhur Uluda¤ Kebab›, kaymakl› ekmek kaday›f›, künefesi, tel kaday›f›, sütlü tatl›lar› ile lezzetli ve dayan›lmaz tatlar sunuyor. K›fl aylar›nda ise, özel kabab›n yan›nda kabak ve ayva tatl›lar› bulabilirsiniz. Atefl üzerinde kum oca¤›nda kaynayan Türk kahvesi de büyük bir zevkle yedi¤iniz yeme¤inizin son noktas› oluyor. Ankara'n›n en büyük al›flverifl merkezi olan Armada'n›n düzenledi¤i 2004 y›l›n›n ma¤azas› yar›flmas›nda yiyecek ve e¤lence kategorisinde y›l›n ma¤azas› seçilen Uluda¤ Kebapç›s› malzeme kalitesine gösterdi¤i ilginin bir benzerini de salonunda uyguluyor. 350 kiflilik salonunda modern dekarasyonu ile al›flverifl günlerinizde panaromik Ankara manzaral› Uluda¤ lezzetli mola olana¤› sunuyor. Uluda¤ kebapç›s›n›n tüm salonlar›nda her gün sabah saat 11'de flefin toplant›s› yap›l›yor saat 11:30 dan itibaren kap›lar müflterilere aç›l›yor. O 11 Armada fiubesinin ULUDA⁄ EK‹B‹ Hiçbir Yerde Bulamayaca¤›n›z Tat ULUDA⁄ KÖFTE Uluda¤'›n ad›n› verdi¤i kendine özgü formülüyle haz›rlanan baflka hiçbir yerde tadamayaca¤›n›z meflhur köftesi. A¤›zda eriyen yumuflac›k köfteler, sinirlerinden tamamen ar›nd›r›lan süt kuzu ve dana etlerinin belirli bir oranda kar›flt›r›lmas›yla özel olarak haz›rlan›yor. 15 Bir Renk fiöleni ULUDA⁄ SALATA Y›llar önce Uluda¤’›n müflterilerine aysberkten yapt›¤› salatay› sundu. Havuç, k›rm›z› lahana, ç›t›r ç›t›r aysberkler, roka, m›s›r, turflu, domates ve salatal›ktan oluflan Uluda¤ Salata adeta göz zevkinize de hitap eden bir renk flöleni. 16 Nar Gibi K›zarm›fl KÜNEFE Uluda¤'da künefe yemek bir ayr›cal›kt›r. Birer porsiyonluk özel kaplara haz›rlanan peynirli künefe sipariflle birlikte piflirilmeye bafllan›r. Nar gibi k›zard›ktan sonra üzerine flerbeti dökülür ve s›cak s›cak servis edilir. ‹ste¤e göre, üstüne f›st›k ve süt kayma¤› ilave edilir. K›fl Aylar›n›n Vazgeçilmezi AYVA TATLISI K›fl mevsiminin en çok sevilen ve vazgeçilmez tatl›lar›ndan biri flüphesiz ayva tatl›s›d›r. Uluda¤'›n ayva tatl›s› hafif ve lezzetli olup özel Afyon kayma¤› ile servis edilmektedir. 20 21 Yurdun Dört Bir Yan›ndan Gelen ÖZEL ETLER 1956 y›l›nda kuruldu¤undan beri et konusunda taviz vermeyen Uluda¤ Kebapç›s›, etlerini mevsimine göre Türkiye'nin çeflitli bölgelerinden özel tesislerden getirtmektedir. A¤›rl›kl› olarak Trakya bölgesinden, Bal›kesir'den özel olarak seçilen etler frigo araçlar› ile getirilmektedir. Uluda¤ Kebapç›s›'n›n Ankara Denizciler Caddesi'ndeki merkez flubemizin imalathanesine yurdun dört bir yan›ndan getirilen özel etler kendi kasap ve ustalar› taraf›ndan ifllenmektedir. Merkezde ifllenen bu etler her sabah özel so¤uk hava depolu araçlarla di¤er flubelere da¤›t›lmaktad›r. Beypazar›’n›n Tarih Kokan KONAKLARI VE SOKAKLARI Tarihi “‹pek Yolu” üzerinde, binlerce y›ll›k geçmifle sahip olan Beypazar› Türkiye'nin kültürel zenginlikler ve do¤al güzelliklerle dolu yerleflim merkezlerindendir. Beypazar›'n› dünyada efli benzeri görülmedik bir aç›k hava müzesi haline getirmek amac›yla bafllat›lan BEYAP Projesi kapsam›nda Beypazar› de¤iflim yolunda epey yol kat etti. 3500 konaktan 500'ünün restorasyonunu tamamlad›. Projenin hayata geçirilmesinde çeflitli kurum ve kurulufllar›n büyük deste¤ini ald›. Böylelikle restorasyon çal›flmalar› için gerekli bütçenin tamam›na yak›n› sponsorlar taraf›ndan sa¤land›. fiu an Beypazar›'nda asl›na uygun olarak restore edilip tamamlanm›fl 30'un üstünde soka¤› bulunmaktad›r. Bu sokaklar aras›nda bulunan apartmanlara da ahflap görünüm verilerek bütünlük sa¤lanm›flt›r. Amac›m›z, bu çal›flman›n kalan 3000'e yak›n konak için de uygulanmas›d›r. Konaklar›m›z, eski dokusuna kavuflturulurken gelenekler bozulmam›flt›r. Bunun en güzel örne¤i, Beypazar›'nda halen ekmeklerin evlerin alt›nda bulunan f›r›nlarda piflirilmesidir. Evlerin yenilenmesi , Beypazar›'ndaki turizm potansiyelinin artmas›n› sa¤larken, Beypazar› halk›n›n da ekonomik olarak yüzünü güldürmüfltür. BEYPAZARI GÜVEC‹ Yöresel mutfa¤›n en özel yemeklerinden olan Beypazar› Güveci; özenle haz›rland›ktan sonra toprak kaplar içinde Tafl f›r›nlarda piflirilerek yine toprak kaplarda servis edilir. Etli pilavl› güveç; saray mutfa¤› tarz›ndaki Beypazar› sofralar›n›n incisidir. Bu göveçin sebzelisi de yap›l›r. Parça Kuzu Etli ve Pilavl› Güveç, Kuflbafl› Dana Etli ve Pilavl› Güveç, Tavuk Etli ve Pilavl› Güveç son olarak Sebzeli Güveç olmak üzere farkl› lezzetlerde Beypazar› Güveç çeflitleri de bulunmaktad›r. Beypazar› Yemekleri KAPAMA Kapama ülkemizin her yerinde oldu¤u gibi Beypazar›’n›n da çok özel say›lan yemeklerinden biridir Geçmiflte kemikli parça etten yap›lan yemek günümüzde ekonomik ve sa¤l›k nedeniyle kuflbafl› etle pifliriliyor. Küçük delikli bir testi içinde piflen kapaman›n lezzetine doyum olmaz. BEYPAZARI DOLMASI Beypazar› tak›m yemeklerinin orta dire¤i olan Beypazar› Dolmas›’n›n eflsiz lezzetinin s›rr›, Beypazar›’n›n taze asma yapraklar›yla sar›lan özel dolma içi ve Beypazar›l› han›mlar›n hünerli ellerinde gizlidir. 26 80 KATLI BEYPAZARI BAKLAVASI Yöre sofras›n›n bafl tac› Beypazar› Baklavas›’n›n en önemli özelli¤i 80 kat ince yufkadan yap›lmas›na ra¤men kal›nl›¤›n›n yaln›zca 5-6 cm. olmas›d›r. Her befl yufkadan sonra araya konan ceviz içiyle birlikte 4 saat piflirilen ev baklavalar›, damaklarda b›rakt›¤› unutulmaz tad›yla meflhurdur. O 27 Kaz Da¤lar›’ndan Gelen Lezzet EZ‹NE PEYN‹R‹ Çanakkale’nin Ezine, Bayramiç ve Ayvac›k ilçelerinde yetiflen koyun, keçi ve inek sütlerinin mevsimine göre belirli oranlarda kar›flt›r›lmas›yla elde edilen Ezine Peyniri, lezzetini Kaz Da¤lar›’ndan gelen temiz su kaynaklar›na ve bölgenin s›ra d›fl› bitki örtüsüne borçlu. Bol ya¤›fl alan Kaz Da¤lar›, zengin bir bitki örtüsü ve bol oksijene sahip oldu¤u için, burada yetiflen koyun, inek ve keçilerin sütleri, çok sa¤l›kl› ve farkl› bir aromaya sahip oluyor. Ezine Peyniri yap›m›nda kullan›lan süt, bölgede yetifltirilen Tahirova, Sak›z, Da¤l›ç - Sak›z ›rk› koyunlardan Holstein türü kültür ineklerinden ve karakeçi adl› keçi ›rk›ndan sa¤lan›yor. Görüntüsü, tad›, kokusu fark yarat›yor… Ezine Peyniri, beyaza dönük, aç›k sar› renkte, orta sertlikte ve k›r›lgan olmayan yap›s›yla görünüflte di¤er peynirlere benzese de, Az say›da ve küçük çapl› gözenekleri, onu di¤er peynirlerden ay›r›yor. Ezine Peyniri’nin as›l ay›rt edici özelli¤i ise tad› ve aromas›nda gizli. Sütün bilefliminden kaynaklanan kremams› tat ve aromaya uygulanan ›s›l ifllemlerden kaynaklanan piflmifl süt tat ve aromas›na sahip. Üretimde kullan›lan üç farkl› süt türünün tat ve aroma özellikleri de ürüne tafl›narak, tat ve aromay› etkiliyor. Ayr›ca sütün bilefliminde bulunan protein ya¤ ve süt flekerinin direkt etkisiyle temel tat özellikleri olan tatl›ms› tuzlu ve ekfli tatlar olufluyor. Ezine Peynir Festivali Ezine Peyniri’nin tan›t›lmas› ve ilçe ekonomisinde pay›n›n artt›r›lmas› amac›yla her y›l ilçede temmuz ay› içinde Ezine Peynir Festivali düzenleniyor. Festivale, yöresel ve ulusal sanatç›lar›n yan› s›ra, resmi ve sivil kurulufllar da kat›larak destek veriyor. 28 29 Tüm Yollar ROMA'ya ç›kar Julius Cesar'›n bafl flehri baflka bir deyiflle tüm zamanlar›n en büyük imparatorluklar›ndan birinin baflkenti, dondurma cenneti, afl›klar flehri gibi bir sürü unvan› var Roma'n›n. Ancak flehri gidip görmeden neden bu kadar çok unvana sahip oldu¤unu anlam›yorsunuz. Roma'ya gidipte görmeden dönmemeniz gereken 6 yer vard›r. Bunlardan en önemlisi belki de Roma'n›n simgesi haline gelmifl olan Colosseum'dur. M.S.100 y›llar›nda Flavium krallar› taraf›ndan Roma halk›na hediye olarak yap›lan Colosseum en tepede oturan›n bile görmesi için 37.5 derece aç› ile e¤imlendirilmifl ve tribünleri farkl› sosyal s›n›flar›n ayr› oturaca¤› flekilde düzenlenmifltir. Farkl› bir e¤lence anlay›fl›na sahip Romal›lar o dönemlerde bulabildikleri hayvan ve insanlar› farkl› sekilerde dövüfltürmüfller ve baz› hayvan türlerinin yok olmas›na sebep olmufllard›r. Peki bu vahfli dövüfller sadece e¤lence için mi yap›l›yordu? Bir görüfle göre, getirilen çeflitli hayvanlar ve dövüfl s›ras›nda ölen insanlar Roma ‹mparatorlu¤u'nun gücünün ve büyüklü¤ünün göstergesi olarak kabul ediliyormufl. YAZI: Ali Necmi TANITKAN altanitkan@yahoo.it Tanr›lar Tap›na¤› PANTHEON R oma'da görmeniz gereken bir di¤er yer ise tanr›lar›n tap›na¤› Pantheon. Zaman›n›n en karmafl›k mimarisine sahip yap› binan›n ön plan›ndaki yaz›daki bahsi geçen kifli Augustus'un yak›n arkadafl› mimar Marcus Agrippa'd›r. Bütün anlam›na gelen Pan ile tanr›lar anlam›na gelen Theoi kelimelerinin birleflmesinden oluflan Pantheon'un o zamanlar bilinen befl gezegene adand›¤› söyleniyor. 32 Romulus ve Remus Romay› kuran kardefller; Romulus ve Remus ölümlü olan Rhea ve savafl tanr›s› Mars'›n ikiz çocuklar›d›r. Kardefller amcalar› taraf›ndan ormana terk edilirler. Ama büyüdüklerinde amcalar›n› öldürmek için geri dönerler, öldürdüklerinde ise hangisinin daha güçlü oldu¤una karar veremedikleri için tanr›lardan bir iflaret vard›r umuduyla baz› hayvanlar›n ba¤›rsaklar›na bakarlar çünkü eskiden tanr›lardan gelen gelen mesajlar›n orda yaz›ld›¤›na inan›l›rd›. Bu sonuç vermeyince kufllar› saymaya karar verirler. Romulus 12 Remus ise 6 tane sayar bunun üzerine Romulus Remus'u öldürür ve ad›n› verdi¤i Roma'y› kurar. Ve Romulus yar› tanr› gibi kabul edilir Roma'da.. Piazza Navona (Navona Meydan›) R oma'n›n en görkemli barok meydanlar›ndan birisi. Bir zamanlar spor müsabakalar›n›n düzenlendi¤i bir alan›n devam›na kurulmufl. Meydan bugünkü görünümünü 17. yüzy›lda alm›fl. Quattro Fiumi çeflmesi, dünyan›n en büyük 4 nehrini temsil eden tanr› figürleri ve büyük bir dikilitafltan oluflan görkemli, bir o kadar da gürültülü bir an›t. Aflk Çeflmesi (Fontana di Trevi) A d›n› üç yolun birleflmesinden alan çeflme, Roma'n›n en ünlü Barok yap›s›. Nicola Salvi taraf›ndan 1762 y›l›nda tamamlanm›fl, 26m. yüksekli¤inde ve 20m. geniflli¤indeki çeflme, Roma'n›n en genifl ve ünlü çeflmesi. Çeflmenin ana figürü deniz tanr›s› Neptün iki Triton heykeli ile çevrelenmifl. Dilek tutmaya ne kadar inan›rs›n›z ya da inanmazs›n›z bilinmez ama, Roma' ya gelen herkesin mutlaka görmesi gereken bir yer Aflk Çeflmesi… Eh bofluna dememifller “Çeflmeye iki para at›l›r, iki ayr› dilek tutulur, biri Roma'ya yeniden gidebilmek için, di¤eri sevdi¤inize kavuflabilmek için”. Bir çok filme dekor olmufl önünde afl›klar›n öpüfltü¤ü, turistlerin para atmak için kuyruk oluflturdu¤u Aflk Çeflmesi önceleri sadece süs olsun diye yap›lm›flt› ama Frederico Fellini'nin La Dolce Vita filminden sonra turist çekmeye bafllam›fl ve büyük ilgi görmüfltür. Çeflmenin bir sokak yak›n›nda ise Piazza di Spagna nam› di¤er ‹spanyol Merdiveni yer al›yor. 1721-1725 aras› Alessandro Specchi taraf›ndan tasarlanan ve ismini burada yer alan Vatikan ‹spanyol Büyükelçili¤inden alan merdivenler genelde Japonlar olmak üzere tüm dünyadan gelen turistlerin ilgisini çeker. Merdivenlerin karfl›s›ndaki caddeye do¤ru ilerledi¤inizde kendinizi birçok ünlü modac›n›n ma¤azalar›n›n bulundu¤u Via Condotti'de buluyorsunuz. Burada ve yak›n›ndaki caddelerde Armani, Bvlgari, Louis Vuitton, Fendi, Chanel, Versace, Dolce & Gabbana gibi birçok ma¤aza, al›flverifl tutkunlar› için tam bir cennet. 35 ‹lginçtir ki, e¤er ‹talya için vize alam›yorsan›z ve Vatikan'› ziyaret etmek istiyorsan›z kardinal'den onay ald›ysan›z havaalan›ndan bir araba sizi al›yor ve direk Vatikan topraklar›na getiriyor. ‹fliniz bitti¤i zamanda direk havaalan›na götürülüyorsunuz. Buradan anlafl›laca¤› gibi ne Romal›lar Vatikan'› ne de Vatikanl›lar Roma'y› sever. O Vatikan H erkes Vatikan'› ‹talya’n›n bir flehri gibi görse de Vatikan asl›nda ba¤›ms›z bir devlet ve dünyada Latince konuflulan tek yerdir. Vatikan'da görmeniz gereken belki en önemli yer büyük usta Michalengelo'nun tasarlay›p yaratt›¤› St. Pietro Bazilikas›. Vatikan'›n giriflinde bulunan St. Angelo Kalesi (Castel St. Angelo) eskiden Papal›k merkeziydi. Vatikan kurulduktan sonra ünlü kiflilerin hapis yatt›¤› mekan haline geldi. fiehzade Cem'de bu kalenin konuklar› aras›ndad›r. Herhangi bir ola¤anüstü bir durumda Papan›n kaçmas› için Vatikan'a gizli koridorlar ile ba¤lant›l› oldu¤u söylenir. 36 Sonsuzluktan Bir Parça P›rlanta P arma¤›n›za takt›¤›n›z p›rlanta'n›n gökyüzündeki y›ld›zlardan bile yafll› olabilece¤i akl›n›za geldi mi hic? Ya da hiç düflündünüz mü neden p›rlanta ölümsüz aflk› simgeler? Peki elmasla p›rlanta aras›ndaki fark› biliyor musunuz? Dünyan›n en çok arzu edilen tafl›yla ufak bir yolculu¤a ç›kmaya ne dersiniz? Önce en temel bilgilerden bafllayal›m. P›rlantan›n ifllenmeden önceki saf haline elmas deniyor. P›rlanta ise 1919'da Marcel Tolkowsky taraf›ndan yarat›lan "Brillant" kesime verilen isim. Bu kesimde ›fl›k tafl›n içinde k›r›l›p ola¤anüstü bir atefl ve parlakl›k vererek geri yans›yor. Yani birçoklar›n›n iddia ettigi gibi p›rlanta ve elmas farkl› tafllar de¤il. Yunanl›lar elmasa tanr›lar›n gözyafllar› demifl. Romal›lara göre bu de¤erli tafl y›ld›zlardan kopan parçalarm›fl. Hintliler elmasa hastal›k, h›rs›zl›k ve kötülükleri uzakta tutan flans t›ls›mlar› olarak bakm›fl as›rlarca. ‹flte elmas›n etraf›nda dönen bu tarz efsaneler onu çok istenen bir tafl haline getirmifl. Eski krallar savafllarda elmas takm›fllar; kraliçeler ve cariyeler güç ve ihtiras›n simgesi olarak elmasa sahip olmak istemifller her daim. Daha da önemlisi y›ld›zlardan eski yok edilemez elmas, yüzy›llarca aflk› simgelemek için kullan›lm›fl. Gözleri aflkla ba¤lanm›fl erkekler as›rlarca aflk ve ba¤›ml›l›¤›n simgesi olarak p›rlanta yüzük arma¤an etmifl sevdikleri kad›nlara. Peki ama neden bu kadar pahal› kad›nlar›n vazgeçilmezi p›rlanta? ‹ste bu noktada biraz istatistiksel bilgiye ihtiyaç duyuyoruz. Bir karat p›rlanta için 250 ton kaya, kum ve çak›l›n ç›kar›lmas› gerekiyor. Dünyadaki y›ll›k üretim 100 milyon karata eflit ki bunun sadece yüzde 50'si mücevher kalitesinde. Bir karatl›k p›rlantan›n ilk anda pahal› gelmesinin nedenini flimdi daha iyi anlafl›l›yordur herhalde. P›rlantan›n de¤eri “4 C” kural› ile belirleniyor yani carat, color, cut and clarity. Bunlar ifllenmifl elmaslar›n de¤erinin hesaplanmas›nda kullan›lan parametrelerin uluslararas› ifadesi. Cut kesim, clarity temizlik, carat krat a¤›rl›¤› ve color renk demek bu arada en beyaz renk "d" ile ifade ediliyor. Hayal gücü, sab›r ve beceri ‹lk elmas madencili¤i Hindistan'da 2800 y›ldan daha uzun bir süre önce bafllam›fl. Günümüzde birçok modern yöntem kullan›lsa da elmas bulmak hala çok zorlu bir ifl. Jeologlar do¤an›n en k›ymetli tafllar›n› Sibirya'n›n ve Kanada'n›n donmufl tundralar›ndan, Afrika'n›n s›caktan yanan çöllerine ve okyanus diplerine kadar her yerde ar›yor. Tek bir elmas› bulmak için bir evi dolduracak kadar topra¤›n elenmesi gerekiyor ki bulunanlar›n da sadece çok küçük bir oran› kesilip cilalanarak mücevhere monte edilecek boyut ve nitelikte oluyor. Elmas kesimi hayal gücü, sab›r ve beceri gerektiren çok hassas bir ifl. Eski zamanlarda elmaslar kesilmeden b›rak›l›rlard›. Montürlerinin derinliklerine yerlefltirilip sadece üst yüzeylerinin yumuflak parlakl›¤› d›flar›da kal›r, karanl›k ve gizemli gözükürlerdi. 14. yüzy›la gelindi¤inde sanatkarlar tafllar›n ›fl›k saçmas› için gerekli olan karmafl›k kesme ve cilalama tekniklerini araflt›rmaya bafllad›lar. Bugün kesim ustalar›n›n geleneksel yöntemleri yerini geliflmifl bilgisayar teknolojisine b›rakm›fl olsa da el eme¤i, göz nuru her zaman en makbul olan›. Elmasla ilgili baz› gerçekler Her elmas eflsizdir; hiçbir elmas bir di¤erinin ayn›s› de¤ildir Her elmas çok ama çok yafll›d›r. Dinozorlar gibi tarih öncesi canl›- lar dahi var olmadan önceki dönemlerde oluflmufltur. En genç elmas 900 milyon yafl›nda, en yafll›s› da 3.2 milyar yafl›ndad›r. Elmas insano¤lunun tan›d›¤› en sert do¤al maddedir.Yeryüzündeki en sert madenden 58 misli daha serttir. Bir elmas› sadece baflka bir elmas kesebilir. Kesme ve cilalama s›ras›nda her tafl ortalama olarak orijinal a¤›rl›¤›n›n yar›s›ndan fazlas›n› kaybetmektedir. Dünyan›n mücevher kalitesinde en büyük elmas› olan Cullinan 1905 y›l›nda Güney Afrika'da bulundu. Kesilmeden önce 3.106 karat a¤›rl›¤›ndayd› (yaklafl›k bir devekuflu yumurtas› büyüklü¤ünde). Zaman›n bafllang›c›ndan beri t›rafllanm›fl olan tüm p›rlantalar toplanm›fl olsayd›, sadece bir tane çift katl› otobüs doldurulabilirdi. Elmas'›n ‹ngilizcesi olan “diamond” kelimesi Yunanca'da “fethedilemez” anlam›na gelen “adamas”tan türetilmifltir. Karat” kelimesi, eski ça¤larda k›ymetli tafllar› tartmak için a¤›rl›k ölçüsü olarak kullan›lan “carob” (keçiboynuzu) tohumundan gelmektedir. Aflk ve ba¤l›l›¤›n simgesi olarak p›rlanta yüzük hediye etme gelene¤i, 15. yüzy›lda Avusturya Arflidükü Maximillian'›n, niflan› s›ras›nda Burgonya düflesi Mary'e elmas bir yüzük hediye etmesiyle bafllam›flt›r. Sol elin dördüncü parma¤›na yüzük takma gelene¤i ise, Eski M›s›rl›lar›n “Vena amoris”in (aflk damar›) bu parmaktan do¤rudan kalbe ulaflt›¤›na olan inançlar›ndan gelmektedir. O ‹lham Perisi Ada tür fantastik s›¤›nak görevi görüyor ve geçmiflte de bu görevi baflar›la yerine getirmifl. Tahiti Türkiye'nin yak›ndan tan›d›¤› Frans›z yazar Pierre Loti'nin ona flöhret yolunu açan aflk roman› hayran kald›¤› Tahiti'de geçer. 1800'lerin sonuna do¤ru, ilerde ünü s›n›r tan›mayacak baflka bir Frans›z, Tahiti'de boy gösterir, Paul Gauguin. Oniki y›l Paris Borsas›'nda emlakç›l›k yapan Gauguin, bunald›¤› uygar dünyadan kaçmay› kafas›na koymufl, çolu¤unu çocu¤unu arkada b›rakarak Tahiti'nin yolunu tutmufltur. Ünlü ressam kiflisel baflyap›t› say›lan günlü¤ü Noa Noa ve ona efllik eden a¤aç bask›lar› da burada oluflturur. Adan›n idari Baflkenti Papeete, onu ilk görüflte Gauguin'i hayal k›r›kl›¤›na u¤rat›r. Zira memuru, subay›, polisiyle bir Frans›z kasabas›ndan pek fark› yoktur bu flehrin. Gauguin istedi¤ini adan›n güneyinde, Mataiea isimli küçük köyde bulur. Pasifik Okyanusu'nun ›l›k rüzgarlar›n›n okflad›¤› bu bal›kç› köyü ve insanlar›, Gauguin'in içinde kopan ruhsal f›rt›nan›n dinmesine yard›mc› olur. Ak- >>> A da basit bir toprak parças› olmaktan çok daha öte anlamlar bar›nd›r›r içinde. Kaç›fl, yaln›zl›k, keflif bazen aray›fl, umut ve ütopya. Ütopyalar için en uygun co¤rafyan›n adalar oldu¤u anlat›l›r. Belki de bu yüzden düflünürler ve yazarlar toplumsal ütopyalar için hep adalar› hayal etmifllerdir. Anakarayla karfl›laflt›r›ld›¤›nda adalar sakin, karmafladan uzak, henüz bozulmam›fl cennet parçalar› gibidir. Frans›z Polinezyas›'ndaki en büyük ada Tahiti de ›l›man iklimi, dev palmiyelerin gölgeledi¤i safran rengi kumluk k›y›lar› ve bar›fl içinde yaflayan güzel insanlar› ile bir tür ütopya gibi geliyor insana ilk bak›flta. Son y›llarda her ne kadar balay› çiftlerinin ve masaj merakl›s› yeni zenginlerin istilas›na u¤ram›fl olsa da Tahiti birçoklar› için sömürülecek bir turizm cennetinden ziyade ilkel zenginli¤i ile kendisine kucak açan bir E¤er yolunuz Tahiti'e düflerse adaya Gauguin'in gözünden bakmaya çal›fl›n ki adan›n gerçek güzelliklerine vak›f olabilesiniz. Rüya gibi lagünleri ve bir kartpostala benzeyen manzaray› içinize sindirerek bu uzak tropik cennetin tad›n› ç›kar›n. O Papeete’de Gün Bat›m› Ya¤mur ormanlar› ve yumuflak e¤reltiotlar› ile kapl› yemyeflil vadileri, serin nehire dökülen ça¤layanlar› ile Tahiti Frans›z Polinezyas›'ndaki en büyük ada. Güney Pasifik Okyanusu'ndaki Society Adalar› aras›nda, Baflkenti kuzeybat› sahilindeki Papeete'dir. Tahiti'nin eski isimlerinden biri Otaheite. Frans›z Polinezyas›nda yer alan 118 adan›n en büyü¤ü Tahiti'nin en uzak noktalar› aras› 45. km'dir. Ada 1.048km2 alana sahiptir. En yüksek noktas› 2.241 metrelik Orohena Da¤›'d›r. flamlar›, deniz k›y›s›nda toplanan köy halk› flark›lar söyleyip dans eder. Uygar dünyada yitirmekte oldu¤u yarat›c› gücüne, k›sa bir süre içinde tekrar kavuflan Gauguin yal›n flekiller, yayg›n renkler, gölgesiz çizgiler, rengin ve formun ahenkli soyutlu¤u ile primitif bir renk cümbüflü yans›t›r tuvallerine. Bafllarda yad›rgansa da tablolar bakan›n içini tropik s›cakl›kla doldurur, adeta gözlerini kamaflt›r›r. Tahiti'nin masals› atmosferine gönlünü kapt›ran bir di¤er ünlü ise sineman›n h›rç›n dâhisi Marlon Brando'dur. Brando daha 50'li y›llarda, “Gemide ‹syan” adl› filmin çekimleri s›ras›nda Tahiti'deki Tetiaroa Adas›'na afl›k olur ve modern insan›n vazgeçilmezi bencilli¤i ile aday› sat›n al›r. Bir tür mercan adas› olan Tetaroa'n›n önceki sahibiyse adalar toplulu¤u kral›n› dayan›lmaz difl a¤r›lar›ndan kurtaran bir ‹ngiliz diflçidir ve bu diflçi aday› kraldan hizmetlerine karfl› hediye olarak alm›flt›r zaman›nda. Ortalama ömürleri 70 y›l kadar olan papa¤anlar›n 315'ten fazla çeflidi vard›r. Esaret hayat›na rahat al›flt›klar›ndan kafeste kolayca beslenebilirler. Yeni bir kelimeyi ö¤rendikleri zaman memeliler gibi mükafat beklemezler. Verilecek cezadan da anlamazlar. E¤itimleri sab›r ister. Kafeslerine çi¤nemeleri için a¤aç parçalar› koymak faydal›d›r. Gülünç davran›fllar›, sevimlili¤i, flakac›l›¤› ve konuflma taklit kabiliyeti papa¤an› yüzy›llarca aranan kafes kuflu yapm›flt›r. Yaln›zl›k çeken uzun yol denizcilerine ideal arkadafl olmufltur.. En tan›nm›fl konuflan türü jako'dur. Erke¤i diflisinden daha iyi konuflur. Çok kuvvetli haf›zalar› sayesinde ö¤rendikleri kelimeleri manas›n› bilmeden tekrar ederler. O A frika, Amerika, Asya ve Okyanusya'n›n tropikal orman bölgelerinde yaflarlar. Hepsi canl› parlak tüylü ve k›vr›k gagal›d›r. Kafalar› büyük, boyunlar› k›sa, taklit kabiliyetli zeki kufllard›r. Ayaklar›n› bir el gibi rahatça kullan›r. Genellikle meyve ve tanelerden meydana gelen besinlerini ayaklar›yla kavrayarak gagalar›na götürürler. Gaga o kadar kuvvetlidir ki, en çetin cevizi bile bir darbede k›rabilir. Denizcilerin sad›k dostu papa¤anlar t›rmanma an›nda gagalar›n› üçüncü bir ayak gibi kullanma özelliklerinden dolay› en iyi t›rman›c› kufllar olarak da kabul edilirler. Denizcilerin Sad›k Dostu Papağan Papa¤anlar insan sesini ve melodileri ezberleyerek tekrarlama kabiliyetlerinden dolay›, birçok evde kafeslerde beslenirler. Do¤al hayatta yuvalar›n› a¤aç kovuklar›na, kaya yar›klar›na yaparlar. Efller birbirlerine ba¤l›d›r. ‹ri yap›da olanlar›n diflileri y›lda 2-3, küçükleri ise daha çok yumurta yaparlar. Çeflitlerine göre tomurcuk, çiçek, meyve ve tohumlarla beslenirler. Bu arada hayvansal besin alan birkaç tür de mevcuttur. Genelde çift veya grup halinde 盤l›k 盤l›¤a uçarlar. Avustralya'da yaflayan kakadular, binlerce fertten meydana gelen sürüler halinde seyahat ederler. Beslenirken veya dinlenirken çok sakindirler. Yeflil renklileri o kadar iyi kamufle olur ki, ço¤u zaman farkedilmezler. Tüyleri yeflil hakim olmak üzere k›rm›z›, mavi, sar›, beyaz ve siyah olabilir. B ugüne kadar tan›t›m› yap›lamayan Konya Adana yolu üzerindeki Meke Gölü dünyada efli benzeri olmayan ola¤anüstü bir do¤a harikas›. Bir Tabiat Harikas› MEKE GÖLÜ ve KRATER‹ YAZI VE FOTO⁄RAFLAR: Recep Peker TANITKAN konaklamaya müsait tesislerin olmamas› nedeniyle Konya'dan günübirlik turlar düzenleniyor. Meke Gölü civar›nda Sadece bu bölgeye özel ve dünyan›n hiçbir yerinde bulunmayan obruklar bulunuyor. Çaplar› 100 ila 200 metreyi bulan bu çukurlar görülmeye de¤er bir baflka tabiat harikalar›. O Meke Gölü tam ortas›nda bulunan krater ile ilginç bir görüntü sergiliyor. Meke krateri 25 metre derinlikte gölün yüzeyinde bir koni gibi yükseliyor. Meke'nin üzeri k›z›l kahverengi, mor, k›rm›z› ve siyah renkli volkanik tafl parçalar› ile kapl›. Bu renkler Meke'nin bir volkanik da¤ oldu¤unu hemen belli ediyor. Volkanik tafllardan oluflan krater, fliddetli ya¤mur sular›n› emecek güce sahip. Meke gölü içinde büyük kraterin d›fl›nda küçük adac›klar da bulunuyor. Meke Gölü Konya'ya 100 km. Karap›nar ilçesine ise 8 km. mesafede. Karap›nar ilçesinde 47 Ford Model T Otomobil tarihinin en önemli kifllerinden biri olan Henry Ford, Model ‘T’ yi 1908’de piyasaya sürmüfltür. Modelin üretimine 1927’ye kadar 19 y›l boyunca hemen hemen hiç de¤ifliklik yap›lmadan devam edilmifltir. Yeni üretim bant› prensibi kullan›larak 15 milyonun üzerinde imal edilmifltir. Model T zaman›n›n en iyi Amerikan arabas› olmasa da, en ucuz , en güvenli ve önemlisiydi. Bu örnek 1918 üretimi 4 kiflilik "Touring" modelidir. Model T "siyah oldu¤u sürece her renk" üretilmesiyle de meflhurdu. Beyin Ameliyat› Seti 1800’lerde Grangeret taraf›ndan Paris’te, nadir Frans›z abanoz a¤ac› ve cilalanm›fl çelik kullan›larak yap›lm›fl beyin ameliyat› seti. Napoleon Bonapart’›n b›çakç›s› Grandet’nin flahsen imzalad›¤› tek settir. Orijinal kutusunda sergilenmektedir. Crossley Model 'P' Gaz Motoru ‹lk baflta Otto & Langen motorlar›n› lisansl› olarak üreten Crossley Brothers Ltd., 1866'da Manchester, ‹ngiltere'de kuruldu. Daha sonra 1905'ten kalma bu örnekte oldu¤u gibi kendi tasar›mlar› olan fevkalade kaliteli sanayi ve tar›mda kullan›lan benzinli ve dizel motorlar›yla ünlendiler. Çengelhan Rahmi M. Koç Müzesi Ç engelhan Rahmi M. Koç Müzesi, Ankara’n›n ilk sanayi müzesidir. Müzenin yer almakta oldu¤u han, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Mihrimah Sultan’›n efli Damat Rüstem Pafla taraf›ndan 1522–1523 y›llar›nda yapt›r›lm›flt›r. Befl yüz y›la yak›n bir süre önce infla edilmesine ra¤men günümüze kadar ayakta kalabilen Çengelhan, Ankara’n›n hanlar bölgesinde özgünlü¤ünü bugüne kadar koruyabilen ender yap›lardand›r. Han, Ankara Kalesi’nin ana girifl kap›s›n›n karfl›s›nda, eskiden At Pazar› olarak an›lan mevkide, bedestenlerin yak›n›nda konumlanm›flt›r. Dönemin en büyük dört han›ndan biri olan Çengel Han, çok say›da oda ve ‘develik’ k›sm› ile hizmet vermifltir. Han, 20. yüzy›l›n sonlar›nda terk edilmeden önce, tiftik, yapa¤› ve ham deri toptan sat›fllar›n›n yap›ld›¤› bir tabakhane ve yün deposu olarak kullan›lm›flt›r. Kareye yak›n dikdörtgen planl› mimari yap›s›yla klasik Osmanl› kent içi hanlar›n›n güzel bir örne¤ini oluflturan Çengelhan’›n ortas›nda üstü aç›k bir avlu vard›r. Etraf› tonoz örtülü revakla çevrili avlunun ortas›ndaki tek katl› dikdörtgen yap›, Koç Holding’in kurucusu Vehbi Koç’un ifl yaflant›s›na bafllad›¤› y›llarda kulland›¤› bir dükkâna da ev sahipli¤i yapm›flt›r. 2003–2005 y›llar› aras›nda gerçeklefltirilen yenileme çal›flmas›nda han, asl›na uygun olarak yeniden yap›land›r›lm›flt›r. Müze toplam 32 odada, denizcilikten karayolu tafl›mac›l›¤›na, havac›l›ktan, t›bba kadar pek çok sanayi kolunun geçmiflini gözler önüne seren 1200’den fazla obje ile ziyaretçilerini karfl›lamaktad›r. Müzede yer alan sergi objeleri konular›na göre grupland›r›lm›flt›r. Büyüklükleri aç›s›ndan ise küçük oyuncaklardan, buhar motorlar›na kadar uzanan zengin bir çeflitlilik içerisindedir. Birinci kat›n bafllang›c›nda yer alan havac›l›k ile ilgili objelerin bulundu¤u odalar alüminyumdan yap›lm›fl. Dewoitine ve ‹stanbul Rahmi M. Koç önemli parçalar› da bar›nd›rmaktad›r. Blickensderfer No. 7 Daktilo Amerikal› George Blickensderfer ilk tafl›nabilir daktiloyu 1893 y›l›nda üretmifltir. No. 7 modeli ilk olarak 1897 y›l›nda piyasaya sürülmüfltür. Yüz farkl› bask› kafas›na sahip olup müzik notalar› dahil olmak üzere pek çok karakteri basabilmektedir. Edison Fonograf›n›n Replikas› Bu örnek 1878 y›l›nda Hardy taraf›ndan Edison markas› alt›nda Paris’te yap›lm›flt›r. Edison Fonograf› sesin kaydedildi¤i ve dinlenebildi¤i ilk alettir. Günümüze ulaflan on befl örnekten birisidir Tarihi Bayrak Bu bayrak Mustafa Kemal Atatürk taraf›ndan Türkiye Cumhuriyeti'nin 29 Ekim 1923'te ilan› için siparifl edilen bayraklardan birisidir. Müzeye Nilüfer ve Kemal Çavuflo¤lu taraf›ndan ba¤›fllanm›flt›r. ‹lk Dükkan Vehbi Koç’un ifl hayat›na ev sahipli¤i yapm›fl olan dükkân ise, ziyaretçilere o y›llar›n mütevaz› güzelli¤ini tatt›rmaktad›r. O 48 Sutepe Mah. Depo Sok. No: 1 Alt›nda¤ / Ankara • Tel: (312) 309 68 00 • Faks: (312) 309 12 10 www.rmk-museum.org.tr • cengelhan@rmk-museum.org.tr Sal› - Çarfl. - Perfl. - Cu. 10.00-17.00 • Cmt. - Pz. 10.00 - 19.00 aras›nda aç›kt›r. 49 Kuzeyin Efendileri KUTUP AYILARI Kutup ay›lar›n›n özel yaflam›na bir kerecik olsun göz atabilmek pek çok do¤a foto¤rafç›s›n›n hayalidir. Siz de merak etmiyor musunuz bu oldukça flirin görünen ama bir o karda da vahfli hayvanlar nas›l yafl›yorlar? Nas›l olup da böylesine zorlu koflullarda hayatta kalabiliyorlar? Gelin Kuzeyin efendilerinin yaflant›s›na bir göz atal›m. YAZI: Zeynep TANITKAN B azen “Beyaz Ay›” bazen de “Kuzeyli Ay›” dedi¤imiz “Kutup ay›s›” Kuzey kutup bölgesinin karl› sahillerinde ve buzullar üzerinde yaflar. Bembeyaz kürkü Kutup ay›s›n› sadece düflmanlar›ndan saklamakla kalmaz ayn› zamanda onu kuzeyin dondurucu so¤u¤undan da korur. Bu kürkler beyaz tüylü gibi görünse de her bir tüy asl›nda içi bofl fleffaf bir tüp gibidir. Bu tüpler, günefl ›fl›nlar›n› do¤rudan ay›n›n derisine ileterek onun ›s›nmas›n› kolaylaflt›r›r. Kutup ay›s›n›n kürkü yüzmeye de elverifllidir. Suyun içindeyken tüyler bir araya gelerek birbirine yap›fl›r ve kutup ay›s› su geçirmez yumuflak bir dal›fl elbisesi giymifl gibi olur. Kutup ay›s› kürkünün bu özellikleriyle 37 derece olan vücut s›cakl›¤›n›, suyun içinde ya da üstünde olsun, uzun süre koruyabilmektedir. Hatta üflümenin aksine, vücudunun afl›r› ›s›nd›¤› zamanlar bile olur. Bu nedenle, ço¤u zaman kutup ay›lar› hararetlerini gidermek için vücutlar›n› buza sürterler. Kutup ay›s› hem karada, hem denizde, hem buzda, hem de su içinde rahatl›kla avlan›r. Kendine daha çok bal›k ve foklarla ziyafet çekse de aç kald›¤›nda hiç üflenmeden büyük bir buz parças›na atlay›p kilometrelerce uzaklara yemek bulmaya gidebilir Kuzeni boz ay› ile birlikte en büyük kara etoburu unvan›n› paylaflan Kutup Ay›s› ayn› zamanda iyi bir yüzücüdür. Hiç dinlenmeksizin yaklafl›k 100 kilometre yüzen kutup ay›lar› görülmüfltür. Birçok erkek kutup ay›s› 300-600 kg. a¤›rl›¤›nda ve 2,4-2,6 m. boyundad›r. Bugüne kadar kay›tlara geçmifl en büyük kutup ay›s› 1960 y›l›nda Alaska, Kotzebue Sound'da bulunan 1.002 kg a¤›rl›¤›nda ve 3,38 m. boyundaki dev kutup ay›s›d›r. Kutup ay›lar› ilkbaharda çiftleflir. Efller geçicidir, çiftler aras›nda bir ba¤ olmadan sadece üreme için bir araya gelir. Gebelik süresi yaklafl›k sekiz ay sürer. Yavrular, anne taraf›ndan ekim ay›nda derin kar›n içinde kaz›lan bir inde k›fl›n bafl›nda do¤ar. Genelde iki yavru do¤ar, daha az s›kl›kla da bir veya üç yavru. Dört yavrunun do¤du¤u çok nadir olsa da görülmüfltür. Do¤duklar›nda neredeyse tamamen korumas›z, tüysüz ve kördürler. Bir ay sonra gözleri aç›l›r, 1,5 ay sonra ise yürümeye bafllarlar. Kat› yiyeceklerle beslenmeye bafllamalar› 4-5 ay sonra olur. On ay boyunca kendilerine avlanmay› ve erkek ay›lardan korunmay› ö¤reten annelerinin yan›ndan ayr›lmazlar. Gelelim kutup ay›lar›n›n aile yaflant›s›na. Tipik bir yuva, 2 metre uzunlu¤undaki bir tünel ve çap› yaklafl›k yar›m metre olan yuvarlak bir alandan oluflur. Yüksekli¤i ise yaklafl›k yar›m metre kadard›r. Bu yuvalar›n genellikle birden fazla odac›¤› vard›r ve kutup ay›lar› bu odalar› yuvan›n giriflinden daha yüksek seviyede haz›rlarlar. Böylece odalardaki s›cak havan›n giriflten d›flar› ç›kmas› engellenmifl olur. Yuvan›n üzerine ve girifline k›fl boyunca ya¤an karlar y›¤›l›r ve Kutup ay›s› bu kar y›¤›n›nda sadece hava girecek kadar dar bir aç›kl›k b›rak›r. Ancak Kutup ay›lar›n›n buzullar üzerindeki yaflant›s› d›flar›dan göründü¤ü kadar güvenli de¤il. Kirlenme, gemicilik dolay›yla rahats›zl›k, e¤lence amaçl› izleme, gaz ve petrol araflt›rmalar› ve yasal ve yasad›fl› avlanma kutup ay›lar›n› tehdit eden unsurlar›n bafl›nda gelmektedir. Kutup ay›s› 2006 y›l›nda “Vahfli yaflamda soyu tükenme tehlikesi büyük olan türler” bafll›¤› ile tehdit alt›ndaki türler kategorisine al›nd›. Küresel ›s› de¤iflikli¤i nedeniyle önümüzdeki 50100 y›l aras›nda deniz buzullar›nda dramatik bir azalma bekleniyor ve bunun sonucunda ortam kayb› ve ortam kalitesinin azalmas› kutup ay›s› nüfusunda yüzde 30 oran›nda bir azalmaya yol açacakt›r. O Beyaz Rüya KAYAK Kadifeyi and›ran bembeyaz örtü, gökyüzünden döne döne düflen tüy hafifli¤inde kar taneleri ve kulaklar›n›zda rüzgar›n u¤ultusu... Beyaz yorgan›yla ç›kagelen k›fl sizi kaya¤a davet ediyor. fiimdilerde spor olarak adland›r›lsa da kaya¤›n ç›k›fl noktas› insan›n do¤ayla bafl edebilme arzusu yada zorunlulu¤undan do¤mufl. Karl› bölgelerde insanlar bir bölgeden baflka bir bölgeye ulaflabilmek için kara batmadan ilerlemek durumunda olduklar›ndan günümüz kayaklar›n›n temelini oluflturacak tahta parçalarla ilk ilkel kayaklar› gelifltirmifller. sonra "Grönland'da Kayakla Gezi" kitab›n› yay›mlamas›, kaya¤a gösterilen ilginin daha da artmas›na neden oldu. 1896'da Mathias Zdarsky, Alp Tekni¤i'nin temellerini oluflturan yeni teknikler bularak kayakta büyük bir devrim gerçeklefltirmifltir. Ö nce Mo¤olistan, Sibirya ve Altaylar da ortaya ç›kan kayak sonralar› Kuzey Amerika, Balkanlar, Anadolu, ‹skandinavya ve ‹zlanda da görülmüfl. Bu bölgelerin iklim flartlar›ndan da anlafl›ld›¤› üzere kaya¤›n ortaya ç›k›fl› do¤al koflullarla ilgili. Bulunan ilk ilkel kayak 4500 yafl›nda ve kayak, ortalama 5000 y›ld›r yap›l›yor diyebiliriz. ‹lk ilkel kayaklar diflbudak, betula ve çam a¤açlar›ndan yap›lm›fl ve bunlar›n kayganl›- ¤›n› art›rmak için çam a¤ac›ndan yap›lanlar›n tabanlar› katranla, betuladan yap›lan kayaklarda deriyle kaplanm›fl. 15. yüzy›lda kayak Polonya, Norveç ve Rusya taraf›ndan askeri amaçlarla kullan›lmaya bafllanm›fl ve böylece ilk defa kaya¤›n sadece ulafl›m amaçl› kullan›lmas› gelene¤i k›r›lm›fl. Sonralar› kayak bir spor olarak benimsenmifl olsa da ilk kayak yar›flmalar›n›n bafllamas› ise bir hayli zaman alm›fl. 1866 y›l›nda Christina'da ilk kayak yar›flmas› düzenlenmifl. Bu karfl›laflmaya gösterilen büyük ilgi üzerine, 1879'da Oslo'da daha büyük bir organizasyon gerçeklefltirilerek kayakla atlama yar›flmalar› yap›lm›flt›r. 1880'li y›llarda Norveç'li Fridtjof Nansen'in 6 kiflilik ekibiyle Grönland'›n kuzey ucunu kayakla geçip, daha 56 Dünyadaki ilk kayak kulübü 1877'de, Fridtjof Nansen'in giriflimleriyle Norveç'te "Ski Club de Cristina" ad›yla kurulmufl, bunu 1890'da Almanya, 1894'te Avusturya, 1901'de Fransa ve 1903'te ‹ngiltere'de kurulan kayak kulüpleri izlemifltir. 1924'te merkezi Bern'de olan Uluslar aras› Kayak Federasyonu (Federation International de Ski) FIS'in kurulmas›yla birlikte kayak, ayn› y›l k›fl olimpiyatlar› program›na dahil edilmifltir. FIS'in ilk kez 1925'te düzenledi¤i "Alp Disiplini" ile 1931'de düzenledi¤i "Alp Disiplini" yar›fllar› günümüzde her dört y›lda bir, ayr› yerlerde ve birbirinden ba¤›ms›z olarak yap›lmaktad›r. diyebiliriz. Eski Türkler ve Osmanl›lar, zorlu do¤a koflullar›na karfl› koyabilmek amac›yla "‹vik" ad›n› verdikleri ve bir anlamda kayak görevi gören ayakkab›lar giyiyorlard›. O dönem devlet adamlar› ve padiflahlar›n›n gerekli ilgiyi göstermemesi nedeniyle, kayak sporu ülkemizde hiçbir geliflme gösteremedi ve zamanla unutuldu. Modern anlamda kaya¤›n tan›nmas› ise, Silahl› Kuvvetler'in 1915'te askeri amaçla kurmufl oldu¤u kayak birlikleri arac›l›¤›yla gerçekleflti ve 1933 y›l›ndan sonra da bir spor haline dönüfltürülmüfl. Bu y›llarda Bursa Halkevi'nin Uluda¤'da, Ankara Halkevi'nin Elmada¤'da, Erzurum Halkevi'nin Palandöken'de düzenledikleri kayak faaliyetleri kaya¤›n gelifliminde ivmeyi art›ran en önemli etkinlikler olmufl. Bu y›llardan sonra da kayak bir spor olarak geliflmeye devam etmifl. O Türkiye'de de efl zamanl› olmasa da geliflme süreci dünyan›n geliflme sürecine benziyor Dikkat kaymadan önce muhakkak okuyun Kaya¤›n tarihini ö¤rendiniz, kayak tak›mlar›n›z› aya¤›n›za geçirdiniz s›rada dikkat etmeniz gereken konular var. Haz›rsan›z okumaya bafllay›n: • Her fleyden önce dengenizi kaybettirecek ani hareket ve zorlamalardan kaç›nmal›s›n›z. • Kaslar›n›n›z, yerçekimini ve kayaklar›n›z› ayn› anda kontrol edip hepsini bir bütün olarak kontrol etmelisiniz. • Önünüzdeki piste ve kayma stiline dikkat etmelisiniz. Dönüfllerde gerekli kaslar›n›za kramp girmeyecek flekilde kasmal›, di¤erlerini de denge veya güç kontrolü için serbest b›rakmal›s›n›z. • Düflece¤im ve rezil olaca¤›m diye düflünmektense düflme tekniklerini ö¤renip sakatlanmay› minimuma indirmelisiniz. Zaten kayak demek bol bol düflmek demektir. Bunu akl›n›zdan ç›karmay›n. • Düflme an›n› iyi belirleyip mümkün oldu¤unca do¤ru bir pozisyonda düflmelisiniz. Dizlerinizin üstüne de¤il poponuzun üstüne düflmeye dikkat ederseniz zaten tehlikeleri minimuma indirirsiniz. 57 N ar anlam›na gelen Side yani eski Antalya, Antalya kurulana kadar bölgenin tek liman kenti idi. Manavgat ‹lçesi Side beldesine yer alan Antik Side Kenti'ne Antalya - Alanya Karayolunun 75. kilometresinden sa¤ ayr›lan yoldan ulafl›l›r. Kesin kurulufl tarihi bilinmemekle birlikte Side, M.S.4.yy'da Meflhur Antik Kent S‹DE yaflam›fl olan kilise tarihçisi Evsebios'a göre M.Ö. 1405 y›l›nda kurulmufl eski bir Anadolu kentidir. M.Ö.6.yy'a kadar Lidya Krall›¤›'n›n, 547-546 y›llar›nda Pers Egemenli¤inin alt›na girdi¤i bilinmektedir. M.Ö.4yy 'da Büyük ‹skender'in Anadolu seferinden sonra Helenistik Dönem'de önemli sikke bas›m merkezlerinden biri olur ve ilk alt›n ça¤›n› yaflar. Daha sonra Do¤u Akdeniz'i Egemenli¤i alt›nda bulunduran Ptolemaioslar›n egemenli¤i alt›na girer (M.Ö. 301 - M.Ö. 218) ve Selevkosla- r›n sürekli sald›r›lar›na u¤rar. Roma Dönemi (özellikle M.S. 2.3. yüzy›l) Side'nin ikinci alt›n ça¤› olur ve ‹mparatorlu¤un en büyük flehirleri ile boy ölçüflen ve bu gün ayakta duran birçok an›tsal yap› bu ça¤da yap›l›r. Ayn› zamanda Side bu ça¤›n en önemli esir pazar›d›r. M.S.4 yy. boyunca günden güne fakirleflen Kent, M.Ö.5.6.yy'da son alt›n ça- dönemlerinde çeflitli de¤iflikliklere u¤rayan 6 km. uzunlu¤unda bir surla çevrilidir. Do¤u ve bat› nekropolünü geçtikten sonra an›tsal bir kap› ile kente girilir. Kent plan›n›n meydana geliflinde an›tsal kap›dan bafllayarak güneye inen cadde ile Side yar›m adas›n›n güney bat›s›nda tap›naklar meydan›nda son bulan ikinci cadde etken olmufltur. Bu ¤›n› Piskoposluk merkezi seçilmesi ile yaflar. 7.yy'da bafllay›p 10.yy'a kadar devam eden Arap ak›nlar› kente büyük ölçüde zarar verir ve kent atefle verilir. Ne zaman terk edildi¤i bilinmemekle birlikte arkeolojik veriler kentin 10.yy da harabe haline geldi¤ini, 12.yy'da da tamamen terk edildi¤ini göstermektedir. 1890'l› y›llarda Tiyatro'nun arka k›sm›na Girit'ten getirilen göçmenler yerlefltirilir ve Selimiye ad› alt›nda bir köy kurulur. gün hala tüm görkemi ile ayakta olan yap›lar dünyada ya tek örnektirler ya da öncüdürler. Kentin çeflitli yerlerinde bulunan çeflmelere su sa¤layan 30 km uzunlu¤undaki su yollar›, Piskoposluk Saray› ve bazilikas›, tiyatrosu, agoralar›, hastanesi, tap›naklar›, bazilikalar›, hamamlar›, müzesi ve her türlü konforu bulabilece¤iniz turistik tesisleri ile bir turizm kentidir Side. O Side Antik Kenti Helenistik Dönem'de yap›lan Roma ve Bizans YAZI: Melek YILDIZTURAN (Arkeolog) 59 Hangi Hastal›¤a Hangi Bitki? So¤an ve üzüm: Ürik asiti yok eder. P›rasa, erik, kiraz, üzüm ve zeytinya¤›: Kab›zl›¤a iyi gelir. Taze fasulye: Albümin oluflumunu önler. Havuç, p›rasa, flalgam, lahana, pancar, badem, ›spanak, üzüm, elma, kiraz, çilek: Kalsiyum ve mineral eksikli¤ine iyi gelir. Ispanak, pancar, lahana, dere otu, havuç, elma, erik, üzüm ve kay›s›: Kans›zl›¤a iyi gelir. Domates, sar›msak, limon, maydanoz, armut: Damar sertli¤i ve dolafl›m bozukluklar›na iyi gelir. ginar, zeytin, kereviz, turp, zeytinya¤› ve greyfurt: Karaci¤er yetersizli¤i ve büyümesine iyi gelir. lhIamur, sarm›sak, frenk üzümü, dut: Bo¤az a¤nlar›na iyigelir. Üzüm, elma, kavun, Karpuz ve üzüm: Basura iyi gelir. kereviz, karahindiba: Böbrek hastal›klar›na iyi gelir. Elma: Herpes (uçuk) için idealdir. So¤an, enginar, pancar, zeytin, zeytinya¤›, f›nd›k, ceviz ve badem: fieker hastal›¤›na iyi gelir. Maydanoz, armut, samusak, limon ve frenk üzümü: Tansiyona iyi gelir. Tarhunotu, limon, elma, domates: Ba¤›rsak enfeksiyonlan ve mide ekflimelerine iyi gelir. Üzüm, elma, armut, abududu, çilek, limon, domates, p›rasa, taze fasulye, so¤an, kereviz: Romatizmaya iyi gelir. Adaçay› ve frenk üzümü (Bektafli üzümü): Menopaza iyi gelir. Nar: Ast›ma iyi gelir. Domates, p›rasa, armut ve üzüm: Safra ve böbrek tafllar›na iyi gelir. Limon: Selülite iyi gelir. Dereotu: Saç dökülmesini önler. Enginar ve karahindiba: Kolestrolü önler. Portakal, havuç, armut, flalgam, so¤an, Havuç, limon, nar: ‹shale iyi gelir. So¤an, armut, kavun, elma, kiraz, fleftali, dereoto, patl›can: Vücuttaki ödem ve su tutulmas›n› önleyicidir. Havuç, lahana, limon, üzüm, elma, ananas: Mide asitlenmesi ve ülsere iyi gelir. kuflkonmaz, badem, erik, incir, kuruyemifller: Depresyona, sinir zaafiyetine iyi gelir. Havuç: Cilt k›r›fl›kl›¤›na iyi gelir. Domates, üzüm, çay üzümü ve enginar: Üreye iyi gelir. Portakal ve yeflil biber: Damar zay›fl›¤›na iyi gelir. Turp, sarm›sak, flalgam, dereotu: Solunum yollar› hastal›klar›na iyi gelir. Armut: fiiflmanl›¤› önler. Kereviz, üzüm, so¤an, nar: Kalp yorgunlu¤una iyi gelir. Sar›msak ve pancar: Kansere ve kansere yatk›n vücutlara iyi gelir. MandaIina, armut, marul: Spazm, sinir krizi ve uykusuzlu¤a iyi gelir. Karahindiba, kuflkonmaz, havuç, en- 60 Enginar, limon, salatal›k, kereviz, kuflkonmaz ve turp: Deri hastal›klar›na iyi gelir. Patl›can: Pankreas zaaf›yetine iyi gelir. Turp, ceviz, tereotu, so¤an, çay, üzüm: Prostata iyi gelir. O 61 Bolluk ve Bereket Sembolü NAR A nam, her k›fl›n en karanl›k noktas›nda, eve girerken bir nar atard› yere, bütün gücüyle; parçalan›p iyice da¤›ls›n diye. Evin beti bereketi niyetine... Ard›ndan h›zla süpürüp silerdi ortal›¤›. Bir iki gün sonra, nar›n patlad›¤› yerden çok uzakta incecik bir ç›t›rt› duydu¤um olurdu aya¤›m›n alt›nda. Ne kadar da¤›lm›flsa nar taneleri, o kadar iyiydi. Toplad›ktan sonra söylerdim anneme, sevinsin diye. Narla ‹ncire Gazel / Bilge Karasu Hayat›n›z›n sonunda kadar tek bir meyve yiyebilecek olsayd›n›z hangisini seçerdiniz? Benim seçimim tereddütsüz nar olurdu. Ayn› rengi ve ayn› tad› paylaflan binlerce tanenin bir araya gelip oluflturdu¤u ve belki de bu yüzden birçoklar› taraf›ndan mucize meyve diye adland›r›lan nar. K›rm›z› birçok meyvenin aras›ndan s›yr›l›p atefl olur nar. Kimileri dünyay› temsil etti¤ine inan›r; tanecikleri aras›ndaki incecik zar ülkeler aras›ndaki s›n›rlar, birbirinin ayn› nar taneleri de ülkeler oluverir. Kimileri de tanelerini dökmeden yerseniz cennete gidece¤inize inan›r. Bazen de bolluk ve bereket sembolü olup ç›kar karfl›m›za. Yeni y›l›n ilk günü efli¤inde nar patlat›lan kap›lardan içeri y›l boyu bereket girece¤ine ›nan›l›r. E¤er sevdi¤iniz adam ya da kad›n size nar gönderirse hemen haz›rl›klara bafllay›n zira nar göndermek evlilik teklifi anlam›na gelir Anadolu'da. Ama Yunan mitolojisine göre sak›nmak gerekir nar uzatandan yoksa sonunuz güzel Persephone'ye benzer, hani Yeralt› Tanr›s› Hades taraf›ndan narla kand›r›l›p yeralt›na hapsedilen zavall› Prespehone. Nar, ilk ça¤lardan beri ‹spanyol yar›madas›n›n en güneyindeki Endülüs bölgesinin simgesidir. Öyle ki Elhamra Saray›'n›, Generelife Bahçeleri'ni, bir zamanlar Müslüman, H›ristiyan ve Yahudilerin bar›fl içinde yaflad›¤› Albayzin'i bugün bile hâlâ nar a¤açlar› gölgeler. Nar›n birlik içinde çoklu¤u temsil etti¤i söylenir ayn› zamanda. "‹ncil'deki vaat edilmifl topraklarda bulunan ilk meyveler, üzüm ve nard›r. Onu yerken flükretmek flartt›r" der baz›lar›. Güçlü kökleri yüzünden hem yeralt›n›n, hem yerüstünün sembolüdür. Latince ad›ndan (punica granatum) anlafl›laca¤› gibi Granada'dan gelir ismi. Granada ya da G›rnata dedi¤imiz yer, nar a¤açlar›n›n gölgesinde ‹slam medeniyetinin en yüksek oldu¤u dönemleri iflaret eder. Bazen bir kitab›n kapa¤›n› süsler, bazen de yarin boynunda kolye olur. Ve flair sevdi¤ine seslenir “Daha nem olacakt›n bir tanem, gülen ayvam, a¤layan nar›ms›n”. O YAZI: Zeynep TANITKAN 63 Joseph Pilates Zay›flamaya Do¤al Yaklafl›m P‹LATES K›vanç ERTU⁄RUL Gazi Üniversitesi Beden E¤itimi ve Spor Bölümü Aerobik-Pilates-Masaj E¤itmeni G ünümüzde gittikçe artmakta olan h›zl› yaflam temposu, hepimizi kondisyon sahibi olmaya ve hayatla daha iyi bafla ç›kabilmek için kiflisel kapasitemizi artt›rmaya zorluyor. Bu yolculukta son dura¤›m›z Pilates. • Selülit oluflumunu engeller. • Kas boyunda sa¤lad›¤› esneklikten dolay› bölgesel ya¤ oluflumunu önler. • Omurga ve bel kemi¤i rahats›zl›klar›nda baflar›l› bir çal›flma potansiyeli oluflturur. Bu spora ad›n› veren, Alman Joseph Pilates 1930larda bu egzersiz metodunu dünyaya tan›tt›. Pilates, çocuklu¤unda bir çok hastal›k geçirmifl. Vücudunu yatt›¤› yerden güçlendirecek, direncini artt›racak hareketler keflfetmeye bafllam›flt›r. Spor yöntemi olarak bu hareketleri 1. Dünya Savafl› s›ras›nda sakatlanan ve hareketsiz kalan askerleri güçlendirmek ve rehabilite etmek için gelifltirmifltir. Bugün bu yöntemin do¤ru nefes almaktan, do¤ru bel kemi¤i ve kalça hizalamas› yapmaya, vücudun do¤ru pozisyonlarda durmas›n› sa¤lamaya kadar pek çok yararlar› oldu¤unu biliniyor. O Tel: (0312) 426 58 99 Tunal› Hilmi Caddesi 109 / 7 Kavakl›dere / ANKARA Pilates, vücudumuzdaki kas a¤›rl›n› artt›ran ve ya¤ hücrelerinde enerji depolanmas›n› engelleyen spor dal›d›r. Pilates ayn› zamanda kas ve iskelet sisteminin sistemli ve dengeli hareket etmesini sa¤l›yor. Bundan dolay› iyi bir durufl ve kontrollü hareket sa¤l›yor. • Eklem ve kas koordinasyonunu sa¤lar. • Vücudumuzdaki kas a¤›rl›¤›n› art›r›r. • Dengeli ve do¤ru hareket etme h›z›m›z› art›r›r. • Kan dolafl›m›n› düzenler. • Vücudun s›k›laflmas›n› ve kilo kayb›n› sa¤lar. 65 Sa¤l›k ‹çin AfiILAR Doç Dr. Fatma Nur ÇAKMAK Sa¤l›kl› Bebekler ‹çin Elele Derne¤i Baflkan “Verem” yani “BCG” afl›s›, bebek 2 ayl›k oldu¤unda “Çocuk felci” afl›s› ve “Karma afl›lar”la ayn› zamanda, tek dozda uygulanmaktad›r. H amilelik ve ilk üç yafl, insan hayat›n›n “Alt›n Ça¤›” olarak tan›mlanmaktad›r; çünkü beden ve ruh sa¤l›¤›m›z›n temeli bu dönemde at›lmaktad›r. Bu dönemde çocuklar›m›z› korumak için alaca¤›m›z her tedbir, yaflamlar›n›n geri kalan›n› sa¤l›kl› ve mutlu olarak geçirmeleri için onlara b›rakaca¤›m›z en büyük mirast›r. Çocukluk Ça¤› hastal›klar›ndan korunmada, afl›lar›n yeri ve önemi, çok büyüktür. Son y›llarda afl›lar›n kullan›lmas›ndaki art›fl nedeniyle, yenido¤an bebeklerimizde “tetanoz”dan, çocuklar›m›zda “k›zam›k”, “kuflpalaz›”, “çocuk felci” gibi hastal›klar›ndan ölümler ile sakatl›klar, çok azalm›flt›r. Afl› Nedir? Afl›lar, hastal›k yapan mikroplar›n zay›flat›lm›fl veya bu mikroplar›n ürünlerinin azalt›lm›fl, hallerinin vücudumuza verilerek ba¤›fl›kl›k sistemimizin bu mikroplarla tan›flt›r›lmas›d›r. Böylelikle vücudumuzdüflmanlar›n› tan›makta ve hastal›klara karfl› koruma mekanizmas›n› gelifltirmektedir. Bu savunma mekanizmas› sayesinde, ileriki tarihlerde herhangi bir flekilde, vücudumuz afl›s› yap›lm›fl olan hastal›¤›n mikrobuyla tekrar karfl›laflt›¤›nda uyar›lmakta ve hasta olunmamaktad›r. Unutmayal›m ki SA⁄LI⁄IMIZI KORUMAK, HASTALIKLARI TEDAV‹ ETMEKTEN KOLAY VE UCUZDUR. Bu amaçla gelifltirilmifl, Sa¤l›k Bakanl›¤›m›z taraf›ndan ücretsiz olarak uygulanan afl›lar flunlard›r: “Karma afl›lar” ad›yla bilinen “Difteri-Bo¤maca-Tetanoz” afl›s›: 66 leri, hastalara verilmemelidir. Ülkemizde, son 10 y›ld›r afl› program›na al›nd›¤› için 10 yafl›ndan büyük çocuklar›m›za mutlaka uygulanmal›d›r. “K›zam›k” afl›s›, ya bebe¤imiz 9. ay›n› doldurdu¤unda tek bafl›na, ya da “K›zam›kc›k” ve “Kabakulak” afl›lar›yla birlikte uygulan›r. Afl›dan sonraki 5-10 günde hafif bir nezle ile döküntü görülebilir, okul öncesi tekrarlanmal›d›r; çünkü afl›n›n etkisi azalmaktad›r. K›zam›k salg›nlar›nda 6. ay›n› dolduran bebeklere de uygulanabilir. Bebe¤imiz 2 ayl›k oldu¤unda bafllar ve 1-2 ay arayla 3 kez uygulan›r. Bebek 1.5 yafl›nda iken ve okul öncesi tekrarlan›r. Yüksek atefl ve huzursuzluk yapabilir. Sa¤l›k personelinin önerdi¤i bir atefl düflürücü ilaç, afl›dan 2 saat sonra verilebilir. Bu flikayetler, 6 saatten , özellikle 24 saatten uzun sürerse, ebe-hemflire, ya da doktor uyar›lmal›d›r. Baz› karma afl›lar, özel bir teknikle üretildi¤inden atefl yap›c› yan etkisi görülmemekte, ya da çok nadir olmaktad›r. Arzu edildi¤inde bu afl›lar, uygulanmaktad›r. “Çocuk felci” afl›s›, ülkemizde a¤›zdan uygulanmaktad›r. Bu nedenle bebeklerin afl›dan sonra 1-2 saat beslenmemesi, özellikle su ve sulu g›dalar verilmemesi önerilmektedir. “Karma afl›lar”la ayn› zamanda uygulanmaktad›r. Ev halk›nda kortizon kullananlar veya kanser tedavisi olanlar varsa, sa¤l›k personeli UYARILMALIDIR; çünkü evdeki hasta kiflilere zarar verebilir. Bu gibi durumlarda adaleden yap›lan“Çocuk felci” afl›s› önerilmektedir. “Hepatit B” afl›s›, B tipi sar›l›k hastal›¤›na karfl› koruyucudur. “B tipi sar›l›k” mikrobu, dünyada sa¤l›kl› her 10 kifliden birinin vücudunda bulunmaktad›r. “Tafl›y›c›” olarak bilinen bu kifliler, sa¤l›kl› görünen, ama hastal›¤› tafl›d›klar› için bulaflt›rabilen insanlard›r. Bu kiflilerin kan ve kan ürünleri ile temas eden kiflilere, ya da cinsel arkadafllar›na hastal›¤› bulaflt›rma tehlikeleri çok daha yüksektir. Bu kadar yayg›n tafl›y›c›s› bulunan bu hastal›¤a karfl› kad›n-erkek-çocuk, herkes afl›lanmal›d›r. Ülkemizde, bebeklere, yine sa¤l›k ocaklar› ve Ana-Çocuk Sa¤l›¤› merkezlerinde, ücretsiz olarak uygulanmaktad›r. Bebek 3 ayl›k oldu¤unda ilk dozu, 1 ve 6 ay sonra da ikinci ve üçüncü dozlar› yap›lmaktad›r. Ailede tafl›y›c› varsa mutlaka do¤ar do¤maz yap›lmal›d›r. Anne “Hepatit B tafl›y›c›s›” ise, afl›ya ek olarak, tedavi amac›yla koruyucu bir serum da yap›l›r. Baba tafl›y›c› ise, annenin de afl›lar› yap›lmal›d›r. Tafl›y›c› kiflilerin kan ve kan ürün- “K›zam›k-K›zam›kc›k-Kabakulak” afl›s›, 1 yafl›n› dolduran bebeklere yap›lmal› ve ergenlik öncesi çocuklar›m›za tekrarlanmal›d›r. K›zam›k afl›s›nda oldu¤u gibi, çocuklar›m›z büyüdükçe etkisi azalmaktad›r. Bu nedenle 6 veya 11-12 yafl›nda mutlaka tekrarlanmal›d›r. Halk aras›nda “Menenjit afl›s›” olarak bilinen H. ‹nfluenza tip b (HIB) afl›s›, 3 yafl›n alt›ndaki çocuklar›m›zda s›k rastlanan ve kulak-bo¤az iltihab›, zatürre yapan mikroba karfl› haz›rlanm›flt›r ve gene bu yafl grubunda en s›k rastlanan menenjit nedeni de bu mikroptur. 2. ve 4. aylarda yap›l›p, 1.5 yafl afl›lar›yla tekrarlanmaktad›r. 2 ay›n› dolduran çocuklar›m›za önerilen di¤er afl› “Pnömokok” afl›s›d›r. Menenjit afl›s›na benzer, kulak-bo¤az iltihab›, zatürre, menenjite karfl› korur. “Suçiçe¤i” afl›s›, 1 yafl›n› dolduran çocuklar›m›za uygulanmaktad›r. Afl›dan sonraki 10-20 gün içinde hafif ateflle nezle ve döküntü görülebilir. Döküntüler, 6-8 adet, yüz ve gövdede, sivilce fleklindedir, afl›lanan çocuklar, bu dönemde, etrafa suçiçe¤i mikrobunu yayabilir, bu nedenle, özellikle ilk aylardaki hamilelerden ve bebeklerle çocuklardan uzak tutulmal›d›r. “Hepatit A” afl›s›, halk aras›nda “sar›l›k” olarak bilinen ve bazen de nezle, grip gibi geçen bir hastal›¤a karfl› haz›rlanm›flt›r. 2 yafl›n› dolduran çocuklar›m›za yap›labilir, 6 ay sonra 2. dozu uygulanmal›d›r. ÇOCUKLARIMIZA ÖZEN GÖSTERMEL‹Y‹Z ÇÜNKÜ HEP‹M‹Z B‹RDEN ÇOK ÇOCU⁄UN ANNES‹ VE BABASI OLAB‹L‹R‹Z, AMA ÇOCUKLARIMIZIN DA‹MA B‹R ANNES‹ VE B‹R BABASI VARDIR. ÇOCUKLARIMIZ ‹Ç‹N KEND‹ AfiILARIMIZI DA YAPTIRALIM. Eriflkinlerin mutlaka yapt›rmas› gereken afl›, “Difteri-Tetanoz” afl›s›d›r; çünkü hepimiz elimizi kesebilir, ya da küçük yaralanmalara kazalara u¤rayabiliriz. Bu s›rada tetanoz mikrobu kapabiliriz ve tetanoz, çok h›zl› seyreden, ölümcül bir hastal›kt›r, fakat 10 y›lda bir yap›lan afl›yla tamamen önlenebilir. Özellikle hamilelik dönemlnde anne adaylar›na yap›lan tetanoz afl›s›, hem anneyi, hem de bebe¤ini, ölümcül tetanoz hastal›¤›ndan korur. Bebekli¤inde ya da çocuklu¤unda k›zam›k afl›s› olmufl eriflkinlerin de mutlaka “K›zam›k-K›zam›kc›k-Kabakulak” afl›s›n›, tekrar olmalar› gerekmektedir. Ancak bu afl›dan sonra en az 3 ay süreyle anne adaylar› hamile kalmamal›d›r. “Pnömokok” afl›s›, ailedeki 60 yafl›ndan büyüklere, kalp ve tekrarlayan akci¤er hastal›¤› olanlara da tavsiye edilmektedir. 5 y›l arayla tekrar› önerilmektedir. Aileleri en çok kayg›land›ran konulardan biri, bu afl›lar›n yeni olmas› ve ileri yafllarda zarar›n›n olup olmayaca¤› sorusudur. Uygulanan afl›lar, gerçekten, son 10 y›lda dünyada uygulamas› yeni bafllayan afl›lard›r. Yan tesirleri, hafif atefl, döküntü fleklinde bilinmektedir. Bugünkü bilgilerimizle, teraziye konuldu¤unda, afl›lar›n yan etkisi, hastal›klar›n yan etkisinden daha azd›r. Anne-babalar, çocuklar›m›z›n bu hastal›klar› ne zaman geçirece¤ini merak etmektedirler. Afl› yaparken amac›m›z, çocuk ya da yetiflkin, herkesin, afl›s› olan hastal›¤a karfl› korunmas› ve bu hastal›klar› hiçbir zaman geçirmemeleridir. Bu nedenle, hepimiz, zaman›nda ve bazen de tekrar tekrar afl› olmal›y›z; çünkü bir insan›n yetiflmesi çok zaman ve emek gerektirmektedir onlar› korumak, sa¤l›kl› ve mutlu yaflamalar›n› sa¤lamak ise çok ucuz, ayn› zamanda kolay yollarla elimizdedir. Dünyada, afl›lar› en iyi uygulayan ülkelerden biri, ülkemizdir. Sa¤l›k Bakanl›¤› taraf›ndan, en çok rastlanan hastal›klara karfl›, ücretsiz afl›lar yap›lmaktad›r. Dünya ülkelerinin ço¤unda parayla yap›lan afl›lar, çok pahal› afl›lard›r ve yayg›n kullanma olanaklar› k›s›tl›d›r; ancak ailenin deste¤iyle yap›labilmektedir. Bu afl›lar›n toplam›, günde 1 paket sigara tüketen bir eriflkinin üç ayl›k sigara giderine yak›n tutmaktad›r. Türk milletini zengin yapan en önemli unsur, aile-dostluk ba¤lar› ve çocuklar›na verdi¤i de¤erdir. 30 y›la yak›n meslek yaflant›mda çocu¤unun tedavisi için alyans›n› satan, hastanede yatan yavrusunun yan›nda kalabilmek için karl› k›fl günlerinde bile banklarda bir bardak çayla bekleyen ailelerimizin özverisini sayg›yla ve içim titreyerek seyreden bir çocuk dostu olarak bu afl›lar›n uygulanmamas›nda en baflta gelen nedenin ekonomik de¤il, bilgi azl›¤› oldu¤una inan›yorum. Öyle hastalar›m›z oluyor ki aileleri “bu hastal›¤›n afl›s› vard› da bize niye söylenmedi?” diye soruyorlar. Oysa bu konuda ailelerimizi bilgilendirmek ve talep ettikleri afl›lar› uygulamak biz sa¤l›k personellerinin en önde gelen görevlerindendir. Çocuklar›m›z, bize Tanr›'n›n en de¤erli arma¤anlar›d›r. Bu emaneti korumak ve güzellikleri yaflatmak da biz eriflkinler için kutsal bir görevdir. O 67 Türk Siyasetçileri ULUDA⁄ ‹çin Neler Yazd›lar Onlar ULUDA⁄’› Yaln›z B›rakmad›lar Dr. Ayfle Sezer GÖKHAN (Avukat) De¤erli Uluda¤ Ailemiz; Bizleri, mis gibi kebablar›, can gibi güzel kaymakl› ekmek kaday›flar› ve s›cac›k tebessümleri ile karfl›layan konuksever mesuplar› ile ilk kuruluflundan bu yana a¤›rlamakta olan sevgili “Uluda¤ Ailemiz”; sende nice güzel an›lar› olan Gökhanlar›n bir mensubu olarak hepimiz ad›na ellinci y›l›nda seni Bizim “Lezzet Ailemiz, Sevgili Uluda¤›m›z”, ömür, kazanç, gönül bereketiyle bin yafla! Gökhan Ailesi. Sabri TANDO⁄AN (Yazar) 1756 y›l›nda Denizciler caddesinde aç›ld›¤›ndan beri Uluda¤’›n müflterisiyim. Say›s›z defalar gittim. ‹nan›lmaz güzellikte anlar yaflad›m. Bir kere dahi hayal k›r›kl›¤›na u¤ramad›m. Ulada¤’da yemek yemek bir zevkti, bir heyecand›, bir aflkt›... Rahmetli eflim Rânâ Han›mla her Uluda¤’a geliflimde bir fliiri yaflard›k. Personelin güler yüzü, içtenli¤i, s›cak ve samimi davran›fllar› her geliflimde beni büyüler. ‹nsan kendini bir aile muhitinde hissediyor. Uluda¤’›n salatas› rüyalara girecek kadar güzeldir. Yeme¤e doyum olmaz. Kedinizi yaln›z, üzgün, k›rg›n hisseti¤iniz zamanlarda Uluda¤’a giden, oradan hayat dolu, p›r›l p›r›l, tak›m› flampiyon olmufl bir taraftar gibi ayr›l›rs›n›z. Bütün Uluda¤ çal›flanlar›na ayr› yar› selamlar, sevgiler, sayg›lar... Ayfle ÖZKIN Do¤du¤umdan beri geldi¤im restoran›n›za, kuruldu¤undan bu yana babam, dedem ve bütün ailemiz aboneyiz. Dolay›s›yla, servis personelinizi eskiden beri tan›yoruz, yafl›t›m olup, birlikte büyüdük kimiyle y›llar içinde adeta. Onlar da hala burada, bizler de. De¤iflmez, eski bir kadro, sa¤lam temelli, iyi ifl yerinin en önemli göstergelerinden biri bence. Bugün otuz bir yafl›nday›m; bütün flubelerinizde yemek yiyorum; tek bir kez bile en ufak bir flikayetim, hoflnutsuzlu¤um olmad›. Farkl› bir ülkeden veya flehir d›fl›ndan misafirimiz geldi¤i zaman, ilk iflimiz Uluda¤ Kebapç›s›’na getirmek oluyor. Amcam ve ailesi Kanada’da yafl›yorlar, buraya geldikleri zaman gün afl›r› sizde yemek istiyorlar. Bu kadar kusursuz bir marka oldu¤unuz için tebrik ediyor, restronan›n›z her ziyaretimin benim için mutluluk oldu¤unu bilmenizi istiyorum. Ben ve yak›nlar›m bu marka nerede olsa, ne yenilik yapsa kesin bir güvenle müflteriniz olmaya devam ederiz. Yiyecek içecek sektörü giriflimcilerine örnek olman›z dile¤iyle... Osman Zeki ÖZYAR (Y. ‹nfl. Müh.) 1950 y›l›nda ‹TÜ ‹nflaat Fakültesi’nden mezuniyetimi takiben çal›flmakta oldu¤um Türk Hava Kuvvetleri Komutanl›¤› ‹nflaat fiubesi’nde çal›fl›rken bize en yak›n olan Uluda¤ Kebapç›s› ile ilk tan›flmam oldu. Ö¤le yemeklerini her gün orada yerdik. O zamanlar Uluda¤ Kebapç›s› Denizciler caddesi giriflinde yer almaktayd›. Küçük bir dükkandan çal›fl›rken güzel havalarda sokakta kald›r›m üstüne tabure üstünde yemek yerdik. O günden beri kebapç›m›z›n lezzeti ve güzeli¤i de¤iflmedi. Bildi¤im kadar› ile ‹stanbul flubesini açt›lar. 71 YILSA GIDA T‹CARET LTD. fiT‹. “Sebzede tat, Hizmette kalite” TOPTANCI HAL NO:144 YEN‹MAHALLE - ANKARA Tel: 0312 341 36 45