1969 - Mülkiyeliler Birliği
Transkript
1969 - Mülkiyeliler Birliği
y- ^ é .4 * é » + + ♦ * * —»«; O M A r o -¿  à i t l u H î z C D a u O h L L U K I l ü í C A ZA Ğ 'A W , B4SIN» V A S A 1- A/?f A K .IM LA n/ÇPE R /t işte isi V L î R-İCİ » & '£ R f c İ U A* UZAKTAN t3 ÎR A H L A K .ve-TöPUlA. VAKINûAU o l madî Í/MUW / > U X 1/ £ 1/ £ - If'i'M J IB Iflİ f l-ll»'llüll-«J'W .IW im g Mülkiye Çartıurculuk, ve 8asma \%\er) k.O. adına, sahibi: "Tüm TüUap\ •T»' Hesul Vlisâör •. V^eriu *e\u . . . . "Yazı ^şlev\ M ücİOy'o ; 0 da kim k i? PlŞ . 1 Vır Ha bevVer Müt/ürü-. İç\ t\Wı de, ¿ışımı . „. Va\c/ı. z ıvır üaüiru ; Son H s z a ir; w o+o Ivır fcaşım bulamaç//k W\r Valla \i\eVAâfn/âft /(eVAâvctö ne ca m ra / ? fen: A/e ^ S â s ım /s \ e r i.- o K a z d a n ’m alacağız. Abone bur» »yi yasar $\ \>xzden , Ws Sizden •. Kârika-f'uAet': Zıvırcm ın iBak , \ş+e Y a z ıla r: fo -fo - ; 6bonesi ¿2 a sa n /Ş>-\e • ^ s s fı * p a ra d i oto DEKAN BABA DEDİ Kî . . . SEVGİLİ MÜLKİYELİLER ! Boykotla açıp, boykotla kapattığımız arada fiili durumla» pano savaşlarıyla, kitabe örnekleriyle süslemeyi de ihmal etmediğimiz bir ders yılını göz açıp kapayıncaya kadar sona erdirdik, îşte «Kazgan» mevsimi gelip çattı. Öhoö sınavlarda hocalarının el-enselerlne boyımlarım uzatacak sonra da bayat savaşı denen lamansız fırtınaya yakalarını kaptıracak olan, son sınıf öğrencilerimiz foazganda İçlerini boşaltmak, hocalarmı ve arkadaşlarını tatlı tatlı iğnelemek fırsatını bulacaklar. «K&zgaım kepimiz zevkle okuyacak, payımıza düşen taş ları hoş görü ile kabulleneceğiz. <*ergekten7 çevremize hoş görü ile bakabilmek yeteneğini kazanmamızda her birimize yardım cı olabilir se, «Kazgan» toplumsal görevlerinden başta, gelenini de yerin© ge tirmiş olacak. ■ «Kazgan» yazarîarma, çizerlerine ve okurlarına isten sevgiler su nar, devamlı mutluluk ve başarılar dilerim. Uhsn TJNAT S ABA NA Nuri aynım, gülüm efendim badem gözlü, elma yüzlü, katır inath, çelebi Şabanım. Şabancığım sana cevapta hakikaten geciktik. Se ne başında boykot sonuna doğru boykot, işgal, inişgal, bayram mayram, Anayasa, babayasa, o kadar meggulduk kİ sosların sayesinde aha mektebin son günü daÜa yeni yaptık show’u. Gülüm ve de Keleş Şabanım. Mektebi Mülkiyei Şahane bu sene derslere boy kot ile girdi. Gayet tatlı bir başlangıç oldu yani... Sağdan soldan, kuzey güney istikametinden gelen bil umum cereyanlardan-korunmak iğin kapadık biitüh kapılan oturduk içerde. * , B ir hafta .sonra sıhhatli, dinç ve de moralman tanelenmiş «boykoy yarıyor tüllaba» birinci sınıflarm kapılarında erkeklerin göz ucuyla, kızların biza tihi ölçüleri alınarak, yeni ineklerin sağılma, iş ver'me kapasiteleri yoklanarak ders yılına başlandı, ,Abi ayaklar, yunru§ak davrananlar, hızlı koşan lar çoğunlukla bozularak, kardeş havasında kantini yeni-kardeş ineklerine gösterm eğe bağladılar. Zaval lı iptidai derslere gayet hisli başladı boylece. Allah encamlarını hayır, hocalarını yedi veren kullardan eylesin. İkinci sınıfın tüllabı bu sene ne olduğunu anla madan sene sonunu buldular. Mete Tuncay’ın ve de Bülent Daver'in ikinci sınıf iptidaileri için iyi niyet gösterileri, boykot işgal ile karışınca o biçim bir yere düştüklerini anladılar ama aşağı tükürsen giden bi rinci sınıf, yukan tükürsen bakliyen üçüncü sınıf,. Namus belası girdik bu yere; Burdan geri dönülmez artık bu sene... diye ağlıya, sızbya ineklediler. Fakültenin.yeni yönetmeliğinin ilk kurbanlara üçüneü sınıflar, ilk kazığı Fakültenin dışından yediler, îdarî Şube’kazığa tepki boykot yaptı. Tüm .^fakülte kendilerini destekledi ise de saygı değer proflanm ız her zaman olduğu gibi bu işte de ağırlıklarım! koy dular,; İçişleri bakanlığı ile fakülte bir form ül bul dular da ProFIarımiz ağırlıklarım harcamaktan boyÎece kurtardılar. Gün olur lasım olur. Değil mi ya? Yardımcı ders, ek ders, seçimlik ders derken za~ vallr işletme Cumhur baba ile sabah akşam beraber ler,'İçtikleri su ayrı gitm iyor. Neyseki Ferman hoca mız bulunduğu mevkiin kapladığı saha ile mütenasip fermanlar çıkartmaktan boş vakit bulamıyor da tük ■lap biraz, nefes, alıyor. K’iTdantmg da dördüncü sınıftaki ablalarının kaaclmaktan sap olarak okulu terketmelerini bizzat miişahade ve tesbit etmenin, mutluluğu içinde gayet sew nÜ ve de cana, yakın. i : M E K .T U P Ya dördüncü sm ıf Şaban çığım , bir âlem. Alem, (oturak alemi değü) zaten festival komitesinin seçi mindeki festival üe bağladı. .'-''s. Doktrine açıkça aykırı dügen inek bayramı ançak kültür bayramı ile paralellik kazanır diyen «Mao’yu yiyemezsin, bana yamyam diyemezsin» adlı ki tabın yazan M. Ali Kıiıçbay ve ortaklan «Sosisler ve Sandoviçler ve Moskoviçler Ticarethanesi» mensup lar ıfestivaî komitesini ele geçirmek için elimizden geleni ardımıza koym ıyacağız; diyerek ortaya çıktı lar ama arkalan açıkta kaldı. Çok sıla ç&fîn cereyan dan (ba cereyan o cereyan değil) üşüttitklerlnden el» Isri bilmem nerelerinde ortaMctan kayboldular. Kulağımıza gelenlere göre çok kıllı olduğu için Tuğrul çok kasıntı olduğu için Cüneyt bu cereyandan üşütmeden f estıvat komitesine girdiler ama, doktrin, doktrin diye hasta olduklarından festival komitesi ra poru ile komiteden tüm ihraç olundular. Fonksiyonlarını, popülaritelerini, sempatilerini, büumum zamparalıklarım ve de başlarını! koyarak festival komitesine seçilen tüllabın içinde, kızlardan pop’s Zahide, San Cevza, sonradan Kamgan komite sinin en gaddar! ve yufka yürekli üyesi olan Keşe, îdare-i Yumuşak huy Oya, alın teri, ayak teri karışık oradan oraya, geziden albüme, albümden showa koş tular... Ya saplar gurubu,.. Bkstra'ekstra manyak, ağzı bozuk, showman İlber, en fonksiyonum diyenbaşkan Danacı, gezide Lâ tifin gözdesi Barba, gitar çalıyorum diye tavukları yumurtadan kesen Coşkun, A yı Nuri, keh keh Erol, gftşk’te garson ¿annedaip sipariş verilen Çefo, Sabisübyan kızlar hamisi Yankee, bıyıklarından dolayı «geliyor> diye anaların hergün çocuklarını korkut tukları Safçı, arabası, ile hava basan sonra’da. açık ta kalan yakışıklı Başçavuz, Laz Atillâ, allah iğin çok anaa çook çalıştılar* Kolumun köfjyetiae, kalemdeki mürekkebime, Aklımdaki herzelerime, K&zgaıı komitesinin yü rü suyu hürmetine» Sama tekrar yazmak imkânını bize bahşeden Bize reklâm vermek sesnayıEğmde bulunaı* bütün klglîere dîni Yedilerin hakkı, îsmâH Hakkı ve İspat Hakkı Yetimlerin başı İçin bize bu yıHa yedi ve yedi-., lerin üstünden mahrana Etmlyeeek proBann hakkı için... Çok şükür ysmıbbhn. Amin Şabancığım tabi dedin bu dua da.no? „Neme lâ* &m'gün olur, lâzım: olur. Devir değişti; Yeşil bayrak, uluyan kurt murt derken belli olmaz. Kurt d£qün de aklima geldi. Bu sene1ziyaretçilerimiz bir hayli faz la idi. Davetli değillerdi ise de Mülkiyeli kardeşlerin onlara tahtadan dolmalar şişeden tıkaçlar, .borudan dayanaklar takdim ettiler de... E v ' sahipliğinde ku sur etmediler. Zaten onlarda ne buldularsa onu yedi ler!... Olanlar'Fakültenin camlarına oldu. Zaten İda re kocatamâii inekciklerinin 15D Krg. hık plastik top larla kırdıkları cam lan yenilemece alıgîküda zor gelmedi onlara bu yenileme. înek Şabancığım, Sütunlu salonu merak ettiğini biliyorum. Sütunlu salon bitti bitecek ama o eski havayı yaratabilecekmi bilemem. Fakültenin eski tüllapları sütunlu salondan geçtikçe ortalığı bir ah vah sesleri kaplıyor. Valla haklılar Şabancığım. Sütunlu salonu yaptılar ama gel görld o banklar yok, sonracığıma o kızla? yok. Nerede o eski frikikler ve de goller... Şabancığım ■ sütunlu salon öyle de Fakültenin başka, yerleri çok mu düzgün, Al sana yur.t Suları akmıyor. Işığı gözleri bozuyor- Üç günlük yemekler saç tırnak ve de eski çoraplarla bezenmiş bir şekilde töllabm midelerini, bu düzen değinmelidir diyen sosya list bîr müsteçir de milletin ceplerini düzene sokuyor. Çaylar tabaksız ve kaçıksız geliyor. Bazen bîr çay kaşığına sıraya giren tüllabm manzarası ansam otur tup ağlatacak kadar hazin ve hüzün verici. Ortak mülkiyetin cari olduğu mülkîye de tek bagma oturup V^a-val ı StsTOKr rw« mK*wır M £.34? «AoRAffi «vOfcVtuA vg ! İ ‘ {' \ ağlıya cak bîr iskemle bile bulmak güç. B ir sandalye de tüîlap ikişer ikişer oturuyor. Masa da hakgetire. Komandolara hazırlık yapalım derken kantinde . ne masa kaldı ne iskemle. L a f aramızda , Şabancığım radyatörlerin üzerinde mini mini etekli, güzel, maksi eteHi cadaloz kızların oturması camlardan görünen manzarayı bir kat daha, güzelleştiriyor. ■ Şabancığım bir kaç kere kılıkdeğiştiren akvar-. yum bu safer de oda oda oldu. Tüîlap şimdi çalışı yor. MüîMyede yapılan yerlerin tekrardan onarılma-5« sı, sağlam yerlerin bozulup yeniden yapılması olarak* anlaşılıyor artık.., Tüîlap yağmurlu günlerde derslere pek itibar e t miyor. Nasıl olsa yağmurlu günlerde de binanın için de şemsîye ile oturuyoruz niçin dışarda ders yap mıyoruz diyorlar. Haklılar kardeşim ... Bina bulutlu havalarda bile delik... Şabânc’ğtm Festival Komitesinin en festival ça lışması iç gezi idi. Karamboîa getirilip üst üste ya pılan oylamalara rağmen, gayet namuslu, helâl' bir kontenjan, az‘ kız çok sap gibi tutarsız bir doktrin* ncticesi, neşeli eğlenceli, aşklı, danslı ve de beleşli ziyafetleri ile sıkı bir gezi oldu. L atif abi gayet latif bir şekilde idare etti geziyi... Ubungon yaptı .b a stır-, dı sert çıktı, yumuşak gitti, çömezi Şatıroğlu İle gar yet güzel, anlaşan abikardeş, hoca-talebe örneği ver di. Her şeye rağmen, denize düşmekten kurtarılan aile ocaklar!, alevlenen aşkları, eğlenceden, komalara girilen, yufka yüreklerin, omuzlarını ysstıV yapfck* lan geceleri, dedikoduları iîe iç gezicilerin gönlünde hasretle gidemiyenlerin hasetle anacaklarıöğünlerdi... Göıslfimmı tahtında ö kız!a beraber oturup, En büyük münasebetsizliği yapan İnek oğla înek Şaban în Lan Oradan. Hocaları anlatacağım Sana: Sana verebileceğim en güzel , haberim kMümtaz Abfnin profluğu. Hakkıyla ve de alnının teriyle -geç* ti koltuğa. Yakıştı da,,, (yakışıklıdır da kendileri)! Nermîn derslerinde Türkçe’sini geSşürmekl^'( î)J m eşgul... Ama baktıki olmayacak paneHer tertip-^l dip talebelere ders anlattırıyor. Tüîlap dersi dalmriyÎ| anladığı için .memnun, Nermin hoca’da- anlatadafml diye çırpınmaktan, kazganat doneler v e rm e k te n d ik tuHuğu İçin m e s t- t 'Neme lâzım talebelerinin bu çırpınmalarına da sene sonunda verdiği bol içkili kokteyl p a rtiile kar gılık verdi... verdi de sevgisini sempatisini gösterdi. i Ahmet abi bildiğin gibi yine sempatik. Dersler de' anlattığı konuları tahtada, şekillendirerek talebe nin derisi daha iyi kavramasına çalışıyor. Bir de arasıra,yoklama yapmasa çok daha sevilecek. Amerika’ya giden Reşat H oca’nm yerini mükemmelen doldurdu ğu herkes tarafından söyleniyor. '/ ■Şerif Mardin Hacımıza arkadaşlar sene sonu hediyesi bir yenikompresor vereceklermiş. A ra sıra kaçırdığı ders saatlerini, gösterir bir de kocaman çi zelge. Dersini şaşırıp yanlış sınıflara giriyor, ayrıca içerdeki hocayı zorla; çıkartıyormuş. Olur tabii za manla alışacak ama tüllap bir türlü alışamadı. Hal buki kerler kabusnameyi okuyup hamamda cima etmenin mahzarlarım „bile Siyasî Fikirler Târihi der sinde okudular. Hocalarım takdir edemediler hala... Yeni Merc&dez Benz arabası ile hocalara poz atan sevimli hocam ız Cahit Talaş son sınıfların en dikkatli dinlenen proflarmdan. Am a sınıfta onu tak dir edemeyip arkadaşından kalemtraş silgi gibi şey ler isteyip sınıfın huzur ve sükûnunu bozanlar hoca nın hışmından kurtulamıyorlar. FaJıir Ö.D.A-ÎJS. Müdürü olunca derslere arkası na bir- çömez daha katarak girmeğe başladı. Birinci . sınıfa iptidainin ve siyasî şubenin sert hocası Oralı dan ¡sonra sübyan asistan hep mütebessim Ömer'i hiç yanından ayırmaz oldu* ; Bülent ÎDaver P rof, olmanın heyecanım üstünden atamadı, sınıfta ders verirken talebeye m ikrofon atı yor. M ikrofon da atar göbek de, ne de olsa o pro fesör. Alenen talebenin altından da girer, üstünden de çıkar. Asıl mesele Mete'nin talebeye kargı iyi ni yetlerinden dolayı kendisine askerlik mesleğintd© biraz yontulması için müsaade verilmesinden son ra bu dersi vermeğe Bülent hoca’nin görevlendirilmiş olması. Şabancığım anladığın gibi burada hocaların ka> * bahati yok. Derste yar bir b:.. luk. Safa hocamız, yine talebenin sevgilisi, ders anIzttaşı meseleleri izah edişi,-yaptığı espriler, velhasıl herşeyiyle tüllabm kalbinde. Talebe de hocamın hak kını veriyor. îsmaü Türk Maliye dersinin nasıl ilgi : ile izlenmesinin yegâne sahibi mucidi ve müsebbibi ise BaHacıoğlu'da dersten adam kaçırmanın yegane tem silcisi...' Balta: hocanın İLâzca’sı, Gürsoy hocanın Fars ça’sı halâ .anlaşılamıyor. Turan Güneş dört İdarî tellaklarına derslerinde C.H.P. sinin yapısından, stratejisinden ve paşasın dan bahsederek hava basıyor. r 1 «Cumhurbaşkanına nasıl mektup götürdüm» isimîi resimli romanda baş rolü oynaması o haftaki mecmuanın ilgi ile izlenmesine sebep oldu. Aslında mektup muhtevasını gazetelerden sende öğrenmişsindir. Gazete deyince aklıma geldi. O hafta sonu gaze tesindeki Skandal adı altında basılan müstehcen (!) 6 resim ve edepli (î) yazılar bizim mektebe ait değil dir* Tekzip eder bir hafta sonraki gazeteyi sağlık veririm— Gerek kıyafet balosu Şabancığnn, gerek veda balosu gayet nezih, asil, kedepli, (edepsiz yerler örtü lü idi) geçti, ama her iki baloda da Neşe (!) yoktu. Nedense tutturdu gelmiyeceğim diye. Sen olsaydın «İşletme İktisadı» bile çalışıyor olsa gelirdi. Mıhçıoğlu hocamız çaktırmadan kitap yazıyor, ve bastırıyor. Bastırıyor kitabı, bastırıyor talebeye, dayan, dayanabilirden. Asistanlarımıza gelince... onlar bu sene tüm tüllabm sevgilisi oldular. Boykot yaptılar. Şabancığım yaa... Devir değişti artık, üzüm üzüme baka ba ka kararır demişler. Onlarda sevgili inek kardeşleri ne bakarak baştan çıkıyorlar. Tatlım, emin ol bir ay dan fazla ne seminer yaptık ne pratik kur. Tabii olan şey, haklı davalarında ahilerimizi desteklememizdi. (Haksızda olsalar desteklerdik y a ). Biz de bul duk. bir iki bahane başladık boykota, dedik ahiler arkanızdayız ( !) Avukatlık kanunu dedik (bizden iyi avukat mı olur) Kaymakamlığa almıyorlar bizi dedik, dedik oğlu dedik, vatan millet, Sakarya bağım sız mülkiye, sapsız basın yayın, neler istemedik ne, ler, boykotu döndürdük işgale, kırdık kapılan otur duk P rof, doçent koltuklarında. Bayağı rahatsız kar deşim. Nasıl olsa dedik, hocalarımız alışıktır bura larda oturmaya,, devrettik onlara yerlerini de bizde rahatladık Şabanciğım, onlarda;... B oykot falan filan derken girdik M ayıs ayma Şabanciğım az kalsın İnek bayramı yatıyordu. Deliye her gün bayram demişler, lialt etmişler. Biz üç gün yaptık (!), oldu. İdarili tellâklar ne kıyafet giyecek lerini bilemediler, hepsi tipsîz ve kıyafetsiz çıktılar. Neyseki ineği gezdirirken bir İstanbul efendileri ve hanımefendileri vardı da vaziyeti kurtardılar. Aşknda; onlara peştamal daha çok yakışırdı. Ama nem« lâzım en kibar ferman teîlakiyenîndL Fermanlarım manyak îlber yazdı, hem yazdı hem okudu hem de göbek attıd akurtardı namusunu teliâkiyenin. Boynuzluların bir çingen olmadıkları kalmıştı. Onu da oldular. Meğer mayalarında varmış bir çingenlik, öyle benimsediler ki sorma gitsin.. Fal baka lım bakla açalım gönlüne konan kuşu söyliyeyim , at ulan teklik diye yayıldılar otlağa.... Eser denen bir kipti ( !) yi başlarına geçirdiler, teliâkiyenin Zehir Kafiyesi, Cevza'nın koruyucusu «Teşkilât» Kiirşat ile kapıştırdılar. Daha kimin kazandığı anlaşılama dan kTrk yılın bası, nasıl olmuşsa Mülkiyeye girmiş hakiki kraliçeleri ve o kraliçeye yakışm ıyan..; tipsiz züppeler ,çıktılar. Geçen sene yapılan (gentlemen agreement» rağmen sona kalmanın verdiği fahathkîa verdi eriştird iler, çamurlarını attılar. Mübarek ça-> murda değil, kendi mayalarıydı. Kınlan ayaklar öyle yaptırılır sandılar herhalde... Sonunda yürüyüş günü geldi çattı. Kimi yürü meyin, basılırsınız dedi, kimi yürüyeceğim dedi ve yürüdük. Şükürler ölsün başımız gözümüz yâraîma,dan yürüdük. O semiz (!) İneğimiz ile salma salma yürüdük. .İnek olmadığı muhakkak sana hjç benze miyordu çünkü Şabancağım, yan yolda, yetiden dana ile bandosuz, korosuz ve de flâmasız boî fruko (I) ile sulandırılmış ciddi bir yürüyüştü o ... Kızdayı birbirine kattık. A r aşıra «Mülkiye^, «Yaşasın Türkiye», «ön ce Mülkiye - sonra TÜrldye» diye faîan bağırdıkta bizim geçtiğimizi (ayıp olmasın kabilinden) bildirdik etrafa... Şabanciğım bu cur cuna içinde sana daha evvel bahsettiğim o nezih ba loyu yaptık. Aslını sorarsan o ham hum şaralop yaptığımız balo için bir yorulduk bir yorulduk ki sorma. Ama en çok hocalarımızın peşinden koştuk? Kopan ipleri bağl’yalım, arayı ısıtalım dedik, lâkin anla,salamadık, atlatıldık, eski mülkiyelilik ruhunu canlandıramadık. Dilerim Şabanciğım, ilerikî yıllarda sen b a ş a r ır s ın bunu. Nasıl mı atlattı hocalar bizi? Kiminin bebesine bakacak yokmuş, kimi hayırlı Jg görecek, yuva ku racakmış da g^lemiyecekmi?. Kimi de kibrit satıc'sına benzetti bizi. Oysa vallahi balo biletiydi sattığı n ız. Ama en çok Daver hocaya kırıldık. Geçen senekiler candı da biz pathcanmıydık. O bile gelmedi baloya, kulağına fısıldıyayım neye gelmedi biliyor mu sun? Oryentnl dansöz yoktu da ondan işte. Velhasıl vodetsiz, kuru yemekli, gelişi gidişi ka zak eğlencesi az nesih bir geee oldu. Dekan bile şaş tı bu işe... Ş-ibancığım şurayı söylemeden geç^miyeceğim. Sakin ve de pok efendi kibar dekanımız gece nin tek hocası idi. Geceyi şereflendirerek di^er ho caların namusunu kurtardı, tüm talebenin sempati sinin ne kadar haklı olduğunu gösterdi. Aman gözüm Şabanciğım, fCtmi dedi, eteği kısa, kimi dedi boyu kısa.,;. Bu sefer de dansözü beğenmedüer. Kimler yoktu ki bu show’da, herkes vardı. Alâattin bile vardı* Ama ha la Adam ( !) olamadığını ortaya koydu N ezih-seçik ve de kopuk olacağı ba§tan büdirüen bu gece - için Nermin hocamız tutmuş, Adam’rn birinin ortaya şaapar gibi yumurtladığı fıkraya dokuntnamıg da «bu demiş» -«oryental» demiş «gayet rezü bir şeydi». Neyse' bası m eselelerde' neyin nezih» neyin rezil olduğunu talebe daha iyi anlıyor. Dedim ya onlar p rof biz tüllap. Tüm tüllabm sevgüisi» fahrî avukat, bilumum hakların savunucusu, ‘ komandolardan koruyucusu» A ksoy hoca; bu show ; demiş, «bizim için açık, Bü lent için kapalı idi* Elbette der. Gelirsen S!ıow’a Imnımla, Atansın çamura bekam Bülent hoca kaşandığı şarabı kimle İçeceğin! söylemedi ama «güzel bir kızla» diyip bütiln kızların yüreğini oynattı. Kalp oynatmakta usta, olduğuna hiç şüphe yok hocamızın.. Lâtif hoca ilk defa tüllabm not tutm adığı-' bfif konuşma (kazgancüar done’ler ( !) çıkar mı -diye not tuttular) yaptı. Fehmi hoca kalabalık bir sınıfa ders verememenin üzüntüsünü, belirtti. (Halbuki, kü-.lağımıza gelenlere göre. 3*5 kişilik sınıflarda imti han kâğıdı okumak kolay oluyorm uş). Selıa hocamsz bütün tüllabm sevgilisi ve de ho caların' efendisi olduğunu ismi •oktmun<ia ispat Cİ> ti. O ne alkıştı Şabanciğım görecektin. Aynı- aîkıgı Reisoğlu hocamız da aldı. Allah onlan politikacı!arrn kem gözünden bizi de ekimden’ korusun. Deniz Baykal doçentlik tezine benzer anlamsis bîr konuşma yaptı. Mehmet Selik de ondan geri .ol madığını ispat etti. Fakat bu sene dans dersi ver mediğini söyîiyen Aziz bey hiç hareket etmeden ko nulması İle, şîkı bir klarinet solo’nun.üstiine konuşup* dikli ati hemen üstüne çekmesini büen sevgili Deka nımız gecenin yıldızı idiler. ¿er qfr<üwi*A^ • gLSr-<îT2*±ffli 'PreA. Aldın. durnr (varsa) Kalbin dnrm&z Bîz bir halt ettik: Hoealan Shotç’a getirmenin yolları dedik seçtik, SereneHa Oryentall getirdik show?a (Devamı sayfa 63 da) DÖRT YİUDA NE YAPTILAR? Şiir .ER'KÖK Kemal DANACî •OyaÇİTÇÎ t Hocalardan azar işitti : Hep aşık oldu. : Sevdiklerine müdafiiik yap ta. ÎAlâaddin KAYEHÂN : Harem amalığı Nurcan TO K A R ' î Son yıl azıttı. Necip. Bağlı : Hüdaverdilik Eürşat YUNUS : Polislik NBıal .-SAVAŞKAN : Turizm Demeğinden gık* i "i !''■+•'■ ■ ' . maz oldu. k ira t y a v u z : 6 yılda 66 kere nişanlandı, Mustafa SEYMAN ; Sadece okudu, Cevza tJKAS i Kantinde oturdu Sedat B ttlK î Kantinde tur attı Osman:TOESOAN, . ı Sırayı ( !) dizdi. Özkan Öney • ■ t Komerlik Cevza ÇAKIL : Kahkahalar attı. . Mete TUNÇOKU . : Proflara yağ çekti, ; Deniz? ÖNDER ' s Saçını uzattı Ut çaldı AlJ& san AYÇÎN •Bartiaros ÖKUMUŞ Sarktı Meftaa YUİlİ>AÎ5'Ülı Beleşçilik Sırıttı "E ^ O K Y A Y Seyü''ARSSN Sigara içti Mazürnr İm foU ÂOO U V Orta okulların çıkış zille rini ezberledi, ChSia^SAGCİl Plâk listesi yaptı, M|AH KIHÜTEAY Ukalalık etti Mehmet KARAKAŞ Sübyancıîık ffiBLBAŞKAÎd İnekledi Erçin' ODMAN Şaklabanlık Mesut 'M EG AM Cam çerçeve yedi Boş derslerde bile profîann gelmesini bekledi A tiöâ ' TÜMER ‘ i Türkçe öğrendi Erten KOLOÖLU : Tatava yaptı 'Sevem.BİGE TÜEKEŞ : Bir türlü derslere yetişe medi Nûrî EREL : Paçoz kızlara dadılık yap tı. î Teksir yedi Kemal KABATAŞ OMıan î Resim yaptı ve İstanbul’u Öjdecü faciSARAÇOĞLU î Kendine çeki düzen vere medi , : Latife asistan oldu* Kadir SATIR ü GLU Mehmet BAŞÇAVUŞ-' ; Şarapçılık OĞLU ' Çetin K ASABAN : Köşkte garsonluk Coşkun <SÜNHAN : Konuştu (!) Atilla KOÇ . : îbadet ettt Rasim3SNGMDENİS î Kerestecilik Fatoş BİLM EN . s Geç kaldı. t Voleybol takımını rezü et Mete AYSAL ti S KIZLARA ÇAĞRI Gel, ne olursan ol, yine gel, îster kolejli, ister liseli, çirkinde olsan, yine Bizim kantinimiz saplar dergahıdır, Yüz kere dul olsanda, yine gcL NİÇİN BAKTIN BANA BÖYLE,. TREN MİYİM YOKSA SÖYLE-. LÂTİ F B İ R GEZİ Evet, gezimiz lâtif bir gezi idi. Ama hareket sa atine kadar, yine şahanede çalkalanmıştı, «şike» sö' ziL Aslında bu tür söylentilere alışılmıştı, fakat bu •senenin fes-kom’culan hiç şike yapılmayacak» gibi acaip bir karar atmışlardı. Tabii bu lâfa Basm-YayınMar bile güldü. Aslında, doğru söylüyorlardı. Hem bu suretle gelmiş geşmiş en festim ! feskom-cular ol duklarım da göstermek istiyorlardı, (zaten bu iddi alarını daha sonraki günlerde bütün tüllâbı festi valden çok, festival için yaptıkları çalışmalara gül dürerek' ispat ettiler y a )... Aslında, hızlı kazgan mu habirlerinin kulağına geziye gitmek isteyen, bütün fes-komcuları içine alacak kadar bir kontenjanın ge zi listesine dahil edilmiş olduğu,iîsîlâsmruştı. Fakat bu numarayı yutan bir takım uyanık (I) züppe ve tellâğın kaba kuvvete kadap-varan Mülkiyeperver di renişleri nedeniyle, gezi komitesi» onların bildiği tür deki şikenin de yapılmasına karar, verdi. Cemiyetin de sempati boykotu yapmak suretiyle yaptığı yar dımla, so n gün boşalan fakültenin, duvarlarına ye dek listeler asılarak, gezi günü 40 kişilik' otobüsle kura ile 21 kişinin götürülmesi başarı ile sağlandı. Gezi eski senelere göre daha erken (.3 Şubat) b&şlafrldı. Tabii orta dereceli okullar henüz tatile girmedikleri için, ziyaret edilen- şehirlerde gayet ucuz fiyatlarla (!) otellerde.kalmak zorunda kaimdi. Daha 3- gün cepteki paraların yarısının harcanması ile orantılı olarak gezicil ere karşı duyulan sempati de artmağa bağladı. . Fakat bu akımdan etküenmiyen Lâle, Kadir, Safer vs. gibi bir takımtipler; Fam pul hepsi y a to , tlîmdlr İnsanda kalan , Bayası kitaba inekliğini dayıan! felsefesi uyarınca daha otobüs hareket eder etmez, çalışmaya banladılar. Bu soylu davranışları arka sı ralarda oturan arkadaşlarını o kadar etlrilediki, der hal (gezinin en büyüle şikesi olan) mezunlardan Kuş Yurtkcnm eşliğinde fasıllara banlayarak, ruhlarına, gıda erg ekte etme, çabasına giriştiler. Hele yarım sa at geçipte lâ t if Abiden gizli arkaya yığılm ış olan kanyak şişeleri de acümca (Önde oturanların kokuyu farkedip «yahu, bu otobüsün benzini de ne acaip ko kuyor» diye birbirlerine sormalarına rağmen.) millet İyice neşesini buldu. Eski şehirde ilk «acaip kokulu benzin» takviyesi vjn duraklamadan sonra programa göre 3 saat rötarla Bursa’ya varıldı. Kızlar, Bursa Kız îlk öğretmen okulu revirinde kaldılar. Bu arada- 8 valizi taşımak için otobüsteki bütün erkeklerin celtilmenlik yarışma girmeleri, bu arada Barbarosla K e mal’in hemencecik takım elbi selerini giyip «durun, biz müdürle görüşeceğiz diye rek okula girme teşebbüsleri gözden kaçmadı. An cak okul müdürünün sıkı güvenlik tedbirleri yüzün den» kızlara ancak uzaktan el sallanabildi. Program gereğince bir tajagn. f a r ikaların, ğezi- * leceğini öğrenen arkadaşlar, bp. zevkten bütün; arka daşlarımız faydalansın düşünçfesiyle o sırada; etrafa dağılmış olan diğer ^kadaşlarmı. topî^aya,^çıktîlar. ' Kapı ■arkalarına saklanmış ola^ı arkadaşların.; ¡bir .saat gecikmesine rağmen toplanajmaraası üzerin^ (^ k i şi hariç) L âtif ahi ilk ültimatohıu çekti. bir«höööt». dedi. ; ' •: v; • Uludağ’da bütün arkadaşlar -TJludağlar,._4 mnanlı olur, diyerek kafaları bir iyice dumanladılar,. .Ve o hîzla ortaya fırlayan Gevza ile B a rb a ros^ ^ Ö b ek atma gösterileri ilgi ile izlendi.; Bu aradk gııruptaTda ilk ayak atma belirtileri başgosterdi. Tek bir -kıza bütün gücü ile bastıranların yanısıra «hangisirolsa olur», diyerek birkaçına birden bastıranlarda,; yar^ dı (M. Başçavu^oğlu). Gcceki diskotek safasmda; en dikkati çeken üç şey; Yahm-Nurcan’in kardeşçepîiî* arkadaşlığa olan sıkı temayülleri, L âtif ■H ocanm jbia daha; ölmedik diyen (aşın izdiham sebebiyle ;kİ3 İari sıraya girme mecburiyetinde bırakan sık; ıdahsl&ri) • ve de Zekieüm. Ya, Zeki Müren de oradaydı;" TSm tüllâp, beraber resim çektireceğiz diye adame’nirı ü-‘ zerine çullanınca, Zekiciimin başının. etrafi ortasma. (kelek) konmuş karpuz: sergisine ' döndü. .DiskoMa hızlı dansları ile Hülya, Yurtkan, Oya ve A ysel dik“, katleri çekdiler. Şamata ışıkların sönmesine rağmen gecenin 3 üne kadar otelin bir odasında da devam et« ti. Sabahın 5,5 unda ise «haydi geç ka hyoruz» diys uyandmİmaiarı işgüzarlık tarihine geçecek bir •olay kabul edilerek takdirle karşılandı. • ! i -;' f * Çanakkalede gördüğümüz yakm ilgi karşısında» (herhalde ilk defa gidildiği için) çaybardakîkrında domates ve ayva suyu ikram edilirken L âtif'abim iz' bütün gurubun hislerine tercüman oldu. Ve. domates suyu dolu gaybardağım «şerefinize, vali bey efendi hazretleri» diye kaldırarak bizleri son derece muthı kıldı. Bu arada bir paşa efendinin dehâ kırıntıları ile dolu siyasî konuşmasında yaptığı ukalâlıklar bile» hakiki mülkiyeli vali (Celâlettin Tüfekçi) ağabeyimi zin tatlı yakınlığı kargısında farkedilm edi bile, öyle* ki bu yakınlık, yazın bedeva kamp yeri ve tüm tellak ların maiyet memurluklarını yanında * yapmalarını teklife kadar varmıştı. Çanakkaleden ayrılmadan Önce, birtakım kale lerde türlü-çeşitli fotoğraflar çektirilerek,- açığa vunılamıyan birtakım arzuların izharından sonra Truva’ya gidildi. Burada arka tarafın azgınlan, ikilik oîuyor gerekçesiyle otobüsün ön kısmını işgal ettiler. Fakat Lâtif abi ve kelekasyonun hiç ümit etmedikler ri kadar olgun bir şekilde hiçbir şey söylemeden ar kaya oturmaları onları mosmor etti. Bu arada Truvayı da, gezemedikleri için «biz taş-toprak gezecek kadar enayimiyiz» diyerek en büyük enayiliği yaptı lar. Î 2nmr’e gelmeden evvel Bergama’ya da uğrandı. Bu sebeple ancak hava karardıktan, sonra İzmir!«, vanlabildi. Hemen de gezi sonuna kA.daj<. unutulma§ ’ 'ÂT YE KELEBEK KOMPÜZB3YOOT (Geziden) yam' aksaklıklar ve ilgisizlikle karşılaşıldı. Bütün ka pıları kitlenmiş ve nöbetçi memurun dahi bulunama dığı-hükümet binasının etrafında kebapçı kedileri gi bi dolaşan yorgun gençlik, çeşitli yerlere edilen te lefonlardan sonra kalacağı yeri öğrenebildi* Fakat taa Bomavanın ilerilerinde karanlıklar içindeki yol larda'kalkacak yurtları bulmakta uzun zaman alın ca» sinirler iyice gerildi. Milletin bir kısmı boş cep lerine ve uzun yollarına bakmadan otelde kalalım fa lan: gibi'saçmalamaya başlamışlardı ki, aîlahtan kıs yurdu bulundu. Yurt ki ne yurt, tüm pencerelerinde ker tip pijama ve gecelikleriyle kızlan gören oğlanlar da ne yorgunluk kaldı ne açlık, kızlann bavulunu ta nıyacağız diye neredeyse otobüsü de sırtlayıp yurda taşıyacaklardı. Bu arada bazı idareci arkadaşların çırf. arkadaşlarının rahatından emin olabilmek 1için ¿dalan kontrola kalkışmaları ve b unu gören diğerîerînin iyi niyet gösterilerine ve dolayısıyla yurt mü diresinin: ertesi gün, valiye; yurdu sarhoşlar bastı* geklinde hiçte avrupai olmayan şikâyetlerine yol aç;tL Erkeklerin kaldığı yer ire daha, da biruzaktı. Fa;kat neme lâzım yurt idarecilerinin haklarını yeme m eli/ birbuçuk soatçık sırada bekliyerek alrnabüen ¡(parayla) yağda kızarmış yumurta, ve biraz ekmekle .karınlarını patlayıncaya kadar doyuran gençliğimize büyük ilgi gösterildi, ve kendileri taşımaları şartıyla gece saat 12 den sonra çarşaf ve bilumum malzeme yerildi.’ • | ; Sabahın köründe «vali beye geç kalacağız» avazelen ile apar topar kaldırılan tüllâb îzmır’e inildik ten; sonra valiyi ziyaretin (sadece 5 kişi) saat' 11 de pîacağım Öğleye kadar serbest olduklarını Öğrenince gezicilere yorgunluklarına rağmen büyük bir hararet le; ('!); teşekkür etmeyi ihmal etmediler. Hatta o kadarM -bu teşekkürlere ziyaretçi gurubun gidişinden sonra da arkalarından devam etmişler. m Ğeİejim Vaİi ^en^iye; bir gün evvel Ankara^da Sükândan yediği haşlamanın acısını -çıkardı. Herne» dense, valinin yanına girdikten biraz sonra bütün gurubun aklına aynı anda «deve dikeni yutmuş şey» misali gelivermiş. Bu pek sevimli ve de eski’ mülki yeli valimiz kendisine karşı duyulan aşırı sempatiyi artırmak. için, insan azmam çömezine; «misafirleri' 5 dakika sonra Osman Kibar bey kabul edecek» de dirterek, kibarca kapıyı gösterince ziyaretçi guruba endişe içinde-Asfalt Osman’ın yolunu tutmaktan baş ka çare kalmamıştı. Fakat, Osmancık, hiçte korkul duğu gibi çıkmadı. Sağını, solunu boşver (kendisinin söylediğine göre terzisi bilirmiş) esaslı adam, Aman efendim, o ne muhabbet, o ne tatlı dil, (yalnız ucu bazen sivri) Zafer’in saçlarından başlayıp Ayşe'nin' gözlerine çıktı. Bu arada Ayşe'nin kendisine «Ho cam» diye hitapetmeşi üzerine «ben hoca değilim ama imamım nihâh kıyarım, gel şeninde nikâhın ıkıya-yım, hem sende bu güzellik varken, bana çabuk ge lirsin» demoyide ihmal etmedi. Lâtif de fırsat bul dukça bol esprili ciddi protokol konuşmalarını ara lara sıkıştırmadan bırakmadı. Bu sohbetten bizim kadar hoşlanan Asfalt Osman ertesi gece için bele diyenin, fuardaki «Benelux» gazinosuna davet etti. Gazinonun ismindeki «Lızx»e kanan bizim kerler, büyük bir şevkle bu daveti kabul ettilerse de, bunu' guruba kasıla kasıla anlatırken* İzmirlilerin feryadı ile karşılaşınca ne olduğunu şaşırdılar.' Öğleden son ra Kuşadası ve. Efes gezildi. Ha unutmadan söyleyim, bütün gezi boyunca, herdurulan yerde geciken ve oto büs kalkarken şaapması gelen Hülya’ya ve refakat çisi Alâattin’e bir ceza verildi, otobüs onlar gelmeden hareket ettirilerek İzmir’de bırakıldılar. (Dönüşte Alâattin ağza kulaklarında, ceza verilmesinden dola yı çıkıştı...!) Kuşadası’nda Kemal’in çamura bulanıp daha da kararması sebebiyle ve Eceste bir tiyatro kalıntısın da, Aysel'in en yüksek noktaya çıkarak şarkı söy lemesini isteyen arkadaşlarına nedeni meçhul aniden kızrvermeleri, Meryem Ana5da Zaferin Papaza yap tığı tercümanlığın hoş etkisi ile geçiverdi. Ertesi gece, «biz oraya gitmeyiz» diye bütün gu rup kafa tutmalarına rağmen (bilhassa Yalım-Nurcan çifti) gece İzmir'de bulunan bazı mülkiyeli ahûlarmda geleceğinin duyulmasından mıdır, yoksa Bar baros'un öğlenkı sert cezasının (!) etkisinden midir bilinmez, tam tak?m halinde Benelux’e gidildi Latif abi buna çok sevindi ve gezi harici 3 kişinin daha gu ruba iltihak arzularını kabul etti. Sabah Denizli’ye doğru tam vaktinde hareket edilmesine rağmen, yolda Kuyucak’ta deve güreşleri olduğu haberi gelince bi takım kerîer «illaki de görecez» diye tutturdular, (sanki hergün aralarındaki develeri görmüyorlarmış gibi...) Hay tutturamaz ci laydılar, Kel Ahmet; lokman hekimin tavsiyesiymiş azgın tülülerin ağızlarından saçtıklan köpüklerle ka fama tedavi yapacağım diye di retir, Şatıroğlu’nun —■oğlum, senin derdin vitrinde değil, dükkânın için de, boşuna uğraşma! şeklindeki İkazlarına rağmen inadından vazgeçmemesi bir yandan, alışkanlıktan olacak içimizden bazılarının develerle samimiyet kur ma, yanak yanağa resim çektirmek gibi arzularında ki aşın İsrarları bir yandan, başta Lâtif Ahimiz ol mak üzere tüm idarecilere yürek seîânik dedirtti Neysek! güreşleri tertip edenlerin, akşama kadar ka lırsanız bilet parası alırız, demeleri sayesinde otobüse tekrar doluştuk.-Denizli’ye 1,5 saat rötarla girdiği mizde sevimli vali muavini ve rehberimiz olacak olan üse.müdürü, pürtelâş bizi bekler bulduk. Hemen Pamukkaleye ç’kıldı, Fakat öğlen yemeğinde yenilen bal - kaymak - ceviz’den müteşekkil tatlının içlerini ısıcak etmesi neticesi, bütün çocuklar serinleyebilmek için kuytu köşelere kaçıştılar (!). Bu arada mahut tatlıdan 2 porsiyon yiyen Kemal «Kaçma benden gü ze! kuşum» şarkısı eşliğinde, bir eşeği en samimi İliş lerle kovalamaya başlayınca, çocuklar zavallı eşşekciği kurtarmanın yolunu Kemal'i havuza atmakta bul* duîar. Bu arada mayolarım yanlarına almış olan 8 sert erkek ve de kızlan temsilen Nurcan havuz göste rileri yaptılarsa da, çok geçmeden herhalde havuz ke narında palto ile oturan arkadaşlarının, etkisi üe ola cak sudan burunlarını dahi çıkaramaz oldular. Çıka ranlar ise, ertesi gün eczanelere doldular. Vali’nin verdiği 5 çayı oldukça; neşeli g eçti Hı rını alamayanlar gece ma.jestik meyhanesini kapata rak sabahlara kadar içtiler, şarkılar söylediler, göbsk attılar, ağladılar ve herbi naneyi yiyerek Deniz lilerin çok renkli .bir gece geçirmelerini sağladılar. Hele kız yurdunun müdiresi herhalde ö geceyi hiç unutmaz. Gelelim Antalya'ya o nş biçim şehirmiş öyle, ye - İÇ bedava, gez - dolaş b-sdeva, ya.t - kalk bedeva, her sene bedevadan sınıf geçmeye alışmış mülkiyelile re bile bu kadar bedevactfık fazla geldi de, M. Kara* kaş, «Yahu,, ayıp oluyor, birazda kendi paramızla ye mek yesek* deyiverdi. îşin aslında bu candan misa firperverliğin nedenini oğlu Fakültemizde okuyan es ki mülkiyeli vali Nusret Erman’a mahdum beyle (Demir), yeni mezun kürt Erşan ve Kaplumbağa Yakup’ım etkilerinde aramak hiçte haksızhk olmaz. Eh! az değildi yani 3 günde 6 öğün ziyafet. Tabi bu arada, Antalya Belediye başkanmm «öğ len size bir ziyafet vermek İsterdim, ama vali bey üzülmeyin, sizde akşama verirsiniz sözleri Üe adam cağızın gönlünü hoş edip, pek de sevindirdiler (I). ÖğlenM ziyafetten önce yapılan motor gezisinde; tüm tüllâp ğrantuvaîet bol ütülü, cicileri Üe motora binmek zorunda kaldıklarından hiçbiri oturmayıp, yeni gelinler gibi motorun ortasında, dikilerek çevre den çok, birbirlerinin suratlarının manzarasını sey rettiler. Tabii bundan ziyadesi ile memnun olan bazı çiftlerin ve en mahmur bakışları ile klârk çeken ve de çektiren teklerin varlığı saklanamaz. !Bu arada, gezinin başından beri «eskikulağı kesiklerden» ayak ların da kız - erkek- ilişkilerinde tevziier yapmağa ça lışan Nihat’ın «ülen burası benim memleket», diye , başlayan ve en tatlı gülücükleri ile dolu sohbetlerle kızlara yaklaştığı görüldü. O saatlerin Nihat için ve kızlarımız üçin (!) gezinin en tatlı anlan olduğu mu hakkaktı. Lâtif abi de zümrüt yeşili manzaranın can landırdığı tabiat aşkı ile desteklenen hocalık aşkının alevlenmesi Üe arkadaşlara aJmanca pratik yaptırmak la? çalıştı. Takat bu aşın çalışma. Lâiif* ahimizi pek -yordiı,ve zaman zaman vücudunun ¿e r bir yeri kızarmayave kaşınmaya başladı. Önceleri korkup iğne*- filan, yaptırdıysa da,'sonradan bazı ¿atımların kırmızı kır mızı yanakları ile pek lâtif olduğunu söylemeleri üze*: rine, tedaviden vaz geçti. \ ■ ■ . > •' Alanya'ya fu l kadro giden takım, en son ziya ret yeri olan kaleye- sıra geldiğinde bir minibüsü bile dolduramıya cak kadar az kakhıştı. Cevza^ gibi* De mir ve Kürt Erşanla öğleden akşama kadar bazı dost ların ziyaretine giden mazeretlilerin ( !) yanı'. sırahızlı pişticilerden müteşekkil kaçaklar gurubu, gece ki kaymakamın ziyafetinde, tekrar tam kadro arz-J endam ederek, AlanyalIlara ndzaket örneği ^verdiler. AlanyalIlara verilen şeyler bu kadarla da kalmadı. Kel Ömer, geçirdiği bir shake krizi sonucu kaymaka ma alnından bir öpücük, Cevza, değme dansöze taş çıkartacak çalkalamaları ile tüıiı kalplere çarpıntı, ve. Baş solist Aysel idaresinde bütün gurubun söylediği şarkılar ise‘ camcılara büyük ümitler veriyordu. K a y -. makam ise bunlara Lâtif'in kaldırdığı boş kadehlere, doluları ile ve her hoşuna giden şey için bir tabak do-/ hısu muz vererek karşılık veriyordu. Gecenin yorgunluğu ile Mersin yolunda fteVkez'-’ ' uyukluyordu. Biraz olsun neşelenebilmek için "fıkra anlatılmaya başlanmıştı ki, Coşkun, Manavgat.' kay- ‘ makamıma anlattığı bir fıkrayı nakletti. Fıkra şöy le idi; Doğuda bir kasabaya bir adam gelir. Bir tarikat -, ortaya atar. Buna göre kadın erkeğin omuzlarından,, erkekte kadının göğüslerinden tutarak oldukları'yer« de dönerler. Ve böylece nefslerini terbiye etmeğe ça lışırlarmış. Tabii işin sonu bir çalılığın dibinde biter», miş. MAKil.. MıNl UZi,RîjmA£( Coşkun, bu olayı anlatır anlatmaz, Cevza’nın bji-; yük bir heyecanla; «aman çocuklar bu kasaba, nere?r deymiş?» diye yerinden fırlamadı tabiiki kimsede uy-r ku falan bırakmadı. Antalya beleşçüeri, Mersin’i hiç sevmediler. Mül* kiyeli Vali Muavini ancak yatılacak'yer işini ayarlı-' yabilmigti. Hele, lokantalarda faturaların: hep çift porsiyon gelmesi «aklimızda enayi mî yazıyor» cinsinden sorulara sebep oldu. Buna birde, mülkiye se-: ver Mersinlüerîn »Dinsizin hakkından, imansız gelir,; söyleyin «çekinmeyin» -şeklindeki teşvikleri’Üe h e r g i-' İt ^ I ^ ^ ^ ö iy s p ıîa a gara'. .«?X>urumu:,lcu#axmakıiçin -- gezi kaymakamı-: ziyafet verecekortalığı yumuşattı işe de.Silifke’de «sar^erekç^i ile alkarna dolaştırılan çayırİar^e tayırjiar «Adana, Adana, güzel Adana» marşım "gönün parçası haline getirdi, . r ^Jjlpataradfeı gidilen cennet - cehennemde, geziciesn etin merdivenleri yüzünden (bir ke tini ' saydığına, göre 785 basamakmış-) Cehennemlik olmayalrazı. oluyorlardı. . <3ece yapacak birşey bulamayan erkekler yatş&? hanede gayga-i mindşri& provasını yaptılar. Sonuçta dört azgından Barbaros’un kafası, delindi. Yurtkanın omzu ezildi, Şadi’nin parmağı incindi* Kemâîise teş bih böceğine döndü. Fakat yine de en zararlı foto -ı koksal çıktı. Gürültüye rağmen, derin bir uykuya daldığı sırada, Yurtkan kazara kanuna basınca, uy-, kusu başına sıçradı. Bu sebeple küçüklükteki hasta lığı nükseden Koksal 3 gün altına bez tutmak zorun da kaldı. Son gece ise Adanalı büyük aşkının kendisine yüzvermemesine içerleyen Rasim geziyi terketti. Adana’ya;büyük bir sevinç içerisinde kapağı atan gurup, kendilerinin, bando refakatinde milyon er|l^|tarafmdan karşılanacaklarmış gayetten mütevazı fbirf geküde bekliyorlardı.r Fakat, kendilerini sadece IhÎejrecanlı: bir vaîi muavini (heyecanının eve geç kal|m#x"3cofkusundan -olduğu sonradan anlatıldı) karşıliîayıp^liemen yurtlara posta edince ilkşoğuk duşu al§dı|aiY;; Geçen «seneki guruba ziyafetler veren zengin« perden hiçbirinin Adana’da bulunmaması ise 2. ci sodu^lpldu. Fakat hiçbir «agelin yıldıramadığı mül^kiyeU^gençler burada da kendilerini gösterdiler. Beifediye .reisine program dışı bir ziyaret (en utangaçlarbir gurupla' (İ) yaptırıldı. «Beceriksizler, ;uyuşuMarbari buradan bir ziyaret koparın» teranelerLj|e, uğurlanan gurup, ..reise bunu hafifçe ima ettiîeıv. Meselâ,. Nurcan-; «aman efendim Antalya’daki 'İdarecilere hayran kaldık. Neydi o misafirperverlik, !yatacak yerimiz gayet iyiydi, her günde ziyafet ver* :dilery;;Doğrusu Şuradan da memnunuz yatacak yeriimiz-gayet-iyi...} diyerek, sözlerini tam yerinde kefiyordu. Fakat bunlar bile fayda etmedi. Gezi prog ramım-öğrenen belediye, reisi sonrada gönderdiği ha berle Âdana’dan ayrıldığımız günün ertesi gün için ziyafete davet ediyordu. (Tabii bizde, İskenderun'dan Ankara’ya dönerken Ad ana’dan geçeceğimizi bu ara da »yafetlerine icabet edeceğimizi bildirerek bu ya* nşmada yine üstünlüğün bizde kalmasına sağladık.) İskenderun'a iner inmez erkekler Ankara'dan" beri hayali ile yaşadıkları Belen ve Soğuk oluğ’a he men çıkarak geceyi orada geçirmek' istedikler. Fakat kaymakamdan, yeni gelen enmiye tamirinin oradaki otelleri sıkı bir kontrola tabi tuttuğunu, Soğuk olu ğun o pek meşhur şöhretine halel getirdiğini duyunca kuyruğu yolunmuş spenç horozlarına döndüler.' Kız•gıdıkları iîe ağaç sevgileri bir araya gelince, ertesi * gün gidilen ziraatin-bahçesinde, hırslarından ağaçla ra saldıran gençler, onların bu kadar yük taşımaları-, na gönülleri razı olmaymca çaktırmadan ağaçlan ha fifletiverdiler. Gece Hüîya'nm yaş günü oldukça ne şeli bir şekilde kutlandı. Günler oldukça boş geçti. Bir gurup baraja gitt i Bazıları" kahvede pişti oynayarak mali durumunu düzeltmeye çalışırken, bazıları da «Mavi Köşemde pasta ve çay ile moralini düzeltmeye Çalışıyordu. Bir ara Mavi Köşede Lâtif abi dahil, gurubun büyük bir fa«mı-otururken Mehmet, Ayşe, ve Lale’nin de ora ya gelmekte oldukları görüldü, fakat pastahaneye içeriyi görecek kadar yaklaştıktan sonra, aniden geri dönüp kogarak kaçmalarının ve uzun süre ortalıkta görünmemelerinin sebebi anlaşılamadı (... Mı dersi niz?) Ertesi 'sabah' Ankara’ya doğru yola çıkan gurup ta kâh hoş, kâh nahoş günlere rağmen içler yakan bir burukluk hissediliyordu. Lâtif abinin Ankara ya kınlarında verdiği çay partisi... ortalığı biraz şenlen dirdi ise de buna ters orantılı olarak çaycı bituhaf oldu. Çünkü herkez üçer - beşer bardak çay içmesi ne rağmen Lâtif abi birer bardakhk hesap ödedi. Yol culuk gezideki türlü çeşitli en sivrilerin seçimi ile hoş bir şekilde biterken herkesin yüzünde, tatmin. olmuş bir ifade vardı. Gider ayak eski mezunlardan îsm et’in verdiği zi yafet ise bir alem oldu. Adana sosyetesinin karşısına mülkiye çizmeler postallar ve kazaklarla çıktı. E t raftaki sigara bolluğu karşısında, arkadaşlarının ze hirlenmesine göz yumamayacak kadar yufka yürekli birçok arkadaş paketleri olduğu gibi ortadan kaldınverdiler, (en hayır sever Müfitti) Evin iki güzel 'ahu- su büyük heyecan yarattı. Kızların ■nişanlı olduğuna ; dair uçurulan balon, gurup halinde intihar tehlikesi yarattı, ise de, yemek ve içkilerin bolluğu tehlikeyi Önledi. F I K R A L AR 3L. Mâliyenin ticaret hukuku dersiydi. Sait Kemal Mimaroğlu Ön sıradaki bir ineğin sözünü değig^-bir. şekilde-intikal ettirince'arkadaşlardan biiri atıldı: — Hocam tecavüz ediyorsunuz arkadaşa, Hoca; gülerek, ' ,-tt Yaparım ara sıra... , Metin Kıratlfnm dersinde demokrasiden bahsediliyordu* Metin Kıratlı, ' ' Demokrasi Hokkabazlıktır dedi Arkadan bir ker."atıldı hemen; .Besenize^lıocam, en iyi demokrat -Zati- Sungur öyleyse sınıfa ÛS TEKE& IEKSÎR YER İNEK JÎCAEETHAICESÎ 1968Η- 69 BİLâKÇOSO ,,M atîap Zimmet / ... Fâkiiîte açıldı ... . . . ........ .. ........................ Hemencecik boykot yapıldı ............................ 'Fakültetiin ktirulugu kutlandı „-¿*................. . Komandolar,Fakülteye girdi ......................... Şerif Mardin gireceği sınıflan sasırdı ... ... Tüllâp; İnek bayramı nerede'cfediler........ .. Festival Komitesi s e çild i................. . ... ... Fes — Kom çayı yapıldı ... ... ... ............... Asistanlar boykot yaptı ........................... ... Lâtif bir iggezi ya pıld ı................................... . 2. sömestri b a şla d ı......................... .. ... ... Komando kardeşlerin iyiniyet ziyaretleri sıklaştı ............................... .. ................ *....... Tekrar boykot bağladı ......................... Üstüne de işgali yaptık ............................ Fakülte açılınca, kıyafet balosu yapıldı ... ... Geldi İnek B ayram ı.............................. ^......... Yürüdük Kızılay'da bir danayla ... ... ... Veda Balosunu Marmara da yaptık ... ... Mümtaz Prof, oldu . . . . . . . . . I,..................... . Geldi senenin sonu ... .............. ... ... ... Toplam ajj ....................... . .............. ; : • > • r Tüllâp kantine damladık Kendilerine verilen' iKİünlu*: çöplıi.hecüyele?-; boll ... ... «..■ .«*. , -i «> ■... ■®w. . * * . ■ » Hoc&lar bizi Üaşladi ■*.^.-..V:'£îv. Hocaların' koltuklarmi Gazetelere cici ( !) puntoiâf^tridı-j'l Kabardı korlerin'ayranı Yanimızâar arkamızda fn& öîarla' O gece Hesabı iyice gaşdık .,, ■Odası kızlarla 'doldu .... di üfz Tdtugtu tüllâbın donu K avoaajj i'-, i'- ■ t■'*> Ben de yazardım,Heıi teksir ^ a ; da bilim sel; la ta p ; yamtaMydlm, fcilîrfciniz çok rbmâütiğimdj^/ ö t iif e . rom ^^aM aT§iİr yazardım. Nerede öixe*nmişik; İktisat derslerindi oğr enmigsîn ızdirv: <İctsterinde öğrenmediyseniz «Bonnie-yö Cİyde^ |da ögrçn* migsln izdir. 1929 da AJB.D. da'ekönom^^bııteaâ,vai^ dı. .K A A B & d C İ H ... B U im SEFEMEN ÇSETSKl Gözüne Gozluk; Ben İktisaden.az geligmlş;,üîkeler^ileripül&ele^ ! Bu Coşkun Başka Coşkun; Siyasal Partiler'dersinde sayın Nermin ABA DAN siyasal partilerin devlet .eliyle finansmanından bahsediyordu. «Bizde de bu usul, bizim COŞKÜN’un (Coşkun Kirea) him m etiyle...» sözlerini bitiremedi» Bimfta bir gîilügme oldu. Sayın Nermin ABADAN,hemen tavzih etti, «Canım, hem buradan, mülkiyeden* hem de paitiden £&Ians arkadag işte !...» r D erslei kantinde başladı ... ... ......... B ui§e pekaz ker katıldı .i. ... ¿..{ Fakültenin zücce ciye eşyasi otlandı ... ... .’i Camlar, çerçevelei aşağı indi .¡i:-U* v.<s... t.. ' Ermeni Ahmet bakkaldan bir kaİip 1*^ 5 j sabun ağırdı ------ - . . . . . . ... j Sos. 1ar; kültür.bayram ı yâpacaiz'dedâör. ...» Kültür Şenliği rüyasından' •vazgöğildi^1« j —■;!• { 200. TL. kâr cebe a t ı l d ı " . . i •il1. .t.-. ¿Ur| "■ r ........ ;-i ydti^&bölrlermi, bilenıemirisini görebiliyorum. ‘İj^^aİÖÎ^iâ^^ÎÎ^: Îa ttce rlO T E o ^ İF Tekliye tekliye; . ifeızde .Ankara Radyostinui spikerleri i bir tekliyorua. m SUBE MA T » A X 9 ÍY.OD RAd I L 3 Rl H î cü sınıfta hocaya; F.B.—G.S. l .m u m (GAYAT) •;2293, C m HÖYÜK y'L'' ; ■ ■* i -t maçını, idare Hukuku semineri diye Freut, erkek çocuklarının, an .' Sön zamanlarda olağanüstü gananlattığı derste yahu ben ne anlat Hsma :da;;güvenmeyip artak bütün i§- nelerine karşı grnır altlarında; sakla tım, ben de anlamadım, diyecek ka ^İeri: sağlama bağlamak isteyen Can’- dıkları arzularının olduğunu söyler. dar güzel konuşan arkadaşımızı an ^ ;&ı:t£ıtumunu herhalde çok zarif Freudu bir kademe geride bırakarak» cak çok yakınları anlar. r^nlgaî^ıııa bağlamak yerinde olur* Bu her vesileyle anneannesine açıkça Eski oda arkadaşları (şimdiki :arkadaşımız sabah.dersleri- duyduğu hisleri açıklamaktan çekin bağlama saatlerini bir türlü öğ- meyen, derse girdiği görülmeyen, doçentler) sesinin gençliğinde çok yar denememesi sayesinde «Protokol» lâ- kantinin demirbaş listesinde î. ISTolu mk olduğunu söylerler. . vkabm^ .hak kazanmıştır. Fakat'şura- kayda sahip olan Gavat, tatavacılıBir takım hissi sebeplerden ötü îm jm ubai^k^ki Çan'ın son senelerde ğıyla tüm tüllabın sevgilisidir, rü kendisini içkiye vermiş ve mide ta Işosyfeiaalijretler konusundaki orga» Kantine dışarıdan gelen yabancıkım taklavatlan hasta olunca aklı ba ^Îi^torlük: ruhunda bir eksilme mü- kızlara her türlü kolaylığı ve .yardımı şına gelen arkadaşımız «biz bu yaş? ‘i§^Îiade,:' edilmektedir ki, bunun nede- kendine şair edinmiştir. T.N.S. de tan sonra evlensin eyiz» deyip karde- • mahsus. yanlızlık sü- büyük bir üne sahip olan G&vat, Ş.a- şinin çocuğuna el koymuş. Bebek ba fkûnet ye' mutluluk, içinde yaşama, e- han^ds yıllardır sap erkeklerin baş kıcılığına bağlamıştır. ğilirninde aramak doğrudur. Yine bu kanlığım yapmaktadır. Ancak bu sı Gizli olarak yürüttüğü söylenen ; şükünet havasından olacak, yakrn fattan kurtulmak için ayak attığı kız faaliyetlerinin içinde Demjrlibahçe ■zamanların tığ gibi delikanlısı Can ların sayısını kendi bile bilmez. hamamı baş tellaklığı yaptığı söyle Jaig3lc|arkada§ları arasında «Göbek Son yıl «Tam Yak, Yağcılık Şir nir. . ;:p£n*'diy.ş çağrılmaktadır. . keti Ankara Temsilcisi» olması ve «Demirlibahçe hamamında üç J^iljCan, resimli dergilerden hoşlan- bunu başarıyla yapması, arkadaşımı guuLs- ve «kuma başi sohbetleri» isim/maktaysja 4a hoş zamanlarında siya- zın ilerde iyi bir meslek hayatı olaca işîltepıiler konusunda kitap okumak ğım göstermektedir.' \da^en iibiiyük zevklerindendir.« Bazen • Ölmek kaderde var, sap kalmak .sosyalist olduğunu söylerse de «Bahazin, Ö ls^abalarn^ oğullar .tarafından Bir çar© yok mudur buna ya k ^ u îaşü rıîm a sı:, tipinde bir sosyaEabbeklemml rlİ2^|onu ■? tatmin etmektedir. «Aşırı ■Ayhan Engin ATAtH & L y^cıhk»/_konusundaki fikirlerini din lediğinizde onda bir ■«progresif prag Doğum tarihini, okula giriş yılı matizm»' felsefesinin yerleşmiş oldu* nı, ve sınıflan kaç senede bir geçti ğT ^vgör^ilirsiniz. ğini hatırîamıyan Ayhan’ın askerliği fg;fr:Bu özü.,1sözü doğru, enerjik, te ni yaptıktan sonra Mülkiye mektebi miz ıkalpli arkadaşımıza hayatta ba ne duhul eylediği uzun araştırmalar dan sonra bulunmuştur. şarılar -dileriz, ŞB şsfgrİ ftassMıfı gtsnbitmlg, h#te» iHgüer tarafından adeta kapılmıştır. Tabından dolayı burs alamayan ¡arkadaşımız büyük bir tevazu üs doğrudan vali olacağı günü bekle mektedir. ... Ö teeyin Rumi 1360' ^sen^Sndö^aî^^jfli intikal buyurdular.- 1379?! ^hesinde' ise Mektebi Mülkiye-i Şahane’ye girmek lütfuna. mazhar olan i axkada|x-' mızm en büyüle hususiyeti her^konuda bilim sel görüşler, serdetmesidiy. Bu hususiyetinden 'xnüteyeM@|ar^i* ' daşîan tarafmdan^-,: kendilerineJ^İ^ limsel Beğ» ünvianı lay3k"vgöMlİnü§^ tur. Ancak bu kadar bilinMel|^Ü^I& meşine m ğm en Arap» -.îsrö il^ H ^ to i Irak — Suriye harbi’,olarak'yiiünuş“ tur. Bundan ba^ka arkadaşîmizt!-Bü tün gücünü. yanmdaj, taşıdiği";m us^* ■lanndan almaktadirjA t id e ^ ^ , yapacağı bilimsel hizmetlerinde bağa- rılar temenni ederiz, i..;- : < - 4" ^ fi -' . -‘V ' ! t * ’ i «Sorm a efendi, bugün yine ;Iıxis. tayım .» • . • , i : /îŞj1. mm ve ne zaman canı sıkılsa, ve me selâ aşk illeti çekse, ya göbeğin; ya kalçasını tutup «u f» çekmektedir...! Yarattığı kişiliği ile Fakültede baba-' lar arasına girmiş ve her höt diyişte, ' Mehmet BAŞÇAVÜŞOGLD milletin ödünü koparmıştır. Cinsi lâ (YAK IŞIK LI) . ... . : |. ~ ¡ t . ı-r>-j -=\,ı-; tifle açası daima mükemmel olan Ha 2289 Dündar G Ü LİİİÛ tN ; ;V tV / Hiçbirseyden çekmedi Mehmet cı Kazanavo diğer emsalleri g ib i ucan ' •- - : »T i-; kuş ve dişisİneklere uzanmış ama, her efendi Vos-Vosundan geküği kadar I Adamımız 1944 yılının herhangi dertten bir deva bularak sıyrılması Mülkiyettin yedi senelik, kıymet nı becermiştir.. Büyük vurucu güç bir aralık ayında A ğ n Daî^oiH '^tel^ li ve eski şarapçılarından olan, be lere sahip H acı Baba «Allah elime dü ;■ierinde bir Kürt ebe-m aH f^0e|dîSi« bek yüzlü, sevimli görünüşlü bu gen şenlere acısın» diyerekten, kudretini ; yaya geldi. Ve kiirt ge'fâeM erM Çgo^ ci— aslında oldukça kart— ne çek- cihana yaymayı başarmıştır. Son de re doğar doğmaz \dereden;-::r^'e©İlien tiyse Vos-Vosundan çekti. Vos-Vosla rece temiz ve efendi birkardegimiz o- buz gibi suyla yıkandı. Sunlaıfölüi^ keh telâşlı pederi doktor’ için:'yolIaiEamparalık yaptı dediler. Vos-V os i- lan Lemiye hayatı boyunca' başarir derdindediler. Daha sonra, V os-V os idare, ,1ar, sadetler ve vurucu güçler temen da, çilekeş validesi ise kendi m • de idi. Duruma müdahale edemediler» etmiyormuş zamparalık isin, onu sa ni ederiz. Çok sonraları onu muayene etmek^-dtıp kat aldı dediler. Dedilerde dediler. lacağını elde eden doktorlar-¿ feütüâ Yakışıklı son senesinde iyice az 2271, Cevza ÇAKIL . . . organlarının buz tutmuş 'r olduğunu mış, iç gezide çift yanlı bastırırken dehşetle gördüler. Ayrıca kafasını da Timur Selçuğa benzediğini sandığı se İdarî şubenin en cici kızlarından * korkunç bir şekilde üşütmüştü^ Önüiı siyle bol bol aşk şarkıları döktürmüş- olan esmer Cevza öbür Cevza ile* ka konuşmalarında «İsparta’dan ^iki ■se* tür. Dönüşte bir. ara pek Neşelenerek rıştırılmaktan şikâyetçidir* 14 M art ne sonra, Karsla K ırşehir. arââincLa maliyeli bir hatuna sarkmağa kalkış ta doğduğu için doktorların bayram .idi galiba» tarzmda zaman tasvirlerimışsa da, daha sonra büyük bir ar- • yaptıklarına inanmasına rağmen ha- ne sık sık rastlayabilirsiniz. H e r'nâikadaşhk' Örneği göstererek hakkından kikatta'doktorlar bundan sonra böy sılsa Üniversite giriş sınavlarınca da samimi bir arkadaşı lehine feregat le bir günah işlemeyeceklerine ' and iyice bir puvan alarak geldi Mülkiye’- ' etmiştir. içtikleri için bu günü bayram ilân y e girdi; inanmayacaksınız hem : d© etmişlerdir. Ana prensibi geç kalmak Kazgan komitesinde kazganeıük arzuyla. Bu nedenledir ki baştan-sona olduğu için derslerin bazan sontina kadar hiç bir derse devam etmeyişi ruhuna ihanet ederek, bütün çamur yetişebilmesi ve derste dahi eksik et ları gaddar bir şekilde makaslayarak, ne kimse- akıl erdiremer^iştir.;; Bu amediği bol lâfı üe hocalar tarafından rada ne yaptığım pek bilen db yok Nasrettin Hocanın kuşuna dönmesi gayet iyi tanınır. En sevdiği şarkı için elinden geleni ardına koymamış tur. Sadece stanbuTa gitm ediği1 za «saçlarıma ak düştü, sana ad bula manlarda Bahçelıevler'e Fen Fakülte tır. . madım» şarkısıdır (O - Aslında ba sine yaptığı seferlerden haberdarız.Babası «oğlum büyüyünce kay şındaki beyaz tellerin sonradan boya Mülkiyedeki son iki senesine ait bil» , makam olacak» diyorsa da biz onun ma olduğu söylenir. Ağabeyim iz-Fe gilerimiz daha aydınlık ve düzgün- . (Savata rakip olacağına inanıyoruz. rit'le nişanlandıktan sonra etrafında Buna göre HL sınıfta turistik-, işlere» ki arkadaşlarını da nişanlama çaba ‘IV. sınıfta da folklora merak sardı-\ sına girmiş, bazılarım kendisine ben 2052 Lemî GALİP ğmdah bahsedebiliriz. Şu sıralardaki zetmiştir de. -îlk senelerde -kendisine üzüntülerinden birisi de folklbra ;da» 1944 yılında; yavru ve yeşil vatan olan düşkünlüğü kaybolduğu izlen ha önceleri — kendi deyimiyle mese Kıbrıs’ın Defke kasabasında anasın miştir. lâ 60 sene kadar evvel— başlâyam a-, dan Romatizmalı bir kelek çelebi oH Tatlı kalpü, iyi huylu Cevzaya mış olmasıdır. iarak dünyaya geldi Bu romatizma ' Adamımızı ■gören. ve bilenler.. : illeti bedenini o derece sarsmıştır ki, bir ömür boyu sürecek başarılar mut samanla bu hastalık ruhuna da iğle- luluklar.' . , . • _ .... . ... . .. herkesden • daha, .fazlar— • kendime ^ .. r y ■ \ V W r : '3 • Imahstt#.bŞ ; Öp röld^giaiiÖn''îienı filikir^ir^er.: Anlaşılması ;gergekten zorbu durumdan j--birçoklarînm ^aksine-~. asla şikâyetçi değildir. Hiç im ncı yoktur, kimseye baglan¿Jn^^y^âyacagm iz ipe sapa gelmez --bir -kerdir, Ama Mz oîra da yola gel^eeeip.birini biliyoruz. Ender rastykjnân^bfr Cins-i Lâtif, bu... Bekleyin ^OTecetoiııiz (pek yakında businema» |da)*k: / . ; • ¿î \‘A. /- \ \, ; r^ö^.b^m aıi YILMAZ • ^ 0 ’; ••' : ' 1941 ‘ yümââ Malatya'da doğmuş ;;ancak 1Q"-yaşıma gelince şehre : inip kütüğe; kaydolabilmigtir, 5 yaşında , kuran okumaya, 7 yağında çobanlığa bağlayan Çsman 12 yaşında değneği ni ve abasını bırakarak «Ben oku yup Kaymakam olacağım» diye, aya ğında cank, bacağında kıl şarvarîa ilk okula gitmiştir, stanbul Tıp Fakültesinde iki yıllık başarılı kurbağa, . 1'soİü'd^'ve'Hamamböceği ânieliyatları öM 'tâtm in etmemiş, «illerde kaymakâimi 1‘ülkcdğiın» arzusuyla 1983 te •.Mülkiy^ye '"girmiştir.' ' ■^ Alü yıldan beri aynı odada aynı ■yatakta yatmakta ve aym dolabı kul lanmaktadır. Tutulduğu «Büyük aşkm» dan karşılık alamayınca lıer ak’şam içmeyi, biriken şişeleri üç aydır satarak arkadaşlarına «gece» verme yi alışkanlık haline getirmiştir. Özel' ükle"siyasî ” şube ile olan müşterek . derslere yakın bir ilgi; duyar. İz bulunan arkadaşlarımıza. İstikbal de yine oturaklı bir senatör olmas ın temenni ederiz. 2377, Haşam Affl Kırım hanlarından yiğit Şahin Giray Han’ın pek meşhur bir söylevi vardır «Ahvadımdan herkimin gözleri çekük değil ise bilinkü onda karışık lık vardır». Erol Sartre Çarkını oynarken en dramatik sahnede kendini tutamarolğ ve katıla katıla gülerek tabiat ka*' nunlannı olduğu kadar tiyatro ka* nunlannı da alt üst etmiştir. Mülkiyeye geldiğinde bir deste kâğıtta kaç karo olduğunu bile bil meyen Erol Şabanın kahvesinde meş Türk boylarından tatarların be hur ortağı ile iskambil sanatını icra lirgin özellikleri olan orta boy, çekik, ya bağlamıştır. Bugünlerde Kahveyi göz, açık alm ve kumral saçlarıyla bırakan Erol başka bir sanat yönünü çizgileri belirlenen Polatlı Tatar Ha daha geliştirmeye çalışmaktadır. şan 194$ yılında dünyaya geldiğinde Sanatı ask-ı icraya çok geç başbabasının ilk işi oğlunun gözlerine hyan arkadaşımıza diğerlerinden çok bakmak oldu. Ve Allah Haşanı yarat daha ciddi olan bu konuyu ve bunun tı. Ukelermi ihlal etmemesini tavsiye eBirinci sene ibtidaide iken Mül- deriz. kiyeyi yadırgayan Haşan daha son raları okulunu pek sevmiş olacak ki bu yıl 6 ncı yılını ikmal etti Haşan şubelerden idariyi, ' hanelerden ya takhaneyi, takımlardan onaltı yıldır Es-JEsİeri tutar. Şaka bir yana, arkadaşları ara sında samimiyeti, dürüstlüğü ve cana yakınlığı ile tanınan Hasan'm sımf-ı tellakiyeden bir an evvel diplomasını alıp kaymakamlar kervanına katıl masını canı gönülden dileriz. Hayatta yollan daima açık olsun. 23,45 Telefon, İzmir 2604 ;: Vi';' Nerede' ve- ne zaman' geleceği bel li^olmayan itilâm perilerinin fısıltıla rım; hemen not etmek için tuvalete bi- ■ rls^çaötayla 'giden «karşılıksız, büyük .aşîaıîa^ilıanet»' •etmemek için şair ;ruh]u> ve'cöm ertgönüllü .arkadaşımıza^çok* arzuladığı -kaymakamlıkta ba şarılar-tüleriz. J .. *' l\d2308, Zeynel •Abidin Müfit YÂTOK İ?-’: ; : * . ‘H '“L r;; ;|£ 19Ö yılındaSiirt’te dünyaya teg- ■ Erol OK.YAY rif buyuran Müfit birtakım mektepîbitirdikten, sonra İ963 te :Mulkı1946 yılında bir çocuk doğdu. e^-girmek nezaketini gostenniştir. Fakat bu çocuk töre tabiat kanununa ¿samimi arkadaşi •i.ı ■ ve .1 değişmez * ^ ' aykırı hareket ederek doğar doğmaz keh keh gülmeye başladı. Ebe bu işe o kadar şaşırmış ki hâdiseden son n: yüzü görmeyen; sevimli arra 20 yıllık mesleğini terk etmek zo zin'en büyük numarası, gorunda kalmıştır. i’bek büyütmektir. Önceleri sabun is. Yıllarını gülerek ve yemek yiye ^ la k iiıe ipek Önem vermezken bazı içirişi ¡lâtiflerin tesiri ile iki senedir rek geçiren Erol’un müMyede çok sabı^-kullâhrn’ağa başlamıştır.:' Otu- fazla oburlaştığım, okulda, yediği ye ^¿¿bjbir' idareci- ^|m^:yaşıf}arimlıa- meklere ilâveten yakın olan evine gi . dip pgüjjîeri çiftlediğini neri^ez İâİjr. (Bilmiyen de böylece öğrensin). 2813, Cevza Uras Şahanenin bu manken endamlı manken kızını ük bakışta kasıntı sa nanlar biraz tanıyınca çok yanıldık larını anlarlar. Çünkü Cevzamiz çok sıcak kanlı, samimi ve müikiyenin en popüler kızlarından biridir. Ufak te fek* sarışın ve bebek yüzlü tiplere çok sempati duyduğunu söyler ve incele nirse de bunun doğruluğu anlaşılabi lir. Mülkiyetteki 5 yılım hergün mu hakkak bir posta kantinde müdavim lerle şamata etmekle geçirdi. Cevza son sene Festival komi tesine girdi îç gezide boyuna göbek .atarak dansözlere taş çıkarttı, ve Alanya Kaymakammca da 1 tabak muz yollanarak taltif edildi. Gezinin son gününü büyük bir meydan savaşıyla kapayan Cevza’nın boykot ve Özellik le İstanbul seyahati yaşantısının, dö nüm noktası olmuş ve son büyük ar kına: «bütün sevgileri atıp içimden* diyerek Ankara’ya «skisine şöre çok $ıteİ5İP öevzâ olarak dönmüştür. ^ÎÜIMyedeki son aylarını mektup yazpakla'geçireceği umulan arkadaşımızin; bayatta layık olduğu mutluluğu §ök yakında bulm am ı içtenlikle dile riz. 2643 ümer AKIN «Hayyam» nam-ı müsteanıyla maruf olan bu arkadaşımız; mizacı İcabı, îlk ve orta tahsilini burada it inan eyleyip İzmir denilen o girin beldeyi de icraatıyla kepaze etme gafletinde bulunmuştur. Yarı îzm ir’li (!) olarak lise tah silini de son sürat bitiren Hayyam hazretleri; hasb-el Kadir Mekteb-i se malarında da zuhur eylemiş bu ara da iç turizme büyük ölçüde katkıda bulunmuştur. H ayat'felsefesini adaşı, büyük üstat Ömer Hayyam’& göre tanzim eylemiş ve bunun yüzünden mülkiyedeki 3 yılında 63 model Chev rolet - impala ile havada takla at mışsa da yanında Teşkilât Kürgat’m «Târihte üç kâğıtçıılğm Eîvrimi» adlı kitabını bulundurduğundan azraü ile olan kontratını temdit eyleyebilmiştir. Mülkiyedeki hayatı, yurtta Teşki lât Kürşat ve sihirbaz Dr. A bra Kadabra-t-ül el Cabirî> Komiser Kınm Bey) ile aynı odada kalmaya başlıyalıberi daha da esrarengiz bir hal almış ve her gece yurtta Asayiş şu besi müdürlüğü vazifesini deruhte et meye bağlamıştır. (Fakat Abra Kadabramn «Adres değişikliği» zunmmdaki spritik seanslarından sonra has retin hal-i gürmelâli görülmeğe de ğer.) öm rünün şu- son günlerindeki en büyük arzusu, İzmir'de Çipan (!) ye mektir. - ) Nihavent makamında) «Bir ihtimal daha var o da teşkilâta girmek mi dersin?» olan bu arkadaşımız, saye sinde Tekel idaresinin ilk enfrastrüktürü yatırım projesi hazırlanabilmiş-' tir.. 1985 yılında Mektab-i Mülkiyeye duhul eylemiştir. Mülkiyedeki öğren cilik hayatı, .bütün sene boyunca az minin mezathanesinde Mülkiye ve Türkiyede cereyan eden türlü çeşitli olaylar hakkında tüllabı tenvir eyle mek ve kantinde sene sonu imtihanla rı için istihbarata yatmaktır.. İdarî şubeye geçince maksattan inhiraf eden bu arkadaşımız aniden polisliğe heves sarmış ve Mülkiye’de «sempatik polis im aj»ım yaratmaya m uvaffak olmuştur. Mezun olunca bir. renkli,.- gazoz fabrikasına torpille girecek aLaiı iAh met bundan vazgeçmiş..; Yani./ solcu V yanı ağır basıp ta. asistan olduğunu görürseniz hiç şaşmayın:; «Oeniş cephe stratejisi»ni tarih te* ilk defa ortaya atan kişinin Hz. Mevlâna olduğunu söyleyen K ü rşat,. bu arada hasetten büumum salcah yemeklerden de çekinir. Bu arkadaşı mıza Türk polisinin, çelik saflarında 2 650, Salih BOR basanlar dileriz. Bütün Mekteb-i Bİr rivayete göre, Salih; Bitlis’ Mülkiyemn tümünü çekecek merkeze te doğduğu gün orduda ilk ihtilâl iki-’ Bilâhare* rezil edecek lıerkeze. pırtıları başlamış.. Gerçekten'der yıl-1 İar sonra bu arkadaşımız, birkâç'kez ; elinde tonison, başkent'sokaklarında -; hodri meydan' dolaşıp, örtaliği #aru t/; dumanlarına boğmuştur. «Aldım £om- :sonu elime, atladım bir cemseye.:;yar- :: dım TR,Tfye. Baktım kâpıda'bîf ;âibw ây. duruyor, dayadım tomsonü p-bögnî-: ne..» diye bağlayan ihtilâl J amlarmı yakın arkadaşları çok "defa heyecanla' dinlemişlerdir;. Doğduğu günden beri mülkiyeye girmek isteyen Ahmet (kendisini sev meyenler şişko derler ama, yalandır, anoak 80,5 kg. çekmektedir) .emeline kavuşmıış ve o. hızla İlk sene çakmıştır. 1948 yılının sisli bîr hazan saba hı, Samsun’da bıldırcın sürülerinin ortasında kendini bulan ve ilk sözü A rtık son sınıfa ğ el^ ğ m ej g öre; açıklamada hiç' bir sakınca :yoktiir. ki i Ahmet o-ğüzel siyah; sa^araöaîÇelfsit' saç boyasına borçludur. -Bımdan § ¿o layı Ahmet’i kimse suçlayamaz. Suçlanacak olan Mülkiye toplumudtır. 5 sena bu saçları naturel diye Uyutmuş tur. ‘ : Kendisine bu sebepten Mekteb-i Mülkiye efkâr-ı umumiyesince «Teş kilât» sıfatı izafe olunan Kürşat bin Ymrnsî bu sene şube-i idariyyun kral lığına da intihâb olununca cakasın dan geçilm ez olmuştur, Ahmet GÜBEIR Kürşat TUNUS le her türlü yorum TO;.\tarÎagı^$i| çıktır.) Büyük bir aşk için yaratılmış oİsen. Ahmet, kimselere yüz vermemiş. Ancak ne olduğunu anlamadan : son sınıfa gelmiş hala o «grand amour» unu bulamamıştır, (not: Bu son. cüm Birgiin ■Mülkiyeye giriyor ~ve.;gi" riş o giriş. Artık SalihTihtüaleLkisvesinî üzerinden atmış, .ağırbaşlı*- '-çaliş-' kan, dürüst ve "yardım sever-bir^öğ renci oluvermiştir. Bizler. SâîiM^ibu\ yönü Üe tanıdık hİfep. Birimci sınıfta, iken Boralar’.¿Hu- ■ kuku dersinde .elinde BK. sik -'silc^ z alarak «efendim i biza tih iIk ^ ^ tim u zun. şu maddesinde :ifade^1^idu^u[ği-; bi... »şeklinde /uzun^ niıtu^îari^fenlesî kendisinin fcüllâb'ar^mda|^«Bbrçîar. Kanunu SalihV <Öye-^^iyaŞmiisı^ na yol açmıştır. JDiğer bir özfepiğfr'de kitaplarını en az üç dört defa-ve fark lı renklerle çi 2^rek;’ökuyüp maraaz halâ gettotisS dir..Ö'ikaİ&M» İ^sinıfta zız Kokİü İıocamiz Salih'in beri asın mİİliyetçi kesilmiş, ye sosönünde açık:duran «Para ve Kredi» yahşilerin kalesi olan Mülkiye’de .da |fetabinınhalm i görünce; «evlâdım, hi bu görüşlerini yaymağa çalınmıştır. ;jc^qş>S5my.tfli böyle, ban onu i I, Hülkiyeye ve özellikle şube-i idal^^aan»âek;İıeferJ ;ça$6im »-3sm ektea • riyyun’a girmesinin sebebi, milliyetçileriıı en ba§ta seçmeleri gereken mes S fŞ ^ M ^ adagımiz lödevlyapma konu^' leğin kaymakamlık olduğuna dair i^ü5Vrekor]ar::lor- nancıdır. ;Büİ®at: Daver' Kendisini ani ve kesin kararlar ^ p S a îillo iiS a sa V a =:-verdiği herbiri vermesi sebebi ile, De Gaulle'e ben |MpLİbırer|lata»;, gibi olan, ödevler,. zetmek gafletine dügen bu müstak I^ ^ iim lebelerî moral mah allak bulbel kaymakamımızın, burnunun o ka 'lakjetmiştlı6. ••; dar büyük olması dolayısiyle fiziki 'V p E u çaîışmâlann dıgrnda kalan za- yönden her ne kadar müstafi Fransız irfanım r; çapkınlığıyla değerlendiren Cumhurbaşkanına benzemediği kesin Salih için çok peyler yazabiliriz, Ama de, de İllede akiheti yönünden de bir btiskadan yeter sanılır. « benzerliğin ortaya çıkmaması dileği mizdir*. 2652, MUblîm' D feİG A K Arkadaşları arasında da çok se -îr- laarî şubenin babası, en sempa vilen Esat. Güçhan'ı hayatta başarılı tik'insanıdır. Suufta kendini peder- olacağına dair inancımız sonsuzdur. rgahr kazak bir aile reisi gösterme sa fhasındadır. 1922 Cüneyt H. TUNCA A V £ 3';j Gayet kuvvetli soru sorma tek» , .nîği ile hocaları müşkül durumda bı;-rakan Müslim arkadaşlarıma yegân© kıirtancısadır. :V ^M alatya’nın Üstü açık kâyünde . .doğduğunu söyler. Haritalarda ve •fbizzat Teşkilât Kürgat’ın Malatya’da j ;jraptığı çabgmalarda böyle bir köye ; Rastlanılmamıştır. J ; •• İhtilâl yapmadaydım şimdi yüzbagıydım diyerek her önüne gelene sızlanan Müslim’e aile hayatında çok çocuk. Kaymakamlık hayatında başa rılar dileriz. ; t t m %Esat GÛÇHAN Paha annesinin karmıkla iken, gaga karşı meyli belli olan bu arka daşımız 1948 yılının karlı bîr Ocak gününde «eh bu takım, artık doğar!» çığlığı ,ile Bozkurtlann uluması ara sında' dünyayı şereflendirdi. . y . • bozuk olması sebebiyle Türk olduğunu ispat etmek isteyen bu yalanıldı jön. ta küçük yağlardan 18 Baz an sosyal demokrat bazan da koyu* sosyalist olan, umumiyetle ebe dî muhalif kalan, konferans uzmanı ve kadınlar vaizi tarihçi olmak ister de başka gey istemez. Son iki yıldır bir mucize göstermiş 20 kilo vererek ayılıktan züraf alığa geçmiştir. Siga raya burada başladığı gibi ilk aşkını da bu okulda yaşamıştır. Mülkiyenm mi Hber’in ahlâkım bozduğu, yok sa llber’in .mi Müllriye’nin ahlâkına şaaptığı bir sorundur. Entelektüellik kompleksinde ol duğu için ihtiyarlarla arkadaşlık et meğe bayılır. Yeni nesli pek uyuz ve çiğ bulur (kendisinin de içinde olma sından dolayı) 1jr. {vi^Dersleri günü gününe:çakşîr. GaJ ’yesii İdare Hukuku Mühendisi olmakj jjajf. .-i : ;• r^V tY urt içi tüm askeri liselerde sı* ■;fayla okuyan baba Müslim Harp O: kulunda beceremediği ihtilâl denemeiirhıden-sonra Orta Doğu Üniversitesi* kapağı atmış. Ektiği ihtilâl &> »iıuınlarmm filizlerini biçmeden Mül^rkiye’ye girmiştir. Germin Abadandın en büyük be lalısıdır^ Yaptığı.' soğuk espirilerle tüm tülîabm huzurunu kaçırdığı ‘ gi bi en son olarak da yazdığı Show’un içm e etmiştir. 2750, Oya ÇtTÇt Ufoer ORTATM ' 1947 yılında Valsler dıyan Viyana’da yer yerinden oynadı, bu olaym nedenini araştıran meraklılar, şim diye kadar dünyaya gelen en gürültü cü davudi sesli bir bebekle karşılaştı lar. Mülkiye’ye girdiği zaman bir hafta içinde pasaklılığı ve gigfkohığu ile meşhur oldu. Ailenin ilk çocuğu olmasından, dolayı kasılan entellektüel (manyak) îlber çok gımarık ve küfürbazdır. Bir koltuğa birkaç karpuzu sığ dırmaya çalışan arkadaşımız girdiği her işi. başarmağa çalıştığını ve bu arada tiyatro eleştiriciliği rehberlik komiteciiik, mastar kızlara kavalyelik yapmıgür. 1948 yılının bir yaz gününde ebe siyle olan randevusuna tam zama nında yetişmek için acele tarafından bir bebek dünyayı onurlandırdı. Bahçelievler Deneme Lisesini bitirdikten sonra aüedeki Siyasal ve Hukuklu grafiğini biraz daha yükseltmek için Şahanenin soylu inekleri arasına du hul eden Öya’yı sınıf-ı iptidaî men supları ancak arka sıralarda tenef füslerde görmek' mutluluğuna erişi yorlar. Bu nedenle o bahar not çek me derdinden müptela bir akvaryum çocuğu oldu ve sınavlarda beş daki kada sorulan cevaplayıp çıkması bÜe (! ) ’ onu kavun yemekten kurtarama dı. Daha sonra idari şubenin beş tellâk kızından biri olmak şerefine erişen Oya IH. sınıf Haziran sınavla-, nnda «Telekomünikasyon ve 15 gün de ders çalışıp sTnıf geçme üzerine» bir seminer hazırlamıştır. kendisinin hitabet’! safsata veya lâklakiye kolunda mütehassıs olduğu cümlenin malûmudur'. Tahir Tamer Akalın boyunun kı salığı hariç Mülkiyeyi şahanenin en yakışıklıları arasındadır, içten içe ya kınırsa da zevahiri kurtarmak için İbrahim Yasa’nm teksirindeki 92 sa~hifeyi delil ve mesnet olarak göster-, mekten kendini alamaz. 2 1 ** Şahanedeki 4. senesi ni, A yşe? den ayrı görm ek olanaksız bir olasıl liktır. Iç gezide hangisinin diğerinin .mütemmim eüz’ü olduğu bir gurup içgezicinin araştırma ve inceleme ko nusu olmuştur. Hanımefendi arkada-, şunıza yaşamı boyunca en yüce mut Iuluk ve başarılara kavuşması dile ğiyle... 2840 Nihâi SAVAŞKAN 1948 senesinde Haziran ayanda Ordu’nun fındık yeşillikleri arasında yeşil döpyesiyle bir bebek doğdu. Bu bebek daha sonra her türlü tahsilini, yine aynı yeşillikler içinde bitirerek mülkiyeye girdi. Ve îdarî şubenin çı tır hanımı oldu. U fak - tefekliliğini in kâr ederek kızdığı zaman arkadaşla rının üzerine sırayı kaptığı gibi yürü mesinin yıllarca unutulmayacağı da bir gerçektir. Çıtır hanım IV. maliden Bilge ile nişanlandıktan sonra Çıtırlığını bıra karak hanım hammcık oldu oldu, ama derste, sokakta, kantinde, sine mada .ve bilumum umumî ve hususî yerlerde ağzından sakızı bırakmadı. Sadece Cemal Mıhçıoğlu’nun der sinde ders anlatırken sakızı çıkartma ğa muvaffak oldu ve o gün bu gün dür hocanın gözdesi oldu. 2849j TaMr Döamer AH ALÎN Ellerinde hiç bir şey olmayanlar sonunda ~ellerindeki ile kalanlardır. Evlenince elindeki de gidecek diye ödü kopan Tahir Tamer Akalın bu me seleyi de halledeceğinden eminiz. kendisinin fevkalâde “bir maharetle radyo vegram afon çaldığını . söyler ler. Yalnız akşamlan Kızılay’d a ‘ - bir; takım m aliyet hesaplan yaparak vol ta atmaktan büyük zevk duyar.; Not isteklilerin «iş adamı» rumuzuna mü racaatları rica olunur) ' 2862, Aysel B&YAMAÇ* 1948 yılının Şubat ayının ilk ¡gü nü güneşle birlikte Karadeniz kıyıla rında bîr kentte dünyaya gelen 'sarı saçlı, mavi gözlü yavruya- güneş^jye denizi gücendirmemek için. «İdenizde ki ışık seli» Aysel adı verildL 2854* Nevzat DALKIRAN Konya’da 1946 yılında gözlüklü gözlerini mütebessim çehresiyle d&nyaya,açmıştır. İlk, orta tahsilini Kon ya’da bitirip antreman mahiyetinde Ankara İktisadî ve Ticarî tlim ler Akademisinde 1 yıl okuduktan sonra Mekteb-i Mülkiye saflarına katılmış tır. îy i huylu, yardım sever temiz irişi olan Nevzat hergün Haca Şakır sabunuyla yıkandığını ve ayrıca bir paket persü ile aklanıp paklandığım Ueri sürmektedir. İdare hukuku seminerinde Salih Boru’un rekorunu egale etmeye cesa ret etmişse de. Pişman olarak bir da ha böyle hata, işlemiyeceğini belirt miştir. Küçük Aysel’in dah.a;kundaktay ken notaya uygun viy ^ a m a la n n ı duyanlar onun ilerde ya bir bpera;sanatçısı veya ünlü bir şantöz olacağını iddia'ediyorlardı. . Aysel’e ilkokulda tainlan-menek şe isminin usluluğu kadar rgömerinin Kaymakamlık idealiyle yanıp tu renginden ileri geldiği rivayetfM m r.^ tuşurken Bakanlıklardan gelen soğuk hava dalgas ıkarşısında ateşi sönmüş Emek mahallesinden Çankaya’ya çı karak az’ da olsa teselli olmuştur. Nevzat Mülkiyede Almaneadan çek tiği kadar hiçbir şeyden çekmemiş tir. (Kristinuslar devamlı olarak ar kadaşımızın rüyalarına- konu olmuş tur) . Arkadaşımıza hayatta başarılar dileriz. 2858, Yılnmz ÇİMEN Tahir Tamer Akalın, 1946 sene sinin 18 Mayısında Eyüpte bir vira nede ilk münasebetsizliğini yaptı. Mülkiyede de Vukela’ya intisabım ta sarlayacak, kadar ukelâ olduğunu id dia edenler varsa da biz kendisinin böyle bir niyeti olmadığım pek emin kaynaklardan öğrendik. ' ** Küçük yaşlarda ticaret ■ mevzu unda muhterem pederinden tevarüs ettiği fıtrî zoka ve kabiliyetini her kese kabul ettirdi Bir rivayete göre alış - veriş işlerinde babasını bile mat eden Yılmaz memleketimizde ti caret ve tahsil işlerini beraber yürü ten nadir kimselerdendir. Tahir Tamer Akalın edebiyatın her kolunda söz sahibi olduğunu bü tün e f’ali ve efkârı ile teyit etmiştir. Şimdi genç ve yakışıklı bir kay makam namzedi olan Çimen, musi kiyle de meşgul olur. Arkadaşları Lise tahsilini Ankara Kizİan "ma*. nastınnda tamamhyan btı şirin^|arkadaşnmz BYYO. . dan ; :M ülMyeye transfer etti. Birinci sınıfta,:} eski |yö^ netmeliğln .azizliği kavun yemekten kurtulamamışsa da sonraki senelerde Hazirabdan şaşBmmışür.’; Mülkiyeye girdiğinden bu yana saçlannin- üzamasma orantılı ölarak gönül;: jyakma rekonm u yükselten A ysel’in ;«!^ etty Bleu Eyes» şarkısının ilham perisi ol duğu söylenmektedir. - Dö rt;; senede; kırdığı ayaklar yüzünden inekj.bayra-mmda bütün yıldırımları üstüne çek^. m iştir). Son" sınıfta eh büyük süksesini; Şerif Mardin'den aldığı sekiz y e i ç ^ gezide söylediği şarkılarla yalpan  y-;seFin ideal! şehircilik. asistanlığıdır.. Bu cici ve renkli arkadaşımıza; dile-> ğınce bir yaşantı, ve mutluluklar di- r. leriz*. _ Hasaa f*A5ÉLÀK)EtÎEK. Boğduğu zaman ebeveyni «bu âdâm olmaz» diye pek yüz vermek is tememişlerse de ninesinin yarın bu bir kaymakam, vali olsun da görün siz» demesiyle büyütmeye karar vere rek adini da Haşan koymuşlar. . Kendini Mekteb-i Şahanenin ku cağında bulduktan sonra ajanlarımız-. eki Yenimahalleye sık sık uğradığı 1tesbit edilerek, soruşturma neticesin de bunun bir gönül işi olduğu, hattâ Şâhâneye de bunun yüzünden girdiği anlaşılmış. Türlü maceralardan sonra büyük bir uğraş vererek nişanlanma ya muvaffak olmuş. Güvenilir kay naklar, nişanlısının Jise 1 de kalması için »yurtja gece-glindüz, her nama zın arkasında dua ve niyazda bulun duğunu ve bu arzusunun da Yiiee Mevlâ’ca makbul olduğunu rivayet ederler. İlk tahsilini babasının îh^Muriyeti dolayısiyle müteaddit mahallerde muvaffakiyetle ve Pekiyi dereceyle ikmal etti. Gerek Orta, mektepte ve gerek lise sıralarında pek çeşitli mev zularda (!) derin tetebbuiarda bulu nan mezkûr şahıs, müteakiben kade rin elim ve hazin bir cilvesiyle Mek teb-i Mülkiyeye intisab eyledi. J&zh "bir okula gidip babası gî 3 - 4 kız tavlamak istiyordu. Ne y zik ki birsap lisesi olan Gazi lisesi: düştü eh önünnde üniversite yılla vardı. Fakültenin havası, kızerkek hşkileri başkaydı. Şimdilik magaz mecmualarıyla ve Luis Chole Royer’ kitaplarıyla -ki hepsini beşer kere kumuştur- idare ediyor. Briç oyn mak da diğer bir zevkidir. Herhangi bir devrimci eylemde, bir kazaya uğramayıp, Ölmez sağ ka Okumaya kazara başlaması gi lırsa mülkiye şehadetnamesini de a- S. B. F. ye girmesi de kazara old lacak olan mumaileyh gayet ateşin Halbuki o hep kadın doktoru olıru bir delikanlıdır. Mezun olduktan sonisterdi. Fazla çekingen olması y ra şoror olmağı düşünmektedir. Bu zünden, kız arkadaş edinemedi, s nun sebebini soranlara «Türkiyeyi neleri senelere attı ve son sene de g ancak di plomah şoförler kurtarır...» seeiresiyle ceyap veren Erol, devrim- lip çattı. B ir ışık belirdi İptidaiden £ elliğinin ie&b ıgereği evlenmek iste İcat Fehmi şa p eld i sap gittL mediğini vc bunu düşünmediğini söy lemektedir. Arkadaşlarının «evlemneS9S4, Koray S>t)2GÖBEN yip ne yapacaksın» sorusuna «ne bu lursam» kargılığını vermekte ve te 1946 yılında İzmir’de «ben sc ».Mevlevi Tarikatının Mülkîye tem vekkülle boyun bükmektedir. Kendisi silciliğini ba§anyla yürüten ve daha, halen memleketimizin nıedar-ı iftiharı yalist olacağım» diye doğan Koray hig Konya Kebabı- yemediğim için oian güzide sağlarımızdan biridir. tüm yaşantısı sosyalizm üzerine 1i mutluyum diyen Hasan-ı Basri Hsüerulmuştur. riMuUdyede en tatlı hatırasının Bak 2d4â, Fehmi KAHTA lava Turnuası maçları olduğunu ve Sakin ve ağırbaşlı olmasına rs «M üstaceli» lâkabını da bu sebeple men sosyalizmle ilgili konularda 1946 da annesi onu bostan papa aldığını söyler. En büyük lâfı «Bo* sında doğurdu. Susuz köyü İlkoku dukça heyecanlanır. Bütün istek yum biraz büyük olsa, idi Konyasporu lunda Stajyer bayan öğretmenlerini iyi niyetine rağmen her sene kavt .kurtarırdım» cümlesidir. Müstehçen arkadaşları İle paylaşmışlardı. Aşık spor takımına katılmaktan kurtu Osnçlik - Üssü Mizan maçında atıkla- oynamıya da bayılırdı. Ta o zaman maz. Şahaneye millî bakiyeden ; d ; r lié golden 7 sini atarak üssü mizahı dan kadın ve oyun dünkünü idi. Tar hul eylemiş ilk iki yılını bilumum r tutturduğunu ve o yıl turnuamn gol lada çalışmaya gelince hasta olur, ting ve yürüyüşlere katılmakla | çirmiş olan Koray Mülkiyede ara< kra'lıolduğunu unlamadığını söyler. .kaydanrch. ğı mutluluğu Milli Kütüphanede İr •i;.;;. 19S7 Ekiminde kimseye haber îlk okulu bitirince kuzu çoban muş bundan sonra da milli Kütüpl vermeden dünya evine giriveren ve lığı yapıyordu. Nasıl oldu bilinmez nenin mütemmim cüz’ü haline gelm .;19S8Ekiminde Hayreddin adında bir babası gördüğü bir düş üzerine oğlu tîr. Kızılay’da bir yılbaşı günü 1 ’ :V©ğhı olsm bu dini bütün'‘arkadaşımıza nu okutmaya Ayaş’a yolladı. Çocuk cins-i lâtifin paketlerini taşıyar İihayat boyunca mutluluk ,ve başarılabuna en çok sinirli olan babasının a- mülkiyeli nezaketini dış piyasada vrm kendisiyle birlikte olmasını dileriz, zar ve dövmelerinden kurtulacağı i- ispat eden arkadaşımız özellikle id: ./¡v v r ■ çjn. sevinmişti. Bu sefer deaile özle şubede okutulan birçok derslerin j ï i i1 -£920, Aras EKOL ■ mini gidermek için yatağında uzun reksiz olduğunu söyleyenlerin ne i i .1947 senesinde Erzurum Öİtu ka- uzun ağlaması gerekiyordu her ak- ne de sonuncusudur. Kendisine 1 yatta başarılar dileriz. şam. i;zasında tevellüt eyledi. 1 3. Mâliyenin 3. gurup seminerinde Rıdvan, hocaya (C- Aruoba'ya) bir soru sordu. Soru üzerinde ho ca konuştu Sınıfta da tartışma yapıldı. 'il' " v ; • Ve hoca, Rıdvan'a; sordu, — Nasıl anladın m ı? ; Rıdvan; .— Tatmin olmadım hocam, ■■ Hoca;, —• Öyleyse dersten sonra beni gör, m : 5 -1 0 dakikada hallederiz. i: dağıtıyor dairesi 21 T C Z İR  A T BAN KASI HER YERDEHERZAMAN hizmetinizdebulunmaktankıvançduyar Bedri GÜRSOY, İÖ59 30Qİmlcrind3 TÎP’c oy vereceğini söyledi. Mets TUNCAY, M.H.P. nln Çankaya İlçe Teşkilâtında yaptığı konuşmada «Milliyetçi Toplumcular bu milleti kurtaracaklardır. Kalbim onlarlachr» dedi. Besim ÜSTÜNEL, A.P. ye transfor oldu, Muammer AKSOY, «Türkiye'nin petrol davası diye bir meselesi yoktur» de di Süleyman Demirel Mülkiye öğrenci Demeğinin Yeni yılını kutladı ve bu şe kil hareketlerinin iktidarın i§ine geldiğini belirtti, ve tefekkür etti. Tııncer BULUTAY, «Makro Ekonom i» dersinin Mülkiye öğrencisine lâzım ol madığını ve yerine «Resim—îş » dersinin konulmasının daha uygun olacağını söyledi. Lâtif ÇAKICI, artık îdare Hukuku derslerine geleceğini söyledi. Birçok Fakülte boykota giderken S.B.F* Öğrenci cierneği «boykotla gitme nin ve hele işgalin şiddetle karşısında bulunduğunu açıkladı. SJ3.F. Fikir Kulübü.yayınladığı bildiride «Kahrolsun Emperyalist cümlesine yer verdi. ' Rusya» Mehmet TURGUT, SJ3.F. ye kaydolacağım, giriş imtihanları için çalıştığım söyledi. ; . • Mülkiye öğrenci dem eği Avukatlık kanununun, bir haksızlığı ortadan kaldır dığını bildirdi. Kütüphane memuru Hüseyin Efendi yayınladığı bildiride «Kütüphane idare sini ihtilâlle ele geçirdiğini».belirtti. Ahmet DEMÎR, Ziraî İktisat dersinde »E.G.O. ya Müdür olacağını söyledi va bunun nedenini §öyle açıkladı. «Otobüslere arkadan binmeyi pek uygun bulmuyorum. Nermin Abadan, showda. en çok oryantal dansöz Serenellayı beğendiğini söy led i Nixon, T.ÎJ?. in ileri gelenlerini A.B.D. ye davet etti ve Türkiye’de T.Î.P. in ~ 19G9 seçimlerinde mutlaka iktidara getirilmesini salık verdi. Ortanın solu demeği, fikir kulübünün panosunu kaldırdı. Fikir kulübü yöne ticileri, bundan sonra,yazılannı Ortanın Solu Derneğinin Panosunda çıkara caklarım belirttiler, . V E D A B A L O S U ' 4 ' H;Bu seneki Veda, Balosu, 20 Mayısda, Mülkiye’nin şanına uy gun bir şekilde Marmara Oteli salonlarında yapıldı. Kazgau mu habirleri, çamur toplama için var güçlerini kullandılarsa da ne zaket buna engel oldu. -/!. î* I' ' " „' Gecemize hocalardan yalnız dekanımız İlhan Un&t’ın gelme* s ı . bızleri g e r ç e k ti mahzun etti. Kibar dekanımız baloya katılImakla kendisine duyulan sevgi ve saygıyı daha; da artırdı. Bü4ent ;I)aver'in geleceği ümidiyle tüîlâbın gözleri geç saatlere ka;d.ar.j kapılardan aynîmadı ama, sempatik hocamız her nedense (Rivayete göre bu. neden' satışın ye de uzun boyluy■S'ı^7’ i,-' ■’ fj 'Î^I^Cfece bir^ şıklık ve zerafet yarışması halinde geçti. Kızlan|m ız:zarifve güzel, erkeklerimiz şık ve kibardılar. O kadar k i bir b irlerin i tamyasnıyanlar oldu.' .Son şrnıf. .kızlarının hemen hemen ^tümii uzun tuvalet giymişlerdi. Ayın sonuna doğru yapılmasına lye^davetiye .bedellerinin ahlarla oflarla karşılanmasına rağmen îbalp',;büyük rağbet gördü, o kadar ki bu tür eğlenceleri «BurjuJvfî’jEglenceşi» saydıklarını sene başından, beri, davul zum a Üe |her fırsat da ilân eden sos, kardeşlerimizin bite koşa koşa geldi kler de p istd ed e kimselere yer bırakmadılar? Zeki ve Tuğrul ‘ pistten hiç eksik olmadılar. ■ALLAH SİZDEN KASI OLSUN! ' (Fes »Kom cnlar) : Balonun en çok koşturan kişileri Fes-kom. dan Kemal, Bar.baros ve Çîoşkun idi. Mülkiyenin mesut çiftleri tam kadro mev* |euttular. Nesrin - Mümtaz, Handan - Raşit, Fatoş - Raşit, MüJlayj-1Atakan, =Ferda * Cengiz, Jale - Doğan* Belma - Oğuz, îlik- _ :^ :ç j^ :öm er-ys.: ' Ş. '~;?1AynYmasada oturan Nihal Anliatemer ve Oktan Girit Mül[M ye^ Hukuk dostluğunun gelişmesi yolunda gayret sarfediyor* şiardı* Nihal’ın hukuklu e§i bir ara çoşup, kazaska oynayarak ge bemize renk kattı. M or bir tuvalet giyen Nurcan Yalımla birlik^te^İLş Bpnheur»- kompozisyon çiziyordu,;Hülya Turkes, yaldız cı saçlan ve çift, kavalyeleri üe dikkati çekti. Gözler nişanlısın^aaij tölefpn beklediği için gelmiyen Cevza'yı aradı. Siyas' şube liler^ hep birlikte gelmişlerdi. K raliçe, Aygen's Nihat kavalyelik ;ediyprdu* ,öm er ve Ertuğrul hep oradaydılar. Ömer hızlı dansîa r^ fy in e büyük sükse yaptı ve orkestranın kendisine ayak u yd u ra m a d ığ ın d a n yakındı. Hızlı danslar da birinciliği kızlardan ,'Â.yöeL aldı. İdarî şubenin efendi çocuğu Mehmet Başçavuşoğlu .tıbbiyeli zarif arkadaşıyla birlikteydi ^Coşkuıt, Basın Yayından |^ İm a/ya kavalyelik ediyordu. Bjarbaros ve Kemal ancak gece iyansından sonra piste çıkabildiler?. Gecenin en çok danseden jkızı,; Alâaddin’îe gelen Deniz’d i îlber pistte bile? malûm: nutuk-. jlarmdan tüllâbı mahrum etmedi. Handan, ve İlknur, pantalon tuiyaletleriyle gözleri üzerlerine çektiler. Siyasî şubeden muammer •genellikle; masada oturup Şadi’nin gelmesini bekledi. — ‘ ŞAKLABAN LIĞI BIKAÍL... 11 ¡^Hareketli danslarla helak olan tüllâbı karmen KastiBo'nun isesi, -mezunlarımızdan - kuş Yurtkan'm müziği, Kemal ve Kürt jl^şan’ın oyunları dinlendirdi. i l'; G eç saatlere doğru otel içinde dolaşmalar bağladı. Bu ara da R oof’u soran birgurup Mülkiyeliye garson’un R oof aşağıda diye cevap vermesi, ve gece kulübünden çıkan bir hanımın ben de Rauf’u arıyorum» demesi gecenin unutulmayacak anılarıydı. Sabaha kargı kasap havasıyla, çekilen halaylarla veda Ba losu 69 sona ererken, herkes de güzel bir gecenin ta/tlı yorgunlu ğu ve MÜÜriye'ye veda, etmenin hüznü vardı, r - BİRAZ P A BU PARAFA KİMLER, flZGM İÇİN U DEDİLER ? «Kazgan şu sakin taşra köyünde geçireceğim son günlerde en büyük iıeş’e kaynağım olacaktır.» " Charles B e OaiiUe «K ih; kiil. -kül,, kah, kah, *kah,' lâk, |âk, İâfc keh^ keh ,kah, keh....... ‘ «îçine düştüğüm, kuyudan, Paşa beni çıkarana, kadar kazgan ile vakit geçireceğim.» Celâl RA3TAB «H ey Sprio, Kazgan 1989 dan 100 t-ane/aİfı!ba delini CIA ödeneğinden ödeyiîi.» «Hayatım, nerelerden de buldunuz btL kadar çok espiriyi ayol!, Vallahi çok hoş!... «Kazgan m ı? Hangi dersi için okumamız gereki-. yor? * '] : ::f :• Şiir. ERKÖK j’ . '.Htxoa.' Zeki MÜBEN Kazgan 1Ö89 Diplomatik dilin en ince kuralları na uyularak kaleme'alınmış... Çağlayangfl «Memlekette huzur ve güvenliği bozmak istiyen birtakım kişiler için Kazgart-1989 en güçlü cevaptır..* Vâ mı ötesi?» Süleyman BEMİEEL îsmet Paşa' şah dedi: «Kazdan 69 çıkacaktır!. «Kazgan’da Orta Asya, bozkırlarının dura, iç açı cı' ve gönül yakıcı havasını kokladım» A . TÜKKEŞ Genel olarak fena değil kazdan 10S9. -Ancak ik tibasları ve faydalanılan kaynaklan dipnotlarda ver memişsiniz. Noktalama hataları da çok.. Kasgan komitesindeldler bir dahaya, bizim ufak bir «Araştırma eî Kitabı »mız var onu okusunlar. Yeni baskısı 5 TL. Benden 3 TL* sına alabilirler* . ' •- • Türlrkaya ATAÖV «Kazgan.. yes, «kaz» comes from Latin,..- it me ans, to dig or a kind o f bird.*. «Gan» means*.. I co uld not remember it now, but tomarrow I could not remember it now, but tomarrow I will tell it to you.. ' Vedat ÖRS «Kazgan mı T Bunalımlar geçiren bir azgelişmiş ülkenin gençlerinin bulduğu yeni bir deşarj yolu olsa gerek. Güzel bir sosyolojik etüd konusu olabilir. -Bi zim İsmail Beşikçi’ye söyliyeyim ?...» İbrahim YASA ' ' . ?Kazgan 1969, İsrail'e karşı güçlü silâhtır.»j .___en «Kazgan, püsküllü ve d e ;tatlı birbelâkırj ; B arbar; «Kazgan I960 güzel» yalnız benim, güçllik: $ekt%. ğim nokta §u. Acaba düşüncenin, tarihsel- ö!uşm&i': İçinde ka^gaıı’m .yerj neresidir?..» J .. 1 Şerif MÂ10>lN,, özellikle Apoîlo 11 denenmesinin başanlmasmdâsi sonradır ki Kazgan gibi Üniyersal. yapıttonfjâ^ğM artmıştır.' Y a da, Ğrb tius’un ^azdığı 10 ş^es^S'iyar ........ ~ pıttan birisidir» Kazgan.» ÇokgüzeL «Okhan/ın karikatürleri, de olmasak lâf furyasıdır.» ' 1 * ■'' f . ; Okhan? Arkadaşlar Kazgan çok güzel ve benimrkin^atini ■ odur ki Kazgan Washington L_ Londra '*Jf P a ris. Roma —- Ankara — Tahran-«— Dakka ——Tolryp,şek lindeki, geniş İttifaklar zincirinin merkezi.halkacıdır!. Ben Kazgan .1969 ,n .bu -açıdan ele. alıyorum»;,,l(.„ : Kazgan Kazganlığma pi§man oldu» M lliiy e «K a ^ ' gan»ı çikanncai, “ ! ' D îfer Kaslar. : «Kazganı beğendim.* çünkü kızlardan ve benden bolhaberîer var... îyi bîr çalışma. Komitedeki.kız ar kadaşlar, odamda beni görsünler...» ' Bülent PA VTO . «Kazg&n I960, fraternal Türk - Amerikan ilişki lerinin bayrakiaştıgı bir belgedir.» Fahir H. ABMAO&LU «Kırmızı kitabımdan sonra gelen Best .Seller oiarak Kazgan 1969 var» Mao - Çe - Tlrang «Sosyalist öğretide, güçlü, bir aşamadır» Kazgan 1969....» Mr am —■Bir dald&a bekleyin.. Kasganın kabildlğini |>e&an Beye hab^r Vereyim/ ■ÇL-. A -m m m BUNZAEI B ÎL S ^G n m J S üm Z t ■ Doç. Dr, Ahmet Demir’in günlük yaşantısında, .kendisine yapılan iltifat (!) lardan derste bahsetmek; ten pek hoşlandığını, ■■: Bog. Dr. Mehmet S e lik a Dışişleri Bakanlığı im tihanına girip iktisattan çuvalladığını, ■ ;i Dr. Lâtif Çakıeı'mn ders anlatırken, Zeki Müren’in şarkısöylerken terlediğinden, daha fazla terle diğini, ^ Î Prof. Dr. Cumhur Ferman’ın karton, föy, fiş vs. nin reniderine duyduğu derin ilgiyi, | i -i. İbrahim Yasa’mn 8.1.1939 günü, derse, bir aya* . ğındâ koyu, diğer ayağında açık kahverengi ayakka bı giyerek geldiğini, \ .Tuncer Bulutay’ın «derslerde, ben guvallamaya alıştım» dediğini. : i Cemal Mıhçıoğlu’nun; «beni bugün general yap malar birçok generalden daha iyi yaparım bu işi» de diğini, ’ V - / Orhan Türkay*m ,Showdan sonra heznen Damat lıklarım giyip show’culara uzun süren bir defile yap tığım, -. ' M .Bedri Giirsoy'un bazı imtiyazlı talebelere ( î!) tor. pil yaptırmak için kapıları aşındırdığını, y ; : i Bir doçentimizin kaymakamlık ehliyetini alama yıp, Siyasala geldiğini-ve tesadüfen iktisat doçenti, "oîımcada,. kendisini dev aynasında görüp, duvar dip lerinden yürüdüğünü,. J K: ^Bîr robotla, ders anlatan Necdet Serin arasında* ki,farkları (1)..-,. ,0ztın Akgün’im en centilmen Öğretim görevlisi•olduğunu,' . i 3 Cemal Mıheıoğlu’nun, «TODAÎE»nin genel müîdürö t«en olsaydım diye banlayan nutuklar çektiğini,. Î-f:| Besim ÜstünpTin, ders anlatırken, sokaktan ge leni «billur, tuz» reklâmlarına fena hald ebozulduğu;nuÎ bütün öğrencilerinin onun ısıtıcı (!) espirilerini ;pü^ sessizlik içinde dinleyebilsin diye O.D.T.Ü.’n eg eçİroe^ düşündüğünü, f\^ T alebeliğin de, '.«Pat pat» namıyla maruf Ahmet JÖe&rin. Mamak'ta projektörlerin ışığında, geceleri ¿çe k toplamâyı (J) pek sevdiğini, " |Sadık Baklacıoğlu’mın, Mülkiyenine& İyi teksir okuyan] öğretim görevlisi olduğunu, v" 29 Mayıs" günıi, güzel-bir bayanın, Mümtaz Soy* salV bir:bu k et çiçek gönderip, kartta, gönderen ye rine «sizinle övünen biri»... yazdîğım, llfj.tp a k ’le kısa bir röpjortaj; ’ ;Şonı:—- Mezun olunca harieiyeyemi gireceksiniz? i C e v a p ' V a î î a , gim ıyeeeğim galiba... Soru — Neden? ...f JCevap — .Ne bileyim .yani, insan oraya' girince biraz kendini;sınırlıyor. ' a Soru:“ 'Ne demek yani?, -Cevap —- Yani, şu .demek ki, ben'kızım, harici yeci ’olursam. mıihakkak bir hariciyeci ile evlenmem gerekecek. Yoksa mesleği bırakmam ,lâzım. Peki ama^ ben. neden koca bulma çevremi yalnız hariciye ile mnırlıyayım?... Değilim yani, haksız mıynn söyleyin.! r;- - ş o m — ' î t ' n r ' 26 Tüîlabın. Kitapları s a Gc i o k h a n Diskotek ve klüplerde Matine İşletmeciliği Ankara 1988 y a z îc io Gjlu, e n g în Dökülen saçlardan yararlanma Usulleri ve Na sıl S anason gibi olabilirsiniz. SJB.F. 1963 EHJÇBAY BL ALÎ Maoyu yiyemezsin Bana yamyam diyemezsin Peiplng S.B.F. 1967 G te E R AHMET Borç verme aptallığında bulunduktan sonra ge ri alma yöntemleri S.BJF. 1957 ECEMİŞ ZAÎIÎBS Makyaj tekniği ve estetik S.B.F. 1333 KABAHAN, ÇETİN Kız tavlama metot ve yöntemleri Köşk 1967 - 1989 E R S A V d İffüRAT Amerikalı kızlar psikolojisi ve seksoloiisi CAKADA - TÜRKİYE 1904 - 1989 DİBİÇAN MÜSUtM Hocalara soru sorma ve onları komaya sokma metodlan TV. Un re 1969 YAVUZ KRDAIi Ânjeîikl nasıl tavlayaraadıra. S.B.F. 1967 CAKMEN’tN AEKADAŞI Karmen’in Aşkları Ankara» 1988 CÎRİT OKTAR Erkekliği İspat Etme Yollan Adana 1367 ■ GÖNEN ÖMER Amerikan ve Rus Araba piyasası ve otomobilli Diplomasî ' - ' S.BJF. 1987 BOK-, SALİH Nasıl ihtilâl yaptım, Harbiye 196S O&TOTJŞ BARBAROS İki bucuk derste Ayak kırma - Kayak kayma metodu, Elmadağ 1969 BAŞCÂVUŞCÖLTT, MEHME1! . Güneydoğu Anadolu Şehirlerinde Kızlar. Batman 1984 DANACI, KEMAI, Fonksiyonîzm, Mülkîye 1968 -1969 ATAÎjNAİU Ayhan Engin Dcmirlibahçe Hamamında üç gün Kuma başı sohbetleri Cebeci - İ9G2 Diplomatın Lisan Dersi , Saat Sabahın £*i, Ders zilinin çakmasına daha yarını saat var. H oca sınıfa g!m !ş bile. Elinde kara kaph bir kitap, cam kenarında ve ayak ta okur vaziyette, Sm ıf bomboş,.Öğrencilerden dalıa; kimseler yok görünürlerde* Durun bakalım, vaîlalıi bir gelen var. Mete’dir mukakkak. Hastamıdzr bu çocuk, nedir, hiçbir kuru kaçırmaz* (Mete sınıfa girer, hocayı selâmlar hoca da ona şapkasını çıkanp, reverans yaparak selâm verir). Saat 8,30 da zil çalar. Hoca dalıp gitm iştir, kitaba zili bile duymamıştır. Sınıfta tek Mete oturuyor. Dışarı da,koridorda bir - iki talebe daha var, ama derse girmeye hiçte niyetleri yor. (el kol işaretleri ile ve bağırarak dışarıdan Mete’yi yuhalarlar* Zira o girmese bellidir ki o ders yapılam ayacaktır). — (Dışardakilerden Şiir, Hilâl ve Ömer’de der^e girmek is tiyorlar, ama diğerleri buna mani oluyorlar. Sonunda Ömer ile . Şiirde girince tamam oluyor). Dışarıdan şu gibi sesler duyulu yor. • I. Ses — yuh be, ineklere bak,... rr. ses — Möo, ulan yağcı Mete çık dışarı. - m . ses —- Ömer, yoklamada benim yerimede «present» diye bağır emi? (Nihayet hoca başını kitaptan kaldırır Ve sm ıfa sorar - çok sakin.bir gekilde) V.Ö. - Has the bell rang? (Talebeler bu da ne.der acaba gibilerden birbirine bakarlar, önde oturan Mete cevap verir* Mete - Yes, efendim*.. V* ö . — Allright, will you please shut the door? ^ (Ömer kalkıp kapıyı kapar, sonra da tahtaya silmeye koyu lur)* H oca sınıfın ortasın agel ir. Ellerini arkada kavuşturmuş olarak durur. Yerinde yaylanarak sınıfa sorar. V.Ö___ _ Who is going to suply me a text to translate? (Çocuklar gene birbirlerine bakışırlar, anlamamışcasma so ruyu) Bu arada Mete çantasını açar ve Ulus Gazetesinden kes- „ tiği A.Ş. Esmer’in bir makalesini hocaya uzatır. (arkadan yağcı, otur yerine, yeter artık gibi lâflar duyu lur.) V.Ö* (durakhyarak ve güçlükle) metni okumaya başlar). O sırada arkadan Ömer bir soru sorar. Ömer — Sir, what is the etym ology o f «Capture> (H oca yanma gidip, ömere eğilir ve) V.Ö. — ı «W ill you please repeat it again m y dear boy» der» Ömer — I said «capture« (Hoca üç * dört defa tekrar ettirdikten ve hecelettikten son ra nihayet anlar) V.Ö. (Yah, you mean «capture» Ömer — Mahçup,.yerinde ufalmış halde) yes... (Hoca: tahtaya gidip şunları yazar) Capere — Kapmak (lâtince) Catch — Yakalamak, Capture — Yakalamak, ele geçirmek Capable — Kapabilir, kabiliyetli, V.Ö. • —•W e have olsa «cap»in Turkish language, Forexample: Kapu, kapak, kafa, kapmak, kapamak, . Mete — Thank you efendim, (O sırada zü çalar, tercüme kalmıştır. H oca dışarıya baka rak dalıp gitmiştir. Çocuklar sabırsız bir şekilde kıpırdanmaya başlarlar.) (Devamı arkada) j V t ü l k i y e ^ - B a l î a ı Garip anara gözyaşlarını sil artık,«i; Sınavlar biter bitmez or&ayım, , Haberinde diyorsun M «gel arük^ Kurul karar verir vermez ordayım,! Gönül verdim hoş bjr emsi lâtife,' Hiç tınmadı,, beni aîdı hafife, Üç sene uğraştım îıçpsi nafile, : ;; Yorgunluğu gider gitmez ordaym^ Teneffüs bitimi gireriz derse, j Hep yazmak isteriz ilıoca ne derise^ Bekteki ders biteln tkkatm varsa» , '*223 sesini duyar duymaz ordayım, Beş on sayfa her derste not* tutulur, ' Köhne sözler «bilgi»; diye satılır, ! İmtihanın korkusu ile yutalur. Daktiloya çeker çekmesç ordayım .. Aksoy yine ortaJığıydayor» Tüm djemagoklara meydan okuyor, i Daver ara sıra ringe çıkıyor, Küfürleşme biter bitmez ordayım. Fehmi bey durmadan uyku saçıyor, Mıhçıoğlu ikinci basla yapıyor, Şerif Mardin başa dertler açıyor, ödevleri yapar yapmaz ordayım. Bir kaç kere boykot yaptık bu sene Sosyalistler aldı seçimi gen© . . «D ur» diyoruz artık bozuk düzene, Yeni düzen gelir gelmez Ordayım. Akmadı bir türlü, yurttaki sular, Kantinde ne masa, ne sandalye var, Tüllap oturacak birgeyler arar, Bir sandalye bulur bulmaz ordayım» Sabah öğle imtihana girilir, Her kigiye iki kâğıt verilir. Okunmamış kısımlardan sorulur, Cevapları verir vermez ordayım .; Gâvurcayı attım çoktan bir yana, Artık talebelik tak etti cana, Yıllardır sîzleri özledim anâ, Diplomayı alır almaz ordayım, m yöoca hM a tahtaya dönüp «etym oisgy» yazar ve sımfa do|n^^rarar)'Tj':: . ~ jiW h o knows the ethym ology o f the word ethymology [(Snuf gene bir §ey anlamaz.' Mete arkaya dönüp açıklar çoicuklara) . : ■ .. ' ’ -UMete — BÜıymology’nm ethymolo gysLni kim biliyor diye (sorp^yor h oca.' ;(Talebeler; söyle açıklamasın,.221 çaldı, hadi çıkacağız biz). ' (Hoca döner ve tahtaya şöyle yazar) Etymon — ö z g e şey, asıl şey, 'Logoş — Bilim.^Etymology ~ "pie study o f evolution o f the words. (Tenefaiszili'çalalı 10 dakika olmuştur. Neredeyse derse giriş zili çala^ k tır) Hoca sınıfa gayet sakin döner ve sorar). " 3 j y A ; _ Has the ball rang? / i?Sınıf hep birden — Yes evet, çoktan şükürbe, oh be, ver ; lân b ir;sigara bana. t ; Hoca gayet nazikâne şapkasını çıkarır smıfı selâmlar ve goodjbye der. Sadece Mete h6camn selâinmı alıp, Byebye efendim ÎN E K N A M E Bir İnek var Sı zalf-ü nizar, Profiar elinden el aman bizar Gâh sınıfta- ve gâh İsımla idi» Her gün ders ile geçmekte idL Ol kadar dolu idi beyninin içi, Ki başında kalmamıştı tek tel saçı Zavallı kalmıştı bir deri, bir kemik, D srsler altında Icamburla^mıştı belli, Kiisden alınca kitabın, Sanki it artığıydı kalanı, Bir gün, bıraktx dersi, kitabı yerinde» Dünya varmış diye gsldî kantine Gördü kantinde oturur kızlar, Ahu gözler ve gerili göğüsler, Vardı erkekler filinta gibi, Baktılar ona hepsi, sanki aeûbeynd# gibi TDers bitm igtir.; Kimi tar atar kantinde, Sim i kızlarla ¡aşna - fişne, ; ^H grafm in Güzelliği Bizim inek eder iken seyran Kaldı, görüp kastindekiler! hayran ., ; Fehmi Yavuz Toprak ve İskân Hukuku ara sınavlarında so ruları ^hemen ceva.plandıranlarm kâğıtlarını’ gözden getiriyordu. Ne kur derdi, 3te Cmnlror Ferman, |Bir kâğıdı okurken birden yüzü burugtu, gözlüklerini dü Ne ders altında hasta vü nalân zeltti v e; î Hayrette kaldı, düşündü durdu, — 'Ayhan Engin Ataünal evet siz bir dakika bakar&ısınız. Şendi ahvalini düşünür oldu, . Ayhan yerinden kalktı ve ciddiyetle hocanın yanma yakBîzila bunlarla biriz aslında !&§tu Elde, ayakta, bacakta, kafada ■ ? A.E.A. — Buyurun efendim. ■ F.Y. —- Oğlum kaligrafin bozuk biraz, Şu cümleyi olnıya- Ama bunlara Ira safa nsden, Bize bu dersler, sıkıntılar neden, ) madun. Gerçi Besim etti perişan bizi, A.BJL — (Ciddi) Yok efendim öyle bir cümle, Ama, bunları kim adam etti dizi d izi jp.Y, __ ? ? ? ? ? ! . F .Y .' Peki bu cümle ne diyor oğlum» A ,E .A .—- Affedersiniz hocam bu cümle de yok. İF.Y. — I ? - ’ LÜ G A T -tfcH Ü IM t m v: ' İmtihan bitmişti. Herkes Ayhan'ın etrafmı aldı. Ayhan izah ediyordu. İNEK : Mülkiyenin soyadı. ! AJ2.A. — Ne yapayım çocuklar. Bende okuyamadim yazı y ı-. İNEKLEMEK : Ders' çalışmak. ÎNEKHANE : Çalışma odası. ÜSSÜ MİZAN : Bas belâsı. SENE SONU : İnek katliamı. BİRİNCİ SINIF KIZLARI : Kabak çiçeği. KAVUN YEMEK : Yasında ineklemek. REÎS -ÜL KÜTTAP : Diktatör Hüseyin efendi. ÎNEK BAYRAMI : İneklerin coşması. BOYKOT, İŞGAL : Cankurtaran simidi. KIYAFET BALOSU : Mezbaha sahiplerinin* si lâhı. SON SINIF KIZLARI : -Camadan bezmiş bir gü,rah. H O CALARDAN NANELER Burası ÎLKOKXJL mektebi değildir. Germin ABADAN Sîzi, bir yaslı sonbaharda teslim; aldık, aydnüık güneşli bîr ilkbaharda teslim edelim. İsmail TÜRK Kâğıtoynamak» ekip çalışmalarım gerektiren bir yönetim biçimidir. . . Cemal MSHÇSO&OJ Bu sım fta hergey var, kafa da var, yalnız tebe şir yok, Nemıin ABADAN Bizde malî .yıl sonu 28 Şubattır. Dört yılda birde 29 Şubat olur. İsmail TÜBK - Mm? demokrasi, kagarlanınıg demokrasidir. Metin. k t r a t u Kitaplar, silâhlar gibidir, savunmayada» taarru za ¿a yarar. İsmail TÜRK Arnzsever hocamız Bekri G ÜRSOTâ înfajs kanuuu 80. md. üs çeşit infaz şekli öngörür; 1„ Oturulan yerde infaz!« 2. Hafta' sonu infaz!.. 3. Geceleri infaz!.. Burhan KÖNÎ Sene sonu sınavı, işin, sadece resmiî yanı, alyans yüzüğüdür. Şerif Mardin Üniversite gençliği Türk toplumunun kaymak ta bakasıdır« İsmail TÜRK Bir gün yirm i dört saattir. Cemal MIHÇIO0LU Çigeneler göbek atar, bu kültürel özelliktir; biyo lojik değil... İbrahim YASA Toplu müzakere sendika hakkına yakın biçimde bağlıdır. Cahit TAT/AS B ir maliyeci ile ihtilâfa düğmek mümkün değil dir. Çünkü maliye kumsallardaki su kadar şeffaf, gün ışığı gibi aydınlıktır. ' İsmail TÜRK L âf aramızda Sülü’yü çok beğeniyorum. î N ermin AB AD AK Bununla beraber, mamafih, şunu da belirtmek İsterim ki, yuvarlak bir rakam vermek ieabederse, Ubangi - gazi’de fert bağına düşen milli gelir' 77 lira £3 kuruştur. Fahir AKM AOĞkü K İ S Î B B Müptelâ’y ı intizâr olduk senin yaiükdk Gelmedin bir kerre derse ey hocam msmdst%îiîl, Sir-i âsâbîyet ila baş başa koydun bizi ! îzdırâb-ı intizârın kuytu ormanında â lı!/;iî tim iîe me§gul olurken birden eylersin nlM i ; Var mıdır böyle bağırmak tedris ^ î.i Hâcesin yoksa mübaşir bende bHuaemiseninesîii&.1 •Bîr yeni meslek mi sestin ömrün aşkâmindB" 'âh.f Mail-i vezn-i aruzsun, beyt okursun ¡M-lüsram^i yolanuÖur .lıîe şîr-i nev-tarz balır-i Irfanmfla âli! •Çizmeden pek taşra çı&tin, ta t Iteuuâ'Ntıslıjo!^^; Baş-müderrÎ3 vasi ırardır, G üisoy’un Bışkapı —i dışkapı , Popüler arkadaşımız Zahide, :ûf' Önce kaydmı yaptırmak üzere Fakölteye 'geliır; da gereken muamele yapılır. Kendisine -;50'^¿liralık 3 harç makbuza kesilir: Zahide sorar « fe g a S ^ 'n lr e y e ■ •külteye dışarıdan girilecek bütün dışkapilaıı7 '-;g'ezer- i ler. Nihayet giriş'kapısmda. para y a tl^ â c ^ 'b if"y e r j aramaya, başlarlar. Şakir Efendiyi göruBcfftt^mayn'1 bulduk, şükür...» falan derler.' Am a^ Şa^i?y & enâi «lütfen Dıskapı'ya-kızım-.:>» - deyince şa l^ a d ^ İb â ^ r : îırlar. Ogün bugün halâ Dışkapı’y ı a r â r İ â r ] / ‘r'1' DERSLERDEN... Siyasî Tarih. Bizatihi kelimesinin anlamını, Anayasa Hukuku : Kırıtmayı Medeni Hukuk : Aşksiz evliliğin m eşru'zina olduğunu, ■Siyaset Bilimine Giriş : Her derste bir m ikrofon parçala m ayı .: , -’İstatistik : Sınav i'oto’da tutturma olasıllığını '^Sosyoloji : Derse hig uğramadan sm ıf geçme tekniğini -Muhasebe : Sm ıfda sorulanların, derste anlatüanlardan farklı olabileceğim» İ!2ı olabileceğini, j İktisat Eskimolara buzdolabı satmanın yollarım, ;İdare Hukuku : Lazcayı iAmme Hukuku : Sokratın aile hayatını ;Ceza Hukuku : Yoklamalarda sınıfta üç kere mevcut olmah fl: r \ * ' ; Borçlar IJukuku : Meselenin hallini cebimizden çıkarmayı ¡Teşkilât tarihi : Aysprilerle gülmeyi / ¿Ticaret Hukuku : Bir diktatörün metodunu ¡Kamu Oyu : Şifre çözmeyi |İktisadî Doktrinler TarOıi : H iç bir şey bilmeden üç kâğıt |doldurmayı, > iSiyasî Fikirler Tarihi : Bol miktarda kitap ismi, fVergi Hukuku : Senede bir gün (derse) girmeyi İAmme Hürriyetleri : Seminerleri Ödev diye okutmanın yol ularını, İdarî Ameliyeler Tahlili : Agk mektuplarını dosyalaması* ■ Fuel Oil Brülörleri Sizin En Sadık Dostumızdur öm ür Boyunca Hizmet - 24 Saat Ba kım Servisi - B ol Yedek Parça - Ra kipsiz Fiat Ankara ve Havalisi Mümessili ; MUHÎBDÎN BÎZDAKER Şehit Teğ, Kalmaz Cd. Mermerci Han 19/58 T e l : 10 53 88 - ■MaJiye Politikası : Dakikada 250 kelime hızla not tutma"S3IU. pStş Ticaret : Bisiklet ve battaniyenin ülkeler arası mübadelesini ıJPevlet Muhasebesi r Kadın haklarını .Mahallî İdareler Mâliyesi : Kuru gürültüye pabuç bırakma>nayı, H ijyen : Cevza'nın babasına fazla' yüz vermediğini, ¿işletme İktisadi : Cumhur hocayı özlem eyi .. . Ö Ğ R E N D İ K . SÜZME TERMONAFTA f^Ö&0<BHfr0,G6aS®-<MSS58^Û<8BB8K}<&gBBK>46BBBN}4BnE&0,<B888*04HB8 S SAYIN İŞ A D A M L A R ! SÖZLER Kazğan’a yazıpta agkıma kirletmeyin ] ■'** Sara Mevz& * Lâzlann en güzeli benim, bu memleketin en hayırlı evlâdı benim ...... . kâz Atilla Üniversiteye giripte bir daha oradan çıkamayanlara Prof. i<teni£v; Barba I q ve dış hatlarda yüklerinizi De-’ nizcilik Bankasr Nakliyatı gemilerile ■ Ben Mulkiye’nin en seksapel ve frikik veren kızıyım Hüsniye Hadalah v;Mülkiye’de herkes uzun süre kalmak isterde kimse sınıfta çakmak istemez. İhtiyar bir tellak i Burs, kadın gibidir; ikisine de güven olmaz. Burslu bir sap Saati işletmek için kurmak lâzımdır. Fakat Mazhar’i işletimekiçin lıiçbirşey lazım değildir. Herkes ara taşıtınız. Böylece hem-memlekete, hem de kendinize fayda sağlamış olursunuz. DENİZCİLİK BAKKASI N A & IİY A T I ' GENEL MOBCİKLÜCÜ İSTANBUL - İ S t fi R i N ,A N İS T E E . î N A N M- A Dört sene fakültede talebelik, oribeş sene iktisat asistanlığı yaptım, daha ürtâs&dm ne ile u la ş tığ ın ı bilmiyorum. J>oq. Dr. Melun et SELÎK Türkiye'nin gartlan seminer hazırlamaya elverişli- değildir. Yüksel KOÇ Ben sizinle sabaha kadar diskotekte dansederim... N. ABADAN <4Ö^;£j!TMS.Y£N’ r-^£MFO«MÎ Sandalyadan başka şeylerin de üstüne oturulur!, İbrahim YASA Ç E Ş toJ : B tL îâî BALLARIN A GÖBB>;AŞKg KAYIP İktisat, Sevgi arz ve. talebin İtesim .nolc&stijffîı İdare hukuku 5 Yabancı tâbiiyetteki hir._kaxİıali' ^yle• nen memuru, isinden .kovduran lagbeİŞsı,'^ iA Muhasebe; Sevgi büânçosnnojo. aktif ve pasiiînin «sit> ligidir. ' * /' Geçen günkü çok rüzgarlı havadaÖmer Hayri Gönen’in bir miktar daha saçı ,dökülmüştür. İnsani yet namma bir tekini olsun getiren çok memnun edi lecektir. , Sosyoloji; Bir gafcı altında ‘yalamaya! v ^ sıÖ 'b î^ ö u y . •-..ı; i- ■..... ■ : ■ :: ; . ( Sosyal Politika; Sosyal adaleün gerçekleştiği tek sar lıa. " ; • ¡m* j (HEL FACK AEi: rumuzuna müraacat edilmesi ) Medenî Hukuk; SO L 108. Md. nln Icrastnajye; H X 132 Md. nin tatbildne sebep olan davranıştır, i- i H ijyen; Klgi sağlığı bakımından çılgınlığın f maksi mum seviyeye ulaşmasıdır. •: .; ■ Siyasî Partiler; İki rakip partinin aynı İsim altında birleşmesidir. i ri • ; r. ; *' t Eamu Özgürlükleri; K l§! Özgürlüğünü losıtlayau ! en müessir etken* .• m Uyuşukluğu ile tanınmış Metin Köksaî, kantin de, yine herzamanki gibi radyötörlerin üzerine kıvrıl mış pinekliyordu. Kapıcı Sslâmi gelerek; — «Babanız sizi arıyor »dedi: Metin kalktı. Kantinin öbür ,köşesinde bir bahriye binbaşısına yaklaştı: — «Beni .mi aradınız?» Binbaşı şaşırdı. Birden: ' oturan ' F. .Armaoglîi - siz arkadaki, evet siz.’ Ne dersiniz Newyork Times’in Vietnam- için, söyledikleri doğru mudur? — «H ayır» dedi «Niçin sordunuz?» Bizim «uyuşuk» saf saf cevap verdi: — «Babam gelmiş de, onun iğini» 1 9 6 8 - Vak Vak îiaşit- herhalde doğrudur.,.- 6 9 M E Z U N L A R I N A Ç fi G İM HEU Y IL M AYIS AYININ lÖHEJNıDA ANKARA’D A ÎSENÎ3 MÜLKt- Y E I İ Ö B B£&XİĞ2NM , ÎSTAN3SUI/BA İSENİZ MÎLTON’B A SAAT: 19.00 • B ULUŞALIM : ARSLAN IA31, PADİŞAHI ' ATLAYIŞTA! ?... ' ■' 1 : ş e k e k u : ‘ m îs în v a y v a y KAYMAKLI MISIH- V A Y VAY . tN M Y E N NAÖJHEUÖB ' y o k s a »s e n b e b iz im g î b î SEV BA XIJSUSJH VAH VAAAHHI B İY O G R A F İ L E R İ tLHAN YARGAN 2714 Namı diğer mercimek bey„ kılı bıkların şahıdır. Sessiz sakin bir çocuktur. Ama bu niteliği yalnızca yengemizin ya randa iken mevzubalıistir. Lisede başı dönmüşken, Şahane de inekliği tutmuştur. Bunda ders ça lıştırırken ders çalışmasını öğrenme si, sonradan vâz geçmesi rol oyna mıştır, denebilir. Genellikle haftada iki gün grantür. Hatta o günlerde sigarayı da azal tır. . En büyük korkusu bîrinin dalga geçtiği anların yengeye ispiyonlarım aBidır; En hoşlandığı filiz çayıdır. En En unutamadığı olay, ise otladığı bir sipahiyi yakacak kibriti bir türlü sa tın alamamasıdır, günkü bayie sipahi yi yakacak kibriti ver dediği, zaman zavallı, bayiden, «bizde öyle kibrit yok» cevabını alınıştır* DFÜK TÜBKEKİ 1940 Efendim, Ufak’u kıdemli Mülki-, yelilerin hemen hepsi tanır. Orta boy ha sonraları bütün konulara' ve tabii dersler konusuna da sirayet 'etmiştir.; eıra imtihanlara gelince’ h ecini'tak ır Hiç ders - çalışmadığından yakriiıpta, tıkır geçen Handan’ın b u b a şa rın ın sırrı bîr türlü anlaşılamamiş ve ¿n sonunda arkadaşımızın «gizU inekV. olduğu konusunda oybirliği ileVkar'ara varılmıştır. Şahaneye duhul-ettiği’ ilk ve ikinci senelerinde kantine oiaiı . aşın sadakatiyle tanman v arkajdaşimız, son .iki senesinde; dfirs^eleria . olduğu binayı, ieirdh:- .«¿¿iş İnek bayramında' Siyasi Şubenin öğrenci, .titlzlîğiyle.îîk:. deıkleimvbiii-:; Kraliçesini bile züppeyi,inun elinden mine .10 dakika kaîa^ sınıfa girm eyi: alıp arabasının önüne oturtunca Ma başarmıştır.' li Şubenin en donjuam ünvanım al mıştır. Ufuk’u ararsanız yanında bir 2488 KEMAİJ D AH AÇI:, mastorla Gölbaşı, Çiftlik veya, Baraj da bulabilirdiniz. Ama şinldi... ' lu, sessiz, kumral bir arkadaşımızdır. Elinden uçan - kaçan-kurtulmaz. Otcn mobilden TV tamirine kadar akla ne gelirse yapamıya.cağı ir, yoktur. Oku la Önceleri külüstür jeeple gelip gi den Ufuk, jcepinin kerler tarafından kaçırılmasından bırakarak, bu defa kuyruklu bir Flymoutli almış ve bu dertten kurtulmuştur. Yeni arabası“ ile kız peşinde koşmaktan olculu unu tan Ufuk,- bir keresinde Dil -' Tarihin önünde babası t? rafından suç üstü yakalanmıştır. . . •. 2970 - HÂHDAN KAYAO<T 1948 Yılının bir Aralık günü gü zel İzmir’de dünyaya gözlerini-açtı ğında, telaşla etrafına bakınıp, ebe sinden bir ayna ve tarak istemiş, uzun nzun uğraştıktan sonra' da «şu saçlarım bir türlü uzamadı» diye ya kınmış tır. Hândan’m saç* konusunda gösterdiği bu ilk titizlik ve tel⧠Da , ,,, ^ 4a; ba| bozumıi mevsimin;dö;?Kpnya‘da doğdu. îlk ve orta tah silini ;d e ;burada tamamladı. Küçükherkesin ne uslu çocuk demeleri arsızlığa itmiştir. Hk okulda iki, "o3^ y&lisede bir kıza aşık oiau arka daşımız tesadüf eseri Mülkiyeye ka pağı 'atmıştır, İlk geldiği sene son dejeoe| utangaç olan 'Kemal, kantinden geçerken) yüzünün .kızardığım itiraf etm ^ ^ .l i ’akat büyük bir .ilgi ile ta-; kip;'(etüği»TJtaıımaz adamın macera* son ra: utangaçlığım atmıg -te ;çerçeveliğin zirvesine erişmiştir.’' - .. . NOT : Sabahları iîk derslere geç gelmesi akşamdan kalma oluşuna bağlanabilir. NESK-ÎN-:Ö 2K ASBÎ î ç gezide Fes - Som cuların-tat lı belâsı Olmuş, mutlu çiftler yarat mak için sonsuz gayretler göstermişsode pek m uvaffak olamamıştır. ¡Bu arada ağabey dediği Lâtif Çakıcıdan daha büyük olduğunu ispat edince ho camız bayağı mahçup olmuştur. Gezi dönüşü son sınıfların süb yanlarına devamlı olarak «Evlilik-Sa natı» «Nasıl Kız Tavlanır» 10 Derste Cinsiyet «gibi konularda ders verme ye başlamıştır. (Kendisini ’ tanıyan lar Nihat için «iyi bir teorist, kötü bir pratikçi» demektedirler. Bu yüz den öğreneüerinin hayatta pek mu vaffak olacaklarım sanmıyoruz. 2. sınıfta politikaya attinuş, sa&¿iktan’çıkip yemekhaneyi rezü ederek baganlı bir politika hayatı yaşamış-' in v B u aradan yılda 3 kıza aşık ob MEFTÜN YURDAGÜL tauş/daha sonra bir kız uğruna folk1944 yılında güzel Antalya'da 1947 de gözlerini Karabük’te dünlor&İbaşîamıştır. K ürt Eraan’m kadim yayaaçtı. Tanrı Taalâmn eli boş zadünyaya gelen ker Meftun gözlerini d ^ tu Kemal, üçüncü sınıfta yemek-' açar açmaz JM fe-M © istemiş ve Mek. mananda yarattığı bu çıtıpıtı kızın l ^ e yüzimden sınıfta kalınca polititeb-i Mülkiye aşkı da kendisinde bu 19S4 de Mülkiyeye girişiyle ayaklar vazgeçip ■kendini kantine afe» suretle başlamıştır. Kantin'in aktif da atılmağa başlandı. Ama Nesrin nıı§tırr:3 u arada bir daha aşık olmuş, ve .EminçIi garkıLan sever oJmugtur.' ■canavar ¿ibi. Yutarmı hiç bunları. leştirilmiş •kalemlerinden olan ker kşktan dabıkıp fea - kom. başkanı o l-' Üstelik acelesi de yok! Nesrin, diren Meftunumuz, bu lâkabı kendisine ki:n y^ ;an cak ,fes-ik om ’u da zarar et- dikçe direndi, dedik ya acelesi yok liöekten kurtaramamiğtıri Bu sıralar-' diye. H iç acele etmeden! daha birinci ¡¿¿İ en' büyük aşkını ; yalamakta olan sınıftayken tam kendinin aksi esmer^kadaşrm m n en büyük arzusu, tek- bir ağabeyimize kapılıverdi. Kapılış o ir ^ aştk olmadan mutlu bir aile baba- kapılış. Geçen yılda Nesrinciğin ni W' olmak, kantinoloji üzerine doktora şanlandığını duyduk. Eeeh ne yapa imkânı , bulamadığa takdirde, uzman lım, kendisine mutluluklar dilemek ten başka. blmaktîr babanlar, .te a iâ N ALFAM K tH M T A T U -i •.1 . Güney, sahillerinin kara yağız ve ■j- ; •l$$7 yalmda Samsun’da dünyaya, herkülüm şi vücutlu çocuğunun şaha gözlerini açan, san§m Osmanımız ken- neye giriş tarihini hatırlayana rastlıc&in© verilen ana sütünü red ederek yamadık. K ıyafet balolarından .birine kız kıyafetinde gelen Nihat, öylesine aslan sütünü içm eyi-tercih etmiştir ilgi çekmiş ve etrafında o kadar çok v ; ^.Çok sakin ve sessiz bir görünüşe erkek toplanmıştır ki bir ara «erkek sahip olan bu arkadaşımız fakülte ha likte iş yok, ben kız olarak daha ba* yatı tamamen değişik bir mizaca sa şanlı olabilirim, bir çare yokmudur hiptir. Gündüzleri fakülte derslerinin, acaba?» diye uzun müddet düşün geceleri pavyonların müdavimidir.'' müştür. Herderde deva olarak herkeze içkiyi tavsiye eder.) Hatta Her sene Ha ziranda sm ıf geçmesinin sebebinin içki olduğunu iddia eder. Hem ders lerde, hem de eğlencede başarı sağla. yan, arkadaşımızın favori içkisi rakı, tuttuğu takım Samsunspor, sevdiği yemek hamsidir. Smasunspor’un gam-., piyonluğunun,- kendisinin fakülteyi bitirmesi ile aynı yıla rastlaması ar kadaşımız iğin büyük mutluluktur. Fakülte kızlan ile kardeş gibi geçinip pek vakası yoktur. Bununla beraber Hukuk fakültesi etrafında cici kızlar la.görüldüğü gözden kaçmamaktadır. M min taktığını bulduğunda kendi tabiri, üe «o şahsı oyacaktır» Türk oymacı lık sanatından örnekler verecek bu hadiseyi senelerdir beklemekten usa» nan bizleri, meftun kardeşimizin bir an önce ışığa çıkarmasını beklemek», teyiz. Son zamanlarda aşk mahmurlu ğu ile gözleri bıyıklarına paralel ola-* rak çapılan ker Meftun yaptığı ba-, sın toplantılarında bu konuda gayet; alim bir tavır takınarak «hazırladığa listeyi halletmeden (!) katiyyen ev» lenmiyeceğini» söylemektedir. Son derecede temiz iyi kalpli bir insan olan Meftun kardeşimize hayat boyunca işlerinde başarılar, özel ba yatında saadetler dileriz. 'M üM nİâN ÇÂVÜŞÖĞLÜ' (Çarifcaf) . teşebbüsü ik'İ ayağının da kırılması ve ayak attığı kızın şansının açılarak başkasıyla nişanlanmasıyla neticelen miştir. . New York eyaletinin Avanos ka-. sasında 1944 yılının, soğuk, bir kış gününde dünyaya gelmek zahmetineKazgan ¡komitesinin çapkın ve katlanmıştır. İlk İgi şarap arayıp» ağ- gaddar başkanı Barba, gönül mesele lanaak olmuştur. .. . . . lerini Fes - Kom isleriyle kakıştırınca:, gördüğünüz gibi Kazgan, dört ayiık • 1963 yılında- bir tesadüf "eseri kenufak bir gecikme üe elinize geçebil dîni’Mülkİyöde' bıılan arkadaşımız hiç miştir. Haziran yüzü görmeksizin altıncı yı lında son sm ıfa varâbümiştır. Yine NOT : Bu biyografi son- anda bîr tesadüf eseri Mülkiye’den diplo Fes - Kom Başkanlığınca Barbaya ma alacağa benzemektedir. * bir ithaf olarak yazılmışta^ Zira da ha önceki sırf methiyeydi. BARBAROS OKUMUŞ' UÇMAN TEKİN ve tiyatro dışında gece hayatı olüuğu? görülmemiştir. (!) Derslerdeki .başarısının sırrının az çalışıp, çok uyumak ve çok yemek-olduğunu söyler. Mevsimlerden, yazı, meyvelerden k ira zı,. yemeklerden p i yazı sever, ' ' •• * Herkes tarafından gayet;iyi: ta~ nınan arkadaşımız iç gezide sempâ^ tik memleketlisinin attığı ayağa-, ha-f yır dememiştir. G ezidönüşühde .ise.. sorulan «Omuzlan raiıatça ;Tuyun^ eak kadar geniş, kollan bavulumu.taşıyacak kadar kuvvetliydvriyi ¿.¡â/eLdans ediyordu» diye cevaplandınmştır. '''* ‘',r; ' Gezinin bu çok iyi anla^an;ve yaKÇiçeklerin kederden boyunlarını kışan çiftinin aralarındaki bulutların' büktüğü Mayîs 1344 ünde ka.yalartis- dağılıp^ daima gezideki. giBifel^eleJ tünde bir‘ evde ve de İzmir’de gözle-' mutlu olmasını düeriz. rini açtı dünyaya. Çocukluğunu E§-* refpaşa ile Konak arasmda.kamyon. EÎÎLTÜ E yjî; arkalârında zulaeılıkla’ geçirip, liseyi - OSMAN de bitirdikten sonra büyük ^bir mera Solculuğu topa sol ayag^^jV U ^; simle bu kentte ‘M ülkiyeye kapak at . maktanÜerî gitmeyen,1; İfl^ ık lâ iş^ tı. Müîkîyede kahveciliği iyice öğren emelleri için' kokular" saç^ i^ tâk ^ -^ di, Aktörlükte İlk kez düşünenler ad ı-*’ yasıis hamama girmeyen,, mahkem^na  n Sanat 'Kumpanyasında ierai Ierde sürünen, 24 yaşmdan:;Sora^aı^r sanat eyledi. Bu arada Mülkiye’ dergi kadaşlanna şaka yapan, yöre sinde Şairliğini'yürüttü A ra sıra sa yürek yakan, bakışlanyla,^ kallı olarak sahneye'gıktı. Alkıglahdı",' çatlatan kızlan balkondan . atlatant . BARBAÎ Erdek tatil kampları yuMandı: Ama taslanmadı Tıilâya ya FÜZECÎ OSMAN’ımız. Hayatili; Im Ş i nın ele avuca sığmaz, haşarı çocuğu î kın olmak için reji bile yaptı. Söniraluluk içinde geçsin. . ^ T; - - ^ ^ • Kendisinin Şahanenin en güzel dan, d a ‘gecekondular üzerine eğildi. ve en atletik vücutlu erkeği olduğu Kopekköyde tammıyân. yoktur onu. ‘ MAHİR Ç A Y A N ... kızlarca söylenen Barbaros, Lise sı Sön sm ıfa gelince evde kaldığına" iyi ralarında iken aşık olduğu bir kızın ce inandı. Bu inançtan kurtulduğu an nikâhlanacağı gün nikâh, dairesini m üfettiş olacağını sanmaktadır' : , ' basmak istemişsede, zorbelâ zapte- Haydi hayırlısı. dilmiş, ve 3 gün süre ile bir iskemle de -bağlı tutularak sakinleştirilebil- NUBCAN TOKAH- ■ miştir. . 'iMülkıyenin bu kara gözlü, .mev Bu hadiseden sonra yırtıcılığım zun bacaklı tatlı - sert kızının hayati bırakan- 'Barbaramn kızlara k ayak1 İstanbul’da 1948 de karlı bir krş gü~ öğretiyorum diye, bütün bîr kış taşın nü 12 den sonra başladıysa da, opera dığı Elmadağında,. kayak evinden hiç çıkmadığı - kayak bilmediği sonradan öğrenilmiştir. îçgezide döktürdüğü göbek havalarına» idman yaptığı öğ renilmiştir» Siyasi polisin ve frukolanh^sevr ÎÇ gezinin başan ile sonuçlanma gilisi koldaşımız MülkiyStıM sında- büyük yararı olan Barbaros, resan ve de esrarengiz tiplerinden bî~; bütün arkadaşlarının iyi niyetlerine! .risidir. «N e-araşan' onda btüımıtr^eîik; hedef olmuş ve gezi boyunca her sa desen vs. Mülkiye’de»' ; sözünün: m üi ' bah ecdadının, mezarına nur yağdığı gahhas ömeklerindeiı.- birisidir’- ;müî~ görülmüştür. kiyede.Son günlerde küçük kardeşinin nişanlanması üzerine» evde kalma fobisine kapılarak, o eski: yırttcıhğı. üa, başlamışsada» son yaptığı işgal . Geldiğinin 2. yıîmda .FikîrjKulü-bü .Başkanı olan keskin,«anarşist -teo~ ' n ş t - sosyalistlim iz 2 yıllık fikii^ku^; iübü başkanlığı sırasında, sonraki -yıK İErda İnzıi perdeler arasından kafası« m uzattığı hareketlerde savcmm golisin sevgilisi haline gelmiştir. . B ir ara yurt dı§ına gitmiş, söy lentilere göre-P aris,. Londra «elup» ^lkrıncLa sosyalist - yeyesi eğitimi gör müştür» • ' r .-. Anargi nasıl çıkartılır, hangi :gartlarda kaos yaratılırları çok iyi Ibiıen hırsın, sairin, sevimli, nadan, ¡terörist - yumuşak. - kardeşimizin en . gök hoşlandığı renk kızıl, en sevdiği ;meyva -¿üzügik, en sevdiği kelime teişgal, en sevdiği hareket, panolaHülyanın hayatımdan memnu 'ri .du^itmektir. Hoşlandığı oyuncak-, num demesine rağmen dostları onun iar, itop,--tüfek, bomba, gibi zararsız iğin endişelerim ektedirler. Onların p^^cakl^rdır. evde kaUcaıssın demelerine kızarak : •; ]■4 ' '• ■ ’ Zaxp.an zaman ortadan kaybolur, nisbet olsun oiye, Umran'ın 6 aylık iıe : yapacağını,.nerde olduğunu -dün- bebeği he nişauuammgur. Sonra da ;yâ-ahiret. koldaşı. kırmızı yusuf ha-, gatiasmıar patlasınlar demigtir. Ni rig- biien yoktur. Pek çok cinsi lâtifin, ce mesut' yulara. sempatilerini üzerine çeken bu sevimKASÎM TUZCU İl’ kıaılçık yavrusu, terörizm i kadar 8an,bıyık)arı, yakı§ıkWıği ve de bur: Talaş Tarsus yetiştirmelerin* j^ ^ p lim le rl diyerek dersleri1 hiß den olan Rasim, elindeki yazı fanta üe ünlüdür.sıyla birlikte sessiz seoasıs centil Okulumuzda büyiik. taraftar bulan menlik ayaklarında,, koşar dururdu* «s©syo!~anarşi- terörizm diğer deyig- -Müüdyeye girdikten sonra Türk tu* ^İKÇayanizın»m teorısyeni, ideologu ritmini kalkındırmak iğin yurt iğinde ve yurt dışında" gösterdiği çabalar, w^daJiaiyxMKmsu^ her nedense kendisinden gayri hiç bir ki§iye faydalı olamadı. Talebelik mesleğinin hayranı olan arkadaşı Mâliyenin bu soyadı gibi uysaî her sabah 7,30 da uyandırmak i^in Ş ^ ı c i s i ; jßgaif m gipşirin/bir köyün- : bütün ev halkı seferber olurlarsa d a ; ^ jE ogduğu için gurur duyuyor. Spo- ancak ertesi günkü ilk derse yetişti* M ğçâct:Bevâîği jhaJde. yapacak zäma- rebilirlerdL "lal^çlmachğmdajı■şikâyetçidir. Mrolkiİdeal bir baba olacağı söylenirse :yede.en .¡fazlalisan dersinden çekmışde, aslında kız olarak dünyaya gel İ^$y|îisaııda^. '.gefetağini Cumhur’dan seydi çok daha • Bayatta ü& sesden ideal bir anne olaca ^oflanır; Kadın;, sesi, su sesi ve para ğım söylemek doğru olurdu. Bakalım Ä i.Q n im . için mâli gubeye geldiğini istikbal senin iğin ne gösterecek... ^ y ler^ Eîn fazla düşkün olduğu, geyleıden biri -de' kendinden boyalı sim- A JıÂDJH ŞATIROĞLTJ Siyasetle ilgilen." Yakm dostlan onun sık sık «ne* mez. Sinema ve tiyatroyu sever. Okul dir şu malî §ube kızlarından sektiğim .içmde' Mçbir ayak atmadığı halde asılıp duruyorlar insana» geklinde :akul tfjgı' hayatînin oldukça renkli ol dert yandığım bilirler? Son sınıfa duğu .söylenmektedir. gelince tepeden inme niganlamveren Kadir, bu şikâyetlerine devam et* ^miş, «ihsanlandık, halâ kızlar ası lıyorlar, hatta bir kaçı Veda Balosu , MüBâyenin. bu çıtı pıtı Ina, gelna birlikte gidelim bile dediler» diye ;di^.: günden‘beri efe torunu olduğunu devam etmiştir bu yakınmalarına.., gostenniştirl-Bütün ayaklan hatır İnek olduğunu söylemek gerek !eleoeğizt ile; kmvermi§tir. Sonra da. d h ! iyi ettim deyip yapacak iş de bu siz. Aslında «inek» onu tanımlamak lamadığından derslere dört elle sarıl- için yetersiz kalıyor. Miting, konfe jmıg;-:-hiş takılmadan son sınıfa gel- rans, açık oturum, inek bayramı ve hatt acemıyet seçimlerine bile «vakit ıoi§tir,j- kaybiüâ ^ol âgar* âagmaiıki*: •4 iy i katamadığı olağandır.. Hep düşünür, okur, yazar veya çizer. Çizmek ister se kâğıt kaleme lüzum y o ¿tur. Bir buğulanmış cam yüzeyi veya plâj kumsalı onun için ideal düzeylerdir «İktisat eğrüerı». çizmek için. İmti hanlardan sonra sonuçlar belli olana kadar geçen günler boyunca geceleri uykuoa sayıklayıp «acaba Cumhur İU verir mi, yoıcsa 9,5 a düşürurmü veya istatistikten bir virgüi, unutmuşum kaç puan iner» diye söylendi ğ i ' bizzat tespit olunmuştur. «Böylece bele§ kurıar* nerdea bulurum# de yip, bir yaz Ankara’yı -bekleyerek i ’ransız Kültüründe, açılan kurlara gittiği ve İngilizce ile birÜKte Franüizcayı da itene tirim dediği, ama so nunda iki dili de birbirine karıştırıp berbat ettiği kendisine Vedat Örs ta rafından belirtilmiştir. Bu çocuğun, enteresan bir yönü de sık sık siyasal görüş değiştirmesidir. Örneğin birin ci sınıfta ücen daima Bugün Bab-ı Âlide Sabah okuyup Hür Düşünce Kulübüne yazılı iken, iki ve üçüncü sınıfta sosyalist olmuş hatta o yal seçimlerde' Fikir Kulübünden bile aday olmuştur. Kazanamayınca da Nasyonal Sosyalist olmuştur. Son sınıfta hangi yöne saptığını sorarsa nız galiba O §imdi «Çok yöne sap mış» olsa gerek. Kızlara, «Ne münasebet, onlar bana selâm versin, ben onlara değil», diyerek selâm vermemek gibi «deği şik!» huya da sahiptir. En ilginç bir yönü de vakit kaybetmek endişesi ile tuvalette büe boş durmayıp İngi lizce ve Fransızca kelime ezberlemesi ve bağırıp sağı solu rahatsız etmesi imig. HÜSEYİN BARUTÇU îîç r Akdeniz sahil çocuğu gib! şen, hareketli ateşli arkadaş canlısı ve her şeyiyle hayat dolu bir arkadagımızdır. Siyasal Bilgiler Fakültesine gir diğinden bsri Fakültede esaslı bir halk oyunları ekiplerinin varlığım isteyen Hüseyin, bu arzusına son yılda kavuşmuş ve bir folklor has tası olmuştur* Kendisi Fakültemizin Elazığ ekibinin çalıştırıcıca ve oyııncusudur. Hüseyin iştahı yerinde olan (Al-, lah artırsın) bir arkadaşımızdır. Bi ber yem eyi çok sever. Güneyin ad lı ekşili, baharatlı yemekleri kilosu nu daima normalin az üstünde tut masını sağlamıştır.. 1 M ıyis günü Necip Babada bir arkadaryîa giriş tiği bir iddia üzerine 10 Lahmacun, bol acılı Adana kebab’ndan bir halep işi yemiş, beraberinde 2 şişe su, 1 şişe ayran S tane limon ve 2 tane maden suyunu yuvarlamışttr, Gerçi iddiayı kazandı ama. sonra ne oldu ğunu sorm ayın... AYŞE ZUMKÜT Süzgün bakışları, mahmur gözle riyle iç gezinin gözdesi Zümrütü An ka kuşumuz Ayşe, Uludağ'da baktır dığı falda hüsrana uğramış ve aynı gece efkârı dağıtmıştır. Alanya’da, Venüsün halkolduğu Akdeniz’in dalgalarının hışmına uğrayan Ayşe - muhakkak ki kıs kançlıktan, olacak - ancak gezideki mütemmim cüz’ü lâ le sayesinde o gceeki ziyafete gidebilmiştir. Bir kaç sene evvel gittiği Al manya hatıralarını bir kaç yakın arkadaşTndan başkasına anlatmamış yanhz Almanca bilenlerle «UbuDg» yaparak: bir takım, kişilerin kıskançhğım üzerine çekmiştir. îç gezinin yansım hasta olarak geçirmesi şanssızlığı olarak nitelen dirilmişse de kendisini tanımak fırsa tını verdiği için bîr çok arkadaşları mutluluklarını devamlı olarak hisse deceklerdir. Tüm mutluluklar Ayşe. senin olsun EEOL ÖZENÇ Soğuk bir Ocak günü, dünyaya misafir olan bu arkadaşımız, hemen ısınma faaliyetlerine başlamıştır. On dan sonra hızım alamamış yazlan oto - stop faaliyetlerine girişm iş ve bu sayede bütün Türkiye kıyılarım dolaşmıştır. Zaten Mülkiyeyi bitir dikten sonra da bütün dünya kıyıla rını oto - stopîa dolaşacağı söylen mektedir. Bu yüzden de Turist Erol olarak ün yapmıştır. Kendisi yakında gezdiği yerler hakkında tafsilatlı bilgi ihtiva eden bir kitabım da ya yınlayacaktır,, v. îe bile yozlaştıran arkadaşımız bu. şene için hazırladığı Show’a «bu Show oynanırsa beni mezun etmez* ler» gerekçesiyle son anda fes. kom.’a vermekten vazgeçmiş Mülki ye camiasını bir san’at şaheserinden (!) mahrum bırakmıştır. Poker, Briç Bezik oynamaktan hoşlanan, hayvanvanlardan koyunu, yemeklerden çerkeş tavuğunu hiç sevmeyen Aytacı mıza iyi filim ler (!) dileriz. 2MS - İLKNUR ÜKGÜT 1947 Yılının sıcak bir Temmuz gününde ‘ Ankara'da etrafa gülücük ler dağıtarak dünyaya geldi. Lise ha yatı boyunca İngilizce Fiolojisi; ha yalleri ile yaşadı, fakat kendini Şa hanede buluverdi. İlk günlerde çok masum ve eokîngen görünen İlknur, kıyafet balolarına dadandıktan sonra açıldl Mülki’yedeki başarısını tenef füslerde sınıfa uğramasına! borçlu Ufak yollu da inek ( !) olan bu olduğunu soyliyen.arkadaşımız,;/ f mi arkadaşımız, aynı samanda yemyeşil çayırlarda otlamaktan ve oto stop- ni eteğin şahanedeki ' öncülüğünü tan dolayı tabiata güzel manzaralara yapmıştır, Handanla yaptığı ' İzmir* seyahatinde’ Ege Bölgesindeki ./bilu ve denize aşıktır. mum sulan Porsuk ' zannederek" Erola oto - stopla iyi şanslar di coğrafya kültürünü orta ya . koyan leyelim. ark^aşim ızm ikinci ' sınıfta- J®&çij| oğlundan 8 almasının nedenini soya» i AYTAÇ KAKAN1 dm m «örgü t» ' olmasına, bağlarlar. i Hocalarla samimi ilişkiler . kurulma-?j 1048 Haziranında İstanbul'da. doğan 1D85 ekiminde: «görüp ah sıha taraftar olan İlknur bu ^amimi-? i kâm-! asr -ı münharif sıdk-ı selâmet yeti Yılmaz Beyin yaptıği bir" im ü -: ten ayrıldık ile Orta Doğu Teknik handa fazlaca ileriye götü m ü ş ve Üniversitesinden diyerek ( !) mülkiye- son sorunun cevabını teksirden,okuye transfer olan sonra da «Ben ne halt maş mı hocaya tavsiye ederek sonun-: ettim » diyerek 34 tane optalidon da Cezadan ancak Jüri kararı’ ile ge^1 yutmaya kalkışan bu sempatik ar- çebilmiştir. kadaşımiz bir rivayete göre Şahane’Bu sevimli, güler yüzlü, m odern1 ye Metin Erksanın tavsiyesi ile on arkadaşımıza mutluluk ve başarılar i r.t?,imı tamamlamak için girmiştir. dileriz. Gelecekte kuracağı filîm şirketinin hisse senetlerini şimdiden satışa çı EŞEK ARKUN (K IPTİ) karan, Roger Vadimden gelen mek Bizim Eser herşeyden evvel Mültuplarla kendine hava yaratan, ders kiyeye şimdiye kadar girmiş tüllabini lerine çaktırmadan çalışan, flö] i- eiı renkli siması ohnasş. bile, simalar j rrndandır. îtk havasını «kardeşim»! sizi Modadan galiba tanıyorum,! Hiçi oradan geçtin İz jx&» cümlesiyle yapan ] ve Miilkiyeye kendisi üe beraber lâ-i kabını da getiren kipti 1942 ‘Eylül ayında anasından doğdu. Ve baba*; sının eseri oldu, j N Mülkiyenin ilk yıllarını .«Ab!,; biz İstanbul’un en havalı kızlan ile j Siktik» havası içinde zamparalık ve • «kardeşim biz.devam etseydik . Şen-' gün gibi basketbol, Can gibi futbol,! •Ayala gibi tenis . oynardık»., Havasa; ” içinde sporla geçirmiştir» S7İ a a . sorun;.... Çavuşîun;. en .. büyük şanssızlığı iki sene yavru vatanda mücahit olarak ön saflarda çarpışıp sonra tekrar mülkiyeye dömnesiydi. Böylece kaybettiği iki seneyi hayatta telâfi edebileceğine inanan bir akın cı ruhlu, son sınıf derslerine, inek lere lâyık bir şekilde haztrlanmaktadıx% Seneler senesi koridorlarda kan tinde frikik ve açık kapı kovalayan çavuşumuz, en nihayet Kıbrıs'ın en hanım, en zarif ve en güzel hatunu ile nişanlanmış ve kantin ve koridor sefalarından kendi tabiri ile «avları nı vurmaktan» (!) vazgeçmiştir! Hqle. bir okul bitsin, yavruvatanda , Bu;aradaîçm e'-Ç*.' yapılan balıkyağı^îçmesinden, aynada kendim ! görünce bayılmasından tutam otornobü-altında kalmasına, kadar başından g^ ^ ;'b ü tü n ’olaylar ¿alâ arkadaşları tarafından z^vkle anlatılır. Kıpti bü; yük ¿İsrarlar karşısında, malî şube *kralı-- şeşiIm İştir» B ıı arada" nişanla nan Eser’in -bu sene-' kâr eden mües:seselerden PTT^nin yari * kârini’ îstanb iıl konuşmaları ile kendisi tara- > . finden ;meydana' geldiği d e'söy lenti^ler’ arasındadır. ‘ v Herkesin ağabeyi baba îsm et (Aslında evli falan değil) Mülkiyede fındıkçılar diyarından geldiğini ha tırladı. Ve başladı' fındık kırmâğa. Ders çalışmak için gittiği BYYO buu .'bodrumunda "bir odada' epeyce fındık kırdığı rivayet edilir. Talebe likten ve bekârlıktan* bıktığını herv vesileyle belirten İsmetin bir merakıdaher. türlü renk, boy ve çeşitten , fındık koleksiyonu yapmaktır. GOKMEK JMNÎŞ (IV. Maliye) \ •&■ . 1943 yılında Trodos dağlarının : eteğindeki küçük bir köyde dünyaya: , gelen veled Gökmen, ,nam-ı diğer ça vuş uzun hayat mücadelelerinden sonra mekteb-i MülMye’ye nüfuz etti. Etti ama, nasıl etti, nasıl devam- ei> tîıd İ Siz onu tüllabm yıBaramşları- Bu ufacık, tefecik, tatlı ve de sevimli çocuğa ilerdeki hayatında kocaman mutluluklar dileriz. NEŞE BAYA® Bütün uğraşmalar boşa gidiyor du . Beklenen .çocukbir türlü doğ muyordu. O sırada Neşe’nin annesi nin karnında Dünyaya; çıksam mı, çıkmasam mi diye . parmak falına baktığına şüphe yoktur. Neticede, daha kararan veremeden saati vakti geldiği için dünya; yüzüne çıktı da herke syüzünü görebüdi. . İSMET HABPtîTLTJOGLÜ ; EÎpey seneler, önce, şöyle ; böyle 1938. lerde falan fındıkçılar dlyan Giresunda iri yarı bir çocuk doğdu. ÎTkve orta tahsilini burada tamamla-: diktan sonra İktisat Fakültesinde bir yıl sürttü. Baktı olacak gibi . değil bu sefer de askercilik oynamaya baş ladı. Yedek. Subayİiğmı bitirince îsmet ağabeyimiz bir müddet gezdi toz du. Nihayet birgun aklına Mülkiyeye •girmek geldi. Vede girdi. .... ¿.rf^ıdaşı İlknur -gibi ■ hocalarla samimi ilişkiler kurulması fikrini ber nimseyen arkadaşımız, H. sınıf ceza ara imtihanında sorulan kanun mad delerini «bunları sizin bildiğinizi farzediyorum, aynca belirtmem gerek siz, inşallah, beni mahçup çıkarmaz sınız» - diyerek yazmayı reddetmiş ve sonunda Yılmaz Beyle gerçekten samimi bir dostluk kurup Cezadan eküne gelmeyi tercih etmiştir. Fazıl Küçüğün yerine geçeceğine % 100 kani olan Gökmenimize ha zırlayacağı ihtilâllerde başarılar, Ma* karics’un sünnet düğününde iyi eğ lenceler, hayatta başarılar dileriz, , Koleji bitiripte Mülkiyeye geldi ği gün sap grubu büyük.bir sevini içinde idi. Ama sevinçleri kursak îannda kaldı. Neşe o yıl oynanaı Ayak - Bacak Fabrikası oyunumu Öylesine etkisi altında kaîdıki, baş F M E İS E MANGI&CI 194S yilr Mayıs ayı' zammını ala bilmek için annesi büyük güçlüklerle doğumunu 31 Mayıs gününe getirme yi başarabildi Doğumdan sonra hastaJhaneye ziyarete gelen babası an cak, ebeden bir büyüteç istedikten sonra yavrusunu: görmeye muvaffak .oldu.Opemtör olmak isteyen arka daşımızı boyu ameliyat masasına yetişemiyeceği için Tıbbiyeye almadı lar. Yaşı .18 den küçük sanıldığı için bazı filmlere alınmayan Fahriye, Şa.hane’ye ancak uzun mücadeleden sonra girebildi. Mülkiyeye girdikten sonra «Üerde nasıl olsa sana borç vercceğim. Bunun bir miktarını şim diden tahsil edeyim» diyerek ay son larında abisinin babına dert oldu. Böylelikle muhasebe kalemleri ara sına «ilerde verilecek borçlar karşı lığı alacak» kalemini sokarak ihti lâl yaratü. ladı. kıyıma. Kaçan kurtuldu kaç: mayan ayaklar kırıldı. V© böylesiı dört yıl geçti. Hakkında..- sayısız dedikodu!; çıktı. Dört yılda dört kere kanti] geldiği üe övündü durdu. Son sim ta. girdiği Fes - Koma: neşe katı. ı nun bulunduğu toplantılar tam ü; sayısı iîe yapıldı. Lâkin milleti işi den gücünden' ettiği için Fes - Kc çalışmalarıda geniş ölçüde yattı. Esrarengizliği pek seven, B marck misali,beş topla birden oyı t Mİkbâîden. ne yapacağına |||Ştfîrîü. karar veremeyen Neşenin lönunda neye karar vereceği merak ta^beklenmektedir. HİLMİ sm VN C Ü .1948 şubatının son derece soğuk ;bİr gecesindeki o geceyi hiç unutajmazmgtır dünyaya gelmiştir. Mini İmini bebeklik gönlerinde ağlarken, bir rivayete göre, ağzından hazan «si yasetle benzer kelimeler dökülür müş. İşte doğar doğmaz başlayan bu politika sevdası, daha sonra saflığını kaybederek, 3 kâğıtçı politikacılığa dönüşmüştür. Bütün münakaşalarda kendi fi» kirlerinin en doğru olduğunu belirte cek kadar mütavazi!, boş zamanla rındaki gezintilerini bile kütüphane de yapacak kadar inektir. mazi, samimi çanayakm. ve de ateşli hali iletipik bir İzmirlidir. înek bay ramında anlattığı fıkra ile Hber'in ve de idarî şubenin tüm sempatisi ni toplayan mazi, iç gezide İzmir’e gelenleri evinde ağırlıyarak kendine düdeni yaptı. Herde serbest çalışmayı arzulayan yarının iş adamına ve me şakkatli yolculuğu boyunca aşık ol mak enayiliğinde bulunmuş,. fakat büyük. gururu sayesinde ilâm aşk edememiş, aşkını kalbinin derinlik lerine saklamıştır. Hayatta en çok sevdiği şey şarap ve arkadaşları dır. Mezun olduktan, sonra :yapabüeceği tek iş herhalde üç kâğıtçılık olacaktır. Kendisine başarılar dile-, riz. .fethedilmez (.} kaleyi £eth«taeyi d«:'; becerirse bravo deriz.İLGEN KAKLUK ; 1948 yılının. Temmuzunda İzmir’-; de tam öğle vakti dünyaya; gelmiş: olan İlgan, Öğlen yemeğine yetişebil-; mek için bu saati seçtiğini sÖyler.| Bir hayli zor (tabii hocalarbaktmm- ] dan) bir öğrenim; de^eslndenftsön-| ra mülkiyeye gelmiştir,’ Tipik bir'inek olan Bgeniri-birinci ci sımfta Haziranda kaldım: . dîye si4 yas! tarihi devredip soıirâ - geçtiğini ■ öğrenmesi bir kalp krizi geçirmesine f sebep olmuştur. Samanla kendisinde olumlu;; b ir gelişme olmuş,'derslerle ilgisini rkes-| YAI3M BOKA miş ve Para - Banka notu yerine t 1D45 .yılı sonlarında, şipşirin î>i. ' sayfalarca dış ticaret notu ; çekmiş; sarışın'bebek dünyaya geldi;' İsmini olan bu arkadaşımız sonra moral .bof t ■Büyük bîr kesinlikle inanmıştır Y A IM koydular. Önceleri normal zukluğımdan halâ- kurtulam amigtır, I ki; Zeki Müren şarkı söylerken ken bir çocuktu, fakat zamanla değişti. Sacayağı - arkadaşları; Fahriye -vye -Mülkiyeye geldiğinde efendi, ağır Çiçeğe artık ayrı gezelim.■:;şa^iyefcİ: j disini taklit etmektedir. başlı idi. Seneler ilerledikçe sulunun mizkayboîacakvdediği söylenir. ; «Büyük partilerde sırandan a- teki olup çıktı. Tam manası ile koca Kendisi sesinin güzel’ oîduğû: dam olmaktansa, küçük partilerde' bir inek ve de diskomanyaktır. Mül hakkında bîr komplekse! sahipt ¡olup! «Baş!» olmak daha iyidir» görüşün kiyede üç yıl uslu uslu oturduktan devamlı şarkı söylemek ve konuşmak den hareket ederek, küçük bir parti sonra dördüncü yılda sapıttı. Ve de eğilimindedir. ; fi ye kapağı atmış ve bir müddet son* iç gezide okulda erkeklere yüz ver-, (arkadaşlarına sabır) ra «yeteri kadar dalavere öğrendim» memesi ile tanınmış kendini beben diyerek istifa etmiştir. miş, bir esmere aşık oluverdi Bütün Kökenim belli olacak diye i 113^5 gezi peşinden ayrılmadı. ^ Bayramında Çingene kıyafeti. giyme* Güzel giyinen ve güzel konuşan, yen bu arkadaşımıza hayatta vii^îei kızlara karşı ilgisini her fırsatta gös Büyük inek olduğunu söyledik neler dileriz. teren arkadaşımızın, en büyük mezi yaV ketıdisi boykotların ve de imti yetlerinden biriside, hocalara yağ hanların ertelenmesinin en - şiddetli çekmesini iyi bilmesidir, aleyhtarıdır. Bunun bir sebebi de ta- , VEYSEL Ç A K m IV. Mail Şnb&; tilde îngiîtereV© gitmek istemesidir. MAZHAB JZMtKtâO&LÜ Ne acelesi varmış demeyin, hemen gelip askerliğini yapıp evlenecekmiş«. . Genconun dayısı, îzmirin ayısı. Bir tesadüf eseri mülkiyeye düştü. Sevgilisi «askerliğini yapıp bîr işe Arkadaşları ona kısaca mazi derler. girmeden, beni sana vermezler» - 'de mi?. Şunu da söyliyelim, ^ h bet Günde 5 posta yemek yiyip 5 şakacı, güler yüzlü, espritüet arkada postada vitamin hapı alan mazi «Abi, diye yakınır. Mülkiyede ev değiştir- şımızı okulda sevmiyen .yoldur. O da sevdiklerine «vuslat» diye hitap şu •. ankarada gıdamı alamıyorum», me rekorunu kıran Mazi en. sonunda eder. Sevgilisine ise sık sık muhab K EH ıÂY’da KIZ YURDU YAKIN bet» diye hitap ettiği herkesçe bili- . DA karar kılmış ve ev sahipleri de nir. rahat bir nefes almışlardır. Kendisini orta okuî önünde gö renleri akrabamı bekliyorum diye rek çok gül dürmüştür. Ankara iş portacıları demeği tarafından, vur emri ile aranmakta olan mazi orta ğı Atillâ ile beraber h örgün yeni ço rap giyer. S.93.F. ve de «İzmir'in en hızlı şoförüyüm, beni Fiat ile Özkan bile geçemez» der. «Fiat’a bindiğinde bütün kızlar peşime düşüyor, diyen. Hele îskendenmda çocuklar ta». rafından kızdırılınca küsüp guruptan aynlan sevgilisinin yanma kollarım . açıp, «muhabbetçiğim sen onlara bakma gel, bak ben -sana ne güzel parçalar çalacağım» diye koştuğunu geziye .katılanlar hatırlarlar. - Aşkı İnkâr ettikten sonra böyle aşık ol masına ne demeli bizim Yalım'ın. Oh olsun diyelim. Hem eşik da o kadar fena bir şey sayılmaz yani,. Hele bu . ftöpekköyün. Club 422 de gitarasiyla oyun havalarıyla nam ;yapmiş,t-yapıp:: yapıp satmıştır. İdeali hesap uzmanı' ;olinaîs;|olan; arkadaşımız kuru sevmektedir. ' Mezuniyetini müteaki^Pbiripik^ yû iğinde bekâretini::.i kajrbede^ii İSİ Zühal'e kalbi kadar temiz, .. mut .tüıx teıımediîmektedirv Aynca^son günler taraAndan ayaklan-kir. de bâ^aİY avuzM anhergün bîr ga lu, ne§eli günler dileriz. Herşey gön nlan Rasim’Ie Denizli'de :yaptığı, leta bir lop- yumurta alması endişe- lünce olsun. ateş dansı günlerce Denizli Majestik"B^yle izlenmektedir. ..K ü çü k; Orfeote anılmıştır. b*^.,bunları, yazarken Şükrü’Ierde ' MEHMET KA&ABTMÂN Daz için «hayatta ne kazanırsa gizlenmektedir. Bulanların annesine İzmir'in Selçuk kazasında. 194.7 patavatsızlıktan kazanacaktır» di bildirilm esi. senesinin 28 Ocak’ında büyük bir gü yen otoriteler vardır. Lâtif hoca, üe rültü koptu ve etrafı dumanlar kap geliştirdiği iyi ilişkiler de bu görüşü İRASÎM 3EE-ÛÎNİ5ENÎZ ladı. O sırada Mehmet Karadumari doğrulamaktadır. . . .. MülMyeye 1964 , de bir çocuk dünyaya geldi. 4 senelik Mülkiye Mektebi bitirdikten sonra koyun■geldi. Gelir gelmez Mustâfa İle cebs- «hayatında her sene bir kavga yap ticaretine başlayacak olan lâz 25 ü0 0 ; Ortaokul kızlarına' ayak atmaya makla, övünen büyük bola en son vu raya alcbğı kuzulan koyun olunca •kalkü. filim, cebeci bu iki. genci tamr- kuatı frikikajlâr kraliçesi Nimet’in 4-Ö3 liraya satacağını söylemektedir; ^-■iama . bu zki ahpap hiç kız tanıya- sapını Nimetin yanında dövmesi, ol .madı. Cebeçi turlarına paydos diyen muştur. Türkiye’de ve de dünyada bü tün kızların kendisine hayran oldu •Rasim o günlerin, zampık lakabını Konya’ya yaptığı gezide MsvJdah^ sonra mülkiyeye unutturdu. ğunu söyleyecek kadar iyimser olan lâna’ya da giden, bu arkadaşımız lâs’a hangi hayranının kısmet olaca Konya valisine sema, yapanların üç ke İkinci sınıfta kâdim dostıi Muğı- Mülkiye kamu oyunda; ■merakla aıömeri1 •Petrol Sporda oynuyorum reden az dönmelerini teklif etmiştir. beklenmektedir. Mülkiyeye girdiğinin üçüncü senesin diye^ tam 1 bir yıl işleterek mülkiyede ailamigletme rekorunu izale.; etmiş de kaymakamların hangi okuldan çıktıklarım soran arkadasın ne ka 23X3- m m & h A N U A T  M m tir. .i dar zeki olduğunu B. Üstünel «bu (Çağlayan) 'jîgkı gigesınin mantarı akılır açü- da başka bir cevher» demek suretiy 1&47 Yılında dünyaya geldiği bi ||maz; sarhoş^ olan Rasim'j içince: düüya- le ortaya koymuştur.. Seminer hoca linmekle beraber, doğumunun hangi. ^ iıiıu tu r. Pilotlukta lâz-Atillâyara.T sını, seminerini beğenmedi, diye değ •kip ^olduğu - söylenmektedir. îç ' ge- meye kalkan Karadumam karşı Tan ay ve güne rastladığı konusu halen tartışmalıdır. Babası onun karlı bir ¡jzidefiçkiyi.fazla kaçırıp lâz ile yaptı-. rı Mülkiyeyi korusun.. kış günü doğduğunu söylemekte ise Iğrfateş dansı ilgi çekici idi. Kendini Efes ve Selçuk'taki genç kızların de, kafa kâğıdı sıcak bir Ağustos ¡^hştsızl eden [kızlan Meftun-; abisine gözdesi olduğunu iftiharla, iddia eden ^şikâyet eden Rasim» Yesilyurtta en •ark adağımızın en büyük başarısı bu günü doğduğunu belirtip babasınıniddiaîarmı yalanlamaktadır. •jhızhrkerestecidir. • Belki de : futbola ralardaki müzedeki kızların da gönijoi^ ılgisi bura-daıı geKyor.. Vefalı bir Kimya mühendisi olmak ister .lünü (bilhassa SelçuktaMlerin) çal» fVefaT taraftarıdır. En büyük isteği.. ken, imtihanların azizliği sonucunda mayı başarmasıdır. p^âjda-.öajğaçık;oynamak ve -Vefayı kendisini Mülkiye,de bulmuştur. Şa ¿dünya, kupası- finalinde görmek. H ay-. - ATtLLA TÜMEB hanedeki ilk günlerinde pek masum ^ hayırlısı. • ; olan bu kızımız, ikinci seneden sonra LâzLann en güzeli, en erkeği, en açılmış, atılan pekçok ayakları kır cini" benîm diyen Atillâ Çarşambada dıktan sonra, apartıman komşusu bir «KÜHAIî TÜNpÂY bir Çarşamba,, gecesi ebesi, ile tanış Mâliyenin' neşeli, sevimli ve de mıştır. Aslında pilot olmak istediği hukukluya dayanamayıp kendisini • nikâh dairesinde bulmuş, böylelikle ;azıçıkşişm an gizli ineklerinden ZüMüJkiye’yo ihanet etmiştir. ^ h ^ in ayn ayrı günlerde SBF. si duIrağmdan geçen her otobüse bindiği Miükiye’ye girdiğinden beri ders cVe> her,defasında da «eve gidiyorum» çalıştığı pek görül meyen -arkadaşı ^dediği Kazgancılar tarafından tesbit mız, İıer sene Ekim aylarında; büyük ¿edilmiştir.-* ''i— . sürprıizler yaratarak bir üst sınıfa geçmesini becermiştir. Bu becerik ;Dalta’ sene, hacında ders çalışa liliğinin, şu son yılda da devam et mamanın : moral çöküntüsünden mesini diler, bu kibar kızımıza, mut-, bahsederek arkadaşlarım sene başınlu'bir hayat temenni ederiz. da moralman çökerttiği malî şubenin sm ıf geçme bilançosunda bu yüzden biiyük etküeri olduğu kendisi ve .se venleri; tarafından şiddetle •yalanlanmaştır.-. ,j ^Kilolarının sebebini hergün yap ' halde bir tesadüf eseri Mülkiyeyetığı ;Dikmen - Kızılay yürüyüşlerine gelmiştir. Fakat göklerle ilgisini kesborçlu ^olduğunu. söyleyerek, •tüllapta memiştir. Önce paraşütçü olmuştur. yürüyüş hastalığına tutulanların- _■ve } Şimdi de uçaksız 20.000 metre yük de!, zayıflıktan bir deri bir kemik ka seğe çıkma denemeleri yapmaktadır. îç gezide herkes gibi o da kaza lanların tek sebebi mucidi ve mü ya uğramış ayakları alçıda dönmüşsebbibi Zühaİdir, OSMAN- İBRAHİM 2983 IV. Şube MaU. B atı -Trakyamn en sert erkek lerinden birisi olan bu Za.tı mııhte* terem 1947 yılında dünyaya gelmiş tir. Okula girdiğinin ikinci senesinde ta nınmamak için gazeteyle yüzünü kapatarak Dil - Tarih’in önünde kal dırımları arşılıyan Osman'ın en son aşkı kütüphanedeki adsız güzeldir. EOEMt§" * Şahanenin en renMi ve popü ler ( 1 ) sîmajanndandır. Okulda, hor fırsatta güzelliğini belli ettiği sesi . sosyal faaliyetleri (I) Avrupa usulü makyajı've de rengi sabah - öğle akşam günde 3 öğün değişen saçları ile tanınır. 1953 yılında Ankara Kızlar Ma nastırım baharıyla bitiren . arkadaşı mız, şahanede de iki yıl aynı başarıyı : devam ettirmiş fakat üçüncü yılda ideali olan tıp doktorluğu yerine Ma liye ve iktisat şubesinde doktora yap mak zorunda bırakılmış ve bunu da başararak yüzbaşı mertebesine eriş miştir. 4 cil sınıfta - arkadaşlarının ısrar ve sevgi gösterileriyle Fes. Kom. seçilerek popülaritesine gölge düşürmemiştir. Fes - kom. toplantı larında sansür faaliyetlerini gayet ustaca, nazla nazlı ve de azılı bir şe kilde yürütmüştür. Çok sevdikleri Zahide’ye arkadaşları türlü espriler yapmaktan da kalmazlar. Bazen d© çatlıyası kıskançların yıldırımlarına maruz kalır. Fakat Zahide’nin hış mından Tanrı tüm tüllabı korusun 1944 yıİmda bu şehr-i İstanbul*» da gözlerini hayata açan Ersin, ilk € 0 0 0 Erâlıfc IJOTa3â‘r«ey|Iıkt^e^ orta ve lise hayatı boyunca oğlum, gönül fatihîiğiiıe kalkışıp,yh^^l|kar büyüyünce ne olacaksın bak iiim »so- ; dar râstladığT;kızı' ncu^:ğelşinpdiye> rulanna, ««H ariciyeci olicam» • diya :2 kere öpen ve feabif mâîiy^tİOTİ^ 'Sü^^ kesin cevap vermesine rağmen, iruhu-; gürdüm diye s^vinen^KER^Öiıae^f" ' na işleyen muhasebe ve iktisat aşki askı yüzünden kararım hesap uzma ; .'Cahit nı olma yolunda değiştirmiş ye hat asılıp, «B en.şeni -tumanmd^1|-SaIla--:: ta son günlerde «ben üç mali şube nm » cevabını ^ an jseh ^ ğilm isiı^ ye bile muhasebe dersi verebilirim Kızma ‘ yeterki yetki versinler» diyecek ka için bıyık bırakma ;;sevd ^ m ajf| k l^ ; dar işi azıtmışür. 1 lan 3* ay sonra;'kızı.:v«Bu:'^ ^ n % ç y Mülkiyeye girdiği ilk ; senelerde, dikkatsiz .traş ioldun» deyince,-^ bun-derhal «tereyağ» lâkabını alan. Te-, dan vazgeçen, şen . d eğilin isin .,/ ' ; reyağ Ersin, bilhassa basketbolü çok ' -îçkıci geçinir/"suyla sarKoş>o.Lur-;. İyi oynadığını zannederek,kolej ida şun. Zampara ^geçimr* ;üç'?î;yMa|^ii': recilerinin kendisini transfer etme kız bulursun.t ;Bu i'.gidişle1;:^ !!^ !^ ^ ; melerine çok kızmış ve branş değiş .adam -otosun.;Jtirerek kantin ve fakülteler arası, zamparalık manevralarına girişmiş tir. Fakat geçen sene bu iş de fos çı HAŞÎT AÎLPAY kıp nişanlanınca bu sefer' de şansını . X Oealc lİ47^.iİÜÇ|î£SSffi|S| «oheFde denemeye karar vermiş am a: git ebeye atbıriığk 'yB ij^ oynadığı oyunların * 3 /4 ünden bu edebiyatı sayesinde. ;üd • , oyunların üstadı Kıpti E serin •altın doğmayı başardı. -Bu: ekoldeîa}gelişi- ^ da kalmaya mahkûm olmuştur. mi mekteb-i .mülkiyeyevkaxiâ^Ww^^ edegelmîştir. Şahadede i^ i^ i^ e n iiî^ ÜMEAH SA 2 S&Y gaikasına erişip, -r.; ¡sıfır ^"M îom stı^a olan, ender ineklerîmizdendir. i Uzun boylu, tatlı yüzlü, bu güzel, arkadaşımız daha sınıfı iptidaide iken 4 mali ile diplomatik ilişkilerini artırmış o senenin haziranında . da Para’ değerindeki ■sürekh j düşîlş? •; leri göz Önüne alıp;n mubadefeninf mumlu kâğıtlarla yapünias^-;l’s & jr^ nur. •: Çankaya k arakolu m iida-^ m lî sarfıoşluktan tecilli, benzin^arakjCİsî, D.M.O- nin tüketicisi; 'akraba ^bebele rinin fahiş ücreti eğiticisi, ;, ekâpres arkadaşımıza vatan, m iH etuvejj plan üzerine bîr tez ha2 arlamasıh;iytavsîy^ ederiz. ; •i Çok sevdiğimiz, arkadaşlarınaçok bağlı Zahidemize hayat yolunda mutluluk ve başarılar dileriz.. FATOŞ BİLMEN EESİNB&ENM &N halkalanmiş ve bundan sonraki 2 senesi asker yolu beklemek, hasret dolu türküler söylemekle geçmiştir. Sonunda İzmir Fuar Evlendir me dairesinde soluğu aİmış ve' sene sinde' Eyüp ağabeyimize «Erkek ada mın -erkek çocuğu olur» diye öğünmesine fırsat vermiş, bu arada. 3 mâ liyeyi de haziranda geçerek biz kar deşlerine azim ve irade sembolü ol muştur. Hülya gibi cici bir galisi bularak oğlunun da geleceğini daha şimdiden garantilemiştir. Tatlı an neye mutluluklar dileriz. (f 'v •' Senelersenesi Bahçelievlerde f©r.« turduğu halde i «Nerelimin»;."diye^so*j ranlara gözünü kırpmadan İstanbul lu olduğunu söyleyen^ adı Fâtma- olmasrna rağmeiı Fatoş* demeyenlere cevap bile vermeyen geçen sene ; kar^ vun yerken Bi^yiık Rağit’in ,iFatoşu; oluveren birtaı^eîerimizdendiri . Çok iyi kürek çektiğini ¿zanne* i den Fatoş sıcak bir yaz günü .Dalyan* da îpek'Ie birlikte denize a^üıpta^bir: türlü, geriye donemeymce kurtarma-; ya gelenlere hiç utanmadari sandaim^; bozuk olduğuntı iddia ^etmiştir; " ‘ . Briç ve satrand; ;.mmieİ3ğL§fve.v girin,; tebessümüyle dejeıl^.^'etm i^fej §îtûiŞîî£k Hîç ülar f c i ^ Sınavlarda : -Tuğrulla. birlikte i^tikteri kopyeler yüzünden '. etrafj^p£uxan' herkesi rahatsız etmiş ve sınıftan^atamasına ramak kalmasına, rağnifen bu huyunu bu sene de' de vam:.ettireceğe benzer.;.‘i Son sene her ay yarım kilo kay betmeyi prensip edinen Fatoşumuz tnı-hesaba göre 2 seneye kadar, ilk doğduğu giinkü'haline dönme tehli kesin^ akima getirmemekte «evlâdım Raşit'in ve İpeğin. «3 kilo daha kay bedersen benim , arkadaşlığımı da kaybedersin», şeklindeki büyün teh ditlerine rağmen perhize devam et mektedir. * iBütün çabalara rağmen aîasmarlachk yerine güle güle demekten i vazgeçiremediğimiz Fatoşumuz; bir dii)İ033iat hanımı, olmakta güçlük . çe keceğe benzediğinden arkadaşları kendisine mezuniyet hediyesi olarak bir küns. açmayı düşünmektedirler. < M -ö a îE M L Ne &nası» ne babası, ne de danaoı bıkamadı bu yaynmmı derine çare... Hiç günde iki okka pekmez yi yip de~§işmanlamayan adam .gördü nüz mü? :Hjg4 senede iki kızı gömlek değiş ,gibi,çıkartıp atmakla öğünen; buna rağmen cinsi lâtif görünce gözü djonen, Havyasız bir Adem’e rasÎadi^;3îu? t ir ir 'Biltün bunlar' MÜLAYİM Cem’iınîziûf vasıflandır^ t t ¡¿aletiyim dersin, her maşta. 24 iğoîtfeTsîh.- i5Sa^paray3m; dersin hep bizden ge■;:çltiîrsm^^îr-’ :’ ;• : ' ' : |Şpjai bilirsin^, kuz yurtlan önünîgem zfein.C.;V..‘„ Şâhaneüe .vuruculuğunla seçilir.t r_- V1-^ ■>j• *' " . > Y^usen-ne; garip adem ki§isin>.. CENGİs; p tV A N ^ L V - ' öysâ verdimi ses partileri diÜör©4 estandır..Son -günlerde sık sık Anadol-' Iu bir cinsi latif ile Gölbaşında g örü l-. mektedir. «Korkunç kolieksiyoncu «fHmini gördükten sonra eve kız ka•patmaya teşebbüs etmig, fakat bütün Ankaraya rezil olmuştur. En büyük özelliği imtihan sırar cmda kızıl sakalını uzatıp, Bedroh a «Barbaros’un oğlu» dedirtmesi ve hiçbir dersi kaçırmamasıdır. İngiliz ce öğrenmek için gittiği İngiltere de Alman kızları ile o to -s to p yapmış tır. En sevdikleri Annesi, înönü ve zeytinyağlı kerevizdir. EMEL ÖZATU îylik ve şefkat dolu bir kalp has sasiyet ve heyecan; kendisindeki din mez telâşa rağmen başkalarım tesel li etme, yatıştırma çabası. Ve" sevdik lerine vaktinde yaptığı uyarmalarla Emel. Sene başından itibaren ders te-, lâşma düşen Emel, elleri kitaplarla dolu olarak kütüphane ile İşletme Enstitüsü^ arasında mekik dokur. En büyük ve sık sık açığa: vurduğu sı kıntısı da derslerde çoğunluğun izle yemediği şeyler! anlamasına rağmen çoğunluğun anladığı şeyleri anlat makta güçlük çekmesidir: 1 Emel, cö mert bir not dağıtıcısıdır. Bu arada seminer hazırlamaktaki basan sı ve kabiliyetine değinmek isteriz. O kadarki geçen sene hasırladığı Marke ting konulu seminer, bu sene bile aşı rı taleple karşılaşmıştır. Dikkatli Öğrenci, candan arkadaş Emerin hayatta tüm emellerine ulaş masını dileriz. îdealı olan plânlama uzmanlığım başaracağına eminiz. GÜRHAN ÖZ0 0 &AN Hiç bir şeyden çekmedi Müîkiyede Mıhçıdan çektiği kadar J^atta Cumhurdan bile AHMET GÖKTÜNA Fakülte hayâtında hep kasılmış, Kolej de başhyan bu huyu MülMyede geçen her sene artmış, «Bizim Fa■kültede hiç güzel kız yok» diy-efttek, cici kızlarımızın' kendisine yüzvermeyişlerini örtbas etmiye, «Benim Erdekte çok gönül maceralarım ol du» diyerekte hava basmıya çalış mış, anaak Erdeğe hiç gitmediği an laşılmıştır. . Birinci sınıfta biriktirmiye baş ladığı bıyıklarının Ömer şerif tara fından taklit edilmesinin, hüsnüniyet li bir davranış olmadığını ve bu du rumun Arap ülkeleri ile aram ızdaki iyi münasebetlere gölge düşürebİİeleceğini, üstelik kendisine katiyyen de yakışmadığım, Dekanlık kanalıy la Başkan Nasıra bildirmesi ve D ok«. tor Jivago filminde, antrakda, 17 ki şiye imza dağıttığını iddia etmesiy le Mülkiye Camiasında sansasyon ya rattığım zannetmiştir. . Babasının kendisine hangi cesa retle araba aldığı tarafımızdan anla şılamamakla birlikte, tüm trafik po lislerinin yalvarmalara vede çok gez mesinin aile içinde yarattığı menfi hava nedeniyle, Özel şoförlük mesle ğinin jübilesi ile m eşgul olduğu öğ renilmiştir. Üç senedir olduğu gibi, bu sene de Falrfiltede göremediğimizden, Kaz» gan aracılığı ile, kendisine, mutlu luk olasılığı çok yüksek bir hayat temenni ederl& O kadar müteessir değildi Bursunu aldığı zaman |a^^r^;4Jiîcâra. gibi kurak bir Anmazdı ama Ziraat Bankasının .r^ r ^ | g p ^ û | ı^ ^ -rfa 2 la . gelişsm e-; di^Hele‘ sacları.. *: Kıs lisesine müfet- nrhrn tig olmak isteyen bu müstakbel dazTembel de sayılmazdı ^ j^ ta jıiıa ' önlüklü lise: kızlarmı ver‘ Mülkiyeden de geldi geçti Gür ^ :.^ ı^ 4 i;S®Ör®re^ bağladı. Fakülte ig!ıiâe'3g^yet sessiz ve efendi tanınır. han efendi. İSMAİL BULMUŞ öncelikle işin felsefi yönünü hal ledip sosyalist olan îso 2 Kasım 1946’da Konyada dünyaya geldi. L ’Oc ¿an du proletariat’nın ta banında nçıkararak bütün toplumsal katlan yaşadı. dam d a 'J5%ü& buıjuaziye Eg«mn §irin; CEEpÂlı SS3PSKÇÎ mıştır. Mayıs ¡4yındah*so^^ jîfasabös îSaİihlide, 1952’de ıntisab et ■ 1947 de İzmir’in Kemalpaşa ka •istihdamda uyduyuti 1 1 yıllık İHî ve orta öğretimi çapı zasında m iyop gözlerini dünyaya açtı.': 1 0 0 jnetre olan bir dairenin içinde Çok sessiz bir yaratılışa, sahip oldu başvurmaktadır. ! ** '■ geçtL ğundan «hayalet» diye anılan arka Bir elinden-, saz, •>d ilü ıd ^ 'l^ z ^ daşımızın en büyük özelliğ i. derslere elinden tespih jve şarap, şiş^in i jrdü-: defter yerine tek yaprak kâğıtla gel Sürmeyen Cudi ağır iyük; vasıtasıdır^ mesi ve not tutamamasıdır..Bu ne Kadim dostu Molla’ya molla jkehdini, denle not temin edebilmek için bütün kolla diyereki babanın t l^v B şm d e; daktüo .hamallığını üzerine severek bol bol kahve ’içmekte Moîla’yı aile-; alır. üzme hazırlamkktadır, Son sene fakülteye ancak arasır auğrayabildi. Ulubey seyahatleriyle bir yandan özel sektörü desteklerken diğer yandan Kocamandan Ekonomi Politik dersleri aldı. Arkadaşımızın tacir yönünü bi len pek azdır. Gerçekten her Şubat tatili dönüşünde birkaç teneke bal getirip yolunu bulduğu •yakınları ta rafından izlenmiştir. ■ ■Son gunleıjde Haşan 'Fidanla^gü«" reğmek istemekte ise de ;Hâskrİ dan’zn yanında! bu, fikrini beyandan^ daim kaçınmaktadır. - îki yıllık burs sağlama çabası ancak geçen yıl gerçekleşen arkada şımız gimdi «bal ticaretini bırakmış* fakat burs hatırı için E t ve Balık KHı- ERTUGRTJI, .TÖKBEMİE, j ' .. ’ " :vrtArtvin dağlarının bu ‘ ayyaş ço- • , cuğunu bazan sakallı bazan. sakalsız; görürsünüz. Haftada en fazla'-î d efa ' traş olur. ; Mekteb-i -Miilkıyeye ‘ gi^ rk en l sosyalisttir.. Herkesin yaptığmin^ $eiv. sini yaparak-sonra anti > : ¿asy^Îis^ oldu. •‘ En büyük arzusu Fransaya dok tora yapmaya gitmek, aynca çocuk larına yaşlanınca Fransadaki dokto ra günlerini anlatırken, şözo şu cüm leyle bağlamak: «Cumartesi geceleri İspanyaya geçer, Franco’ya kargı sabotage’lar yapardık». Karadenizlilerin eniştesi sevgili îsomuza yengemiz özel'le birlikte mutlu yaşantılar ve başarılı yıllar di leriz'. BELMA ÇAĞATAY 2315 rtrmu’na yakasını kaptırm ıştın'A r kadaşımız bir an önce M ülkiyeyi. ’bi tirerek «bilimsel kasaplık» (!) anla yışım kuruma yerleştirmeyi amaç edinmiştir. 1948 yılı Nisan ayının 2 S inci gü nü dünyaya gelen Belma, ebesinin o zamana kadar gordüğii bebeklerin aksine hiç sesini çıkartmamıştı. Do ğuşundaki sakinlik, ölçülülük Herde Ders dıgı zamanının büyük bir ki senelerde de devam etti. Ankara kısmım «tavla» maçları ile değerlen Kız lisesinde tamamladığı lise öğ diren (!) arkadagımiz iyi zar gelme reniminden sonra bizim yönümüzden yince «zar» ve «pul» sözcüklerini kaçok mutlu bir rastlantı sonucu Mül . rıgtınr. En büyült rakibi XV. İdare kiye Mektebine duhul eyledi. Bu ara den R.D. ile yaptığı tavla maçını kay da -Orta Doğu asıllı bir OCUZ Tür betmek onun en büyük üzüntü kayküyle kurduğu olumlu arkadaşlık, •nağı olmaktadır. kardeş bir Üniversite ile dostane iliş Mülkiyeye girdiğinden beri her kilerin maksimum seviyeye çıkmasını yıl başarıyla Ekim’de sın ıf geçen ar sağlayarak, Mülkiye camiasında sem kadaşımıza Mülkiyeden sonra da ba pati ile karşılanmıştır» Bu ilişki son ğanlar dileriz. sene halkalı ilişkilere dönüşmüştür. Arkadaglari arasında hanımlığı . CODİ OKUR kadar prensiplerine bağlılığı ve ha maratlığı ile tanınan Belmanm ilerde Yansı hacı olan b ir . sülâlenin hesap uzmanı olması kadar çiğ köf çocuğu olarak Konya’da dünyaya te uzmanlığını da devam ettirmesi gelmiş, üç gün bayram yapılarak ye**' beklenmektedir. Bu tatlı arkadaşımı- inek verilmiştir. ...... em bütün hayallerine erişmesi dile Mekteb-i Mülkiyeye geldikten ğiyle. sonra mayıs ayma kadar tam .istih . N e'gelm işse başına dan. gelmiştir- Yurttan atılma";. tehli kesiyle bile burun buruna yüzden. Dolabında rakı ve Jîşşt; : lerinden boşyer kalmadığı için'. tfelbı-; eelerini dışarıya koymak^- zbnihda ; kalmıştır. H er gün 8,20 de^; kalkıp"; (daha erkeîı uyansa b ile );■;-8.30?.i da derşe gelmeyi huy. edinmiş ölsuct'*‘[¿e*': kadarımız doğuştan', kabiliyetsizdir.-/ Yalni2 yazdığı bir kaç şiir ( D .ilş Övil^ nür. garkı ve türkülerin tümünü -ayni^ sesten söyliyecek kadar sesi güzçîdiı^^; TÜBA kayahan . San çiçek-, oynayarak- dünyay^j gelen «Tûboş» umuz : çocukluğunu"; yeşillikler ve çiçeklerle doIn^kasiabaS^ larda geçirmiştir. Bu.yoHara büyüki t m. arkadaşımız bu : özlemi- • daglarou kendine benzetmiştir. Fa i^ Á iikarada anca¿ bulduğu-¡ zamán kat gezinin son günü bir Mösyö’ye is ıçiçe^ctpplayarak giderebilmektedir.’ minin basma «Len» kelimesini koya rak hitap etmesi bu seneki iç gezinin İdea^j yeşillikler aras:nda evini en büyük, başarısı olmuştur. Kendi' elleriyle:çizmek olan arkadaşı-; \xmzi her» :nasılsa kendisini • Mülkiyede :bûlm uştur.; 3VBJ1İ. o y u n la r la açtığı tatÜ .ha yatını; yine milli oyunlarla kapatmak üzere"olan paaixi etek Öncülerinden^ |TûbâTıan hayatta tek arzusu, mesut ¿plíigakte;.!:' JjpÉCA^3>EK ! Mülkiyede-, E^kişehirsporun kunıcus UjSüb^n kızların falcısı, Şiir, Feryal ve Sevinçlin sandalye taşıyıçişi, "«yaşımı • göstermiyorum» diye dördüncü sınıfın derslerini boykot edipv birinci smıfa devam eden, «Abi, ben bu suratla* nasıl askere giderim» diyen kendisine şeker lâkabı takılalı beri ".Türkiye’nin şeker ıhracmin dur masına -şebeb ölan, her» tatilden sözlü dönüp" nişanlanacağım diye. Saplar Dem eğim .müşkül durumlara sokan, iyi. arkadaş?, onurlu, gururlu, prensip .sahibi, ciddi, bazan-gayri ciddi, her iaxakta bezi her. demekte sözü,.kenıdinebhas tezi-: olan: şeker Ertan, JLÁM. ÇANKAYA ' Mülkiye mektebinin gelmiş geç nmiş en ’ kibarken terbiyeli kızıdır. ‘ Mösyosüz v© ; matmazelsiz Bayan, bayansız. bir cümlesine rastlanma■.mıştır* V y îç gezi boyunca prensiplerinden kendisini saptırmağa üğragan arkam , 3. sınıfta olanlar oldu. Kış uy kusuna yatan Bilgeyi savaşkan bir İdarî şubeli kalbinden vurarak uyan dırdı. Bu arada Şubat ayında Turizm Demeği PTTden bir teşekkür mek tubu, aldı. Telefon idaresi Ordu ile günde 3 defa yapılan konuşmalardan çok memnun olduklarım konuşma sa yısını 5 e çıkardıkları takdirde ken dilerine azami kolaylığın gösterile ceğini özel hat bağlanacağını bildiri yordu, . Devamlı, «Bekârlık Sultanlıktır» diyen Bilge sonunda kendisi de far kına varmadan parmağına bir halka gedmiş buldu? . YAVUZ KAİSTBEK. r Lâle’nin Mülkiye’den evvel bir kag mektep bitirdiği sonra da bir kaç mektep bitirmeğe azimli olduğu bizzat kendi tarafından ifade edil mektedir, Boş geçen veya toptan ası lan derslere girmekte gösterdiği inat birçok arkadaçem komaya sokmuş tur. U fak tutukluklarla, hep iyiyi ve hep doğruyu çok tatlılıkla konuşan ... Haziranda «Adam olana' çok bi arkadaşımıza bundan sonra mektep le» diyerek sınav salonunu vaktinden, hayatlarında da kalbi gibi iyi ve gü önce terkettiğinden Ekim'de bir daha zel* günler dileriz* şereflendirmek ’ fırsatına.erişmiş, frıL yönden bir. yaz Şiir’in notlarına abone e tü m sön m ez ^olmuştur.; 3,* sınıfta kaç dersten çak?.. tığını; unuttuğu .iğin Ekim postasını ; Hikâyemiz bir - inek var idi k^^p,J.kendisi iğin, özel kasım sına zayîf-ı nizar» diye 101-5 yılında, baş vı aştıran ve Mülkiye’mmn soylu ge lar. Doğduğu gün ebe ve yamn&akileneklerim çiğneyen Ertan’m Gürcü > lere bu delikanlı acı kuvvetini göîsBaci'-mn dediğine bakılırsa \ uzun terdi, fakat akıl edemediği için ağvâdede Türkiye’ye başbakan o-lma- layamadı.' sı,.., mukadderdir. Başbakan * olma İkinci kez t Kasım 19S1 yıtnda yı:, önemsememekte, ancak Gürcü doğdu. Çünkü Hergele ' Meydanında . B şeı^ 'yalan cı çıkarmamak için şîmgeçirdiği 4 yıldan sonra bambaşka - diden seçim propagandasına girişmiş bulunmaktadır. Başbakan olduğu bir ortam a gelişti. takdirde bir-tek lüzumsuz İşler Ba kanlığı. kutup, bütün diğer Bakanlık•îan feshedeceği söyle&tüeri arasın^dadır^.; . cılk çıttı. İ£eşanlı ikinci kez % sını fı okudu. . " 1948 sonesinde İsparta’da dün- yaya geİen bu kabak sever inek 1964 yılında girdiği Mülkiyede eski ka bakçıların ve şimdi de çoban sülülerin karteli olan kooperatifte- süpürğecilikten adam kazıklamaya kadar çeşitli görevlerde çalışmıştır. M ektebi İîülkiyedeki günlerinin, çoğunu, iyi bildiğini iddia ettiği biriç oynamakla ve gecelerini de ka ranlık sinema köşelerinde hayal kurmakla geçirmiştir. Sap gelip sap gittiği MüBtiyeds bir kas kere denemek istediği ayak numaralarını kabakçılar, birliğinin muhalefeti yüzünden gerçekleştiremeyince bu istemiyo, istemiye girdiği, birliğin dağılmasını dört ,gözle bekle miştir. Bu zamana dek bu tür hava nın içine girememe kompleksleriyle: başarısızlığın en büyüğüne uğrayan, ve sinsice göz koyup taptığı, çapraz tarafındaki altın yaldızla boynuzlanmistir. Ananevi bayramda yeteri kadar cesareti kendinde bulamadığı için her gün sabahın köründe, bir 35 lik vokta üe ine ba^layıp aslîna dönerek krptilikte karâr kılarak gazete sütunlarına geçmeyi başarabilmiştir. Mülkiyede anlı şanlı Keşanlı Bilge’yi görenler daha ilk bakışta bu çocuğun Keşanlı değil de Ordulu ol duğunu söylüyorlardı. Bunun böyle olduğunu Samsunlu Pehlivandan bah OĞUZ KEYZSO&LU' sederken «H a» Samsunlu Pehlivan Ordu’lu Mustafa diyerek de doğrula.-, Kendisi birinci sınıf tekel mad dı. . . . deleri müstehliki olup ,zaman zaman mey tercihlerinde özel sektöre başvu 2. sınıfta Bilge’nin varlığı ile rur. yokluğu beli olmadı. Çünkü kuluçka Ailevî bir itiyaddan dolayı mek ya yattığı 6 . kattaki odadan yumur tebi Mülkiyeye CJELP/Ii olarak intitaları soğumasın diye hiç çıkmadı. sab eden Oğuz, siyasi rüştünü, terk! Bütün titizliğine rağmen yumurtalar ..m e k te b e d e rk e n , s o s y a lis t o la r a k İs i p a tla d i. gılterede doktora yapmayı düşünür. Her kıza altı kişiyle ayak atmaktan imanı gevrediği için îngilterede bu irû tek ba§ına yapmak niyetindedir. İnşallah becerir Ö O &  N A I/ T U îîE îl Mekteb-i Hukukun en güzel lazım tavlayıp Mülkiyenin şanına gan ka tarak, bu şandan Hukuk tüllabına «kayınbiraderine sıfatını vererek on» ların da müstefid olmasını sağladı. En çok merali ettiği konu eko nominin cybemetiqııe aşamasıdır. Aşkla materyalizmi bağdaştıran tek sosyalisttir. Sebebi hayatım aşkta görmesidir. ZtT A a ÖZTAN Doğduğu gün bütün rûy-ı zemin ışığa boğulduğu için adım Ziya koy dular. Sülâlesinde cihan pehlivanları: Kel Aliçolan, Kara Ahmetleri yere seren herifler vardı. Böyle zayıf bir çocuk gören aile efradı güldü. Ve ye di gün sonra ikinci adı GÜLER oldu. Mülkiyeye girer girmez bücümîe K olej takımının yakın. arkadaşı kantin güllerinin propagandacısı, berkezi yeren, meselesini erkekçe ,tak diye . koyan! 2 üya edebiyatçıdır.! (Pek saygı değer Türk Edebiyatının ruhu için el fatiha...) Mülkiyenin çok konuşan, az- iş yapan bu santimental sosyalisti .İn» Mülkiyenin bu hırçın çocuğu mülkiyeye ayak atar atmaz ilk işi aldığı «Kürt Doğan» lâkabından kur tulabilmek için seri halde (Lazlığına dair) izahlı içtihatlı konferanslar vermeğe bağladı. Bunda muaffak olduysada Avrupaya yaptığı seyahat te bir Fransız kızının kendisini Bulgarlara benzettiğini duyunca epey, hayal kırıklığına uğradı* Bu hayal kı rıklığını unutmak iğin Avrûpadan döner dönmez Kız Teknikte Dar yal ve Osman ile Birlikte bir angajman bürosu açtı. Ahcak fiyasko ile neti celenen bu işten sonra bir arkadaş partisi (Siyasi Partilerle ilişkisi yok tur) 'hayatının akışını değiştirdi. "Kendini henüz bu akıntı içindedir. Can kurtaran simidi atılmaması (bühass ikendisi tarafından) bütün' ar kadaşlara duyurulur. DENİZ ÖNDBB Bazı ünlü falcılar Mülkiyenin bü yük buhranlar geğireceğini çök ( yıl lar önce söylemişlerdi. Beklene nolay 1965 Kasımında patlak verdi. 1948 de ^ îzmitte doğduğu zaman H arisol’u ' kıskandırâ'ğı söylenen Deniz, K oleji bitirip Mülkiyeye kaydolmuştu. O yıl bütün tüllâbin birinci sınıfa devam etmesine sebep olduğu için Proflar. Kurulu Fakülteye büyük bir an fi yaptırmak lüzumunu duydu. Atılan, bütün ayakları «pabucun hoşuma git medi» diye kıran Deniz en büyük ar zusuna kıyafet balosunda ulaştı. Ku zeni A yı Savaşı tef çalarak oynattı, înek Bayramındaki kıyafetiyle klâ sik «çingene güzeli esmerdir» hipote zini çürüttü. MEHMET M AHAKâŞ" Sülâlesinin taa km rçik /;koyüai . lanna kadar uzandığı- söylenenHy^şiİ gözlü Karakaşı. iÜeopatra üe Antûâ^; nm buluştukları yer .olan ;Sidenin mahsulü olarak bu olaydan:9 asır: İ0 yıl sonra 1947 de gözlerini- atmosfe*-' reaçtı. H ay açm az. olsaydi rda’ -ibUumum eksik . etekliler rahat ¡-¿eleyidi^; Kendini büdi büeli kız peşindeikoşan '. yakaladıktan sonrada neyaK^ovialŞ^. dığını unutan Karakaş j, unutkanlığı': geçene kadar çok yorulacağa benzer^ Geçen ay Tıp- Fakültesi A ^ ^iâL v Kürsüsünce kendisme .teklif;edilen;.is-h kelet modelliği teklifini\ {/«vucüdunisi; nazar değer» gerekçesiyle , miştir. Halen vücudunun, ve ^'sa^arir; mn verdiği haşmetten r.'isii£adei||6 âĞ^« rek.-tüllab-i cinsi J&tifg. ayakları Jle karışık.sulanmaklagüldür. -Başarılar dileriz. ATTÎLÂ-. AîtMÂH, (Sersem) 1943 yıhnda:Îstâribtea;;dÖggti^ tur. Attilâya göre saglaS:f^öğ<iuğu gün çok gürmüş. 'Ahcak ?bııiüğ£$:^| dikten,sonra saçları <dökülrrieğejbâşj* lamıg. Bu sebeple arkadaşımız ;kendİ“: sini kudretli, kuvvetli ve çok gapkıi kabul eder. ; Ankara Kolejinde iken ^ Tabiat i; Bilgisi hocasının . çök J r it&aV^ettiği, \\ büyük bir saksılığı \^ k^aiıylaİbir^ ^ likte devirip altında kaldığa ,gün£KoÎ cası «sen Attİlâ ,ben ;Âttüâf.:büj.boyİQ'‘{' olmaz, bundan; böyle. ."senihTkd^^ SERSEM» dediği’ günden beri^seŞeâ|^ lâkabını çok benim sem i^irŞ;Ken^^j^ nin çok iyi basketbol bjTİadUğim^^v| iyi yüzdüğünü sûylemesme ?!i pek inanmazlar. ‘ M ü lk iy e d e o ld u k ç a ■« fe n d i v e g ır - " gır olarak bilinen ve butun ' arkadaş£: larınca sevilen,;Öğleye5 İcaÖaî»; tçraîÎk-| sı •yede. sakalım kesmeğe1 üşenmgin^f den beş senedir derslere gelemediğini;Söyleyen arkadaşımızın. g e i^ v;ye|jrâ-| hat bir karyolaya v e ;h M ^ âİi^ fieS -| dişini yatağında.iken txaş edecekcici'. bir cinsi, lâtife .kavuşmasını dilerimi ¿¿: İO Π^ S E R İM ■ Nüfus kaydında doğum ‘yeri A f-? yon yazık :isede,"MüîIayeye girdikten^ sonra, arkadaşımız kendisinin; ;Ispar* tah öldüğünü itİdia etmeğe başlamış tır. Bu iddiasını Mülkiye kooperatifi- oİ eİ© - geçirmek içmmi, ydcsa gele cekteki Başbakanlık koltuğuna şimd id en y a tın m y a p m a k için mi ileri ş&rdüğü bilinememiştir. ■- rjJ Yandığı şiirler arkadaşlarınca tıfli» olarak- anılmasına yol -açmıştır. Büyüdüğü zaman şiirlerini «Aİşka^Tövbe» adlı bil- kitapta topla yacağı sanılmaktadır. ' A ğır bir aşk hastalığının tedavisi için. Fransaya gideceğini söyleyen arkadaşımıza acil şifalar d ilem ., sına rabpne oİaıi Alâaddinin tek, şi kâyeti ayak atmada Kemal Danacı, kadar usta olamayışıdır. İç gezide yanlış ayalı attığı için Yurtkan’dan, kötü espri yaptığı için Unverle Çogkundan dayak, yediği için haftada beş defa Gülağacına derse, giden, ezeli refakatçi, kızların dert babası a rkadaşımıza en üst dereceden ra hiplik, kızlarla olan maceralarım din leyecek bilumum kerlere sabır dile riz. .4pMET.-; MEHMKT roculuk oynayıp rejisörlük! yapmağa "Bu ilginç isinx. sıralanışı 4 sene adadı. Aynı zamanda sakat Macitönce oj Mülkiyeye gelince tatlı espriten boşalan NKKD başşkanlığma îer©^ şebep oSmugtur. Am a A.M., ismi aday gösterildiysede bu yeri Ayı ile Birlikte-1 iki şey daha getirm işti: Nuriye kaptırdı. .Düşüncelerinde saflık,' çalışkanlık. MüMyedeki ilk senesinde bir sınav 1 Y e böylece gelip geçti Mülkiye'döneminde^ çamaşırhanede sivil sa den işte... yımına';tatbikatı '*-yapıldığına öylesine inandırıldı ki Ahmetcik bu yüzden, . ESAT GÜDÜK az’daha 50 liradan ve şebekeden ola, Hoca Nasrettin kadar ilginç bir ' cak$ı| -Bu. L arada Selâmi .. Ahmedin tip için Akşehirliler 1948 yılının '^tatb^ata.gitmemek için verdiği. rüşEkim ayım beklediler Esat Güdük vetlerle'epey avantalandı. tü bu gelen. ;Şen .bu, kafayla "daha çok kanık •Fakültede dört sene boyunca sı lanırsın, •gözünü a ç:; oğlum Ahmet. nıfta kalacağını iddia ederek Hazi randa geçti Biara saplığı da akima N M E T ;A B A M M .,. geldi. (Nasıl becerdi bilinmez) alela JZsmamn. birinde Salihlide ipek cele nişanlanıp evliliğin kutsallığı ^ b ı fbir ,yum aköoğdu. (yumak mı, üzerine nutuklar irad etti. Aklı ba çomak Jİmi?).; Herkes -bir' çocuk bek- şına gelince de nişanı bozarak Franj^ r i^ ^ y W b i^ y in doğmasına şaş- sada doktora yapmağa niyetlendi. Nimet önlan- fasla ımneyip Müllriyenin kapısından bildiği' yede bilmediği bilumum'duaîarı okuyarak saçlani1;aralayıp ortaya gıktı. girmişti şimdi hepsini unutmuştur. ^Mülkiyeye .ilk girdiği , sene herBiryandan en genç .mezunlardan ol ¿^¿ağabeylerini aramağa gelen bir makla öğimür, diğer yandan hayata ^ eîik an d ık i bu Nimetçiği epeyce ü s-. tecrübesiz ve erken atıldığı için kor 5aü|KendiŞİ s u f :bu yüzden 48 li olduğu kar. Böyle dengesiz bir heriftir. Lâ Jıaî4e!44:1 ü. olduğunu beş sene bokin aldırmayın zararsızdır, birde aşı yunca^iddiaedip durdu. oklunuzsa îıiç korkmayın ondan. .. ^ 1 Mâliyede; iken hayatı aniden iptidai-bir şekilde renklenen Nimetin ALAADBÎN S A Y pIA N buirenkli hayatının ..daha ne kadar ’ Önce Tıp Fakültesine kaydolma ¿iü^ceği .¿.estetik r uzmanlarınca me»; sına rağmen bir arkadaşından Mülki rak;:konusu . . olmaktadır. ............. yede güzel kızlar olduğunu duyunca kabak Şahanenin başında . patladı. Birinci sınıfta, iki sen OYAlandıkt&n. ^Mulkîyeye . gelir gelmez ayağs.7 sonra ikinci sınıfta uzun süre HÜL.nur tozuyla.' paraşütçülük yapmağa İfAıara daldı. Çabuk -uyandı. Bu yılki *girişti. Şu arada- Ankara sinamaları Tıp Balosundan beri DİLEK pınarım Üzerinde' incelemelerde bulunurken hiç kaçamayan Aîâaddin A rı Sanat B abaöm erin yanında «Soğuk . espri Topluluğundaki 42 saniyelik oyunuyi^ifıkra»- doktorasını vermeği de ihla aktörlüğü, Hüseyin Bölükbaşı ile mal.etmedi. Daha sonra diktatör. Re- - gazeteciliği denedi. Baba Doğan, Bögen tJle.beraber bulaştığı atçılıkta lükbaşı, Polatlılı Haşan ile birlikte ;4 ikiş; tutturamayıncâ kendini tiyat Hasankale lokalinin üç nolu masa ■ ÎRFAN BKKKAJN' Eski Yunan müzik tanrisinm bütün itirazlarına rağmen 1946 mo del bir Cadillac içinde doğduğu riva yet edilir. Kurtlar diyarı Siirtten Ânkaraya göç eetmesîyle başlayan renkli hayatı, takdığı gözlüklerle ka raran îrfan’ın Çanakkale Boğazını geçtim iddiası üç yıl sonra motorla geçmiştir şeklinde onaylanmış ve Kolejde kendisine verilen spor kolu başkanlığı sebep gösterilmeden geri alınmıştır. 1065 de Mülkiyeye girmiş ve Bulaşıkçılar Derneğinden aldığı bursla îngiltereye gitmiş, daha sonra bu i şigın- fazla maharetli bulunarak îngüterede bulaşıkçılıkla geçirdiği süre uzatılmıştır. Omuzlarımn geniş olduğunu zannederek troleybüse binemediğinden şikâyet eden, îrfan her yıl Ha ziranda geçerek kantinin havasını bozmaktadır. İlerde çirkin kral Yıl maz Güneye nazire olarak bet sesli şarkıcı olmayı düşünen arkadaşımıza şan dersleri almasını tavsiye eder bol ekolu ^mikrofonlara kavuş masını dileriz. METÎN KÖKSAIâ 1947 yılının 12 Mayısında Anka ra kalesi burçlarında yeni bir güneş gibi doğan et topu Metin, işe- yara* liiafc'gerekçesiyle çö|> sepetine atıİır£ken yetken Belediye Zabıtalarınca ^dezenfekte edilip toplum içine so;ikulmuştur. K olej sıralarında iken ^bayrak merasiminde ceketini bayrak ¿.direğine çeken. M etinin kendisine 'olan sevgisi o sıralarda başlamıştır. î lk Fransa seyahatinde Sartr’m Egzistansiyalizmine öncü olduğu soyîenmişsede bu husus Be Gaulle .tara flından tekzip edilmiştir. Masum, girin, ve tatlı görünme sine rağmen iç gezide, kızlar, kendi sini hiçte masum bulmamışlardır. İnek bakışlarıyle kızlan mestettiği* ûi zanneden Metin -Fakülte hayatı boyunca Hacettepe sıradağlarım bir çok defa gözyaşlarıyle ıslatmıgtır. Ankara trafik şubesinden ancak 9. seferde bröve alan Mstîn, arbasımn tamponu ile duvar arasında sağ lamlık testi yaptığı gü nT iirk Adaletininhimmetiyle bu badireyi atlata bilmiştir. Pegout fabrikasınca dene me şoförlüğü teklif edilen arkadaşı mız sağ kalabilirse bu isteği yerine getirecektir. Hayatta 21e yapacağını bilmeyen arkada§îmıza Milliyetin bilmecelerini çözmesini tavsiye eder iyi şanslar dileriz.’ ONOL AKALIN Saçlarını soldan sa fa tarayarak o muhteşem kelini ustalıkla kapatan ön ol aslında Karadenizli olmasına rağmen ke ligibi bırnuda çok iyi sak lamasını bilmiştir. Doğum - yılını da kimse bilmez. Daha Kolej sıralama dayken gitar çalmağa başlayan ar kadaşımız için otoriteler «Tanrının biz gitaristlere gazabıdır» demekte dirler. Mekteb-İ ■:=5 malarından oian' Cem, lstanbSM{<ol^v 1946 yılında İzmir semalarında bir vaveyla koptu. İzmir Kolejini bi-. sun da çamurdan olsun .Vjdonesine| tirip Ankaraya geldiği gün İzmirin rağmen, Sivas nüfus kütüğünde |ka-J; ikinci kurtuluş günü . olarak ilân yıtüdır. Kendi deyimi; ile pekf' fazla':; edildi. Mülkiyeye ayak atmasından ders kullanmaz. Okula, kuyruklu yü-f sonra bu ayak atmasını başarılı bir diz ' misali/ arada,.bir uğrar. .. İkincil şekilde devam ettiren Çoşkun özel smıfta İdare :HnknTrnmı likle iç gezide hasta olan arkadaşla özetten okuyup geçmesi^ ra (bildiği birkaç ilaç ,ismi ile tek en belirgin örneğidir. başma konsültasyon yaparak) gös terdiği ilgi vede îskenderunda bu arkadaşlara telefonda gitar " çalması ile meşhur oldu. t İ ç gezide .asistan,; L a ^ §ıüğî Bahriye'de yedekrs^ayiık|telı>| lik etmesi Mülkiye camiasmd£-büyük| sansasyon yaratm ıştır,' cı olduğunu iddia, eder fakaiylM AM j' rütbesini de, keçi inadı .Jyüzündeis^ gene tavlada kazanmıştır.r jjBaşİıek^ ’ meşgalesi mektup ‘ !yazroaK:}ye;J' mek^:’ tup okumaktır- Kalbinin)sahibiniîcla«Ş: ha önceden bulduğundan ciiisi:lâ tifi tarafından atılan bütün ayaklâri inat«| la kırmış ve büyük aşkı 'fj uğruriaJ^a- J zanfer Bilge otobiisleri’n e■';abönâ[oI-|; muştur. Üçüncü sınıfta Sait Kemalin gadrine uğrayarak îcra İflastan sı-' nıfta gaktı. Bu yılı klüplerde gitar çalarak ve Rüya görerek geçirdi. Son sınıfta felç olunca, doktorun «yüzü ne masaj yaptır» tavsiyesini «çeneni fazla işlet» şeklinde anlayınca iyice çekilmez oldu. En büyült ideali, güzel _ kızlan çok olduğu için, tş Bankasma mü fettiş olarak girebilmektir. Gelecek yaz ithâl malı bir cinsî lâtifle dest-i izdivacı beklenen Çoşkumın iyi bir aüe ve oniki çocuk ba bası (Yatmayı pek sever) olacağı tahmin edilmektedir, Dansı başını za. Vaaâayî CEM AKTTtRt ş BİLGE TAP&AH • Genç yaşında evlenen, bulaşık yiKamayı, yemek yapmayı, ev temiz liğini çok iyi bilen önolun ne zaman bez yıkama derslerine bavlıyacağı üjerakla beklenmektedir. Bütün bu üstün vasıflanyle iyi bir aile babası olan arkadaşımızın, en iyi huyu tanıştığı her kıza yüzüğünü göstererek evli olduğunu hatırlat m a sıd ır. (Bunun sebebi dolmuşta bir kîzm kendisine elle sarkıntılık etme/ .■ sidir.) Kendisine aile boyu mutlulîüçîar A l i GÜRSAN Yeni Ajans 1335 Oto parçacıları ve tamircilerin nazarı dikkatlerine HER MARKA BİNEK OTOMOBÎLt İçi» “ UNIVERSAL” tip OTO KALORİFERİ Her marka kamyon için oto kaloriferi ; Minibüsler içm oto kaloriferi Otobüs kaloriferleri Şirketimizden katalog ve izahat İsteğiniz NOT; Anâdot, Ford kamyon, Ford Minibüs, Leyland kamyonlarında kaloriferlerimiz birkaç yddanberi memnunlukla kullanılmakladır. h iz m e t in iz d e d ir Töptan ye ferakend^ Satrç Yeri: ŞİMTEİ. TİCARET ve SANAYİ A. Ş. İstiklâl Cad. 347, Teh: 44 0619 '(BATÂh İÇ İN D E, OEÇER ÖL ÖM&Ü ■_;7 ' ' gÜPPELERtN) Ayşe ög e — Çocuklar mümkün olsa da bu seneJsf bmm srnıf tam kadro ile Hâriciyeye girebilsek... kadar iyi. oiur' değil mi ?... . K ıîîçbay— Zaten hepiniz gireceksiniz, telâşa- lüpm yok /; Ayşe Öge :— Aaa, olur ayol hiç. Şükrü Elekdağ Jjize dedik!, bu yıldan itibaren Bakanlığa 20 kişiden ifamla memur *alınmayacaktır. Kı&çbay — îy i ya gene benim dediğim olacak yani... Çağın — A y y ... Mehmet Ali, nasıl olacak anlat- . sana'Hadi? y ► # ; - Kıîicte-y — Bak» 4inle... sınıfın tümü kaç kigi 45. Bundan dört Kıbrıslı ile 'd ö rt' de solcuyu (ben Cüneyt, Cenab ve yarı sosyalistlerden Zafer = 1 ) da çıkar. Kaldımı geriye 38. kaç kılsınız siz sınıfta 13 mii, 13 ü de düş, ne kaldı geriye 25 mi. Geri ka lan 5 kişi de doktora için yurtdışına gitse, kaldımı 20 kişi bakanlığa rahat alır. Şimdi dıgarda kızlar kaldı dimi? Ömer — Evet sona ne oldu? ' Kılıçbay — Evet değil işte, dışanda hiç kız kal madı ki, Ayşe, Hilâl, Çağrı Şiir vs. (hep birden) Aaa, nasıl oldu peki bu iş? Ayşen, — Hakikaten Mehmet Ali, kusura bakma ama benim pek aklım almadı bunu. Nasıl oluyor hem açıktayız ve hem de içeride Kılıçbay — Basit. Hani 20 kişi hâriciyeyi al mıştıya, işte o 20 delikanlının 13 tanesi* dışarıda kalan 13 kız ile evlenecekler. Mesele hallolacak. Kızlar (koro halinde, yan memnun, yarı. kız-, mış, yan gülerek, yarı kaş çatarak ve de genellik le bihoş bir şeküde) A aaa!... Aşkolsun Mehmet Ali» ne ayıp şey!... (birbirlerine yan gözle bakarlar) Ayşen — Necla nasıl oldu da girdik, ben anla madım gene, açıklam ışın bana, şu işi bir daha lüt fet... (Bu arada Hilâl, kadim dostu Ayşe’nin yanına yaklaşarak, alçak sesle şöyle der). Hilâl — Lâf, nâpıeaz biz çoluk çocukla evlenipde 680 lira ile mi geçineceğiz yani. Hiç olmazsa şöyle en ajandan bir şube müdürü falan bulmak lâzım ki birşeye benzesin değilmi yani? Ayşe — Aaa, ta.bi ayol, hem.'arada en az 10 yaş fark olmalı ki, erkek hanımım hoşnut, tutabüsin, evi barkı, otomobili olsun ki evlenmeyi düşünelim. (Ve kazgancılar bu iki hanımın konuşmalarım tesadüfen ve biraz da allah vergisi- hassas olan ku lakları ile duydular o anda, neler düşündüğümüzü nasıl bir cevap vermemiz gerektiğini, siyasî İdarî yede malî şubenin tüm delikanlıları pekiyi tahmin etm işlerdir)!-.. Biîöm stö^pji& arar 'T e ^ ^ Ö İ;/''""'''' • : S.B.FÎ den bu gün, muayeneye gelen Çobanoğlu . Kansız Süleyman'da yapılan muayenesi sonucu ,j şu; ârlzt durum tesbit olunmuştur. 1. Uzun süre güneş ışığı. gönnemekteh; : müte-' velli küflenme hastalığı, 2. Uzun süre sandalyede oturup - .-okumaktan; mütevelli, omurga ve oturak kemiğinde yassılma: j 3. Müzmin derecede kansızlık. (alyuvar Jıokşan-: lığı) ve bunun,sonucu olan cansızlık., Bu duruma binâen şu tedbirlerin en kısau izamanda alınması, memleketi ikmci.Sülü’d^n’fmaİH^um etmek istenmiyorsa elzemdir. ' . 1 . 300.000 ünite ve kârından. Ceünkü kalça adaleleri oturmaktan ezilmiştir) v e .günde; iki k&zf «Gal enim - Ce - Cal» enjekte olunacak ■ • " ? fi •i ? 2. Her sabah güneş banyosu ve /ceviz’ Jyaprjâğı' suyu banyosu yaptırılacak. ' " -•'"> 3: İyileşinceye kadar hep güneş görmesi -.için' limonlukta ihtimamla bakılacak. . 4... Sonucunu başarılı olarak, öbür Sülü’de gör düğümüz asma yaprağından, mamul yalancı dolma . kürüne İki yıl devam edilecek. 5. Ömrü boyunca Red Kit ve Polyannâ^dîşmda başka kitap okutulmayacak. ' ;* İ- ■ '■ Dr* Prof. Opt. Psikolog vş. : D oç Dr; Faşım Adasal Nihat Tath, lâzım pâstahanesindeki ’ 'telefonda-, Gülçin adlı bir kıza yana yakıla- seminer hazırladığı; ■için çok meşgul olduğunu anlatırken yakanlardı.' Kendisine; söylenince de gayet tatlılıkla «Valla ■. 'büdiğihiz gib ideğil, o benim kardeşim,' seminerime! yardım!-ediyordu.! ? dedL ZEMÎn M eftunu köpek ısırmıştı. Kantinde hararetli ha raretli olayı anlatıyordu. Or?.daküerin biri dinledi dinledi. Sonra heyecanla; — Köpek ölmedi miyahu? dedi Mahri Dümenj ; j^Ç fijüV A . SÜM N€$ŞSİ1 > ■Mî %ÜMÜR-fA BAŞKA .. J^T^M aliyenüı ve Konya’nın kısa boyla sempatik îjoeujju Necip Fikret Dağlı, ay sonlarına doğru bakkşiîa: gider. iki yumurta' alıp ¡akşam yemeğini .ü ^ a^ Ş .aP etmek! Ülkemizin her yerinde, olduğu gi-; ¿İfbâkkaldİ da :yumUrta tane ile satitmaktadıiv N ^ .¿İp*te; en doğru harekette bulunarak'-kendi eliyle, yiimi^İaiİa. en irisini seçer. Bakkala parasını verdikten • •Ippitfa 'dögru beşinci kattaki odasına jgıkai*.. Yumurta ¿^iıJeccîgiV^tabağın temizliğini yeterli btümöyarak ^ a in a ğa '^ d et*.' ’ • c^ aV ârîfe^ ^ âflöid an Mehiûet ^Öttdi vs 'Turan : ^ ^ r^ k lu ğ tm d a tı istifade ederek ymnurtanın birini ; iğne .ile _Üd yanlı delerler ve içerler. ’ ■Ş •' ' £ ,'y i\ ' : ^ i^0$N eci£ ğelir.^Öcağî yakar, yağ kör. 'Yunmrtamn jfiii^ "> k ı^ ^ ^ ğ ıiı içine kırar. Diğer yumurtayı eli^c^Haİmea;'bog olduğunu görür. " Oda-" arkadaşlarına i^iııumu bildirir, Cudi ve Turan — Kır ulan Necip. Parasının yansım biz vere lim, derlersede kabul ettiremezler. ~ 'iN edp bakkala; ver yansın etmektedir. — SSaten ben hdfckajtâa. anlamıştım*-. İpinin böş olduğunu... Tezgâhın üzerine yumurtaları koydu ğumda yumurtanın teki yuvarlanıyordu... . .. Acele elbiselerini gıyeh»Necip soluğu bakkalda? aîlr, bakkâlin hayret dolu bakışları arasında içi hO§; yumurtayı ona vererek* — Ulan sende bizimi .buldiıh S ;., eki der Ve ye rine verilen yumurtayı almayarak parasım, alır yfe: yurda döner» ACIKLI BİR Ö IA Y Olay Fransa Dış İşleri Bakanı Michel DebreV nin Ankara’yı ziyaretinde, geçer-. Fransız; de legasyon Ankara Otelinde kalıyor. Dışardan biri. te-., lefonla M. Debre’yi arar, ve Lobby’nin hoparlöründen bir ses «Monsieur Debre au téléphone, S’il vous Plaît!» Herkes donakalır... İtk kendilerine gelen Türk hâriciyesinin protokol memurları olur... Santraîda oturmakta olan sesin sahibi Regent Zencirci, epey haş lanır; fakat iş işten geçmişj kaymakam olmaktan, başka çıkar yol kalmamıştır. MİLLİ TASARRUFUN S E MBOL Ü $ TÜRKİYE BANKASI p a ra n ızın ... istikbalin izin ¡emniyeti EN YAKIŞIKLILAR Y B GÜZELLER L Mete AYSAL, 2. Osman TOKCAN 3. Ersin ERENMAN 1. Neşe BAYAR 2. Nesrin ÖZKÂŞIM 3. Ayşen ÖNCÜ EN FONKSİYONLAR !.. .Kemal DANACI 2. Barbaros OKUMUŞ 3. Aytaç KANAN 1 . Neşe BAYAR 2. O yaÇtFTÇÎ 3. Aysel ERYAMAÇ EN YATAYALAR L 2. 3. Ertan KOLOĞLU Eser ARKUN. ' Osman TOKCAN 1 . Şiir ERKÖK 2. Cevza URAS 3. Cevza ÇAKIL EN SEMPATİKLE® METE 1. Rasim ENGİNDENİZ 2. Hàsan FİDAN 3. Coşkun GÜNHAN ;^ 1 . Şiir ERKÖK 2. Bilge TAPKAN 3. Deniz ÖNDER. M m G îît N E N M 1. Ersin ERENMAN „ 2. Barbaros OKUMUŞ 3. Raşit ALPAY ✓ 1 . Mülây SÜ E R .. 2. Neşe BAYAR 3. Cévza TJRÀS EN ANAJSŞÎSîLEK 1. M. AH K IU ÇBAY 2. Zeki KILIÇ . . . 3- ~ Hikmet ÇİÇEK ; L 2. 3. Nurcan TOKAR . İpek ERKE3LLER Necmiye ALPAY EN İNEKLER 1. Kadir ŞATIROĞLU 2. Salih BOR 3. Kemal KABATAŞ 1 . Lâle ÇANKAYA ‘ 2, Hilâl BAŞKAL 3. Sevin ARSIN HN KILIBIKLAR Y E EN OKLAVALILAR 1. 2. 3. Eser ARKUN Ahmet GÜREL > Müslim DÎRİCAN 1. Nurcan ■TQKER 2. Handan KOLOG-LU 3. İnci SARAÇOĞLU EN KASINTILAR L Cüneyt .AKALIN 2. Mete AYSAL3. Cenap NUHRAT 1. Mülay SÜER 2. Hilâl BAŞKAL 3. İpek ERKEKLER EN POPÜLERLER 1 . Zahide ECEMÎŞ 1 . Über ORTAYLI 2. Mehmet BAŞÇAVUŞ- 2 . Cevza URAH OCLU Eser ARKUN 3. ŞiirlŞRKÖK; HASAN EN. EFENDİ Y E M M m F ^TO tT ^R •. L Salih BOR 2. Ömer Hayri GÖNEN S.. JJbm. YAİtOAN 1 . Gölsen:GEZER 2. Ümran. SARAY 3, Nesrin OZKASIM B U N L A R I B İ - BahçeHevIerdeki bilnm-nm. evlerin (!) nin Lemi’de oldııguau, L İ Y 0 R M adresleri Yılmat dârslerin boşalma saatinde tam takım e lb is e g ra v a t ile resmi kımımlann Önün de nöbet tüttüğünü ve üç saatlik ’ sıkı takiplere giriştiğini, !G.'G. Akalm'in 4 idarfli Yılmaz’d a n 200 TLu kar;§ıîığî, ŞOO soru 200 cevap metoduyla takip ve kıs ;tavlama dersleri aldığım» .;?Aras. Erorun son günlerde hukuk fakültesi sŞcuf-i /iptidaide, sık sık görüldüğünü» • • ' ' ' -• ■ ;;^pare*lİ;.'Tamer’in gürlerini Gençlik Parkı duvarbaranda yayınladığım, u" '' .' . " ■' ıSİiow gecesi Mete Tuacoku'nun Kraliçe' Ayşen’in ,!srk2isından «Dur Ayşen» ne olur bekle bertik di7 :MeBmet .Karakag’ın ezeli ve ebedi; son numarası- 2 T ' — Fahriye Mangıres Fakülte’ye kaydını yaptırırken bürodaki memur’un «ablanm mı . kaydettirecek siniz» dediğini... . ' , U — Muammer Uslunun büyük görünmek için bıyık bı raktığı m ... ¡Bıyıklan gür görünsün diye berberde boyattığını (kadınların kaş kalemi üe) Shorçr’a gelen Serenella’ya refakat edenin Erol Okyay olduğunu o akşam içip içip bütîin gece ar.kadarlarına dönsüzü kulisten nasıl dikizlediğini ; N — IV. İdariden Mehmet’in son zamanîardk sık- sık Tıp kantininde çayiçme nin gönlüne ferahlık verdiğini iddia, ettiğini... .. Ayhan’ın 7 yılda bir km (!) tavlaya?nadığmı, / U ~ llber’in çorapsız ve gravâtslz, il^erindö mendil yerine kullandığı . gömleği Üe okula geldiğinde ayak attığı bir kızın ben bu kılıkta bir erkekle konuşamam demesi üzerine seminere iki dirhem bir çekirdek geldiğini... A ras.E rofun (hayatım, gayet ınazbut bana ça mur atamazlar» dediğini Fakat aslında gelen ça murların müstehcenliğinden ötürü kazgan komi tesince yayınlanmadığını. ■ S — Ahmet Babahoğlu’nun Basın - Yayînlı Ferhan iî® geldiği kıyafet- balosunda rahatsızlığını bahan® ederek km erkenden evine- bıraktığım... Son sü rat taksi ile baloya dönüp bir bayanla en roman tik danslarını yaptıktan sonra sabaha kargı yur* da ğötniüp bıraktığını... ;Zeytin Ahmet’in II. sınıftan Oya'ya ezelden be ri refakatçi son günlerde ise .dara çalıştırıcı ol:<Îıiğünu .. şnl^ttığ^U» U - i^aış^Htat&epe'de olduğunu, f ’• ; . ■. ¿Ayhan'la kendi yaşında bir haram ile Hacettepe .. ’ ■ — A yı Nurinin bunca sene hatunlardan geçinmesine rağmen son sene fakültenin dışında bir hatuna külliyetli bir miktar tutan hediyeler verdiğini... v —ı SağcTnm, diyarı United Kmgdom’da abazalıktan kıvranırken kazlıyabüdiği, yegâne çürük bir domestîc’ten A.B. adlı amansix bir siekness'e duçar olduğunu..* — Nurcan'ın «ben hızlı danslan hiç sevmem, hig da yapamam, Yalfnun hatan iğin yapıyorum» dedi ğini... Ömer Gönen’in bütün iç geziyi lâstiği kopuk uzun ■donla geçirdiğini ve bu yüzden «shake» attırırken devamlı bir eli ile donunu tuttuğunu... görüldüğünü, — Yine bir shake isterisi sırasında Alanya Kayma kamının «maşallah anasından dansör doğmug diyerek alnından öptüğünü... ™ Cevza ÇakıTın kedileri hastalanınca kendisinin de hasta olup yataklara düştüğünü... — Cikcik Aysel’in Malî Şubenin fermanının okunul masından son^a formanlı yasanlara «teşekkür ede rim .beni iyi harcamışsınız» dediğini... M üfit Yavımın Kurtuluş İlkokulu önünde nöbet ^tuttuğunu, - : ■ ' ■Yanİkee. Murat'ın Amerikan Haberler merkezinde -çalışüğınV' Çiçek Şen’in kantin’e (i) olan büyük aşkmı... ,îçV gezide Nurean’m bavulunu ’/ taşımaktan ■ :Yalmı/ür kollarmın uzadığını.., — Sevenbige’nin îlhan Onat’ın Muk. Sipl. Teş. ~der* sinde çıkış zilinin çalmasına sadece 15 saniye kala gayet mütebessim ve rahat sınıfa girip oturduğu* ' nuThocayı çileden çıkarttığım nf arkına büe vamüuyarak arkadaşlarına niçin gülüyorsunuz diye çıkış* tığını.. . ' — San Cevza’nın son nişanlısını elimden kaçırırım korkusu üe atılan çamurlar için kazgancılara bas kı yaptığını,. A — Geçen yıl sosyal politika imtihanında bazı sosların ÎCârJ Marx üe ilgili 4 notluk soruyu yapamiyar&k zaytf aldığını,.. İS&jÇetİû Ksr&haa’m L».SX>. müptelâsı ©İdtiğunun ya* ^yıldığiın ve bunu duyan kızların ona 15 metreden Jv baktığını... *'l*.t*^ ’ Baloda Kraliçe’ye e§Iik.eden Nihat'ın «shake» ça m larken Kral vals! yaptığını*.. 1 ı-O rhan Sağcının İngiltere’de ancak boğaz tokluğu; , na disk Cokey’’İlk yapabildiğim, İü- .Yaiikee’nin kolej kaldjrmılarından emekliye sev' , kedilmesinden sonra hırsını Matbuat ve istihbap .Mrat Sectiomın inoe denetsiz duvarlarına. abanmakr . îa almağa çalıgüğm ı... * \ ,»r* Paşazade Nihat'ın hayatında ilk dansözü sh'owda gorup heyecandan sıraların üstüne tırmandı ğını... ^ ;Ahıiıe£ Babalıoğlu’min geçen şene H aziran,imti hanlarından birinde verdiği randevuya yetişebiljnek için sorulan tamamlamadan çıktığım ... ve ”bu dersten aldığı 3,5 yüzünden Ekime 4 dersten V . ’geldiğini,.-^ . . ‘ *' * 1 ICevza TJras’m bebek yuslü. erkeklerden hoşlandı* ..fim , bu sebeple gezide önce Metin’e ayak atıp» ‘ önün göründüğü kadar bebek olmadığım ,anlayın ca 2 . samftan bir iptidaiye sarktığım ... — Nihat Tatlının alnındaki iz iğin .trafik kasası de» diğî halde, bu yaranm ineyhanedb şişe yediğinden meydana geldiğini... ’ ' — Tuğrul'un yurtta, yapılan,müsabakalardav^airni*en. güzel baciakü .seçildiğini.'.. . — San, ipak saçlarından dolayı kendisine Sujp^erisi denüeiı Deniz’in kıyafet Balosım da' mütad, sakin :görünüşüne' Nağmen,,'çiplak ayakla göbek â toad a çengilere taş çıkarttığım ... Diıslomasiden-Y'usüfım U t ‘siy^iyi^.kâi&aSanlann listesi asıldıktan- iki ha£taTsönra-^İ05M§ilİk .bir jkiöci;p^te’ asıldığında büroya’gidip^ij^^jigf^ benin JÇL'.yedek listesi ne zaman .¿üoyoi ';.:diye ..sorehı^mm.:: — Nihal, Savaşkan’m 1. sınıfta iken» burnuna, basıp , «Î3 Üp diye^ses çıkardığını.*. ~ Öğuz~FeyzioğIu ile İsmet Haıputluoğlu'nun bir barda, konsumatrisleri pifctesto için birbirleri ile dansettiM erini,.; — XV.. Siyasiden Muammer Uslu’nun kuvvetlenmek için her sabah yedi Vitaminli A R I maması yedi ğin i,.. . -¡- İlhan Yarga/ron IH. sınıfta iken doğam gününde . verilen bir hediyeden sonra ya ş günü hediyeleri ni kabul etmeğe tövbe ettiğini... —- Cik cik Aysel'in hep. «Paris» parfümü kullandı ğını ve kolonya ikram edilince, kokum var şeke rim » diye alm adığını.,.’ •=~..Kon tSalih’in Şubat tatilinde gittiği İskende run’da atılan bir çok ayaklan kırıp büyük bir sü ratle Ankara'ya döndüğünü ve uzun süre «İs kenderun’da abi bi kızlar var, az kalsın üstüme kalıyorlardı diye hikâyeler anlattığını.,. — Başbuğiçse Sevenbige’nin atçılığa merak sardıçhğmı ye her fırsatta Regent’ eforse ederek atlı spor kliıbüne giderek antreman aldığım, — Lâle Çankaya'nın Paris’teki «Sen» nehrine bile «Siz», nehri dediğini.., bile İpek’in güzel endamını ( !) iki korse .üst .üste, giy meğe borçlu olduğunu... -— 4. Mâliyeden Kenan YüksePin iki şişe pepsi için ce «Â h 1'abi, bugün gene çok içtik diye yerlere Serildiğini... .IV İdarenin sempatik çocuğu ‘Nevzat’ın ^ Turan.' Güneş tarafından bîr önceki derste *.■tavsiye,edi len bir kitabı okuması nedeni ile Mülkiye’ye. gel miş geçmiş en nadir çiçek ilah edüdiğini.., " •Fi. ~ — Nihat Tath^nm günlerden bir gün kantine dışarı dan gelen bir hatuna bakıp bakın da «aü ulan ah ne kaybediyorsak boydan kaybediyoruz .^de diğini*.. ’ ' — Mehmet .Kârakaş’ın sene bagmda' İ3,5 " . yağında bir kız çocuğu ile flört ettiğini ve biir müddet sonra ekildiğini... " . J, 'fi' — Çetin Kurt’un Banyo yaparken «çocuk. ;saatiiıi> ilgi ile izlediğini, program ı kaçırmamak için-ko-, - nuganları susturduğom ı... : ^ — Mehmet A li’nin (Odun) benjm karıımdah^b||ka bagka bıyıklarım da kırmızı dediğini..1. ‘ m .IV. Siyasîden Ertüğrul’un fealoda â değişik tip te kızla dansettiği halde T resim; çeMlmiş^ diye foto K öfeal’m makinasıbı kırdığım.,... Siyasili încfnin havamı bozuyor diye numaralı gözlüklerini takmadığını... . Ahmet GÖktuna’nm Çakıcı’ya yağ çekebilmek için Adana’da birlikte gittikleri Nuri Sesigüzerin konserini ağîıyarak dinlediğini... Cem Akkiriş’in, muslukların kuru, havanm sulu olduğu, bir gün yurdun terasında bir kalıp sa* •bunlu dolaştığını' ve 3 kere terleyip köpürdüğü nü... -rr;! ŞonV gönlerde Cüneyt Akalın ve Ziya öztanin ¡ Alp prcuıı ile birlikte B.Y.Y.O. iu bir cinsi lâtife imüşterek asıldıklarım.. . ' • —-;.Osman İbrahim'in sımfta^ her söz alışta renginin (¿pkttTgpLizf,; .olmasının arkadaşlarmm: dikkatini SEktiğini ve 'jkeüdisiîıe «Pancar Osman.» lâkabı* Jnm;takıM3ğxâı... ^ .-^ ‘«Yak vaklEÂşİt’e bu ismin, Walt Dteney tarafın dan, teküdığını.., . . -:v*vr. i■s;; •• .T" /■ •— ,/Yengeç .Çetin’in 4,. senedir' Öğlenleri Kolej >kapı sında heton.,direk-olduğunu... ; . . • -• .if ' • ' • ..r-#-0dm ;Mehmefr Ali'nin (K ılıçbay). Fakülteye ilk ;girdiği sene.kantinde «Mâo» lâfı geçtiği • zaman «bomba» ‘diye.-karakola^-haber vermeğe-gittiğim, •s—5-Osinan Yılmaz’m 4 siyasi Üe ortak derslerin davimi olm aşıha. rağmefo diğer dersleri kiıîlanmadağını ve bu saatlerde 4 siyasinin *pisi önünde! dolaşıp gazete' okumayı tercih ‘ l ' f i n i / Oya Çitçi’nin balodaki yakışıklı kavalyesinin Mülkiye 'kızları arasında heyecan uyandırdığım... Türkkaya'nın «Baba Raşit’e» Mikelanj devrinde yaşasaydı (çıplak model) lik yaparak işsiz kalmıyacağım -söylediğini... îç gezide, ilk çağdan kalma eserlerin teşhir edil* diği bir müzede Zafer Toprağın, İnce bîr maden parçası için/ mihmandara «bu bir kravat iğnesimi» diye sorduğunu... Yılmaz Yaman’m ağır hareket etmesi _fakat bu huyundan ■vaz geçmek için çabalaması sebebi •ile kendisine «Cevval Kaplumbağa» denildiğini... mü pek kaetti- —f 'Lâle Çankaya’nın frikik kelimesinin, manâsmı gezide öğrendiğini ve erkeklerden daha fazla fri kik aradığım... • . • :’£er Necip'e, King’de eline «dam»- gelince «ulan bu -kızlar beni. amma, da seviyor be dediğim... . .—t. Kont Salih'in Mekteb-i Mülkiye' iğinde kapının hızlı- kapanmasından ötürü özür diliyen tek kişi olduğunu..* , — Ömer Gönen denen adamın halâ .«anasının kuzusu» olduğunu : r - Sağcılar sağcı, solcuları^-solcu bildiği Ülfet Cin: biş’in siyasî v.eğilimim çaktırmayan tek; mülkiye li olduğunu..;. . VAY BAŞIMA OELENIJEB BEN MSYMÎŞÎM YAHÜU. — Rafet’in Kızılay’da piyasa yaparken nişan yüzü’günü çıkarttığım kızlara bakarken ,sebep gösterdiğini.... — iZahide’nin k&zg&a toplantılarına sabah başka •;bir renk ye%içim de Öğleden sonra başka renk ¿ve-;biçimde saç. t a r e t i ile geldiğini... Kıbnslı Esat’ın ayak kokusu yüzünden Pe - Re Jamn rekabet edemeyip yakmbir gelecekte iflâs edeceğini, ayrıca yeni alınan haberlere göre Paristeki ünlü parfüm imalâtçılarının bu ‘ yüzden' bir ekonomik kriz.geçirmekte olduğunu».. -HMa^mmer Öşlu’nım Birinci sınıfta iken IH Siyaf:sî‘:;şubenin tahtasının Önüne sık sık gidip dua eti-^gini.;.: '' Ayhan'ın (ihtiyar) ameliyat olmak .için Zürih'e gideceğim dediğini, aslında bu seyahat •nedeni nin eski büyük aşkı olduğunu... — Çoşkun GünhanTin otomöbü çıkar ümidi üe bi lumum ikramiyeîi deterjanları aldığım... ve bunlan sokaklarda boşaltarak dolaştığını..; Ünal Salgnr’un son sınıfa kadar yalnız gezmesi-' nin sebebini Eskişehirli. *mezun bir ağabeyimiz, olduğunu... " m: ‘ r li- TeglciIât Kürş&t’ın,. T*aş bebek" Sevtap^m '.Yakut i . Gazinosunda çalışmaya başlamasından sonra bu gazinoyu sık sık teftiş ( !) ettiğini... .. — Barba’nm iç gezide program uygulayacağım di ye herkesi (Lâtif dahil) sabah saat altıda uyan dırdığı için gelmiş geçm iş 7 sülâsinin pırıl pırıl olduğunu.., — Zahide’ye makyaj masrafları ninrsert bir nota verdiğini... yüzünden ailesi- — A y ş .ejltı.ci* îpek, Hilâl ve Çağrı’nın veda balosu na; gitmek için Ömer Hayri’ye teklif yaptıklarını öm erin’de bu teklifi mest olmuş bir şekilde kabul • ettiğini ve «madem istiyorsunuz, İsrar ediyorsu nuz geleyim» dediğini..« — Hüdaverdi’nin sınıfta ara sıra, «çok gıluidım» diyerek pencereleri açtığını ve ders arasında sor duğu sorularla zihinlere neşe saçtığını,.. — Müslim’in bulaşık yıkamakta hanımından olduğunu... üstün — Şatıroğlu’nun bir meyhanede «ızgara yağida pismezmi» diye sorduğunu... —¡* Tombul Ahmet’in b irpartîde aşka gelip bir hatu. nu öpmek isterken kızın küpelerinin ağz=na girme-, siyle bozum olduğunu.., 1 . «B ir anhk gaflet çıktı rezılet sen beni affet. ■ imza : Ahmet» . : O gün bu ea sevdiği sarkman SDROT ; olarak Amerika’ya gitm iş, oİduğunu,.. Ö günTbu .v gün en sevdiği garkının -N ever on Haziran-; ol- ’ duğunu... *— Ergin Yazıcıoğİu’nun Gündüz Ökçün’ün bir sorusu üzerine «eski Türkçe klâvyeÜ daktilo varmı ho cam» diye retorik bir soruyla cevap verdiğini... — Yengeç Çetindin «yüzyıllar evvel dedelerinin -çok zengin olup som altından köprü ay ak lan ; yaptır' dıklarmı söyliyerek övündüğünü...^/ ; — Fahriye Mangırcı’nm iç gezide mezunlardan' İ.Ö6 ; hk lâternacı İniş Yurtkan’ın yanından aynlma*-; dığını ( !) . — — Ayağı île elini tutabilen anormal yapılı ; -Kaşit’i kolejdeyken dolattığı kîian, dişlerini ve dilini g ö r».: ınekteh bıktım diyeirek bırak tığin i../........... -— YankeeTnin genç kızların masum aşkları 'İle.oy nayıp kendini her gece. Kent Meyhanesini;'.' davet’ ■ ettirdiğini... ^ ■— Engin Yazıcıoğlu’nun bir. ara İstanbul’da m otoşi' ze, .'çapkınlığa .başladığını, ve bir gece. yanındaki ¿ânımın harbîye meydanının ortasında ihtiyacini görmesine nezaret etmek zorunda ...kalınca ¿"bu*, işten vaz geçtiğini.... ; • ‘ • — M ufit’in memleketine • her ••gidişinde' 'ni^anlaıs-.. dığtoi iddia ettiğini..^ V-. \ . *: yüzül bir pusaîa gönderdiğini... ~ Kıpti Eser'e Nişanlısının. babası «Haziranda geç seni nişanlınla Amerika’ya yollayayım diye ■söz verdiğini bu hızla kıptinin surmenaj olacak kadar çok çalışıp haziranda sınıfı geçtiğini fakat İs‘ tanbul’a gidince nişanlısının 15 gün Önce yalnız — Aytaç-K anan’m maksimum 15 yıl^içİndeŞ^regiJ Çamın en iyi filim yönetmeni olacağı; iddiacında olduğunu/.. ■■■ ' ■ s •- Vr■ . i.j — Osman Alpak’m kızlardan ziyade • hanraian,tercih i.ettiğini ve .onlarla beraber görün du ğitoi|t;^ — Kereste Rasim ln. herkese kendisird futboîctt 3İ&7 hiteğım ’.... , . . S■ • . ’ * — Barba'nm Âdanada verilen ziyafette, ev saHibinln : kızlarını görünce» ben geziyi terkediyormrTdedlği-;' ni, ; ,; : ■; — Kemal Danacının son günlerde yaşâdıği j'i:aşld&m liseli bir hatuna, olduğunu» ■■ v-' -» '. ....... ~ Zvîk M tSO&LU ; .. : —: Espirilerim bütün sınıfı hararetle 1 sskar^ r Bedri 0Ü E 30Y ; ■ —■ Ohoo, bu da şey mi hocam? Benim - espırilönm tüllâbı gocukla sarar, ■'BUNE AGEÛ& Zafer Toprak, Fakülteye-.kayıt i$&-^eİâiğfc çok heyceanhydil K ayıt (hangi Hüseyin olduğunu bizde biîıh iy oı^ îfzira rodaM bütün memurların adı .JEp^eyin’^ fe-^ iia n i^ ^ san bölümüne kaydolacağım sorması.üzerine dedi, Siyasi Şube’ye kaydedin,- lütfen.» m H O w :;öpeHiMe Veda, balomuzun görmediği, ilgiyi show gordü>Zira .Show’un sahneye konduğu yer hem Mar mara;‘-QteliÎ-gibi-sm ir dışında değildi (bazı bocalanm:z\baloya gelememelerininnedeni olarak bunu gös terdi de) hem : :,\l§ ^Her ne^'ebiz yine h^r sene olduğu gibi show’un hazırlanmasından -söz edelim» dedikodusunu yapalım, ’so^a;^itö'Şh'o^;gec^sİ2ie geçeriz. . ; lî fen d im ; show’u n . îpkâyesi; Fes - Kom'un şjşçilmesiyle bağladı ve Show’un yazılması işini keres te}J^im vüj^rine {aldı:. Rasim sfopw. yazdıra-cağim dif^T^tanbura; kagü, birdaha da‘Vgörünmedi töz .oldu. ’Ama gezide vardı1 galiba. Ney&ebu birinci gönüllü ve d^Jbi?^^ kurbandı. İkinci gönüklü -naşaştık .ya- îlbâr oldu. iQ tod ^ l^ ^ i^ K on u ¿k^kez, tümüyle* Şahide v e C e v * :.j2a ^ ^ ^ j^ e ^ d e y d i ^du^uğumu^a .göke» tik'" kez ¿.diyo- ife^ ^ | p fediıû ;'fda^ ^ ben in feroiânına verdiririne de ve davudi sesiyle varlı'gönüllü. flsatf -şabede&Aytag .Koçabaladı, suluları ; zap^^ e^|gaİıgü i istifasını. yermeye kalktı, Lâkin W şuna4ı.'' Arpadı ki tek çıkar yol l^ ^ ^ lp â h n eye;-k oy m a k . İşte boyjece, Aytaç hem ^azdı^bem; oymdı^hem de Spikerlik yapta. M. Selik -Joîclu. ‘ ZaMde’yi camlandırdı. Ama Zahideyle de ah^cak o M r a ; kapanacağı gün barıştı, yalmzşunu tes.?■İffl^jB Ö ^iV ger^dr'^' A ytşç Shov^un bütün yükü¿Ü’:^^^%%rında £ş£i$ı .ye :.eu az İnek bayramındaki “ alık;Rakye rolünde olduğu kadar başarı kazandı., “/ ! ; Şbc^çLa /Fünun’u Mekteb-, iMülkiyede oynayanp l^ u ^ ^ §?p .4;jî^ ^ iliyd i Hele Kısmet Paşa -rolündte :|-)V•* -..r.;. • •. . • :j: \§;. Kendilerine .gelecek,; çamurdan korkan 2 hatun ¡sşİfeşŞe^,.- arz-ı endam eylediler ama ne biz anlayamadık. i.?' İ-J.,İÇön^;jdışmda Şhov^’a; .katılan arkadaşlardan ¿v:H a^ ^ Ş abB n c^ '(o% ^ îik ^ d ı;3ilm iy4i- yine ama so-işafckjjaria? sahneyi - doli,durduj! -î^ ğem ldı-alkışlandı. Eti son şarkısında sa:;lqn d^ çoğunluğunun ' suş^hilmi sus-! f a ıj^ l^ te r.-D iy e kendisine refaket etmeleri*tabii ki ¿birjsem pati gösterisiydi. . r’ Gelelim Show*u izliyenlere, gecenin sürprizlerine. .1 1 JHocalarîn çoğunluğu oradaydı oakşam. Basta ■ ; tlhan Unat olmak üzere hepsi sahneye davet edildi ler, onlar da açık vermemeye çalıştılar. Safa; Reişoğlü-.Nermln.: Abadan, Bülent Dâver, Lâtif Çakıcı, ; Yökşel: ;Koç, Aziz Köklü, Adam Şenel, S.K. Mimar.oğlu, : Seha Meray, Muammer Aksoy mikrofondan 1 tülîâba seslendiler. İlk defa orada ders anlatmadılar. ^ îlk /d efa '.orada siyaset yapmadılar. Ama bağlan •(acaba ibazüan mı yoksa; biri m idüşunün bulursu nuz) densizliklerini bilmem kaçmcz defa oradan bile ortaya koydular. ■ Şhow’a bir saz takımıyla başlandı, Ama ne ha. valardı onlar. Bir kadehler eksikti O TŞŞEE!.. ■ Show ' esasen önceki yıllardan farklı hazırlan rmgtı. Farklı şekilde sahneye konmuştu ama diğer senelere göre bir farklılığı vardı ki o gecenin bom bası diye nitelendi. Görenler anlamıştır tabii, Sereneüa'dan vede oryantalden söz ediyoruz. Kimi onu bura,ya sokmakla salondaki bütün hatun kişileri dü şürdünüz dedi (Oysa sonuncu kim, biraz da - mes lektaşı asistanın anlattığı fıkrayıdikkate alarak ten kitte . bulunsaydı belki biraz daha iyi görebilirdi ge cenin havasını). .Muammer Aksoy da «Dansöz . bize ğörefazla açık Dâvere göre kapalıydı» dedi. Söy lenen herşeye rağmen dansöz oynadı ve gitti. Bir başka sürpriz Adana’dan.Sâdır, oldu. Toplu mu kurallarım takmazmış adam, öyle söyledi ve bunu ispatlayan bir kılıkla çıktı sahneye. Yine toplumun kurallarını inkâr ettiğinianlattığı fıkrayla da ispat ladı. Oyun, kabare oyunu havasındaydı. Hocalara ih tarda atiîan t ağlar tatlı ve yerindeydi. BaşgÖz yar m ıyordu'am a çoğunlukla gerçekleri dile getiriyor du. • .^ Bütün bunlardan sonra şu söylenebilir ki,Sena Meray hocamızın söylediği gibi herkes show”un ken disine taş atılmayan kısımlannıçok beğenerek ay rıldı. ” &  N S ife.içiN titm a sR s ® '''d i e d î ; n b y a p ^ Hilâl ^BAŞKAL ': «Önünde oturan Mete’ye eği lip, bağım kenaya çekmesini, iyi göremediğini söy ledi* . ' ' V ŞiirlDKHÖK': «...A y ol bu da. bizden.m i?» dedi. Barbaros OKUMUŞ î «îçğezide ben bundan da ha güzel oynamıştım» dedi. . Mehmet Ali KÜMÇBAY : «Ayy.. felaket," valla hi soyunuyor!...» dedi.*. İmat ÎPAJR* : Kızma daha siltt sarıldı. Kagit ALPAY : Ktîzıı kuzü oturdu, alakasızca seyretti. (Yalnız değildi çünkü;..) 'Nihat AK YÖLBuğulanim gözllik camlarını sildi. Neğe'BAYAE: Kazgancı arkadaşlarını dürtüp «Çocuklar, ben ilk defa canlı dansöz seyrediyorum, bu daha soyunacakmi-» dedi. Ayşen ÖNCÜ': «A yy ne ayıp» dedi, elleri ile yifzünü kapadı. Parmak aralarından çaktırmadan Seyretti. Salih KOK- : îsketıderundaki günlerini hatırla yıp, Kızadı, terledi. Mete TÜNÇOKÜ : Beyaz mendü salladı. • Mehıpet BAŞÇAVTJŞOöLU Seyretti, ■seyretti, en sonunda da «beğenmedim, kendisinde ve dansında estetik yoktu»- dedi. OSA Ğ d'N IN babası oğluna eğilip» Oğlum bu hanım kaçıncı sınıftaokuyor.» diye sordu. Kemal DANACI ; A hh... Cevza neredesin? ^1 rrpKN w T ^ m i? ÜF, ANAM -NEYPI. Ö B B !: KÜZGÜN RADYOSU Zahide EOEMÎŞ : Doktor, doktor civanım (Ah, neler istiyor canım ...) Cevza ÇAKIL : Çile Bülbülüm çüe, Bende var ken bu çene, Kfigent ZENCİECİ 2 Kır atıma bineyim. Kongo yoluna gideyim. Çoşktm GÜNHAN t Ayaklarım boga gitti ağlarım, Bu seferki de tutmazsa ben süpürge bağlarım ,. hep. Nihal SATAŞKAN : Tanrım bizi etsin bir arada bahtiyar İCiIay Süer ; Asker bayrağmı da burca diktiler ■Küçücükte yarimi asker ettiler '■Gökmen DANİŞ : Ne güzel talihim var Kıbrısh yarim var -Neşe B A TA R : MüMye«de bin d k sevilen. Mm, düzelik inceyim,tatlıyım şenim. : Kemal ,KABAtTAŞ >-s-Not ’aki-ı şuurtm,-; lE lâ l^ jtfaaatlaıgezer,-- !g ^ ^ C T n ig^ i»ltâ £ ^ ^ i ;Kemal -DAN iİtİ ıl.Darıldımm ‘bakmıyorsun buyana, Darılman.mühim; değil, .kız :arkadş§mı7MgopÎiSFİÇ ..bana,Aysel m ¥ A M A Ç ;î’,] . Müslim -DİRİCAN -s Okulumun içine Prof. Dol durdunuz» Som lanm a da artık cevap vermez oldunuz. . ; ' Kadir ;$ I1SÖ 6L17■;.'Şarigı Asisianhk Lâtif yağ çekmekle sağlanır. - be- yoktur. Arkamda koşanlar, pek çoktur» A tillâ TÜMBR ; Bir Neş’e ;umdu gönül Serapa Keder oldu. Yalım DOKA : Artık gelecek sanma Sakm Geçti o günler Hülya TÜKKEŞ î Nasüinin KavaMan Dökülen yaprakları Zaman geldi geçiyor Harcadım esaslı ayaHanj X^U -<ŞEaaaSR)i r ] lozlarîn yanında, çîçegim.am&s.' ‘^hSs? gÎ^^JBÖNMİEaS s Üfacık tefeciktin vardı. ' ;.;>i~v7'İy.'.' V’' 1 : 'v--7i ' % ■ .:Şegfcile dalga geçtim,> •>«^w •'Sedat B ltİtB s"Bo^erm l§im dünyaya Oya, ÇİDCÎ : t^çsiii, günler haftalar Nurcan TÖKER : Hayal isinde akıp geçti Şu bizim mülkiyedeki günler bEşkSı benim .. • ; B i ı m ^ M D £ \ JürjüN : Kanada/dan bir yar gelir ;V ; . •: •••' •' ■ • : Karakolda ayna var. Belma ÇAĞATAY : Bir yar sevdim Boyu bosu edalı V tİÖ ;Ç (İ?ÎB S K ;s Dükkânımmönü kızlar, K ı^ ^ lg ö rü n ce burnumun. ucu sızlar. 1 Sagit A LPA Y : Pınarın başında su verdin, içtim Sevdimseni Handan yar diye seçtim Îînam mer USLU : Çarşambayı sel aldı. Kimi sevdiysem nişanlandı. ;,A yİ 8 ^ :0 ^ g Ç î Sevemez kimse beni diplomatların ; sevdi|% ;^ia^ ^ :• . .\ 'V ;. . E y d ip lo ı^ t senotoajşa^ Mülkiye neye yarar ..Osmam .YM M A^ : Çihanda bilir benim sana yaDs V os -! vosum çıktı •:Ankjıtaîîm k ızlan ., ^.'Çübuçdf'beni baltam ! Alâ 4 ddinKAYIHANT :  ‘ kızlar kumral sanşm ■• ••-•'••. • V.; - " Neden acaba, hepside ben“ konulurken esner ? Necla..OÜESELr : Zeytinyağlı dolma ¡■T'amanV-.■■■• ' ■Hergün sinenâaya giderim aman yapanm ^BlIge^TAFKÂN : Alişimin kasları kare •rBuİduk 'artik derdimize çare Ş’-BiteUa:KÜ KSAL.: Aşıkım ben. Selmaya iÎ;Yüzil benzerdi aya Tûbâ HAYAHAN ı Mozart in ci SARAÇOĞLU ; Dedi kaşın nedir, y a y ,' Dedi yüzün nedir dedim ay, Dedi bana, varırmısm , . Hemen dedim ki hay haaaayi dedim Ayhan ATAÜ N AL ; Ne Füsun ettin böyle söyle Semra’m Semra’m söyle Ne yaptın kulun Ayhan’a böyle ruhuma' Deniz' ÖNDER s Olamaz ne çare o nişanlıdır Kayta nbıyıkh delikanlıdır. Ertan (Gavat) KÖLOÖLU s Kalbimdeki yerini'5 hayalinle süsledim Odanda giyinirken seni damdan gözledim Barbaros OKÜSfUŞ ; Vuruldum, kız ben senin saçma, Fes-Kom-un işleri yürümez böyle aç açına. vm sucur g ü ç le rin KE3İMANÎ KALMADI ZÜPPELERİN •öSRM ANII kuşadalı» în e k - f t o y a s i Sm ç SEÇ ALI MüBdyeye gelmemelerdi ne olurlardı Geldiler ne oldular Mraamm-r TJsIa : Kaduı kuaförü olurdu, ba kansız çöpçatan oldu* CevzaUras ; Dadı olurdu, İstanbul’a yenge oldu. Kurcan Tokar : Arap Güzeli olurdu. Eli ma şalı oldu. Kürşat Yunus : Adliye.de mübagir olurdu. Mülkiye’de teşkilât oldu. Zafer Toprak : Krupiye olurdu Kuaförlere müşteri oldu. Nihat Tatlı : Tatlı olurdu. Ekşi oldu. Orhan S^ğcı î Belki Solcu olurdu, Disk birin cisi oldu. Müslim DMean : Yüzbaşı olurdu, idare Hu kuku Meendisi oldu. în ci Saraçoğlu : Anjelik olurdu. Rüküş oldu. • Sedat Bilir t Düşünür olurdu, Beatnikoldu. Ayhan Ataünai : Genç olurdu - İhtiyar oldu. Bîlifi tYavuz t A t hırsızı olurdu. Kalp hırsızı oldu. . E rol Ökyay : Komedyen santrofor olurdu, keli keh oldu. . Oya ÇIfcçi : Sn az şimdiki kadar hanımefendi olurdu geldi uysal mütevazi oldu. Barbaros Okumuş : Çalarsaat olurdu, başkanlann en' azgını oldu. •‘ ‘ * Aysel |5 ryamaç ; Şarkıcı olurdu, .cik. cik oldu. -AÇtîlâ K oç ■: İmam olurdu,. Şeriatçı öMuJ Z/smî Gaüp ; Tüccar olurdü, Besili inek 'oiau. .. Muharrem -Umutlu ■; Yazık; olurdu,' În e ^ v p id îij İS*din SsKcil s- Sirk trapezcisi oîurduJrf'.Rj|fâ$:at-. çi oldu. ■ îsm et Öarputlu : Güreşçi oiurdu tafeildarİ^dtîl : A r?s B rol ■î Şoför olurdu. Parmafev ¡ş^rlâ^|uz^: manı oldu. , . „ 5.,_. Bilge Sönmez : Uyku tulumu bluMuf:;4.îd^İe^İ9 enişte oldu. Hâle Çankaya t Ala inek oîurdu. M at^azel'}bir inek oldu. K ere Bayar : Manken olurdu, Saplann,b aşbjslâ^.; sı oldu. Zahide Ec^mijş. : Makyaj Üzmanı ;oİürdu "tiyatrosunda şarkıcı oldu. * Sevenbige Törkeş : İlk di§i komanda olurduk Konser salonlarına müdavim olda. Can. Höyük : İnce, zarif olurdu, Şiş göfoek;oldui;; Mehmet Başçayuşoglu : Efendi olurdu/ 'r.ptomö^; billi, hızlı zampara geçinir oldu. -Çoşkun Gtinhan î Sazende ölürdü, 'A ^ k ;OİdtL Ertan K oîoğla : T.N.S. . ye rnariaci ..ojiı&iut; Gavat oldu. ^v • Ahmet Babalıoğlu î Kapitalist : uşağı olurdujkantin sosyalisti, oldu. Veysel Çakır. ': Lokantacı: olurdu, //kopekk^r zamparası oldu. . : Nesrin özkasım ; Karabük -güzeli.; oK S du §.raS ç . lamaya yenge oldu. . W SIE M E N S 1 1 GUZEL Elektrik Süpürgelerinin meziyetlerini 2 5 'S E N E D E N B E Rİ KU LLA N A N LA R A S O R U N U Z ■ ' Dünyaca maruf Alman Siemens Elektrik Süpürgeleri f-r. @ Büyük bir emme gücüne sahiptir @ Çok kullanışlıdır • Zengin aksesuvan vardır © Mükemmel Teknik Servis ve bol yedek parça .¿ S İM T E L TİC A R E T v e SA N A Yİ A. Ş . istiklâl Caddesi 847» Tel.: 44 06 19 Teni Âjjms « .1SM' Imadetiân (îniat) İP AR. Yine son zamanlarda, temayüz^ tâcüi;;ediIinceV M â h m u tW W y ^ îS W hastalığı yüzünden okul içinde 1 ;.en ga mecbur1 ' kahmgtî&; Kumkapıda: tohumu ekilmiş halâ olmayacak hareketleri yapmağa bap- ' gelişememiştir. 5 -1 0 sene evvel miil- layan Lonso imat siyasî şubenin" ánii- 'V..;'. Bazı .komşıüsrmntkiyeye girmiş, halâ çıkamamıştır. Ar goluğunu yapmış ve fermam : zor evinde ■b it n ik , partiterki; düs^iilemj|'| önbeş yagmdakı, navut Bahçevan Rüstem’in torunu balıkla okumuştur, A y n ca -' iñék .. Türk - Amerikan dostluğu ^erinde^( olmakla daima övünür. Doğduğu gün Bayramı yürüyüşünde sağa sola 'se tartıgmıştn*.; • lâm vermekte Kasım Güleği’de geç den beri, kerlikten kurtulamamıştır. •dostlarmış. keadisniî'" tiğinden Bakanlığa girme şansım , Mülkiyedeki uzatmalı aşkını kay- - % 90 kaybetmiştir, . Allah sonunu lan noâeriiyie. cerem ^.|.|^kengi^^^ Uğur olmuştur* Mt6 abiîd^ ^ ^ bettikten sonra îstanbulda müzeleri hayırh etsin! A m ini... ve Özellikle Taşlık, parkını gezdirdiği Velhasıl K in gu s^eİi Alman kokonalanyla da tatmin "ol Uğur EBÇRDBr gıkatıa kadar çektigiM^ii^öFdia^l^fe'^ mayınca soluğu evvelâ demirperde ..... " Futbolu meslek olarak kabul et . çekMdmgttr. " gerisi ülkelerde -yanında mebzul mik memesinin nedenini Metin Oktay’ın 'D ua! p i k a t o d a r i- ç â ^ ı^ ^ tarda kadın nylon çorabı ile- sonra* kırallığına engel olmayı istememekle re kiTİa-ir verirken. «ŞÎr^Me.SÖnî-k?^^^ da. Zürich’te almıştır. telif ediyorsa, da asıl neden baba kor yonlari mce&mek;' en; büyük; Bu arada, belki kendisine de pay kusudur. Mülkiyeye adımını ilk attı Kongus ’aâcâku f ^ 3 ® düşer ümidiyle arabayla zamparalığa ğı gün, son model bir Mercedes’ten tahtında ^glarma|oEhj çıkan arkadaşlarına meccani ve de inmig .bavulları şöfor tarafından . düşkünlüğü^ ij^iâo& er^esinfi^ de gönüllü şoförlük yapmaya - başlar. yurd’un en üst katına kadar - taşın ca, ders âraJarihSa, ^ Fakat oradanda hava alınca köşe m ış; tarah saçları gıcır gicir giysile-; ihmal e tie m e te e ,:^ ^ bentlerle samimiyeti ilerletmiştir. riyle kendisini görenlerin kral - gibi . yonlann $w£i&â&k i;İa£| a rj^ â ^ lâ ^ 'I Daha sonra da belki arkadaşının Ci çocuk yahu! d-emelerine yol açmıŞ- .mn gelmcın^si; gjşfo^oinjr ||sajgllinmm^ tır. Bu sıfat daha sonra, dahá bifiıti.hangir’deki garsoniyerine atabilirim azalması k ^ û sü /;i^ iÎa r'.?•üzniemÖttiri düşüncesiyle haftalarca İstanbul'un sel olduğu iddiasıyla,«Kingus»â do- dir* : ” v ; mahut pansiyonlarının önünde içeri nüştüriîlmüstür.. deki çinsîlâtifleri beklemiştir. Tam tik sene uğradıgışanssızliğm* su bir . tanesini garsonyere atmışken . çunu, Ankara’ya intibakâısdığa yük-' soğuktan- (Şubatta) başarı dde-ede* lemiş, bazı dostlarmış üzme j^ á s ü iá ; Daha' çogukken) u y gı^ n a n fg ik ^ meyinçe Ankaraya dönüpr okula- 'de- da olsa, BérliiT©te?Pé ta^inmıştiEVİBü .testi. sonucü vamdar.'^arar .kılm ıştır.“ > sefer; d&h'âzı otél'ááM M eia-iar^m daii' 'çatlatmak: j^ a r;3?ıi^ e^ 2 İk ^ | î§i| ?J piçini Mülkiye - otMer türlü, burjuva eğlencelerinin iağma salınan, bu tatlı kızımız ile si- karşısında olduğunu defalarca hatim ryasî|fiî^leriıii j babasının Makedon indiren M .Ali Mülkiyede son sene ya’yı .‘kurtarma projelerinden aldı.. Konser, ' Bulvar Pastahaneieri ve Om^Mulkiyeye ilk girdiği sene dıı- beş çaylarının amansız müdavimi ol ;V5UdarÖİ^v|; «Mülkiye] Mülkiyelilerin- muştur,. dir»J'yazişîna rastlandı." Fakat Şiir K arşı cinsi© münasebetlerinde asü .büyük şöhretini Milka/da sessiz felsefi konulara öncelik tamyan Meh sinşma'oynarken Ostar’a aday gös terilişine borçludur. J&ört sene boyun-. met A li’nin ; müzmin, bekâr olacağını ■c&Ertan’ia dert anası, FeryaTm akıl anons etmesine rağmen, son. günlerde evlendireyim, :hocası,.Şeving’la yoldaşı, tüm kerle- arkadaşlarına «sizi şeklindek içöpçatanhk teklifleri, bize •rin'ıbkeısı^©ldus■ yine . de bir. türlü bu konularda' kendisi için antreman sigara içmesini öğreyaptığı intibamı vermiştir. J a e ı^ ^ «îy i; piyanotçaJarııxt>- deyip jOdd^irresitaîler vererek masum var ■ Evlendiği taktirde eli bulaşık '^toda§laxımızın kulaklarım ürma- tan çıkmıyân tam bir kılıbık olacağı^ Beethoven kaatili, ■ na dair inancımız sonsuzdur. Okula ıkonse^^ dı§ar- girdiği günden itibaren asistan olma, (Ham:Itı|nak‘'ithaledecek kadar tırnak. ayaklarına yatan ve son senesinde ;:*|üketöği-:içiıı. Türkiyenin dış -ticaret : bütünyatıomlarmı halis U rfa yağı ;dengoairii.fcozaa,'§ür yazdığım gelen vitaminleri yutmak ve astst&a» lık için çalışmakla meşguldür. Sakın rahatsız etmeyin. AYŞEN ÖNCÜ 2736 «Kraliçe» Siyasî şubenin gelmiş geçmiş en güzel kraliçesi; hanım ’ hanımcık, .doğru sözlü, iyi kalpli ve güler yüzlü Ay şen okulun en sempatik kızadır. Fakülteyeilk girdiği senelerde hocalara arasira Bame de Sİon’dan Fransız mektebinden kalma alışkan lıkla mama dediği işitilmiş ve günleri ev ile Fakülte arasında gayet sakin geçmiştir. sa-'; çekerek tamamlayan sevimli arkada imp^Jıeçj yaz: şiir- kitabı bastırmaya şımıza seçtiği meslekte başarılar di |ka||a§aa; sonra da -Tedbirler Kanunu- leriz. ' ;iia-ayla^:;bularak. şnrlerini bastırmak- NOT : Son günlerde cebinde eski bir j|^|va?gesen,rgülünmeyecek şeylere - imgars halkası ile dolaşmakta ; güJİnesİ.|İle"-b^ modem giir akı-, dır. Karambola getirip takab^c^djgilglaci^ Bakanlığında . başarı lir. Mülkiye camlaşma teh» ,;|l^|tö^il.:-ed^cş^'e muhakkak : g ö -. ■ İlkesine binaen Önemle du İyi yürekli, hür yurulur. ;:® ıaı^t^idealişt. ye d e : piyanist bu m dj^^kfflrm ^n -. dışişlerinde diplo- 3SRDAJL YAVUZ . ^nat&.öçy^^yerinde .dalgınlıkla! müTuvalete! düşkünlüğü ve bilim fsâlcliotS ı ^zm asm dan: korkulmak-' adamı pozları ile bilinir. Son derece Mülki- ■ tembel ve uyuşuktur. Mülkiyede ba j j^ e t n ^ ^ v e r ^ :;t^ ih sel gülüşü.'Üe rış derneğin ikap attırmak ve loş uy ^ K M Ç B A Y 2446 M Ç YAKÎŞMI- Aygeiı, Necla ve Sevenbilge ile kurduğu üçlüden sonra önce kantine sonra balo, sinema ve konserlere ve konser dönüşünde pastahanelere da danarak Fransız mamaları okulun daki çekingenliğiniatmış, son numa rasın îda kraliçe olmayı kabul etmek le göstermiştir» . E âpri^ye ^kahkaha tufanı bu 1 '-derslerde ve ^gâida^yâpüğı muhalefetle •ün sal^ İ i f e ^ o n zamanlarda kendi ken disine dej muhalefet .; ederek -Osm an. B öl& başı’yı ¡ geride bırakmış ye kaolduğunu ispat etmiitfei 62 AH H AYŞENBU ZİBİDİLERE YOBSUN AM A... Türkiyenin bütün vilâyetlerini gezmiş olmakla öğünen Ayşen’in «ben oraları büiyorum» havası için de iegeziye katılmadığı öğrenilmiştir, renilmiştir. 1 İdealleri arasında diplomasi şu besinden iç güveysi almak bulunan Ayşen’e Ömür boyu sürecek mutlu luklar. kusuna yatmakla tanındı. Günahı an latanların boynuna, komandolar yurdu basarken «dögüşmeden önce kavga etmemizin hukuki açıdan meş ru, müdafâa sayılıp sayılmayacağım tartışalım» diyormuş. 2462 MUAMMER USMJ D ört yıl platonik aşk yasadı. Şimdi Düzceye kalkan otobüslerin «H afta Sonu» abonesidir. Ayak baş parmağı düşerse hiçbir sıkıntısı kal mayacak. Alp Orçun'a babasından 1964 Kasımında Mülkiye’ye K ırıkkaleden bir güneş doğdu. B oğar doğmaz da ben züppe olacam diye' tutturdu. Züppe, olmak için- lisan bil* mek gerek bizim parlak güneşte în - gilterede İ yû lisan okudu. Ama tabii Öğrenemedi. Gelince her kıza ben İngilteredeyken diye ayak atmaya kalktı. Kızman bıyık sevmesi yüzün den bıyık bıraktı ve her gün o onbir onbir maç yapan bıyıklarını berbeı de boyatmaya başladı. îç gezide ç* kardığı halam hikâyesi ile idari şu benin güzel sesli (i) bülbülü cık cık Aysel’e ayak attığı gezi gurubu ta rafından saptanmıştır. . Öğleden sânraiârim pastahanede vç akşamlarım'da^ bankanın Çankaya/daki'v meşhur manmda geçiren Çetûsyu;:o sene bek>f lenen akıbet karşılamış'.ve o da diğert ♦cinlerle» biHlkte balkoh. sosyetesine;' katılmıştır. Şahanedeki' yağarı-hgmyn; en acı olayı,.‘ikinci sınıf sunav. sönu^- : . lannm. açıklanması ile meydana gel-; - miştir. Bunun üstüne|' kapıldığı^Tgiid^ zekalılık : kompleksini» i/j şahâne-İ-I nin V.LP. bölümüne girerek ;, üstüi^l den atabilmiştir. ' : . Ayrıca sesi güzel olan arkadaşı mız hâriciyeye giremezs ehayatmı cık cık Ayselle alaturka bir gazino Çeto*xmn„en çek îlm ^ ^ ön ü / sık| da düet yaparak kazanmayı plânla-. sık ince fidân igibi bir delikanlı Her senesonunda hocalara; maktadır. . . adına çiçek verme,, hareketinin Öncü :ğn ileri sürm&sidüv; Aslinda:iS(m ^iQ reme gezisi onun bu tezini bir .l;hayli| sü olmuştur. . öm k e h a m g ö n e n 2478 . . ■sarşmşıtır; Bu-' ince : ki$ä| Tarhan kitabeyinde Parade Car- : yeraltı geçidine sıkışmış o Şahaneye girdiği giinden beri ye- naval ve benzeri erotic yayınlan ka gil mavi gözleri yumuşak davranış rıştırırken görülmüştür. Safiye Ayla, yarak durumu, o zamanki inâaSlana| ları ve gerçek arkadaş Canlılığı ile ’ Yes&ri Asım ve Hamiyet Yüceses’in ufaklıliğma bağlayarak' bujola^ tümgönülleri (no matter Whichsex) plâklarım dini erek kırmızı §arap iç nasip bir dille yermiştir..^ fethetmigtir. tiği tespit olunmuştur. Yankee - Diskotek Çetin - Ömer İleride ne olacağı konusunda üçlüsünün en güçlü ayağı olan Ömer «Asistanlık» dışişleri ve doktora araiç gezide tüm numara ve en son hü . sında aynm yapamıyorum» demek nerlerini ortaya dökmüştür. İzmir'de te ise de, Hariciyeci- olacağı açıkça: Disco - A - Go « Go da IV. mâliyeden bellidir.. Hülya hatun ile dans ederken kendinden o derece geçmişti ki Hülya N E C IA GÜHSEL 2779 ' : yorulup pisti terkettiği halde ÖmerK olej semtinin hanımefendi kızı cik Milüp kapanana kada rve tek ‘ başına gözleri kapalı şekilde dans Necla haftamn ilk günleri gittiği ‘ Türk fİlimlerini diğer günler arkadaş etmeye devam etmiştir. larına eleştirerek filim münekkitleri Uç kızı bir arada: görünce aklı nin kıskançlıklarım üstüne çekmek kansan, onları Hülya Pastahanesih- tedir. de avutacağım diye Fransızca kurla Aygen ile Çağrı gurubunun saatmu.' kaçıran, geceleri de uyuyama.Familyama ona«bîran önce:. ■';ha-»: yıp rüyalar görerek sabaha kadar raforu olan Neclâ arkadaşlarının . yata atıl» telkinini yapmalarım- iıpr-j dönen Ömercik Dışişleri için biçilmiş kendisini konser ve pastahanelere kaftandır. Tüm iyilikler tüm güzel gitmek iğin kandırdıklarını" söylerse mal karşılanacak bir olay; olarak::, günler ve tüm güzel hatunlar senin de kazgancûar kimin kimi kandırdı kabul etmemek elde değildir. Bizimki; hayatta hiçbir şey olmazsa iyi cacık ğını açık ve seçik tesbit etmişlerdir. olsun Ömer. Geceleri rahat uyu. olacağını ileri, sürmekte, ve sık. . ;sik.' * Sınıfının en hanımefendi ve «Üsküdarda reji .yandı, yazık , oldu" ' METE TONÇOKU 253-S sessiz kızı Neclânm güldüğü zaman tütüne, Vekâlete giremezsen^ od ip lotl Bir rivayete göre doğduğu gün yüzünde güller açtığı, bir kaşının mayı at dereye» m otto’sıinü ' tek eve ziyarete gelenlere cana kamın kalktığı tarafımızdan tesbit edilmiş rarlamaktadır. K enesine- bulduğu daki günlerim» 'adlı anılanın teksir tir. perfeet Playmate» ile mutlu bir C.D. ettirip sattırmıştır. Bu konuda o ka îy i bir ev hanımı olacağına inan yiigahtisi dileriz. dar usta olmuştur ki İngilizce Diplo dığımız Neclânm - bilhassa Zeytin matik muhaberat teksirini ^ Fransız yağlı dolm, yemekler ve çocuk bakı BSUKAT EKSAVCI 285S ca bilen FeryaTe bile satmıştır. mı üzerine büyük tecrübeleri olduğu 1964 senesinde şahane koridorla lisa n derslerini devamlı izlemiş, arkadaşları tarafından söylenmekte rında o zamana kadar hiç alışılm a-' Vedat Örs'ün kurslarını hiç aksatma dir. mış biri dolaşmaya başladı. Bu* nes yarak bu konuda erişilmesi güç bir ne-mevsimin k ış’ olmasına rağmen, ÇETİN KAHAHAN 2341 . rekor kırmıştır. bacağında «W hite'; Jean» sırtında Ankara kolejinin yetiştirdiği rengarenk «Manhattan* bir gömlek-i Siyasiyeayrıîmea I. sınıftan bir sangınla, görülmeye başlamıştır. O nadide . çiçeklerden olan bu sevimli ile dolaşan. Murat idi. Kantinde otu-' ; ranlardan birisi «kim lan bu Yankee» kadarla- da kalmayıp gene X, sınıftan .mahlukun şahanedeki evrimi olduk ça olağandır.-İptidaideki ilk -.yahnin; deyince, zavallı Murai’m 5 yıldır iize- : başka ,birisine de sap olmuştur. - abkee»^dî.;tapu İncimiz derslerdeki sıkıntısını yahmdaküerle konuşarak giderir, tki yıldır ön sırada oturmasına rağmen de vam lı' konuşup,gülmesi bu işte • ne derece usta olduğunu gösterir. Son yıl çok fazla berbere gitme si, saçlarını kendisine çok yakışan srenge boyaması arkadaşlarının şüp hesini çekmiş ise de, sonunda şüphe lerinin’ yeisiz olduğu anlaşılmıştır. Bütün kış Cumartesi günleri . konser salonuna taşınan incimizin ileride çok asil bir hanımefendi ola,cağma inanıyoruz. Başardı bir ha yat dileriz. ¡¿ilesi, Î3u sene Bağdat'a •gidince e y ■Yank’a ; kalmış ve herkeste onun blîL.BIayboy yaşantısı sürdüğü fıkn ;uy?^mnı§tır. Oda buna, kargılık ■ «Let t£eik tlıink w hat.they w ish» felsefe sini uygulamıştır. Kendisi sesinin cok güzel, olduğunu zanneder, Bağdat'ta .bir., p u p te ŞhowV yıktığını ve sesiy le büyülediği. Arap dilberleri ile aşk dçjlu.geceler getirdiğini iddia eder-, se’? de. aslında4 ; s e si:Irak hükümetince kapitalist paraziti olarak nitelendiTÜ m ig^^y. ■}!,:" .; . Hayatta hiç bîr şey olamazsa, genç kızlara H«perfect;» bir kısmet olacağınisöyleyen M urat'a aradık larım bulmasını ve hayatın dikenli yollarında;; üstünü;.yırtmaması dile'ği.’ile.-.'' " ',(2841) (Kazgan Notu : Bu biyografi îhci’nin kendisi tarafından yazılmış tır). ■ ZAFER TOPRAK 2703 le üstadım dediğini hatırlatırız. Sağ cı bu yaz Avrupaya ve debilhassa* İsveç’e hayatında hiç görmediği şey leri görüp bügi görgüsünü arttırmak için gitm eyi tasarlamaktadır. Orhan take m y advice and please dont need any DDT + ’ Akohol on your retıırru . Kadınımsı, saçları, m odem ile. klâsik modelleri, birbirine karıştırıp ' AYŞE ÖQEi 2823 gayet büyük zevksizlik örneği sunan, 19Î8 yılının Martında dünyaya giyim i gok biliyorum diyerek, ilk çağ gelen Ayşemiz sınıfımızın., en gençle süs eşyalara arasında kravat iğnesi rindendir. Öyle olmasına rağmen ko arıyacak kadar bilgisi; Çukurova nuşmalarında hey gidi günler hey, ne radyosuna M oskova radyosu diyecek çabuk ta geçti, artık yaşlandık gibi kadar kültürü olan Zafer'ın ne biçim lâflan eder. bir insanolduğu yakın arkadaşları Derslerine genellikle muntazam tarafından dahi anlaşılamamıştır. devam eder. Özellikle diplomatik muGittiği Avrupa ülkelerimden ta haberat derslerini hiç kaçırmaz. A y mamen fâpsizliğinden dolayı sınır şe çok açık sözlüdür aklına gelene dışı edilen ve persona-non grata ilân- çat pat küt güm diye söyler. edilen arkadaşımıza bu sebepten ken Kışın dersler Âyşeye bir- etki disini- Dışişleri ‘Bakanlığı yerine aile eder ki görm eyin; yazın bol kilo alıp, mesleği olan ilk çağ sanat tarihi ho sıhhatîenir, okul döneminde ise ki calığını sağlık veriri#. Kendisi buna lolarım ya n yarıya kaybedip sararıp yakışır da. solar. 19^5, yılanda •,Hülkiyeye . giren smrf. arkadaşla rıma ’çİduğji ^ ¿ d i Mülkiyeli «cahile-' ORHAN SAĞCI 2783 'r jıp ^ d e dikkatini .üzerinde' topiaya•’ Robert Kolejden sertifikalı, sar fr|B^j|Ş^çiîsmı£in. en. popüler taı'öl-r kık bıyık meraklısı, Adanalı ^Çeltik gösteriştüccarı olan babasını daima inkâr et ■MÎfi^gınîn' ide' büyük* payı vardır. > m eğe çabalayan TRT. Orhan* tele .ağırbaşlı-: vizyondaki müzik showîarmda mik lı^ş^Lölsü^^davram şjtoyla tanınan rofonu eline aldıktan sonra hımhım sesi, üe yarım saat konularak milleti bezdirmekte, sıkı m u afiyet. kesbetmiştir. Televizyon seyircüerine acaip tikleri, karanlık suratı ile illalah de dirten bu sempatik creature freak of natura olduğuna bir türlü inanmaz. Spn' günlere kadar saplıktan imam gevremesine rağmen, Diyar-ı İstan bul'dan gelecek bir dilberin uğruna bu husustan hiç şikâyetçi görünmek tedir. Basketbol konusunda üstad ol duğunu kitap yazacağım iddia etmeslne>rağmen Elekdaş’m şoförlere bi Siyasiyim koridorlarında .. WC Önünde mutad grup (Ayşe, İnci, Hi lâl triosu) ile birlikte teneffüslere. . gezinip durur kuliste bulunur. Sezon, içinde hiçbir tiyatroyu konseri kaçır maz, gezmeyi çok sever, evde otur maktan sıkılır. Burada babasının . k ı yafet balosunda fes-komculara attığı"' kazık unutulmamıştır» ‘ :ÍSNGÍN rASICÍQ Ú W - / '. .• l^osfaİi gece' ¡anmasının yamsıra. kıra/vatsiz||^yim diğerbir mevkidir: Meslek 'hayatmda bu konuda karşılanacağı güçlükleri küçümseyerek, uluslararası politikal! sînda devrim yapacağım düşünür.- Cihangir'de' yeşermiş Ayazpaşa da boy almış, Cebecide dallanıp budaklanmıştır. Nerede meyva vereceği İse henüz m eçhul . . .H iç tekrarsız son sınıfa kadar nasıl geldiğini soranlara çıplağa' yakin başım göstererek, «az mı çile çektik», der. Saç durumunun nedeni. nin ise mülkiye mi yoksa St’benoit rahipleri mi olduğu doktrinde 'müna kaşalıdır. Mamafih - yalhızcâ pırıl' pinl , parlayan başıyla: (içi de öyledir) de ğil, hemen herşeye itiraz etmesiyle de temayüz etmiştir» Öyle ki yapılan . -bir teklife. O teklifi beş dakika on¿e Şcendis lortaya atmış dahLolsa itiraz etmeden yapamaz. Bazı konularda evin sağladığı avantajları yurdun veremediğini ileri sürerek ev tutmuş, ' fakat alışkanlığından bir türlü vas•geçemediğinden olacak bazı eylemleri İçin yine sinema köşelerini tercih et miştir. ' . Karides ve balık yumurtası i; ye. meği sever. Sevmediği tek yemekf be^' leş olmayan yemektir. J AHMET BMüK 3>Âğ <2&18 Hilâleiğimizin arkadaşlığı çok ''mesafelidir, bunun için yanında, konunuşurken çok dikkatli olunması şa yanı tavsiyedir. Çirkin espirilesden hiç hoşlanmaz. Siyasî şubenin ferma nı okunurken kendisine takılan «asil» lâkabını lier bakımdan hak ettiği iddia edilmektedir. . Çok güzel resim le yapar özellik le evinin duvarlarını süsleyen peyzaj lar görülmeye değerdir. Fakat ' bu kabiliyetini mülkiyeye ■girdikten son 2SŞ0 3IEHMET A L Î ÇÎÇEKDAĞ ra icra edemeyişinden yakınıp duŞahanenin. - sosyetesini -kelliğim --rmv-' • ■ körlüğü, şişmanlığı, ile bozan, 1.64 bo Arkadaşımızı Mutat guriıbuyle yu İle kendisini Mülkiye’nin basket tenefüslerde siyasiyim* koridorların bol takımına lâyık gören SEKS Ali da veya yukarıda -çayhanede görmek m iz... mümkündür. Derslerde Özellikle BirSen ki, cinsi lâtiflere şirin gö senJin sağma oturmaya dikkat eder, rünmek için son sınıfta yaptığın kı i (sağcı olduğunu -zannetmeyin sırf yafet reformunun finansmanını tek çok güzel not tutan Birsen’den boşsir yolsuzluğundan sağlamıştın,.. Sen - hıklarını' doldurmaya çalışır).- ^ ki,bu kaynağı pek yeterli bulmayın: îBu. höşsangin hanımefendi arka ca, T.R.T. ye teyzenin torpili ile el daşımızın giyim i 'çok sadedir» 'özellik atıp, hükümet-i Süleyman’ın bu aile le Neyır» .ve «Mısırlı» nın" "trikotaj çiftliğinizi lâvetmesine sebep oldun... elbise ve tayyörlerine pek fa k a ilti Sen ki, ortaokul kızlarım ve Londra fat eder. ' ' '“ ” J - ‘v eeerkeeeklerini cebindeki krem tüp leri ile korkuttum... Sen ki, 24 sene Sinıfiimz içinde'- herkes" „tarafinlik cinsi .açlığın kel başmal vurunca ■.dan sevilen. Hilâlciğimiz; mutlu gele ideal -tipin Göksel Arsoy’un 7X12 lik cekler dileriz... ‘ . resmi ile kus tavlamaya çalıştın... ’ Sen ki, Tuzlayoilarında . müslüman KAHRAMAN EB€İYES..S844V; Türk şoförlerinin niyetini- bozdun... Çoğunluk. «E co» diye ..tamr onu, Şahane seni adam 1 edemedi, dile Roberfc Kolejden gelmiş, SBF. sırariz hayat adam etsin. Sâna şimşir îanna yayılıp, hocaların ancak saç tarağım kullanacak saç, züppéyun larını. görebilecekleri bir düzeyden . mesleğinde bol seyehât ve bol kı^em yukarı çıkmamıştır. Tutkuları ara sında; büyük postal ve h er:türlü ratüketme olanağı temenni ediyoruz. ; hat giyim vardır*. Daha önce- kestiği bıyıklarını umumi istek üzerine' bir HfiL&L BAŞ&AL . süre daha uzatmıştır. Postal giyme Mulkiyeye ilk- girdiği sene bir nin özellikle kızlarla ilişkilerde •ya ..bomba patlatmış, vé Sami. Öngör, kın arkadaşlarının rekabetlerine enhocamızdan üçüncü ve sonuncu o ’nu . gel olına - yönünden yararlılığını .sa alarak mülkiye tarihine geçmiştir. vunun ... 1945 de İstanbul'da doğmüş/An-kara’da büyümektedir. ' Senede-.üç- si-’ garaîçen, ağzına sütten'ba#;a^ iişçî koymayan, koyduğu nadir ^ a r i l # da da önünegeleni: .doğruyan'az ;İ>ü-r lunur maabu,Î arkadaşlarrmızdandir! îlk bakışta mâhçup delikanlı ^Metni ni bırakır, fakat ■sululuğu:bir ;- .türiü bırakm&z. Aüesine';; ve; akrab^arina: olan ba#lıiığı •ile' tanmırr Ahk&radâjd .‘ akraba ziyaretlerini televizyon! •'gçcŞ: lerinde yapması dikkati ~çekûiekt^m Dört sene' içinde A nkara^ oüinna^ dığı çok- az ■semt kalmıştır. i ‘ ne Ankara’nın -a ltm 'an ^ t^ mek istenmişti kaybederim., ^en^iş^i ile aİmamiştır. . Sarışınlara >İ:kaM> ö^t-bir^ılgi g&termekle herater^şon zamanlarda, esmerlerlö- de ü^ennıektedir.- Arabası ve istikbali'. ’vardırl Eli yüzü düzcin.;-; koHara ;biraz‘ uzunçadır. Siyasî •şubeye' girdikten.sonra ' aklı idârî şubede,; taîbm' elbiseieri'^se İstanbul'da kalmıştır.-' Genç -dipidinkt adayı âjkadaşımiz^- başarılar'£ diledi iîz. "KEEYAB OZBİtEN 'XÇ(MÜnj:p lh ,' : ■ -h ■- :• Doğdı^CL’ y ıj . .Eraujrumii^ "üzedn© yaJdlaâ’ ; re' arttığı"söylenir'.' ;''S^kner,'';'^&tyaÎ' .^arîst^ykşn P â ^ ’in ;’bî^^^a^İ^vt^u , olduğTmu.''^ylef!’;fdÜ2^ 1 ^ '.:.M jüüikıyeye"^girdîgi sene F ^ s / ^ k a fi^ lanna çevirmiş, (F IÇ lf lı çantasî-'iİe •epey .¿¿^¿23? blnmgfıir; hbcalâr .dörstenfâiar»vdiye}i:?3erisl^i kantinden .iziem ış,; fbu .arada Vibütün: okulun yü^^ımıesi-'«şonucu şımarıp, e&üser 'jra iişA 'u zb a i ^yîırrfe^JÖ rtaDogu’lu mühendis lüe'^Bvîemp;^ teVi müildye k e rîe ıte ’’naidk‘-''Q^^i^-' ■tir.' • •; : c' * . Yeşü gözlü,: kaışş gödü^itilgU ^İ’.; yüzlü, .GönlüboFun ^eKpose^sindel.dahİ bacak .sallamayı ihmal' eüney^iişje“ rif Mardin’den Fatagonya^ E^aliç^y ünvanını .alan, Feryal’imiz, güz^ğm i\ Mintips'e lsorçludur. 'gem jn er^ lşi^ lv ma^asak kadax lâtanga^'- oJdugündsii -^ i%pden: BOİ&s. konugainâz diye dok«? -Mektebi Möl••¿haydutuna- nur ¿ugunu sıkı bir istihbarat sonucu Öğ^ :Çok doğru v e prensiplerine çok bağlı olan Sevenbige kim seyi kırma mağa, çok dikkat.- eder.. Arkadaşımız o kadar doğrudur ki, geçen .Haziran da bir dersin imtihanımda arka, sıra dan dikteyi ilk önce yazmış, fakat sonradan duyduğu vicdan azabı , ile yazdığım silip boş kâğıt verm iş.ye o dersten ekime kalmıştır. İy i..Jtalpİi arkadaşımıza bütün dileğimiz «Ta^nn Sevenbige’yi korusun». ; 'v'îl ‘ DÜviğİbi b^î^ r^ âüeriz. • ¿0N A N E B 2335 ‘ 'i l Ş ^ y ı ^ d â ga yete sangın bir • ^ k ü d ^ ^ tan bu l'd a; dünyaya gelea #«^eit-îiis!^ya§ında 2i itibaren- 'geçe J^ ple^ ei^ devara etm eye başladı, Qriiziin.ün bundan sonrasını da kığın ^4^arâ: ^aiin 1 da’ Bağdat ' caddesinde ^ AnkaralI ola- —*----•:Ç^L^İ^fr'.5X;rT■ r:v;* ■; i1' -'«Sir " ' » ve ' •«Lord» ■": ;• -Jtıijc , oldu.. ..İçki değişmez, ,,elediaııSıından "¡plan,bu,diplomat ^âda;jagm,r;bu:,t^lü; meşgalelerine «sinema' .ı^^l^üuğu^'jL a.!eM enince.ders .. ¿aJü^m ^old^i-ye^çareyi, esk i.bir Mül- • | | g jp j^ i^ ım ^ p ^ L Î^ ıy lâ v r. ta -, EIOTJĞKUI, APAKAN 2357 N İH AT'A& TOL S8T7 Mülkiycnin en kasmtı. ineklerin İM T Eylülünün 25 nci günü- sa den olan Nihat, İstanbul'da JSürefa bahın, erken saatlerinde» B orn ova. sokağına nazır bir Fransız.mektebip,haîki ortalığı birbirine katan bir den mezunolduktan, sonra Hukuk böğürtü ile yataklarından fırladı, Or Fakültesine marjinal talebe olarak talığı gürültüye boğup, milleti uyku kayıt oldu. Burada gösterdiği üştün cundan eden, girin bir „buzağı, E rineklik ve Pa§a baba Fahir, şmca.İki tuğruFdu ,Bu genç dana,_Î!şmir. Maa lisinin torp ili. ile .Mülkiye;,yeı ıgeçerek rif Kolejinde inekl^ştifeten sonra, Kekteb-i . Şahanede , . «kontenjan» s^^^M ehm etten^önce» otu samanı bo. lyabancı ülkelerde, müessesesinin kıırulmasma s^bep^ol” ;a3m|nıjna. geldiğini iddia etmesi-,,dı§m» gimlenmek arzusunu gerçekleştirmek duu İneklerin en ineği unvanını kazan için iltica ettiği Mülkiye-de; büsbütün ’ inekletti. Fakat bu yolda-: gösterdiği masına rağmen Siyasî Şubeye de S i i ^ ’^bÜdigiıniz kadanyia 'hep başan üe prodüktif bir- inek olduğu kontenjandan, girdi. ..Hocalara ,.y;ağ nişa^!;olaiı'rM eîım et' yakın." bir gele- nu ispatladı. înek Bayramı hazırlık çekmekte üstüne .yoktur. Bu uğurda 'cj^ölCfön^seneye^ kadar) evlenecek. larının çok yavaş gittiğini görünce blum um asistanlara ^sayiıuhşpam» •mStiıduMar^dileriz,'''‘ («Bu bayram benim, .bayramım», di yerek kollan sıyadı. ve . Siyasî Şube^ 28QS ■ ' ,; nin namusımu kıııtarmak^ İçin büyük ^ ¡J ^ ^ y ı^ a ^ i^ y ş y ş b geld i Ro- çabalar harcadı. ■ ( :;b ^ .y ^ le je ig fö lir. gelmez futbol : ta' ; Bütün ki2 İann_ gözlerine kesik •küŞnım .^ a p toı „oldu, (O . zamanlar olduğunu söyler, ve hızlı geçinir, ama ^•futbol topunun sahibi otom atik ola- gimdiye kadar birkaç ufak tefek vrkjç, kaptan olurdu) Futbol hayatı macerasının dışında esaslı bir numa >fut1^ 1 ^ Î ^ ^ Ü a ^ ( ^ y a kadar sür- rasını _gören olmamıştır. . Sosyete yapm ak'uğruna' Devlet Konser Salo^"Gö!zlü|^’ .talgnaya- -başlaması bîr nu’nün müdavimleri araşma girdiği , âteabâsına.fJ’:yânli^Mcİa' lâ f attığının fakat çoğu zaman salonda uyuya: kal 1 er^Şİ ^gününe rastlar î Son günlerde dığı' söylenmektedir. . ¿ö^l^Iörim n Jd eği^ esm in yine zo~ v i& u y ^ u ğ ic n u gösteren belirtiler -SETONBtOE ÇAĞRI TÜRKEŞ ' varJ’ .............. ” Siyasi §übenin en uzun boylu kızı '' der ve askerliklerini Ankara’da-,yap 1 ,.;Ben. v e ,S c o .ile, yediği içtiği ayrı T ü rk ^’ia babasının politika konuş maları için her türlü kolaylığı- sağ lar. Hızlılığı kimselere bırakmaz; ama •;^iûnez.:' Çünkii biz çoğu zaman, .ye malarım .hazırladığı.. söylenir, . H iç mekleri Bilgelerden yeriz, (Sen kim- -çalışmadan sınıf geçmesi- bir çok kim bekaretini- halâ muhafaza ettiği res ’ ‘ ...... " ‘ " ' senin . dikkatini çekmiş, hocalarm mî doktor raporuyla sabittir. --Gide rayak-; en. son numarası tüllâba ,şiyapstîın.. politikacı mteîiklerme. sa ihtilâl psikozu, içinde Sevenbige-ye ' sİ şubenin eiı muhterem, cinsi, .lâ^ifi’hiptir.; İŞ.'dakıkakonuşup. hiçbir şey yardımcı oldukları son işgal olayı nin kendisine ayak, attığını . yan şak şöyleye^ yebilir. ' 3 u ’ niteüği. sınav, ara,ştırmalarmda ele geçen çok gM i olmuş ye.btma. kargalar bile;gi^müg“ 'kâğıtlarına da aksettiği iğin İktisadî belgelerde ortaya çıkmıştır, tü r .,’ . Poktrinîer dersini bir türlii ^ becereSevenbige son samanlardaki bü 'ıneııpştir. E h çok Tekel Bakanı olma- tün Ckımhurb agkanlığı ve oda müziyiı:'ister. (Sigaralar 4,5 TL', olduktan siği konserlerini ön sıralardan ga OKDCAR CİK-İT 2999.sonra.'istemeyen .kaldı. mı zaten) Te- yetle mahzun takip etmesini klâsik Osmaniyşde çemişliği, ^şha^nede keİBakani olmasını ben de yürekten müziğe olan tutkusu» na bağlamakta inekliği, dünya evine girmede sarili arzu edeıinı: Belki ozam an 10 XU ise" de Kazgancılar bunun yegü gözlü ği ile ün yaprnig .ol^ 'Î^ Y M U K yO k ^ rö im u -v e fe C eşmer kemancıya olan tutkudan ol- tar’ımız. • . ■ sözcülüğünü jruklenmemıştir. Geçen lent Dâver’in sevgi gosterileıhıe' ıiı^--] yaz, İngiltere’ye giderken trende ya har olan arkadaşımız içinde ;;:uhdöt A y karanlık gün görm ez, nında kocası bulunan bir Bulgar ka olarak kalan Nermin'e keıidi tabiriyle’* Kıl. bürümüş göz görmezi dının kompartımanına şapkasını* as «bir Ödenek olsun yapmak» emeliriil Kabakulak olmuş, üretmez. Babanın tarlası Gulen'e yetmez.,.. maya teşebbüs, edince, bilinçli sosya- .. maalesef bu s.enede /ge^els^tirem eM Babanın sihiri, ananın iksiri, Ilst görevliler tarafından yakalandı miştir. Bu, yıl î^lkiyeden:^elçaüt ola-j ğında «kardeşim siz sosyalizmin ge çak olan îtagit’ihirzıisu- Dış; işleri Ba~| Diş Ticaret sevgisi ve de yengenin reklerinden bihabersiniz» ! tarzında ■‘ kanlığına, girip« şöyle Parrâ^ay;.Uriı^‘ üğisiseni muhalefetten iktidara geti- kendini müdafaa etmiştir. guay gibi yerlerde remiyecektir.' . dinlemektir^. Arktâ&ğfâ$zk'¿t' Heı^eye rağmen, istikbalde: -,tİ-> .enseler idilem .-, Dinle sözü, anla özü. carethayatında dışa bağlı bir politika;^' Hayatta mutluluk, yapma sulu gütmeye, mili îTürk Burjuvazisinin^" luk... yaratılması yolunda başarılı adımlar"' İsmini ilk duy yâhiıdi ■ Hani ya /çeyreğe m uz... ataeağma dair inancımız sonsuzdur. sandıklan Regent'in a^;!'dbğduğ^^yü! Ix>u-^^a&'çalınan « R ilg ^ tr elmau^ BİLGE ÖNEY'2982 EAŞİT’K iy A na,nazlre: olarak k on m u ş® ; ; Üble de bira», kıssadan hisse al: H er ne kadar " kendini mücahit diye yutturmaya, çalışıyorsa' da, Kıb rıs'tan kaçarken- silâhını ve iç çama şırları maceleden orada ' unuttuğu riyayetoltmur: Esâs gayesi, ticaret hayatına atılmak olmas'na rağmen, Fakültemize hele de Züppeyûn. şubesiüe ne sebeplö girdiği meçhulümüsdiir. . Sınıfı iptidâide eca çok takdir et tiği hocalardan biri olan Mümtaz SoysaFm kendisine 3 ncü sınıfta, se minerden kınk vermesi üzerine Mülkijrede antisosyaîist akimın Küçük . Raşit, Alias Gwmnıyr ; j. Saint 'Joşeph'de p a p ^ a r â i^ ez*-] Duck, Alias Bülbülyan, Alias' Müte— berîediklöfihi Fakülted^âffâevşm . et^Î tirdi.;'Acaip^g^üâr!n!^1^re>?|kul^ kaii. : •^ panfölon,; çizme)1 nedeh^'^â^sıta gü - 1 K aşifin bu kadar' talana âda .nİ-; çin s?hip olduğunu merak edenler kendisi ile'yapacaklan 5 dakikalık bir sidir. -AMa? oV on d lîi» -13^. J mülakat sonucu fazlaca aydınlanırlar, ;m^ySi^ker' oğlu1 k^ dîr:" tterslere' girmeyi çok gereksiz gören* N 4v ■ Tİ? ',kV ^ , .-1V( ç-. Regezıt-şimdi «Siy^işubed^Ç L 'f; arkadaşımız Fakülte"hayatım ilân :diye;. okumak, briç oynamak ive sırf turist ? kıp nasü"K^^makaSı. 'kızları tavlamak-iğin Rehber olmadı tez h a ö rİ^ â ld a !:'m^ğuÎâür;.'Kendisiğı halde MTTB. Turizm bürosunda tek kaynâktaif s;eminerjra|ft^^ oturmakla geçirm iştir. Arasıra girdi lü olduğu içîii iyi bir Kfâ^iSakam ötaği derslerde Fahir ArmsLoğhı ve Bü cağma kalıbımızı basaiî&* ŞA B A N A SÎESTÜF (Baştarafı sayfa T de) Show*da dua faslında, ah Şabancığım, ~efendim o dua; okunurken molla Aytaç'm ya habibim dedikçe çekilen aminler gözleri yaşarttı. H oca takımı taifesi büe yanlışlıkla amin diyerek kendilerine* okudular. Sevgili Şaban;-hana doyum ölmaaramav ben ar--' tık' kaçayım. Büirsüı. belki de bilmezsin, tüm . basltr •gıupuplan üstümüzde, peşimizde, onlar kovalıyor, biz kaçıyoruz. Niye m i?  canım' sorulur’ m ır bu da çamtirlarî korumak için tabii Çamursus kazgan olur mü hiç? Ama- sen'yine de namuslu bulursan kazgam?: bize değil, baskıcılara, ağhyanlara ve de tehdit edenlere hele hele"; Zahide’ye kız e m i? Çünkü biz masumuz. . „ Biliyorum, yine cevap vermeyeceksin . bizlere, diiileyip kulak arkası' ede çeksin. Ama biz başmı ağ rıttık, sitemi gelecek -yılların- Kazgancılan yapsın. B ir gün, ’profesörler odasında, sıkjs4^s^âha£| lere çıkması ile ■tanınmış Nermin / A b ^ M ^ B ü Ie ^ İ B a v erile karşılaşır,' Nermin Hbca ; d a ^ ^ ^ ^ ;;:|seysr hatten dönmüştür., B. Daver; ‘«A yol,^ ^ ^ ^ ere| erd ^ sin, çoktandır, görünürlerde-yoktun» N.Afoadan; . . — Sorma 'Bülentdğîm, Ne y a p a y ın ig ^ l^ a g m ^ : üstanbul’da bir ayağım Ankara’da. „ BJ>aveır tatlı, tatlı ..içini.çekerek i —*AhI -der;; keşke., bende,, E sk iş^ r'd ^ ^ eŞ eşn ıS i olsam.; sg Sesap âçtırmaîc İçin; Büüm §ubekrimiz';: Emrinizdediri ;î 4 B en.de artık yakmıyorum sana* A l sana al sana. m " fcjEÑÍ ÊJAN& 1333 ß8 T E R C Things that come to the head, o f the decorated (Müzeyyenin başına gelenler) — I will a hand slap make love:to you ; (s¿oa :b i£ tokat aşk .edeceğim). — Should your hand touch me I will plaÿ doubÿj wired (elin bana’ değsin çifte telli oynıya^ğıın|; jBut-my lam by(fakat kuzum) don’t get h ot,:''ypu[ thiniÈÎî have no rope (tozma, beni ipsiz . sahi5rdrsra)||don^ fall into the wave (dalgaya düzine). When X saW:.ybu| my inside went (seni görünce içim <g itti).- Y ou'-are: fishmeat (balık etisin ). Wh en -I,saw -you .water, o f-,my¿ mouth pours (seni görünce.ağzımın sujmfakıyor) father is a head of. thousand like a pen kn^eí(baT3^ f çakı gibi bir- binbaşıdır.) He cab make.us -head aa&lf eye, (bizi baş göz edebilir). . He was a black ignorant (bir kâra cahil idi) and walk like standing sleep fo o t (ve ayakta uyku serserin gibi dolaşırdı)*. He M d a cloth in every comb (her tarakta bezi vardı), •but' he never does say and ,put (hiç dedi kodu yapmazdı). Sometimes he sits at Water o f silver (bazen Gümüş suyunda otururdu) sometimes at vinegar sel ler (bazen sirkecide), sometimes at stable door (ba zen ahırkapıda), sometimes at nose o f olive (bazen' zeytinbumunda) „ sometimes at general haydar (ba zen haydarpaşada) and in summers at m isterof mis ters (v eyazlan beylerbeyinde) ■or at with candles (yahut kandillide) and at poplar o f greek hand (ve rumelikavagmda ). „ . ! He smelled like a dry o f wood (bir tahta kurusu ■ gibi kokardı) and at every step he would twist a lie_ (ve her .adımda biryalan kıvınrdı), he drunk many cigaretts (çok sigara içerdi)... Two ounces one pepbone (iki dirhem bir çekir dek) God’s day he would wounder in son o f .the mis ter (allahm günü bey oğlunda dolaşırdı) down up .(aşağı yukarı).,. ■ — . Madam Sir (hanım efendi)1. I saw you yesterday the Sunday o f Thursday (dün sizi Perşembe Pazarında gördüm), I turned to hit from his brain (beyninden vurulmuşa döndüm). Come let’s steal chin together (gelin beraber çene çalalım )-. I fell into your stove (ocağınıza, düştüm) inside o f m y life (canımın içi) bride eat money With me (gelin benimle para yiyin ), î have enough degrees o f money that Ihave increased from my teeth and fihger nails (dişimden tırnağımdan arttrrdigim yeter derecede param var)'. E — W ith' the state (devletle) .smiling, £ sihilinği (güle, güle) let it be lové (â§k olsun) : There was one, there wasn't one.. (Bir varmış, bir yokmuş) In the before time, hay in the filtre, (ew el zaman iğinde, kalburlaman içinde), there was a son o f mother hail (bir anadolu çocuğu varm ış), a pencil mister (bir kalem efendisi) and the director o f special pencil o f the minister o f single hand (ve tekel bakanı kalemi mahsusmüdiirü). His name was faithful (ismi sadık id i), milk brother o f misters iHu minatioii and stopped (Ziya ve Durmuş beylerin süt kardeşi). From one, he came across a girl named Decora ted (birden Müzeyyen ismindeki bir kıza rastladı). M — Pun from here dry o f bastard'tçek bııradan piç; kurusu), m y eye does not cu t, you (gozüm séni kesm!| y or), I don't have planting (beûde.ekmek yok)(!therÿ is no reason to rub with you; (ve seninle sürtmeme îli« bir sebep yok),, son o f .dönkey'donkey,'.‘^'(egek.ijfoğm; eşek); press (bas) drum o f imbecile .(enayi dümbelé4 ği), we asked god to buy (allaiıa ısmarladık)^ «Ba kompozisyon ; fakültemiz İngilizce kurlarından ( 1 0 ) olarak mezun olmuş (Î.Ş.) isimli büyüğümü zün, bakanlik meslek giriş imtihanlarında, türkçeden İngilizceye tercümesidir. Sîzlerin İngilizcesi zayıf oldu. ğımdan türkçe karşılıklarında ilâve ettik K .K .» Suddenly he let g o kerosene (birden gaz bıraktı) i W hat waste to go till the foot path (ayak yolu na. kadar gitmeye ne hacet), but the leather belt mountain has trembled from the noise (faka.t Kayışdağı gürültüden titrem işti). Ü * —•î will give you jto the black arai .(senijkará^ kola vereceğim) and the mirrbrless will, read -ta your' life (ve aynasızlar canına okuyacak). — ' My mother, My father (anam, babam) ¿don’t; hang yoxiT ear (kulak àsma) •your w ords: : w e n ^ to to noise. (Iâflarm gürültüye gitti) .:y eu --à remaüy' sa£ mister girl (sen çok efendi bir kızsın) .- • : ¡: ' — Don’t be absent (eksik olma). — Blind o f your hand (elinin körü) you- ; été:] the-eye o f merchandise (malîn gözünsün). — Pick up •your mouth (ağzını topla) :-emty throat (boş boğaz) yon are his mothers eye tod? (şende anasının gözüsün), but if I were to water thej. money to y tía, you would expect it fainting fainting: (fakat sana para sulasa İdim, =bayda bayıla kabul ederdin). A t this intermission Decorated did a beautiful h it to the fa.ee o f half Faithful (bil arada Müzeyyen-iri-" yan Sadık’m suratına bîr güzel vurdu) F*rom fear .îiis opium blasted (korkudan afyonu patladı). L ife sa-ver came and took the poor to the General Surgeon ;(canŞ kurtaran geldi ve zavallıyı Cerrah Paşaya kaldırdı) And from there to' sample hospital (ve oradan. liü* muñe hastahanesine). Decorated started to wa3k tıpısh tipish to baby (Müzeyyen tıpış tıpış bebeğe doğru yürümeye başla dı)'. Site was murmuring from inside, (içinden mırıl danıyordu) : «Tlıere ıs one more possibility (bir ihti mal daha varl do you sav that is to die (o da ölmek»mi dersin) tell me m ÿ life w hat_do you say (söyle canim ne dersin) ». It was a day with chickens (civ civli bir gün idî). Come time, go tíme (gel, zaman, ‘ git ' zama&X Decorated was. walking five mustaches street ■Bişt^^^^C ye kara kara düşünüyordu). S^e-Juıa.^ K S iS sn H 't'C bl^ ^ oM u sa;"^ a tlad ı) j ıThis;v‘w as:a ■ rgs^st^^aad^esçâpe^ (bu ; bir rküçükT- kaptı 1 kaçtr f p | ^ ^ | ‘^ ^ ;.jbim gr^ , :n öt. to^rea t; polerfoda-;' (karnı şşfeİ^aikiyem e^ yememek, için) >in the middîe;;villa- ^ | ^ y d e ) ‘^rıtOTed ■a^çenter-restaurântK (ort»<bn*' îpiJjataj^!; ;girdi) ji an&>'lookSd> arouhd ■■res£dmg~ <;plaz®** ((V e fe tr^ j^ baktı)*-' ||^ı:^ Ş^'W âiter m y'e^erturned' from hıtiâg¥r (hey ;.;garşpiL gözüm açhktân döndü) ■i>«-^'-Vİ" “■ 1 ‘ ; ■■" • ^ rF Ia ce-p ıe' orde'r. m y•religiön^ (emret imanım) - Şhe:lpoked a tth e list o f n ıeâf (yemek listesine ' } ^ U ^ 'A" ■ ' (kus kus' pilavı)'^' i^ f^ ^ (d Ş n e r )^ . ;:Bird"öân’t ^land- (kü^kotim az) ‘ jtierfştttffin g' (^alartcı dolma;)5 İFaİntfed ■p re ist; (imam bayıldı^ : jRijjped' TteIIy-~(3$£tfnı' yarık) riıü}\ Let it be m y m other m y w ife t amnot rldictbr ling you t anam avradım 'olsun sizi aldatmıyorum) Right in fron t o f Decorated '^ o W e rw o m a a was eating the same .meal (M ü^yyenm tâm 1 kar* ' gısmda'Başka bir kadın' aynı yemeği yıyiyörciu) Deco^ rated smiled " from inside {Müzeyyen içfodeir giü-:" dü). Now' she will swallow the pil (şimdi hapı yata cak). I will show her what it is to imitate mes as a monkey (beni b ir‘maymun gibi taklit -etmenin ne ol-" duğunu ona göstereceğim ) and from one she blasted (ve bîrden patladı) — Pionted fly (sivri sinek-suratlı kadın) come to . yourself (kendine gel) — But iny sister-it is n ot iıi-my h^nd': (fakat'kar- -• deşim elimde d e ğ i l my heart hâs fainted1--(yüreğini;• bayıldı), she was taking bolew- (aşağıdan ahyördu1)^' ' — Boh’t? get out in front o f me at two (ikide birdekanşım a' çıkm a). at One i— Plead on top (ba ş üstüne) toj3'((baş‘iistüiie) ’ Decorated took her head and walked toward ^ Albanian village . (Müzeyyen başım aldı ve Arnavut köyüne' doğru' yürüdü). , . . . . Ürkmek3kadayıfı) •jBâniâ^ciss' fatîier'T(şairi babaT ;Hen| breast (tavuk- gBğsıi> • . [W aiter first tim e I want to eat furning;"; (gar=^. somftF-def^^^ istiyorum)’ âind' "froift; back: > I ekti* fıtiğ zr-öf rfriril&ter" '(Vs':arkadair• vezir tfie&:oiir' eh.buld^'^of be frpst ;oil" (fakat?y a ğ don." y â g f olnfasin) . 'v; ' ! know y o u :tröni'föürtıes hand (seni kırklarelin- d e n t .t ^ y p r im l'Wö£0 £ ¿WâlîcW*'.thik' fM eM(bu sefer doîi't 'ha&e" it 1 T Will 'complain cppk's^^îıead^ (yoksa, aşçı -başına .şikayet' ede* Sunk fish goes sideways (battı balık yan gider) I a m in anyways (zaten içerdeydim) m y inside’ is being* squized (içim' sıkilıyör)". T o nigllt^î willgfo iio" ' Muammer b la ck y (bu ' akşam muafemierT karâcâya5 giderini) at'w idth'at*end (eninde'" sonunda)''T arrr:* destined' to go to' Antilope Alıinet (karaca' ■'ahmete^ ‘ gitınek nasıp) When the'night5 steps (gece' boasında)' r I will piill a holeless sleep' (deliksiz bir uyku çekei" rini) ■cörffe niy~plea^iırö7'come ‘ (gel ¿e5^îm! gel) T*f(P’ : m orrow î will go to my friend Piece 0 Î" M oon (vann arkadanım Mehpareye giderim) she at her fifty ago- (kendisi elli yaşında) but she is- still-girl boygirl (fakat kendisi hâlâ kız ofla n k ız). Slr banka ’sadece İkramiye dağıtan, tssarrûî köbul’ eden t l r ' kuruluş değlidir. Bunlartî> yanrnda.' kredi-vererek iş yerleri ni desteklediği gibi, her türlü bankacılık işlerinde de mQş> r teriierine yardimfcı o ! u r .; BANKASI 30 VILUKTECBOBESİİLFHALKIMİdZMETÎNDEDlftT1’ 'T HAYVANLAR $ E .İN |Aîg{AB N O T i'm m Ayı . t Orhan SAÖCI Goril : Nihat T A M Baykuş : •Neşe BA Y A R Keklik ' : Çiçek ŞEN Tavuk : Ço&ktm GÜNHAN Horoz : Arais EKOL Kurt KÖpegi : Seven Bige .TÜRKEŞ Kısrak ' î T. Talıir A E A IM Ankara Keçisi : Lâs A T İL L  . Hamsi ’ : Taran Köpek Balığı ‘ ; Mehmet KARABAŞ 'Hlki : Metin KÖKSAIi ;Kış: Uyln3sımdaM,Ayı •: Meftun YTJRBAGÜL ■Maymun ■: Handan KAYIÖĞLU Kedi ; Beniz ÖNDER ■ -İ la r y a ' Lâle ÇANKAYA . Leylek : Faforiyo MANCSIRCI Serçe : Cevza ÇAKIL Balık : K. Demir ŞATBRÖĞLÜ . Kaz * î îrfan BERKAN Ayşen ÖNCÜ Güvercin Murâfc ERSAVCf Zargana Baglt. K AYA Sıçan KURTTLTJŞ ■ Sümerbank, yort s a ^ ^ e p m ^ ^ r t.^ a j^ ı sı ve bunun Devlet Sanayi Proğ^arçları İle istenm esiyle; Cumiıuriyet’in 10. y iıh ıd a i'B ii^ c Î;B ^ ; lık Sanayileşme Plâm sonucum 3 ' H aziranın 2262 sayılı «SÜ M EB B A N K 15y6p m ö>>5le tur. Kanun, 11 Temmuz 1933 AM AÇ ■" . ... ^K tTO LU Ş i .im - ' ■ -SERM AYESİ ; 40.{HH).0Ü0,— • YÜRT IÇÎNDEi 1X2 ŞUBE ÜÜasamıf mevduatmöa her çekilişte Hartıjye’de Tam konforla Apartman daireleri ye Zengin Para ikramiyeleri ■ • r.vU' Bütün, varlığı İle Devlete ait olan Şümer^aıık,. b a n ^ . lcacılık, sanayi tesislerinin kurulması veîgletilm esi fa a ^ ' liyetlerini, karm a ekonomi düzeni içince, e?* rim liliği ve kârlılığı sağlıy&cak ^eküde^yûriitmçl^ tlle, M iüetm toplu çıkarlarına yararlı olmkK agm e^ çalışır. • >■ . . îs îb ş .. ' ‘ ■ - • .V . : Tevekküle «SÜ M E R B A N K » adımiSiSüj vermiştir. , «SÜ M ER » arkeolojik galışmalar-ısoruHiç . dil ve ırk birliği bulunmağabagl anmıg •yefM ezopotam ya'^^ pın güneyinde yaşamış önasy^*4^ ^ ö 3 İ y § S i î i ^ ^ Ş $ İŞ 0 -l vimlerinden birinin adıdır. ■; iî'.^ - SEEMAÎE T ü R K I YiE t A R t N T İ BANKASI A Ş, >r ^ v- ... -.'-i Kurulukta 20 M ilyon TL. olarak tesbjt bank.nom inal sermayesi, son d e i^ ^ jîŞ ^ tş 5ÇÎ>i;ijîı^iîjf^ş|)^ TL. na yükseltilmiş ve 1961 den bu ^ yana ödenmig durumdadır, ödemenin % 6 9 , 0 4 ai -Hazine'den, % 5,3 ü de diğer kaynâklarSimv*yapilniı^v!^ tır. ' STATÜ Sümerbank, genel durumu 12 -M art 196İ tarllı^veT 440 sayılı «İktisadî. D evlet T£gekk\perjyle«Müesşeseleri v vo iştirakler hakkında. K anuat ile düzenlenenbir Dtü* ;: s&dî Deviet Teşekkülüdür,- .. ... r.'/. _ .Sümerbank,..tamamı.Devlete.ait.şerjrçıa-yfîgkile*ikti-■f sadî alanda., tiearî: esaslara, göre faaliyetı gösterir,; :!3?üEel%; kişiliğe şaiıip ve’ faaliyetlerinde, özerktir. ^¿Sorunüuİü^l-, sermayesi ile sım rlı, olarak, 440 sayılı K ,a n ^ ^ ile. KurU^ b' lu§ Kanununun ş a j^ ^ t^ a ^ ftu jş u ş iâ r ^ ^ ig ı^ ^ . gael.^İıu-' kuk hükümlerine tabidir. K anyn,ve tto ü k h tik ü ^ Yönotim Kurulu kararları .dahilinde', bir. Gen«?!.., Müdür tarafından yönetilir.; .İlgisi J j^ ^ m n d â n Şakiyi; 'gına bağlıdır. T E ŞK İL A T I Sümerbank,; Tekstil- ve- S im y a Sanayiinde;^ gösteren 25 Fabriltası İle Türkiye'nin* eri •-•foüyük: -sınaî . teşekkülü olup; ■u — Yünlü Sanayii gıırubundaki -6 'fâbrikası- ile yün . ipliği, yünlü kumaş, halı,- battaniye, : , . - ■ — ' Pamuklu S anayii gım ibundaki 12 Pamuk ipliği, Pamuklu kumaş, fabrikası j • — Kendir Sanayii gurubundaki 1 fabrikaai İle‘ Sİ-'.ı cim, Kanavice, güval, • ' — Kim ya Sanayii gurubundaki 6' f abrikası ile .derir^1 ayaklcabı, saraciy^V reyem, viskön, selûri, karbon aüifür,f çimento/. tugla»= kirem it-ve pcrselen‘'e§ya' ;-im âl etmeî:-%,; .tedir. GARANTİ BANKASI . . v,,,- . -■■■■.¿::T.yV - . c . — ^-Aysacaj 'Bürkiyenin -dogfe^biy;-yamna; 'da gıtoııg' bu-% luii.an ve imâl ettiği m a^uperin.. satıgıjrîe jigtigalf,1 ^eden-/ l£S satış m arazasına ve Banlcaeılıîc mevzuunda faali; ^ ' gösteren.;19vJ^sj]Lkai.Şubeslne>.-sahiptir.: «Aısaatta rlndan rin&m gnakami» ¿esiz mavi mataranda* „ ^ Jky bûyzz'deniz mavi . Eylenin kızlar. Uzmandan aynlamn . Y üreği sızlar • Mâliyemiz sanki ; ~ ■ ;Üfi^1lİ3|Ş;to§tur1 : ; Bizd^J hayat tatlı sizde nahoştur ^arşÇ^dekatobizde" . . D^rtlerisizde ¿ulum sizde ,K^h?t:bizde boynuz sizde ¿ynal sen;tellak hâh! hah« Domates salça A y şen8deki kalça Patlıcan biber Cevza’daki gözler Teşkilât Kür şat Mâliyeye iyi bak Bize la f atma hasetinden çatla Başında şepke kasıntı zübbe Kongoyu düşün Paris neyine Domates salça îlbsrdeki kalça Patlıcan biber KürşattaM gözler, ;«Ca3a':]kGsirıaaİ£2sıiîî'to Cam kesti cam kesti Ş^|nlhu^stin vazgeçti ■ Gam" kesmez tam. kesmez .Bankalar bizden vazgeçmez ‘a^rteH aktelîak «Çarşambayı sel aldı makamı» Hapiöima^aman iyi bak.. T ^ ^ ’-koydiün hamama Yıkamıadı kaldı yanna 'jfijçaaıim zübbe zübb© Hayaüniz; §ike şike; ZübbörParisi dugünür 'Afrikada sürünür ' r t - '\ ' * ' ijtoanin zûbbe,zübbe Mülkiyeyi sel aldı Kaymakamı el aldı r Kegte gitmez olaydın Karan uzman aldı Nahiye yollarında 'Uzmanın kollarında Allah canımı alsın Kam un kollarında jfe yatm iz^ ik e §&©' : S O N . «For ycmr informatian makamında» '$¿1 ^ >r Amanda itadan rîndan Dert züğürtlük zindan Kaymakamı tanırım Yamalı pantolondan Amanda: rindan rlndan Fas Cezayir yamyam Zübbeleri tanırım Hayal kurmalarından S Ö Z B u jrü size, .en güzellerinden biri, olmasına çalıştığım ız (K A ZG A N lÖC&’u) sunarken, hatırım ıza gelenleri yazm ak İs^tedik. .Bir yıllık aradan sonra Kazgau’m çıkaeağı lıab«ri tüîlâp arasm öa «türlü - çeşitli» dedi - kotlulara yol açtı. I£azgan’ı ;çUvartaînayacağTrıiJZi söyleyenler bir yarsa, K azgan’da kendi r-iııdcn. nasıl bahsedileceğini merak edenler, haklarında çıka¿jcakolanJ^dan-endişeye düşenlerin tehditleri, ricaları gündelik &âdiselerdendi. rifVf?,'Kâğıt,'baskı,- klişe, çamur ve en önemlisi para meselesi ayrı bir konu îdi. Öğrenci derneğince her yıl komitemize ys>pılgja; yardımın yapılmaması, Kazgan’m Ve diğer illiyetlerim izin bir burjuva geleneği olduğu iddiası bizleıi gerçekten .; t>tiytifc güçlükler karşısında bırakmış ve üzmüştür. ^ ^ Şurası kesinlikle anlaşılmalıdır M KAZGAJi'm gayesi, S.BJ?, topluluğu içindeki müşterek ha-tıralalmruzı mizah çer: gevesi içinde ebedileştirmek, geleneklerimizi devam,, birlik ve baraberîiğimizi îravvelieziiiirmeden baslca birgey değildir. ':,BlülMyeîilik . ruhunu, HülkîyeHlüc heyecanını koruyan, her haîde bu İ14 unsurdur. .j | B ir .yandan faaliyetlerim izi baltalama® isteyip diğer yandan Kazgan’da kendilerinden bahsedilmesini, karikatürlerinin ■Çikmasım.isteyen arkadaşlarımla büyük bir tutarsızlık içindedirler. Ancak, ne olarsa olsun M ülkiye topluluğu içindeM gele.:;Beklorimiz devam edecek ve bunlara m âni olm ağa kimsenin g,iicü yetm eyecektir. Dileğim iz, ilerild yjJUarda bu tür £aali■\ y etlerin yürütülmesinde tüm arkadaşlarımızın el birliği ilo çalışmalarıdır. ı*'*î ♦ '51/; ) ; bugünlerde Kazgan’a sîzlere sunmakla sevincimiz sonsuzdur. A ncak bugünlerde bizi fakültede bulamaksanız, hayret yi ^etmeyiniz. Belki de yazılanlar boşlarına gitmeyenlerin, hışmından, k'orkmuşuzdur. (H attâ şimdiden ucun, sürecek bir seyar; feat için, bilet alm ış, bulunuyoruz, — Tabii K azgan parasından, durumu ayarlayabilirsek — ) £ •1Kazganda kendileıinden, bahsettiğim iz, hocalarım ızın bize kızacaklarını hiç sanmıyoruz.' Geçmiş K azgan’lardan, olgua^ lukhm ndaıı ve espri zevklerinden cesaret aldık. Hocalarım ız ve arkadaşlarımız hatalarım ız varsa, hoş görsünler. Mecmuânuzın çıkmasında kıym etli yardım laruu esirgem eyen Pekanımız Sayın. Î U IA N TJNAT’a, Mülkiyelüer B irli-’ .'¿i. GeUeZ Başkam Sayın. A Y H A N A Ç U İA L lN ’a, Sekreterimİa Saym Zeköi Sezgin’e, Sayın Ziya Gümrülsçü'ye dekanlığum ■suı GDVjiîîli sekreteri İnci Alctan’a, Ksklâm vererek ISazgan’m çikmassuı mümkün inlan bütün müesseselere ve bütün EîüîkiyelL Ağabeylerim ize, ;. i *, B aşta çizgileriyle Itazgan’ı renldencliren. Okhan A.fchrm v© geçen y ıl mezun olan ağabeyim iz Engiu Türker olmak, tize» „re bize çeşitli yardımlarda bulunan arkadaşlarımıza» Güraoy Matbaası.sahipleri ve personelin© TEŞEKKÜUtX BOî»Ç BtLÎKÎZ •Festival Komitesi Başkanı Kemal Danacı Kazgan Komitesi Başkam. Barbaros Okumuş ■ e ADIM ADIM milli banka mvx-x-xfr-i mİ m M İL ,,,,™ * , ^ n d a s % % İ N İ Yükselterek daha güçlü ve gelişm iş olarak hizm etinizdedir ÖZ TÜRK H A L! SATAN MÜESSESEMİZ GÜNÜN SAATİNDE HİZMETİNİZDEDİR HER t $ 75 Y ra c u /* ^»zi f c A N KAK>! a r *c a m i > & »«*• a S I C A K L I K G » A lİ*A ] V A J L IC A L O R .İP S (^ I SIK M A V A B A Ş L A D I.. U LAN O Y E D İL İN E>AR.DAK1.L A R A -------- ,L/W O tom i \ OE&İL M O LO rO F/. ----------^ VCOIC.TEYL( G-BL 1 H A D « i— L---- >> R E . 6 » tN Z .E fA E 2 /-------------------------^ O O H I EMFE5 " l& i İÇ K İ! /vNf=i>HLEMiM N E D > 'lR .?N 6 > s t E S A S I *— v y/\PILANA»C e n ! y ö r . ? / i AYOL J İÇERDE S İY A S Î \ DAHA TA P .» W r AÇ>| VARSa y t g R î>ers \ \ \ U Vf l/f » \N 'V T . y a m u j ____________ cali sıyor! Ç l « A H A