soygunu görmek için perdenin arkasına bakalım
Transkript
soygunu görmek için perdenin arkasına bakalım
B Ý L Ý M S E L Y A Y I N O R G A N I TMSF yýl:2 sayý:17 Nisan-Mayýs-Haziran 2008 TASARRUF MEVDUATI SÝGORTA FONU SOYGUNU GÖRMEK ÝÇÝN PERDENÝN ARKASINA BAKALIM Ahmet ERTÜRK, Sayfa 3te 1. ULUSLARARASI TÝCARET HUKUKU SEMPOZYUMU 02 ÞUBAT 2008 Bankacýlýk Hukukunda Tüzel Kiþilik Perdesinin Aralanmasý, DÜNYADA MEVDUAT SÝGORTACILIÐININ ROLÜ ve TMSF UYGULAMASI Sayfa 7de Sayfa 17de KARÞILAÞILAN SORUNLAR ve ÇÖZÜM YOLLARI ÝDARÝ SÖZLEÞMELER ve ÝDARÝ ÖZEL HUKUK SÖZLEÞMELERÝ Sayfa 41de TÜRKÝYEDEKÝ TASARRUF MEVDUATI HESAPLARININ SÝGORTALANMASINA ÝLÝÞKÝN TEMEL PARAMETRELER SORULAR ve CEVAPLAR SÝGORTA VE RÝSK ÝZLEME DAÝRE BAÞKANLIÐI FAÝZ ORANLARI (%) 31.03.2008 30.12.2007 30.03.2007 Gecelik 15,25 15,75 17,50 Mevduat Faizleri* 16,23** 16,86 18,03 TRLIBOR (O/N) 15,25 15,77 17,62 Kaynak: TCMB / TBB *Sektör Ortalamasý/1 aylýk **31.01.2008 BORSA ENDEKSÝ ÝMKB Sýnai Mali Kaynak: ÝMKB Mart 2008 39.015 33.264 53.210 Aralýk 2007 55.538 40.567 83.822 YATIRIM ARAÇLARININ GETÝRÝLERÝ Son Deðer 1 ay öncesine (31.03.2008) göre (%) Mart 2007 43.661 35.689 68.636 1 yýl öncesine göre (%) ÝMKB Dolar Altýn(YTL/gr) Altýn (Usd/Ons) DÝBS Endeksi 39.015 1,3220 39.10 934.80 -12,81 10,91 9,24 -3,12 -10,64 -3,77 30,9 41,35 (3 aylýk)* 921,98 1,30 17,49 DÝBS Endeksi 944,28 Kaynak: ÝMKB,Reuters 0,51 17,67 *ÝMKB DIBS performans endeksi (12 aylýk)* GSMH ve GSYÝH (BÝRÝKÝMLÝ) 2007 (4.çeyrek) 2006 (4.çeyrek) GSYÝH (milyar YTL) 856.4 758.4 658.8 526.4 GSYÝH ( milyar USD) GSYIH (Büyüme)* %4,5 %6,9 Kaynak: TÜÝK *Büyüme oranlarý sabit fiyatlarla ve çeyrek dönemlere aittir. Avrupa Hesaplamalar Sistemine (ESA95) göre hazýrlanan yeni seri ÝÞGÜCÜ VERÝLERÝ(%) Ocak 2008 Aralýk 2007 Ocak 2007 Ýstihdam Oraný* 41,7 41,2 40,5 Ýþsizlik Oraný 11,3 10,6 11,0 Kaynak: TÜÝK *Ýstihdam/15 ve daha yukarý yaþtaki nüfus (Veriler dönemi izleyen 3 üncü ayýn 20 sinde açýklanmaktadýr.) Ýmalat Sanayi Kapasite Kullaným Oraný Mart 2008 %81,2 Mart 2007 %82,0 ÖDEMELER DENGESÝ ÖZET (BÝRÝKÝMLÝ) (milyon USD) Þubat 2008 Þubat 2007 Cari Ýþlemler Hesabý -7.746 -6.205 Dýþ Ticaret Dengesi -7.989 -5.836 Aralýk 2007 %81,1 Aralýk 2007 -38.031 -47.517 Toplam Ýhracat 22.901 15.815 113.185 Toplam Ýthalat 30.890 21.151 160.185 Ýhracat/Ýthalat %74,1 %72,4 %70,4 Kaynak: TCMB (Veriler bir sonraki ayýn 2 inci haftasý açýklanmaktadýr.) Aralýk 2007 189.62 203.50 -13.88 34.84 BANKACILIK SEKTÖRÜ VERÝLERÝ ÞUBE ve PERSONEL SAYILARI (Þubat 2008) Mevduat Katýlým Kalkýnma ve Bank. Bank. Yatýrým Bank. Banka sayýsý 33 4 13 Yurtiçi Þube 7.732 425 43 Yurtdýþý Þube 50 1 1 Yurtiçi Personel 155.456 9.494 5.389 Yurtdýþý Personel 548 4 3 BÝLANÇO BÜYÜKLÜKLERÝ (Þubat 2008) Mevduat Katýlým Kalkýnma ve milyon YTL Bank. Bank. Yatýrým Bank. Toplam Aktifler Toplam Krediler Konut Kredileri Kredi Kartlarý Takipteki Alacaklar Menkul Kýymet Mevduat/Kat.Fon. Özkaynak Toplam Bilanço Dýþý Ýþlemler -Gayrinakdi Kredi ve Yükümlülükler -Taahhütler YPNGP* Türkiye'de hangi bankalar mevduat ve katýlým fonu sigorta sistemine dahildir? Toplam 50 8.200 52 170.339 555 Toplam 555.390 275.599 32.708 26.972 9.830 166.629 349.806 65.493 406.715 19.962 15.263 1.583 410 562 14 15.351 2.444 19.622 19.218 9.354 84 157 2.390 9.219 18.606 594.570 300.216 34.375 27.382 10.549 169.033 365.157 77.156 444.942 84.796 13.621 3.143 101.559 321.919 -167 6.001 50 15.463 8 343.383 -109 MEVDUAT VE KATILIM FONU milyar YTL Þubat 2008 MEVDUAT HESABI 349,81 Dth oraný %34,9 KATILIM FONU 15,35 Dth oraný %45,6 TOPLAM 365,16 Dth oraný %35,4 Þubat 2007 Hesap Adedi (milyon) 306,06 94,1 %38,5 11,24 1,6 %54,0 317,30 95,7 %39,1 milyar YTL Sigorta kapsamýndaki mevduat Dth oraný Sigorta kapsamýndaki katýlým fonu Dth oraný TOPLAM Dth oraný Aralýk 2007 Aralýk Mudi Adedi* (milyon) 2006 105,95 93,66 %29,7 %33,9 5,84 4,73 %34,4 %39,8 111,79 98,39 %29,9 %34,3 65.20 0.96 66.17 *Mudiler her bir bankada ayrý ayrý sayýlmýþtýr. BANKACILIK SEKTÖRÜ SERMAYE YETERLÝLÝK ORANI (%) % Þubat 2008 Þubat 2007 Aralýk 2007 Mevduat Bankalarý 16,14 20,79 17,36 Katýlým Bankalarý 12,49 16,33 16,13 Kalk. ve Yat.Ban. 63,20 89,67 64,83 Bankacýlýk Sektörü 17,49 22,75 18,93 SÝGORTA PRÝM TAHSÝLATLARI YTL Aralýk 2007 Mevduat Bankalarý 152.294 Katýlým Bankalarý 8.767 TOPLAM 161.061 2007 567.079 27.898 594.977 Türkiye'de faaliyet gösteren, mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili yerli ve yabancý tüm kredi kuruluþlarý ile merkezi yurt dýþýnda bulunan kredi kuruluþlarýnýn Türkiye'deki þubelerinde bulunan mevduat ve katýlým fonlarý sigorta sistemine dahildir. Aralýk 2006 127.250 5.887 133.137 TMSF - Büyükdere Cad. No:143 Esentepe Ýstanbul Tel: (212) 340 22 00 Fak: (212) 288 53 35 www.tmsf.org.tr Bilgi ve Önerileriniz için: Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi e-mail:srid@tmsf.org.tr Tel: (212) 340 10 57 Kurum içinde baþvuru kaynaðý olarak kullanýlmak üzere derlenmiþ bilgilerden oluþur. Resmi baðlayýcýlýðý yoktur. Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta primleri kim tarafýndan ödenir? Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta primleri ilgili kredi kuruluþu tarafýndan TMSF'ye ödenir. Bankacýlýk sektörü aktif büyüklüðü Þubat 2008 tarihi itibariyle 594,6 milyar YTL seviyesindedir. Toplam aktiflerin %50,4ünü krediler, %29unu menkul deðerler cüzdaný oluþturmaktadýr. Toplam mevduat / katýlým fonu büyüklüðü 365,2 milyar YTL seviyesindedir. Mevduat / katýlým fonunun %35,4ü YP, %64,6ü TP mevduat / katýlým fonlarýndan oluþmaktadýr. Mart 2007 1,3738 1,8359 2,7000 *Serbest Piyasa Mart 2007 46.11 49.44 -3.32 12.63 Tasarruf mevduatý ve katýlým fonu sigortasý, mevduat ve katýlým fonu toplamaya yetkili mevduat ve katýlým bankalarýnýn (kredi kuruluþlarýnýn) Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafýndan faaliyet izinlerinin kaldýrýlmasý durumunda, mevduat ve katýlým fonu hak sahiplerinin maruz kalacaðý kayýplarýn devlet veya bu amaçla kurulmuþ özel bir kurum tarafýndan kýsmen ya da tamamen ödenmesinin garanti edilmesidir. Türkiye'de mevduatýn ve katýlým fonlarýnýn sigortalanmasý yetki ve görevi kamu tüzel kiþiliðini haiz Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu'na (TMSF) aittir. NOTLAR Aralýk 2007 1,1689 1,7144 2,3099 Aralýk 2007 219.2 67.1 286.3 Kaynak: BDDK DÖVÝZ KURU GELÝÞMELERÝ* Mart 2008 USD 1,3220 EURO 2,095 GBP 2,4300 Kaynak: REUTERS KONSOLÝDE BÜTÇE (BÝRÝKÝMLÝ) (milyar YTL) Mart 2008 Gelirler 47.19 Harcamalar 51.56 Bütçe Dengesi -4.37 Faiz Dýþý Denge 9.38 Kaynak: Maliye Bakanlýðý Tasarruf Mevduatý ve Katýlým Fonu sigortasý nedir? *Yabancý Para Net Genel Pozisyonu FÝYATLAR GENEL DÜZEYÝNDEKÝ GELÝÞMELER (%) (Mart) Aylýk 12 aylýk ortalama* Önceki yýlýn ayný ayýna göre ÜFE 3,17 5,95 10,50 TÜFE 0,96 8,40 9,15 Kaynak: TÜÝK (Veriler bir sonraki ayýn ilk haftasý açýklanmaktadýr.) (*Cari ay dahil 12 ay ortalamasýnýn, bir önceki 12 aya oraný) MERKEZÝ YÖNETÝM BORÇ VERÝLERÝ (milyar USD) Mart 2008 Mart 2007 Ýç Borç Stoku 208.8 191.1 Dýþ Borç Stoku 67.7 68.2 Toplam 276.5 259.3 Kaynak: Hazine Müsteþarlýðý Kaynak: BDDK GENEL EKONOMÝK VERÝLER Türkiye'de tüm mevduatlar ve katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Türkiye'de faaliyet gösteren bir kredi kuruluþunun yurt içi þubelerinde gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere konu olmayan Yeni Türk Lirasý, döviz ve kýymetli maden cinsinden; a) Tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamýnýn, b) Katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarýn, 50 bin YTL'ye (ellibin YTL) kadar olan kýsmý sigorta kapsamýndadýr. Yurt dýþýnda yaþayan kiþilerin mevduatlarý veya katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Yurt dýþýnda yaþayan yerli ya da yabancý gerçek kiþilere ait yurt içi þubelerde bulunan tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamý, katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarý sigorta kapsamýndadýr. Türkiye'de faaliyet gösteren kredi kuruluþlarýnýn yurt dýþý þubelerinde açýlan mevduat, katýlma ya da özel cari hesaplarý sigorta kapsamýna dahil midir? Bir gerçek kiþinin birden fazla bankada hesabý bulunmakta ise, her bir bankadaki hesap veya hesaplarýnýn, belirtilen limite kadar olan kýsýmlarý (limitler her bir banka için ayrý ayrý geçerli olmak üzere) garanti kapsamýndadýr. Ticari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr? Gerçek veya tüzel kiþiler adýna açýlan ticari iþlemlere konu olan hesaplar (münhasýran çek keþide edilmesi hariç) sigorta kapsamýnda deðildir. Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigortaya tabi midir? Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigorta kapsamýnda deðildir. Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý, yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya katýlým fonu kabul edebilirler mi? Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya katýlým fonu kabul etmeleri, evrak ya da cüzdan bulundurmalarý, personel istihdam etmeleri, bu kuruluþlarýn reklamýný yaptýrmak suretiyle müþterilerini anýlan kuruluþlara yönlendirmeleri, bu ve benzeri yöntemler kullanarak yurt dýþýnda kurulu kuruluþlar adýna mevduat ve katýlým fonu kabul etmeleri yasaktýr.. Mevduat ve katýlým fonu sigortasýna tabi olmayan diðer hesaplar hangileridir? 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu'nun 63 üncü maddesinin üçüncü fýkrasý uyarýnca, 07.11.2006 tarihli ve 26339 sayýlý Resmi Gazete'de yayýnlanan Sigortaya Tabi Mevduat ve Katýlým Fonlarý ile Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair Yönetmeliðin 5 inci maddesi uyarýnca; a) Kredi kuruluþunun hakim ortaklarý ile bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar, b) Kredi kuruluþunun yönetim veya müdürler kurulu baþkan ve üyeleri, genel müdür ve yardýmcýlarý ile bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar, c) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayýlý Türk Ceza Kanunu'nun 282 nci maddesindeki suçtan kaynaklanan malvarlýðý deðerleri kapsamýna giren mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar sigortaya tabi deðildir. Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým araçlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým araçlarý TMSF'nin sigorta kapsamýnda deðildir. Serbest bölgelerde kurulu kredi kuruluþlarýnda bulunan mevduat, katýlým ya da özel cari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr? Serbest bölgelerdeki bankacýlýk faaliyetlerinin 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu kapsamýnda bulunmasýndan hareketle, kredi kuruluþlarýnýn serbest bölgelerdeki þubeleri nezdindeki hesaplarý da sigorta kapsamýndadýr. TMSF tarafýndan bankacýlýk faaliyetine devam etmekte olan bir kredi kuruluþundaki mevduat/katýlým fonu ile ilgili olarak sigorta kapsamýnda ödeme yapýlýr mý? TMSF, 5411 sayýlý Kanunun 63 üncü maddesinin altýncý fýkrasý uyarýnca yalnýzca faaliyet izni kaldýrýlan kredi kuruluþlarý nezdinde bulunan ve doðruluðu hiçbir þüpheye yer vermeyecek þekilde kanýtlanan mevduat ve katýlým fonunun sigorta kapsamýndaki kýsmýný öder. ÝÇÝNDEKÝLER EDÝTÖRDEN Dr. Yusuf Adýgüzel 2 SOYGUNU GÖRMEK ÝÇÝN PERDENÝN ARKASINA BAKALIM Ahmet Ertürk 3 EKONOMÝK ve FÝNANSAL ÝLÝÞKÝLERDE TÜZEL KÝÞÝLÝK PERDESÝNÝN ARALANMASI Prof. Dr. Nazým Ekren 5 Bankacýlýk Hukukunda Tüzel Kiþilik Perdesinin Aralanmasý, KARÞILAÞILAN SORUNLAR ve ÇÖZÜM YOLLARI Av. Taner Yalçýn 7 Mevduat Sigortacýlýðýnda Kamuoyu Farkýndalýðý ve NORTHERN ROCK OLAYI Yusuf Serdar Aðzýtemiz / Anýl Ertanoðlu 13 DÜNYADA MEVDUAT SÝGORTACILIÐININ ROLÜ ve TMSF UYGULAMASI Dr. Rýdvan Çabukel 17 BANKACILIK KANUNUNDA TÝCARÝ VE ÝKTÝSADÝ BÜTÜNLÜK KAVRAMI ve TÝCARÝ VE ÝKTÝSADÝ BÜTÜNLÜK SATIÞLARI Av. Ahmet Yýlmaz 24 MEVDUAT, KATILIM FONU, EMANET, HAK ve ALACAKLARDA ZAMANAÞIMI Av. Tunç Gücük 33 TÜRKÝYEDE DOÐRUDAN YABANCI YATIRIMLAR Doç. Dr. Mehmet Hüseyin Bilgin 37 ÝFLASTA ÇEKÝÞMELÝ HAKLARA ÝLÝÞKÝN TAKÝP YETKÝSÝNÝN DEVRÝ Av. Þule Aslan 39 ÝDARÝ SÖZLEÞMELER ve ÝDARÝ ÖZEL HUKUK SÖZLEÞMELERÝ Av. Tuðba Çolak 41 DÜNYADAN HABERLER Fatih Deniz 44 Huzur Þehri ZÜRÝH Ahmet Yýlmaz 45 : H. Bayram Babacan : Dr. Yusuf Adýgüzel Sorumlu Yazýiþleri Müdürü : Kamil Oðuz Danýþma Kurulu : Doç. Dr. Cüneyt KOYUNCU - Dumlupýnar Üniversitesi, Doç. Dr. Fuat ERDAL - Adnan Menderes Üniversitesi, Y A Y I N Yayýn Yönetmeni Prof. Dr. Halil Seyidoðlu - Doðuþ Üniversitesi, Doç.Dr. Muhsin Kar - Kahramanmaraþ Sütçü Ýmam Üniversitesi, Doç. Dr. Rahmi B Ý L Ý M S E L O R G A N I TMSF Adýna Sahibi Muðla Üniversitesi, Doç. Dr. Yusuf Bayraktutan - Kocaeli Üniversitesi, Prof. Dr. Zekai Özdemir - Ýstanbul Üniversitesi, Dr. A. Kadir Deniz Özbay - Marmara Üniversitesi, Doç. Dr. Rasim Yýlmaz - Dumlupýnar Üniversitesi, Prof. Dr. Recep Tarý - Kocaeli Üniversitesi, Prof. Dr. Rýdvan Karluk - Anadolu Üniversitesi, Prof. Dr. Sabri Orman - Ýstanbul Ticaret Üniversitesi, Doç. Dr. Selahattin BEKMEZ Tuna - Ýstanbul Üniversitesi, Dr. Bekir GÖVDERE Süleyman Demirel Üniversitesi Yayýn Kurulu : Fethi Çalýk, H. Bayram Babacan, Ahmet Yýlmaz, Rýdvan Çabukel, Ali Göçer, Abdullah Canbek, Ýsmail Güneþ, Nizamülmülk Güneþ Yayýn Türü : Yerel Süreli Yayýn Periodu : 3 Aylýk - Nisan-Mayýs-Haziran 2008 Görsel Tasarým : 1111 Adam Yapým &Tanýtým Adres : Büyükdere C. No:143 34394 Esentepe/ istanbul E-posta : koguz@tmsf.org.tr Tel : 0 212 340 16 11, 23 99, 22 96 Faks : 0 212 288 53 35 Baský : FSF Printing House Baský Tel : 0 212 690 89 89 TMSF Çatý Basýn ve Halkla iliþkiler Müdürlüðü tarafýndan hazýrlanmaktadýr. Telif haklarý TMSF'ye aittir. Yazýlarýn sorumluluðu yazarlarýna aittir. TMSF EDÝTÖRDEN Finans Arkeolojisi TMSF, Bankacýlýk ve mevduat sigortacýlýðýna yeni bir kavram kazandýrdý. Sayýn Baþkanýmýz Ahmet ERTÜRKün ifadesiyle finans arkeolojisi olarak nitelenebilecek bu kavram, fona devredilen bankalarda geçmiþte olmuþ bitmiþ bir takým karanlýk ve muvazaalý iþlemleri bir bir ortaya çýkarmayý ifade ediyor. TMSF elindeki bu mallarý satýnca ne yapacak?, TMSF artýk gündemden düþecek, TMSF bazý üst kurullarla birleþtirilecek gibi söylem ve iddialar, bu finans arkeolojisinin gün ýþýðýna çýkardýðý yeni eserlerle yerini TMSF geri döndü þeklindeki yorumlara býraktý. Son günlerde Fonun yeni bulgulara dayanarak bir takým eski banka hakim ortaklarýna yönelik yaptýðý iþlemler ve yeni borçlandýrmalar, finans arkeolojisi mantýðý ile çalýþmalarýna baþlanýlan Raf Temizliði projesinin meyvelerini vermeye baþlamasý olarak da yorumlanabilir. Fona devredilmiþ bulunan bütün bankalarýn MRýný çekecek olan bu çalýþmalarýn her biri ayrý bir kitap olarak Türk finans tarihine kazandýrýlacak. Her bir bankanýn ayrý bir case- örnek olay olarak, bilimsel bir göz ile deðerlendirildiði çalýþmalar kitaplaþtýrýlacak. Raf temizliði proje ekibi çalýþmalarýný tamamlayarak bütün kitaplarýn basýmýný bu yýl içinde tamamlamayý hedefliyor. TMSFnin gelecek kuþaklara býrakacaðý bu önemli proje ile ilgili daha ayrýntýlý bir yazýyý önümüzdeki sayýda sizlerle paylaþacaðýz. Dr. Yusuf Adýgüzel Yayýn Yönetmeni TMSF Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müdürü 2 Bu sayýmýzýn kapak dosyasý Þubat ayý baþýnda Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile ortaklaþa düzenlemiþ olduðumuz Tüzel Kiþilik Perdesinin Aralanmasý - 1. Ticaret Hukuku Sempozyumu. Sempozyumun ana fikrini hemen karþý sayfadaki Sayýn ERTÜRKün yazýsýnýn baþlýðýnda bulabilirsiniz: Soygunu görmek için perdenin arkasýna bakalým. Sayýn Bakanýmýz Nazým Ekrenin Sempozyumdaki konuþmasýný ve Taner Yalçýnýn bu konuyu enine boyuna iþleyen bilimsel makalesini ilerleyen sayfalarda bulabilirsiniz. Gelecek sayýmýzda görüþmek ümidiyle. Hoþçakalýn. SEMPOZYUM SOYGUNU GÖRMEK ÝÇÝN PERDENÝN ARKASINA BAKALIM* Bankalarýn içinin boþaltýlmasý sürecinin hangi ince yöntemlerle ve hangi dolambaçlý yollarla gerçekleþtirildiði bilinmeden ve bunlar anlaþýlmadan TMSFnin yetkilerinin tartýþýlmasý bizi yanlýþ sonuçlara ulaþtýrýr. Perdeyi kaldýrma ilkesi, bilindiði gibi tüzel kiþilerin iyi niyet kurallarýna aykýrý þekilde yaptýklarý fiillerden dolayý ortaklarýn ve yöneticilerin sorumluluktan kaçýnmalarýný engellemek için Anglosakson ve Kara Avrupasý hukukunda geliþtirilmiþ bir kavramdýr. Teoriye bu ismin verilmesinin sebebi hukuki sorumluluktan kaçýnmak amacýyla, farklý tüzel kiþilik savunmasý yapan kiþilerin tüzel kiþilik perdesi arkasýna saklanmaya çalýþmalarýna karþýlýk, tüzel kiþiliðin yok sayýlmasýyla veya bu perdenin aralanmasý suretiyle perdenin arkasýndaki gerçek yükümlünün borçtan sorumlu tutulabilmesidir. Perdeyi kaldýrma teorisi vasýtasýyla tüzel kiþinin borçlarýnýn, üyelerine izafesi mümkün olduðu gibi üyelerin borçlarýndan dolayý tüzel kiþinin sorumlu tutulmasý da olanak dahilindedir. Nitekim Yargýtay Hukuk Genel Kurulu, sorumluluk hukukuna iliþkin bir kararýnda kanunun verdiði bir hakkýn kullanýmýnda baþkalarýnýn korunan haklarýna müdahale edecek düzeyde sýnýrlarýn aþýlmasýnýn, hakkýn kötüye kullanýlmasý anlamýna geleceðini vurgulamaktadýr. Batý hukuk uygulamalarýnda yerini bulduðu üzere, perdenin kaldýrýlmasý yöntemiyle izlenen amaç ve eylem çýkartýlýp sergilenerek sorumluluk belirlenmelidir; yorumu getirilmektedir. Tüzel kiþinin kendisini oluþturan kiþilerden ayrý baðýmsýz bir kiþilik kazanmasý bazen kanunun tüzel kiþilerin kurulmasýna izin verme amacýyla baðdaþmayan sonuçlarýn doðmasýna yol açtýðýndan, hukukun yasakladýðý bir sonucu elde etmek veya getirilmiþ olan bir yükümlülükten kurtulmak amacýyla tüzel kiþiliðin bu baðýmsýz yapýsýnýn arkasýna saklanýlmasý olarak da tarif edilebilecek olan tüzel kiþi perdesi arkasýna gizlenilerek yasanýn dolanýlmasýnýn Türk Medeni Kanununun 2. maddesine de aykýrý olduðu þüphesizdir. Türk Medeni Kanununun 2. Maddesi, hukukumuz bakýmýndan geçerli ve önemli iki kural getirmektedir. Bunlardan birincisi her somut olayda haklarýn kullanýlmasýnýn kapsam ve içeriðini sýnýrlayan dürüst davranýþ, ikincisi haklarýn kötü kullanýlmasýnýn sonucunu gösteren ve bunun hukuk tarafýndan korunmayacaðýný bildiren, hakkýn kötüye kullanýmýdýr. Modern ekonomik yaþamda ortaya çýkan yeni ticaret biçimleri tüzel kiþilik teorilerinde bazý deðiþikliklere neden olmuþ ve tüzel kiþilik perdelerinin kaldýrýlarak tüzel kiþiliðin arkasýndaki kiþilerin ve iliþkilerin tespitini gerekli kýlmýþtýr. Bankacýlýk alanýnda kurumlarýn ve kurallarýn yerleþtirilmesi amacýnýn güdüldüðü temel düzenleme olarak karþýmýza çýkan 4389 sayýlý kanunda da, kanundan kaynaklanan perdeyi kaldýrma örnekleri mevcuttur. 4389 sayýlý Bankalar Kanununun TMSFye iliþkin bölümü ülkemizde 90lý yýllarýn ikinci yarýsýnda baþlayýp 2000li yýllarýn baþýnda derinleþen banka krizleri nedeniyle ortaya çýkan ve kamuoyunda banka hortumlamalarý veya bankalarýn içinin boþaltýlmasý olarak adlandýrýlan banka kaynaklarýnýn usulsüz kullanýlmasý eylemlerinden doðan kamu zararlarýnýn tazmin ve tahsilini amaçlamýþtýr. Daha sonra 4491 sayýlý, 4672 sayýlý düzenlemeler ve daha sonra yapýlan yasal düzenlemeler ile en son çýkarýlan 5411 sayýlý kanunla da 4389 sayýlý kanunun temel amacý korunmuþ ve hatta belli ölçülerde geliþtirilmiþtir. Ülkemizde Tasarruf Mevduatýna tanýnmýþ olan sýnýrsýz mevduat güvencesi nedeniyle bazý müteþebbisler tarafýndan sýrf kendi grup þirketlerine kaynak aktarmak ve sýnýrsýz ve teminatsýz kredi vermek için özel bankalar kurulmuþ, bu bankalarýn hakim ortaklarýyla yöneticileri yaptýklarý gerçeðe uymayan reklamlarla mevduat sahiplerinin ilgi odaðý Ahmet ERTÜRK TMSF Baþkaný * Ahmet Ertürkün 2 Þubat 2008de Marmara Üniversitesinde düzenlenen "Tüzel Kiþilik Perdesinin Aralanmasý" 1. Uluslararasý Ticaret Hukuku Sempozyumunda yaptýðý Konuþma 3 SEMPOZYUM Bankalarýn içinin boþaltýlmasý sürecinin hangi ince yöntemlerle ve hangi dolambaçlý yollarla gerçekleþtirildiði bilinmeden ve bunlar anlaþýlmadan TMSFnin yetkilerinin tartýþýlmasý bizi yanlýþ sonuçlara ulaþtýrýr. Ve bu yasal düzenlemelerin zamanýnda yapýlmamasý sonucunda bankalarýn içinin boþaltýlmasý topluma 60 milyar-70 milyar maliyet yüklemiþtir. haline gelmiþ, kapý arkasýnda yaptýklarý yüksek faiz anlaþmalarýyla halkýn parasýnýn mevduat olarak toplanmasýný saðlamýþlar ve bu paralarýn neredeyse tamamýnýn kendilerine, eþ ve çocuklarýna ve yakýn akrabalarýna ait müesseselere, þirketlere, off-shore bankalarýna ve sadece kaðýt üzerinde varlýðý bulunan tabela þirketlerine kaynak olarak aktarmýþlardýr. Böylece kanundaki tanýmýyla banka kaynaklarýnýn bankanýn emin þekilde çalýþmasýný tehlikeye düþürecek biçimde kullanýldýðýnýn tespit olunmasý üzerine Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafýndan bu bankalarýn Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonuna devredilmeleri ya da faaliyet izinlerinin kaldýrýlmasý suretiyle tasfiyeye sokulmalarý þeklinde önlemler alýnmýþtýr. Fona devredilen bu bankalarýn biraz önce bahsettiðimiz tüzel kiþilik perdesi arkasýnda ve hileli/dolanlý iþlemlerle gerçekleþtirilen kaynak aktarýmlarýnýn artýk peþine düþen TMSF bu defa hukuk düzeninin yetersizlikleriyle karþý karþýya kalmýþtýr. Bu yetersizlikleri gidermeyi amaçlayan biraz önce bahsettiðimiz yasal düzenlemeler kamuoyunda önemli tartýþmalara 4 yol açmýþ ve TMSFnin aþýrý yetkilendirilmiþ olup olmadýðýna yönelik kuþkulara yol açmýþtýr. Burada çok kýsa þunu söylemek isterim bankalarýn içinin boþaltýlmasý sürecinin hangi ince yöntemlerle ve hangi dolambaçlý yollarla gerçekleþtirildiði bilinmeden ve bunlar anlaþýlmadan TMSFnin yetkilerinin tartýþýlmasý bizi yanlýþ sonuçlara ulaþtýrýr. Ve bu yasal düzenlemelerin zamanýnda yapýlmamasý sonucunda bankalarýn içinin boþaltýlmasý topluma 60 - 70 milyar dolar maliyet yüklemiþtir. Bu maliyet her gün artýyor çünkü sürekli faiz iþletiliyor. Bugün elimizde olan yasal imkanlar olmasaydý, bu maliyetin en azýndan bir kýsmýnýn geri kazanýlabilmesi mümkün olamazdý. Bu tartýþmalarý bugün yaparken bu gerçekleri dikkate almamýzda büyük yarar vardýr. Ben sözlerimi daha fazla uzatmadan bu sempozyumda ortaya çýkan görüþ ve önerilerden uygulamacý taraf olarak yararlanacaðýmýzý ve bunun arzusu içinde olduðumuzu belirtmek istedim. SUNUM EKONOMÝK ve FÝNANSAL ÝLÝÞKÝLERDE TÜZEL KÝÞÝLÝK PERDESÝNÝN ARALANMASI* Günümüz dünyasýnda giderek daha karmaþýk ve kritik bir yapý kazanan ekonomik ve finansal iliþkilerin, yöneliþimlerin, farklý alanlara yönelik bir dizi hukuksal düzenleme gündeme gelmektedir. Bu düzenlemelerin dayandýðý teorik görüþ ve yorumlarýn; hukukçularýn, akademisyenlerin ve uygulamacýlarýn katýlýmýyla tartýþýldýðý bu tür platformlarýn artmasý ekonomi ve finans hukukunun geliþmesine, derinleþmesine ve etkinleþmesine ciddi katký saðlayacaktýr. Sayýn Rektörüm, dekanlar ve öðretim üyesi dostlarým ve arkadaþlarým. Milletvekilleri, Rekabet Kurulu 2. Baþkaný, çok deðerli mümtaz yargý personeli, Yargýtay baþkanlarýmýz ve üyelerimiz, hakimlerimiz, savcýlarýmýz, ve çok deðerli öðrencilerimiz, Son dönemlerde hukuk literatüründe ve uygulamada sýkça gündeme gelen perdenin aralanmasý, diðer bir tabirle örtünün kaldýrýlmasý konusunun hukukçu akademisyen ve uygulamacýlarla ele alýnmasýna imkan saðlamýþ olmalarý nedeniyle Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunun yöneticilerine özellikle teþekkür ediyorum. Günümüz dünyasýnda giderek daha karmaþýk ve kritik bir yapý kazanan ekonomik ve finansal iliþkilerin, yöneliþimlerin, farklý alanlara yönelik bir dizi hukuksal düzenleme gündeme gelmektedir. Bu düzenlemelerin dayandýðý teorik görüþ ve yorumlarýn; hukukçularýn, akademisyenlerin ve uygulamacýlarýn katýlýmýyla tartýþýldýðý bu tür platformlarýn artmasý ekonomi ve finans hukukunun geliþmesine, derinleþmesine ve etkinleþmesine ciddi katký saðlayacaktýr. Bankalarýn rol ve fonksiyonunun nispeten yüksek olduðu finansal hizmetler sektörü, yoðun ileri ve geri baðlantýlarý nedeniyle ekonomik yapý ve iliþkiler sisteminde tipik bir konuma sahiptir. Fon toplama, fon kullandýrma olarak adlandýrýlan finansal aracýlýk sürecinde taraflar, iþlemler, tutarlarýn özellikleri yanýnda finansal kurumlarýn tüzel kiþiliði ile sahip ve yöneticiler arasýndaki iliþkiler, her zaman gündemde yer alan konularýn baþýnda olmuþtur. Ulusal finansman sistemin operasyonel ve hukuksal yapýsý ve özelliðinin yanýnda, uluslar arasý finansman sistemin mimarisinin de üretebileceði riskleri en aza indirebilen, buna karþýlýk ihtiyaç duyulan yeni açýlýmlara imkan saðlayan bir içeriðin olmasý son derece önemlidir. Bu hassas dengenin oluþturulmasý ve korunmasý, buna uygun hukuk teorisi ve uygulamasý ile mümkün olacaktýr. Tüzel kiþiler ile sahip ve/veya yöneticiler arasýndaki iliþkiler, prensip olarak söz konusu gerçek ve tüzel kiþilerin hukuklarýndan ayrý ayrý ele alýnmasý gerekir. Hukuksal seçimlerde kullanýlan þekli ile ancak, karþýlaþýlan bazý uygulamalar ve örnekler, bu temel prensip ve ilkelerin ihtisasýnýn oluþturulmasýna neden olmuþtur. Bu konuda hukuk sistemimizde oldukça farklý örnekler vardýr. Son Bankalar Kanunu, Sosyal Sigortalar Kanunu, Amme Alacaklarýnýn Tahsili Usulü Hakkýndaki Kanunun ilgili maddeleri, gerçekten bunlara örnektir. Konu ile ilgili bir dizi argüman geliþtirilebilir. En önemlilerinden birisi, þüphesiz, þeffaflýk eksikliði ve dolayýsýyla da ahlaki riziko, ya da etik rizikodur. Bunlar ekonomik ve finansal yapý iliþkiler sisteminin kalitesini de þekillendirmektedir. Etik riziko ekonomik birimlerin evrensel kurallar ve prensiplere aykýrý olarak diðerlerinin zararlarýna kendi faydalarýnýn maksimize etme eðilimi olarak ta tanýmlanabilir. Etik riziko terminolojisi bir tahlilde de farklý þekillerde ele alýnmaktadýr. Yaygýn olan yaklaþým, etik rizikonun izlenmiþ eylem ve davranýþlarla yakýn iliþki içinde olduðudur. Toplumsal ve bireysel deðer yargýlarýyla, ekonomik eylemlerin gözlemlenebilirliði ve doðrulanabilirliði arasýndaki farklýlýk, ekonomik ve finansal iliþkilerin, organizasyondaki zorluklar yanýnda bilgiye sýnýrlý ulaþabilmek, etik rizikonun çerçeve koþullarýnda oluþmaktadýr. Etik rizikonun doðuþunu geliþimini ve etki sürecinin yapýsýný büyük ölçüde gizlenmiþ eylemlerle birlikte, gizlenmiþ veri ve bilgilerle þekillendirmektedir. Sahip olunan ve/veya yönetiminde etkili olunan kamusal ya da özel imkan ve kaynaklarýn bireysel ve kurumsal tercih ve öncelikler ile amaçlara yönelik olarak kullanýmý kamu özel hukukla özel bir konuma sahip olacaktýr. Ön görülebilir, þeffaf, güvenli ve istikrarlý bir ekonomi ve finansal ortam için bunu saðlayýcý yetkinliðe sahip hukuk sistemine *Devlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Prof Dr. Nazým Ekrenin Sempozyum Konuþmasý 5 SUNUM Bankalarýn içinin boþaltýlmasý suretinin hangi ince yöntemlerle ve hangi dolambaçlý yollarla gerçekleþtirildiði bilinmeden ve bunlar anlaþýlmadan TMSFnin yetkilerinin tartýþýlmasý bizi yanlýþ sonuçlara ulaþtýrýr. Ve bu yasal düzenlemelerin zamanýnda yapýlmamasý sonucunda bankalarýn içinin boþaltýlmasý topluma 60 milyar-70 milyar maliyet yüklemiþtir. ihtiyaç, kaçýnýlmazdýr. Sermaye hareketliliðinin ülkeler arasýnda dolaþýmýnýn tamamen serbest hale geldiði geliþmiþ bilgi teknolojileri sayesinde her gün, trilyonlarca finansal iþlemin gerçekleþtiði günümüz dünyasýnda sürecin sorun yaratma potansiyelinin minimuma indirilmesi, ancak bu geliþim ve bileþimi kendi dinamikleri ýþýðýnda deðerlendiren ve þeklin özünü kavrayan bir hukuk yaklaþýmýnýn benimsenmesi ve uygulanmasý ile mümkün olacaktýr. Finansal kurumlarýn standart ürün ve hizmetlerin iþlevleri etrafýnda kendine özgü bir hukuk teorisi ve uygulamasý oluþmuþ bulunmaktadýr. Yeni enstrümanlara, teknolojik hýzlý deðiþimlere ve kolaylýklara baðlý olarak gündeme gelen bazý geliþmeler, bu alanda yeni yorum ve uygulama arayýþlarýný da arttýrmýþtýr. Finansal kurumlar ve özellikle bankalar, temelde güven kurumlarýdýr. Ekonominin kaynak ihtiyacýný karþýlamada, varýlan risklerin yönetiminde, saðlýklý bir ödemeler sisteminin oluþumunda önemli rol oynayan kendine emanet eden kamu konularýný, mevduatý yöneten bankalar her zaman bu özellikleri nedeniyle istisnai düzenlemelere muhatap olmuþtur. Finansal piyasalardaki dengesizlik, istikrarsýzlýk, sayýsýz ihtilafýn ortaya çýkmasýna yol açmaktadýr. Büyük ekonomik finansal ve toplumsal maliyetler söz konusu olmaktadýr Bu noktada etkinliði ve alternatif maliyetleri dikkate alarak bir hukuk yaklaþýmý, son derece önem kazanmaktadýr. Ekonomik ve finansal iliþkiler, doðasý gereði birçok geliþmenin ürettiði sistemle etkilenmektedir. Bu risklerin algýlanmasý, etkinliðin minimize edilmesine yönelik düzenlemenin etkinliði konusunda tartýþmalar, özellikle son küresel dalgalanmadan sonra önemini daha da arttýrmýþ bulunmaktadýr. Bu riskleri ve geliþmeleri dikkate alan finansal otoriteler, genel olarak finans sektöründe ve bankacýlýk alanýnda ortaya çýkabilecek belirsizleri azaltýcý veya terk edici yaptýrýmlara aðýrlýk veren deðiþik politikalar üretmeye baþlamýþtýr. Bu çerçevedeki en önemli düzenleme 1980li yýllarýn baþlarýnda ortaya çýkan bankerlik sürecinde yürürlüðe konulan 35 sayýlý Kanun 6 Hükmündeki Kararnamedir. Ekonomik, finansal ve siyasi istikrarsýzlýklarýn bir sonucu olarak TMSFye aktarýlan özel bankalar yanýnda kamu bankalarýnda görev zararlarý nedeniyle yeniden yapýlandýrýlmasý sonucunda kamuya yüklediði maliyet, ciddi boyutlara ulaþmýþtýr. Bu iþlemlerin ve operasyonlarýn bir görüntünün arkasýnda gerçekleþtirilmiþ olmasý, perdeyi kaldýrma teorisinin diðer ülkelerde olduðu gibi Türk hukukunda da yeterli bir þekilde ele alýnmasýnýn önemini ve gerekliliðini de ortaya koymaktadýr. 2003 yýlýndan itibaren Bankacýlýk Kanununda hükümetlerimiz tarafýndan gerçekleþtirilen, perdenin kaldýrýlmasý ilkesinin uygulanmasýný esas alan düzenlemelerdir. Bu düzenlemeler etik riziko nedeniyledir. Kaybolan banka kaynaðýnýn geri kazanýlmasýnda son derece hayati bir rol oynamýþtýr. Yapýlan düzenlemelerin istisnai özelikleri farklý deðerlendirmelere neden olmuþtur. Esasen perdenin kaldýrýlmasýnýn önemini gündeme getirebilecek içerikte iþlem ve operasyonlarýn, ünitenin hukuksal yaptýrýmlarýn, fiillerin hukuksal yaptýrýmlarý bertaraf edecek þekilde organize edilmesini hukuk sistemi tarafýndan korunmasý da düþünülemez. Literatürde ve uygulamada genel bir kabul gören perdenin kaldýrýlmasý veya perdenin aralanmasý kavramýnýn temel esprisinin etik rizikoda ortadan kaldýrýlmasýný veya en aza indirilmesini saðlamak oldu açýktýr. Bu hem kamu düzenini korumak hem özel hukuku güçlendirmek hem de tüzel ve gerçek kiþiler arasýndaki iliþkileri saðlýklý temele oturtmak açýsýndan da zorunludur. Birinci Uluslar arasý Ticaret Hukuku Sempozyumu, tüzel kiþilik perdesinin aralanmasý konulu sempozyum teorik çerçevenin yanýnda þirketler hukuku, icra iflas hukuku, vergi hukuku ve bankacýlýk hukuku gibi konunun önem kazandýðý alanlarý yeterli þekilde ele alýnan oturumlar düzenlemekteyiz. Perdenin kaldýrýlmasý kurumunun Türk hukukunda daha geniþ bir biçimde tartýþýlmasýna ve konu ile ilgili teknik deðerlendirmelerin yapýlmasýný imkan saðlayan bu sempozyumun düzenlenmesinde emeði geçenleri tebrik ediyor saygýlarýmý sunuyorum. MAKALE Bankacýlýk Hukukunda Tüzel Kiþilik Perdesinin Aralanmasý, KARÞILAÞILAN SORUNLAR ve ÇÖZÜM YOLLARI Temelinde MK. m. 2de belirtilen dürüstlük kuralýna aykýrý davranmanýn yaptýrýmý olarak karþýmýza çýkan perdenin aralanmasý teorisi, hak ve vecibelerin kullanýlmasý ile ilgili tüm alanlarda uygulanma yeri bulmaktadýr. Esasen, Türk mevzuatýnda perdenin aralanmasý anlayýþýna baðlý olarak tüzel kiþinin sorumluluklarýný, üyeleri ya da yöneticilerine yansýtan yasal düzenlemeler de getirilmiþtir. I. GÝRÝÞ Hukukun yasakladýðý bir sonucu elde etmek veya getirilmiþ olan bir yükümlülükten kurtulmak amacýyla tüzel kiþiliðin baðýmsýz yapýsýnýn arkasýna saklanýldýðý çok sýk yaþanan bir durumdur. Örneðin bir gerçek kiþi kanunen kendi baþýna yapmasý yasak olan bir iþi tüzel kiþi kurmak suretiyle onun arkasýna gizlenerek yapabilir. Tüzel kiþi perdesi arkasýna gizlenilerek kanunun dolanýlmasýnýn MK.m.2ye de aykýrý olduðu þüphesizdir 1 . Tüzel kiþiliðin, sözleþmeden ya da kanundan doðan her türlü yüküm ve borçlardan ve kaynaðý ne olursa olsun sorumluluklardan kurtulmak için bir araç olarak kullanýlmasýný engellemek amacýyla, Anglo-Sakson ve Kara Avrupasý hukuk sistemlerinde perdeyi kaldýrma teorisi olarak anýlan hukuk ilkesi geliþtirilmiþ bulunmaktadýr. Perdeyi kaldýrma teorisi veya perdenin aralanmasý teorisi gibi isimlerle ifade edilen bu teori ile, tüzel kiþliliklerin ayrýlýðý ilkesinin kötüye kullanýldýðý durumlarda, tüzel kiþilik dikkate alýnmamakta, yani yokmuþ gibi hareket edilmekte ve ayrý tüzel kiþilik savunmasýndan yararlanmak isteyenlere izin verilmemektedir2. Teoriye bu ismin verilmesinin sebebi, hukuki sorumluluktan kaçýnmak amacýyla farklý tüzel kiþilik savunmasý yapan kiþilerin tüzel kiþilik perdesi arkasýna saklanmaya çalýþmalarý; teorinin müdahalesi ile tüzel kiþiliðin yok sayýlmasýyla veya bu perdenin aralanmasý suretiyle perdenin arkasýndaki gerçek yükümlünün sorumlu tutulabilmesidir. Perdenin aralanmasý teorisi vasýtasýyla, tüzel kiþinin borçlarýnýn, üyelerine izafesi mümkün olduðu gibi üyelerin borçlarýndan dolayý, tüzel kiþinin sorumlu tutulmasý da olanak dahilindedir3. Bu durumda tüzel kiþinin kendisini oluþturan kiþilerden ayrý ve baðýmsýz varlýðý bulunduðu ilkesi göz ardý edilecek olup bu uygulama genel kurala aykýrý düþtüðünden, tüzel kiþiyi oluþturan kiþilerde tüzel kiþiyi kullanarak bir takým yükümlülüklerden kurtulma ya da tüzel kiþinin amacýna uygun olmayan tarzda davranma kastýnýn aranmasý gerektiði savunulmaktadýr4. Temelinde MK. m. 2de belirtilen dürüstlük kuralýna aykýrý davranmanýn yaptýrýmý olarak karþýmýza çýkan perdenin aralanmasý teorisi, hak ve vecibelerin kullanýlmasý ile ilgili tüm alanlarda uygulanma yeri bulmaktadýr. Esasen, Türk mevzuatýnda perdenin aralanmasý anlayýþýna baðlý olarak tüzel kiþinin sorumluluklarýný, üyeleri ya da yöneticilerine yansýtan yasal düzenlemeler de getirilmiþtir. Örnek olarak, kollektif þirketlerde þirket borcundan dolayý ortaklarýn kiþisel sorumluluðuna baþvurulmasýna cevaz veren (Türk Ticaret Kanunu m. 179, 180 ve 192) ya da limited þirketin kamu borçlarýnýn ortaklardan tahsil edilmesini mümkün kýlan (6183 sayýlý Amme Alacaklarýnýn Tahsil Usulü Hakkýnda Kanunun m. 35) kanun hükmü5 ile tüzel kiþilerle, küçüklerin ve kýsýtlýlarýn, vakýflar ve cemaatler gibi tüzel kiþiliði olmayan teþekküllerin mal varlýðýndan tamamen veya kýsmen tahsil edilemeyen kamu borçlarýnýn tüzel kiþiliði haiz kuruluþlarýn kanuni temsilcilerinden ve tüzel kiþiliði olmayan teþekkülü idare eden kiþilerin þahsi mal varlýðýndan tahsil edilmesini mümkün kýlan (6183 sayýlý Amme Alacaklarýnýn Tahsil Usulü Hakkýnda Kanunun Kanuni Temsilcinin Sorumluluðu baþlýklý Mürerrer Madde 35) 1 Oðuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, Kiþiler Hukuku (Gerçek ve Tüzel Kiþiler) Ýstanbul 2005, s.189 2 Tekinalp/Tekinalp, Perdeyi Kaldýrma Teorisi, Reha Poroya Armaðan,Ýstanbul 1995, s. 387 vd. 3 Yanlý, Anonim Ortaklýklarda Tüzel Kiþilik Perdesinin Kaldýrýlmasý ve Pay Sahiplerinin Ortaklýk Alacaklýlarýna Karþý Sorumlu Kýlýnmasý, Ýstanbul 2000, s. 1. 4Oðuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s.190; bkz. dipnot 21de belirtilen yazarlar. 5Poroy/Tekinalp/Çamoðlu, Ortaklýklar ve Kooperatif Hukuku ,Ýstanbul 1997, N. 123. Av.Taner Yalçýn Grup Koordinatörü TMSF Tahsilat Daire Baþkanlýðý 7 MAKALE 5411 sayýlý Kanun, mülga 4389 sayýlý Bankalar Kanunu ve 4969 sayýlý Kanunun Geçici 2 nci maddesi hükmü ile getirilmiþ olan, temelinde tüzel kiþilik perdesinin aralanmasý suretiyle sorumlularýn tespitine iliþkin Fonun takip ve tahsil yetkilerine dair hükümlerini muhafaza etmiþ ve bazý düzenlemelerde 4389 sayýlý Kanunun Fona tanýdýðý yetkileri daha da geniþletmiþtir. k a n u n h ü k ü m l e r i g ö s t e r i l m e k t e d i r. Bir güven müessesesi olan bankalarýn faaliyetleri ile ilgili olarak ortaya çýkabilecek sorumluluklarýn tespitinde ve sorumlusuna gerekli yükümlülüðün yüklenmesinde, 1999 yýlý ve sonrasýnda yapýlan düzenlemelerle tüzel kiþilik perdesi bizzat yasama organý tarafýndan aralanarak tüzel kiþiliðin arkasýndaki gerçek sorumlular ortaya konulmuþtur. Bu kapsamda, bankacýlýk alanýnda son yýllarda çýkarýlan kanunlarda da, kanundan kaynaklanan perdeyi kaldýrma örnekleri mevcuttur. Halen yürürlükte olan 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununun 110 uncu maddesi uyarýnca anýlan Kanunun 71 inci maddesi çerçevesinde, kanuna aykýrý karar ve iþlemleriyle bankanýn faaliyet izninin kaldýrýlmasýna ya da temettü hariç ortaklýk haklarý ile yönetim ve denetiminin Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonuna devredilmesine neden olan banka yönetici ve denetçilerinin, bankaya verdikleri zararlar ile sýnýrlý olarak þahsi sorumluluklarýna gidilerek, Fonun talebine dayalý olarak þahsen iflaslarýna mahkemece karar verilmesi mümkündür. Ayrýca, yönetici ve denetçilerin kanuna aykýrý karar ve iþlemlerinin, bankanýn hakim ortaklarýna menfaat temini amacýyla yapýlmasý þartlarýyla temin edilen menfaat üzerinden hakim ortaklarýn þahsen iflas ettirilmesine de olanak tanýnmýþtýr. 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununun 134 üncü maddesi de, Fona devredilen bankalarýn alacaklarýnýn tahsili amacýyla, Fona borçlu olup olmadýðýna bakýlmaksýzýn, Fona devredilen bankalarýn; a)Yönetim ve denetimine sahip olduðu iþtiraklerinin, b) Hâkim ortaðý olan tüzel kiþilerin, c) Gerçek ve tüzel kiþi hakim ortaklarýnýn hakimi ortak olduðu þirketlerin ve d) Yukarýda sayýlan kiþiler adýna hareket eden veya onlar hesabýna kendi adýna para, mal veya hak edinen þirketlerin ortaklarýnýn sahip olduklarý hisselerin tamamýna veya bir kýsmýna iliþkin temettü hariç ortaklýk haklarý ile bu þirketlerin yönetim ve denetiminin Fon tarafýndan devralýnmasýna cevaz vermektedir. Görüldüðü gibi, bankacýlýk mevzuatýndaki bu düzenlemeler, Fona devredilen bankalarýn maruz kaldýklarý zararlarýn sorumlulardan tazmini ve Kanun gereði Fon alacaðý haline gelen banka alacaklarýnýn tahsili amacýna yönelik olarak, banka ile hakim ortaklarý ve ayný toplulukta yer alan diðer þirketler arasýndaki kiþilik ayrýlýðýný bir kenara býrakmakta, diðer bir ifadeyle, hukuki anlamda farklý kiþiliðe sahip olanlar arasýndaki perdeyi kaldýrmaktadýr. Özellikle 5411 sayýlý Kanunun 134 üncü maddesindeki düzenleme, herhangi bir þartýn varlýðýný dahi aramaksýzýn, TMSFye bankanýn alacaklarýný tahsil amacýyla banka ile ayný iktisadi bütünlük içinde yer alan tüm gerçek ve tüzel kiþilerin sorumluluðuna baþvurma olanaðý tanýnmasý itibariyle, perdeyi kaldýrma teorisinin kanundan kaynaklanan oldukça geniþ kapsamlý bir uygulama hali olarak göze çarpmaktadýr(6). II. KONUNUN BANKACILIK MEVZUATI AÇISINDAN ELE ALINMASI Tüzel kiþilik perdesinin aralanmasýna iliþkin en etkin normatif düzenleme 5020 sayýlý Kanun ile 4389 sayýlý Bankalar Kanununda yapýlan deðiþiklikler ile getirilmiþtir. Bu hükümler ile, Fona devrolan Banka nedeniyle oluþan kamu zararý, Bankanýn hakim ortaklarýndan, yönetim kurulu ve kredi komitesi baþkan ve üyelerinden, genel müdür, genel müdür yardýmcýlarýndan, imzalarý bankayý ilzam eden memurlarý ile þube müdürlerinden ve hatta bunlarýn eþ ve çocuklarý ile sayýlan bu kiþiler adýna hareket eden veya onlar hesabýna kendi adýna para, mal ve hak edinen kiþilerden talep etme imkaný getirilmiþtir. 5411 sayýlý Kanun, mülga 4389 sayýlý Bankalar Kanunu ve 4969 sayýlý Kanunun Geçici 2 nci maddesi hükmü ile getirilmiþ olan, temelinde tüzel kiþilik perdesinin aralanmasý suretiyle sorumlularýn tespitine iliþkin Fonun takip ve tahsil yetkilerine dair hükümlerini muhafaza etmiþ ve bazý düzenlemelerde 4389 sayýlý Kanunun Fona tanýdýðý yetkileri daha da geniþletmiþtir. 4389 sayýlý Bankalar Kanunu her ne kadar 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu ile yürürlükten kaldýrýlmýþ ise de, 5411 sayýlý Kanunun geçici 11 inci maddesi hükmü gereðince, baþlatýlan iþlemler sonuçlanýncaya ve her türlü Fon alacaklarý tahsil edilinceye kadar bu Kanunla yürürlükten kaldýrýlan 4389 sayýlý Kanunun 14, 15, 15/a, 16, 17, 17/a ve 18 inci maddeleri, ek 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 ncý maddeleri ile geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasýna devam edildiðinden, 4389 sayýlý Bankalar Kanununun perdenin aralanmasý teorisi ile ilgili maddeleri de bizim için önem arz etmektedir. Ýlgili maddeler 4389 sayýlý Bankalar Kanununda;15/7 a ve b, 17, Ek madde 1 ve 2,5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununda; 6SEVEN//GÖKSOY, Ticaret Þirketlerinde Tüzel Kiþilik Perdesinin Kaldýrýlmasý, (Bir karararýn deðerlendirilmesi, Ýstanbul Barosu Dergisi, Cilt: 80, Sayý: 6, Yýl 2006, s.2466 8 MAKALE Banka kaynaklarýnýn istismarý baþlýklý 108 inci maddesi, Þahsi sorumluluk baþlýklý 110 uncu maddesi, Fonun alacaklarýnýn tahsiline iliþkin diðer yetkiler baþlýklý 134 üncü maddesi Sigortaya tâbi mevduat ve katýlým fonu tutarýnýn eksik beyaný halinde uygulanacak takip ve tahsil usulleri baþlýklý 135 inci maddesidir. Yine, 4969 sayýlý Bazý Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanunun geçici 2 nci maddesi de bu anlamda ele alabileceðimiz hükümlerdendir. 5411 sayýlý Kanun 3 üncü maddesi ile, kontrol, baðlý ortaklýk nitelikli pay ve hakim ortak tanýmlarý yapýlmakta, þeklî ve görünürdeki sahiplik anlayýþýnýn ötesine geçerek, tüzel kiþilik perdesinin aralanmasý teorisini normatif düzenlemeyle uygulamaya yansýtmaktadýr. Kanunun 3 üncü maddesine göre: Kontrol Bir tüzel kiþinin; sermayesinin, asgari yüzde elli birine sahip olma þartý aranmaksýzýn, çoðunluðuna doðrudan veya dolaylý olarak sahip olunmasý veya bu çoðunluða sahip olunmamakla birlikte imtiyazlý hisselerin elde bulundurulmasý veya diðer hissedarlarla yapýlan anlaþmalara istinaden oy hakkýnýn çoðunluðu üzerinde tasarrufta bulunulmasý suretiyle veya herhangi bir suretle yönetim kurulu üyelerinin karara esas çoðunluðunu atayabilme ya da görevden alma gücünün elde bulundurulmasý olarak tanýmlanmaktadýr. Burada bir tüzel kiþinin kontrolü söz konusu olup, buna göre tanýmda belirtildiði þekilde veya herhangi bir surette yönetim kurulu üyelerinin karara esas çoðunluðunu atayabilme ya da görevden alabilme gücünün elde bulundurulmasý tüzel kiþinin kontrolü olarak anlaþýlacaktýr7. Bankacýlýk Kanunun bir çok hükmünün ve özellikle banka ortak ve yönecilerinin sorumluluðuna iliþkin hükümlerin uygulanabilmesi, bir tüzel kiþiyi, bir bankayý gerçekte kimin kontrol ettiðinin belirlenmesini gerektirmektedir. Bankayý ya da ilgili diðer bir tüzel kiþiyi fiilen yöneten ve denetleyen ile kayýtlara göre yöneten ve denetleyen kiþiler uygulamada farklý olabilmekte, bu ise kamu otoritelerinin paravan kiþi ve kuruluþlarla karþý karþýya kalmasý sonucunu doðurmaktadýr8. Belirtilen nedenle, ilk kez, 5020 sayýlý Kanunla 4389 sayýlý Bankalar Kanununun 22 nci maddesine eklenen (4) numaralý fýkrada bankanýn hukuken veya fiilen yönetim ve denetimine elinde bulunduran gerçek kiþiler ifadesi kullanýlmýþtýr. Bu þekilde bir kiþinin (kayden) hissedarlýk iliþkisi olmadan da bankanýn hakim ortaðý olabileceði kabul edilmiþ ve bir bankaya paravan ortak ve þirketler üzerinden sahip olan gerçek ortaklara ulaþýlmasý amaçlanmýþtýr9.5411 sayýlý Kanunun 3 üncü maddesinde yapýlan bu tanýmlama ile, Kontrol mevzuu Kanunda daha detaylý olarak yer almýþtýr. Bankacýlýk Kanunun bir çok hükmünün ve özellikle banka hakim ortak ve yönecilerinin sorumluluðuna iliþkin hükümlerin uygulanabilmesi, bir tüzel kiþiyi, bir bankayý gerçekte kimin kontrol ettiðinin belirlenmesini gerektirmektedir. III. YARGI KARARLARI ÇERÇEVESÝNDE KO N U N U N DEÐERLENDÝRÝLMESÝ Tüzel kiþilik perdesinin aralanmasý teorisinin açýkça dile getirilerek ihtilafa konu olayýn çözüldüðü; Ýzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin E. 2002/843, K. 2005/64 sayýlý ve 17.02.2005 tarihli kararý ve bu kararýn temyizi üzerine verilen Yargýtay 19. Hukuk Dairesinin E. 2005/8774, K. 2006/5232 sayýlý ve 15.05.2006 tarihli kararý son derece önemli kararlardýr. Anýlan kararla Yerel Mahkeme bir olayda, davalý tarafýn farklý tüzel kiþilik esasýna dayalý savunmalarýna itibar etmemiþ ve hukuki açýdan farklý tüzel kiþilikler olsa da perdeyi kaldýrma teorisi çerçevesinde her iki davalý þirket arasýndaki kardeþ þirket iliþkisinden kaynaklanan özdeþliðin mevcut olduðunu, farklý tüzel kiþilik savunmasýnýn MK.nun 2. maddesi kapsamýnda hakkýn kötüye kullanýlmasý olduðunu, zira, her iki þirketin de temsilcilerinin ayný kiþiler olduðunu, her iki þirketin ortaklarýnýn ayný kiþilerden müteþekkil olduðunu, bu nedenle farklý tüzel kiþilikler olgusunun biçimsel olarak ele alýnamayacaðýný, taraflar arasýndaki uyuþmazlýðýn boyutlarý ile dürüstlük kurallarý çerçevesinde, hakkaniyet ölçüleri içinde dikkate alýnarak konunun deðerlendirilmesi gerektiðini belirtilerek davalý Ege A.Þ.nin ödeme kabiliyeti olmayan, biçimsel olarak farklý tüzel kiþilikte bulunan, diðer þirkete borçlarý yüklemeye yönelik çabalarýnýn kabul görmemesi gerektiði 7REÝSOÐLU, Bankacýlýk Kanunu Þerhi, Cilt I, Ankara 2007, s. 111. 8ALICI, Bankacýlýk Kanunu Þerhi, Haziran 2007, Ýstanbul, s.57. 9ALICI, s.57 9 MAKALE Esastan yapýlan yargýlama neticesinde de Ankara 11.idare mahkemesi, yönetim ve denetimi Fon tarafýndan devir alýnan þirketin yönetim ve kontrolünün % 73,33 oranýnda hissedarý olan davacý þirkette olduðu, bu þirkette banka hakim ortaðýnýn söz sahibi olmadýðý gerekçesiyle idari iþlemi iptal etmiþtir. Ancak bu karar Danýþtay tarafýndan bozulmuþtur. ifade edilerek sonuç olarak tüm borçtan her iki þirketin müteselsilen sorumlu olduðu yönünde karar verilmiþtir. Kararýn temyizi üzerine inceleme yapan Yargýtay 19. Hukuk Dairesi de tüzel kiþilik perdesinin kaldýrýlarak davalýlarýn sorumlu tutulmasýnda bir isabetsizlik bulunmamasýna... karar vererek hem kararýnda açýkça tüzel kiþilik perdesinin kaldýrýlmasýný/aralanmasýný gözönünde tutmuþ hem de Yerel Mahkemenin bu teori çerçevesinde konuyu deðerlendirerek verdiði kararýn hukuka uygun olduðunu belirtmiþtir10. Her ne kadar, kararýn içeriðinde tüzel kiþilik perdesinin aralanmasý teorisine açýkça yer verilmese de, 4389 sayýlý Bankalar Kanunun 15 inci maddesinin (7) numaralý fýkrasýnýn (a) bendi uygulamasý ile ilgili bir konuda Ankara 11. Ýdare Mahkemesinin idari iþlemin iptaline dair bir kararýnýn temyizen incelenmesi üzerine Danýþtay 10. Dairesince verilen Mahkeme kararýnýn yürürlüðünün durdurulmasý ve bozma kararý son derece önemli olup aþaðýda bu konu ile ilgili yargý kararlarýna yer verilmiþtir. DANIÞTAY 13. DAÝRESÝNÝN 04/02/2005 TARÝH VE 2005/454 E. 2005/636 K. SAYILI KARARI 1. Olayýn özeti Yönetim ve denetimi fona intikal eden bir bankanýn hakim ortak ve yöneticilerinden olan fon alacaðýnýn tahsilini teminen, banka hakim ortaðýnýn yönetim ve denetimine sahip olduðu bir þirketin yönetim ve denetimi fon tarafýndan devir alýnmýþ ve bunun üzerine bu þirketin % 73,33 oranýnda hissesine sahip olan bir þirket tarafýndan dava açýlmýþtýr. Davacý þirket, yönetim ve denetimi devralýnan þirketin kendisine ait bir þirket olduðunu, bu þirket yönetim ve kontrolünün kendisinde olduðunu, banka hakim ortaðýnýn bu þirketin yönetim ve denetimine sahip olmadýðýný, ileri sürmüþtür. Yargýlamada Ankara 11. Ýdare Mahkemesi davacý tarafýn talebini haklý görerek önce idari iþlemin yürütmesinin durdurulmasýna karar vermiþ ancak, itiraz üzerine, daha sonra Ankara Bölge idare mahkemesi bu kararý kaldýrarak yürütmenin durdurulmasý talebini reddetmiþtir. Esastan yapýlan yargýlama neticesinde de Ankara 11.idare mahkemesi, yönetim ve denetimi Fon tarafýndan devir alýnan þirketin yönetim ve kontrolünün % 73,33 oranýnda hissedarý olan davacý þirkette olduðu, bu þirkette 10 Bkz. Detaylý bilgi için SEVEN/GÖKSOY, s. 2455 vd. 10 banka hakim ortaðýnýn söz sahibi olmadýðý gerekçesiyle idari iþlemi iptal etmiþtir. Dosyanýn Danýþtaya intikali üzerine, Danýþtay 10. Dairesi, 14/7/2003 tarih ve E: 2003/2896 sayýlý Yürütmenin Durdurulmasý Kararý ile Ankara 11. Ýdare Mahkemesinin verdiði iptal karararýnýn yürütmesinin durdurulmasýna karar vermiþ ve bilahare, temyiz incelemesi sonucunda Danýþtay 13. Dairesi 4/2/2005 tarih E: 2005/454, K: 2005/636 sayýlý kararý ile, yürütmenin durdurulmasý kararýnda belirtilen gerekçeler paralelinde gerekçelerle ilk derece mahkemesinin kararýný bozmuþtur. Danýþtay 10. Dairesinin Yürütmenin durdurulmasý kararý ile Danýþtay 13. Dairesinin Bozma kararý birbirine paralel gerekçeleri taþýmakta olup aþaðýda bu gerekçelere yer verilmiþtir. Danýþtay; Yönetim ve denetimi devralýnýlan þirketin sermayesinin arttýrýlmasý sýrasýndaki ortaklýk yapýsý ile daha sonra yapýlan sermaye artýrýmý sýrasýnda mevcut ortaklarýn rüçhan haklarýný kullanmayarak üçüncü bir þirketin sermaye artýrýmýna iþtirak ediþi neticesinde oluþan hissedarlýk yapýsýný, Davacý þirketin hisseyi elde ederken kullandýðý paranýn kaynaðýný, Banka hakim ortaðý gerçek kiþinin, hakkýnda idari iþlem tesis edilen þirkette yürüttüðü yönetim kurulu üyeliði ve yönetim kurulu baþkanlýðý görevlerini, Yine, hakkýnda idari iþlem tesis edilen þirkete ait olan ve 6/4/2001 tarihli þirket yönetim kurulu kararýyla þirket merkezinin taþýndýðý belirtilen yalýnýn banka hakim ortaðý ve ailesinin oturduðu ev olduðunu, Hakkýnda iþlem tesis edilen þirketin merkezini taþýmadan önceki þirket merkezinin banka hakim ortaðý Holding ile gruba baðlý þirketlerin faaliyette bulunduðu adres olduðunu, Bu þirkette yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan kiþilerin banka hakim ortaðýna ait gruptaki yöneticilik ve/veya hissedarlýk yapýlarýný, gözönünde bulundurmuþ ve davacý þirketin salt % 73,33 oranýndaki hissesi nedeniyle hakkýnda idari iþlem tesis edilen þirketin yönetim ve denetimine yegane kendisinin sahip olduðu yönündeki iddiasýný yerinde görmeyerek bu þirketin yönetim ve denetiminin, birlikte veya tek baþýna hareketle doðrudan ya da dolaylý olarak banka hakim ortaðý olduðuna karar vermiþtir. MAKALE Buraya kadar yer verilen Ankara Bölge Ýdare Mahkemesinin 08/01/2003, Danýþtay 10. Dairesinin 14/7/2003 tarihli ve 4/2/2005 ve nihayetinde Ankara 11. Ýdare Mahkemesinin bozma sonunda vermiþ olduðu 27/5/2005 tarihli kararlar ile, tüzel kiþilik perdesi aralanmýþ ve perde arkasýnda bulunan asýl sorumlu kiþi tespit edilmiþ ve bu tespit doðrultusunda, meri olan normatif kurala göre karar verilmiþtir. Özellikle, Danýþtay 10. Dairesinin hem 14/7/2003 tarihli kararýnda hem de 4/2/2005 kararýnda belirttiði, ... bir þirketin yönetim ve denetiminin elde bulundurulmasýnýn dayanaklarýnýn tek baþýna paydaþlýktan gelen yetki ve güçten kaynaklanýyor olmasýnýn gerekmediði... tespiti tüzel kiþiliðin yönetim ve denetiminin kimin kontrolünde bulunduðunun belirlenmesi açýsýndan son derece önemli bir tespit olup hissedarlýðýn gerisine bakabilmenin yegane yoluda önde bulunan tüzel kiþilik perdesinin aralanmasýdýr. IV. KARÞILAÞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM YOLLARI Her ne kadar Kanun koyucu, oluþan ihtiyaçlar nedeniyle bankacýlýk mevzuatý ile ilgili düzenlemeleri yaparken tüzel kiþilik perdesini normatif olarak aralamýþ ise de, yapýlan bazý iþlemlerde gerçek sorumlu, sýrf tüzel kiþilik perdesinin aralanmasý suretiyle de bulunamamakta, bunun yanýnda sorumlularýn tesis etmiþ olduðu muvazaalý iþlemlerin de aþýlmasý gerekmektedir. Aksi halde, kötüniyetle yapýlan bir dizi iþlemler nedeniyle gerçek sorumlular sorumluluktan kurtulmakta, bu kiþilerin tesis ettiði muvazaalý iþlemler nedeniyle kamu idareleri ya da mahkemeler, mal varlýðý olmayan, herhangi bir ticari veya iktisadi faaliyeti bulunmayan, sorumluluk gereklerini yerine getirmekten uzak tüzel kiþiliklerle veya sorumlular adýna tüm külfeti üzerine alarak her yerde gerçek sorumlu gibi ortaya çýkan gerçek kiþilerle karþý karþýya kalmaktadýr. Ayrýca, yapýlan bazý iþlemlerde tüzel kiþilik perdesi o denli yoðun olarak kullanýlmýþtýr ki, tüzel kiþilik perdesinin birinci veya ikinci halkasýnýn dahi aralanmasý gerçek sorumluyu ortaya koyma bakýmýndan yeterli, doðru sonucu verememektedir. a) Uygulamada karþýlaþýlan bazý sorunlar ve sorumluluðu gidermeye yönelik iþlemler; Hakim ortaklar, kendi sorumluluklarýna gidilmemesini saðlamak amacýyla, þirketlerin ortaklýk yapýsýný genellikle zincirleme tüzel kiþiliklerden oluþturmakta ve gerçek kiþilere ancak, bu ard arda sýralanmýþ tüzel kiþiliklerin aþýlmasýndan sonra ya da, þirketler grubunun gerçekte kimin tarafýndan yönetildiðine iliþkin bilgi ve belgelerin toplanmasýndan sonra ulaþýlabilmektedir. Þirketlerin gruplamasý yapýlýrken de, donuklaþmýþ ve tahsil kabiliyeti kalmamýþ olan kredileri kullanan þirketler ile malvarlýðý olan þirketler özenle birbirinden ayrýlmaktadýr. Bankacýlýk mevzuatýnýn kendilerine yüklediði sorumluluðu bertaraf etmek veya gizlemek için banka hakim ortaklarý ve/veya banka yöneticileri ile diðer sorumlular tarafýndan; 1-Tüzel kiþiliklerde hissedarlar veya yönetim kurulu üyeleri, tüzel kiþilik çalýþanlarýndan oluþturulmakta, iþe giren personele, iþe giriþ sýrasýnda hisse devredildiði, iþten çýkarken veya çýkartýlýrken hisse devrini saðlamak amacýyla, hissedar olan personelden açýða imzalanmýþ hisse devir sözleþmesi, yönetim veya denetim kurulu üyesi olarak görev yapan personelden de bu görevden istifa ettiðine dair açýða imzalý belgeler alýndýðý görülmüþtür. Öyle ki, sýrf bu iliþkileri kontrol etmek ve düzenlemek amacýyla, tüzel kiþilik bünyesinde hissedarlar servisi gibi adlar ile sýrf bu iþle iþtigal eden birimler kurulmaktadýr. Tüzel kiþiliðin yönetim ve kontrolünü gerçekten elinde bulunduran kiþi veya kiþiler, sorumluluklarýnýn ortaya çýkmasýnýn olasý olduðu dönemlerde hamiline olarak ihdas edilmiþ hisseleri bu hisselerin tedavülündeki hýzýndan ve el deðiþtirmedeki kolaylýðýndan faydalanarak süratle ve kolaylýkla elden çýkarmakta ve böylece, kendisinin sorumlu olduðu yönündeki yaklaþýmlardan kolaylýkla uzaklaþabilmektedir. Belirtmek gerekir ki, bu þekilde hissedar veya yönetici/denetici þeklinde gösterilen kiþilerin þirket yönetimi ile ilgili herhangi bir inisiyatif ve karar verme yetkisi bulunmamakta yine tüm þirket politikasý gerçek þirket sahipleri tarafýndan belirlenmektedir. Yine bazý somut olaylarda karþýlaþtýðýmýz üzere, hissedar veya yönetici olarak görünmemesine raðmen tüzel kiþiðin gerçekten kontrolüne sahip olan kiþiler, þirketten aldýklarý son derece geniþ yetkileri havi vekaletnamelerle yeri geldiðinde þirketi temsilde kendileri de doðrudan devreye girmektedirler. 2-Tüzel kiþilerde hissedarlýk yapýsýnýn kolay tespit edilememesi ve hisse el deðiþtirmelerinin izlenememesi için (tüzel kiþilik bir aile þirketi olsa dahi) hisseler hamiline yazýlý olarak ihdas edilmekte ve tedavüle sunulmaktadýr. Tüzel kiþiliðin yönetim ve kontrolünü gerçekten elinde bulunduran kiþi veya kiþiler, sorumluluklarýnýn ortaya çýkmasýnýn olasý olduðu dönemlerde hamiline olarak ihdas edilmiþ hisseleri bu hisselerin tedavülündeki hýzýndan ve el deðiþtirmedeki kolaylýðýndan faydalanarak süratle ve kolaylýkla elden çýkarmakta ve böylece, kendisinin sorumlu olduðu yönündeki yaklaþýmlardan kolaylýkla uzaklaþabilmektedir. 3-Kanun gereðince þirketin tutmasý gereken yasal defter ve belgeler usulüne uygun olarak 11 MAKALE Belirtmek gerekir ki, bazý hallerde sadece tüzel kiþilik perdesinin aralanmasý sorumlu veya sorumlularýn ortaya çýkarýlmasýna yetmemekte, bunun yanýnda sorumlularýn tesis ettiði muvazaalý iþlemler de bertaraf edilerek gerçek sorumluya ulaþýlmalýdýr. tutulmamakta, bu defter ve belgeler tüzel kiþilik bünyesinde bulunamamakta, bulunsa bile pay defterindeki kayýtlar, kolayca silinip deðiþtirilmesini teminen kurþun kalem ile yazýlarak tutulmakta ve hatta, þirket pay defteri çift tutulmaktadýr. Burada da hissedarlýk yapýsýnýn kolay tespit edilememesi ve hisse el deðiþtirmelerinin izlenememesi amaçlanmakta, bunun için muhtelif yöntemler kullanýlmaktadýr. 4-Sorumluluktan kurtulmak amacýyla deðiþtirilen hissedarlýk yapýlarýnda hisse devirleri, herhangi bir resmi makam (noter, mahkeme vs) onayý veya düzenlemesi taþýmayan, geçmiþe yönelik olarak her zaman tanzimi mümkün olabilecek belgelerle yapýlmaktadýr. Hatta HUMK 293. maddesinde sayýlan senede karþý senetle ispat yükümlülüðü istisnasý kapsamýnda bulunan kiþiler dahi (usul ve füru, birader ve hemþire veya karý-koca gibi) sorumluluðun ortaya çýkmamasý ve asýl iþlemin gizlenmesi için geçmiþe yönelik olarak her zaman tanzimi mümkün olabilecek belgeler düzenlemekte ve bu belgelere itibar edilmesi beklenmektedir. 5-Hissedarlýktan çýkmak isteyen hakim ortak genellikle, olaðan veya olaðanüstü genel kurullarda sermaye arttýrýmlarýna gidilmekte ve mevcut hissedarlar rüçhan haklarýný kullanmaksýzýn ve bu haklarýný bedelsiz olarak hakim ortaðýn hissedar olmasýný istediði gerçek veya tüzel kiþiliklere kullandýrýlarak þirket ortaklýk yapýsý deðiþtirilmektedir. Bu surette, ilk anda hakim ortak olan bir gerçek veya tüzel kiþi, sermaye arttýrýmýna (kaynaðý olmadýðý gerekçesiyle) katýlmayarak daha sonra azýnlýk hakký dahi vermeyen hissedar seviyesine düþmektedir. 6-Tüzel kiþilikler genelde ayný kiþiler tarafýndan yönetilmekte, muhasebe, hukuk, insan kaynaklarý gibi departmanlar ayný kiþilerden oluþmakta, tüzel kiþiliðin faaliyetleri ayný adresten yürütülmektedir. Ancak borç ve sorumluluðun takibi açýsýndan bu denli birbiriyle (iç içe geçmiþ malvarlýðý ve personel olarak bütünleþme) tüzel kiþilikler ayrý tüzel kiþiler olduklarýný, kendilerinin borç veya sorumluluklarýnýn bulunmadýðýný iddia etmektedirler. Þirket tüzel kiþilikleri bazý durumlarda o denli birbirine karýþmaktadýr ki, ana þirketin yönetim kurulu kararlarýnda, baðlý þirketin yapmasý gereken iþlemler en ince detaylarýna kadar yer almakta ve bu karar gerekleri baðlý þirketler tarafýndan detaylý olarak yerine getirilmektedir. 7-Özellikle mal varlýklarý arasýnda; iþtirak ettiði 12 kýymetli þirketlerin hisseleri bulunan ve bu varlýklar nedeniyle kredibilitesi yüksek olan bir veya birden fazla þirket, zaman içinde iþtirak satýþý veya iþtiraklerin sermaye artýrýmýna katýlmama gibi yöntemlerle deðerli iþtiraklerini elden çýkarmakta ve adeta bir taleba þirketi haline getirilmektedir. Yine, bu iþlemler sýrasýnda mal varlýðý ve iþtiraki azaltýlarak tabela þirketi haline dönüþtürülen þirketlerin yapmýþ olduðu ticari ve/veya iktisadi faaliyetleri yürüten yeni kurulmuþ bir tüzel kiþilik daha ortaya çýkarýlmakta ve bu tüzel kiþilik hisse devirleri veya eski hissedarlar tarafýndan kullanýlmayan rüçhan haklarý kullanýlmak suretiyle hissedar durumuna gelmekte ve grubun yönetim ve kontrolünü ele geçirmektedir. 8-Kredi kullanmak suretiyle veya baþkaca nedenlerden dolayý banka kaynaðý elde ederek borçlanmýþ olan tüzel kiþilikler, faaliyetini sürdürmesini saðlayan personelini, mal, hak(lisans) veya varlýklarýný yeni bir tüzel kiþiliðe devretmekte, ancak mali yükümlülükler eski þirkette kalmaya devam etmekte iken gelir elde ettiði ticari iliþki içinde bulunduðu müþterilere karþý da eski marka ve logolarý kullanarak yýllardýr ticari iliþkide bulunduðu þirket izlenimi verilmeye çalýþýlmaktadýr. b) Çözüm Yollarý; Yukarýda da belirtildiði üzere kanun koyucu, 4389 sayýlý Kanuna 5020 sayýlý Kanun ile yapmýþ olduðu deðiþiklerle ve 5411 sayýlý Kanunla yapmýþ olduðu düzenlemelerle bazý hallerde tüzel kiþilik perdesini normatif hükümlerle aralamýþ ve tüzel kiþiliðin arkasýndaki gerçek sorumluyu tespit etmiþtir. Ne var ki, ticari ve ekonomik hayatýn son derece hýzlý bir þekilde deðiþerek geliþtiði günümüzde, yasal düzenlemeler her zaman ihtiyaçlara cevap verememekte ve bu nedenle gerçek sorumlular tespit edilememektedir. Bunun için, temelini MK m. 2de bulan ve muhtelif yasal düzenlemelerle detayýna inilerek normatif bir kural halinde karþýmýza çýkan tüzel kiþilik perdesinin aralanmasý teorisi, gerektiðinde zincirleme tüzel kiþiliklerin oluþturduðu perdelerin aralanmasýnda da kullanýlarak kanun ve sözleþme veya herhangi bir nedenle sorumluluðu bulunan kiþilerin bu sorumluluðuna gidilmelidir. Belirtmek gerekir ki, bazý hallerde sadece tüzel kiþilik perdesinin aralanmasý sorumlu veya sorumlularýn ortaya çýkarýlmasýna yetmemekte, bunun yanýnda sorumlularýn tesis ettiði muvazaalý iþlemler de bertaraf edilerek gerçek sorumluya ulaþýlmalýdýr. ÝNCELEME Mevduat Sigortacýlýðýnda Kamuoyu Farkýndalýðý ve NORTHERN ROCK OLAYI Mevduat garanti sistemlerinin finansal istikrara katký saðlama görevlerini tam anlamýyla yerine getirebilmeleri için mudilerin kendilerini ilgilendiren ödeme kapsamý, limiti ve zamaný konusunda yeterli ve net bilgilere sahip olmalarý son derece önemlidir. 1. Giriþ Mevduat sigorta sistemleri, mevduat sahiplerini geniþ ölçüde koruma altýna alacak þekilde belirlenmiþ bir kapsam ve tutar seviyesi, etkili bir prim tarifesi, hýzlý çözümleme stratejileri, erken tazmin süresi öngören yasal düzenlemeler ve saðlam bilanço yapýsý v.b birçok niteliði bünyesinde barýndýrabilir. Mevduat garanti sistemlerinin finansal istikrara katký saðlama görevlerini tam anlamýyla yerine getirebilmeleri için finansal güvenlik aðýnda faaliyet gösteren kuruluþlarýn bu niteliklerin farkýnda olmasý, mudilerin ise kendilerini ilgilendiren ödeme kapsamý, limiti ve zamaný konusunda yeterli ve net bilgilere sahip olmalarý son derece önemlidir. Bu çalýþmada kamuoyu farkýndalýðý (Public Awareness) konusunda Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði (IADI) tarafýndan yayýnlanan çalýþma raporunun özet çevirisi yapýlmýþ ve Ýngilterede yaþanan Northern Rock krizinin mevduat sigortacýlýðý alanýndaki kamuoyu farkýndalýðý konusu ile olan iliþkisi irdelenmiþtir. 2. Toplumsal Farkýndalýk Konusunda IADInin görüþleri: 2.1. Temel Prensipler: Bütün mevduat sigorta sistemleri kamuoyu farkýndalýðýný devamlý bir þekilde geliþtirmelidirler. Halkýn eðitilmesi yoluyla mevduat garanti sistemlerinin etkinliðini artýrmak ve finansal istikrarý geliþtirmek temel hedeftir. 2.2. Hedefler: 2.2.1 Mevduat Garanti Sisteminin Etkinliðinin Artýrýlmasý Kabul edilebilirlik: Bir mevduat garanti kuruluþu için mevduat sigorta sisteminin mevcudiyeti ile kapsam ve limitlerinin açýkça ortaya konulmasý son derece önemlidir. Kamuoyu farkýndalýðý kriz dönemlerinde ve banka iflaslarýnýn yaþandýðý dönemlerde güven tesis edilmesi açýsýndan da hayati öneme sahiptir. Farkýndalýðýn artýrýlmasý: Mevduat sigorta kuruluþlarý daha fazla bilgi saðlama ve hedef kitleyi geniþletmek yoluyla kamuoyu farkýndalýðýný artýrabilir ve devamlýlýðýný saðlayabilirler. Bankacýlýk sistemi ve mevduat garanti sistemine güven tesis edilmesi: Kamuoyu farkýndalýðý programlarý mevduat sigortasý kurumlarýna kredibilite, otorite, bilinilirlik inþa edecek ve bu kurumlarýn tazmin kapasiteleri ile yasal yetkilerini ortaya koyacak þekilde yürütülmelidir. 2.2.2. Tüketici Korunmasýnýn Güçlendirilmesi: Bir çok mevduat sigorta kurumu mevduat sigortasý konusundaki kamuoyu farkýndalýðý konusunu bir çeþit müþteri korumasý perspektifinden ele almaktadýr. Bir banka müþterisi olarak mudinin mevduat güvencesi altýnda bulunan ve/veya bulunmayan yatýrým araçlarý hakkýnda bilgilendirilme ve eðitilme hakký bulunmaktadýr. Finansal müþteri korunmasý finansal güvenlik aðýnda yer alan diðer kuruluþlarýn da iþbirliðini gerektiren geniþ bir konudur. Kamuoyu farkýndalýðýný geliþtirme programlarý, kamu politika hedefleriyle ve mevduat sigortacýsý kurumlarýn yetkileriyle tutarlý olmalýdýr. 2.3. Kamuoyu Farkýndalýðý Programlarýnýn Organizasyonu: Mevduat sigorta kurumu mudiler ve üye kuruluþlar üzerinde güven tesis edebilmelidir. Halk ve mevduat sahipleri: Kamuoyu farkýndalýðý programlarý için temel hedef kitle 2.3.1 Hedef Kitle Seçimi: Yusuf Serdar AÐZITEMÝZ Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi Fon Uzmaný Anýl ERTANOÐLU Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi Fon Uzmaný 13 ÝNCELEME Mevduat sigortacýlýðý konusunda iyi eðitilmiþ ve ilgili sorulara tam ve doðru bir þekilde cevap verebilen elemanlarýn varlýðý sisteme olan güvenin saðlanmasý ve sürdürülmesi bakýmýndan önemlidir. Üst yönetimin ise kurumsal müþterilerle olan iletiþimi, mevduat sigortacýlýðý konusundaki bilgilerin kurumsal müþteriler arasýnda yaygýnlaþmasý bakýmýndan önemlidir. mevduat sahipleri ile öðrenci ve emekliler de dahil olmak üzere deðiþik yaþ gruplarý olmalýdýr. Kurumsal mevduat sahipleri: Kurumsal mudiler mevduatlarýný yatýrdýklarý finansal kuruluþlarýn performanslarýný deðerlerdirmeye ihtiyaç duyarlar ve daha az riskli finansal kuruluþlarla çalýþmayý sürdürmek veya portföylerini çeþitlendirmek suretiyle finansal kuruluþlarýn davranýþlarýný etkileyebilirler. Bu sebeple kamuoyu bilinçlendirme programlarý kurumsal mudileri de kapsayacak þekilde geniþ tutulmalýdýr. Üye kuruluþlar: Mevduat sigorta sisteminin parçasý olan finansal kurumlar ya da üye kuruluþlar mevduat sigorta sistemi hakkýndaki bilgilerin iletilmesi konusunda ayný derecede öneme sahiptirler ve hedef kitleye ulaþma konusunda önemli kanallar sunarlar. Bunlar mevduat sahipleriyle birebir iletiþim kurabilen, ön safhada yer alan elemanlar ve üst yönetim çalýþanlarýdýr. Mevduat sigortacýlýðý konusunda iyi eðitilmiþ ve ilgili sorulara tam ve doðru bir þekilde cevap verebilen elemanlarýn varlýðý sisteme olan güvenin saðlanmasý ve sürdürülmesi bakýmýndan önemlidir. Üst yönetimin ise kurumsal müþterilerle olan iletiþimi, mevduat sigortacýlýðý konusundaki bilgilerin kurumsal müþteriler arasýnda yaygýnlaþmasý bakýmýndan önemlidir. Medya: Medya yalnýzca mevduat sigortacýlýðý konusunda bilgilendirme kanalý deðil, ayný zamanda mevduat sigorta kurumlarý için hedef kitle konumundadýr. Medyanýn kamuoyuna düzenli ve doðru bilgilendirme yapabilmesi için mevduat sigorta sisteminin kapsamý ve sýnýrlarýna iliþkin bilgilendirilmeye ihtiyacý vardýr. Mevduat sigorta kurumu tarafýndan hazýrlanan ve medya kuruluþlarýna ulaþtýrýlan bilgilendirme araçlarý ve bunlarýn güncellenmesi de önemlidir. Kanun koyucu ve diðer otoriteler: Ülke ihtiyaçlarýna en uygun mevduat garanti sisteminin kurulmasý ve þekillendirilmesi için yasal otoriteye gerekli bilgilendirme yapýlmalýdýr. Bu bilgilendirme, dünya üzerindeki en iyi ülke uygulamalarý ve mevduat sigorta sistemlerinin dikkat çeken özellikleri gibi husulardýr. Ýyi bilgilendirilmiþ kanun koyucu otorite ayný zamanda mevzuatta yapýlabilecek düzenlemeler ve geliþtirilen yeni politikalarý da destekleyen konumda olmalýdýr. 2.3.2 Sorumlu Taraflar: Mevduat sigorta kurumlarý baþ sorumlu taraf olmakla birlikte finansal güvenlik aðý üyeleri, üye kuruluþlar ve medya da diðer sorumlu taraflardýr. 14 2.3.3 Bilginin Ýçeriði: Sigorta kapsamýna alýnan yatýrým araçlarý ve bunlara saðlanan sigortanýn tutar olarak limitinin ne olduðu kamuoyuna nakledilecek en önemli bilgilerdir. Kamuoyu farkýndalýðý programlarý ülkedeki mevduat garanti sisteminin geliþmiþlik seviyesini ve her ülkenin ihtiyaçlarýný dikkate almalýdýr. Mesajlar: Mesajlar basit bir dille yazýlmalý ve belirsizliklerden kaçýnýlmalýdýr. Baþlangýç aþamasýnda mesajlar sistemin temel özellikleri ile sigortalý mevduatýn kapsam ve tutarýna odaklanmalý, paniðe sebep olabilecek bilgilere örneðin denetim otoritesi tarafýndan verilen performans ve denetim notuna yer verilmesinden kaçýnýlmalýdýr. 2.3.4. Ýletiþim Araçlarý: Etkili iletiþim araçlarýnýn saptanmasýnda okur yazarlýk seviyesi, nüfus miktarý, yapýsý ve finansal imkanlar dikkate alýnmalýdýr. Kitle iletiþim araçlarý: Televizyon, radyo, gazete ve dergilere reklam vermek hedef kitleye ulaþmak için en etkili metottur. Ancak maliyeti yüksektir. Basýlý materyaller: Birçok mevduat sigorta kurumu yýllýk rapor, stratejik plan kitaplarý ve sýkça sorulan sorular gibi konularda yayýnlar yapmaktadýr. Ancak bu tür yayýnlar daha çok teknik seviyede kalmaktadýr. Broþürler, kitapçýklar, el ilanlarý tasarlanabilir ve hedef kitleye ulaþtýrýlabilir. Bu tür yayýnlar uzman olmayan kiþilerin anlayacaðý dille ve kitlenin finansal okur yazarlýk seviyesine uygun yazýlmalýdýr. Bu yayýnlar üye kuruluþlarýn þubeleri ile mevduat sigorta kurumunca düzenlenen seminerler ve toplantýlar yoluyla daðýtýlabilir. Web sitesi: Ýnternet kullanýmýnýn artmasýyla web sitesi kamuoyu ile direkt iletiþim kurmanýn en etkili araçlarýndan biri durumuna gelmiþtir. Web sitesi önemli bilgilerin aktarýlmasýnýn yanýnda mevduat sahiplerine yapýlacak ödeme sürecinin kolaylaþtýrýlmasý, e-öðrenme ve interaktif forumlar içinde faydalý bir araçtýr. Konferans ve seminerler: Toplantý ve seminerlerin hedef kitlesi sigortalý kuruluþlarýn yönetici ve personelleri, profesyoneller ve bazen de halk olmaktadýr. Bu tür etkinlikler katýlýmcýlarýn direkt mevduat sigortasý kurumuna ulaþmalarý ve anýnda geribildirim almalarý açýsýndan önemlidir. Logo ve kýsa yazýlarýn kullanýlmasý: Mevduat sigorta kurumunca hazýrlanan logo ve kýsa yazýlarýn üye kuruluþlarda sergilenmesi pratik ve maliyetsiz bir uygulamadýr. Ancak hedef kitlenin tamamýna ulaþma konusunda yetersizdir. ÝNCELEME Sigortalanan ürünün kaydý: Üye kuruluþlarýn mevduat benzeri ürünler geliþtirmeleriyle birlikte bu tarz ürünlerin sigorta kapsamýna dahil olup olmadýðý hususunda mudilerin bilgilendirilmesi için üye kuruluþun adý, iletiþim bilgileri ve sigortalý ürünün gerekirse bir kod numarasý verilmek suretiyle açýkça ilan edilmesine dayalý bir uygulamadýr. Ücretsiz telefon hattý: Kamuoyunun mevduat sigorta kurumunun görevlilerine direkt ulaþmasý ve bilgi almasýnýn saðlanmasý bakýmýndan önem taþýmaktadýr. Ýnternet kullanýmýnýn düþük olduðu ülkelere uygun bir araçtýr. 2.3.5. Tekrarlanma Periyodu ve Zamanlama: Bütçe imkanlarý programýn büyüklüðünü etkilerken sýklýðý ve zamanlamasý programýn amacýna göre belirlenir. Bu sebeple mevduat sigorta kurumlarý kamuoyu farkýndalýðý seviyesini deðerlendirmelidirler ve ve programlarý devam ettirmelidirler. Programýn zamanlamasý özellikle tam garanti uygulamasýndan sýnýrlý garantiye geçilen dönemler ile banka iflaslarýnýn yaþandýðý dönemlerde önem taþýmaktadýr. Bu geliþmelere paralel olarak Ýngiliz mevduat sigorta sisteminde de önemli deðiþikliklere gidilmiþ, co-insurance1 uygulamasý kaldýrýlarak 35.000 Sterline kadar olan tüm mevduat koruma altýna alýnmýþtýr. Bankadaki kargaþayý önlemeyi teminen ise Bankanýn tüm mevduatý güvence kapsamýna dahil edilmiþtir. Yaklaþýk 150 yýldýr herhangi bir bankacýlýk krizi yaþamayan Ýngiltere, Northern Rock kriziyle ciddi bir -bankaya hücum-la (bank run) karþý karþýya kalmýþtýr. Bankanýn tüm mevduatýna sýnýrsýz güvence verilmesi, Bankanýn 100 milyar Sterlinin biraz üzerinde bulunan yükümlülüklerinin yaklaþýk 1/3üne güvence verilmiþ olduðu anlamýna gelmiþtir. BOEnin aktardýðý kaynaða ek olarak, bahsedilen garanti de eklendiðinde Bankanýn Ýngiliz Hükümetine toplam maliyeti 55 milyar Sterlinin (yaklaþýk 110 milyar Dolar) üzerine çýkmýþtýr. 3. Northern Rock Krizi: Yaklaþýk 150 yýldýr herhangi bir bankacýlýk krizi yaþamayan Ýngiltere, Northern Rock kriziyle ciddi bir -bankaya hücum-la (bank run) karþý karþýya kalmýþtýr. 113 milyar Sterlinlik aktif büyüklükle Ýngilterenin beþinci büyük emlak kredi kuruluþu olan Banka, küresel mortgage krizi nedeniyle uluslararasý piyasalardan borç bulmakta zorlanmýþ, Bankaya Ýngiltere Merkez Bankasýnýn (BOE) likidite desteði saðlayacaðýna iliþkin haberlerin çýkmasýyla mudiler paniðe kapýlmýþ ve Bankaya hücum etmiþtir. Bankanýn 24 milyar Sterlinlik mevduatýnýn %8ine karþýk gelen yaklaþýk 2 milyar Sterlin tutarýnda mevduat 3 gün içerisinde Bankadan çekilmiþtir. Bu süreçte, aþaðýdaki tabloda da yer aldýðý üzere, Bankanýn hisseleri yaklaþýk %35 oranýnda deðer kaybetmiþ, bahsedilen dönem içerisinde BOEnin Bankaya aktardýðý kaynak 25 milyar Sterline (yaklaþýk 50 milyar Dolar) ulaþmýþtýr. Kaynak: Reuters Bankaya el konmasý, en son ve en istenmeyen seçenek olarak görüldüðünden Bankanýn satýlmasýna yönelik çabalar sarfedilmeye baþlanmýþtýr. Bankaya teklif veren 2 grup çýkmýþ, ancak söz konusu gruplarýn tekliflerini finanse edecek güçte olmadýklarý anlaþýlmýþtýr. Her ne kadar özel alýcý bulma gayretlerinin devam etmekte olduðu ifade edilse de Bankanýn kamulaþtýrýlmasý ihtimali tümüyle reddedilmemiþtir. Ancak Ýngiltere devlet bütçesine 100 milyar Sterlin (yaklaþýk 200 milyar Dolar) yük getireceði iddia edilen, en son ve en istenmeyen seçenek yürürlüðe konarak Banka 17.02.2008 tarihinde geçici olarak devletleþtirilmiþtir.2 Söz konusu krizin Ýngiltere için çok küçük düþürücü bir deneyim olduðu ancak öðretici dersler içerdiði ileri sürülmektedir. G7ler içerisinde sýkýntýya düþen bankalara iliþkin özel bir prosedürü veya mekanizmasý bulunmayan Ýngilterede, mevduat sigortacýlýðýna iliþkin önemli geliþmeler yaþanmýþ, BOE Baþkaný sýkýntýya düþen bankalarý, varlýklarýný satmak amacýyla devralacak bir kurumun varolmasýný ister hale gelmiþtir. 3.1 Sisteme Yönelik Eleþtiriler: Northern Rock Krizi ve Banka önünde oluþan kuyruklar, Ýngilterede mevduat sigortacýlýðý ve toplumsal 1 Bu uygulamada olasý bir tazmin durumunda mevduat sahiplerinin paralarýnýn %10luk kýsmý geri ödenmemektedir. 2 Cnn Türk, 18.02.2008 15 ÝNCELEME Geçtiðimiz aylarda yaþanan Northern Rock krizi, Dünyadaki mevduat sigortacýlýðý uygulamalarýnýn tekrar gözden geçirilmesini gündeme getirmiþ, mevduat sigorta sistemlerinin finansal istikrara katkýda bulunma hedeflerinde kamuoyu farkýndalýðýnýn önemini ortaya koymuþtur. farkýndalýk konularýnda aþaðýdaki eleþtirileri beraberinde getirmiþtir. Financial Services Authoritynin (FSA) mevduatýn geri ödenmesi konusunda sadece web sitesinde küçük haberler yayýnlamasý, müþteri farkýndalýðý konusunda insiyatif sahibi olmamasý, Koruma limiti konusunda kamuoyuna verilen bilgilerin belirsizliði ve halkýn sigorta sisteminin sýnýrlarý hakkýndaki fikirlerinin net olmamasý, Mevduat sahiplerinin tasarruflarý ile ilgili olarak risk alma isteksizlikleri nedeniyle Co-insurance (birlikte sigorta) uygulamasýnýn yarattýðý handikaplar, Sigortalý mevduatýn geri ödenmesi süresinin 6 aya kadar uzayabilmesi, 4. Sonuç Geçtiðimiz aylarda yaþanan Northern Rock krizi, Dünyadaki mevduat sigortacýlýðý uygulamalarýnýn tekrar gözden geçirilmesini gündeme getirmiþ, mevduat sigorta sistemlerinin finansal istikrara katkýda bulunma hedeflerinde kamuoyu farkýndalýðýnýn önemini ortaya koymuþtur. IADI ve EFDI gibi uluslararasý kuruluþlar toplumsal farkýndalýðýn yaratýlmasýna yönelik standartlar oluþturma hususunda çalýþmalar yürütmekte olup, Türkiyede baþta TMSF olmak üzere ilgili kuruluþlarýn da toplumsal farkýndalýk yaratmaya yönelik programlar geliþtirmesi yararlý görülmektedir. Kriz öncesinde mudilere yeterince bilgilendirme yapýlmamasý, sadece talep üzerine bilgi verilmesi. Kaynaklar: Cnn Türk, www.cnnturk.com Dalvinder Singh& JohnRaymond LaBrosse The UK Depositor Compensation System Inadequate Coverage or Poor Public Awareness, or Both? Working Paper, HM Treasury, FSA, Bank of England A Framework for Guarantee Schemes in the EUA Discussion paper, October 2005 IADI, Public Awareness of Deposit Insurance Systems 22 October 2007 Discussion Paper Johnson Chen General Guidance for Public Awareness of Deposit Insurance Systems Chair of IADI Research&Guidance Committee, October 31, 2007 Karen Gibbons, Banking Reform Protecting Depositors In The UK EFDI annual Conference Ýstanbul 26/27 November 2007 The Economist, December 22 nd 2007 (Volume 385 Number 8560) 16 KONFERANS DÜNYADA MEVDUAT SÝGORTACILIÐININ ROLÜ ve TMSF UYGULAMASI * TMSF olarak uluslararasý alandaki geliþmeleri takip ederek uygulamalarýn neler olduðunu görmeye çalýþýyoruz ve kendi alanýmýza aktarmak istiyoruz. Burada bazý þeylerin de sizler tarafýndan bize aktarýlmasý ve bir þekilde doðruyu bulmamýz gerekiyor. Nihayetinde hukuk toplum hayatýný düzenliyor ve bu toplum hayatý içerisinde bir tarafta sizin gibi uygulayan kiþiler olduðu gibi diðer tarafta kamu adýna hareket eden TMSF veya vergi ödeyen vatandaþlar var. Sayýn hocalarým ve deðerli avukat arkadaþlarým, öncelikle Finans Hukuku ve Sorunlarý Kapsamýnda Gün Iþýðýnda TMSF adlý bir konferans düzenleyen Ýstanbul Barosu Bankacýlýk ve Finansal Kurumlar Komisyonuna teþekkürlerimi sunuyorum. Türkiyede gerçekten TMSF farklý bir rolde a l g ý l a n m a k t a d ý r. T M S F, n i h a y e t i n d e kendiliðinden varolan bir kurum deðil ve bu yetkiler gereksiz yere oluþmuþ deðildir. Belli ekonomik sorunlarý çözmek için bir takým yetkiler verilmiþtir. Bu olay belli bir yerde ekonomi alanýndaki geliþmelerin hukuka yansýmasýdýr. Uluslararasý alana baktýðýmýzda ekonomi-hukuk alanýnda bir literatür çalýþmasý vardýr. Bu çerçevede kurulan komisyonun görevini büyük ölçüde ekonomi-hukuk alanýndaki geliþmeleri takip etmek ve gerekli görüþlerini ilgili otoritelere aktarmak olarak algýlayabiliriz. Bu anlamda gerek geçmiþte yaptýðý çalýþmalarýn, gerekse bundan sonraki yapacaðý çalýþmalarýn bu alana yönelik olduðunu düþünüyorum. Büyük ölçüde hepiniz avukat veya hukuk nosyonu olan insanlarsýnýz ama ben biraz daha ekonomik açýdan yaklaþan birisi olarak konuþmamý sürdüreceðim. TMSF olarak uluslararasý alandaki geliþmeleri takip ederek uygulamalarýn neler olduðunu görmeye çalýþýyoruz ve kendi alanýmýza aktarmak istiyoruz. Burada bazý þeylerin de sizler tarafýndan bize aktarýlmasý ve bir þekilde doðruyu bulmamýz gerekiyor. Nihayetinde hukuk toplum hayatýný düzenliyor ve bu toplum hayatý içerisinde bir tarafta sizin gibi uygulayan kiþiler olduðu gibi diðer tarafta kamu adýna hareket eden TMSF veya vergi ödeyen vatandaþlar var. Taraflarýn bir þekilde bu kurallarýn oluþmasýnda kendi görüþlerini söylemeleri gerekiyor. Bu anlamda da bir sivil toplum örgütü olarak böyle bir çalýþma yapmýþ olmanýzdan dolayý sizleri kutluyorum ve bu seminerin önümüzdeki dönem içerisinde Türkiyeye önemli katkýlar saðlayacaðýný düþünüyorum. Mevduat sigortacýlýðýnýn yapýsý ve yetkilerinin nasýl olmasý gerektiði konusu standart deðildir. Burada belirleyici faktör, krizler sonrasýnda mevduat sigortacýlýðýnýn rolünün deðiþmesidir. Pek çok ülkede deðiþiklik var ve bizde de ayný deðiþikliði görüyoruz. 2001 krizi öncesinde TMSFnin rolü tamamýyla mevduat sigortacýlýðý denilen ama kimsenin ne olduðunu bilmediði, sadece kamunun mevduata garanti vermesi olarak algýlandýðý bir yapýyken 2001 krizi sonrasýnda bu yapý farklýlaþmýþtýr. Bunun dünyada nasýl geliþtiðini de ayný þekilde bu sunumda görmeye çalýþacaðýz. Mevduat Sigorta Sistemlerinin Amacý Tarihsel olarak bir süreçten geçtik ki bizim aslýnda 1933lere giden bir mevduat sigortacýlýðý anlayýþýmýz var. Küçük mevduat sahibinin korunmasý anlamýnda ilk çalýþmalarý 1933 yýlýnda Türkiye olarak yapmýþýz. Bunun gerçekten ileri uygulamalardan biri olduðunu söyleyebiliriz. Ayný yýllarda Amerikada da FDIC diye bir kuruluþ kuruldu. Orada da 1930lu yýllarda oluþan ekonomik kriz sonrasýnda böyle bir kuruluþa ihtiyaç olduðu görüþü ortaya çýktý. 1983 yýlýnda ise bu yapý daha kurumsal hale geldi. Kurumsal dediðimiz nihayetinde bir fon yapýsýyla baþlamýþ ve o tarihten bugüne bir þekilde büyümüþtür. 1983 yýlýndan 2001 yýlýna kadar olan süreçte TMSFde çalýþan kiþi sayýsý sýnýrlý çünkü mevcut bir fonun toplanmasýndan ve yönetilmesinden ibaret olan bir fonksiyon. 2001den sonra -ki bu kriz sürecinin devamýdýrbu yapý tamamýyla farklýlaþmýþtýr. Nihayetinde 2001 krizi dünyada nadir görülen krizlerden biridir. O yüzden bu sorunun çözümlenmesi de kolay bir olgu olarak algýlanmamalýdýr. Gerek mevduat sahipleri gerekse kredi alan *2-3 Þubat 2008 tarihlerinde Bilgi Üniversitesinde gerçekleþtirilen Finans Hukuku ve Sorunlarý Kapsamýnda Gün Iþýðýnda TMSF konulu panelde Dr. Rýdvan ÇABUKEL TMSF Baþkan Yrd. V. Sigorta ve Risk Ýzleme Daire Baþkaný TMSF Baþkan Yardýmcýsý Vekili Dr. Rýdvan ÇABUKEL tarafýndan yapýlmýþ olan Dünyada Mevduat Sigortacýlýðýnýn Rolü ve TMSF Uygulamasý konulu sunum ve konuþma esas alýnarak hazýrlanmýþtýr. 17 KONFERANS TMSFnin rolü aslýnda ödeme sandýðýna benzer bir yapýdýr. Mevduat sigorta fonunda, gerektiðinde kullanýlmak üzere para var. Buna ilave fazla bir yetkisi de yok ama 2001 sonrasýnda risk azaltýcý role biraz daha yaklaþýlmýþtýr. yüz binlerce insan bu sorundan etkilenmiþ durumdadýr. Mevduat sigortacýlýðý sisteminin amacýna baktýðýmýzda öncelikle halkýn panik halinde bankalara hücum etmesini önler. Ülkemizde bu hücumu hiçbir zaman görmedik desek yeridir. 1994te bir bankada bazý sorunlar yaþandý ama tam garanti sistemine geçildi ve ondan sonra herhangi bir hücum yaþanmadý. 2003 yýlýnda baþka bir bankada da sorun yaþanmasýnýn ardýndan tekrar tam garanti sistemine geçildi. Mevduat sigortacýlýðýnda aslýnda tamamýyla yaptýðýmýz belli bir limit belirlemektir. Þu an için bu limit 50 bin YTL. Amacýmýz, 50 bin YTLye kadar mevduatý olan kiþilerin bankaya hücum etmesini önlemektir. Bu, tüketici diyebileceðimiz mudileri koruma mantýðý içerisinde olan bir yaklaþým. Diðer taraftan mevduat güvencesi ile bankalarýn önünde yýðýlmayý önleyip onlara gerekli güveni vermek ve mevduat sahiplerinin kendi hayatlarýný normal idame ettirmelerini saðlamak amaçlanmýþtýr. Küçük yatýrýmcýdan bankanýn ne kadar saðlam olduðunun tespitini beklemiyoruz. Onlardan beklediðimiz mevduatýn bankalara yatýrýlmasý ve hiçbir þekilde o mevduata dokunulmayacaðýný ve zamanýnda alacaðýný bilmesidir. Mevduat sigortacýlýðýnýn temel mantýðý bu iken 1994 yýlýndan sonra özellikle politik ve ekonomik istikrarsýzlýklar Türkiyede bu yapýyý farklýlaþtýrmýþtýr. Tam garantiye geçilmiþ hatta tam garantinin de ötesine gidilmiþ ve bankanýn bütün aktifpasifleri ile bilanço dýþý iþlemleri garanti kapsamýna alýnmýþtýr. Bu tabii ki, o zamanýn koþullarý içerisinde gereken bir þeydi ki benzer bir uygulamayý bugün Northern Rock krizinde Ýngilterede görmekteyiz. Kýsacasý mevduat sigortacýlýðýnýn panik halinde bankalara hücumu önlemek amacý vardýr. Ýkincisi, finansal istikrarýn saðlanmasýna katkýda bulunur. Finansal istikrar dediðimiz konu tamamýyla herkesin özellikle reel sektörün bankacýlýk sorunlarýndan etkilenmemesini içerir. Ekonomideki fon kaynaklarýnýn etkin biçimde daðýlýmý konusunda bir güvence verdiði için mevduat sahipleri bankaya parasýný yatýrýr ve çekmezler. Böyle bir yapý oluþturulmuþ olur. Bu anlamda finansal istikrara bir katkýmýz bulunmaktadýr. Problem çýktýðýnda bankalarýn çözümlemesi için etkili bir yöntemdir. Çözümleme bizim genel olarak kullandýðýmýz ve Türkiyede tahsilat olarak ifade edilen kavramdýr. Aslýnda bankalar bize ya tasfiye kararý alýnarak veya yönetimleri devredilmek suretiye intikal etmektedir. Bunlarýn varlýklarýnýn çözümlenip ilgililere haklarýnýn teslim edilmesi anlamýnda mevduat sigortacýlarýnýn bir rolü vardýr. Diðer amaç ise rekabet ortamýnýn saðlanmasýdýr. Bu da özellikle küçük ve orta ölçekli bankalarda fly to good dediðimiz veya iyiye doðru kaçýþý önlemek amacýyla küçük bankalarýn rekabetine imkan saðlanmasýdýr. Burada rekabet imkaný yaratýlmak suretiyle bankalarýn tüketicilere daha iyi hizmet etmesi noktasýnda bir etken olduðunu söyleyebiliriz. Dünyadaki Mevduat Sigorta Sistemleri Mevduat sigorta kurumlarýnýn yetkilerine baktýðýmýzda çok farklý yapýlar olduðunu söyleyebiliriz. Az sonra bahsedeceðim, dünyada yaklaþýk 180 ülkede mevduat sigorta sistemi var ve bunlarýn yetkileri standart deðil, baktýðýmýz zaman ödeme sandýðý olarak addettiðimiz pay box sistemi ve risk azaltýcý olarak addettiðimiz baþka bir yöntem var. Bunun ikisi arasýnda herhangi bir yerde yetkiler farklýlaþabilmektedir.1 Bu anlamda baktýðýmýzda 1983 yýlýndan 2001e kadar olan süreçte TMSFnin rolü aslýnda ödeme sandýðýna benzer bir yapýdýr. Mevduat sigorta fonunda, gerektiðinde kullanýlmak üzere para var. Buna ilave fazla bir yetkisi de yok ama 2001 sonrasýnda risk azaltýcý role biraz daha Yetkiler Risk Azaltýcý (riskminimizer) Ödeme Sandýðýndan Fazlasý (more than paybox) Yeterli prim toplama Risk deðerlendirmesi (riskassessment) Risk bazlý prim hesaplama Risk izleme (risk monitoring) Faaliyet Ýzninin kald.rol alma Çözümleme Tasfiye Yerinde denetim Þekil 1: Mevduat Sigorta Kurumlarýnýn Yetkileri 18 TMSF Sigorta kapsamýndaki mevduatýn mevduat sahiplerine ödenmesi Ödeme Sandýðý (paybox) KONFERANS yaklaþýlmýþtýr. Risk azaltýcý bir mevduat sigorta fonu olarak en iyi tanýmlanacak iki kurum var; birincisi FDIC, Amerikanýn mevduat sigorta fonu diðeri ise CDIC, Kanadanýn mevduat sigorta fonudur. Bu iki kuruluþ temelde risk azaltýcý dediðimiz bir yetkiye sahiptir. TMSFnin bugüne kadar mevduatý sigorta etmesi, çözümlemesi, tasfiye etmesi gibi pek çok yetkilerinin olduðunu görüyoruz. Bunun paralelinde baþka ülkelerde benzer yetkiler var ama çözümleme ve tasfiye kýsmýnda özellikle yetkinin artmasý krizlerle iliþkilendirilmiþtir. Az sonra inceleyeceðimiz üzere, Japonya, Kore, Amerika gibi ülkelerde ilave yetkiler bu kurumlara kriz sonrasýnda verilmiþtir. Özellikle önümüzdeki dönem içerisinde uluslararasý bankacýlýk alanýnda herhangi bir kriz yaþandýðýnda ayný þekilde geliþmiþ ülkeler de bunu yapacaklardýr diye düþünüyorum. Risk azaltýcý sistemlerde yerinde denetim ilave bir yetkidir ve bu yetki TMSFde yoktur. FDICve CDICde bu yetki vardýr. Mevduat Sigortacýlýðýnda AB-Türkiye Uygulamalarý Avrupa Birliði içerisinde mevduat sigortacýlýðýný ilgilendiren iki direktif var. Birincisi, 1994/19 EC, ikincisi 2001/14 EC Bunlardan birincisi mevduat sigortacýlýðýna iliþkin hükümleri içeriyor, ikincisi ise tasfiye hukuku olarak addettiðimiz winding up düzenlemlerini içeriyor.Mevduat sigortacýlýðýna iliþkin olarak Avrupa Birliði ile Türkiyeyi karþýlaþtýrdýðýmýzda ABde 20 bin Euro asgari garanti olmak zorundadýr. Biz 50 milyar YTL ile bugün için 25 bin Euro gibi bir rakamý garanti ediyoruz. Bu anlamda bir uyum söz konusudur. Aslýnda Avrupa Birliði içerisinde iki direktif de asgari uyumlaþtýrma dediðimiz bir mantýkla hazýrlanmýþtýr. Diðer bir ifadeyle Avrupa Birliði içerisinde üye olan ülkelerin asgari bu standartlara uymasý gerekiyor. Avrupa Birliði uyum sürecinde tüzel kiþilere ait mevduatýn da garanti kapsamýna sokulmasý Þekil 2: AB -Türkiye (1994/19/EC Direktifi) GARANTÝ TUTAR/KAPSAMI GARANTÝ TUTARI TÜZEL KÝÞÝLERE AÝT MEVDUAT YURT DIÞINDA BULUNAN ÞUBELERDEKÝ MEVDUAT NAKÝT MEVDUAT DIÞINDAKÝ FONLAR YABANCI PARA CÝNSÝNDEN AÇILAN MEVDUATLAR AB Üyesi ülkelerin para birimleri Diðer ülke para birimleri RESMÝ KURULUÞLAR MEVDUATI BANKALARARASI MEVDUAT BANKA HÝSSEDARLARI VE BAZI YÖNETÝCÝLERÝNE AÝT MEVDUATLAR MÜÞTEREK HESAPLAR Birlikte sigorta (Co Insurance) gerekiyor. O anlamda bir uyumsuzluðumuz söz konusu ama geçmiþte baktýðýmýz zaman zaten uygulamalarda büyük ölçüde tüzel kiþi mevduatlarýnýn da garanti kapsamýna dahil edildiðini görmekteyiz. Tam garanti verdiðiniz zaman veya 1994ten beri yaþanan diðer banka iflaslarýna baktýðýmýz zaman tüzel kiþilerin de maðdur olmamasý için garantinin kapsamýnýn geniþletildiðini görmekteyiz. Yurtdýþýnda bulunan þubelerdeki mevduatýn TMSF tarafýndan garanti kapsamýna alýnmasý gerekiyor. Diðer bir ifadeyle Türk bankalarýnýn Almanyada, Ýngilterede veya baþka bir ülkede þubesi varsa buralardaki mevduatlarýn da garanti edilmesi gerekiyor ama bunu þu an için yapmýyoruz. Çünkü o belli bir yerde, Avrupa Birliðinin single market denilen tek bir piyasanýn oluþturulmasýna yönelik çalýþmalarýnýn sonucudur. Bu ancak Avrupa Birliðine üye olduktan sonra yapabileceðimiz bir uyumlaþtýrma olacaktýr. Avrupa Birliði içerisinde mevduat sigortacýlýðýný ilgilendiren iki direktif var. Birincisi, 1994/19 EC, ikincisi 2001/14 EC Bunlardan birincisi mevduat sigortacýlýðýna iliþkin hükümleri içeriyor, ikincisi ise tasfiye hukuku olarak addettiðimiz winding up düzenlemlerini içeriyor.Mevduat sigortacýlýðýna iliþkin olarak Avrupa Birliði ile Türkiyeyi karþýlaþtýrdýðýmýzda ABde 20 bin Euro asgari garanti olmak zorundadýr. Biz 50 milyar YTL ile bugün için 25 bin Euro gibi bir rakamý garanti ediyoruz. Diðer bir konu nakit mevduat dýþýndaki fonlarýn garanti kapsamýna sokulmasýdýr. Burada da aslýnda uyumsuz gibi görünsek de bir þekilde uyum içinde olduðumuz bir husustur. Çünkü nakit dýþý mevduat fonlarý diye bir fonumuz yoktur. Mesela nakit mevduat dýþýndaki fon olarak altýn hesaplarýnýn garanti kapsamýna sokulmasý var ki zaten þu anda garanti kapsamýndadýr. Bu anlamda ciddi bir uyumsuzluk olduðunu düþünmüyoruz. Diðer taraftan yabancý para cinsinden açýlan mevduatlara iliþkin olarak Avrupa Birliði ülkelerinin para birimleri ile açýlan hesaplarýn garanti kapsamýna sokulmasý gerekiyor. Diðerlerinin ise ihtiyari olduðunu görüyoruz. Biz de bu anlamda bütün para birimlerini garanti kapsamýna soktuðumuzdan dolayý burada da bir uyum söz konusudur. Resmi kuruluþlar mevduatlarýnýn dahil edilip edilmemesi de ihtiyari bir durumdur. Bu anlamda biz dahil etmiyoruz. Bankalar arasý mevduatýn dahil edilmemesi gerekiyor, biz de TÜRK MEVZUATI AB MEVZUATI - Opsiyonel Opsiyonel Opsiyonel - Opsiyonel 50.000.-YTL - 20.000 EUR 19 KONFERANS dahil etmiyoruz. Hissedar ve yöneticilere ait mevduatlar dahil edilebilir veya edilmeyebilir. Biz bunu dahil etmiyoruz. Müþterek hesaplar dahil edilmesi gerekiyor, müþterek hesaplarýn biz de bir kural çerçevesinde dahil ediyoruz. Birlikte sigorta dediðimiz co insurance mekanizmasý var. Örnek vermek gerekirse saðlýk sigortalarýnda, tedavi olurken masraflarýn belli bir oranda saðlýk sigortasý alan kiþi tarafýndan ödenmesidir. Buradaki co insurance mekanizmasý da bunu ifade ediyor. Bu da opsiyonel bir uygulama, ama bizde bu uygulama yok ve olmasýnýn da pek gerekmediði yönünde sonuçlar çýkýyor. Þu anda özellikle Ýngilterede yaþanan kriz sonrasýnda bunu da önümüzdeki dönemde opsiyonel olmaktan kaldýrýrlar diye düþünüyoruz. Meksikada 1994 krizi oldu. Ayný dönem biz de kriz yaþadýk ve krizin etkileri hâlâ devam ediyor, çözümlenemedi. Diðer konu tasfiye direktifine iliþkin düzenlemedir. Burada da her ne kadar biz mevcut uygulamanýn Avrupa Birliðine uyumsuz olduðunu genel olarak düþünsek de aslýnda bu konuda çok da bir düzenlemenin olmadýðýný görüyoruz. Avrupa Birliði içerisinde henüz büyük bir kriz yaþanmamýþtýr. En son kriz 5-6 ay önce yaþanan Northern Rock kriziydi. Bu krizde Ýngiltere tek çözümü kamulaþtýrma yönünde bulmuþtur. Krizin maliyeti nasýl hesapladýðýnýza göre deðiþmektedir. Ortalama maliyet þu anda 50 milyar dolarla 100 milyar dolar arasýndadýr. Bu maliyet, 2001 krizinde el konulan 20 banka sebebiyle oluþan 28 milyar dolarýn çok üzerindedir. Bu direktifte aslýnda özellikle branch hukuku dediðimiz daha çok yabancý ülkelerde bulunan þubelerin tasfiyesine iliþkin hükümler yer alýyor ve bu hükümler daha çok þekli unsurlarý içeriyor. Nerede nasýl ilan edilir ve benzeri þeyler, onun haricinde bizim anladýðýmýz anlamda mevduat sigortacýlýðýnýn tasfiyedeki rolüne iliþkin herhangi bir hüküm içermiyor. Ancak önümüzdeki dönem içerisinde winding up düzenlemesi dediðimiz tasfiye hukukunda ciddi geliþmelerin olmasý beklenilmektedir. Bu düzenlemeye büyük ölçüde uyumluyuz, uyumlu olmadýðýmýz birkaç kýsým var; o da tamamýyla Avrupa Birliðine üye olduktan sonra gerçekleþtirilebilecek uygulamalardýr. Krizler Sonrasýnda Mevduat Sigortacýlýðýnýn Rolü Krizler mevduat sigortacýlýðýnýn rolünü deðiþtirmektedir ve buna iliþkin olarak bazý uygulamalarý size göstermek istiyoruz. Büyük bankacýlýk krizlerine bakarsak 1980li yýllarýn sonunda savings and loans dediðimiz tasarruf ve kredilendirme kuruluþlarý -aslýnda kooperatifler belli bir yerde- Amerikada ciddi 20 problemler yaþadýlar. Bunlarýn maliyeti yaklaþýk o gün için 150 milyar dolar oldu ve bunun vatandaþlara, vergi ödeyen kiþilere maliyeti ise yaklaþýk 125 milyar dolar olmuþtur.2 Bu onlar açýsýndan ciddi bir krizdi ve ondan sonra FDIC Kanununda ciddi deðiþiklikler yapýldý ve 1933lerde kurulan FDICye ilave yetkiler verildi. Meksikada 1994 krizi oldu. Ayný dönem biz de kriz yaþadýk ve krizin etkileri hâlâ devam ediyor, çözümlenemedi. Onlara ilave yetkilerin de çok verilmediðini görüyoruz. Verilmemesinin sonuçlarý olarak orada çözümlenmemiþ sorunlu varlýklar duruyor. Sahipler hakkýna ulaþmýþ deðil. Brezilyada 1995te benzer bir kriz olmuþ, Arjantin 2001 krizi Türkiyenin benzer dönemde yaþamýþ olduðu krizlerden biri ama þu an Arjantinde bankacýlýk sektörü çok kötü durumdadýr. Türkiyede 2000-2001 krizi -ki bizim en çok hatýrladýðýmýz kriz- sonrasýnda da deðiþiklikler olmuþtur. Az sonra vurgulayacaðýz ve çoðundan sizler de bahsettiniz; 90lý yýllardaki gevþek düzenlemeler ve proaktif güçlü bir denetim yapýsýnýn olmamasýndan kaynaklý sorunlarýn çözümü için Bankalar Kanununda çeþitli deðiþiklikler yapýlmýþtýr. 1998 Güneydoðu Asyada (Tayland, Malezya, Endonezya ve Kore) ciddi anlamda krizler yaþanmýþtýr. Kore krizden en fazla etkilenen ülkelerden biridir. Onlarda da yetki deðiþiklikleri olmuþtur. Amerika Birleþik Devletlerindeki uygulamaya baktýðýmýz zaman az önce bahsettiðim 80li yýllardaki krizin sonrasýnda 171 banka kötü yönetim nedeniyle iflas etmiþtir. 3 Resolution Trust Company diye bir kuruluþ kurmuþlardýr. Bu kuruluþ aslýnda TMSFnin þu andaki yapýsýna yakýn bir yapýdýr. Bankacýlýk yeniden yapýlandýrma programý uygulanmýþ ve genelde iflas hukukundan farklý olarak FDICyle ilave yetkiler tanýmlanmýþtýr. FDIC tarafýndan sözleþmelerin maliyetinin çok yüksek olduðuna karar verilmesi veya bankalarýn daha kolay idare edilmesine olanak saðlamasý durumunda bu sözleþmeleri kabul etmeyebilmektedir. Sözleþmeyi bir yerde geçersiz kýlabiliyorsunuz. Diðer bir yetki; çözümleme yaptýðý bankalara iliþkin davalarda mahkemeden 90 gün süreyle davanýn askýya alýnmasýný talep etme yetkisi var. Bankaya iliþkin iflas kararý varsa bu süre yargý kararý olmaksýzýn otomatik olarak baþlýyor. Baþka bir yetki, bankanýn kapatýlmasýndan itibaren geçmiþe yönelik olarak kapatýlmadan önceki 5 yýla iliþkin olarak iþlemlere hakkýnda dava açabilme yetkisidir.4 KONFERANS FDIC Kanununda yapýlan deðiþiklikle gündeme gelen iki yetkiden bahsedeceðim. Burada yargý denetimine sýnýrlama getiriyorlar. Aslýnda buradaki mantýk þudur: FDIC çözümleme alanýnda etkin ve yetkin bir kuruluþtur varsayýmýyla baþlýyor. Burada yargýsal olmayan bazý yetkilerin FDICye atfedilmesi söz konusu ki, bunu da kendileri kabul ediyor. Belli bir yerde yargý yetkisinin bir kýsmýný FDIC bu alanda kullanýyor. Þöyle bir ifade var, FDIC Kanununun 1821.(d) bendinde: Bu maddede aksi belirtilmediði sürece devralýnan bankadan olacak alacaklar veya devralýnan bankanýn varlýklarýna iliþkin haklarýn karara baðlanmasý hususunda bankanýn veya devralan sýfatýyla FDICnin herhangi bir fiili veya ihmaliyle ilgili iddialara iliþkin olarak mahkemelerin yargýlama yetkisi bulunmamaktadýr. Bu gerçekten çok geniþ bir yetkidir. Diðer hüküm FDIC Kanununun 1821.(j) bendinde, FDIC Yönetim Kurulunun izniyle gerçekleþtirilecek düzenleme ya da alýnan karar hariç olmak üzere, -yani FDIC bir þekilde tamam, mahkemeye gidebilirsin ifadesini kullanmadýðý sürecedevralan sýfatýyla yetki ya da fonksiyonlarýn icrasýný sýnýrlamak veya etkilemek amacýyla mahkemelerin karar alma yetkisi bulunmamaktadýr. Bunun da uygulama alanýnýn gerçekten çok geniþ olduðunu Kanun h ü k m ü n d e n a n l a y a b i l i y o r u z . 5 Ko r e uygulamasýna baktýðýmýzda 1997de Asya krizi sonrasýnda KDIC diye bir kurum kurulmuþ, bu da aslýnda TMSFye yakýn bir kuruluþtur. KDIC bilançosuna baktýðýnýzda hemen hemen ayný bilançoyu görürsünüz. Yaklaþýk olarak ayný büyüklükte zararlar oluþmuþtur. Ýflas masasýnýn en büyük alacaklýsý olarak iflas sürecini etkinleþtirmek ve masa denetimini artýrmak için iflas masasýný yönetme yetkisi KDICye verilmiþtir. Diðer bir yetki mevduat güvencesi verilmiþ finansal kuruluþlarýn iflasý halinde KDIC ve KDIC personeli yeddi emin olarak atanabilmektedir. Bu yetkinin nereye kadar nasýl kullanýldýðý konusu yine araþtýrma konusu olarak deðerlendirilebilir. Bir baþka yetki, kamu kaynaðý aktarýlan kötü yönetilmiþ bir finansal kuruluþta soruþturma yetkisi KDICye verilmiþtir. Belli bir yerde sanýrým savcýnýn rolünü burada KDIC üstleniyor. Soruþturma yetkisi kuruluþlarýnýn hakim ortaklarýný, yöneticilerini, yetkili personelini, hatta muhasebe firmalarýný ve muhasebecilerini de kapsamaktadýr. 6 Japonyaya 1996 yýlýnda benzer bir kriz yaþanmýþtýr. Burada da özellikle krizin temelinde emtia fiyatlarýnýn bugün de var olduðu gibi çok yüksek olmasý yatmaktadýr. Japonyada bu daha aþýrý düzeye çýkmýþtýr. Mevduat sigortasý kurumuna iflas etmiþ finansal kuruluþlara ait zararlarý üstlenme ve finansal yardým yapma yetkisi verilmiþtir ki bu yetkinin benzerinin bizde de olduðunu görüyoruz. Mevduat sigorta kurumuna ait çözümleme ve tahsilat bankasýna (Resolution Collection Bank) özellikle sorunlu kredileri satýn alma yetkisi veriliyor ve o krediler orada çözümleniyor. Mevduat sigorta sisteminde yapýlan bu reformlar, mevduat sigortasý kurumuna iflas etmiþ mali kurum ve kuruluþlarla mücadele etmesine yönelik esneklikler tanýmlamýþtýr. Burada pek çok ülkede farklý uygulamalar olduðunu ve kriz yaþamayan ülkelerde bunun çok fazla gündeme gelmediðini görüyoruz. Tabi önümüzdeki dönemde yine Bankacýlýk Kanununda deðiþiklik yapýlmasý ve buraya iliþkin görüþ verilmesinin planlandýðý bir ortamda þunu öneririm: Bankacýlýk sektörünün yapýsý deðiþmiþtir. 1990lý yýllardaki bankacýlýk yapýsý bugünden çok farklýdýr. 90lý yýllar, az önce Baro Baþkanýmýzýn da ifade ettiði gibi gruba kredi bulamýyorsam git banka aç mantýðýnýn yaygýn olduðu, yani hakim ortak istismarýnýn olduðu bir dönemdir. O döneme iliþkin kanun 2001de düzenlenmiþ ve bu konuda uygulamalar devam etmiþtir. Ancak bundan sonraki süreç farklýdýr. Bundan sonra özellikle uluslararasý aktif bankalarýn baþka ülkelerde faaliyet gösterdiðini göz önünde bulundurarak sýnýr ötesi bankacýlýktaki güçlükleri dikkate almamýz gerekiyor. Avrupa Birliði içerisinde çalýþmalar yürütülüyor, diðer ülkeler de bu alanda kendi çalýþmalarýný yürütüyorlar. Çünkü artýk uluslararasý entegre olmuþ bir bankacýlýk sistemi var. Bütün düzenlemelerimizi araþtýrmageliþtirme çalýþmalarý yaparak buna göre yapmamýz gerekiyor. Burada özellikle söyleyebileceðimiz þu var: Uluslararasý alanda tasfiye hukukunun nasýl çözümleneceðine dair genel bir hüküm yoktur. Burada Avrupa Birliði direktifleri gibi þeyler altýnda bunun çözülmesine yönelik hükümler olabilir ama þu anda bu konuda netleþmiþ bir husus yoktur. Basel 2 diye bildiðimiz süreçte Basel Bankacýlýk Komitesi belli bir yerde görevini yarým býrakmýþtýr. Bundan sonra özellikle uluslararasý aktif bankalarýn baþka ülkelerde faaliyet gösterdiðini göz önünde bulundurarak sýnýr ötesi bankacýlýktaki güçlükleri dikkate almamýz gerekiyor. Avrupa Birliði içerisinde çalýþmalar yürütülüyor, diðer ülkeler de bu alanda kendi çalýþmalarýný yürütüyorlar. Çünkü artýk uluslararasý entegre olmuþ bir bankacýlýk sistemi var. Basel 2de pillar 2 olarak addettiðimiz denetim otoritesinin yetkilerine iliþkin kýsýmda menþe ülke ve misafir ülke iliþkilerini düzenleyen hususlara daha çok denetim açýsýndan yaklaþýlmýþtýr. Denetimin ötesine gitmemiþtir. Gelecekte uluslararasý bir bankada bir problem yaþanýrsa tasfiye artýmýndan kim ne kadar alacaktýr hususunu düzenlememiþtir. Bu alanda 21 KONFERANS TMSFye devredilen bankalara baktýðýmýz zaman süreç içerisinde 26 banka þu anda hâlâ yönetimimiz altýndadýr. Bunlarýn ya tasfiye sürecini yönetiyoruz ya satmaya çalýþýyoruz veya varlýklarýný ortadan kaldýrmaya çalýþýyoruz. Aslýnda krizin büyüklüðü açýsýndan çok önemli. Bugüne kadar 43 milyar dolara ulaþan bir bankacýlýk aktifini kaybetmiþ durumdayýz. önümüzdeki dönemde ciddi geliþmelerin olmasý bekleniyor ve bizim de yönlenmemiz gereken konulardan birisi budur. kuruluþtur. Bir þekilde oradaki geliþmeleri yakýndan izlemek için ve buradaki bilgi ve tecrübemizi oraya aktarmak için bu kuruluþlarýn faaliyetlerinde aktif olarak yer alýyoruz. Bu nedenle de geçen yýl içerisinde iki uluslararasý konferans düzenledik. Çok sayýda yabancý davetli aldýk ve çok sayýda ülke temsil edildi. Ýkiþer gün süren iki konferans ile görüþ alýþveriþinde bulunuldu. Benzer faaliyetler devam ediyor ve bu gruplar altýnda çeþitli alt çalýþma gruplarýyla ve komisyonlarla çalýþmalar yürütülüyor. Avrupa Birliði bu konuya iliþkin olarak winding up düzenlemesine iliþkin bir çalýþma yayýnlamýþtýr. Bu çalýþmada Avrupa Birliði içerisindeki ülkelerin görüþlerini incelediðinizde bu alanda çalýþma ihtiyacý hemen hemen bütün ülkeler tarafýndan ifade edilmektedir. Çünkü baktýðýmýz zaman Avrupa Birliði içerisinde cross border olarak addettiðimiz farklý ülkelerde faaliyet gösteren çok sayýda banka bulunmaktadýr. Önceden branch hukuku dediðimiz mevcut yapýda çözümlemesi nispeten kolay olan hususlarýn özellikle iþtirak yapýlanmasý içerisinde çözümlenemeyeceði noktasýnda bir kanaat oluþmuþtur. Bu denetim otoriteleri tarafýndan veya o ankete cevap veren ülkeler tarafýndan ifade edilmektedir. 7 Türkiye Uygulamasý Türkiye uygulamasý zaten büyük ölçüde bildiðiniz þeyler, TMSFye 6183 sayýlý Kanunu uygulama yetkisi veriliyor. Bir baþka yetki 20 yýllýk zamanaþýmý süresi ki, Amerikada da benzer bir uygulamanýn olduðunu biliyoruz. Bir de faaliyet izni kaldýran bankalarda sözleþmelerin deðiþtirilmesine yönelik olarak Fona yetki verildiðini görüyoruz. Buna iliþkin yetkileri büyük ölçüde biliyorsunuz. AB Tasfiye Direktifinin Gözden Geçirilmesi Az önce bahsettiðim üzere direktif, þubeleri kapsamakta ancak sýnýr ötesi faaliyet gösteren bankacýlýk iþtiraklerini kapsamamaktadýr. Bunu önemli olarak algýlýyoruz. Ayrýca mevcut direktif sadece usul hukukunu içeriyor ve çerçeveyi çiziyor. Varlýklarýn bir bankacýlýk grubu içerisinde transfer edilmesi mümkündür.8 Türkiyedeki varlýðýn diðer tarafa aktarýlmasý veya oradaki varlýðýn buraya aktarýlmasý gibi hususlar olabilecektir. Buna iliþkin nasýl bir önlem alýnacaðý konusunda fikir yürütülmesi gerekiyor. TMSFye devredilen bankalara baktýðýmýz zaman süreç içerisinde 26 banka þu anda hâlâ yönetimimiz altýndadýr. Bunlarýn ya tasfiye sürecini yönetiyoruz ya satmaya çalýþýyoruz veya varlýklarýný ortadan kaldýrmaya çalýþýyoruz. Aslýnda krizin büyüklüðü açýsýndan çok önemli. Bugüne kadar 43 milyar dolara ulaþan bir bankacýlýk aktifini kaybetmiþ durumdayýz. Sadece 2000-2001 krizinde sektörün yaklaþýk yüzde 20sini kaybettik. Bu ciddi bir kriz, 2001 krizi uluslararasý bir kriz olarak görülmese de bilanço dýþý iþlemlere, kredi tarafýna ve pasif tarafa tam garanti vermiþ olmamýz nedeniyle uluslararasý boyuta taþýnmamýþtýr. Bunun maliyetine vergi ödeyen vatandaþlar olarak hep beraber katlanýyoruz. Mevduat sigorta kurumlarýnýn tasfiye sürecindeki rollerinin yeniden tanýmlanmasý düþünülüyor. Mevduat sigortacýlarý nasýl olmalýdýr sorusuna cevap bulmaya çalýþýyoruz. Mevduat sigorta sistemi 180 ülkede var ve bunlarýn uygulamasý standart deðil. TMSF uluslararasý iki kuruluþa üyedir ve bu kuruluþlarýn yönetiminde de yer almaktadýr. Bunlardan birincisi Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði, diðeri ise Avrupa Mevduat Sigortacýlarý Forumu ki, bu ikisi de tüzel kiþiliðe haiz iki 8000 Þu anda çözümlemede TMSF rol alýyor ve bu rollerine baktýðýmýz zaman yetkilerin verildiði 5020 sayýlý Kanundan sonra TMSFnin tahsilatlarýnda ciddi artýþlar olduðunu Þekil:3 Çözümleme Gelirlerinin Yýllara Göre Daðýlýmý Milyon usd 6975 7000 6000 4306 5000 4000 3000 1821 2000 1000 0 22 147 47 2000 Öncesi 2000 653 674 2001 2002 342 2003 796 2004 2005 2006 2007 KONFERANS görüyoruz. Þu an için 15 milyar 761 milyon dolarlýk bir tahsilat yapýlmýþtýr. Bunlar nakit tahsilattýr, bunun 15.4 milyar dolarý bu yetkilerden sonra gerçekleþmiþtir. Burada sorunun çözümlenmesi önemlidir. Aslýnda bu para toplanmasa ne olur sorusu ayrý bir konudur. Ancak sonuçta TMSFye verilen yetki çerçevesinde devletle vatandaþ arasýndaki sorunlu olan alanýn çözümlenmesi için TMSF bir rol üstlenmiþtir. Bir baþka husus tasfiye edilen bankalardaki süreçler, bu bankalar devredilmek yerine tasfiyeye sokulsaydý ne olurdu sorusuna cevap bulmaya çalýþalým. Türkiyede bugüne kadar beþ banka tasfiye sürecine sokuldu ve sigortalý mevduatý ortalama bir ay içerisinde ödedik. Ancak bugün için bir bankaya 100 bin YTL para yatýrdýðýnýzý düþünün 50 bin YTLsini bir ay içerisinde alýyorsunuz ama geri kalan 50 bin YTLsini 2 yýldan önce alamýyorsunuz. Burada etkin olmayan bir süreç var ve etkinleþtirilmesi gerekiyor. Northern Rock krizine baktýðýmýz zaman bu sahneleri Türkiyede bir veya iki kez gördük. Northern Rock krizinde yaþanan panik nedeniyle bir hesaba göre 50 milyar dolar, bir hesaba göre 100 milyar dolara ulaþan bir maliyetin oluþtuðunu görüyoruz. Krize iliþkin olarak FSA, Hazine Bakanlýðý ve Merkez Bankasý tarafýndan geniþ kapsamlý bir rapor yayýnlandý. Bundan sonraki aþamada hukuk sürecine katkýda bulunurken uluslararasý alandaki bu görüþleri de dikkate almamýzda fayda var. Sonuç Sonuç olarak söyleyeceðim, tasfiye her ne kadar hukuki bir süreç olsa da ekonomik boyutu vardýr. Buna özellikle dikkat etmemiz gerektiðini düþünüyorum. Bütün ülkelerde olduðu gibi Türkiyede de kriz sonrasýnda mevduat sigorta kurumuna ilave yetkiler tanýmlanmýþtýr. Avrupa Birliði içerisinde de benzer çalýþmalar yürütülmektedir. Uluslararasý alanda bir standartlaþma ihtiyacý ortaya çýkmýþtýr. TMSF olarak biz de bunu yakýndan takip ediyoruz. Northern Rock krizinde yaþanan panik nedeniyle bir hesaba göre 50 milyar dolar, bir hesaba göre 100 milyar dolara ulaþan bir maliyetin oluþtuðunu görüyoruz. 1 IADI Research Letter Developing General Guidance for effective Deposit Insurance Mandate 2 GREENSPAN Alan Age of Turbulence 3 Bankacýlýkta Mali Bünye Sorunlarý ve Yeniden Yapýlandýrmada Ülke Uygulamalarý TBB Bankacýlýk Araþtýrma Grubu Þubat 2000 4 GÜCÜK Tunç, DARICI Hanifi, Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu ve Federal Deposit Insurance Corporation Yetkileri Üzerine Deðerlendirilme TMSF Çatý sayý:15 5 http://www.fdic.gov/regulations/laws/rules/1000-1220.html. 6 http://www.kdic.or.kr/english/publication/law_regs.jsp 7 http://ec.europa.eu/internal_market/bank/windingup/index_en.htm 8 Review of the Winding Up Directive with particular focus on Deposit Guarantee Systems EFDI Annual Conference Istanbul, 27 November 2007 Dr. Thorsten Behnke 23 MAKALE BANKACILIK KANUNUNDA TÝCARÝ VE ÝKTÝSADÝ BÜTÜNLÜK KAVRAMI ve TÝCARÝ VE ÝKTÝSADÝ BÜTÜNLÜK SATIÞLARI Ticari ve iktisadi bütünlük kavramý ve satýþý ilk olarak, Bankalar Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair 5354 sayýlý kanun ile 4389 sayýlý Bankalar Kanunun 15 inci maddesinin (7) numaralý fýkrasýna eklenen düzenleme kapsamýnda hükme baðlanmýþtýr. Ticari ve iktisadi bütünlük Ticari ve iktisadi bütünlük kavramý ve satýþý ilk olarak, Bankalar Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair 5354 sayýlý kanun ile 4389 sayýlý Bankalar Kanunun 15 inci maddesinin (7) numaralý fýkrasýna eklenen düzenleme kapsamýnda hükme baðlanmýþtýr. Getirilen hüküm ile; ...Fon alacaklarýnýn tahsilini teminen 6183 sayýlý Amme Alacaklarýnýn Tahsil Usulü Hakkýnda Kanun hükümleri uyarýnca haczedilen aktif deðerler ile lisans, ruhsat ve imtiyaz sözleþmelerinden doðan haklar ve bu varlýklarýn feri veya mütemmim cüzü niteliðindeki sözleþmelerden doðan, ancak baþlý baþýna iktisadi deðeri olmayanlar da dahil olmak üzere diðer tüm hak ve varlýklarý bir araya getirerek ticari ve iktisadi bütünlük oluþturarak alýcýsýna geçiþini saðlayacak þekilde satýþýna, hacizli mallarýn birden fazla borçluya ait olmasý ve/veya birden fazla alacaklýnýn haczi olmasý halinde de satýþý yaptýrmaya, ihale bedelinin ödenme þeklini, para birimini, alýcýlarýn sahip olmasý gereken þartlarý, ödeme tarihini ve ihalenin sair usul ve esaslarý ile satýþ þartlarýný 6183 sayýlý Kanun hükümlerine baðlý olmaksýzýn belirlemeye, satýþa konu ticari ve iktisadi bütünlüðü alacaðýna mahsuben satýn almaya, satýþa konu varlýklarýn ait olduðu þirketlerin teknik bilgi, yazýlým, donaným, ekipman, mal ve hizmet alýmýndan doðan geçmiþ dönem borçlarýný ihale bedelinden ödemeye veya ihale alýcýsýna ödetme... hususlarýnda Fon Kuruluna yetki verilmiþtir1. Bu hüküm ile Fona, 6183 sayýlý Kanun hükümleri uyarýnca haczettiði aktif deðerler ile lisans, ruhsat ve imtiyaz sözleþmelerinden doðan haklar ve bu varlýklarýn feri veya mütemmim cüzü niteliðindeki sözleþmelerden doðan, ancak baþlý baþýna iktisadî deðeri olmayanlar da dahil olmak üzere diðer tüm hak ve varlýklarý bir araya getirerek ticarî ve iktisadî bütünlük olarak satma yetkisi verilmiþtir. 2004 sayýlý Ýcra Ýflas Kanununun 112 ve devamý maddelerinde taþýnýrlarýn satýþýna, 123 ve devamý maddelerinde ise taþýnmazlarýn satýþýna iliþkin düzenlemelere yer verildiði görülmektedir. Yine 6183 sayýlý Kanunun 77 ve devamý maddelerinde menkul mallarýn satýþýna ve haczine, 88 ve devamý maddelerinde ise gayrimenkul mallarýn haczi ve satýþý ile ilgili hükümlere yer verilmiþtir. Ancak ne Ýcra Ýflas Kanununun ne de 6183 sayýlý Kanunun getirdiði düzenlemeler Bankacýlýk mevzuatý ile getirilen kapsamda birden çok varlýðýn bir bütün halinde satýþýna imkan verecek hükümleri ihtiva etmediðinden2 bu hususta özel bir düzenleme yapma ihtiyacý doðmuþtur. Fona, Amme Alacaklarýnýn Tahsili Usulü Hakkýnda Kanunun ve bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde de Ýcra ve Ýflas Kanununun öngördüðü sýnýrlamalarla ve öngördüðü prosedürlerle baðlý kalmaksýzýn mahcuz malýn satýþý için en uygun yolu belirleme yetkisi tanýnmasý, satýþ gelirinin artýrýlmasýnda da etkili olacaktýr3. 1 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu Madde 134/5 2 Birden çok varlýðýn bir bütün halinde satýþý, Yargýtay kararlarýnda olaya özgü olarak göz önünde bulundurulabilecek bir husus olarak nitelendirilmektedir. Somut olayda, sözü edilen menkullerin satýþýnýn bu þekilde yapýlmasýný zorunlu kýlacak þekilde aralarýnda ekonomik bütünlük bulunmamaktadýr. Alýcýlardan bu mallarýn tamamýna talip olmalarý beklenemez. Bu durumda ayrý ayrý þartnameleri hazýrlanarak satýlmalarý gerekli iken, bu hususa da uyulmamasý doðru deðildir... T.C. Yargýtay 12. Hukuk Dairesi E. 2004/1802 - K. 2004/7457, 29.3.2004, T.C. Yargýtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2002/13626 - K. 2002/15011, 9.7.2002 Satýþý yapýlan mahcuzlar su soðutucusu, kahve makinasý, bankalarda kullanýlan masa, sýra numarasý veren makine, telefon santralý vs. gibi her biri müstakil ekonomik deðeri olan menkul mallardýr. Ayrý ayrý satýlmasý talebi ve talibi arttýrýr. Sözü edilen menkuller arasýnda bunlarýn birlikte satýlmasýný zorunlu kýlan ekonomik bütünlük yoktur. Tamamýnýn bir banka þubesinde kullanýlmakta olmasý bu kuralý ortadan kaldýrmaz. Bu nedenle ihalenin feshi gerekir 3 Bankacýlýk Kanunu'nun Ýcra ve Ýflas Hukuku Açýsýndan Deðerlendirilmesi. Prof. Dr. Hakan Pekcanýtez - Yrd. Doç. Dr. Güray Erdönmez, Bankacýlar Dergisi, Sayý 55, 2005 Av. Ahmet YILMAZ Hukuk Ýþleri Daire Baþkanlýðý Grup Koordinatörü 24 MAKALE Kanuni düzenlemeler edilebileceði düzenlenmiþtir. Nitekim, ticari ve iktisadi bütünlük kavramý ve bu baþlýk altýnda bir bütün halinde satýþ yapma imkanýný getiren 5354 sayýlý Kanun4 ile ilgili gerekçede, Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonuna, yönetim ve denetimine sahip olduðu þirketlerin ve iþtiraklerinin, bunlarýn mal, hak ve varlýklarýnýn satýþýný kolaylaþtýrmak amacýyla, Bankalar Kanunuyla bazý yetkiler tanýnmýþtýr. Ýcra ve Ýflas Kanunu ve Amme Alacaklarýnýn Tahsil Usulü Hakkýnda Kanun ile temel çerçevesi çizilen takip hukukuna bazý istisnalar getirilerek TMSFye özel yetkiler verilmesi, alacaklarýn takibinde ve satýþlarda birtakým istisnai yöntemler ve uygulamalar öngörülmesi, kamunun Fona geçen bankalar nedeniyle üstlendiði mali yükümlülüðün ivedilikle karþýlanmasýný amaçlamaktadýr. Kanun Teklifi ile Fona geçen þirket ve iþtiraklere iliþkin olarak ticari ve iktisadi bütünlük oluþturmada, satýþ süreci ve sonrasýndaki iþlemlerde iþletmelerin geçmiþ dönemlerden kalan sorunlarýný çözmede yeni düzenlemeler getirilmekte, takip ve satýþlarda uygulamada karþýlaþýlan çeþitli pürüzlerin giderilmesi hedeflenmektedir. deðerlendirmelerine yer verilmiþtir5. Ýktisadi ve ticari bütünlüðün bozulmasýna yol açabilecek giriþimlerin önüne geçilebilmesi amacýyla; Fonun izni olmaksýzýn bu bütünlük içerisinde yer alan bir malýn satýþýnýn talep edilemeyeceði düzenlemesi getirilmiþ, ancak iyiniyetli üçüncü kiþilerin haklarýnýn zayi olmamasý bakýmýndan bunlarla ilgili zamanaþýmý ve hak düþürücü sürelerin i þ l e m e y e c e ð i h ü k m e b a ð l a n m ý þ t ý r. 4389 sayýlý Bankalar Kanunun yürülükten kaldýran 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanun, ticari ve iktisadi bütünlük satýþý ile ilgili düzenlemeleri 134. maddesi kapsamýnda aynen korumuþtur. 134. madde ile ilgili gerekçe metninde; Ýktisadi ve ticari bütünlük oluþturan mallarýn; gerek borçlunun, gerekse kamunun menfaatlerine uygun biçimde en yüksek deðerden satýlabilmesi için 6183 sayýlý Kanun hükümlerine baðlý olmaksýzýn; iktisadi ve ticari bütünlük oluþturarak satýþ, ihale bedelinin ödenme þekli, para birimi, alýcýlarýn sahip olmasý gereken þartlar, ödeme tarihi, ihalenin sair usul ve esaslarýný Fon Kurulunun belirlemesi, satýþa konu varlýklarýn geçmiþ dönem borçlarýnýn ödenmesi gibi kavramlara yer verilmek suretiyle bu amacýn gerçekleþtirilmesi için yasal zemin oluþturulmuþtur. Ýhalenin güvenliði ve bu sayede iç ve dýþ piyasada gerekli ilgiyi görmesi amacýyla; ihalenin sonuçlanmasýndan ve mallarýn alýcýsýna teslim edilmesinden sonra iadesinin talep edilemeyeceði, ancak ihale bedeli ve faiz maliyeti ile sýnýrlý olarak tazminat talep Ýhalenin sonuçlanmasýndan sonra alýcýsýnýn en kýsa sürede yararlanmasýna sunulabilmesi ve bu sayede daha fazla tahsilat saðlanabilmesi bakýmýndan; telekomünikasyon, enerji, ulaþým, radyo, yazýlý ve görsel medya ve diðer sektörlerdeki mal, hak ve varlýklarýn alýcýlarý adýna devri ve tescili iþlemlerinin en kýsa sürede (bir ay içinde) tamamlanabilmesi hükmü getirilmiþtir. Fon Kuruluna düzenleme kapsamýnda "iktisadi ve ticari bütünlük" oluþturarak satýþ yapma yetkisi verilerek; Fona devredilen bankalarýn çözümlenmesi sürecinde kamu alacaklarýnýn tahsil kabiliyetinin hýzlandýrýlmasý ve artýrýlmasý, satýþ süreci ve satýþ sonrasýndaki iþlemleri düzenleyerek iç ve dýþ talebin artýrýlmasý, iþletmelerle ilgili geçmiþ dönemlerden kalan sorunlarýn çözülmesi ve bu suretle ticari ve iktisadi bütünlüðün deðerinin yükseltilmesi imkâný getirilmiþtir. Bu madde uyarýnca iktisadi ve ticari bütünlük çerçevesinde yapýlacak satýþlara iliþkin diðer esas ve usullerin Fon tarafýndan çýkarýlacak yönetmelikle tespit edilmesi öngörülmüþtür. Yine bu madde kapsamýnda yapýlacak satýþlarda, kamu kurum, kuruluþlarý ve üst kurullarýn bütünlük oluþturan varlýklarýn maliklerinden olan alacaklarýnýn satýþ bedelinden garameten tahsil edilmesi öngörülmüþtür. Fon Kuruluna düzenleme kapsamýnda "iktisadi ve ticari bütünlük" oluþturarak satýþ yapma yetkisi verilerek; Fona devredilen bankalarýn çözümlenmesi sürecinde kamu alacaklarýnýn tahsil kabiliyetinin hýzlandýrýlmasý ve artýrýlmasý, satýþ süreci ve satýþ sonrasýndaki iþlemleri düzenleyerek iç ve dýþ talebin artýrýlmasý, iþletmelerle ilgili geçmiþ dönemlerden kalan sorunlarýn çözülmesi ve bu suretle ticari ve iktisadi bütünlüðün deðerinin yükseltilmesi imkâný getirilmiþ ve bu çerçevede kamu menfaatlerinin hak kaybýna sebebiyet vermeden tahsilini saðlamaya yönelik çalýþmalarýn kuvvetlendirilmesi ve istikrarlý bir þekilde devam ettirilmesi amaçlanmýþtýr. Zira, Fonun, tasfiyeye tabi tutulan bankalarýn hâkim ortaklarýndan olan alacaklarýný tahsil için uyguladýðý 6183 sayýlý Kanun hükümleri, takip sürecinin hýzlý iþlemesini saðlamakta; ancak, takip sonunda haciz konulan varlýklarýn yahut þirketlerin satýþýnda yeterli hukukî imkâný sunamamaktadýr. Hukuk tekniði açýsýnda varlýklarýn (örneðin gayrimenkullerin ve 4 28.05.2005 tarih ve 25828 sayýlý Resmi Gazetede yayýmlanmýþtýr. 5 Bazý Kanunlarda Deð. Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi - Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/363) 25 MAKALE Düzenleme kapsamýnda, satýþýn gerçekleþtirilmesinde görev alacak satýþ komisyonunun görevleri, ticarî ve iktisadî bütünlüðün muhammen bedelinin belirlenmesi, ilgililere yapýlacak teblið, satýþ usulü ve süreci gibi usuli düzenlemeler getirilmiþtir. araçlarýn) tek tek satýþýna uygun olan 6183 sayýlý Kanunun satýþ hükümleri, Fon tarafýndan el konulan bankalarýn ve iþtiraklerinin, her biri baþka þirkete farklý þekillerde daðýtýlmýþ varlýklarýnýn satýþýna uygun deðildir. Büyük borç yükü nedeniyle þirketlerin hisselerini satmak, ekonomik ve finansal açýdan oldukça zordur. Dolayýsýyla, söz konusu þirketlerin sahip olduklarý varlýklarýn satýlmasý, süreci hýzlandýrmada önemli avantaj saðlayacaktýr. Bu sebeple, daðýlmýþ ve parçalanmýþ varlýklarýn bir iktisadî bütünlük içinde satýlmasýný saðlamak özel önem taþýmaktadýr. 6183 sayýlý Kanun, bu iktisadî bütünlüðü oluþturmaya imkân veren düzenlemeleri içermemektedir. Bu hüküm kapsamýnda, 6183 sayýlý Kanunun satýþa iliþkin bu ve benzeri kýsýtlamalarýný aþmayý, satýþ sürecini hýzlandýrmayý, satýþ sürecindeki ve satýþ sonrasý hukuksal belirsizlikleri kaldýrarak satýþ deðerlerini yükseltmeyi saðlayacak yetkiler Fona tanýnmaktadýr. deðerlendirmelerine yer verilmiþtir. Ayrýca düzenleme kapsamýnda, satýþýn gerçekleþtirilmesinde görev alacak satýþ komisyonunun görevleri, ticarî ve iktisadî bütünlüðün muhammen bedelinin belirlenmesi, ilgililere yapýlacak teblið, satýþ usulü ve süreci gibi usuli düzenlemeler getirilmiþtir. Satýþ sürecinin kamu menfaatleri aleyhine Fona borçlu kiþilerle iþbirliði içerisinde üçüncü kiþiler tarafýndan sekteye uðratýlmasýný da engellemeye yönelik olarak, ticarî ve iktisadî bütünlük oluþturulmasýna karar verilmesinden itibaren iki yýl içerisinde ticarî ve iktisadî bütünlük oluþturan mahcuzlarýn, Fonun izni olmaksýzýn imtiyazlý alacaklýlar dahil üçüncü kiþiler tarafýndan muhafaza altýna alýnamayacaðý ve satýþ talep edilemeyeceði, mahcuzlarýn maliklerinin iflasýna karar verilemeyeceði hükme baðlanmýþ, iyi niyetli hak sahiplerinin haklarýnýn korunmasýna yönelik olarak, ilgili takyidatlar hakkýnda zamanaþýmý ve hak düþürücü sürelerin i þ l e m e y e c e ð i h ü k m e b a ð l a n m ý þ t ý r. Fon Kurulu tarafýndan iktisadi ve ticari bir bütünlük oluþturduðuna karar verilen varlýklar, bu karar verilmeden önce baþka bir alacaklý tarafýndan haczettirilmiþ olsa bile, haczi koyduran alacaklý bu malý sattýrma yetkisine sahip bulunmamaktadýr. Türk hukukunda, bir mal veya hakkýn haczedilmesi durumunda o malý daha sonra haczettiren alacaklý ancak Ýcra ve Ýflas Kanununun 100 üncü maddesindeki6 koþullarý yerine getirerek önceki hacze iþtirak edebilir. Fakat, önceden konulan hacze iþtirak edilmesi ilk haczi koyduran alacaklýnýn mahcuz mal hakkýnda muhafaza tedbirleri uygulama ve satýþ isteme yetkisinin elinden alýnmasý sonucunu doðurmaz. 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununun 134/5 hükmü ile Fon, 6183 sayýlý Kanun hükümlerine dayanarak haciz koydurmasý halinde, o mallarýn akýbeti hakkýnda karar verecek tek merci haline getirilmektedir. Doktrinde, Ayný mal veya hak üzerinde haciz koyduran diðer alacaklýlarýn, bu mallarýn "iktisadi ve ticari bir bütünlük içinde" satýlmasýný beklemek mecburiyetinde býrakýlmalarýnýn alacaklýlar arasýndaki eþitliði bozduðu7 ve aðýr sonuçlar içerdiði 8 yönünde deðerlendirmeler yapýlmaktadýr. Ancak, Ticari ve iktisadi bütünlük oluþturmanýn taþýdýðý kamusal amaç ve bütünlük içerisindeki varlýklarýn bütünden ayrýlarak taþýdýðý deðerin altýnda satýlma riskinin çok yüksek olmasý yanýnda bütünlüðün yapýsýný bozarak bütünlük kapsamýnda yer alan diðer varlýklarýn deðerini de olumsuz yönde etkileyecek olmasý karþýsýnda diðer alacaklýlarýn haklarýnýn bütünlük kapsamýnda üst düzeyde korunduðu ve alacaklarýný tahsil etme imkanýnýn artýrýldýðý görülecektir. Ticari ve Ýktisadi Bütünlük Yönetmeliði Satýþ sürecinin esas ve usullerinin belirlenmesi hususunda 5354 sayýlý kanun ile Fona verilen yetki kapsamýnda çýkarýlan Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu Tarafýndan Ticari ve Ýktisadi Bütünlük Oluþturan Mahcuzlarýn Satýþýna Ýliþkin Yönetmelikte9 yer alan düzenlemeler kapsamýnda baþlayan satýþ iþlemleri, 5411 6 Ýcra ve Ýflas Kanunu Madde100: Ýlk haciz üzerine satýlan malýn tutarý vezneye girinceye kadar ayný derecede hacze iþtirak edebilecek alacaklýlar: I- Ýlk haciz ilâmsýz takibe müstenitse takip talebinden ve ilâma istinat ediyorsa dava ikamesinden mukaddem yapýlmýþ bir takip üzerine alýnan aciz vesikasýna, II- Yukarýki fýkrada yazýlý tarihlerden önce açýlmýþ bir dava üzerinden alýnan ilama, III- Ayný tarihlerden mukaddem tarihli resmî veya tarih ve imzasý tasdikli bir senede, IV- Ayný tarihlerden mukaddem tarihli resmi dairelerin veya yetkili makamlarýn yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri makbuz veya vesikaya istinat eden alacaklýlardýr. 7 Bankacýlýk Kanunu'nun Ýcra ve Ýflas Hukuku Açýsýndan Deðerlendirilmesi. Prof. Dr. Hakan Pekcanýtez - Yrd. Doç. Dr. Güray Erdönmez, Bankacýlar Dergisi, Sayý 55, 2005 8 Bankacýlýk Kanunu Þerhi, Dr. Yaþar ALICI, Beta 1. baský 9 18 Haziran 2005 tarih ve 25849 sayýlý Resmi Gazetede yayýmlanmýþtýr. 26 MAKALE sayýlý Bankacýlýk Kanununun yayýmlanmasýnýn akabinde10 bu Kanunun 134. maddesinin beþinci ve yedinci fýkrasý ile 4389 sayýlý mülga Bankalar Kanununun 15. maddesinin 7 numaralý fýkrasý dayanak tutularak revize edilmiþ ve ayný isimle ve bazý deðiþikliklerle yeniden yayýmlanmýþtýr11. 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununun yayýmlanmasýný müteakip çýkarýlan Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu Tarafýndan Ticari ve Ýktisadi Bütünlük Oluþturan Mahcuzlarýn Satýþýna Ýliþkin Yönetmelikin Tanýmlar baþlýklý maddesinde; Aktif Deðer, Feri veya Mütemmim Cüz Niteliðinde Sözleþme, Gayrimenkul, Kýymet Takdiri, Menkul, Muhammen Bedel, Satýþ Masraflarý, Satýþ Tarihi, Tahsil Dairesi, Ticari ve Ýktisadi Bütünlük kavramlarýnýn ifade ettikleri anlam açýklanmýþtýr. Yönetmelik, Ticari ve Ýktisadi Bütünlük kavramýný tanýmlarken; Fon Kurulu tarafýndan Yönetmeliðin 4 üncü maddesi kapsamýnda oluþturulan ve satýþýna karar verilen bütünlüðe atýf yapmaktadýr. Yönetmeliðin Ticari ve iktisadi bütünlüðün kapsamý baþlýklý 4 üncü maddesi; bir veya birden fazla gerçek veya tüzel kiþiye ait olan, 6183 sayýlý Kanun hükümleri uyarýnca haczedilen aktif deðerler ile lisans, ruhsat ve imtiyaz sözleþmeleri ile 3984 sayýlý Kanunun geçici 6 ncý maddesi hükmü kapsamýnda geçici veya daimi frekans ve kanal kullanýmýndan doðan haklar ve bu mal, hak ve/veya varlýklarýn feri veya mütemmim cüzü niteliðindeki sözleþmeler ile bu sözleþmelerden doðan ancak baþlý baþýna iktisadi deðeri olmayanlar da dahil olmak üzere diðer tüm mal, hak ve/veya varlýklarýn tamamýnýn veya bir kýsmýnýn ticari ve iktisadi bütünlüðün kapsamýnda olduðunu belirtmekte ve kanuni düzenlemeye paralel bir taným getirmektedir. Ticari ve iktisadi bütünlüðün oluþturulmasý a þ a m a s ý n d a , Fo n u n Ta h s i l a t D a i r e Baþkanlýðýnýn12 , Yönetmeliðin 4 üncü maddesi kapsamýndaki mal, hak ve/veya varlýklarýn bir kýsmýnýn veya tamamýnýn ticari ve iktisadi bütünlük oluþturacak þekilde satýlmasýný gerekçeleri ile Kurula teklif edeceðini hükme baðlayan Yönetmelik, Fon Kurulunun, teklifi uygun gördüðü takdirde bu mal, hak ve/veya varlýklardan ticari ve iktisadi bütünlük oluþturulmasýna ve Yönetmelik kapsamýnda satýþýna karar vererek satýþta uygulanacak ihale usullerini belirleyeceðini hükme baðlamaktadýr. Ticari ve iktisadi bütünlük oluþturan varlýklarýn halen faaliyetlerini idame ettiren þirketler olmasý dikkate alýnarak, ticari hayatýn olaðan akýþýna uygun olarak, satýþ kararýnýn alýnmasýndan sonra, satýþ tarihine kadar ticari ve iktisadi bütünlük kapsamýnda bulunan ve bütünlüðün niteliðini esaslý biçimde etkilemeyen bir kýsým mal, hak ve/veya varlýklarýn kýymet takdirleri belirtilmek suretiyle ticari, iktisadi veya hukuki nedenlerle eksilmesi veya bütünlük kapsamý dýþýna çýkarýlmasýnýn bütünlüðün hukuki varlýðýna ve niteliðine halel getirmeyeceði öngörülmüþtür. Mevduat Sigortacýlarý, Yönetmelik, Ticari ve Ýktisadi Bütünlük kavramýný tanýmlarken; Fon Kurulu tarafýndan Yönetmeliðin 4 üncü maddesi kapsamýnda oluþturulan ve satýþýna karar verilen bütünlüðe atýf yapmaktadýr. Bütünlük satýþlarýna iliþkin usulün Fonun kurumsal yapýsý içerisinde nasýl iþleyeceðini de hükme baðlayan Yönetmelikte yer alan düzenlemeye göre, Tahsilat Daire Baþkanlýðý, Yönetmeliðin 4 üncü maddesi kapsamýndaki mal, hak ve/veya varlýklarýn bir kýsmýnýn veya tamamýnýn ticari ve iktisadi bütünlük oluþturacak þekilde satýlmasýný gerekçeleri ile Kurula teklif edecek, teklifi uygun gördüðü takdirde Fon Kurulu bu mal, hak ve/veya varlýklardan ticari ve iktisadi bütünlük oluþturulmasýna ve Yönetmelik hükümleri kapsamýnda satýþýna karar vererek satýþta uygulanacak ihale usullerini belirleyecek, satýþ kararý ile birlikte satýþý gerçekleþtirmek üzere en az üç kiþiden oluþan Satýþ Komisyonu üyeleri Fon personeli arasýndan seçilecektir. Ayrýca Fon Kurulu, doðrudan ya da Satýþ Komisyonu vasýtasýyla ticari ve iktisadi bütünlüðün alýcýsýna teslimine kadar idaresine ve bütünlük olarak muhafazasýna yönelik her türlü tasarrufta bulunma, Ticari ve iktisadi bütünlüðün muhammen bedelini belirleme, satýþa konu ticari ve iktisadi bütünlük içerisinde yer alan mal, hak ve/veya varlýklarýn tabi olduðu ilgili mevzuatý ve diðer mevzuat hükümlerini de nazara alarak katýlýmcýda aranan þartlarý tespit etme, Ticari ve iktisadi bütünlük olarak satýþýna karar verilen mal, hak ve/veya varlýklar için 10 01 Kasým 2005 tarih ve 25983 Mükerrer sayýlý Resmi Gazetede yayýmlanmýþtýr. 11 21 Kasým 2006 tarih ve 26353 sayýlý Resmi Gazetede yayýmlanmýþtýr. 12 Tahsilat Daire Baþkanlýðýnýn yetki ve görevleri, 25 Mart 2006 tarih ve 26119 sayýlý Resmi Gazetede yayýmlanan Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu Teþkilat Yönetmeliðinin 19. maddesinde düzenlenmiþtir. 27 MAKALE Satýþ Komisyonu tarafýndan hazýrlanan satýþ þartnamesini onaylama, Ýhalede uygulanacak esas ve usulleri belirleme, Ýhaleyi onaylama, Yönetmelik, ticari ve iktisadi bütünlüðün ihale bedelinin daðýtýmýna esas sýra cetvelinin, ihale bedelinin alýcý tarafýndan ödenmesinden sonra Satýþ Komisyonu tarafýndan 5411 sayýlý Kanuna uygun olarak düzenleneceðini öngörmektedir Satýþ bedelinin, Fon alacaðýna rüçhanlý alacaklarý, satýþa konu mal, hak ve/veya varlýklarla temin edilen alacaklarý, paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný karþýlamadýðýnýn veya satýþ bedelinden Fona pay düþmeyeceðinin anlaþýlmasý halinde yahut kamu yararýnýn gerektirdiði durumlarda satýþý -her zaman- tatil etme veya erteleme yetkisine sahip bulunmaktadýr. Ticari ve iktisadi bütünlük ihalelerinin açýk ve þeffaf ortamda yapýlmasýný teminen, Ticari ve Ýktisadi Bütünlük Oluþturan Mahcuzlarýn Satýþýna Ýliþkin Yönetmelik kapsamýnda, satýþ þartnamesinde asgari olarak bulunacak hususlar, satýþa iþtirak edemeyecek kiþiler, satýþ ilanýnýn yayýmlanmasýna iliþkin esas ve usuller, satýþ ilanýnda yer alacak hususlar, ihale teminatýnýn nevi, ihalelerde uygulanacak usuller (kapalý zarf usulü, açýk artýrma usulü, pazarlýk usulü) Ýhale iþlemlerinin hazýrlanmasý, yürütülmesi ve sonuçlandýrýlmasý sýrasýnda katýlýmcýlarýn yapmamasý gereken yasak fiil ve davranýþlar, özellik arz eden satýþlarda vadeli satýþ veya sair ödeme þekillerinin, koþullarýnýn ve bu koþullarýn ihlâli halinde uygulanacak yaptýrýmlarýn satýþ þartnamesinde belirlenmesi, Ýhale, Kurul tarafýndan onaylanmýþ olsa dahi gerçekleþmesi halinde Kurul tarafýndan alýnacak ikinci bir karar ile ihalenin iptalini gerektirecek þartlar ve bu durumda ihale teminatlarýnýn iadesine ve irat kaydedilmesine iliþkin esas ve usuller hüküm altýna alýnmýþtýr. Ticari ve iktisadi bütünlük ile ilgili 4389 sayýlý Bankalar Kanunu ve 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu hükümleri kapsamýnda kanun koyucu, bütünlük oluþturulan varlýklarýn sahibi olan þirketlerin canlý ve ticari faaliyetlerini sürdüren þirketler olduðunu gözeterek, bu þirketlerin satýþ tarihine kadar gerçekleþtirdiði ticari 13 Bankacýlýk Kanunu Þerhi, Dr. Yaþar ALICI, Beta 1. baský 28 faaliyetlerden kaynaklanan; teknik bilgi, yazýlým, donaným, ekipman, mal ve hizmet alýmýndan doðan geçmiþ dönem borçlarýný ihale bedelinden ödeme veya ihale alýcýsýna ödetme hususlarýnda Fon Kuruluna yetki vermiþtir. Yasal düzenlemelere istinaden çýkarýlan Yönetmelik ile de; Kurulun bu konudaki kararýnýn satýþ þartnamesinde ve satýþ ilanýnda belirtilmesi ve geçmiþ dönem borçlarýnýn ödenebilmesi veya ihale alýcýsýna ödetilebilmesi için: a) Ticari ve iktisadi bütünlük içinde yer alan mal, hak ve/veya varlýklar ile ilgili olmasý veya ticari ve iktisadi bütünlüðün deðerinin korunmasý için gerekli veya deðerini artýrýr mahiyette olmasý, b) Alacaklý ile borçlu þirketin borç miktarýnýn tespitinde mutabakata varmýþ olmasý þartý getirilmiþtir. Geçmiþ dönem borçlarýnýn satýþ bedelinden ödenmesine yönelik olarak getirilen düzenleme ile bu kapsamdaki alacaklýlarýn Fona tanýnan imtiyazlardan yararlandýðý ve düzenlemenin Anayasaya aykýrý olduðu iddiasý 1 3 , sözkonusu hükmün kamu menfaatlerinin en üst düzeyde saðlanmasýný amaç edinen bir düzenleme olmasý karþýsýnda yerinde bulunmamaktadýr. Zira, varlýklarý bütünlük kapsamýna alýnan þirketlerin ulusal ve uluslararasý düzeyde gerçekleþtirdikleri ticari faaliyetlerden kaynaklanan ve ihalenin öncesinde veya ihale anýnda çözümlenmemesi, geliþecek süreçte bütünlük alýcýsý için risk oluþturmasý sebebiyle ihaleye olan raðbeti ve ihale güvenliðini olumsuz etkileyecek bir durum olmasý hasebiyle zaruret arzetmektedir. Sýra cetveli Yönetmelik, ticari ve iktisadi bütünlüðün ihale bedelinin daðýtýmýna esas sýra cetvelinin, ihale bedelinin alýcý tarafýndan ödenmesinden sonra Satýþ Komisyonu tarafýndan 5411 sayýlý Kanuna uygun olarak düzenleneceðini öngörmektedir. Ancak sýra cetvelinin düzenlenmesine yönelik olarak Yönetmelikte ve Bankacýlýk Kanununda bir süre tahdidi b u l u n m a m a k t a d ý r. S ý r a c e t v e l i n i n düzenlenmesine yönelik bir süre sýnýrýnýn bulunmamasýndan da kaynaklý olarak satýþý yapýlan bütünlüklere iliþkin sýra cetvellerinin MAKALE hazýrlanmasýnýn uygulamada uzun sürelere yayýlmasýnýn önüne geçilmesi için mevzuatýn 2004 sayýlý Ýcra Ýflas Kanunu14 hükümlerine paralel olarak bu yönde revize edilmesi yerinde olacaktýr. Sýra cetveli kapsamýnda hak sahiplerinin belirlenmesine yönelik olarak Yönetmelikte, Ýhale bedelinden satýþ masraflarý çýkarýldýktan sonra; satýþ tarihine kadar tahakkuk etmiþ olmak þartýyla, sýrasýyla Kurul tarafýndan ihale bedelinden ödenmesine karar verilmesi halinde bu Yönetmeliðin 25 inci maddesi kapsamýndaki geçmiþ dönem borçlarý, kiþilerin Devlete ve sosyal güvenlik kuruluþlarýna olan 6183 sayýlý Kanun kapsamýndaki borçlarý ile GSM imtiyaz sözleþmesinden doðan Hazine payý borçlarý ödendikten sonra kalan kýsým, kiþilerin diðer kamu kurum ve kuruluþlarý ile üst kurullara olan borçlarýna garameten taksim edilerek ödenir. hükmü yer almaktadýr. Fonun cebri icra satýþlarýndan elde ettiði gelirler ile ticari ve iktisadi bütünlük satýþlarýndan elde ettiði gelirlerin daðýtýmý için yeni düzenlemeler 5472 sayýlý Kanun15 ile 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununda yapýlan deðiþikliklerle getirilmiþtir. Bu düzenlemeler kapsamýnda, sýra cetvellerinin düzenlenmesinde Fon alacaklarýnýn öncesinde kiþilerin Devlete ve sosyal güvenlik kuruluþlarýna olan 6183 sayýlý Kanun kapsamýndaki borçlarýnýn alacaklý Kurumlara ödenmesi öngörülmüþ, bu alacaklarýn Fon alacaklarýna nazaran imtiyazlý olduðu hükme baðlanmýþtýr. 5472 sayýlý Kanunun genel gerekçesinde16, Bankacýlýk Kanunu ile anýlan Fon alacaklarýna verilen imtiyazlarýn gerekli olduðu tabii olmakla birlikte bu alacaklarýn Devletin ve sosyal güvenlik kuruluþlarýnýn amme alacaðý niteliðinde olan alacaklarýndan da önce olmasý kamu yararýna uygun düþmemektedir. yorumuna yer verildiði görülmektedir. 5472 sayýlý Kanun deðiþikliklerinin, Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu tarafýndan büyük montanlý bütünlük satýþlarýnýn yapýlmasýnýn akabinde getirilmesi ile yýllara sâri bir þekilde birikmiþ vergi borcunun Fon tarafýndan elde edilen satýþ gelirleri ile kapatýlmasý amaçlanmýþtýr. Fon tarafýndan kamu borçlularýnýn varlýklarýnýn satýþýndan elde eilen gelirlerin Hazineye aktarýldýðý ve fon alacaklarýnýn da kamusal nitelik arzettiði dikkate alýndýðýnda, Fon alacaklarýna nazaran imtiyazlý bir kamu alacaðý ihdas edilmesinin yerindeliði tartýþmaya açýk bulunmaktadýr. Önemli ve tartýþmaya açýk bir diðer husus ise, Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu tarafýndan baþarýyla gerçekleþtirilen Telsim Ticari ve Ýktisadi Bütünlüðünün ihale tarihinin17 akabinde gerçekleþtirilen ve imtiyazlý alacaklýlar sýrasýný Fon alacaklarýna nazaran daha imtiyazlý olduðu savýyla deðiþtiren 5472 sayýlý Kanun kaynaklý 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununda yer alan düzenlemelerin, sýra cetvelinin düzenlenmesinde Ýcra ve Ýflas Kanununun 206 ncý maddesinde yer alan adi ve rehinli alacaklarýn sýrasýnýn düzenlendiði genel düzenlemenin getirdiði sýralamanýn üçüncü sýrasýndaki Özel kanunlarýnda imtiyazlý olduðu belirtilen alacaklar kapsamýnda mý mütalaa edileceðidir. Özünde bir 6183 satýþý olan ticari ve iktisadi bütünlük satýþlarýnda hazýrlanacak sýra cetvellerinin düzenlenmesinde uygulanacak hüküm ile ilgili 5411 sayýlý Kanunda ve 6183 sayýlý Kanunda 2004 sayýlý Ýcra ve Ýflas Kanununa bir atýf bulunmamaktadýr. 5411 sayýlý Kanun, þirketlerin tasfiyesine iliþkin hükümler içeren 134. maddesinin dokuzuncu fýkrasýnda, ...kayýt altýna alýnan alacaklar Fon tarafýndan bu Kanun, 6183 sayýlý Kanun ve Ýcra ve Ýflas Kanununun 206 ncý maddesine uygun olarak düzenlenecek sýra cetveli ile tasfiye kararý verilen þirketin alacaklýlarýna daðýtýlýr. hükmüne yer verilmiþken, bütünlük satýþlarýna iliþkin 134. maddesinin sekizinci fýkrasýnda her hangi bir atfa yer vermemiþ ve kendisi özel bir daðýtým usulü belirlemiþtir. Bu durumda hazýrlanacak sýra cetvellerinde Ýcra ve Ýflas Kanununun 206 ncý maddesinin uygulanmayacaðý ve sýralamanýn doðrudan 134. maddenin sekizinci fýkrasýnda yer alan hükme göre gerçekleþtirileceði sonucuna varýlabilecektir. Özünde bir 6183 satýþý olan ticari ve iktisadi bütünlük satýþlarýnda hazýrlanacak sýra cetvellerinin düzenlenmesinde uygulanacak hüküm ile ilgili 5411 sayýlý Kanunda ve 6183 sayýlý Kanunda 2004 sayýlý Ýcra ve Ýflas Kanununa bir atýf bulunmamaktadýr. Ancak, bu durumda 134. maddenin sekizinci fýkrasýnda yer verilmeyen rehinli alacaklarýn sýralamada nerede yer alacaðý belirsizlik taþýyacaktýr. 14 Ýcra Ýflas Kanunu Madde 232: Ýflâs idaresi tarafýndan, alacaklarýn kaydý için belli baþvuru süresi (bir ay) geçtikten sonra ve iflâs idaresinin seçilmesinden itibaren en geç üç ay içinde 206 ve 207 nci maddelerde yazýlý hükümlere göre alacaklýlarýn sýrasýný gösteren bir cetvel yapýlýr ve iflâs dairesine býrakýlýr. Zorunlu hallerde üç ayýn hitamýndan önce iflâs idaresinin tetkik merciine baþvurmasý halinde merci bir defaya mahsus olmak üzere bu süreyi en çok üç ay daha uzatabilir. Süre içinde sýra cetvelinin verilmemesi halinde iflâs dairesinin durumu mercie intikal ettirmesi üzerine iflâs idaresi üyelerinin görevine son verilir ve yaptýklarý hizmetleri için kendilerine bir ücret tahakkuk ettirilemeyeceði gibi bir daha ayný iflâs idaresinde görev alamazlar. 15 14 Mart 2006 tarih ve 26108 sayýlý T.C. Resmi Gazete'de yayýmlanmýþtýr. 16 Bankacýlýk Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Tasarýsý ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1160) 17 Telsim Ticari ve Ýktisadi Bütünlüðünün ihalesi 13 Aralýk 2005 tarihinde gerçekleþtirilmiþtir. 29 MAKALE Yönetmelik ile ihale bedelinin peþin ödenmesinin öngörülmesi halinde bedelin tamamý tahsil edilmeden veya vadeli ödemenin öngörülmesi halinde peþinatýn tahsili ile bakiye bedel satýþ þartnamesinde belirtilen þekilde teminatlandýrýlmadan ticari ve iktisadi bütünlüðün alýcýsýna teslim edilmeyeceði hüküm altýna alýnmýþtýr. Telsim Varlýklarý Ticari ve Ýktisadi Bütünlüðü Muhammen bedeli Toplam Satýþ bedeli (KDV dahil) Ýhale Tarihi 2.804.000.000 ABD Dolarý 4.951.793.147,98 ABD Dolarý 13.12.2005 134. maddenin beþinci fýkrasýnda, Ticarî ve iktisadî bütünlük oluþturan mahcuzlar üzerinde birden fazla kiþinin aynî veya þahsî hakkýnýn bulunmasý veya bunlarýn mülkiyetinin birden fazla kiþiye ait olmasý durumunda, bu mal, hak ve/veya varlýklarýn deðeri ayrý ayrý tespit edilir. hükmü yer aldýðý halde 134. maddenin sekizinci fýkrasýnda aynî veya þahsî haklarla ilgili bir ifadeye yer verilmediði görülmektedir. Ancak ayrý ayrý deðer tespitinin yaptýrýlmasýnýn amacýnýn bunlarýn sýra cetvelinde dikkate alýnmasýna yönelik olduðu düþünülmektedir. Ýcra ve Ýflas Kanununa atýf bulunmamasý dikkate alýnarak bir sav ortaya konulursa 134. maddenin sekizinci fýkrasýnýn Ýcra ve Ýflas Kanununun 206 ncý maddesinin önüne geçtiði sonucuna varýlacak aksi yorumda ise rehinli alacaklarýn 134. maddenin sekizinci fýkrasýnda yer alan düzenleme ile hukuki vasfýna etki edilmesinin mümkün olmadýðý sýralamaya tabi olmaksýzýn öncelikli ödenmesi gerektiði sonucuna varýlacaktýr. Fon uygulamasýnda ise, 5411 sayýlý Kanunda ve 6183 sayýlý Kanunda 2004 sayýlý Ýcra ve Ýflas Kanununa bir atýf bulunmadýðý halde, sýra cetvellerinde, 206 ncý maddede yer alan sýralamaya paralel hareket edildiði, Bankacýlýk Kanununda yer alan sýralamanýn 206 ncý maddenin üçüncü sýrasý kapsamýnda dikkate alýndýðý görülmektedir. Ticari ve iktisadi bütünlüðün devir, teslim ve tescil iþlemleri Yönetmelik ile ihale bedelinin peþin ödenmesinin öngörülmesi halinde bedelin tamamý tahsil edilmeden veya vadeli ödemenin öngörülmesi halinde peþinatýn tahsili ile bakiye Tahsilat/Devir Tarihi 23.05.2006 Satýn Alan Firma/Grup/Kiþi Vodafone Telekom A.Þ. bedel satýþ þartnamesinde belirtilen þekilde teminatlandýrýlmadan ticari ve iktisadi bütünlüðün alýcýsýna teslim edilmeyeceði hüküm altýna alýnmýþtýr. Ticari ve iktisadi bütünlüðün alýcýsýna devir ve teslimi ise, Fon ile ihale alýcýsý arasýnda düzenlenecek olan Devir ve Teslim Anlaþmasý ile yapýlacaktýr. Devir ve Teslim Anlaþmasýnýn imza tarihinde, ticari ve iktisadi bütünlük alýcýsýna teslim edilmiþ sayýlýr. Yönetmelik hükümlerine göre, varlýklarý ticari ve iktisadi bütünlük kapsamýnda satýlan þirketlerin kamu kurum, kuruluþlarý ve üst kurullara olan ve satýþ tarihine kadar tahakkuk etmiþ borçlarýnýn satýþ bedelinden garame ile daðýtýmý sonrasýnda borç kalmasý, lisans, ruhsat, imtiyaz sözleþmesi, geçici frekans ve kanal kullanýmý ve benzeri haklarýn devri ve yeni alýcýsý tarafýndan iþletilmesi için gereken ve kamu kurum, kuruluþlarý ve üst kurullarca yapýlmasý gereken devrin tescil ve nakli iþlemine engel teþkil etmeyecektir. Varlýklarý ticari ve iktisadi bütünlük içinde yer alan, telekomünikasyon, enerji, ulaþým, radyo, yazýlý ve görsel medya ve diðer sektörlerdeki, yönetim ve denetimi veya hisseleri Fon tarafýndan devir alýnan þirketlere tanýnmýþ imtiyaz sözleþmesi, lisans, ruhsat, iþletme izni, ön izin, yayýn izni, 3984 sayýlý Kanunun geçici 6 ncý maddesi hükmü kapsamýnda geçici frekans ve kanal kullanýmý ve benzeri izinlerin yeni alýcýlarý adýna devri ve tescili iþlemleri, Fonun bildirimi üzerine ilgili kurum, kuruluþ ve üst kurullarca, gerekli bilgi ve belgelerin tamamlanmasýný müteakip baþkaca bir iþleme gerek kalmaksýzýn en fazla bir ay içinde tamamlanacaktýr. MEDYA GRUBU Ticari ve Ýktisadi Bütünlük Satýþlarý 30 Bütünlüðün adý Toplam Satýþ Bedeli Star Tv Rock FM Radyo Alaturka Star Gazetesi Joy FM Joy Türk Süper FM Metro FM 306.50 0,35 0,19 8,00 3,20 1,80 33,10 22,85 (KDV hariç) Milyon USD Ýhale Tarihi Tahsilat/Devir Tarihi 26.09.2005 27.09.2005 27.09.2005 25.01.2006 24.01.2006 24.01.2006 21.09.2005 22.09.2005 17.11.2005 16.02.2006 16.02.2006 21.03.2006 24.01.2006 14.04.2006 14.04.2006 14.04.2006 Satýn Alan Firma/Grup/Kiþi Iþýl Televizyon Yay.A.Þ. Karma Radyo ve Televiz. A.Þ. Ali ÖZMEN SAFA Galata Televizyon ve Radyo A.Þ. Haliç Televizyon ve Radyo A.Þ. CGS Televizyon ve Radyo A.Þ. Pasifik Televizyon ve RAdyo A.Þ. Ares Radyo ve Televiz. A.Þ. MAKALE ÇÝMENTO GRUBU Ticari ve Ýktisadi Bütünlük Satýþlarý Bütünlüðün adý Standart Çimento Bartýn Çimento Lalapaþa Çimento Trabzon Çimento Ergani Çimento Toplam Satýþ Bedeli (KDV hariç) Milyon USD 175,50 48,00 166,50 81,25 120,75 Ýhale Tarihi 11.10.2005 12.10.2005 10.10.2005 20.10.2005 Tahsilat/Devir Tarihi 26.12.2005 27.12.2005 28.12.2005 Satýn Alan Firma/Grup/Kiþi Çimsa Çimento San.ve TAÞ Çimko Çimento ve Beton San.TAÞ Çimentaþ Ýzmir Çim. Fab. AÞ Aþkale Çimento San. TAÞ 18.10.2005 17.10.2005 28.12.2005 04.01.2006 19.01.2006 19.10.2005 26.01.2006 31.01.2006 10.05.2006 Türkerler Ýnþ. Tur. Mad. TÝAÞ Limak Maden. Yapý Çim.San.TAÞ Türkerler Ýnþ. Tur. Mad. TAÞ OCÝ Çimento AÞ Ladik Çimento 158,50 54,00 140,00 G.Antep Çimento 93,25 13.10.2005 11.04.2006 Metaþ(Ýzmir Þirketler Grubu) 40,05 04.05.2006 22.06.2006 Cer Çelik Endüstrisi AÞ Limaþ(Ýzmir Þirketler Grubu) 45,25 05.05.2006 03.08.2006 Batý Anadolu Çim. Fab. TAÞ Aysan(Ýzmir Þirketler Grubu) 2,28 28.06.2006 06.09.2006 Mastar Metalurji San. ve TAÞ Demaþ(Ýzmir Þirketler Grubu) 2,65 03.05.2006 02.08.2006 Özseçen Ýnþ. San. Tic.Ltd. Þti. Þ.Urfa Çimento Van Çimento Ticari ve Ýktisadi Bütünlük Satýþlarý Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu tarafýndan gerçekleþtirilen ticari ve iktisadi bütünlük ihalelerinin en yüksek ihale bedeline sahip olan ve içerisinde yer alan varlýklar itibariyle de en kapsamlýsý "Telsim Varlýklarý Ticari ve Ýktisadi Bütünlüðü" ihalesidir. Satýþa konu ticari ve iktisadi bütünlük; "Telsim" ile Telekomünikasyon Kurumu arasýnda akdedilen 13/2/2002 tarihli GSM-PAN Avrupa Mobil Telefon Sisteminin Kurulmasý ve Ýþletilmesi ile Ýlgili Lisans Verilmesine Ýliþkin Ýmtiyaz Sözleþmesi uyarýnca "Telsim"e tanýnmýþ olan 27/4/1998 tarihinden itibaren 25 yýllýk lisans hakký, "Telsim"in faaliyetini sürdürebilmesi için yararlý veya gerekli olan menkuller, markalar/marka baþvurularý, patent baþvurularý ile bu varlýklarýn feri veya mütemmim cüzü niteliðindeki sözleþmeler ve bu sözleþmelerden doðan ancak baþlý baþýna iktisadi deðeri olmayanlar da dahil olmak üzere diðer tüm mal, hak ve varlýklardan oluþmaktadýr. Telsim Varlýklarý Ticari ve Ýktisadi Bütünlüðünün muhammen bedeli 2.804.000.000- ABD Dolarý olarak belirlenmiþ ve gerçekleþtirilen ihalede 4.951.793.147,98- ABD Dolarý üzerinden satýþ gerçekleþtirilmiþtir 1 8 . Telsim Varlýklarý Ticari ve Ýktisadi Bütünlüðü Kapsamýnda; Telekomünikasyon Kurumu nezdinde Ýmtiyaz Sözleþmesinden kaynaklanan lisans hakký, 13.165 adet Demirbaþ niteliðinde menkul mal, 259 adet santral ve in vas, 5.371 adet baz istasyonu BSC istasyonu ve atlama ve toplama noktasý, 37 adet romörk, 16 adet araç, 286 adet 18 19 20 21 Telsim Varlýklarý Ticari ve Ýktisadi Bütünlüðünün muhammen bedeli 2.804.000.000- ABD Dolarý olarak belirlenmiþ ve gerçekleþtirilen ihalede 4.951.793.147,98- ABD Dolarý üzerinden satýþ gerçekleþtirilmiþtir. Limak Kurtalan Çim. San. TAÞ marka/marka baþvurusu, 19 adet patent, 1 adet internet alan adý, 12.807 adet sözleþme, 2.356 adet personel yer almaktadýr. Ticari ve iktisadi bütünlük olarak satýþ yetkisi veren yasal düzenlemelerin yürürlüðe girmesinin akabinde Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu tarafýndan gerçekleþtirilen medya sektöründe faaliyet gösteren bir kýsým þirketlerin varlýklarýndan oluþturulan ticari ve iktisadi bütünlük ihalelerinde ise bir adet TV, bir adet gazete ve 6 adet radyo ihalesi gerçekleþtirilmiþtir19. Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu tarafýndan gerçekleþtirilen çimento sektöründe faaliyet gösteren bir kýsým þirketlerin varlýklarýndan oluþturulan ve Çimento Grubu olarak uygulamada isimlendirilen ticari ve iktisadi bütünlük ihalelerinde 13 adet ihale gerçekleþtirilmiþtir20. Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu tarafýndan gerçekleþtirilen diðer ihalelerde, Ýstanbul Spor, Adabank, Bidolu, Standart Aleminyum, Derbi (Balkaner Grubu), Ö.Z.R.T. (EGS Grubu), Samandýra Baský Tesisleri (Bilgin Grubu) ticari ve iktisadi bütünlüklerinin satýþý gerçekleþtirilmiþtir21. Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunun gerçekleþtirdiði kapsamlý ticari ve iktisadi bütünlük ihalelerinden sonuncusu ise ATVSabah Ticari ve Ýktisadi Bütünlüðü ihalesidir. ATV-Sabah Ticari ve Ýktisadi Bütünlüðü içinde, Atv Televizyonu, Radyo City, Sabah, Takvim, Günaydýn, Yeni Asýr ve Pas Fotomaç Gazeteleri ile Bebeðim ve Biz Merkez, Sinema Merkez, Sofra Merkez, Home Art Merkez, Þamdan Plus, Yeni Aktüel, Para, Global Enerji Merkez, Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu 2006 yýlý Faaliyet raporu Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu 2006 yýlý Faaliyet raporu Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu 2006 yýlý Faaliyet raporu Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu 2006 yýlý Faaliyet raporu 31 MAKALE Bütünlüðün alýcýsýna devir ve teslimi Fon ile ihale alýcýsý arasýnda düzenlenecek olan Devir ve Teslim Anlaþmasý ile yapýlacaktýr. Transport, Hukuki Perspektifler dergilerinin faaliyetlerinin gerçekleþtirilmesini saðlayan ve haczedilen RTÜK nezdindeki haklar, markalar, Telekomünikasyon Kurumu nezdindeki ve RTÜK nezdindeki haklar, isim haklarý, internet alan adlarý, yayýn ekipman, cihaz ve araçlar, demirbaþlar gibi varlýklar yer almýþtýr. sahibi olduðu ATV ve Radyo Citye ait Üst Kurul nezdindeki izin ve lisanslar ile 3984 Sayýlý Kanunun Geçici 6. maddesi kapsamýnda kullandýrýlan kanal ve frekanslarýn kullaným haklarýnýn Turkuvaz Radyo Televizyon Gazetecilik ve Yayýncýlýk A.Þ. adýna tesciline karar vermiþtir. 05/12/2007 tarihinde Ahmet Afif Paþa Yalýsýnda gerçekleþtirilen ATV-Sabah Ticari ve Ýktisadi Bütünlüðü ihalesinde Turkuaz Radyo Televizyon Gazetecilik ve Yayýncýlýk A.Þ. tarafýndan 1.100.000.000.- ABD Dolarý teklif sunulmuþtur. Fon Kurulu 06/12/2007 tarihli toplantýsýnda, ihale þartnamesinin 9. maddesine istinaden gerekli izinlerin temini amacýyla, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile Rekabet Kurumu Baþkanlýðýna yazý yazýlmasýný uygun görmüþ ve gerekli iþlemleri baþlatmýþtýr. Bütünlüðün alýcýsýna devir ve teslimi Fon ile ihale alýcýsý arasýnda düzenlenecek olan Devir ve Teslim Anlaþmasý ile yapýlacaktýr. Rekabet Kurumu 10/01/2008 tarihli Kurul toplantýsýnda, ATV-Sabah Ticari ve Ýktisadi Bütünlüðü ihalesinin rekabet mevzuatýna aykýrý olmadýðýný tespit ederek satýþý onaylamýþtýr. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 7 Þubat 2008 tarihli kararý ile; 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanununun 134. maddesi kapsamýnda ATVSabah ticari ve iktisadi bütünlüðünün, Turkuvaz Radyo Televizyon Gazetecilik ve Yayýncýlýk A.Þ.ye devrinin tesciliyle ilgili iþlemlerin tekemmül ettirilebilmesi amacýyla, 3984 Sayýlý Yasada ve Özel Radyo ve Televizyon Kuruluþlarý Ýdari ve Mali Þartlar Yönetmeliðinde belirlenen yükümlülüklerin 31 Ocak 2008 tarihi itibarýyla yerine getirilmesinin ardýndan, Merkez ATV Televizyon Prodüksiyon A.Þ.nin 32 Satýþ gelirlerinin tevzisi Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu tarafýndan gerçekleþtirilen ticari ve iktisadi bütünlük ihalelerinden elde edilen satýþ gelirlerinin hak sahiplerine daðýtýmý, yukarýda sýra cetveli baþlýðý altýnda yer alan açýklamalar kapsamýnda gerçekleþtirilmiþtir. Uzan Grubu ticari ve iktisadi bütünlük satýþlarýnda, garameden Fona kalan tutar 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununun 134. maddesinin sekizinci fýkrasý ve Geçici 24. Madde kapsamýnda, Uzan Grubu'na dahil "kiþilerin ve bankanýn" Devlete ve sosyal güvenlik kuruluþlarýna olan borçlarý karþýlýðý ilaveten Maliye Bakanlýðý'na ödenmiþtir. Sonuç olarak ticari ve iktisadi bütünlük ihaleleri için, sadece satýþ gelirlerine odaklanmýþ bir deðerlendirmenin yetersiz kalacaðýna dikkat çekilmesi zaruridir. Hizmet sektöründe çalýþan binlerce çalýþaný ilgilendiren ve ülkemizin ekonomik bütünlüðünün önemli yapý taþlarýný teþkil eden bu varlýklarýn deðerlerini kaybetmeden tekrar ekonomiye kazandýrýlmasý önemli bir baþarýdýr. ÝNCELEME MEVDUAT, KATILIM FONU, EMANET, HAK ve ALACAKLARDA ZAMANAÞIMI Bankalar nezdindeki mevduat, katýlým fonu, emanet, hak ve alacaklar, son iþlem tarihinden itibaren hak sahibi tarafýndan on yýl süreyle herhangi bir iþleme tabi tutulmamýþsa zamanaþýmýna uðrar ve Fona gelir olarak kaydedilir. Türkiyede tasarruf mevduatýnýn korunmasýna iliþkin ilk yasal düzenleme olan 30/5/1933 tarih ve 2243 sayýlý Mevduatý Koruma Kanununda yer alan zamanaþýmýna uðramýþ mevduat, emanet ve alacaklar1 bu Kanundan sonra yürürlüðe giren 1/6/1936 tarihli 2999 sayýlý2 ile 23/6/1958 tarihli ve 7129 sayýlý3 Bankalar Kanunlarýnda da yer almýþtýr. Ýlgili mevzuatlarda bu deðerlerin belli bir süre iþlem görmemesi halinde devlete intikal edeceði düzenlenmiþtir. 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununun 130 uncu maddesinde4 Fon Gelirleri arasýnda sayýlan zamanaþýmýna uðramýþ mevduat, katýlým fonu, emanet, hak ve alacaklar ayný Kanunun 62 nci maddesinde5 hüküm altýna alýnmýþtýr. Buna göre, bankalar nezdindeki mevduat, katýlým fonu, emanet, hak ve alacaklar, son iþlem tarihinden itibaren hak sahibi tarafýndan on yýl süreyle herhangi bir iþleme tabi tutulmamýþsa zamanaþýmýna uðrar ve Fona gelir olarak kaydedilir. Ýlgili madde, mülga 4389 sayýlý Bankalar Kanununun 10 uncu maddesinin dört numaralý fýkrasý esas alýnarak yasalaþmýþtýr.6 Benzer ifade mülga 3182 sayýlý Bankalar Kanununun 36 ncý maddesinin ikinci fýkrasýnda da yer almaktadýr.7 Bununla birlikte, 3182 sayýlý ve 4389 sayýlý Kanunlardan farklý olarak 5411 sayýlý Kanunla katýlým bankalarýndaki zamanaþýmýna uðrayan katýlým fonu, emanet ve alacaklarda kapsama dahil edilmiþtir. Ayrýca Kanun Koyucu 62 nci madde de Bankalar8 ifadesini kullanmakla sadece Kredi Kuruluþlarýnda zamanaþýmýna uðrayan deðerleri deðil ayný zamanda Kalkýnma ve Yatýrým Bankalarýnda bulunan emanet ve alacaklarý da zamanaþýmýna uðrayacak deðerler kapsamý içine almýþtýr. Diðer taraftan 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununun 62. maddesi ile 4389 sayýlý Kanundan farklý olarak Kanun koyucu zamanaþýmýna uðrayan mevduat katýlým fonu, emanet ve alacaklarda hak sahibine ulaþýlmasý için bankaya ilave olarak ilan yükümlülüðü getirilmiþtir.9 I-Hukuki Gerekçe a- Mevduat ve Katýlým Fonu Açýsýndan Banka müþterisi ile banka arasýnda, mevduatýn ya da katýlým fonunun yatýrýlmasýyla hukuki bir iliþki oluþur. Bununla birlikte bu iliþkinin 1 2243 sayýlý Mevduatý Koruma Kanun Md. 17 ..............mevduat, emanet ve matlubattan en son talep veya muamele tarihinden itibaren, on sene geçtiði halde ashabý tarafýndan aranýlmamýþ olanlarý, bu müddetin hitamýndan itibaren altý ay zarfýnda, banka ve müesseseler tarafýndan sahiplerinin isim ve hüviyetleri ve malûm olan adresleri ve haklarýnýn faiz ile beraber balið olduðu miktarlar gösterilmek suretile tanzim edilecek bir cetvel ile Maliye vekâleti emrine, Cumhuriyet merkez bankasýna tevdi olunur. 2 2999 sayýlý Bankalar Kanunu Md. 41 Bankalarla emanet veya cari hesap suretile para kabul edebilecek ........ hulâsalarý göndermeleri mecburidir. Bu kabil mevduat, emanet ve matlûbattan en son taleb veya muamele tarihinden itibaren, 10 sene geçtiði halde eshabý tarafýndan aranýlmamýþ olanlarý, bu müddetin hitamýndan itibaren altý ay zarfýnda banka ve müesseseler tarafýndan .......... tanzim edilecek bir cetvel ile Maliye Vekâleti emrine Cümhuriyet Merkez Bankasýna tevdi olunur. 3 7129 sayýlý Bankalar Kanunu Md. 31 Her türlü mevduat, emanet ve matlubattan son talep, muamele veya mudiin herhangi bir þekildeki yazýlý talimatý tarihinden itibaren on sene geçtiði halde sahipleri tarafýndan aranýlmamýþ olanlarý, bu müddetin hitamýný takibeden takvim yýlý baþýndan itibaren 6 ay içinde banka ve müesseseler ..... tanzim edilecek bir cetvel ile Maliye Vekâleti emrine Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasýna tevdi olunur. 4 5411 s. Kanun Fonun Gelirleri Md. 130.- Fonun gelirleri; ......................................................... b) 62 nci maddeye göre zamanaþýmýna uðrayan mevduat, katýlým fonu, emanet ve alacaklardan, 5 5411 sayýlý Kanun Zamanaþýmý Md 62.-Bankalar nezdlerindeki mevduat, katýlým fonu, emanet ve alacaklardan hak sahibinin en son talebi, iþlemi, herhangi bir yazýlý talimatý tarihinden baþlayarak on yýl içinde aranmayanlar zamanaþýmýna tâbidir. Zamanaþýmýna uðrayan her türlü mevduat, katýlým fonu, emanet ve alacaklar banka tarafýndan hak sahibine ulaþýlamamasý hâlinde, yapýlacak ilâný müteakiben Fona gelir kaydedilir. Bu maddenin uygulanmasý ile ilgili usûl ve esaslar Kurulca belirlenir. 6 4389 sayýlý Kanun Md.10/4.- Bankalar nezdindeki her türlü mevduat, emanet ve alacaklardan en son talep, iþlem veya mudiin herhangi bir þekilde yazýlý talimatý tarihinden baþlayarak on yýl içinde aranmayanlar zamanaþýmýna tabidir. Zamanaþýmýna uðrayan mevduat, emanet ve alacaklar Fona gelir kaydedilir. Bununla ilgili esas ve usuller Fon Kurulunca belirlenir. 7 3182 sayýlý Kanun md. 36/2.- Her türlü mevduat, emanet ve alacaklardan son talep, iþlem veya mudiin herhangi bir þekilde yazýlý talimatý tarihinden baþlayarak 10 yýl geçtiði halde sahipleri tarafýndan aranmamýþ olanlardan.............. aranmayan mevduat, emanet ve alacaklar bu sürenin bitiminde Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonuna gelir kaydedilir. 8 5411 sayýlý Kanun Md. 3. Banka: Mevduat bankalarý ve katýlým bankalarý ile kalkýnma ve yatýrým bankalarýný 9 Yurdagül RÜZGAR - Mevzuat, Yargýtay Kararlarý ve Doktrin Iþýðýnda Mevduatta Zamanaþýmýnýn Deðerlendirilmesi, Mevduatýn Ýade Edilmemesinin Hukuki Sonuçlarý TBB Dergisi sayý 63 Av.Tunç GÜCÜK Sigorta Risk Ýzleme Dairesi Fon Avukatý 33 ÝNCELEME 350 300 27,9 293 250 300 200 160 150 20,0 10,0 6,9 50 0 25,0 15,0 10,5 100 30,0 2005 2006 Hesap Sayýsý 5,0 2007 Toplam Gelir (milyon YTL) YILLAR ÝTÝBARIYLE ZAMANAÞIMINA UÐRAYAN KIYMETLER Hesap Sayýsý (bin adet) Hak sahibinin ya da vekilinin bir tasarrufu olmadan yapýlan her hangi bir iþlem zamanaþýmý süresini kesmez. 0,0 Toplam Gelir Yýllar itibarýyla zamanaþýmýna uðrayan kýymetler( Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu 2007 Faailiyet Raporu) Zamanaþýmýna uðrayan kýymetler ile ilgili olarak 2007 yýlýnda toplam 27.875.513.-YTL gelir yazýlmýþtýr hukuki niteliðinin ne olduðu tartýþmalýdýr. Doktrinde banka ile müþteri arasýnda kurulan mevduatýn ya da katýlým fonu iliþkisinin bir anlaþma ile baþladýðý kabul edilmektedir. Bu anlaþma sonucunda mevduat veya katýlým fonu bankaya yatýrýlmakta ve söz konusu iliþki doðarak sonuçlarýný devam ettirmektedir. Bu konuda ileri sürülen görüþlerde bu anlaþmanýn, vedia, vekalet, karz sözleþmesi, usulsüz tevdi ya da karma sözleþme olduðu þeklindedir. Ancak bu sözleþme için Kanunda veya diðer bir kanunda herhangi bir þekil öngörülmemiþtir. Bu bakýmdan banka müþterisi ile banka arasýnda yapýlan sözleþmenin 818 sayýlý Borçlar Kanununun getirmiþ olduðu genel þekil serbestisi kuralýna tabi olduðu belirtilmiþtir.10 Bu kapsamda, mevduat ve katýlým fonuna uygulanacak zamanaþýmý süresi de kýyas yolu ile yukarýda bahse konu sözleþme hükümlerine uygun olarak hesaplanacaktýr. Banka ile mevduat ve katýlým fonu sahipleri arasýnda yapýlan sözleþmenin açýklanan özelliði nedeniyle, Borçlar Kanununun 125 inci madde hükmünde yazýlý 10 yýllýk genel zamanaþýmý süresine tabi olacaktýr. (YHGK E. 2005/11-20 K. 2005/34 T. 9.2.2005). b- Emanetler Açýsýndan Bankalara tevdi edilen emanetlerin bir kýsmý da mülkiyet hakkýný içermektedir. Genel hükümlere göre mülkiyet hakkýnda zamanaþýmý uygulanmaz. Diðer taraftan, 5411 sayýlý Kanunun 62 nci maddesi çerçevesinde her türlü emanetlerin 10 yýl geçmekle Fona gelir kaydedileceði hükme baðlanmýþ olup bu madde ile mülkiyete iliþkin zamanaþýmý hükümlerine bir istisna getirilmiþtir. Bu durumu BATTAL miras hukukundaki (MK 501) sahipsiz miras akýbetine benzetmektedir. Bankacýlýk uygulamasýnda Fonu bankalarýn kendi özel hazinesi olarak nitelemiþ ve bir nevi Fonu aranmayan hesaplarýn mirasçýsý kabul etmiþtir.12 II- Zamanaþýmý Süresinin Baþlangýcý 10 yýllýk zamanaþýmý süresi baþlangýcý hak sahibinin en son talebi, iþlemi veya herhangi bir yazýlý talimatý tarihinden itibaren baþlar. Maddenin lafzýndan, zamanaþýmý süresini kesecek iþlemlerin hak sahibinin kendi tasarrufu ile yaptýðý iþlemler olarak kabul edilmeli bu nedenle de hak sahibinin bir tasarrufu olmadan yapýlan her hangi bir iþlemin zamanaþýmý süresini kesmediði sonucuna ulaþýlmalýdýr. Nitekim mudiin talimatý olmaksýzýn mevduatýn veya katýlým fonunun kredi kuruluþu tarafýndan otomatik olarak yenilenmesi bunlarýn zamanaþýmýna uðramasýný engellememektedir. Bununla birlikte zamanaþýmýný kesen iþlemlerin sadece hak sahibi tarafýndan yapýlmasý gereði olmayýp vekili tarafýndan yapýlan iþlemerin de zamanaþýmýný keseceði muhakkaktýr. Bu itibarla, hak sahibinin veya vekilinin hesapla ilgili olarak para yatýrmasý, çekmesi, havale, EFT yapmasý, fatura, vergi, trafik cezasý, kredi kartý borç ödemesi, yatýrým araçlarý almasý, ödeme yasaðý koymasý vb. iþlemlerde bulunmasý zamanaþýmý süresini kesen nedenlerdir, zamanaþýmý süresi her iþlem sonu itibari ile yeniden iþlemeye baþlar. Baþka bir deyiþle, her iþlem sonucunda yeni bir 10 yýllýk zamanaþýmý süresi baþlayacaktýr. Bu anlamda, üçüncü kiþiler ya da bankalar tarafýndan hesap üzerinde yapýlan iþlemler o hesap üzerinde hak sahibi veya vekili tarafýndan bir iþlem yapýldýðý anlamýna gelmediðinden 10 yýllýk zamanaþýmý süresi iþlemeye devam 10 Yard. Doç. Dr. Kürþad Nuri TURANBOY - TASARRUF MEVDUATI SÖZLEÞMESÝNÝN NÝTELÝÐÝ - www.hukuk.gazi.edu.tr/dergi/cilt_1-sayi_1.pfd 11 Prof. Dr. Seza REÝSOÐLU - BANKACILIK KANUNU ÞERHÝ Cilt I sf. 891 Ankara/2007 12 Prof. Dr. Ahmet BATTAL - BANKACILIK KANUNU ÞERHÝ Birici Baský sf. 245 Ankara/2006 34 ÝNCELEME edecektir. Her ne kadar RÜZGAR13 ÞENERe14 dayanarak Kanunun 62 nci maddesinde geçen talep ve iþlem ibarelerinin mahkeme ve icra dairesi tarafýndan bankalara yöneltilmiþ dava ve icra takiplerini de kapsadýðýný kabul etmek gerektiðini belirtse de böyle bir halde yapýlan iþlemin zamanaþýmýný kesmeyeceði düþünülmektedir. Zira Kanunda sadece hak sahibinin yapacaðý iþlemlerin ve taleplerin zamanaþýmýný keseceði açýkça zikredilmektedir. Öte yandan REÝSOÐLUNA göre, þarta baðlý yatýrýlan mevduat ve katýlým fonlarý bakýmýndan -üniversiteden mezun olma, 25 yaþýný bitirme gibi belirli kýstaslarla açýlan hesaplarda- bu kýstaslarýn gerçekleþmesi halinde 10 yýllýk zamanaþýmý süresi iþlemeye baþlayacaktýr.16 Öte yandan BATTAL; kredi kuruluþlarýnýn öngörülen kýstaslarý takip etme yükümlülüðü bulunmadýðý görüþünden hareketle, zamanaþýmýnýn hesabýn açýldýðý tarihten baþlayacaðýný savunmaktadýr.17 01/11/ 2006 tarih ve 26333 sayýlý Resmî Gazetede yayýmlanan Mevduat ve Katýlma Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaþýmýna Uðrayan Mevduat, Katýlým Fonu Emanet ve alacaklara Ýliþkin Usul ve Esaslar Hakkýnda Yönetmelikte (Yönetmelik) yukarýdaki açýklama doðrultusunda bir düzenleme yürürlüðe girmiþtir. Bu Yönetmeliðin 9 uncu maddesinin üç numaralý fýkrasý uyarýnca,bahse konu husus yetkili merciiler tarafýndan hesap üzerine konulan blokenin zamanaþýmý süresini kesmeyeceði ve fakat durduracaðý, blokenin kalkmasý halinde zamanaþýmý süresinin kaldýðý yerden devam e d e c e ð i h ü k m ü i l e d ü z e n l e n m i þ t i r. Ayný Yönetmeliðin 8 inci maddesinin iki numaralý fýkrasý uyarýnca, bankalar zamanaþýmýna uðrayan ve tutarý 50 Yeni Türk Lirasý ve üzerindeki her türlü mevduat, katýlým fonu, emanet ve alacaklarýn hak sahiplerini hesaplarýnýn Fona devredileceði hususunda, iadeli taahhütlü mektupla uyarmak zorundadýrlar. Bu kapsamda bu deðerlerin alacaklýlarýný arama ve uyarma görevi bir ön þart olarak öngörülmüþtür. Söz konusu alacaklarýn zamanaþýmýna uðramasý için bankalarýn hak sahiplerine usule uygun tebligat yapýlmasý zorunlu olup bu yükümlülüðü yerine getirmeden zamanaþýmýna uðratýlan hesap sahibine karþý bankanýn sorumluluðu devam edecektir. Bununla birlikte anýlan iþlemlerin Kanun ve yönetmelikte belirtilen süreler içinde gerçekleþmesi gerekmektedir. Bunun yanýnda Yönetmeliðin 9 uncu maddesinin iki numaralý fýkrasýnda15, ergin olmayanlar (küçükler) adýna ve yalnýzca bunlara ödeme yapýlmak kaydýyla açtýrýlan hesaplarda zamanaþýmý süresinden bahsedilmektedir. Buna göre, ergin olmayan adýna açýlan hesaplarda iþlem yapma, tasarrufta bulunma yetkisi sadece ergin olmayana tanýnmýþ ise zamanaþýmý süresi kiþinin ergin olmasýndan itibaren baþlayacaktýr. Eðer ki bu türden bir kýsýtlama yok ise yani ergin olmayanýn veli veya vasisi o hesap üzerinde tasarrufta bulunma yetkisine sahipse bu halde hesap ergin olmayan kiþiler adýna açýlmýþ dahi olsa veli veya vasi bu hesap üzerinde 10 yýl boyunca herhangi bir iþlemde bulunmaz iseler zamanaþýmý süresi veli ya da Tutarý 50 Yeni Türk Lirasýnýn altýndaki mevduat, katýlým fonu, emanet, hak ve alacaklar için bankalarýn tebligat yükümlülüðü bulunmamakla birlikte deðeri ne olursa olsun bankalar kendi internet sitelerinde söz konusu mevduat, katýlým fonu, emanet ve alacaklarý liste halinde üç ay müddetle ilan edecekler ve kendi internet sitesinde ilan edildiði hususunu ülke genelinde 2006 YILI NAKÝT DEÐER TABLOSU Ayni Deðer; 1.049.530.48; %15 KAYNAK: TMSF Katýlým Bankalarý; 215.049.00; %3 Kalkýnma; 21.782.00; %0 Mevduat Bankalarý; 6.627.976.62; %97 KAYNAK: TMSF ZAMANAÞIMI GELÝRLERÝ (2006 YILI) Nakit Deðer; 5.815.277.14; %85 Alacaklarýn zamanaþýmýna uðramasý için bankalarýn hak sahiplerine usule uygun tebligat yapýlmasý zorunlu olup bu yükümlülüðü yerine getirmeden zamanaþýmýna uðratýlan hesap sahibine karþý bankanýn sorumluluðu devam edecektir. vasinin en son iþlem tarihinden itibaren iþlemeye baþlayacaktýr. Diðer bir deyiþle, zamanaþýmý süresinin baþlamasý için ergin olmayan kiþinin ergin olmasý beklenmeyecektir. 13 Yurdagül RÜZGAR - Mevzuat, Yargýtay Kararlarý ve Doktrin Iþýðýnda Mevduatta Zamanaþýmýnýn Deðerlendirilmesi, Mevduatýn Ýade Edilmemesinin Hukuki Sonuçlarý TBB Dergisi sayý 63 14 Hami Oruç ÞENER - Banka Mevduatý ve Hukuki Niteliði, Ankara 2005. 15 Mevduat ve Katýlma Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaþýmýna Uðrayan Mevduat, Katýlým Fonu Emanet ve alacaklara Ýliþkin Usul ve Esaslar Hakkýnda Yönetmelik Md. 9-2 Ergin olmayanlar adýna ve yalnýzca bunlara ödeme yapýlmak kaydýyla açtýrýlan hesaplarda, zamanaþýmý süresi kiþinin ergin olduðu tarihte iþlemeye baþlar. 16 Prof. Dr. Seza REÝSOÐLU - BANKACILIK KANUNU ÞERHÝ Cilt I sf. 897 Ankara/2007 17 Prof. Dr. Ahmet BATTAL - Mevduatta Zamanaþýmý Konusundaki Mevzuatýn ve Yargý Kararlarýnýn Deðerlendirilmesi, Teblið 2007. 35 ÝNCELEME 10.000.000,00 9.216.350,62 9.000.000,00 8.000.000,00 6.864.807,62 7.000.000,00 5.994.090,00 6.000.000,00 5.000.000,00 4.706.292,64 4.369.720,00 3.828.669,00 4.000.000,00 2.000.000,00 1.000.000,00 KAYNAK: TMSF 3.000.000,00 686.800,00 0,00 2000 2001 2002 2003 Zamanaþýmýna uðramýþ mevduatlar, katýlým fonu vb. Fon Gelirleri arasýnda sayýldýðýndan, ilgili banka teblið ve ilan iþlemlerin sonucunda anýlan deðerleri Fon hesabýna yatýrmaz ise Fonun bu alacaklarýna iliþkin 6183 sayýlý Amme Alacaklarý Tahsil Usulü Hakkýnda Kanun hükümlerini uygulama hakký doðacaktýr. Bunun yanýnda, bu deðerlerin, 6183 sayýlý Kanun hükümleri uyarýnca gecikme zammý ile birlikte devredilmesi gerekmektedir.18 Ayrýca, döviz hesaplarý devir iþlemleri için gecikme zammýnýn hesaplanmasýnda mevduat, katýlým fonu vb. deðerlerin Fona devredilmesi gereken son gününde geçerli Merkez Bankasý döviz alýþ kuru esas alýnmak suretiyle bulunacak Yeni Hak sahipleri tarafýndan son iþlem tarihi 10 yýlý geçen mevduat, katýlým fonu, emanet ve alacaklarýn (kýymetlerin) zamanaþýmýna ugramasý 31.01. t 50 YTL üzerindeki kýymetlerin hak sahiplerinin iadeli taahhütlü mektupla uyarýlmasý 15.02. t 2006 Öte yandan, mülga 4389 sayýlý Kanunda20, zamanaþýmýna uðramýþ mevduat vb. için yukarýda belirtilen süreye benzer bir ek süre bulunmamaktaydý, söz konusu Kanuna göre, mevduat, emanet vb. deðerlerin Fona geçiþ aný Fon adýna kayýt aný deðil 10 yýllýk sürenin dolumu tarihi olarak belirlenmiþti. III- Fona Gelir Kaydý 31.12. t-1 2005 Türk Lirasý karþýlýklarý matrah teþkil edecektir.19 yayým yapan tirajý en yüksek iki gazetede iki gün süreyle ilan edeceklerdir. Bu ilanla eþ zamanlý olarak bankalar ilan ettikleri listeleri Fona göndermekle de yükümlüdür. Fon da bu listeleri konsolide ederek kendi internet sitesinde yayýnlayacaktýr. 01.01. t-1 2004 Yukarýda ki bilgiler ýþýðýnda ve anýlan Yönetmelikte belirtilen tarihe kadar21 ilgilileri tarafýndan herhangi bir baþvuru yapýlýrsa ya da bu alacaklar talep edilirse zamanaþýmý ortadan kalkacak ve zamanaþýmý süresi yeniden baþlayacaktýr. Aksi halde, bu alacaklar belirtilen tarihe istinaden banka tarafýndan Fonun Merkez Bankasýndaki hesaplarýna devredilecektir. Bundan sonra bu deðerlerin sahibi Fon olacaktýr. Fona devredilen deðerlerin hak sahiplerine iadesi mümkün olmayacaðýndan bu aþamadan sonra ancak yanlýþ iþlem yapan bankanýn sorumluluðuna gidilebilecektir. 30.04. t Ýlan ile ilgili duyurunun Türkiye genelinde yayýnlanan tirajý en yüksek iki gazetede 2 gün süre ile ilan edilmesi -50 YTL altýndaki ve üzerindeki kýymetlerin bankalarýn kendi internet sitelerinde ilan edilmesi -Listelerin internet sitesinde yayýnlandýgý tarihte eþ zamanlý olarak Fon gonderilmesi -Bankalar tarafindan Fon'a gonderilen listelerinin konsolide edilerek Fon'un internet sitesinde ilan edilmesi 15.05. t Hak sahiplerinin baþvurularýnýn beklenmesi için son 15 gün 31.05. t 07.06. t -Aranmayan kýymetler faiz ve kar paylarý ile birlikte Fon'un TCMB hesaplarýna devredilmesi -Devredilen kýymetlerin Fona gelir kaydedilmesi Devir listelerinin (hak sahiplerinin kimlik bilgileri, adresleri ve haklarýnýn faiz ve kar paylarý ile birlikte ulaþtýklarý tutarlar gösterilmek suretiyle) bankalar tarafýndan 1 hafta içinde Fon'a gönderilmesi 18 5411 s. Kan Fon alacaklarýnýn takip ve tahsiline iliþkin yetki ve usûller Md 132.- Fonun, bu Kanunun 130 uncu maddesinde sayýlan gelirleri ile 108 inci ve 135 inci maddesindeki alacaklarýnýn takip ve tahsilinde 6183 sayýlý Amme Alacaklarýnýn Tahsil Usulü Hakkýnda Kanun hükümleri uygulanýr. 19 Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu Finansman Daire Baþkanlýðý 12/01/2007 tarih ve 52 sayýlý Bankalar Birliðine yazýlan yazý madde 7 (http://www.tmsf.org.tr/documents/mevzuat/tr/tbbza.pdf) 20 Mülga 4389 s. Kan Md.10-4. Bankalar nezdindeki her türlü mevduat, emanet ve alacaklardan en son talep, iþlem veya mudiin herhangi bir þekilde yazýlý talimatý tarihinden baþlayarak on yýl içinde aranmayanlar zamanaþýmýna tabidir. Zamanaþýmýna uðrayan mevduat, emanet ve alacaklar Fona gelir kaydedilir. Bununla ilgili esas ve usuller Fon Kurulunca belirlenir. 21 Mevduat ve Katýlma Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaþýmýna Uðrayan Mevduat, Katýlým Fonu Emanet ve alacaklara Ýliþkin Usul ve Esaslar Hakkýnda Yönetmelik md.9-3 Ýlan edilen zamanaþýmýna uðramýþ her türlü mevduat, katýlým fonu, emanet ve alacaklardan Mayýs ayýnýn onbeþinci gününe kadar hak sahibi veya mirasçýlarý tarafýndan aranmayanlar, faiz ve kar paylarý ile birlikte Mayýs ayý sonuna kadar Fonun Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasýndaki hesaplarýna devredilir. 36 MAKALE TÜRKÝYEDE DOÐRUDAN YABANCI YATIRIMLAR Doðrudan yabancý yatýrýmlar, sermayeyle birlikte teknoloji ve iþletmecilik bilgisini de beraberinde getirdiðinden dolayý Ýkinci Dünya Savaþýndan sonra önem kazanmaya baþlamýþ, 1980lerin baþýndan itibaren ise giderek daha önemli hale gelmiþtir. Bu dönemde, doðrudan yabancý yatýrýmlar, dünya üretimi ve ticaretindeki artýþtan daha hýzlý artmýþtýr. 2000 yýlýnda 1,270 milyar dolara ulaþan doðrudan yabancý yatýrýmlar, 2002 yýlýnda 1,411 milyar dolarla rekor kýrmýþtýr. Yabancý sermaye yatýrýmlarý, portföy yatýrýmlarý ve doðrudan yabancý yatýrýmlar olmak üzere ikiye ayrýlmaktadýr. Portföy yatýrýmlarý, kýsa vadeli yabancý sermaye hareketleridir. Gittiði ülkede bir iþletme kurma ya da sabit bir yatýrým yapma gibi uzun vadeli bir amacý yoktur. Buna karþýlýk, doðrudan yabancý yatýrýmlar uluslararasý sermaye akýþý demektir. Yatýrýlabilir kaynaklarýn kiþi veya kuruluþlar tarafýndan bir baþka ülkeye taþýnmasýdýr. Doðrudan yabancý yatýrýmlar, bir firmanýn, yabancý ülkelerde üretim tesisi kurmasý veya mevcut üretim tesislerini satýn almasý biçiminde tanýmlanabilir. Doðrudan yabancý yatýrýmlar, sermayeyle birlikte teknoloji ve iþletmecilik bilgisini de beraberinde getirdiðinden dolayý Ýkinci Dünya Savaþýndan sonra önem kazanmaya baþlamýþ, 1980lerin baþýndan itibaren ise giderek daha önemli hale gelmiþtir. Bu dönemde, doðrudan yabancý yatýrýmlar, dünya üretimi ve ticaretindeki artýþtan daha hýzlý artmýþtýr. 2000 yýlýnda 1,270 milyar dolara ulaþan doðrudan yabancý yatýrýmlar, 2002 yýlýnda 1,411 milyar dolarla rekor kýrmýþtýr. Doðrudan yabancý yatýrýmlar, 2006 yýlýnda ise yüzde 38 oranýnda artarak 1,306 milyar dolar olmuþtur. Bu, 2002 yýlýndan sonraki en yüksek düzeydir. 2006 yýlýnda hem geliþmiþ, hem geliþen, hem de geçiþ ekonomilerine yönelik yatýrým giriþlerinde artýþ yaþanmýþtýr. Doðu Avrupa ülkelerine yönelik yatýrým giriþlerindeki artýþ oraný ise yüzde 68dir. Bu yüksek artýþta, sýnýr-ötesi birleþme ve satýn almalar önemli rol oynamýþtýr. Doðrudan yabancý yatýrýmlar, Türkiye gibi geliþmekte olan ülkeler için çok önemlidir. Doðrudan yabancý yatýrýmlar, yatýrýmýn yapýldýðý ev sahibi ülke ekonomisi üzerinde çeþitli etkiler yaratmaktadýr. Günümüzde hemen hemen geliþmekte olan tüm ülkelerde hükümetlerin doðrudan yabancý yatýrýmlarý kalkýnma hedeflerinin bir parçasý olarak görmelerinin nedeni de budur. Gerçekten de, ekonomiye saðladýðý katkýlar nedeniyle günümüzde birçok ülke, özellikle de geliþmekte olan ülkeler arasýnda yabancý yatýrým çekme yarýþý yaþanmaktadýr. Geliþmekte olan ülkeler, bu amaçla, bir yandan yatýrým ortamlarýný iyileþtirmekte, diðer yandan da ilgili mevzuatlarýný mümkün olduðunca basitleþtirmeye çalýþmaktadýrlar. Türkiyenin doðrudan yabancý yatýrým çekme performansý uzun yýllar potansiyelinin altýnda kalmýþtýr. Türkiye, oldukça liberal yabancý sermaye mevzuatýna ve yabancý yatýrýmlarý çekme konusundaki bazý avantajlarýna raðmen, uzun yýllar yeterli düzeyde doðrudan yabancý yatýrým çekmeyi baþaramamýþtýr. Türkiye, 19541980 arasýnda 240 milyon dolara yakýn doðrudan yabancý yatýrým çekmiþtir. Bu rakam, 1980-2000 döneminde 15 milyar dolar civarýndadýr. 1995-2000 döneminde ise yýllýk ortalama 700-800 milyon dolar civarýnda seyretmiþtir. Son yýllarda, Türkiyeye yönelik yabancý yatýrým giriþlerinde büyük bir artýþ yaþanmaktadýr. Rakamlar, son yýllarda bu alanda rekorlar kýrýldýðýný göstermektedir. 2004 yýlýnda 2.8 milyar dolar olan Türkiyeye yönelik doðrudan yabancý yatýrýmlarýn, 2005te 9.8 milyar dolara ulaþtýðý ve 2006da da 20 milyar dolarý aþtýðý görülmektedir. Bu rakam, Ocak-Kasým 2007 dönemi için ise 17 milyar dolar civarýndadýr. Bu artýþta; ekonomide saðlanan istikrarlý ortam, siyasi istikrar, AB ve IMF ile iliþkilerin yolunda gitmesi ve büyük çaplý özelleþtirmelerin önemli etkisi var. Yabancýlarýn gayrimenkul alýmlarýnýn da etkili olduðunu belirtmek gerekir. 2006 yýlýnda Türkiyeye giren doðrudan yabancý yatýrýmlarýn ülkelere göre daðýlýmýna Doç. Dr. Mehmet Hüseyin BÝLGÝN Kadir Has Üniversitesi, Ý.Ý.B.F. 37 MAKALE Diðer geliþmekte olan ülkeler gibi, Türkiyenin de doðrudan yabancý yatýrýmlara ihtiyacý var. Doðrudan yabancý yatýrýmlar, birçok açýdan Türkiye ekonomisini olumlu etkiler. Ýstihdam, üretim ve ihracatý artýrýcý etkileri bir yana; ekonominin rekabet gücünü artýrýr, ekonomiye dinamizm kazandýrýr. bakýldýðýnda, AB-25 ülkelerinin yüzde 82lik bir paya sahip olduðu tespit edilmektedir. Doðrudan yabancý yatýrýmlarýn sektörlere göre daðýlýmýna bakýldýðýnda ise mali kuruluþlarýn faaliyetleri ve ulaþtýrma, haberleþme ve depolama hizmetlerinin yüzde 38le en fazla yabancý yatýrým çeken sektörler olduðu görülmektedir. Son yýllarda özellikle finans ve telekomünikasyon sektörlerinde gerçekleþen satýn-almalar ve özelleþtirmeler nedeniyle, büyük miktarda yabancý yatýrým giriþi gerçekleþmiþtir. Dolayýsýyla, dünya genelinde artan satýn-alma ve birleþmelerden Türkiye de faydalanmýþtýr. 2005, 2006 ve 2007 yýllarýnda Türkiyeye giren doðrudan yabancý yatýrýmlarýn yaklaþýk yüzde 75-80i satýn-almalar ve birleþmeler yoluyla gerçekleþmiþtir. 2006 yýlýndaki satýn-alma ve birleþmelerin yüzde 44ü finans sektöründe ve yüzde 40.5i de telekomünikasyon sektöründe gerçekleþmiþtir. 2006 yýlýndaki yabancý yatýrým giriþi, önemli ölçüde Telsim (yüze 100ü), Türk Telekom (yüzde 40.6sý), Denizbank (yüzde 98.9u), Finansbank (yüzde 80.4ü) ve Petrol Ofisinin (yüzde 34ü) yabancýlara satýlmasýndan kaynaklanmýþtýr. Türkiye ekonomisini ve þirketlerini yakýn markaja almaya devam eden yabancýlar, 2007 yýlýnda da birçok Türk þirketini satýn almýþtýr. Satýlan þirketler arasýnda özellikle Oyakbank ve UnRo-Ro'nun satýþlarýnýn büyük tartýþma yarattýðýný hatýrlatmak gerekir. 2007 yýlýnda ayrýca; Türk Demirdöküm, AFM sinemalarý, Eczacýbaþý Ýlaç, Ray Sigorta ve daha pek çok Türk þirketinin hisseleri deðiþik oranlarda yabancýlara satýlmýþtýr. Sadece rakamlara bakýlýrsa, son yýllarda Türkiyenin yabancý yatýrýmlarýn yeni çekim merkezlerinden biri olduðu söylenebilir. Türkiye, 2006 yýlýnda dünyada en fazla doðrudan yabancý yatýrým çeken ülkeler sýralamasýnda 38 Polonyanýn önünde 9. sýrada yer almýþtýr. Türkiyedeki doðrudan yabancý yatýrým stoku 2000 yýlýnda yaklaþýk 20 milyar dolar civarýndayken, 2006 yýlýnda 60 milyar dolara yükselmiþtir. Yabancý yatýrýmlarda son yýllarda görülen artýþa raðmen, yüzde 16 olan Türkiyenin doðrudan yabancý yatýrým stokunun GSYÝHya oraný, hala dünya ortalamasý olan yüzde 22.7nin altýndadýr. Belirtilmesi gereken diðer önemli bir nokta da, son yýllarda gelen yabancý yatýrýmlarýn genelde mevcut, yani kurulu tesisleri ya satýn-aldýðý ya da ortak olduðu gerçeðidir. Bu nedenle, son yýllardaki yatýrým giriþinin üretimi ve istihdamý artýrýcý etkisinin sýnýrlý kaldýðý ileri sürülebilir. Türkiyeye yönelik doðrudan yabancý yatýrýmlarýndaki artýþýn bu yýl da devam edeceði beklenmektedir. Ýngiliz Oxford Business'a göre, 2007 yýlýnda yavaþlayan özelleþtirme, bu yýl hýz kazanacak ve Türkiyeye yabancý sermaye giriþi 20 milyar dolar civarýnda gerçekleþecek. Diðer geliþmekte olan ülkeler gibi, Türkiyenin de doðrudan yabancý yatýrýmlara ihtiyacý var. Doðrudan yabancý yatýrýmlar, birçok açýdan Türkiye ekonomisini olumlu etkiler. Ýstihdam, üretim ve ihracatý artýrýcý etkileri bir yana; ekonominin rekabet gücünü artýrýr, ekonomiye dinamizm kazandýrýr. Hedefin büyütülmesi ve alýnacak tedbirlerle, bugüne kadar potansiyelin altýnda kalan performansýn yükseltilmesi elbette mümkündür. Bunun yolu, yatýrým ortamýný iyileþtirmekten, yatýrýmlarýn önündeki engelleri kaldýrmaktan ve yabancý yatýrýmlarý teþvik edici düzenlemeleri yapmaktan geçmektedir. Yatýrým ortamýný iyileþtirici düzenlemelerin, yabancý yatýrýmcýlar kadar yerli yatýrýmcýlar açýsýndan da teþvik edici olduðu açýktýr. HUKUK ÝFLASTA ÇEKÝÞMELÝ HAKLARA ÝLÝÞKÝN TAKÝP YETKÝSÝNÝN DEVRÝ Çekiþmeli hakkýn takip yetkisinin temlikine iliþkin iþlem, alacaðýn temliki niteliðini taþýmayýp, münhasýran söz konusu alacaðýn takip yetkisinin devrini ifade etmektedir. Bu durumda maddi hakkýn devri deðil, iflas alacaklýsýna çekiþmeli hakkýn takip yetkisinin, diðer bir deyiþle davayý sevk yetkisinin verilmesi söz konusudur. Burada iflas alacaklýsý, davayý masa adýna fakat kendi hesabýna yürütmektedir Cebri icra hukuku olarak da isimlendirilen Ýcra-Ýflas hukuku cüzi icra (icra takibi) ve külli icra (iflas takibi) olarak iki bölümden oluþmaktadýr.1 Ýcra takibinde iþlemler resmi bir organ olan Ýcra Dairesi tarafýndan yerine getirilirken iflas takibinde; iflas dairesi, birinci alacaklýlar toplantýsý 2 , iflas idaresi 3 , ikinci alacaklýlar toplantýsý 4 tarafýndan tasfiye gerçekleþtirilmektedir. Ýflasýn açýlmasý ile müflisin haczedilebilen bütün mal, alacak ve haklarý kendiliðinden iflas masasýný teþkil eder. Ýflas ile müflisin masa mallarý üzerindeki tasarruf yetkisi kýsýtlandýðýndan, masa ile ilgili davalar hakkýndaki dava takip yetkisi artýk müflise deðil iflas idaresine aittir.5 Mülkiyeti uyuþmazlýk konusu olan aktiflerin takip ve tahsili yetkisi ise ikinci alacaklýlar toplantýsýna verilmiþtir. Dolayýsýyla satýþlarýn yapýlmasýna ve davalarýn takibine iliþkin kararlarýn, ikinci alacaklýlar toplantýsýnda oluþturulmasý gerekmektedir. Nitekim bu nedenle, ÝÝK. 194 üncü maddesinde iflasýn açýldýðý anda devam etmekte olan davalarýn, ikinci alacaklýlar toplantýsýndan on gün sonrasýna kadar bekletileceði öngörülmektedir. Ýkinci alacaklýlar toplantýsýnda alacaklýlar, derdest davalara masa tarafýndan devam edilip edilmeyeceðine karar vermek zorundadýr. Alacaklýlar derdest bir davanýn masa tarafýndan sürdürülmesini veya masanýn aktifine iliþkin yeni bir dava veya takip ikamesini masanýn yararlarýna aykýrý görerek, söz konusu dava ve takiplerin masa tarafýndan takip edilmemesine ya da yeni bir dava veya takip yapýlmamasýna karar verebilmektedir. Ýcra Ýflas Kanununun 245 inci maddesinde yer a l a n A l a c a k l ý l a r ý n m a s a t a r a f ý n d a n neticelendirilmesine lüzum görmedikleri bir iddianýn takibi hakký isteyen alacaklýya devrolunur. Hâsýl olan neticeden masraflar çýkarýldýktan sonra devralanýn alacaðý verilir ve artaný masaya yatýrýlýr. hükmü uyarýnca alacaklarý sýra cetvelinde kabul edilmiþ olan bütün alacaklýlara mezkur alacaðý takip yetkisini kullanmak olanaðýnýn tanýnmasý gerekmektedir. Zira masanýn takibinde yarar görmediði dava veya davalarýn açýlmasýný veya yürütülmesini iflas alacaklýlarý bakýmýndan yararlý gören ve böyle bir davanýn kazanýlmasýna elveriþli olgu ve kanýtlarýn varlýðýna inanan iflas alacaklýlarý bulunabilmektedir. Bu durumda, bu yönde düþünen alacaklýlar söz konusu davanýn bütün risklerin üzerlerine alarak, davanýn takibine iliþkin yetkinin kendilerine verilmesini isteyebilecektir. Çekiþmeli hakkýn takip yetkisinin temlikine iliþkin iþlem, alacaðýn temliki niteliðini taþýmayýp, münhasýran söz konusu alacaðýn takip yetkisinin devrini ifade etmektedir. Bu durumda maddi hakkýn devri deðil, iflas alacaklýsýna çekiþmeli hakkýn takip yetkisinin, diðer bir deyiþle davayý sevk yetkisinin verilmesi söz konusudur. Burada iflas alacaklýsý, davayý masa adýna fakat kendi hesabýna yürütmektedir. Birden fazla iflas alacaklýsý da çekiþmeli hakký devralabilmektedir. Bu takdirde her bir alacaklý ayrý ayrý dava açabileceði gibi, dava arkadaþlýðý oluþturacak biçimde davayý birlikte de izleyebilmektedirler. Davanýn kazanýlmasý halinde ise saðlanan yarar temellük eden alacaklýlara sýralarýna göre tahsis edilmektedir. Takip yetkisi devralýnan hakkýn konusunu para ile ifade edilmesi mümkün tüm aktif deðerler oluþturabilmektedir. Ancak, takip yetkisi devredilen hakkýn çekiþmeli nitelikte olmasý gerekmektedir. Örneðin ödenmemiþ bir senetten doðan çekiþmeli alacak, iflas etmiþ bir anonim þirketin organlarýnýn sorumluluðunu gerektiren talep haklarý, tasarrufun iptaline konu teþkil eden haklar temlikin konusunu oluþturmaktadýr. Ayrýca masanýn pasifine iliþkin haklarýn takip yetkisinin de temliki mümkündür. Bu durumda takip yetkisini devralan alacaklý, bu yetkinin iliþkin bulunduðu davayý kazanmasý halinde, 1 Ýcra ve Ýflas Hukuku Kuru, Arslan, YILMAZ, Yetkin yay. 2 ÝÝK. 221 3 ÝÝK 226 4 ÝÝK. 237-238 5 Yargýtay 10. H.D, E. 1980/6254, K. 1980/9697, T. 1.12.1980 sayýlý kararýnda Ýflasýn açýlmasýyla birlikte, borçlunun ekonomik bir deðer taþýyan bütün mal ve haklarý, iflas masasýný oluþturur. Ýflasýn açýlmasýyla, borçlunun dava yeterliði de sýnýrlanýr ve iflas tasfiyesinin devam ettiði sürede, davalarý takip yetkisi, masanýn yasal temsilcisi olan iflas idaresine geçer. denilmektedir. Av. Þule Aslan Hukuk Ýþleri Daire Baþkanlýðý Mütalaa Grubu 39 HUKUK KAYNAKLAR Uyar, Talih Uygulamalý Ýcra Ýflas Hukuku Kuru, Baki Ýcra Ýflas Hukuku Altay, Sümer Türk Ýflas Hukuku Eriþ, Gönen Ýcra Ýflas Kanunu iflas masasýný ödeyeceði borçtan kurtarmýþ olacaðýndan anýlan miktarýn alacaðýn karþýlanmasý ölçüsünde kendisine tahsisi gerekmektedir. Ancak müflisin davalý olduðu masanýn pasifine iliþkin bu davalarýn takip yetkisini devralmak isteyen herhangi bir iflas alacaklýsý bulunmadýðý taktirde, mezkur davalarý müflisin takip etmesi mümkün bulunmamaktadýr. Bu durumda davacýnýn alacaðý sýra cetveline yazýlmaktadýr. Ýflasýn açýlmasýndan önce açýlan müflisin davalý olduðu davalarda, iflas alacaklýlarýnýn6 takip yetkisini devralmalarý mümkün ise de ayný olanak masaya kaydedilen alacaklar hakkýnda açýlan sýra cetveline itiraz davalarý bakýmýndan mümkün bulunmamaktadýr. Zira iflas alacaklýlarýnýn, ÝÝK. 235 inci maddesi7 uyarýnca terkin davasý açma olanaklarý bulunmaktadýr. Çekiþmeli hakka iliþkin takip yetkisini masadan temellük edebilecek olanlar iflas alacaklýlarýdýr. Masanýn alacaklýlarý8 ve mülkiyet hakkýna dayalý istihkak iddia edenler mezkur yetkinin kendilerine devrini talep edememektedirler. Ýflas alacaklýlarýna söz konusu yetkinin masa tarafýndan devredilebilmesi için alacaklarýnýn sýra cetvelinde kabul edilmiþ olmasý gerekmektedir. Alacaðý sýra cetvelinde kabul edilen bir iflas alacaklýsýnýn bu alacaðýnýn sýra cetvelinden çýkarýlmasý için, baþka bir iflas alacaklýsýnýn terkin davasý açmasý durumunda, ÝÝK. 245 inci maddesi hükmü uyarýnca açýlan davada, terkin davasýnýn sonucunun bekletici mesele yapýlmasý gerekmektedir. Terkin davasý sonucunda, ÝÝK. 245e göre davayý takip eden kimsenin alacaðýnýn bulunmadýðý saptandýðý taktirde ÝÝK. 245in iliþkin bulunduðu davanýn reddi gerekmektedir. Rehin alacaklýsýnýn da ÝÝK. 245in öngördüðü davayý takip yetkisini devralmaya hakký olup, rehinli malýn takdiri deðerinin alacaðý karþýlayýp karþýlamamasý keyfiyeti, alacaðý rehinle temin edilen iflas alacaklýsýnýn ÝÝK. 245 inci maddesi uyarýnca dava açmasýna ve bu davanýn sonuçlandýrýlmasýna engel teþkil etmemektedir. Masanýn aktifine dair bir davayý ÝÝK. 245e göre devralmak isteyen bir alacaklý olmadýðý taktirde, davayý takip hakký müflise aittir. Ýflas alacaklýsýnýn ÝÝK. 245e göre açtýðý davanýn davalýsý müflise veya masaya karþý her türlü savunmayý ileri sürebilmektedir. Buna karþýlýk, davayý takip eden alacaklý þahsýyla ilgili kiþisel defileri dermeyan edememektedir. Takip yetkisini devralan iflas alacaklýsýnýn iflasý halinde yetki, bu alacaklýnýn iflas masasýna intikal etmektedir. Mezkur masa, bu davayý takip etmek istemezse ÝÝK. 245 bu faraziyede de uygulanmaktadýr. Alacaklýya verilen söz konusu yetkide davanýn belirli bir sürede açýlmasý öngörülmüþ olabilir. Böyle bir süre tayin edilmemiþ olsa bile, davanýn uygun bir süre içinde açýlmasý gerekmektedir. Aksi takdirde, iflas idaresi yetkiyi geri alabilmektedir. Ancak davanýn açýlmasýndan sonra yetkinin geri alýnmasý davayý etkilememektedir. Söz konusu yetkiyi devralanýn, iflas masasýna takip ettiði dava hakkýnda hesap vermek zorunluluðu bulunmaktadýr. Özellikle kasýt ve ihmalinden doðan zararlardan masaya karþý sorumluluðu bulunmaktadýr. ÝÝK. 245e göre açýlan dava, iflasýn kaldýrýlmasý halinde konusuz kalmaktadýr. Ýflas masasýnýn, davacýya davanýn takibi konusunda gerekli tüm araç ve dökümanlarý vermesi gerekmektedir. Bir iflas alacaklýsý, kendisinin taraf olduðu davaya ait masa adýna takip yetkisini devralamamaktadýr. Ayrýca takip yetkisini devralan alacaklý, bu yetkiyi baþkasýna devredememektedir. Ýkinci alacaklýlar toplantýsýnýn, toplantýya katýlan tüm alacaklýlara ÝÝK. 245e iliþkin yetkiyi devralmak isteyip istemediklerini sormasý ve bunun sonucunu almasý gerekmektedir. Davayý takip etmek istemeyen alacaklýlarýn bu haklarýndan feragat ettiklerine dair beyanlarý alýnmadýkça, davacý alacaklýya yapýlan devir hiçbir hüküm ifade etmemektedir. Ýflas masasý davanýn diðer tarafýyla sulh anlaþmasý yaptýðý taktirde ÝÝK. 245in uygulanmasý söz konusu olmamaktadýr. Devralan davanýn diðer tarafýyla sulh akdettiði takdirde kural olarak herhangi bir sorumluluðu bulunmamakta ancak açýkça masanýn hak kaybýna yol açmýþsa devralana karþý dava açýlabilmektedir. Takip yetkisini temellük eden iflas alacaklýsý davayý kazandýðý taktirde, dava sonucunda elde edilen para, davacýnýn alacaðýnýn ödenmesine tahsis edilmekte, ayrýca yaptýðý masraflar da elde edilen kazançtan tefrik edilerek kendisine verilmektedir. Konuya iliþkin olarak Yargýtayýn9 bir kararýnda Ýflasýn açýlmasýndan sonra dava açma veya açýlan davalarý takip yetkisi iflas idaresine geçer. Somut olayda, ikinci alacaklýlar toplantýsý yapýlýp yapýlmadýðý belli deðildir. Bu durum karþýsýnda ikinci alacaklýlar toplantýsý yapýlýp yapýlmadýðý, yapýlmýþ ise iptal davasýnda takip yetkisinin davacý alacaklýya devredilip devredilmediði tespit edilerek sonuca göre hüküm verilmesi gerekir. ve yine Yargýtayýn baþka bir kararýnda10 Ýflasýn açýlmasý ile iptal davasý açma hakký iflas masasýna geçer. Alacaklýlar bu dava açma ve takip yetkisini bir ya da birkaç alacaklýya devredebilirler. Çekiþmeli haklarýn isteyen iflas alacaklýlarýna devredilebileceði ifade edilmektedir. 6 Ýflas alacaklarý; iflas açýldýðý anda müflise (borçluya) karþý hukuken mevcut olan müflisin borçlarýdýr.. 7 ÝÝK. 235/3 Bir alacaðýn terkini hakkýnda açýlan dava kazanýlýrsa, bu alacaðý tahsis edilen hisse dava masraflarý da dahil olduðu halde sýraya bakýlmaksýzýn alacaðý nispetinde itiraz edene verilir ve artaný da diðer alacaklýlara sýra cetveline göre daðýtýlýr. Dava basit yargýlama usulü ile görülür. 8 Masa alacaklarý; iflasýn açýlmasýndan iflas tasfiyesinin sonuçlanmasýna kadar iflas masasý tarafýndan yapýlan borçlardýr. (ÝÝK. 248) 9 15. HD. E. 2000/5536, K. 2001/358 sayýlý, 22.1.2001 tarihli 10 15.HD. E. 1994/6538, K. 1995/115 sayýlý, 17.1.1995 tarihli 40 MAKALE ÝDARÝ SÖZLEÞMELER ve ÝDARÝ ÖZEL HUKUK SÖZLEÞMELERÝ Bir sözleþmenin idari sayýlabilmesi için sözleþmenin konusunun kamu hizmeti ve kamu yararý olmasý; sözleþmenin bir tarafýný oluþturan idarenin, öteki yana karþý kamu gücüne dayanan yetkilerini kullanabilmesi ve sözleþmenin kamu hizmetini yürütmeye yetecek bir süreyi kapsamasý gerekmektedir. Ýdari iþlemler, Anayasal sýnýrlar içinde görev ve yetkileri haiz olan idarenin, yükümlülüklerini yerine getirme ve özellikle kamu hizmetlerini görebilmede sahip olduðu baþlýca vasýtalardan biridir. Ýdari iþlem, idarenin tek yanlý hukuki sonuç doðurmaya yönelik irade açýklamasýdýr. Ýdari iþlemin, kanuni bir tanýmý mevcut olmamakla birlikte, içtihatlar ve doktrin vasýtasýyla idari iþlemin, tek yanlýlýk, kanunilik, icrailik, kamu hukuku esaslarýna dayanýlarak yapýlma, hukuk aleminde deðiþiklik meydana getirme, bir kamu hizmeti yükümlülüðünün ifasý için ve idare örgütü içinde yer alan bir makam tarafýndan yapýlma, idare hukuku alanýnda sonuç doðurma gibi nitelikleri haiz olmasý gerektiði sonucuna ulaþýlmýþtýr. Ýdari iþlemler, idarenin genel uygulamasý olan tek yanlý iþlemler ve yönetsel ihtiyaçlar doðrultusunda baþvurulan iki yanlý idari iþlemler olmak üzere ikiye ayrýlmaktadýr. Tek yanlý idari iþlemler idarenin tek taraflý irade açýklamasý ile ve ilgililerin rýza ve muvaffakatine baðlý olmaksýzýn yaptýðý iþlemlerdir. Ýdari iþlemler, tek yanlý ve idarenin kamu kudretini kullanarak tesis ettiði hukuksal iþlemlerdir. Bunlar, idarenin iradesini açýklamasý ile hukuksal sonuçlarýný idare hukuku alanýnda doðururlar. Ýki yanlý idari iþlemler, idarenin iradesinin yaný sýra, hukuksal sonuç doðurabilmesi için ise bir tarafýn irade açýklamasý yeterli deðildir. Birden çok iradenin açýklanmasý ve ortak hukuki sonuç için uyuþmasý gerekir. Ýdari sözleþmeler, iki yanlý iradi iþlemlerdir. Ýdare tarafýndan yapýlan iki yanlý iþlemler yani sözleþmeler, idari sözleþmeler ve özel hukuk sözleþmeleri olmak üzere ikiye ayrýlmaktadýr. Bir sözleþmenin idari sayýlabilmesi için sözleþmenin konusunun kamu hizmeti ve kamu yararý olmasý; sözleþmenin bir tarafýný oluþturan idarenin, öteki yana karþý kamu gücüne dayanan yetkilerini kullanabilmesi ve sözleþmenin kamu hizmetini yürütmeye yetecek bir süreyi kapsamasý gerekmektedir. Özel hukuk sözleþmeleri ile idari sözleþmeler, hukuksal temelleri ile oluþum aþamalarýnda da farklýlýk göstermektedir. Özel hukuk sözleþmelerinde, sözleþmenin oluþumu ve yürütülmesi aþamalarýnda kendini gösteren özellik, hukukça birbirine eþit iki iradenin sözleþmeyi yaratmasý biçimindedir. Buna karþýlýk idari sözleþmelerde, kamu yararýný saðlamak zorunda olan idare, bu nedenle, kimi imtiyazlardan yararlanýp, sözleþmeye taraf olan özel kiþiye göre üstün bir durum kazanmaktadýr. Sözleþmeye dayanan iþlemlerde kamu gücü kendini göstermektedir1. Özel hukuk sözleþmelerinde, kanunlar çerçevesinde sözleþmenin amacýný ve biçimini seçebilen baðýmsýz ve özgür iki irade olmasýna karþýn idari sözleþmelerde, idarenin iradesi hiçbir zaman tümüyle baðýmsýz ve özgür deðildir. Kamu yararý düþüncesi idarenin irade baðýmsýzlýðýný, özel kiþiler için söz konusu olmayacak kapsam ve geniþlikle sýnýrlanmaktadýr. Bu nedenle idari sözleþmelere iliþkin bir çok kural, idarenin iradesini sýnýrlamak amacýný gütmektedir. Bu sözleþmelerin oluþum aþamalarýnda da farklýlýk bulunmaktadýr. Sözleþme koþullarýnýn hazýrlanmasýnda, özel hukukta kural, 1 Askeri Yüksek Ýdare Mahkemesi 1.D. Karar Tarihi: 22.02.2005, E.2004/1066- K.2005/245 sayýlý kararý Av. Tuðba ÇOLAK Hukuk Ýþleri Daire Baþkanlýðý Mütalaa Grubu 41 MAKALE Bir sözleþmenin idari sözleþme sayýlabilmesi için gereken ölçütlerin neler olduðunun tespiti önem arzetmektedir. Bu ölçütler, organik þart yani kamu tüzel kiþisi olma, sözleþmenin konusunun kamu hizmetinin yürütülmesine iliþkin olmasý ve sözleþmenin özel hukuku aþan hükümler içermesidir. sözleþmenin iki tarafýnýn koþullarý serbestçe tartýþarak birlikte saptamalarý olduðu halde idari sözleþmelerin koþullarý, idare tarafýndan tümüyle tek yanlý olarak hazýrlanýr. Sözleþmeye taraf olmak isteyen özel kiþinin bu koþullarý idare ile tartýþma olanaðý yoktur. Bu kiþiler koþullarý ya tümüyle aynen kabul ederler yada reddedebilirler2. Bu kapsamda bir sözleþmenin idari sözleþme sayýlabilmesi için gereken ölçütlerin neler olduðunun tespiti önem arzetmektedir. Bu ölçütler, organik þart yani kamu tüzel kiþisi olma, sözleþmenin konusunun kamu hizmetinin yürütülmesine iliþkin olmasý ve sözleþmenin özel hukuku aþan hükümler içermesidir. Öncelikle bir idari sözleþmeden bahsedebilmek için taraflardan en az birinin kamu tüzel kiþisi olmasý gerekmektedir. Taraflardan her ikisinin de kamu tüzel kiþisi olduðu bazý idari sözleþmeler de uygulamada mevcuttur. Örneðin, Kamulaþtýrma Kanunu kapsamýnda kamulaþtýrma yetkisini kullanan idare, ihtiyaç duyulan taþýnmaz baþka bir kamu tüzel kiþisine aitse bu kamu tüzel kiþilikleri arasýnda yapýlacak anlaþma idari sözleþme olarak nitelendirilecektir. Ýdari sözleþmelerin diðer özelliði, idare dýþýnda kalan sözleþme tarafýnýn imzalanacak sözleþme ile kamu hizmetlerinin bir veya birkaçýný yürütmesi veya yürütülmesine katkýda bulunmasýný içermesidir. Örneðin, özel hastaneler ile Saðlýk Bakanlýðý arasýnda imzalanan ve hastalarýn özel hastanelerde muayene ve tedavi edilmesini amaçlayan sözleþmeler idari sözleþme niteliði taþýyan özel hukuk sözleþmesidir. Özel hukuk sözleþmelerinde taraflar arasýnda hukuksal eþitlik varken, idari sözleþmelerde, sözleþmenin taraflarýndan biri olan idareye, kamu yararýnýn temsilcisi ve sorumlusu olarak, karþý tarafa göre bazý üstünlükler tanýnmýþtýr. Özel sözleþmelerde taraflar, yasalarýn öngördüðü sýnýrlar içinde, sözleþmenin konusunu, amacýný, biçimini, baðlantý kuracaklarý kiþileri serbestçe seçebilirler. Buna karþýlýk, idari sözleþmelerde dayanak oluþturan yasal mevzuat taraflarýn hareket serbestisini kýsýtlamaktadýr3. Ýdareye, özel hukuk sözleþmelerindekileri aþan bazý yetkiler ve ayrýcalýklar tanýnmasýndan kasýt, tek taraflý fesih, ceza verme, el koyma gibi yetkilerin sözleþme ile m ü n h a s ý r a n i d a r e y e v e r i l m e s i d i r. Türk hukukunda idari sözleþme olarak kabul edilen sözleþmelerden bir kaçý, kamu hizmetinin bu hizmetten yararlanacaklardan alýnacak ücret karþýlýðýnda, kâr ve zararý üstlenilmek suretiyle özel kiþiler tarafýndan belirli bir süre için saðlanmasýný ifade eden imtiyaz sözleþmeleri, yer altý ve yer üstü kaynaklarýnýn özel kiþilerce çýkarýlmasý ve iþletimesine iliþkin sözleþmeler, 657 Sayýlý Devlet Memurlarý Kanununun 4/B maddesi kapsamýnda sözleþmeli personel ile imzalanan sözleþmeler olarak sayýlabilir. Ýdarenin, genel ehliyetini kullanarak, sözleþme serbestisi ve taraflarýn eþitliði gözetilerek gerçekleþtirdiði sözleþmelerinin tamamen özel hukuk hükümlerine tabi olmasý ve dolayýsýyla bunlarýn yargýsal denetiminin adli yargý yerlerince yapýlmasýna karþýlýk; 2577 Sayýlý Ýdari Yargýlama Usulü Kanunda idari dava türlerinin sayýldýðý, Ýdari Dava Türleri ve Ýdari Yargý Yetkisinin Sýnýrý baþlýklý 2/1-c. maddesinde, Tahkim yolu öngörülen imtiyaz þartlaþma ve sözleþmelerinden doðan uyuþmazlýklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapýlan her türlü idari sözleþmelerden dolayý taraflar arasýnda çýkan uyuþmazlýklara iliþkin davalar yani idarenin genel hizmetlerden birinin yürütülmesi amacýyla ve kamusal nitelikte üstün hak ve yetkilere dayanarak yaptýðý idari sözleþmelerden doðan uyuþmazlýklar idari yargý yerlerinde çözümlenecektir. Ýdarenin araç gereç alma, ihtiyaç duymadýðý mallarý satma, taþýma, kiralama ve her türlü eser, inþaat v.s. yapým sözleþmeleri idari uygulamalarda ve yerleþik Uyuþmazlýk Mahkemesi içtihatlarýnda idari sözleþme olarak deðil idari özel hukuk sözleþmesi olarak kabul edilmektedir. Uyuþmazlýk Mahkemesi Hukuk Bölümünün E. 2005/16 - K. 2005/36 sayýlý ve 16.5.2005 tarihli kararýnda, çoðunluk hisseleri Ýzmir Büyükþehir Belediyesine ait olan ve kamu kaynaðýný kullanan þirket ile 4734 sayýlý 2 Ýdare Hukuku, Prof.Dr.Ýsmet GÝRÝTLÝ, Prof.Dr.Pertev BÝLGEN, Prof.Dr.Tayfun AKGÜNER, D/R Yayýnlarý, Ýstanbul 2001, sf.827-859 3 Gözübüyük, Yönetim Hukuku, Ankara 1983 sayfa 198-199 42 MAKALE Kamu Ýhale Kanununa göre sözleþme yapan inþaat firmasý arasýndaki sözleþmenin her ne kadar kamu kaynaðý kullanýlarak kamu hizmetinin yerine gietirilmesi gayesiyle inþaat iþi ihale edildi ise de sözleþmenin feshinin iptali ve irat kaydedilen teminatlarýn iadesi isteminin, 4735 sayýlý Yasa'ya göre düzenlenen inþaat yapým sözleþmesi özel hukuk hükümlerine tabi bulunduðundan, bu sözleþmenin feshinden doðan davanýn adli yargý yerinde çözümlenmesi gerektiðine hükmedilmiþtir. Yine Uyuþmazlýk Mahkemesi Hukuk Bölümünün, E. 2000/50 - K. 2000/62 sayýlý ve 18.12.2000 tarihli kararýnda, ihale sonucunda imzalanan inþaat eser sözleþmesiyle ilgili olarak taraflar arasýnda düzenlenen protokolün uygulanmasý hakkýnda idarenin yorumunu içeren encümen kararýnýn, gerek kamu idaresi olan davalý Belediyenin, görevlerini yerine getirirken sözleþme yapabileceði; sözleþme öncesinde yapýlan iþlemler ile sözleþme sonrasýnda yapýlan iþlemleri birbirinden ayýrmak gerektiði; kamu kurumlarýnýn kendilerine verilen kamu hizmetlerini yerine getirirken özel hukuk hükümlerine tabi sözleþme yapmalarý ve uyuþmazlýklarýn bu sözleþmeden kaynaklanmasý durumunda, taraflarýn hukuki niteliklerine bakýlmaksýzýn özel hukuk hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceðinden bahisle gerekse uyuþmazlýða konu edilen davanýn, davacý Þirket ile davalý Belediye arasýnda imzalanan ve özel hukuk hükümlerine tabi olan inþaat eser sözleþmesinden kaynaklanmasý nedeniyle özel hukuk iþlemi niteliði taþýdýðýndan, özel hukuk sözleþmesi olmasý nedeniyle sözleþme eki protokolün sözleþmenin uygulanmasý hakkýnda idarenin özel hukuk iþlemi olduðunun kabulü gerekmesi nedeniyle adli yargý yerinde çözümlenmesi gerektiði sonucuna ulaþýlarak hüküm tesis edilmiþtir. Sözleþmenin idari veya özel hukuk sözleþmesi olup olmadýðýnýn tespiti, görevli yargý yerinin belirlenmesine yönelik olup, sonucu kamu düzenine iliþkin olduðundan görev itirazýnýn yargýlamanýn her aþamasýnda ileri sürülmesi mümkün olduðu gibi yargýlama makamýnca da resen gözönünde tutulmasý zorunludur. Bu nedenle mahkemece davada idari yargýnýn veya adli yargýnýn görevli olduðu hallerde bu hususun gözetilmesi suretiyle yargý yolu yönünden görevsizlik kararý verilmesi gerekmektedir. Ýdari Sözleþmeler, sözleþmede belirlenen sürenin dolmasýyla, sözleþmede yüklenilen edimin gerçekleþtirilmesi, fesih veya anlaþma ile sona erebileceði gibi mahkeme kararýyla da sona erebilir. Ýdari Sözleþmeler, sözleþmede belirlenen sürenin dolmasýyla, sözleþmede yüklenilen edimin gerçekleþtirilmesi, fesih veya anlaþma ile sona erebileceði gibi mahkeme kararýyla da sona erebilir. Kural olarak kamu tüzel kiþileri (devlet, mahalli idareler ve kamu kurumlarý) tahkim yoluna gidemezler. Ýdari sözleþmelerle ilgili uyuþmazlýklarýn çözümünde hakem tarafýndan çözüme gidilmesi usulü daha önce kabul edilmemiþ iken 13.08.1999 tarih ve 4446 sayýlý Anayasa deðiþikliði ile Anayasanýn 125 inci maddesinin ilk fýkrasýnda yapýlan deðiþiklikle getirilen, Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz þartlaþma ve sözleþmelerinde bunlardan doðan uyuþmazlýklarýn milli veya milletlerarasý tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarasý tahkime ancak yabancýlýk unsuru taþýyan uyuþmazlýklar için gidilebilir. hükmü kapsamýnda tahkim yolu açýlmýþtýr..... 43 DÜNYADAN HABERLER Endonezya Mevduat Sigorta Þirketi IDIC 2729 Mart 2008 tarihlerinde Endonezyanýn Bali adasýnda gerçekleþtirilecek olan 6. IADI Asya Bölgesel Komite Yýllýk Toplantýsý ve Finansal Ýstikrarýn Temel Unsuru: Mevduat Sigortacýlýðý konulu uluslararasý konferansa ev sahipliði yapacaktýr. Konferans, mevduat sigortacýlýðý ve küçük bankalar, risk deðerlendirmeleri, müdahaleler ve kamu bilinci konularýna odaklanacak. Konferansta Asya kýtasýna aðýrlýk verilerek, dünyanýn deðiþik ülkelerindeki Fonlardan gelen profesyonellerin tecrübeleri paylaþýlacaktýr. bulunmaktadýr. Polonya Banka Garanti Fonu, Guatemala Bankasý Mevduat Koruma Fonu ve Ýngiltere Mali Hizmetler Tazmin Fonunun katýlýmý ile IADIýn üye sayýsý 51e ulaþmýþtýr. Ýsveç hükümeti 1 Ocak 2008 itibarý ile Ýsveç Ulusal Borç Ofisinin (SNDO) Ýsveç Mevduat Garanti ve Yatýrýmcý Koruma Fonundan sorumlu devlet kurumu olmasýna karar vermiþtir. Böylece SNDO, Ýsveç Mevduat Garanti Kurulunun yerine Avrupa Mevduat Sigortacýlarý Forumu EFDIde üye olarak Ýsveçi temsil edecektir. Ocak 2008de IADI tarafýndan, Ýslami Mevduat Sigortacýlýðý Grubu için bir araþtýrma planý yayýnlanmýþtýr. Ýngiltere Merkez Bankasý, Ýngiltere Hazinesi ve Finansal Hizmetler Otoritesi tarafýndan Ýngilterede gündeme gelen bankacýlýk reformu ile ilgili olarak Ekim 2007de hazýrlanmýþ olan Banking reform - protecting depositors baþlýklý çalýþmaya iliþkin olarak söz konusu kurumlarýn görüþlerini belirtmiþ olduklarý bir istiþare-danýþma raporu yayýnlanmýþtýr. Her ne kadar bu rapor, Ýngiliz hükümeti ve finansal kuruluþlarýný ilgilendirse de; son aylarda dünyada yaþanma ihtimali artan ekonomik türbülansa karþý önlemleri de içermesi açýsýndan bütün ülkelerin dikkate almasý gerektiði bir rapor olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Raporda 5 temel hedef; 1- Finansal sistemin güçlendirilmesi, 2- Bankalarýn zor duruma düþme olasýlýklarýnýn azaltýlmasý, 3- Zor duruma düþen bankalarýn sistem üzerindeki etkilerinin azaltýlmasý, 4- Mudilerin güveninin saðlanmasý ve mudilere geri ödemenin hangi þartlarda yapýlacaðýnýn belirlenmesi, 5- Merkez Bankalarýnýn güçlendirilmesi ve kurumlar arasý koordinasyonun saðlanmasý olarak belirlenmiþtir. Fatih DENÝZ Strateji Geliþtirme Dairesi Fon Uzmaný 44 Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði IADIýn Ýcra Kurulu 14 Þubat 2008 itibarý ile üç yeni Fonun üyeliðini onaylamýþ IADI tarafýndan, Þubat 2008de Mevduat Sigorta Sistemleri için Asli Prensipler konulu taslak bir çalýþma yayýnlanmýþtýr. Söz konusu çalýþma ile ilgili olarak IADI yönetiminde yer alan ülkelerden görüþleri sorulmuþ ve taslak çalýþmaya son þekli verilmiþtir. Bu çalýþmada mevduat sigorta sistemlerinin misyonlarý doðrultusunda sahip olmasý gereken asli prensiplere yer verilmektedir. Amerikada baþlayarak etkilerini tüm dünyada göstermeye baþlayan mortgage krizi nedeniyle zor duruma düþen ve yetkili otoriteler tarafýndan 25 milyar Sterlin borç verilen, The Northern Rock Bankasý Þubat 2008de kamulaþtýrýldý. Kamulaþtýrýlan bu banka, 1970li yýllardan bu yana , kamulaþtýrýlan ilk Ýngiltere Bankasý oldu. IADI 2008 yýlý içinde Temmuz ve Eylül olmak üzere iki dönemde Mevduat Sigortacýlýðý Eðitim Seminerleri düzenleyecektir. Söz konusu seminerler FDIC (Amerikan Mevduat Sigorta Fonu) bünyesinde gerçekleþtirilecektir. EFDI Yönetim Kurulu Toplantýsý ile EFDI Avrupa Birliði Komitesi Toplantýsý 1011 Nisan 2008 tarihlerinde Ýtalyanýn Ispra (Varese) kentinde gerçekleþtirilecektir. GEZÝ Huzur Þehri ZÜRÝH Zürih Ýsviçre'nin en büyük kentidir (2005 yýlýnda þehir merkezinde nüfusu 366,809 , çevre ilçeleriyle birlikte nüfusu 1,007,972 kiþidir.) Þehir Zürih Kantonu'nun da baþkentidir. Ýsviçrenin ekonomik ve kültürel baþkenti Zürihte FIFA merkezide bulunuyor. Zürih adýnýn kökeni Kelt kelimesi Turustan gelmektedir. 2. yüzyýldaki Roma iþgalinde þehir Turicum diye adlandýrýlmýþtýr. Günümüz Ýsviçre Almancasýnda Züri [tsüri] diye telaffuz edilir. Avrupa`nýn en iyi üniversitelerinden olan ETH (Eidgenössiche Technische Hochschule) ve Zürih Üniversitesi (Universität Zürich) bu þehirdedir. Ýsviçre'nin en önemli metropollerinden olan Zürih kenti adýný þehri boydan boya sarmalayan Zürih Gölü'nden alýr. Zürih þehri Zürih Gölü'nün Limmat Nehri'ne birleþtiði noktada kurulmuþtur. Beyaz zarif kuðularýn yüzdüðü bu ýrmak üzerinde birbirinden hoþ fotoðraf kareleri yakalayabileceðiniz sayýsýz köprü ile karþýlaþýrsýnýz. Kuzey ve batýsýnda tepelerle çevrilidir. Bunlar Gubrist, Hönggerberg, Käferberg, Zürichberg, Adlisberg ve Uetliberg'dir. Sihl Nehri þehrin kuzey noktasýnda Limmat Nehri ile birleþir. Þehrin tarihi merkezi olan Lindenhof, Limmat Nehrinin doðu yakasýnda Zürih Gölü'ne 700 metre mesafededir. Zürih 19. yüzyýldan itibaren ünü sýnýrlarýnýn ötesine taþan bir zenginlikle tüm Avrupa'nýn finans ve iþ merkezi halini almýþtýr. Þehre adýmýnýzý attýðýnýz ilk andan itibaren bu atmosferle karþýlaþýyorsunuz. Baktýðýnýz her yerde bankalar ve cep telefonlarýyla iþ bitiren brokerlar oluyor. Bahnhofstrassede ise d ü n y a c a ü n l ü b a n k a l a r y e r a l ý y o r. Haupbahnhofun (Tren istasyonu) altýnda ise altýn depolarý bulunuyor, taþý topraðý altýn yakýþtýrmasýna oldukça uyan bir þehir Zürih... Yine de genellikle tüm Avrupa kentlerinde rastladýðýmýz "oturmuþ þehir" imajý Zürih için de geçerli. Kenti dolaþmaya baþlamak için kendinize bir ana üs edinmeniz de fayda var, bu sayede kaybolma sorununuz olmaz. Bu iþ için Hauptbahnhof biçilmiþ kaftan. Özellikle trenle ulaþým saðlayanlar için bu istasyon en Kafka, Brecht, Lenin, Wilhelm Conrad Röntgen, Albert Einstein gibi bir çok ünlü ismin yaþadýðý evler bu þehirde bulunmaktadýr. Ve bu evler þimdilerde müze haline çevrilmiþtir. Ahmet YILMAZ 45 GEZÝ Zürih þehri Zürih Gölü'nün Limmat Nehri'ne birleþtiði noktada kurulmuþtur. Beyaz zarif kuðularýn yüzdüðü bu ýrmak üzerinde birbirinden hoþ fotoðraf kareleri yakalayabileceðiniz sayýsýz köprü ile karþýlaþýrsýnýz. iyi güzergah. Buradan Zürih'in ana meydanýna, yani göl kýyýsýna ulaþmanýz yalnýzca beþ dakika. Zürih'te adým baþý bir çok heykelle karþýlaþabilirsiniz. Bu heykeller genellikle çeþmelerin çevrelerinde bulunuyor. Burada bulunan heykellerin bazýlarý Aþk Tanrýsý Eros bazýlarý ise sadece deðiþik þekillerden ibaret... ancak, caddelerde bulunan heykeller þehre oldukça farklý bir hava veriyor. Kafka, Brecht, Lenin, Wilhelm Conrad Röntgen, Albert Einstein gibi bir çok ünlü ismin yaþadýðý evler bu þehirde bulunmaktadýr. Ve bu evler þimdilerde müze haline çevrilmiþtir. Yaz aylarýnda meltem rüzgarlarýnda eþliðinde gölde yüzen kuðular, ördekler... kýþ aylarýnda tamamen kendi sessizliðinin içinde ayrý dünyalara çaðýrýr insaný... þehrin paranýn ve lüksün hakim olduðu kalabalýðýndan uzaklaþmak ve biraz da temiz hava almak isterseniz de size trenle bir saat mesafedeki RÝGÝyi tavsiye edebilirim. Avrupanýn en yüksek noktalarýndan birine çýkmak ve daðlarýn ihtiþamýný ve göllerin güzelliðini seyretmek ve sevdiðinizin yüreðine dokunmak size sonsuzluðu yaþatacaktýr. Göl kýyýsýndan ayrýlýp saðdan yol ayrýmýný takip ede ede kentin alýþ-veriþ merkezi BAHNHOFSTRASSE'ye ulaþmak mümkün. Burasý alýþveriþkolikler için adeta bir cennet. Gucci'den Jemoli'ye pek çok maðaza ve seçenek birarada. Ancak bu çeþitliliðe ve üst düzey rekabete raðmen fiyatlar da hayli yüksek. Þayet Zürih'de güzel bir alýþveriþ turu yapmayý tercih edip yorulduysanýz o zaman ZEUGHAUSKELLER'e uðrayýp kendinize bir ziyefet çekin... Yemekleri ve dekorasyonu son derece geleneksel ama müþteriler de bir o kadar enternasyonal. Dört büyük ahþap ayak üstüne oturtulmuþ þatovari bir atmosferi var. Duvarlarda geçmiþten bugüne kullanýlmýþ savaþ aletlerini görmek mümkün. Buraya son yýllarda eklenen "top" ise ortamda fazlasýyla sýrýtmýþ ve atmosferin eskiliðine sekte vurmuþ. Geleneksel Ýsviçre Mutfaðý'ndan örnek tatlar için, BURGERMEISTER SCHWERT (kýlýçta süt danasý ve özel sos) ya da BRATWURST denenebilir. Vejetaryansanýz Fransýz soslu karýþýk salata tercih edebilirsiniz. Ayrýca küf peyniri ile servis edilen patates (GNOCCI) de bir baþka seçenek. 46 GEZÝ Zürich semtleri: Yenilmesi gereken yemekler: Altstadt: Cafeleri ve Antika dükanlarý ile meþurdur (Altstadt-tr; Eski Þehir) Fondue: özel tava içerisinde eritilen peynir yemeðidir. Zürich West: Son yýllar içerisinde Genç sanatcýlar ve kreatif insanlarýn buluþtuðu yer, bundan dolayý galerleriyle çok canlý, kültür ve moda dolu bir yer. Züri Gschnätzlets : Buzaðý etti (Dana yavrusu) eti ile hazýrlanmýþ özel soslü mantarlý bir yemek. Bahnhofstrasse: Avrupanýn en güzel ve lüks alýþveriþ caddelerinden birisi. Langstrasse: Karýþýk kültürlerin buluþtuðu semt, güney ülkelerinin atmosferini yansýtýyor Niederdorf: Gündüz alýþveriþ akþam eðlence caddesi. Görülmesi gereken yapýlar: Frauenmünster/Kilise: Eskiden bir Kadýnlar Manastýrý olan yapý, Marc Chagallden kalma Cam sanatý örnekleriyle ilgi çekiyor Grossmünster/Kilise: Ýki kulesi ile Zürichin sembolü olarak ün kazanmýþtýr. Hauptbahnhof/Trenistasyonu: Çoðu insan Alýþveriþ merkezli tren istasyonu olarak bilir. Avrupa da önemli trafik noktalarýndan biridir, günde 1900 trene yol vermektedir. Rathaus/Belediye Binasý: Barok stili ile dikat çeker, J.H. Holzhalb tarfýndan yapýlmýþtýr. St. Peter's Kirche/Kilise: Avrupanýn en büyük saat kadranýna sahib. Röschti: Rendelenmiþ Patatesi tavada kýzartýlmýþ hali. Bir parça mutluluk: çikolata, Tabii ki de Ýsviçre çikolatalarýný da unutmamak gerekiyor. Luxemburgerli: 60 yýl önce Züriche Luxenburg dan gelen günümüzde meþur bir Zürich çukurlata tatlýsýdýr, Confiseri Sprüngli den alýnýr. ZÜRÝH BÝLGÝLERÝ Uçuþ süresi : 2,5 saat Para birimi : CHF / Ýsviçre Frangý Yüzölçümü : 1. 729 kilometrekare Saat farký : Saatlerinizi 1 saat geri alýn Resmi dil : Resmi diller Ýtalyanca, Almanca, Fransýzca ve Retoromancadýr Sýcaklýk : Ýklim ýlýmlý olup aþýrý sýcak, soðuk ya da nem yoktur. Ocak ayý ortalama sýcaklýk: 1°C (gündüz), Haziran Ayý Ortalama Sýcaklýk:17.5°C. (Kýþ aylarýnda ortalama 0 ila -5 derece / yazýn ise ortalama 25 ila 30 derecedir) haftada minimum kýþ veya yaz fark etmez 2 gün yaðmurludur! 47 GEZÝ Avrupanýn en yüksek noktalarýndan birine çýkmak ve daðlarýn ihtiþamýný ve göllerin güzelliðini seyretmek ve sevdiðinizin yüreðine dokunmak size sonsuzluðu yaþatacaktýr. 48 TÜRKÝYEDEKÝ TASARRUF MEVDUATI HESAPLARININ SÝGORTALANMASINA ÝLÝÞKÝN TEMEL PARAMETRELER SORULAR ve CEVAPLAR SÝGORTA VE RÝSK ÝZLEME DAÝRE BAÞKANLIÐI FAÝZ ORANLARI (%) 31.03.2008 30.12.2007 30.03.2007 Gecelik 15,25 15,75 17,50 Mevduat Faizleri* 16,23** 16,86 18,03 TRLIBOR (O/N) 15,25 15,77 17,62 Kaynak: TCMB / TBB *Sektör Ortalamasý/1 aylýk **31.01.2008 BORSA ENDEKSÝ ÝMKB Sýnai Mali Kaynak: ÝMKB Mart 2008 39.015 33.264 53.210 Aralýk 2007 55.538 40.567 83.822 YATIRIM ARAÇLARININ GETÝRÝLERÝ Son Deðer 1 ay öncesine (31.03.2008) göre (%) Mart 2007 43.661 35.689 68.636 1 yýl öncesine göre (%) ÝMKB Dolar Altýn(YTL/gr) Altýn (Usd/Ons) DÝBS Endeksi 39.015 1,3220 39.10 934.80 -12,81 10,91 9,24 -3,12 -10,64 -3,77 30,9 41,35 (3 aylýk)* 921,98 1,30 17,49 DÝBS Endeksi 944,28 Kaynak: ÝMKB,Reuters 0,51 17,67 *ÝMKB DIBS performans endeksi (12 aylýk)* GSMH ve GSYÝH (BÝRÝKÝMLÝ) 2007 (4.çeyrek) 2006 (4.çeyrek) GSYÝH (milyar YTL) 856.4 758.4 658.8 526.4 GSYÝH ( milyar USD) GSYIH (Büyüme)* %4,5 %6,9 Kaynak: TÜÝK *Büyüme oranlarý sabit fiyatlarla ve çeyrek dönemlere aittir. Avrupa Hesaplamalar Sistemine (ESA95) göre hazýrlanan yeni seri ÝÞGÜCÜ VERÝLERÝ(%) Ocak 2008 Aralýk 2007 Ocak 2007 Ýstihdam Oraný* 41,7 41,2 40,5 Ýþsizlik Oraný 11,3 10,6 11,0 Kaynak: TÜÝK *Ýstihdam/15 ve daha yukarý yaþtaki nüfus (Veriler dönemi izleyen 3 üncü ayýn 20 sinde açýklanmaktadýr.) Ýmalat Sanayi Kapasite Kullaným Oraný Mart 2008 %81,2 Mart 2007 %82,0 ÖDEMELER DENGESÝ ÖZET (BÝRÝKÝMLÝ) (milyon USD) Þubat 2008 Þubat 2007 Cari Ýþlemler Hesabý -7.746 -6.205 Dýþ Ticaret Dengesi -7.989 -5.836 Aralýk 2007 %81,1 Aralýk 2007 -38.031 -47.517 Toplam Ýhracat 22.901 15.815 113.185 Toplam Ýthalat 30.890 21.151 160.185 Ýhracat/Ýthalat %74,1 %72,4 %70,4 Kaynak: TCMB (Veriler bir sonraki ayýn 2 inci haftasý açýklanmaktadýr.) Aralýk 2007 189.62 203.50 -13.88 34.84 BANKACILIK SEKTÖRÜ VERÝLERÝ ÞUBE ve PERSONEL SAYILARI (Þubat 2008) Mevduat Katýlým Kalkýnma ve Bank. Bank. Yatýrým Bank. Banka sayýsý 33 4 13 Yurtiçi Þube 7.732 425 43 Yurtdýþý Þube 50 1 1 Yurtiçi Personel 155.456 9.494 5.389 Yurtdýþý Personel 548 4 3 BÝLANÇO BÜYÜKLÜKLERÝ (Þubat 2008) Mevduat Katýlým Kalkýnma ve milyon YTL Bank. Bank. Yatýrým Bank. Toplam Aktifler Toplam Krediler Konut Kredileri Kredi Kartlarý Takipteki Alacaklar Menkul Kýymet Mevduat/Kat.Fon. Özkaynak Toplam Bilanço Dýþý Ýþlemler -Gayrinakdi Kredi ve Yükümlülükler -Taahhütler YPNGP* Türkiye'de hangi bankalar mevduat ve katýlým fonu sigorta sistemine dahildir? Toplam 50 8.200 52 170.339 555 Toplam 555.390 275.599 32.708 26.972 9.830 166.629 349.806 65.493 406.715 19.962 15.263 1.583 410 562 14 15.351 2.444 19.622 19.218 9.354 84 157 2.390 9.219 18.606 594.570 300.216 34.375 27.382 10.549 169.033 365.157 77.156 444.942 84.796 13.621 3.143 101.559 321.919 -167 6.001 50 15.463 8 343.383 -109 MEVDUAT VE KATILIM FONU milyar YTL Þubat 2008 MEVDUAT HESABI 349,81 Dth oraný %34,9 KATILIM FONU 15,35 Dth oraný %45,6 TOPLAM 365,16 Dth oraný %35,4 Þubat 2007 Hesap Adedi (milyon) 306,06 94,1 %38,5 11,24 1,6 %54,0 317,30 95,7 %39,1 milyar YTL Sigorta kapsamýndaki mevduat Dth oraný Sigorta kapsamýndaki katýlým fonu Dth oraný TOPLAM Dth oraný Aralýk 2007 Aralýk Mudi Adedi* (milyon) 2006 105,95 93,66 %29,7 %33,9 5,84 4,73 %34,4 %39,8 111,79 98,39 %29,9 %34,3 65.20 0.96 66.17 *Mudiler her bir bankada ayrý ayrý sayýlmýþtýr. BANKACILIK SEKTÖRÜ SERMAYE YETERLÝLÝK ORANI (%) % Þubat 2008 Þubat 2007 Aralýk 2007 Mevduat Bankalarý 16,14 20,79 17,36 Katýlým Bankalarý 12,49 16,33 16,13 Kalk. ve Yat.Ban. 63,20 89,67 64,83 Bankacýlýk Sektörü 17,49 22,75 18,93 SÝGORTA PRÝM TAHSÝLATLARI YTL Aralýk 2007 Mevduat Bankalarý 152.294 Katýlým Bankalarý 8.767 TOPLAM 161.061 2007 567.079 27.898 594.977 Türkiye'de faaliyet gösteren, mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili yerli ve yabancý tüm kredi kuruluþlarý ile merkezi yurt dýþýnda bulunan kredi kuruluþlarýnýn Türkiye'deki þubelerinde bulunan mevduat ve katýlým fonlarý sigorta sistemine dahildir. Aralýk 2006 127.250 5.887 133.137 TMSF - Büyükdere Cad. No:143 Esentepe Ýstanbul Tel: (212) 340 22 00 Fak: (212) 288 53 35 www.tmsf.org.tr Bilgi ve Önerileriniz için: Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi e-mail:srid@tmsf.org.tr Tel: (212) 340 10 57 Kurum içinde baþvuru kaynaðý olarak kullanýlmak üzere derlenmiþ bilgilerden oluþur. Resmi baðlayýcýlýðý yoktur. Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta primleri kim tarafýndan ödenir? Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta primleri ilgili kredi kuruluþu tarafýndan TMSF'ye ödenir. Bankacýlýk sektörü aktif büyüklüðü Þubat 2008 tarihi itibariyle 594,6 milyar YTL seviyesindedir. Toplam aktiflerin %50,4ünü krediler, %29unu menkul deðerler cüzdaný oluþturmaktadýr. Toplam mevduat / katýlým fonu büyüklüðü 365,2 milyar YTL seviyesindedir. Mevduat / katýlým fonunun %35,4ü YP, %64,6ü TP mevduat / katýlým fonlarýndan oluþmaktadýr. Mart 2007 1,3738 1,8359 2,7000 *Serbest Piyasa Mart 2007 46.11 49.44 -3.32 12.63 Tasarruf mevduatý ve katýlým fonu sigortasý, mevduat ve katýlým fonu toplamaya yetkili mevduat ve katýlým bankalarýnýn (kredi kuruluþlarýnýn) Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafýndan faaliyet izinlerinin kaldýrýlmasý durumunda, mevduat ve katýlým fonu hak sahiplerinin maruz kalacaðý kayýplarýn devlet veya bu amaçla kurulmuþ özel bir kurum tarafýndan kýsmen ya da tamamen ödenmesinin garanti edilmesidir. Türkiye'de mevduatýn ve katýlým fonlarýnýn sigortalanmasý yetki ve görevi kamu tüzel kiþiliðini haiz Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu'na (TMSF) aittir. NOTLAR Aralýk 2007 1,1689 1,7144 2,3099 Aralýk 2007 219.2 67.1 286.3 Kaynak: BDDK DÖVÝZ KURU GELÝÞMELERÝ* Mart 2008 USD 1,3220 EURO 2,095 GBP 2,4300 Kaynak: REUTERS KONSOLÝDE BÜTÇE (BÝRÝKÝMLÝ) (milyar YTL) Mart 2008 Gelirler 47.19 Harcamalar 51.56 Bütçe Dengesi -4.37 Faiz Dýþý Denge 9.38 Kaynak: Maliye Bakanlýðý Tasarruf Mevduatý ve Katýlým Fonu sigortasý nedir? *Yabancý Para Net Genel Pozisyonu FÝYATLAR GENEL DÜZEYÝNDEKÝ GELÝÞMELER (%) (Mart) Aylýk 12 aylýk ortalama* Önceki yýlýn ayný ayýna göre ÜFE 3,17 5,95 10,50 TÜFE 0,96 8,40 9,15 Kaynak: TÜÝK (Veriler bir sonraki ayýn ilk haftasý açýklanmaktadýr.) (*Cari ay dahil 12 ay ortalamasýnýn, bir önceki 12 aya oraný) MERKEZÝ YÖNETÝM BORÇ VERÝLERÝ (milyar USD) Mart 2008 Mart 2007 Ýç Borç Stoku 208.8 191.1 Dýþ Borç Stoku 67.7 68.2 Toplam 276.5 259.3 Kaynak: Hazine Müsteþarlýðý Kaynak: BDDK GENEL EKONOMÝK VERÝLER Türkiye'de tüm mevduatlar ve katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Türkiye'de faaliyet gösteren bir kredi kuruluþunun yurt içi þubelerinde gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere konu olmayan Yeni Türk Lirasý, döviz ve kýymetli maden cinsinden; a) Tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamýnýn, b) Katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarýn, 50 bin YTL'ye (ellibin YTL) kadar olan kýsmý sigorta kapsamýndadýr. Yurt dýþýnda yaþayan kiþilerin mevduatlarý veya katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Yurt dýþýnda yaþayan yerli ya da yabancý gerçek kiþilere ait yurt içi þubelerde bulunan tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamý, katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarý sigorta kapsamýndadýr. Türkiye'de faaliyet gösteren kredi kuruluþlarýnýn yurt dýþý þubelerinde açýlan mevduat, katýlma ya da özel cari hesaplarý sigorta kapsamýna dahil midir? Bir gerçek kiþinin birden fazla bankada hesabý bulunmakta ise, her bir bankadaki hesap veya hesaplarýnýn, belirtilen limite kadar olan kýsýmlarý (limitler her bir banka için ayrý ayrý geçerli olmak üzere) garanti kapsamýndadýr. Ticari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr? Gerçek veya tüzel kiþiler adýna açýlan ticari iþlemlere konu olan hesaplar (münhasýran çek keþide edilmesi hariç) sigorta kapsamýnda deðildir. Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigortaya tabi midir? Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigorta kapsamýnda deðildir. Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý, yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya katýlým fonu kabul edebilirler mi? Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya katýlým fonu kabul etmeleri, evrak ya da cüzdan bulundurmalarý, personel istihdam etmeleri, bu kuruluþlarýn reklamýný yaptýrmak suretiyle müþterilerini anýlan kuruluþlara yönlendirmeleri, bu ve benzeri yöntemler kullanarak yurt dýþýnda kurulu kuruluþlar adýna mevduat ve katýlým fonu kabul etmeleri yasaktýr.. Mevduat ve katýlým fonu sigortasýna tabi olmayan diðer hesaplar hangileridir? 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu'nun 63 üncü maddesinin üçüncü fýkrasý uyarýnca, 07.11.2006 tarihli ve 26339 sayýlý Resmi Gazete'de yayýnlanan Sigortaya Tabi Mevduat ve Katýlým Fonlarý ile Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair Yönetmeliðin 5 inci maddesi uyarýnca; a) Kredi kuruluþunun hakim ortaklarý ile bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar, b) Kredi kuruluþunun yönetim veya müdürler kurulu baþkan ve üyeleri, genel müdür ve yardýmcýlarý ile bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar, c) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayýlý Türk Ceza Kanunu'nun 282 nci maddesindeki suçtan kaynaklanan malvarlýðý deðerleri kapsamýna giren mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar sigortaya tabi deðildir. Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým araçlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým araçlarý TMSF'nin sigorta kapsamýnda deðildir. Serbest bölgelerde kurulu kredi kuruluþlarýnda bulunan mevduat, katýlým ya da özel cari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr? Serbest bölgelerdeki bankacýlýk faaliyetlerinin 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu kapsamýnda bulunmasýndan hareketle, kredi kuruluþlarýnýn serbest bölgelerdeki þubeleri nezdindeki hesaplarý da sigorta kapsamýndadýr. TMSF tarafýndan bankacýlýk faaliyetine devam etmekte olan bir kredi kuruluþundaki mevduat/katýlým fonu ile ilgili olarak sigorta kapsamýnda ödeme yapýlýr mý? TMSF, 5411 sayýlý Kanunun 63 üncü maddesinin altýncý fýkrasý uyarýnca yalnýzca faaliyet izni kaldýrýlan kredi kuruluþlarý nezdinde bulunan ve doðruluðu hiçbir þüpheye yer vermeyecek þekilde kanýtlanan mevduat ve katýlým fonunun sigorta kapsamýndaki kýsmýný öder. B Ý L Ý M S E L Y A Y I N O R G A N I TMSF yýl:2 sayý:17 Nisan-Mayýs-Haziran 2008 TASARRUF MEVDUATI SÝGORTA FONU SOYGUNU GÖRMEK ÝÇÝN PERDENÝN ARKASINA BAKALIM Ahmet ERTÜRK, Sayfa 3te 1. ULUSLARARASI TÝCARET HUKUKU SEMPOZYUMU 02 ÞUBAT 2008 Bankacýlýk Hukukunda Tüzel Kiþilik Perdesinin Aralanmasý, DÜNYADA MEVDUAT SÝGORTACILIÐININ ROLÜ ve TMSF UYGULAMASI Sayfa 7de Sayfa 17de KARÞILAÞILAN SORUNLAR ve ÇÖZÜM YOLLARI ÝDARÝ SÖZLEÞMELER ve ÝDARÝ ÖZEL HUKUK SÖZLEÞMELERÝ Sayfa 41de