ŞEKER GAZETE sayı:2 okumak için tıklayınız. - Şeker-İş
Transkript
ŞEKER GAZETE sayı:2 okumak için tıklayınız. - Şeker-İş
Þeker-Ýþ Baþkanlar Kurulu toplantýsý gerçekleþtirildi Þeker-Ýþ Sendikasý Baþkanlar Kurulu Toplantýsý Genel Merkez binasýnda gerçekleþtirildi. Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök toplantý öncesi yaptýðý konuþmada Niþasta Bazlý Þekerlerin insan saðlýðýna zararlarý konusunda kamuoyuna verdikleri bilgiler doðrultusunda toplanan Saðlýk Bakanlýðý Bilim Kurulunun hazýrladýðý raporun ülkede dengelerin sarsýlmamasý adýna alel acele yorumlandýðýný belirterek bunun saðlýklý bir yaklaþým olmadýðýný söyledi. Hazýrlanan bu raporu güvenilir bulmamýz mümkün deðildir diyen Gök, bu konudaki mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini kaydetti. S.4 GAZETESÝ SEKER-IS TÜRKÝYE ÞEKER SANAYÝÝ ÝÞÇÝLERÝ SENDÝKASI Yýl: 1 Sayý: 2 Nisan 2011 Ücretsizdir Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök: Sektörde oynanan oyunlarý hep birlikte bertaraf etmeliyiz Þeker-Ýþ Sendikasýnýn 2011 yýlý ilk semineri þube baþkanlarýnýn katýlýmýyla Antalya Grand Þeker Otelde gerçekleþtirildi. Seminerin açýlýþ konuþmasýný yapan Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök, 2000 yýlýnda Þeker Fabrikalarýnýn özelleþtirme kapsamýna alýndýðý sýrada oynanan oyunlarý fark edemediklerini kaydetti. Bu fabrikalarýn özelleþtirilmesi durumunda sektörden ekmek yiyen binlerce insanýn iþsiz kalacaðýný vurgulayan Gök, küresel güçlerin Türkiyeyi Pazar haline dönüþtürmek istediklerini söyledi. S.5 Þeker-Ýþ Sendikasý Vakfý Genel Kurulunu gerçekleþtirdi Saatlik iþ gücü maliyeti Þeker-Ýþ Sendikasý Ölüm yüzde 8.7 arttý S.6 ve Yardýmlaþma Vakfýnýn 6. Olaðan Genel Kurulu Genel Merkez toplantý salonunda Genel Merkez Yönetim ve Denetim Kurulu ile Þube Baþkanlarýnýn katýlýmýyla gerçekleþtirildi. S.6 GDOlu 29 ürüne ithalat freni S.9 Çalýþanlar elektromanyetik radyasyondan korunacak TÜRK-Ýþ Baþkaný Kumlu KÝK Baþkanlýðýna seçildi S.6 Kýrþehir þeker kotada lider S.11 Þeker Spor Güreþ ÇANAKKALE ZAFERÝ Takýmý ödüllerini ÝLE KÜLLERÝMÝZDEN GDOda kafalar aldý DOÐDUK S.9 karýþtý 14 S.10 S.6 2 Þeker-Ýþ Sendikasý Baþyazý Türkiyede iþ saðlýðý ve iþ güvenliði Türkiyede iþ saðlýðý ve iþ güvenliði sorunu Dünyamýz yeni düzene hazýrlanýrken birçok sorunu da beraberinde taþýmaktadýr. Bu sorunlar hemen her ülkede ayný özellikleri gösterir. Bunlarýn baþýnda iþsizlik, ekonomik yetersizlikler, terör, insan haklarý, iþ güvenliði ve iþ saðlýðý gelmektedir. Sanayileþme ile baþlayan kalkýnma hamleleri ekonomik bakýmdan kalkýnmýþlýk düzeyini artýrmaya yöneliktir. Dünyada iþ saðlýðý ve iþ güvenliði sorunu da, öncelikle sanayileþmenin geliþtiði ülkelerde daha sýk görülmektedir. Sanayileþmenin toplumlarýn kalkýnmasýndaki payýnýn yaný sýra çevreye verdiði zarar ve toplum saðlýðýnýn, özellikle de iþçi saðlýðýnýn bozulmasýndaki gerçeðini de unutmamak gerekir. Geliþmekte olan ülkelerde sanayinin olumsuzluklarý daha ziyade iþ kazalarý ve meslek hastalýklarý olarak görülürken, adeta evrensel bir sorun haline gelen iþ saðlýðý ve iþ güvenliði sorunlarý birbirini tamamlar duruma gelmiþtir. Ýþ saðlýðý ve güvenliðine bir taným getirecek olursak; uluslar arasý insan haklarý ve sosyal haklar sözleþmeleri ile güvence altýna alýnmýþ bir insan hakký, yurttaþ hakký ve iþçi hakkýdýr. Saðlýðýmýzýn doðrudan doðruya yaþama hakkýna iliþkin bir boyutu vardýr. Ýþ kazalarý ve meslek hastalýklarý sonucu meydana gelen ölüm ve yaralanmalar yaþama hakkýnýn ihlali niteliðindedir. Uzun çalýþma sürelerine, düþük ücrete, yoðun kadýn ve çocuk emeðine dayalý 19.yüzyýl kapitalist piyasasý emekçiler açýsýndan özgürlük ve eþitlik deðil, sosyal yýkým anlamýný taþýmaktaydý. O dönemlerde çocuk iþçilik ve uzun çalýþma süreleri vahþi kapitalizmin en çarpýcý yönleriydi. Bir Ýngiliz iþ müfettiþinin hazýrlamýþ olduðu rapordan vereceðim örnek gerçekten de tüyler ürperticidir; Günde 18 saat tekstil fabrikalarýnda kesintisiz çalýþtýrýlan 16-17 yaþlarýnda genç kýzlar, yorgunluktan sýzýp kaldýklarý pamuk balyalarýnýn üzerinde tecavüze uðruyorlardý. Fabrikalar düþük yapan bu kýzlarýn çocuklarýnýn gömüldüðü cenin tarlasýna dönmüþtür. Bu geliþmenin ardýndan 1802 yýlýnda kabul edilen ilk fabrika yasasý sadece çocuklarý kapsýyordu. Yasa ile tekstil fabrikalarýnda çalýþan çocuk iþçilerin çalýþma süreleri 12 saat ile sýnýrlandýrýldý. Ülkemizde Tanzimat'tan sonra bazý giriþimler sonucu iþçi yararýna düzenlemeler yapýlmýþtýr. Bunlar özellikle Ereðli Kömür Ýþletmeleri'nin Deniz Bakanlýðý'na geçmesi ile kömür ocaklarýnda çalýþan iþçilerin çalýþma koþullarýný düzenleyen yasalar olmuþtur. Osmanlý Ýmparatorluðu'nda iþ saðlýðý ve iþ güvenliði ile ilgili mücadele 1820'lerde kurulan ilk iþletmelerde çalýþan iþçilerin yaþama ve çalýþma koþullarýnýn düzeltilmesi amacýyla baþlamýþ, ancak, 1850 yýlýnda çýkarýlan Polis Nizamnamesi ile bu tür etkinlikler engellenmiþtir. Ýþ saðlýðý ve iþ güvenliði konusunda ilk çalýþmalarýn baþladýðý 1850 yýllarýnda Osmanlý Ýmparatorluðu'nda, askeri amaçlý üretimlerin yaný sýra, daha çok el tezgahlarý olarak geliþmeye baþlayan sanayileþme, daha sonralarý kömür ocaklarý ve madenler, demir yolu yapýmý, tütün iþletmelerinin katýlýmý ile sürmüþtür. Bu dönemde çalýþma koþullarý oldukça aðýr olup, çalýþma süresi günde 16 saate kadar çýkmaktadýr. Ayrýca, aðýr iþlerde kadýn ve çocuklarýn çalýþtýrýlmasý da yaygýnlaþmýþtýr. Bu yýllarda iþçiler tezgah baþýnda uyuyup tezgah baþýnda yemek yemek zorunda kalmýþlardýr. Ereðli Havzasý'ndaki kömür ocaklarýnda çalýþan iþçiler kýsa sürede meslek hastalýklarýna yakalanmýþlar ve giderek artan iþ kazalarýnda yaþamlarýný yitirmiþlerdir. Fransýzlar tarafýndan iþletilen kömür ocaklarýnda 16 saat çalýþan çevre köylerden gelen iþçiler, penceresiz ve saðlýksýz barakalarda yatmýþlardýr. Beslenmeleri de son derece yetersiz olan iþçiler, kömür ocaklarýndaki saðlýksýz koþullar nedeniyle kýsa sürede kömür tozlarýnýn yol açtýðý pnomokonyoz hastalýðýna yakalanmýþlardýr. Kömür ocaklarýndaki çalýþma koþullarýnýn aðýrlýðý ve çok sayýda iþçinin akciðer hastalýklarýna yakalanmasý üretimde düþmelere neden olmuþtur. Üretimi artýrmak amacýyla 1865 yýlýnda Madeni Hümayun Nazýrý Dilaver Paþa tarafýndan bir tüzük hazýrlanmýþtýr. Ancak padiþah tarafýndan onaylanmadýðý için bir tüzük niteliði kazanamamýþ olan Dilaver Paþa Nizamnamesi, çalýþma koþullarýna iliþkin olarak getirdiði düzenlemeler yanýnda, madende bir hekim bulundurulmasýný da hükme baðlamýþtýr. Kömür madenlerinde çok sýk görülen iþ kazalarýna iliþkin olarak ise bir hüküm getirilmemiþtir. 100 maddeden oluþan Dilaver Paþa Nizamnamesi daha çok üretimin artýrýlmasýna yönelik olmasýna karþýn, iþ saðlýðý ve iþ güvenliði ile ilgili ilk yasal belge olmasý açýsýndan önemlidir. Günümüzde iþ saðlýðý ve iþ güvenliði konusunun deðiþik aþamalardan geçerek günümüzdeki bilimsel anlamýný kazanmasý çok uzun tarihsel süreç içinde olmuþtur. Birçok uzmanlýk alanýndan bilim insanlarýnýn çalýþmalarý sonucunda bugün bir bilim dalý haline gelen iþ saðlýðý ve iþ güvenliði, üretim sürecindeki ve toplum yaþamýndaki deðiþimlere baðlý olarak geliþim göstermiþtir. Ýnsanlýðýn doða ile savaþýmý ile baþlayan ve deðiþik aþamalardan geçen çalýþma yaþamýndaki geliþmeler, iþ saðlýðý ve iþ güvenliði sorunlarýnýn da gündeme gelmesine yol açmýþtýr. Üretim araçlarýnda ve üretim yöntemlerindeki deðiþim ve dönüþümler sonucunda çalýþanlarýn saðlýk ve güvenlik sorunlarý da çoðalmýþ ve giderek önem kazanmaya baþlamýþtýr. Tarih boyunca çalýþma yaþamýndaki geliþmeler, iþ saðlýðý ve iþ güvenliði konusundaki geliþmelere de kaynaklýk etmiþtir. Ülkemizde de iþ saðlýðý ve iþ güvenliðinin tarihsel geliþimi, çalýþma yaþamýndaki geliþmelere baðlý olarak benzer aþamalardan geçmiþtir. Meslek hastalýklarýnýn ve iþ kazalarýnýn önemli bir sorun olarak gündeme gelmesi sanayileþmenin geliþimi ile yoðunluk kazanmýþtýr. Sanayileþme sonucu üretim araçlarýnda ve üretim yöntemlerinde saðlanan geliþmeler iþ saðlýðý ve iþ güvenliði sorunlarýný da ortaya çýkarmýþtýr. Bu sorunlarýn yoðunluðuna ve toplumsal tepkilere baðlý olarak da çözüm önerileri üretilmesi ve yaþama geçirilmesine yönelik çalýþmalar iþ saðlýðý ve iþ güvenliði konusundaki etkinliklere ivme kazandýrmýþtýr. Diðer ülkelerde olduðu gibi ülkemizde de sanayileþmenin geliþim düzeyine baðlý olarak iþ saðlýðý ve iþ güvenliði konusunda yasal, týbbi ve teknik çalýþmalar yapýlmýþtýr. ILOnun 155 sayýlý iþ saðlýðý ve güvenliði ile çalýþma ortamýna iliþkin sözleþmesi çerçeve nitelikte bir sözleþmedir ve 2004 yýlýnda Türkiye tarafýndan onaylanmýþtýr. Sözleþmede yer alan saðlýk tanýmý çok önemlidir. Bu terim, iþle baðlantýsý açýsýndan, sadece hastalýk veya sakatlýðýn bulunmamasý halini deðil, ayný zamanda çalýþma sýrasýndaki hijyen ve güvenlik ile doðrudan iliþkili olarak saðlýðý etkileyen fiziksel ve zihinsel unsurlarý da kapsayacak þekilde tanýmlanmýþtýr. Uluslararasý Çalýþma Örgütü verilerine göre geliþmekte olan ülkelerde iþ kazalarý ve meslek hastalýklarýnýn toplam maliyetinin, gayri safi yurtiçi hasýlalarýnýn yüzde 1i ile yüzde 3ü arasýnda deðiþtiði belirtilmektedir. Ülkemizde ise en iyimser yaklaþýmla söz konusu oranýn yüzde 3 olduðu varsayýlýrsa, iþ kazalarý ve meslek hastalýklarýnýn (insana ve çevreye geriye dönüþsüz etkilerinin yanýsýra) toplam maliyetinin 1999 yýlýnda 2,5 katrilyon olduðu hesaplanmaktadýr. Ülkemizde iþ kazalarýyla ilgili yeterli istatiksel bilgi bulunmadýðý gibi, var olanlarýn da güvenirliði tartýþmalýdýr. Ýþ kazalarýnýn nedenleri, geliþim þekilleri, kiþiye, mala ve çevreye etkilerinin bilinmesi, kazalarýn önlenmesi ve olasý kazalarýn etkilerinin en aza indirgenmesi açýsýndan büyük önem taþýmaktadýr. Üretim sürecindeki deðiþikliklerin yol açtýðý yeni risklerin erken öngörümlenmesi ve önlenmesinde anlamlý istatiksel bilgiler önemli yer tutacaktýr. Ýþ saðlýðý sorunlarýnýn (iþ kazalarý, meslek hastalýklarý, iþe baðlý hastalýklar) ortaya çýktýktan sonra geri döndürülmeleri güç ve pahalýdýr. Bu sorunlardan korunmak ise hem daha kolay, hem de çok daha ucuzdur. Ýþ saðlýðý sorunlarýnýn (iþ kazalarý, meslek hastalýklarý, iþe baðlý hastalýklar) ortaya çýktýktan sonra geri döndürülmeleri güç ve pahalýdýr. Bu sorunlardan korunmak ise hem daha kolay, hem de çok daha ucuzdur. Ýþ kazalarýnýn nedenleri, geliþim þekilleri, kiþiye, mala, üretime ve çevreye etkilerinin bilinmesi, kazalarýn önlenmesi ve olasý kazalarýn etkilerinin en aza indirgenmesi açýsýndan büyük önem taþýrken, iþçi sendikalarýna da bu konuda büyük sorumluluklar düþmektedir. Kazasýz ve saðlýklý yarýnlara Ýsa GÖK Türk-Ýþ Genel Eðt. Sek. Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný 3 Þeker-Ýþ Sendikasý Þeker-Ýþ Sendikasý Vakfý Genel Kurulunu gerçekleþtirdi Þeker-Ýþ Sendikasý Ölüm ve Yardýmlaþma Vakfýnýn 6. Olaðan Genel Kurulu Genel Merkez toplantý salonunda Genel Merkez Yönetim ve Denetim Kurulu ile Þube Baþkanlarýnýn katýlýmýyla gerçekleþtirildi. Sunumunu Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Mali Sekreteri Eyyup Þenin yaptýðý Genel Kurulun açýlýþ konuþmasýný Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök yaptý. Vakýf iþtirakleri hakkýnda genel bilgi veren Gök, vakýflarýn geçmiþe saygý, geleceðe teminat yolunda insanlar arasýnda kurulan önemli bir köprü görevi üstlendiðini söyledi. Topraklarýmýz, uygarlýk öncesi dönemden baþlayarak çaðlar boyunca birçok büyük medeniyeti barýndýrmýþ, her medeniyet kendi kültürünü geçmiþ kültürlerle harmanlamýþ, böylelikle bugün eþsiz bir kültür mirasýna ulaþýlmýþtýr diye konuþan Gök, vakýf kültürü ve anlayýþýnýn toplumsal dayanýþma ve beraberlik baðlamýnda Türk kültürünün özünü oluþturduðunu vurguladý. Vakýf kurumlarýnýn geçen zamana ve deðiþen koþullara ayak uydurmasý ve çaðdaþ bir yapýlanma ile kendini yenileyebilmesinin kaçýnýlmaz olduðunun altýný çizen Gök, günümüz vakýflarýnýn, artan yoksulluk, gelir daðýlýmýnda adaletsizlik ve benzeri pek çok toplumsal soruna çaðdaþ çözümler üretebilmeyi hedeflediðini iddia etti. Vakýf çalýþmalarý hakkýnda genel bilgi veren Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök, ilk olarak fon þeklinde oluþturulan Vakfýn, zaman içerisinde vakýf þeklinde örgütlenmesinin öngörüldüðünü ve 6 Mayýs 1996 tarihinde tüm bürokratik iþlemlerinin tamamlanmasýyla Þeker-iþ Ölüm ve Sosyal Yardýmlaþma Vakfýnýn resmen kurulduðunu hatýrlattý. Gök, þöyle konuþtu: 20 Kasým 1997 tarihinde Vakfýmýz bünyesinde 5 bin TL sermayeli Vakýf Ýktisadi Ýþletmesi kurulmuþ olup, Þeker-iþ Ankara Misafirhanesi ve 23 Temmuz 1999 tarihinde açýlan Þeker Anadolu Mutfaðý Lokantasý vakýf kuruluþumuz tarafýndan iþletilmektedir. Tapusu Sendikamýza ait olan Antalya Ýli Evrenseki Beldesindeki arazi üzerine inþa edilen 4 yýldýzlý iþletme belgesine sahip Grand Þeker Otelimiz de, yine Vakfýmýzýn teþebbüsü olan Þeker-Ýþ Sigorta Aracýlýk Hizmetleri Ltd. Þti.nin yüzde 15, Sendikamýzýn yüzde 85 iþtirakiyle 20.11.2001 tarihinde kurulan Anadolu Þeker Turizm Sanayi ve Limited Þirketi tarafýndan iþletilmektedir. Otelimiz 7 blok, 390 oda ve 1.000 üzerinde yatak kapasitesine ulaþmýþ olup, bir yandan vakýf ve sendika üyelerimizin aileleriyle birlikte dinlenme ve tatil ihtiyaçlarýný karþýlanýrken, diðer yandan ülke turizmine hizmet vermektedir. Konuþmasýný Genel Kurulun Þeker-Ýþ Vakfýnýn birlik ve beraberliðini daha da pekiþtireceði temennisi ile tamamlayan Gök, Þeker Sanayiine ve Þeker-Ýþ Vakfýna emeði geçenlere teþekkür, hayatýný kaybedenlere de rahmet diledi. Gökün konuþmasýnýn ardýndan Genel Kurul Baþkanlýk Divan Kurulu seçimi yapýldý. Divan Kurulu yapýlan oylama ile Hasan Hüseyin Gümüþbaþ(Baþkan), Hacý Yýlmaz(Katip), Orhan Saltuk(Katip) olarak onaylandý. Dilek ve temennilerin ardýndan Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Mali Sekreteri Eyyup Þen tarafýndan Genel Mali Rapor hakkýnda bilgi verildi. Daha sonra Denetim kurulu Raporunu sunmak üzere Þeker-Ýþ Vakfý Denetim Kurulu Baþkaný Halis Halifeoðlu söz aldý. Halifeoðlu, Denetim Kurulu olarak Yönetim Kurulunun yapmýþ olduðu baþarýlý çalýþmalara teþekkür ederek konuþmasýný tamamladý. Konuþmalarýn ardýndan yeni Yönetim ve Denetim Kurulu asil ve yedek üyelerinin belirlenmesi için oylamaya geçildi. Açýk olarak yapýlan oylama sonucu Yeni Yönetim ve Denetim Kurulu asil-yedek üyeleri þu isimlerden oluþtu: ASÝL YÖN. KRL. YEDEK Baþkan-Ýsa GÖK Ýsmail KARADAYI Genel Sekreter-Fevzi ÞENGÜL Mustafa ONAY Mali Sekreter-Eyyup ÞEN Ertan ALTUNOÐLU Yön. Kur. Üyesi-H. Basri GÜZEL Murat KARAMOÇU Yön. Kur. Üyesi-Ýlhan ÖZYURT Ömer MACÝT Yön. Kur. Üyesi-Kamil ÇOMAK Kadri BÜTE Yön. Kur. Üyesi-Saim ÇETÝNKAYA Faruk GÜZEL Den. Kur. Üyesi-Kenan PIYNAR Yüksel ÝLASLAN Den. Kur. Üyesi-Sefer KAHRAMAN Mehmet Elvan YILMAZ Den. Kur. Üyesi-Nuri-MURAT Ýsmail DEMÝR Þeker-Ýþ Vakfý Yönetim ve Denetim Kurulu Üyelerinin seçilmesiyle kapanýþ konuþmasýný yapmak üzere bir kez daha kürsüye gelen ÞekerÝþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök, 6. Olaðan Genel Kurula kadar vakfýn bugünlere gelmesinde emeði geçenlere teþekkür ederek konuþmasýna baþladý. Genel Kurulla yeni bir yönetimin seçildiðini ifade eden Gök, bundan sonra Vakfýn daha ileriye götürülmesi noktasýnda ellerinden gelen bütün gayreti göstereceklerini söyledi. Bugüne kadar Vakfa emeði geçenleri minnet ve þükranla andýðýný vurgulayan Gök, Bu Genel Kurul, hayýrlara vesile olsun. Bizler de bazý yanlýþlarý istemeden yapabiliyoruz. Bizlerin de eksiklikleri olacaktýr. Ama artýk deðiþen endüstriyel çaða, deðiþen kültürlere bizim de ayak uydurmamýz gerekmektedir. Bunu yaparken mutlaka her konuþmamda da vurgulamaya çalýþýyorum. Gerçeklerle yüzleþmeyi kendimize ilke edinmeliyiz. Kendimize dürüst olamadýðýmýz müddetçe baþka insanlara dürüst olamayacaðýmýzý düþünüyorum. Bu duygu ve düþüncelerle tekrar Vakfýmýzýn kuruluþunda emeði geçmiþ arkadaþlarýma teþekkür ediyorum. Vakfýn kurucusu olan ancak ahrete intikal etmiþ arkadaþlarýma da rahmet diliyorum. Mekanlarý Cennet olsun sözleriyle konuþmasýný tamamladý. 4 Þeker-Ýþ Sendikasý Þeker-Ýþ Baþkanlar Kurulu toplantýsý gerçekleþtirildi Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök: Saðlýk Bilim Kurulunun NBÞ raporu saðlýklý deðil Þeker-Ýþ Sendikasý Baþkanlar Kurulu Toplantýsý Genel Merkez binasýnda gerçekleþtirildi. ÞekerÝþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök toplantý öncesi yaptýðý konuþmada Niþasta Bazlý Þekerlerin insan saðlýðýna zararlarý konusunda kamuoyuna verdikleri bilgiler doðrultusunda toplanan Saðlýk Bakanlýðý Bilim Kurulunun hazýrladýðý raporun ülkede dengelerin sarsýlmamasý adýna alel acele yorumlandýðýný belirterek bunun saðlýklý bir yaklaþým olmadýðýný söyledi. Hazýrlanan bu raporu güvenilir bulmamýz mümkün deðildir diyen Gök, bu konudaki mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini kaydetti. Konuþmasýna 18 Mart Çanakkale Þehitlerini anarak baþlayan Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök, çalýþma hayatý, ülke gündemi ve Ortadoðuda yaþanan geliþmelere deðindi. Türkiyenin iþ kazalarý ve meslek hastalýklarýnda her yýl artarak devam ettiði ülkelerin baþýnda geldiðinin altýný çizen Gök, göz ardý edilmeye çalýþýlan gerçekler ve alýnmayan önlemlerle iþçilerin saðlýksýz ve güvencesiz bir ortamda çalýþmaya maruz býrakýldýðýný ifade etti. Davutpaþa ve Ostimde meydana gelen patlamalardan örnek veren Gök, yaþananlarýn iþ kazasý deðil düpedüz cinayet olduðunu vurgulayan Gök,Ülkemizde iþ kazalarý acilen önlenmek zorundadýr. Yýllardýr bekletilen iþ saðlýðý ve iþ güvenliði yasasý bir an önce çýkarýlmalý ve iþyeri denetimleri arttýrýlmalýdýr diye konuþtu. Torba Yasanýn kabulü ile kazanýlmýþ haklarda yaþanan kayýplarýn devam ettiðine deðinen Gök þunlarý söyledi: Bir çok görüþ ayrýlýðýna raðmen torba Yasa Cumhurbaþkanýnýn onayý ile yürürlüðe girmiþtir. Torba yasada yer alan çalýþanlar aleyhine olan hükümler, sendikalarýn beklentilerine uygun düþmemiþ ve çalýþma hayatý adýna birçok olumsuzluðu beraberinde getirmiþtir. Konuþmasýnda Tunusta baþlayan, Mýsýr ve Libyaya sýçrayan olaylarýn bu ülkelerle sýnýrlý kalmayacaðýnýn altýný çizen Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök, sýrada Suudi Arabistan ve bütün Körfez ülkelerinin olduðunu iddia etti. Tunusta baþlayan rejim dalgasýnýn ülkemiz için de önemli göstergeler taþýyan nitelikleri olduðunu ifade eden Gök, bu ülkelerin topraklarýndan çýkan zenginliklerin kendi halklarý için deðil, ABD ve Batýlý müttefiklerin çýkarlarý için kullanýldýðýný söyledi. Gök þöyle devam etti: Bütün bu hareketlilik, aslýnda dünyada yaþanan daha büyük bir deðiþim dalgasýnýn varlýðýný ve bu durumun yerkürenin her tarafýný etkileyeceðini göstermektedir. Artýk dünyamýz, adeta küçük bir köy gibi, herhangi bir yerinde ne yaþanýrsa en ücra köþesini dahi etkileyen bir entegrasyon sürecinin içindedir. Demokrasi ve özgürlüklerin geliþmesi, toplumun karþýlaþtýðý sorunlara daha katýlýmcý yollardan çözüm bulma arayýþý kaçýnýlmaz bir biçimde devletin toplum sorunlarýna daha duyarlý olmasýný gerektiren bir husustur. Bugün devletler meþruluklarýný hak ve özgürlüklerin garantörü olmaktan ve sosyal sorunlara cevap veren sosyal politika uygulamalarýndan almaktadýrlar. Ülke ekonomisine de deðinen Gök, Türkiyede Gayri Safi Milli Hasýlanýn 750 milyar dolara giderken, sosyal sorunlarýn artmasýnýn ciddi bir problem olarak görülmesi gerektiðinin altýný çizdi. Türk ekonomisinin en önemli sorunlarýndan birisinin yerli katma deðere sahip olmamasý olduðuna vurgu yapan Gök, cari açýðýn artýþýna dikkat çekti. Ýthalata dayalý büyüme modelinin Türkiyeyi pek çok yönden olumsuz etkilediðini kaydeden Gök þunlarý söyledi: Yüzde 20lik kesim milli gelirin yüzde 47.6sýný kontrol ediyor Ýthal ikame modelini terk eden Türkiyenin farklý bir anlayýþla böyle bir noktaya gelmesi, ekonomik bakýmdan ileriye doðru bir hamle yapma gücünün frenlenmesi, kaybedilmesi demektir. Ülkemiz, sahip olduðu ekonomik büyüklükle bugün dünyanýn 16. büyük ekonomisi haline gelmiþtir. Bu, ülkemize büyük bir dinamizm katmýþtýr. Bu dinamik yapýyý sosyal sorunlarý çözecek þekilde yönetmek gerekirken bilhassa özelleþtirme, taþeronlaþma, sendikal özgürlüklerin kýsýtlanmasý ve sendikasýzlaþtýrma politikalarý Türkiyenin ekonomik geliþmesiyle sosyal geliþmesi arasýnda çeliþkiler yaratmakta ve bu durum, sosyal barýþý tehdit eden bir tehlikeyi iþaret etmektedir. yapýlan araþtýrmalar, iþsizlikle birlikte yoksulluðun Türkiyenin toplumsal dokusunu tehdit etmeye baþladýðýný ortaya koymaktadýr. TÜÝKin yayýnladýðý en son gelir daðýlýmý araþtýrmasý en yüksek gelir gurubuyla en düþük gelir gurubu arasýnda yaklaþýk yüzde 8.5 oranýnda bir fark bulunduðunu ortaya koymuþtur. Türkiyenin en yüksek gelir gurubu içerisinde yer alan ailelerin yüzde 20si, milli gelirin yüzde 47.6sýný kontrol etmektedir. Konuþmasýnda Türkþekerin özelleþtirilmesi sürecinde 2005 yýlýndan bu yana olaðanüstü mücadele ve büyük bir azimle sürdürülen çalýþmalardan elde edilen baþarýlarýn Þeker-Ýþ Sendikasýnýn bu konudaki haklýlýðýný teyit ettiðinin altýný çizen Gök, son olarak Danýþtay 13. Dairesinin hukuki açýdan verdiði kararlarýn yýllardýr özelleþtirme mücadelesi içinde bulunan sektörümüz açýsýndan dönüm noktasý olduðunu kaydetti. IMF ve Dünya Bankasýnýn uyguladýðý politikalarla Türkiyeye adeta kendi elinle üretme dýþa baðýmlý kal politikasýnýn dayatýldýðýný belirten Gök, þeker pancarý ve þeker sanayinin stratejik bir öneme sahip olduðunu, ülkemiz açýsýndan alternatif enerjinin lideri olabilme yolunu açabileceðini kaydetti. Gök, Yýllardýr dayatýlmaya çalýþýlan özelleþtirme politikalarýndan vazgeçildiði taktirde þeker sanayi sektörü ile dünya genelinde hýzla artýþ gösteren petrol fiyatlarýnýn aksine düþük maliyetli yenilenebilir enerji üretimine geçilebilir. Biyoenerji ve biyoetanol üretimi ülke ekonomisi açýsýndan alternatif güç oluþturacaktýr dedi. 5 Þeker-Ýþ Sendikasý Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök: Sektörde oynanan oyunlarý hep birlikte bertaraf etmeliyiz Þeker-Ýþ Sendikasýnýn 2011 yýlý ilk semineri þube baþkanlarýnýn katýlýmýyla Antalya Grand Þeker Otelde gerçekleþtirildi. Seminerin açýlýþ konuþmasýný yapan Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök, 2000 yýlýnda Þeker Fabrikalarýnýn özelleþtirme kapsamýna alýndýðý sýrada oynanan oyunlarý fark edemediklerini kaydetti. Bu fabrikalarýn özelleþtirilmesi durumunda sektörden ekmek yiyen binlerce insanýn iþsiz kalacaðýný vurgulayan Gök, küresel güçlerin Türkiyeyi Pazar haline dönüþtürmek istediklerini söyledi. Gök, Þeker fabrikalarý 2000 yýlýnda özelleþtirme kapsamýna alýndý. 2001 yýlýnda þeker kanunu çýktý. Ülkeye NBÞ, glikoz giriyordu ancak, Türkiyede bütün bunlar yapýlýrken oynanan oyunlarý da göremedik. Ülkemizde NBÞ iþletmeleri 990 bin ton veya 1 milyon ton pancar þekeri karþýlýðý kapasite ile kuruluyor, ekmeðimize kan doðruyorlardý. 2001 yýlýnda böyle bir kaygýmýz yoktu, analizimiz yoktu. O açýdan bugün bu ülkeye borcumuzu ödemek zorundayýz. Bize bu ülkeyi yaþayýn diye býrakanlarýn kemiklerini sýzlatmamak için analizlerin tamamýný doðru yapmak mecburiyetindeyiz diye konuþtu. 2004 yýlý 31 Aralýk tarihinde Þeker Kurumu kapatýldýktan sonra 2006 yýlý baþlangýcýnda Türkiyede 1 milyon ton þeker pancarý stokunun olduðunu hatýrlatan Gök, bunun þeker fabrikalarýnýn 3 veya 4ü nün çalýþmasý geri kalanýnýn ise kapanmasý manasýna geldiðini iddia etti. O günlerde bu konuyla ilgili ciddi mücadeleler verdik diye konuþan Gök, eðer yürütmeyi durdurma kararý almasalardý bugün bu konuþmayý yapamýyor olacaklarýný söyledi. Gök þöyle devam etti: Þeker fabrikalarý özelleþtirilirse arazileri peþkeþ çekilecek Þeker fabrikalarý özelleþirse bugünkü þartlarda 4000-4500lere varan emekliliði gelmiþ insan iþsiz kalacaktýr. Devlet bunlarý alýp hiçbir hakký kaybolmadan baþka bir iþyerine yerleþtirdiðinde problem hallolmuþ mu oluyor? Ben de soruyorum; Türkiyede baþka milletlerin cirit atmasýna müsaade etmiþ olmuyor muyuz? Onlar da 4-5 gün sonra emekli olup gittiðinde bütün dertler bitmiþ mi oluyor? Atalarýmýzýn vergisinden 4 milyar dolarlýk yatýrým yapýlmýþ bu sektöre. 150 bin tam istihdam saðlamýþ. Bugün 1 tam istihdamýn sanayi üretiminde karþýlýðý 145bin dolardýr. Ben bu yatýrýmlardan bahsediyorum. Bedava verilmiþ arazilerin üzerinde milyon dolar deðerinde arazilerimiz var. Bunlar da mutlaka birilerine peþkeþ çekilecek. Ben, o dönemlerde bu iþi toplumsal hale getirmek için çok gayretler sarf ettim. Gayretlerimin hiçbir zaman boþa gitmediðini bazý insanlarýn da iyot gibi açýkta kaldýðýna da þahit oldum. Belki zor oldu. 7. yýla girdik. Sonuçlarýný almak hemen mümkün deðil. Bu davanýn toplumsal hale gelmesinde bu sektörün içerisinde karýnca kararýnca elini taþýn altýna koyan binlerce arkadaþa þahit oldum, bundan da son derece mutlu olduðumu da söylemek istiyorum. Dünya ve AB yýldýz ülke olmamýzdan korkuyor Türkiyenin pancar üreticisi olmasý bakýmýndan Avrupa ve Ortadoðu coðrafyasýnda pancar üretmeye en elveriþli iklime sahip coðrafyaya sahip, etrafý þeker ithalatçýsý ülkelerin bulunduðu yerde tek baþýna pancar üreticisi bir ülke olduðunu ifade eden Gök, karþýlarýnda Türkiyenin pancardan þeker üretmeye devam etmesi durumunda bu coðrafyanýn yýldýz ülkesi olacaðýndan korkan bir dünyanýn ve Avrupa Birliðinin olduðunu vurguladý. Onun için Türkiyeyi Pazar haline getirmek istiyorlar. 2.5 milyar dolara yakýn yerli katma deðer üretebilen baþka bir sektör yok diyen Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök, petrol fiyatlarýnýn her geçen gün arttýðý ve dünya petrol rezervinin azaldýðý günümüzde þeker pancarý ile yine Türkiyenin ön plana çýktýðýný ifade etti. Gök þöyle devam etti: Türkiyenin þahlanmamasý için ayaðýna pranga vuruyorlar Diyorlar ki Türkiye, enerjide dýþa baðýmlý bir ülke. Doðalgazda da durum ayný. Türkiye, Yüzde 92 oranýnda dýþ dünyaya baðýmlý bir ülke ve dünya bununla ilgili tespit de yapmýþ. Fosil yakýtlarýn dünyadaki süresine 30-35 yýl bir zaman biçilmiþ ve bununla ilgili de dünyanýn enerji arayýþýna yöneldiðini görüyoruz. Bugün yenilenebilir enerjide en iyi hammaddenin biyoetanol üretiminde pancar þeker kamýþý olduðunu biliyoruz. Dünya ülkeleri kendi bulunduðu topraklarda yenilenebilir enerji kullanýmý ile ilgili kanunlar çýkarttý. Brezilya tek baþýna biyoetanol ile çalýþan araçlar üretti. AB ve Brezilya biyoetanol kullaným mecburiyeti koydu. Ýþte bunun için, cihan imparatorluðu kurmuþ bir milletin ayaða kalkmamasý için ayaðýmýzdan prangayý eksik etmeyen bir dünyada yaþýyoruz. Ortadoðuya hakim olan bir milletin evlatlarýyýz. Bu gerçeði herkes kabul etmek mecburiyetindedir. Bu ülkenin ayaða kalkmamasý için en iyi oynanacak oyunlardan birisi pancarla, þeker sektörü ile ilgilidir. Hayvancýlýðý, maya sektörünü, alkol sektörünü, kozmetik sanayini öldürmek istiyorsan pancar þeker sektörünü bitirmek mecburiyetindesin. O yüzden Türkiyedeki oynanan bu oyunlarýn bertaraf edilmesi hepimizin görevi. Bunu baþarabiliriz, yapabiliriz. Ýnsanlarýmýzýn sýrtýna basarak sömürmeye çalýþýyorlar Bu ülke bizim, bu ülkede sadece bizler yokuz diye konuþan Gök, ülkenin geleceðinin garanti altýna alýnmasýna yönelik adýmlarý ülke insanýna göstermek mecburiyetinde olduklarýnýn altýný çizdi. Gök, Tabi bunu yapmamýz için bazý tarihi bilgilerimizi de tazelememiz gerekiyor. Bir övünç kaynaðý olarak kabul etmiyorum ama bir gerçeði de vurgulamadan geçmek istemiyorum. Çoðunuz kardeþin kardeþi vurduðu dönemleri yaþadýnýz, ayný aileden iki kardeþin kavga ettiði günleri yaþadýnýz. O dönemleri hatýrlayýnýz. Bütün bunlar olurken bu insanlarýn sýrtýna basarak bu ülkeyi sömüren insanlar oldu. Onun için birbirimizin görüþlerine saygý duymalýyýz. Cihan imparatorluðu kurmuþ bir neslin evlatlarýnýn birbirinin gýrtlaðýný sýkmasý kadar abesle iþtigal bir þey olamaz. Bir þey söylerken birbirimizi mutlaka ve mutlaka anlamaya çalýþmak mecburiyetindeyiz dedi. Deðiþimi kavrayamadýk Konuþmasýnda 4857 sayýlý iþ kanunu ile ilgili çok çeþitli problemlerinin olduðuna da deðinen Gök, mevcut konjonktürün ülkemizin hýzlý bir atýlým yapmasý için avantaj olarak görüldüðünü ve dünyadaki geliþmeler ile özellikle Ortadoðudaki geliþmelerin Türkiyeyi ileriye götürdüðünü iddia etti. Teknolojik geliþmelerin çalýþma hayatýna etkileri ile ilgili çalýþma hayatýnýn içinde olan sendikacýlarýn konuya iliþkin tam bir analiz yapamadýklarýný itiraf eden Gök, Eskiden kol gücüne dayalý çalýþma yapýlýrken artýk buna ihtiyaç duyulmuyor. Yani mavi yakadan beyaz yakaya geçen deðiþime karþý tam ayak uyduramadýk. 1980lerde 2.5 milyon olan çalýþma hayatýnda örgütlü topluma karþý nüfus 43 milyon idi. Bugün 73 milyon nüfusumuz var. Örgütlü sayýsý 800 bin kiþi. Bu anlamda bizler iyi tartýþýp kendimizi iyi geliþtirip iyi okuyup Türkiyede sosyal adaletin saðlanmasýnda önemli roller oynamamýz gerekiyor diye uyarýda bulundu. Özelleþtirme kapsamýna bir yer alýnmýþsa burasý kesinlikle satýlýr mantýðýnýn çalýþan kesimin kafasýna yerleþtirildiðine deðinen Gök, Dünyanýn hiçbir yerinde Türkiyede olduðu kadar adaletsiz bir özelleþtirme sisteminin olmadýðýný kaydetti. Beynimizi iþlemiþler, þuurumuzun altýnda bu kabul var. 2000 yýlýnda özelleþtirme kapsamýna alýnan 2003 yýlýnda özelleþtirme yol haritasý çizilen ve 2004 yýlýnda ilk fabrikamýz satýldýðýnda da ayný görüþ ve düþünceler beynimizin altýnda vardý. Ve Kütahya elimizin altýndan gitti. Hiçbir þey yapamadýk, dava bile açamadýk. Çok defa bunlarý anlattýk. Sizlerle beraberken bazý deðerlendirmeleri yapmak, bizden sonraki nesiller için bir þeyler üretmek mecburiyetindeyiz diye konuþtu. Fabrikalar özelleþtirilirse Doðu insaný göç eder Bugün özelleþtirme kapsamýna alýnan Sosyal Amaçlý yapýlmýþ fabrikalarýn kapanmasýnýn Doðudaki insanlarýn göçe zorlanmasý demek olduðunu iddia eden Gök, Ýnsanlarýmýz doðduðu topraklarda doysun, bulunduðu yere hizmet etsin, iþ bulabilsin diye yapýlmýþ fabrikalarýmýzýn kapanmasý bu bölgede yaþayan insanlarýmýzýn göçe zorlanmasý demektir. Buralarda yaþayan insanlarýmýzýn terörün istismarýna býrakýlmasý demektir. Bu ülkenin her köþesindeki insan bizim insanýmýzsa, her insanýmýzýn korunmasý için elimizden gelen tüm gayretleri sarf etmemiz gerekmektedir dedi. Toplu sözleþme döneminde Þeker-Ýþ Sendikasý olarak iþçinin menfaatleri doðrultusunda ellerinden gelen gayreti göstereceklerinin bilinmesini isteyen Gök, geçici statüdeki iþçilerin kadro konusunda da çalýþmalarýný sürdürdüklerini söyledi. 6 Þeker-Ýþ Sendikasý Saatlik iþ gücü maliyeti yüzde 8.7 arttý Saatlik iþgücü maliyeti endeksi 2010 yýlýnda 2009 yýlýna göre yüzde 8.7 arttý. 2010 yýlýnda saatlik kazanç 2009'a göre yüzde 9.4 artýþ gösterirken, saatlik kazanç dýþý iþgücü maliyeti endeksindeki artýþ yüzde 5.9 oldu. -Saatlik iþgücü maliyeti endeksi 2010 yýlýnýn 4'üncü çeyreðinde 2009 yýlýnýn ayný dönemine göre yüzde 10.3 arttý. Yýlýn 4'üncü çeyreðinde saatlik kazanç geçen yýlýn ayný dönemine oranla yüzde 10.3 artýþ gösterirken, saatlik kazanç dýþý iþgücü maliyeti endeksindeki artýþ yüzde 10.1 oldu. Saatlik iþgücü maliyeti endeksi 2010 yýlýnda 2009'un ayný dönemine göre yüzde 8.7 artarak 118.3'e yükseldi. Sektörel ayrým yapýldýðýnda sanayi sektöründeki yýllýk ortalama artýþ yüzde 7.8 olurken, inþaat sektöründe yüzde 9.8, hizmetler sektöründe yüzde 10.2 artýþ yaþandý. 2010 yýlýnda saatlik kazanç 2009'a göre yüzde 9.4 artýþ gösterirken, saatlik kazanç dýþý iþgücü maliyeti endeksindeki artýþ yüzde 5.9 oldu. Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK) 2010 Yýlý 4'üncü Dönem Ýþgücü Maliyeti Endeksi verilerini açýkladý. Avrupa Birliði uyum çalýþmalarý kapsamýnda, üçer aylýk dönemler itibariyle yayýmladýðý 2008 temel yýllý "Ýþgücü Maliyeti Endeksi" ile ücretli çalýþan istihdam etmenin iþverene saat baþýna maliyetindeki deðiþim nominal olarak ölçen TÜÝK, iþgücü maliyetinin temel bileþenleri, kazanç ve kazanç dýþý (iþverenin yaptýðý sosyal güvenlik, ihbar ve kýdem tazminatý ödemeleri) iþgücü maliyeti olduðuna dikkat çekti. Buna göre, kazanç ve kazanç dýþý iþgücü maliyeti kalemlerinin tümündeki saatlik deðiþimi gösteren 2008 temel yýllý saatlik iþgücü maliyeti endeksi, 2010 yýlýnda kapsanan tüm sektörlerde, geçen yýlýn ayný dönemine göre yýllýk ortalama yüzde 8.7 artýþla 118.3'e yükseldi. Sektörel ayrýmda incelendiðinde endeks deðerlerindeki yýllýk ortalama artýþ oraný sanayi sektöründe yüzde 7.8, inþaat sektöründe yüzde 9.8 ve hizmet sektöründe yüzde 10.2 oldu. Saatlik kazanç endeksi 2010 yýlýnda, kapsanan tüm sektörlerde 2009 yýlýna göre yüzde 9.4 arttý. Sektörel ayrýma bakýldýðýnda, endeks deðerlerindeki yýllýk ortalama artýþ oranlarýnýn sanayi sektöründe yüzde 8.8, inþaat sektöründe yüzde 10 ve hizmet sektöründe ise yüzde 10.4 olarak gerçekleþtiði gözlendi. Ýþverenin yaptýðý sosyal güvenlik, ihbar ve kýdem tazminatý ödemelerindeki saat baþý deðiþimin göstergesi olan saatlik kazanç dýþý iþgücü maliyeti endeksi 2010 yýlýnda kapsanan tüm sektörlerde, 2009'a göre yýllýk ortalama yüzde 5.9 arttý. Endeks deðerleri sektörel ayrýmda incelendiðinde yýllýk ortalama artýþý sanayi sektöründe yüzde 4.3, inþaat sektöründe yüzde 8.8 ve hizmet sektöründe yüzde 9 düzeyinde gerçekleþti. 4'üncü çeyrekte iþgücü maliyeti endeksi yüzde 10.3 arttý Kazanç ve kazanç dýþý iþgücü maliyeti kalemlerinin tümündeki saatlik deðiþimi gösteren 2008 temel yýllý saatlik iþgücü maliyeti endeksi, 2010 yýlý 4'üncü döneminde kapsanan tüm sektörlerde, geçen yýlýn ayný dönemine göre yüzde 10.3 arttý. Sektörel ayrýmda incelendiðinde endeks deðerlerindeki yýllýk artýþ oranýnýn sanayi sektöründe yüzde 10.1, inþaat sektöründe yüzde 11 ve hizmet sektöründe yüzde 10.2 olduðu görüldü. En yüksek artýþ mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler sektöründe Saatlik iþgücü maliyeti endeksinde 2010 yýlý 4'üncü döneminde geçen yýlýn ayný dönemine göre en yüksek artýþ yüzde 19.4 ile M (mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler) sektöründe gerçekleþti. Bunu yüzde 18.7 ile H (Ulaþtýrma ve Depolama sektörü, yüzde 17.2 ile G (Toptan ve Perakende Ticaret, motorlu kara taþýtlarýnýn ve motosikletlerin onarýmý izledi. Saatlik kazanç endeksi yüzde 10.3 yükseldi Ücretli çalýþana yapýlan düzenli ve düzensiz ödemelerdeki saatlik deðiþimin göstergesi olan saatlik kazanç endeksi 2010 yýlý 4'üncü çeyreðinde, kapsanan tüm sektörlerde 2009 yýlýnýn ayný dönemine göre yüzde 10.3 arttý. Sektörel ayrýma bakýldýðýnda, endeks deðerlerindeki yýllýk artýþ oranlarýnýn sanayi sektöründe yüzde 10.3, inþaat sektöründe yüzde 11.3 ve hizmet sektöründe ise yüzde 10 olarak gerçekleþtiði gözlendi. Saatlik kazanç endeksinde 4'üncü çeyrekte 2009 yýlýnýn ayný dönemine göre en yüksek artýþ yüzde 19.2 ile H (ulaþtýrma ve depolama) sektöründe gerçekleþti. Saatlik kazanç dýþý iþgücü maliyeti yüzde 10.1 arttý Ýþverenin yaptýðý sosyal güvenlik, ihbar ve kýdem tazminatý ödemelerindeki saat baþý deðiþimin göstergesi olan saatlik kazanç dýþý iþgücü maliyeti endeksi yýlýn 4'üncü çeyreðinde kapsanan tüm sektörlerde, geçen yýlýn ayný dönemine göre yüzde 10.1 arttý. Endeks deðerleri sektörel ayrýmda incelendiðinde, sanayi sektöründe yüzde 9.5, inþaat sektöründe yüzde 10.1 ve hizmet sektöründe yüzde 9.8 ve oranlarýnda yýllýk artýþ gözlendi. Saatlik kazanç dýþý iþgücü maliyeti endeksinde, 4'üncü çeyrekte geçen yýlýn ayný dönemine göre en yüksek artýþ yüzde 26 ile M (Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler sektöründe gerçekleþti. (ANKA) TÜRK-Ýþ Baþkaný Kumlu KÝK Baþkanlýðýna seçildi Türk-Ýþ Baþkaný Mustafa Kumlu: Krizin etkisi halen sürüyor Türkiye-AB Karma istiþare Komitesi (KÝK) Türkiye Kanadý Eþ-Baþkanlýðýna, Türk-Ýþ Genel Baþkaný Mustafa Kumlu seçildi. Türkiye AB Ýstiþare Komitesinden yapýlan yazýlý açýklamada, genel seçimlerde milletvekili adayý olmak üzere Hak-Ýþ Genel Baþkanlýðý görevinden istifa eden Salim Uslu'nun, ayný zamanda, 1 Mart 2011 tarihinde seçildiði Türkiye-AB Karma Ýstiþare Komitesi Baþkanlýðý görevinden de istifa ettiði belirtildi. Açýklamada, TOBB'da gerçekleþtirilen toplantýda, Komitenin Türkiye Kanadý Eþ-Baþkanlýðýna Türk-Ýþ Genel Baþkaný Mustafa Kumlu'nun oybirliðiyle seçildiði bildirildi. Toplantýya, TOBB Baþkaný Rifat Hisarcýklýoðlu, eski Hak-Ýþ Genel Baþkaný Salim Uslu, Türk-Ýþ Genel Baþkaný Mustafa Kumlu, TESK Genel Baþkaný Bendevi Palandöken, Türkiye Kamu-Sen Genel Baþkan Vekili Ýsmail Koncuk, TÝSK Genel Sekreteri Bülent Pirler ve TZOB Hukuk Müþaviri Cahit Babacan'ýn katýldýðý kaydedildi. Türkiye-AB KÝK Türkiye Kanadý EþBaþkanlýðýnýn, "iþçi", "iþveren" ve "diðer ilgi gruplarý" arasýnda dönüþümlü olarak belirlendiði ifade edilen açýklamada, KÝK'le ilgili þu bilgiler verildi: 'Türkiye-AB Karma istiþare Komitesi (KÝK), 1963 yýlýnda imzalanan Ankara Anlaþmasý'nýn; taraflar arasýndaki iþbirliði ve temaslarýn kolaylaþtýrýlmasýný, AB ile geliþtirilecek diyalogun Türkiye'deki muhataplarýnýn hýnýmsallaþurýlmasýrýý ve bu çerçevede bir yapýlanmaya gidilmesini öngören 27. maddesine istinaden, 16 Kasým 1995 tarihinde oluþturulmuþtur. NEVRUZ HUZUR DOLU YARINLARIN MÜJDECÝSÝ OLSUN Anadolu'dan lar'a, Orta 'dan Orta Doðu'ya uzanan geniþ bir coðrafyada yüzyýllardýr ayný ruhla kutlanan Nevruz Bayramý Ateþi, þiddetin ve öfkenin deðil, aksine gönüllerimizdeki sevginin, dostluðun ve kardeþliðin i, bir kültür ateþidir. Bu bayram sevincini yaþarken ve yaþatýrken tarihi þan ve þerefle dolu yüce Türk Milletine yakýþan onu etnik kökeni, dili, inancý ve siyasi görüþü ne olursa olsun, bu milletin ayrýlmaz ve eþit bir parçasý olduðunu hatýrlatmaktýr. Ýnsanýmýzý birbirine kenetleyen baharýn müjdecisi olan bu günlerin, birliðin, beraberliðin, kardeþliðin her kinden daha çok öne çýkmasý gereken günler olduðunun unutulmamasý gerekmektedir. Baharýn müjdecisi Nevruz'un, toplumumuza yaþama sevinci ve umut getirmesi dileðiyle baþta aziz imiz olmak üzere bütün bölge halklarýnýn Nevruz Bayramý'ný kutluyor, bu önemli günün aramýzdaki sevgi ve kardeþlik baðlarýný daha da güçlendirmesini diliyorum. Saygýlarýmla; Ýsa GÖK Türk-Ýþ Gen. Eðt. Sek. Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Türk-Ýþ Genel Baþkaný Mustafa Kumlu, krizin etkisinin halen sürdüðünü ifade ederek, iþsizlerin sayýsýnýn kriz öncesine göre daha yüksek olduðunu söyledi. 2010'da saðlanan istihdam artýþýnýn üçte birinin tarým sektöründe olduðunu sözlerine ekleyen Kumlu, "Ekonomik büyümede baþarýsýz olan tarým sektörü istihdam artýþýnda baþý çekmiþtir. Ülkenin gerçek gündeminde iþsizlik, yoksulluk ve gelir daðýlýmý adaletsizliði vardýr" dedi. Türk-Ýþ Genel Baþkaný Mustafa Kumlu, Milli Prodüktivite Merkezi'nin (MPM) 50. Genel Kurulu'na katýlarak burada bir konuþma yaptý. Kumlu yaptýðý konuþmada, Türkiye'nin temel sorunlarýnýn iþsizlik, yoksulluk ve gelir daðýlýmdaki adaletsiz olduðunu savunarak, ekonominin büyümesine, çalýþan baþýna üretimin artmasýna karþýn gelir daðýlýmýndaki adaletsizliðin devam ettiðini iddia etti. Devletin resmi verilerine göre, en yoksul ile en zengin arasýndaki gelir farkýnýn 8.5 kat olduðunu sözlerine ekleyen Kumlu, "Kaldý ki bu araþtýrma yapýlýrken gelir, beyan esasý üzerinden hesaplanmaktadýr. Beyanname ile ödenen vergi tutarý hepimizin malumudur. Türkiye'de Zengin kesim Avrupa Birliði düzeyinde yaþam sürerken en yoksul kesim Afrika düzeyinde yaþam mücadelesi vermektedir. Bu sürdürülebilir bir durum deðildir. 2010 yýlý iþgücü araþtýrmasýnýn sonucuna göre, Türkiye'de iþsiz sayýsý 3 milyonun üzerindedir. Ýþsizlik oraný ise yüzde 11.9'dur. Ýlk bakýþta, bir önceki yýla göre iþsizlik oraný gerilemiþ, iþsiz sayýsý daha da azalmýþtýr. 2010 yýlýnda 1 milyon 317 bin istihdam artýþý saðlanmýþtýr. Bunlar sevindirici verilerdir" ifadelerini kullandý. Mustafa Kumlu "Tarým sektörü istihdam artýþýnda baþý çekmiþtir. Ülkenin gerçek gündeminde iþsizlik, yoksulluk ve gelir daðýlýmý adaletsizliði vardýr" j dedi. "Çalýþanlar, ekonomik büyümeden adil ve dengeli pay almalý" Çalýþanlarýn, yaratýlan ekonomik büyümeden adýl ve dengeli pay almasý gerektiðini savunan Kumlu, "Bu saðlanmýyorsa, bir baþka ifadeyle, ekonomik büyüme daha yüksek ücretler ve daha iyi çalýþma koþullarý getirmiyorsa sorun var demektir. Bu durumdan iþgücünün etkinliði olumsuz etkilenecek, iþbirliði ve ortak çýkar duygusu zayýflayacaktýr" dedi. Ýnsaný temel alan ekonomik ve sosyal politikalarýn uygulanmasý, çalýþma yaþamýnýn kalitesini artýracak yaklaþýmlarýn egemen olmasý, saðlýklý ve güvenli çalýþma koþullarýnýn saðlanmasý, istihdam güvencesi ve sosyal korumanýn etkinliðinin önümüzdeki dönemde önem taþýyan, dikkate alýnmasý gereken temel köþe taþlarýndan biri olduðunu söyleyen Kumlu, yaþam mücadelesi veren çalýþanlarýn, geçimini sürdürebilmenin arayýþý içinde olan iþsizlerin umudu ve çaresizliðinin daha fazla istismar edilmemesi gerektiðini savundu. Kumlu konuþmasýný þöyle sürdürdü: "Üretimin temel faktörlerinden biri olan emeðin yaþama, çalýþma ve eðitim koþullarýnýn iyi bir düzeye getirilmesi verimlilik artýþýna doðrudan katký saðlamaktadýr. Toplumsal refahýn artmasý ve bireysel yaþam standartlarýnýn yükseltilmesi gibi hedeflerin gerçekleþtirilmesinde önemli bir araç olan verimlilik artýþýnýn saðlanmasý bu açýdan önem taþýmaktadýr. 7 Þeker-Ýþ Sendikasý ÖLÜM VE SOSYAL YARDIMLAÞMA VAKFI 6.OLAÐAN GENEL KURULU 1- ÖLÜM ve SOSYAL YARDIMLAÞMA VAKFI ÝLE ÝLGÝLÝ KISA BÝLGÝLER Ölüm ve Sosyal Yardýmlaþma Vakfý 1995 yýlýnda önce fon olarak faaliyetlerine baþlamýþ 06 Mayýs 1996 tarihinde kurucu üyeler tarafýndan Ölüm ve Sosyal Yardýmlaþma Vakfý olarak kurulmuþtur. 1.Olaðan Genel Kurulda Üye Sayýsý 9403 Kiþi 2. Olaðan Genel Kurulda Üye Sayýsý 14.102 Kiþi 3.Olaðan Genel Kurulda Üye Sayýsý 13.196 Kiþi 4.Olaðan Genel Kurulda Üye Sayýsý 9.127 Kiþi 5.Olaðan Genel Kurulda Üye Sayýsý 6.551 Kiþi ÞU ANKÝ ÜYE SAYISI ÞUBAT-/2011 4.686 Kiþi 2- VAKFIN ÜYELERÝNE VERDÝÐÝ HÝZMETLER - Doðal afet,yangýn vs.gibi hallerde maddi yardým. - Misafirhane ve otel de uygun ücretle konaklama imkaný saðlamak. - Üye çocuklarýna burs yardýmý saðlamak. - Tüm üyelere ferdi kaza sigortasý saðlamak. - Emekli ve vefat eden üyelere ; katý uygulamasý yaparak yardým saðlamak. - BU GÜNE KADAR 7253 ÜYEYE TOPLAM 3.019.493,11TL yardým yapýldý. 3-2010 YILI GELÝR GÝDER KIYASLAMASI Mevcut Nakit Durumu Üye Aidat Gelirleri - 5.284 Kiþi x 120 TL TOPLAM GELÝRLER Emekli Üye Katý Ödemesi 446 Kiþi Ýstifa Eden Üye Ödemesi 148 Kiþi Vefat ve Diðer Yardýmlar Üye Çocuðuna Burs Yardýmý 392 Kiþi Ferdi Kaza Sigorta Poliçeleri Ýçin Genel Yönetim ( Personel ) Giderleri TOPLAM GÝDERLER 175.425 TL 634.080 TL 809.505 TL 397.117 TL 71.483 TL 3.718 TL 58.800 TL 26.417 TL 90.000 TL 647.535 TL ELDE KALAN NAKÝT DURUM 2011 YILI 161.970 TL. 4-VAKFIN YAN KURULUÞLARI VE ÝÞTÝRAKLERÝ ÝKTÝSADÝ ÝÞLETME %100 Vakýfa Ait Þubeleri Sýhhiye Misafirhanesi ve Þeker Anadolu Mutfaðý 2008 Yýlý Karý 118.401 TL 2009 Yýlý Zararý -63.112,44 TL 2010 Yýlý Zararý -67.667,98 TL ÞEKER-ÝÞ SÝGORTA ARACILIK HÝZMETLERÝ LTD.ÞTÝ. %85 Vakýf - %15 Sendika Sermayesi 2008 Yýlý Karý 2009 Yýlý Karý 2010 Yýlý Karý 1.230.000 TL 13.494,97 TL 204.455,59 TL 77.545,47 TL ANADOLU ÞEKER TURÝZM ÝNÞAAT SANAYÝÝ ve TÝC.LTD.ÞTÝ. %85 Sendika - %15 Vakýf Sermayesi 10.000.000 TL 2008 Yýlý Karý 472.594,70 TL 2009 Yýlý Karý 1.785.132,31 TL 2010 Yýlý Karý 697.037,72 TL 5-VAKFIN 2005-2007 YILLARINDA EMEKLÝ OLANLARA ÖDENEN 5.KATI 2005-2007 Yýlý Emekli Olanlara 1.149.667,46 TL ödenmiþtir. Vakýflar Genel Müdürlüðünün 7 Aralýk 2007 / 11201 Sayýlý Denetim Raporu 5 katý uygulamasýnýn engel teþkil ettiði yönündeki rapor neticesinde 2 katý uygulamasýna düþürülmüþtür. 6-VAKFIN YÖNETÝM VE DENETÝM KURULUNUN DURUMU Vakýf Senedi Ödenekler Bölümünde MADDE 24; Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine, bu görevlerde bulunduklarý sürede kendilerine hiçbir ödenek ödenmez. Ancak Vakýfla ilgili zorunlu harcamalarý Vakýf tarafýndan karþýlanýr. Vakfýn Yönetim ve Denetim Kurulu, hiçbir þekilde hakký huzur ve temsil ödeneði de almamaktadýr. 7-VAKFIN DENETÝMÝ Vakfýn Denetimi Vakýflar Genel Müdürlüðü Teftiþ Kurulu tarafýndan yapýlmaktadýr. Ayrýca iþtirakleri Mali Müþavir ve Yeminli Mali Müþavir tarafýndan denetlenmektedir. Emeklinin Mart'ta ne kadar maaþ alacaðý belli deðil Yaklaþýk 9.5 milyon emekliye Torba Yasa'nýn geç onaylanmasý nedeniyle zamanýnda ödenmeyen Ocak ve Þubat ayý zam farklarý Mart ayýnda ödenecek. Emekli Mart'ta en fazla 99.74 TL zam farký alacak. Ancak Türkiye Emekliler Derneði ile Türkiye Ýþçi Emeklileri Derneði, yine yýllýk aidat kesintisini 17 Mart'ta ödenecek emekli maaþlarý üzerinden yapacak. Derneklerin yaklaþýk 680 bin emeklinin maaþýndan yapacaðý kesinti sonrasý emeklinin eline Mart'ta ne kadar maaþ geçeceði ise henüz bilinmiyor. ANKA'nýn Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) yetkililerinden edindiði bilgiye göre 2010 yýlýnýn Þubat ayýnda yaklaþýk 653 bin emeklinin maaþýndan kesinti yapan TÜED'in yýllýk üye aidat kesintisini bu yýlýn Mart ayý maaþ döneminde yapacaðý öðrenildi. Maaþlarýný yarýn alacak emeklilerin, yaklaþýk 580 bininden TÜED için 18 TL'lik yýllýk üyelik aidatý kesilecek. Ayný þekilde yaklaþýk 100 bin emekliden de Türkiye Ýþçi Emeklileri Derneði için 15 TL'lik yýllýk üyelik aidatý kesilecek. Böylece Mart ayýnda maaþýndan kesinti yapýlacak emeklilerin sayýsý 680 bini bulacak. Emekliler, Ocak ve Þubat aylarýnda almalarý gereken zam farklarýný Torba Yasa'nýn geç onaylanmasýndan dolayý, bu aylarda alamamýþ ve zam farký Mart ayý dönemine sarkmýþtý. Buna göre Aralýk 2010'da 720 TL olan en düþük iþçi emeklisi aylýðý, Ocak 2011'de uygulanan yüzde 2.73'lük zamla 19.66 TL artarak 739.66 TL'ye yükselmiþ, bu 60 TL'lik artýþtan, 19.66 TL'lik zam düþülünce emeklilerin bir ay için 40.34 TL alacaðý kalmýþtý. Ocak ve Þubat aylarý için bu farklar uygulandýðýnda da iki aylýk 80.68 TL tutarýnda bir fark alacaðý ortaya çýktý. 680 bin emekliden 18 TL ve 15 TL aidat kesintisi yapýlacak Mart ayýnda Ocak ve Þubat aylarýndan kalan zam farklarýný alacak olan emekliler, ellerine tam olarak ne kadar maaþ geçeceði konusunda tereddütler yaþarken, þimdi de TÜED ve Türkiye Ýþçi Emeklileri Derneði'nin üyesi olan 680 bin emeklinin maaþýndan üyelik aidatý kesintisini bu ay yapacaðý öðrenildi. 17 Mart'ta maaþýný alacak olan emeklilerden TÜED'in 18 TL'lik, Türkiye Ýþçi Emeklileri Derneði'nin ise 15 TL'lik üye aidatý kesintisi yapacaðý öðrenilirken, maaþlarýndan kesinti yapýlan emekliler TÜED ve Türkiye Ýþçi Emeklileri Derneði'nin internet sitesinde verilen link ile maaþýndan kesinti yapýlýp yapýlmadýðýný öðrenebilecek. Açýlan linkte vatandaþ yaþadýðý þehirde veya hangi ildeki derneðe üye ise o seçeneði seçerek, maaþýndan Dernek için yapýlan kesinti oranýný görebilecek. Üye olmayanlardan yanlýþlýkla kesilen aidat iade edilecekTÜED yetkililerinden edinilen bilgiye göre, geçen senelerde bazý üye olmayan isimlerden de üyelik aidatý kesilmesi gibi bir durumla karþýlaþýldýðý, ancak bu durumun þube de üye kaydý yapýlýrken tahsis numaralarýnýn kaymasýndan kaynaklandýðý belirtildi. Yetkililer, "Geçen seneler de çok ender de olsa þöyle bir durum oldu. Þubede üye kaydý yapýlýrken, tahsis numaralarýnda bazen kaymalar oluyor. 9 haneli 10 haneli numaralar olduðu için bu durumda olan birkaç üye çýktý. O vatandaþýmýzdan kesilen paralarý da faiziyle iade ediyoruz" dedi. Türkiye Ýþçi Emeklileri Derneði Baþkaný Satýlmýþ Çalýþkan ise sadece üyelik taahhüdünde bulunan emeklilerin maaþýndan kesinti yapýlacaðýný, bunun aksinin söz konusu olamayacaðýný ifade etti. DÝSK'e baðlý Emekli Sen Genel Baþkaný Veli Beysülen de, bazý derneklere yapýlan ve emekli aylýklarýndan kaynaðýndan SGK aracýlýðýyla yapýlan kesintinin emekliye verilen zamla birlikte ayný anda yapýlmasýnýn etik olmadýðýný söyledi. Beysülen, ANKA'ya yaptýðý açýklamada, bunun emeklilere verilen zammýn ayný anda yýllýk aidat olarak kesilmesinin emekli aleyhine haksýzlýk olduðunu savunarak þöyle dedi: "Bununla ne yapýlmak isteniyor? Bazý dernekler yangýndan mal mý kaçýrýyor? Emekliye 40 TL zam vereceksin. Bunun 18 TL'sini yýllýk aidat olarak ayný zamanda emeklinin aylýðýndan kaynaðýndan keseceksin. Ýki emekli derneði bundan yararlanacak diðer emekli derneklerini de bu haktan yararlandýrmayacaksýn. Örneðin yarým milyondan fazla emeklinin üyeliklerinin bulunmasý þaibeli olacak." TEDEF, Cumhuriyet Baþsavcýlýðýna suç duyurusunda bulunacakTürkiye Emekli Dernekleri Federasyonu (TEDEF) Genel Baþkaný Hamdi Öz, ANKA'ya yaptýðý açýklamada, Sosyal Sigortalar Kurumu Yönetim Kurulu'nun 15 Eylül 2005 tarihli kararýný, Danýþtay'ýn 10. Dairesi'nin iptal ettiðini ifade ederek, "Mahkemenin iptal kararýna göre; Kurum hiçbir surette emekli, dul ve yetimlerin maaþlarýndan ne kömür kesintisi, ne de aidat adý altýnda kesinti yapamayacaktýr. Bu dernekler bir þey olmamýþ gibi kömür satýþlarýna devam etmektedirler. Kurum da emeklilerin,dul ve yetimlerin maaþlarýndan kesinti yapmaktadýr. Dernekler kömür satabilir, ancak, tahsilatýný Kurum yapamaz. Yaparsa kazanca da suça da ortaktýr" dedi. Öz, yasal düzenleme yapýlmadan Danýþtay 10. Dairesi'nin aldýðý iptal kararýna Kurum'u uymaya davet ederek, aksi halde Cumhuriyet Baþsavcýlýðý'na suç duyurusunda bulanacaklarýný belirtti.(ANKA) 8 Þeker-Ýþ Sendikasý Ankara Þube 8 Mart Dünya Kadýnlar Gününü kutladý Þeker-Ýþ Sendikasý Ankara Þube Baþkaný Murat Taþlýyurt 8 Mart Dünya Kadýn Emekçiler Gününde Ankara Þeker Fabrikasýnda çalýþan bayanlarla bir araya geldi. Þeker-Ýþ Ankara Þubesinde gerçekleþtirilen günde konuþan Taþlýyurt, özelleþtirme süreci ile ilgili bilgiler verirken, bayan çalýþanlarýn da bu mücadele önemli bir yer teþkil ettiklerine vurgu yaptý. Taþlýyurt, ayrýca niþasta bazlý þekerler konusunda çocuklarýmýzýn geliþimi için tüm anneleri bilinçli ve duyarlý olmaya davet etti. Þeker-Ýþ Genel Mali Sekreteri Eyyup Þen de bir telgraf ile çalýþan kadýnlarýn gününü kutladý. Þen mesajýnda, baþta tüm þeker kadýnlarýnýn olmak üzere, evde, iþte, sokakta toplumun her alanýnda uðradýklarý ayrýmcýlýklara karþý sesini yükselten, kendilerine biçilen rollere itiraz eden, toplumun her alanýnda üstlendikleri görevleri hakkýyla yerine getiren kadýnlarýn 8 Mart Dünya Kadýnlar Gününü kutladýðýný kaydetti. ÞEKER-ÝÞ SENDÝKASI ANKARA ÞUBESÝ KISIM TEMSÝLCÝSÝ SEMA AKYOL UN KONUÞMASI Sayýn misafirler bu günün tarihini biraz sonra hazýrlamýþ olduðumuz sunumda hep birlikte seyredeceðiz. Ama yine de kýsaca ben deðinmek istiyorum. Evet, tam 101 yýl önce 1910 yýlýnda 2. Enternasyonala baðlý olarak düzenlenen ve dünyanýn deðiþik ülkelerinden binlerce kadýnýn katýldýðý Kadýnlar Konferansýnda Alman siyasetçi Clara Zetkinin önerisiyle 8 Mart Dünya Kadýn Emekçilerinin Mücadele Günü olarak kabul edilmiþtir. Türk tarihinde 1897 yýlýnda kadýnlar ilk kez ücretli iþçi olarak çalýþma hayatýna adým atmýþlardýr. Bunun akabinde 1928 yýlýnda Zehra Kosova bir tütün iþçisiyken sendikal faaliyetlere baþlayarak ilk kadýn sendikacý olarak Türk tarihine geçmiþtir. O yýllardan günümüze kadar kadýn çalýþanlar yaþamýn ve sendikal mücadelenin her aþamasýnda bulunarak, insan olmanýn bilinciyle üzerlerine düþen görev ve sorumluluðu yerine getirmiþlerdir. Bu görev ve sorumluluðun bilincinde olan biz kadýnlar ne yazýk ki günümüz Türkiyesinde hak ettiðimiz yeri hala alamadýk. Kadýn katliamlarý hýz kesmiyor, her gün yüzlerce kadýn yakýnlarýndan ve çevresinden þiddet görüyor. Emeðin horlandýðý, emeðin düþman olarak görüldüðü bir dönemden geçiyoruz. Bu yanlýþ politikalar sonucu patlak veren ekonomik kriz en çok biz kadýnlarý etkiliyor. Kriz bahanesiyle iþten çýkarýlanlar öncelikle kadýn çalýþanlar oluyor. Oysa biz kadýnlar biliriz ki emek bizim yaþam biçimimizdir. Yýllardýr uygulanan yanlýþ özelleþtirme politikalarý en çok kadýnlara zarar veriyor. Eðitim ve saðlýk hizmetleri paralý hale getirilirken, kadýnlar sosyal güvenceden mahrum býrakýlýyor. Emeklilik þartlarýnýn aðýr olmasý kadýnlar için emeklilik artýk ulaþýlmaz bir hayal haline geliyor. Arkadaþlar tüm bu olumsuzluklar bizi uluslararasý platformlarda da geri kalmýþ ülke pozisyonuna düþürmekte. Dünya ekonomik forumu cinsiyet Eþitliði 2010 Raporuna göre ülkemiz, Etiyopyanýn bile gerisinde 126. sýrada yer alýyor. Bu toplumsal cinsiyet eþitsizliði yalnýz biz kadýnlarýn deðil, erkeklerinde sorunudur. Dolayýsýyla þunu söyleyebilirim bu sorunlar insan haklarý ve demokrasi sorunudur. Bu sorunlarýn bilincinde olan Þeker-Ýþ Sendikasý Ankara Þubesi olarak bir bildiri hazýrladýk. Birazdan arkadaþlarým bu bildiriyi sizlere daðýtacak. Dað fare doðurdu! YAVUZ DÝZDAR Niþasta bazlý þekerin (fruktozdan zengin mýsýr þurubu) metabolik sendrom ve pankreas kanseri yaptýðýna iliþkin hazýrlamýþ olduðumuz rapor ve haftalardýr süren tartýþmalara karþýlýk Saðlýk Bakanlýðý "bir þey yokmuþ" diyerek iþin içinden çýktý. Endokrinoloji ve metabolizma uzmaný Doç. Serdar Güler baþkanlýðýnda toplanan Bilimsel Danýþma Kurulu 4 Mart 2011 tarihinde bir rapor sundu. Konuya yedi baþlýk altýnda açýklamalar getiren raporu, açýklamanýn hemen altýnda karþý açýklamasýyla birlikte sizinle paylaþmak istiyoruz: 1. Yüksek fruktozlu mýsýr þurubu ya da niþasta bazlý þeker olarak gündeme getirilen fruktoz, gýdalarda hiçbir zaman tek baþýna bulunmayýp, halk arasýnda þeker adýyla bilinen glikozla beraber yer almaktadýr. Bahsedilen þeker cinsleri vatandaþlarýmýzýn günlük olarak kullandýðý çay þekerinin içinde de beraber bulunmaktadýr. Kadýn erkek eþitliðinin saðlanmasý iþ hayatýnda sendikal örgütlenme ile gerçekleþir. Biz kadýnlar olarak sendikal hareketler içinde daha bilinçli daha inançlý adýmlar atmalýyýz. Haklarýnýn ne olduðunu bilen insanlar ancak hak arayýþýna girerler. Toplu olarak hareket etmek insanlara güç verir. Arkalarýnda bir gücün haklarýný aramaya yardýmcý bir sendikanýn varlýðýný hisseden çalýþan kadýnlar daha güvende ve daha özgürdürler. Bu özgürlüðe kavuþabilmek için sesimizi her platformda duyurmalýyýz, kadýnlarýn her yerde var olduðunu göstermeliyiz. Cevap: Elbette bulunmaktadýr, ancak fruktozun mýsýr þurubundaki biçimi serbest formdur ve konsantrasyonu doðal kaynaklarýna göre çok fazla yüksektir. Arkadaþlar özetle bu konuda þunu söylemek istiyorum; temel insan hak ve özgürlüklerinin saðlanmasý ve geliþtirilmesinde, sosyal devlet anlayýþýnýn yerleþtirilmesinde ve çalýþma hayatýnda ki sorunlarýn aþýlmasýnda kadýnlar ve erkekler bir hareket ederek mücadelelerini sürdürmelidirler. 3. Yapýlmýþ olan çeþitli araþtýrmalar neticesinde, fruktozun pankreas kanserine neden olduðunu kanýtlayacak ve kanserle iliþkilendirecek bir bilimsel kanýt bulunmamaktadýr. Bu nedenle fruktozun pankreas kanseri yaptýðý yönündeki iddialar uluslararasý bilim camiasýnda kabul görmemiþtir. Pankreas kanserine neden olan en önemli faktörlerin sigara, alkol ve obezite olduðu yapýlan araþtýrmalarla kanýtlanmýþ olup bilim adamlarýnca tartýþmasýz bir gerçek olarak kabul edilmektedir. Hep birlikte mücadele etmemiz gereken bir diðer konuda hem bizlerin hem de gelecek nesillerin saðlýðýný olumsuz etkileyen, bunun yaný sýra þeker sanayisini ve pancar tarýmýný olumsuz bir þekilde sekteye uðratan Niþasta Bazlý Þekerlerdir. Bu konuda Sayýn Þube Baþkanýmýz gerekli açýklamalarý yaptý ama bende sizlere þunu söylemek istiyorum; çocuklarýmýz için, geleceðimiz için, Türkiyede pancar tarýmýnýn geleceði için bu ürünleri kullanmayalým. Kullananlarý uyaralým. Marketlerde bu ürünleri sorgulayalým ve çocuklarýmýzý bu ürünlerden mümkün olduðunca uzak tutalým. Etrafýmýzda ki arkadaþlarýmýzý, komþularýmýzý, akrabalarýmýzý, çocuklarýmýzýn okullarýndaki arkadaþlarýný ve ailelerini kamuoyu oluþturmak adýna bilgilendirelim. Bu hepimizin insanlýk adýna bir görevidir. Ekmeðini yediðimiz Þeker sanayisine bir vefa borcudur. Bu düþünceyle öncelikle siz Þeker emekçilerinin ve dünyadaki bütün kadýnlarýn 8 Mart Dünya kadýnlar Gününü kutlar, buraya gelip etkinliðimize katýldýðýnýz için teþekkür eder, Saygýlar sunarým. 2. Gýda maddelerinde beraberce bulunmalarýndan dolayý glikoz ve fruktozdan ibaret þeker ile niþasta bazlý þeker arasýnda insülin salgýlanmasý ve tokluk duygusu veren hormonlar üzerindeki etkileri yönünden bir farklýlýk bulunmamaktadýr. Cevap: Bu açýklama tamamen yanlýþtýr, fruktoz insülin salgýsýný uyarmamaktadýr. Cevap: Fruktozun pankreas kanserine neden olabileceði dünya saðlýk otoriteleri tarafýndan ciddi bir biçimde kabul görmüþtür. Fruktozun pankreas kanseri için çok ciddi risk faktörü olduðunu gösteren araþtýrma ABD Ulusal Saðlýk Enstitüsü tarafýndan "public access" verilerek toplumun eriþimine açýlmýþtýr. Sigara ve alkol özellikle akciðer, aðýz boþluðu, sindirim sistemi (solunumsindirim kanlarý) ve mesane kanserleri için ciddi risk faktörüdür. Öte yandan obezitenin fruktozdan zengin mýsýr þurubuna baðlý olarak geliþtiði de zaten çok iyi bilinmektedir. Durum böyleyken, Saðlýk Bakanlýðý kanser hastalýðýndaki artýþýn bütününü "olaðan þüpheliler" mantýðýyla sigara, alkol ve obeziteye baðlamaktadýr. Bakanlýk fruktoz konusundaki bilimsel kanýtlarý reddettiði gibi, denetimsiz kullanýlan tarým ilaçlarý, gýda endüstrisinin "mumyalayýp" uzun ömürlü (asla ekþimez) hale getirdiði UHT süt, "çakma kaymaklý" homojenize yoðurt gibi aslýndan sapmýþ ürünlerinin yarattýðý sorunu da görmezden gelmektedir. Nitekim bu yaklaþým TBMM tarafýndan kurulan Kanser Araþtýrma Komisyonu'na danýþmanlýk görevi yürüten bazý meslektaþlarýmýzýn "kanserde suçlu mangaldýr" ya da Karadeniz'de birkaç köy dolaþýp "Çernobil'in etkisi yoktur" þeklindeki mesnetsiz açýklamalarýndan farklý deðildir. 4. Mevcut beslenme þeklimizde fruktozun, yalnýz baþýna tüketilmesinin mümkün olmadýðý, bu nedenle fruktozun insülin direnci ve þeker hastalýðýna yol açacaðý yönündeki iddialarýn da yeterli bilimsel kanýtlarla desteklenemediði görülmektedir. Cevap: Fruktozun meþrubatlar, bisküvi endüstrisinin ürünleri, hamburgerler vb. ürünlerle alýmý, serbest tüketilecek kadar yüksek miktarlarýnýn vücuda alýmýna eþit ve üzerindedir. Mýsýr þurubu ve metabolik sendrom (insülin direnci, þeker hastalýðý) arasýndaki iliþki kesindir. Hatta bu durum daha 1980'lerde deney hayvanlarýnda diyabet oluþturmak için kullanýlmýþ bir kobay modelidir. 5. Kiþilerde obezite oluþmasýnýn temel nedeni; vücuda alýnan enerji ile harcanan enerji arasýndaki dengenin bozulmasý ve harcanandan daha çok enerji alýnmasýdýr. Sadece niþasta bazlý þeker deðil þeker olarak adlandýrýlan tüm maddelerin fazla miktarda tüketimi bu dengeyi bozarak obeziteye yol açmaktadýr. Cevap: Fruktozun neden olduðu organ yaðlanmasý obeziteden farklý bir "zehirlenme" tablosudur. Bu tabloda yað doðrudan organýn içine çökmekte ve iþlevini bozmaktadýr. Bu durum NASH (alkole baðlý olmayan karaciðer yaðlanmasý) olarak adlandýrýlan tablonun ve 3-4 yaþýnda çocuklarda bile karaciðer nakli gerekmesinin ana nedenidir. Kýsacasý fruktozun neden olduðu organ yaðlanmasý aþýrý enerji alýmýyla iliþkili deðildir, hayvan deneylerinde model olarak kullanýlmasý da bunu kanýtlamaktadýr. 6. Gýdalarýn doðal yapýsýnda bulunan þeker dýþýnda, gýdaya üretim aþamasýnda eklenen þekerler ile çay þekeri olarak adlandýrýlan sakarozun toplam günlük alým miktarý, ihtiyaç duyulan günlük enerji miktarýnýn yüzde 10'unu geçmemelidir. Bu nedenle vatandaþlarýmýzýn, günlük gýda ihtiyacýný karþýlarken sadece fruktoz içeren þekerli gýdalar deðil, içinde þeker içeren tüm gýdalarýn alýmýnda dikkatli olmalarý ve fazla tüketimden kaçýnmalarý büyük önem taþýmaktadýr. Cevap: Aþýrý þeker tüketiminden kaçýnýlmasý kesinlikle doðru bir saptamadýr. 7. Bu bilgiler ýþýðýnda, kamuoyunda tereddütlere neden olan fruktoz iddialarýnýn bugün itibarý ile yeterli bilimsel zemini olmadýðý anlaþýlmýþtýr. Cevap: Fruktozun metabolik sendrom ve pankreas kanserine neden olduðuna iliþkin veriler fazlasýyla yeterlidir. Bu konuda yapýlan tartýþmalar, bilinçlendirme kampanyalarý ve dýþ basýndan yansýyanlar vatandaþlarýmýz nezdinde karþýlýðýný açýk bir biçimde bulmuþtur. Saðlýk Bakanlýðý tarafýndan yapýlan açýklama bilimsel olarak bir anlam ifade etmediði gibi, Saðlýk Bakanlýðý'nýn vatandaþlarýn saðlýðý konusundaki hassasiyetinin ciddi anlamda sorgulanmasýna neden olmuþtur. Kanserin nedenlerinin "olaðan þüpheliler" sigara, alkol ve obeziteye indirgenmesi, Tarým ve Köyiþleri ve Saðlýk Bakanlýklarýnýn, kendilerini ve "artýk neredeyse hamisi haline geldikleri" gýda endüstrisini zora sokacak bütün etkenleri, "halkýn saðlýklý yaþam hakkýna raðmen" görmezden geldiklerine iþaret etmektedir. 9 Þeker-Ýþ Sendikasý GDOlu 29 ürüne ithalat freni GDO'lu 29 ürün ithal izni alamadý Biyogüvenlik Kurulu, kendisinden önce görev yapan ve yönetmelikle kurulan Bilimsel Komite'nin ithalatýna izin verdiði 3 soya, 21 mýsýr, 3 kolza, 1 þeker pancarý ve 1 patates geninin ithalat iznini geçersiz kýldý. Türkiye Gýda ve Ýçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu'nun konuya iliþkin baþvurusunu deðerlendiren kurul, bu ürünlerin ithalatý için yemden baþvuru yapýlmasýný kararlaþtýrdý. Baþvurunun ardýndan deðerlendirme yapacak olan kurul, bu ürünlerin ithalatýna izin verebileceði gibi ithalatý tamamen engelleyebilecek. Ýthalat izni iptal edilen bu ürünlerin bugüne kadar ithal edilip edilmediði, ithal edildiyse hangi gýda ürünlerinde kullanýldýðý ise bilinmiyor. Biyogüvenlik Kurulu, GDO'lu (Genetiði Deðiþtirilmiþ Organizmalar) 29 ürüne ithal izni vermedi. Biyogüvenlik Kurulu, kendisinden önce görev yapan ve yönetmelikle kurulan Bilimsel Komite'nin 29 GDO'lu ürünün ithalatýna iliþkin iznini geçersiz kýldý. Bilimsel Komite'nin ithalatýna izin verdiði 3 soya, 21 mýsýr, 3 kolza 1 þeker pancarý ve 1 patates geninin ithalat izni Biyogüvenlik Kurulu tarafýndan iptal edildi. Türkiye Gýda ve Ýçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu'nun konuya iliþkin baþvurusunu deðerlendiren Biyogüvenlik Kurulu, Bilimsel Komite'nin kararýný yok sayarak 29 çeþit GDO'lu ürünün ithalatý için yeniden baþvuru yapýlmasýný kararlaþtýrdý. Dünya Gazetesinin edindiði bilgiye göre, Türkiye Gýda ve Ýçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu 28 Ekim 2010 tarihli yazý ile Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý'nýn 26 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete'de yayýmlanan "Gýda ve Yem Amaçlý Genetik Yapýsý Deðiþtirilmiþ Organizmalar ve Ürünlerinin Ýthalatý, Ýþlenmesi, Ýhracatý, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik" gereðince oluþturulan Bilimsel Komite kararý ile ithalatýna izin verilmiþ olan ve ithali istenen diðer GDO'larýn 5977 sayýlý Biyogüvenlik Kanununun 6. maddesi ve 13 Aðustos 2010 tarihinde Resmi Gazete'de yayýmlanan "Genetik Yapýsý Deðiþtirilmiþ Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmeliðin" 12. maddesi gereðince "Basitleþtirilmiþ Ýþlem" uygulanarak gýda amaçlý ithalatýna izin verilmesini talep etti. Biyogüvenlik Kurulu bu baþvuruyu 10 Ocak 2011 tarihli 5. toplantýsýnda görüþtü. Kurul, kendisinden önce yönetmelikle kurulan Bilimsel Komite'nin 29 GDO'lu ürünün ithalatýna iliþkin kararýný yok sayarak Türkiye Gýda ve Ýçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu'nun talebini reddetti. Böylece 29 çeþit GDO'lu ürünün ithalat izni kalkmýþ oldu. Ýthalat yasaðý içinde þeker pancarý da var Bu ürünlerin ithalatýna izin verilmesi için yeni baþvuru yapýlmasý ve Biyogüvenlik Kurulu'nun izin vermesi gerekiyor. Biyogüvenlik Kurulu'nun konuya iliþkin aldýðý karar þöyle: "Türkiye Gýda ve Ýçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu'nun 3 soya, 21 mýsýr, 3 kolza 1 þeker pancarý ve 1 patates geninin Genetik Yapýsý Deðiþtirilmiþ Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmeliðin 12. maddesi gereði basitleþtirilmiþ iþlem kapsamýnda deðerlendirilmesi talebi görüþülmüþ ve rededilmiþtir. Söz konusu 29 ürüne ait gen için yapýlan müracaatlarýn yeni baþvuru kapsamýnda ele alýnmasý ve karara esas çalýþmalarýn yeterli sayýda Risk Deðerlendirme ve Sosyo Ekonomik Deðerlendirme Komitesi oluþturularak baþlatýlmasýna karar verilmiþtir." Biyogüvenlik Kurulu'nun aldýðý bu karar ile, daha önce ithalatýna izin verilen 29 GDO'lu ürünün ithalat izni iptal edildi. Ýthalat izni iptal edilen bu ürünlerin bugüne kadar ithal edilip edilmediði, ithal edildiyse hangi gýda ürünlerinde kullanýldýðý bilinmiyor. Bundan sonra ne olacak? Biyogüvenlik Kurulu, bu ürünlerle ilgili yapýlacak baþvuruyu deðerlendirerek ithalatýna izin verip vermeyeceðini kararlaþtýracak. Bu kararý verirken de ürünlerin risk deðerlendirme ve sosyoekonomik deðerlendirme raporlarým hazýrlayacak komitelerin kararýný dikkate alacak. Türkiye Gýda ve Ýçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu'nun bu karara yeni bilgi ve belgelerle itiraz etme hakký var. Ýtiraz edilmesi halinde; kurul, ilk toplantýsýnda itirazý görüþerek itiraz ile ilgili olarak yapýlacak iþlemleri ve iþlemlerin tamamlanacaðý süreyi belirleyecek ve sonucu baþvuru sahibine bildirilmek üzere Tarým Bakanlýðý'na iletecek Bakanlýk sonucu en geç on beþ gün içinde baþvuru sahibine bildirecek. Basitleþtirilmiþ iþlem nedir? 5977 sayýlý Biyogüvenlik Kanunu'nun 6. maddesi ve 13 Aðustos 2010 tarihinde Resmi Gazete'de yayýmlanan "Genetik Yapýsý Deðiþtirilmiþ Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmeliðin" 12. maddesine göre basitleþtirilmiþ iþlem; GDO ve ürünlerinden kaynaklanabilecek herhangi bir riski olmayan ve insan, hayvan ve bitki saðlýðý ile çevre ve biyolojik çeþitliliðe herhangi bir zararýnýn bulunmadýðý yönünde mevcut bilgiye ve daha önce yapýlmýþ olan çevresel risk deðerlendirmeyi de içeren risk deðerlendirmesine dayanan baþvurular için, sosyo-ekonomik deðerlendirme sonuçlarý da dikkate alýnarak kurul tarafýndan basitleþtirilmiþ iþlem uygulanmasýna karar verilebilir. Çalýþanlar elektromanyetik radyasyondan korunacak Avrupa Birliði (AB) ülkelerinde, iþ yerlerinin elektromanyetik radyasyon (EMR) açýsýndan çalýþanlar için uygun hale getirileceði bildirildi. Sakarya Üniversitesi ElektrikElektronik Mühendisliði Bölüm Baþkaný Prof. Dr. Osman Çerezci, yaptýðý açýklamada, elektromanyetik radyasyonun insan saðlýðýný ciddi boyutlarda olumsuz etkilediðini söyledi. Yüksek gerilim hatlarý, baz istasyonlarý, elektrikli aletler ve cep telefonlarýnýn yol açtýðý elektromanyetik kirliliðin beyin tümörü, kanser, yorgunluk, lösemi, kýsýrlýk, hafýza kaybý, iþtahsýzlýk, uyku bozukluðu, depresyon gibi birçok hastalýða yol açtýðýnýn bilindiðini vurgulayan Çerezci, bu gerçeklerin yapýlan araþtýrmalarla kanýtlandýðýný vurguladý. Dünyanýn geliþmiþ ülkelerinde EMR'nin etkisinin azaltýlmasý yolunda önemli çalýþmalar yapýldýðýný dile getiren Çerezci, þöyle devam etti: AB ülkelerinde EMR'nin azaltýlmasýna yönelik bir yönetmelik çýkarýldý. Bu yönetmelik, 2012'den itibaren uygulamada olacak. Buna göre, AB ülkelerindeki iþ yerlerinde, çalýþanlarýn hangi ölçüde elektromanyetik radyasyona, kirliliðe maruz kaldýðýna dair ölçümler yaptýrýlacak ve raporlar hazýrlanacak. Ýþ yerleri, çalýþanlarý EMR'den korumak adýna çalýþma alanlarýný insan saðlýðý açýsýndan daha uygun hale getirecek. Ýþçi saðlýðý ve güvenliði açýsýndan bu uygulama büyük önem taþýyor. Çerezci, EMR ölçüm sonuçlarýnýn, söz konusu iþ yerinin hangi seviyede, kalitede çalýþma yaptýðýný göstermiþ olacaðýný belirterek, Uygun ise üretim devam edilecek, deðilse iþ yeri kapatýlacak. Düzenleme yapýlana kadar, çalýþanýn saðlýðýný aykýrýlýk durumlar giderilene kadar üretim durdurulacak. Ýþ yerleri, daha az EMR yayan makine ve aletlerle çalýþmak zorunda kalacak dedi. AB yolundaki Türkiye'de de yakýnda benzer bir çalýþma yapýlacaðýný, bunun adýmlarýnýn atýldýðýný ifade eden Çerezci, Avrupa'da özellikle Ýsviçre'de evlerde bile elektromanyetik kirlilik seviyelerinin ölçümleri yapýlýyor. Evsel kirliliðe bakýlýyor. Kablolarý uygun þekilde döþüyorlar, cihazlarý deðerlerine göre alýyorlar, evin düzenini deðiþtiriyorlar. Deniz ya da orman havasýndan önce EMR kirlilik oranýna bakýyorlar diye konuþtu. ÇANAKKALE ZAFERÝ ÝLE KÜLLERÝMÝZDEN DOÐDUK Tarihte öyle destanlar vardýr ki, o devletin onur ve gurur kaynaðý olmasýn Destan, ancak ve ancak onu yazan kaleme mürekkep olmuþ þehit kanýnda anlamýný bulur. 5 bin yýllýk geçmiþi destanlarla dolu þerefli Türk milletinin tarihinde öyle bir destan vardýr ki, o destan canýný ve elindeki her þeyini, canýndan aziz bilip kutsal saydýðý vataný, milleti, bayraðý ve manevi deðerleri için feda eden, geleceðin fidanlarýnýn yeþermesi için al kanlarýný oluk oluk akýtarak kutsal vatan topraðýný sulayan, hakký ödenemez, civanmertlik denince akýllara ilk gelen Þehitlerimizi Anma Günü ve 18 Mart Çanakkale Zaferidir. Türk harp tarihine altýn sayfalar açan Çanakkale Savaþý Zaferi, milletimizin kahramanlýk ve fedakârlýk noktasýnda zirveye çýktýðý, kutsal bir destanýn ve onurlu bir mücadelenin adýdýr. Bu kutsal mücadele, bütün dünyaya, Türk Milletinin baðýmsýzlýðý uðruna, seve seve canýný ve her þeyini verebileceðini göstermiþtir. Çanakkale Zaferi, vatan topraklarýný korumak için þahlanan bir ulusun destanýdýr, dönemin en güçlü ordularýna sahip devletlere karþý kazanýlmýþ binlerce þehidimizin kanla yazdýðý tarihtir, insanlýk dersi veren bir kahramanlýk hikayesidir. Þanlý Türk bir milletinin küllerinden yeniden doðmasýna vesile olan Çanakkale Zaferi, Çanakkale'yi geçmek isteyen düþman kuvvetlerine karþý Türk evlatlarýnýn vatan sevgisi ve göðsünü siper ederek kazandýklarý eþsiz bir zaferdir. Milli þuurun tek yürek, tek yumruk olduðu ve vatan topraðýný düþmana teslim etmemek için ölümü göze almýþ aziz ecdadýmýzýn kahramanlýk mücadelesi verdiði Çanakkale Zaferi, Türk milletinin geleceðini ve dünya tarihinin akýþýný deðiþtirmiþtir. 'Ya istiklal, ya ölüm' þiarýyla, Allah! Allah! nidalarýyla hürriyet meþalesini ateþleyen yüce Mehmetçiklerimizin baþarýsý ayný zamanda, ulus olma bilincinin ve Baðýmsýzlýk Savaþý'nýn temellerinin atýlmasý nedeniyle de büyük önem taþýmaktadýr. Bu anlam ve münasebetle 18 Mart Þehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi'nin 96'ýncý yýldönümünde, bizlere býraktýklarý mirasýn ve verdikleri mücadelenin bilinciyle Atatürk ve silah arkadaþlarýný, kahraman þehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve saygýyla anýyoruz. Ruhlarý þad, mekanlarý Cennet olsun Saygýlarýmla; Ýsa GÖK Türk-Ýþ Gen. Eðt. Sek. Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný 10 Þeker-Ýþ Sendikasý GDOda kafalar karýþtý Geçen yýl kamuoyu gündemini aylarca meþgul eden genetiði deðiþtirilmiþ organizmalý (GDO) ürünler konusunda tam bir skandal yaþanýyor. Halk arasýnda 'frankeþtayn gýda' olarak da bilinen GDO'lu ürünler, Tarým Bakanlýðý'nýn 26 Eylül 2010'da yürürlüðe giren yönetmeliði hiçe sayýlýp market raflarýnda hiçbir uyarý yapýlmadan satýlýyor. Baþta çikolata, þeker ve gazlý içecek üreticisi dev firmalarýn ürünleri olmak üzere 800'ün üzerinde gýda maddesinde GDO'lu ürün kullanýldýðý belirtiliyor. Çikolata ve þekerleme üreticileri yeni yasadaki küçük bir boþluðu da kullanarak, ürünlerinde GDO olduðunu kabul etmiyor. Bir taraftan GDO'lu ürün yönetmeliði hiçe sayýlýrken, diðer yandan Türkiye'ye gýda sanayiinde kullanýlmak üzere GDO'lu ürün giriþi sürüyor. Tarým Bakanlýðý son olarak 'hayvancýlýkta kullanýlacak' açýklamasýyla bir grup GDO'lu ürünün ithalatýna izin verdi. Ancak ithal edilen ürünler arasýnda gýda sanayinde kullanýlmak için ithalat izni alan 73 bin ton GDO'lu soya fasulyesi ve 8.6 bin ton mýsýr yer aldý. GDO'lu soya ve mýsýrýn nerede ve hangi firmalar tarafýndan kullanýlacaðýna iliþkin ise herhangi bir açýklama yapýlmadý. Türkiye 1 milyon ton GDOlu soya ithal ediyor Kamuoyu GDO'lu ürünler konusunda daha çok niþasta bazlý þeker yapýldýðý için mýsýrdan þüphelenirken, aslýnda en büyük problemlerden biri soyada yaþanýyor. Yýlda 50 bin ton soya üretebilen Türkiye'de hazýr gýda firmalarý yüzbinlerce ton soya fasulyesi kullanýyor. Aradaki üretim açýðý yurtdýþýndan ve daha ucuz olsun diye GDO'lu tarýma izin veren ülkelerden yapýlan ithalatla karþýlanýyor. Türkiye'ye yýlda 1 milyon ton GDO'lu soya fasulyesi ithal edildiði belirtiliyor. Bu soyalardan yapýlan 'soya lesitini' adlý ürün de bütün çikolata, þekerleme, bisküvi, meyve suyu, ketçap, hatta bebek bisküvilerinde kullanýlýyor. Oysa uzun yýllardýr GDO'lu ürünlerin kanserle iliþkisini araþtýran bilim adamlarýnýn "bu ürünlerin kullanýmýnýn kanseri tetiklediði" yönünde güçlü kanýtlara ulaþtýðý biliniyor. Özellikle karaciðer, böbrek ve pankreasýn çalýþmasýný deðiþtirdiði ve doðurganlýðý yavaþlattýðý yönünde güçlü kanýtlar var. Denetim yok GDO hakkýndaki tartýþmalarda Bakanlýk da eleþtiriliyor. Meyve Suyu Endüstrisi Derneði (MEYED) Baþkaný Ali Akman, yasaya uyumun þirketlerin insafýna býrakýldýðýný iddia ediyor ve ekliyor: "Bakanlýk sadece son üreticiyi deðil, hammadde üreticisini denetlemeli" diyor. Yasal düzenlemelere raðmen konunun üzerine gidilmemesi tüketicilere yaþadýðý kýsa süreli paniði unutturdu. Bu da dev firmalarýn GDO'lu ürünleri istedikleri gibi marketlerde satmasý için ortam yarattý. Ancak yýllarca GDO'lu hammadde kullanan firmalar, þu anda etiketlerinin üzerinde "GDO vardýr" yazmasalar da bu alandaki ithalat rakamlarý þirketlerin doðru söylemediðini gösteriyor. Bisküvi, þeker ve gazlý içecek sektöründeki "Kotadan dolayý 4,5 milyon ton küspe ve 600 bin ton melas üretilememektedir" AB'de NBÞ kotasý yüksek olan birkaç ülke ise; yine yabancý sermayeli ve fýrsatçý þirketlerin yerleþtiði geliþme yolundaki ülkelerdir" þeklinde konuþtu. hemen tüm ürünlerde koruyucu ve tatlandýrýcý madde olarak kullanýlan soya lesitini ile glikoz ve fruktozun hammaddesi olan GDO'lu mýsýrlar yurtdýþýndan ithal edilmeye devam ediyor. Normal ürünlere göre yüzde 30'a yakýn maliyet avantajý taþýyan GDO'lu ürünler gümrüklerden girmeye devam ediyor. Tarým Bakanlýðý'nýn konuyla ilgili ilk yönetmeliði 29 Ekim 2009'de çýkardý. O zamandan beri 32 çeþit GDO'lu ürünün ithalatýna izin verildi. Tarým Bakaný Mehdi Eker, bu ürünlerin aðýrlýkla yem sanayinde kullanýlacaðýný söyledi. GDO etiketlere yazýlmýyor Tarým Bakanlýðý'nýn yönetmeliðine raðmen GDO kuralýna 6 aydýr uyulmamasý gýda sektöründe de büyük tartýþma konusu. Konuyla ilgili sýký bir denetimin baþlamasý gerektiðini belirten bir sektör temsilcisi, durumu þu sözlerle özetliyor: "Gýda firmalarý etiketlerine 'Genetik Yapýsý Deðiþtirilmiþtir' yani 'GDO var' diye yazamýyor. Çünkü tüketiciden korkuyor. Belli bir oranda bile kullansa, kullandýðýný yazan ayakta kalamaz, iflas eder diye düþünüyorlar. Ancak bir taraftan da GDO düzenlemesinin ihlali devam ediyor. Tarým Bakanlýðý da gerekli denetimleri yapmýyor" diyor. Ziraat Mühendisleri Odasý (ZMO) Baþkaný Gökhan Günaydýn, Türkiye'de yýlda bir milyon tondan fazla soya lesitini kullanýldýðýný bunun büyük kýsmýnýn ithalatla karþýlandýðýný söylüyor. Günaydýn, "Türkiye'de soya üretimi 55 bin ton civarýnda, yýllýk kullaným ise 1 milyon ton. Yani ihtiyacýmýzýn büyük kýsmýný ithal ediyoruz. Peki bu soya nerede kullanýlýyor?" diye soruyor. GDO'larýn zararlý olduðuna dair makalelerin de GDO lobisi tarafýndan hasýr altý edildiðini belirten Günaydýn, Türkiye'de yerli üretimi artýrmak için yatýrým seferberliðine ihtiyaç olduðunu, maliyetleri düþürerek ithalatýn engellenebileceðini savunuyor. GDOlu ürünler Günümüzde yonca, kanola, pamuk, keten, mercimek, mýsýr, kavun, erik, patates, pirinç, soya, þeker pancarý, ayçiçeði, tütün, domates ve buðday baþta olmak üzere pek çok tarým ürününün genetiði deðiþtirilmiþ durumda. Bütün bu ürünlerin içinde gýda endüstrisinde en yoðun kullanýlanlar mýsýr, soya, pamuk ve kanola. Bu ürünlerin dünya genelinde ekim alaný ise toplam 134 milyon hektara ulaþtý. Türkiye'de ise 800 çeþit üründe hiçbir uyarý yapýlmadan kullanýlýyor. Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliði (TSÜAB) Baþkaný Ýlhami Özcan Aygun, niþasta bazlý þeker üretim kapasitesinin arttýrýlmasý 3.3 milyar dolarlýk katma deðer kabýna sebep olduðunu söyledi. Aygun, "Kotadan dolayý 4.5 milyon ton küspe ve 600 bin ton melas üretilememektedir. Bundan dolayý 150 bin tonluk et açýðý oluþmaktadýr" dedi. Konuyla ilgili açýklamalarda bulunan Aygun, Türkiye'nin pancar þekeri sektörünün yýllýk ekonomik büyüklüðünün 4,8 milyar TL ve doðrudan veya dolaylý olarak 10 milyon kiþinin geçim kaynaðýný saðladýðýný ifade ederek, "Þeker Kanunu kapsamýnda üretim yapan Niþasta bazlý þekerde kota tahsisi yapýlan 5 þirkete ait 6 fabrikanýn kapasitesi 1 milyon ton/yýldýr. Kota tahsis edilmeyen ancak ihraç amaçlý þeker ve niþasta üretim faaliyetinde bulunan 4 þirkete ait dört fabrikanýn kapasitesi ise 486 bin tondur. Aðýrlýklý olarak uluslararasý sermaye þirketlerinin yatýrým yaptýðý niþasta bazlý þeker sektörü, milli sermaye ile kurulmuþ, 33 fabrika ile yaklaþýk 4 milyar dolar yatýrýmý bulunan, ülke ekonomisine saðladýðý katma deðer ve yarattýðý istihdamla stratejik bir sektör olan pancar þekeri sektörünün geleceðini tehdit eder hale gelmiþtir" dedi. Niþasta bazlý þeker kotalarýnýn arttýrýlmasý yönünde son yýllarda NBÞ/pancar þekeri oranýnýn yüzde 15lere çýktýðýný vurgulayan Aygun, "Türkiye'de þeker fabrikalarýnda halen 20 bin civarýnda iþçi istihdam edilmekte, binlerce çiftçi ailesi geçimini pancar tarýmýndan saðlamaktadýr. Yasa metninde bu hususlar da gözetilerek, niþasta bazlý þekerler için kota oranlarýnýn, herhangi bir merciye inisiyatif býrakmayacak þekilde kesin hükme baðlanmasý surefýyte, gerek pancar ekicisi üreticilerin gerekse kamu yararýnýn ön planda tutulmasý amaçlanmýþtýr. AB Ülkelerinin 2009/10 pancar þekeri ve NBÞ kotalarý ve oranlarý incelendiðinde, AB içerisinde pancar üretiminde söz sahibi olan ülkelerde kota oranlarýnýn ve üretiminin çok düþük olduðu görülecektir. AB 27 ortalamasý NBÞ üretim kotasý kuru madde bazýnda yüzde 4.92 olup, Almanya'da bu oran yüzde 1,92, Fransa ve Hollanda'da ise '0' dýr. Pancar þekerine alternatif bir ürünün kotasýnýn artýrýlmasýnýn tarým sektörünü ve pancar sanayinin desteklediði yan sektörleri olumsuz etkilediðini vurgulayan, Aygun, son 8 yýl içerisinde bu uygulama neticesinde, Türkiye'nin, 1,8 milyon tonluk þekerin üretimi, 300 bin hektar alanda pancar tarýmýnýn yapýlamamasý, 3,3 milyar dolarlýk katma deðer kaybý, 60 bin tarým iþçisinin iþini kaybetmesi, 4,5 milyon ton küspenin ve 600 bin ton melasýn üretilememesi ve dolayýsýyla bu yan ürünlerin ete dönüþememesinden dolayý 150 bin tonluk et açýðýnýn oluþmasý ve pancar þekeri sanayinin yüzde 60 kapasiteyle çalýþmasýna sebep olduðunu söyledi. Niþasta bazlý þeker üretiminin insan saðlýðýna etkileri konusunda toplumda kaygý ve tereddütlerin ortaya çýktýðýný, tüketicilerin gýda ve beslenme tercihleri konusunda karar veremez duruma geldiðini ifade eden Aygun, "Bunun sonucunda, halkýn hassasiyet ve kaygýlarýný istismar eden bazý kimseler; özellikle gýda maddeleri ve beslenme konularýnda gerçek dýþý ve yanýltýcý söz ve iddialarýný tekrarlamak suretiyle tüketicileri yanýltmakta ve saðlýklarýný tehdit etmektedirler" dedi. Þekerpancarý üretiminin etkilediði bir diðer alt sektörün de tohumculuk sektörü olduðunu belirten Aygun, "Bugün ülkemizde önemli bir geliþme potansiyeli yakalayan, dünyada sayýlý tohum üreticisi ülkeler sýralamasýnda yer almayý kendisine hedef koyan bir tohumculuk sektörü vardýr. Bu sektör þekerpancarý üretimi için ihtiyaç duyulan þekerpancarý tohumunu ülkemizde yerli üretimle karþýlayacak bir kapasiteye ulaþýr hale gelmiþtir. Yurt içi tohum üretiminin desteklenmesi anlamýna da gelecek her türlü açýklama ve hedef sektörünün geliþtirilmesi anlamýnda TSÜAB'ýn hedefleri örtüþmektedir. Zaten TSÜAB'da yerli tohum üretiminin karþýsýnda olan, bunun aksine açýklama ve beyanatlarda bulunan her türlü giriþimin karþýsýnda olduðunu baþlatmýþ olduðu hukuki mücadele ile de ortaya koymuþtur. Tarým ve Köyiþleri Bakaný Sayýn M.Mehdi Eker ile Saðlýk Bakaný Sayýn Recep Akdað'ýn ülkemizdeki þeker, þeker pancarý üretimi ve NBÞ konusunda yapmalarý beklenilen açýklamalarýn, þekerpancarý, þekerpancarý þekeri üretimi, þekerpancarý çiftçilerimiz ve tüketiciler açýsýndan yol gösterici ve bilgilendirici olacaðýna inanýyoruz. Kendilerine bu nedenle TSÜAB olarak sektörümüz adýna þimdiden teþekkür ediyoruz" dedi. 11 Þeker-Ýþ Sendikasý Kýrþehir þeker NBÞ ÞEKERÝN kotada lider TADINI KAÇIRDI Pancar çiftçisinin aðzý tatlandý. Kýrþehir Milletvekili Mikail Arslan, geçtiðimiz yýl Ekim ve Aralýk aylarýnda Þeker Fabrikalarý Genel Müdürü Azmi Aksu'ya beraberindeki heyetlerle ziyaretlerde bulunmuþ, Kýrþehir Þeker Fabrikasýnýn kömürden kaynaklanan üretim sorunlarý ile 2011 yýlý þeker kotalarýndan Kýrþehir'e ayrýlacak payýn arttýrýlmasýný talep etmiþ ve destek sözü almýþtý. Kýrþehir Þeker Fabrikasýna 75 bin ton ilave kota verildi. Buna göre Kýrþehir Þeker Fabrikasý kendi grubu içerisindeki Þeker Fabrikalarý arasýnda ikinci kez daðýtýlan þeker pancarý kotasýndan en fazla pay alan fabrika oldu. Dünya þeker fiyatlarý 370 bin 400 $/ton civarýndayken ülkemizde þekerin fabrika çýkýþ fiyatýnýn 950 $/ton olmasý ve fiyatýnýn cazip olmasýndan dolayý ülkemize özellikle Doðu ve Güneydoðu sýnýrlarýndan giren kaçak þekerin her geçen gün artmasý, perakende satýþ fiyatý 2 YTL/Kg olan þekere ve þeker pancarý ekimine olan ilgiyi arttýrýyor. 1998 yýlýnda uygulamaya konulan pancar üretiminde kota sistemi ve 2001 yýlýnda yürürlüðe giren 4634 sayýlý Þeker Yasasý gereði ülkemizde þeker kotasý belirlenmekte ve bu kota þeker fabrikalarýna pay ediliyor. Her fabrika kendi üretim sahasýnda belirlenen kota miktarýnca pancar üreticileriyle yazýlý sözleþme yapmak þartýyla pancar üretimi gerçekleþiyor. Hatýrlanacaðý üzere Kýrþehir Milletvekili Mikail Arslan, geçtiðimiz yýl Ekim ve Aralýk aylarýnda Þeker Fabrikalarý Genel Müdürü Azmi Aksu beye beraberindeki heyetlerle ziyaretlerde bulunmuþ, Kýrþehir Þeker Fabrikasýnýn kömürden kaynaklanan üretim sorunlarý ile 2011 yýlý þeker kotalarýndan Kýrþehir'e ayrýlacak payýn arttýrýlmasýný talep etmiþ ve destek sözü almýþtý. Bu ziyaretler neticesinde geçtiðimiz günlerde ekstra kota daðýtýmýna baþlayan Genel Müdürlük, 435 bin ton olan mevcut kotaya 75 bin ton daha ilave ederek 510 bin tona yükseltti. Konuya iliþkin görüþlerine baþvurduðumuz Milletvekili Mikail Arslan yaptýðý deðerlendirmede þunlarý söyledi: " Kýrþehir çiftçimizin gözbebeði ve tarýmýn belkemiði Kýrþehir Þeker Fabrikasý geçen yýl 30 bin tonluk ilave kotayla beraber 490 bin ton kota daðýtýmý yapmýþtý. Bu yýl ise görüþmelerimiz neticesinde ikinci kez daðýtýmý yapýlan kotalardan ilimiz Þeker Fabrikasýnýn da içinde bulunduðu 6'lý grup içerisinde Kýrþehir'e 75 bin ton verilirken Yozgat'a 50 bin, Turhal'a 30 bin, Çorum'a 60 bin ilave ton kota verildi. Kastamonu'ya ise hiç verilmedi ve Çarþamba fabrikamýzdan alýnan fazla kota Kýrþehir'e gönderildi. Böylece 75 bin ton ile Kýrþehir Þeker Fabrikamýz bu yýl en fazla oranda kota alan Fabrika olmuþ oldu. Þeker Fabrikasýnýn A ve C tipinde azami ölçülerde 425 bin ton iþleme kapasitesini dikkate alarak kalan miktarýn geçtiðimiz yýllarda olduðu gibi Çorum Fabrikasýnda iþlenmesi planlanýyor. Bundan sonraki hedef, fabrikada geçen yýl yaþanan sýkýntýlarýn bir daha yaþanmamasý için gerekli modernizasyonun ve teknolojik yenilenmenin takipçisi olmaktýr. Daðýtýlan kotanýn tüm Pancar üreticisi çiftçilerimize hayýrlý olmasýný diliyorum." Avrupa ülkelerinde kullanýmý yasaklanan Niþasta bazlý þeker (NBÞ) hem insan saðlýðýný hem de ülke ekonomisini olumsuz yönde etkiliyor. Bütün bunlara raðmen Türkiye'de bu tatlandýrýcýlarýn kullanýmý sürekli artýyor. Þeker sektörüne NBÞ darbesi Avrupa ülkelerinde kullanýmý yasaklanan niþasta bazlý þeker (NBÞ) hem insan saðlýðýný hem de ülke ekonomisini olumsuz yönde etkiliyor. Bütün bunlara raðmen Türkiye'de bu tatlandýrýcýlarýn kullanýmý sürekli artýyor Tokluk hissi vermeyen ve kanserden kalp hastalýklarýna ve karaciðer yetmezliðine kadar birçok kronik hastalýða yol açtýðý ileri sürülen niþasta bazlý þeker (NBÞ), Fransa, Hollanda ve Ýngiltere'de yasaklandý. Ancak ülkemize niþasta bazlý þekerin kotasýnda artýþ yaþanýyor. Baðýmsýz bilim adamlarýnýn/Mýsýrdan elde edilen NBÞde yüksek oranda fruktoz (meyve þekeri) var. Fruktoz, tokluk hissi uyandýrmaz aksine yedikçe yedirir. Kronik hastalýklar salgýna dönüþmeden önlem alýnmalý" dediði NBÞ Türkiye ciddi bir adým atmadý. Türkiye'de yüzde 10 olan üretim kotasý niþasta bazlý þekerin kotasý yüzde 15'e çýkartýldý. Kotanýn artýrýlmasýnda temel etken pancardan elde edilen þekere oranla ton baþýna 250-300 dolar daha ucuz olmasý bulunuyor. Kotanýn arttýrýlmasý tartýþmalarý beraberinde getirdi. Þeker-Ýþ Sendikasý Konya Þube Baþkaný Kamil Çomak, saðlýða zararlý gerekçesiyle yasaklanan tatlandýrýcýlarýn her yýl yüzde 50 kota artýþýyla Türkiye'ye sokulduðunu söyleyerek durumun tehlikeli olduðunu vurguladý. Avrupa Birliði ülkelerinde yüzde 2 olan tatlandýrýcýnýn payýnýn Türkiyede yüzde 10 gibi yüksek bir oranda olduðunu belirten Çomak, Bakanlar Kurulu kararý ile NBÞ kotalarýnýn yüzde 50 arttýrýlarak yüzde 15e çýkarýlmasýnýn pancar þekerinin üretimine darbe vuracaðýný ifade etti. Türkiyede çok uluslu 5 tane NBÞ firmasýný bulunduðunu ve bu firmalarýn Türkiye'yi en karlý ülke olarak gördüðünün altým çizen Çomak, "Bulunduðu coðrafyada pancar üretimine en elveriþli ülke olan Türkiye'de dünyanýn hiçbir yerinde uygulanmayan yüzde 10 olan kota yüzde 15 gibi çok yüksek bir seviyeye yükseltilmiþtir. Ayrýca bu kota oranlarý yüzde 50 arttýrma ve eksiltme yetkisine sahip olan Bakanlar Kurulu Kararlarý ile her yýl artýþ yönünde karar verilerek destekleniyor. AB ülkelerinde niþasta bazlý þekerin kota ortalamasý yüzde 2 ile yüzde 3 civarýnda iken Türkiye'de yüzde 15lere çýkan kota nedeni ile Türkiye'de yýllýk 450 bin ton civarýnda NBÞ üretiliyor. Bu rakam Avrupa ülkelerinde sadece 300 bin ton civarýndadýr. Yani Türkiye'de kiþi baþýna 6 kilogram NBÞ düþerken Avrupa'da kiþi baþýna 1 buçuk kilogram NBÞ düþmektedir" dedi. NBÞ pancar üretimini azaltýr NBÞ kotasýnýn her yýl yüzde 50 oranýnda arttýrýlmasýnýn pancar þekeri üretimi üzerinde 120 bin tonluk daralmaya neden olduðunu belirten Çomak, bu durumda 210 bin dekar alanda pancar tarýmýnýn yapýlmamasý, 300 ton besi hammaddesi olan küspenin, kozmetik ve sektörlerde büyük zarar vereceðini söyledi. Türkiye'nin sahip olduðu kaynaklar ile dünya ülkeleri ile kýyaslandýðýnda ihtiyaçlarýný karþýlayabilen ve kendi kendine yetebilen ülkeler arasýnda ilk sýralarda yer aldýðýný vurgulayan Çomak, þeker pancarýnda þeker üretiminin Türkiye'de tarýmsal sanayide yýlda yaklaþýk 3 milyar dolar civarýnda katma deðer saðlayan, istihdam yaratan, tanýr hayvancýlýðýn geliþmesine katký saðlayan bir sektör olduðunu söyledi. Çomak, NBÞ kotasýnýn yüzde 15 sevilerinden Avrupa ülkeler gibi yüzde 2 civarýna düþürülmesi gerektiðini sözlerine ekledi. Ereðli Þeker Spor Kulübü Atletizm Takýmý Türkiye Kros Þampiyonasýnda Ereðli ve Konyayý temsilen katýldýðý Yýldýz Bayanlar 3000 metre Yarý Finalinde Antalyada Türkiye 12.si olarak Denizlide yapýlacak olan finallere katýlmaya hak kazandý. Ereðli Þeker Spor Kulübünün U16 Futbol Takýmý ise Konya Bölgesindeki lig maçlarýnýn 1.sinide Konya Demir Sporla deplasmanda yaptýðý maçta 0-0 berabere kaldý. Her iki takým da maçlara niþasta bazlý þekere hayýr yazýlarý ile çýkarak Sayýn Genel Baþkanýmýz Ýsa GÖKün baþlattýðý kampanyaya destek oldular. Ýþsizlik yeniden týrmanýþa geçti Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK), iþsizlik oranýnýn Aralýk döneminde geçen yýlýn ayný dönemine göre 2,1 puan düþerek, yüzde 11,4'e gerilediðini açýkladý. Aralýk'ta, Türkiye'deki iþsiz sayýsý 2 milyon 929 bin kiþi, istihdam edilenlerin sayýsý 22 milyon 665 bin kiþi oldu. Tarým dýþý iþsizlik yüzde 14,2, genç nüfusta iþsizlik oraný yüzde 21,6 olarak hesaplandý. Türkiye Ýstatistik Kurumunun (TÜÝK) Hanehalký Ýþgücü Araþtýrmasý, ''2010 Aralýk Dönemi Sonuçlarýna (Kasým, Aralýk 2010, Ocak 2011)'' göre, 2009 yýlý Aralýk ayýnda 3 milyon 361 bin kiþi olan iþsiz sayýsý, 2010'nun ayný döneminde 2 milyon 929 bin kiþi oldu. Ýstihdam da 21 milyon 451 binden, 22 milyon 665 bin kiþiye çýktý. Hanehalký Ýþgücü Anketinin tahminleri, hareketli üçer aylýk dönem ortalamalarý esas alýnarak aylýk yayýmlanýyor. Ýlgili üç aylýk dönemin aðýrlýklarý, dönem ortasý aya iliþkin nüfus projeksiyonlarýna göre hesaplanýyor ve ifade kolaylýðý açýsýndan bu ayýn adýyla belirtiliyor. 2010'a iliþkin yýllýk veri, bu nedenle daha önce 1 Mart'ta yüzde 11,9 olarak açýklanmýþtý. 2010 Aralýk dönemi itibariyle Türkiye genelinde mevsim etkilerinden arýndýrýlmamýþ temel iþgücü verileri þöyle: 2009/Aralýk 2010/Aralýk . ------------- ------------KURUMSAL OLMAYAN NÜFUS (bin) 70.907 71.707 15 ve daha yukarý yaþtaki nüfus (bin) 52.079 52.929 ÝÞGÜCÜ (bin) 24.812 25.593 Ýstihdam (bin) 21.451 22.665 Ýþsiz (bin) 3.361 2.929 Ýþ Gücüne Katýlma Oraný (yüzde) 47,6 48,4 Ýstihdam Oraný (yüzde) 41,2 42,8 Ýþsizlik Oraný (yüzde) 13,5 11,4 Tarým Dýþý Ýþsizlik Oraný (yüzde) 16,6 14,2 Genç Nüfusta Ýþsizlik Oraný (yüzde) 24,1 21,6 Ýþgücüne Dahil Olmayanlar (bin) 27.266 27.336 12 Þeker-Ýþ Sendikasý Þekerin günlüðünden 13 Þeker-Ýþ Sendikasý Ýki ölümden biri kalpten Türkiye'de her iki ölümden birinin kalp ve damar hastalýklarýndan kaynaklandýðý, 2020 yýlýnda bu hastalýklardan yaklaþýk 400 bin ölüm beklendiði belirtildi. Türk Kardiyoloji Derneði tarafýndan, Hacettepe Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi'nde ''2. Ulusal Kadýn Saðlýðý Sempozyumu'' düzenlendi. Derneðin Kadýn Saðlýðý Grubu Baþkaný Prof. Dr. Lale Tokgözoðlu, yaptýðý basýn toplantýsýnda kalp ve damar hastalýklarýnýn Türkiye ve dünyada en sýk görülen ölüm nedeni olduðunu söyledi. Türkiye'nin, özellikle kadýnlarda kalp ve damar hastalýklarýna baðlý ölümlerde ''Avrupa'da birinci'' sýrada yer aldýðýna dikkati çeken Tokgözoðlu, ''Ülkemizde kalp ve damar hastalýklarý nedeniyle 2020 yýlýna doðru yýlda 400 bin civarýnda ölüm beklenmektedir. Kalp ve damar hastalýklarý, Türkiye'de her iki ölümün birinden sorumludur'' dedi. Tokgözoðlu, Avrupa'da her yýl kadýnlarýn yüzde 55'inin kalp ve damar hastalýklarýndan dolayý hayatýný kaybettiðini belirterek, ''Kadýnlarda hastalýðýn seyri daha kötü olmakla birlikte, hastalýða baðlý ölüm ise daha fazla görülüyor. Bu hastalýklar, kadýnlarda kanser, osteoporoz veya diðer hastalýklardan daha fazla ölüme neden oluyor'' diye konuþtu. Tokgözoðlu, kadýnlarýn en sýk göðüs aðrýsý þikayetiyle hastaneye baþvuruda bulunduðunu ifade ederek, þunlarý kaydetti: ''Sýrt, çene, karýn aðrýsý, nefes darlýðý veya sadece bulantý, kusma da þikayetler arasýnda yer alýyor. Koroner kalp hastalýðý, kadýnlarda erkeklere göre daha ileri yaþ döneminde geliþtiðinden kalp krizi semptomlarý diðer hastalýklar tarafýndan maskelenebiliyor. Bu gibi nedenlerle kadýnlar bulgularý fazla ciddiye almýyor. Hatta kadýnlarda hiçbir þikayet olmadan kalp krizi de geliþebiliyor. Fark edilmeden geçirilen kalp krizleri erkeklerle kýyaslandýðýnda kadýnlarda daha sýk görülüyor. Ayrýca, diyabet öyküsü olan kadýnlarda kalp damar hastalýklarýna baðlý ölüm oraný da artýyor.'' 'Taný yöntemleri farklý sonuçlar verebiliyor Prof. Dr. Necla özer de kalp hastalýklarýnýn tanýsýnda kullanýlan taný yöntemlerinin baþarýsý açýsýndan da farklýlýklar görüldüðünü belirterek, ''Mesela, kalp hastalýklarýnýn tanýsýnda sýklýkla kullanýlan efor testi kadýnlarda daha az güvenilir sonuçlar veriyor'' dedi. Meslek hastalýðýna Pankreas kanseri için bursa nüfusu kimler risk altýnda? Ailesinde kadar kurban pankreas Bursa Ýl Saðlýk Müdürü Özcan Akan, dünyada her yýl 2 milyon insanýn meslek hastalýklarýndan öldüðünü söyledi. Saðlýk Bakanlýðý ve Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý iþ birliði ile meslek hastalýklarý konusunda yürütülen proje çerçevesinde Bursa Ýl Saðlýk Müdürlüðü Konferans Salonu'nda seminer düzenlendi. Seminerin açýlýþýnda konuþan Ýl Saðlýk Müdürü Dr. Özcan Akan, Dünya Saðlýk Teþkilatý verilerine göre dünyada her yýl 2 milyondan fazla insanýn iþi yüzünden hayatýný kaybettiði bilgisini verdi. 23 Aralýk 2010 tarihinde baþlatýlan bu proje ile Türkiye'de meslek hastalýklarý konusunda taraflarýn bilgilendirilmesi ve hassasiyetin arttýrýlmasýnýn hedeflendiðini söyleyen Akan, meslek hastalýklarýnýn önlenebilmesi, erken teþhis ve tedavisinin yapýlabilmesi için baþta hekimler ve saðlýk çalýþanlarý olmak üzere herkesin sorumluluklarýný yerine getirmesi gerektiðinin altýný çizdi. Akan sözlerini þöyle sürdürdü: "Bursa, tarih, turizm þehrin olmasýnýn yanýnda sanayi þehridir de. Sanayi ortamýnda meslek hastalýklarýnýn yoðunluðunun daha çok olmasý, iþ saðlýðý ve güvenliði konusunda Bursa'da da ciddi çalýþmalar yapýlmasýný gerektiriyor. Saðlýk Bakanlýðý olarak birinci basamakta koruyucu saðlýk hizmetlerini sunmakta olan toplum saðlýðý merkezlerinin görevleri arasýna ilk kez iþ saðlýðý ve güvenliði ile ilgili çalýþmalarda bulunmayý ekledik. Birinci ve ikinci basamak saðlýk kurumlarýyla birlikte üniversite hastanesi bünyesinde de meslek hastalýklarý kliniðinin kurulmasý gerekiyor." Her yýl dünyada Bursa nüfusu kadar insan meslek hastalýðýndan ölüyor" Daha sonra söz alan Ýþ Saðlýðý ve Güvenliði Genel Müdür Yardýmcýsý Ýsmail Gerim ise, dünyada iþi ve mesleði yüzünden hayatýný kaybeden insan sayýsýnýn neredeyse Bursa nüfusu kadar olduðunu, bunun için 2010 yýlý sonunda iki bakanlýðýn iþ birliði ile baþlatýlan projenin çok önemli olduðunu vurguladý. Türkiye'de meslek hastalýklarý vaka sayýsýnýn 429 olduðunu hatýrlatan Gerim, meslek hastalýklarýnýn kayýt altýna alýnabilmesinin büyük önem taþýdýðýný söyledi. Prof. Dr. Kayýhan Pala da, "2000 yýlýnda yaptýðýmýz araþtýrmada, týp fakültesine baþvuran hastalarýn üçte birine mesleklerinin sorulmadýðýný tespit ettik. Bizde iþle ilgili hastalýk diye bir þey söz konusu deðil. Meslek hastalýðýndan bahsederken, yalnýzca meslekle ilgili hastalýklar deðil, meslekle birlikte ortaya çýkan hastalýklardan da bahsetmek gerekir" þeklinde konuþtu. (ÝHA) kanseri hastasý olanlar, þeker hastalarý ve sigara kullananlar her yýl düzenli kontroller yaptýrarak önlem alabilirler. Her 10.000 kiþiden bir kiþide görülen pankreas kanseri hakkýnda merak ettiklerinizi Genel Cerrahi Uzmaný Op. Dr. Ýlhan Ermergen'in derlediði yazýda bulabilirsiniz. Pankreas nedir, ne iþe yarar? Pankreas midenin arkasýnda bulunan yaklaþýk 15-20 cm büyüklüðünde bir organdýr. Pankreas dört bölümden oluþur. Bunlar baþ, boyun, gövde ve kuyruktur. Baþ bölümünün onikiparmak baðýrsaðý ile baðlantýsý vardýr. Kuyruk kýsmý ise dalakla komþudur. Pankreasýn iki iþlevi vardýr. 1. Sindirim iþlevi: Pankreas sayesinde sindirime yardýmcý olan enzimler (amilaz endopeptidazlar, egzopeptidazlar, lipaz, kolesterol esteraz, fosfolipaz A2) baðýrsaða ulaþýr. Baðýrsaða ulaþan bu enzimler niþasta, yað ve proteinlerin sindirilmesine yardýmcý olur. 2. Hormon salgýlama iþlevi: Pankreas þekeri düþürmeye yarayan insülini ve þeker düzeyinin artmasýný saðlayan glukagon hormonunu, somatostatin, amilin, pankreatik polipeptit ve pankreastatin salgýlar. Pankreas kanseri nedir? Pankreasta kötü huylu tümörün varlýðýna pankreas kanseri adý verilir. Pankreas kanseri ABD'de kanser nedeniyle ölümlerde 5.sýradadýr. 5 yýllýk sað kalýmý ortalama %10 "dur. Komþu organlara yakýnlýðý nedeniyle pankreas kanserinin baþka organlara sýçrama olasýlýðý yüksek. Genellikle lenf damarlarý ile diðer organlara yayýlýr. Kimler risk altýnda? Pankreas kanserinin sebebi bilinmiyor. Pankreas kanseri erkeklerde daha çok görülen bir hastalýk ve sigara içenlerde içmeyenlere göre 2 - 3 kat daha fazla görülüyor. Hastalýðýn görülme riskini artýran en önemli faktörler ise þunlar: ·Yaþ: Genellikle 60 yaþýn üzerindeki kiþilerde görülür ·Sigara ·Alkol alýmý (Ýliþkisi kesin kanýtlanmamýþtýr) ·Þeker hastalýðý (Ýliþkisi kesin kanýtlanmamýþtýr) ·Radyasyon ·Siyah ýrk ·Genetik geçiþ: Ailesinde pankreas kanseri hastasý bulananlar daha fazla risk altýnda ·Kronik pankreas iltihabý ·Aþýrý yaðlý besin tüketme alýþkanlýðý Belirtileri nelerdir? Erken evrede belirti vermediðinden pankreas kanseri sinsi bir hastalýktýr. En çok görülen belirtileri ise þöyle sýralamak mümkün: ·Halsizlik, iþtahsýzlýk ve kilo kaybý, bulantý, kusma ·Sarýlýk, hastalýk safra kanalýný týkadýðýndan safra baðýrsaða akamaz. Bunun sonucunda hastanýn cildi sararýr, idrarý koyulaþýr, dýþkýsýnýn rengi açýlýr. ·Aðrý, genellikle sol karýn boþluðunda ve buradan sýrta vuran bir aðrýya neden olur. Kan þekeri düþmesi, hastalýða baðlý olarak kan þekeri seviyesi düþebilir ve halsizlik, baþ dönmesi, titreme ve bayýlma görülebilir. Taný nasýl konur? Muayene esnasýnda hastanýn þikayetlerinin dinlenmesinin ardýndan çeþitli kan tahlilleri ve radyolojik incelemelere baþvurulur. Elde edilen sonuçlara göre hastanýn hastalýðýn hangi evresinde olduðu anlaþýlýr. Pankreas kanserinin 4 evresi bulunmakta. Tümör teþhisi için batýn ultrasonografisi, bilgisayarlý batýn tomografisi, MRI ve PET kullanýlýr. Uygulanabilecek diðer yöntemler ise endoskopik ultrasonografi ve endoskopik retrograd kolanjiopankreatografidir (ERCP). Tedavi nasýl uygulanýr? Pankreas kanseri tedavisi hastanýn bulunduðu evreye göre yapýlýr. En çok kullanýlan yöntemler ameliyat, ýþýn tedavisi ve ilaçlý kemoterapidir. Kaynak HABERTÜRK Türkiye'de 1 doktora 640 kiþi düþüyor Türk Saðlýk-Sen, Týp Bayramý öncesi yaptýðý bir araþtýrmayla Türkiye'nin doktor haritasýný çýkardý. Araþtýrmaya göre Türkiye'de toplam 115 bin 256 doktorun görev yaptýðý belirlenirken, bu doktorlardan 67 bin 667'sinin Saðlýk Bakanlýðýna baðlý saðlýk kuruluþlarýnda görevli olduðu belirlendi. Bununla birlikte Türkiye'de bir doktora 640 kiþinin düþtüðü tespit edilirken, sadece Saðlýk Bakanlýðýndaki görevli doktorlar dikkate alýndýðýnda bir doktora bin 89 kiþinin düþtüðü anlaþýldý. Türk SaðlýkSen, Týp Bayramý öncesi yaptýðý bir araþtýrmayla Türkiye'nin doktor haritasýný çýkardý. Araþtýrmaya göre Türkiye'de toplam 115 bin 256 doktorun görev yaptýðý belirlenirken, bu doktorlardan 67 bin 667'sinin (29 bin 526 uzman- 30 bin 830 pratisyen hekim-7 bin 311 asistan) Saðlýk Bakanlýðýna baðlý saðlýk kuruluþlarýnda görevli olduðu belirlendi. Doktorlarýn 25 bin 15'inin üniversitelerde, 22 bin 574'ünün ise özel sektörde çalýþtýðý anlaþýldý. Bunun yaný sýra Türkiye'de bir doktora 640 kiþi düþerken, sadece Saðlýk Bakanlýðýndaki görevli doktorlar dikkate alýndýðýnda bir doktora bin 89 kiþinin düþtüðü ifade edildi. En az doktor Bayburtta Araþtýrmada Saðlýk Bakanlýðý'nda görev yapan doktorlarýn illere göre daðýlýmýna ve 2010 yýlýnda atanan ve istifa eden doktorlara iliþkin bilgilere yer verildi. Türk Saðlýk-Sen'in araþtýrmasýna göre Saðlýk Bakanlýðý'ndaki doktorlar dikkate alýndýðýnda Türkiye'de en az doktorun bulunduðu il 78 doktorun çalýþtýðý Bayburt oldu. Bu ili 87 doktorla Ardahan, 104 doktorla Hakkari izledi. Doktorlarýn en fazla görev yaptýðý il ise 12 bin 498 doktorun bulunduðu Ýstanbul oldu. Bu ili 7 bin 568 doktorla Ankara, 4 bin 736 doktorla Ýzmir takip etti. Türk Saðlýk-Sen'in yaptýðý araþtýrmaya göre Saðlýk Bakanlýðý'nda görev yapan 67 bin 667 doktorun 38 bin 881'i yani doktorlarýn yüzde 57'si 16 Büyükþehirde görev yapýyor. Uzman doktorlarýn yüzde 58'i, pratisyen doktorlarýn ise yüzde 47'si, asistanlarýn ise yüzde 98'i 16 Büyükþehirde görevli. 29 bin 526 uzman doktorun 17 bin 62'si, 30 bin 830 pratisyen doktorun ise 14 bin 661'i ve 7 bin 311 asistanýn 7 bin 158'i Türkiye'nin 16 Büyükþehrinde çalýþýyor. 2010 Yýlýnda Saðlýk Bakanlýðýndan 3 BÝN 637 doktor istifa etti Araþtýrma sonuçlarýna göre Saðlýk Bakanlýðý 2010 yýlýnda 5 bin 767'si uzman, 4 bin 990'ný pratisyen olmak üzere toplam 10 bin 757 doktor atadý. Buna karþýlýk 2 bin 768'i uzman, 2 bin 761'i pratisyen doktor olmak üzere toplam 5 bin 439 doktor görevinden ayrýldý. 2010 yýlýnda bin 843'ü uzman bin 794'ü pratisyen doktor olmak üzere toplam 3 bin 637 doktor Saðlýk Bakanlýðý'nda ki görevinden istifa etti. Kalan ayrýlýþlarýn 772'si emeklilik bin 30'u ise diðer sebeplerden gerçekleþti. Türkiye'de 115 bin hekimin çeþitli sorunlarla uðraþtýðýný kaydeden Türk Saðlýk-Sen Genel Baþkaný Önder Kahveci "Türkiye'de görev yapan 115 bin hekim var. Profesöründen asistanýna, Hakkari'de görev yapanýndan Ankara'da çalýþanýna Üniversitede hizmet sunanýndan aile hekimine kadar doktorlar farklý sorunlarla uðraþýyorlar. Maðduriyetler yaþýyorlar. Yabancý doktor getirilmesi gibi gündemler yerine doktorlarýn sorunlarýný çözmenin ve öz kaynaklarýmýzý kullanarak hekim sayýmýzý yükseltmenin yollarý aranmalýdýr" dedi. 14 Þeker-Ýþ Sendikasý GDOsuz ÇOCUKLAR Ankara Þeker Fabrikasý Türk Sanat Müziði Topluluðundan Konser 2000 yýlý sonlarýnda Genel Müdürlük, Ankara Þeker Fabrikasý, Ankara Makina Fabrikasý ve Þeker Enstitüsü Müdürlüðü personelleri ile ailelerinin katýlýmýyla kurulan Ankara Þeker Fabrikasý Türk Sanat Müziði Topluluðu, ilk konserinde izleyenleri büyüledi. Çalýþmalarýný, Türkiye Þeker Fabrikalarý Yönetim Kurulu Baþkaný M.Azmi Aksu baþta olmak üzere kurum Genel Müdür Yardýmcýlarýnýn da destek ve himayelerinde gerçekleþtirilen konser Vedat Yurdakul yönetiminde unutulmaz anlar yaþattý. Yýlda iki konser verecek olan topluluk ilk sýnavýný Þubat ayýnda geniþ bir izleyici kitlesi karþýsýnda verdi. Konsere ayrýca Ýçiþleri Eski Bakaný, AKP Ýstanbul Milletvekili Abdülkadir Aksu, Milli Savunma Bakaný Vecdi Gönül, Sanayi Eski Bakaný Ali Çoþkun da katýldý. Þeker Spor Güreþ Takýmý ödüllerini aldý Arda Þeker Spor Güreþ takýmýnda dereceye giren sporculara düzenlenen törenle ödülleri verildi. Ankara Þeker Fabrikalarý salonunda düzenlenen ödül töreninde Türkiye þampiyonasýnda sikletlerinde derece alan güreþçilere ödülleri verildi. Törene Türkiye Þeker Fabrikalarý Genel Müdürü Azmi Aksu, Þeker Fabrikalarý Genel Müdür Yardýmcýlarý, Hasan Alkan, AKP Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya, Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile ÞekerÝþ Sendikasý Ankara Þube yöneticileri katýldý. Emre AKTI / 7 Yaþ Dilek ÞÝMÞEK / 7 Yaþ Törende güreþçiler ödüllerini Þeker Fabrikalarý Genel Müdürü Azmi Aksu, AKP Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya, ÞekerÝþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gökün elinden aldýlar. törenin ardýndan toplu fotoðraf çekildi. Topraktan Fýþkýran Saðlýk: Þifalý Bitkiler Ýþte, kolayca eriþilebilir ve kolayca kullanýlabilir þifalý bitkiler ve iyi gelecekleri rahatsýzlýklardan bazýlarý... Morarmalar Ýçin: Maydanoz- Bir tarafýnýzý bir yere çarptýðýnýzda, derinin hemen altýndaki kýlcal damarlar çatlar ve deri altýna kan yayýlarak o bölgenin mor bir görüntü almasýna neden olur. Maydanozun, morarma ve çürük izlerini geçirmede geleneksel bir þöhreti vardýr. Buz ise þiþlikleri indirmek için kullanýlýr. Bu ikisini birleþtirdiniz mi, buzluðunuzda berelenme ve çürüklerin ilacý hazýr demektir. Bir avuç maydanoz ve dörtte bir bardak suyu, yarý erimiþ kar görüntüsü alana kadar blendýrda karýþtýrýn. Sonra, buz kalýplarýný yarýsýna kadar doldurun ve dondurun. Ýnce bir beze veya tülbente sardýðýnýz maydanozlu buzu, berenin üzerinde gezdirin. Maydanozlu buz, küçük yanýklarda da iþe yarar. Nefes Kokusu Ýçin: Nane Çayý- Naneye kendine özgü tadý ve kokuyu veren aromatik yað, aslýnda nefes kokusuna neden olan mikroplarý öldüren güçlü bir antiseptiktir. Ýhtiyaç duyduðunuz her an, bir bardak nane çayý için. Kepek Ýçin : Kekik- Kekik suyunu kepeðe çare olarak kullanabilirsiniz. Tepeleme dolu 4 çorba kaþýðý kuru kekiði, alüminyum olmayan bir demlik kullanarak 2 bardak suda 10 dakika boyunca kaynatýn. Süzgeçten geçirin ve soðutun. Elde ettiðiniz kekik suyunu, yeni þampuanlayýp duruladýðýnýz saçýnýza yavaþça dökerken, yumuþak hareketlerle iyice ovalayýp kafa derinize ulaþmasýný saðlayýn. Saçýnýzda bir tabaka býrakmayacaðý için durulamanýza gerek yok. Ama isterseniz durulayabilirsiniz de. Ýshal Ýçin: Tarçýn- Eðer ishal þiddetliyse, vücudunuz susuzluk tehlikesiyle karþý karþýya demektir. Tarçýn, diyareyi kýsa sürede kesen, doðal bir ilaçtýr. Kurutulup toz haline getirilmiþ tarçýn kabuðundan bir çorba kaþýðý dolusunu bir bardak sýcak suya karýþtýrýn. 10-15 dakika demlenmeye býrakýn. Tarçýný bu þekilde sadece kýsa süreli olarak kullanýn. 15 Þeker-Ýþ Sendikasý Otoyollarda yüzde 20 ucuzluk! Çocuklar internet ve otoyol geçiþlerinde Otomatik Geçiþ Sisteminin (OGS) yerini alacak baþýndan ayrýlamýyor Köprü olan Hýzlý Geçiþ Sisteminin (HGS) ayrýntýlarý netleþti. Çocuklar günde 1.6 saatten fazla, haftada yaklaþýk 11.4 saati internet baþýnda geçiriyor. Bilgi Teknolojileri ve Ýletiþim Kurumu (BTK) Telekomünikasyon Ýletiþim Baþkanlýðýnýn ''güvenliweb.org.tr'' internet sitesinde, ''Norton Ailelerin Ýnternet Kullanýmlarý ve Alýþkanlýklarý Araþtýrmasý''na yer verildi. 14 ülkeden 7 binden fazla yetiþkin ve yaþlarý 8-17 arasýnda deðiþen 2 bin 800 çocuðun katýldýðý araþtýrmaya göre, çocuklar her geçen gün zamanlarýnýn daha büyük bir kýsmýný bilgisayar baþýnda geçiriyor. Ailelerinin, internetteki faaliyetlerinden daha çok haberdar olmalarýný istemelerine raðmen büyük kýsmý, iþler kötü gitmeye baþladýðýnda ailelerinden yardým istiyor. Çocuklarýn üçte ikisine yakýný internet ortamýnda olumsuz bir deneyim yaþarken, ailelerin sadece yüzde 45'i bu durumun farkýna varabiliyor. Araþtýrmaya göre, 2009 yýlýnda haftada 9.17 saat olan internet baþýnda kalma süresi yüzde 10 arttý. Çocuklar, günde 1.6 saatten fazla, haftada yaklaþýk 11.4 saati internet baþýnda geçiriyor. Çocuklarýn yüzde 83'ü oyun oynamak, yüzde 73'ü sörf, yüzde 71'i ödev, yüzde 67'si arkadaþlarýyla konuþmak için interneti kullanýyor. Ýnternete ev dýþýndaki bir yerden giren çocuklarýn oraný yüzde 23'ken, ailelerin yüzde 16'sý bunu fark ediyor. Çocuklarýn yüzde 56'sýnýn internet arkadaþý bulunurken, ortalama yüzde 62'si olumsuz içeriðe sahip deneyimler yaþýyor. Çocuklarýn yüzde 41'i internette tanýmadýklarý kiþilerin kendilerini sosyal paylaþým sitelerine eklemek istediklerini, yüzde 33'ü bilgisayarýna virüs bulaþtýðýný, yüzde 25'i þiddet ya da müstehcen görüntülerle karþýlaþtýklarýný, yüzde 10'u tanýmadýklarý birinin kendisiyle gerçek hayatta tanýþmak istediðini söylüyor. Ýnternet ortamýnda yaþadýklarý olumsuz þeyler nedeniyle çocuklarýn üçte biri korku, hayal kýrýklýðý, kýzgýnlýk ve öfke, beþte biri utanç ve piþmanlýk hissediyor. Cep telefonundan internete giren çocuklarýn oraný yüzde 17'ye ulaþýrken, ailelerin yüzde 10'u bu durumdan haberdar oluyor. Araþtýrmaya göre, 13 yaþ ve üzeri erkek çocuklar internette çýplak kadýn resmi aradýklarýnda veya karþýlaþtýklarýnda bunu ailelerine söylemiyorlar ama eðer bu tür görüntülerle istekleri dýþýnda karþýlaþmýþsalar bundan rahatsýz oluyorlar. Çocuklarýn yüzde 87'si somut bir tehditle karþý karþýya olduklarýný düþündüðünde ebeveyn desteði istiyor. Yüzde 84'ü eðer bir þantaj ya da kendilerine zarar verebilecek bir durumla karþý karþýya kalýrlarsa bir yetiþkine durumu iletiyor, yüzde 71'i uygun olmayan veya þüphelendikleri þeyleri söylüyorlar. ''(Arkadaþ) olarak ekletip çocuðunuzu takip edin'' Yetiþkinlerin yüzde 44'ü, çocuklarýn internetteki faaliyetlerini tamamýyla kontrol etmeleri gerektiðini düþünüyor. Bu oran, Kanada ve Amerika'da yüzde 61'e ulaþýyor. Ýtalyan ve Çinli aileler doðru tercih yapabilmeleri için izin vermeleri gerektiði kanaatini taþýrken, Ýsveçli ailelerin sadece yüzde 17'si çocuklarýnýn internet aktiviteleri konusunda bilgiye sahip olduðunu belirtiyor. Ebeveynlerin yüzde 90'ýndan fazlasý çocuklarýnýn internet kullanýmý konusunda kurallar koyup kontrol ederken, yüzde 71'i çocuklarýyla güvenli internet kullanýmý konusunda konuþuyor. Yüzde 34'ü çocuklarýnýn sosyal paylaþým sitelerini kontrol ediyor, süre ve arama limitleri üzerine yoðunlaþýyor. Araþtýrmacýlar, ailelere, bilgisayarlarýnda filtre programý kullanmalarý, çocuklarýn hangi siteleri ziyaret ettiðini web tarayýcýdan ''history'' butonuyla kontrol etmeleri, çocuklarýnýn sosyal aðlarda sadece tanýdýðý arkadaþlarýný arkadaþ listesine eklemesi, ''arkadaþlarýnýn arkadaþlarýný'' ise eklememesi gerektiðini anlatmalarý, kendilerini çocuklarýnýn arkadaþý olarak eklettirerek kimlerle arkadaþlýk ettiðini takip etmelerini, çocuklarýnýn telefon faturalarýný ve hareketlerini kontrol etmelerini ve çocuklarýnýn geceleri telefonunu yatak odasýna götürmeyip ortak kullanýlan odada býrakýlmasýný saðlamalarýný öneriyor. (A.A) Yeni sistem Mayýs ayýndan itibaren uygulamaya girecek. Kartlý Geçiþ Sistemine (KGS) oranla yüzde 20 daha ucuz olacak sistem sayesinde giþelerden 30 kilometre ve üzerinde bir hýzla geçilebilecek. Araç sahipleri HGS etiketlerini, PTT merkez ve þubelerinden satýn alabilecek. Otoyol ve köprü giþelerinde halen OGS ve Kartlý Geçiþ Sistemi (KGS) olmak üzere iki farklý geçiþ yöntemi uygulanýyor. Karayollarý Genel Müdürlüðü, iki sistemi birleþtirip, geçiþleri daha hýzlý ve kolay hale getirmek için kollarý sývadý. Karayollarý Genel Müdürü Cahit Turhan, Habertürke, köprü ve otoyol geçiþi için öngörülen yeni sistemin ayrýntýlarýný anlattý. Hýzlý Geçiþ Sistemi adý verilen projenin iþletim ve donanýmýna iliþkin üzerinde çalýþmalarýn yoðun biçimde devam ettiðini kaydeden Turhan, Mayýs ayýnda HGSnin köprü ve otoyol giþelerinde uygulamaya gireceðini açýkladý. HGS etiketleri PTTden alýnacak Sistemin, iþletim mantýðýnýn OGSye benzediðini vurgulayan Karayollarý Genel Müdürü Cahit Turhan, Mantýk olarak OGSye benziyor. Daha ileri bir sistem diye konuþtu. Turhan, HGS etiketlerinin, PTT tarafýndan pazarlanacaðýný belirterek, Araç sahipleri, HGS etiketlerini PTTden satýn alabilecek. HGSde indirim de söz konusu olacak. Yüzde 20 indirim uygulanacak dedi. Turhan, sistemin devreye girmesiyle birlikte giþelerde beklemenin sona ereceðini vurgulayarak, bu sistem yardýmýyla giþelerden 30 kilometre ve daha hýzla geçiþin mümkün olacaðýný söyledi. Kartlý geçiþ son bulacak Kartlý Geçiþ Sistemine (KGS) alternatif olarak devreye girecek Hýzlý Geçiþ Sistemi, Otomatik Geçiþ Sistemine (OGS) entegre edilecek. KGS tamamen kalkacak. Böylece araçlar hiç durmadan giþelerden geçebilecek. Böylece zaman kaybý ve trafik yoðunluðunun önüne geçilecek. Konut kredisiyle alýnýp satýlan evler Maliye'nin radarýnda Ekonomi yönetimi bankalara 'kredilerde frene basýn' uyarýsý yaparken, Maliyede konut sektörünü mercek altýna aldý. Konut kredisi kullananlarý belirleyen Gelir Ýdaresi Baþkanlýðý tapu harçlarýnýn gerçek deðer üzerinden gösterilip gösterilmediðini kontrol ediyor. Zaman Gazetesinin haberine göre incelemelerde hem alýcý hem de satýcý tarafýndan ayrý ayrý binde 16,5 olarak ödenmesi gereken tapu harcýnda konut deðerinin düþük gösterilip gösterilmediði hesaplanacak. Rakamýn düþük gösterildiðinin tespit edilmesi halinde aradaki farkýn harcý gecikme cezasý ile birlikte tahsil edilecek. Örneðin 100 bin lira deðerinde bir konut alan vatandaþýn bin 650 liralýk tapu harcý ödemesi gerekiyor. Ancak çok sayýda konut alým satýmý yapan kiþi evinin deðerini düþük göstererek ödeyecekleri tapu harcý miktarýný düþürüyor. Türkiye'de son yýllarda evlerin büyük kýsmýnýn konut kredisi ile alýndýðýný aktaran Maliye'den üst düzey bir yetkili hem tapu harcý kontrolünün hem de deðer artýþ kazancýnýn banka hareketlerinden izlenebildiðini söyledi. 2011 yýlý için öngörülen stratejik planda konut sektörüne yönelik inceleme ve denetimlerin de yer aldýðýný aktaran ayný yetkili, "Mükelleflerin ev alým satýmlarýnda tapu harçlarýný gerçek rakam üzerinden ödeyip ödemediklerine bakýlacak. Eðer gerçek deðeri ile beyan edilen arasýnda bir fark olursa aradaki rakam üzerinden hem alýcý hem de satýcýdan yüzde 1,65'lik harç alýnacak. Bu rakamýn üzerine ayrýca gecikme faizi eklenecek." dedi. Maliye Bakanlýðý 2011 yýlýnda harç gelirlerinde yüzde 11,09'luk bir artýþ öngörüyor. Bu kapsamda harçlardan 8 milyar liralýk gelir hedefleniyor. Bakanlýk verilerine göre bütçedeki 8 milyar liralýk harcýn yüzde 43,4'ünü gayrimenkul alýp satanlar ödeyecek. Bu çerçevede 3 milyar 479 milyon liralýk tapu harcý yatýrýlacaðý hesaplanýyor. ATM'lerde makbuz bedeli alýnmaya baþlandý... Ücret talep eden bankalar arasýnda Akbank, Garanti,TEB-Fortis ve HSBC bulunuyor. ATM makbuzlarýnda Garanti Bankasý ve HSBC 70 kuruþ ücret alýrken, TEB ve Fortis'in hesaplara yansýttýðý makbuz bedeli ise 50 kuruþ düzeyinde bulunuyor. Bu bankalar arasýnda en az kesintiyi ise 25 kuruþ ile Akbank gerçekleþtiriyor. Kuveyt Türk, Halkbank, Ýþ Bankasý, Yapý Kredi, Denizbank, Finansbank, Albaraka Türk, Þekerbank gibi bir çok banka ise ATM bilgilendirme fiþleri için henüz makbuz bedeli istemiyor. ATM makbuz bedellerini müþteri hesaplarýna yansýtan bankalar, buna gerekçe olarak da gereksiz yere kâðýt tüketimini önlemek istemelerini gösteriyor. Oysa, bankalarla ilgili yapýlan þikâyetlerin önemli bölümünü ATM'lerden gerçekleþtirilen iþlemler oluþturuyor. Bu nedenle yaptýðý iþlemlerde sorun yaþamak istemeyen tüketiciler de ATM iþlemlerini belgelemek için makbuz alma yoluna gidiyor. VEFAT M. Serdar Demir Nuri Þeker Uþak þeker fabrikasý ham fabrika kýsmý çalýþanlarýndan deðerli üyemiz M. Serdar Demir kalp krizi sonucu 04.03.2011 tarihinde vefat etmiþtir. Emin Cemek Çarþamba Ýç Hizmetler Servisi çalýþanlarýnda n üyemiz Emin Cemek, yakalandýðý amansýz hastalýk sonucu 12.02.2011 tarihinde vefat etmiþtir. Çapan Güngör Bor Þeker Fabrikasý Laboratuar kýsmý çalýþanlarýndan üyemiz Çapan Güngör geçirdiði kalp rahatsýzlýðý sonucu 06.02.2011 tarihinde vefat etmiþtir. Merhum arkadaþlarýmýza Allahtan rahmet, kederli aileleri ve yakýnlarýna baþsaðlýðý ve sabýrlar dileriz. 16 Þeker-Ýþ Sendikasý en büyük Dünyanýn a gelen ý. d ýl rs a s meydan depremle þiddetinde alan deprem sonrasý ýraktý. .9 8 a y n o r lý b *Jap arasýnda ye ölü ve yara depremlerierisinde on binlerce liði Halifelik, Meclis tarafýndan kaldýrýldý. e yarýsý kim c tsunami, g e g a d l u ndý. s Ýstanb Halife Abdülmecit Efendi ve hanedan mensuplarý yurtdýþýna çýkarýldý. him Tatlýse vurularak aðýr yarala ra Ýb ü c ü rk dan *Tü elere iler tarafýn Sovyetler Birliðinin lideri Stalin öldü. , ilk belirlem a d a belirsiz kiþ g v a k lý ýkan silah Hürriyet gazetesi Yönetim Kurulu Üyesi ve yazarý Çetin Emeç, iþ hanýnda ç ir b a 'd ra a *Ank yaralandý. uðradýðý silahl ý saldýrý sonucu hayatýný kaybetti. göre 8 kiþi AB Bakanlar Konseyi, Türkiye için Katýlým Ortaklýðý Belgesini kabul etti. Yýl: 1 Sayý: 2 Napolyon Bonapart ile Josephine evlendi. Nisan 2011 Türkiye UNICEFe (Birleþmiþ Milletler Çocuk Fonu) kabul edildi. Ücretsizdir TÜRKÝYE ÞEKER SANAYÝÝ ÝÞÇÝLERÝ SENDÝKASI Ýngilizler Baðdatý iþgal etti. TÜRKÝYE ÞEKER-ÝÞÇÝLERÝ SENDÝKASI Ýstiklal Marþý milli marþ olarak kabul edildi. Þeker-Ýþ Sendikasý Adýna Sahibi : Ýsa GÖK Alman düþünür Karl Marx öldü. Genel Yayýn Yönetmeni : Hasan Basri GÜZEL Çanakkale Zaferi kazanýldý. Editör: Önsel ÜNAL Kuzey Atlantik Antlaþma Örgütü (NATO) kuruldu. Tasarým&Hazýrlýk ve Baský: Mattek Matbaacýlýk Basým yayýn Tanýtým Tic. San. Ltd. Þti. Ýnsanoðlu ilk kez uzayda yürüdü. Sovyet kozmonot Alexei Leonov, Aðaç Ýþleri San. Sit. 21. Cad. 601. Sok. No: 35 Dünyadan 2177 km yükseklikte, Voskhod II (Gündoðumu) adlý Ývedik-ANKARA Tel: (0312) 394 63 07 Faks: (0312) 394 63 09 uzay aracýndan çýkarak 20 dakika boþlukta kaldý. web: www.mattekmatbaa.com.tr Halk ozaný Aþýk Veysel Þatýroðlu öldü. Yönetim Yeri: Karanfil Sok. No: 59 Kýzýlay-ANKARA Naziler Yahudileri Auschwitz toplama kampýna göndermeye baþladý. Tel: (0312) 418 42 73-74 Ýstanbulda iki kýta birleþti. Boðaz Köprüsünün 57. ünitesinin de Faks(0312) 425 92 58 yerine konulmasýyla þehrin Asya ve Avrupa yakalarý birbirine web:www.sekeris.org.tr Baský Tarihi: baðlandý. Yayýn Türü: Yaygýn Süreli Cevdet Sunay, cumhurbaþkanlýðýna seçildi. Bu gazete basýn Ahlak Ýlkelerine uymayý taahhüt eder. Nazým Hikmet 28 yýl hapse mahkum oldu. 8 Mart 2001 9 Mart 1796 10 Mart 1954 11 Mart 1917 12 Mart 1921 14 Mart 1883 18 Mart 1915 18 Mart 1949 18 Mart 1965 21 Mart 1973 26 Mart 1942 26 Mart 1973 28 Mart 1966 29 Mart 1938 SEKER-IS GAZETESÝ TARÝHTE BU AY NELER OLDU? 3 Mart 1924 4 Mart 1924 5 Mart 1953 7 Mart 1990 ý r a l y a l o n Ayý