ESEV BÜLTEN (pdf )
Transkript
ESEV BÜLTEN (pdf )
Değerli Esenlerliler… Sadece fiziki bir kavram olmanın ötesinde sosyal ve kültürel hizmetleri de içerecek şekilde genişleyen yerel yönetim kavramı kentlinin kültürel ve sosyal alanlarda bir şeyler yapabilir olgusunu temel amaçlardan biri haline getirmiştir. Hayatın içinde varolan zenginliklerin insanımızda kendini tekrar görünür kılması için başlattığımız Sanat Kurslarımız Esenlerimizin kültür dünyasında artık yerini alıyor. El sanatlarından enstrüman eğitimine geniş bir yelpazede gerçekleşen kurslarımızda insanlarımızın sanatla olan ilişkilerini aktif birer özne olarak sürdürmelerinde önemli bir rol oynayacağını düşünüyoruz. Sanatla birlikte birey olmayı, kendine güvenmeyi ve kendini doğru ifade etmeyi öğrenen Esenler halkının genciyle yaşlısıyla yepyeni bir Esenler oluşturacağına inanıyoruz. Açılalı bir yıl olmasına rağmen büyük bir ilgi ve sevgiyle büyüyen Esev’i Esenler’in yıldızı haline getiren tüm katılımcılara teşekkür ederken yeni yetenekleri de parıldamaları için Esev’e davet ediyoruz. Birlikte daha güzel günlere erişmek dileğiyle... içindekiler BAĞLAMA 04-05 ney 06-07 PİYANO 08-09 keman 10-11 ŞAN EĞİTİMİ 12-13 KEMENÇE VE HORON 14-15-16-17 HALK OYUNLARI 18-19 RESİM 20-21 TEZHİP 2 22-23 HÜSN-İ HAT KARİKATÜR 26-27 FOTOĞRAF 28-29 SİNEMA 30-31 TİYATRO 32-33 drama 34-35 içindekiler 24-25 EDEBİYAT ATÖLYESİ 36-37 DİKSİYON 38-39 GİTAR 40-41-42 3 BAĞLAMA H er milletin kendine has bir kültürü vardır. Yaşanılan coğrafya, kullanılan lisan ve duyguların aktarılma biçimleri sanatı etkiler. Dolayısıyla sanatsal öğeler, kültürün nesilden nesile aktarılmasına katkıda bulunur. Bizim coğrafyamızda en yaygın olarak kullanılan saz bağlamadır. Anadolu’da şekillenmiş bu enstrümanı çalmayı öğrenirken yalnız notalar değil, türküler ve onların ışığında Anadolu kültürü de öğrenilmiş oluyor. Anadolu’nun zengin hazinesi bir telli saz aracılığıyla kapılarını aralıyor. 4 5 ne y K amışın kamışlıktan koparıldıktan sonra başlayan feryadı, ney olduktan sonra ancak bir neyzenin nefesinde dile gelmeye başlar ve bu büyülü tını çevresinde ilgi uyandırır. Öğrencilerimiz bu sese bir vesileyle gönül verdikten sonra ney üflemeyi öğrenmek için kursumuza gelirler. İlk olarak neyde neva perdesinden ses almak üzere başlanılan yolculuğumuz, akabinde neva-rast perdeleri arasındaki sesleri çıkartabil- 6 mek üzere devam eder. Eşzamanlı olarak başlanılan nota (bona) eğitimi ile birlikte çeşitli etütler işlenir. Bir müddet sonra neva-muhayyer perdeleri arasındaki sesleri alabilmek üzere çalışma başlar. Bu sırada nazari bilgiler de verilir. Sene boyunca geçilecek eserlerin formları ekseriyetle ilahi eserlerdir. Fakat unutulmamalıdır ki, ney üflemenin her aşamasında öğrencilerimizi sabır ve düzenli çalışma şartları beklemektedir. 7 PİYANO P iyano, çok yer kaplamasına, neredeyse bir mobilya gibi görünmesine, ağırlığına rağmen en şık enstrümanlardan biridir. Varlığıyla bulunduğu mekanın havasını değiştirdiği gibi sesiyle de eşsiz eserlere hayat verir. Piyano dersleri aracılığıyla notaları öğrenmek ve onlara uygun çalabilmekle çıkılan bu melodik yolda öncelikle çok iyi bir ritim kulağına sahip olmak gerekir. Parmaklarının koordine olmuş bir şekilde tuşlar üzerindeki estetik du- 8 ruşu, iki elini birlikte kullanabilme becerisiyle birlikte artık öğrenci piyano hususunda epeyce yol katetmiş olur. Esev’deki piyano derslerinin amacı, öğrencilerin kursa hobi amaçlı geldiğini gözardı etmeden, onları sıkmadan, keyif içinde ders işleyerek Klasik Batı Müziği tarzında eğlenceli ve öğretici eserler seçip bu zor enstrümanı çalmayı öğretmek, öğrencilerin topluluk önüne çıkıp eserlerini seslendirmesini sağlamaktır. 9 keman İ nsan hayatında önemli bir yere sahip olan müzik, sanatın işitsel bir boyutu olduğu kadar etkili bir eğitim aracı ve önemli bir eğitim alanıdır. Müzik eğitimi, kişide müziksel davranış oluşturma süreci olarak tanımlanmaktadır. Bu süreç içerisinde birey ilgi ve yetenekleri doğrultusunda müziğin kategorilerinden birine yönlenebilir. Çalgı eğitimi bireyde istenilen yönde ve nitelikte yeni davranışlar oluşturma 10 sürecidir. Bu sebeple Esev bünyesinde sekiz yaştan itibaren verilen keman eğitimi, çocuk ve yetişkin grupları olarak ikiye ayrılarak keman eğitimine başlangıç seviyesinde kullanılan yöntem, teknik ve metot kitapların, çocukların ve yetişkinlerin bireysel özelliklerine uygun olarak seçilerek, keman eğitiminin amacına uygun olarak sonuçlandırılması hedeflenmiştir. 11 ŞAN EĞİTİMİ Ş an eğitimi, diğer bir adıyla ses eğitimi olarak da anılır. Şan eğitiminin temeli klasik batı müziğine yani operaya dayanır. Opera tekniğinin temellerini öğrendikten sonra istenilen her tarzda şarkı söylenebilir. Şan dersi alabilmek için çok iyi bir müzik ve ritm kulağı olması şartı aranır. Şan dersinin yanında mutlaka solfej yani nota okuma dersi verilmelidir. 12 Esev’deki şan eğitiminin amacı, bu teknikle öğrencinin istediği her tarzda şarkı söyleyebilmesini ve bundan keyif almasını sağlamaktır. Aynı zamanda konservatuvar sınavına hazırlanacak öğrenciler için de ayrı bir çalışma yöntemi oluşturarak onların sınavda başarılı olmalarına yardımcı olmaktır. 13 KEMENÇE HORON K & aradeniz’in iki önemli simgesi olan kemençe ve horon birbirinden hiçbir şekilde ayrılamayan ve birbirleriyle adeta içiçe geçmiş iki önemli unsurdur. Kemençe derslerimizde ilk başta kemençenin ruhunu vermeye çalışırız ki o ruh içerilerde hissedilmeden tam anlamıyla çalma durumuna gelmiş olamayız. Bu içtenliği ve ruhu verdikten sonra yavaş kemençe tutuş, klavye üzerinde parmak dokunuşları ve basışları, yay atma teknikleri ve sonra da en basit Karadeniz ezgilerini öğreterek derslerimizi işleriz. 14 15 H oron derslerimizde ise canlı kemençe eşliğinde ilk temel adımlar olan on adımı gösterdikten sonra ayakların ve vücudun estetik kazanması açısından sürekli tekrarlar yaptırılır. Daha sonra horonun olmazsa olmazlarından aşağı almalar ve omuz silkmeler gösterilir. Diğer horon türleri olan Akçabat Horon Kurma, Akçabat Kız Horon Kurma, Hozangel, Tonya-Ağasar Oyunları, Yerinde Dik Horonlar... vb. gösterilerek dersler işlenir. Kısacası Esev’de dersler dolu dolu kemençe ve horon tadında geçiyor. 16 17 HALK OYUNLARI T ürk Halk Oyunları; Türk Folklorunun önemli bileşenlerinden biridir. Köy ve kasabalarda oynanan yöresel oyunları ve yöresel kostümleri inceleyen bir bilim dalıdır. Ayrıca Türkiye’ye özgü ve yeni gelişmekte olan bir sanat dalıdır. Türk Folklorunun temelini halk oyunları oluşturmaktadır. Halk Oyunları içinde barındırdığı me- 18 lodi, ritim ve hareket yapısı ile bireyin bedensel ve ruhsal gelişiminde önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Birlikte oynamanın avantajı ile kişiye kaynaşmayı, beraber hareket etmeyi, paylaşmayı ve kendini ifade etmeyi öğreten Halk Oyunlarının bu özelliklerinden yola çıkarak, uygulanacak etkinliklerle ülkemiz insanının bireysel ge- lişiminin yanı sıra toplumsal gelişiminin de sağlanmasına katkıda bulunmaktır. Biz de Esenler Sanat Evi olarak halk oyunlarının geniş kitleler tarafından tanınması, korunması, tanıtımının yapılması için farklı yaşlarda öğrencilerimizle eğlenerek kültürümüzü öğreniyor ve yaşıyoruz. 19 RESİM “S anat; tabiatta ve toplumda insanın anlatımıdır’’ der, Joseph Billiet. İnsanın ruhunda estetik hazlar uyandırır. Her sanatçı farklı malzemeler ve teknikler kullanır. Bu yöntemlerden biri de resimdir. Resim, insanın kendini çizgi ve renk yoluyla ifade etme biçimiyle beraber yalnız başkaları için değil, resmi yapan kişi için de sürprizler barındırır, kişinin kendini tanımasını sağlar. Esev’deki resim dersinde katılımcılar renkler ve çizgiler aracılığıyla kendini ifade etmenin tekniklerini öğrenirken, aynı zamanda sağlam bir göz zevki edinerek güncel yaşantılarını olumlu yönde etkilemiş oluyorlar. 20 21 TEZHİP T ezhip, altınla yapılan süsleme sanatıdır. İlk örneklerini 8. ve 9. yüzyıl Orta Asya’sından günümüze gelmiş eserlerde bulmak mümkündür. İlk olarak Kur’ an-ı Kerim, dua, bilim ve edebiyat kitapları gibi el yazması kitaplarda sayfaları süslemek için kullanılmıştır. Yüzyıllar içersinde farklı üsluplarda 22 geliştirilen tezhiplerin en mükemmel örnekleri dini kitaplar için yapılmıştır. Günümüzde daha çok hat ve ebru tablolarının kenarlarından ışıldayan Tezhip Sanatı, her sanat gibi öncelikle sabır ve özen ister. Yavaş, sakin, dikkatli eller, incelikli gözler ister. Siz de sabırlı ve kararlıysanız Esev’de yerinizi şimdiden ayırıyoruz. 23 HÜSN-İ HAT Ö lçü ve kaidelerine uygun yazılan güzel yazı sanatı olarak tanımladığımız Hüsn-i Hat Sanatı, Asr-ı Saadet’ten günümüze kadar gelişerek icra edilegelmiş kitap sanatlarımızdandır. İlk dönemlerde daha çok Kuran-ı Kerim yazımında, sonraki dönemlerde Hadis-i Şerifler ve atasözleri gibi güzel sözlerin yazımında kullanılmıştır. Hat Sanatı’nın unutulmaması ve gelecek nesil- 24 lere tahrif edilmeden ulaştırılması maksadıyla şahıslar ve kurumlar bazında kurslar tertip edilmektedir. Esev’de de farklı yaş ve meslek gruplarından katılımcılar Hat Sanatı’nın inceliklerini öğrenmektedir. Kurslarımızda sanat icra edilirken sabır, azim ve sevgi ile güzel meziyetlerimiz açığa çıkarılmakta, ruhlar adeta bir dantela gibi nakış nakış işlenmekte, terbiye edilmektedir. 25 KARİKATÜR H er insanda sanat yapma potansiyeli vardır; müzik, resim, dans ve yazmak gibi. Mühim olan bu becerinizi keşfedip geliştirmektir. Güçlü bir mizah anlayışına sahip her çizer adayı, potansiyel karikatüristtir. İşte Esev’in Karikatür Atölyesi katılımcılarına bu fırsatı 26 sunuyor. Karikatürist olmak için neler mi gerekli, heves, sabır ve tabii ki bir de kalem. Bu dersin amacı ister genç olsun, ister çocuk, öğrencilerin zihin dünyasını çizgiyle bütünleştirerek hayal dünyalarını keşfetmelerini, geliştirmelerini sağlamaktır. Öncelikle yüz çizimiyle başlayan bu eğlenceli serüven, yüz ifadelerinden vücut diline her tür detayı püf noktalarıyla öğrenmeye davet ediyor. İşin en önemli kısmı ise espri üretmek. Karikatür dünyasıyla iç içe olan bir katılımcı için espri, bir hayat felsefesidir. İyi bir karikatürist hayat içindeki her detayı çizmek için can atar, insanları güldürmek için sebepler arar. Doğru espriyi, doğru karenin içine yerleştirmek ve doğru çizimle sunmak da eğitim sonunda elde edilen bir beceridir. 27 FOTOĞRAF T eknolojinin gelişmesiyle birlikte fotoğrafın karanlık odadan ve kimyasallardan kurtularak, daha kolay üretilmesiyle artık herkes fotoğraf çekebilir hale geldi. Bu sebeple kullandığınız slr veya kompakt fotoğraf makinelerinizle sizleri de Esev fotoğrafçılık kurslarına bekliyoruz. Kursumuzda katılımcılar temel fotoğraf eğitimi ile başlayan serüvenlerinde hayata bambaşka açılardan bakmayı gündelik yaşantılarında içinden her gün geçtikleri sokaklara başka bir gözle bakarken bir yandan da fotoğrafın geçmişten günümüze olan bağını, fotoğrafın 28 mantığını öğrenecekler. Temel Fotoğraf Eğitimi‘nin haricinde kendinizi geliştirmek istediğiniz alana göre, İleri Fotoğraf, Gece Fotoğrafçılığı, Belgesel Fotoğraf, Sokak Fotoğrafçılığı, Makro Fotoğraf, Temel Photoshop gibi fotoğrafın farklı türleri üstüne de eğitim alan kursiyerlerimiz ister amatör ister profesyonel anlamda fotoğrafçılık hayatlarına devam edebileceklerdir. Ayrıca Esev fotoğraf kurslarında Güzel Sanatlar Fakülteleri fotoğraf bölümlerinin özel yetenek sınavlarına yönelik eğitimlerde verilmektedir. 29 SİNEMA S inema bir büyüdür. Yalnızca bir perdenin önüne geçip görmediğimiz diyarların, bilmediğimiz dillerin, kültürlerin içinde buluruz kendimizi. Sinema için bilinen en iyi zaman makinasıdır da diyebiliriz. Esev’deki sinema atölyesinde de filmler aracılığıyla kendi coğrafyamızın yanında dünyayı da dolaşma fırsatı buluyoruz. Dünya ve Türk Sineması’nın dünden bugüne geldiği noktayı çeşitli filmler izleyerek 30 öğreniyor, farklı sinema kuramlarını ve film kültürlerini de görmüş oluyoruz. Sinema atölyesi katılımcıları yalnızca iyi bir film seyircisi değil, aynı zamanda senaryo yazım tekniklerini de öğrenerek bir kısa filmin aşamalarıyla birlikte çekimi ve yapımı konusunda deneyim sahibi yapmakta yardımcı olmaktadır. 31 TİYATRO T iyatro, insanı insana insanca anlatma sanatıdır. Diğer edebi eserler okumak ve dinlemek için yazılmışken, tiyatro oyunu sahnede seyirci önünde oynanır. Değer ölçülerini izleyenin kanaat ve anlayışlarından alır. Sahne birçok insan için ilgi çekici, cezbedici hatta büyüleyicidir. Tiyatroyla ilgili eğitim almaksa herkesin ulaşabileceği bir hizmet 32 değildir. Esev Tiyatro Atölyesi 7’den 77’ye çeşitli yaşlarda, kimi öğrenci, kimi evhanımı, kimi öğretmen, kimi hemşire, hayatın her köşesinden insanları biraraya getirdi. Sahneye çıkmak, tamamı Esenler halkından oluşan öğrencilerin birçoğunun hayallerini süslüyordu ve Esev’de almış oldukları eğitimle bu hayalleri gerçekleş- tirme şansı yakaladılar. Bu sayede sosyal yönlerini geliştirerek insanlarla iletişim kurma konusunda da aşama kaydettiler. Bir yıl içerisinde dört farklı oyun sahnelediler. Esev bünyesindeki Esenler Tiyatro Atölyesi, tiyatro sevgisini aşılamak için büyük küçük herkese eğitim vermeye devam ediyor. 33 drama D rama için, günlük yaşamdaki herhangi bir sözcüğün, kavramın, sesin, bir konunun, bir tablonun, bir heykelin, bir masalın, öykünün, şiirin ya da katılımcıların kendi uydurdukları öykülerin canlandırılması ve oynanması denilebilir. Bu yöntem içimizdeki beni ortaya koyarak daha iyi hissettirir, empati kültürünü geliştirir, içimizdeki saklı olan enerjinin dışarı çıkmasını sağlayarak iç dünyamız ve çevremiz arasında köprü oluşturur. 34 Tüm bunlar başka hiçbir öğretim metoduyla mümkün olamaz. Eğitim süresince çocuk, genç; bedenini doğru kullanmayı, duygularının farkına varmayı, duygularının ifadesinde, denetiminde ve yönetiminde önemli yetiler kazanmayı, güzel, doğru ve etkili konuşmayı öğrenir, konsantrasyon ve ritm duygusu gelişir ve içinde bulunduğu toplumla uyumlu bir birey haline gelir. 35 EDEBİYAT ATÖLYESİ Y azarların baktıkları incelikli pencereler okurun her zaman ilgisini çekmiştir. Fakat hızla değişen teknoloji bizi kelimelerin dünyasından nasıl bu kadar kolay koparabildi? Yazarla okurun arasına giren parazit, kitapla okur arasına giren bu düşmanlık yok edilebilir mi? Okullarda zorunlu tutulan okumalar insanı kitaplardan uzaklaştırırken gözden kaçan nokta nedir? Peki neyi, nasıl, hangi sırayla, hangi şekilde okumalıyız? Popüler kitapların edebi değeri nedir? Yazarı 36 mı, yoksa konusu mu kitabın değerini belirler? Edebiyatımız eskiden neredeydi, şimdi nerede? Sinema ve televizyon edebiyatın kalitesini nasıl etkiledi? Kitabın devri kapandı mı? İşte bu sorular Edebiyat Atölyesi’nde kelimelerle, kitaplarla, edebiyatla, yazarlarla ve onların hayalden mamul dünyalarıyla barışmamız, ilişkimizi yeniden kurmamız için masaya yatırılıyor, Türk ve Dünya Edebiyatının en iyi eserleri okunarak sorulara katılımcılarla beraber cevap aranıyor. Edebiyat, ilk alfabeyi öğrendiğimiz anda içine girdiğimiz büyük bir hayal dünyası. Birleştirip anlamlandırdığımız harfler, yanyana dizilmiş kelimeler, ucuca eklenmiş cümleler bizi bulunduğumuz yerden alır. Sayfalar arasında gezinirken başka bir insanın bedenine, ruhuna, hislerine vakıf oluruz. Dünyanın hiçbir yerine kitaplardan daha hızlı ve daha ucuz bir yolculuk yapılamaz... 37 DİKSİYON B ir bebek hecelemeye başladığı anda onun konuşmaya başladığını varsayarız. Anlamsız harfleri yanyana getirip anlamlandırma çabasını alkışlar, yanlışlarını düzeltmeyi hiç düşünmeyiz. Kimi zaman bu yanlış söyleyişler ömrümüz boyunca düzeltemediğimiz hatalara dönüşür. Diksiyon, evvela yaşadığımız coğrafyanın 38 dili olan Türkçe’yi düzgün konuşmamız için bize gerekli olan bir rehber, Türkçe’nin ses dünyasının kapısını açan bir anahtardır. Gün içerisinde hatalı kullandığımız kelimeleri, söyleyişleri çeşitli alıştırmalarla düzeltirken, dilimizin kültürünü yeniden öğrenmiş oluyoruz. 39 GİTAR G itarın ritim ve solo enstrüman olarak yaygın bir şekilde kullanış alanı vardır. Klasik müzik, pop müzik, jazz, blues, rock müzik gibi bir çok müzik yapılarında ana enstrüman olarak da kullanılmaktadır. 40 Esev’deki gitar derslerinde öncelikle ritim öğretilerek öğrencinin enstrümana hakim olması, kısa zamanda şarkı çalabilmesi ve söyleyebilmesi sağlanır. Daha sonra notalar ve diğer temel bilgiler tamamen öğrenci merkezli bir eğitimle eğlenceli bir şekilde verilir. 41 42 Esev’in enerjik, neşeli gitar hocası Erdem KANAKOĞLU ile ‘En iyi öğrenme yöntemi öğretmektir. Ben öğretirken kendimi geliştirme imkanı buluyorum. O yüzden burada en büyük başarı tartışılmaz bir şekilde ESEV’e aittir. Gitara başlama serüvenim bundan 9 yıl önce liseden sonra yeğenimin gitarını alıp günde 8 saatcik bir çalışmayla başladı. Yani gitar çalmayı kendi kendinize öğrendiniz. Peki enstrüman eğitimindeki yönteminizden bahseder misiniz? Kendi öğrenme serüveninizin katkısı oldu mu? Aslında benim eğitim sistemim pragmatik yani faydacı eğitimcilik üzerine... Günümüzde uygulanan müfredat gibi değil. Öğrencilerime ihtiyaç duydukları, onlara gerekli olabileceğine inandığım bilgileri vermekteyim. Gitar şu an günümüzün en popüler enstrümanı olduğu için talep de o kadar fazla. Dikkat ettigimizde gençler, gitarın daha çok ritim enstürmanı olarak kullanıldığını gördükleri için ilk önce bu şekilde çalmak istiyorlar. Bunun nedeni çok kısa sürede ögrenip şarkı söylemek ve bu yüzden de hızlı bir şekilde popülerlik kazanmak istemeleri... Tabii biz, popüler olmak istemesinden daha çok kendisini daha iyi hissetmesini ve yine kendisine bir artı sağlaması taraftarıyız. Öncelikli hedefimiz öğrencinin sosyal olabilmesi açısından ona destek olabilecek eğitimi vermek, sonra gerekli müzikal eğitimini de verebilecek konuma getirmek. Daha iyi yönlendirebilmek için önce öğrenciyi kazanabilmeliyiz. İşin mutfağında bulunmak nasıl bir duygu? Bu işe başlarken hep işin mutfağında bulunmayı istemiştim. Çünkü işin lezzetini ve keyfini orada yaşıyorsunuz. Örneğin bir şarkıyı dinlerken sese odaklanan kişilerden değilim, daha çok enstrümana odaklanırım, nasıl çalınmış, şarkıya nasıl bir duygu katmış, kısacası yemeğin tuzu, baharatı, acısı, tatlısı nasıl olmuş gibi... Bunu iyi analiz ettiğinizde müzikal gelişim süreciniz de artıyor. Sizce yetenek enstrüman eğitiminin neresinde? Genel olarak bütün sanatsal alanlar için yetenek en önemli unsurdur fakat bu işin yüzde 60’ıdır, geri kalan yüzde 40’ı ise çalışmaktır. Eğer o yüzde 40’lık bölüm olmazsa yeteneğin de fazla bir anlamı olmuyor. Tabii ki doğru bir eğitim bunun tamamlayıcısı oluyor. Birçok etkinlikte öğrencilerinizle grup halinde çok güzel işler çıkardınız. Bu sinerjiyi nasıl yakaladınız? Öncelikle onların isteklerine cevap verdim, sonra da benim istediklerim oldu, onları kazandım. Sadece bir hoca olarak yaklaşmadım, her dersimin eğlenceli geçmesini sağladım, yeri geldi sert oldum fakat dengeyi sağladığımı kısa bir sohbet: düşünüyorum. Otoriteniz sağlam olunca saygınlık doğal olarak kazanılıyor. Tabii farklı yaş grubunda öğrencilerim olduğu için buna daha fazla dikkat etmek gerekiyor. Gençlerle mi çalışmak daha zor, çocuklarla mı? Zorluk değil de keyif fazlalığından bahsetmek isterim. En keyifli çalışmalarımı küçük öğrencilerimle yaşıyorum, çünkü onlar daha heyecanlı, arzulu oluyorlar. Onların gözlerindeki parıltı bu işi ne derece doğru yapabildigimi bana gösteriyor. Mesela derse girerken sizi şarkı söyleyerek karşılayan öğrencileriniz olunca bunu daha iyi anlıyorsunuz. Konu sanat ve özellikle müzik olunca ünlü olma tutkusu da işin içine giriyor. Öğrencileriniz arasında böyle heveslerle gelenler oluyor mu? Onlara ne gibi tavsiyelerde bulunuyorsunuz? Meşhur olma tutkusu gençlerimiz arasında çok yaygın. Kesinlikle bu konu hakkında çok ciddi bir şekilde duruyorum ve onlara öncelikle “Kendinizi mutlu edin, siz mutlu olursanız karşınızdakileri de mutlu edebilirsiniz, gerekirse müzikten para kazanabilirsiniz ama ayrıca bir mesleğiniz olsun, doktor olun ya da öğretmen ya da mühendis, fark etmez ama müziği her zaman keyif için yapın” diyorum. Ben de iktisat mezunuyum ama müzik eğitmenliği yapıyorum. Bu işi yapmaktan dolayı çok mutluyum ve onlara da bu şekilde örnek olduğumu düşünüyorum. röportaj Erdem Hoca’nın gitar serüveni nasıl başladı? gitar eğitimi hakkında Peki öğrencilerinizin arasında star olacağına inandığınız yetenekler var mı? Evet, aslında amacım star olmalarına vesile olmak fakat bahsettiğim İnsanlık Starı olmaları. Başarınızda Esev’in rolü nedir? Eğer ki gerçekten başarılı olabilmişsem en büyük pay ESEV’e aittir. Ben ne kadar başarılı olursam olayım bu imkanlar sunulmamış olsa benim yeteneğimin ya da başarılı kimliğimin hiç bir etkisi olmayacaktı. ‘En iyi öğrenme yöntemi öğretmektir. Ben öğretirken kendimi geliştirme imkanı buluyorum. O yüzden burada en büyük başarı tartışılmaz bir şekilde ESEV’e aittir. Gelecekte neler yapmayı düşünüyorsunuz? Yerinde saymayı sevmiyorum. Amacım kendimi geliştirmek ve aynı sistemi öğrencilerime de aşılamak. Kendi alanımda oluşturabileceğim metot çalışmalarım var faydacı eğitimcilik adına, inşaallah en kısa zamanda bu çalışmalarımı tamamlayacağım. Yolunuz açık olsun Erdem Hoca 43 Tiyatro Bölümü Öğrencilerinden Feyzi ÇETİNKAYA röportaj Esev insanın içindeki sanatsal yeteneği çıkarmak için çok önemli bir şanstır, kapıdır. Tiyatroya ilginiz ne zaman başladı? Esev’e gelmeden önce tiyatro eğitimi almış mıydınız? İlkokul yıllarımdan beri tiyatroya aşırı bir ilgim vardı. Bu ilgi aynı şekilde lise yıllarımda da devam etti. Lisedeyken okul tiyatrosunda birçok oyunda görev aldım. Üniversiteyi kazandıktan sonra okuduğum üniversitenin tiyatro kulübü olmadığı için bir süre tiyatrodan ayrı kaldım. Daha sonra yeni bir üniversitede okumak için İstanbul’a dönüş yaptığımda Esev’in ilanlarını gördüm ve hemen kayıt yaptırdım. Esev size neler kattı? Dersler günlük hayatınıza ne gibi katkılar sağladı? Esev’de tiyatro eğitimi almaya başladıktan sonra kendime olan özgüvenim arttı. İnsanlarla olan iletişimim olumlu yönde kuvvetlendi. Tiyatronun sadece sahne üzerinde değil hayatın her alanında insana katkı sağladığını burada farkına vardım. Bu eğitimden sonra size ne gibi kapılar açıldı? Almış olduğum tiyatro eğitimi ile Esenler’de Esev tiyatro grubunun çıkarmış olduğu birçok oyunda oynama imkanı buldum. Ayrıca özel bir tiyatronun oyuncu seçmelerine girip Esev’de almış olduğum eğitimin katkılarıyla başarılı olup onlarında oyunlarında oynamaya başladım. 44 Zamanda bir yolculuk yapsak, 10 sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz? Esev’deki hocam ve arkadaşlarımla Esenler’de profesyonel bir belediye tiyatrosu oluşturup diğer il ve ilçelerde insanlara profesyonel tiyatro oyunları oynamak istiyorum. Kendimi tiyatro alanında tam donanımlı ve bilgili bir oyuncu olarak görmek istiyorum. Henüz Esev’le tanışmamış olanlara Esev hakkında neler söylemek isterdiniz? Kendilerini sosyal ve kültürel anlamda geliştirmek isteyenler için kesinlikle belediyemizin sunmuş olduğu büyük bir hizmettir. Esev insanın içindeki sanatsal yeteneği çıkarmak için çok önemli bir şanstır, kapıdır. Böyle bir şansı Esenler’deki tüm halkımızın değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. ÖĞRENCİLER ESEV İÇİN NELER DÜŞÜNÜYOR? SEV’e iyi ki gelmişim. Utangaç bir yapım vardı. Ama tiyatro hocamız Ali Rıza Kara sayesinde sayesinde topluluk önünde konuşmayı, kendini ifade etmeyi öğrendim, utangaçlığımı yendim. Hem hayalimi gerçekleştiriyorum, hem de kendimi tanımaya, kendimi anlamaya çalışıyorum. Böylelikle bu utangaçlığımı yenmeye çalışıyorum. ESEV insanların yeteneklerini ortaya çıkaran, boş zamanın değerlendirilmesi, yeni şeylerin öğrenilmesi için en güzel adres. ELİF AYDIN (Tiyatro Öğrencisi) İçimde hep bir tiyatro eğitimi almak vardı, herkeste eminim vardır bu istek fakat bir adım gerekmektedir. Onu da çoğu insan atamaz. Tiyatroya ilk başladığım gün sertifikamı alıp, ajanslara gidip tiyatro oyucunluk eğitimi almış bir insan olarak gözükme çabası içerisindeydim fakat şu an öyle düşünmüyorum. Hayatıma güzel bir yön verdim, kafamdaki o sertifika zihniyetini attım. Başladığımdan beri zaman nasıl geçti hiç farkında değilim. Hocamız ve Esev tiyatro öğrencileri hayatımda çok güzel bir yerdeler, hep de öyle olcaklarını ümit ediyorum. ALİCAN AKSU (Tiyatro Öğrencisi) Öncelikle buraya gelmemin sebebi kendimi geliştirmek istememdi. En azından böyle olacağını düşünüyordum. Düşüncelerimde yanılmadım. Burada o kadar çok şey öğrendim ki bazen ben bile şaşırıyorum. Sesimin gelişmesi, gitarda transpoze, akor geçişleri, nota bilgileri, şarkılar söylemeyi daha doğrusu nasıl ne biçimde şarkı söyleyebileceğimi burada hocamız sayesinde öğrendim. Yaşadığım en güzel anılar, en komik sahneler, en güzel konserler burada geçti. Erdem hocama ve Esenler Sanat Evi’nde bana emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimi sunarım. ŞULE SOLAK (Gitar Öğrencisi) Bir enstrüman çalmak benim gerçekleştirmek istediğim hedefler arasındaydı. Şu anda bu hedefime ulaştım. Esenler’de böyle kuruluşlar olmadığı için hiç böyle bir deneyim yaşamamıştım. Burada hem eğleniyor, hem de öğreniyorum. Koşullardan, verilen eğitimden ve bana kazandırmış olduğu özgüvenden fazlasıyla memnunum. Burada böyle bir kuruluş olduğu için Esenler Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum. röportaj E GÜLİZAR ERCİYES (Gitar Öğrencisi) Esev’e de sadece zamanımı değerlendirmek, hobi kazanmak icin gelmiştim. Daha sonra baktım ki tiyatro bende hobiden çok, zevk aldığım bir sosyal aktivite haline geldi. Belki ileride Esev sayesinde tiyatroculuk mesleğim haline gelebilir. FATMA KESER (Tiyatro Öğrencisi) 45 2011 4 ARALIK ESEV ’DE 1 YIL NASIL GEÇTİ? ESEV SEYİRCİYLE BULUŞTU... Hizmete girdiğinden bugüne; bağlamadan piyanoya, flütten gitara, kanundan kemana, tiyatrodan edebiyata kadar 21 ayrı sanat dalında kurslar veren Esenler Sanat Evi’nin (ESEV) yılsonu etkinlik programı velilerden tam not aldı. T una Mahallesi’ndeki Esenler Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve öğrenci velilerinin de büyük ilgi gösterdiği programda konuşan Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, velilerin çocuklarının ESEV’de öğrendiklerini görmeleri açısından yıl sonu etkinliğinin önemine işaret ettikten sonra, “Herhalde dünyanın en güzel şeyi; insanın diktiği ağacın gölgesinde dinlenmesidir. Bu akşam, bizim için de bu manaya geliyor. Açtığımız ESEV’de eğitim gören çocuklarımızın neler öğrendiğini, neleri başarabildiklerini bu akşam göreceğiz” dedi. Eskiden “kültür-sanat” ile Esenler’in yan yana pek fazla telaffuz edilemediğini söyleyen Göksu, 46 “ESEV’de şu anda yaklaşık 800 öğrencimiz eğitim görüyor. İnşallah bu sayıyı 3 binlere çıkaracağız. Bu akşamki bu kalabalık ve ilgi bizlere kültür – sanat alanında daha farklı adımlar atmamızda ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor. Girişte çocuklarımızın yaptığı resimleri gördüm ve gurur duydum. İnşallah yapacağımız yeni kültür merkezleri ile artık eserlerinizi sanat galerilerinde sergileyeceksiniz” şeklinde konuştu. 500 bin nüfuslu bir ilçede böyle bir etkinliğin 300 kişi kapasiteli bir salonda yapılmasının uygun olmadığına işaret eden M. Tevfik Göksu, “Yeni yapacağımız kültür merkezlerinde daha büyük salonlarımız olacak. Atışalanı’nda, şu anda belediyemizin bulunduğu binanın karşısında ve N. Hatun Mahallesi’nde yeni kültür merkezleri inşa edeceğiz. İstanbul Ulaşım A.Ş.’nin arsasında yapacağımız kültür merkezinde 1000 kişilik bir salon ile 600 araçlık otopark olacak. Yine Nenehatun Mahallesi’nde yapacağımız ve 800 kişi kapasiteli kültür merkezinde ulusal ve uluslararası her türlü sanat etkinliği yapılabilecek. Burada bir de sanat cukların ailelerinden. Çocuğu karakola düşmüş galerisi yer alacak” dedi. (Gel çocuğun burada, sahip çık) deniyor. (Benim artık öyle çocuğum yok) diye cevap veriyorlar. MaKadın gülerse toplum da güler alesef böyle aileler de var. Esenler’de sahip çıkılan “Esenler’deki yetenekleri ortaya çıkarmak zorun- her çocuk, bu şehrin geleceğine de sahip çıkmakdayız” diyen Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik tır. Bu açıdan sizden ikinci talebim, şimdiye kadar Göksu, hayata dair ne varsa Esenler Belediyesi’nin olduğu gibi bundan sonra da çocuklarınıza sahip bir projesi olduğunu anlattıktan sonra, Esenler Aile çıkmanızdır”. Danışma ve Yaşam Merkezi (ESAYDAM), Esenler Konuşmasının ardından küçük bir ESEV’li öğrenci Başkan Göksu’ya çiçek takdim etti. Esenler Belediye Başkan Yardımcısı Aydın Polat, bazı belediye meclis üyeleri ve birim müdürleri ile çok sayıda öğrenci velisinin katıldığı yılsonu programı, daha sonra ESEV’li öğrencilerin gösterileri ile devam etti. 21 ayrı branşta eğitim gören ESEV öğrencileri, gecede tiyatrodan, kemençeye, bağlamadan gitara, neyden piyanoya kadar geniş bir yelpazede gösterilerini sundular. Gösteriler, izleyenlerden büyük alkış aldı. Çocuklarının canlı performanslarını büyük bir heyecan içinde takip eden veliler, “Ne kadar doğru bir kararla çocuklarımızı ESEV’e göndermişiz. Kısa sürede bu dereceye gelmeleri Gençlik Evi (ESGEV) hakkında da davetlilere bilgi verdikten sonra, “Geçtiğimiz yıl buralarda toplam 25 bin 400 kişi eğitim aldı. Yeni yeni hizmete girecek merkezlerimizle her yıl bu sayı artacak. Davutpaşa’da yapacağımız ve içerisinde yüzme havuzu da bulunan spor merkezi sadece hanımlarımıza hitap edecek. Hanımlarımızı hayatın içine çekerek onların tebessüm etmesini sağlayacağız. Çünkü, bir toplumum tebessüm etmesi kadının tebessüm etmesine bağlıdır” diye konuştu. Başkandan iki talep Başkan Göksu, konuşmasının son bölümünde velilere şöyle seslendi: “İlk olarak bize dua etmenizi istiyorum. Siz dua edeceksiniz, biz çalışacağız. İkincisi de bu şekilde çocuklarınıza sahip çıkmanızdır. Size bunun için teşekkür ediyorum. Çocuğunuzun elinden tutarak ESEV’e göndermişsiniz. Biz öyle aileler tanıdık ki… Özellikle madde bağımlısı ço- bizleri mutlu etti. Bu imkanı sağlayan Esenler Belediyemize teşekkür ediyoruz” diyerek duygu ve düşüncelerini dile getirdiler. Programda, ESEV öğrencilerinin hazırladıkları resim, fotoğraf, tezhip ve hat sanatına ait eserler de salon girişinde sergilendi. 47 2012 7 ŞUBAT ESEV ’DE 1 YIL NASIL GEÇTİ? ÜNLÜ GİTARİST BEHZAT CEM GÖNENÇ ESEV’DEYDİ. Ünlü gitarist Behzat Cem Gönenç, Esenler Belediyesi Sanat Evi (ESEV)’ de öğrenciler ile buluştu. Öğrencilerle beraber gitar çalan Gönenç, gitar çalma teknikleri konusunda öğrencilere eğitim semineri de verdi. P rograma ESEV’de gitar dalında eğitim gören öğrencilerin yanı sıra diğer müzik dallarında da eğitim gören kursiyerler katıldı. Keyifli bir ortamda gerçekleşen söyleşi programında hep beraber eğlenen kursiyerler, gitar çalma teknikleriyle ilgili merak ettikleri konularda pek çok şey öğrendiler. Öğretici ve bir o kadar da eğlenceli geçen programda, günümüzün sevilen enstrümanlarından gitarın tarihi hakkında öğrencilere bilgi veren Gönenç, günümüzde gitarın en popüler müzik aleti olduğunu söyledi. 48 Gitarın öneminin daha da arttığını belirten Gönenç, gitarın gelişerek bugünkü şekli ile günümüze kadar geldiğini belirtti. Gitarın sadece Avrupa kültürüne ait olmadığını ifade eden Gönenç, Latin Amerika’da da gitarın önemli bir yerinin olduğunu dile getirdi. “Bizim kültürümüzde sazın yeri neyse Latin Amerika’da da gitarın yeri aynıdır” diyen Gönenç, seminerin ardından Güney Amerikalı ünlü bestecilerinin eserlerini gitar eşliğinde çalarak öğrencilere keyifli dakikalar yaşattı. Öğrencilerden büyük ilgi gören Gönenç, gitardan farklı tonlarda sesler çıkarabilmek için gerekli olan bazı teknik bilgileri de uygulamalı olarak gösterdi. Programın ardından Gönenç, kültür ve sanat alanında yaptığı çalışmalardan dolayı Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu’ya teşekkür etti. 2012 15 ŞUBAT YÜREKLERDEKİ BARIŞ ŞARKILARI Esenler Belediyesi Sanat Evi (ESEV) tarafından Barış Manço anısına düzenlenen programda, “Yüreklerdeki Barış Şarkıları” hep bir ağızdan söylendi. Programa Kurtalan Ekspres bas gitaristi Ahmet Güvenç’te katıldı. ediden yetmişe herkesin gönlünde taht kuran ve şarkıları dilden dile dolaşan Barış Manço, ölümünün 13’üncü yılında ESEV’li “adam olacak çocuklar” tarafından şarkılarıyla anıldı. Esenler Kültür Merkezi’nde çok sayıda veli ve davetlinin katılımıyla gerçekleşen geceye Kurtalan Ekspres’in gitaristi Ahmet Güvenç konuk oldu. ESEV Gitar Kursu öğrencilerinin gitar eşliğinde söyledikleri Barış şarkılarıyla başlayan program öğrencilerin verdikleri mini konserlerle devam etti. Programda Barış Manço’nun 7’den 77’ye adlı programındaki “Adam Olacak Çocuk” bölümünün canlandırılmasıyla eğlenceli dakikalar yaşandı. Barış Manço’nun unutulmadığını gitar, keman gibi enstrümanlar eşliğinde söyledikleri şarkılarla dile getiren ESEV’li öğrenciler, başta Kurtalan Ekspres’in gitaristi Ahmet Güvenç olmak üzere geceye katılan herkesi yetenekleriyle büyüledi. Söylenen şarkılara eşlik eden davetliler, zaman zaman eğlenceli zaman zaman da duygusal anlar yaşadı. Y Tek kuvvet aldığım sizin sevginiz Kurtalan Ekspres’in gitaristi ve grubun kurucularından olan ve 25 yıl boyunca Barış Manço ile birlikte çalışan Ahmet Güvenç, ESEV tarafından düzenlenen programda, gitar çalıp şarkı söyleyen çocuklara teşekkür ederek sanatın ne kadar önemli olduğundan bahsetti. Güvenç, “Sanatla uğraşmak gerçekten çok güzel bir şey. Sanatla uğraşan insanlar ileride başka işlerle uğraşıyor olsalar da o sanata değinmiş olmanın ayrıcalığını hayatları boyunca mutlaka yaşayacaklardır. Sanat, halkları millet yapan şeydir. O yüzden çok önemlidir” diyerek düzenlenen geceden duyduğu memnuniyeti belirtti. Ülkemizdeki en önemli eksiklerden birisinin de sanat ve sanatla uğraşmak olduğunu ifade eden Güvenç, “Barış Manço ve Kurtalan Ekspres’in diğer gitaristi olan Bahadır Akkuzu’yu kaybettikten sonra bütün misyon benim sırtıma kaldı. Tek kuvvetim, sizin sevginiz. Her şey için size teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini bitirdi. Program, Ahmet Güvenç’e ESEV Koordinatörü Mustafa Karademir’in çiçek takdim etmesinden sonra öğrenciler ve salonu dolduran davetlilerin Yüreklerdeki Barış Manço şarkılarını hep bir ağızdan söylemelerinin ardından son buldu. 49 2012 18 ŞUBAT ESEV ’DE 1 YIL NASIL GEÇTİ? MÜZİK BENİM İÇİN NEFES GİBİ... “Hayat ve müzik benim için aynı şey. Müzik benim için nefes gibi. Beni besleyen bir şey müzik ” D ünyaca ünlü besteci ve piyanist Anjelika Akbar, Esenler Sanat Evi (ESEV)’de ‘müzik ve hayat’ konulu bir söyleşi gerçekleştirdi. Çok sayıda ESEV’li kursiyerin katılımıyla gerçekleşen söyleşide; piyanist Akbar, çok büyük bir ilgiyle karşılandı. Konuşmasına özgeçmişi hakkında kısaca bilgi vererek başlayan Akbar, müzisyen bir ailenin çocuğu olduğunu ve çok küçük yaşlarda piyano çalmaya başladığını söyledi. Anne ve babasından sonra tanıştığı ilk şeyin piyano olduğunu belirten Akbar, 50 müziğin hayatında önemli bir yer tuttuğunu belirtti. Henüz 4 yaşındayken mutlak kulak yeteneği fark edilen Akbar, Moskova Tchaikovsky Devlet Konservatuarı öğretim üyelerinin de dikkatini çekerek “harika çocuklar”ın okuduğu konservatuar bünyesindeki okula kabul edilmiş. Çocukken piyanoda her bir notayı farklı bir renk olarak algıladığını ifade eden Anjelika Akbar öğrencilik yıllarından bu yana müzikle canlı bir ilişki kurduğunu ve müziği sihirli bir şey gibi gördüğünü söyledi. Müzik benim için nefes Müziğin evrensel olduğunu ve doğru müziğin insanı Allah’a yaklaştırdığını ifade eden Akbar, “Ses, bildiğimiz müzik değil sadece. Bütün sesler bir öze bağlı bir kaynaktan çıkıyor” dedi. “Müzik iyidir ya da kötüdür diye bir ayrım yapmam” diyen Akbar, müziği sonsuzluğun ve sessizliğin sesi olarak algıladığını vurguladı. Sesleri çok iyi algıladığını dile getiren Akbar, hangi sesin hangi notaya denk geldiğini bildiğini belirtti. Müziği yaşamının bir parçası olarak gördüğünü belirten Akbar, “Hayat ve müzik benim için aynı şey. Müzik benim için nefes gibi. Beni besleyen bir şey müzik ” dedi. Müziği bir insanın icadı gibi görmediğini vurgulayan Akbar, müziğin bütün evreni saran, global ve ilahi bir şey olduğunu belirtti. Müziğin karşısında toz parçası gibiyim Dinleyiciler tarafından dikkatle dinlenen ve büyük beğeni gören Akbar, müziğin enstrümanlara sığdırılamayacak kadar sınırsız olduğunu kaydetti. Dünyaca ünlü müzik dehası Beethoven’ın müzikle ilgili düşüncelerinden örnekler vererek müziğin sınırsız oluşunu anlatan Akbar, müziği enstrümanlara sığdırabilme çabasının her müzisyene ızdırap verdiğini söyledi. Her türlü müziği ve özellikle ilahileri çok sevdiğini anlatan Akbar, “ Dağ köyündeki bir çobanın söylediği türkü ile Mozart veya Bach’ın müziği… Hepsi benim için aynı” dedi. Aldığı bütün akademik eğitime rağmen kendisini hala okula yeni başlayan bir öğrenci gibi hissettiğini dile getiren Akbar, “Müziğin karşısında kendimi toz parçası gibi hissediyorum. Müzik beni her zaman geliştirecek bir şey” diye konuştu. Renksizliğin rengi olmak isterdim Müzik terapisi hakkında da dinleyicilere bilgi veren Akbar, antik çağlardan bu yana müzik terapisinin bir şifa yöntemi olarak uygulandığını anlattı. Müziğin bir frekans, titreşim olduğunu belirten Akbar, yaşadığımız çağda birçok hastalığın nedeninin psikolojik olduğunu ve bu hastalıkların müzik terapisi ile iyileşebileceğini söyledi. Konuşması esnasında ESEV’li kursiyerlerin sordukları soruları da cevaplayan Akbar, bir kursiyerin “Size hangi renk daha yakın, kendinizi hangi renkle ifade edersiniz? sorusuna “Renksizliğin rengi olmak, tamamen saydam olmak isterdim” diye cevap verdi. Akbar, bir başka dinleyicinin “Doğru müziği nasıl bulabiliriz?” şeklindeki sorusuna ise şöyle cevap verdi: “Hayatın farklı devrelerinde doğru müzik kavramı değişebilir. Beni en çok etkileyen, eriten ve egomu dağıtan müzik neyse o yöne doğru yakınlaşabilir ya da uzaklaşabilirim. Doğru müzik dönem dönem de değişebilir. Ben buna müzik mönüsü diyorum. İnsanın her gün bir müzik mönüsü vardır ve hayat boyunca müzik mönüsü değişebilir.” Akbar’a günün anısına hediye Söyleşinin ardından Esenler Belediye Başkan Yardımcısı Faruk Aydın, günün anısına piyanist Akbar’a hediye takdim etti. Başkan Yardımcısı Aydın’a teşekkür eden Akbar, kültür ve sanat alanında yaptığı çalışmalardan dolayı Esenler Belediyesini tebrik etti. 51 2012 25 ŞUBAT ESEV ’DE 1 YIL NASIL GEÇTİ? ÜNLÜ GİTARİST TOLGAHAN ÇOĞULU ESEV’DE “MİKROTONAL GİTAR”I ANLATTI ESEV’Lİ öğrenciler ünlü gitarist Tolgahan Çoğulu’dan mikrotonal gitar eğitimi aldı. ESEV’li öğrenciler, Çoğulu’dan gitarın püf noktalarını öğrenip eğitim alırken, bir taraftan da gitar çalıp hoşça vakit geçirdiler. Ü nlü gitarist Tolgahan Çoğulu, Esenler Belediyesi Sanat Evi ESEV’de öğrencilerle buluştu. Ayarlanabilir Mikrotonal Gitar adını verdiği bir gitar tasarlayan ve bununla ilgili olarak ESEV’li öğrencilere eğitim semineri veren Çoğulu, öğrencilerle birlikte gitar çalıp sohbet ederek hoşça vakit geçirdi. Gitarist Çoğulu, ESEV’de gitar eğitimi alan öğrencilerin yanı sıra diğer kurs programlarına katılan öğrencilerin de oldukça yoğun ilgi gösterdiği seminerde öğrencilere kendi tasarladığı “ayarlanabilir mikrotonal gitar” hakkında bilgiler verdi. Çoğulu, ayarlana- 52 bilir mikrotonal gitar için, ilk olarak makama dayalı Anadolu halk müziği düzenlemeye başladığını söyledi. Anadolu halk müziğinde yaygın bir şekilde kullanılan bağlama sayesinde bu tasarımı yaptığını açıklayan Çoğulu, “Bağlamanın genellikle bir oktavda 17 perdesi vardır. Ben kendi klavyemi buna göre ayarladım ve halk ezgilerinin makamlarının mikrotonlarını kullanarak yeni akorlara ulaşınca önümde yeni bir yol açıldı” dedi. Ayarlanabilir Mikrotonal Gitar’la ilgili fikrin nasıl ortaya çıktığını ve tasarım aşamasına nasıl geldiğini öğrencilerle paylaşan ve genel olarak gitarla ilgili bilgiler veren Çoğulu, çaldığı parçalarla öğrencileri büyüledi. “Biz de sizin gibi gitar çalabilmek istiyoruz” diyen öğrencilere; azim ve çalışarak her şeyi başarabileceklerini hatırlatan Çoğulu, programa olan katılımdan ve öğrencilerin ilgilerinden son derece memnun kaldığını ifade ederek ESEV’den ayrıldı. 2012 6 MART FOR LİFE ESİNTİSİ ESEV’DE... Türk müziğinin sevilen gruplarından For Life, ESEV’li kursiyerlerle bir araya geldi. Kursiyerlere klasik müzikten, tango müziklerine, film müziklerinden türkülere kadar doyumsuz bir müzik ziyafeti sunan For Life büyük ilgi gördü. Ç ok sayıda kursiyerin katılımıyla gerçekleşen söyleşi ve müzik dinletisinde; For Life grubunun müzisyenleri Ali Suat Tükel ile Serhat Songur, ESEV’li kursiyerlerle sohbet ederek, onlara doyumsuz bir müzik ziyafeti sundu. Müzik piyasasına kaliteli müziği kazandırmak amacıyla farklı bir tarz oluşturan ve kısa sürede geniş kitlelere ulaşan For Life grubunun kuruluş serüveniyle ilgili kursiyerlere bilgi veren müzisyenler, çok geniş bir repertuarlarının olduğunu anlattılar. Konservatuar yıllarından beri birlikte müzikle ilgilendiklerini söyleyen For Life grubunun kemancısı Ali Suat Tükel, hiçbir ticari kaygı duymadan zevkle müzikle ilgilendiklerini belirtti. Piyasaya çıkardıkları her albümde çok geniş bir yelpazeden eserlere yer verdiklerini ifade eden Tükel, “Konvansiyo- nel müziğin içinde olan parçaları piyano ve kemana uyacak şekilde çalıyoruz” dedi. Tükel, albümlerinde Türkçe müzikler yerine yabancı müziklere daha çok yer verdiklerini de ifade etti. Müzikle ilgili ESEV’li kursiyerlere tavsiyeler veren müzisyen Serhat Songur da müziğin disiplin gerektiren bir iş olduğunu belirtti. “Disiplin olmadan başaramazsınız” diyen Songur, başarılı bir müzisyen olmanın yolunun planlı, düzenli ve disiplinli bir şekilde çalışmaktan geçtiğini söyledi. For Life’nin müzikleriyle eğlendiler Keyifli bir ortamda gerçekleşen sohbetin ardından kursiyerlere mini bir konser veren For Life grubu, herkesi kendilerine hayran bıraktı. Klasik müziklerden, tango müziklerine, film müziklerinden türkülere kadar çok özel bir repertuarla performanslarını sergileyen For Life grubuna hayran kalan ESEV’li kursiyerler, dinledikleri müziklerin edasına kendilerini kaptırarak hoş vakit geçirdi. Kursiyerler, konser sonrasında müzik ile ilgili merak ettikleri her konuda For Life grubuna sorular sorma fırsatı da buldu. 53 2012 12 MART ESEV ’DE 1 YIL NASIL GEÇTİ? ERCAN DEMİREL İLE PERDE ARKASI “Sanatın siyaseti iletişimdir” Ü nlü tiyatro sanatçısı Ercan Demirel, “Perde arkası” söyleşi programı kapsamında ESEV kursiyerleri ve tiyatro severlerle bir araya geldi. Demirel, tiyatro aşıklarıyla tiyatro üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Her hafta alanında başarılı usta isimleri ESEV’li kursiyer ve sanatseverlerle buluşturan Esenler Sanat Evi (ESEV) bu hafta tiyatro sanatçısı Ercan Demirel’i ağırladı. ESEV’li tiyatro kursiyerlerin yoğun ilgi gösterdiği söyleşi programına “tiyatro nedir?” sorusuyla başlayan Demirel, söyleşiye kursiyerleri de dahil ederek 54 monologdan çok diyalog yapmak istediğini ifade etti. Tiyatronun tanımını yapan ve tiyatronun insanı, insanlara insanla anlatma sanatı olduğunu söyleyen Demirel, tiyatroya gönül veren herkesin tiyatro tarihini bilmesinin gerektiğini vurguladı. Tiyatronun ilk çağlardan itibaren insanların hayatında var olduğunu anlatan Demirel, tiyatronun günümüze kadar geçirdiği süreçlerine dikkat çekerek konuşmasına devam etti. Sanatın siyaseti iletişimdir Sahne sanatlarının büyük çoğunluğunun asıl amacının seyirciyi taraf yapmak olduğunu ifade eden Demirel, tiyatro kursuna giden ve ileride ideali tiyatro sanatçısı olmak isteyen kursiyerlerin tiyatro akımlarını bilmelerinin önemli olduğunu vurguladı. Tiyatrocu olmak isteyenlerin kendilerini her alanda geliştirmelerinin önemli olduğunu belirten Demirel, bu anlamda kültür ve sanata dair çok sayıda alanda hizmet veren ESEV’in çok büyük bir fırsat olduğunu kaydetti. Demirel, “Sadece tiyatro akımlarını değil hayata dair her şeyi bilmeniz sizin tiyatro sanatçısı olmanız açısından ve sizi farklı kılması açısından çok önemli. Tiyatro yapacaksanız kendinizi geliştirin. Çok yönlü olduğunuz takdirde tam anlamıyla oyuncu olabilirsiniz ve böylece de her rolün altından rahatlıkla kalkabilirsiniz” şeklinde tiyatrocu olmak isteyen kursiyerlere tavsiyeler de verdi. Tiyatronun ana maddesinin diksiyon olduğunu ve bu alanda çok çalışılmasının önemli olduğunu ifade eden Demirel, “Sanatın siyaseti iletişimdir. İletişim için de diksiyon gerekir” diyerek kursiyerlerle birlikte uygulamalı olarak diksiyon üzerine çalışma yaptı. Düzgün bir diksiyonun dış görünüşten çok daha etkili ve önemli olduğunu söyleyen Demirel, rol aldığı televizyon dizileri ve canlandırdığı karakterler üzerinden örnekler vererek oyunculukla ilgili kursiyerlere bilgiler verdi. Demirel, söyleşi sonrasında tiyatro gönüllüsü ESEV’li kursiyerlerin tiyatroyla ilgili merak ettikleri soruları yanıtladı. Söyleşi, kursiyerlerin Demirel’e çiçek vermesinin ardından hatıra fotoğrafları çektirmeleriyle son buldu. 55 2012 25 MART ESEV ’DE 1 YIL NASIL GEÇTİ? ESEV TİYATRO GRUBUNDAN ÇANAKKALE GEÇİLMEZ Esenler’de 7’den 77’ye her yaştan insana hiçbir ücret almadan çeşitli kültürel ve sanatsal faaliyetlere katılma imkânı ESEV’in tiyatro öğrencileri “ÇANAKKALE GEÇİLMEZ” tiyatro oyunları ile büyük takdir topladılar. E SEV tiyatro bölümü öğrencileri, Tiyatro Hocası Ali Rıza Kara’nın gözetiminde 2 aylık bir çalışma sonunda “Çanakkale Geçilmez” adlı oyunu başarı ile sahnelediler. 27 kişiden oluşan tiyatro ekibi, Esenler Belediyesi Konferans Salonu’nda oynadıkları “Ça- 56 nakkale Geçilmez” ile usta tiyatro sanatçılarına taş çıkardılar. Zaman zaman duygulanan, zaman zaman da atalarının kahramanlıkları karşısında göğüsleri kabaran seyirciler, oyuncuların performanslarına da alkışlarla karşılık verdiler. Yaklaşık 1 saat süren, slayt ve görsellerle süslenmiş tiyatro gösterisi öncesinde, ESEV enstrüman öğretmenleri de mini bir konser verdi. “Mızıka çalındı düğün mü sandın?”, “Şu kışlanın kapısına” ve “Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı” türkülerini icra eden ESEV öğretmenlerinin konseri programa ayrı bir renk kattı. 2012 31 MART Cengiz Küçükayvaz ile GÜLMEYİ BİLMEK VE GÜLEBİLMEK Cengiz Küçükayvaz ESEV’de yaptığı söyleşide öğrencileri gülmekten kırdı geçirdi. “G üldürmek dünyanın en zor şeyidir. Çünkü insanları ağlatmak daha kolaydır” diyen Küçükayvaz, “Bu sebeple komedyenler fazla takdir görmez. Bu sebeple çekilen filmlerin, dizilerin yüzde 80’i drama, yüzde 20’si de komedi üzerinedir” dedi. Güncel yaşam içinde normal olan bazı şeylerin ekrana taşınmasıyla komedinin başladığını kaydeden Küçükayvaz, “Komedi, yaşamın içinde olan bir gerçektir. Komedi hayattan beslenir. Komedinin de çeşitleri vardır. Küçükler farklı, büyükler farklı şeylere gülebilirler” diye konuştu. Komedinin toplumsal bir yanının olduğunun altını çizen Küçükayvaz, “Tek başınıza izlediğiniz bir komedi filminden fazla bir keyif almayabilirsiniz. Birkaç arkadaşla birlikte izlediğiniz zaman daha çok zevk alırsın. Ancak dram böyle değildir. İnsanlar ağlarken başkalarının görmesini istemezler. Bu açıdan bakıldığında komedi toplumsaldır ve insanı yaşamın darboğazından, gerginliğinden kurtarır” dedi. leyicilerin sorularını da cevaplandırdı. Tiyatro oyunculuğunun zor olup olmadığının sorulması üzerine Küçükayvaz, “Tiyatro canlı performanstır. Her şey aynı olmasına rağmen bir sonraki oyun bir önceki oyunun aynısı değildir. Tiyatro yürek isteyen, çok zor bir meslektir. Tiyatro er meydanıdır” diye cevap verdi. En şizofrenik durum Bir tiyatro veya ses sanatçısının yakınının vefat ettiği durumda sahne alıp almamasının nasıl bir duygu olduğunun sorulması üzerine Cengiz Küçükayvaz şunları söyledi: “Çok sevdiği bir yakını vefat edip sahne alan sanatçı varsa bu şizofrenik bir durumdur. Böyle bir durum insanı allak bullak eder. En yakınını kaybeden insan akşam çıkıp insanları güldüremez. ‘Güldürüyoruz, eğlendiriyoruz, mesleğimiz bu’ diyorlarsa ya yalan söylüyorlar, ya da onlar dünyanın en şizofrenik insanlarıdır. Topluma mal olmuş sanatçının özel hayatı olmaz. Evinden çıktığı zaman özel hayatı bitmiştir” diye konuştu. ESEV öğrencilerini gülmek ve güldürmek konusunda tatlı bir dille bilgilendiren Küçükayvaz, yaptığı birBir kahkaha bir pirzola Eskilerin “Bir kahkaha, bir pirzola” benzetmesinin birinden güzel esprilerle dinleyicileri gülmekten kırdı yerinde olduğunu söyleyen ünlü sanatçı, “Gülmek geçirdi. çok güzel şeydir. İnsanı besler” dedikten sonra din- 57 2012 13 NİSAN ESEV ’DE 1 YIL NASIL GEÇTİ? BAB’AZİZ FİLMİ ÖZELİNDE SİNEMA, TASAVVUF, EDEBİYAT İLİŞKİSİ ESEV’in yedinci sanat sinema alanında da faaliyetler gerçekleştireceğinin habercisi sayılabilecek ilk film gösterimi ve söyleşi programı sinema severlerin yoğun ilgisiyle gerçekleştirildi. Bab’aziz filmi konu edildiği film gösterimi ve söyleşilerinin ilkinde edebiyatçı-yazar Esra Kartal konuk oldu. B ab’aziz, şair, yazar, ressam, yönetmen Nacer Klahmir’in üçlemesinin son filmi. Bir yolyolculuk hikayesi. Filmin ismi Türkçe’ye Baba Aziz diye çevrilse de aslında “aziz kapı” anlamına geliyor. Bab’aziz birçok festivalden hatırı sayılır ödül almış bir film… ESEV merkezinde gerçekleştirilen program film gösterimi ile başladı ve filmin hemen ardından film üzerine söyleşi programına geçildi. Filmi kısaca özetleyen Esra Kartal; filmin gerçek aş- 58 kın ebedi aşka dönüşmesi, gerçek sevgi, ölümün bir sondan ziyade bir başlangıç olduğu, insanları sevmenin inceliği, insan-ı kamil olmaya giden yol, cenneti ve sevgiliyi dünyada bulma gibi daha birçok konunun muazzam bir bütünlük içinde biraz da yönetmenin kendi yorumuyla harmanlandığı bir eser olduğunu söyledi. Ayrıca filmde Mevlana’dan, İbn-i Hazm’dan, İbn-i Arabi’den, İbn-i Farid’den alıntıların ustalıkla işlenmiş olduğunu ve olaylar arasında bir kopukluk bulmanın neredeyse mümkün olmadığına değinen Esra Kartal filmle ilgili değerlendirmelerine devam etti. Kartal, Bab’aziz filminin İslami bir film olmadığını, lakin yine de tekrar tekrar izlenilmesi gereken bir sufi öyküsü olduğunu, tasavvufa biraz daha farklı bir şekilde bakma açısından da izlenilmesi gereken bir film olacağını ifade etti. Bab’aziz filmi ekseninde gerçekleşen film gösterimi ve söyleşi programı katılımcıların soru ve görüşleri ile son buldu. 2012 28 NİSAN YAŞAR KURT İLE HİKAYELİ ŞARKILAR... 90’lı yılların protest rockçılarından Yaşar Kurt Esenler Sanat Evi (ESEV)’in düzenlediği söyleşide sevenleriyle bir araya geldi. E senler’de hizmete açıldığı günden bu yana müzik ile ilgili çok sayıda ünlü sanatçıyı ağırlayan Esenler Sanat Evi’nin (ESEV) bu haftaki konuğu Türk müziğinin sevilen sanatçılarından Yaşar Kurt oldu. Müzikle ilgili ESEV’li kursiyerlere tavsiyeler veren Yaşar Kurt, müziksiz bir hayatın düşünülemeyeceğini söyledi. 80’li yılların başında müziğe başladığını kaydeden Kurt, ozanları kendisine örnek aldığını ve Cem Karaca’yı çok sevdiğini belirtti. derek kaybolduğunu, kadim kültürlerin gelen baskıya karşı direndiğini söyledi. Kurtalan Ekspresi, Edip Akbayram, Moğollar, Vedat Sakman, İlhan Şeşen gibi müziğin duayenleri ile çalıştığını söyleyen ünlü müzisyen yeni müzisyenlerin eski değerlerden çok uzak kaldığını sözlerine ekledi. Etnik sazlara ve etnik müzisyenlere ilgisi olduğunu da belirten Yaşar Kurt yerel yöresel müziğin çok zengin bir kültür olduğunu ve 80 ihtilali ile bir karşı çıkış başladığını; gelinen noktada ise yeniden hak ettiği yeri kazanmaya başladığının altını çizdi. Johann Sebastian Bach Sivaslı Dünyaca ünlü Alman klasik müzik bestecisi Johann Sebastian Bach’ın aslında Sivaslı olduğunu da kaydeEnstrüman yok olacak Ozan mantığının günümüz dünyasında yok olmaya den ünlü sanatçı, Sivas’tan müthiş ozanların çıkmasıbaşladığını söyleyen ünlü müzisyen, yeni bir dünya nın tesadüfi olmadığını belirtti. Kürtçe şarkıların da kurulduğunu ve eski dünya olan Ortadoğu’nun yok seslendirildiği söyleşide kursiyerler Yaşar Kurt’a müedildiğini iddia ederek, “Dünya olarak bunun sancı- zik ile ilgili merak ettikleri her konuda sorular sorma sını çekiyoruz” dedi. Enstrüman aletlerinin giderek fırsatı da buldu. yok olacağını da belirten Kurt, akustik kaydın da gi- 59 2012 8 MAYIS ESEV ’DE 1 YIL NASIL GEÇTİ? İSTANBUL’UN SESİ ESENLERDE Klasik Türk müziğinin ünlü grubu İstanbul Sazendeleri, Esenler Belediyesi Kültür Merkezi’nde Esenlerli müzikseverlere unutulmaz bir konser verdi. İstanbul Sazendeleri, her eserde dinleyenlerini mest edip, başka alemlere götürdü. E senler Belediyesi’nin kültür-sanat etkinlikleri kapsamında gerçekleşen konser, İstanbul’un Sesi Esenler’de” sloganıyla duyuruldu. Konserde ünlü sazendeler Selim Güler, Yurdal Tokcan, Göksel Baktagir, Emrullah Şengüller, Baki Kemancı, Bülent Elmas ve Oray Yay Esenler halkı ile buluştu. 1999 yılında kurulan ve enstrümantal müziği geniş kitlelere ulaştırmayı amaçlayan topluluk, Esenler Belediyesi Kültür Merkezi’nde Esenlerli müzikseverlere unutamayacakları bir müzik ziyafeti sundu. Her biri kendi alanında sazının virtüözü olan topluluk, “Ayışığına Hislerim”, “Gönlümün Gülü”, “Irmaktan Toprağa” “Üsküdar’a Giderken Aldı da Bir Yağmur” 60 başta olmak üzere repertuarlarındaki birbirinden güzel eserlerle dinleyicilerin gönüllerine hitap etti. Geleneksel Türk Müziği’nin yaşatılması adına önemli çalışmalara imza atan İstanbul Sazendeleri, dinleyicilerinden bol bol alkış aldı. Seslendirdikleri eserler arasında dinleyicilerden sorular alan ve kısa söyleşilerle programlarına renk katan sanatçılara konser sonunda, (Esenler Sanat Evi) ESEV koordinatörü Mustafa Karademir tarafından teşekkür edilip birer çiçek takdim edildi. 61 2012 7-14-21-28 NİSAN 5-12 MAYIS ESEV ’DE 1 YIL NASIL GEÇTİ? ZEKİ BULDUK İLE EDEBİYAT ÜZERİNE Esenler Sanat Evi Mayıs ayının son programı- len ilk anlamıyla “deli” olmadığını belirtti. nı Edebiyatçı yazar Zeki Bulduk ile Müstesna Kitap ismi nasıl verildi sorusuna “ilk olarak kitabın ismi Merhamet’ti ama sonra kitabın ismini Müstesna Deliler albümü üzerine gerçekleştirdi. Güzeller Albümü olarak düşünülmesine rağmen son aşta edebiyat atölyesi öğrencileri olmak üzere olarak Müstesna Deliler Albümü olarak karar kıldık birçok öğrencinin ve esenler halkının da katıldığı dedi. Zeki Bulduk da biraz espri katarak söylemine “merhamet, merhamet dedim, ama merhamet etmesöyleşide yazar ve dinleyiciler hoş vakit geçirdi. Zeki Bulduk ilk olarak yazı serüveninin nasıl başla- diler” diye de ekledi. dığından bahsetti, Boynu bükük biri için yapamadığı Ardından Hilmi Oflaz, Ömer Muhtar gibi isimler şeyler Zeki Bulduk’a yazdırıyor, Müstesna Deliler Al- elbette aklımıza ilk gelen anlamıyla deli değillerdir diyen Bulduk, kendi dedelerimizin çok sıradan hayatbümü bunun en güzel örneği dedi. İnsanların ve hayatın içinde kendi varlık algılarıyla ya- larına rağmen 70 yaşındaki Ömer Muhtarın verdiği şayan bu müstesna delileri yazmaya çalıştığını yazdı. özgürlük mücadelesiyle delilik yaptığını ifade etti. Fakat kitapta yer alan isimlerin hepsi “deli” olmadığı- Zeki bulduk konuşmasına deli, meczup mecnun gibi nı belirten Bulduk, bunların içinden; Ömer Muhtar, ifadelerin anlamlarını açıklayarak devam ettikten sonİlhami Çiçek, Hilmi Oflaz gibi isimlerin aklımıza ge- ra izleyicilerin sorularıyla söyleşi son buldu. B 62 2012 12 MAYIS MELİHAT GÜLSES İLE BOLAHENK Zengin Türk Müziği repertuarıyla seslendirdiği ve büyük bir beğeni ile dinlenen Türk Sanat Müziği sanatçısı Melihat Gülses ESEV’de Esenlerlilerle buluştu. Gülses, Türk Sanat Müziği’nin Türk insanını yansıtan bir duruş, bir kültür olduğunu söyledi. H izmete açıldığı günden bu yana bir çok ünlü sanatçıyı misafir eden Esenler Sanat Evi (ESEV) bir ilke daha imza atarak, Türk Sanat Müziğinin sevilen seslerinden ve TRT İstanbul Radyosu sanatçısı olan Melihat Gülses’i Esenlerlilerle buluşturdu. Programa kanun sanatçısı ve Haliç Üniversitesi öğretim görevlisi Safinaz Rizeli ile katılan Gülses, müzik eğitiminin ailede başladığını, türü ne olursa olsun kaliteli müziğin çocukların yetişmesinde büyük rol oynadığını belirtti. Çocukları konserlere getirmekten çok, nerede olurlarsa olsunlar iyi müzik dinletmenin önemine dikkat çeken ünlü sanatçı, müziğin bir aşk olduğunu, insa- nın müzikle tanışmasının kulağa okunan ezan ile başladığını kaydetti. Sanat Müziğinin Türk insanını yansıtan bir duruş, bir kültür olduğunu da kaydeden Melihat Gülses, sanat müziğinin saray müziği olduğunu ancak, halkın bunu benimsemediği iddialarının asla doğru olmadığını belirtti. Türk müziği saray müziğidir Halkın olsun, ya da sarayın olsun Türk kültürürün çok değerli bir kültür olduğunun da altını çizen Gülses, “Müzikte ayrımcılık büyük hatadır. Çünkü müziğimiz kendi kimliğimizdir” diye konuştu. Genç müzisyen adaylarına da seslenen ünlü sanatçı, “Müzik bir gönül, bir sevgi işidir, siz bu işe gönlünüzü koymalı, donanımlı ve yeniliğe açık insanlar olarak hayatınızı sürdürmelisiniz” dedi. Gülses’in ağzından dökülen namelerle de çoşkulu anlar yaşayan Esenlerli vatandaşlar, program bitiminde hatıra fotoğrafları çektirdiler. 63 ESEV ’DE 1 YIL NASIL GEÇTİ? ve gezdik-gördük... ESEV’li öğrenciler, Hollanda Sanatının Altın Çağı’nı tüm ihtişamıyla gözler önüne seren “Rembrandt ve Çağdaşları” sergisini Sakıp Sabancı Müzesi’nde gezdi. Aynı zamanda yıl içerisinde İstanbul Modern Sanatlar Müzesi’ni de gezen resim atölyesi öğrencileri ESEV’le birlikte farklı dünyalara yelken açtı. Dijital Fotoğraf Atölyesi Hocası Eren Aktaş ve öğrencileri; Adalar, Kemerburgaz, Balat ve tarihi yarımada, Sarıyer Garipçe köyünde bol bol fotoğraf çekti. 64