www . rugbyturkiye . net
Transkript
www . rugbyturkiye . net
YIL: 3 SAYI: 47 RÖPORTAJ Alİ GÜLTİKEN KADIN GÖZÜYLE AYÇA ULUSOY EKSTREM SPORLAR DOSYASI BRİÇ . RUGBY TÜRKIYE STORE auto . Türkiye aylık otomobil ve yaşam dergisi yıl: 3 sayı: 38 m o c . e y i k r u t o t u a . w w w Röpörtaj DOLU DOLU 2013 Kadın Gözüyle Test Değişmeyen tercihiniz... FIAT DOBLO DACIA LODGY Okur Test VW POLO İMTİYAZ SAHİBİ MCM TURKUAZ A.Ş. GENEL YAYIN YÖNETMENİ Mazhar Mazlum mazhar.mazlum@rugbyturkiye.net mazhar@mcm-turkuaz.com EDİTÖR Ebru Şalva ebru.salva@rugbyturkiye.net ebru@mcm-turkuaz.com KÜNYE nazli.selin@rugbyturkiye.com YAYIN DANIŞMANI Ahmet Cirit YAYIN KURULU Oytun Çölok Gündüz Saka Dirim Selim Tan SANAT YÖNETMENİ Ayça Ulusoy ayca@mcm-turkuaz.com Fatoş Sezer REKLAM VE HALKA İLİŞKİLER Ebru Büşra Tunca ebrubusra@mcm-turkuaz.com BASIN VE MEDYA KOORDİNATÖRÜ Ünzile Dirican unzile@mcm-turkuaz.com HUKUK DANIŞMANI Av. Haluk Doğan WEB TASARIM Burak Özcan TASARIM MCM TURKUAZ Grafik Bölümü www.rugbyturkiye.net ragbi@rugbyturkiye.net . RUGBY TÜRKIYE Türkiye basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder. 8 Bakış - Mazhar Mazlum 10 Ragbi Haberleri - Onur Önal 11 IKU Trojans - Egemen Özkan 15 Kadıköy - Julien Treu 17 Kalkan Lykian - Keith White 23 Sevimli Dev - Sertaç Narbay 27 Aqua - Emin Erden 32 Female Sharks - Demet Yıldız 34 Kuşadası - Yunus Emre Bilgiç 37 Sevens Dosyası - Sinem Hocaoğlu 38 Spor Haberleri 40 Pota - Cem Şengezer 50 Kurumsal Bakış - Alper Gerdaneri 53 Ekstrem Sporlar - Hande Çobanoğlu 56 Röportaj - Ali Gültiken 65 Kadın Gözü - Ebru Şalva Devecioğlu 73 Hayallerim, Spor ve Ben - Haluk Gürel 77 Kişisel Gelişim - Gündüz Saka 78 Ajanda 82 Store 87 İÇİNDEKİLER HABER KOORDİNATÖRÜ Nazlı Selin Tan Jonglör - Oytun Çölok Ragbi Milli Takımları Antrenörü Engin Yüksel sayfa 11 . .. EDITOR Herkese keyifli, sağlıklı, istedikleri gibi bir 2014 diliyorum... Yıllar birer birer geçiyor, Rugby Türkiye'de dördüncü yılının içinde ilerliyor. Bu ay geçtiğimiz ay başladığımız, bir döneme damgasını vurmuş olan ünlü futbolcularımız ile olan röportajlar serimize devam ediyor ve Beşiktaş'ın unutulmaz forveti, beyefendi futbolcusu Ali Gültiken'i sayfalarımıza konuk ediyoruz. Kendisiyle de tıpkı geçtiğimiz ay Metin Tekin ile yaptığımız gibi keyifli ve içi dolu dolu bir sohbet gerçekleştiriyoruz. Futbol ile ilgilenin ilgilenmeyin sporla biraz ilgili iseniz bu röportajdan çok keyif alacaksınız. Sizi sayfalarımıza davet ediyoruz. Bu ay ragbi ile alakalı iki röportajımız var. Birincisi Türkiye'deki spor kulübü kadın başkanlarından biri olan ve adını Kişisel Gelişim Uzmanı olarak duyuran Ayça Ulusoy. Kendisi pek çok farklı alanda başarılara imza atmış ve şu anda İstanbul Anadolu Jimnastik ve Spor Kulübü'nün, dolayısıyla kulübün ragbi takımı olan Bosphorus Rugby'nin de başkanlığını yapmakta. Ayrıca Ayça Ulusoy dergimizin de sanat yönetmeni. Onunla yaptığı işlere, kendisine dair renkli bir röportaj gerçekleştiriyoruz. Özellikle de kendisini bugüne kadar tanıma fırsatını bulamamış okuyucularımızı Kadın Gözüyle köşemize bekliyoruz. Diğer konuğumuz ise Türkiye Ragbi Milli Takımları Teknik Direktörü Engin Yüksel. Kendisi ile Türk ragisi, milli takım ve başarıları üzerine güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Bol röportajlı bu sayımızda bir başka röportaj konuğumuz ise Galatasaray Kulübü Briç Takımı'ndan Mine Babaç. Bize briç sporunu ve elde ettikleri şampiyonlukları anlatan Mine Babaç'ı tanımaktan mutluluk duyacaksınız. Konuğumuz briç sporu ile ilgileniyor ya, ekstrem spor sayfaları da bu sayıda meraklısını briç sporu hakkında bilgilendiriyor. Bugüne kadar adını duymuş ama tam nasıl bir oyun olduğunu henüz öğrenmemiş herkesi Ekstrem Sporlar sayfalarına yönlendiriyoruz. Yazarlarımız sizin için yazmaya devam ediyorlar ve köşelerinde bu ay da sizleri bekliyorlar. Dergimize katkıda bulunan Füsun Ekicigil'e ve Ethem Adıyaman’a buradan sevgilerimizi gönderiyor ve sizi dergi ile başbaşa bırakıyoruz. Şubat'ta görüşmek üzere... EBRU ŞALVA DEVECİOĞLU editor@rugbyturkiye.net SEN DE TIKLA... FACEBOOK GRUBUNA ÜYE OL VE YENİLİKLERDEN HABERDAR OL! .. Oytun Çölok JONGLOR oytun.colok@rugbyturkiye.net B Bir süre önce Rugby Türkiye dergisindeki yazılarımı ve genel yayın yönetmenliği görevimi, Türkiye Ragbi Kulüpler Derneği, bilinen adı ile Türkiye Ragbi Kulüpler Birliği başkanlığı görevini üstlendiğim için bırakmıştım. Ama görünen o ki, Türkiye'de birlik olmak gerçekten çok zor… Havanda su dövmek... B eni hepiniz tanıyorsunuz. Ragbiye geç başlayan, oyuncu olarak kötü ama iyi bir hakem olmaya çabalayan (deneyim kazanmak benim için çok zor çünkü herhangi bir maçın yönetimi iki yıldır bana verilmemekte) ve artık iyi bir antrenör olmak için kolları sıvayan bir ragbi oyuncusu ve ragbiye gönül vermiş biriyim. Bu sporu daha da ileri götürebilmek ve daha hızlı tanıtımını sağlamak için tüm imkânlarımı ortaya koyup, aile şirketimi de arkama alarak; hiçbir maddi beklentimiz olmadan “Rugby Türkiye” dergisini çıkartmaya başladık. Bu dergi uzun yıllardır medya sektöründe olan şirketimizin çevresini de kullanarak, ragbiyi Türkiye'de çok daha hızlı tanınır hale getirecekti ve getirdi de. Bu ay ile birlikte 49 sayıdır, gönüllü yazarlarımız ile birlikte sizlerle olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Bu süreç devam ederken, 2013 kışında, ragbi camiasından bir grup arkadaşımız ile taşın altına eli- mizi koyarak Türkiye Ragbi Kulüpler Derneği'ni kurduk. Çok güzel bir hayal olarak başladı derneğimiz. Birçok amacı ve bunları gerçekleştirmek için planları vardı. Ama işte küçücük bir camia olan ragbi camiasındaki ego savaşları, “Star Wars” filmini aratmayacak bir şiddetle başladı. Alınganlıklar, kıskançlıklar, www.rugbyturkiye.net 8 rekabet ve daha birçok şey TRKB'nin ilk olağan genel kurulunu yapmasına bile engel oldu. Kısaca TRKB, havanda su dövmeye başladı. Ragbi gönüllüleri ve sevdalıları olarak bir araya gelip, sevdiğimiz bu sporu resmi kurumlar ile daha iyi bir yerlere getirmek varken, üye olan arkadaşları- mızın bile ilgilenmemesi dolayısıyla, TRKB'yi fesh etme kararı aldık. Tüm çalışma sürecimiz boyunca çabaları ve desteği için Egemen Özkan'a çok teşekkür ediyorum. Ayrıca ilk başlardaki yardımları ve destekleri için diğer iki üyemiz Serdar Çam ve Abdullah Güneş’e de teşekkürlerimi sunuyorum. Umarım ileride tüm ragbi camiası böyle bir derneğin ne kadar faydalı olacağını görebilir. Ben artık tüm enerjimi yine ragbiye olan sevdam ile dergim ve As başkanı ve antrenörü olduğum İstanbul Anadolu Jimnastik ve Spor Kulübü ile kulübün ragbi takımı olan Bosphorus Rugby için harcaya- cağım. Rugby Türkiye sayfaları ise ragbi sporunu geliştirmek isteyen herkese sonuna kadar açıktır. Saygılar ve sevgiler… www.rugbyturkiye.net 9 Mazhar mazlum BAKIS . G eçen gün Taksim de olan işim için deniz otobüsü ile Kabataş'a geçtim. Oradan finüküler ile yukarı çıkarım diye düşünmüştüm. Kabataş'a geldiğimde mevsim normallerinin üzerinde olan havanın da dolduruşuyla yürümeye karar verdim. İnşaatı büyük bir hızla devam eden Dolmabahçe Stadı’nın yanından yürümeye başladım. Ayaklarım yürümeme karşı durmaya çalışsa da beynim diren ve yürü dedi. Bende dinledim. Beynimin beni mazhar@mcm-turkuaz.com yönlendirmesine teşekkür ediyorum, harika bir yürüyüşün sonunda hedefime ulaştım. Düşünüyorum da kaçımız koyduğumuz hedeflere ulaşmak için çaba sarf ediyoruz. “Nereden çıktı” demeyin ama benim, bizim ekibin, ragbi sporuna gönül vermişlerin ve federasyonun hedefinin bu sporu geliştirmek ve geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak değil mi? Ama bakın hala ragbi sahalarımız, hala ant- renman sahalarımız, hala sporcu sağlığını düşünen beyinler yok... Ama halen ve inatla ragbi takımlarından uzak duran bir federasyon başkanımız, hala bu spora gönül verenleri uzaklaştırmaya çalışan federasyon kurullarımız ve de hala egolarından kurtulamayanların oluşturduğu bir camiamız var. Gelin uzuvlarımız karşı çıksa da bir araya gelerek bu sporu geliştirmek için el ele verelim. Bizler yani “Rugby Türkiye” ailesi, bu spordan nemalanmayı düşünmeden yola çıktık ve 47 aydır büyük bir bir özveri ile çalışmalarımıza devam ediyoruz ve edeceğiz. Ve de diyoruz ki bu spor hak ettiği yere gelene kadar, belki sizleri kızdıracağız. Bunun için şimdiden özür dileriz. www.rugbyturkiye.net 10 TÜRKİYE RAGBİ MİLLİ TAKIMLARI ANTRENÖRÜ ENGİN YÜKSEL www.rugbyturkiye.net 11 . . RAGBI HABERLERI T ONUR ÖNAL haber@rugbyturkiye.net Türkiye Ragbi Milli Takımı çok büyük bir başarıya imza atarak, namağlup olarak Avrupa Uluslar Kupası’nda bir üst gruba çıktı. Takım yolculuğuna Niall Doherty ile başlamıştı. Şimdi ise Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi ragbi antrenörlerinden biri olan Engin Yüksel milli takımların başına geçti. Yardımcı antrenör olarak milli takım macerasına başlayıp, teknik direktör olarak yoluna devam eden Engin Hoca ile milli takım ve Türk ragbisi üzerine güzel bir söyleşi gerçekleştirdik. RT: Klasik bir soru ile başlayalım. Engin Yüksel kimdir? EY: 1981 Karabük doğumluydum. Aslen Artvin'liyim. İlk, orta ve lise eğitimimi Karabük'de tamamladım. 8 yaşında futbol oynamaya başladım Karabükspor altyapısında… Daha sonra KTÜ İktisat Fakültesini kazandım. 1998 yılında üniversite için Trabzon'a gittim. Orada da İdman Ocağı Spor Kulübünde futbol oynadım. En son Karabükspor hazırlık kampında büyük bir sakatlık geçirdikten sonra futbolu bıraktım. Üniversiteye devam ettim ve mezun oldum. RT: Ragbi ile tanışman nasıl oldu? EY: Kuzenimle bir sabah kalktık, televizyonu açtık ve o sırada bir spor kanalı denk geldi. Sanırım dünya kupası maçıydı. All Blacks oynuyordu. Tabii o sıra sporun adını dahi bilmiyorduk ama kuzenimle Türkiye'de olsa oynardık şeklinde konuştuk kendi aramızda. Daha sonra kuzenim Türkiye'de ragbi olup olmadığını araştırdı. Ottamans, Bakırköy ve Kadıköy kulüpleri olduğunu öğrendik. Biz de bir takım kurduk ve oynamaya başladık. Hatta o sene lig kuruldu. RT: Yıllardır Samsun'da ragbi oynuyorsunuz. Samsun halkının ragbiye olan yaklaşımları nasıl? EY: İlk senelerde adını bile zor telaffuz ettikleri spora biraz biraz alıştı Samsun halkı. En azından bir aşinalık sağladık Samsun'da. RT: İlk antrenörlük deneyiminiz ve milli takım macerası ne zaman ve nasıl başladı? EY: Aslında ragbi oynarken de takımı çalıştırıyor- dum ama tam olarak antrenör olmam 2012'de Antalya'da yapılan kadın Sevens turnuvasında TRF Başkanı Sayın Şahin Kömürcü'nün milli takım yardımcı antrenörlüğünü teklif etmesiyle başladı. Daha sonrada o sırada baş antrenör olan Sayın Niall Doherty'nin “Seçim yapmak zorundasın. Eğer antrenör olmak istiyorsan artık oynamamalısın” demesi üzerine tamamen antrenörlüğe yöneldim. Turnuva sonrası Türkiye Kadın Ragbi Milli Takaım kadrosunu seçerek bir kamp yaptık. Daha sonra geniş bir erkek union kadrosu seçilerek Antalya'da Slovakya ve Estonya test maçları için hazırlık kampı yapıldı ve tam anlamıyla milli takım macerası başladı benim için. RT: Niall Doherty'nin antrenörlük deneyimi size neler kattı? EY: Kesinlikle çok fazla şey öğrendim. Kadro seçmekten, takım kurmaya, taktik geliştirmekten takımını tanıyıp, ona göre bir idman programı uygulamaya kadar çok şey öğrendim. Bunlar sayesinde de ilk defa geçen sene lig şampiyonu olduk. Kadın takımıyla namağlup serimizi devam ettirdik, milli takımla da Slovakya'da namağlup olarak ENC'de bir üst gruba çıktık. RT: Türkiye Ragbi Milli Takımlarının başında olmak nasıl bir duygu? EY: Tarif edilemeyecek derecede gurur ve mutluluk verici bir duygu. Burada anlatmak çok zor... Gerçekten yaşamak gerekir. İlk ragbi oynamaya başladığımda ragbide böyle bir konuma geleceğim hiç aklıma gelmemişti fakat antrenör olduktan sonra en büyük hayalimdi milli takım antrenörü olmak. www.rugbyturkiye.net 12 RT: Böyle büyük bir sorumluluğu almak sizde neleri değiştirdi? EY: Değiştirmekten ziyade daha dikkat etmem gereken şeyler oldu. Sonuçta sorumluluğum arttı. Bunun da hakkını vermek için hem kendimi geliştirmek hem de Türkiye'de ragbiyi ilerletmek için bazı yeni misyon ve vizyonlar edindim. RT: Milli takım oyuncularını neye göre ve nasıl seçiyorsun? EY: Kadro seçmek çok farklı bir durum... Hazır ve iyi oyuncuları seçmek zorundasınız. Bu da takip ve iletişim gerektirir. Daha önceki kamp ve maçları da baz alarak bir sonra ki maçın kadrosu oluşturulur. Ben kadro seçerken en iyi 22'yi değil, en uyumlu pozisyonlarında en iyi olanları, hazır durumda olanları ve birkaç pozisyon birden oynayabilen oyuncuları tercih ediyorum. İyi ve hazır bir 15'in arkasında, yeri geldiği zaman oyuna girip skor değişebilecek bir de 7 yedek seçiyorum. RT: Niall Doherty'nin sözleşmesi bittikten sonra, sizin teknik adam olmanız birçok eleştiriyi de beraberinde getirdi. Fakat takım olarak alınan galibiyetlerden sonra sizin de en az Niall Doherty kadar milli takımı düzgün idare edebileceğiniz anlaşıldı. Bu kişisel yeteneklerinizden dolayı mı yoksa öğrendiklerinizden dolayı mı gerçekleşti? EY: Bu başarıyı tek bir nedene bağlamak mümkün değil. Saydığınız bütün nedenlerin yanında, oyuncularımızın milli takım bilincine varmaları, Başkanımız sayın Şahin Kömürcü başta olmak üzere bütün federasyon çalışanlarının eksiksiz emekleri bize bu başarıyı getirdi. Tabii ki Niall Doherty'den çok şey öğrendim ve bir kemik kadro oluşturduk milli takımda. Bende öğrendiklerim ve düşündüğüm bazı değişiklikleri yaparak bir üst gruba yükseldik. RT: Milli takım kadrosu neden çoğunluğu yurtdışında yaşayan Türk ragbi oyuncuların- dan oluşuyor? EY: Aslında orana baktığımızda 15 yurtdışından 9 Türkiye'den oyuncu çağırıldı Slovakya'daki turnuvaya. Amacım homojen bir dağılım yapmak değildi. Yurtdışından oyuncu tercih etmemin nedeni Türkiye'deki oyuncuların kötü değil, deneyimsiz olmaları ve bu turnuva öncesinde hiç maç yapmamış olmalarıydı. Ama yine de hazır olduğunu düşündüğüm ve milli takıma fayda sağlayacak oyuncular çağırdım Türkiye'den. RT: Sadece Türkiye'de yaşayan oyunculardan oluşan bir milli takım, mili başarılar elde edebilir mi? EY: Dürüst cevap vermem gerekirse elde edebiliriz ama bunun için biraz zamana ihtiyacımız var. Türkiye'de ki oyuncuların kendini yetiştirmesi gerekiyor. Bunun için sadece bana veya federasyona değil kulüplere ve oyunculara da bir sorumluluk düşüyor. RT: Gördüğümüz kadarıyla milli takıma Niall Doherty'den daha fazla Türkiye'de yaşayan ragbi oyuncularını dâhil ettiniz. Bunun sebebi sürenin az olması mı, yurtdışındaki oyuncuların sizi ve/veya TRF'yi protestoları mı, yoksa sizin Türkiye'de arkadaşlarınıza bağlılığınız mı? EY: Ben milli takımın başına getirildim. Benden önce Niall Doherty vardı. Kısacası bu milli takım kimsenin takımı değil. Biz Türkiye'yi temsil ediyoruz. Yurtdışından gelen oyuncuların federasyona protestosu gibi bir durum yoktur. Seçim sırasında özellikle İngiltere'de oynayan 2 oyuncum sakatlık nedeniyle katılamadılar ve ben de Türkiye'de ki oyunculara şans vermek istedim ve bu kararımda da oyunlarıyla beni desteklediler. RT: Geçen senelerdeki dedikodular baz alınarak, TRF size oyuncu seçimlerinde müdahil oldu mu? EY: Soruda da dediğiniz gibi dedikodular... Hazır yeri gelmişken ben bir rahatsızlığımdan bahsetmek isterim. Türkiye'deki ragbi camiası çok küçük ve maalesef bir dayanışma yerine herkes kirli bilgilerle, dedikodularla insanların aklını karıştırıyor. Ragbi gelişimi için sahada uğraşmak yerine, dışarıda dedikodu yapmayı tercih ediyorlar. Benim bildiğim ragbi 80 dakika süreyle sahada oynanır, dedikodu yaparak değil. Milli takımda bayrağımızı, ülkemizi temsil edecek karakter ve oyun düzeyinde herkes takıma çağırılabilir. Milli takım kulüp takımı değildir. Kısacası sorunun cevabı hayır. RT: Teknik adam olarak milli takımla ilk antrenmanınız nasıl geçti ve oyuncuların size tepkileri nasıldı? EY: Kadroda beraber ragbiye başladığım, ragbi oywww.rugbyturkiye.net 13 narken rakibim olan, yardımcı antrenörken tanıştığım oyuncular var. Benim amacım takımımla yeri geldiğinde arkadaş, yeri geldiğinde de oyuncu-antrenör saygısını koruyan bir yapıyı oturtmak. Bunu da Slovakya'da ilk günden itibaren oturtmaya başladık. Antrenmanlar yoğun ve etkili geçti. Oyuncuların tepkileri ise sonuçtan da ve birlik beraberliğimizden de belli olacağı gibi gayet iyiydi. RT: Kendinize göre bir oyun planınız var mı yoksa Niall Doherty'nin tarzını mı devam ettiriyorsunuz? EY: Tabiî ki de bir oyun planım var ve bu planı 2. Lig mücadelesine kadar da geliştirmeye devam ediyorum. Fakat Slovakya'da zamanımız kısa olduğu için, eski oyun planını temel alarak bazı değişiklikler yaptım ve bu da kendi oyun planımı takımın uygulayabilirliği açısından iyi bir tecrübe oldu. Sonuç olarak daha farklı bir oyun planı ile oynayacağız. RT: Teknik adam olarak başında olduğun Türk Milli Takımı'nın oynadığı son 2 maçta ve galibiyetlerde neler hissettin? EY: Büyük bir mutluluk ve gurur… Başka bir şey söylemeye gerek yok. RT: Türkiye'yi bir üst turda kimler ve neler bekliyor? EY: Avusturya, Bosna Hersek, Norveç, Yunanistan ve Türkiye 2. lig D grubunda mücadele edecek. Diğer 4 ülke yıllardan beri aynı grupta ve birbirleriyle oynadıkları için deneyimleri var. Fakat bizi izleyen ve diğer ülkeleri bilen kişilere göre şansımız yüksek. Çünkü biz genç ve dinamik bir takımız. RT: Olimpiyat macerasına açıklık getirebilir misiniz? Gerçekten Türk Milli Takımının 2016'da Rio olimpiyatlarına gitmesinin yolu açık mı? EY: Burada biraz bakış açısı devreye giriyor. Olimpiyatlar için ülkelerin kota maçlarından önce bazı kalifikasyon maçları oynayıp, yeterlilik göstermesi gerekmekte. Biz ENC3'de namağlup şampiyon olarak, bu yolda iyi bir başlangıç yaptık. Sevens mücadelelerinde iyi sonuçlar elde edebilirsek ki hedefim şampiyonluktur, olimpiyat kota maçları için hak kazanır ve hak edersek katılırız. Burada bunun çok iyi anlaşılması gerekmektedir ki ragbi diğer takım sporları gibi bir kategorilendirmeye sahip değildir. Bu yüzden önce kalifikasyon sağlamamız gerekmektedir. Bunu da iyi bir şekilde devam ettiriyoruz. RT: Milli takım için yeni oyuncuları nasıl seçmeyi planlıyorsunuz? EY: Araştırmalarım hali hazırda devam etmekte. Yurtdışından oyuncularla irtibata geçiyorum ve zamanı gelince de onları izleyeceğim. Türkiye'de ise lig maçlarını izleyerek ve diğer takım idmanlarına katılarak seçimimi tamamlayacağım. RT: Çok tartışılan teknik kurul kararlarının altında imzanız var. Bu kararlar hakkında neler diyeceksiniz? EY: Türkiye'de birçok kulüp var ve bu kulüplerle hem mücadele edip hem de izliyoruz ama ne yazıktır ki bazı kulüpler kendilerini geliştirmek için uğraşmamakta, aksine farklı olgularla ragbiye zarar vermektedir. Benim isteğim kulüplerin artık profesyonelleşmesi ve bazı kararlar altında bunu sağlamasıdır. Bu aldığımız kararlar zaten hazırda FIRA'nın maç prosedürünü de içermektedir. Bunu oturtmaya çalışıyoruz. Kısacası balık istemek yerine tutmayı öğrenmeliyiz. RT: Türkiye ragbisi için neler yapmayı planlıyorsunuz? EY: Çok fazla şey düşünüyorum ve bunları da federasyonumuzla gerçekleştireceğiz. Şu an planlamalar ve çalışmalar devam etmekte ama önceliğim altyapı niteliğinde genç ragbisini geliştirmek. RT: Kurulan yeni takımları çalıştırmayı düşü-nüyor musunuz? EY: Daha öncede soruldu “neden bizi çalıştırmaya gelmiyorsunuz” diye. Fakat unutulmamalıdır ki ben federasyona bağlıyım. Kendi isteğime göre hareket edemem. Bu yüzden kim talep eder, federasyona başvurursa, emin olunsun ki çalıştırmak için orada olacağım. Bunu geçen sene sadece Manisa Celal Bayar Üniversitesi gençlerinin kurduğu takım talep etti. Yani talep olduğu sürece resmi olarak gider çalıştırırım. RT: Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkürler. Milli takıma ve size başarılar diliyoruz. www.rugbyturkiye.net 14 IKU TROJANS EGEMEN ÖZKAN egemen.ozkan@rugbyturkiye.net B Bu ayki yazımı Kültür Üniversitesi ve İzmir hakkında yazmayı düşündüm. Herkesin bildiği gibi bu sene Kültür Koleji TRF ligine katılamadı. B u sırada da USF (Üniversite Sporları Federasyonu) Sevens turnuvaları başladı. Bu gelişmelerden ötürü yapılan görüşmeler sonrası, Kültür Üniversitesi'nin sadece sevens takımına odaklanması, ulusal ve uluslararası katılmaya hakkı olan her sevens müsabakalarında mücadele etmesine karar verildi. Böylece Türkiye'nin ilk, sadece sevens odaklı takımı kurulmuş oldu. Takımın, iyi bir sevens takımı olması şu an için çok uzak görünse de, sadece sevensa yönelik antren- man yapacağından hızla kendini geliştirecektir. Bu gelişimin hızlı olması ve takımı üst seviyelere çıkarmak için yeni oluşumla birlikte yeni yaptırımlara da karar verildi. Konu ile ilgili gerekli hazırlıklar yapılmakta... Takım çalışmalarının sonuçlarını İstanbul Sevens Tur- nuvası'nda gösterecektir. Bir haber de İzmir'de ragbiseverlerden geldi. İzmir’li bir grup ragbici Rugby League'e heves salmış ve çok beğenmişler. Şu an kendi aralarında oynasalar da, bu ragbi oyun çeşidinin de yakında yeni takımları www.rugbyturkiye.net 15 olacaktır. Rugby League hakkında bilgi almak isteyenler http://www.rlif.com/'dan detaylı öğrenebilirler. Ülkemizde ragbi henüz böyle bir çeşitlilik için uygun seviyede değil. Ama engelleyende yok. Kim hangi oyun tarzını seviyor ise onu oynayabilir. TRF'nin yapacak daha çok görevi olduğundan ve bu çeşitlenmeyi kaldıracak yapıda olmamasından dolayı Rugby League'in federasyonca işleme alınıp, uygulanması şu an mümkün gözükmüyor. Ancak özel turnuvalar düzenlenip diğer ragbi takımlarının katılımı (isteyen el- bette olacaktır) ile İstanbul Sevens tarzı bir turnuvanın TRF liglerinde mücadele eden takımlara şimdiolması çok sevindirici olacaktır. Benim tek istediğim den 2. yarı için başarılar diliyorum. buna ön ayak olan kişilerin, ilgilerini ve isteklerini kayBir dahaki sayıda görüşmek üzere... betmeden bu yolda ilerlemeleridir. Bu oyun tarzının merkez üssüde İzmir olur. Neden olmasın? www.rugbyturkiye.net 16 .. Julıen treu KADIKOY Ö Öncelikle hepinize yeni yılda sağlık ve mutluluk dilerim! Tüm Türk ragbi kulüplerinin de uzun ömürlü olmasını dilerim. Rugby Yasası ve Değerleri... T ürkiye'de ragbi çok yeni… Üstelik genç oyuncuların hocaları da sporda çok yeni olan diğer oyuncular… Bu yüzden de Ragbi Akademileri’nde öğrenecekleri şu kuraldan bir haber yaşıyorlar: “Tüm gerçek oyuncular Yasa'ya göre yetiştirilir.” Yasa bir dizi yazılı olmayan kuraldan oluşur. Saygı, sport- menlik ve fair play'e dayanır. Yasa, sporun her aşamasında kendini hissettirir. Ve ragbiyi barbarca bir etkinlik olmaktan uzaklaştırır. Bu yazısız kuralların yazılma vakti artık gelmiştir. Eski bir deyiş şöyle der: ”Futbol, serseriler tarafından oynanan, beyefendi bir spordur. Ragbi ise beyefendilerin oynadığı serseri bir oyunu- dur.” Söylemeye çalıştığım şey şu ki, bu sporu diğerlerinden ayıran çok sert olması, tekmelerin havada uçuşması ya da çelmeler değildir. Spora gönül vermiş erkek, kadın ve çocukların birlikte ortaya koyduğu tavırdır. Burada söylemek istediğim, rakibinize karşı yu- muşak olmanız değil. Ancak tüm sert anlarda bile Yasa'ya uygun olmanız. Bugünlerde, bu gelenekleri yaşatmamız daha da önem taşıyor. Ragbi ülkemizde giderek popülerleşiyor ve pek çok insan ragbinin ne olduğunu bilmeden oynamaya başlıyor. Burada iş bize düşüyor. Ragbi camiası olarak insanları bilgilendirmeli www.rugbyturkiye.net 17 ve sporumuzun sadece sertlik ve kavgadan ibaret olmadığını anlatmalıyız. Ragbinin sosyal sınıf, para veya eğitiminizle ilgisi yoktur. Pek çok büyük oyuncu ve seyirci limitli imkanları olan kişilerdi… Ancak spora onurlu ve insancıl ruhunu kazandırdılar. Spor geçmişinizde neler yaşadı- nız bilemiyorum ancak ragbiye geldiğinizde, bunları kapıda bırakmalısınız. Bırakın oyununuz konuşsun. Ve herkese hak ettiği saygıyı duyun. Oyuncular İçin Ragbi Yasası: 1) Rakip oyunculara ve seyircilerine saygı duyun. 2) Rakip takımın sizle aynı numarayı giyen oyun- cusuyla maçtan sonra el sıkışın. Her ne kadar maç boyunca size tekmeledilerse de… 3) Hakemi alkışlayın. İyi veya kötü bir maç yönetmiş olabilir. Güzel bir gününü 30 kızgın adamı kontrol ederek harcadığı için ona teşekkür edin. Sonuçta elinden gelenin en iyisini yapıyor. Yaptıkları iş için çok az para alıyorlar. Hatta çoğu kez gönüllü çalışıyorlar. Para veremiyorsak da hepimiz teşekkür edebiliriz. 4) Rakibinizi kulubünüzde ağırlayın. Eğer tur veya dostluk maçı ise kendi kulüplerine götürebilecekleri bir şey hediye edin. Eğer onları rahat hissettirmezseniz neden bir daha gelsinler? Bir düşünün. www.rugbyturkiye.net 18 5) Küfretmeyin. Tükürmeyin. Bağırmayın. Hakeme artistlik yapmayın. Bunlara ragbide yer yoktur. Ve bunları yapan oyuncular takımdan uzaklaştırılmalı veya atılmalıdır. 6) Kaybettiğinizde ağlamayın. Rol yapmayın. Hakemi kandırmaya yönelik hareketler yapmayın. Sizler çocuk değilsiniz. Yetişkin olun. 7) Her zaman sizden daha güçlü, daha iyi birisi olacaktır. Önemli olan en iyi olmak değil ancak kazan- sanız da kaybetseniz de takdir etmektir. 8) Ne kadar iyi olduğunuzu düşünürseniz düşünün, her zaman bir takım olduğunuzu hatırlayın. Ve arkadaşlarınıza saygı duymazsanız kaybeden siz olursunuz. Ragbi bir takım oyunudur ve bireysel süper starlar için değildir. 9) Maç sonunda oluşturulacak olan tünelin ragbi geleneklerinden biri olduğunu unutmayın. Seyirciler İçin Ragbi Yasası: 1) Rakip seyircilere saygı duyun. Ragbi gibi Dünya çapında bir spor hala belli bir millete ait değil ve her ülkeden taraftarı var. Tüm ragbi hayatım boyunca seyircilerin kavga ettiğini hiç görmedim ve bunun böyle devam etmesini dilerim. Böyle bir şey görürsek buna karşı olmalıyız. 2) Rakip oyuncuları yuhlamayın. Bu ne yazık ki çok yaygın ancak durdurmalıyız. Tabi ki karşı takımın kaçırmasını istersiniz ancak oyunculara biraz saygı gösterin. Eğer yuhlayan bir çocuk görürseniz ona şimdi değil deyin. Rakibe karşı ne kadar kızgın olursanız olun, onlara karşı tribün marşı ve toplu küfürden sakının. Siz kendi takımınıza bakın. 3) Kazanan takımı tebrik edin. Ve siz kazandığınızda da tebrikleri kabul edin. www.rugbyturkiye.net 19 F First of all I wish you all an healthy and happy new year 2014 to you and your families and a long life to all the clubs involve in Turkish Rugby. Rugby code and value... B ecause a lot of the players in Turkey are new to the sport or have been thaught rugby by new players they are not aware about the rugby code you will learn in rugby academies: "All true rugby players are suppose to be educated in the 'Code'": A set of, unwritten rules born of respect, sportsmanship and fair play. Rules that govern every facet of the sport and stop it from descending into a barbaric endeavor. It's time those rules are written! As the old saying goes "Football is a gentleman's game, played by thugs... Rugby is a thugs game, played by gentlemen". The point I am trying to make is that what truly sets this sport apart is not in the tackle, run or kick but in the collective attitudes of every man, woman and child involved. I am not saying you shouldn't hit hard and enjoy some good banter; rather that, behind all of those things should be The Rugby Code. We need to keep these traditions alive now more than ever. With the rising popularity of our sport, people are flooding into the game without ever having been taught what rugby is all about. We as a rugby community need to inform them and make sure this game doesn't slide down the slippery slope so many other games have. Remember this is not about class, wealth or social background. Some of the greatest players and supporters have come from the most humble www.rugbyturkiye.net 20 backgrounds and have gone on to represent the game with true honour and humility. Whatever your sporting background you need to leave your problems at the door, let your play do the talking and pay everyone involved the respect they deserve. Rugby code for players: 1) Respect - Pay the opposition players and their fans the highest courtesy and kindness. 2) Shake hands with your opposite number after the game (despite the shooing they gave you). What happened on the pitch stays on the pitch. 3) Clap the ref; whether he's had a dire game or not. Thank him for taking the time out to spend a cold wet day trying to control 30 furious men. Lets not make it a thankless task, after all he's doing his best. They get paid very little for doing it so this really is the least we can do (even if he had a terrible game). 4) Make the opposition welcome in your clubhouse, if it's a tour/friendly then offer them something to take back to their clubhouse. Remember if you don't make them welcome then why would they bother coming again?! 5) Never swear/spit/shout/gang-up-on the ref. It has no place in the sport and anyone who does so should be sent off and dropped from the team. www.rugbyturkiye.net 21 6) Don't dive/pretend you're injured/cry when you lose You're not a child, deal with it like an adult. 7) There is always someone bigger, stronger and faster than you out there, show some grace in the wins AND the losses or you'll end up being taught it! 8) No matter how good you think you are always remember you are part of a team and if you don't keep the respect of your teammates you'll get hurt. This is the ultimate team sport and not a place for individual superstars. 9) Make sure you do the corridor at the end of the match as this is part of the traditions of this sport. Rugby code for The Fans: 1) Respect your opposing supporters it's truly amazing that a sport as large and universal as rugby still maintains a mixed and non segregated crowd of fans - long may this continue. In all my time watching rugby I have never seen supporters fighting, should this ever happen we need to stand up to them and make sure they don't destroy our family sport! 2) DO NOT boo opposition kickers this has crept into the game and should be stopped. Of course we can will them to miss but show the player the respect they deserve and let them kick the ball in peace. If you see a young kid booing tell him it's not on. 3) No matter how much you dislike the opposition team don't chant and swear at them, concentrate on your own team. 4) Congratulate the team who wins and try your best to graciously accept their congratulations when your team wins. www.rugbyturkiye.net 22 KALKAN LYKIAN Keıth whıte keith.white@rugbyturkiye.net H Hepinizin yeni yılını kutlarım! 2014'ten neler bekleyebiliriz? Hepimiz kendimiz ve ailemiz için huzur ve mutluluk istiyoruz. Peki çok sevdiğimiz ragbi için nasıl bir yıl olmasını istiyoruz? Umut etmekten fazlasını yapabiliriz... T ürk milli takımı hepimiz için gurur kaynağı… Slovakya'da kazandığı zaferler ve ENC’de bir üst gruba çıkması hepimizi çok sevindirdi. Milli takımın başarısı, gençlerin ülkeleri için milli takımda oynama hayallerinin güçlenmesini sağlıyor. Kulüpler Ragbi- si ise bu motivasyonla hareket eden gençleri spora kazandırıyor. Türk ragbisinin gelişimi için ragbi sporu ülke çapında iyi tanıtılmalıdır. Ragbi oynayanların sayısını arttırmak, Türk Ragbisi ve milli takım oyuncularının gelişimine katkıda bulunacaktır. Tabii söylemenin yapmaktan çok daha kolay olduğunu biliyorum. Ragbinin gelişmesi için gereken çalışmalar zamana ve paraya ihtiyaç duyar. Acaba 2014'te oyunumuza daha fazla para gelecek mi? Olimpiyat- lara sadece iki yıl var ve artık olimpiyatlarda sevens maçları da oynanacak. Ragbinin bir olimpiyat sporu olması sponsorların ilgisini çekecektir. Ve 2016 için olmasa dahi sonraki Olimpiyatlar için destek bulunabilir. Olimpiyatların yeri ayrı ancak ragbi'nin göz be- www.rugbyturkiye.net 23 beği Ragbi Dünya Kupası'dır. 1987'de ilk kez yapıldı. Ve şimdi dünya'nın en büyük 3’üncü spor etkinliği… IRB üyesi olan 124 milli takım yer alıyor. Ragbi Dünya Kupasın'da yer alan Uruguay, İspanya ve Gürcistan, Türk milli takımı için nereye gidilebileceği konusunda çok güzel örnekler… Türkiye bu ülkelerden de daha iyi bir konuma gelmelidir. Şu an da uyuyan bir dev olan Türkiye için zaman uyanma zamanı! 2015'te İngiltere'de yapılacak Dünya Kupası'na katılarak, kendimizi tüm Dünya'ya gösterebiliriz. Kaş, Kalkan'daki kulubümüz Kalkan Lykian RFC sayesinde duymaya alıştığımız bir söz var: “Ragbi mi? lansın! Eğer yok ise ragbi camiası ve bunun etrafındaki Türkler ragbi oynamaz”. Ancak yine de benim 2014 işletmeler hep birlikte bir plan yapın! için dileğim, Türk Ragbisinin gelişimini konuşuyor ol2014'te umut etmekten çok daha fazlasını yamak ve uluslararası alanda başarılı ve zirvedeki yerini pabiliriz. Hep birlikte bunu gerçekleştirelim. almış bir Türkiye görmek. Eğer böyle bir plan varsa lütfen herkese açık- www.rugbyturkiye.net 24 H Happy New Year to you all! With 2014 now upon us, what can we expect from the coming year? We all want peace and happiness for us and our loved ones but as rugby followers what should we hope and dream for in our 'beloved' sport? Can we do more than hope? T he Turkish National team continues to make us all proud. Winning in Slovakia to gain promotion to EC2 is a fantastic achievement. The national team is the pinnacle to which we must always give support. The aspirations of thousands of young people is to play for their country; club rugby is the tool to get these young people involved with our game. For Turkey to continue its development the game in Turkey must be promoted throughout the country. Increasing the playing participation in the game will undoubtedly benefit not only the game as a whole but also benefit the national team. It is easier said than done? Time and money is the bone of contention for all rugby development throughout the world. Can 2014 see additional monies coming into our game? The Olympics are only 2 years away, surely this fantastic sporting event, now including rugby 7's, can attract specific sponsorship to develop rugby players, if not for www.rugbyturkiye.net 25 2016 but for future Olympic events? The Olympics are wonderful but the ultimate for any rugby playing nation is to qualify in the Rugby World Cup. Since the founding of this tournament in 1987, it is now the 3rd largest sporting event in the world; we see 124 countries playing rugby, members of the IRB (International Rugby Board). Countries such as Uruguay, Spain and Georgia have all taken part in the RWC final games. These countries are a wonderful example on what can be achieved. Turkey can and should surpass the magnificent feats of these countries. Turkey could be viewed as a 'sleeping giant'. This 'giant' can be woken! 2014, leading to the RWC in England is a time for 'our' country to become better known in the rugby world at large! Here in South West Turkey, with the founding of Kalkan Lykian RFC, it is common to hear from local people 'rugby, no one plays that in Turkey'. So my hopes for 2014? To see a 'national plan for rugby development' not only within Turkey but also to show the world that Turkey is here and determined to reach the higher table of rugby nations. If this plan exists then make people aware of it and if there isn't then a collective group, including rugby people and interested businesses create one! We can do more than hope for better things in 2014 together we can make it happen! www.rugbyturkiye.net 26 . . SEVIMLI DEV SERTAÇ NARBAY sertac.narbay@rugbyturkiye.net Y Yeni yılın ilk yazısında yine beraberiz. Yeni yılın hepimize sağlık ve mutluluk getirmesini dilerim. Arşive bir baktım da 2012'den beri bu sayfalarda sizlerle fikirlerimi paylaşma fırsatı buluyormuşum. Sabrınıza teşekkür etme gereği duymamı gerektirecek kadar zaman geçmiş aradan. Yeni yılda da dilimin döndüğünce sizlerle burada fikir alışverişinde bulunmaya çalışacağım. L igimiz iki buçuk ay kadar sürecek bir tatile girdi. Takımlarımız da bu dönemi hazırlık yaparak değerlendirmeye çalışıyorlar. Bu yıl ligde mücadele daha çetin oluyor. Bu nedenle bu arayı iyi değerlendirmek tüm takımlar için oldukça önemli. Tabii aynı şey sporun alt yapısından ve gelişimden sorumlu tüm kurumlar için geçerli. Bu ara, benim söylemekten yorulduğum, ama gördüğüm veya haberdar olduğum kadarı ile henüz olumlu yönde bir adımın atılmadığı ligin toplam ragbi kural bilgisinin arttırılması konusunun ele alınması için de iyi bir fırsat. Takımlarımızın kendi imkanları ile çektikleri maç görüntüleri ile, yurt dışında oynanan maçların görüntüleri kullanılarak kurallar ve hatalar konu- sunda takımlara eğitim vermek için harika bir zaman. Biraz patavatsızca olsa da yazmadan edemeyeceğim oyunun genelinde tüm takımlarımızın ve hatta hakemlerimizin belki en başta da benim ruck ve offside kuralları konusunda eksiklerimiz var. Tabii bunu okuyan çoğu kişi bu yazdığımı üzerine alınmayacaktır, ama ne yazık ki durum bu... Bunun nedeni de hepimi- zin iyi niyetle ve kendi çabalarıyla ragbiyi öğrenmek durumunda kalması. Aslında bunda bir yanlışlık yok! Ama kendi çabalarımızla toparladığımız bu bilgilere yönelik periyodik olarak ortak bilgilendirme seminerleri düzenlemez, yanlış öğrendiklerimizin yerine de doğruları koymak için fırsat bulamazsak yanlışlar geometrik olarak artarak sporun gelişiminin önünü tıkayawww.rugbyturkiye.net 27 caktır. Aynı durum yeni değişen scrum kuralları için de geçerli. Oyunun zaten komplike ve yorucu olan bu kısmı yeni kurallarla daha da zor bir hale geldi. Bu uygulamanın öncelikli amacı forvet packlerinin ön tamponu olan biz front row oyuncularının sakatlanmasını engellemek. Ama her kural gibi iyi anlaşılıp doğru uygulan- madığı takdirde, bu kuralların da etkili olamayacağı aşikar. Oysa yukarıda bahsettiğim konular oyunun bir anlamda kökünde yer alan unsurlar. Bizler bu konuları kırk yama usulüyle öğrenmeye ve uygulamaya devam ettiğimiz sürece, bu köklerden sağlıklı bir ragbi ağacının beslenmesini beklememiz mantıksız olacaktır. Peki, bu konuda ne yapılabilir? Takımlarımızın maksimum katılım sağlayabileceği tarihler tespit edilerek, Avrupa'da ya da Güney Yarım Kürede profesyonel olarak maç yöneten IRB hakemlerinin içeriğini belirleyeceği, özellikle oyunun temel parçalarına yoğunlaşan periyodik seminerler düzenlenebilir. Burada “periyodik” derken ayda bir gibi bir zamandan bahsetmiyorum elbette ama yılda iki kez böyle bir seminer yapı- larak tüm bilgiler taze tutulabilir. Tabii bu hakemlerin buraya hiç para harcamadan getirilip, bizlerin evlerinde misafir edilmesi gibi bir ihtimalin hayalperestlik sınırlarını zorluyor olması akla bir soru getiriyor. Federasyonunun ödeneksizlikten şiddetle yakındığı ragbi sporu böyle bir işe nasıl kaynak bulur? Ülkemizde “rating” almayan hiçbir sporun www.rugbyturkiye.net 28 doğru dürüst sponsorlar bulma şansı olmadığı aşikar. Ancak ragbi dünyada yüksek ivmeyle yaygınlaşan bir spor ve izleyicisi de oldukça fazla. Doğru sunulursa, özellikle dünya çapında ragbi kulüplerine ve/veya takımlarına reklam veren çok uluslu şirketlerin ülkemizdeki temsilciliklerinin bu tür etkinliklere sponsor olabileceğini düşünüyorum. Üstelik bu tür bir organizasyo- na spor kanalları da destek verebilir. Bu seminerler kaydedilerek takımlara görselleri verilebilir. Böylece seminerlere katılamayan oyunculara ve yeni başlayanlara da faydalı kaynak sağlanmış olur. Bu kolay bir iş midir? Elbette değil! Yapılamaz mı? Bence doğru pazarlama stratejisiyle bu seminerler ve çok daha fazlası yapılabilir. Bunun için gereken, or- tak fayda sağlayacak benzer konularda tüm camianın bir araya gelerek güç birliği yapmasıdır. Böyle önemli projeler olduğunda bireysel ve kurumsal anlaşmazlıkların bir kenara bırakılması ve akıl birliği içinde hareket edilmesi gerekir. İş hayatında yukarıda bahsettiğimden çok daha afaki faydalar öneren projeler doğru stratejilerle firmalara satılıyor. Bunu sağlayan ise iletişim ve popülarite. Tüm camianın ortak hareket ederek ragbinin popülaritesinin artması için bir yol planı oluşturması gerekiyor. İnternetin bazı konuları çok kolaylaştırdığı bir çağda yaşıyoruz. Artık bilinir olmanın tek yolu beyaz cama çıkmak değil. Doğru kullanılırsa internet hem www.rugbyturkiye.net 29 görsel hem yazılı olarak inanılmaz bir güç ve maliyeti de etkisine oranla yok denecek kadar az. Hem kulüplerimizin hem de Federasyonun bu mecrayı sonuna kadar ve verimli bir şekilde kullanıyor olması çok ama çok önemli. Bu şekilde popülariteyi arttırabilirsek kaynaklarımız da hızla artacaktır. Bu şekilde yukarıda örnek verdiğim seminerler ve çok daha fazlasını elde et- mek mümkün olacaktır. “Peki bu anlattığın masal güzel de gerçekte durumumuz nedir?” dediğinizi duyuyorum; ben de olsam öyle derdim. Takımlarımızın kendi imkanları ile bu yolda çaba sarf ettiklerini biliyorum. Ayrıca zaten tüm masraflarını kendisi karşılayan ve zamanlarını bu spora ayıran bizlerin yaptıkları az da çok da olsa takdir edilmeli. Ancak Federasyonumuzun bu konuda takımlarımızın bile gerisinde olması düşündürücü. Bu konuda ragbi için büyük özveri ile çalışan federasyonumuza olan saygımın sınırlarını aşmadan bir şeyler yazabilmem ne yazıkki imkansız. O nedenle, diğer ülke federasyonlarının internet üzerinde yaptıkları çalışmalarla bizim federasyonumuzun yaptıklarını karşılaştırın di- yerek yorumu sizlere bırakıyorum. Umarım en kısa zamanda bu önemli konu ele alınır. Sporun yaygınlaştırılması için çok önemli olan bu konuda yapılacak her çalışmayı sonuna kadar desteklememiz gerektiğine inanıyorum. Altı Uluslar Kupası yaklaşırken Galler geçen yıl ki başarısını tekrar etmek için hazırlanıyor. Galler Ragwww.rugbyturkiye.net 30 bi Birliği kupa öncesinde Koç Warren Gatland ile 2007 yılında 2011 yılında bitmek üzere imzaladığı ve 2010'da 2015 yılına uzattığı sözleşmeyi yeniledi. Bu yeni sözleşme 2019 yılında dünya kupasından sonra bitecek. Bu durumda Gatland Galler takımıyla üç dünya kupasında görev almış olacak. Galler Ragbi Birliği CEO'su Roger Lewis kararı açıklarken Warren Gat- land'ın performansından memnun olduklarını, yakaladıkları başarının devam etmesi ve 2015 Dünya Kupasına hazırlanırken Gatland'ın aklının sözleşme konuları ile meşgul olmaması için sözleşmeyi uzatma kararı aldıklarını söyledi. Gatland'ın şu anda takımın grafiğini yükselten çalışma sisteminin dört yıl daha sürmesini bu anlaşma ile garanti aldıklarını söyleyen Lewis, ba- şarılarının da artarak sürmesini beklediklerini ifade etti. Dove Men serisinde 9 numarada forma şansı bulan Rhodri Williams, formanın gelmesinin kendisi için de sürpriz olduğunu, elinde tutmak için de elinden geleni yapacağını söyledi. Scarlets'ın 20 yaşındaki başarılı Scrum Halfı milli forma şansı bulmaktan dolayı mutlu olduğunu belirtti. Son zamanlardaki başarılı performansının karşılık bulmasının sevindirici olduğunu belirtten Williams, şu anda öncelikle Munster yenilgisi sonrası 7. sıraya gerileyen Scarlets için gereğini yapacağını ve yeni fırsatları bekleyeceğini söyledi. Bu aylık da bu kadar, gelecek sayıda görüşmek üzere. www.rugbyturkiye.net 31 EMİN ERDEN AQUA emin.erden@rugbyturkiye.net M Merhaba sevgili okurlar... Aralık ayında Sevens ile dolu bir ay geçirdik. Samsun'da ve Edirne'de yapılan Üniversiteler Sevens Müsabakaları oldukça renkli geçti. niversiteler Federasyonu ragbi branşını ilk defa organize ettiğinden dolayı müsabakaların az olması ve 3 güne yayılması nedeniyle sporcular Edirne ve Samsun'da epey gezme fırsatı buldu. Daha önceden birinci ve ikinci takımların final grubunda bir araya getirileceğini bildiren Üniversiteler Federasyo- Ü nu’nun gündeminde gruplarını ilk üçüncü sırada bitiren takımları da final grubuna almak var. Eğer bu sonuçlanırsa Anadolu Üniversitesi ve İstanbul Kültür Üniversitesi de final grubunda yer alacak. Tabii bu Sevens Projesi Spor Bakanlığı’nın projesi olduğundan Üniversiteler Federasyonu kendi başına karar veremiyor. Aldığım bilgi bu kararın Mart ayında federasyon yetkilileri ve bakanlık yetkilileri ile yapılacak toplantı sonunda belli olacağı. Burada takımların isimlerinin benim için bir önemi olmadığından şunu diyebilirim ki; madem bir iş yapılıyor kuralına göre yapılmalı, bu kadar az maçın ol- duğu bir turnuva ne izleyenleri ne de oynayan oyuncuları tatmin eder. Final adı taşıyan bir sevens turnuvası’nı da bir günde bitirmeyeceklerine göre 4 takımın katıldığı bir turnuva kimseye zevk vermeyecektir. Akıllıca bir karar alacaklarını umarım. Bu arada Samsun grubunda ki maçları yöneten www.rugbyturkiye.net 32 Güven TAŞOĞLU'na da değinmeden geçemeyeceğim. Kendisini o kadar çok geliştirmiş ki hatalarını minimuma indirmiş. Bir hakemin sıfır hatayla görev almasını kimse beklememeli tabii ki ama neredeyse sıfır hatayla maçları yönetti. Tartışmalı kararlara imza atmadı. Uzun süredir liglerde görev alan gördüğüm hakemler arasında tartışmasız en iyi görev yapan hakemdi. Anadolu Üniversitesi’nden Federasyona, Taşoğlu adına teşekkür yazısı yazdırmıştım; ama buradan kendisini gösterdiği performanstan dolayı tebrik ederim. Ayrıca gruplarında ilk sırada yer alan 19 Mayıs Üniversitesi ve Koç Üniversitesi sporcularını kutlarım. Bu ay Eskişehir'de yapılan başka bir etkinlikten bahsedeceğim size gerek ulusal, gerekse yerel basın- da epeyce yer alan “Ragbiciler Çıplak Koşuyorlar NE- linklerin üzerine tıklayabilirsiniz. DEN” ismiyle yayınlanan videolar oldukça dikkat çekti. Koşunun neden yapıldığını herkes merak ediyor. Bu- www.youtube.com/watch?v=dOSY65low5k nunla ilgili basit fikirler üreten arkadaşlar var. Fakat tahmin edilesi zor fikirler altında yapılan bir etkinliktir www.youtube.com/watch?v=5NxYdYB4D7Y bu. İlerleyen günlerde yapılacak diğer etkinliklerde de bunun nedeni açıklanacaktır. Videoları izlemek için www.rugbyturkiye.net 33 FEMALE SHARKS Demet Yıldız demet.yildiz@rugbyturkiye.net M Merhaba Sevgili Ragbi Severler… Bu ay yazımıza ragbi ile ilgili güzel gelişmelerle başlamak istiyorum. Konumuz geçtiğimiz ay gerçekleşen Üniversiteler Ragbi Şampiyonası ve yapılması plânlanan fakat ertelenen, tam olarak yapılıp yapılmayacağını bile bilmediğimiz Kadınlar Üniversiteler Ragbi Şampiyonası… A ldığım duyumlara göre Mayıs ayında gerçekleştirilmesi planlanıyor ve büyük ihtimalle çoğu üniversitenin final tarihine denk gelecek. Peki, izinlerin geçersiz olduğu final sınavına girecek olan ya da hazırlanan öğrencilerimiz düşünülüyor mu? Gelelim iki etap olarak gerçekleşen bir Sevens şampiyonasına… Adı ÜNİLİG; biri öğleden önce, diğeri ise öğleden sonra gerçekleşen iki maç ve koskoca 3 güne sığdırılan bir şampiyona… Sığdırılmadı aslında, iki gruba ayrıldı! Zaten bir avuç olan takımlar iki farklı şehirde iki grup oluşturdu. Grup- lardan biri Samsun'daydı ki adı kırmızı gruptu; diğeri ise Edirne'deydi ve adı mavi gruptu. Peki, gerek var mıydı iki gruba ayrılıp, zaten 14 dakika oynanan maçtan sonra bir diğer maçı izlemek için saatlerce beklemeye? İki güne 11-12 maç sığdırılan Kadınlar Ragbi Şampiyonası gibi yapılamaz mıydı? Acaba fikstürü hazırlayıp iki gruba ayıranlar ragbi hakkında ne biliyorlardı ve yeterli miydi? Ne kadar araştırılma yapılmıştı ragbi ile ilgili? Belli ki bilgileri yeterli değildi. Yoksa neden sevens maçında iki etap ve sonrasında bir de final etapı yani 3 etapta bir şampiyon belirlensin? Bu sorulardan sonra gele- www.rugbyturkiye.net 34 lim iki grupta yarışanlara ve maç sonuçlarına… A Grubu, nam-ı diğer Mavi Grup... Grup maçları Edirne Trakya Üniversitesi Ayşe Kadın Sahası’nda yapıldı. Bu grupta 6 takım yer aldı, bunlar: Koç Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Trakya Üniversitesi, Celal Bayar Üniversitesi, İstanbul Üniver- sitesi ve İstanbul Kültür Üniversitesi… Gruptan çıkan iki takımdan biri bütün maçlarını galibiyetle sonlandıran ve birinci olan Koç Üniversitesi, bir diğeri ise, karşılaşmada grubun güçlü ismine yenilerek turnuvayı ikinci olarak tamamlayan ev sahibi Trakya Üniversitesi. Diğer takımlardan İstanbul Kültür Üniversitesi üçüncü, İstanbul Üniversitesi dördüncü, Celal Bayar Üniversitesi besinci ve son olarak da Kocaeli Üniversitesi altıncı tamamladı. B Grubu nam-ı diğer Kırmızı Grup… Bu grubun maçları Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi Çim Sahasında gerçekleşti. Bu grup da diğer gruptan bir eksikti, yani beş takım yarıştı. Bu takımlar, Anadolu Üniversitesi, Osmangazi Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve ev sahibi Ondokuz Mayıs Üniversitesiydi. Grubu yenilgisiz olarak tamamlayan erkekler birinci liginin de güçlü is- www.rugbyturkiye.net 35 mi 2012-2013 sezonunun şampiyonu 19 Mayıs Üniversitesi oldu. Ardından güçlü rakibine yenilen Orta Doğu Teknik üniversitesi ikinci olarak gruptan çıktı. Diğer takımlar ise, Anadolu Üniversitesi üçüncü, Maltepe Üniversitesi dördüncü ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi beşinci tamamladı. Final Etabını sabırsızlıkla bekliyoruz… 2014 Yılının Herkese Sağlık, Başarı ve Mutluluk getirmesi dileğiyle… Şubat sayımızda görüş- mek üzere… www.rugbyturkiye.net 36 KUSADASI . YUNUS EMRE BİLGİÇ yunusemre@rugbyturkiye.net H Merhaba ragbi severler... Lig başlıyor dedik, başladı ama kendimizi bir maç yapıp uzun bir tatile çıkmış gibi hissediyoruz. Diğer takımlara olan uzaklığımızdan dolayı da sık sık hazırlık maçları yapamıyoruz. Umarım önümüzdeki yıllarda daha çok takım katılır ve ligimiz daha uzun soluklu olur. K eşke takımlarımızın daha çok maddi imkanı olsa da sık sık turnuvalar düzenleyip, daha çok maç yapıp, diğer arkadaşlarla kaynaşsak. Bilgilerimizi, tecrübelerimizi paylaşsak... Umarım ligimiz bundan sonraki yıllarda çok daha kaliteli olur. Federasyondan bir ricam var: Hakemlik ve antrenörlük kurslarını daha çok ve ragbi kulüplerinin olduğu her yerde yapılsın! Bunu söylüyorum, çünkü ragbiye gönül vermiş bir çok öğrenci arkadaşın gerek sınavlardan dolayı, gerekse derslerinden dolayı il dı- şındaki kurslara katılımda bulunamıyorlar bunu göz açıklama yapmak istemiyorum. Umarım en kısa zaönüne alarak bu rica mı değerlendirmelerini istiyorum. manda neticelendiririz ve sizlerle de paylaşırım. Sizlere geçen ay bir süprizim olduğunu ve bu ay Gelecek sayıda görüşmek üzere... açıklayacağımı söylemiştim. Üzülerek söylüyorum ki daha düşünce aşamasını geçemedik. O yüzden bir www.rugbyturkiye.net 37 SEVENS DOSYASI SİNEM HOCAOĞLU ragbi@rugbyturkiye.net Y Yeni sayımızda yine dünyadan sevens turnuvası haberleriyle karşınızdayız. Geçen sayımızda HSBC Dünya Sevens Serisi’nden derlediğim Gold Coast ve Dubai Sevens turnuvalarına yer vermiştim. Yine bu serinin devamı Güney Afrika Sevens ile devam ediyoruz… Keyifle okumanız dileğiyle… Güney Afrika Sevens G üney Afrika'da turnuva, Nelson Mandela'yı ve yaşamını anma ritüelleri ile başladı. Ragbiye olan katkılarından ötürü ismini verdikleri statta turnuvanın ilk günü üzüntü, saygı ve gurur duygularının karışımı hakimdi. Turnuva, 16 takım ve tüm izleyicilerin Nelson Mandela anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Turnuvanın ikinci günü Mandela'nın ilham kaynağı ile Güney Afrika takımı favori gösterilen Yeni Zelanda takımını 3 puanla yenerek şampiyon oldu. Yarı finalde Yeni Zelanda, Samoa'yı 19-5 skorla yendikten sonra 14 puanla Tomasi Cama'nın turnuva oyuncusu seçildi. Diğer taraftan ev sahibi Güney Afrika, Kyle Brown, Cecil Afrika, Sampie Mastri- et, Kwagga Smith ve Justin Geduld trylarıyla 31- 0 ile Arjantin takımını yenerek finale çıktı. Güney Afrika, öncesinde Portekiz takımını 450 skorla yenerek yarı finale çıktı. Diğer taraftan Yeni Zelanda takımı 19-0 puanla Kenya'yı yenerek yarı finale geldi. Yarı final maçlarında kaybeden Samoa ve Arjantin takımları oynadıkları maçta Samoa maçın galibi olurken turnuvada 3.sırayı alırken, toplam seride 7. sıraya yerleşti. Ben Ryan'ın takım kaptanlığında Fiji takımı, Fransız takımı yenerek Plate'in sahibi oldu. Julien Candelon, Fransız takım için yaptığı 2 try yeterli olmayınca, takım 45-19 skorla Fiji'ye mağlup oldu. Avusturalya takımından Shannon Walker'ın www.rugbyturkiye.net 38 turnuvadaki 7. ve 8. tryları İngiltere'ye 28- 19 skorla mağlup olmalarını engelleyemedi. Diğer taraftan bu galibiyet İngiltere takımına Bowl'u getirmiş oldu. 2013- 2014 HSBC Dünya Sevens Serisi'nin ilk ve ikinci ayağında 3. ve 4. sıralara yerleşen İngiltere takımı için bu turnuva hayal kırıklığı oldu. Bu turnuvadan, İngiltere, İskoç ve Amerikan takımları ile yap- tığı maçları kazanarak 8 puanla ayrıldı. Avusturalya takımı, Galler takımını 33-21 skorla yenerek finale çıktı. Öncesinde çeyrek finalde Zimbabwe takımını 38- 5 skorla yenmişti. İskoç takımı, Lee Jones ve Scott Riddell'in tryları ile Kanada takımını 19-12 skorla mağlup ederek Shield'ın sahibi oldu. Turnuva sonunda aldıkları şampiyonluk sonunda Güney Afrika takım kaptanı Kyle Brown duyguları bu cümlelerle ifade etti: “Tüm haftasonunu bizim için kelimelerle ifade edebilmek çok zor. Turnuvanın her iki günü de çok iyi oynamayı başardık. Geçen sene süreklilik sağlama konusunda sıkıntılarımız vardı. Bu konunun özellikle üzerinde durduk. Bu stadda oynamak bizi çok duygulandırdı bu sefer. Şu anda bu dünyadaki en iyi duygu bence.” Gelecek sayımızda görüşmek üzere… Hoşçakalın… www.rugbyturkiye.net 39 SPOR AKUT fırtına gibi esti... A KUT Kar Sporları Ankara Şubesi, 2014 Ankara Kayak ve Snowboard İl Birinciliği Yarışları'nda Fırtına gibi esti. Erciyes Kayak Merkezi'nde yapılan Ankara Kayak ve Snowboard İl Birinciliği Ya- rışlarında, AKUT Ankara takımı 9 sporcusu ile 17 madalya kazandı. MedicalPark/VBG Denizcilik sponsorluğunda yarışan AKUT Kar Sporları Takımı, Ankara Şubesi, 9- 10 Ocak 2014 tarihlerinde, çift inişli GS disiplini şeklinde, Erciyes Kayak Merkezi'nde yapılan, Ankara İl Birinciliği Yarışlarını, muhteşem bir performans ile tamamladı. AKUT Ankara takımı 9 sporcusu ile, 2 gün süren yarışlarda, 17 madalya kazandı. AKUT Ankara Takımından Kaan AYTEKİN, 9 Ocak günü, Kaan ŞAMGUL de 10 Ocak günü pist rekorunu yaptılar. www.rugbyturkiye.net 40 Dünya koşamayanlar için koşacak... 5 kıtadaki 35 ülkede, 37 farklı lokasyonda aynı anda gerçekleştirilecek, gelmiş geçmiş en büyük koşu etkinliklerinden "Wings For Life World Run", İstanbul'da yapılan basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı. Toplantıya dünyaca ünlü atlet Colin Jackson da katıldı. 35 ülkede 37 farklı lokasyonda aynı anda gerçekleştirilecek ve Alanya'da 4 Mayıs'ta yapılacak olan etkinliğin tanıtıldığı toplantıda, Wings for Life Vakfı CEO'su Anita Gerhardter, yarışın Uluslararası Sportif Direktörü Colin Jackson, Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar, yarışın Türkiye Sportif Direktörü Salih Münir Yaraş ve Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Genel Başkan Yardımcısı Semra Çetinkaya'nın yanı sıra etkinliğin destekçilerinden oyuncu Burcu Kara, radyo ve televizyon programcısı Ceyhun Yılmaz ve milli sporcu Ahmet Arslan yer aldı. Colin Jacjson "Tüm dünyada aynı anda başlayacak olan bir yarış fikri beni çok heyecanlandır-dı. Ama asıl önemlisi bunun hangi amaç için yapılacağıydı. İlk duyduğumda bunu bir an önce hayata geçirmeliyiz diye düşündüm. Bir finiş çizgisi olmayacak. Daha önce yapılmamış bir şeyi yapacak olmanın heyecanını yaşıyorum. Umuyorum bu etkinlik amacına ulaşır. Çok zor bir işin altına girdiğimizin farkındayız. Ama çok özel bir ekibimiz var onlar sayesinde bu işi en iyi şekilde başarabileceğimiz düşünüyorum. Kim kazanır bilemiyorum. Umuyorum ki kazanan Wings For Life Vakfı olur" dedi. www.rugbyturkiye.net 41 Olimpiyatlara katılan ilk Türk kadın sporculardan olan arkeolog Halet Çambel 98 yaşında hayatını kaybetti. T ürk arkeolojisinin duayen ismi Prof. Dr. Halet Çambel, 98 yaşında hayatını kaybetti. Halet Çambel, sadece arkeoloji alanında değil, sporda da Türkiye'nin öncü kadınlarındandı. Çambel, 20 yaşında bir arkeoloji öğrencisi aynı zamanda bir kadın sporcu olarak, bir başka kadın sporcumuz Suat Fetgeri Aşeni Tarı ile Türkiye'yi eskrim dalında temsil etmişti. Olimpiyatlara katılan ilk Türk kadın sporcu olan Çambel, eskirime nasıl başladığını ise şöyle aktarıyordu “1. Dünya Harbi çocuğuyken çok zayıftım. Ben de okulda spor yaparak kendimi güçlendirmeye karar verdim. Okuduğum Almanca kitaplarda "Şövalyeler dönemi" beni etkiledi. eskrime bu nedenle başladım. Hocam 'Nadosky' adında Beyaz Rus subaydı.” Çambel, Hitit hiyerogliflerinin çözümünde kilit öneme sahip, Karatepe kazılarında önemli rol oynamıştı. Ünlü arkeolog, buradaki kazılarda çıkan eserler için bölgede bir müze kurulmasına da öncülük etti. www.rugbyturkiye.net 42 Kızak dalında bir ilk! talya'da yapılan paralel dünya kupasında national cup kızak yarışlarında milli sporcu İsa Güzeloğlu Türkiye'ye ilk dünya üçüncülüğünü kazandırdı. İtalya'nın Seiser Alm bölgesinde yapılan dünya kupası paralel kızak 2. ayak yarışlarında İsa Güze- İ loğlu, naturel kayakta bronz madalya kazanarak bir ilke imza attı. 10 ülkeden toplam 16 sporcunun katıldığı yarışlarda kızakçılar paralel dizayn edilmiş 2 pistte birbirlerine karşı eleme usulü mücadele ettiler. Finişe geç ulaşanın elendiği yarışlar sonunda yarı finale 2 Türk sporcu, İsa Güzeloğlu ve Muham- met Sait Özcan kaldı. Muhammet Sait Özcan yarı finalde İtalyan Stefan Federer'e, İsa Güzeloğlu'da Florıan Glatzl'a geçilince sporcularımız üçüncülük yarışında karşı karşıya geldi. Bronz madalya mücadelesinde Muhammet Sait Özcan'ı geride bırakan İsa Güzeloğlu, ülkemize kızak dalında dünya kupası madalyası kazandıran ilk sporcu olarak kayıtlara geçti. Diğer milli sporcularımızdan Coskun Ercoşkun ise yarışı 6. sırada tamamladı. Yarışta birinciliği ise Avusturyalı Florian Glatzl aldı. www.rugbyturkiye.net 43 Şampiyon dopingli çıktı... 1 7 Kasım'da koşulan 35. Vodafone İstanbul Maratonunu erkeklerde Kenya asıllı Fransız Abraham Kiprotich kazanmıştı. Ancak Kiprotich'e yapılan doping testinin "A" numunesinin pozitif çıktı- ğı açıklandı. Kiprotich bu sonuç üzerine B numunesinin de teste tabi tutulmasını istedi. Eğer Kiprotich'in B numunesi de pozitif çıkarsa Vodafone İstanbul Marato- nu şampiyonluğu ve bunun yanı sıra aldığı 50 bin dolarlık para ödülü elinden alınacak. Şampiyon unvanı ve 50 bin dolarlık para ödülü yarışı 2. sırada bitiren Etiyopyalı Siraj Gena'ya ve- rilecek. www.rugbyturkiye.net 44 Atatürk Koşusu'nda zafer Mehmet Çağlayan'ın... M ustafa Kemal Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 94. Yıl dönümü nedeniyle düzenlenen Büyük Atatürk Koşusu, bu yıl 78. kez koşuldu. Koşuyu, erkeklerde Mehmet Çağlayan, kadınlarda ise Tsenca Ttsehynesh kazandı. 78'incisi düzenlenen Büyük Atatürk Koşusu Ankara'da koşuldu. 10 bin 800 metrelik koşuya, 496 erkek ve 84 bayan sporcu katıldı. Erkeklerde biriniciliği 29.10'luk derecesiyle Mehmet Çağlayan elde etti. Çağlayan'ın ardından ikinciliği Etiyopyalı Ketoma Amensisa Tadesa üçüncülüğü ise vatandaşı Fetena Alemu Regasa elde etti. Kadınlarda Azeri Tsenca Tsehynesh'in 33.18 derecesiyle birinci bitirdiği yarışta, Burcu Büyükbezgin 33.31'lik derecesiyle ikinci, Sevilay Eytemiş de 33.44'lük derecesiyle üçüncü sırada yer aldı. www.rugbyturkiye.net 45 Türkiye'de beden eğitimi değişiyor... S porla ilgili eğitim veren bölümler ve yükseköğretim kurumlarından 6 tanesinin fakülteleşmek için Yükseköğretim Kurulu'na (YÖK) yaptığı başvuru kabul edildi. Hacettepe Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Uşak Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, 19 Mayıs Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesi'nin spor bölümleri, Spor Bilimleri Fakültesi adı altında çalışmalarına devam edecek. Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Haydar Demirel, yaptığı açıklamada, spor bölümlerinin fakülte olmasının Türk sporunun gelişmesine büyük katkı sağlayacağını söyledi. Eskiden beri gelen "beden eğitimi" algısının dünyada çoktan değiştiğini, Türkiye'nin de artık buna ayak uydurması gerektiğini vurgulayan Demirel, şöyle devam etti: "Üniversitelerin spor eğitimi veren bölümlerine eskiden beri hep beden eğitimi öğretmeni yetiştiren bölümler olarak bakılır. Almanya'nın Nazi döneminden, İsveç cimnastik geleneğinden gelen bir süreçten bahsediyorum. Beden eğitimi dendiğinde akla okullardaki düzen alıştırmaları, bedenin iyi gelişmesi, disiplin edilmesi gelir. Artık durum değişti. İşin içine spor bilimleri girdi. Egzersiz fizyolojisinden biyomekaniğe, motor kontrolden egzersiz biyokimyasına kadar birçok alandan faydalanılmaya başlandı. Antrenman prensipleri değişti. Hücresel mekanizmalar aydınlatılmaya başlandı." Spor fizyolojisinin insanın uç sınırlarını zorlayan bir disiplin olduğunu anlatan Demirel, "Spor fizyolojisi zamanla, zaten var olan fizyolojinin bile bilmediği şeyleri ortaya çıkarmaya başladı. İnsanın, en uç noktalarda ne gibi tepkiler verdiğini öğrenmeye başladık. O kadar çok çalışma, araştırma ve seminer yapıldı ki o kadar çok dergi çıkarılmaya başlandı ki bunun artık beden eğitimi kavramına sığması zaten mümkün değildi. Artık egzersizin vücutta, hücrede, molekülde yarattığı değişiklikler, uzaya çıkan astronotların kas atrofisinin nasıl önleneceği gibi konular araştırılıyor, yazılıyor, tartışılıyor" diye konuştu. Spor bilimleri alanının, gittikçe büyüdüğünü ve kendi alt alanlarını oluşturmaya başladığını kaydeden Demirel, alanın fizyolojiye, biyomekaniğe katkıda bulunur hale geldiğini kaydetti. "Fakülteleşme süreci, spor bilimleri algısının, olimpiyatlara aday olan, olimpik sporcu yetiştirme yolunda adımlar atan Türkiye'de de benimsenmeye başladığı anlamına geliyor" diyen Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu gerçekten önemli bir gelişme. Artık daha özgür bir şekilde kadrolaşma, yapılan yatırımların artması, lisansüstü programların, araştırmaların, ekip ve eleman sayısının çoğalması, alana daha ciddi ve saygın bir gözle bakılması gibi konularda daha etkin olacağız. Türkiye'de artık sadece beden eğitimi öğretmeni değil, spor adamı, spor bilimcileri yetiştirilecek. Bu da olimpik başarının artmasını sağlayacak." Demirel, spor bilimleri fakültelerinin bundan böyle beden eğitimi öğretmeni yetiştirmekle kalmayacağını, konusunda uzman, bilgili, sürekli araştıran, kendini geliştiren, spor adamları ve eğitmenleri çıkarma yolunda adımlar atacağını kaydetti. www.rugbyturkiye.net 46 Güreşte DEPREM! 20 sporcuya ceza... Y ağlı güreşte 18'i yasaklı madde kullanmaktan, ikisi ise numune vermekten kaçmak suçundan 20 sporcuya 15'er ay müsabakalardan men cezası verildiği öğrenildi. Alınan bilgiye göre, numunelerinde yasaklı maddeye rastlanan 18 sporcu ile numune vermekten kaçtıkları için Disiplin Kurulu'na sevk edilen iki sporcuya 2 yıl men cezası verildi. Disiplin Kurulu, sporcuların cezalarını daha önce bu tür bir olaya karışmadıkları için 15 aya indirdi. Güreş Federasyonu Başkanı Hamza Yerlikaya, yaptığı açıklamada, yağlı güreşte doping konusunun uzun zamandır gündemde olduğunu ifade ederek, "Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın politikası doğrultusunda ve Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) kuralları çerçevesinde 'dopinge sıfır tolerans' parolasını uygulamaya devam edeceğiz" dedi. Ceza alan sporcular Numune vermekten kaçtıkları için ceza alan Mustafa Güngör ile Mustafa Ölmez'in yanı sıra yasaklı madde kullandıkları gerekçesiyle ceza alan sporcuların isimleri şöyle: Ali Gürbüz, Serhat Gökmen, Ahmet Serbest, Bekir Seçim, Sermest Bulut, Ali Altun, Murat Aydoğdu, Gökhan Arıcı, Abdullah Kaçmazoğlu, Sinan Kaya, Cemali Küçükgüçlü, Kazım San, Kürşat Korkmaz, Mustafa Seçim, Özer Ay, Süleyman Aykırı, Bilal Kıvrak, Hüseyin Sever. www.rugbyturkiye.net 47 Boks dünyasının acı kaybı... B oks maçlarının 15'ten 12 raunda indirilmesinde önemli katkısı olan Dünya Boks Konseyi Başkanı Jose Sulaiman, 82 yaşında öldü. Yapılan açıklamada, 1975 yılından itibaren konseyde başkanlık görevini sürdüren Sulaiman'ın geçen yıl Ekim ayından bu yana tedavi gördüğü ABD'nin Los Angeles kentindeki UCLA Ronald Reagan Tıp Merkezi'nde hayatını kaybettiği belirtildi. Profesyonel boks dünyasının önemli kişiliklerinden biri kabul edilen Sulaiman, 38 yıldır sürdürdü- ğü görevi boyunca, boks maçlarında güvenliğin arttırılması için çalışmıştı. Gençliğinde boksörlük, hakemlik ve antrenörlük de yapan Sulaiman, 27 Mart 1983'de hafif sıklette çıktığı şampiyonluk maçının ardından ölen boksör Duk Koo Kim'in ardından boks karşılaşmalarının 15'ten 12 raunda indirilmesinde yoğun çaba harcamıştı. www.rugbyturkiye.net 48 İstanbul Maratonu, "Altın Kategori" nişanesine 3. kez layık görüldü. stanbul Maratonu, Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği (IAAF) tarafından dünyanın en iyi maratonlarına verilen "Altın Kategori" (Gold Label) nişanesine 3. kez layık görüldü. İstanbul Spor Etkinlikleri ve İşletmeciliği Ticaret AŞ'den (Spor AŞ) yapılan açıklamada, 2013 yı- İ lında düzenlenen 35. İstanbul Maratonu sonrasında yapılan başvurunun onaylanmasının ardından, 16 Kasım 2014 tarihinde koşulacak olan 36. İstanbul Maratonu bir kez daha "Altın Kategori"ye adını yazdırmış oldu. 2008-2011 yılları arasında "Gümüş Katego- ri"de (Silver Label) yer alan İstanbul Maratonu, 33. maratonda gösterilen başarılı organizasyon sonucunda, 2012 yılı için "Altın Kategori"de koşulmaya hak kazanmıştı. 2012 yılında, IAAF'ın kategori unvanlarını veren yetkili ismi Sean Wallace-Jones'un da organizasyonu baştan sona izleyerek değerlen- dirdiği başarılı organizasyonun ardından IAAF Başvuru Formu doldurularak yapılan resmi başvurunun onaylanması ile İstanbul Maratonu 2. kez "Altın Kategori"ye kabul edilmişti. www.rugbyturkiye.net 49 Cem şengezer POTA cem.sengezer@rugbyturkiye.net T Toparlanma, yükseliş döngüsüne götürebilir. Esas olan düşüş ve yükseliş döngülerini nasıl yönettiğinizdir. Beşiktaş yeniden toparlanmaktadır. H er yazıda vurguladığımız temel bakıştır: Takımların döngüleri vardır. Bu döngünün gelişimi farklılık gösteriyor olsa da tahmin edilebilir yapılar içermektedir. Dolayısıyla bu yapının sizi götürebileceği farklı yollar olacaktır. Burada belirleyici olan yapıyı ne şekilde yönettiğinizle ilgili olarak aldığınız aksiyonlardır. Farklı ihtimaller, farklı yollara götürür ve açıktır ki bu yollardan bir ya da bir kaçı şampiyonluğa götürür. Bazı yollar daha az zahmetle şampiyonluk yolunu açarken, bazıları fazla zorlamalı yöntemlerle şampiyonluğu getirir. Diğerleriyse ilk 5 içinde kalmanızı sağlarken, bazıları son sıralara ite- cek kadar kötü alternatifler içerebilir. Eldeki malzemeyi ne şekilde gördüğünüz sonuç için belirleyici olacaktır. Bir takımın bağlı olduğu teknik ekip değişince çoğu kez bakış açısı değiştiği için alınan sonuçlar da şaşırtıcı (!) olabilmektedir. Aynı gerçeğe farklı bakmakla ilgili olarak sa- yısal örnek verelim: genelde kolaycı yol ekibi yenilemek olmaktadır. Halbuki mevcut malzemeyi farklı tasarımla ortaya sunmak da mümkündür. Belirleyici pivot alınması, zayıf şutörün değiştirilmesi gibi çözümler hep mümkündür ancak “fayda/maliyet” ölçüsünde götürdüğü yere bakmak gerekir. Daha iyi www.rugbyturkiye.net 50 yüzdeyle oynayan oyuncuların sanki aynı koşullarda oynayacaklarmış gibi (!) transfer edilmesi her zaman çözüm müdür ? Üçlük bulma yüzdesi % 50 olan oyuncu % 30 olan oyuncudan kağıt üstünde elbette daha iyi görünür; her iki oyuncu da 10 üçlük atsa biri 15, diğeri 9 sayı bulmuş olacaktır. Bir başka deyişle 1- 5 sayı farkla kaybedilen tüm maçları kazanmanın sihirli formülü bulunmuş olacaktır. Örnekler çoğaltılabilir: ikilik yüzdesi yüksek, asisti iyi oyuncu vs.... Bu kadar basitse neden teknik ekibe ihtiyaç olabilir ki? Olanı geliştirmek de çözüm değil midir? Mesela savunma ribaundunu düzeltebilsek neler olabilir? Örneğin 5 yerine 10 savunma ribaundu alsak ne olur? Rakip % 50 ile oynuyor farzedelim; bu durumda 10 sayı daha az atıyor olmayacak mıdır? O halde geliştirmek öncelikli almamız gereken karar olmalıdır. Bu girişten sonra gelişim gösteren takım ör- neği olarak Beşiktaş basketbol takımından bahsedebiliriz: Avrupa Ligi maçlarına bakarsak, bakışımız daha çağdaş şekilde gerçekleşir. İlk 4 maçında veya 16 periyodun ortalaması olarak 0.8 sayı fark ile rakiplerini geçmiş görünmektedir. Sonraki 16 periyodda ise rakiplerini ortalama 1.4 sayı farkla geçmiştir. www.rugbyturkiye.net 51 Düşüş dönemi başladığında ise, 16 periyodluk dönemde negatif averaja da düşmüştür. Bir başka deyişle, rakipler net olarak öne geçecek aksiyonlarda bulunmuşlardır. O dönem kayıplar yaşayan takım, sonrasında ise toparlanarak tekrar pozitif avetajı sağlayabilmiştir. Yine de bir dalgalanma yaşadığı bu geçmiş döneminin ileride etkileri olacaktır. Gelişimini tamamlayıp düşüş döneminde olan oyuncuların halen aynı süreleri almış olması veya gelişiminin başında olan oyuncuların gereğinden fazla süre almış olmaları, sıkıntılı periyodların ve düşen ortalamaların se- bebi olarak görülmelidir. Çarşamba gecesi alınan deplasman, Lietuvos Rytas galibiyetini de bu şekilde görmek gereklidir. Aşırı dalgalanma yaşamaya başlayan ve düşüş dönemini bitiren Beşiktaş toparlanmıştır. Bir başka deyişle: geçmişdeki düşük averaj ortalamasını yukarı çekiyor olacaktır. Elbette, son maçındaki gibi sürpriz mağlubiyetle biten periyodları olacaktır. Ancak genel içinde giderek ihmal edilebilir önemde kalacaktır. Toparlanma sürecinin başında bu tür düzeltme hareketleri görülebilmektedir. www.rugbyturkiye.net 52 ALPER GERDANERİ KURUMSAL BAKIS . alper@rugbyturkiye.net B Bu ay yazımda 2 Şubat 2014 tarihinde yapılacak, tüm Dünya'da ilgi ile izlenen ve Amerika'da ciddi bir ekonomik etki yaratan 48. Super Bowl karşılaşması ve organizasyonu hakkında bilgi vereceğim. NFL’de sona yaklaşırken... 2 013 yılının Ulusal Amerikan Futbolu Ligi (NFL) şampiyonunu belirleyecek 48. Super Bowl diğer adı ile Lombardi Kupası, NFL tarihinin 44. Final maçı olacak. Maç öncesi ve devre arası organizasyonları sebebi ile bütün dünyanın heyecan ile beklediği Super Bowl organizasyonu Meadowlands Spor Komp- leksi’nde bulunan MetLife Stadyumu’nda 2 Şubat 2014 tarihinde Amerikan saati ile 18.25 de başlayacak. Maç Türkiye saati ile 3 Şubat 2013 tarihinde 01.25 de başlayacaktır. Super Bowl Amerika'nın ve hatta tüm Dünya'nın en en çok izleyici tarafından takip edilen ve en ciddi ekonomik etkileri olan tek maçlık organizasyonudur. Bu organizasyonun Amerikan ekonomisine etkileri üzerine hazırlanmış birçok çalışma bulunmaktadır. Bu organizasyonun ekonomik etkilerinden kısaca bahsetmek gerekirse; 2013 yılında New Orleans'da yapılan 47. Super Bowl organizasyonu sebebi ile Amerika'da bir günde 1,23 milyar tavuk kanadı, 4 milyon pizza ve 50 milyon kasa bira tüketilmiştir. CBS kanalı, NFL yayın hakları için 2013 yılında 622 milyon USD ödeme yapmış ve yalnız Super Bowl reklam gelirlerinden 263 milyon USD gelir elde etmiştir. 2012 yılında 30 saniyelik reklam ücreti 3,5 milyon USD iken, 2013 yılında rek- www.rugbyturkiye.net 53 lam gelirleri 300 bin USD artarak, 30 saniye reklamın ücreti 3,8 milyon USD ulaşmıştır. Organizasyonun yapıldığı New Orleans şehrine 47. Super Bowl organizasyonun sağladığı ekonomik faydanın 450 milyon USD olduğu ve bölgeye Super Bowl sebebi ile yapılan yatırımın 1,2 milyar USD olduğu hesaplanmıştır. Super Bowl ekonomisinin detayları için 08.02.2013 tarihli NFLTR yazıma bakabilirsiniz: http://www.nfltr.com/tr/index.php?option= com_content&view=article&id=2047:superbowl-xlvii-super-bowlunqekonomisiq&catid=45:nfl&Itemid=143 Bu yıl oynanacak 48. Super Bowl 38 yıl sonra soğuk hava koşullarında ve üstü açık oynanacak ilk maç olacaktır. Bu maçın organizasyonu için New York ve New Jersey şehirleri ortak çalışacaklardır. Bu hafta Türk medyasından -20 derece soğukta oynanan Amerikan Futbolu maçının haber olduğu- nu düşünürsek, çok zor hava şartlarında oynanacağını tahmin ettiğim 48. Super Bowl karşılaşması hak ettiği spor haberlerine giremese de, en azından gene magazin haberi olarak değer kazanma ihtimali bulunmaktadır. 2014 yılından yapılacak 48. Super Bowl organi- www.rugbyturkiye.net 54 zasyonunun yayın hakları FOX kanalı tarafından satın alınmış ve 30 saniyelik reklam alanı 4 milyon USD fiyat ile 2013 Mayıs ayından beri satılmaktadır. Organizasyon kapsamında devre arasında Bruno Mars sahne alacaktır. Bu kadar büyük bir organizasyonda karşılaşmak tahmin edeceğiniz gibi kolay olmamaktadır. Amerikan Futbolundan AFC ve NFC olarak ikiye ayrılan ligler kendi gruplarından ve diğer konferansın her ligin- den bir takımla maç yaptıktan sonra gruplarında 1. olan takımlar ve en iyi 2. ler Play-off oynama şansı yakalamaktadırlar. NFL'de uygulanan lig sistemi çok karışık olduğundan detaylara inmeyeceğim ama kısaca bilgi vermek gerekir ise; mevcut bulunan 32 takım kendi gruplarından bulunan takımlar çift devre usulü sürekli ve geriye kalan tüm takımlar ile 4 yılda bir karşılaşmaktadırlar. 5 Ocak 2014 itibari AFC den 4 takım ve NFC den 4 takım olmak üzere 8 takım 48. Super Bowl organizasyonunda karşılaşmak üzere yarışmaktadırlar. AFC Şampiyonu ve NFC Şampiyonu Super Bowl karşılaşmasından karşı karşıya geleceklerdir. Bugün itibari ile şampiyonluk için karşılaşan AFC takımları Denver Broncos, New England Patriots, Indianapolis Colts San Diego Chargers takımlarıdır. NFC Şampiyonluğu için karşılaşan NFC takımları Seattle Seahawks, Carolina Panthers, San Francisco 49ers, New Orleans Saints takımlarıdır. Bütün dünyadan milyonlarca seyirciyi ekran başına çeken ve müthiş bir görsel show sunan Super Bowl organizasyonuna 25 gün kaldı. Bu ay yazımda organizasyon hakkında kısa bilgiler vermeye çalıştım. 3 Şubat gece yarısı 01.25 de başlayacak ve FOX Sports kanalından yayınlanacak bu güzel organizasyonu kaçırmamanızı dilerim. www.rugbyturkiye.net 55 BRİÇ www.rugbyturkiye.net 56 HANDE ÇOBANOĞLU N Normalde bir kart oyunu olarak gözükür briç ve aslında hepimiz de öyle biliriz. Ama kartların sembolik olarak kullanıldığı bir akıl oyunudur briç. Ciddi bir spor olarak kabul edilir ve kendine ait resmi federasyonları vardır. İletişimi geliştiren, hayata bakış açısını farklılaştıran ciddi bir oyundur aslında… Oynamasını bilen için ise çok eğlenceli olduğu kesindir. İsterseniz bu sayıda briç sporunu tanıyalım. Daha sonra ise briçi, olimpiyat ve milli briç sporcusu olan ve Galatasaray'da oynayan Mine Babaç'dan tanıyalım… B azı çevrelerde "briç" yerine "hidiv" denmesinden yola çıkarak Türk kökenli bir oyun olduğu iddia edilse de aslında İngilizlerin “Whist” isimli oyunundan evrimleşerek bugünkü haline gelmiştir. Oyunun Türk kökenli olmasına dair bir başka iddia da "briç" kelimesinin Türkçe "bir-üç" ifadesinden bozulma olduğu varsayımına dayanır. "Bir-üç" ifadesinin kökeni olarak ise oyun sırasında üç elin kapalı bir elin açık olması şeklinde bir yorum getirilmektedir. Ancak önceki iddia gibi bu iddia da asılsızdır. Bir başka iddia ise, 1910'lu yıllarda İngiliz subayların, bugünkü Galata Köprüsü altındaki kahvehanelerde oynadıkları bu oyuna "Bridge" adını koymalarıdır. Bu iddianın da yersiz olma ihtimali büyüktür. Bugün en yaygın oynanan biçimi olan "Kontrat Briç" versiyonunun kuralları 1920'lerde Amerikalı işadamı Harold Vanderbilt tarafından oluşturulmuştur. 1920 ve 1930'lu yıllarda Ely Culbertson ve 1940 ve 1950'li yıllarda da Charles Goren yazdıkları kitaplar ve katıldıkları radyo ve televizyon programları aracılığıyla bu oyunu popülerleştirmişlerdir. Türkiye'ye Fransa yoluyla girmiştir. Bu nedenle Türkiye'de briçle ilgili deyimlerin Fransızca'sının kullanılması gelenektir. Briç iki türe ayrılabilir. Rober Briç ve Takım Maçı… “Rober Briç” 4 kişiyle oynanır ve oyun roberlere bölünmüştür. Bir kez manş yapan taraf zona gi- rer ve iki kez manş yapan taraf roberi kazanır, puan farkı hesaplandıktan sonra yeni bir robere başlanır. Rober briçte manş yapmak için aşağıdaki puanların 100’e ulaşması gereklidir. Taraflardan biri manş yaptığında alttaki puanların hepsi yukarı aktarılır ve taraflar altta sıfır puanla devam ederler. Takım Maçlarından farkı, manşı birkaç elde yapmak mümkündür. Yani bir elde iki trefl (alta kırk puan yazdırır) sonraki elde de iki kör (alta altmış puan yazdırır). www.rugbyturkiye.net 57 deklare edip manş kazanılır. Oyunlar, önceden anlaşılan sayıda rober oynandığında biter. Şans önemli bir faktördür ve briçin kumar olarak oynandığı durumlarda tercih edilen versiyonudur. Ayrıca fazla konvansiyon kullanılmasına izin vermez Takım Maçları ise genelde 4 kişilik takımlar arasında veya 6 veya daha fazla sayıda ikililer arasında turnuva şeklinde oynanır. Her (ikili veya dörtlü) takım değişik rakiplere karşı daha önceden be- lirlenmiş sayıda el oynar ve aynı eller başka takımlar arasında da oynanır. Alta ve üste yazılan puanlar toplanarak tek bir haneye yazılır. Daha sonra her takımın puanı aynı elleri oynayan diğer takımların puanlarıyla karşılaştırılır ve her el için takımlara, turnuvanın çeşidine göre belirlenmiş, "maç puanı", "uluslararası maç puanı" veya "galibiyet puanı" verilir. Maçı veya turnuvayı en çok puanı kazanan takım alır. Zon durumu her el için önceden belirlen- miştir ve o ana kadar oynanmış ellerde alınan puanlardan bağımsızdır. Takım maçlarına İkili Turnuva ve Dörtlü takım maçları örnek gösterilebilir. İkili Turnuva'da İkililer arasında bir müsabaka şeklinde oynanır, turlara bölünmüştür. Genelde her turda ikililer turnuvadaki bir başka ikiliye karşı iki veya üç el oynar. Turnuva sonunda her elde en iyi skoru alan "kuzey - güney"ler ve "doğu - batı"lar kendi aralarında sırala- nırlar ve her ikiliye geçtikleri ikili sayısı artı berabere kaldıkları ikili sayısının yarısı kadar maç puanı verilir. Turnuva sonunda en yüksek maç puanını toplayan ikili kazanır. Turnuva sonunda bir ikilinin başarısını aldıkları maç puanının, mümkün olan en fazla maç puanının yüzdesi olarak ifade etmek gelenektir. Bir seans genelde 20 ila 27 el arasında oynanır, bazı turnuvalar birden çok seanslıdır, bu tür turnuvalarda ancak belirli bir başarı oranını yakalayan www.rugbyturkiye.net 58 çiftler sonraki seanslara katılma hakkı elde ederler. Dörtlü Takım Maçları ise dört, beş veya altı kişilik takımlar arasında oynanır ancak herhangi aynı anda her takımdan dörder kişi oyuna katılır. Bir takım bir masada kuzey - güney yönünde otururken diğer tarafta doğu - batı yönünde oturur. Her seansın sonunda iki masada kazanılan skorlar karşılaştırılır ve eğer skorlar arasında eşitsizlik varsa daha çok skor kazanan tarafa, skor farkına karşılık gelen bir uluslararası maç puanı (IMP denir) verilir. Taraflar alabilecekleri el sayısından fazlasını deklare ettikleri takdirde rakibe yüklüce bir puan kazandırma durumundadırlar, özellikle de rakip kontratı konturlarsa. O yüzden belirli bir löve kazanma potansiyeline sahip olmayan ellerle deklare vermek çok risklidir. Öte yandan gene puanlama tablosu incelenirse görülecektir ki, yeteri kadar kuvvetli ellerle biraz riski göze alıp yüksek seviyeli bir kontrat almak kazançlıdır, özellikle de manş ve şlem seviyesindeki elleri. Bu nedenle açık arttırma sırasında ortakların birbirlerine ellerinin gücü ve ellerindeki suitlerin dağılımı konusunda mümkün olan en fazla bilgiyi vermesini sağlayacak konuşma sistemleri geliştirilmiştir. Bu sistemler briçin oyuncularının dili olarak düşünülebilir. Konvansiyonlar ise özel bir durumda özel bir konuşmaya belirli bir anlam yükleme prensibidirler. Yani konuşma sistemlerinden daha dar durumlar içindirler ve de bir veya birden fazla sistem içerisinde kullanılıyor olabilirler. Bu açıdan konvansiyonlar bir dilde kullanılan kelimelere benzetilebilirler, bazı kelimeler birden çok dilde kullanılıyor olabilir. Her sistem çeşitli durumlarda yapılan çeşitli konuşmalara özel anlamlar yükleme prensiplerinden oluşur. Doğal ve doğal olmayan olarak sınıflandırılan çok çeşitli sistemler mevcuttur. Aralarındaki www.rugbyturkiye.net 59 Pek çok farka rağmen hemen hepsi Milton-Work puanlamasına dayanır. Bu puanlamada her oyuncu elinin kuvvetini ölçmek için elindeki her as için 4, rua için 3, dam için 2, vale için bir puan ekler ve onör puanı denen puanını hesaplar. Ayrıca bu puan üzerinde eldeki uzun ve kısa suitler ve bu suitlerdeki onör miktarı da göz önüne alınarak bir ayarlama yapılır. Daha sonra oyuncular ellerindeki suitlerin dağılımı, ellerinin gücü, ve o ana kadarki konuşmalara bakarak, sistem içerisinde ellerini en iyi anlatacak konuşmayı yapmaya çalışırlar. Konuşmaların anlamlarının rakiplere açık olması esastır. Yani bir oyuncu kurallara uygun bir şekilde sorulduğunda sistemlerindeki konuşmaların anlamlarını açıkla- mak ve ayrıca da eğer bir konuşmanın anlamı geleneksel anlamından farklıysa rakipleri bu konuda uyarmak durumundadır. Bu uyarıya "alört" denir. Briçe olasılıklar üzerinden bakıldığında da ilginç rakamlar ortaya çıkmaktadır. Sonuçların büyüklüğü briçin gerçekten çok ciddi ve zor bir spor olduğunu göstermektedir. Hızlı düşünüp, hızlı kara vermek için gerekli beyin kapasitesinin sınırlarını zorlamak briçi ekstrem bir spor haline de getirmektedir. Bir oyuncuya gelebilecek ellerin sayısı: 635.013.559.600 Bir sonraki oyuncuya gelebilecek ellerin sayısı: 8.122.425.444 Üçüncü ve dördüncü oyuncuya kalan ellerin sayısı: 10.400.600 Mümkün olan ellerin sayısı: 52!/(13!)4 = 53.644.737.765.488.792.839.237.440.000 Kuzey dağıtanken yapılabilecek artırımların sayısı: (Doğu-batı hep pas geçerse 2^36 - 1) 68.719.476.735 Kuzey dağıtanken yapılabilecek artırımların sayısı: (Doğu-batı hiç pas geçmezlerse) 128.745.650.347.030.683.120.231.926.111.609.3 71.363.122.697.557 Her bir oyuncuya tam bir renk gelme ihtimali: 2.235.197.406.895.366.368.301.559.999'a 1 Bir oyuncuya 37 onör puanı gelmesi ihtimali: (4 As, 4 papaz, 4 kız ve 1 vale) = 158.753.389.899'a 1 Türkiye'de briç çok gelişmiş durumdadır. Bir hassa kadın takımlarının dünyada dikkat çekici başarıları ve üstünlükleri vardır. Türkiye Briç Federasyonu Başkanı Opr. Dr. Nevzat Erdoğdu'dan aldığımız bilgiye göre federasyona kayıtlı 11.500'ün üzerinde lisanslı briç oyuncusu var. Avrupa'da sporcu sayısı bakımından ilk 10 ülkenin içerisindeyiz. Federe kulüp olup, federasyonda kayıtlı 300 civarında briç kulübü mevcut. Ayrıca Türkiye'de 60 ilde briç faaliyetleri yapılmakta. www.rugbyturkiye.net 60 Mine Babac Türkiye'nin yetiştirdiği en başarılı briç oyuncularından biri. Defalarca milli olmuş, olimpiyatlara katılmış bir sporcu. Aldığı kupa ve madalyaların sayısını bilmiyor. En mutlu olduğu zamanı Avrupa Şampiyonu olduğu zaman olarak tanımlıyor. Ayrıca Galatasaray Kulübü'nde briç oynamakta... Gelin briçi bir de bu şampiyon sporcunun ağzından tanıyalım… RT: Mine Babaç kimdir? MB: Mine Babaç 1960 yılında Ankara'da doğmuştur. Kadıköy Kız Lisesi'nden mezun olmuştur. Sonra Almanya'da Tekstil Mühendisliği okumuş; evlenmiş ve bir çocuğu olmuştur. Hemen arkasından 1986'da briçe merak sarmıştır. İlk önce amatör olmuştur, sonra 1998'de milli takımlarda oynamaya başlamış, başarıları milli takım ve kişisel takım şampiyonlukları, İstanbul Şampiyonlukları, Türkiye şampiyonlukları şeklinde devam etmiştir. En son olimpiyatlardaki Dünya 4’üncülüğü ve Avrupa Şampiyonluğu en büyük başarılardır. Son 3 senedir de Galatasaray takımında oynamaktadır. RT: Büyük spor kulüplerinden bir tek Galata- saray'ın var galiba Briç branşı… MB: Evet, bir tek Galatasaray'da var. Türkiye'de birçok briç kulübü vardır. Fakat spor kulübü olarak briç branşı bir tek Galatasaray'da var. RT: Briç, spor olarak geçiyor değil mi? MB: Evet, Spor Bakanlığı'na bağlı Türkiye Briç Federasyonu var ve spor olarak kabul ediliyor. RT: Peki, bildiğimiz kadarıyla briçten başka sporlarla da meşgul oldunuz hayatınız boyunca. MB: Evet, eskiden Galatasaray'da yüzücüydüm. RT: Yüzmede de başarılarınız var mı? MB: Orada ki başarıları anlatmak çok komik olabilir. Bir kere Türkiye 2’ncisi olmuştum ama yarışta 2 kişi www.rugbyturkiye.net 61 vardı sadece. Şimdiki gibi değildi yüzme sporu. Benim yüzdüğüm yıllar 70'li yıllar oluyor. Yüzme sporunun ülkemizde daha çok yeni geliştiği yıllar… Bir tek Balıkesir'de olimpik havuz vardı. Onun da hijyenini klorlamayla değil, göz taşıyla yaparlardı. Suyun reni bildiğiniz siyah olurdu. İstanbul'da ise tuzlu su havuzları vardı. Ben o zaman başarılı sayılan bir yüzücüydüm. RT: Peki, Türkiye'de yüzme sporunun durumu belli. Briç ne durumda günümüzde? MB: Türkiye briç çok iyi durumda… Çünkü bu ve bundan önceki federasyonumuz zamanında milli takımlar Dünyanın en iyi hocaları tarafından çalıştırıldı. Milli takımlarda altı oyucu yer alır. Bu oyunculara ciddi bir şekilde antrenman yaptırılır. Mesela gelen hocalardan ilki Kate McCallum oldu. Sonra Fransa Briç Akademisi başında bulunan Allain Levy geldi. Tam üç kere… Ardından Christop Martens ve sonra da Eric Koksish geldi milli takımları çalıştırmaya. Böylece dünyanın en iyi hocalarıyla çalışan takımlar illaki iyi olur. Olay bütün spor dallarında olduğu gibi antrenöre bakıyor. Biz iyi eğitildik ve bunu etrafa yansıttık. Bunu böyle, şunu şöyle oynamak gerekir derken, Türkiye'de briç son 15 yılda çok gelişti. Kadınlar hakkında konuşmam gerekirse, Türkiye Kadın Milli Briç takımı çok başarılı. Avrupa'da bizi gördüklerinde tir tir titriyorlar. RT: Peki, şimdi insanlar “spor” deyince, hareket edip, ter döküp yapılan bir atraksiyon olarak algılıyor. Neden briç spor olarak kabul ediliyor. MB: Çünkü beynin çalışması da bir aktivite esasında... Sadece kasların çalışması esnasında değil, beyin çalışırken de vücut ciddi bir efor sarfediyor. Ayrıca briç oynamadan önce spor da yapmak gerekiyor. Çünkü beyin yoğun bir tempo ile çalışmadan önce spor çok faydalı oluyor. Mesela iyi bir yürüyüş yapıp, biraz spor yaptıktan sonra masaya oturuğun zaman çok daha fazla çalışıyor beynin. Daha da önemlisi beyni konsantrasyonu kaybetmeyecek şekilde çalışmasını sağlamak gerekiyor. İyi briç oyuncularının hızlı düşünme gibi bir yetileri vardır. Hızlı düşünüp, çabuk karar verip, stabil kalmak önemlidir. Çok sevinirsen de, çok üzülürsen de briç de kaybedersin. www.rugbyturkiye.net 62 Avrupa Şampiyonu madalyaları ile Mine Babaç ve partneri Lale Gümrükçüoğlu Galatasaray Kadın Briç Takımı stabil ve konsantre olmuş bir beyin gerekir briç oyununda. Bu hayatta da çok önemli birşey. Bir olaya stabil bakmak, yani olaylardan fazla etkilenmemek; hızlı ve stratejik düşünmek lazım. Dış etkenlere karşı stabil olduğumuz zaman başarılı oluyoruz. Mesela Hollanda'da ilkokulda briç eğitimi veriliyor çocuklara, hayata farklı yönlerden bakabilsinler diye. Bakabilsinler ki doğru düşünebilsinler. Bir de iletişimi geliştirir briç. Partnerinle iyi iletişim kurmayı bil ki, iyi bir partner ol, sonra iyi bir takım ve sonrasında da başarı gelsin. Briç hayata, insana bakış açını değiştiriyor. RT: Briç için yaş önemli mi? MB: Benim zamanında yüzmede 17-18 oldun mu; “Haydi, bu spor bitti” derlerdi. Şimdi master kategorileri oluştu. Ama briçde şu anda 1956 doğumlu olanlar senyör kategorisinde oynuyorlar ve senyör olarak milli takımda olma şansları var. Daha yaşlıların bile bir ülkeyi uluslararası arenada temsil edebilme hakları saklı. Briç ömür boyu yapabileceğin bir spor… Öyle özel bir lisan öğreniyorsun ki briç sayesinde, dünyadaki milyonlarca briç oyuncusu ile çok rahat anlaşabiliyorsun. Briçin tek dezavantajı ise seyircisi olmaması… RT: Türkiye'de briç çok basite indirgeniyor bir kağıt oyunu diye… MB: Evet, kağıtlarla oynanıyor ama kağıt bir sembol briç için. Kağıt oyunuyla hiç bir alakası yok aslında. Kağıt oyununda şans çok önemli fakat bir turnuvada masadaki dört oyuncu da aynı eli oynuyor. Böylece şans faktörü ortadan kalkıyor. İyi deklarasyon yani elini partnerine iyi anlatabilmek çok önemli. Şans olabilecek tek şey rakiplerinin zayıf ya da güçlü olması… Fakat turnuvadaki herkes birbiriyle de oynayacağı için burada da şans ortadan kalkıyor. RT: Peki, kısaca briç nasıl bir oyun? MB: Hızlı düşünüp, hızlı karar verdiğin; sürekli strateji kurduğun ve doğruyu bulmaya çalıştığın, kartlarla sembolize edilen bir oyun. Bir hikaye kuruyorsun ve bu hikayeyi çok iyi yönetmen lazım. Bir anlık dalgınlığında rakibin seni affetmiyor ve çok az puan almana sebebiyet veriyor. Böylesine bir dalgınlık oyunu kaybetmene sebep oluyor. RT: Peki, gelelim Galatasaray'a… Nasıl ortawww.rugbyturkiye.net 63 Beijing Olimpiyatları Türk Milli Takımı ya çıktı Galatasaray'daki briç maceran? MB: Bundan üç sene evvel, şube başkanı Serdar Erdem oldu. Kendisine biz teklif götürdük, bir kadın takımı kurulması için. Kabul etti ve kadın takımının bu kadar başarılı olmasından sonra ağırlığı kadın takımına verdi. Takımımız kurulduğundan beri her sene İstanbul ve Türkiye Şampiyonu olduk. Hatta 2 tane Türkiye Şampiyonası var, biri açık, diğeri ligler üzerinden giden… İkisinde de sürekli şampiyon oluyoruz. Hatta geçenlerde Galatasaray Kulübü bize 2013 yılında iki defa şampiyon olduğumuz için bir teşekkür beratı verdi. Ben beratımı Galatasaray Divan Kurulu Başkanı İrfan Akdağ'dan aldım. Takımda 6 kişiyiz. Briç takımları 6 kişiden oluşur. Sebebi ise bir çifti turnuvalar esnasında sıra ile dinlendirmek için. Çünkü turnuvalar sabahtan akşama kadar yaklaşık 12 saat kadar sürdüğü için, bir çift sıra ile bir maç esnasında ki bu da yaklaşık 1.5 saat ediyor, mutlaka dinleniyor. RT: Milli sporcu olmak nasıl bir duygu? MB: İnanılmaz güzel bir duygudur. 3 kere olimpiyatlara gittim. Avrupa şampiyonu olduk. Biz takım olarak turnuvaya giderken şampiyon olacağımıza inanıyorduk ve olduk. İnanç çok önemli… Üst sıralarda yarışmaya başladın mı herkes neredeyse birbirine denktir ama en çok inanan kazanır… RT: Bu seneki hedefleriniz nedir? MB: Bu sene yine Galatasaray'da şampiyonluğu hedefliyoruz. Milli takıma ise bu sene yeni kurduğum işim dolayısıyla ara vermeyi düşünüyorum. RT: Çok teşekkür ederiz ve başarılarınızın devamını dileriz. www.rugbyturkiye.net 64 RÖPORTAJ ALİ GÜLTİKEN www.rugbyturkiye.net 65 Henüz röportaja başlamadık bile... Ulus Cafe'nin eşsiz manzarası karşısında kahvelerimizi yudumluyoruz. Ne var ki masadaki herkes sporla yakinen ilgili olunca sohbetin konusu Türkiye'de spora, oradan da futbola geliyor. Bu ayki konuğumuz Beşiktaş'taki başarıları kadar, karakteri ve çizgisiyle de hafızalara adı kazınmış olan unutulmaz forvet Ali Gültiken... Futbolun popülaritesine yönelik sorumuzu gülen yüzü ve samimiyetiyle yanıtlıyor: Ali Gültiken: Futbolun katarı olmuş belli ülkeler var: Güney Amerika ve bazı Avrupa ülkeleri… Biz ülke olarak futbolu çok sevmişiz. Ülkesine futbol giren en eski ülkelerdeniz. Profesyonel futbolun bu kadar gelişmesinde iletişimin, internet ve televizyonların geldiği noktanın, kısacası teknoloji devriminin büyük rolü var. Ticari anlamda, en fazla yayın geliri elde eden ülkeler arasında 6. ülke haline geldik. Öte yandan, yetişmiş insan gücümüze ve maddi imkanlarımıza rağmen, bunları sportif başarıya dönüştüremeyip, en çok para harcayarak sıfır başarı oluşturan, bana göre dünyanın en başarısız ülkesiyiz de... Dünya şampiyonluğunda, Avrupa Kupalarında ve Şampiyonlar Ligi'nde yokuz. Bu durum futbolun gerçek anlamda futbol mecrasına dönüşememesinden kaynaklanıyor. Çünkü futbolun popülizm tarafıyla ilgilenirken, kendi dinamiklerinde doğru halde sahada oynanır hale getiremedik. Rugby Türkiye olarak futbol camiasından isimlerle röportaj yaparken gayri ihtiyari söylediğimiz bir şey var: “Ooo Türkiye'de futbol bu kadar önemliyken, futbolda bu problemler yaşanıyorsa, biz ragbi konusunda yaşanılan sorunlara hiç üzülmeyelim!” Bu konu üzerine düşünürken Ulus Cafe'nin iç mekanına girip, arka bölümde yer alan rahat koltuklara kuruluveriyoruz. www.rugbyturkiye.net 66 Rugby Türkiye: Ali Bey size çok orijinal bir soru soracağız: Futbol nedir? Ali Gültiken: Oyun olarak başlamıştır. İçinde rekabeti barındırır. Bu rekabet, aidiyet duygusunu geliştirmiş ve bu güzel oyun milyonlarca kişiyi peşine takmıştır. Bilinmezlikleri çok olan, önceden kestirilemeyen bir spor dalıdır. Hepimizin nasıl bir günü diğer gününe uymazsa, farklıysa ve bilinmiyorsa, futbolun içinde olanların bile bu bilinmezliğin büyüsü içinde oldukları çok cazip bir spordur. Oyun sırasındaki yaratıcılık ve zekayla; işin içindekilerin anlık karar, inisiyatif ve yetenekleriyle yönlendirilen bir oyun olduğundan, bilinmezlikleri ve sürpriz gelişmeleriyle birlikte kitleleri arkasından sürükleyen bir spordur. Futbol, insanı var eden tüm duyguları çok yoğun ve sürekli olarak içinde içinde barındırır. İnsanı motive eder. 90 dakika içinde tüm duyguları (ağlama, gülme, gol atınca sevinme, coşku, kızma, top kaçınca hayal kırıklığına uğrama vb.) normal hayatta olduğundan daha seri ve yoğun yaşarsınız. İnsanın karakteri ve iç yapısıyla örtüşen bir oyundur futbol. RT: İnsan bu duyguların bağımlısı olur mu? AG: Bence olur! Şöyle bir özelliği de var futbolun: İnsanlar sosyal gruplar oluşturur ve aidiyet duyguları gelişmeye başlar. İçinde sosyo-kültürel yapıları da bulundurur. İspanya'da Real-Madrid Kral taraftarlarının takımıyken, Bilboa'da Bask Bölgesi takımları bulunur, Katalonya'da ise Barselona bir etnik kimlik oluşturur. Bizim takımlara da baktığınızda hep sosyal bir kimliğin olduğunu görürsünüz. Ben taraftar yapılarını dünyanın en etkili örgütleri olarak görüyorum. Çünkü futbol taraftarları dini, dili, kimliği ne olursa olsun ortak forma altında birleşebiliyor. Futbolun bu olumlu yönünü yadsımamak lazım. RT: Futbol kitleleri yönlendirir diyebilir miyiz? AG: Diyebiliriz, bunun tersini de diyebiliriz. Çünkü kitlelerin hareketi de özellikle sosyal medyanın son yıllarda yayılmasıyla futbol kulüplerini, futbolcuları ve yöneticileri etkiliyor. Futbol mecrası toplumlar üzerinde çok etkilidir. RT: Futbol politikadan etkilenir mi? AG: Futbol politikadan etkilenmez! Sosyo-politik anlamda aynı ortamda bir arada olamayan sağcı, solcu, siyah, beyaz, Kürt, Alevi, Sünni, Çerkez hepsi aynı takım ve forma altında birleşip, aynı coşkuyu yaşayabilirler. Politika futbol içinde çok yaşayamaz. Taraftarlar kulüp sevgilerini politikanın ötesinde yaşarlar. RT: Siz futbola nasıl başladınız? AG: Zeytinburnu'nda oturuyordum. 3-5 yaşlarından beri hep ayağımda top vardı. Bahçede, toprak sahada hep oynardım. Dayım ve babam futbolu çok severlerdi ve beni desteklerdi. Eskiden her mahallenin bir kahvesi ve her mahallenin de bir flamasıyla takımı olurdu ve hafta sonları bu takımlar birbirleriyle sabahtan akşama kadar maç yaparlardı. Bu maçlar evimizin yakınındaki sahada olduğundan, laboratuar gibi bir ortamın içinde, 1970 yılına kadar çocukluğum geçti. 11 yaşındaydım, Avcılar'a geldik ve Feyyaz ile de orada arkadaş olduk. Bakırköy'de ortaokuldayken arkadaşlar kendi aralarında Yücespor Kulübü'nde seçmelerin olduğunu konuşuyorlardı. Babam destekledi, “sen de katılsana” dedi. Seçmeleri kazanınca Yücespor Klübü'nde resmi olarak spor hayatım başlamış oldu. Orada beş yıl boyunca oynadım. Yücespor Türkiye'nin en önemli amatör kulüplerinden birisiydi. Sonra Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş takımlarından talep gelmeye başladı. Genç Milli Takım'da oynamaya başladım, gol krallığım oldu. 1983'te Beşiktaş Genç Takımı'na geldim. Bir sene orda oynadım. 1984 yılında profesyonel oldum. 1995'e kadar on bir sene Beşiktaş formasını profesyonel olarak giydim. RT: Hep Beşiktaşlı mıydınız? AG: Evet. Çocukken bazı etkilenmeler her çocukta olur, ama ben hep Beşiktaşlıydım. RT: Kaynaklar sizin ilk yıllarda defansta oynadığınızı daha sonra Gordon Milne döneminde forvete alındığınızı yazıyor. AG: Hayır, öyle değil. Profesyonel olduğum dönemde Beşiktaş’da 2 sene forvet oynadım. İngiltere Milli maçında sağ kanatta oynayan Hüsamettin ağabeyimiz sakatlanınca onun yerine oynayıp oynamayacağımı sordular. Ben de kabul edince ilk yıllarımda defansta oynamışım gibi bir kanı oluştu. Sonra ihale üstümüze kaldı. 85-86 sezonu şampiyon olduk, bu benim Beşiktaş'taki ilk şampiyonluğumdu. Gordon Milne gelince tekrar eski mevkimize geçtik. www.rugbyturkiye.net 67 RT: Başarı grafiğiniz epeyce yüksek. Beşiktaş'da 262 lig maçında 91 gol atmışsınız. 8788 döneminde 38 maçta 31 golle en yüksek performansı sağlamışsınız. Tanju Çolak'ın ardından gol krallığında ikinci olmuşsunuz. Avrupa Gol Krallığında da altıncı sırada yer almışsınız. Beşiktaş'ta 5 Türkiye Lig Şampiyonluğu elde etmişsiniz; 3 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 1 Başbakanlık Kupası, 5 Spor Yazarları Kupası var. 38 kez Milli Forma giymişsiniz ve daha nicesi... Nasıl bu kadar başarılı oldunuz? AG: Takdir-i İlahi diyelim. Çok yetenekli ve başarılı bir oyuncu olabilirsiniz. Ama doğru zamanda doğru yerde olmak diye bir şey var. Bu benimle aynı kadroda olan arkadaşlarım için de geçerli. Uzun zamandır şampiyonluk yüzü göremeyen arkadaşlarım da var. Eğitimli, karakterli ve lider özellik taşıyan futbolcuların olması Beşiktaş Takımına çok şey kazandırdı. Bu takımın mensubu olmak da bizlere çok farklı kimlikler kazandırdı. O dönemin içinde orada olabilmek bir şanstı. RT: O dönemde Beşiktaş bünyesinde sizinle beraber 5 tane üniversite öğrencisi futbolcu varmış. Hem futbol hayatını hem de eğitim hayatını nasıl birlikte götürebildiniz? AG: Biraz tercihlerle alakalı. Beşiktaş Genç Takımı'nda oynarken profesyonelliğe doğru geçeceğimi hissediyordum. O döneme üniversiteye giriş sınavları da denk geldi. 24 tercih hakkım varken, ben devam mecburiyeti olmayan iki bölüm tercih ettim: Marmara İşletme ve Marmara İktisat. İlk tercihimi kazandım. Sınav dönemlerinde hocalarımızın, kulüp yöneticilerimizin çok müsamahası olmuştur. Bir hafta antrenmanlara gitmeyerek ders çalıştığım oldu ki profesyonel hayatın içinde büyük olaydır. Gerek onların desteği, gerekse kendi özverimle bu iki işin altından kalkabildim. Geriye dönüp baktığımda futbolun bu kadar zor olduğu bir dönemde bunu yapabilmenin zorluğunu görüyorum. Bu dönemde esas sıkıntıyı liseye giden futbolcular yaşıyor. Çünkü liseler tam gün, saat 16:00'ya kadar, dolayısıyla zaman kalmıyor antrenmanlara. Bunu başarabilen pek olmuyor. RT: Elit sporcu kavramı var; çocukları alıyorlar ortaokul veya liseden itibaren çok güçlü futbol eğitimi veriyorlar. Başka hiçbir şeyle ilgilenmiyor, futbola yoğunlaşıyor. Çok iyi bir futbolcu olduktan sonra 30 - 35 yaşında jübilesi yapılıyor; futbol hayatı bitiyor. Lise mezunu bile değil, eğitimci olmak istiyor, ama antrenör alabilmek için de lise mezunu olma- sı gerekiyor. Ortaya büyük bir çelişki çıkıyor. Bu konudaki düşüncenizi öğrenebilir miyiz? AG: Eğitime devam edilmesi için kulüplerin sistemleri var. Oyuncuları aynı okulda bir araya getirip, oradan mezun ettirmek gibi bir yapı bu. Benim bahsettiğim ise yetenekli olduğu halde federe bir kulüpte sporcu olmadığı için bu sisteme giremeyen çocuklar. Bu çocuklar okulu tercih ettiği için futbolu tercih edemiyorlar. Futbol sonrası ise ayrı bir rekabet alanı. Futbolu bırakmış, teknik adam , spor yazarı veya yorumcusu olarak yürümek isteyen binlerce kişi var. Her yerin farklı dinamikleri var. Doğru yerde olmanız, doğru şansı yakalamanız ve kendi birikimlerinizin olması lazım . RT: Beşiktaş'taki nasıl bir aidiyet duygusudur ki Metin (Tekin) Bey'in de sizin de başlangıcınız ve bitirişiniz aynı takımda oldu? Bu sizden mi yoksa takımdan mı kaynaklandı? AG: Birkaç sene oynamakla, o takımın içerisinde olup, onun temel oyuncusu olarak camianın kabul ettiği başarılarla şampiyonluk yaşamış bir adam olmak çok farklı bir şey. O takımın sahibi gibi hissetmeye başlıyorsunuz kendinizi. Başarıyı getiren esas nokta da bu. Takımın içerisinde var olan, sahibi gibi hisseden, sürekli sorumluluk alan oyuncuların olduğu yerde başarı geliyor. Başarısızlığı taşımak istemeyen çok oyuncu var. 11 kişi maça çıkıyoruz. Bir iki kişiyi, hatta bazen üç kişiyi kötü de olsa o maçta taşıyabiliriz. Bu şu demek: Takımda 6-7 tane lider özellikli çok iyi oyuncu vardır ve bu oyuncular bunun için hamle yaparlar. Beşiktaş'ta 11 senelik kariyer hayatımda hiç sıradan bir maç oynamadım. En kötü netice bir kere üçüncü olmamızdı; ya şampiyon olduk ya da ikinci olduk Beşiktaş'ta. Sürekli kazanma motivasyonu ile oynayan bir takım içerisinde, bu kadar sorumluk duygusu olmayan oyuncularla zaten yapamazsınız. Biz 48 maçta da namağlup olduk. RT: Yenilmemiş olmak da insana ayrı bir sorumluluk getirir herhalde... AG: Bir şeyi başardığınızda insanın güven duygusu için çok önemli bir basamak oluşur. Bir işteki başarı, başka işlerdeki başarınızı çok daha kolay hale getirir. Çünkü inanır, potansiyelinizin farkına varırsınız; o potansiyeli yönetmekse asıl noktadır. Futbol oyuncusunda yetenek önemli, ama performansı en iyi şekilde alabilmek daha önemli; bunda özgüven, karakter, disiplin, oyuncunun iç dünyası var. Bunların hepsini doğru ortaya çıkarırsan başarı kaçınılmaz olur, ama çıkaramazsan çok yetenekli olduğunla kalırsın. RT: 1989'da 10-0 galip olduğunuz Adana Demirspor - Beşiktaş maçı var. 4 gol sizin, www.rugbyturkiye.net 68 3’er gol Metin ve Feyyaz'ın . O maçın özelliği neydi? AG: Maçtan 2 yıl önce Gordon gelmişti. 3 tane de yabancı oyuncu takımımızdaydı, ama kazanamıyorduk. Bu maç Gordon için son şanstı ve o maçta takımda hiç yabancı oyuncu yoktu. 1-0 da olsa kazanalım psikolojisi ile çıkılmış bir maçtı, tarihi bir maça dönüştü. İlk golü ben attım, sonra maç koptu, sırayla 10 gol geldi. Yaşanan kriz nedeniyle seyircinin yoğun olduğu bir maç da değil. Bu maç hem takımda, hem de camiada devrim başlattı. Sonra 4'lük 5'lik, 7'lik maçlar başladı. Şampiyonluğa doğru adım adım gittik. Gordon da kendi felsefesinden ziyade takımın mevcut halini korudu. RT: Gordon Milne nasıl bir yöneticiydi, tarzında İngiliz kültürünün izleri var mıydı? AG: Yönetici olarak düzgün biriydi, ama klasik bir İngiliz sistemi düşüncesi vardı ve sürekli onu oynatmaya çalışıyordu. İki sene yüksek toplarla çıkmaya, topu 3. bölgeye indirmeye ve oradan takımın çıkmasına, yüksek orta yapmaya vb. çalıştık. Ama eldeki oyuncular çabuk, sprinter, dar alanda çok etkili, iyi paslaşan oyuncular. Dolayısıyla takım, kendi oyun sistemi ile oynaması gereken bir takım. Kendi aramızda dedik ki: “Hoca öyle istiyor ama biz buyuz; o zaman hocanın istediğini yapalım, ama nasıl oynuyorsak da öyle oynayalım”. Sonra Gordon bize müdahil olmadı, biz de nasıl oynayabiliyorsak o şekilde oynadık. Metin kadro dışıydı o da gelmişti. Takım yürüdü gitti. RT: İnternet araştırmamızda sizin için “Uzun boylu , kısa saçlı, temiz yüzlü bir ağabeydi, halen de öyledir. Sahaya çıkar, topunu oynar, sonra dükkanı kapatıp giden bir orloncu gibi kaybolurdu ortadan; evinin yolunu tutardı. Siz diğer futbolculara göre hep daha mazbut, daha işini yapan birisi olarak tanındınız. AG: Disiplin her yerde önemlidir. Disiplinin olmadığı yerde başarı olmaz. Disiplinin işle ve yaşamla olan bölümlerini doğru ayırmalıyız. Takımı öz-disiplinli, kendini kontrol eden, sahaya çıktığı zaman o işi muhteşem başarabilmeye programlanmış beyinler grubu olarak düşünün. Şekli disiplini çok fazla uygulayan bir takım değildik. Tesislere gelirken herkes serbest kıyafetiyle gelir, yemek saatine çok uyulmayabilirdi. Önemli olan sahada maksimum başarıyı yakalamaktı. Hayat tercihi ise kişiye kalmış bir şey. Çok gezdik, çok gördük, renkli hayatlarımız oldu, ama bunları nasıl yaşadığın da senin tercihin. Benim tercihim şuydu: Ben her şeyi yapabilirim, ama sadece kendim bilirim, başkasının bilmesine gerek yok! Özel hayatımı koruduğumu düşünüyorum. RT: Metin-Ali-Feyyaz uyumunun sırrı nedir? Sizin için “tek bir forvet gibiydiler” yorumu yapılıyor. AG: Yıllarca beraber oynamak herhalde. Metin-Ali Feyyaz'ın başlangıcı 1989'daki Adana-Demirsporla yaptığımız maçtır. Üçümüzün de gol atmaya başladığı bir süreç idi. Feyyaz ile Metin 1982-1983 yıllarında takıma gelmişlerdi, ben 1984 yılında geldim; beş sene beraber oynadık ki o zaman Rıza, Gökhan, Fikret Ziya ve başka oyuncular da vardı. 31 gol attığımda henüz Metin-Ali-Feyyaz diye bişey yoktu. O dönemde Tanju ile gol krallığı yolunda ilerliyorduk. Feyyaz benden önceki sezon zaten 20 küsur gol atmıştı, Metin 1982-1983'te yıldız olmuştu. Üçümüzün forvet oynayarak, çok skorlu maçlar yapmamız taraftarlarda bir üst kimlik yarattı. Bizim için söylense de bu o takıma yapılan bir şarkıdır, dönemin adıdır. Aslında takımdaki tüm oyuncular iyiydi bizler gole çevirebilenlerdik. RT: O dönemler futbolun altın döneleriydi diyebilir miyiz? AG: O dönemde oyuncular uzun dönem oynuyorlardı ve her takım içinde çok iyi Türk oyuncular vardı Kulüplerin imkanları maddi yönden daha kısıtlı olduğundan yabancı oyuncular da fazla kaliteli değillerdi. Şimdi ise çok fazla yabancı oyuncuya şans verilen bir sistem var, yerli oyuncular ortaya çıkmıyor. O dönemde yerli oyuncuların hepsi birer yıldız olmuş kişilerdi. Şimdi yabancı futbolcu sınırlaması yapılıp yapılmayacağı, alt yapılarda reforma ihtiyaç olup olmadığı, Türk oyuncuların nasıl arttırılacağı tartışılıyor. Bunlar ciddi bir sorun Türk futbolu içerisinde. RT: Peki o dönemdeki futbol seyircisi nasıldı? AG: Artık insanlar çeşitli spor kanallarıyla farklı ülkelerdeki spor karşılaşmalarını evinde izleyebiliyor, dolayısıyla stada gelen seyirci kitlesinde bir azalma oldu. O dönemlerde maç seyredebilmek için hafta sonunu iple çekerlerdi, maçı beklerlerdi. Çünkü maçın tekrarı yoktu. Şimdilerde maç özetleri, tekrarlar var. İnönü Stadı 23 bin kapasiteliyken 42 bin kişi sırt sırta gündüz maçı seyrederlerdi. Şimdi TV'de daha iyi bir program var ise taraftar stada gelmeyebiliyor. O zamanlar daha sadık taraftar vardı. Taraftar olmadan futboldan bahsedilemez. RT: İnternette yapılan yorumlarda hep sizin efendiliğiniz vurgulanıyor. AG: Ölçülü olmayı böyle değerlendiriyor olabilirler. Özelini kendinde yaşamayı seçtiğim için böyle algılanıyor olabilirim. Saygı duymak durumundayım, çünkü hayatın her alanında karşıma çıkan birşey. Evet demekten başka bir şansım yok. RT: En iyi ve en severek çalıştığınız hoca kimwww.rugbyturkiye.net 69 di? AG: Her yaş grubunda hocalarla çalışıyorsunuz ve hocaların futbolcunun hayatında çok önemli yeri vardır. Beni 12 yaşında ilk seçen hoca İsmail Hocadır. Sonra eğitim aldığım Atilla Uşar vardı, çok iyi bir hocaydı. Amatör bir kulüpte böyle felsefeci biriyle çalışmak benim ufkumu ve vizyonumu açmıştı. Sonra bana göre dünyanın gelmiş geçmiş en iyi oyuncu yetiştiricilerinden, felsefecilerinden biri olan Serpil Hoca ile çalıştım. Ben hep şunun çok önemli olduğunu söylerim: Zihinsel gelişimini doğru yapamayan oyuncular yeteneğini doğru değerlendirebilecek vizyona kavuşamıyorlar. Bu adamlar bize bu kapıları açtılar. Beşiktaş'a ilk geldiğimde, 19 yaşında bir oyuncuyken Stankoviç Hocadan çekinirdim, hatta AG: Oyuncu olmak ayrı, yönetici olmak ayrı bir şey. Yönetici tarafına geçtiğinizde futbolculuğun bu işin en kolay yanı olduğunu görüyorsunuz. Çünkü futbolcuyken bireysel anlamda hareket edebiliyorsunuz. Teknik adamlık, yöneticilik ise bambaşka şeyler. Oyuncuları yönetmek, taraftar ilişkisini yönetmek, medyayla ilişkileri yönetmek; hepsi ayrı tecrübe istiyor ve zamanla öğreniyorsunuz. RT: Hangisi daha eğlenceli? AG: Futbolculuk çok güzel bir şey. Dünyada, yaptığınız bir işle, 1 saniyede tüm insanları güldürebileceğiniz bir meslek pek yoktur. Gol attığında milyonlarca kişi coşkuyla haykırıyor, tüm duygularını açığa çıkartıyorsun ki böyle bir iş yok. Teknik adam olunca da eline bir hamur alıyorsun, onu yoğuruyorsun çok futbol yapılarının çok oturmamış ülkelerde. Bu sene iyisin ama seneye başarısız olursan tüm başarıların önemini bir anda yitiriyor. Bu Akdeniz ülkeleri ve bizim ülkemize özgü bir şey, İngiltere ve Almanya'da böyle bir şey yok. Bu sebepten dolayı yıpratıcı ama futbol her haliyle güzel. Ağır bedelleri olan bir şey. Sağlık anlamında çok yıpranabiliyoruz. RT: 50 bin kişi önünde bir sporu yapmak nasıl bir duygu? AG: Sürekli baskı altındasınız. Çok zevkli, ama baskı hiç bitmiyor. Bir maç bitiyor, hemen bir hafta sonraki maça hazırlanıyoruz. Bu arada sürekli size bir sonraki maçı soruyorlar “bu haftaki maçı kazanacak mısınız?” diye ve bu hiç bitmiyor. Bu bir yaşam şekli. Gelen seyircilerin dışında milyonlarca kişi de televiz- suz bir adam olduğunu düşünürüm. Baskı altına girmeye başlarsınız. Gol, futbolu var eden en güzel iştir. RT: 9 Mayıs 1992'de Galatasaray maçında önemli bir sakatlık geçirdiniz ve uzun bir dönem sahalardan uzak kaldınız. O dönemden biraz bahseder misiniz? AG: 6 ay uzaklaşırım zannederken 1 yıl sahalardan ayrı kaldım. Çok zordu. Türkiye'de teşhis doğru yapılamadığından 4 ay ameliyat olmadan dizimin üzerinde çalışarak devam ettim. Yanlış farkedilince de 6 aylık ameliyat süreci geçti, sezon da bitti zaten. Diz bütün organizmanın çalışmasını etkiliyor, ondan sonra da eski hale dönmek çok kolay değil. 19941995'te şampiyon olduk, ben 5 gol attım. Ama kendi vücut ritminizi kaybettiğiniz zaman çok zorlanıyor- çekinirdik. O sırada kadroda Necdet, Şekerbegoviç, Ziya, Samet, Ulvi, Kadir, Büyük Haluk gibi güçlü bir kadro vardı. O kadroda hep 16'da 30 maç oynayan bir adam oldum. Bu 19 yaşındaki biri için önemli bir kariyer. Stankoviç bizim için baba gibiydi ve dönemde şampiyonluk yaşadık. Sonra 6,5 yıl beraber çalıştığım Gordon geldi ve onunla da şampiyonluk yaşadım. Uzun dönem ilişkileri yıpranmadan götürebilmek, çizgiyi koruyabilmek bir teknik adam için kolay iş değildir ve o bunu başarabildi. Güzel günlerdi ve hayatlarımızdaki kaliteli adamlardı, bizleri de etkilediler. RT: Bu insanlar sizin antrenörlük çizginizi de etkilemişlerdir herhalde... lezzetli bir kek te yapabilirsin, kuru tatsız bir şey de... Onu yapabilmek ve sonuçlarını doğru çıkartabilmekse inanılmaz başarıdır. Çeşitli takımlarda çalıştım. Ankara Karagücü benim ilk antrenörlük deneyimimdir. Şampiyon olduk. Beşiktaş'ta yönetici olarak çalışırken Süper Kupayı ve Türkiye Kupasını kazandık, Şampiyonlar Ligine gittik. Sonra Göztepe'ye gittim, 2. ligden çıkartıp Süper Ligte şampiyon yaptık. Bir şeyi alıp yoğurup bir şey ortaya çıkarmak inanılmaz zevkli bir şey. Ama üzerinizdeki baskı zor. Oyuncuyken başarı ya da başarısızlığın toleransı var. Yöneticilikte/Teknik Adamlıkta ise yok. Mutlak başarı diye bir şey hiçbir zaman olmadığı için çalışma süreleri de çok uzun olamıyor, özellikle de bizim gibi yonlardan sizi izliyor. Bu baskıyla yaşama çok zor. RT: Sahadayken oyuncu seyirciyi görür mü? AG: Bazen görmezsiniz. Bazen de işler kötü gider, işte o zaman 300 metre uzaklıktaki ses bile size gelir. Tedirginlik başladığı zaman özgüvensizlik ve sorgulama başlar. RT: Peki gol atınca ne olur? AG: Onun hiç tarifini hiç yapamadık. Ama herhalde insanın duygularını 0 ile 100 arasına koyunca 100'ü dibine kadar yaşadığınız noktadır. Golcü insan için gol, varolma ve mutlu olma sebebidir. Gol atamadığı maçlarda, takım kazansa da golcü adam mutsuz uyur. Mutlaka o takımın skoruna etki etmek istersiniz. İki üç hafta gol atamayan bir golcünün çok mut- sunuz. Hep skoru değiştiren, yıldız olarak oynamış bir sporcuysanız, o sorumluluk ve beklentileri karşılamak üzere sahaya çıkıyorsunuz. Bunu yapamamak sizi de, takım arkadaşlarınızı da, yöneticileri de zorluyor. Belli bir yerden sonra çatışmalar başlıyor ki orada da durmak gerekir. RT: 1995'te Kayserispora geçiyorsunuz. 2 ay orada kalıp dönüyorsunuz ve 31 yaşında da futbolu bırakıyorsunuz. İnternette sizin için “erken bıraktı futbolu, küstü gitti” demişler. AG: Futbolda öyle bir şey yok, çünkü elinizde olan bir şey değil. Playback yapamayacağınız nadir oyunlardan biridir futbol. Tekrarı yok, öyle bir arena ki çıkıyorsunuz ,ya yapıyorsunuz ya da yapamıyorsunuz. www.rugbyturkiye.net 70 Yapıyorsanız varsınız; yapamıyorsanız yoksunuz. Oyuncuların dönem dönem bunu kabul edememe gibi durumları ortaya çıkabilir. Ama futbol sana bunun cevabını verir. “Hiç lagaluga yapma kardeşim” der. Sahadan ayrılma zamanı artık gelmiştir. Bunu teknik adama, sahaya ,ona, buna bağlaman yanlıştır. O yüzden benim hiçbir zaman futbola kırgınlığım olmadı ve olamaz. Çünkü zaten kendim bu gerçeği gördüğüm için futbolu bıraktım. Ali Gültiken olarak başka takımlarda birer sene idare edebilirdim. Top oynarken seviyem her geçen sene düşerdi ve bu beni nereye kadar götürecekti? “Böyle bir futbol yaşantısına hazır mısın, değil misin?” diye kendime sordum. Tadında bırakmak lazım her şeyi. RT: Bu anlattıklarınızdan sonra futbolun çok iyi bir kişisel gelişim aracı olduğu sonucuna varıyoruz. AG: Spor ortamının insanın karakterini çok iyi geliştirdiğine inanıyorum. Takım sporları içinde insan çok şey öğreniyor. Kazanmayı, kaybetmeyi, mutlu olmayı, mutsuz olmayı, arkadaşlarına doğru davranmayı, saygı görmeyi, saygısızlığı. Tüm bunları siz yaşayarak öğreniyorsunuz, birileri size anlatmıyor. Bunları doğru algılayabilen, kendilerini geliştirebilen insanlar bunları yetenek olarak doğru kullanabiliyorlar. Bunların hepsi birer laboratuvar. Yeni oyuncuyu herkes sever; daha sonra sorumluluklar başlıyor, aşağı düşünce de darbeler başlıyor. Böylelikle de kişiliğin gelişiyor, kendini toplamayı öğreniyorsun, sorumluluk alıyorsun, tüm bunlarla yaşamayı öğreniyorsun vb. Güçlü liderler spordan çıkabiliyorlar. Çünkü bu insanlar kendilerini yöneten insanlardır, hayatı öğrenmişlerdir. Çocukları mutlaka spora yönlendirmeli ve özendirmeliyiz. RT: Yüksek tempolu sporlarda vücudu bu kadar zorlamak tehlikeli. Herhalde bunu yapabilmek için o spora yönelik tutku ve aşk gerekiyor? Ne dersiniz? AG: Her iş öyle değil midir? Bir işi beğendiğin için yapabilirsin; ancak yapmak başka bir şey, başarmak için yapmak farklı bir şeydir. Bütün limitleri zorlaman gerekir. Tek başına iyi koşmak, iyi paslaşmak vb yetmez, her şeyi iyi yapman gerekir. Doğru insan ilişkileri geliştirmen, kendini doğru ifade etmen gerekir. Bugün artık bunların zor daha olduğunu da kabul etmek lazım. Bu kadar çok gelişen sosyal bir mecrada, hele ki iğneli fıçı gibi bir ortamda sürekli başarı çıkartmaya çalışmak zor iş RT: Teknik adamlık ve yöneticilik yapmışsınız bir süre. Bir dönem de Mustafa Denizli ile çalışmışsınız. Kendisi ile çalışmak nasıldı? AG: Evet. Mustafa Denizli vizyoner kimliği ile değer- lendirildiğinde, Türk futbolunda değişime yol açmış bir kaç insandan biridir. Onun yakınında çalışmak insana neyi yapıp neyi yapmaması gerektiğini öğretiyor. Mustafa Hoca ile çalışmak benim için önemli bir tecrübe ve bana çok şey kattı. Onun iyi bir toplum yöneticisi olduğunu düşünüyorum. Çünkü futbolda sadece saha içindeki çalışmayla başarı sağlanmıyor, toplumu da yönetebilmek gerekiyor. RT: Göztepe Spor'daki görevinizde çok başarılı olmuşsunuz. Yeniden teknik adamlık, yöneticilik görevlerinde çalışmayı düşünüyor musunuz, yoksa yorumculuk ile mi kariyerinize devam edeceksiniz? AG: Türkiye'de futbol yöneticiliğinin yapısı çok otur- muş bir yapı değil. Sistem 19 amatör yöneticinin seçildiği, herkesin işin yönetsel tarafında olmaya çalıştığı, adı profesyonel olan, ama yönetim şekli amatör olan kulüplerden oluşuyor. Bu en küçüğünde de en büyüğünde de böyle. Almanya'daki, İngiltere'deki ya da Fransa'daki gibi bir sistemin oturtulabilmesi ise Türkiye'nin bugünkü futbol şartları içinde zor görünüyor. Kendi adıma, vizyonumu, var olan birikimlerimi ortaya koyan mecra bulabilirsem çalışırım; bunları gerçekleştiremeyeceksem bu işlere girmem. Patinaj yapan biri olmak istemem. Ancak futbolun yapısını değiştirebileceğim bir yer olursa çalışırım. RT: Türkiye'de futbola bu kadar çok para harcanmasına rağmen neden amaçlanan noktaya gelinemedi? AG: 3 temel sıkıntı var: 1. Kulüpler Yapısı: Amatör yapıyla yönetilen, profesyonel bakılmaya çalışılan ama kaynakları popülizme çok fazla harcanan, yok edilen bir futbol yapısı var ve denetlenemiyor. Son 10-15 yıldır bu denetleme olmadığı için iş adamları tarafından kullanılan, güncel icraatlar için popülist şekilde idare edilen yerler haline geldi. Bu sistem dolayısıyla paranın ve imkanın bir türlü sportif başarıya çevrilemediği bir futbol yapısı var. Bu yapı devam ettiği sürece çok büyük sportif başarılar Türkiye'den çıkmaz. Biz bunu 3 sene evvel konuşurduk, 5 sene sonra da bu yapı olduğu müddetçe değiştiremeyiz. 2. Federasyonun Seçim Yapısı: Federasyon Türkiye'de ilk kuruluş aşamasında özerkliği vardı, özerkliği devam ediyor gibi görünse de aslında Kulüpler Birliği'nin tekeline girmiş durumda. Dünyanın hiçbir yerinde Kulüpler Birliğinin bu kadar çok oy oranının olduğu bir futbol federasyonu yapısı yoktur. Yalnızca süper lig kulüplerin yönettiği, hatta tehdit ettiği bir federasyon yapısıyla futbolu gerçek anlamda reforma kavuşturamayız. Kulüplerimizin bu yönetim şekliyle sürekli devlete bağımlı, sürekli mali açıdan zarar eden yapılar haline geldiler. Dışarıdan etkilere çok açıklar ve başkaları tarafından da yönetilebilir bir halde oldukları için de kulüpler gerçekten çok zor durumda. Federasyon seçim yapısının değiştirilmesi lazım. 3. Okullarda ve alt yapılarda herkesin işin içine girebildiği katıldığı bir yapı olması lazım. Eğer bunlar olmazsa o zaman dar çerçevede, milyonlarca çocuğa ulaşamadığımız, birçok yeteneği spor alanına çekemediğimiz, spor mecrası yaratamadığımız bir ortam olur ve başarı çıkartamayız. Burada da bir reform gerekiyor. En önemli bir başka konu ise taraftar yapısı... Kulüp yöneticilerinin bu konuda çok yanlışları var. Her kulübün içinde kulübü tehdit edecek ve sıkıntıya sokabilecek taraftar yapısı oluştu. Bunlar mali anlamda güçlendirildi, öyle ki mali kaynakları kesildiğinde oyuncuları, yöneticileri tehdit eder hale geliyorlar. Doğru şekilde görülüp burada da reformun yapılması gerekiyor. Bunların hepsi toparlanabilirse Türk futbolu nefes alabilir diye düşünüyorum. Konu ragbide yaşanan sıkıntılara geliyor. Bir sürede bu konuları konuştuktan sonra gitme vakti geliyor. Boğazın eşsiz manzarası eşliğinde Ali Bey’e teşekkür edip bir dahaki röportaja kadar size veda ediyoruz. www.rugbyturkiye.net 71 SEN DE TIKLA... “RUGBY TÜRKİYE”Yİ TWITTER’DA TAKİP ET! AYÇA ULUSOY www.rugbyturkiye.net 73 Ebru şalva DEVECİOĞLU ebru.salva@rugbyturkiye.net B Bu ayki konuğum Ayça Ulusoy... Pek çok kişi onu kişisel gelişim uzmanı olarak tanıyor. Alanında öğrencilerine pek çok farklı eğitim veriyor. Çok sayıda kitabı ve meditasyon cd'si var. İşin aslı o tabiri caizse bir koltukta pek çok karpuz taşıyor. Bosphorus Rugby ve Ayça Ulusoy... A yça Ulusoy’un yaptıkları saymakla bitmiyor. Mesela o şu anda okuduğunuz derginin bağlı olduğu MCM TURKUAZ A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı. Sonra o yine şu anda okuduğunuz derginin ve yayın grubumuzun bir diğer dergisi olan Auto Türkiye'nin sanat yönetmeni ve köşe yazarı... Zamanında televizyon programı yapmışlığı bile var. Şimdilerde başka bir unvanı daha var: O son dönemde kurulan İstanbul Anadolu Jimnastik ve Spor Kulübü'nde Başkan. Kulüp çatısında bir ragbi takımı var; Bosphorus Rugby… Benim de kişisel gelişim çalışmalarında öğretmenim, hayatın pek çok alınında rehberim ve çok sevdiğim dostum olan Ayça Ulusoy ile adabına uygun olarak röportaj yapıyorum. Merak ediyorum, bunca şeye nasıl zaman ayırıyor ve başarısının sırrı ne? Ebru Şalva Devecioğlu: Dergi okurlarına dedim ki “kendisini tanırım, ama adabına uygun röportaj yapacağım” onun için “Ayça Hanım” diyerek söze başlıyorum ve ilk sorumu yöneltiyorum size: Ragbi ile nasıl tanıştınız? Ayça Ulusoy: Önce yeğenim Oytun Çölok tanıştı Ragbi ile... Sonra kızım takip etti onu. Ben de çaresizce dalmış oldum bu alanın içine. EŞD: Ragbi dergisiyiz ya onun için kulağımı tersten gösteriyorum, yani önce ragbi ile ilgili soruları soruyorum; biraz sonra biyografinize de geleceğiz. İkinci soru geliyor: Ragbi hak- kında ne düşünüyorsunuz? AU: Çok sert görünse de centilmen bir spor olduğunu düşünüyorum. Bizim çocuklarla başlayan bu serüvende önce ragbi nedir ne değildir anlamaya çalıştım. Başlarda ürkütücü geldi bana. Sonra öğrendik- çe, Ragbi'deki takım bilinci ilgimi çok çekti. Özellikle ragbi maçlarından sonra, iki takımın beraber eğlenmesi çok güzel. Özellikle futbol fanatikleri arasında yaşanan kavgalara göre bana çok huzur veriyor. Açıkcası ben bu sporu seviyorum. Bizim takımımızda pırıl pırıl gençler var. Çabalarını keyifle ve ilgiyle izliyor ve onlarla durur duyuyorum. Büyük başarılarının olacağına da yürekten inanıyorum. EŞD: Sanırım iki sene, belki biraz daha fazla zaman önceydi köşenizde kızınızı, Nazlı Selin Tan'ı yazdım. Yazdım, çünkü o Türk Ragbisinde ilk lisanslı kadın oyuncu olup tarihe geçti. Bir anne olarak size şunu soracağım, insanın kızının ragbi oynaması nasıl bir şey? AU: Kızımın ragbi'ye başlaması beni çok şaşırttı. Çünkü yıllarca bale yaptıktan sonra bu kadar sert bir sporu tercih etti. O başladığında kızlar takımı olmadığı için erkeklerle antrenman yapıyordu. Ben çocuklarımın kararlarına karışmam, sadece desteklerim. Destekledim ama heyecanlanmadım diyemem. Hala maçlarda çok heyecanlanıyorum. Geçen sene İstanbul Sevens Turnuvasında çarpıntım tutmuştu. EŞD: Bazen kendime şu soruyorum: “Genç olsaydın ragbi oynar mıydın Ebru?” Cevap “ı ıh, zor” oluyor. Peki, siz genç olsaydınız oynar mıydınız? AU: Asla… O kadar cesur olmadım hiç… EŞD: Bir de bizim hikayemizi soracağım, yani Ragbi Türkiye'nin hikayesini. MCM Turkuaz bünyesinde bir ragbi dergisi çıkarmaya nasıl karar verdiniz? AU: Ragbi'yi Oytun'la tanıdıktan sonra desteklemek gerektiğini düşündük. Hem yeğenimizi hem de hak ettiği yere gelebilmesi için bu sporu… EŞD: Yine MCM TURKUAZ bünyesinde bulu- www.rugbyturkiye.net 74 nan oğlunuz Dirim Selim Tan'ın da Editörlüğünü yaptığı Auto Türkiye dergisinde bir köşeniz var. Otomobil dergisinde yazmanın size eğlenceli geldiğini biliyoruz, ama ben biraz daha detay istiyorum. Bu işi sizin için keyifli yapan ne? AU: İki dergide de keyifle çalışan ekiplerimiz var. O ekiplerin içinde olmak beni mutlu ediyor. Auto Türkiye'de yazan ve ehliyeti olmayan tek kişi benim. Bu bana çok komik geliyor. Ekibin içinde Selim kadar işini çok iyi bilen biri var bir de benim kadar konuya yabancı olan… Ortak noktamız yazmayı sevmemiz, ekipte olmaktan mutlu olmamız ve yaptığımız işe çok inanmamız… EŞD: Kişisel Gelişim alanında, bana göre bir ekolsünüz. Herkes de sizi en çok bu yönünüzle tanıyor. Henüz sizinle tanışma fırsatını bulamamış olanlar için şunları soracağım: Ne zamandan beri bu alanda çalışıyorsunuz ve hangi konularda eğitim veriyorsunuz? AU: 12 senedir eğitmenlik ve danışmanlık yapıyo- rum. 9 adet kitabım var. Bir çok meditasyon cd'si de yaptım. Kişisel gelişim ve enerji teknikleri eğitimleri veriyorum. Meditasyon öğretiyorum. Kişilere ve şirketlere danışmanlık yapıyorum. Bir de ritim tarapi grubum var. O grupta hem eğitmenlik yapıyorum hem de askılı davul çalıyorum. EŞD: Bu noktaya gelmemde şu kişinin katkısıwww.rugbyturkiye.net 75 nı unutamam diyeceğiniz biri, birileri var mı? AU: Hayatımda bana zorluk yaşatan herkes… Çünkü zorlukları nasıl aşarım diye düşünürken ve doğru çözümler ararken kendimi daha iyi tanıdım. Kendinizi tanımaya başlayıp dürüstçe yüzleşince bu süreç keyifli gelmeye başlıyor. Ve devam ediyorsunuz. EŞD: Tahminen bugüne kadar kaç tane öğrenciniz olmuştur? AU: İlk iki senede sayı binleri bulunca saymaktan vaz geçtim. Özel çalıştırdıklarım, gruplar, şirketler derken seminerler ve fuarlar da eklenince sayı çok arttı. EŞD: Kişisel Gelişim Uzmanı ile röportaj yapma fırsatını bulmuşum, ben bu durumu değerlendirmez miyim? Mutlu olmanın bir sırrı var mı? AU: Genelleme yapamayız. Ama en başta kişi kendinle barışmalı. Kendini iyi tanımalı ve olduğu gibi kabul etmeli. İçinde bir denge kurmalı. Bir de mutluluğu şartlara ve kişilere endekslememeli. EŞD: Bizi yeni kitaplar bekliyor mu? AU: Evet… EŞD: Kanal Türk'te yayınlanan “Eğer Sen İstersen Neden Olmasın” ve Rumeli TV'de yayınlanan “Değişim Başlıyor” isimli programlarında eğitmenlik ve sunum partnerliği yaptınız. Nasıl girdiniz bu işe? Başka bir deyişle herşey nasıl başladı? AU: Eşimin projeleriydi. Keyifle yer aldım bu projelerde. EŞD: Peki, Bosphorus macerası nasıl başladı? Kulüp Başkanlığı ile bambaşka bir alana daha girmiş oldunuz. AU: Daha önce de bahsettiğim gibi yeğenimi desteklemek için yola çıktık. Sonra profesyonelce bu işin içinde olduk. Ben çok farklı alanları tanımayı ve çalışmayı seviyorum. Tek tip, tekdüze yaşamayı sevmiyorum. İnsan var oldukça öğrenmeli, kendini yenilemeli ve geliştirmeli. Durağan olmak bana göre değil. EŞD: Kadınım ya, herşeyin duygusal boyutuna takılıyorum. Onun için kadın kulüp başkanı olmak nasıl bir duygu diye soracağım. AU: Her zaman olduğum gibi çok anacım yine. Çocuklar maçta düşse içim acıyor. Spor ve teknik yönleri düşünmekten çok çocuklar aç mı tok mu, keyifleri yerinde mi, sorunları var mı gibi konuları düşünüyorum. EŞD: Bosphorus Rugby nasıl bir takım? AU: Muhteşem bir takım… Harika çocuklar hepsi. İnanılmaz çabadalar. Birbirlerine bağlılar. Koçla çok sıkı bağları var. Hayatım boyu aldığım en güzel yeni yıl hediyesi gece yarısından sonra tüm takımın beni telefonla arayıp şarkı söylemesiydi. Onları çok sevi- yor ve güveniyorum… EŞD: Bosphorus Rugby çatısı altında bir de kadın ragbi takımı düşünüyor musunuz? AU: Neden olmasın… Bu takımda olmak ister misin? EŞD: Yaptığınız işlerden hangisini daha çok keyif alarak yapıyorsunuz, böyle bir ayrımınız var mı? AU: Hayır. Tüm işlerimi keyifle yapıyorum. Nasıl çocuklarını birbirinden ayıramazsa bir anne ben de işlerimi ayıramam ve “Bu daha önemli” ya da “Bunu daha çok seviyorum” diyemem. EŞD: Çok yönlü olmak da ayrı bir meziyet. Bu kadar işi nasıl yönetiyorsunuz? Daha önemlisi kendinize keyif zamanları ayırabiliyor musunuz? AU: Tabii ki kendime zaman ayırıyorum. Günü iyi programlarsa kişi yapmak istediği her şeye zaman bulabilir. Ayrıca kendine zaman ayıran ve dinlenebilen kişi işinde daha verimli ve başarılı olur. EŞD: Ben biliyorum, sizde yeni projeler bitmez. Bundan sonrası için okurlarımızla paylaşmak istediğiniz bir projeniz var mı? AU: Evet var. Yepyeni bir işim, yeni bir bebeğim var. Bu bebek yeni sitem… “Bir Vegan Annesiyim” adlı bir site yaptık eşimle. Kızım Vegan olmayı seçtiğini söyledi kısa bir süre önce. Veganlar hiçbir hayvansal ürün kullanmıyorlar. Kızımın seçimine saygı duydum ve desteklemeyi seçtim. Vegan lezzetler oluşturmaya başladım. Bunların tariflerini, resimlerini paylaşıyorum sitemde. Çok ilgi gördük yayınlanmaya başladığı andan bu yana. EŞD: Zaman ayırdınız, çok teşekkür ediyorum. AU: Ben teşekkür ederim, keyif oldu benim için… www.rugbyturkiye.net 76 HAYALLERIM SPOR VE BEN Yaşam ve HALUK GÜREL Aşksa Eğer Haluk Gürel var olma sevgisi... haluk.gurel@rugbyturkiye.net O Oturdum masanın başına ve başladım düşünmeye. Bu ayki yazımı hangi hayalim ile ilişkilendirebilirim acaba? Karşımda televizyon açık. Bir haber kanalında sporcuların hayatlarından kesitler veriyor. Başarı hikayeleri, zaferler, ün, şöhret, unutulmaz anlar… Y alnızca keyifli hikayelerden bahsedilmiyor programda. Trajik, üzücü hikayelere de yer veriliyor. Trafik kazasında ya da müsabaka esnasında bir anda hayatını yitirenler, uyuşturucu ve alkol yüzünden ailesini, parasını, ününü yitirenler var hikayeler arasında. Bir de yaşadığı sakatlık sonucu, oyun dışı ya da kadro dışı kalanlar, hatta daha büyük sakatlıklarla spor yaşamının, daha doğrusu yaşamın dışında kalanlar var. İçim parçalandı izlerken. Bir insanın hayatta en iyi bildiği, en çok sevdiği şeyden birdenbire nasıl mahrum kalabildiğini düşündüm. Sonra, sporun dışında, kendi hayatlarımızı düşündüm. Yaşamın olmasa da, oyunun dışında kaldığımızı hissettiğimiz anları… Paramızın yetmediği, yalnız kaldığımız, çok istediğimiz bir işin mülakatını kazanamadığımız, bir sağlık sorunu ile günlerce yataktan kalkamadığımız, bir kayıp haberini aldığımız, çaresiz kaldığımız ve tüm umutlarımızı yitirdiğimiz anları düşündüm. Devam etmek için bir neden bulmakta zorlandığımız anları… Sebepleri ve sonuçları, geçmişi ve geleceği sorguladığımız anları… Varoluşumuzu, doğrularımızı ve yanlışlarımızı sorguladığımız anları düşündüm. Sonra da bu anlardan nasıl çıkabileceğimizi... Dostların desteği... Üzerinden yaraları saracak kadar zamanın geçmesi.... Başka şansımızın olmadığını idrak edişimiz... Sorumluluğunu taşıdığımız kişilerin varlığı... Belki de en çok, bedenimizden daha payidar olan varlığımızın karakterindeki devam etme güdüsü. Her ne olursa olsun devam etmek! Her şeyin, koşullar ne olursa olsun değişebileceğine dair taşınan inancın itici gücü ve sonunda da devam etmeye olan eğilimimiz. İçimizdeki “bu kez olmadı, ama mutlaka olacak” diyen sesin sahibi. Bizi dışında kaldığımız oyunlardan sonra, belki başka, belki de aynı oyunun içine daha büyük bir güç ve kararlılıkla yeniden ve yeniden alan o gizli güç! İnsan ister sahip olduklarını, ister uzuvlarını, ister yakınlarını kaybetsin, hayatta kalma ve imkansız gibi görünen şeyleri başarma arzusu veren güç. Hiç istemem ama bir gün olur da kendimizi oyunun, yaşamın dışında kalmış hissedersek, ihtiyacımız olan, içimizde bir yerde o gücün var olduğunu hatırlamak. YAŞAM ve VAR OLMA SEVGİSİ! Oyunun içindeyseniz, ne mutlu size, var gücünüzle sarılın ve en iyi hamlenizi yapın. Dışındaysanız eğer, hemen az ötedeki “U” dönüşü için, içinizdeki gücü hatırlayın ve sadece bir adım atın. Varılan en uzun mesafelerin başında atılan o ilk adım var, unutmayın! Sevgiyle… Sipariş için: info@mcm-turkuaz.com www.rugbyturkiye.net 77 GÜNDÜZ SAKA gunduz.saka@rugbyturkiye.net B Bir önceki sayımızda eski yılı kapatmış ve yeni gelen yılı karşılama çalışması yapmıştık. Eski yılda her ne yaşandıysa yaşandı, sevgiyle uğurladık. Kişilerle ve olaylarla hesaplarımızı içimizde kapadık ve kendimizi tüm yaşananlardan özgür kıldık. Yaşananları, kendimizde görmemiz gereken dersler olarak kabul ettik ve bir daha yaşanmaması için bu olayların yaşanmasına neden olan bilinçaltı arınmalarını yaptık. Yaşadıklarımıza ve sahip olduklarımıza değerlerini anladığımız bilinciyle şükrettik. Bunu ne kadar başardıysak yeni yıla ayağımızda o kadar az prangalarla girdik demektir. Bu bize yeni yılda keyif huzur ve mutluluk olarak geri dönecektir. B u arada yeni gelen yılı unutmadık. Nasıl yaşamak istediğimizi programladık. İstek ve kararlarımızı belirledik ve olması için niyetlerde bulunduk ve liste hazırladık. Benim listemde ki bir madde daha yılın ilk günü gerçekleşti. İnanılmaz mutlu oldum. Çok özel bir şey olduğu için izin verirseniz buradan paylaşmayacağım. Ama gerçekleşen diğer mad- deler olduğunda hatırlatma amacıyla sizlerle paylaşacağım. Bu listeyi yıl içinde de geliştirmek mümkün. Aklınıza gelen bir isteği listenize ekleyin. Gerçekleştiğini göreceksiniz. Ancak bununla ilgili koşulları bir zahmet geçen sayımıza geri dönerek tekrar okuyun. Gerçekleşmeyen istekleriniz olduğunda ise üzülmeyin. Belki gerçekleşmemesi sizin hayrınızadır ve siz bunu göremiyorsunuzdur. Bunu anlamaya çalışın ve nedeni bulunca evrene teşekkür edin. Veya bu isteğinizin gerçekleşmemesine neden olan bilinçaltı düşünceleri fark etmeye çalışın. Hatta bunun için neyi eksik yaptığınızı bulun. Örneğin çok lüks bir araba istediniz. Bu isteğinizin altında egonuzu besleyen “etrafa hava atmak” veya “ eziklik” duygusundan kurtulma isteği varsa boşuna araba beklemeyin. Önce, yaratılırken ki özümüze uymayan bu olumsuz düşüncelerden kurtulun. Gerisi kolay olacaktır. Bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum. Daha önceki sayılar da paylaştığım fikirlere geri dönmek istiyorum. Bazen bir konuyu çok detaylı anlatmak anlaşılması için yeterli olmuyor da aynı konuyu www.rugbyturkiye.net 78 anlatan tek bir cümle ana fikri ve konuyu kavramamıza neden olabiliyor. Benim hayatımda bu tür olaylar çok olmuştur. Bu nedenle bu fikir veya not yazılarına çok önem veriyorum ve faydalı olduğunu düşünüyorum. Ayça Ulusoy ile yaptığımız dersler sırasında veya gün içinde yaşadıklarımızdan, aklımıza gelenler- den ve içimizde hissettiklerimizden oluşuyor bu “fikir yazıları.” Aslında “notlar” desek daha iyi olacak. Ben sık sık açıp ders notlarımı okuyorum. Tıpkı ders çalışır gibi. Çünkü bu notlar hayatımı daha keyifli ve mutlu yaşamamı sağlıyor. 'Ben buna değerim' diye düşünüyor ve gereğini yapmaya çalışıyorum. Gelelim notlara: * Gözlerinizi kendinize çevirin. Bir işi yaparken, ben bu işin sonunda ne elde edeceğim ve evrene ne yansıtacağım diye bakın. Ben bunu yaparsam eşim, komşum, çocuğum ne der diye bakışınızı etrafa çevirmeyin. * Altında kişilik mücadelesi yatan tartışmalar kazanılmaz. Sadece karşı tarafı susturursunuz. Egoları- nız olduğu için tartışırsınız. Egosu olan kimse ikna edilemez ve tartışmayı kazanamazsınız. Susuyorsanız sizin o kişiden beklentiniz vardır. Kaybetmek istemezsiniz. O susuyorsa sizden beklenti içindedir. Yani ilişkinin temelinde ticaret vardır. * Ego, sevgi alabilmek, alamadığımızda zarar görmemek adına geliştirdiğimiz ikinci kişiliğimizdir. www.rugbyturkiye.net 79 * Başkalarından beklediğiniz herşey sizde olmayandır. Saygı, dürüstlük, haksızlığa uğramak vs. * Neyle beslendiğinize dikkat edin. Öfke, nefret, kıskançlık, eziklik, hastalık… * Karşındakinin öfkelenme sebebini bul. (Yalan söylemek, dışlanma, eleştirilmek vs.) Kendinde olan bu duyguyu kabul et ve sonra zihninden yok et. * Söyledikleriniz ve yaptıklarınızın arkasında kendinize bile söylemediğiniz başka sebepler var mı? * Dürüst olmak; neyi nede yaptığını fark etmek ve kabul etmektir. * Sevgi dile getirilmeli ve yaşanmalıdır. Bu paylaşımdır. * Şartlanmış düşünceler oluşturmayın, zamana ve davranışlara bağlı kalmayın. * Ne kadar kalıplıysanız bilinçaltı derin ve doludur. * Forma uymayan duygu ve düşünceler ne kadar çoksa, bilinçaltı o kadar doluyor. * Yaptıklarınız size doğru olarak yansımıyorsa, bir şeyleri yanlış düşünüyor ve yapıyorsunuzdur. * Sizde var olanı yaşarsınız. * Bir şeyleri oldurmak için uğraşmayın. Sadece oldurmanıza engel olan duygu, düşünce ve kalıpları bulun ve iptal edin. * Hayatın akışı içindeki yerimizi güvenle almalıyız. Kısaca; akışta olunmalı, akışa direnilmemeli. Direnirseniz akış sizi zorlar. Nehirle birlikte akarsanız sular size direnç oluşturup zorlamaz. Akışta herşey olması gerektiği gibi olur. * Yaşamınızda aksaklıklar varsa ilk bakacağımız şey düşüncelerimiz, sonra kalıplarımız olmalıdır. (Düşünmeden öylesine yaptıklarımız, kısaca amaca hiz- met etmeyenler) * “Düşünmeden hayata akmak” demek, başkalarının düşünüp, size dayattıklarını yapmak demek değildir. * Çözülenler ve bitenler tekrar yaşanıyorsa bilinçaltında direnç vardır. * Değişime direncin altında beslenme kaynaklarını kaybetme korkusu vardır. www.rugbyturkiye.net 80 Sinema AJANDA Uzak Çığlık Frankenstein: Ölümsüzlerin Savaşı Yapımı: 2014-ABD Tür: Bilim Kurgu, Aksiyon, Fantastik Süre: 93 Dak. Yönetmen: Stuart Beattie Oyuncular: Yvonne Strahovski, Aaron Eckhart, Miranda Otto, Bill Nighy, Jai Courtney Senaryo: Kevin Grevioux Yapımcı: Kevin Grevioux, Patrick Tatopoulos 24 Ocak 2014 G .I. Joe: Rise of the Cobra'nın senaristi Stuart Beattie tarafından yazılan ve yönetilen bu Lionsgate yapımı filmde, Aaron Eckhart parçaları birleştirilmiş özel bir detektif olan Adam Frankenstein'ı canlandırıyor. Doğaüstü yaratıklar Dünya'yı ele geçirmek isteyince, eşi benzeri görülmemiş bir kahraman insanoğlunun yardımına koşar... Yapımı: 2008-Almanya, Kanada Tür: Aksiyon Süre: 95 Dak. Yönetmen: Uwe Boll Oyuncular: Emmanuelle Vaugier, Til Schweiger, Udo Kier, Carrie Genzel, Ralf Moeller Senaryo: Michael Roesch, Masaji Takei 24 Ocak 2013 R oket Büyük bir hızla ve gürültüyle Jack Carver'in teknesine çarpar. Jack tekne patlayıp paramparça olmadan önce kaçmayı zar zor başarır. Genç gazeteci Valerie Constantine onu bu seyahat için tuttuğunda, Carver'ın hayalindeki seyahat bu değildir. Kaptanın görevi onu bir muhbirle buluşması için ücra bir adaya götürmekti, ama hiç bir şey yolunda gitmez. Adanın sırrı her neyse, onun koruyucuları bunun bilinmesini engellemeye hazırdırlar Jack ve Valerie paçalarını zor kurtararak ormanın içine kaçarlar. Adanın diğer tarafındaki limandaki gemiye ulaşmaya çalışırken acımasız askerler tarafından yakalanırlar. Her şeye rağmen limana varışlarının ardından adanın sırrını çözerler: Dr. Krieger'ın mükemmel ölüm makinesini yaratma girişimi ve tehlikeli deneyler... Köfte Yağmuru 2 Yapımı: 2013 - ABD Tür: Animasyon Süre: 100 Dak. Yönetmen: Cody Cameron Seslendirenler: Neil Patrick Harris, Anna Faris, Terry Crews, James Caan, Benjamin Bratt Senaryo: Judi Barrett, Ron Barrett Yapımcı: Kirk Bodyfelt 24 Ocak 2013 F lint Lockwood, suyu yiyeceğe dönüştüren bir makine icat etmişti. Flint'in amacı insanları mutlu etmekti ancak işler kontrolden çıkınca filmin sonunda Flint makinesini imha etmek zorunda kalmıştı. Cody Cameron ve Kris Pearn ikilisinin yönettiği KÖFTE YAĞMURU 2'deyse Flint, durdurduğunu sandığı icadının evrimsel bir işlev bozukluğuna neden olarak halen çalışmakta olduğunu öğrenir. Flint ve arkadaşlarının bu sefer dünyayı, makinesinin yarattığı hayvan-yiyecek karışımı mutant yaratıklardan kurtarması gerekmektedir. Kırık Çember Yapımı: 2012 - Belçika Tür: Dram Süre: 111 Dak. Yönetmen: Felix Van Groeningen Oyuncular: Johan Heldenbergh, Nell Cattrysse, Veerle Baetens, Geert Van Rampelberg, Robbie Cleiren Senaryo: Felix Van Groeningen Yapımcı: Dirk Impens 24 Ocak 2014 E lise ve Didier farklılıklarına rağmen ilk görüşte birbirlerine aşık olurlar. Birbirlerini hayranlıkla dinlemektedirler. Didier romantik bir ateist, Elise ile gerçek bir dindardır. Ne zaman ki kızları ciddi bir hastalığa yakalanır, o zaman aşklarını yargılamaya başlarlar. www.rugbyturkiye.net 82 Sinema Mr. Banks Büyüler Evi: Sihirbaz Kedi Eyvah Eyvah 3 Yapımı: 2013 - Belçika Tür: 3 Boyutlu, Çizgi Yönetmen: Ben Stassen, Jeremy Degruson Senaryo: Ben Stassen Yapımcı: Ben Stassen, Caroline Van Iseghem Yapımı: 2014-Türkiye Tür: Komedi Yönetmen: Hakan Algül Oyuncular: Ata Demirer, Demet Akbağ, Salih Kalyon, Özge Borak, Serra Yılmaz Senaryo: Ata Demirer Yapımcı: Necati Akpınar 31 Ocak 2014 31 Ocak 2014 enç bir kedi, ailesi tarafından terkedilir. Yalnız ve kaybolmuş bir şekilde Lorenz'e ait olan gizemli bir malikaneye sığınır. Çok çabuk, bu büyülü evin içerisinde kedi kendini evinde gibi hissediyodur. Evin içerisinde garip ve eğlenceli bir çok karakter vardır. Ama ev sahibi Lorenz hastaneye kaldırılır ve yeğeni malikaneyi satmak için elinden geleni yapar. Bu durumdan çıkmak için kedinin aklına süper bir fikir gelir, evi lanetli bir ev haline getirmek ve bunun içinde küçük arkadaşlarından yardım alacaktır... ünyaya yapılan bir 'alien' saldırısı sonrasında hayatta kalmak için savaşmaya başlayan insanlık, gezegenlerini ele geçirmeye çalışan 'Buggers' isimli yaratıklara karşı büyük bir mücadeleye girişirler. Görevinde başarılı olmaya çalışan insanoğlu, bu dünyadışı yaratıkları yok etmek için özel olarak çalışacak olan IF isimli seçkin bir ordu kurar. Hikayemizin başkarakteri Andrew Ender Wiggin ise özel yeteneklere sahip bir çocuktur ve bazı çocuklar gibi o da gelecekte bugger'lara karşı savaşması için özel olarak eğitilir. G D Yapımı: 2013 - ABD Tür: Biyografi, Komedi Süre: 118 Dak. Yönetmen: John Lee Hancock Oyuncular: Emma Thompson, Tom Hanks, Ruth Wilson, Paul Giamatti, Colin Farrell Senaryo: Sue Smith, Kelly Marcel Yapımcı: Alison Owen, Philip Steuer 7 Şubat 2014 W alt Disney'in kızları kendisine en sevdikleri kitap olan P.L. Travers'ın yazdığı Mary Poppins’in filmini çekmesi için yalvardıkları zaman Walt Disney onlara bir söz vermişti ama bu sözü tutmanın 20 yıl süreceğini hiç tahmin etmemişti. Telif haklarını alma sürecinde Walt, cimri ve uzlaşılması çok zor bir yazarla karşı karşıya gelir. Yazar, sevgili sihirli dadısının Hollywood tarafından kötüye kullanılmasına izin vermek istemez. Fakat kitap satmamaya, para yetmemeye başlayınca Travers gönülsüz de olsa Los Angeles'a Disney'in uyarlama planlarını dinlemeye gider. 1961'deki o kısa iki haftada Walt Disney var gücüyle çalışır. Hayal gücü yüksek resimli taslaklar hazırlanır ve yetenekli Sherman kardeşlerin neşeli şarkıları eklenir. Walt, P.L. Travers için tüm silahlarını seferber eder ama aksi yazar memnun olmaz. Tarzan 3D Yapımı: 2013 - ABD Tür: Animasyon, 3 Boyutlu, Aile Süre: 140 Dak. Yönetmen: Reinhard Klooss Oyuncular: Kellan Lutz, Spencer Locke, Jaime Ray Newman, Robert Capron, Mark Deklin Senaryo: Reinhard Klooss, Jessica Postigo Yapımcı: Robert Kulzer, Reinhard Klooss 14 Şubat 2014 T arzan filmi bu kez yeniden kurgulanarak karşımıza üç boyutlu bir animasyon filmi olarak çıkıyor. Tarzan ve Jane Porter, Greystoke Energies şirketinin kurduğu bir ordu ile karşı karşıya gelirler. Greystoke Energies'in sahibi, Tarzan'ın ailesi bir uçak kazası sonucu ölünce şirketi onların elinden almıştır. Filmin yönetmenliğini Reinhard Klooss üstleniyor. Kadroda Kellan Lutz, Spencer Locke, Robert Capron ve Jaime Ray Newman yer alıyor. www.rugbyturkiye.net 83 Tiyatro Büyük Şehir 24 Ocak 2014 20:30 Bo Sahne, İstanbul Sersefil (Korkuyorum Sevgilim) 30 Ocak 2014 20:30 Profilo Kültür Merkezi Büyük Salon, İstanbul Tanıyor Olabileceğin Kişiler 08 Şubat 2014 19:30 Bahane Lounge, İstanbul Tam 45.00 TL Öğrenci 30.00 TL 1. Kategori - Tam:40.00 TL 2. Kategori - Öğrenci:28.50 TL Yazan: Yeton Neziray Çeviren: Senem Cevher Yöneten: Arif Akkaya Çevre Tasarımı: Candan Seda Balaban, Arif Akkaya Kostüm Tasarımı: Candan Seda Balaban Işık Tasarımı: Arif Akkaya Oyuncular: Atılgan Gümüş, Bekir Çiçekdemir, Berkin Özuyanık, Esin Doğan, Nur Eraslan, Şeyla Halis O yundan Tadımlık Replikler: "Göçmenler sadece göçerken göçmendir." "Biz, bir grup vatansever, yeni bir düzen kurma çabasındayız!" - Hükümet "Şehir geliştikçe çukurlarla dolar. Çukurlardan kaçmamızın imkanı yok! Anlayın bunu!" - İş Adamı "Şikayetlerinizi belediyemizdeki şikayet kutusuna atın!" - Memur "O gün kutuda diğerlerinden farklı bir mektup buldum!" - Temizlik Görevlisi "Belediyenin verdiği izinle, bir inşaat şirketinin kazdığı çukur yüzünden küçük kızım ölüyor!" Baba Yazan: Korhan Abay Yöneten: Bora Severcan Müzik: Recep Gül Şarkı Sözleri: Ömer Vatanartıran Final - Şarkı - Beste: Uygur Vural Kayıt & Mix: Reha Falay Dekor: Meltem Severcan Işık: Yüksel Aymaz Koreograf: Alkış Peker Reji Yrd.: Gözde Şencan Büke Akay Stüdyo-Smr Oyuncular: Ömer Vataartıran, Öznur Serçeler, Halim Ercan, Pelin Aki, Melda Gür, Alkış Peker, Sefa Zengin, Volkan Severcan, P amuk ipliğinde yaşayan bağımlıların akıl almaz dönüşümlerini, çevrelerinin çaresizliğini gözler önüne seriyor. Yine de aşkın, sımsıkı bir can simidi olabileceğini de gösteriyor. Ayrıca toplumumuzda son zamanlarda yeterince dikkat çekilmeyen fakat ilkokul bahçelerine kadar düşmüş olan uyuşturucu felaketinde hepimizin birey olarak nasıl payı olduğuyla yüzleştiriyor. Baskıcı bir babanın eroin bağımlısı oğlu Martin de, ilgisiz ailesinden kaçan Lilian da hayatlarını çok istedikleri halde değiştiremiyorlar. Tam 28.50 TL, Öğrenci 18.50 TL T anıyor Olabileceğin Kişiler, 2010 yılında Cenk Tunalı'nın sahnede tek başına kalmak istememesiyle, R. Onur Atilla ve Doğan Akdoğan'ı yanına alarak sahnelediği iki perdelik bir gösteri olarak başladı. Tiyatro Kılçık üslubu; "Bugüne kadar kimsenin başına gelmemiş fakat herkesin başına gelebilecek hikayeler" şeklinde özetlenebilir. Fakat "Tanıyor Olabileceğin Kişiler", bu üslubunun dışında, sahnedekilerin başına gelmiş hikayeler ve tespitler olarak karşımıza çıkıyor. Gösterinin adından da anlaşılacağı gibi canlandırılan karakterler, hepimizin hayatında bir şekilde var olan kişiler olabildiği gibi, izleyenin kendisi de olabilmektedir. Seyirciyle iletişimi ve sahneleniş şekli açısından benzerine rastlamanın pek mümkün olmadığı bu gösteri, internetten sonraki en büyük icat olarak da adlandırılmaktadır. 4”Tanıyor Olabileceğin Kişiler" oyununun önemli bir bölümü tek kişilik stand-up gösteriden oluşuyor. Bunun yanısıra interaktif bölümler ve içinde doğaçlamaların olduğu iki ya da üç kişilik kısa oyunlar bulunmakta... Seyirci, gösteri boyunca sahnedeki oyuncularla birlikte yeni bir deneyim yaşıyor. Bu yüzden de Tiyatro Kılçık'ın eseri olan bu gösterinin samimiyeti, seyircide eğlenceli ama kalıcı bir iz bırakıyor. Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi 12 Şubat 2014 20:30 Bo Sahne, İstanbul 1. Kategori - Tam:44.50 TL 2. Kategori - Öğrenci:28.50 TL Yazan: Ebru Nihan Celkan Yöneten ve Oynayan: Sumru Yavrucuk Dramaturji: Sumru Yavrucuk, Onur Coşkun Mekan Tasarımı: Başak Özdoğan Işık Tasarımı: İsmail Sağır Müzik-Ses Tasarım: Berrak Artemiz Fotoğraf: Solmaz Aksoy B ugünün dünden farksız olduğu bir coğrafyada, varoluşunun tehdit olarak algılandığı bir kadının tek kişilik gösterisine hoşgeldiniz... Hep büyük bir hayatın figüranı olan Umut, bu kez içini geçmişiyle doldurduğu anılarını paylaşmak için sahnededir. Aile bağları, "madilik", hayal kırıklıkları, çocukluk düşleri, muhatabını bulamadığından insanın dilini ekşiten her şey... www.rugbyturkiye.net 84 Konser Ayşen Ulucan Stephanie Gurga 22 Ocak 2014 20:00 Akbank Sanat, İstanbul Tam 23.00 TL Öğrenci 13.00 TL Bülent Ortaçgil Magnus Öström 20 Ocak 2014 21:00 Beşiktaş Kültür Merkezi, İstanbul Salon - 66.00 TL Balkon - 56.00 TL 18 Ocak 2014 21:30 Salon İKSV, İstanbul 1. Kategori - Masa 50.50 TL 2. Kategori - Ayakta Tam 34.00 TL 3. Kategori - Ayakta Öğrenci 28.50 TL M odern cazın en ilham verici gruplarından Esbjörn Svensson Trio (EST) ile adını duyuran Magnus Öström, grupla birlikte 12 albüme imza attı. Svensson'un 2008'de hayatını kaybetmesinin ardından grup dağılınca Öström, 2010 yılında kendi grubunu kurdu. Thread of Life adlı ilk solo albümünü 2011'de yayımlayan Öström, Dan Berglund ve Pat Meheny'nin de katkıda bulunduğu albüm eleştirmenlerden tam not aldı. S en isimli albümünü Ada Müzik'ten çıkartan Ortaçgil, her zamanki gibi tüm söz ve bestelerin kendisine ait olduğu bu albümde çok özel şarkılara yer verdi. Bülent Ortaçgil, yoğun konser temposuna rağmen yedi yıldır albüm yapmamıştı. Son çalışması "Sen"de yer alan yeni şarkılar sanatçının sevenlerini ziyadesiyle memnun edeceğe benziyor. Albümde müziklerin yanı sıra şarkı sözlerinin de şiirselliği göze çarpıyor. "Sen"de Ortaçgil her zamanki gibi gitar ve vokaliyle yer alırken usta müzisyenler Baki Duyarlar (klavye), Cem Aksel (davul), Gürol Ağırbaş (bas gitar), Birol Ağırbaş (perküsyon) ve Barlas Tan Özemek (elektrikgitar) enstrümanlarıyla sanatçıya eşlik ediyor. Shlomo Mintz, Itamar Golan, Dmitry Yablonsky A yşen Ulucan: Solist ve oda müzikçisi olarak konserlerini sürdüren Ayşen Ulucan, 2005 yılında Baden Baden Gençlik Orkestrası eşliğinde bir turne gerçekleştirdi, Uluslararası Brahms Vakfı'nın bursunu kazandı ve 2009 Ocak ayında bir konser vermek üzere Baden Baden Filarmoni Orkestrası'ndan davet aldı. Ayşen Ulucan, 1745 Petrus Guarnerius yapımı kemanıyla çalmaktadır. Stephanie Gurga: Amerikalı piyanist ve klavsenci Stephanie Gurga; Indiana, Depauw Üniversitesi'nde ve Paris, Ecole Normale de Musique'te piyano ve org eğitimi aldı. Daha sonra tarihi tuşlu çalgılarda uzmanlaştı. Almanya'da, Freiburg Musikhochschule'de, piyanoforte ve klavsen için master derecesi alan sanatçı, solist ve eşlikçi olarak uluslararası bir kariyere sahip oldu ve Bach'ın Si Minör Missası'nda Lozan Oda Orkestrası'na, Brahms'ın keman-piyano sonatlarında Gian Paolo Peloso'ya eşlik etti. Sanatçı ayrıca Fransa'da, Meussia'da, Poulenc'in solo piyano eserlerini yorumladı. Stephanie Gurga halen İsviçre'de, Lozan ve Sion'da, Haute Ecole de Musique Vaud Valais Freiburg'un yaylı sazlar eşlikçisi olarak görev yapmaktadır. 22 Ocak 2014 20:00 İş Sanat Kültür Merkezi, İstanbul 1. Kategori - 88.00 TL 2. Kategori - 72.50 TL 3. Kategori - Tam 56.00 TL İndirimli 46.00 ş Sanat kendi alanlarında üç yetkin müzisyeni oda müziğinin sıcak ve samimi çatısı altında buluşturuyor. Virtuoso kuşağının bu ilk konserinde mükemmel müzikalitesi, stil çeşitliliği ve kusursuz tekniğiyle günümüzün önde gelen kemancılarından Shlomo Mintz, seçkin enstrümantalistlerle yaptığı işbirliklerinin sonucunda kendi jenerasyonunun en çok aranan piyanistlerinden Itamar Golan ve gerçekleştirdiği 70'ten fazla kayıt ile dünya çapındaki en prestijli sahnelerin vazgeçilmez isimlerinden Dmitry Yablonsky ile biraraya gelecek. Olağanüstü bir dengedeki uyumlarına tanık olacağımız üçlünün sunacağı bu muhteşem oda müziği ziyafeti hiç şüphesiz akıllardan uzun süre çıkmayacak. İ www.rugbyturkiye.net 85 Konser La Descarga Band Luisa Sobral 1. Kategori - Tam:34.00 TLÖğrenci:19.00 TL 24 Ocak 2014 20:00 İş Sanat Kültür Merkezi, İstanbul Allen Hulsey 24 Ocak 2014 22:00 BKM Mutfak Sahne, İstanbul Ayakta - 23.00 TL M üzik dünyasının en prestijli üniversitelerinden Berklee mezunu Allen Hulsey, 2012 yılına dek Gramercy Theatre, Bowery Ballroom, Mercury Lounge, Bowery Electric gibi New York'un önemli etkinlik alanlarında konserler verdi. Müzik kariyerine, 2012 yılında tatil için geldiği Türkiye'de devam etme kararı alan usta gitariste, kendi üslubuyla Türkçe olarak cover'ladığı şarkılardan oluşan konserlerinde, Birol Namoğlu ve Mabel Matiz gibi ünlü isimler de kimi zaman eşlik etti. 1. Kategori - 72.50 TL 2. Kategori - 56.00 TL 3. Kategori - Tam 45.00 TL İndirimli 35.00 TL B ir ses, gitar, kâğıt ve kalem... İşte Luisa Sobral'ın müzik evreninin mütevazı araçları. Portekizli şarkıcı son derece yumuşak, naif ve yansımalarla dolu içgüdüsel müziğinin meyvesi olan "The Cherry on my Cake" ile son yıllarda caz ve dünya müziği sahnelerinde adından sıkça bahsettirmeye başladı. 12 yaşında başlayan müzikal yolculuğunda Beatles'tan cazın ölümsüzleştirdiği eşsiz melodilere kadar farklı stil ve türden beslenen Sobral caz standartlarından, Brezilya müziğinden ve parlak yaratıcılığından süzülerek oluşturduğu sıcacık albümünün en güzel parçalarını İş Sanat'ta cazseverler için seslendirecek. Mara 25 Ocak 2014 22:00 Living Room, İstanbul L a Descarga grubu, Kolombiyalı orkestra şefi, ünlü tumbacı Luis Ernesto Gomez, ses sanatçısı Gülseren Yıldırım Gomez, son dönem caz dünyasının ses getiren neşesiyle bilinen piyanisti Uraz Kıvaner, sağlam tekniğiyle basçı Alper Kılıç, timbalci ve cajon ustası Kerem Kırca, üç güçlü brass section da saksafoncu Sinan Keskin, trompetçi Eldar Aliyev ve Keily Riguel, Akdeniz ruhunu katan bongo ve kampanacı Riccardo Marenghi ile geri vokallerde Deniz Biber ve “Egerie" Ayşegül Erman'dan oluşmakta. "Çilli Bom” adlı yeni albümleri ile sahne şovlarından, dünya müziğinin ve caz'ın referansları olan Dizzy Gillespie, Tito Puente, Chano Pozo, Jacques Brel, Dulce Pontes, Elis Regina, Lara Fabian, Michael Jackson ve James Brown gibi isimlerin müziklerini, kendilerine has yorumlarla çalıyor ve sizleri Latin dünyasının en bilinen ritimleri salsa, cumbia, merengue'den, oriental ve flamenco'ya, soul, funk ve disko ile dolu doyumsuz anları garanti ediyor. 27 Ocak 2014 22:30 Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul 1. Kategori - 23.50 TL K onserlerinde sadece kendi şarkılarını çalan, akordiyon, keman, melodika, ukulele gibi enstrümanlar kullanarak gitar ağırlıklı bestelerini zenginleştiren Mara, Hayal Sahnesi'nde... Kendine has melodik ve akustik şarkılarla her konserde sevenlerini etkilemeyi başaran grubun yeni albümünün ilk şarkısı olacak Defne Ağacı'nı Naim Dilmener bir yazısında şöyle yorumluyor:"Doğan Sovuksu, 'Defne Ağacı' adlı şarkısının kutusuna bir 'defne yaprağı' da eklemiş. Ne varsa, müzik adına kendini paralayan bu tür müzisyenlerde var. Müziğin hası da onlarda; incelik ve ruh-göz okşama da... Kurumuş yaprağın dağılmamasına özel bir dikkat göstererek dinledim diski; 'Yolunuz açık olsun Doğan kardeşim' diye diye, 'bi'şey yap, bi'şey yap, değişmek için...' dediği için de hak vere vere...” "Yalnızlık Paylaşılır"a inanıyorsanız, Mara'nın akustik konserini kaçırmayın. www.rugbyturkiye.net 86 STORE siparis@rugbyturkiye.net 682 - 3D kask - IRB onaylı 3D helm - IRB approved RUGBY TÜRKIYE STORE SATISLARINA DEVAM EDIYOR! Kafa ölçüleri S 55 cm M 57 cm L 58,5 cm XL 60 cm ! “Rugby Türkiye Store” satışlarına McDavid ürünleri ile devam ediyor! İstediğiniz spor malzemelerini uygun fiyatlar ile bulabileceğiniz sanal mağazamızdan siparişlerinizi sadece bir mail ile verebilirsiniz. Maile; adınızı, soyadınızı, açık adresinizi, telefon numaranızı, istediğiniz ürünün kodu ve bedenini yazmanız yetecektir. Sipariş ettiğiniz ürün Aras Kargo ile adresinize getirilecek ve kapıda hem ürün bedelini hem de kargo bedelini, ister nakit, ister kredi kartı ile ödeyebileceksiniz. Yalnız sipariş mailine ödemeyi NAKİT Mİ YOKSA KREDİ KARTI İLE Mİ YAPACAĞINIZI EKLEMEYİ UNUTMAYIN! Ürünler, sipariş günündeki avro kuru üzerinden TL ye çevrilecektir. ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! 681 - Ragbi 2D kask - IRB onaylı Rugby 2D helm - IRB approved Kafa ölçüleri S 55 cm M 57 cm L 58,5 cm XL 60 cm 52,53 € Stoklar için danışınız. Daha iyi oturuş için tüm panellerin biçimlendirilmiş olmasını sağlamak amacıyla 3D teknolojisi kullanılarak geliştirilmiştir. 3D tasarımı ile mükemmel görüş ve işitme Antimikrobiyal fırçalanmış bitiş Havalandırma sizi serin tutar Tam elastikleştirilmiş “ tuttur ve unut” çene bandı Oturması için uzayan elastik arka paneller Emilim sizi kuru tutar Developed using 3D technology to ensure all panels contoured for better fit. Excellent visibility and hearing due to 3D design Antimicrobial brushed finish Ventilation keeps you cool Fully elasticated “fit and forget” chin strap Elasticated back panels stretch to fit Absorption keeps you dry 653 - Ragbi eldivenleri Rugby gloves 34,15 € 21,68 € S - XL Stoklar için danışınız. Stoklar için danışınız. ! ! ! ! Mükemmel kalite ve fayda sağlayan tam girişli bir kask Havalandırma sizi serin tutar Tam elastikleştirilmiş “ tuttur ve unut” çene bandı IRB onaylı ! ! ! ! A perfect entry helmet providing excellent quality and value Ventilation keeps you cool Fully elasticated “fit and forget” chin strap IRB Approved ! Mükemmel tutuş ve kolay oturuş ! With excellent grip and easy fit www.rugbyturkiye.net 87 766 - HexPad MAX hDc koruma HexPad MAX hDc Shirt 651 - HexPad ön kol koruması HexPad forearm pad Göğüs ölçüleri S 86 - 94 cm M 97 - 104 cm L 107 - 114 cm XL 114 - 122 cm XXL + 124 cm Dirsek ölçüleri S 20 - 22 cm M 22 - 26 cm L 28 - 30 cm XL 30 - 35 cm XXL 38 - 40 cm ! ! ! ! ! ! ! ! 83,28 € Stoklar için danışınız. Ragbi için en üstün koruma Omuzlar, köprücük kemiği, üst kol, kaburga, omurga ve döş kemiği için Hexpad koruma hDc nem yönetimi IRB onaylı The ultimate in rugby protection HexPad protection for the shoulders, clavicle, upper arms, ribs, spine and sternum hDc moisture management IRB approved 23,59 € Stoklar için danışınız. ! ! ! Kolay oturuşlu HexPad önkol koruması hDc nem yönetimi 1 çift ! ! ! HexPad forearm protection with an easy fit HDc moisture management 1 pair 6440 - HexPad dizlik/dirseklik HexPad knee/elbow/calf Diz ölçüleri S 30 - 35 cm M 35 - 40 cm L 40 - 45 cm XL 45 - 50 cm 767 - HexPad PRO hDc koruma HexPad PRO hDc Shirt Göğüs ölçüleri S 86 - 94 cm M 97 - 104 cm L 107 - 114 cm XL 114 - 122 cm XXL + 124 cm Dirsek ölçüleri 20 - 25 cm 25 - 28 cm 28 - 30 cm 30 - 35 cm Baldır ölçüleri 20 - 25 cm 25 - 30 cm 30 - 35 cm 36 40 cm Stoklar için danışınız. 25,37 € 58,38 € Stoklar için danışınız. ! ! ! Omuzlar ve köprücük kemiği için HexPad koruma hDc nem yönetimi IRB onaylı ! ! ! HexPad protection for the shoulders and clavicle hDc moisture management IRB approved ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! Çok yönlü bir diz/dirsek pedinde devrimci HexPads Hafif, nefes alan, rahat ve koruyucu Isı kontrolu, rahatlık ve performans sağlayan Ultra hDc nem yönetimi teknolojisi Kort sporları için önerilmez. Çift olarak satılır. Revolutionary HexPads in a versatile knee/elbow pad Lightweight, breathable, confortable and protective Ultra hDc moisture management technology for heat control, comfort and performance Not recommended for court sports Sold in pairs www.rugbyturkiye.net 88 6448 - İncik ve baldır koruması Shin/calf guard 310 - Suspansuar Adult supporter without cup Baldır ölçüleri XS 20 - 28 cm S 28 - 30 cm M 30 - 33 cm L 33 - 35 cm XL 35 - 38 cm XXL 38 + cm Bel ölçüleri S 65 - 80 cm M 80 - 95 cm L 95 - 110 cm XL 110 - 125 cm 24,64 € Stoklar için danışınız. ! ! ! İncik kemiği ve baldırı koruyan devrim niteliğindeki HexPad incik kemiği koruma hDc nem yönetimi Çift olarak satılır Çıkarılabilir sert plaka ! ! ! ! Revolutionary HexPad shin guard protecting shin and calf hDc moisture management Sold in pairs Removable hard plate ! 7740 - hDc korumalı şort Padded hDc short (guard) Bel ölçüleri S 71 - 76 cm M 81 - 86 cm L 91 - 97 cm XL 101 - 107 cm XXL 112 - 117 cm ! ! ! ! ! ! 56,48 € Pro style compression short HexPad protection for hips and thighs that conform and stretch for continuous protection hDc moisture management Stoklar için danışınız. ! ! ! Çabuk kuruma ve serinlik için Intera'lı güçlü-örgü kesesi içerir Bakteri ve küf gelişmesini engeller Yüksek kauçuk içeriği maksimum destek ve sağlamlık sağlar ! Features a power-knit pouch with Intera for rapid drying and cooling. Provides greater resistance to bacteria and mildew growth. High rubber content assures maximum support and durability. ! ! 323 - Suspansuar ve koruma aparatı Contour cup and supporter unit Bel ölçüleri S 66 - 81 cm M 81 - 96 cm L 96 - 112 cm XL 112 - 127 cm Stoklar için danışınız. Profesyonel sitil sıkıştırma şortu Sürekli koruma için uyan ve genişleyen kalça ve baldır HexPad koruması hDc nem yönetimi 5,35 € 13,17 € Stoklar için danışınız. ! ! Derin ve biçimlendirilmiş sert koruyucu ve destekleyici 7,7 cm Plush kemer ve pamuk/polyester örgü yapı özelliği vardır ! ! Deeper and contoured hard cup and supporter. Features a 7,7 cm Plush waist band and cotton/polyester knit construction. www.rugbyturkiye.net 89 325 - Suspansuar ve Flexcup koruma aparatı Flexcup and supporter Bel ölçüleri S 65 - 80 cm M 80 - 95 cm L 95 - 110 cm XL 110 - 125 cm 13,90 € ! ! ! ! Pouch to hold cup 7,5 cm waistband 7,5 cm leg straps High rubber content assures maximum support and durability 3300 - Performans hexMesh Suspansuar ve FlexCup koruma Performance hexMesh Supporter with FlexCup Ultralite Bel ölçüleri S 65 - 80 cm M 80 - 95 cm L 95 - 110 cm XL 110 - 125 cm ! ! ! ! ! ! 5,71 € Stoklar için danışınız. Koruyucu tutucu kese 7,5 cm kemer 7,5 cm bacak kayışı Yüksek kauçuk içeriği maksimum destek ve sağlamlık sağlar ! ! ! ! 3010 - Suspansuar koruma aparatı Contour cup lite Stoklar için danışınız. ! ! ! Tam kapsamlı geleneksel, hafif tasarım Darbe sporları için ideal Yumuşak kontur kenarlı şok emici sert koruma ! ! ! Traditional, lightweight desing with full coverage Ideal for impact sports Shock absorbent hard cup, with soft contour edge 3020 - Flexcup koruma aparatı Flexcup Ultralite 15,36 € 6,44 € Stoklar için danışınız. Performans tasarımı. Fazla kumaş olmadan maksimum destek sağlar. hDc nem yönetimi Yeni FlexCup tasarımı maksimum koruma ve olağanüstü hafiflikle beraber yeni hava akımı çıkışları ile oyuncuları serin tutmak için benzersiz bir havalandırma sağlar Performance design provides maximum support without excess fabric hDc moisture management New FlexCup design provides maximum protection and extreme light weight with new air flow ports for unmatched ventilation to keep players cool ! ! ! ! ! ! Yeni tasarım maksimum koruma ve olağanüstü hafiflik sağlar Gelişmiş hava akımı çıkışları oyuncuları serin tutmak için benzersiz bir havalandırma sağlar. Yumuşak esnek kenar en üstün oyuncu rahatlığı için vücuda uyum sağlar. New design provides maximum protection and extrem light weight Advanced air flow ports provides unmatched ventilation to keep players cool Soft flexible edge conforms to the body for the ultimate in player comfort www.rugbyturkiye.net 90 YARATICI PERFORMANS...
Benzer belgeler
oytun çölok oytun çölok
Fatoş Sezer REKLAM VE HALKA İLİŞKİLER Ebru Büşra Tunca ebrubusra@mcm-turkuaz.com
Detaylı