istanbul yeminli mali müşavirler odası olağan genel
Transkript
istanbul yeminli mali müşavirler odası olağan genel
İSTANBUL YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISI(I) R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 37 İSTANBUL YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISI(I) TOPLANTI TARİHİ : 10.05.2008 TOPLANTI YERİ : İYMMO SALONU İSTANBUL YMM ODASI BAŞKANI SEZAİ ONARAL Bu toplantının ülkemize ve meslektaşlarımıza yararlı olmasını diliyorum. Bu Genel Kurulu biraz daha farklı bir ortamda yaşadığımızı hepiniz biliyorsunuz. Kamuoyunda ve birçok yerlerde tartışılan Meslek Yasa’mız biliyorsunuz Büyük Millet Meclisi’nden çıkmış olmasına rağmen, Cumhurbaşkanımız tarafından geri çevrildi. Bir de bu toplantıya katılan meslektaşlarımız ayrıntılı olarak anlatacaklar. Ancak bir cümleyle ifade etmek gerekirse, biz bu toplantıyı eski Yasa’mıza göre yapıyoruz. Yani bazı arkadaşlarımızda, bazı tereddütler var. Onun için bu toplantıyı eski Yasa’mıza göre uygulayacağız. Şimdi zamanı iyi değerlendirmek açısından müsaade ederseniz Gündemimizin 1’inci maddesiyle başlamak istiyorum. 1’inci maddemiz, “Açılış ve saygı duruşu”. Efendim hepinizi bir dakikalık saygı duruşuna hem meslektaşlarımız, hem de şehitlerimiz için davet ediyorum. Buyurun efendim. Buyurunuz. Toplumsal ilişkide, Genel Kurullar Yönetimin ve Kurullarımızın sizlere hesap vereceği ortamlardır. Burada çok fazla edebiyata girmeden, müsaade ederseniz, bu Genel Kurulumuzu yönetmek üzere, Genel Kurul Başkanı ve yardımcısı gibi Başkanlık Divanını oluşturacak arkadaşlarımızı tespit edeceğiz. Şimdi bu arada Odamızı bu Genel Kurul için şereflendiren sayın Bakanımız Masum Türker’e ve Anakara YMM Odası Başkanı sayın Halil Başağaç’a teşekkür ediyorum. Efendim bu Genel Kurul’un hepimize hayırlı olmasını diliyorum. Divan Başkanlığı, Divan Başkan Yardımcıları, Divan Katipliği ve Oy Toplama Memurluğu için bir Önerge var. Bu önergede imzası olanlar; Sezai Onaral, İbrahim Aktan, Hüseyin Perviz Pur, Cihan Eray, Vehbi Karabıyık. Sayın Milletvekilimiz Mustafa Özyürek’e de “hoş geldiniz” diyelim. R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 Efendim bu önergede Divan Başkanlığı’na sayın Masum Türker, Divan Başkan Yardımcıları sayın Arif Aytulun, Divan Katipliği’ne sayın Ercan İsmail Ünal, Oy Toplama Memurluğu’na sayın Hüseyin Gül, bunun dışında başka bir teklif var mı efendim? Olmadığına göre, bunları oylarınıza sunuyorum. Oylarınız lütfen efendim. Teşekkür ederim. Oybirliğiyle kabul edilmiştir. Ben bu Genel Kurulun, tekrar, hayırlı olması dileğiyle, isimlerini okuduğum sayın Masum Türker, Arif Aytulun, Ercan İsmail Ünal ve Hüseyin Gül’ü kürsüye davet ediyorum. Teşekkür ederim efendim. 38 MASUM TÜRKER Değerli meslektaşlarım, Divan’ı yönetmek üzere bizleri seçtiğiniz için, sizlere teşekkürlerimizi sunuyoruz ve Genel Kurulun, izninizle formalite kısmını hızlı geçirelim. Ondan sonra varsa konuşmalar, söz isteyenler, dilekler farklı olmasında, gerçek bir görevce toplanmışız gibi görüşme yapalım. Şimdi öncelikle mevcut Gündem’i uygulayacağız. Çünkü şu ana kadar Gündem’in değişikliği için herhangi bir başvuru yapılmamıştır. Gündem’in 2’inci maddesinin geri kalan kısmını oylarınıza sunuyorum. Heyetimize Genel Kurul Tutanağı’nı ve gerekli belgeleri imzalama yetkisini oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler? Etmeyenler? Oybirliğiyle kabul edilmiştir. Gündem’in 3’üncü maddesi Yönetim Kurulu Faaliyet ve Hesap Raporlarıyla, Denetçi Raporu’nun okunması ve görüşülmesi. Bu konuda gelmiş bir önergemiz var. Bu önergede sayın Hamit Öztaşkın, sayın Yılmaz Büke, sayın Necati Akın, sayın Lütfi Sönmez Faaliyet Raporları web sayfasına konduğu ve dağıtıldığı için, okunmadan doğrudan doğruya tartışılmaya geçilmesini istiyorlar. Bu hususu oylarınıza arz ediyorum. Hesap durumu hariç, bunların okunmaması için kabul edenler? Etmeyenler? Oybirliğiyle kabul edilmiştir. Bir tek hesabın toplamlarını okumak için bir arkadaşımız hemen okursa, -arkadan Denetim Kurulu raporu- hemen konuşmalara geçeceğiz. Böylelikle işin formalite kısmını tamamlamış oluyoruz. VEHBİ KARABIYIK Teşekkür ederim sayın Başkan. Tüm Genel Kurul delegelerine saygılarımı sunuyorum. 2007 yılı faaliyet döneminde özetle 1.800.000 YTL devir, 1.427.000 YTL giderimiz olmuştur. Elinizdeki raporda bilanço ile ilgili tablolarımız var. İktisadi teşekkülümüzün tablosu var. Sayın Denetleme Kurulu Üyemiz Yüksel Altuner’in uyarısıyla iktisadi işletmemizde oluşan zararın, bir tür sermaye aktarımıyla ………. etmemiz gerekir. Bunu bu dönem ilk fırsatta gerçekleştireceğiz, Genel Kurul’un da onayıyla. Hesaplarımızda nispi aidatlarımızı önemli ölçüde topladığımız görülmektedir. Bu konuda tüm üyelere teşekkürü borç biliyoruz. Maktu aidatlarımızda maalesef gelir düzeyimiz hala önemli bir miktar ödenmemiş olarak durmaktadır. Diğer gelirlerimiz içinde faizler, bir miktar fazla görünüyor tahminimizden. Bunun da nedeni, biliyorsunuz bizim bu binayı satın alma yolunda, hep bir hayalimiz var. Satın almak istiyoruz ve bunun için mevduat giderlerine bir fon koyuyoruz. Almadığımız sürece o fon birikiyor ve onu değerlendiriyoruz faizle. Eğer bu binayı almayı gerçekleştirebilirsek, o faizi orada kullanacağız. Giderlerimiz, aşağı yukarı tahminimizin yine altında, tahminimize yakın. İnşaat harcamaları haricinde gerçekleştirdiğimiz. Personel giderlerimizde bir aşınma oldu. Bunun için Yönetim Kurulu Kararımızı aldık ve Genel Kurul’un bize verdiği yetkiyle kaynak aktarımında bulunduk. Yeni dönem bütçemizde, tüm bu hesapları, enflasyon oranlarını göre değerlendirip, personel giderlerimizi bir miktar yüksek tuttuk ve yine de 39 R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 elden geldiğince inşaat harcaması hariç sayın Yazıcı hocamızın söylediği gibi, bu tür kar amacı olmayan kuruluşlarda gelir ve giderin eşit olması ilkesine elden geldiğince uymaya çalıştık. Sayın Divan Başkanım, ben sizin uyarılarınız doğrultusunda kısaca açıklamaya çalıştım. Daha sonra bir soru olursa izninizle cevap veririm. Hepinize saygılar sunuyorum. MASUM TÜRKER Teşekkür ederiz. Değerli arkadaşlar bize dağıtılan Faaliyet Raporunda görüldüğü gibi, bizim bilançomuzun aktif tarafı cari dönemimiz 1.311.585,26 YTL, aynı şekilde pasif 1.311.585,26 YTL ve mevcut olan bankalardaki paramız 469.509,64.YTL Diğer ayrıntılar, ben başlıklarını okudum. Bütçeyle mevcut ………….. Bir de Denetim Kurulu Raporu’nu rica edelim. ERKİN ŞAĞBAN Değerli üstatlarım, değerli meslektaşlarım Denetim Kurulu Raporunu, kısaca, Divan Başkanlığımızın önerileri doğrultusunda okuyorum. Yapmış olduğumuz denetimler sonucunda, tablodan da görüleceği üzere kasa’mızda 4.574,75 YTL, yine ana başlık bankamızda da 469.509,64 YTL, toplam 474.084,39 YTL mevcut bulunmaktadır. Yapmış olduğumuz denetim sonuçlarında mevzuata uygun olduğu görülmüştür. Teşekkür ederim. MASUM TÜRKER Peki, çok teşekkür ediyoruz. Değerli arkadaşlar hızlı bitiriyorum. Aslında herkes istediği şeyi, daha sonra serbest bir forum halinde konuşsun. Çünkü sayın Milletvekilimiz de burada, onun da görüşlerini dinleyeceğiz. Bu konuda Faaliyet Raporuyla ilgili söz isteyen var mı? Herhangi bir eleştirisi olan var mı? Yok, peki. Faaliyet Raporu’nu oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler? Etmeyenler? Oybirliğiyle kabul edilmiştir. Hesaplarınızı oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler? Etmeyenler? Oybirliğiyle kabul edilmiştir. Yönetim Kurulunun aklanması için, Gündem’imizin 4’üncü maddesine göre oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler? Etmeyenler? Oybirliğiyle kabul edilmiş, Yönetim Kurulu aklanmıştır. Denetim Kurulunun aklanmasını oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler? Etmeyenler? Oybirliğiyle kabul edilmiş, Denetim Kurulu aklanmıştır. Bu konuda Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu eski deyimi ile ibra edilmiştir. Herhalde bütün konuşmalara teşekkürü beraber yaparsınız. R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 Gündemin 5. maddesine göre, Yönetim Kurulu Başkanı ve Üyeleri, Denetim ve Disiplin Kurullarına verilecek huzur haklarının saptanması. Bu konuda Divan Başkanlığı’na sayın Hamit Öztaşkın, sayın Necati Akın, sayın Hüseyin Gül, sayın Yılmaz Büke ve sayın Ülkü Sönmez’in bir önergesi var. 40 ‘Odamız Yönetim Kurulu Başkanı’na oturum başına net 3.800,- YTL, ayrıca aylık olarak da 4.600,- YTL ödenmesine Yönetim Kurulu, Disiplin Kurulu, Denetleme Kurulu üyelerine ise, net 875,- YTL oturum başına ödenmesine.” Bu konuda farklı bir görüş var mı efendim? SEZAİ ONARAL Orada ne yazıyor? Pardon, aylık. MASUM TÜRKER Hiç bir şey yazmamışsınız onun için sordum. SEZAİ ONARAL Oturum başına. MASUM TÜRKER Almıyorsunuz zaten onu biliyoruz. Hesaplarda gözüküyor, şey diye geçiriyoruz. Sonra bir gün Maliyeciler denetlerse, “almak zorundaydınız siz”. Siz hesabını verirsiniz Maliyecilere. Evet, bu konuda farklı bir görüş var mı efendim? Yok. Önergeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler? Etmeyenler? Oybirliğiyle kabul edilmiştir. Gündemin 6. maddesine göre, Yönetim Kuruluna taşınmaz mal alım ve satımı konusunda yetki verilmesini oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler? Etmeyenler? Oybirliğiyle kabul edilmiştir. Gündemin 7. maddesine göre, yeni dönem Oda giriş ücreti ile yıllık aidat miktarının saptanması, ödenecek tarihlerin belirlenmesi. Bir önerge var Gündem’in 7’nci maddesiyle ilgili. Oda giriş ücretinin YMM Yönetmeliği’ndeki miktar olarak saptanması ve o miktarı biliyorsunuz, memur katsayısının belli bir rakamla çarpılmasıdır. İkinci madde, yıllık maktu ve nispi aidat miktarının yine YMM Yönetmeliği’nin 16/b maddesine göre belirlenmesi. Bugüne kadarki uygulama. Bir de ödenme tarihi tespiti konusunda Yönetim Kurulu’na yetki verilmesiyle ilgili bir önergemiz var. Farklı bir görüş var mı efendim? Yok. Bu önergeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler? Etmeyenler? Oybirliğiyle kabul edilmiştir. Gündemin 8. maddesine geçiyoruz. Yeni çalışma döneminin bütçesinin görüşülmesi, Yönetim Kurulu’na bütçenin fasıllar arasında aktarma yapma yetkisi verilmesi ve bütçenin onaylanması. Bu konuda bir önergemiz var, bütçeyle ilgili. Sanıyorum, hepimize dağıtılan el kitabının arkasında da mevcut. Biraz evvel Sayman iki işi birden çıkarttı. Onun için davet etmiyorum burada kendisini. Verilen önergeler de değişmedi. Farklı bir fasıl önergesi var mı efendim? Yok. Farklı bir fasıl önergesi olmadığına göre, bütçeyi sunulduğu şekilde ve biraz evvel kabul ettiğimiz Önerge için, gerekli harcama yetkisi dahil olmak üzere oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler? Etmeyenler? Oybirliğiyle kabul edilmiştir. Bütçe önerisinde belirlenmiş olduğu gibi Gelir ve Gider Bütçeleri denk bir biçimde 2.336.000 YTL olarak kabul edilmiştir. 41 R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 Fasıllar arasında aktarma yapma yetkisini oylarınıza sunuyorum Yönetim Kurulu için. Kabul edenler? Etmeyenler? Oybirliğiyle kabul edilmiştir. Yönergelerin görüşülmesi ve onaylanması, Yönerge var mı görüşeceğimiz bu toplantıda? Yönetim’in herhangi bir yönerge önerisi yok. VEHBİ KARABIYIK Yönergeler için, önerge olması lazım sayın Başkan. MASUM TÜRKER Başka bir önerge var mı? Bana verilmedi. Bize verilen bir yönerge yok. VEHBİ KARABIYIK Yoksa, sözle ifade edelim. MASUM TÜRKER Peki, buyurun. Yok. Yönerge yapma yetkisi zaten Yönetim Kurulu’nundur, Genel Kurul’un değil. Buyurun. Size yetki verebiliriz. Kanun’da da yetkiniz var. İBRAHİM AKTAN Sayın Divan Heyeti arkadaşlarım hepinizi saygıyla selamlıyorum. Daha önce biliyorsunuz TÜRMOB Genel Kurulu’ndan geçen yönergeler vardı. Orada “her Oda kendi iç işlemlerini belirlemek üzere yönergeler hazırlamak ve Oda Genel Kurullarından altı ay içinde geçirmek durumundadır”. Bu yönergeler aslında TÜRMOB bir çerçeve yönerge olarak hazırlandı ve TÜRMOB tarafından tüm Odalara gönderildi. Ancak her Odanın bu yönergeleri uygulaması, ancak Odaların kendi içyapısıyla doğrudan ilgili olduğu için, “her Oda kendi yönergesini ayrıcı bu çerçeve içerisinde hazırlasın” denmiş. Bu da çok kısa bir süre önce zaten bizim Oda’mıza geldi. Biz bu yönergeler üzerinde detaylı bir komisyon çalışmasının yapılması gerektiğine Yönetim olarak karar verdik. O çalışmaların bu dönemde yapılmasının ve önümüzdeki dönem Genel Kurul’un onayına sunulmasını kararlaştırdık. Gerçekten iyi bir çalışma yapılıyor, yapılması gerekiyor. Çünkü İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası veya İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası’nın iç yönergeleriyle, diyelim ki Erzurum’un veya Kars’ın veya Edirne Odası’nın uygulayacağı iç yönergeler çok farklı içerikli olabilecektir. Bu anlamda daha detaylı bir çalışma söz konusu olacağı için, bu çalışmanın önümüzdeki faaliyet döneminde yapılması ve önümüzde yapılacak ilk Genel Kurul’a sunulmak üzere hazırlanması gerekmektedir. Bu nedenle önerimiz; Bu yönergelerin, bu Genel Kurul’da tartışılıp, görüşülmesi yerine, önümüzdeki Genel Kurul’da tartışılmasına karar verilmesidir. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. MASUM TÜRKER R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 Peki, çok teşekkür ediyoruz. Şimdi izninizle bu konuyu, ben biraz farklı oylamak istiyorum. Belli ki TÜRMOB gönderirken eksik bilgiyle göndermiş. Yönerge yapma yetkisi Yönetim Kurulu’nundur. Çünkü yönetmelikleri Genel 42 Kurul kabul etti. 2’nci yasalar bizim Kanunumuzda, Kanunumuzdan sonra yönetmeliklerdir. Bu yönergede sözü geçen konularda ihtiyaç duyarsa, Yönetim Kurulu’nun gerekli uygulama yetkisi, çünkü yönetmeliklerin hepsi yayınlandı. İtiraz edilmedi. Bazılarında Danıştay’a gidildi. Danıştay dışında o yönetmelikleri kimse iptal etmediğine göre, illerde bunu şunun için söylüyorum; Büyük ihtimalle, bu önümüzdeki Kasım itibariyle Odalar etik kurulunu çok faklı devreye geçirmek zorundalar. Uluslararası denetim gelecek Türkiye’ye Kasım ayından itibaren. Örgütler nasıl çalışıyor? Bizim lisanlarımızı, ruhsatlarımızı uluslararası kabulü için. Böyle vakit olmadığı için anlatmıyorum. Bir gün konuşulur, 8 nolu direktifte böyle bir hüküm var. Biz size ihtiyaç halinde o yönetmelikleri uygulama yetkisi, gerekirse duyurma yetkisi verelim. Sonraki dönemlerde biri itiraz ederde, hakikaten yönerge yapmanız gerekirse, bizi toplamanız kolaydır. Eğer bu konuda aksi bir fikir yoksa, daha evvel kabul edilmiş olan yönetmeliklerin uygulanmasında Yönetim Kurulu’nun gerekli gördüğü hallerde uygulama yapmasına, bir itiraz vaki olduğu takdirde, o işin Yönetim Kurulu tarafından Genel Kurul’a başvurulmasına, böyle bir yönerge yapılana kadar oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler? Etmeyenler? Oybirliğiyle kabul edilmiştir. Yönetime fazla söz yok. Şu anda Yönetim Kurulu biziz. Başkan benim yani geçici olarak. Oy çokluğuyla, bir oy muhalefetiyle. İBRAHİM AKTAN Sayın Başkan “hukuki sonuç doğurabilmesi için, Genel Kurul’un onayına sunulur” diyor. O anlamda biz … MASUM TÜRKER Efendim ben yetki veriyorum size, kullanmayın. Yönerge yapma yetkisi, uygulama yapma yetkisi ihtiyaç duyulursa getirme yetkisini verdik size. İtiraz ediyorsan, gelin alalım yani. Oylanmış bir şeyi tartışmayız. Siz gidin Cumhurbaşkanı’na itiraz edin, onaylamasın. Şimdi gündemin 10’uncu maddesine geldik arkadaşlar. Seçimlerin basılı liste düzenlenerek yapılması konusu var. Bu konuda başka bir görüş var mı? Yok. Seçimlerin basılı listeyle yapılması konusunu oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler? Etmeyenler? Oybirliğiyle kabul edilmiştir. Şimdi sona doğru geldik. Bize yansımış bir önerge var. Başka bir önerge varsa, basılı listeyi kabul ettiğimize göre, basılı listeyi okuyorum. Yönetim Kurul Asil Üyeleri, sayın Sezai Onaral, sayın Vehbi Karabıyık, sayın Hüseyin Perviz Pur, sayın Halil İbrahim Aktan, sayın Cihan Eray. Yönetim Kurulu Yedek Üyeliklerine, sayın Nazım Anıl, sayın Asım Özgözükara, sayın Ercan İsmail Ünal, sayın Sacit Akdemir, sayın Refik Arkan. Denetleme Kurulu için bize önerilmiş bir liste var. Sayın Şükrü Dilaver, sayın Yüksel Altuner, sayın Erkin Şağban. Denetleme Kurulu Yedek Üyeliğine, sayın Mehmet Türker. Disiplin Kurulu Asil Üyeliklerine, sayın Hamdi Gezmiş, sayın Mehmet Necip Özer, sayın Zafer Altıntaş, sayın Güner Ünsal, sayın Taşkın Karaca. 43 R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 Yedek Üyeliklere ise, sayın Hasan Yüceer, sayın Bayram Turan Çiftçi, sayın Temel Öner. 78 Delege önermişler arkadaşlarımız. 49 Yedek Delege, demek ki kimse yedek olmak istemiyor fazla. Başka bir liste var mı efendim? Başka bir liste yok. Biz bu listeyi Divan olarak imzalayıp, onaylaması için, yarın gerekli yasal işlemleri yapsın diye Seçim Kurulu’na aktarıyoruz. DİNLEYİCİ ……………………. MASUM TÜRKER Bunu önerenler önermiş, yani bunu soramayız da, başka girmek isteyen varsa, ekleyebiliriz. Mesela varsa aday, ekleyebiliriz. Buyurun. Ekleyelim efendim, engel yok. Nebahat Pekin, tabii efendim. Yani bir liste var, bir de bağımsız gösterebiliyorlar aday. Engel yok buyurun. Ş. YALÇIN BIÇAK Çok hızlı gittik, takip etmekte zorlandık ama, belki bu aşamada bir şeyler söylemek ihtiyacı hissediyorum. MASUM TÜRKER Şimdi söyleme saati başlıyor. Şimdi çağıracağım. Şu işi bitireyim. Adaysanız alayım. Ş. YALÇIN BIÇAK Çok anlamı yok o zaman. Yani benim söyleyeceğim zaten bu seçim sistemiyle ilgili. MASUM TÜRKER O zaman buyurun. Tabii buyurun. Usul açısından istiyorsanız, buyurun. Hızlı bir şekilde, isminizi de söylerseniz sayın meslektaşım. Kayda alınıyor, deşifre edecekler çünkü. Ş. YALÇIN BIÇAK R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 Yalçın Bıçak, saygılar sunuyorum. Çok hızlı bir Genel Kurul yapıyoruz. Bu ana kadar olan bölümde bir şey kimse ifade etmeden çok hızlı geçtik. Bir itirazımız da yok. Ancak bu çok sağlıklı bir yapıyı mı gösteriyor? Yoksa sağlıksız bir yapıyı mı gösteriyor? Yani şurada belki açığa çıktı ki, bir listeler geldi. 50 kişi var. 100 kişilik bir liste var burada. Yani bizim seçeceğimiz insanlar, şuraya dahi gelmeyen insanlar, bizim için görevli. Hiç kafam almıyor, kusura bakmayın. Şimdi biraz şöyle baktığımız zaman, ben kendi yaşamımdan bakıyorum. Hepimiz dünyayı izliyoruz. Siyaseti izliyoruz. Bill Clinton 56 yaşında Amerika Başkanlığı’nı bıraktı, gitti. Tony Blair için seçim yoktu, ama on yıla yaklaşmıştı. Bıraktı, gitti. Dönüyoruz, kendi siyasetçilerimize bakıyoruz. Siyasetçilerimiz alınmasın. Ben bakıyorum gidenlere, bir tanesi hariç, iki kişi veya üç kişi kendi yaşamı içinde sadece ölümle gitti, yani ölene kadar siyaset. 44 Şimdi bunun Türkiye’de çok garip örneklerini gördük. Biraz baktım, dün biraz internette gezindim. Bu Başkanlık sistemi veya bu mevcut Oda sistemi, seçim sistemiyle yürüyen sistemler Türkiye’de ilginç. Rekorlar var. Başkanların rekorları. Kasaplar Derneği Başkanlığı 1947 senesinde biri Başkanlığı almış, 1995’de 48 sene sonra terk etmiş. Daha ilginç bir örnek gördüm. Şu anda halen sağ olup, olmadığını merak ettim, telefon açtım sordum. İstanbul Ticaret Borsası’na dün telefon ettim. “Sayın Başkanınız Nejat Ekrem Basmacı Bey sağ mı?” dedim. “Evet, sağ ve Başkanımız” dediler. 1920 doğumlu, baktım. Allah uzun ömür versin, 88 yaşında. Yalnız İstanbul Ticaret Borsası Başkanı değil, Türkiye Odalar Borsalar Birliği Ticaret Borsaları Konseyi Başkanı aynı zamanda. Yine tabii ismi belki hepimizin aklımızdadır Derviş Günday. Neyse milletvekili oldu da kurtuldu, seçim sisteminden çıktı. Yani şimdi böyle bir yapı var Türkiye’de. Ticaret Odalarını söylemiyorum, hep öyle. 20 sene, 30 sene, yani böyle bir başkanlık sistemi yürüyor. Şimdi bu neyi getiriyor? Bu yapı neden böyle? Yani o kişiler seçilerek orada kalıyorlar. Kimse onlardan daha fazla oy aldığı halde, onlar koltuklarını terk etmemiş değil. Onlar da böyle geliyorlar, seçim yapılıyor. En çok oyu onlar alıyor ve devam ediyor. Ama bu kurumları inceleyiniz, o kurumların kendi üyelerine ne kadar faydası oluyor? Ya da olduğu, ya da Türkiye’ye faydası ne oldu? Ben şahsen çok katkıda bulunduklarını düşünmüyorum. Niye düşünmüyorum? Biz işletme biriminde çalışan insanlarız, o alanlarda. Yani bir şirket düşünün 30 senedir, 40 senedir aynı genel müdürle yönetiliyor. Bilgisayar kullanmayı bilmiyoruz çoğumuz, ben dahil. İnternete girmeyi, bilgisayar kullanmak sanıyoruz. Birde şu geliyor aklımıza; Kendi çocuğumuza bakıyoruz, bizden çok ötede. Ama biz burada inatla bir şeyleri ısrarla devam ettiriyoruz. Böyle bir yapı var. Şimdi burası Yeminli Mali Müşavirler Odası. Ben şöyle bakıyorum; Buradaki bir üyenin en az doktora düzeyinde bir kariyeri var. En az doktora düzeyinde kariyerli bir insan buradaki üye. Yani kahveci değil, büfeci değil. Büfeci odasında ben onu biraz normal görüyorum. Olabilir. Ama burada, bunu normal göremiyorum ve burada en son girenden, en ilk girene kadar herkes, burada işi, görevi yapabilecek düzeyde. Bunda hiç tereddüt yok. Ama burada 18 yıldır mevcut bir yapı var, bu yapı değişmedi. “Bu yapı değişmedi” derken, ben yapıyı sürdüren, yöneticilik yapanları da suçlamıyorum. Hayır. Kişisel olarak hepsini çok seviyorum. Çok da iyi şeyler yaptılar. Bunları yadsımıyorum. Ama değişiklik gerekir olduğuna da inanıyorum. Şurada şimdi sistem geldi tık, tık, tık yürüdü. Seçime geldi, tek liste. Yarın herkes oy verecek. İş bitti. Yani burada suçlu kim? Bu sistem niye yürüyor? Bu sistemde iki kişi var, “seçenler” ve “seçilenler”. İki grup var. Bana göre, seçilenlerden çok seçenler düşük. Yani Kolaycılığımız var. Rahatçılığımız var. “Aman canım yapıyorlar, yapsınlar” deyişimiz var. Kendi zamanımızdan fedakarlık etmeme isteyişimiz var. Para kazanma sistemimizin devamı isteyişimiz var. Çünkü burada çalışmak fedakarlık ister. Ama ben üye olarak şurada bir şeylerin sağlıksız olduğunu görüyorum. O kadar sağlıksız, o kadar vurdumduymaz hale gelmiş ki, kişiler aday. 100 kişinin ismi okunuyor. 100 kişi salonda yok. Yani, “Buraya gelmeyen insan, burası için ne yapacak?” diye düşünüyorsunuz. Yani bu Genel Ku45 R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 rul’a senede bir gün yapılan, iki senede bir gün yapılan bu Genel Kurul’a gelmeyen insan, bizi temsilen Ankara’ya gidecek. Genel Kurul’un başka bir yerinde görev alacak. Benim aklım almıyor. Bir şeyleri değiştirmek lazım diye düşünüyorum. Son Yasa, veto edilen Yasa’da sadece şöyle bir hüküm vardı. “Oda Başkanları iki dönem Başkanlık yapabilir. Üçüncü dönem yapamaz” diye. Hiç yeterli değil. Ayrıca biz bunları yasalarla, bunları bu şekilde değiştirmeye çalışmamızda bize yakışmaz. Baroya gidin, İstanbul Barosu’nu inceleyin. İstanbul Barosu en ilginç örneklerden biridir En geçmişi bol örnektir. İki veya üç dönemden sonra başkanlık yapanı göremezsiniz. Orda öyle bir yasa yok. DİNLEYİCİ Var. SEZAİ ONARAL Var. Ş. YALÇIN BIÇAK Teamül var. DİNLEYİCİ Şimdi kaldırıldı. Sınır yok. Ş. YALÇIN BIÇAK Teamül var. Sadece teamül böyle uzun süre başkanlık yapmayı engelliyor. Aslında bir dönem daha önce teamül, sonradan kendi aralarında bir çatlak oldu iki dönem, üç döneme çıktı. Yani şimdi daha güzel değil mi? Böyle yapalım. Yani biz de sonuçta bu yapı, şu oluşum on senedir devam eden bir yapı, yirmi sene daha devam edecekse, tamam öyle yapalım. Ama bir kendimize bir bakalım yani. Değişmesine inanıyor muyuz? İnanmıyor muyuz? Değişmeyen ağacın kuruduğunu bilmiyor muyuz? Değişmeyen çiçeğin solduğunu görmüyor muyuz? O zaman biz de soluyoruz, kuruyoruz farkında değiliz. Bu yapıyı değiştirelim diye düşünüyorum. Onun için önerim şu; Buraları prensip kararı alalım. Diyelim ki, “Yalnız Başkan değil, Yönetim Kurulu’nda en fazla iki dönem üyelik, ya da başkanlık yapabilir. Çalışabilir. İki dönem sonra seçime girme hakkı etik olarak olmaz. Prensip böyle. Böyle bir prensip içinde, aslında Batı’daki kurumlarda olay şudur; Kişi seçildiği zaman, daha birinci sene sonunda kendi halefinin kim olduğunu seçer. Onu yetiştirmeye başlar. Süresi gelince seçime girmez. Yetiştirilen kişi başkan olur. Ayrılan kişi onun arkasında daima destek olur. R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 Şimdi biz Türkiye’de bütün Odalara örnek olacak bir yapı teşkil etmemiz gerekir diye düşünüyorum. Gerekirken, ama 18 yıllık uygulamada bizi çok da orta yerde farklı bir yapı ortaya koymadığımızı görüyorum. Bunun üzüntüsünü yaşıyorum. Onun için önerimin oylanmasını, yani bundan sonra Yönetimde yer alacak kişilerin iki dönemden fazla orayı düşünmemesi, etik olarak böyle bir değer yargısının kabulünün oylanmasını, buna göre bir prensip kararı alınmasını talep ediyorum. Saygılar sunuyorum. MASUM TÜRKER Teşekkür ediyoruz. Başka usul açısından, buyurun efendim. 46 DİNLEYİCİ Usule ilişkin bir tartışma değil galiba? MASUM TÜRKER Yok maddeyi bitiriyoruz. Ondan sonra herkes, her türlü görüşünü ifade edebilir. MUAMMER ÖZKOCA Sayın Divan Başkanı ve üyeleri, sayın dostlar hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sadece kayıtlara geçmesi adına söz almış bulunuyorum. Önümüze konulan listeyi onayladık, liste şeklinde seçimlere girenleri. Ancak bir sürü liste var. Tek bir liste mi? Çarşaf liste mi? Ayrımı yapılmadı. “Liste” dendi, sadece. Ama liste, tek bir liste de olur. Ben mesela şu anda isim yazdırdığım için “bağımsız aday” olarak kayıt olabileceğim. O listeye giremiyorum. Oysa olması gereken çarşaf liste şeklinde oylamaya gidilmesi olmalıydı. Sadece uygulanan sistemin yanlış olduğunu, mesleğe herhangi bir katkı sağlamayacağını, ahlaki olmadığını belirtmek amacıyla söz aldım. Teşekkür ediyorum. MASUM TÜRKER Teşekkür ederim. Başka var mı efendim bu iki kişi yetmez diyen? Yok, peki. Şimdi değerli arkadaşlar iki arkadaşımızın görüşünü aldık. Bizim Kanun’umuz ve Seçim Kurulu’nun belirlediği bir şey var. Liste halinde gidiliyorsa, bazı arkadaşlarımızın başka bir liste ortaya koymaları veya bağımsız aday olmalarına engel yok. Bu konuda liste olan, bağımsız aday olan arkadaşları da alacağız. Şu ana kadar sayın Nebahat Pekin aday oldu, ama hangi bölüm için efendim? NEBAHAT PEKİN Delege. MASUM TÜRKER Peki efendim, sizi delege içinde listede, yani listenin yanındaki, hayır zaten hepimiz göreceğiz duvarda. İsimler var. İsteyen çizer, oradaki bu arkadaşların ismini yazar. Buna bir engel yok. Çünkü liste olduğu için, üzerine bir çizilme olduğu zaman, başka bir isim eklendiği zaman, o oylar iptal edilmiyor. Ama önümüzdeki dönem, sizin söylediğiniz belki bir yıl içinde, belki altı ay içinde tekrar bir araya geleceğiz. Yeni Kanuna göre isimleri de okumayacağız. Listeleri koyacağız. Hangi liste kaç oy almışsa tıpkı belediye seçimlerinde olduğu gibi, her listenin başındakiler nispi olarak temsil edilecekler. Şimdi bu konuda ben kendimize haksızlık etmeyelim diye, aslında hiç konuşmak istemiyordum ama, üç tane örnek vermek istiyorum. Bir tanesi, “ICSA” İngiltere’deki şeyden ferman almayanlar. Hani başkaldırıp Kanunla “Chamber Of Certfied Public Accountants” olma hakkını kazananların ilk Başkanları 28 yıl Başkanlık yapmış. Şimdi ise, başkan bu47 R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 lamadıkları için Yönetim Kurulu seçiliyor. Birbirlerine atarak, her yıl bir kişiye devrediyorlar üç yıl için seçilen liste. Bu konuda ilgilenen varsa, daha dün bir protokol imzalandı ICSA’le Türkiye arasında. Buraya da gelip eğitim yapacaklar. O arkadaşları birlikte götürüp, orada duvarda Başkanların resimlerini görürsünüz. Mesela bazı arkadaşım “Niye başkan olmuyorsun?”, “Ben ne işim var başkan olacağım. Ben meslek mensubuyum” diyor. İtalya’da iki tane örgüt var. Biri “National………….”, yani bizim Yeminli Mali Müşavirler gibi, bir de “Dotori Comansiyesler” vardır. Dotori Comansiyesler’ler bizim Yeminli Mali Müşavirler gibi değildir. Serbest Muhasebeciler gibi. Önce lise mezunuydu. Sonra iki yıl akademi, şimdi üç yıl alıyorlar. Bu Dotori Comansiyesler’ler her iki yılda bir başkanlarını, yönetimlerini değiştirdiler. Biz nasıl olsa oturmuşuz. Yasalar haklarımızı tanımış. ……………….. ile 1966’tan beri 42 yıl oluyor. Geçen sene Kasım ayında ayrıldı. Mr Tantonolli diye bir adam var. Bu adam 41 yıl bir sınıf mücadelesi verdi ve şu anda National…………. ile Dotori Comansiyesler’lerle birleştiler. Eskilerin tamamı Dotori Comansiyes sayıldı, yani Yeminli Müşavir düzeyine getirildi ve arkasına bir isim eklendi bunlara ilaveten. Adam “Ben şimdi gidiyorum” dedi, yani gelenekleri oturtmak, bir mücadele eğilmek adına. R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 Şimdi bizim mesleğimizde önümüzdeki dönemden itibaren, zaten iki dönem Başkanlık yapan bir daha iki dönem geçmedikçe seçilemeyecek. Bazen yabancı ülkeleri örnek veriyoruz. Ben yabancı ülkelerde görev yapıyorum. Uluslararası kurumlar hariç, diğer kuruluşlar yerleşene kadar, birilerini adeta memur gibi görevlendiriyorlar bir süre, ama ondan sonra o kişi zaten yaşlanıyor. İstese de seçilemiyor, iş bitiyor. Şimdi biz yakında bir arada olacağız, merak etmeyin. Bu tasarıyla ilgili başka bir oturum yapmalıyız. Çünkü yönetimlerin stresini, disiplinin stresini kaldırmalıyız ve ben bir şey söyleyeyim. Burada Mustafa Özyürek bulunuyor. Beraber ilk Dünya Muhasebe Birliği Kongresi’ne katıldığımız gün, 15 dakikada bitirdiler resmi Genel Kurul’u. Biz söz alıp, itiraz edecektik bazı şeylere. Hop bitti. Kapandı. Şimdi kim ne istiyorsa mesleğin geleceği için, şunu konuşalım diye yazdılar ve adamlar 30 yılda bugün bütün dünyayı ellerine geçirdiler. Yani ilk önce 58 ülke dışında kimse gelmiyordu oraya. Biz haklı olarak yapıyoruz, ama biz çok iyi biliyoruz ki, bu Oda’nın bir özelliği var. Neden farklı listeler çıkmıyor bugüne kadar? Belirli gruplar var, kendi aralarında konsensüs yapıyorlar. Belirli burada oranlar var. O, oranlara göre oluşuyor ve bu konsensüse göre çıkıyor. Seçilmeyen bütün arkadaşlar, belki seçilenlerden daha fazla değerlidir. Ama burada delegasyondan çok Yönetim Kurulu’na, Denetim Kurulu’na, Disiplin Kurulu’na asıl yani iş yapacak olanların aday olup olmadıklarını istiyorsanız yoklama yapalım? Hepsi oturuyorlar burada, ben görüyorum. Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu’na söz gelimi sayın Hamza Çebi aday. Sayın Hamza Çebi’nin bu son iki ayda kanun çıkarken verdiği uğraşıyı, sanıyorum hiçbirimiz vermedik. Hatta yeminlilerin denetlenirken savcılar tarafından, bir Oda’dan temsilci bulundurmak, mahkeme kararı olmadan büroların basılmaları konusunda ki devlet kesimiyle yapılan kavgada, ben şahit oldum. Şimdi “burada gel, bulun” diyemeyiz. Bazı arkadaşlarımız Üst Kurul üyesi. Şu anda başka şehirlerde Üst 48 Kurul üyesi oldukları için görevliler. Biz şimdi bu arkadaşları “sen gelmedin”, “burada bulunmadın” diye seçmemezlik yapamayız. Ama bazı arkadaşların aday olma hakları var. Olmak isteyen işte Nebahat Pekin hanımefendi oldu. Güzel bir davranış, biz hemen kendilerini aynı şekilde bildireceğiz. Varsa başka bir arkadaş, her zaman bildirebiliriz. Hiç merak etmeyin. Az kaldı. Önümüzdeki günlerde burada birden fazla listeler olacaktır. Çünkü bu düzenlemeyi yapanlar, dünyanın hiçbir yerinde olmayan, delegasyon için nispi temsil doğrudur. Ama yönetimler için nispi temsil getirip, birbirini tanımayan ekiplerin bir arada çalışmasını istiyorlar. Çünkü o düzenlemeyi yapanlar için meslek önce gelmiyor. Meslekten önce başka şey geliyor. Tabii, yani bir farklılaştırma yapacaklar. Cumhurbaşkanı’nın bile iptal gerekçesini okursak detaylı bir şekilde, dört sayfadır. O iptal gerekçesi gazetelere yansıdığı gibi, böyle demokrasiyle ilgili, yada şununlan, bununlan ilgili teşekkür edilecek bir iptal nedeni değil. Yeniden çok kısa zamanda seçim yaptırtmak, bizi bir araya getirmek amacı taşıyan bir iptal nedenidir. Arzu eden varsa, bizde var gerekçenin tamamı, hemen bir fotokopisini toplantıdan sonra sunabilirim. Sayın İsmail Hakkı Güneş bey aday mısınız efendim? İSMAİL HAKKI GÜNEŞ Hayır, ismimi yazıp onurlandırdınız efendim. Platform’daki çalışmalarımı devam ettirmek istiyorum. İsmimi siler misiniz? Onurlandırdığınız için çok teşekkür ederim. MASUM TÜRKER Vazgeçiyorsunuz. Peki teşekkür ederiz, sağolun. Bu konuda zaten bizim yapacağımız bir şey yok. Biz listeyi vereceğiz hakime, yarın arkadaşlar gelecekler, oy kullanacaklar. Esas arkadaşların çoğunlukla geldiği günde, seçim günüdür. Ben bu konuda, bu maddede görüşülecek bir şey kalmadığına göre, dilekler kısmına, serbest konuşma kısmına geliyorum ve bu konuda aramızda bulunan değerli Milletvekilimiz, TÜRMOB’un onursal Genel Başkanı sayın Mustafa Özyürek’i konuşmak üzere kürsüye davet ediyorum. Buyurun sayın Özyürek. MUSTAFA ÖZYÜREK Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım hepinizi saygıyla selamlarım. Sayın Onaral’ın, sayın Türker’i Divan Başkanlığına önermekte ne kadar isabetli davrandığını gördük. Çok hızlı bir şekilde konuşmalarımızı tamamlama fırsatını bize verdi. Şimdi bu devam edenler, etmeyenler meselesi gerçekten her yerde sorundur. Gönül ister ki, iki yılda bir hiç yoksa seçimli Genel Kurul’a üyelerimiz, Yeminli Mali Müşavir arkadaşlarım gelsinler, katılsınlar. Bu konudaki eleştirilere katılıyorum. Ama bu eleştirileri hep toplantılara devam edenler dinlerler. Çünkü toplantılara devam etmeyenler zaten burada yoklar. Ne yazık ki, bu bizim genel bir hastalığımız. Şimdi değerli arkadaşlarım, bu kadar hızlı giden bir çalışmada uzun bir konuşma yapmak doğru olmaz. O birden frene basmak gibi olur. O 49 R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 nedenle ilgili bir iki yasanın altını çizmek istiyorum. Sayın Türker’in belirttiği gibi, Sayın Cumhurbaşkanı’nın vetosu çok sıradan bir konuda, bir kez daha Meclise göndermiştir. Yoksa Yasa’nın itiraz ettiğimiz temel maddeleriyle ilgili Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir itirazı yoktur. Zaten TÜRMOB Yönetim Kurulu’yla görüşmelerinde Sayın Cumhurbaşkanı, arkadaşlarımızın şu, şu maddeler Anayasa’ya aykırı ifadelerine karşı, “Ben Anayasa Mahkemesi değilim. Anayasa’ya aykırılığı denetlemek benim işim değildir. Biz sadece kendi usullerimiz açısından bakarız” demişlerdir. O nedenle, Yasa tekrar Büyük Millet Meclisi’ne gelecektir. AKP ısrar ederse ve sadece veto edilen o madde görüşülecektir. O maddede Sayın Cumhurbaşkanı’nın arzu ettiği şekilde sonuçlandığında, zaten onaylanmış ve yürürlüğe girmiş olacak. Bunu bir yanlış uygulamanın, bu camiayı rahatsız eden düzenlemelerin önüne geçildiği anlamına gelmiyor. Yalnız şöyle bir yararı oldu. Bir kaosu önledi. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı onaylamadan önce, bazı büyükçe Odalarımızın kongreleri yapılmıştı. Onlar şu anda yürürlükte olan hükümlere göre seçimlerini yaptılar. Yani 25 üyeye bir delege seçtiler. Yönetim Kurulu beş kişi oldu. Oysa şimdi yeni Yasa’ya göre, biliyorsunuz yedi ve dokuza kadar çıkabiliyor. Buna karşılık Yasa Sayın Cumhurbaşkanı tarafından onaylansaydı, şimdi bu bizim Oda seçimlerinde farklı bir yöntem uygulayacaktık. Birazdan katılacağım İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nda başka bir yöntem uygulanacaktı ve bir kargaşa, bir kaos doğacaktı. Bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Yasa görüşülürken çok net ifade ettik. Önergelerde verdik. Dedik ki, “Seçimle ilgili hükümler, gelecek seçimlerde uygulansın” diye. Fakat iktidarın bir acelesi vardı. Çünkü bu Odalarda ve özelikle TÜRMOB’da iktidar partisi ve iktidar partisine yakın gruplar ağırlık koymak istiyorlardı. Belki İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası bu konuları anlatmak için çok uygun değil. Çünkü sizin bir uzlaşmayla seçim yapıyorsunuz. Tek listeyle gidiyorsunuz. O nedenle, eğer bu uzlaşma devam ederse gelecek dönemde de Yasa’yla bu kuruluşlarda ağırlık koymak isteyen gruplar açısından sonuç değişmez. Ama diğer Odalarda farklı listeler gündeme geliyor. Farklı listeler yarışıyor. Burada yapılmak istenen, kaybedenlerin bir kısmının kazanması sonucunu doğuran bir yöntem önerilmektedir. Yani iki liste halinde seçime gidiliyorsa ve 1000 kişilik bir odayı düşününüz. 1000 kişinin de oy verdiğini düşününüz. Bir liste 800 oy alıyor, bir liste 200 oy alıyor. O Yasa diyor ki, Tasarı diyor ki, beş kişiden birini 200 oy alan listeden seçilmiş olur. Peki, ama alt alta yazdınız beş kişi girdi ve 800 oy aldı. Bir çizme filanda yoksa, herkes 800 oy almıştır. 800 oy alanın seçilmemiş sayıldığı, buna karşılık 200 oy alanın seçilmiş sayıldığı bir yöntemin şahıs hukukuyla ve eşitlik ilkesiyle bağdaştırmanın mümkün olmadığını hep anlatmaya çalıştık, ama gücümüz yetmedi. Umarım bundan sonra anlatmaya fırsatımız olacaktır. R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 Şimdi buna karşılık sayın Yalçın Bıçak’ın söylediği yöntemi biz önerdik. Dedik ki, “Çarşaf liste yapalım. Geliniz alt alta adayları yazalım, karşına kareler koyalım. Oralara işaret etsinler.” Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bizim bu önerimiz kabul edildi. 25 tane AKP’li imza attılar ki, “yöntem budur, doğrusu budur” diye, ama Genel Kurul’a geldiğimizde beklediğimiz gibi, sık sık başımıza geldiği gibi, bir önerge verildi ve hükümet tasarısına aynen böyle, yani biraz önce anlattığım blok listeler halinde seçime girilir, 50 fakat oyların değerlendirilmesinde nispi temsil uygulanır, gibi bir noktaya geldiler. Bunların hukuka aykırı olduğunu, Anayasa’ya aykırı olduğunu çok net ifade ettik ve orada her zaman iktidarın alışmış olduğumuz bir takiyesiyle karşı karşıya geldik. Komisyon Başkanı dahil, AKP’nin Plan ve Bütçe Komisyonu’nun 25 üyesi onayladığı ve hükümetin sayın Maliye Bakanı’nın, özellikle Müsteşar bütün çalışmalarda bulundu. Onayladığı bir yöntemden, Genel Kurul aşamasında döndüler. Yani yukarıda takiye yapmışlar. Sayın Canikli meslektaşımızdır, tanırsınız. Dedi ki, “Ben dönüleceğini zaten söylemiştim.” Yani takiye yapacaklarını, daha önceden ifade ettiğini söyledi. Ben de dedim ki o zaman bu 25 kişiye önceden hep konuşuruz, “Aşağıda dönecek misiniz? Dönmeyecek misiniz? Onlar da boşuna uğraşmasınlar” Ama ne yazık ki, bu şekliyle cereyan etti. Şimdi değerli arkadaşlarım, tabii ki yasalar değişir, seçim sistemleri değişir. Ama buralar, burada hükümetin bir katkısı yok. Sizlerin aidatıyla yönetilen, sizlerin seçtiği kişiler tarafından yönetilen kurumlar buralar. Buralara hükümetin, devletin vesayetçi bir anlayışla müdahale etmesi doğru değil. Şimdi kimi seçeceğine burada arkadaşlarımız karar verir. Ama deniliyor ki, belli Kanun’da, camiamızdaki belli arkadaşlarımızın robot resmini net görebilirsiniz. Onlardan birisi tutanaklarda da yeri olduğu için, burada da söylüyorum Sezai Onaral’dır. Sezai Onaral bu camianın yıllardır sempatisini kazanmış, bir uzlaşmayı temin etmiş, huzur içinde bir Oda yönetimini yıllardır sağlıyor. Belli ki seçim yöntemiyle Sezai Onaral’ı uzaklaştıramıyoruz, öyleyse Yasa’yı değiştirerek Sezai Onaral’ın aday olma imkanını ortadan kaldıralım, işte fiilen bu mesleği ifa edenler. Bir başka bakıyorsunuz, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Yahya Arıkan onun önünü kesecek belli şeyler. Halbuki bize, hepimize öğretirler ki Anayasa Hukuku’nda, ”Yasalar genel nitelikli olur. Objektif olur. Kişilere matuf yasa çıkaramazsınız, “Ama AKP döneminde olaya mahsus, kişiye mahsus o kadar çok yasa çıkarıyoruz ki, önümüze bir yasa geldiği zaman, acaba bu kim için çıkıyor?” diye, hepimizde bir merak başlıyor ve sonunda bakıyoruz ya bir bakanın yakınını veya AKP’nin bir yakını affediliyor, ya ona bir olanak sağlanıyor veya Cargil gibi bir mahkeme kararıyla çalışması yasaklanan, ruhsatı iptal edilen bir kuruluş için yasa çıkarılıyor. Tabii Anayasa Mahkemesi’ne gidiyorsunuz. Anayasa Mahkemesi bir yargı kararını geçersiz kılacak yasal düzenleme yapılmaz diye iptal ediyor. Ama 4’üncü defa gittik. Tabii İdare’yle başa çıkmak mümkün değil. Yargı’nın belli bir prosedürü var. O sonuçlanıncaya kadar İdare durmadan karar alıyor, karar alıyor ve yürüyor. Şimdi burada geldiğimiz noktada değerli arkadaşlarım, AKP bu tasarıda ısrar edecekse ki, edeceği anlaşılıyor. Öylesine bir olayla karşı karşıya geldik ki, tam seçim süreci başlamış. Tabii seçim yarın yapılacak, ama listelerin hazırlanması, seçim kurullarına verilmesi, itirazların sonuçlanması filan hepsi bir vakit alır. Türkiye’deki bütün Odalar için süreç başlamıştır. Listeler verilmiştir, itirazlar yapılmıştır. Tam maç başlayacağı sırada “ben bu maçın kurallarını değiştiririm” anlayışı, bu olacak iş değildir. Maç başlamış bir kere, kural değiştirilmez, ama hemen değiştirmek istedikleri şuradan da belli. Bizim İç Tüzük de bir temel Yasa var. Asıl Yasa var mı? Var. Temel Yasa’dan amaç Türk Ticaret Kanunu gibi, Borçlar Kanunu gibi 51 R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 geçmişte görüştüğümüz ve kabul ettiğimiz Ceza Kanunu gibi kapsamlı çok maddeli yasalar bilimsel olarak hazırlansın, ama onun madde madde değil de, bölüm bölüm, yani 30 maddeyi bir bölüm, 40 maddeyi bir bölüm görüşelim diye bir yöntem geliştirilmiş. Ama buradaki 28 maddelik Tasarı’yı AKP temel yasa gibi Meclisin önüne getirdi ve iki bölüm halinde görüşülmesini istedi, yani müthiş bir acele vardı. Yani bu şeye yetiştirilmesi niyetleri vardı. Ama Cumhurbaşkanı’nın vetosu o açıdan bir işe yaramıştır ve bir yanlış önlenmiştir. Ondan sonra tekrar çıkarılırsa, oradaki önemli düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olduğunu düşünüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, ana muhalefet Partisi olarak o maddelerle ilgili olarak da Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız. Umarım ve dilerim ki, yanlıştan dönülür. Bir uzlaşmayla, bir yasal düzenleme yapılır. R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 Değerli arkadaşlarım biz geçtiğimiz dönemde TOBB Yasası’nı çıkardık. TOBB Yasası öylesine bir hükümet TOBB işbirliğiyle hazırlanmıştı ki, adeta hükümetin bir yasası değil, TOBB’un bir yasası gibi görüşüldü ve TOBB Başkanı bütün, Yönetim devredeydi. “Aman ne olur, işte bizim isteğimizdir. Hükümeti de ikna ettik. Siz bir muhalefet etmeyin” filan diye. Geçti, mutabakatta da yasalaştı, geçti. Biz istedik ki, TÜRMOB’un eski bir Başkanı, bu camianın bir mensubu olarak birlikte hazırlansın, katılımcı bir anlayışla hazırlansın, yani buralar biraz önce Yalçın arkadaşımızda söyledi. Burada herkes doktora yapmış düzeyde bilimsel kariyeri olan insanlar. Bu camianın görüşü alınmadan “ben yaptım, oldu” mantığıyla yasa tasarısı hazırlamak, kabul edilebilir bir şey değildir ve demokrasi artık dört yılda bir, beş yılda bir gidip sandığa oy atmak değil, sürekli katılımcı bir anlayışla her konuyu toplumun ve kamuoyunun önünde tartışmaktır. Bunun olmasını istedik. Mesela, yıllardır Yeminli Mali Müşavirlerin temel sorunlarından biri olan “12’inci Madde” var. Sınırsız bir sorumluluk, altından kalkabilirseniz kalkın. Bunun bir objektif kıstaslara bağlanması gerektiğini hep ifade ettik. Haksız rekabet var. Pek çok camianın sorunu var. Bunların hiçbirine çözüm getiren bir tek madde yok. Ama “Kim seçilecek?”, “Nasıl seçilecek?”, “Kimin seçilmesini engelleyebiliriz?” ve “Hangi yöntemle seçilecekler? Bunu düzenleyelim” anlayışıyla getirilmiştir. Doğrusu bu camiaya, bu düzenlemeler nedeniyle, bu camianın bazı mensuplarına olan güvenim çok azalmıştır. Yani biz Hesap Uzmanlığı, Maliye Müfettişliği, Gelirler Kontrolörlüğü, Mali Müşavirlik bunlar bir kariyer, bir meslektir. Siyasal farklılıklarımız var, ama mesleki konularda bir birlikteliğimiz olabileceğini hep düşüne geldim. Ama o saçma tasarının eski bir Hesap Uzmanı olan Maliye Bakanı tarafından getirilmesi, o saçma tasarının Maliye Müsteşarı tarafından sonuna kadar savunulabilmesi, o saçma sapan tasarının Nurettin Canikli gibi eski bir Maliye Müfettişi tarafından canhıraş bir şekilde savunulmuş olması, doğrusu Türkiye’nin gerçekten çok bölündüğünü, hiçbir konunun insanlarımızı bir arada tutmadığını, bu heyetlerin bir öneminin olmadığını, aynı mesleğin mensupları olmanın bir değerinin olmadığını ve sadece ortada iktidarın kuruluşları ele geçirme arzusunun yattığını söyledim. Futbol Federasyonu’nu mu ben ele geçireceğim. Kızılay’ı ben ele geçireceğim. Türk-İş’im benim olsun. TÜRMOB’um benim olsun. Değerli arkadaşlarım Cumhurbaşkanlığından, sıradan şefliğe kadar her kademeyi eline geçirmiş olan bir iktidarın, sivil toplum örgütleri üzerin52 deki bu anlayışı, bu tahakküm merakı gerçekten çok önemle üzerinde durulması gereken noktadır. “Bırakalım da bazı noktalarda insanlar biraz nefes alsın. Farklı düşüncelerde olsun” dedim. Ama ne yazık ki, buna fırsat vermiyorlar. Bunun mücadelesini yapmaya devam edeceğiz. Parlamentoya tekrar geldiğinde devam edeceğiz. Yargıya götürme noktasında da devam edeceğiz ve dilerim ki bu camianın 20 yıldır oluşan yapısını bozmadan, en iyi şekilde işlemesini sağlayacak, eksik noktaları da gidermemize yardımcı olacak yasaların çıkacağı günler gelmesi dileğiyle, hepinize saygılarımı sunuyorum. Yönetim Kurulu’na geçmiş olan emekleri nedeniyle, beni dinlemeseler de teşekkür ediyorum. Evet, bundan sonra aday olan arkadaşlarıma başarılar diliyorum. TÜRMOB delegeliğine seçilen arkadaşlarımıza da, onlardan biri de benim, oylarınızla seçerseniz son derece mutlu olurum. İyi bir TÜRMOB birlikteliği, çağdaş, laik, Atatürkçü anlayışta bir yönetimi seçmeleri için ellerinden geleni yapmalarını diliyorum. Sayın Başkan müsamahanız için teşekkür ediyorum, bütün arkadaşlarıma saygılar sunuyorum. MASUM TÜRKER Sayın Milletvekilimize, onursal Genel Başkanımıza teşekkür ediyorum. Başka söz isteyenler, izninizle söz isteyenleri tespit edeyim. Ona göre zaman kavramı, SEZAİ ONARAL Sayın Başkan bana da söz vereceksiniz değil mi? MASUM TÜRKER Tabii size en son, son söz sizin. Sizden önce de Vehbi beye vereceğiz, o hesaplarla ilgili konuşacak. Önce isimleri yazalım önce söz isteyenlerin ki, böyle konuştukça akla gelmesin diye. Sayın Yazıcı, sayın Boydaş, sayın İrfan Hüseyin Yıldız, sayın Yalçın Bıçak, sayın Ahmet Rüştü Çelebi, sayın Hicazlıoğlu ve Muammer bey. Sayın onursal Genel Başkanımız diğer tarafa gidecek. İnşallah biz bitirirsek, biz de geleceğiz. Başka konuşmak isteyen var mı arkadaşlar? Yok galiba. Şimdi bu arkadaşlarıma söz vermeden ve konuşma düzenini belirtmeden önce, aramızda konuk olarak bulunan Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası Başkanı sayın Halil Başağaç’a söz vermek istiyorum. Buyurun sayın Başağaç. HALİL BAŞAĞAÇ Sayın Divan, İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası’nın değerli üyeleri, meslektaşlarım hepinizi saygıyla selamlıyorum ve Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası üyelerinin selamlarını iletiyorum. Başarılı bir Genel Kurul diliyorum. Değerli arkadaşlarım, Yeminli Mali Müşavirler olarak tabii ki sorunlarımız var ve bunlar da belli ölçüde mevcut yönetimler tarafından giderilmesi için gerekli çalışmalar yapılıyor. O nedenle, bu konuda bir bilgi vermek istiyorum. Bizim bir oluşumumuz var. Yeminli Mali Müşavir Odaları Başkanları ortak toplantı yaparlar zaman zaman ve bu toplantının sekreteryalığını da biz Ankara Yeminli Mali Müşavir Odası yürütürüz. Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası Başkan Yardımcısı, aynı zamanda Yeminli 53 R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 Mali Müşavirler Odalarının toplantı sekreteryalığı görevini yürütür. O nedenle zaman zaman, yani TÜRMOB’un Oda Başkanları Toplantısının dışında da, Yeminli Odaları kendine has sorunları görüşmek üzere sık sık bir araya gelir. Bu dönemde de yine bu çalışmaları bir araya gelerek yürüttük. Buna da bütün YMM Odalarımız birlikte katıldı. Bu toplantılarda neler görüşülüyor? Neler oluyor? Tabii ki, başta mesleğimizin sorunları görüşülüyor. Özellikle bu son dönemde gündeme gelen ve benden önceki konuşmacılarımızın da belirttiği gibi, Meslek Yasa’mız son dönemde bizi epey uğraştırdı. Ancak gelen tepkilerden anladığım kadarıyla, bazı şeyleri tam her halde ya biz anlatamadık, ya da anlaşılamadı. Değerli meslektaşlarım şunun bilinmesi gerekir. Bu tasarı bizim Odalarımızın tasarısı değil. Yani ne YMM Odalarının, ne SMMM Odalarının, ne de TÜRMOB’un tasarısı. Kimin tasarısı? Bu doğrudan doğruya Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan bir tasarı. Maliye Bakanlığı hazırladı ve bu tasarıdaki hükümlerin dışında da bir hükmün görüşmesine yanaşmadı. Açıkçası biz özellikle hepimizin bildiği gibi, 12’nci Maddede olan sorumluluk konusunda tasarıya bir şeylerin konmasını, bir şeylerin değişmesini özellikle istediğimiz halde, Maliye Bakanlığı kesinlikle tasarısındaki hükümlerin dışında bir hükmün görüşmesinin yapılamayacağını ve zaten yanaşmadı. Mecliste de tasarı bildiğiniz gibi, tamamen mevcut hükümler üzerinden yürüdü. Orada da bizim üç noktada tavrımız çok netti Yeminli Mali Müşavirler Odası olarak. Onunda yine bilinmesi gerekir. Çünkü bazı noktalarda, bazı meslektaşlarımız özellikle siz, sınav ve çalışma konularında niçin Yeminli Odaları karşı çıkmadı gibi bir şey söylüyor. Oysa biz karşı çıktık. Üç konuda çok net tavrımız vardı. Birincisi, Sınavsız giriş konusunda bizim bir talebimiz olmadı. Yani onu özellikle söylüyorum. Çünkü bazı denetim birimlerinde işte sizler niye bu konuda, çünkü onlarda bizim üyemiz. Niçin sınavsız giriş hakkının kaldırılmasında karşı çıkmadınız, dediler. Böyle bir talebimiz olmadığı gibi, böyle bir düşüncemiz de yoktu. Bunu da söylediğim zaman Maliye Bakanlığı orada da çok net şunu söyledi; “Siz üyesiniz, mesleğin üyesisiniz. Bundan sonra mesleğe girecek olanların hakkını ki, bunlarda halen bizim halen devlet memurumuz. Bırakında biz düşünelim.” Yani dolayısıyla o konun görüşmesine dahi pek yanaşmadı. Buda bizim dışımızda gelişen bir olaydır. İkincisi, biz fiili çalışma konusunda çok net tavır koyduk. Dedik ki, “Fiili çalışma konusu belki etik olarak uygulanabilir. Örneğin ………. uyguluyorsun, ama bunun yasalara koymak doğru değil. Bunu yasalarla düzenlemek doğru değil. Dolayısıyla buda çıkartılsın.” dedik. R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 Bir üçüncüsü de, “nispi temsile kesinlikle karşıyız” dedik. Yani bu üç konuyu özellikle vurguladık. Nispi temsil konusunda da vurgulamamızın nedeni, gerçekten öyle bir seçim sistemini uygulamakta çok zor olacak. Çünkü göründüğü gibi değil. Hep siyasi partiler ……… seçim sistemini örnek veriyorlar, ama bizde durum öyle değil. Bizde grupları tüzel kişiliği 54 yok. Sıralamalar öyle sanıldığı gibi bir yetki yok, bir şey yok. Artı, uyum sorunu da ayrı bir sorun tabii. Dolayısıyla bu üç konuda Yeminli Mali Müşavirler Odalarının bence suçlanmaması gerekir. Bu konuda bizim taraf bir gelirimiz olmadığı gibi, tersine tam karşı çıktığımız oldu. Değerli meslektaşlarımız, yine her platformda söylememiz gereken bir konuda Türk Ticaret Kanunun Tasarısı’nın mevcut hali. Sürekli çıkacağı söylenen Kanun, aslında üç senedir gündemde olmasına rağmen de çıkartılamadı. Bilmiyorum, bundan sonrada çıkartılabilir mi? Türkiye’nin siyasi ortamını da düşünürsek bence biraz zorlaştı çıkması. Burada özellikle birkaç noktanın dışında iki noktaya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Bunu biz her platformda söylüyoruz. Yine İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası’nın değerli yöneticileri bunu söylüyor. Bütün Yeminli Mali Müşavirler Odaları ve SMMM Odaları da bunu söylüyor aslında. Burada iki şey, 3568 Sayılı Kanunu Tasarısı’nda gerekli yapılacak olanlar sayılırken, sadece isim olarak Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler bahsediliyor. Ancak bunların kim olduğu? Ne olduğu? Kanunda tanımlanmamış. Tersine, yani tamamen serbest bıraksalar belki, bunlar zaten işte 3568’de tanımlanan kişilerdir diyebileceğiz, ama hemen arkasından aynı Maddede, 400’üncü Maddede “bunların ekip olduğu da usulsüzlük getirir” demiş. Yani orada bir tehlike açıkçası seziyoruz. Bunu bende söylüyorum, sayın İbrahim Aktan’da her platformda söylüyor. Biz diyoruz ki, özellikle Ünal Tekinalp hoca bu işi hazırlayan kişi. Yani şuraya, “3568’e göre ruhsat almış SMMM, YMM” deseniz ne olur? Hayır, denmiyor. Özellikle denmemesi de, ayrıca bir soru işareti yaratıyor. Bir diğer oradaki önemli bir nokta, rotasyon olayı. Rotasyonu olayını yanılmıyorsam yedi veya sekiz yıllık olarak sadece ortak bazında getiriyorlar. Dolayısıyla aynı şirketin A ortağı yedi yıl yaptıktan sonra, ondan sonra aynı şirkette B ortağı da yedi yıl denetim yaparak böyle silsile haliyle süresiz sürdürebilecek. Oysa gerçek anlamda rotasyon, şirket bazında olması lazım. A şirketi örneğin yedi yılsa süre orada bu işi bitirdiği zaman, artık onu bir başka şirketin denetlemesi lazım diye düşünüyoruz. Eğer gerçek anlamda rotasyon olacaksa.. Değerli meslektaşlarım bir konuda daha biz Yeminli Odaları olarak şu anda üzerinde duruyoruz, uğraşıyoruz. “Denetim Standartları Kurulu Kanunu Tasarısı” var. Yeni bir Kanun olduğu için, belki bazılarınızın bilgisi yoktur. Orada da “Denetim Standartları Kurulu” kuruluyor. Bu Kurul aynı zamanda ikinci versiyonu gibi, şu anda bizim gelen Kanun Tasarısı. Önce birinci versiyonunda sadece “standartları belirleme” şeklinde düşünülmüştü. Ancak şu andaki versiyonunda Kurulun yetkileri daha da gelişiyor standartların dışında. Denetim yapacak olan bağımsız denetim şirketlerini de düzenleyip, yetkilendirmede. Artı denetçiyi yetkilendirip, düzenlemede de yetkili kılınıyor. Orada tabii karşı çıktığımız bazı noktalar var. Özellikle belirttik bunu bazı görüşmelerimizde. Yani birincisi, böyle bir şeyi aslında olumlu buluyoruz. Bir Denetim Standartları Kurulu’nun kurulması, bunun olmasını olumlu buluyoruz. Ancak isteğimiz aslında bunun doğrusunun belki TÜRMOB bünyesinde olması ve TÜRMOB’un bunu düzenlemesi, birinci nokta bu. İkincisi, oradaki sayısal oluşumlarda bence yeterli değil. 55 R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 Dokuz kişilik bir kurum kurmuş ve orada dikkatimizi çeken bakanlıklar var. İşte altı tane, yedi tane bakanlık. Onlardan veya kurumlar işte SPK gibi, birer temsilci var. Maliye Bakanlığı’ndan da birdi galiba, TORMOB’dan da iki temsilci veya bir, o şekilde. Bunlara “doğru değil” dedik. Yani çok fazla detaya da girmek istemiyorum, ama sayıların düzeltilmesi ve TÜRMOB’un burada dört kişiyle temsil edilmesi, artı YOK’ün orada olmasını ben şahsen olumlu buluyorum. Ayrıca oradaki denetçiyi tarif etmede ve tekrar sınava almada, bence şu anda o ikinci versiyon için konmuş açıkçası. Doğru değil. Özellikle Yeminli Mali Müşavirlerin ben öyle bir sınava tabi olmaması gerektiğini savunuyorum. Yetkilendirilmesi için, şu andaki tasarıda öyle bir durum var. Dolayısıyla buna benzer sorunlarla yönetimler uğraşıyor, yani mesleğin sorunları fazla. Bir diğer nokta, kamuoyunda işte şu anda malum vergilerle hep beyan edilirken, bizim meslektaşlarımız ön sıralarda görülünce, işte bizim çok kazandığımız zannediliyor. Oysa öyle değil. Ben özellikle buraya gelirken Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası’ndan bir istatistik getirdim. Bunu bu seneki Çalışma Raporu’na koyacağız. Orada şöyle bir hüküm var. Dağılıma baktığımız zaman, Gelir ve Kurumlar Vergisi Tasdik Sözleşmelerindeki sayıya bakarsanız, meslektaşlarımızın iş dağılımında hakikaten büyük dengesizlik var. Bunu İstanbul’da nasıl? Bilemiyorum, ama Ankara’daki durumda, bizim orada alınan sözleşme sayımız aşağı yukarı yıllardır aynı, değişmiyor. 10 civarında, işte bu bazı yıllar 10’un biraz altında olur, biraz üstünde olur, ama ortalama 10 civarında. Baktığınız zaman, 407 tane çalışanımızın 118 tanesinin sözleşme sayısı 5’in altında. 205’ide 10’un altında. Yani 10’a kadar olan aslında aşağı yukarı devlet memurunun kazacağı paranın aslında biraz üstünde kazanabilir veya o civarda kazanabilir. Baktığınız zaman 400 çalışanın, 200’ü bu durumda. Demek ki çok fazlada kazanmıyoruz. Ancak bazı meslektaşlarımızın işi gerçekten biraz daha iyi olduğu için, onlar çok kazanıp da ön sıralarda olunca, zannediliyor ki meslekte herkes çok kazanıyor. Oysa öyle değil. Dolayısıyla bu da bizim başka bir sorunumuz. Yani iş dağılımını da iyi düzeltmemiz gerekir, artı yeni iş olanakları yaratmamız gerekir. Bunların bilincindeyiz. Ben bu vesileyle mevcut Yönetim, Disiplin ve Denetim Kurullarında görev alanlara şu ana kadarki çalışmalarından dolayı şahsım ve Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası adına teşekkür ediyor, yeni seçileceklere başarılar diliyorum. …………. (DEVAM EDECEK) R A P O R 08/2 5 - 2 6 - 2 7 - 2 8 1 5 T EM M UZ 20 0 8 56