osmanlı devleti`nin bir sanayi merkezi olarak hereke
Transkript
osmanlı devleti`nin bir sanayi merkezi olarak hereke
OSMANLI DEVLETİ’NİN BİR SANAYİ MERKEZİ OLARAK HEREKE Serkan YAZICI* XIX. yüzyılda Avrupa’da meydana gelen endüstriyel gelişmeler genel hatlarıyla Sanayi Devrimi olarak adlandırılmış ve kısa bir gecikme ile Osmanlı Devleti’nde doğrudan sonuçlarını göstermeye başlamıştı. Zeytinburnu ve Küçük Çekmece’de ortaya çıkan sanayi kuruluşlarının ardından 1840’ların başından itibaren bir endüstri faaliyeti de Hereke’de ortaya çıktı. Osmanlı Devleti’nin sanayi tipi üretimde geride kaldığı bu yıllarda Avrupa’dan çok sayıda usta ve mühendis getirilerek kadınlı erkekli binlerce kalifiye işçi yetiştirildi. Hereke’de gerçekleştirilmek istenen sanayi atılımının başına da pek çok diğer noktada olduğu gibi Gregoryen Ermeni bir aile olan Dadyanlar getirilmişti. Ermeni ailenin sunduğu bilgi ve yönetim desteği ile Hereke, saray için üretilen ipeklilerin yanı sıra yün ürünlerle I. Dünya Savaşı’na kadar yoğun bir sanayi faaliyeti içinde oldu. Yaşanan kesintinin ardından sanayi operasyonu tamamen devlet eliyle yürümese de Hereke günümüze değin ev tekstilleri için önemli bir merkez olma vasfını sürdürdü. Osmanlı Devleti, XIX. yüzyıla değin ekonomi uygulamalarında piyasada ürün ve hizmetlerin mümkün olduğunca bol bulunmasını ve bunlar üzerindeki fiyat istikrarının korunmasını temin etmeye gayret etti.1 Ancak bu denge XIX. yüzyılda hızla sanayileşen Avrupa lehine değişmeye başladı. Başta Osmanlı’nın mamul madde ihtiyacını karşılayan Fransa, Avusturya ve İsveç gibi devletler de bu sanayileşme yarışında daha hızlı yol alan İngiltere’nin gerisine düştüler. Osmanlı Devleti, 1838’de İngiltere ile imzalanan daha sonra diğer devletlere de uygulanan ticaret antlaşmaları ile Avrupa için giderek daha fazla açık bir pazar haline geldi. Sadece pamuklu mensucatta, İngiltere’den yapılan ihracat 1828’de 10.834 “İngiliz lirasından”, 1831’de 105.615’e yükselmişti.2 Giderek büyüyen bu dış ticaret açığının kapanması ya da en azından kontrol altında tutulması ise yerli üretimin canlandırılması ve sanayi tipi üretimin Osmanlı topraklarında gelişmesini sağlamaktan geçiyordu.3 Osmanlı ekonomisinin temel ilkelerinden biri olan “kadimden olagelene aykırı iş yapılmaması” çerçevesinde ihtiyaç duyulan endüstrileşme * Yrd. Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, e-mail: srknyzc@hotmail.com 1 Mehmet Topal, Erkan Erdemir, Engin Kırlı, “Tanzimat Dönemi Sanayileşme Hareketinin Türkiye’de İşletmecilik Anlayışının Oluşumuna Etkileri Hereke Fabrikası ve Nizamnamesi”, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Mayıs 2012, Sayı: 25, ss.37-64. 2 Ömer Celal Sarc, “Tanzimat ve Sanayimiz”, Tanzimat I, MEB, İstanbul 1999, s. 423-440. 3 M. A. Ubicini, Letters on Turkey, New York 1973, s. 339. 707 Serkan YAZICI konusunda yünlü ve ipekli olmak üzere dokuma sektörüne yönelmek en mantıklısıydı. XVIII. yüzyılda da tedarikçi ülkelerle yapılan savaşlar ve onların kendi aralarındaki gerilimler benzer bir ihtiyaç doğurmuş bu yönde bir sanayi oluşturma gayretleri ortaya çıkmıştı. Bu yüzyılın başında da ihtiyaç duyulan bilgi birikimi için Osmanlı yüzünü gayrimüslim tebaasına çevirmişti. XIX. yüzyılda ise benzer bir ihtiyacı karşılamanın yolu yine manifaktüre yönelmek ve yine gerekli uzmanlık bilgisini (know-how) gayrimüslimlerden temin etmekti.4 1840 sonrasına tekabül eden bu sanayi girişimi öncesinde III. Selim devrinden itibaren bazı sanayi girişimleri yapılmış askerî malzemelerden, deri ürünlere ve fese varıncaya kadar pek çok türde üretim denenmişti.5 Ancak bunlardan Eyüp’teki Feshane gibi bazı örnekler dışında tatmin edici sonuçlar elde edildiğini söylemek güçtü.6 Bu koşullar içinde Tanzimat Fermanı’nı takip eden yıllarda Osmanlı’nın dış ekonomik bağımlığını azaltmak ümidiyle bir dizi Avrupa örneğine uygun sanayi girişimi göze çarpmaya başladı. Bu girişim için belirlenen ilk sanayi üsleri İstanbul’da Küçük Çekmece ve Zeytinburnu oldular. Bu merkezler kısa sürede dikkat çekici endüstriyel alanlar haline geldikleri gibi onlar kadar dikkat çekici olan bir başkası da İzmit’te Marmara Denizi kıyısında yükselmeye başladı. Çoğunlukla sarayın pamuklu ve ipekli dokuma ihtiyacına yönelik olarak ortaya çıkan bu kuruluş Hereke’de idi. 1840 sonlarında pamuklu kumaş fabrikası olarak dikkat çeken bu merkez ilerleyen yıllarda ipekli üretimine de başladı.7 Esas itibariyle fabrika, başta özel girişim olarak ortaya çıkmıştır. Devrin sanayi atılımlarında öne çıkan bir ailenin mensupları olan Ohannes ve Bogos Dadyan kardeşler 1843 yılında Serasker Ali Rıza Paşa’nın izniyle ve kendisinin ortaklığı ile devlet için kurmakta oldukları İzmit Çuha Fabrikası’nın masrafı gibi göstererek kendi nam hesaplarına bu tesisi kurmuşlardı.8 İlk kayıtlara göre elli adet pamuklu ve 25 adet ipekli dokuma tezgahı ile 1843 yılında üretime başladı. Hereke’deki sanayi girişimi ile ilgili önemli bir akademik çalışmanın yazarı olan Abdulkadir Buluş’un aktardığı bilgilere göre bu tesisin yapıldığından Sultan Abdülmecid’in haberi olmamıştır ve bir deniz seyahati esnasında tesadüfen öğrenmiştir. Bu vesile ile 1845 yılında fabrika Sultan Abdülmecid’in tapulu mülkü haline geldi ve hazineye devredildi. Ancak 1846 senesinden üç yıl geriye doğru muhasebe kayıtları incelendiğinde arşiv kayıtlarından anlaşılan, fabrikanın işlerliğinin artırılması için (Hoca Avannes) Ohannes Dadyan’a havale edildiğidir.9 Yolunun tefsiye edilmesi gibi pek çok faaliyetle mali yönden desteklenen fabrikaya 1850 yılında üç katlı ahşap bir bina eklenmiştir.10 Bu değişimle ipekli tezgah sayısı 100 çıkarıldı ve pamuklu tezgahları İstanbul’a gönderildi. Bu tarihten itibaren de Hereke Fabrika-i Hümayunu şeklinde adlandırılan müessese ipekli kumaşlar üreten bir merkez haline geldi.11 1855 yılında yapılan Paris Sergisi’ne katılan devlet fabrikaları arasında yer alan Hereke’nin ürün gamı Ömer Celal Sarc tarafından şöyle sıralanmıştı: “Kadife, Şam usulü çiçekli ipek kumaşlar (damas), saten, taftalar, gazlar, kordelalar”.12 Fabrikanın neredeyse tüm ekipmanı Avrupa’dan özellikle İngiltere’den getirilmişti.13 Fabrikanın ustabaşları, ustaları ve operatörleri de büyük ölçüde Avrupalılardan oluşturuldu. 4 Mehmet Genç, Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi, İstanbul 2003, s. 226-255. 5 Mehmet Seyitdanlıoğlu, “Tanzimat Dönemi Osmanlı Sanayii (1839-1876)”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, Cilt: 28, Sayı:46, Ankara 2009, s. 53-69. 6Ubicini, Letters on Turkey, s. 343. 7 Edward C. Clark, “Ottoman Industrial Revolution”, International Journal of Middle East Studies, Cilt: 5, Sayı: 1, Ocak 1974, s. 65-76. 8Seyitdanlıoğlu, Tanzimat Dönemi Osmanlı Sanayii, s. 63. 9 BOA. İ. DH. 111/5604. 10 BOA. İ. DH. 160/8318. 11 Abdülkadir Buluş, Osmanlı Tekstil Sanayi Hereke Fabrikası, (İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2000, s. 113-116. 12Sarc, Tanzimat ve Sanayimiz, s. 435. 13 Donald Quataert, Osmanlı İmparatorlu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, (Ed. Halil İnalcık, Donald Quataert) Cilt: 2, İstanbul 2004, s. 1012. 708 Ancak bu iş yapılırken büyük olasılıkla bu sanayi programını tek bir ülkeye bağımlı hale getirmemek adına Belçika, İtalya, Almanya, Fransa ve Avusturyalı çalışanlar da seçilmişti.14 Henüz 1848’de Avusturyalı işçilerin maaş ödemeleri ile ilgili Osmanlı Arşiv kayıtlarına rastlamak mümkündür.15 Yine kayıtlara yansıyan bazı adli vakalar Osmanlı’nın gayrimüslim tebaasının da işçi kadrosu içinde olduğunu gösteriyordu. Biri kız kaçırma diğeri tecavüz vakasının mağdurları Hereke Fabrika-i Hümayunu çalışanları Manas ve Hıristo’nun kerimeleriydi.16 Serkan YAZICI Ancak bu sanayi tesisinin ortaya çıkmasındaki başat rol yukarıda bazı üyelerinin adı zikredilen Dadyan ailesine aitti. III. Selim’e bir teknik dahi olarak takdim edilen Hacı Arakel Dad, hem bu padişah, hem de Sultan II. Mahmud devirlerinde özellikle İstanbul’da göze çarpan sanayi girişimlerinde istifade edilen başlıca isimlerden biri olmuştu. Kendisinden sonra da oğlu Ohannes ve torunu Bogos Dadyan aileyi benzer devlet müesseselerinde temsil ettiler. Hereke Fabrikası’nın yapılanması gelişiminde de Ohannes Dadyan gerek Avrupa’ya yaptığı seyahatlerle hem teknoloji, hem bilgi birikimi hem de personel temini konusunda büyük emek sarf etmişti.17 Christopher J. Walker, gibi pek çok yazar, hem Arakel Dad, hem de oğlu için övgü dolu sözler sarf ederek, hem kabiliyetlerinin, hem de başarılarının altını çizerler.18 Ancak fabrikanın Ermeni idarecileri için bazı ziyaretçi ve çalışanlarının izlenimleri oldukça farklıydı. Charles Mac Farlane’in aktardıklarına göre, 1848’de Lyon’da ipek üretimi ile ilgili gerçekleşen ilerlemeler üzerine Ohannes Dadyan tarafından Hereke’ye getirilen Riviere adlı Fransız makinist, Ermeni yönetimini, “akılsız ve üçkâğıtçı” şeklinde tarif ediyordu. Üstelik fabrikaya çalışmak üzere alınan 150 civarındaki Ermeni’nin Rum işçileri dışladıkları gibi çalışırken görülmediklerini ilave ediyordu. Fransız makinist, oradaki tüm Avrupalıların imparatorluğun çökmekte olduğunu gördüğünü belirttikten sonra çarpıcı sözlerini şöyle bitirmekteydi: “Ermeniler de sofrayı kemikleri sıyırdıktan sonra kaldıracaklar”.19 Fabrikanın kurulduğu ilk yıllardan itibaren fabrikada çalışanlar arasında “direktör” unvanıyla Avusturyalılar20, aileleri ile birlikte yaşayan Piyemonteli doktorlar bulunuyordu. Hereke fabrikasının personel açısından bir diğer önemi de çalışanlar arasında çok sayıda kadın bulunmasıydı. Özelikle 1894’ten sonra başlayan halı üretiminde 1.000 dolayında kadın düğümleyici görev aldı. Yaşları 4 ila 15 arasında değişen bu genç kadınlar üç ayrı odaya yerleştirilen sayıları 150-180 arasında değişen çeşitli büyüklükteki halı tezgâhlarında çalıştılar.21 1848’de yüz dolayında olan çalışan sayısı 1852’de üç yüzün üzerine çıkmıştı. 1855’te de otuz Rum genç kızın daha istihdam edilmesini öngören arşiv kayıtlarına bakılırsa çalışan sayısının görece istikrarlı bir şekilde arttığı iddia edilebilir.22 Hereke’de giderek artan çalışan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak üzere çeşitli binalarda inşa edildi. İpek böcekçiliği için beş bin fidanlık dutluğun yanı sıra, fabrika çalışanları için altmış ev, Avrupalı ustalar için sekiz, bekâr Osmanlılar için otuz oda inşa edildi. Bunlar dışında birer boyahane, değirmen, ekmekçi fırını, kahvehane, tütün satılan dükkân, lokanta, hamam, biri mektep-i iptidai diğeri rüşdiye olmak üzere iki okul ve hastane yer almaktaydı.23 14 Edward C. Clark, “The Ottoman Industrial Revolution”, International Journal of Middle East Studies, Cilt: 5, Sayı: 1 (Ocak 1974), pp. 65-76. 15 BOA. A. MKT. 140/1. 16 BOA. A. MKT. 19/59; HR. MKT. 85/24. 17 Clark, “The Ottoman Industrial Revolution”, s. 70-71. 18 Christopher J. Walker, Armenia: The Survival of a Nation, Routledge, London 1990, s. 97. 19 Yavuz Ulugün, Seyahatnamelerde Kocaeli ve Çevresi, İzmit Rotary Kulübü Kültür Yayınları, No: 18, İzmit 2008, s.198-199. 20 BOA. İ. MVL. 320/13585. 21Quataert, Osmanlı İmparatorlu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, Cilt: 2, s. 1030. 22 BOA. A. MKT. UM. 209/56. 23 Mehmet Topal vd., “Tanzimat Dönemi Sanayileşme…, s. 43. 709 Serkan YAZICI 1848’de fabrika alanını ziyaret eden Charles Mac Farlane yerleşkeyi kısaca şöyle tarif etmişti: “İpek Fabrikası, uzun büyük hatta anıtsal bir binadan daha çok atölyeleri ve bağlı diğer yapıları ile tümü körfeze paralel bir kasaba oluşturmuşlardı. Kabul edilebilir (Makul) bir yolu ayrıca denizle arasında bir yolu daha vardı. Daha iyi olan caddede yöneticiler, doktor, teknik ressamlar, mühendisler ve çalışanlar için yeterli sayıda sıra evler vardı. Herkesin sağlıklı olduğunu söylediler. Burası bir malarya kaynağı olmaktan uzaktı ve çevrede durgun sular yoktu. Aslında Herek-Köy, tepelerde ve bizim görüşümüz dışındaydı. Yakın olsa da ulaşımı zor olan bu Türk köyünü bir zamanlar gezmiş olan Lombard (Piyemonteli fabrika doktoru), yüz yoksul haneden oluştuğunu belirtti.”24 İlerleyen yıllarda halı üretiminin de başlamasıyla işçilerden uzaktan gelenler fabrika yatakhanelerinde, yakınlarda ikamet edenler ise evlerinden yürüyerek gidip geldiler. Yatakhanelerde yaşlı kadınların sağladığı disiplin ile Türk ve Rum kızlar birbirinden farklı yatakhanelere ayrılmıştı.25 Fabrika, bazı tatsız olaylar da yaşadı. Bunlar arasında fabrikaya ve çalışanlarına musallat olan eşkıyaları da saymak gerekir. 1859 sonbaharında başlayan eşkıya tacizlerinin önü ancak fabrika yerleşkesine zaptiye neferi tahsisi ile alınabilmişti.26 Takip eden yıllarda ise Hereke Fabrika-i Hümayunu asıl büyük felaketini yaşadı. 1878 yılında yanan fabrika beş yıl süreyle kapalı kaldı. Bu süre zarfında önce bir dizi tahkikat ile Filatorhane denen bölümdeki hasar tespit edildi. Bu çalışmaları fabrikayı yeniden canlandıracak projeler izledi.27 Yeniden inşa için ihtiyaç duyulan metal direkler Tersane-i Amire’de imal edildi. Tesisin Avrupaî bir tarzda geliştirilmesi ve idare edilmesi için de yeni uzmanlar getirildi. Fabrika ayrıca 1894’te bir de deprem yaşadı. Hasarın hangi kısımlarda yoğunlaştığı bilinmese de tamiri için 983.245 kuruş harcanmıştı. Yapılan tamirat ve düzenlemeler, yönetim anlayışında yeniliklerin ardından Hereke Fabrikası yeni evreye girdi. Özellikle 1890’dan sonra da kârını ve bilinirliğini giderek artırdı. Hereke Fabrikası’nın gelişiminde özellikle halı üretiminin başlamasında Sultan II. Abdülhamid’in önemli bir gayreti olduğu bilinmektedir.28 The Times 7 Eylül 1931 24Ulugün, Seyahatnamelerde Kocaeli, s. 198. 25Quataert, Osmanlı İmparatorlu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, Cilt: 2, s. 1031. 26 BOA. A. MKT. UM. 169/87; A. MKT. UM. 378/80. 27 BOA. DH. MKT. 1324/34; Y. MTV. 2/2; Y. MTV. 7/74. Hereke Fabrikası, 28Buluş, Osmanlı Tekstil Sanayi Hereke Fabrikası, s. 143, 150. 710 Hereke Fabrika-i Hümayunu 1875 yılına kadar devlet sarayları ve kurumlarının ipekli ihtiyacını karşıladı.29 1876 yılında ilk Osmanlı Parlamentosu açıldığında mebus sıralarının üzerindeki ipekli örtülerin “göz alıcı renkleriyle” Hereke işi olduğu göz önünde bulundurulacak olursa fabrikanın şöhretini ve kalitesini sürdürdüğü düşünülebilir.30 Serkan YAZICI Osmanlı Meclis-i Mebusanı, Le Monde İllustre 14 Nisan 1877, s. 230 İlerleyen senelerde İzmit ve Hereke ürünleri ile ordunun giysi ve fanila gibi ihtiyaçları karşılanmaya çalışıldı.31 Meşrutiyet devrinde polisin ceket ve pantolonlarında kullanılan kumaş da metresi 50 kuruştan satılan fabrikanın mamullerindendi.32 1908 yılında Bosna Hersek’in Avusturya tarafından işgaline karşı yapılan fes boykotu esnasında Hereke’de üretilen fesler büyük satış rakamlarına ulaştı.33 Meclis-i Mebusan’da bütçe ve ekonominin milleştirilmesi ile ilgili bir tartışmada Edirne mebusu Rıza Tevfik Bey’in “işte ben Hereke fesi giyiyorum” demesine bakılırsa ürünlerin toplumun çeşitli katmanlarından alıcı bulabildiğine hükmedilebilir.34 Ancak 1911 yılının hararetli Meclis konuşmaları Hereke de dahil olmak üzere bir çok devlet fabrikasının özellikle kumaş türlerindeki ürünlerinin fiyat ve kalite bakımından yabancı muadilleri karşısında rekabette güçlükler yaşadığını göstermektedir.35 Bu yıllarda Osmanlı kadınları yerli malı tüketimi konusunda seferber oldular ve “Mamulat-ı Dahiliye Istihlakı Kadınlar Cemiyet-i Hayriyesi”‘ni kurarak Hereke Fabrikası gibi pek çok sanayi tesisine geziler düzenlediler.36 29 Mehmet Seyidanlıoğlu, “Tanzimat Dönemi Osmanlı Sanayii (1839-1876)”, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Araştırma Dergisi, Cilt: 28, Sayı: 46, 2009, s. 53-69. 30 Le Monde İllustré, 14 Nisan 1877, s. 230. 31 BOA. Y. MTV. 313/58. 32 BOA. ZB. 452/61; ZB. 625/78. 33 The Times, 13 Ekim 1908, s. 5. 34 Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre: 1, İçtima Senesi: 3, 2 Şubat 1326-26 Şubat 1326, Cilt: 3, Ankara 1982, s. 435. 35 Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre: 1, İçtima Senesi: 4, 2 Teşrinevvel 1327-7Teşrinsani 1327, 1 Cilt: 3, Ankara 1991, s. 75. 36 Nicole Van Os, “Milli Kıyafet: Müslüman Osmanlı Kadını ve Kıyafetin Milliyeti”, Türkler, Cilt: 14, Ankara 2002, s. 133-145. 711 Serkan YAZICI 1908 yılında gerçekleşen fes boykotu dolayısıyla Hereke ürünlerinin kullanılmasını anlatan haber. The Times 13 Ekim 1908 Hereke’de üretilmiş kumaşlar, seccadeler ve halıların kullanıldığı en önemli alanlardan biri de dini müesseslerdi. Kala-i Sultaniye’deki Fatih Camii’nden Pertevniyal Valide Sultan Camii’ne kadar pek çok cami Hereke halı ve seccadeleri ile donatıldı.37 Bunun da ötesinde Osmanlı Sultanları asırlar boyu kutsal topraklardaki dinî mekânları ve müesseseleri hediyelerle donatmışlardı. Bu müesseseler içinde Ravza-i Mutahhara’ya gönderilen örtüler şüphesiz ayrı bir önem taşımaktaydı. Selin İpek, bu onuru taşıyan fabrikalar arasında Hereke’yi de saymaktadır.38 1897 yılında Evkaf Nezareti’nden yapılan bir talepte kutsal mekâna konacak halıların da Hereke’de imal edilmesi istenmişti.39 Hereke’de halı üretimi için ise fabrikanın erken dönemlerinde birkaç başarısız girişim yapılmıştı. Hatta bunların ilki henüz fabrika kurulurken gerçekleşmiş uzun ömürlü olmamıştı. İkinci başarısız girişim 1862’de gerçekleştikten yaklaşık otuz yıl sonra halı ancak Hereke üretiminde kendisine bir yer bulabildi. Muhtelif rivayetlerden birine göre, 1891’de Manisa, Sivas, Gördes, Demirci ve Kirman’dan gelen zanaatkârlar burada toplanarak yeni tasarım ve teknikleri uyguladılar. Bir başka iddia da 1888’de Uşak’tan gelen bir ailenin gayretleri ile başlayan halıcılık 1900’ler itibariyle bölgede tutunmuştu.40 37 BOA. BEO. 1937/145261; Y. MTV. 222/130. 38 Selin İpek, “Ottoman Ravza-i Mutahhara Covers Sent from Istanbul to Medina with the Surre Processions”, Mugarnas, Cilt:23 (2006), s. 289-316. 39 BOA. Y.MTV. 170/134. 40 Donald Quataert, Ottoman Manufacturing in the Age of the Industrial Revolution, Cambridge University Press, 2002, s. 154. 712 Ancak halı üretiminin başlamasıyla ipeklilerin doğrudan unutulduğu düşünülmemelidir. Zira Vital Cuinet 1894 basılan eserinde bunlardan övgü ile bahseder: “Çatma adı verilen bir dokuma türü daha önceleri Üsküdar’da üretilirdi, şimdi aynı mükemmellik ile Hereke’de üretiliyor. Bu kumaş daha çok mobilya ve sofaları tam ölçüsünce örtmek ve kaplamak için kullanılıyor. Kalın ve yumuşak kumaş üzerinde, altın ya da gümüş rengi fonlar üzerine resmedilmiş renkleri canlı, kadifemsi çiçek figürleri oldukça zengin kabartılar ve derinlikler oluşturuyor. Gizli tutulan üretim süreci son derece yavaş işliyor, çatmanın fiyatı, diğer kolay bulunur kumaşların aksine biraz yüksektir. Hereke ve Selimiye’nin saten örgüler, hareli antika kumaşlar, çizgili dokumalar gibi lüks türleri sağlamlık, tazelik ve zarafetleriyle yüksek fiyatlarını hak ediyor.”41 Serkan YAZICI Hereke ürünlerinin sergilendiği Chicago 1893 fuarından görüntüler. 41 Vital Cuinet, La Turquie d’Asie, Géographie Administrative : Statistique, Descriptive et Raisonnée de Chaque Province de l’Asie Mineure, Paris 1894, s. 619-620. 713 Serkan YAZICI Hereke ürünlerinin sergilendiği Chicago 1893 fuarından görüntüler. Hereke ürünlerinin bu dönemde uluslar arası şöhretini artırmasına şaşmamalıdır; zira mamuller 1890 sonrasında düzenli denebilecek ölçüde imparatorluk dışındaki fuarlar ve ülke içindeki sergilerle temsil edilmektedir. Ülke içinde Osmanlı ürünleri ilk olarak 1863’te Sergi-i Umumi-i Osmanî adlı sergide yabancı ürünlerle birlikte sergilendi. Yaklaşık beş ay açık kalan sergide Hereke’de dokunan kumaşlarda toplamda on binin üzerinde ürün arasında yer aldı.42 Ülke dışında ise ilk olarak 1855 Paris, 1862 Londra sergilerinde Hereke ürünleri boy göstermiş ve çeşitli ödüller almışlardı. 1892’deki Viyana fuarından alınan bronz madalyanın ardından bu tür tanıtım olanakları daha düzenli takip edilmeye başladı.43 1893 Chicago fuarına gönderilen Hereke kumaşları büyük beğeni toplamış, fabrikaya madalya gönderilmesine kararlaştırılmıştı.44 Benzer bir başarı 1894’te Lyon’da tekrar edildi. Bu kez Fabrika büyük ödüle layık görülmüştü.45 Hereke kumaş ve halıları 1900 yılında Paris’te,46 1904’te St. Louis,47 1908’de Viyana, 1910 Brüksel, 1911’de Torino fuarlarında sergilendi.48 42Rıfat Önsoy, “Tanzimat Dönemi Sanayileşme Politikası 1839-1876”, H.Ü. Edebiyat Fakültesi Dergisi, 02.02.1984, s. 5-12. 43Buluş, Osmanlı Tekstil Sanayi Hereke Fabrikası, s. 308-309. 44 BOA. Y. PRK. HH. 27/32. 45 BOA. Y. MTV. 106/100. 46 Le Figaro, 21 Şubat 1900, s. 1. Le Figaro, 16 Mayıs 1900, s. 2. 47 BOA. Y.A. HUS. 459/115. 48Buluş, Osmanlı Tekstil Sanayi Hereke Fabrikası, s. 309. 714 Serkan YAZICI Hereke ürünlerinin büyük ödüle layık görüldüğü Lyon 1894 fuarının afişi Paris 1900 Fuarında Osmanlı ve Hereke Ürünlerinin sergilendiği bina 715 Serkan YAZICI Fabrikanın başarıları arttıkça ürün yelpazesi de genişlemişti. Bu çerçevede 1902 yılında çuka, 1905 yılında da fes imalatına başlandı. Öyle ki kısa sürede bu ürünlerinde gördüğü rağbet nedeniyle üretimleri iki katına çıkarıldı.49 1910 itibariyle Hereke halısı da hatırı sayılır bir marka haline geldi. Türk düğümü ya da Gördes düğümü denilen yöntemle dokunan halılar, yün ve ipekte 1 cm²’ye 6-12 düğüm ile ülke içindeki muadilleri ile arasındaki işçilik farkını açmıştı.50 Halılarda kullanılan boyalar ilgili olarak Kayserili bir kuyumcu olan Karabet’in Avrupa’dan bazı kimyasallar getirme isteğinin reddedilip mahallinden Hereke Fabrika-i Hümayunu’na gönderilen ustalara öğretilen usule göre imalata devam edilmesi, Hereke’deki üretim tarzının korunduğunu göstermektedir.51 Paris Fuarında sergilenecek ürünler arasında Hereke Fabrikası Mamulatının da olduğundan söz eden gazete haberi. Le Figaro 21 Şubat 1900 Çalışanların motivasyonlarının üst düzeyde tutulması için Sultan II. Abdülhamid döneminin karakteristiklerinden olan madalya itasına sıklıkla başvurulmuştu. Kimi zaman ustalar, ustabaşları kimi zaman da idareciler hatta bazen onların eşleri çeşitli vesilelerle madalya ve nişanlarla ödüllendirildi.52 Arşiv kayıtları arasında sıklıkla “Hereke Fabrika-i Hümayunu’nda sinekârî mamulât talim eden ustalardan Bayzar ve Maryam ve sairenin taltifleri” gibi ifadelerle karşılaşmak olağandır.53 49Buluş, Osmanlı Tekstil Sanayi Hereke Fabrikası, s. 153-155. Bu fabrikalar için temin edilen makine ve ekipmanlar için Avusturya firması tercih edilmiş, ülkenin elçisi de yabancı basına verdiği bir deklerasyonda bunun için teşekkür etmişti. The Times, 20 Temmuz 1903, s. 3. 50 Yavuz Ulugün, Osmanlı ve Ulusal Kurtuluş Döneminde Kocaeli, Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği Yayınları, 2002, s. 231. 51 BOA. DH. MKT. 2537/81. 52 BOA. İ. TAL. 12/1310/C-145; İ. TAL. 11/1310/C-081. 53 BOA. İ. TAL. 46/1311/Ş-a155. 716 Fabrika çalışanlarının önemli bir kısmını oluşturan gayrimüslim tebaanın Paskalya gibi dini bayram ve günlerinde izinli sayılmaları ve evlerine devlet imkânları ile ulaştırılmaları da çalışanların motivasyonuna dair gösterilen hassasiyetin bir başka işareti sayılabilir.54 Serkan YAZICI Hereke’de özellikle halı sektöründeki başarının artmasında bahsi geçen ödül ve teşvik mekanizmasının yanı sıra bu sanayi kompleksinde ortaya çıkan bilginin paylaşılması ve niteliğinin artırılmasına yönelik faaliyetler de önemli bir yer tutuyordu. Şurası gayet açıktı ki Hereke Fabrika-i Hümayunu hem eğitim alınan hem de eğitim verilen bir merkezdi. 1896 yılında burada eğitim gören Sivaslı Mıgırdıç Efendi gibi birçokları zanaat öğrenmek için Hereke’nin yolunu tutmuşlardı.55 Arşiv kayıtlarına bakılırsa bu eğitim faaliyeti ne sadece Hereke ile sınırlıdır ne de bu eğitimden istifade eden yalnız Anadolu coğrafyasındaki Osmanlı tebaasıdır. Bir arşiv vesikasında Trablusgarp Sanayi Mektebi’nden talim için gelen öğrencilerin Zeytinburnu ve Tophane fabrikalarına da gönderilmelerinin istenmesi bu yaygınlığı açık bir şekilde anlatmaktadır.56 1900 senesinde Kayseri’den gelen kumaş ustaları da Hereke’de ipek boyama eğitimi almışlar,57 böylelikle bölgede üretilen mensucata gösterilen rağbette artmıştı.58 Fabrika’nın eğitim ve bilgi birikimi açısından önemi Meclis-i Mebusan’ın Ermeni üyelerinden Nazaret Dagavaryan tarafından şöyle ifade edilmişti: “Meselâ, İzmit’de çuha fabrikalarımızla, Hereke’ deki fabrikalarımızı gezdim, onları ben yakından gördüm, sermayesini, amortismanını hesap edersek, tabiidir ki, bir takım şeyler bir dereceye kadar baş-başa geliyor, belki kaybediyoruz, yalnız onlar fabrika değildir, mekteptir. Senede birkaç bin lira kaybedersek de, yine onları muhafaza etmeliyiz. Bu söylediğimin ehemmiyetini gördükten sonra anlayabilirsiniz. Hereke fabrikası bir fabrika değildir, 5, 10, 20 fabrikadır orada kunduradan maada her şey yapılıyor, oraya çocuklar geliyor, bir müddet çalışıyorlar, öğreniyorlar, sonra kendi memleketlerine gidiyorlar, gittikleri yerde sanatlarını icra ediyorlar. Bunlar hiç olmazsa sanat öğrenmişler, gitmişlerdir.”59 Burada alınan eğitimin geçerliliğinin açık göstergelerinden biri de öğrenim görenlere şahadetname verilmesi ve bu kişilerin sanayi mekteplerine muallim olarak tayin edilmeleriydi.60 Hereke Fabrikası ürünleri, kurulduğu ilk yıllardan itibaren Kapalıçarşı ve Üsküdar’da (1859) birer dükkân’da satılmaktaydı. 1847’de faaliyete başlayan Kapalıçarşı’daki dükkân Hacı Arakel idaresinde üç Ermeni memur tarafından işletiliyor, gelirleri aylık Hazine-i Hassa’ya teslim ediliyordu.61 1875’te Kapalıçarşı’daki dükkân kapandı ise de 1889 itibariyle biri Beyoğlu’nda diğeri Dersaadet’te iki dükkân devreye girmişti. Bunların yanı sıra bu dönemde pek çok tüccar fabrika ürünlerini satmaya başladı.62 Fabrikanın mamulâtı, Sultan II. Abdülhamid devrinde giderek halkın daha kolay erişebildiği ürünler haline geldi. Yeni Camii gibi çeşitli camilerin avlularında kurulan barakalarda da bir süre fabrika ürünleri satıldıysa da 1907 itibariyle bundan vazgeçildi.63 54 55 56 57 58 59 BOA. DH. MKT. 843/30; DH. TMIK.M 69/57. BOA. DH. TMIK.M 11/57. BOA. DH. MKT. 2868/96. BOA. DH. MKT. 2433/8. BOA. DH. TMIK.M. 92/32. Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre: 1, İçtima Senesi: 3, 2 Şubat 1326-26 Şubat 1326, Cilt: 3, Ankara 1982, s. 509-510. 60 BOA. DH. MKT. 2513/29. 61Buluş, Osmanlı Tekstil Sanayi Hereke Fabrikası, s. 279-82. 62Buluş, Osmanlı Tekstil Sanayi Hereke Fabrikası, s. 295-296. 63 BOA. ZB. 46/88. 717 Serkan YAZICI Alman İmparatoru II. Wilhelm ve Eşinin Fabrikayı Ziyaretleri. Le Monde İllustre 5 Ekim 1898 Alman İmparatoru II. Wilhelm ve Eşinin Hereke Fabrikasında ağırlandıkları köşk. Le Monde İllustre 5 Ekim 1898. Le Monde İllustre 1898 718 Fabrika tarihi boyunca pek önemli konuğu ağırlamıştı. Avrupalı diplomatlardan bürokratlara uzanan bu listede sultanlar ve imparatorlar da bulunuyordu. Henüz kuruluşunun ilk yıllarında Sultan Abdülmecid tesisi ziyaret etmiş ve bu ziyaretten sonra fabrika giderek büyümüştü. Abdülmecid’den sonra Hereke’ye gelen ikinci sultan ise V. Mehmet Reşat oldu. 1910 yılında gerçekleşen bu ziyarete sultan Ertuğrul Yatıyla geldi.64 Ancak Hereke Fabrika’sının ağırladığı en unutulmaz misafir büyük olasılıkla Alman İmparatoru II. Wilhelm ve eşi Prenses Gizela olmuştu. 1898’in büyük olayı sayılabilecek bu ziyaret sadece Osmanlı basını değil tüm Avrupa gazetelerince izlenmişti. The Times gibi birçoğu imparatorun 20 Ekim sabahı Hereke’ye hareket ettiğini bildiriyordu.65 İmparator ve eşi Hereke’de görkemli bir merasimle karşılandılar ve fabrika malı 150 ayrı desenden kumaş ve halılar başta olmak üzere adeta hediyelere boğuldular.66 İmparatorun ziyaretinde kendisinin ağırlanması için bir köşk inşa edildi. Halk arasında bu köşkün üç günde yapıldığına dair söylentiler ortaya çıktıysa da bunun sebebi parçalarının İstanbul’da imal edilip, Hereke’de süratle monte edilmesiydi.67 Serkan YAZICI Alman İmparatorunun Hereke Ziyareti ile ilgili yabancı basından haberler. The Times 21 Ekim 1898 64Buluş, Osmanlı Tekstil Sanayi Hereke Fabrikası, s. 193-197. 65 The Times, 21 Ekim 1898, s. 3. 66 Le Monde Illustré, 5 Ekim 1898, s. 366. 67Buluş, Osmanlı Tekstil Sanayi Hereke Fabrikası, s. 137. 719 Serkan YAZICI Alman İmparatorunun Hereke Ziyareti ile ilgili yabancı basından haberler. The Times 21 Ekim 1898. The Times 22 Ekim 1898 II. Meşrutiyet’in siyasi-ekonomik koşulları içinde Hereke Fabrikası, Hazine-i Hassa’dan Maliye’ye devredilen müesseseler arasında yer aldı.68 1918 yılında Maliye Nezareti’ne bağlı olan fabrika, daha sonra 1925’te Sanayi ve Maadin Bankası’na devredilmiş, aynı yıl içerisinde önce Sanayi Ofisi’ne, oradan da Cumhuriyet döneminin sanayi hamlesinin çekirdeğini oluşturmak üzere kurulan Sümerbank’a bağlanmıştır. Ürettiği halılarla dünyaca ün yapan Hereke Fabrikası, 1990’lı yıllarda Sümerbank’ın özelleştirilmesi ile ulusal ve tarihsel bir değer olarak korunmuş, TBMM Milli Saraylar yönetimine bağlanarak ve onun bünyesi içerisinde ünlü halı ve ipekli dokumalarını üretmeye devam etmektedir. Tanzimat dönemi sanayileşme hareketlerinden günümüze kalabilmiş tek üretime devam edebilen fabrika, Hereke Fabrikasıdır.69 Hereke Fabrikası, Cumhuriyet devrinde bazı yenileme çalışmaları ile ıslah edilen kurumlardan biriydi. 1930’da yapılan bu çalışmalarla Kayseri, Ereğli ve Nazilli gibi bazı merkezlerle birlikte pamuk, iplik ve yün dokuma sanayisinde ileri aşamalara geçiş hedeflenmekteydi.70 Tesislerde değişim bir yandan sürse de fabrika mamulâtının üst düzey devlet misafirlerine hediye olarak sunulması alışkanlığı değişmedi. İtalyan Veliaht Prens Humbert’e düğün hediyesi olarak 1930 yılında bir Hereke halısı gönderildi.71 Hereke ürünleri giderek şöhretini artırdı ve dünyanın her yerinde ayırt edilir bir marka haline geldi. 1910’larda klasik Türk halılarının tanıtıldığı bir eserde doğal olarak Hereke yer almıyordu.72 68 Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre: 1, İçtima Senesi: 1, 25 Mart 1325-14 Mayıs 1325, Cilt: 3, Ankara 1982, s. 272. 69Ulugün, Osmanlı ve Ulusal Kurtuluş Döneminde Kocaeli, s. 231. 70 Hasan Rıza Soyak, Atatürk’ten Hatıralar, Cilt: 2, YKY, İstanbul 1973, s. 447. 71 Mehmet Okur, “Atatürk Tarafından Yabancı Devlet Adamlarına Verilen Hediyeler”, Ankara Üniversitesi, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Sayı: 33-34, Mayıs-Kasım 2004, s. 79-88. 72 G. Griffin Lewis, The Practiacal Book of Oriental Rugs, Londra 1911. 720 Ancak takip eden on yıllarda gerek yenisi gerekse de antikası hayli yüksek fiyatlardan alıcı buldu. Avrupa dergilerinde iyi bir Hereke halısına nasıl ulaşılabileceğine ve alırken nelere dikkat etmek gerektiğine dair yazılar da çıkmaya başladı.73 Hereke halısının değeri ve ne denli bir marka haline geldiği yapılan çeşitli mağazalardaki ve açık artırmalardaki fiyatlardan anlamak mümkündü: Serkan YAZICI Hereke Ürünlerinin satıldığı sergil ve açık artırmalardan haberler. The Times 8 Şubat 1958 Hereke Ürünlerinin satıldığı sergil ve açık artırmalardan haberler. The Times 17 Ekim 1952 73 The Burlington Magazine, “On Oriental Carpets”, Cilt: 1, Sayı: 1, Mart 1903, s. 75-83. 721 Serkan YAZICI Hereke Ürünlerinin satıldığı sergil ve açık artırmalardan haberler. The Times 21 Haziran 1958 Hereke Ürünlerinin satıldığı sergil ve açık artırmalardan haberler. The Times 22 Haziran 1962 722 Serkan YAZICI Hereke Ürünlerinin satıldığı sergil ve açık artırmalardan haberler. The Times 24 Kasım 1958 1952’deki bir satışta bir Hereke halısı 260 Guinea’ya74 (21 Şilin değerinde eski İngiliz parası); 1958’de bir seccade 390 Pound’a75; 1958’de bir başka seccade 350 Pound’a76; 1962’de 420 Guinea’ya77; 1958’de 24’e 15 feat ölçülerinde 29 milyon düğümlük ve bir inç’e 540 düğümün düştüğü bir halı 90 bin Pound’a…78 Sonuç itibariyle Hereke Fabrikası, Osmanlı Devleti’nin son yüzyılı içinde ortaya çıkardığı en önemli sanayi girişimlerinden birisidir. Bu gayretler güç kaybetmekte olan Osmanlı maliyesini ayağa kaldırmaya yetmediyse de ona sanayi alanında yeni ufuklar kazandırdığı açıktır. Hereke Fabrikası, bir endüstri atılımı için kısa sayılabilecek sürede klasik Anadolu el sanatlarından gelen birikimi, kendisine özgü sanayi mallarına dönüştürmeyi başarabilmiştir. Hereke’de dokunan her türlü üründe hem klasik Türk motifleri korunmuş, hem de daha teknolojik araçlar sayesinde Osmanlı sanatı aşamalar kaydetmiş, yurt dışına açılmıştır. Daha önemlisi bu atılım günlük yaşam ve iş yaşamına katılımları daima güç olan kadınların katkılarıyla ve Osmanlı’nın harmanlamaya çalıştığı Müslüman ve gayrimüslim unsurlarının çabalarıyla gerçekleşmiştir. Bu kültür ve ekonomi mirasının varlığını günümüze değin sürdürmesi ise onu daha anlamlı kılmaktadır. 74 75 76 77 78 The Times, 17 Ekim 1952, s. 2. The Times, 8 Şubat 1958, s. 8. The Times, 21 Ocak 1958, s. 8. The Times, 22 Haziran 1962, s. 17. The Times, 24 Ekim 1958, s. 8. 723 KAYNAKÇA Serkan YAZICI Arşiv Belgeleri • BOA. A. MKT. 140/1. • BOA. A. MKT. 19/59. • BOA. A. MKT. UM. 169/87. • BOA. A. MKT. UM. 209/56. • BOA. A. MKT. UM. 378/80. • BOA. BEO. 1937/145261. • BOA. DH. MKT. 1324/34. • BOA. DH. MKT. 2433/8. • BOA. DH. MKT. 2513/29. • BOA. DH. MKT. 2537/81. • BOA. DH. MKT. 2868/96. • BOA. DH. MKT. 843/30. • BOA. DH. TMIK.M 11/57. • BOA. DH. TMIK.M 69/57. • BOA. DH. TMIK.M. 92/32. • BOA. HR. MKT. 85/24. • BOA. İ. DH. 111/5604. • BOA. İ. DH. 160/8318. • BOA. İ. MVL. 320/13585. • BOA. İ. TAL. 11/1310/C-081. • BOA. İ. TAL. 12/1310/C-145. • BOA. İ. TAL. 46/1311/Ş-155. • BOA. Y. MTV. 106/100. • BOA. Y. MTV. 2/2. • BOA. Y. MTV. 222/130. • BOA. Y. MTV. 313/58. • BOA. Y. MTV. 7/74. • BOA. Y. PRK. HH. 27/32. • BOA. Y.A. HUS. 459/115. • BOA. Y.MTV. 170/134. • BOA. ZB. 452/61. • BOA. ZB. 46/88. • BOA. ZB. 625/78. Gazeteler 724 • The Burlington Magazine, Mart 1903. • Le Figaro, 16 Mayıs 1900. • Le Figaro, 21 Şubat 1900. • Le Monde Illustré, 5 Ekim 1898. • Le Monde İllustré, 14 Nisan 1877. • The Times, 13 Ekim 1908. • The Times, 17 Ekim 1952. • The Times, 20 Temmuz 1903. • The Times, 21 Ekim 1898. • The Times, 21 Ocak 1958. • The Times, 22 Haziran 1962. • The Times, 24 Ekim 1958. • The Times, 8 Şubat 1958. Kitaplar • Buluş, Abdülkadir, Osmanlı Tekstil Sanayi Hereke Fabrikası, (İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2000. • Serkan YAZICI Cuinet, Vital, La Turquie d’Asie, Géographie Administrative : Statistique, Descriptive et Raisonnée de Chaque Province de l’Asie Mineure, Paris 1894. • Genç, Mehmet, Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi, İstanbul 2003. • Hasan Rıza Soyak, Atatürk’ten Hatıralar, Cilt: 2, YKY, İstanbul 1973. • Lewis, G. Griffin, The Practiacal Book of Oriental Rugs, Londra 1911. • Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre: 1, İçtima Senesi: 1, 25 Mart 1325-14 Mayıs 1325, Cilt: 3, Ankara 1982. • Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre: 1, İçtima Senesi: 3, 2 Şubat 1326-26 Şubat 1326, Cilt: 3, Ankara 1982. • Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre: 1, İçtima Senesi: 3, 2 Şubat 1326-26 Şubat 1326, Cilt: 3, Ankara 1982. • Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre: 1, İçtima Senesi: 4, 2 Teşrinevvel 1327-7Teşrinsani 1327, 1 Cilt: 3, Ankara 1991. • Quataert, Donald, Osmanlı İmparatorlu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, (Ed. Halil İnalcık, Donald Quataert) Cilt: 2, İstanbul 2004. • Quataert, Donald, Ottoman Manufacturing in the Age of the Industrial Revolution, Cambridge University Press, 2002. • Sarc, Ömer Celal, “Tanzimat ve Sanayimiz”, Tanzimat I, MEB, İstanbul 1999. • Ubicini, M. A., Letters on Turkey, New York 1973. • Ulugün, Yavuz, Osmanlı ve Ulusal Kurtuluş Döneminde Kocaeli, Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği Yayınları, 2002. • Ulugün, Yavuz, Seyahatnamelerde Kocaeli ve Çevresi, İzmit Rotary Kulübü Kültür Yayınları, No: 18, İzmit 2008. • WALKER, CHRISTOPHER J., Armenia The Survival of a Nation, Routledge, London 1990. Makaleler • Clark, Edward C., “Ottoman Industrial Revolution”, International Journal of Middle East Studies, Cilt: 5, Sayı: 1, Ocak 1974, s. 65-76. • İpek, Selin, “Ottoman Ravza-i Mutahhara Covers Sent from Istanbul to Medina with the Surre Processions”, Mugarnas, Cilt:23 (2006), s. 289-316. • Okur, Mehmet “Atatürk Tarafından Yabancı Devlet Adamlarına Verilen Hediyeler”, Ankara Üniversitesi, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Sayı: 33-34, Mayıs-Kasım 2004, s. 79-88. • Os, Nicole Van, “Milli Kıyafet: Müslüman Osmanlı Kadını ve Kıyafetin Milliyeti”, Türkler, Cilt: 14, Ankara 2002, s. 133-145. • Önsoy, Rıfat, “Tanzimat Dönemi Sanayileşme Politikası 1839-1876”, H.Ü. Edebiyat Fakültesi Dergisi, 02.02.1984, s. 5-12. • Seyitdanlıoğlu, Mehmet, “Tanzimat Dönemi Osmanlı Sanayii (1839-1876)”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, Cilt: 28, Sayı:46, Ankara 2009, s. 53-69. • Topal, Mehmet, Erkan Erdemir, Engin Kırlı, “Tanzimat Dönemi Sanayileşme Hareketinin Türkiye’de İşletmecilik Anlayışının Oluşumuna Etkileri Hereke Fabrikası ve Nizamnamesi”, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Mayıs 2012, Sayı:25, s. 37-64. 725