PDF SAYI 30 - Hayat Online
Transkript
PDF SAYI 30 - Hayat Online
30. sayi sayfalar 30.04.2009 17:39 Uhr Seite 1 Ehliyet Konusunda En Son Yapýlan Deðiþiklikler Nelerdir? Nice Güzel Bayramlarý Hep Birlikte Kutlamak Dileðiyle... Kurban Bayramýnýzý Tebrik Ediyoruz Sayfa: 28`de hayat He sse Ba n-N vy R er W a Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Aylýk Ücretsiz Gazete / Kostenlose Monatliche Zeitung . Sayý/Nr.: 30 . Yýl/Jahre: 5 . Aralýk-Dezember 2008 / Zi`l Hicce 1429 Avrupa`daki Kitapçýnýz OKUSAN Binlerce Kitap, CD, VCD, DVD Hac Malzemeleri ve Hediyelik Eþyalar Tel: 06134-565965-66 www.oku-san.de Üzüntü ve Sevinçlerimizi Paylaþabilmek Dosya Adaletin Küreselleþmesini Ýstiyoruz Dindarlýðýna Ýtirazým Var Dr. Yusuf IÞIK Mahmut AÞKAR Sayfa 7`de Sayfa 5`te Dosya Dosya Fýtrat ve Kurban O Eski Bayramlar Artýk Olmayacak! Ali Mete Ýlhan BÝLGÜ Sayfa 27`de Sayfa 26`da Dosya Dosya 27 Aralýk Mehmed Akif Ersoy’un Ölüm Yýldönümü Hacarabrn Serüvenleri 17 Din ve Toplum Selma ÖZTÜRK Sayfa 25`te M.Salih AYDIN Özel Köþe Sayfa 29`da Aydýn ERSOY Sayfa 21`de Özel Köþe Kurban Ýbadeti Kurban ile ilgili bilinmesi gerekenler Dosya Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ Sayfa 13`te Galip AKIN Dosya Sayfa 9`da 30. sayi sayfalar 30.04.2009 17:39 Uhr Seite 2 30. sayi sayfalar 30.04.2009 editörden Seite 3 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Üzüntü ve Sevinçlerimizi Paylaþmalýyýz açýlarý artýk bizlere de sirayet etmeye baþladý. Daha fazla kazanmak, daha fazla biriktirmek, daha fazla almak; yani her ne varsa merkezinde sadece “ben” var olmalýyýz. Bizim medeniyetimiz “ben” merkezli bir medeniyet deðildir. Bizim medeniyetimiz “biz” merkezli bir anlayýþa sahiptir. “Komsuþu aç iken kendisi tok yatan bizden deðildir” diyen bir Peygamber`in (s.a.v) ümmetiyiz biz. Öyle bir hale geldik ki býrakýn komþumuzun aç mý tok mu yatýðýný; en yakýn akrabalarýmýzýn bile ne durumda olduðundan haberdar deðiliz. Göstermelik olarak senede bir defa kurban bayramlarýnda dostlar alýþ veriþte görsün mukabilinden bir kurban bedelini yakýnlarýmýza gönderiyoruz ve tüm seneyi kurtardýðýmýzý sanýyoruz. Sevgili Dostlar kendimizi kandýrmayalým. Bizler tüm insanlýðýn saadetine talip olan bir medeniyetin temsilcileriyiz. Böyle bir medeniyetin temsilcileri olarak bizler; býrakýn dünyayý kendi burnunun ucundakini bile görmekten aciziz. Almanya`da bulunan özellikle biz Türkiye kökenli müslümanlar belki de dünyadaki müslüman nüfus içerisinde en hayat 3 Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 iyi imkanlara sahip bir topluluðuz. Böyle olunca da üzerimize düþen görevler çoðalmaktadýr. Burada bizlerin ihtiyaçlarýnda eksiklik yok gibi birþey. Mesela ömümüz kurban bayramý. Bu bayramda gelin burada kurban kesmenin yanýnda; (ki hararetle tavsiye ediyoruz. Hem çocuklarýmýz kurban ibadetinin pratiðini yaþasýn ve hem de Alman komþularýmýza da bu etlerden ikram edelim) sivil Ýslami Teþkilatlarýn düzenlemiþ olduðu kampanyalara katýlarak dünyanýn hiç bilmediðiniz bir yerindeki mazlum bir insana destek olun. Býrakýn siz; yok efendim þu yardým teþkilatý þöyle yanlýþ yaptý, yok efendim þu yardým teþkilatý böyle yamuk yaptý gibi kafa karýþtýrýcý haberleri. Tabi yardýmlarýnýzý vereceðiniz yerin kontrolünü yapmanýz gerekir. Ama özellikle son dönemde yapýlan kafa karýþtýrýcý haberler ile bu güzel hasletlerin önü kesilmek isteniyor. Tabi varsa bu yardýmlarý istismar eden ve özellikle Almanya`da bunu yapanlar cezalarýný çeksinler. Ama sizler bu tür haberler yüzünden üzerinize düþen görevleri eksik yapmak veya yapmamak gibi bir eksikliðe düþmemelisiniz. Cenab-ý Allah`a bizlere buralarda verdiði nimetlerden dolayý þükretmeli ve bu sükrün göstergesi olarak da üzerimize düþen görevleri fazlasýyla yapmalýyýz. Bu yardýmlar vesilesi ile dünyanýn hiç bilmediðiniz bir bölgesinde sizinle ayný duygularý paylaþan kardeþlerinize ulaþmýþ olursunuz. Bu vesile ile bizim medeniyetimizin mihenk taþlarý olan bu tür hasletlerin pratiðini de yaþamýþ oluruz. 2003 senesinde bir yardým kuruluþu görevlisi olarak bizler; Rusya Federasyonuna baðlý olan Inguþetya`da bulunan savaþ maðduru kardeþlerimize kurban yardýmlarýný götürdük. 10 günlük zaman içerisinde yapýlan çalýþmalar bizlerde hoþ hatýralar býraktý. Ve bir daha müþahade ettik ki; paylaþmak güzel. Kýsa bir hatýramýzý aktararak yazýmýza son vermek istiyoruz. Bu yardýmlarý kamplarda bulunan kardeþlerimize ulaþtýrdýðýmýz zaman oldukça duygu yüklü anlar yaþadýk. Yaþlý bir hanýmefendi kendisine kurban etlerinden verildiði zaman aðlayarak þunlarý söylemiþti: Belki iki senedir boðazýmýzdan et geçmedi. Ama asýl önemli olan bu deðil. Asýl önemli olan dünyanýn baþka bir yerinde bizleri unutmayan ve bizlerin dertlerine ortak olan kardeþlerimizin olmasýdýr. Sizlerin buralara kadar gelip bu çalýþmayý yapmasý her þeyden daha da önemlidir” dedi. Dünya kuruldu kurulalý ezenler ve ezilenlerin mücadelesi devam etmektedir. Yani hak ve batýl mücadelesi devam etmektedir. Bizler her daim ezilenlerin yanýnda ezenlerin karþýsýnda olmakla mükellefiz. Yani her daim hakkýn yanýnda batýlýn karþýsýnda olmalýyýz. Zulme asla müsaade etmemeliyiz. “Haksýzlýk karþýsýnda susan dilsiz þeytandýr” düsturunu kendisine þiar edinmiþ bir düþüncenin sahipleriyiz. Bu vesile ile önümüzde idrak edeceðimiz Mübarek Kurban Bayramýnýzý en kalbi dileklerimizle tebrik ediyoruz. Ýnþallah Bayram; barýþýn, huzurun ve adaletin hakim olduðu bir dünyaya vesile olur. Cenab-ý Allah çalýþmalarýmýzý bereketlendirsin, þuurlandýrsýn. Çalýþmak bizden baþarý Allah`tandýr. Allah`a emanet olun. hasbihal Sevgili dostlar! Son dönemde Global Mali Krizin etkisinde bir oyana bir bu yana savruluyoruz. Amerika`da baþlayan mali kriz; tüm dünyayý kaplamýþ durumdadýr. Bir yandan bankalar ve borsalar altüst olmakta, bir yandan petrol fiyatlarý yükselip inmekte, bir yandan döviz kurlarý yukarý çýkýp dibe vurmakta, bir yandan dev sanayi fabrikalarý iflaslarýný açýklamakta.. vs. Geçtiðimiz günlerde Türk Alman Saðlýk Vakfýnýn 20. Kuruluþ Yýldönümü Yemeði için Wiesbaden`de idik. (Bu vesile ile de Sevgili Yaþar Bilgin`in þahsýnda Türk Alman Saðlýk Vakfý çalýþanlarýnýn bu güzel günlerini tebrik etmek isteriz.) Bu yemekte tanýþtýðýmýz Türkiye`den kanser uzmaný bir doktorun güzel bir tesbiti vardý: “Bizler son zamanlarda þükretmeyi unuttuk.” Son dönemlerde Türkiyemizde de Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan Bey`in kullandýðý “Hamdolsun” sözü ile de bazý kiþiler biraz alaylý bir þekilde dalga geçmekteler. Sevgili Dostlar! Gerçekten bizler son zamanlarda öyle bir hale geldik ki; bizlere dünyadaki her türlü nimeti bahseden Allah`a verdiklerinden dolayý býrakýn þükretmeyi isyan eder olduk. Artýk hiç bir þekilde tatmin olmayan, her gördüðü þeyi isteyen, istediði þeye ulaþamadýðý zaman önündeki engelleri yýkmaya çalýþan, çevresinde muhtaç insanlar varsa bunlarý hiç görmeyen, ihtiyaç sahiplerinin taleplerini sanki kendi malýnda gözü varmýþ gibi gören vs. bir ruh haline büründük. Oysaki bizler “üzüntüler paylaþýldýkça azalýr, sevinçler paylaþýldýkça çoðalýr” medeniyetinden gelen insanlarýz. Bulunduðumuz toplumun kapitalist bakýþ 17:39 Uhr Impresium/Künye hayat Aylýk Ücretsiz Gazete Aralik-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 Sahibi ve Genel Yayýn Yönetmeni Sinan AKTÜRK Yayýn Kurulu Dr. Yusuf Iþýk, Ýbrahim Gümüþoðlu, Bilal Demiroðlu, Fikret Ekin, Mahmut Aþkar, Sinan Aktürk, Saim Ayas, Aydýn Ersoy, M. Salih Aydýn Bölge Temsilcileri Nürnberg: Erol Ergün 0157-72176636 . erol27@hotmail.de Bielefeld: Mehmet Demir 0178-2063526 . mdemir62@hotmail.de Osnabrück: Mehmet Yüksel 0176-64627714 . 05411-209791 Merkez Königsbergerstr. 16 . 61169 Friedberg Tel: 06031-162411 Fax: 06031-738644 E-Mail: sinanaktuerk@hotmail.com Web: www.hayatonline.de Basýldýðý Yer: Sunprint Gmbh Gazetemizde Yayýnlanan Yazýlarýn ve Reklamlarýn Ýçeriðinden Sorumlu Deðiliz. 30. sayi sayfalar 30.04.2009 4 GMG Genel Baþkaný Yavuz Çelik Karahan, gölgesi üzerimize düþmekle müþerref olduðumuz Kurban Bayramý münasebetiyle bir mesaj yayýnladý. Genel Baþkan Karahan, mesajýnda özetle þunlarý ifade etti: “Ýnanlarý birbiri ile kaynaþtýrarak sevgimizi zirveye taþýyan, yardýmlaþma ve tesanüdü güçlendiren, dini bayramlarýmýzdan ikincisi olan Kurban Bayramý’na yaklaþmýþ olmanýn sevinç ve mutluluðunu doya doya yaþayarak Yüce Rabimize hamdediyoruz. Biz Ümmet-i Muhammed’e islamca ve insanca yaþama yolunda en güzel örnek olarak, mesuliyyeti, paylaþmayý, ilim, irfan ve adil olmanýn yollarýný gösteren ve bayramlarý bayram gibi kutlamanýn ölçülerini ortaya koyan, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav)’e de selam ve tahiyyatlarýn en güzelini sunuyoruz. Mensubu olmakla þeref bulduðumuz dinimizin bize yaþattýðý kardeþlik, öðrettiði hakkaniyet ve bahþettiði istikamet ile idrak edeceðimiz Kurban Bayramý’nýn, Ýslam alemine ve bütün insanlýða hayýrlar getirmesini; bütün din kardeþlerimizin saðlýk ve afiyetine, huzur ve esenliðine vesile olmasýný Cenab-ý Hakk’tan niyaz edi- I 17:39 Uhr Seite 4 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 IGMG Genel Baþkaný Yavuz Çelik Karahan’ýn Kurban Bayramý Mesajý yorum. Kurban Bayramý, adý ile müsemma Kurban ibadetinin eda edildiði bayram günleridir. Hem can alýnýp hem de bayram yapýlmasý düz mantýkla bakýldýðýnda ters gibi gelse de, Kurban Bayramý günleri, gerçekten bayram yapýlmaya layýk günlerdir. Çünkü sabýr, metanet ve teslimiyetin neticesinde insan kurbanýndan, hayvan kurbanýna dönüþen hadise, elbette inanan insanoðlu için en büyük sevinç kaynaðý olsa gerektir. Asýl itibariyle canýnýn bir parçasý mesabesinde bulunan malýndan bir kýsmýný Allah rýzasý için kurban eden bir insan, lisan-ý haliyle demek istiyor ki, ben de Hz. Ýbrahim ve Hz. Ýsmail (as)‘lar gibi en sevdiðim oðlum ve canýmý Allah yoluna kurban edebilirim.. Nitekim Hz. Ýbrahim (as), caný kadar sevgili oðlunu, Hz. Ýsmail (as) da öz canýný tereddütsüz Allah’ýn emrine teslim etmiþlerdi.. Bu gün Müslümanlar da mallarýný tereddütsüz bir þekilde Allah’ýn emrine teslim ediyorlar ve bunu bayram olarak kutluyorlar. Ne mutlu onlara.... bayramlar, sevinç, barýþ, dayanýþma ve kardeþliklerin pekiþtiði müstesna zaman dilimleridir. Ýþte bu güzel kelimelerle anlatýlmaya çalýþýlan, bu günleri gerçekten dolu dolu yaþamak gerekir. Yani bu günlerin ümmeti sevince boðan atmosferinde küsler barýþmalý, zayýflar desteklenmeli, önce insan sonra da din kardeþlikleri hatýrlanmalý ve güçlendirilmelidir. Kurban Bayramýnýn bir adý da hacýlar bayramýdýr. Hz. Adem babamýz ve Hz. Havva anamýzýn buluþtuklarý mevki olan Arafat Vadisinde, bir araya gelen dünya müslümanlarýnýn temsilcileri, yine dünyanýn en büyük zirvesini akdederek ve Allah’ýn huzurunda vakfe yaparak, kurtuluþ muþtusunun doyumuna ulaþtýklarý anýn, bir gün sonrasýnda, Ka’be-i Muazzamayý doldurarak bayram coþkularýnýn en büyüðünü yaþayacaklardýr. Hz. Adem ve Hz. Havva’ya bayram olan bu gün ayný zaman da müminlerin de en büyük bayramýdýr. Ýnþaallah onlar da kurtuluþ beratýný alacaklardýr; aynen Hz. Adem babamýz ve Hz. Havva anamýz gibi. Onun için de sözlerimin burasýnda baþta IGMG Hac ve Umre Organizasyonumuzla hacca giden kardeþlerim olmak üzere bütün müslümanlarýn hac ve umrelerinin makbul ve mebrur olmasýný diliyor, inþaallah- kurtuluþ beratýný alan bütün kardeþlerimi tebrik ediyorum. Yukarda da belirtildiði gibi bayramlar, sevinç, barýþ, dayanýþma ve kardeþliklerin pekiþtiði müstesna DÝTÝB GENEL BAÞKANI SADÝ ARSLAN’IN KURBAN BAYRAMI MESAJI BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN ereket ve feyiz iklimi olan üç aylarýn akabinde idrak ettiðimiz Ramazan Bayramý’ndan sonra, “Allah’a yakýnlaþma“ manasýna gelen, Kurban Bayramý’na ulaþmýþ bulunmaktayýz. Kutlu olsun. Cenab-ý Hak, Hac Suresi 37. Ayetinde: “Kurbanlarýnýzýn etleri ya da kanlarý Allah'a ulaþmaz, ama sizin takvanýz Allah'a ulaþýr„ buyurmaktadýr. Hali vakti yerinde olan ve dinimizce B Bayram mutluluðunu, baþta annemiz ve babamýz olmak üzere, bütün akraba ve komþularýmýzla tebrikleþerek çoðaltýlmalý, karþýlýklý sevgi ve saygý duygularý aktarýlmalý, tanýyalým yada tanýmayalým gördüðümüz herkesle selamlaþýlmalý, mümkünse tanýdýklarýmýzý ziyaret ederek hatýrlarý sorulmalý ve gönülleri alýnmalý, hastahanelerde ve evlerde yatan hastalar ziyaret edilerek, yalnýz olmadýklarý hatýrlatýlmalý, mümkünse hapishanelerde bulunan kardeþlerimiz aranmalý, yetimlerle ve kimsesiz çocuklarla ilgilenip baþlarý okþanmalýdýr. Ýþte o zaman, bayramý gereði gibi kutlamýþ, kendi coþku ve mutluluðumuzu baþka insanlara yansýtarak, birlikte eðlenmiþ olabiliriz. zengin sayýlan bir müslümanýn, Allah’ýn istemesi durumunda en deðerli varlýðýný Allah için feda edebilmesi ve bu imtihanýn kazanýlmasý neticesinde, Allah’a yakýnlaþmanýn bayramýný idrak ediyoruz. Kurban; Hz. Ýbra- him’den beri süre gelen bir ibadet olup, bu ibadetin yerine getirilmesinde cevreyi ve kurbanlýk hayvaný rahatsýz edecek tutum ve davranýþlardan uzak durulmalýdýr. Bu meyanda kurbanlýk hayvana þevkatle davranmalý, çevre temizli- ðine riayet edilmeli ve rastgele yerlerde kurabanlýklar kesilmemelidir. Bayram mutluluðunu, baþta annemiz ve babamýz olmak üzere, bütün akraba ve komþularýmýzla tebrikleþerek çoðaltýlmalý, karþýlýklý sevgi ve saygý duygularý mesaj zaman dilimleridir. Ýþte bu güzel kelimelerle anlatýlmaya çalýþýlan, bu günleri gerçekten dolu dolu yaþamak gerekir. Yani bu günlerin ümmeti sevince boðan atmosferinde küsler barýþmalý, zayýflar desteklenmeli, önce insan sonra da din kardeþlikleri hatýrlanmalý ve güçlendirilmelidir. Teþkilatýmýz ve teþkilatýmýza gönül ve omuz veren bütün kardeþlerimiz –inþaallahbu güzellikleri yaþama ve yaþatma adýna insanlýk ve Ýslamlýða çok deðerli hizmetler sunmaktadýr. Bu anlamda Teþkilatýmýz, 77 ülkede kurban kesmeyi planlamýþ ve gereken çalýþmalarý yapmýþtýr. Bu muazzam organize ile dünya Ýslam ve insanlýk kardeþliðine katkýda bulunmak istemekteyiz. Gerçekleþtireceðimiz bu faaliyetle aç ve biilaç çaresiz insanlara bir kývýlcým, bir umut ýþýðý aktarabilirsek kendimizi bahtiyar sayacaðýz. Bu münasebetle, bu hayýrlý organizemize kurban vererek ve kurban kesiminde görev alarak katkýda bulunan bütün kardeþlerimi tebrik ediyor, yapmýþ olduklarý hayýr ve hasenatlarýnýn Allahu Teala katýnda makbul olmasýný niyaz ediyor, bütün kardeþlerimin Kurban Bayramlarýný tekrar tebrikle mutluluk ve esenlikler diliyorum.” aktarýlmalý, tanýyalým yada tanýmayalým gördüðümüz herkesle selamlaþýlmalý, mümkünse tanýdýklarýmýzý ziyaret ederek hatýrlarý sorulmalý ve gönülleri alýnmalý, hastahanelerde ve evlerde yatan hastalar ziyaret edilerek, yalnýz olmadýklarý hatýrlatýlmalý, mümkünse hapishanelerde bulunan kardeþlerimiz aranmalý, yetimlerle ve kimsesiz çocuklarla ilgilenip baþlarý okþanmalýdýr. Ýþte o zaman, bayramý gereði gibi kutlamýþ, kendi coþku ve mutluluðumuzu baþka insanlara yansýtarak, birlikte eðlenmiþ olabiliriz. Bu duygu ve düþüncelerle bütün vatandaþlarýmýn Kurban Bayramlarýný bir kez daha kutlar, daha nice bayramlara saðlýkla ve huzurla eriþmelerini Cenab-ý Hak’tan niyaz ederim. 30. sayi sayfalar 30.04.2009 dosya nsan olarak, insanlýk olarak, dünyanýn ve tarihin geldiði en aþaðýlýk noktaya tanýk oluyoruz. Bu nokta, keyfi, gerekçesiz, haksýz iþgallerin, katliamlarýn ve iþkencelerin gerçekleþtirildiði bir noktadýr. Bu günün dünyasý, sýnýrsýz ideolojik iðrençliklere tanýk oluyor. Anlamlara yönelik saldýrýlar, içeriklere yönelik saldýrýlar, farklý hayat tarzlarýna yönelik saldýrýlar, Ýslam dünyasý toplumlarýnda büyük huzursuzluklara ve karamsarlýklara sebeb oluyor. Pek çok Ýslam toplumunda zorla batýlýlaþtýrma serüveninin neden olduðu karýþýklýklar, çatýþmalar, çözülmeler ve sorunlar yaþandýðýný görüyoruz. Kendimizi, düþüncelerimizi ve kültürümüzü batýlý perspektiflere göre tanýmlamamýz yolunda sürekli psikolojik baský altýnda tutuluyoruz. Zorla batýlýlaþtýrma profesinin bir parçasý olarak, Ýslam Dünyasý, inancý, kültürü ve uygarlýðýna iliþkin bütün gerçekler çarpýtýlýyor. Küresel emperyalizm, kendilerine benzeyen, kendileri gibi yaþayan toplumlar inþa etmek adýna, büyük iþgal ve istilalarý, büyük katliam ve iþkenceleri göze alabiliyor. Küresel adaletsizlikler, yoksulluklar, baskýlar terörü kýþkýrtýyor. Bütün toplumlarda direniþçi unsurlar, yalnýzca adaletin gerçekleþtirilmesi için varlýklarýný ortaya koyuyor. Gerçek özgürlükler ancak direnerek kazanýlan özgürlüklerdir. Küresel zorbalýk karþýsýnda ancak direnerek onurlu/özgür kalýnabilir iddialarý her geçen gün kuvvet kazanýyor ve kendine meþru zeminler bulmaya itiyor. Ýþgal ve istilalara katlanmak, her türlü aþaðýlanmaya, köleleþmeye katlanmak anlamýna geliyor. Günümüzde insanlýðýn en büüyk sorunu, insanlýk ve tarih karþýsýnda sýnýrsýz bir sorumsuzluk ve küstahlýk içerisinde bulunan okyanus ötesi ülke yönetimidir. Bu yönetim, bütün insanlik için, vahþetin geldiði en korkunç noktayý temsil ediyor. Ýçerisinde yaþadýðýmýz bu çok karmaþýk yüzyýlda Ýslam ve Müslümanlarla ilgili olarak çok pervasýz yargýlamalar, yorumlamalar, genellemeler yapýlýyor. Ýs- Ý 17:39 Uhr Seite 5 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 Adaletin Küreselleþmesini Ýstiyoruz marlama yalanlar ve çarpýtmalar gündemde tutuluyor. Bütün bunlar Ýslami önemsizleþtirmek ve deðersizleþtirmek için yapýlýyor. Bugün, bütün müslümanlar, tahammül edilmesi mümkün olmayan bir tahribat eylemi karþýsýnda bulunuyor. Modern, laik ideolojik dilin, kültürün, düþüncenin, kuruntularýn aþýrý baskýlarý karþýsýnda maalesef Ýslami algý biçimleri de deforme oluyor, müslümanlar manüpilasyonlara teslim olabiliyor, totaliter her ideoloji beyin yikama yoluyla kitlelere ulaþtýrýlýyor. Günümüzün altüst edilmiþ kanlý dünyasýnda, müslüman topluluklarýn çok kolay yönlendirilebileceklerini, çok kolay aldatýlabileceklerini, edilgen kabullere mecbur birakýlarak sisteme hizmet vermek üzere ikna edilebildiklerini sarsýlarak izliyoruz. Belleðini yitiren bir dünyada görsel medya bütün kötülükleri unutturmayý baþarýyor, kötülükler gereði kadar tepki görmüyor. Televizyon seyircisi bir tiyatro seyircisine dönüþtürülmüþtür. Bütün olaylarý mahiyeti ne olursa olsun, bir tiyatroya indirgeyerek seyretmektedir. Hemen her ülkede hayatýn her alanýný ekonomi iþgal ediyor. Ekonomi bütün toplumlarýn tek sorunu halini almýþtýr. Ahlaksýzlaþma, kültürsüzleþme kimseyi ilgilendirmemektedir. Gençliðin maçolaþmasý, magandalaþmasý kimseyi ilgilendirmemektedir. Kiþiliklerin, karakterlerin parçalanmasý bir sorun teþkil etmemektedir. Hiçbir sermaye hareketi insanlýk sorunlarýný dikkate almýyor, sermaye hareketleri sorumsuz bir egemenlik ile, adaletsiz bir hükümranlýk kurmaya çalýþýyor. Pazar mantýðýnýn sýnýrsýz egemenliði kontrol edilemiyor. Bugün, herþeyden önce, sermayenin küreselleþmesinden önce, adaletin küre- Dr. Yusuf IÞIK Ýslam, ýsrarla tek bir insanlýktan sözeder. Doðu-Batý þeklinde bölünmüþ bir kutupluluk oryantalist ideolojilerin icadýdýr. Ýnsanýn, insanlýðýn, unutulduðu, unutturulduðu, kýyým ve yýkýmlarýn sistematik hale geldiði Ýslam toplumlarýnýn çaresiz topluluklara dönüþtürüldüðü, bütün kötülüklere kayýtsýzca tanýklýk yaptýðýmýz bir çaðda, özgün düþüncelerle, zengin bilgiler ve güçlü bir ahlaki bütünlükle, kuþatýcý kavrayýþ biçimleriyle, engin bir ufukla, evrensel bir aidiyet duygu ve düþüncesiyle, Ýslami tercihlerimizin bilincine vararak bütün Ýslami deðerlerle bütünleþerek, güçlü kiþilikler oluþturarak bir gelecek programý geliþtirebiliriz. selleþmesi gerekiyor. Bunun için; bilincin evrensel uyanýþýna katkýda bulunmak, kültürel ve siyasal evrensellik bilincinin/þuurunun yükseltilebilmesi için kültürel alanda etkili ve güçlü olmak, kollektif bir irade oluþturmak, emperyalizme mahkumiyetin bir mecburiyet olmadýðýný bilmek, emperyalizmin durdurulabileceðine inanmak, bunun için olaylara edilgen bir þekilde boyun eðmekten vazgeçmek, sesimizi, þuurumuzu, muhalefetimizi duyurma yeteneði kazanmak gerekiyor. Ýslam, ýsrarla tek bir insanlýktan sözeder. Doðu-Batý þeklinde bölünmüþ bir kutupluluk oryantalist ideolojilerin icadýdýr. Ýnsanýn, insanlýðýn, unutulduðu, unutturulduðu, kýyým ve yýkýmlarýn sistematik hale geldiði Ýslam toplumlarýnýn çaresiz topluluklara dönüþtürüldüðü, bütün kötülüklere kayýtsýzca tanýklýk yaptýðýmýz bir çaðda, özgün düþüncelerle, zengin bilgiler ve güçlü bir ahlaki bütünlükle, kuþatýcý kavrayýþ biçimleriyle, engin bir ufukla, evrensel bir aidiyet duygu ve düþüncesiyle, Ýslami tercihlerimizin bilincine vararak bütün Ýslami deðerlerle bütünleþerek, güçlü kiþilikler oluþturarak bir gelecek programý geliþtirebiliriz. Küresel sistem, çok açýk bir þekilde ve meydan okuyarak, müslüman halklarý, Ýslami bilinçten baðýmsýz hale getirmek istiyor. Büyük insanlýk trajedileri ve dramlarý üreten, hiç bir insani duyguya sahip olmayan, halklarýn iradelerini, hassasiyetlerini, kaygýlarýný, gözlemlerini, deðerlerini bütünüyle yok sayan küresel emperyalizm bütün bunlara raðmen, rejim ihracý giriþimlerini “özgürlük” maskesi altýnda gerçekleþtirmeye çalýþýyor. Bugünün dünyasý, hazlarýn, arzularýn ve çýkarlarýn özgür olduðu bir dünyadýr. Bütün kötülüklerin kaynaðýnda emperyalist ihtiraslar vardýr. Bugünün dünyasýnda para kutsallaþtýrýlmýþ ve en büyük deðer haline getirilmiþtir. Ahlak, fazilet ve vicdanýn yok edilebildiði bir dünyada her türlü kötülük, vahþet ve 5 barbarlýk mümkündür. Bugün, daha çok kötülük özgürlüðünden söz etmek gerekir. Günümüz toplumlarýnda, Türkiye örneðinde yakýndan izleneceði üzere, kültürün endüstrileþmesi, ticarileþmesi ve magazinleþmesi sebebiyle korkunç bir kültürel bayaðýlaþma, düzeysizleþme ve kültürel deformasyon yaþanýyor. Bu kültürel bayaðýlaþma kadýný cinsel bir met`a olarak görüyor ve kadýný hayatýn her alanýnda hayasýzca sömürüyor ve hayasýzlýðý özgürleþtiriyor. Ahlaki ilkelerin yerine, parasal ilkeler geçiyor. Helal-haram arasýndaki bütün sýnýrlar kalkýyor, ahlaki konumlar deðersizleþiyor, medyatik statüler ve konumlar önem kazanýyor. Hayatýn tümünü kuþatmayan, içermeyen teknokratik dünya görüþü, fiziksel ve ruhsal bozulmalarý derinleþtiriyor. Bu bozulmalar sebebiyle insanlar sahte kutsallara yöneliyor. Anlamlý iliþkilerin ve iletiþimin yerini anlýk iliþki ve iletiþim alýyor. Artýk kayýtlara geçecek ve kayýtlarda kalacak, çýkar iliþkilerine itibar etmeyen dostluklara ve dayanýþmalara çok az tesadüf ediyoruz. Ýçerisinde yaþadýðýmýz dönemde müslümanlar olarak, çok aðýr ve aþaðýlýk çeliþkiler içerisinde bulunduðumuzu farketmeliyiz. Bir yanda siyasal baðlamda küresel gücün emperyalizmine ve bunlarýn siyasetlerine muhalefet ederken, bir diðer yanda dünyaya, hayata, olaylara bir emperyalistin kafasýyla yaklaþýyor, onlarýn kültürünü tüketiyor, hayattan ve dünyadan bir emperyalistin beklediði þeyleri bekliyoruz. Bu konum, saðlýklý bir konum deðildir. Bu konum, þizofrenik bir konumdur. Bu konum, paranoya derecesine varan bir sorumsuzluðun ve çeliþkinin ifadesidir. Öyleyse kendimizi, kendimizin olan kimliðimizle yeniden tarif etmeye muhtacýz. Ve bu kimliðin yüklediði evrensel projeler üretmek için çaba sarfetmeliyiz. Rabimiz ne güzel buyurmus deðil mi; “Ey iman edenler! iman ediniz...” (Ayet) 30. sayi sayfalar 30.04.2009 6 17:39 Uhr Seite 6 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 IGMG Eðitim Baþkanlýðý Baþarýlý Bir Ana Sýnýfý Eðitmenleri Hizmet Ýçi Eðitim Programý ile IGMG Eðitim Çalýþmalarýna Kalite ve Hýz Katmaya Devam Ediyor IGMG Eðitim Baþkanlýðýnýn projesi olan Ana Sýnýfý Çalýþmalarý 30 bölgede, 115 adet açýlmak üzere planlanmýþ ve þu ana kadar 21 Bölgede, 76 þubede olmak üzere ana sýnýfý çalýþmalarý hizmetlerine devam etmekte olan Ana Sýnýfý eðitmenlerin ve çalýþmalarýn kalitesini artýrmak üzere IGMG Genel Merkezinde 178 Ana Sýnýfý Eðitmenlerin ve 30 Bölge Eðitim Baþkanlarýn katýlýmý ile baþarýlý bir programa daha imzasýný attý. 1-22 Nisan 2007 tarihlerinde Ana Sýnýfý Projesine start vererek programýn ilkini baþlatan ve Mayýs-Haziran 2008 aylarýnda 11 Bölgenin 47 Ana Sýnýfýný ziyaret eden Eðitim Baþkanlýðý, geçtiðimiz haftasonu 08-09 Kasým 2008’de uzman seminercilerin davet edildiði 2 günlük eðitim programýný gerçekleþtirdi. 2 gün devam eden okul öncesi çocuk eðitimi programý, Ana Sýnýflarýn ziyaretleri esnasýnda Eðitmenlerin dilek ve temennilerden ve tespit edilen ihtiyaçlar doðrultusunda düzenlendi. Cumartesi günü program, IGMG FM Çocuk Programcýsý ve Ana Sýnýfý Komisyon üyesi sunucu Züleyha Bozkurt’un programý yönetmesi ile baþladý. Açýlýþ konuþmasýný Eðitimden Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý Mehmet Gedik yaptýktan sonra Ana Sýnýfý Proje Sorumlusu Cemile Þen “Genel Merkez 2005-2008 Yýllarý Ana Sýnýfý çalýþmalarýný” Ana Sýnýfý Komisyon arkadaþlarýnýn yardýmý ile komisyon üyesi olan deneyimli Anne-Ana Sýnýfý Eðitmeni Kader Güneþtepe’ye, Anaokul Öðretmeni Emine Arslan Bilgin’e, Anaokul Öðretmeni - Eðitimci Fatime Coþkun’a, Dipl. Sosyal Pedagog Meryem Þükün’e, Anaokul Öðretmeni - Eðitimci Zehra Sütçü Özdamar’a, igmg.fm Çocuk Programý Yapýmcýsý Züleyha Bozkurt’a, Ýlahiyatçý Fatima Kutlucan’a ve edebiyatçý Sündüs Aslan’a katýlýmcýlarýn huzurunda teþekkür ederek sunumuna devam etti. Ana Sýnýfý Müfredatýn önemini anlatýrken, müfredatý Bölgelerden gelen raporlar doðrultusunda nasýl geliþtirdiklerini anlattý. Müfredata en çok katkýda bulunan Ana Sýnýfýna katkýda bulunmak üzere 300 deðerinde Hadiye Kitap ve anasýnýf malzemeleri Paketi Rhein Saar Bölgesi Walldorf Ana Sýnýfýna takdim edildi. Müfredatýn de- 2 vam geliþmesi ve bir çok Ana Sýnýflarýna okul öncesi kitaplarýn ulaþmasý için Ana Sýnýfý Eðitmenlerine hediye paketini vermeye 20.12.2008 tarihine kadar yeni bir fýrsat verildiði Ana Sýnýfý Proje Sorumlusu Cemile Þen tarafýndan açýklandý. TR’den deneyimli ve baþarýlý Eðitimci ve Anaokul Müdiresi Ayþenur Çelik haným “3-7 yaþ arasý çocuklar nasýl öðrenir? „Rahle dersinden oyun hamuruna..“ “Etkili ve kalýcý eðitim yöntemleri ve metodlarý” semineri ile katýlýmcýlarýmýza pedagojik ve didaktik metodlarýn önemini vurguladý. “Veliler ile irtibatlý çalýþmanýn önemi” ni Hamburg’dan Ana Sýnýfý Sorumlusu ve Eðitmeni Kader Güneþtepe haným sunmuþtur. Çocuklar üzerinden Velilerin eðitimdeki katkýsý Ana Sýnýfý Eðitmenlerin önemli çalýþmalarý ve vazifeleri arasýnda olduðunu bizzat Ana Sýnýfý müfredatýný uyguladýðý örnekler ile gösterdi. Berlin, Hamburg ve Bavyera Bölgelerinden örnek Ana Sýnýfý Çalýþmalarý sunuldu Sabit Sýnýf Örneði ile Eðitmenlerimizden Yasemin Baþkaya ve Ümran Dündar Ana Sýnýfý, çalýþmalarýna nasýl baþladýklarýný, hangi problemler ile karþýlaþtýklarýný, bunlarý nasýl çözdüklerini ve þu an yakaladýklarý baþarýlý çalýþmalarýndan fotoðraflý örnekler sundular. Mekaný olmayan Cemiyetlerimiz için Ana Sýnýfý çalýþmasýnýn bir Portatif Sýnýf Örneði ile gerçekleþtirilebileðini ise Hamburg Bölgesinden Harburg Cemiyeti Ana Sýnýfý Eðitmeni Seyhan Gülger haným bir portatif Ana Sýnýfýn pozitif ve negatif yönlerini anlattý. Bu örnekler sonrasý katýlýmcýlar kendi yaþadýklarý sýkýntýlarýný, dilek ve temennileirni dile getirdiler. Programý izleyen Bölge Eðitim Baþkanlarý ise cevapladýlar. Pazar günü ise gündem, multimedya çaðýnda yaþayan miniklerimize “Çocuklara kitabý sevdirme ve okuma alýþkanlýðý kazandýrma” isimli semineri TR’den Çanta Kitaplarýn Çocuk Kitabý Yazarý - Sevde Sevan Usak haným hangi yaþta hangi kitabý nasýl okutulacaðýný örnekler ile sundu. Yine Eðitmenlerin çok istekte bulunduðu Parmak Oyunlarý kitaplarý ihtiyaçlarýna Hamburg’dan Ana Sýnýfý Eðitmeni Sosyal Pedagog Seyhan Dülger haným “Müfredat konularýna uygun “Halka ve Parmak Oyunlarýn” nasýl hazýrlanýlabileceðini katýlýmcýlarla uygulayarak sundu ve çocuklarýn psikolojik geliþiminde oyunun önemini anlattý. Ýki günlük seminerde verilen tüm bilgi ve metodlar ile örnek ve baþarýlý bir Ana Sýnýfý Eðitmeni ancak kendi ve çocuðun manevi eðitimine hassasiyet göstererek olunacaðý ve bunu nasýl saðlayabileceðini „Eðitmen, Çocuk ve Maneviyat üçlüsü“ konulu seminerinde yine TR’den Eðitimci ve Anaokul Müdiresi Ayþenur Çelik haným önemini vurguladý. Ana Sýnýfý Hizmet Ýçi Eðitim Programýna katýlan Bölge Eðitim Baþkanlarý ve Anasýnýf Eðitmenleri, dilek temenni bölümüne IGMG Eðitim Baþkaný Mehmet Gedik’in Kapanýþ ve Deðerlendirme Konuþmasý ile eðitim hizmetlerimizi ayný heyecan ve duygu ile arttýrarak devam ettirmek üzere noktaladý. IGMG Eðitim Baþkanlýðý Anasýnýflarý proje sorumlusu Cemile Þen haným, Anasýnýflarýnýn oluþturulmasý ile ilgili þu bilgileri verdi: Neden Ana Sýnýfý? Anaokullarý, çocuðun aile içindeki eksik kalan eðitimini tamamlayýp, kimlik sorununu çözmeyi hedeflemektedir. Eðitim Sistemi Ana Sýnýfý Müfredatý, IGMG Eðitim sisteminin temelini oluþturan önemli bir parçasýdýr. Temel Bilgiler-1 Eðitim Müfredatýný tamamlayan bir ön hazýrlýk çalýþmasýdýr. Ýlk Temel Dini Bilgiler; 3-7 yaþ arasý çocuklara “Ana Sýnýfý”nda verilmektedir. Ana Sýnýfý çalýþmasý ile Temel Eðitim Müfredatý derslerinin kolaylaþtýrýlmasý ve derslerin kalitesinin artýrýlmasý da hedeflenmektedir. Hedefler Orta Seviye 8-16 yaþ grubu gençlere yönelik hazýrlanan Temel eðitim müfredatý derslerinin daha iyi anlaþýlmasý ve kavranmasýný kolaylaþtýrmak 3-7 yaþ grubu çocuklarýmýza Ýslamî temel dini bilgileri pedagojik ve didaktik metodlar dahilinde seviyelerine uygun vermek. Görgü ve nezaket çerçevesi içinde ailesine, çevresine ve bulunduklarý topluma uyum saðlayabilen, inancý ve kiþiliði saðlam baþarýlý kendi kimliðine sahip çýkan bir nesil yetiþtirmek. Ne zaman baþladý ve kimler takip ediyor? Ana Sýnýfý çalýþmalarý IGMG Eðitim Baþkanlýðýnýn 3. Avrupa Eðitim Þurasýnýn ardýndan bir karar gereði Haziran 2005 tarihinde Ana Sýnýfý komisyonun kurulmasý ile baþlatýlmýþtýr. Ha- haber ziran 2005- Mayýs 2008 tarihleri arasýnda yapýlan yoðun toplantýlarýn yanýsýra 12 Komisyon Toplantýsý gerçekleþtirlmiþtir. Toplantýlarýn haricinde çalýþma guruplarý, Eðitmenlerin Hizmet Ýçi Eðitim Programlarý bölgelerde Ana Sýnýfý ziyaretleri yapýlmaktadýr. Ana Sýnýfý Komisyonunda, eðitmen, pedagog, edebiyatçý, ilahiyatçý ve çocuk eðitiminde tecrübeli 10 bayan ve 5 çizimci bay ve bayan arkadaþlar birlikte hizmetleri sunmaktadýrlar. Müfredat Ana Sýnýfý Müfredatý, Temel Bilgiler-1 ders kitabý çalýþmalarýnýn temelini oluþturmaktadýr. Müfredatta bulunmasý uygun görülen Miniklere Ýlk Temel Dini Bilgiler: Ýtikat: Allah’a Ýman, Kainatýn Yaratýlýþý,Ýnsanýn Yaratýlýþý, Hayvanlarýn Yaratýlýþý, Meleklere Ýman, Kitaplara Ýman, Ahirete Ýman. Kur`an-ý Kerim: Elif Be, Ezber: Dualar + Sureler. Ahlak: Tanýþmak- Selamlaþmak, Görgü Nezaket Kurallarý - Saygý ve Temizlik, Ahlak kurallarý Arkadaþlýk-Dürüstlük- Paylaþmak ve Teþekkür Ýbadet: Kelime-i Þehadet getiriyorum, Abdest alýyorum + Namaz kýlýyorum, Ramazan’da Oruç tutuyorum + Zekat veriyorum, Hacca gidiyorum + Kurban baðýþlýyorum Peygamberlerin Hayatý: Güzel Öðretmenler Peygamberler, Caným Peygamberim – Hz. Muhammed (sav) Bayramlar – Özel Günler: Ramazan ve Kurban Bayramlarý, Kandiller, Doðum Günü, Yaþadýklarý toplumun dini günleri hakkýnda bilgilendirme Müfredata ek çalýþma materyalleri: Arkadaþ Arayan Elif Resimli Hikaye Kitabý + Elifbe Posteri, Elif Be Boyamalý Çalýþma kitaplarý, Elif Be Memoy Oyunu, Hilal’in Ramazan Anýlarý Resimli Hikaye Kitabý, Ahmet’in Kurban Bayramý Sevinci Resimli Hikaye Kitabý Çocuk Þarkýlarý Albümü Eðitici Poster: Abdest Posteri, Hz.Muhammed’in (sav) Peygamberimizin Hayatý 30. sayi sayfalar 30.04.2009 dosya ilmem sizin de dikkatinizi çekti mi; “Soðuk Savaþ” dönemindeki sað ve sol yelpaze ideolojilerinin cazibesini kaybetmesinden hemen sonra din eksenli hareketler kristalleþmeye baþladý. Özellikle ülkemizde sýrtýný dine dayayan ve sýrtýný dine çeviren siyasî kutuplaþma daha canlý ve dinamik. Baþka bir ifadeyle; dinden yana ve dinin karþýsýnda olmak; her iki tarafa da siyaseten kazandýrýyor. Ýster ülkemizde, ister dünyanýn deðiþik yerlerinde olsun, din karþýtlarý hep dindar üzerinden dini eleþtiri yaðmuruna tutuyor. Düþüncesini ve günlük yaþantýsýný becerebildiði kadarýyla dine göre tanzim edenler de, bunu hareketleri ve görüntüleriyle ortaya koymaya çalýþýyorlar. Ýþte tam da bu noktada dindar, her iki tarafýn eleþtiri oklarýnýn hedefi olur: Dine karþý olanlar ve dindarýn dindarlýðýna itirazý olanlar... Her devri bir öncekinden farklý kýlan þey, toplum hayatýndaki deðiþim yani farklýlaþmadýr. Dünyanýn bazý yerlerinde hâlâ mekanik çaðdan makina çaðýna geçememiþ toplumlar mevcuttur. Oralarda zaman sanki durmuþtur. Yüzyýllardan beri hep ayný hayat tarzý devamedegelmiþtir. Buna karþýlýk geliþmiþ ve geliþmekte olan, hatta birçok üçüncü dünya ülkesinde bile küreselleþmenin de tesiriyle toplum hýzlýca deðiþiyor. Her deðiþim beraberinde taraftarý ve karþýtlarýný da kendisi doðurur. Türk toplumu da bu deðiþimi en þiddetli biçimde hisseden milletlerden birisidir. Bu kültürel türbülansýn sebebini biraz da Cumhuriyetin ilk yýllarýnda aramak gerekir. Asýrlarca aþinasý olduðumuz hayat tarzý, kültürel deðerlerde neredeyse bugünden sabaha Batý’dan yana bir deðiþiklik sözkonusu olunca, alabora oldu. Son bin yýlýmýzýn filminin þeridi koptu! Millet olarak tarihi akýþýmýzdaki bu kopukluðun meydana getirdiði sosyal ve kültürel sarsýntý, aradan seksen yýl geçmesine raðmen bugün itibariyle asýl þimdi “yan tesir”ini B 17:39 Uhr Seite 7 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 Dindarlýðýna Ýtirazým Var göstermeðe baþladý. Bastýrýlan duygular, susturulan sesler, prangaya vurulan beþerî ve fikrî özgürlüklerin ve yerinden sökülen deðerlerin kavgasý asýl þimdilerde verilmeye baþlandý. Dayatýlan, dikte ettirilen birçok tarifler, normlar ve þablonlarýn yeniden çerçevesi çiziliyor, tarifi yapýlýyor. Bunlardan en önemlililerinin baþýnda ise, din ile ilgili herþey gelir: Dinin fert ve millet hayatýndaki yeri.... Ne kadar ve nasýl bir dindarlýk bahsi ise, hem milliyetçi-muhafazakâr kesimin kendi içinde hem de laik-seküler kesimde çokca tartýþýlan bir konudur. Batý’nýn kazandýðý birçok erdemlere henüz ulaþamadýðýmýz gibi, onlarýn kaybettikleri ve ulaþamadýklarý birçok erdemleri de çok þükür henüz biz muhafaza ediyoruz ve daha kaybetmedik. Özellikle Ýslâmî deðerlerin deforma olmadýðý; çarpýtýlmadýðý ve saptýrýlmadýðý kesimler veya toplumlarda erdemlerin erozyonu asgari düzeydedir. Dini deðerlerin belirleyiciliði mevzubahis olan kesimin bir baþka adý, dindar kitledir. Ülkemizde muhafazakâr kesimin, toplum hayatýnýn her sahasýnda varlýðýný hissetirmesi, yeni tartýþmalarý da beraberinde getirdi. Konuya giriþimizde de ifade ettiðimiz gibi, dindarlar hem kendi içlerinden hem de karþý cepheden haklý ve haksýz eleþtirlere maruz kalmaktadýrlar. Dindarlýðýn tarifi Dindar müslümanla ayný dine mensup olmaktan dolayý dindarlýðýnýn biçimi ve kalitesine olan itirazýma baþlamadan önce, Diyanet Ýþleri Baþkaný Prof. Ali Bardakoðlu’nu kendime hem referans almak hem de kendime (muhtemel hücumlara karþý) siper edinmek istiyorum. “Ahlakî deðerlere ulaþmayan, ahlakî deðerleri gerçekleþtirmeyen bir dindarlýk, olgunlaþmayan bir dindar- Mahmut AÞKAR lýktýr. Biz ahlakýn içerisine ayný zamanda kültürü, sanatý, estetiði, mimariyi de katýyoruz. Çünkü yalýn dindarlýk deðil, medenileþmiþ, süzülmüþ, geliþtirilmiþ ve sanatla estetikle, mimariyle, edebiyatla, musiki ile zengin bir hâl almýþ dindarlýk, 21’nci Yüzyýl’ýn ihtiyacý olan dindarlýktýr”. Diyanet Ýþleri Baþkaný’nýn, Erzincan’da yaptýðý bir konuþmasýnda dindarlýða getirdiði bu güzel tarif 2008 yýlý itibariyle medyamýzda geniþ bir yanký buldu. Mimarisi, sanatý, edebiyatý ve hayata dair bütün güzellikleriyle bin yaþýný aþkýn dindarlýðýmýz ani bir kesintiye maruz kalýnca, henüz yüz yaþýný bile tamamlayamamýþ bugünkü dindarlýk zuhur etti. Hele hele bu seksen senelik yeni dönemde dinî hayatýn son derece kýsýtlý olmasýndan baþka, elit kesimimin, din bilgisi de sýnrlý ve kýsýtlý olan halk yýðýnlarýna dini terketmesi, tamamý olmasa da, büyük kesimi için geçerli olabilecek, ‘sonradan görmüþ dindarlýk’ tanýmýna haklýlýk kazandýrdý. Din sadece belli ibadetlerle sýnýrlý olmadýðýna göre, dindarlýðýn kapsama alaný da hayata dair heryerde ve herþeyde vardýr ve olmalýdýr da... Oturmuþ, belli bir kývama gelmiþ dindarlýkla, ham ve çið dindarlýk arasýndaki bariz fark; ancak tarihin derinliklerinden günümüze kadar gelen kültürel birikime sahip olmak veya olmamakla izah edilebilir. Bilindiði gibi TürkÝslâm tarihinde tasavvufun ve Ahmet Yesevi, Yunus, Mevlana, Hacý Betkaþi Veli, Hacý Bayram Veli, Ahi Evran gibi büyük mutasavvuflarýn çok önemli bir yeri vardýr. Bu kaynaklardan beslenen ve günümüze kadar varlýðýný devam ettiren tarikatlarý hemen hemen herkes bilir. Gerçi günümüzün tarikatlarýnda Mevlanalar, Yunuslar aramýyoruz ama bin yýllýk bu birikimli geleneðin günümüz þartlarýna uygun, hakkýný veren ve bu çizgiyi hakkýyla temsil edebilenleri gözümüz arýyor. Tarikatlara yakýnlýðýmýz veya uzaklýðýmýzdan baðýmsýz olarak, bazen bu evsafta tarikat ehline rastladýðýmýzda; fikri, zikri ve ameliyle bütünleþmiþ böylesi insanlara saygý ve muhabbetle yaklaþýrýz. Bazen de, iki günlük sýð (tarikat ve din) bilgisinden, her türlü dinî estetik ve insanî zerafet uzaklýðýndan ve dýþa yansýmýþ kaba görüntüsünden dolayý, sonradan görme tarikatçýlardan uzak durmak için özel bir gayret sarfederiz. Ýtirazýmýz, tarikate deðil, tarikatçýnýn böylesinedir... Bizim Ýslâmofobiciler Gerçi, “Namazda gözü olmayanýn ezanda kulaðý olmaz”mýþ ama ne gözü namazda ve ne de kulaðý ezanda olanlarýn pür dikkat bakýþlarý dindarlarýn üzerinde: Ülkemizdeki siyasî/ideolojik gerilim artýk eskisi gibi sað-sol kutuplaþmasý deðil, muhafazakâr-laik çatýþmasý olarak tezahür etmektedir. Laikliði ideoloji olarak algýlayan veya demode olmuþ ideolojisinin yerine koyanlarýn, hacýnýn namazýna, hocanýn niyazýna, genç kadýnýn baþörtüsüne müdahele etmesi ile dinî hassasiyetleri olanlarýn müdahelesi, ak ile kara arasýndaki fark gibidir. Çocukluðunda Kur`an kurslarýna gönderilmiþ olmanýn dýþýnda camiye ayak basmamýþ, hayatý boyunca dindar insanlarla yakýndan tanýþmamýþ 7 ve Ýslâmiyet hakkýndaki bilgisi ilkokul düzeyinde olan bir aydýnýmýzla iyi konuþuyoruz ama anlaþamýyoruz. Asýl çatýþmamýz dinî konularda olur. Bu ne biçim müslümanlýk diyerek eleþtiriye baþlar ve neticede onun için en iyi müslümanýn, dinin hiçbir farzýný ve sünnetini yerine getirmeyen müslüman olmasý kanaatinde olduðuna ben de kanaat getiriyorum ve ‘Ýslâmofobi’ye düçar olmuþ yerli ve ulusalcý arkadaþýmla bir daha da böylesi konularý konuþmamak üzere noktayý koyuyorum. Bizim aydýnýmýzýn hobileri kadar fobileri de hep ithal malý olduðu için, millî Ýslâmofobicimize noktayý koyduðumuz yerden, bu sefer milletlerarasý sahada Ýslâmofobiliðe karþý mucadeleyi baþlatmak kaçýnýlmaz oluyor. Özellikle Avrupa’da yaþayanlar bilirler ki, sokaktaki müslüman göçmenin görüntüsü ve bir de Batý medyasýna yansýtýlma biçimi, müslüman aleyhtarlýðýna malzeme teþkil eder. Dindarlýðýn alâmeti Müslüman, Batý medeniyetine karþý çýkarsa “Gerici’, Batý dünyasýyla diyaloða girerse “Ilýmlý Ýslâmcý”, iþgalcilere karþý ülkesini savunursa “Radikal Ýslâmcý”, iþ-güç sahibi olursa “Makyevelist”, fakir olursa “Aç Müslüman”, kýzýný okutmazsa “Kadýn Düþmaný”, baþörtülü kýz þayet okursa... ülkemizde olduðu gibi bir parça bez yüzünden bu sefer de baþörtülünün üniversite kapýsýna dayanmasýna dayanamazlar ve kýyametler kopar. Türkiye’nin siyaseten saðcýsý, solcusu ve siyaseten Ýslâmcýsý, dindarý malzeme olarak kullanýrlar. Bunun tamamiyle önüne geçmek mümkün deðil ama siyasî cambazlarýn eline yeterince malzemeyi veren de dindar geçinenlerdir. Bir daha altýný çizerek acý bir itirafta bulunmak gerekirse; Batý kamuoyu nezdinde müslümanýn menfî intiba býrakmasýnýn en büyük müsebbibi yine (dindar) müslümanýn ta kendisidir! Bunu söylerken, dünyayý sevk ve idare eden güçlerin asla düþ- 30. sayi sayfalar 30.04.2009 8 mansýz olamayacaðýný ve “Demir Perde”nin çökmesinden sonra komünizmin yerine Ýslâm’ý baþdüþman ilân ettiklerini ve bilâhare bunun gereðini yapmak için kollarý sývadýklarýný gözardý etmiyoruz. “Meyve veren aðaca taþ atan çok olur” gerçeðinden hareketle, müslüman üzerinden Ýslâmiyet’e saldýrýyý bu çerçevede deðerlendiriyoruz. Atýlan taþlarla meyve düþürmekten çok baðcýyý taþlamak gayesi güdüldüðünü de, taþlayanlarýn artniyetli hâllerinden anlýyoruz. Ýþte böylesi bir ortamda, beni taþlayanlara ha bire malzeme veren dindarlýða itirazým var. Seninle ayný dine mensup olmaktan doðan bu itiraz hakkýmý, istersen buna ikaz veya uyarý da diyebilirsin, gerektiðinde yakana yapýþarak da kullanacaðýmý bilmelisin. Sana acýdýðýmdan ve bu dünyadaki müslümanlarýn daha fazla töhmet ve zan altýnda býrakýlmalarýna gönlüm razý olmadýðýndan meseleyi buradayken halletmek, Huzur-u Ýlâhî’ye taþýmamak niyetindeyim. Dindarlýðýn alâmeti nedir türünden bir soruya mutlaka çok deðiþik cevaplar verilebilir. Ayný þekilde dindarlýðýn tarifi için de onlarca tanýmlama yapýlabilir. Yapýlabilecek birçok tarifin yanýsýra biz de dindarý þöyle tarif edebiliriz: enel Baþkan Yavuz Çelik Karahan Baþkanlýðý’ndaki IGMG heyeti Türkiye Cumhuriyeti Berlin Büyükelçiliði’ni ziyaret etti. Büyükelçilik ziyaretinde Büyükelçi Ahmet Acet’e, Ýslam Toplumu Millî Görüþ’ün baþta Almanya’da olmak üzere tüm Avrupa çapýnda ve dünyanýn diðer bölgelerinde sunduðu hizmetler takdim edildi. Ziyarette aðýrlýklý olarak, Avrupa’da ve Almanya’da gerek Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlarý olarak, gerekse göçmenler olarak karþýlaþýlan sorunlar ele alýndý. Büyükelçi Ahmet G 17:39 Uhr Seite 8 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Dini vecibelerini yerine getirene veya getirebilmek için samimiyetle gayret sarfedene dindar denir. Her müslüman dindar deðildir ama dindarýn yaþadýðý hayat, yaþanan müslümanlýðýn aynasýdýr.. Nitekim günümüzde Türkiye Müslümanlýðý bahse konu olduðunda, dindar kesimin yaþadýðý veya yaþattýðý müslümanlýk anlaþýlýr. Batý Avrupa Müslümanlýðý denilince, sözkousu ülkelerdeki göçmen müslümanlarýn yaþattýðý müslümanlýk akla gelir. Müslümanýn þahsýnda Ýslâmiyet hakkýnda düþülen not, artýk günlük hayatýn içindendir. Kimse kitaplardaki Ýslâm’a bakmaz. Herkes dindarýn yaþattýðý Ýslâm’ý ölçü olarak alýr. Görüntüde dindarlýk Henüz daha bu konuyu yazmaya devam ederken, kýsa bir ara için dýþarý çýktým. Yürüdüðüm kaldýrýmda genç bir çiftin yaklaþtýðýný gördüm. Kýyafetlerinden Arap kökenli müslüman olduklarý belliydi. Genç kadýn baþýndan topuklarýna kadar kapalýydý. Elindeki çantasý dikkatimi çekti. O güzelim deri çantayý elinde sallayarak yürümesi bana, mahalle bakkalýndan çýkan çocuklarýn ellerindeki naylon poþetleri sallayarak yürümelerini hatýrlattý. Aslýnda ince uzun boylu olan genç adam, buruþuk ve ayaðýn- hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 daki beyaz çoraplarý yürüdükçe görünecek kadar kýsa pantolonu, seyrek ve kývýrcýk sakalýyla genel görüntüsü, iticiydi! Almanya’nýn herhangi bir þehrinin kaldýrýmlarýnda yürüyen bunlar, kenardan bakanlar için tipik “Dindar Müslüman”lardý. Bir zamanlarýn filinta gibi, kaytan býyýklý Anadolu delikanlýlarýný aradan onyýllar geçtikten sonra Almanya sokaklarýnda baþlarýnda yünörgü desenli takkeleri, dizleri torbalanmýþ ütüsüz pantolonlarýyla aksakallý bedbinleri gördükçe, zerafet sahibi Osmanlý’nýn torunlarýna bakýn, diyesi geliyor insanýn içinden. Yanýndaki hanýmý o kadar geliþigüzel, hertürlü estetikten ve göz zevkinden uzak bir tesettüre girmiþ ki, sana bunu layýk görenlerin elleri kýrýlsýn, diye beddua etmek geliyor içinizden. Allah’tan imdadýnýza oradan geçmekte olan bir baþka tesettürlü yetiþiyor: O kadar uyumlu ve zarif bir görüntüsü var ki, yanýndan geçen Avrupalý kadýnlar bile imrenerek bakýyor ve sanki; kadýna bu iç ve dýþ güzelliðini kazandýran dinden olmak isteriz, der gibi oluyorlar. Müslümanýn yaþadýðý þehirlerin kaldýrýmlarý, kültürümüzdeki hanýmefendiliði ve beyefendiliði en çok hak eden, o sýfata layýk dindarlarýmýza hasret... Yanlýþ dindarlýk Ev ve cami gibi kapalý mekânlarda yapýlan ibadetiniz sizi ilgilendirir. Dýþarýdaki her adýmýnýz, sözünüz, oturuþ, duruþ biçiminiz, hatta yemek yeme usûlünüz ise beni yakýndan ilgilendirir. Madem Ýslâm sevgi ve barýþ dinidir; o hâlde özellikle dindar müslüman, sevdirmeli ve sevimli olmalýdýr. Þayet bilerek ve bilmeyerek, sakallý olmak gibi, baþörtü baðlamak gibi bazý görüntüleriniz etrafta dinî simge olarak algýlanýyorsa; otobüste, parkta ve çay bahçesindeki her davranýþ biçiminiz; çevreyle olan insanî münasebetleriniz, tabiata (çevre kirliliðine) karþý ilgi dereceniz, sadece saðýnýz ve solunuzdaki melekler tarafýndan kayýt altýna alýnmakla kalmýyor; þu fani dünyanýn insanlarý da sizin her hareketinizi gözetliyor ve hafýzasýnda biryerlere not ediyor. Çünkü siz hem görüntünüz, hem de söyleminizle; “Ben dindar bir müslümaným” diyor veya öylesi bir intiba uyandýrýyorsanýz, artýk bundan sonra siz sýradan bir müslüman olmaktan çýkarýlarak, “Yaþayan Ýslâm” statüsünde deðerlendirilirsiniz. Bizim kültür coðrafyamýzda; “Yanlýþ hesap Baðdat’tan geri döner” ve yanlýþ dindarlýk da bumerang gibi döner gelir “dindar”ýn kendisine çarpar. Bu çarp- IGMG Heyeti Berlin Büyükelçiliði’ni ziyaret etti dosya maya ilahi bir ceza da diyebilirsiniz, hesap-kitapsýz, belki de desteksiz atýþtan mütevellit bir çarpma da... Bu millet kadar bu ümmet de tarih boyunca hep yanlýþ dindarlar yüzünden binbir musibetlere maruz kaldý lâkin ne musibetten ne de nasihattan ibret almadý. Çünkü onun yakasýný silkeleyen olmadý. Allah’ýn bize havale ettiðini biz de; seni Allah’a havale ediyorum, deyip iþin içinden sýyrýldýðýmýzý zannettik. Haddini bilmeyen bir dindarlýk, dini ve dindarý sevimsizleþtirir, cehaleti, hurafeyi körükler, ilmi ve alimi önemsemez. Her konuþmasýnýn baþýnda, bu din “Oku!” emriyle baþlamýþtýr diyenlerin bütün hayatlarý boyunca kaç kitap okuduklarýný bilmek benim de hakkým... Dindarlar birbirine ayna olsaydý, din adýna bu kadar suistimaller, yanlýþlýklar, cehaletlikler olmazdý. Cansýza ruh vermek Allah’a mahsustur fakat biz bir zamanlar taþlara ruh güzelliðimizi nakþetmedik mi?... Þu dindar müsveddesine bak; sanki yontulmamýþ bir taþ! Ben de okur-yazarým... Bana kitaptan deðil, kendinden oku! Günde kýrk kere “Siratil Müstakim” diyormuþsun ya, þimdi de bir kere “Siratil Müstakim”de olduðunu görelim! Acet, göçmen kuruluþlarýn çalýþmalarýndan duyduðu memnuniyeti dile getirerek, bu kuruluþlarýn vermiþ olduðu hizmetleri takdir ettiklerini belirtti. IGMG Genel Baþkaný Yavuz Çelik Karahan ise Büyükelçi Acet’e, Türk vatandaþlarýnýn sorunlarýna gösterdiði yakýn ilgiden dolayý teþkilat adýna teþekkürlerini iletti. IGMG heyetinde, Genel Baþkan Yavuz Çelik Karahan’ýn yaný sýra, Genel Sekreter Oðuz Üçüncü, Berlin Bölge Baþkaný Siyami Öztürk ve Merkez Yönetim Kurulu üyesi Tahir Özdamar da yer aldý. 30. sayi sayfalar 30.04.2009 dosya aklaþmak, Allah’a yakýn olmaya vesile olan þey anlamýna gelen “kurban” kelimesi, dini terim olarak, Allah rýzasýný kazanmak amacý ve ibadet niyetiyle belirli vakitte, belirli nitelikleri taþýyan hayvaný usulünce kesmek demektir.1 Yüce dinimiz insaný yaratýcýsýna yakýnlaþtýrmak, O’na ulaþtýrmak veya Allah ile kulu arasýndaki baðý saðlamlaþtýrmak ve benzeri maksatlarla çeþitli ibadetleri meþru kýlmýþtýr ki; namaz, oruç, hac, zekat ve kurban ibadeti de bunlardan bazýlarýdýr. Bir ibadet olarak kurban insanlýk tarihi kadar eskidir. Ýnsanlýk tarihi boyunca hemen bütün ilahi dinlerde kurban kesmek, insaný Allah’a manen yaklaþtýran bir ibadet sayýlmýþtýr. Kur’ân-ý Kerim’de Hz. Ademin iki oðlunun Allah’a kurban takdim ettiklerinden haber verilmesi (Maide 5/27), bunun yanýnda bir baþka ayette ilahi dinlerin hepsinde kurban hükmünün varlýðýna iþaret edilmesi (Hac, 22/34), hayli deðiþikliðe uðramýþ þekliyle de olsa kurbandan Yahudilik ve Hýristiyanlýkta da söz edilmesi bu ibadetin ne kadar eskilere dayandýðýný göstermektedir. SÖZLÜK ANLAMIYLA KURBAN Allah’a yaklaþma ve yaklaþtýran þey anlamýyla kurban kelimesi, Adem (a.s.)ýn çocuklarýna atýf yapan þu âyette dile getirilmektedir: “(Ey Muhammed) Onlara Adem`in iki oðlu ile ilgili haberi hakkýyla oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuþlardý, birinden kabul edilmiþ, diðerinden kabul edilmemiþti (Maide, 5/27). Ayet-i kerime, Allah’a yaklaþmak maksadýyla O’na kurban ibadetinin insanlýkla birlikte baþladýðýna iþaret etmektedir. Adem’in iki oðlu Habil ve Kabil’dir. O günün uygulamasý gereði Kabil, bir miktar deðersiz ekin, Habil ise en iyi bir koç kurban olarak Allah’a sunmuþlardýr. Allah, Habil’in kurbanýný kabul etmiþ, Kabil’in kurbanýný ise kabul etmemiþtir. Y 17:39 Uhr Seite 9 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 Kurban Ýbadeti “(Ýbrahim), ‘Ey Rab“Kurban” kelimesibim! Bana iyilerden nin anlamý; Allah’a ya(bir oðul) ihsan et’, dekýn olmaktýr. Ayette gedi. Biz de kendisine yuçen “kurban” kelimesi muþak huylu bir oðul bu anlamda kullanýlmüjdeledik. Oðlu yamýþtýr.2 Bu âyette geçen nýnda koþacak çaða ge“kurban” bizim kurban lince; ‘Ey oðlum!, Ben bayramýnda kestiðimiz seni rüyamda boðazlave Arapça’da “udhiydýðýmý görüyorum, bir ye” olarak ifade edilen düþün, ne dersin?’ dekurban anlamýnda dedi. (Ýsmail), ‘Babacýðildir. ðým! Sana ne emrolu“Her ümmet için, nuyorsa onu yap. ÝnAllah’ýn kendilerine rýþallah beni sabredenzýk olarak verdiði haylerden bulacaksýn’ devanlar üzerine ismini Galip AKIN di. Nihayet her ikisi de ansýnlar diye kurban T.C Frankfurt Baþkonsolosluðu (Allah’ýn emrine) teskesmeyi meþru kýlDin Hizmetleri Ataþesi lim olup. Ýbrahim de dýk…” ( Hac, 22/34) onu yüz üstü yere yatýAyette geçen “menAyette geçen “büdn” rýnca, ona þöyle seslendik: sek” kelimesi, “kurban kesmek ve kurban ibadeti, kelimesi; büyük baþ hay- “Ey Ýbrahim, rüyana gerkurban edilecek zaman ve vanlar demektir. “Þeâir” çekten sadakat gösterdin, ibadet edilecek yer” mana- kelimesi, kurbanýn dinin þüphesiz biz iyilik yapanlarýna gelir. Bakara suresi- adetlerinden olduðunu ifa- larý böyle mükafatlandýrý4 rýz” “Þüphesiz bu apaçýk nin 196. ayetinde geçen de eder. BU GÜNKÜ ÞEKLÝYLE imtihandýr.” (Ýsmail’e kar“nüsük” kelimesi de kurKURBAN ÝBADETÝ þýlýk) büyük bir kurbanlýk ban anlamýndadýr.3 Bu günkü þekliyle dini- fidye verdik. Kendisinden KURBAN DÝNIN mizdeki kurban ibadeti, sonra gelenler arasýnda BELÝRGÝN Hz. Ýbrahim (a.s.) ile baþlar. ona güzel bir nam býraktýk. ÖZELLÝKLERÝNDEN Hz. Ýbrahim bir oðlu ol- Selam olsun Ýbrahim’e, ‘ÝþBÝRÝDÝR duðu takdirde onu Allah’a te biz iyi insanlarý böyle Yüce Allah, her semavi kurban etmeyi adamýþtý. ödüllendiririz. Çünkü o din mensuplarý için kurban Zaman geçip oðullarý dün- mü’min kullarýmýzdandýr” ibadetini meþru kýlmýþ olyaya gelmesinden sonra, (Saffat, 37/100-111). duðunu þu ayette açýkça kendisine bu ahdi rüyasýnbeyan etmektedir: Diðer bütün ibadetlerde Kurban, Allah’ýn dini- da hatýrlatýlmýþ, Ýbrahim olduðu gibi kurbanda da (a.s.) rüyasýný, oðlunu kur- niyet ve ihlas þarttýr. nin niþanelerinden biridir: ban etmesi gerektiði þekKýsaca hatýrlatalým ki “Kurbanlýk deve ve sýlinde yorumlamýþ ve bü- “ihlas”, bir iþi, bir ibadeti ðýrlarý da, sizin için Alyük bir imtihan karþýsýnda baþka bir þey için deðil, sýrf lah’ýn (dininin) niþaneleolduðunu anlamýþtý. Hz Ýb- Allah rýzasý için yapmaktýr. rinden (kurban) kýldýk. Sirahim hiç tereddüt göster- Kur’an-ý Kerimde; zin için onlarda hayýr varmeden bu konuyu oðlu “Onlarýn ne etleri ne de dýr. O halde onlarý saf saf Hz. Ýsmail’e açmýþ, baba kanlarý Allah’a ulaþýr. Fasýralanmýþ dururken (kur- oðul büyük bir teslimiyetle kat O’na sadece sizin takban edeceðinizde) üzerleri- ilâhî emri yerine getirmeye vanýz ulaþýr’ (Hac,22/37) ne Allah’ýn adýný anýn. yöneldikleri sýrada, yüce Yanlarý yere yaslandýðý va- Allah, onlarýn bu baðlýlýk- anlamýndaki âyet, bütün kit (yani canlarý çýktýðýnda) larýna karþýlýk Hz. Ýsmail ibadetlerin temel þartý olan onlarýn etlerinden yiyin, yerine bir koçun kurban “ihlas”a vurgu yapmaktakanaat edip istemeyene de, edileceðini Cebrail vasýta- dýr. Sevgili Peygamberimiz isteyene de yedirin. Böyle- sýyla kendisine bildirmiþti. de, bu hususu þöyle ifade ce onlarý sizin emrinize Bu tarihî olay Kur’ân-ý Keverdik ki, þükredesiniz” rim`de þöyle haber veril- etmektedir: “Amellerin kýymeti an(Hac, 22/36). mektedir: 9 cak niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiði ne ise, eline geçecek olan ancak odur.”5 Kur’ân’da Kurban kesilmesi emredilmektedir: … “Rabbýn için namaz kýl, kurban kes” (Kevser, 108/2). Bu âyetteki “venhar” emri, “”kurban kes” anlamýna geldiði gibi, bunun baþka anlamlara da geldiðini söyleyen bilginler bulunmaktadýr. Ayetteki emrin sadece Peygamberimize mi, bütün müslümanlara mý yönelik olduðu hususunda da farklý görüþler ortaya konulmuþtur. Kurban ibadetinin kesin dayanaðý, konu ile ilgili Peygamberinizin sözleri ve uygulamalarýdýr. Kurban ibadeti; hicretin ikinci yýlýnda meþru kýlýnmýþtýr. Peygamberimiz (a.s.) bir çok hadisinde kurban kesilmesini teþvik etmektedir: * “Ademoðlu kurban bayramý günü, Allah katýnda kurban kesmekten daha sevimli bir iþ yapmaz. Þüphesiz ki kesilen kurban kýyamet günü boynuzlarý, kýllarý ve týrnaklarý ile gelir. Hiç þüphe yok ki kesilen kurban, kaný yere akmadan önce Allah katýnda kabul görür. Öyleyse gönüllerinizi kurban ile hoþ ediniz.” 6 Peygamberimiz (a.s.) Medine’de 10 yýl ikamet etmiþ ve her yýl kurban kesmiþtir: Enes (r.a.) anlatýyor: “Resûlullah (a.s.), yedi deveyi kurban olarak eli ile ayakta kesti. Medine’de ise, boynuzlu ve alacalý iki koç kurban etti. Resûlullah (a.s.) keserken tekbir getiriyor, besmele çekiyor ve ayaðýný hayvanlarýn boyunlarýnýn üzerine koyuyordu”7 KURBAN KESMEKLE YÜKÜMLÜ OLANLAR Kurban kesmekle akýllý, buluða ermiþ ve nisap miktarý para veya servete sahip olan mukim8 müslümanlar yükümlüdür. Ýmam-Þâfiî, Ýmam Malik ve Ýmam Ahmed b. Hanbel’e göre dinen yolcu sayýlan kimseler de kurban kesmekle yükümlüdürler. Kurban kesmeyi vacip kýlan zenginliðin ölçüsü; 30. sayi sayfalar 30.04.2009 10 kiþinin aslî ihtiyaçlarýnýn ve borcunun dýþýnda nisap miktarý malýnýn veya parasýnýn bulunmasýdýr. Nisap miktarlarý; beþ deve, 30 sýðýr, 40 koyun-keçi, 80.18 gram altýn veya bu deðerde para veya ticaret malý, 561 gram gümüþ ve 650 kilogram toprak mahsulüdür. Zekat ile yükümlü olmak için nisap miktarý malýn artýcý nitelikte olmasý ve üzerinde bir yýl geçmesi þart olmasýna karþýlýk, kurban ibadeti ile yükümlü olmak için bu þartlar aranmaz.9 KURBAN KESMENÝN DÝNÝ HÜKMÜ Kurban kesmek Ýmam-ý Azam Ebu Hanife’ye göre vacip, Ýmam Muhammed, Ýmam Ebu Yusuf, Ýmam Þafiî, Ýmam Malik ve Ýmam Ahmed b. Hanbel’e göre sünnet-i müekkededir.* Hükmümün vacip veya sünnet-i müekkede olmasý, uygulamaya bir etki yapmamaktadýr. Her iki görüþ sahipleri de gücü yeten kimsenin kurban kesmelerini öngörmektedir. Ýmkaný olanlarýn kurban kesmeyi terk etmelerine ruhsat vermemiþlerdir.* “Kim imkaný olduðu halde kurban kesmezse bizim mescidimize yaklaþmasýn”* anlamýndaki hadis, Ýmam-ý A’zam’ýn bu konudaki görüþünün dayanaklarýndan biridir. Hadisin Ebu Hanife’ye delil oluþu þu yoruma dayanmaktadýr: “Hadiste yer alan böylesine güçlü bir uyarý, ancak vacip olan bir ibadetin terki konusunda yapýlmýþ olabilir. Kurban vacip olmasaydý terk eden kimse için Hz. Peygamber böyle bir ifadeyi kullanmazdý.” Ebu Hanife’ye göre kurbanýn vacip olduðunun diðer bir delili Peygamberimizin, kurban kesmeyi hiç terk etmemiþ olmasýdýr.* Ayrýca, Hz. Peygamberin Ebu Bürde’ye namazdan önce kestiði kurbanýn yerine bir baþkasýný kesmesi gerektiðini söylemiþ olmasý da, kurbanýn vacip olduðunu gösteren bir delildir. Bu görüþü destekleyen diðer bir delil de Hz. Peygamberin; “Kim (bayram) namazýný kýlmadan önce kurbaný- 17:39 Uhr Seite 10 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir ný kesmiþse, yerine bir diðerini kessin. Kurbanýný henüz kesmemiþ olan da Bismillah diyerek kessin” þeklindeki sözüdür.* Kurbanýn müekked sünnet olduðunu söyleyenlerin delilleri ise bu konuda Kur’ân-ý Kerim`de açýk bir emrin bulunmamasý ve Peygamberimizin bazý sözleridir: “Bilinen on gün (Zilhiccenin on günü) girdiði vakit kurban kesmek isteyen kimse, (kurban edeceði hayvanýn bedeninden) bir kýl almasýn bir tek týrnak kesmesin”.* Bu hadiste Peygamberimiz “kurban kesmek isteyen kimse” ifadesiyle kurban kesmeyi kiþinin iradesine býrakmýþtýr. Bu da kurban kesmenin vacip olmadýðýný ifade eder. KURBAN EDÝLEBÝLECEK HAYVANLAR Dinen kurban edilebilecek hayvanlar; koyun, keçi, sýðýr, manda ve devedir. Bunlarýn dýþýndaki hayvanlardan kurban edilebileceðine dair bir delil yoktur.* Bu itibarla, tavuk, kaz, ördek, deve kuþu ve ceylan gibi hayvanlarýn kurban olarak kesilmesi geçerli olmaz. Kurbanýn geçerliliði açýsýndan kurban edilecek hayvanlarýn erkek veya diþi olmalarý arasýnda fark yoktur. Kurbanlýk hayvanlardan koyun veya keçi ancak bir kiþi tarafýndan kurban edilir. Bunun yanýnda sýðýr, manda ve deve yedi kiþiye kadar ortaklaþa kurban edilebilir. Ortaklarýn tek veya çift olmalarýnda da bir sakýnca yoktur. Ortaklarýn iþtirakiyle kesilen kurbanlarda, ortaklarýn hepsi ibadet niyetiyle katýlýmda bulunmalýdýrlar. Ortaklardan biri her hangi bir þekilde kurban niyetiyle deðil de, et alma kastýyla kurban kesimine iþtirak ederse, bu durumda diðerleri de niyet ettikleri kurbanlarý kesmiþ sayýlmazlar. Koyun ve keçi cinsi hayvanlar, bir yaþýný doldurduktan sonra kurban edilebilir. Koyunun, altý ayýný tamamladýðýnda, bir yaþýný doldurmuþ, diðer koyunlar gibi semiz ve gösteriþli olaný da kurban hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 edilebilir. Sýðýr ve manda cinsinden olan hayvanlar iki yaþýný, deve ise beþ yaþýný doldurduktan sonra kurban olarak kesilebilir. Kurban edilecek hayvanlarýn niteliklerine gelince; kurban bir ibadet olduðu için kurbanlýk hayvanlarýn, kurban olmaya mani kusurlarý taþýmamasý gerekir. Bu kusurlar Peygamberimizin hadislerinde “Topallýðý açýkça belli olan, körlüðü açýkça belli olan, hastalýðý açýkça belli olan hasta ve iliði kurumuþ derecede zayýf olan hayvanlar kurban edilmez” þeklinde ifadesini bulmuþtur.* Diðer taraftan kurban edilecek hayvanýn, saðlýklý, azalarý tamam ve besili olmasý, ibadetin gaye ve mahiyetine uygun olduðu gibi, saðlýk kurallarýna da uygun düþer. Bu hadisin ýþýðý altýnda, kurbanlýk hayvanýn kurban olmasýna mani kusurlarý þöyle ifade edebiliriz. a) Ýki veya bir gözü kör, b)Aþýrý derecede zayýf, c) Yürüyemeyecek derecede kötürüm ve topal, d) Kulaðýnýn ve kuyruðunun üçte birden fazlasý kopmuþ e) Diþlerinin yarýdan fazlasý dökülmüþ f) Doðuþtan kulaðý olmayan, g) Koyun ve keçide bir, sýðýrda iki memesi kurumuþ, h) Aðýr hasta olan hayvanlarý kurban etmek caiz olmaz. Bu itibarla kurbanlýk satýn alýrken, kusurlu olup olmadýðýna dikkat etmek gerekir. Bununla birlikte, semiz olmasý için koyunlarýn kuyruklarýnýn usulünce düþürülmesi, boynuzlarýnýn ilaçla düþürülmesi ve hayvan üretimini ve kökenini kontrol etmek için hayvanlarýn kulaklarýna delinerek küpe takýlmasý, bu hayvanlarýn kurban edilmelerine engel teþkil etmez . Çünkü zikredilen hayvanýn deðerini düþürmez. KURBANIN KESÝM ZAMANI Kurban, bayram namazý kýlýnan yerlerde, kurban bayramýnýn ilk üç günü bayram namazýnýn kýlýnmasýndan sonra, üçüncü günü akþamýna kadar olan süre zarfýnda kesilebilir. Bayram namazý kýlýnmayan yerlerde ise, ayný süre içinde sabah namazý vaktinden itibaren kurbanlar kesilebilir. Arefe günü veya bayramýn ilk üç gününden sonra kurban kesmek caiz olmaz. Nitekim bir hadiste Hz. Peygamber: “Bu günümüzde yapacaðýmýz ilk þey bayram namazýný kýlmak, sonra (evlerimize) dönüp kurban kesmek olacaktýr. Her kim böyle yaparsa sünnetimize uygun iþ yapmýþ olur. Kim (namazdan) önce kurban keserse, o ancak ailesine bir et sunmuþ olur. Bu kestiði kurban olmaz”* buyurmuþlardýr. Kurbanýn rüknü, kurban edilmesi caiz olan hayvanlardan birini kesmek olduðundan, kurbanýn bedelinin yoksullara verilmesiyle kurban kesilmiþ olmaz. Bu þekilde verilen para sadaka olur. Dinimizde normal zamanlarda olduðu gibi, kurbanlýk hayvanýn kesiminde de gerekli þartlara uymak gerekir. Efdal olan kiþinin kurbanýnýn bizzat kesmesidir. Peygamberimiz (a.s.), kurbanlarýný bizzat kendisi kesmiþtir.* Bir kimse kurbanýný bizzat kesemiyorsa, o zaman ehil birine vekalet vererek kurbanýný kestirir. Kendisi de mümkünse orada hazýr bulunur. Kurbaný kesen kimse, kurbanlýk hayvana eziyet vermemelidir. Ehil olmayan kiþiler kurban kesmemeli ve kesim esnasýnda hayvana eziyet edilmemelidir.. Kesim esnasýnda hayvan yere yatýrýlýrken, “Ben hakka yönelen birisi olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim, ben Allah’a ortak koþanlardan (müþriklerden) deðilim” (En’am, 6/79). “ Þüphesiz benim namazým, ibadetim (Kurbaným) hayatým ve ölümüm hep alemlerin rabbý olan Allah içindir” (En’am, 6/162) mealindeki ayetleri okur. Kurban kesen kiþi devamla, “Allahuekber Allahuekber, la ilahe illallahu vallahu ekber, Allahuekber dosya velillahi’l-hamd” der, ara vermeden “Bismillahi Allahuekber” diyerek kesimi yapar. Usulüne göre kesim iþlemi, hayvanýn yemek ve nefes borularý ile, iki þah damarýnýn kesilmesi ile gerçekleþir. Hayvan henüz ölmeden baþýný bedeninden ayýrmak ve derisini yüzmeye baþlamak, uygun bir davranýþ olmaz. Kurban kesildikten sonra sahibinin iki rekat namaz kýlarak þükürde bulunmasý güzel bir davranýþ olur. Deve ve sýðýr gibi hayvanlar ortaklaþa kurban edildiðinde, etleri ortaklar arasýnda tahmini olarak deðil, tartýlarak taksim edilir. Ancak, bir ailenin fertlerinin ortaklaþa kestiði kurbanýn etinin bu þekilde taksimi gerekmez. Böyle bir kurban tamamen bir hayýr kurumuna verilecekse etinin taksim edilmesi gerekmez. Kur’an-ý Kerim`de kurban eti hakkýnda, “…Ondan yeyiniz, yediriniz” buyurulmuþtur (Hac, 22/36) Kurban kesmenin maksatlarýndan biri de, yoksullarýn evine et girmesini temin etmektir. Bu itibarla, kurban etinin hepsini yoksullara sadaka olarak daðýtmak veya aile efradý için alýkoymak caiz ise de, en uygun olaný kurban etini üçe taksim edip, birini kurban kesemeyen kimselere daðýtmak, bir bölümünü akraba tanýdýk ve komþulara ikram etmek, birini de aile için alýkoymaktýr. Þayet kurban kesen kimsenin aile fertleri kalabalýk ve hali vakti de çok iyi deðilse, kurban etini daðýtmadan tamamýný çoluk çocuðu için alýkoyabilir. Kurban, hayatýmýzda gerek fert, gerekse toplum açýsýndan çeþitli yararlar taþýyan mali ibadetlerimizden biridir. Kiþi kurban kesmekle, Allah’ýn emirlerine uymuþ ve kulluk bilincini muhafaza ettiðini canlý bir þekilde ortaya koymuþ olur. Kurban toplumdaki kardeþlik, yardýmlaþma ve dayanýþma ruhunu canlý tutar. Sosyal adaletin gerçekleþmesine katkýda bulunur. Zengine malýný Allah rýzasýna uygun olarak ihtiyaç sahipleriyle paylaþma 30. sayi sayfalar 30.04.2009 dosya alýþkanlýðý verir. Fakirin de bu yardýmlaþma vesilesiyle, kendini içinde bulunduðu toplumun bir üyesi olma hissini yaþamasýna vesile olur. Diðer taraftan kurban kesmekle sadece nisap miktarý mala sahip olan zenginlerin ve orta tabakanýn mükellef oluþu, kesilen kurbanlarýn hastalýklý, sakat, kör ve topal olmamasýnýn istenmesi ve kurbanýn etiyle ilgili sünnetteki tavsiyeler göstermektedir ki, dinimiz, kurban kesme emriyle ibadetlerde ihlas,sosyal sorumluluklarýn bilincinde olmak gibi bir takým manevi, ahlaki ve sosyal maksatlara ulaþmayý da hedeflemiþtir. Kurban kesmekle dinimizin bir emrine uyulmakta, saðlýklý, deðerli ve önemli bir mal Allah yolunda feda edilmekte, böylece insanlar, Allah`ýn emrine uyma ve cömert olma alýþkanlýðýný kazanmaktadýrlar. Kurban, can da dahil olmak üzere, bir mü’minin yeri geldiðinde bütün varlýðýný da Allah yolunda feda etmeye hazýr ve muktedir olduðunun sembolik bir göstergesidir. Kurban kesmenin sos- .C. Berlin Büyükelçiliði Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan, Frankfurt bölgesi Allendorf-Eder DÝTÝB Selimiye Camii ile Breidenbach DÝTÝB Mevlana Camii derneklerini ziyaret ederek, haným kollarý ve cemaatle biraraya geldi. T.C. Frankfurt Baþkonsolosluðu Din Hizmetleri Ataþesi Galip Akýn’ýn da hazýr bulunduðu ziyaretlerde Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan, her gittiðim dernekte hanýmlarýmýzýn, derneklerimizin yönetim kurullarýna girmesini dile getiriyorum” dedi. Arslan konuþmasýný þöyle tamamladý: “Nüfusumuzun yarýsýnýn haným olduðuna göre, kadýnlarýmýzýn ayný oranda derneklerimizin yönetimlerine girerek temsil edilmelerini son derece önemsiyorum. Olumlu sonuçlarýný da almaya baþladýk. T 17:39 Uhr Seite 11 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir yal ve iktisadi açýdan da bir takým faydalarý vardýr. Kurban bayramý sebebiyle milyonlarca hayvanýn kesildiðini ve geniþ çapta mal varlýðýna kýyýldýðýný ileri sürüp, kurban kesmenin ekonomik bakýmdan sakýncalý bir davranýþ olduðunu iddia edenler olabilir. Ancak kesilen kurbanlarýn dinimizde ifadesini bulan manada deðerlendirilmesi, israftan kaçýnýlmasý, ihtiyaç sahiplerinin ve çevremizdeki insanlarýn bundan istifade ettirilmesi, sosyal bünyemizde insani iliþkiler baðlamýnda faydalý neticeler ortaya çýkarmaktadýr. Kaldý ki bir sene boyunca zaten insanlarýn gýda ihtiyacýný karþýlamak için belirli oranda kesim yapýlmaktadýr. Kurban ibadetimizin yerine getirilmesiyle, besiciliðin teþvik edildiði, iþsizlere iþ sahasý açýldýðý, pazarlara bir hareket geldiði, bu iþle uðraþan insanlarýmýzýn belirli bir kazanç elde ettiði de bir gerçektir.* Dinimizin temizliðe ne kadar önem verdiði bilinen bir gerçektir. Müslümanýn hayatýnýn her safhasýnda, dinimizin bu prensibine hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 riayet etmesi gerekir. Kurban kesimi ile ilgili olarak bu prensibi tahakkuk ettirebilmek için, imkanlar oluþturulan yerlerde, kurban kesim iþlemleri ilgililerce önceden tespit edilen yerlerde yapýlmalýdýr. Bu husus, kurbanlýk hayvana ve kurban ibadetine karþý gösterilecek bir saygýnýn da gereðidir. Bir taraftan kurban ibadetimizi yerine getirirken, diðer taraftan insanlara davranýþlarýmýzla rahatsýzlýk vermemiz doðru bir davranýþ olmaz. SONUÇ Ýnsan, yaratýlýþý gereði kendi Yaratýcýsý ile yakýnlýk kurma ihtiyacý hisseden bir varlýktýr. Yüce dinimizde insanýn Yaratýcýsý ile yakýnlýk kurmasýný saðlayan sayýsýz yollar vardýr. Bütün ilahi dinlerde yer alan ve Allah’a yakýnlýk saðlamaya vesile olan þey anlamýndaki kurban ibadeti de bu yollardan biridir. Dinimizdeki kurban ibadeti, yüce Allah’a karþý engin ibadet duygusunu bize kazandýrýr. Kurban, fert ve toplum hayatý açýsýndan çok çeþitli iþlevi olan mali bir ibadettir. Bu ibadetimiz, kendisinden hedeflenen insani ve sosyal manalar özümsenerek ifa edilmelidir. Olgun insan kimliðimizin oluþmasýnda ve bu özelliðimizin devam ettirilmesinde en önemli unsur dini olgulardýr. Böylesine ulvi duygularla mücehhez bireylerin oluþturduðu toplumlar insanlýk camiasý içinde daha uyumlu, daha paylaþýmcý ve hoþgörülü olurlar. Hizmet bölgemiz olan Hessen Eyaletinde bulunan, Türk ve Alman vatandaþý olan, bayramý idrak eden deðerli kardeþlerimizin, bütün Müslümanlarýn Kurban Bayramlarýný Frankfurt Baþkonsolosluðu Din Hizmetleri Ataþesi olarak tebrik eder, içinde yaþadýðýmýz toplumda, ülkemizde, Alem-i Ýslam`da ve bütün yeryüzü coðrafyasýnda hayýrlarýn fethine, þerlerin def’ine vesile olmasýný niyaz eder, terörün, savaþýn, zulmün, cehaletin maðlup olduðu bir dünya temenni ederim. 1-Zuhayli, Vehbe Ýslam Fýkhý Ansiklopedisi, IV,391. Feza Yayýncýlýk, Ýstanbul, 1994. Ali Bardakoðlu, DÝA, XXVI, 435-436. 2-Taberî, Muhammed Ýbn Cerir, Câmi’u’l-Beyân An Te’vîli Sadi Arslan, AllendorfEder ve Breidenbach Derneklerini Ziyaret Etti Bazý derneklerimizin yönetim kurullarýna bayan kardeþlerimiz girmeyi ba- þarmýþlardýr. DÝTÝB olarak bugün itibariyle eskiye nazaran çok iyi bir noktaya geldik. Gerek derneklerimizin ulaþtýðý sayýsal çokluk, gerek va- 11 Âyi’l-Kur’ân, Vl, 527. Süleyman Ateþ, Yüce Kur’an’ýn Çaðdaþ Tefsiri, II,510. Yeniufuklar Neþriyat, Ýstanbul, 1989. 3-Taberi,,IX,150; Ateþ, VI, 26. 4-Taberi, IX,152,160; Ateþ , VI, 28. 5-Buhari, Bedu’l-vahy, 1. I, 2. 6-Tirmizî, Edâhî 1.IV,83; Ýbnu Mâce, Edâhî 3. II,1045. 7-Buhârî, Hacc, 117, 2,185; Ýbnu Mâce, Edâhi 1.II,1043. 8-Züheylî, IV,395. 9-ÝSAM Ýlmihal, II,5. * Ýbn Rüþd, Ebu’l-Velid Muhammed b. Ahmed, Bidayetü’lMüctehid ve Nihâyetü’l-Muktesýd, I, 347, Ahmet Kamil Matbaasý, 1333, Ýstanbul. Þirbini, Hatîb Þemsüddin Muhammed Muðni’l-Muhtac ila Marifeti Meâni’lElfazi’l-Minhac , IV,282, Mýsýr, 1958. Ýbn Kudâme, el-Makdisi, Abdurrahman b. Muhammed. eþ-Þerhu’l- Kebir, Xl, 94Matbaatu’l-Menar, Mýsýr, 1348. * Kurtubi, 22/34 âyetinin tefsirinde. * Ýbn Mace, Edahi,2. II,1044. * Ýbn Hümâm, Muhammed b. Abdulvâhit, Þerhu Fethu’lKadir, VIII,467. Daru Ýhyai’t-Türasi’l-Arabî, Beyrut, tarihsiz. * Buhari, Iydeyn, 23. II,11; Ýbn Mace, Edahi,12. II,1053. * Müslim, Edahi, 7. II,1565. * Zuhayli, IV,406. * Tirmizi, Edahi, 5. IV,86. * Buhari, Edahî,1. VI,234. * Müslim, Hac,19. I,892. * Süleyman Uludað, Ýslamda Emir ve Yasaklarýn Hikmeti, 100-101. TDV Yayýnlarý, Ankara, 1988. tandaþlarýmýza yönelik olarak verdiðimiz hizmetin çeþitliliði bakýmýndan, gerçekten gýpta edilecek bir konumdayýz. Çocuklarýmýzýn eðitimleri, bizim olmazsa olmazlarýmýzdandýr. Mutlaka yavrularýmýzýn üniversitelerde okumalarý lazým. Bunun için, veliler, derneklerimiz, Din Hizmetleri Ataþelerimiz ve cemaatimiz olarak, el ele verip, eðitimle ilgili ne gerekiyorsa, onlarý yapmak zorundayýz” dedi. Haným kollarýnýn bayan din görevlisi talebine Din Hizmetleri Ataþesi Galip Akýn, “Gönül ister ki her derneðimizde bayan din görevlimiz olsun. Ama bu mümkün deðil. Belli günlerde takvimize alýrýz burada bir program yaparýz. Bizler sizin için varýz” dedi. Ziyaretler haným kollarýnýn hazýrladýðý ikramlarýn sunumu ile sona erdi. 30. sayi sayfalar 30.04.2009 17:39 Uhr Seite 12 12 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir GMG Hacý Adaylarý, 18. Kafilesi Nürnberg Havaalanýndan THY ile Kutsal Beldelere Tekbirler, Telbiyeler ve Dualar eþliðinde uðurlandý. IGMG Kuzey Bavyera Kafilesine kayýt yaptýran Hacý Adaylarý, aldýklarý eðitim seminerlerinden sonra, duygusal bir uðurlama proðramý ile güzel ve Kutsal Þehir Mekke’ye uç- Ý ürnberg Merkez Camiinde 65 (altmýþbeþ) Hacý adayýnýn, yaklaþýk 500 (Beþyüz) kiþilik davetlilerinin de katýldýðý proðrama ilgi büyüktü. Pazar Günü öðle namazýna müteakip, Cemiyet Ýmam Hatibi; Hüseyin Hoca Efendi ve Öðrencisi Fatih Maraþlýoðlu’nun okuduðu Kur’an-ý Kerim- N anover Havalimanýndan IGMG Kuzey Ruhr kafilesi IGMG Ruhr A´dan ve IGMG Bremenden de hacýlarýn katýlýmý ile kafile uðurlandý. Havalimanýnda yapýlan merasimde bir selamlama konuþmasý yapan IGMG Kuzey Ruhr Bölge Baþkaný ve Kafile Baþkaný Murat H hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 IGMG Kuzey Bavyera Kafilesi de Kutsal Topraklara Uçtu tular. Bütün iþlemlerin tamamlanmasýndan sonra, ÝGMG Hac Sorumlusu Emrullah Yayla, Hacý adaylarýna çeþitli bilgilendirmelerden sonra, Haclarýnýn Meb- rur olmasýný dileyerek hacý adaylarýnýzý selamladý. IGMG Kuzey Bavyera Bölge Baþkaný Bilal Demiroðlu; Kafile Baþkaný Ýhsan Saðlam Hoca ile Grup Baþkaný Þadi Altuntaþ’ý tanýt- týktan sonra, yaptýðý kýsa konuþmada; ‘Henüz Hacý adayýsýnýz. Kabul olmuþ Haccýn karþýlýðý, ancak Cennet ve Cemalullahtýr. Birbirinizi üzmeyin, dolayýsýyla þeytaný sevindirme- IGMG Kuzey Bavyera Hacý Adaylarý Eðitim Semineri ve Hac Yemeðine katýlým yoðundu lerle proðrama baþlandý. Bölge hac Sorumlusu Erol Ergün’ün Hacý adaylarýný yoklama yapýp tanýttýktan sonra, Projöktürle perdeye yansýtarak hacý adaylarýna, yolculuk ve Haccýn Menasýklarý hakkýnda bilgilendirme semi- neri verdi. Hoca Efendilerin okuduðu ilahiler ve kasideler hacý adaylarýný ve davetlileri oldukça duygulandýrdý. IGMG. Kuzey Bavyera Bölge Baþkaný Bilal Demiroðlu yaptýðý konuþmada, hacý adaylarýný ve da- vetlileri, adeta o mukaddes beldelere götürüp-getirdi. Kafile Baþkaný; Ýhsan Saðlam Hoca ile Grup Baþkaný Þadi Altuntaþý, Hacý adaylarýna tanýttýktan sonra, bu Hac yolculuðunda, seven veya sevmeyen herkesin ‘Hac Milli Görüþ ile IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi Hacýlarý Kutsal Topraklara Dualarla Uðurlandý Ýleri: “Ben de en az sizler kadar heyecanlýyým! Rabbim nasip etti sizlerle 4 haftalýk kutsal bir yolculuk yapacaðýz. Ýstanbul´dan itibaren sizlere rehberlik yapacaðým” diyerek; sözü IGMG Hac Sorumlusu Tahir Köksoy`a býraktý. Tahir Köksoy: “Hacý adaylarýmýza IGMG ile hacca gitmeyi seçtiðinizden dolayý he- pinizden Allah razý olsun. Evet haklýsýnýz IGMG Hac Organizesi takdir almýþtýr, biz de en iyi hizmeti sunmaya hazýrýz. Haccýnýz þimdiden mübarek olsun. Yolunuz açýk olsun” dedi. IGMG Bremen Bölge Baþkaný Zeki Baþaran ve IGMG Ruhr A Bölge Baþkaný Özcan Bey de birer selamlama konuþmasý yaptýlar. IGMG Kuzey Ruhr Bölge Hatiplerinden Mehmet Efe Hocaefendi dualar ederek hacý adaylarý uðurlandý. haber yin. Hac Milli Görüþ ile bir baþkadýr. Bu hac yolculuðunuzda IGMG.yi yani ‘Ýslam Toplumu Mili Görüþü’ tercih ettiðiniz için sizi tebrik ediyorum. Bize en kaliteli hizmeti sunan Teþkilatýmýzýn mensuplarýna Kalbi Teþekkürlerimi sunuyorum. Haccýnýz Mebrur olsun’ dedi. Hacý adaylarý dualarla uðurlandý. bir baþkadýr’ övgüsünü ve sevgisini kazanan teþkilatýmýzý tercih ettiðiniz için ayrýca sizleri tebrik ediyorum. Haccýnýz mebrur, Sa’yiniz meþkur, dualarýnýz ve amelleriniz makbul olsun” dedi. Seminerlerin bitiminden sonra misafirlere ikramlarda bulunuldu. Bayram Tebrik Mesajý IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi ve Hayat Gazetesi okuyucularýnýn Mübarek Kurban Bayramlarýný tebrik ederim. Bayramýn Ýslam alemine ve Tüm Ýnsanlýða hayýrlar getirmesini Cenab-ý Allah`tan niyaz ederim. IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi Adýna Bölge Baþkaný Murat Ýleri 30. sayi sayfalar 30.04.2009 dosya Kurban Kavramý: Kurban sözlükte, “yaklaþmak” anlamýna gelir. Fýkýh dilinde, bu sözlük manasýna uygun olarak, “Allah’a yaklaþmak için kesilen hayvan” anlamýnda kullanýlýr. Kur’an-ý Kerim’de “mensek”, “nüsük” ve “zibh” kelimeleri, bazen kurban manasýna gelmektedir. Kurban kelimesi, geniþ anlamda bütün kurban çeþitlerini, dar anlamda ise sadece udhiye (bayram) kurbanýný içine alýr. Kurbanýn Hükmü ve Delili: Kurban kesmek; zekât, bayram namazlarý ve fitreyle birlikte hicretin ikinci yýlýnda meþru kýlýnmýþtýr. Eyyam-ý Nahir’de (kurban bayramý günlerinde) Allah’a yaklaþmak için, ibadet niyetiyle kesilen özel hayvanlara Udhiye denir. Kurban deyince, dilimizde, diðer türleri bir yana býrakýlarak, sadece udhiye kurbaný anlaþýlýr. Kurbanýn Amaçlarý ve Ýþlevleri: Udhiye kurbaný, hayat nimetine þükür, Allah’ýn bu günlerde oðluna bedel olarak koç kesme emrini yerine getiren Ýbrahim (as) Peygamberin mirasýný diriltmek, sýrata binit hazýrlamak, günahlarýn affý, hatalarýn yok edilmesi için kesilir. Hac: 22/34 ayetinde, her ümmete kurban kesmenin meþru kýlýndýðý, bunun sebebinin de Allah adýnýn anýlmasý olduðu belirtilir. Bu da göstermektedir ki kurban, Allah’ýn hatýrlanmasý ve O’nun rýzasýnýn kazanýlmasý için emrolunmuþtur. Sayýsýz nimetlere bir þükür vesilesi ve Allah rýzasýnýn kazanýlmasý için kurban bir fýrsattýr. Nitekim, Kevser: 108/1-2 ayetlerinde, Kevser nimetine bir þükran olarak kurban kesilmesi istenmektedir. Hakikatte, kesilen kurbanýn, ne eti, ne de kaný Allah’a gerekli deðildir. Allah bu vesileyle sadece mü’minlerin, takvalarýna, takarrub (yakýnlaþma) hislerine bakmaktadýr. Nitekim bir ayette de “Kurbanlarýn ne etleri, ne de kanlarý Allah’a ulaþacaktýr. Allah’a, ancak sizin takvanýz ulaþýr. Size olan hidayetine 17:39 Uhr Seite 13 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 Kurban ile ilgili bilinmesi gerekenler... karþý, Allah’ý büyük tanýmanýz içindir ki, O, bunlarý böylece sizin emrinize vermiþtir. Ýyilik yapanlarý müjdele.” (Hac, 22/37) buyurularak bütün açýklýðýyla ifade edilmiþtir. Saffat: 37/102-109 ayetlerinde de kurban kesmek, sýrf Allah rýzasý için emredilmiþtir. Bu emre itaatin ödüllendirileceði de vaat edilmiþtir. Ayrýca, Ýsmail (a.s.) Peygamberin hatýrasý bizlere ibret Prof. Dr. Vecdi AKYÜZ olarak býrakýlmýþ ve böylelikle babasý Hz. lere karþý sert ifadeler kulÝbrahim ve oðlu Hz. Ýsma- lanmaktadýr. Hicretin ikinil’in iyi bir namla anýlmasý ci yýlýndan bugüne kadar saðlanmýþtýr. bütün Müslümanlarýn kurHer yýl Müslümanlar ban kesmeleri, bir icma-ý tarafýndan binlerce kurban ümmet meydana getirmiþkesilmektedir. Bu bir Müs- tir.? lümanýn Allah’a ibadet ve Kurbanýn Vacib Olmasý O’nun emrine sarýlmak 1) Ýslam: Bir ibadet oliçin her þeyi feda edebile- masý dolayýsýyla kurban, ceðinin sembolüdür. yalnýz Müslümanlara vaKurban Yükümlüsü: ciptir. Kurbanýn temeli: 2) Zenginlik: Kendisine Sebebi: Kurbanýn vacip fitre ödemek vacip olan olmasýnýn sebebi vakittir. mükelleflerin kurban kesVakit tekrar ettikçe, yani mesi de vaciptir. bir Müslüman þartlarýný ta3) Ýkamet: Zorluk ve sýþýdýðý halde, ömrü boyun- kýntýlarý ortadan kaldýrca kurban bayramýna ulaþ- mak için, yolculara kurban týkça, kendisine kurban kesmek vacip deðildir; ankesmenin vacip olmasý da cak nafile olarak kesmesi tekrar eder. caizdir. Rüknü: Kan akýtma, Vakit: Kurban, eyyam-ý kurbanýn rüknüdür. Bu se- nahir denen, kurban baybeple, kesilen kurbanýn sa- ramýnýn birinci, ikinci ve hih olabilmesi ve etinin ye- üçüncü günlerinde vacip nebilmesi için, kan akýtma olur: Bu günler gelmezden olmadan herhangi bir þe- önce kurban kesmek vacip kilde öldürülmemesi gere- deðildir. Vakit, Kurban kir. Kan akýtmak, illeti akýl- bayramýnýn birinci günü la anlaþýlmaz olduðundan, fecri sadýðýn doðuþuyla gibunun yerine baþkasý, me- rer ve üçüncü gün güneþin sela aynýný ve deðerini ta- batmasýna kadar devam sadduk, kurban yerine geç- eder. Bu vakit, namazda olmez. duðu gibi geniþtir: Hangi Gerekli þartlarý taþýyan- vakitte kesilir veya vakit lara kurban kesmek vacip- sona ererse, vacip olmasý tir. Bu, sünnet-i ayn- müek- da buna göre kesinleþir ve artýk zimmete borç olarak kede olarak ifade edilir. Hz. Peygamber’in biz- geçer. Kurban mükellefliðinin zat kurban kestiði nakledidüþmesi lir. Hatta bir hadiste, “Hali 1) Kurbanlýðýn Ölmesi: vakti müsait olup da kurZengin bir kimsenin alban kesmeyen mescidimidýðý kurban ölürse, yerine ze yaklaþmasýn” (Ahmed baþkasýný almasý gerekir. bin Hanbel, Müsned, Fakirin aldýðý kurban 2/321) þeklinde kesmeyen- ölürse, yerine yenisini almak gerekmez. 2) Kurbanlýðýn Kaybolmasý: Zengin bir kimsenin kaybolan ilk kurbaný bulunduðunda, aldýðý ilk kurbaný kestiyse ikincisini de kesmesi gerekmez. Fakat, ikinci olarak aldýðýný henüz kesmeden, birinci bulunursa, hakkýnda herhangi bir kurbaný kesmek vacip olduðundan dilediðini keser. Ýkinci de kesilmeden eyyam-ý nahir geçerse ve birinci bulunursa, daha fiyatlý olanýn farký tasadduk edilir. Fakirin birinci kurbaný kaybolduðunda, ikinci bir kurban aldýysa, bunu kessin veya kesmesin, ikisini de kesmek zorundadýr. Ýkinciyi alýnca, ikinci bir borç altýna girmiþ olur. Çünkü fakirin bu borcu adak gibidir, ikinci bir kurban gerekmez. Kaybolan kurban yerine yenisi alýndýðý halde, kesmeden eyyam-ý nahir geçse ve sonra ikincisi bulunsa, hayvanlarýn her ikisi de kesilmez; deðerli olaný zengin sahibi tarafýndan tasadduk edilir. Adak kurbaný ölür veya kaybolursa, hem zenginden, hem fakirden borç düþer, yenisini almak gerekmez. Kabir (Ölü) Kurbaný 1) Vasiyetsiz Kesilen Kabir Kurbaný: Ölü için kurban kesmek caizdir. Kabir kurbanýnda da bayram kurbanýnýn þartlarý aranýr. Kendi arzusuyla kurban keserek sevabýný ölüye baðýþlamak isteyen, kimse yýlýn herhangi bir gününde kesebilir. Ancak arefe günü kesmesi efdaldir. Zira arefe günü kesilince fakir fukara etleri bayramdan hemen önce alacak ve daha fazla sevineceklerdir. Kabir kurbanýnýn bayram günleri kesileceði görüþü de bulunmaktadýr. Bununla birlikte bu görüþe göre kurban niyetiyle kesilecekse bayram günleri, sadaka olarak ke- 13 silecekse arzu edilen günlerde kesilebilir. Vasiyetsiz olarak kesilecek kabir kurbanýn etinden sahibi ve ailesi yiyebilir. 2) Vasiyet Üzerine Kesilen Kabir Kurbaný: Vefat edenin vasiyeti üzerine kurban kesilebilir. Ölmeden önce bir kimse kurban kesilmesini vasiyet etse ve ölse, mirasçýlarý tarafýndan kesilecek kurban mutlaka bayram günlerinde kesilmelidir. Çünkü bu durumda vasiyet edilen kurbana kurban kelimesi kullanýlmasýndan dolayý özel vakit þartý girmiþ olacaktýr. Vasiyet üzerine kesilen kurbandan mirasçýlar faydalanamazlar. Kurbanýn tamamýnýn tasadduk edilmesi gerekir. Ölünün vasiyeti olmadan onun parasý ve malýyla kesilen kurban da vasiyet üzerine kesilmiþ gibi iþlem görür. Kesimin Sahih Olmasý Kesenle Ýlgili Þartlar: Allah’a Yakýnlaþma: Kurbanýn sahih olmasý için kesenin niyeti, Allah’a yakýnlaþma olmalýdýr. Bunun dýþýndaki niyetlerle kesilen hayvanlar, kurban yerine geçmez. Niyetin, aslýnda kalple yapýlmasý gerekir; ancak dille de yapmak uygun olur. b) Niyetin Kesime Bitiþik Olmasý: Namazda iftitah tekbirinde olduðu gibi, kurban keserken de niyetin kesme iþlemiyle birlikte olmasý gerekir; bu þart, ancak zaruret halinde, mesela kesim baþlayýnca düþer. c) Ortaklýðýn Doðru Olmasý: Ortaklarýn hepsi Müslüman olmalýdýr. Koyun ve keçi, ancak bir kiþi için kurban edilebilir. Deve ve sýðýr, yedi kiþiye kadar ortaklar arasýnda kurban edilebilir. Bir kiþi, kendi baþýna kesmek üzere aldýðý sýðýr ve deveye, sonradan altý veya daha az sayýda kiþiyi ortak edebilir; ancak bu hareket tarzý mekruhtur. Yalnýzca fakir, bu durumda hiç kimseyi ortak edemez; çünkü onun bu hayvaný adak gibidir. Her ortaðýn kurbanlýk sýðýr veya devenin en az yedide birine sahip olmasý gerekir. Udhiye kurbaný, þükür hedyi, ihsar ve av cezasýna ait hedyler vb.de her ortaðýn niyeti kurban, hedy, kefaret gibi Allah’a ibadet ol- 30. sayi sayfalar 30.04.2009 14 malýdýr. Ortaklarýn, birinin niyeti et, diðeri bambaþka bir gaye, bir diðeri de takarrub (ibadet) için kesmek üzere ortak olmasý halinde, hepsinin kestiði batýl olur. Ortak olarak kesilecek kurbanlarda her ortaðýn niyetinin ayný, mesela hepsininki udhiye ve hepsininki þükür hedyi olmasý þart deðildir. d) Kurban Sahibinin Kesme Ýzni Vermesi: Kurban vekâlet yoluyla da kestirilebilir. Bu durumda rankfurt bölgesi Korbach DÝTÝB Beyazýt Camii, düzenlenen törenle ibadete açýldý. Toplam 1750 metrelik alan üzerine kurulan Korbach DÝTÝB Beyazýt Camii, 1100 metrekare kullaným alanýnda yer alan hizmet birimleriyle birlikte tamamlanarak hizmete açýldý Açýlýþ törenine, T.C. Berlin Büyükelçiliði Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan, T.C. Frankfurt Baþkonsolosluðu Din Hizmetleri Ataþesi Galip Akýn, Korbach Belediye Baþkaný adýna Wilhelm Kappelmann, Protestan Kilisesi Dekaný Bernd Böttner, Katolik Kilisesi Dekaný Wisse Giesbert, bölge DÝTÝB dernekleri din görevlileri ve dernek yöneticileri ile çok sayýda Türk ve Alman davetli iþtirak etti. Türk ve Alman milli marþlarýnýn ardýndan, Kur’an-ý Kerim tilaveti ile açýlýþý yapýlan programda, Korbach DÝTÝB Beyazýt Camii Din Görevlisi Mahmut Peker’in selamlama konuþmasýnýn ardýndan Dernek Baþkaný Yasin Sümer, caminin yapým aþamalarý ile ilgili bilgi verdi. Sümer, bilhassa Alman komþularýna gösterdikleri yardýmseverlik ve anlayýþtan dolayý teþekkür ettiði konuþmasýnda: “Bizleri böyle güzel mabede kavuþturan Yüce Rabbimize hamd ediyoruz. Bu caminin yapýmýnda emeði geçen herkese çok çok teþekkür ediyorum“ dedi. Korbach Belediye Baþkaný adýna Wilhelm Kappelmann, Protestan Kilisesi Dekaný Bernd Böttner ve Katolik Kilisesi Dekaný Wisse Giesbert de yaptýkla- F 17:39 Uhr Seite 14 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir vekâlet, kurbanlýk alým ve kesimini de kapsayabilir. Özellikle ülke içinde veya dýþýnda daha ihtiyaç sahibi ülkeler ve bölgeler için çeþitli vakýf ve dernek gibi örgütlere vekâlet verilebilir. Aranan tek þart, örgütün güvenilir, kurbaný her yönüyle amacýna uygun kesen, etlerini, derilerini ve diðer aksamýný doðru yerlere ulaþtýran bir örgüt olmasýdýr. Böyle durumlarda, vekâletin kurban bayramýndan önce veya bayramdaki kesim günlerinde hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 uygun zamanda verilmesi, taraflar için yararlý ve doðru olur. Kesen baþkasý olunca, kurban sahibinin açýk veya delalet yollu izninin bulunmasý gerekir. e) Besmele Çekmek: Besmele, tezkiyenin sahih olma þartlarýný incelerken geniþçe ele alýnmýþtý. f) Özel Vaktinde Kesmek: Udhiye kurbanýnýn sahih olmasý için, özel vaktinde, yani eyyamý nahir veya kurban bayramý günleri denen Zilhicce ayýnýn on, onbir ve onikinci gününde kesilmesi gerekir. Kurbanýn gece kesilmesi kerahatle caizdir. Kurbanýn son kesim vakti, bayramýn üçüncü günü güneþin batmasýyla biter. Kurban, belirtilen vakit içinde kesilmeyince, borç düþmeyip zimmette kalýr; ancak kurbanýn kesilmesi caiz deðildir. Kan akýtmak artýk tasadduka dönüþür. Zengin kimse, kurbanlýk hayvaný satýn aldýysa, onu canlý veya bedel olarak, sa- Korbach DÝTÝB Beyazýt Camii Ýbadete Açýldý rý konuþmalarýnda, "Bu mabed Korbach’ýn silüetine ayrý bir renk katacaktýr. Diyaloglarýmýz, komþuluklarýmýz bundan sonra da artarak devam edecektir. Burasý da Allah’ýn evi, biz de Alllah’ýn evinde olmaktan mutluyuz. Bu mabedin hayata geçirilmesinde emeði geçen herkesi tebrik ediyor, hayýrlý ve uðurlu olmasýný diliyoruz“ dediler. Din Hizmetleri Ataþesi Galip Akýn yaptýðý konuþmada, "Gayret ve emeklerini birleþtirerek bu mabedi meydana getirmeye niyetlenen ve bunu baþaran herkese teþekkür ediyorum. Bizim amacýmýz sadece ibadet mekaný oluþturmak deðildir. Çünkü dinimizde yeryüzünün her yerinde ibadet yapýlýr. Ancak çocuklarýmýzýn, gençlerimizin ve hanýmlarýmýzýn eðitimleri için camilere ihtiyaç vardýr. Eðitim ve kültür yuvalarý olan derneklerimize ihtiyaç vardýr. Biliyoruz ki, çocuklarýn eðitimi, aile eðitiminden geçer. Biz aileyi ne kadar geliþtirebilirsek, mesleki, kültür ve dini bakýmdan ne kadar donatabilirsek, çocuklarýmýz da o kadar geliþmiþ olacaktýr. Bu mabed her iki toplumun tanýþmasýnda ve barýþ içerisinde yaþamasýnda köprü olacaktýr. Her iki dinin öðrenilmesi ve birbirine saygý duyulmasý ahlakýn gereðidir. Terör ve zulümden uzak, barýþ ve huzur içerisinde bir dünya diliyor, teþriflerinizden dolayý herkese teþükkür ediyorum" dedi. Camilerin sadece ibadet yerleri olmadýðýný belirten Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan: “Dinimizin ilk önceliði arasýnda yer alan cami yapým konusunu, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hayatýnda da çok iyi bir þekilde görüyoruz. Cami okuldur, toplanma yeridir, insanlarýn biraraya gelip kendi sorunlarýný çözdüðü yerdir, hastanedir, meclistir. Avrupa’daki camilerimiz verdikleri hizmet anlayýþlarýyla bizleri o döneme götürüyor. Almanya’daki camilerimizde sadece ibadet yapýlmýyor. Buralarda yavrularýmýz eðitim görüyor, belli yaþlardaki insanlar biraraya geliyor, caminin kütüphanesinde kitap okuyorlar, dertleþiyorlar, hanýmlarýmýz hanýmlar bölümlerinde faaliyet gösteriyorlar, gençlerimiz kendilerine ayrýlan mekanlarda biraraya geliyorlar. Camilerde herkes için bir ayrý bir mekan ve herkes için bir uðraþ vardýr. Hiç kimseyi dýþarýda býrakmýyor. Camilerin sayýsýnýn dosya týn almadýysa, bedel olarak tasadduk eder. Hayvanýn hiçbir þeyinden faydalanamaz, etinden yiyemez. Bununla birlikte, kurbanlýk kesilirse, ayný hükümlere uyularak yemeden ve noksanlýk getirmeden tasadduk edilir, bunlara uyulmazsa deðerleri ödenir. Fakir kimse ise, kurbaný canlý olarak tasadduk etmek zorundadýr, ondan hiçbir þekilde faydalanamaz. artmasý diyaloglarýn ve birlikteliðin de artmasý demektir. Biz camilerimizi uyumun merkezleri olarak görüyoruz. Bunun dýþýnda, bizim camilerimizden dostluðu bozacak, toplumu huzursuz edecek herhangi bir faaliyet kesinlikle olamaz. Camiler barýþ ve huzur yerleridir. Alman resmi makamlarýna, Alman komþularýmýza, dernek yetkililerimize ve bütün vatandaþlarýma teþekkür ediyorum“ dedi. Arslan, barýþa ve hoþgörüye sahip olmak adýna yapýlan bu eserin yapýmýnda ve desteðinde büyük emeði olan herkese ve özellikle kadýn kollarýna teþekkür ederek, Korbach DÝTÝB Beyazýt Camii Dernek Baþkaný Yasin Sümer’e, caminin yapýmýnda emeði geçenlere göstermiþ olduklarý üstün baþarý ve gayretlerinden dolayý bir plaket takdim etti. Korbach DÝTÝB Beyazýt Camii’nin açýlýþ kurdelasý, T.C. Berlin Büyükelçiliði Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan, T.C. Frankfurt Baþkonsolosluðu Din Hizmetleri Ataþesi Galip Akýn, Korbach Belediye Baþkaný adýna Wilhelm Kappelmann, Protestan Kilisesi Dekaný Bernd Böttner, Katolik Kilisesi Dekaný Wisse Giesbert ve Korbach DÝTÝB Beyazýt Camii Dernek Baþkaný Yasin Sümer tarafýndan kesilerek hizmete açýldý. Program, derneðin folklor ekibinin gösterilerinin ardýndan, caminin bölümlerinin gezilmesi ve kadýn kollarýnýn hazýrladýðý ikramýn misafirlere sunulmasýyla sona erdi. 30. sayi sayfalar 30.04.2009 17:39 Uhr Seite 15 30. sayi sayfalar 30.04.2009 17:39 Uhr Seite 16 30. sayi sayfalar 30.04.2009 tanýtým GMG Kuzey Ruhr Detmold Þubesi Baþkaný Ömer Ayhan cemiyetlerindeki hizmetleri þöyle dile getirdi: “Eðitimde hizmetlerimiz: Camimizde çocuklarýmýzýn kendi dinini, tarihini, kültürünü, ahlakýný öðrenmeleri ve yaþamalarý için her haftasonu saat 10:00 ile 14:00 arasý bay ve bayan eðitimcilerle sýnýflarýmýzda yaþ grubuna göre eðitim yapýyoruz. Ayrýca her ayýn ilk haftasýnýn Cumartesi günlerini çocuklarýmýzýn sýkýlmamasý için futbol, Tedyland, Kuþ Parký, Piknik, Bayramlaþma þölenleri düzenliyoruz. Her ayýn ilk haftasýnýn Pazar günlerini de tatil ilan ediyoruz. Bunun dýþýnda gençlerimize yönelik haftasonlarý gençlik lokalimizde dersler I 17:39 Uhr Seite 17 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi Detmold Þubesi Tanýtým ve Eðitim Hizmetleri veriyoruz. Hafta içi de sportif aktiviteler sunuyoruz. Genç kýzlarýmýza yönelik ise haftada iki gün olmak suretiyle dersler, ev sohbetleri düzenliyoruz. Ayrýca yatýlý seminerler, hastahane ve esnaf ziyaretleri ve Cuma akþamlarý da gönül sohbetleri yapýyoruz. Özel gün ve gecelerde cami cemaatimiz ile bir araya gelip ilahiler, sohbetler ve zikirlerle ihya ediyoruz. Camimizi baþka dine mensub insanlara tanýtmak için senede iki defa olmak üzere “Açýk Kapý Günleri“ düzenleyerek; bay ve bayan görevliler ile Almanca ve Ýn- gilizce olmak üzere Ýslamiyet hakkýnda ziyaretçilere açýklamalarda bulunuyoruz. Bu konuda da yoðun ilgi görüyoruz. Her yýl 3 gün süren el emeði göz nuru hat sanatlarý, el iþleri, ziyafetler, hediyeler ve ilahili kermesler düzenliyoruz. 17 Bay ve Bayanlarýmýza yönelik olmak üzere ev sohbetleri, Kur´an-ý Kerim hatimleri, Ramazan aylarýnda mukabeleler, iftar programlarý yapýyoruz. Cemaatimize yönelik her Pazar sabah namazýndan sonra zikirler yapýlarak ardýndan sýcak çorba ile ikramlarda bulunuyoruz. Bölgemizin düzenlediði toplantýlarýna eksiksiz katýlmaya özen gösteriyoruz. Biz Þube Yönetim Kurulu olarak her Cuma günü yönetim kurulunu toplayýp istiþareler yapýp kararlar alýyoruz” Biz Hayat Gazetesi olarak sorduk; Baþkan açýkladý. Bu ilgiden dolayý da Detmold Cemiyet Baþkaný Ömer Ayhan gazetemize teþekkür etti. 30. sayi sayfalar 30.04.2009 17:39 Uhr Seite 18 30. sayi sayfalar 30.04.2009 17:39 Uhr dosya slâm ümmetinin iki bayramý vardýr: Biri Kurban Bayramý, diðeri de Ramazan Bayramýdýr. Ýslâm kardeþliðinin perçinlendiði bu mübarek günler, Müslümanlarýn sevinç ve mutluluk günleridir. Hz. Peygamber Mekke’den Medine’ye hicret ettiði zaman, Medinelilerin iki bayramý olduðunu öðrendi. Medineliler bu bayramlarýnda oyun oynar ve eðlenirlerdi. Bu durumu gören Hz. Peygamber Allah Teâlâ size kutladýðýnýz bu iki bayrama bedel olarak daha hayýrlýsýný, Ramazan Bayramý ile Kurban bayramýný lûtuf olarak vermiþtir.”1 buyurdu. Hz. Ayþe (ra) validemiz anlatýyor: “Bir bayram günü Habeþîler kalkan ve mýzrak oyunu oynuyorlardý. Bunlara bakmak için ya ben Hz. Peygamber’den izin Ýstedim veya O “Bakmak istiyor musun?” diye bana sordu (iyice hatýrlamýyorum). Ben “Evet” dedim. Bunun üzerine beni arkasýnda yanaðým yanaðýna deðecek þekilde ayaküstü durdurup, oyun oynayanlara “Haydi devam edin Erfideoðullarý!” buyurdu. Nihayet ben usanýnca artýk yeter mi?” diye sordu. “Evet” dedim. “Öyleyse git!” buyurdular.”2 Buhârî’de gelen bir rivayetinde, Peygamberimizin de bulunduðu bir yerde bayram günü def çalýp, halk ezgileri söyleyen küçük kýzlara Hz. Ebu Bekir (ra) efendimizin çýkýþmasý üzerine: “Ya Ebu Bekr! her ümmetin bir bayramý vardýr, bu da bizim bayramýmýzdýr” 3 buyurmuþ ve bu günlerde yapýlacak meþru eðlence ve sevinç izhar etme keyfiyetine cevaz vermiþlerdir. Düðünlerde olduðu gibi, bayramlarda da sevinçli olduðunu açýkça göstermek için, Ýslâm’a aykýrý olmayacak þekilde eðlenceler tertiplemek caizdir. Hatta bayramlarda sevinçli olduðunu açýkça ortaya koymak Ýslâm’ýn prensiplerindendir.4 Bayramlarda yapýlmasý mendup (dinimizin güzel gördüðü) hususlar vardýr, þöyle ki: Bayram sabahýnda erken kalkmak, yýkanmak, gusletmek; misvak Ý Seite 19 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 Bayram, Kurban Bayramý ve Bayramlaþmanýn Önemi kullanmak, güzel koku sürünmek; en güzel elbisesini giyinmek; Allah’ýn verdiði nimetlere þükretmek için sevinçli ve neþeli görünmek menduptur. Ayrýca: Ramazan Bayramý’nda sabahleyin camiye gitmeden önce tatlý bir þey yemek. Varsa bunun hurma olmasý ve bir, üç, beþ gibi tek adetli olmasý; Kurban Bayramý’nda kurban kesecek kimsenin onun etinden yemesi için namazdan önce bir þey yememesi güzel bir davranýþtýr. Sonra namaza erken davranýp sabah namazýný mahalle mescidinde kýlarak bayram namazý için, varsa namazgâha ve büyük camiye gitmek; namaza giderken Ramazan Bayramý’nda içinden ve Kurban Bayramý’nda açýktan tekbir getirmek; dönüþte mümkün ise baþka yoldan gelmek; müminlere rast geldikçe güler yüzlü olmak ve tatlý söz söylemek; gücü yettiðince çok sadaka vermek menduptur.5 Bütün bunlarýn dýþýnda çocuklar, bilhassa öksüz ve fakir çocuklar sevindirilir; akraba, eþ ve dost ziyaretleri yapýlarak, hâl hatýr sorulur. En önemlisi, aralarýnda dargýnlýk olanlar barýþtýrýlýr. Bayramlarýn sosyal hayatta da faydalarý büyüktür. Biteviye akýp giden M. Hulusi ÜNYE sosyal hayatýn monotonluðu bayram gibi önemli günlerle kesilerek fakirler hatýrlanmakta, yetimler sevindirilmektedir. Bu þekilde Ýslâm’ýn emrettiði gerçek kardeþlik sözden fiile geçirilmektedir. Müslümanlar birbirlerinin bayramlarýný, ya karþý karþýya gelerek ya da mektup, tebrik veya telefon gibi haberleþme vasýtalarýyla tebrik etmeli ve uzun zaman hatýrlanmayan dostlar ve ahbaplar bu vesile ile hatýrlanmalýdýrlar. Bayramlar, yenilip yedirildiði, içilip içirildiði ikram günleridir. Bunun için de bayramlarda oruç tutmak Hz. Peygamber tarafýndan yasaklanmýþtýr.6 Fakat bayramlar yukarýda belirtilen hedeflerinden de saptýrýlmamalýdýr. Zira bayramlar sadece yemek, içmek ve tatil yapmaktan ibaret deðildir. Bu gerçeði göz ardý edip cemiyet hayatýný düzenleyen ve aradaki uçurumlarý kaldýran böyle bayramlarda, tatil bahanesiyle toplumdan kaçarak bir deniz kenarýnda vakit öldürmek, her þeyden önce bu bayramlarýn fazilet ve sevabýndan mahrum kalmaktýr. Diðer taraftan bu bayramlar Ýslâm’ýn vakar ve þahsiyetini, olgunluk ve yüceliðini gösteren müesseselerdir. Bu hakikati görmek için, bir diðer milletlerin bayram kabul edip kutlama yaptýðý günlerin arkasýnda býraktýðý manzaraya, bir de Ýslam’ýn bayramlarýnýn neticesine bakmak yeterli olacaktýr. Ýslâmî bayramlar, arkasýnda tatlý hatýralar, yetim ve kimsesizlerle, fakirlerin mutluluk gözyaþlarýný býrakýrken; diðer milletlerin bayramlarý, arkalarýnda sadece, sefalet, içki kokusu, yollarda metrelerle ölçülen pislik ve çöp, hepsinden de vahþisi içki ve alkolün sebep olduðu nice sönmüþ ocaklar ve nice boynu bükük yetimler býrakmaktadýr. Bir bayramý geride býraktýk, bir bayrama doðru yol almaktayýz: Kurban bayramýna doðru… Can kadar aziz bilinen mallardan bir kýsmýnýn, Allah rýzasý için, yýl boyunca boynu bükük, garip, yoksul ve kimsesizlere, bir gün bile olsa, tatlý bir gün yaþatabilmek için meþru kýlýnmýþ mübarek bayram, Kurban bayramýna doðru… Ýþte bu sebepledir ki, günümüz dünyasýnýn, sayýlarý artýk yüz milyonlarla ifade edilen açlýða mahkûm edilmiþ büyük bir insanlýk kesimine, her bir dakikada, açlýktan, hastalýktan ve bakýmsýzlýktan IGMG GÜNEY BAVYERA HAC KAFÝLESÝ DUALARLA slam Toplumu Milli Görüþ Güney Bavyera Bölgesi Hac kafilesi kutsal topraklara dualarla uðurlandý. Münih Havaalaný’ndan iki ayrý grup halinde uðurlanan kafileye Ingolstadt Ayasofya Camii Ýmam Hatibi Osman Arslantürk baþkanlýk ediyor. 160 kiþiden oluþan kafilenin grup baþkanlýklarýný Güney Bavyera Bölge Hac Sorumlusu Ahmet Özel’in yanýsýra Bruckmühl Camii Ýmam Hatibi Fatih Saltabaþ ve Mehmet Kalli yapýyor. Münih havaalanýnda gerçekleþtirilen uðurlama programýna hacý adaylarýnýn yakýnlarýnýn yanýsýra bazý BYK üyeleri ve Genel Merkez Hac Bürosu yetkilileri de katýldý. Hacý adaylarý Güney Bavyera Bölge Ýrþad Baþkaný Seyfettin Özbay’ýn yaptýðý duanýn ardýndan gözyaþlarý arasýnda kutsal topraklara hareket etti. Münih Hac kafilesinin 13 Aralýk’ta Münih’e dönmesi bekleniyor. Ý 19 ölümü bekleyen biçare çocuk bedenlere, bir hayat ve umut ýþýðý olsun için yapýlan, kurban kampanyalarýna katýlarak, bayramý gerçekten bayram haline getirmemiz gerekmektedir. Ben diyorum ki, Kurban bayramýnýn meþruiyetindeki hikmeti gereði, adeta adý vurulmamýþ bir kýtlýk asrýný idrak ettiðimiz þu ortamda, elimizin uzandýðý en uzak fakat en çok ihtiyacý olan insanlara gönderelim kurbanlarýmýzý; “bacanak-baldýz gönülleme” veya “evlere et bayramý” olmaktan çýkaralým Kurban bayramlarýmýzý… Ve de Allah rýzasý için Ümmet-i Muhammed’den kýrgýn, dargýn ve küskün hiç kimseyi býrakmayalým, barýþtýralým ve barýþalým. Bayramlarýn bayram olduðu nice bayramlara! • Kaynaklar: 1 Ebû Davûd, Salat 239, Neseî, I’deyn, 1; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 103, 178 2 Buhârî, îdeyn, 2 3 Buhârî, îdeyn, 2 4 Tecrîdi Sarîh Tercümesi, III, 157 5 Meraku’l-Felah, Ýstanbul 1327, 158 6 Buhârî, Savm, 66; Ahmed b. Hanbel III, 34, 35 Feste, das Opferfest und die Bedeutung des gemeinsamen Feierns der Feste Die Muslime haben zwei Feste: das Opferfest und das Ramadanfest. Diese Feiertage, die die islamische Bruderschaft vertiefen und verstärken, sind für die Muslime Tage der Freude und des Glücks. Als unser Prophet Muhammad von Mekka nach Medina auswanderte, erfuhr er, dass die Einwohner der Stadt Medina zwei Feste feierten. Auf diesen Festen spielten sie Spiele und amüsierten sich. Nachdem unser geliebter Prophet Muhammad das sah, sagte er: „ Allah teala gab euch das Opferfest und das Ramadanfest als eine wohlwollende Güte. Diese zwei Feste sind gesegneter als eure, die ihr jetzt feiert.“1 Unsere Mutter Aischa (Friede sei mit ihr) erzählt: „ Eines Tages spielten die Abessinier Schild-undLanze-Spiel. Um ihnen zuzusehen bat entweder ich 30. sayi sayfalar 30.04.2009 20 den Propheten um Erlaubnis oder er fragte mich, ob ich ihnen zusehen wolle (ich kann mich nicht mehr genau erinnern). Ich sagte: „ Ja.“ So nahm er mich hinter seinen Rücken, so dass unsere Wangen sich berührten und rief den Spielenden zu, dass sie weiterspielen sollten. Nachdem ich genug gesehen hatte, fragte er mich ob ich gehen will. Ich bejahte. Daraufhin sagte er: „Nun geh.“2 Nach einer Überlieferung von Buhari spielten kleine Mädchen an einem Ort, an dem unser Prophet Muhammad auch anwesend war, Schelltrommel und sangen dazu Volkslieder. Als Ebu Bakr die Mädchen zurechtwies, sagte Muhammad (Friede sei mit ihm): „Oh Ebu Bakr! Jede Ummah hat ein Fest, dies ist dann unser Fest“,3 und gewährte an diese Tagen die rechtmäßigen Feiern und Ausleben der Freuden. Genauso wie an den Hochzeitstagen auch an den Feiertagen, als der Ausdruck der Freude, Feste zu organisieren, ist im Rahmen der islamischen Gebote zugelassen. Seine Freude an den Feiertagen zu zeigen ist sogar einer von den islamischen Prinzipien.4 Es gibt Wohltaten, die an den Feiertagen vollGMG Kuzey Ruhr Bölgesi tarafýndan organize edilen Gönül Sohbetleri Detmold teþkilatýnda yoðun bir topluluðun katýlýmý ile yapýldý. IGMG Kuzey Ruhr Bölge Baþkaný Murat Ýleri sohbet programýnda yaptýðý konuþmada: „Ýslamiyet bir bütündür. Gönül sohbetleri siz deðerli cemaatleri bir araya topladý. Þu anda biz de bir bütün I 17:39 Uhr Seite 20 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir bracht werden (sie werden nach unserer Religion Islam gern gesehen). Diese sind: An dem Festtag früh aufstehen, sich waschen, guten Duft auftragen, die beste Kleidung anziehen, um für die Gottesgaben zu danken Freude ausstrahlen. Außerdem am Ramadanfest vor dem Morgengebet etwas Süßes zu essen, wenn möglich, Datteln, die dann entweder als ein Stück oder drei oder fünf Stücken, also immer in ungeraden Zahlen, verzehrt wird, wird sehr angesehen. Wenn derjenige, der am Opferfest das Tier schlachten wird, vor dem Beten nichts isst, um zuerst von dem Fleisch des Tieres zu essen, ist ein willkommener Brauch. Dann, wenn man für das Morgengebet früh aufsteht, um dies dann in der Moschee des Wohnviertels zu verrichten, und anschließend für das Festtagsgebet in die große Moschee oder in den freien Gebetsplatz geht, ist auch eine gute Tat. Im Ramadanfest innerlich und im Opferfest laut den Allahu Akbar zu sagen, auf dem Heimweg einen anderen Weg zu folgen, die andere Muslime, die man auf dem Weg trifft, mit Freundlichkeit zu grüßen und angenehme Worte zu sagen und je nach Vermögen und Kraft Almosen zu geben sind weitere schöne hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 Gebräuche, die man an diesen Festtagen verrichten kann.5 Abgesehen von diesen Taten bereitet man den Kindern, besonders den Waisen, eine Freude und man geht die Verwandten und Bekannten besuchen und fragt sie nach ihren Wohlbefinden. Das Wichtigste ist aber die Verfeindete dazu einleiten, dass sie sich wieder vertragen. Außerdem spielen die Feste im sozialen Leben eine große Rolle. Die pausenlose Monotonie im Alltag wird von diesen Festen unterbrochen, indem man an die Armen denkt und die Waisen glücklich macht. Auf diese Weise setzt man vom Islam empfohlene wahre Bruderschaft von der Theorie in die Tat um. Die Muslime sollten sich gegenseitig entweder persönlich, mit Briefen oder am Telefon gratulieren, so dass man sich an die lange in Vergessenheit geratene Freunde erinnert. Diese Festtage sind auch Tage der reichlichen Bewirtung. Daher hat Muhammad (Friede sei mit ihm) verboten, an den Festtagen zu fasten.6 Man soll aber an den Festtagen die oben genannten Ziele nicht aus den Augen verlieren. Denn die Feste sind nicht nur zum Essen, Trinken und Feiern da. Daher soll man an diesen Feiertagen, die das Gemeinschaftsleben ordnen und die Differenzen zwischen den verschiedenen Schichten ebnen, nicht seine Zeit an einem Strand totschlagen, mit der Ausrede eines Urlaubs. Dies würde bedeuten, dass man die gute Tugend und die guten Werke dieser Tage versäumt. Auf der anderen Seite demonstrieren diese Festtage die Würde und die Persönlichkeit des Islam. Um diese Wahrheit zu erkennen, sollte man die anderen Feiertage und deren Auswirkungen mit dem Resultat der islamischen Festtage vergleichen. Die muslimischen Festtage rufen süße Erinnerungen und Freu-dentränen hervor, während auf der anderen Seite das Elend, Alkoholgeruch und auf den Straßen sehr viel Müll verbreitet wird. Am schlimmsten sind es wegen dem Alkoholkonsum ausgelöschte Familien und die hinterbliebenen Waisen. Einen Fest verlassend sehen wir nun dem Nächsten entgegen: dem Opferfest. Das heilige Opferfest, an dem man Almosen aus eigenen Eigentümern an Arme, Obdachlose, Familienlose spendet, um Gottes Wohlwollen zu IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi Gönül Sohbetlerinin 3.sü Detmold Cemiyetinde yapýldý olduk. Peygamber Efendimiz (s.a.v)den ve deðerli sahabelerinden örnekler vererek konuþmasýný tamamladý. IGMG Kuzey Ruhr Bölge Eðitim Koordinatörü Zeki Þeker: “Hayat güzel sohbetlerle güzelleþir. Güzel ve tatlý söz yýlaný deli- ðinden çýkarýr. Bir ayeti kerimede Yüce Rabbimiz: “Allah güzeldir, güzeli sever“ buyuruyor. Yani Rabbimiz ibadetin de güzelini dosya erhalten. Genau aus diesem Grund sollte man an den Opfertierkampagnen teilnehmen, um den Hungersleidenden auf der ganzen Welt und darunter besonders den verhungernden Kindern, die jede Minute wegen der Hungersnot, den Krankheiten und der Verwahrlosung ihren Tod überlassen werden, ein Lichtblick und ein Leben zu ermöglichen. Ich bin der Meinung, dass man, dem Sinn des Opferfestes entsprechend, den entfernten Menschen, die in diesem namenslosen Elendzeit am meisten Hilfe brauchen, helfen, statt nur unsere Familie und Verwandte mit dem Fleisch zu bewirten. Und um die Güte unseres Herrn zu erlangen, sollte kein Muslim gekränkt, erzürnt und verfeindet bleiben. Auf viele weitere wahre Feste! • Quellen: 1 Ebû Davûd, Salat 239, Nasaî, I’dain, 1; Ahmed b. Hanbel, Musned, III, 103, 178 2 Buchârî, I’dain, 2 3 Buchârî, I’dain, 2 4 Tedjrîd-i Sarîch, III, 157 5 Maraku’l-Falah, Istanbul 1327, 158 6 Buchârî, Sawm, 66; Ahmed b. Hanbel III, 34, 35 amelin de güzelini sözün de güzelini sevdiðini bizlere bildiriyor. Karþýmýzdaki insan her kim olursa olsun ona güzel sözle hitab edelim.“ diyerek ve programa katýlanlara teþekkür ederek sözlerine son verdi. Ardýndan da Detmold Þube Baþkaný Ömer Ayhan katýlýmcýlara teþekkür etti. Program verilen ikram ile sona erdi. 30. sayi sayfalar 30.04.2009 özel köþe in, akýl sahiplerini kendi hür iradeleriyle en iyiye, en doðruya ve en güzele ulaþtýran ilahi bir kanundur. Dinin gayesi, insanlarý dünya ve ahirette mutlu kýlmaktýr. Dinin kurucusu Allah, muhatabý akýl sahipleri, anlatýcýsý da peygamberlerdir. Kutsal bir deðer olan din, insanla doðmuþ ve tarih boyu onunla yaþamýþtýr. Ýlk insanýn ayný zamanda ilk peygamber olmasý, dinin insaný tamamlayýcý bir unsur olduðunun ve ondan ayrý olamayacaðýnýn bir göstergesidir. Ýnsan, kiþi olarak da, toplum olarak da dine muhtaçtýr. Ýlkel insandan tutun da bugünkü teknolojik geliþmeleri gerçekleþtiren insana varýncaya kadar tarih öncesi ve sonrasý hiçbir devirde din duygusu taþýmayan topluluða rastlanmamýþtýr. Din, tarihin bütün devrelerinde ve bütün toplumlarda daima var olagelmiþtir. Bundan böyle de var olacaktýr. Bunun sebebi, dinin insan yaratýlýþýna uygun olmasýdýr. Ýnsan hayatý hep neþ'e, sevinç, baþarý ve saðlýkla geçmemektedir. Sýkýntý, darlýkyokluk, baþarýsýzlýk, hastalýk vb. çeþitli olumsuzluklar da kaçýnýlmazdýr. Ýnsanýn bu olumsuzluklarý yenmesi, tevekkül ve sabýr göstermesi, ancak kendinden daha güçlü bir varlýðýn olduðuna inanmasý, baðlanmasý, o varlýða sýðýnmasý ve O'ndan yardým dilemesi ile olur. Böylece, in- D lmanya’nýn Duisburg kentinin Walsum semtindeki belediyeye ait bir anaokulunda çocuklarýn cinselliði tanýmalarý için bir odaya çýplak olarak koyulup, oyun oynatýldýðý ortaya çýktý. Utanç verici uygulamaya veliler büyük tepki gösterdi. Walsum semtindeki Josef Caddesi üzerinde bulunan ve caddeyle ayný ismi taþýyan anaokuldaki uygulama, bir çocuðun okulda yaþananlarý annesine anlatmasý üzerine ortaya çýktý. Uygulamaya tepki gösteren Türk ve Alman veliler, okul müdiresinin kendilerine çocuklarýn cinselliði tanýmalarý için böyle bir giriþimde bulunduklarýný söylediðini bildirdiler. Veliler, bu þekilde yapýlan cinsellik dersinden ciddi þekilde rahatsýz olduklarýný dile getirdiler. Duisburg Gençlik Dairesi Müdürü Thomas Krützberg ise, çirkin uygulamayý savundu. Krützberg anaokulunun A 17:39 Uhr Seite 21 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 Din ve Toplum san ümitsizliðe ve karamsarlýða düþmez. Din, bireyi ön planda tutar ve amacý insanýn mutluluðudur. Dinimize göre insan, "kimin daha güzel iþler yaptýðýný denemek, sýnamak için yaratýlmýþtýr." (Mülk-2) Dar anlamýyla, din duygusu olmayan insan nasýl mutlu olamýyorsa, geniþ anlamda da din duygusundan yoksun topluluklar da mutlu olamazlar. Zira, her toplum, kendisini meydana getiren Kiþilerin, dini yaþayýþlarý, dinden etkilenmeleri ve dinin öngördüðü olgun insan olma niteliði kazanmalarý oranýnda mutlu veya mutsuzdur. Kiþiyi esas alan dinimizin ana hedefi mutlu ve huzurlu toplumlarýn meydana gelmesidir. Zira, insanlar toplu halde yaþarlar, bu onlarýn yaratýlýþýnda varolan bir özelliktir. Bir arada yaþamak durumunda olan insanlarýn birbirlerine karþý bir takým görev, hak ve sorumluluklarý vardýr. Bu görev ve sorumluluklarýn yerine getirilmesiyle huzur saðlanýr. Baþ döndürücü bir hýzla geliþen ve deðiþen dünyada, toplumsal huzurun ve düzenin saðlanmasýnda maddi önlemlerin yanýnda, her geçen gün dinin önem ve anla- Aydýn ERSOY HDN Bilgi&Araþtýrma Dini özüne uygun bir þekilde algýlayarak, uygulayan insanda, aþýrýlýk, azgýnlýk, taþkýnlýk,kýskanma, kin tutma, nefret, düþmanlýk olmaz. Bütün kötü huylar yok olur ve o toplum birlik-beraberlik, kardeþlik içinde bulunur. Diðer insanlara, fakirlere, yetimlere karþý daha þefkatli olur. Zengin ise, fakirlere yardýmda bulunur. Böylece toplumsal barýþa katký saðlar. mý artmakta ve din yükselen deðer olarak dünya sahnesinde yerini almaktadýr. Bilindiði gibi, Hz.Ademden bu yana gelen Hak Dinin adý Ýslam'dýr. Bütün bu hak dinlerin temel amaçlarý; Dini, Aklý, Malý, Caný ve Saðlýðý korumaktýr. Bu beþ temel esas, kiþiyi ilgilendirdiði kadar toplumla da doðrudan iliþkilidir. Söz konusu beþ temel hakký korunmuþ kiþilerin meydana getirdiði toplum da huzurlu olur. Ýslam dini, gerek getirdiði ahlak kurallarý ile, gerekse farz kýldýðý ibadetler ile mutlu insaný ve bu mutlu insanlardan oluþan huzurlu toplumu hedeflemiþtir. Dini özüne uygun bir þekilde algýlayarak, uygulayan insanda, aþýrýlýk, azgýnlýk, taþkýnlýk,kýskanma, kin tutma, nefret, düþmanlýk olmaz. Bütün kötü huylar yok olur ve o toplum birlik-beraberlik, kardeþlik içinde bulunur. Diðer insanlara, fakirlere, yetimlere karþý daha þefkatli olur. Zengin ise, fakirlere yardýmda bulunur. Böylece toplumsal barýþa katký saðlar. Dinin emri gereði maddi dayanýþma ve yardýmlaþmanýn en güzel örnekleri sergilenir. Zenginle fakiri kaynaþtýran, bir araya getiren, kar- Anaokulunda utanç verici uygulama böyle bir uygulama yaptýðýný doðrularken, ailelerin bu konuda bilgilendirildiðini iddia etti. Thomas Krützberg, “Anaokulunun yaptýðý bu uygulama bir problem olarak görülüyor. Ancak anaokul yönetimi, ailelere bu konuyla ilgili bilgi verdi. Böyle bir uygulama ender görülse de aileler izin verdiði ve bilgilendiriliði zaman hiç bir sakýncasý yok. Kaldý ki, anaokulundaki bütün çocuklar çýplak þekilde bir odaya sokulmamýþ. Sadece bir grup oluþturulmuþ. Bu grupta da 6 çocuk yer almýþ. Bunun yapýlmasýndaki neden ise, çocuklarýn karþý cinsi tanýmalarý ve cinsellik bilgilerini öðrenmeleridir. Büyütülecek bir þey deðil”þeklinde konuþtu. Veliler davacý olacak: “Bizden izin alýnmadý” Çocuklarýn anne ve babalarý ise yapýlan uygulamadan habersiz olduklarýný belirte- rek, Gençlik Dairesi’yle okul yönetiminin “Bilgilendirdik” açýklamasýný yalanladýlar. Veliler, bu uygulamadan kendilerine bilgi verilmediðini belirterek “Kimse bizden izin almadý. Çocuklarýmýz söylemese haberimiz olmayacaktý” dediler. Veliler þikayetlerini okula ilettiklerini ve Gençlik Dairesi’ne þikayette bulunduklarýný belirterek “Bizden izin almadan böyle saçma ve ahlaksýz bir uygulamayý nasýl yaparlar. Biz bundan sonra bu okullara nasýl güvenip ço- cuklarýmýzý göndereceðiz” þeklinde konuþtular. Velilerden Uður Altýnsoy þöyle konuþtu: “Kesinlikle hiç bir þekilde okul idaresi bizi bilgilendirmedi. Zaten böyle bir þeyi kabul etmezdik. Okuldaki bütün veliler imza verdi. Bu olayý mahkemeye götüreceðiz. Gençlik dairesinden anaokul yöneticilerinin derhal deðiþtirilmesini de talep ettik. Biz çocuklarýmýzý cinsel ders alsýnlar diye buraya göndermedik. Savcýlýða suç duyurusunda bulunacaðýz” dedi. Öte yandan gerginliðin hat safhada olduðu anaokulunda ikinci kez toplantý yapýldý. Basýna kapalý olarak yapýlan toplantýda Gençlik Dairesi’nden gelen yetkililerle veliler arasýnda sert tartýþmalarýn yaþandýðý belirtildi. Kehl þehrinde görev yapan psikolog Erdinç Üstündað ise söz konusu uygula- 21 deþ yapan ve birlikteliklerini saðlayan Zekat müessesesi iþler. Bu ibadetle hem dini bir farz yerine getirilmiþ olur, hem de toplumsal barýþ saðlanýr. Ýnsanlar yaratandan ötürü sevilir ve hatalarý baðýþlanýr. Temel ibadetler olan namaz, oruç, hac ve zekat ile toplumun birliði-beraberliði ve dayanýþmasý saðlanýr. Öte yandan, gýybet, içki,kumar, zina, haksýz yere adam öldürme, hýrsýzlýk, yalan, fuhþ, dedi-kodu ve iftira gibi bütün kötülüklerin yasaklanmasý da yine özünde kiþi, aile ve toplum yapýsýnýn saðlam temele oturmasý, huzurlu insanlardan meydana gelen topluluklarýn oluþmasý içindir. Kardeþlik, sevgi-saygý, merhamet, þefkat, birlik-beraberlik, hoþgörü, güler yüz, tatlý dil, iþ ahlaký, cömert olma, akraba ile iliþkiler, komþuluk iliþkileri, aile arasýndaki iliþkiler, doðruluk, adalet ve benzeri toplumsal konularda dinimizin koyduðu kurallarýn tamamý, toplumlarý olumlu yönde etkileyen temel parametrelerdir. Günümüzde de, 6 milyarý aþkýn dünya nüfusunun hemen hepsinde din, belirleyici unsur olarak etkisini sürdürmektedir. Gerek Ýslam dinine ve gerekse diðer ilahi olsun, beþeri olsun bütün dinlere mensup toplumlarda bu dinlerin etkisi vardýr. Özetle Din, Toplumlarýn kültür dokularýnýn oluþmasýnda önemli bir yer tutmaktadýr. mayý skandal olarak nitelendirdi. Zaman gazetesine açýklamada bulunun Erdinç Üstündað, “Bu bir skandal. Bu kesinlikle cinsel istismardýr. Hala inanamýyorum. Çocuklar vücudlarýndaki organlarýný öðrenmeli. Ama bu þekilde deðil. Cinselliði anlatmanýn farklý yollarý var. Çocuklarý küçük yaþlarda çýrýlçýplak soyarak bir odaya kapamak onlarýn psikolojilerini de sarsar” dedi. Anaokulunun çocuklarýn sosyalleþmesini saðlamasý gerektiðini de kaydeden Üstündað, “Anaokulu sosyal çevreye ön alýþtýrma yeridir. Orada çocuklar ilk defa topluma karýþýr, farklý farklý akranlarý ile tanýþýr. Anaokulunda çocuklar bazý tehlikelere karþý da eðitilmeli. Mesela yabancý kiþilerin onlara þeker vererek kandýrmalarýna karþý veya belli okþama yöntemlerine karþý. Ayrýca çocuklar cinsellik organlarýný da tanýmalý, onlarýn farkýný bilmeli. Ama bunun yöntemi çok önemli” dedi. 30. sayi sayfalar 30.04.2009 17:39 Uhr 22 Seite 22 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Stj. Av. Selma Öztürk oeztuerk.s@gmx.de Liebe Leserinnen, liebe Leser, wir wünschen Ihnen allen viel Spaß und Freude an der Dezemberausgabe der HAYAT – die deutsche Seite. Für Anregungen, Kommentare und Kritik sind wir offen und über diese stets erfreut. Ebenso freuen wir uns über Leserbriefe, die wir gerne veröffentlichen werden. hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 Die deutsche Seite Monatsvers (Ayah) zum Mitnehmen Allahs Gesandter hat gesagt: O ihr Gläubigen! Glaubt an Allah und seinen Gesandten und an das Buch (Qur’an), das er auf seinen Gesandten herabgesandt hat. Und an die Schrift, die er zuvor herabgesandt hat. Und wer nicht an Allah, seine Engel, seine Bücher, seine Gesandten und an den Jüngsten Tag glaubt, der ist wahrlich weit fehlgegangen. “Die schwerwiegendste Sache, die für den Gläubigen am Tage der Auferstehung in die Waagschale gelegt wird, ist ein guter Charakter, und Allah verabscheut gewiss den Menschen, der unanständige und beleidigende Worte gebraucht.” (Abu Darda; Tirmizi) (Kapitel Nisa- Die Frauen, Vers 136; 4:136) Allah hat die schönsten Namen - Esma- ul Husna Al- Aliim= Der Allwissende, der von allem Kenntnis hat und dem nicht die kleinste Tat entgeht Herzlichst Ihre Selma Öztürk Zitat des Monats Ist es nicht sonderbar, daß die Menschen so gerne für die Religion fechten und so ungerne nach ihren Vorschriften leben. (Georg Christoph Lichtenberg ,1742-1799, deutscher Aphoristiker u. Physiker) Der Prophet Mohammed – humorvoll, intelligent und großzügig im Charakter er Prophet Mohammed (s a s) ist zweifelsohne eines der meist gesprochenen und diskutierten Persönlichkeiten der Menschheitsgeschichte. Nicht nur unter den Muslimen, sondern auch unter Nichtmuslimen - insbesondere von Historikern und Islamwissenschaftlerngenießt er stets hohen Respekt und Ansehen. Unabhängig von den aktuellen Diskussionen, in denen seine Historizität (Geschichtlichkeit) angezweifelt und in Frage gestellt wird, ist diese Behauptung für gläubige und fromme Muslime nicht nur unvorstellbar, sondern auch unvertretbar. Der Gedanke, dass Mohammed niemals existiert haben soll und somit eine bloße Fixion sei, ist mit der “gesunden” islamischen Glaubenslehre nicht vereinbar. Er war nicht nur eine Führungsperson, sondern auch Staatsmann, Ehegatte und Familienvater zugleich. Er besaß nebendessen noch diverse andere Eigenschaften, insbesondere Charaktereigenschaften, mit denen sich der folgende Text befassen wird. Hierbei werden Beispiele für seinen Humor, seine Intelligenz und seine Großzügigkeit dargestellt. Obwohl Mohammed im D Allgemeinen ein durchaus ernsthaftes Wesen besaß, konnte er auch sehr humorvoll und witzig sein. Eine berühmte Geschichte, die dies unter Beweis stellt, ist die Geschichte mit seinem Cousine (und Schwiegersohn) Ali und den Olivenkernen. Als Mohammed eines morgens mit Ali frühstückte, legte er von ihm unbemerkt die Kerne der Oliven, die er selbst gegessen hatte, vor ihm und machte die Bemerkung: “Oh Ali, du hast aber viele Oliven gegessen!” Ali, der gewiß nicht mit weniger Humor ausgestattet war als der Prophet antwortete: “ Oh Allahs Gesandter! Mag sein, dass ich viele Oliven gegessen habe. Du hingegen hast die Oliven samt ihrer Kerne aufgegessen. Schau nur, vor dir liegt kein einziger Kern.” Zudem war Mohammed ein sehr intelligenter Mensch. Er besaß nicht nur einen hohen Grad an Intelligenz, sondern auch einen gewissen Scharfsinn. So konnte er ziemlich rasch erkennen, mit welcher Absicht Menschen sich ihm annäherten. Eines Tages stellte sich in Medina ein nichtmuslimischer Mann mit einem Stück Brot vor ihm. Eine Menschenmenge bestehend aus Muslimen, Juden, Götzendienern und Atheisten hatte sich angesammelt und schauten den beiden zu. Der Mann zeigte auf das Brot und stellte dem Propheten folgende Fangfrage: “Mohammed! Ist das MEIN tägliches Brot, das mir zusteht?” Mohammed erkannte die provozierende Absicht des Nichtmuslim, ihn vor allen Leuten bloßzustellen, sofort. Hätte Allahs Gesandter nämlich mit “JA” geantwortet, würde der Mann das Brot wegwerfen ,das es ja SEIN Brot gewesen wäre und er somit frei über sein Eigentum verfügen konnte. Hätte Allahs Gesandter hingegen mit “NEIN” geantwortet, würde er das Brot essen und dem Propheten somit widersprochen haben. In beiden Fällen wollte der Mann den Propheten verleugnen und ihn vor allen Leuten bloßstellen. Da Mohammed die Absicht des Mannes sofort erkannte, begnügte er sich mit der einfachen Antwort: “Wenn Du es isst, so ist es DEIN Brot.” Mit dieser klugen Antwort ließ er dem unverschämten Provokateur keinen Handlungsspielraum mehr. Des Weiteren war Mohammed bekannt für seiner Großzügigkeit und seine Freigiebigkeit. Diese Charaktereigenschaft besaß er unabhängig von seiner Propheteneigenschaft. In eines seiner bekannten Aussagen heißt es: “Wenn ich soviel Reichtum hätte, wie die Höhen des Berges Uhud, könnte ich ihn keine drei Tage behalten und würde ihn sofort an Bedürftige verteilen.” Es ist nicht bekannt, dass Allahs Gesandter jemals einen Erbittenden mit einem “Nein” zurückwies. Eines Tages schenkte ihm eine Frau eine selbstgestrickte Weste, die er dankend annahm. Bekleidet mit seiner neuen Weste saß er mit seinen Freunden in der Moschee, als eine Mann zu ihm kam und ihn fragte, ob er, der Gesandte Gottes, ihm die Weste nicht schenken könne. Ohne jegliches Zögern und ohne ein Anzeichen von Unwillen oder Beleidigung zog er die Weste aus und gab sie dem Mann. Diese sind nur drei Beispiele für den Charakter des Propheten Mohammed (s a s), der für gläubige Muslime nicht der einzige und ausschließliche Prophet ist, sondern der letzte der Prophetenkette, der Siegel der Propheten. Angefangen mit dem Urvater Adam, bis hin zum Stammvater Abraham und schließlich bis hin zu Moses und Jesus sind alle Propheten für die Muslime bindend und existenziell nicht unter Frage zu stellen. Im Qur’an heißt es dazu: “ Wir machen keinen Unterschied zwischen ihnen (den Propheten) und wir sind Ihm (Allah) ergeben. (2:136) Selbstverständlich kann man sich mit diesen aufgeführten wenigen Beispielen nicht begnügen, da es noch zahlreiche andere Beispiele für seinen edelen Charakter gibt. Um den Islam intensiver zu verstehen und Allah-u Teala besser dienen zu können, muss man sich mit dem Leben des Propheten Mohammed vertraut machen. Es ist definitiv eine unerlässliche Orientierungshilfe für gläubigen Muslime. Wenn man versteht und weiß, wie er in konkreten Situation gehandelt und reagiert hat, kann man diese Handlungweise auf sein eigenes Leben projizieren und anwenden. Deshalb ist es ratsam, die Biografie des Propheten zu studieren. Zu dem Leben des Propheten Mohammed gibt es zahlreiche Biografien in verschieden Sprachen. 30. sayi sayfalar 30.04.2009 dosya aadet Partisi’nin üçüncü kongresinde Genel Baþkanlýða seçilen Prof. Dr. Numan Kurtulmuþ, Türkiye siyasetinde yeni birisi olmasa da, bir partinin genel baþkaný olarak Türk siyasetinde yeni bir hareketlilik ortaya koyuyor. Yaptýðý konuþmalarda Türk siyaset hayatýnýn pek de alýþýk olmadýðý ama farklý bir siyasetçi olacaðý sinyalleri veriyor. Konuþmalarýnda polemikten kaçýnýyor veya popülist kaygýlarý önemsemiyor. Genelde meselenin özünden konuþmak istiyor. Özellikle, sistem ve medeniyet konularýna vurgu yapýyor. Hem muhalefete muhalefet ediyor, hem de iktidara. Ancak uslubuyla, hem kendisini dinletiyor hem de dikkat çekiyor, sorunlarýn temelden tartýþýlmasýna öncülük ediyor. Kurtulmuþ bu özelliðini, bir Genel Baþkan olarak da sürdüreceðinin ilk iþaretlerini, partinin 26 Ekim kongresindeki konuþmasýnda açýkça ortaya koymuþtu. Liderliðini yaptýðý Saadet Partisi’nin “Herkes için özgürlük, herkes için adalet ve herkes için refahýn adaletli paylaþýlmasý mücadelesi” verdiðini söylerken de Kurtulmuþ, bugünün dünyanýn karþý karþýya kaldýðý malî krizin, aslýnda bir medeniyet ve zihniyet krizi olduðunu söylüyor. Ýçinde bulunulan döneme “Tahakküm ve sömürüye dayanan; duyarsýz, insanlýðýn genel maslahatýný düþünmeyen; amacýný yitirmiþ, adalet yerine sürekli sýnýflar üreten ve acýmasýzca kastlar oluþturan bir uygarlýk modelinin, her toplumu belalarla baþ baþa býraktýðý ve açmazlarý derinleþtirdiði bir dönemde” eleþtirisini getiriyor ve söze “Bu kriz sadece ekonomik ya da politik deðildir; bu bir uygarlýk krizidir,” diyerek devam edi- S 17:39 Uhr Seite 23 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 “Herkes için adalet ve özgürlük” yor. Kurtulmuþ, malî krizi deðerlendirmeden önce, malî krizi oluþturan sistemi konuþmak istiyor. “Bu bir ahlak ve insanlýk sorunudur” diyen Kurtulmuþ bu yüzden, “Dünya’nýn yeni bir insanlýk ve uygarlýk eksenine ihtiyaç” duyduðuna vurgu yapmak istiyor. Saadet liderine göre “Küresel sistem, barýþý dilinden düþürmedi” ama “silah satmaktan, kavgadan, çatýþmadan, savaþtan baþka da bir þey üretmedi.” “Ýslam Dünyasý baþta olmak üzere yoksul ve geliþmekte olan ülkelerin gelirlerinin büyük bir kýsmý, özellikle silah þirketlerine aktarýlmadý mý?” sorularýný sýralayan Kurtulmuþ bu gerçeði bir “asimetrik savaþ” ve hatta “baþlý baþýna bir terör” olarak tanýmlýyor ve þu deðerlendirmeyi yapýyor: “Her yýl 1.3 trilyon dolar silah pazarýndan pay alýyor. Bu sürdürülebilir bir istikrar deðildir. Bu sistemin sürdürülebilir olmamasýnýn sebebi, bizatihi bu sistemi yöneten insanlarýn çok kötü insanlar olmasýndan kaynaklanmýyor. Bu, onlarýn zihin dünyasýnýn yanlýþ olmasýndan kaynaklanýyor.” Kurtulmuþ daha sonra cevaplarý kendi içinde olan þu sorularý soruyor: “Bilimsel ve teknolojik ilerlemenin aðýr zirai ve aðýr endüstriyel þartlardan farklý olarak daha insani ve daha fazla üretimle refahý ve adaleti gerçekleþtirmesi gerekmiyor muydu?” Mevcut krizi deðerlendirirken Firavunlar dönemi ile karþýlaþtýrma yapan Kurtulmuþ, krizin en önemli noktalarýný da açýk- lýyor: “Þu an insanlýk, firavunlar döneminde bile olmayan büyük bir gelir daðýlýmý adaletsizliði ile karþý karþýyadýr. Dünyada 7 milyar insanýn 3 milyarý, günde 2 dolarýn altýnda bir parayla geçiniyor, bu kabul edilebilir bir þey deðildir. Ama 300 þirket 3,5 milyar insanýn yaþadýðý ülkelerin milli gelirinden daha fazla servete sahiptir. Hiçbir dönemde böyle bir adaletsizlik olmadý. Ne Firavunlar ne de Nemrutlar döneminde böyle bir gelir daðýlým adaletsizliði olmadý. Bu sistem savunulabilir, sürdürülebilir bir sistem deðildir.” Savunulma imkaný olmayan dünya ekonomisinin krize giriþ sebebini, ekonominin artýk üretime dayalý bir sistem olmaktan çýkmasýna baðlýyan Kurtulmuþ, “Fiili üretimin 15 katý hizmet üretimi var” dedikten sonra, dünyada en çok kâr eden sektörlerin hangileri olduðuna cevap vererek krizin dayandýðý sistemi ortaya koyuyor: “Dünyada en çok kâr eden sektör: Bankacýlýktýr. Zaman satýyorlar. Sigortacýlýktýr. Risk satýyorlar. Tu- rizmdir. Eðlence satýyor. Reklâmcýlýktýr. Ýmaj satýyorlar.” Bunun anlamý ise, artýk, dünya ekonomisinin neredeyse tamamen spekülatif, yani, reel olmayan kazanç üzerine kurulmuþ olmasýdýr. Sorunu böylece irdeleyen Saadet Partisi’nin yeni Genel Baþkaný Prof. Dr. Numan Kurtulmuþ buna alternatif olarak, adil paylaþýmý ön gören bir yapý ile karþýmýza çýkýyor: Kurtulmuþ’a göre, “O zaman önümüzde bir tek yol kalýyor.” Bu yol ise “Daha adil, daha paylaþýmcý, dünyanýn zenginliklerini daha dengeli paylaþtýracak bir sistem” olmalý. Bunun içindir ki; dünyanýn mazlum kitleleri, “kendilerine öncülük edecek yeni bir paradigmayý, yeni bir sesi ve yeni bir medeniyeti beklemektedirler.” Dünyanýn mazlum kitlelerinin beklediði bu “yeni bir insanlýk ve uygarlýk ekseninin” ise temel parolasý “dayanýþma ve hakça bölüþme” olacaktýr. Kurtulmuþ bu yeni dünya politikasýnýn üretileceði yerin de Türkiye olmasý gerektiðine vurgu yapýyor: “Deklare ediyor ve diyoruz ki; insanlýðýn aradýðý medeniyeti yeniden yeþertecek iklim bu coðrafyadadýr, bizim topraklarýmýzdadýr.” Burada Kurtulmuþ için “özgürlük, adalet ve refah“ gibi üç önemli olgu gündeme geliyor ve Kurtulmuþ bu üç olguyu da fýtrî olarak tanýmlýyor. “Hiç kimse kendisine gayri adil davranýlmasýna müsaade etmez. Hiç kimse baþkalarý refah içerisinde ya- 23 þarken kendisinin yoksulluk içerisinde yaþamasýna razý olmaz. Bu üç temel deðer tamamen insanidir. Aslýnda tevhidin toplumlar için öngördüðü temel perspektif de budur. Sadece Müslümanlar için deðil, herkes için. Bütün insanlar için bunu saðlayacak anlayýþ ancak bizde var.” Kurtulmuþ burada özellikle Saadet Partililere þu uyarýlarda bulunuyor: “Her zaman adaletten, özgürlükten yana olmalýyýz. Rüzgâr arkamýzdan eserken de karþýmýzdan eserken de, yoksulun mazlumun ve doðrunun yanýnda olmalýyýz. Özgürlük tarafýný tutmaktan þüpheye düþtüðünüz zaman bilin ki, artýk sizin için düþüþ zamanýdýr.“ Çünkü “özgürlük olmazsa adalet olmaz, adalet olmazsa refah olmaz, refah olmazsa da istikrar ve huzur olmaz.“ Saadet Partisi lideri Prof. Dr. Numan Kurtulmuþ, gerek Türkiye’de olsun gerekse dünyanýn diðer ülkelerinde olsun, özgürlüðün lafla olmayacaðýnýn üzerinde duruyor ve gerçek bir özgürlükten bahsedebilmek için, inanç özgürlüðünün önündeki engellemelerin kalkmasýný istiyor. Kurtulmuþ Kudüs Kriterleri dediði bu sistemi þöyle açýklýyor: “Osmanlýlarýn Kudüs’ü dört temel unsur üzerine idare ettiklerini düþünüyorum: Bunlardan birincisi, herkes için inanç özgürlüðüdür. Herkes dilediðine dilediði þekilde inanýr. ‘Hadi sen git þu köþede inan’ demekle olmaz.” Bu yüzdendir ki Kurtulmuþ’a göre “Ýnancýn mutlaka yaþanmasý ve anlatýlmasý gerek. Yani inancýn baþkalarýna teklif edilme özgürlüðünün olmasý lazým. “ Ve, “Propaganda özgürlüðü,“ inanç özgürlüðünün de temeli. Kurtulmuþ Kudüs Kriterlerinin açýlýmýný da- 30. sayi sayfalar 30.04.2009 24 ha sonra þöyle yapýyor: Herkesin kendi inancýnýn ve kültürünün dilediði þekilde eðitimini alacaðý “eðitim özgürlüðü” ile “serbest dolaþým” ve “serbest ticaret” bu kriterlerin temeli. Serbest dolaþým ve serbest ticaretle, örneðin, Ýskenderiye’de ticaretini yapan birisi, oradan gelip Ýskenderun’da ve oradan da gelip Bursa’da gerekli ticaret ihtiyacýný karþýlýyor. Esnafsa, þimdiki ticaret odalarýna tekabül eden esnaf loncalarýnýn oradaki yerel üretim aðýnýn içerisinde kayýt olarak bu özgürlüðü kullanýyor. Bu ilkelere Kudüs Kriterleri adýný koymasýnýn sebebini ise Kurtulmuþ, bu þehrin, çok dinliliði, çok mezhepliliði ve farklý etnik topluluklarý birbiriyle çatýþtýrmadan, bir arada 400 yýl bir arada yaþatabilmiþ olmasý olarak gösteriyor. “Hýristiyanlarýyla, Yahudileriyle, Müslümanlarýn bütün mezhepleri ve meþrepleriyle bir arada bulunduðu, ayrýca Türkleri, Kürtleri, Araplarý, Çerkezleri ve diðer unsurlarýyla birçok etnik yapýnýn bir arada bulunduðu Kudüs.“ Ýktidar partisi olan AKP’yi milletin kendisine verdiði fýrsatý kullanamayarak verdiði sözleri tutmamakla eleþtiriyor Numan Kurtulmuþ. Oysa millet bugünkü hükümete görev verirken üç temel istekte bulunmuþtu Kurtulmuþ’a göre: “1. Adil bir geGMG Kuzey Ruhr Bölgesinin Zur Linde Hotelinde 3.sünü düzenlemiþ olduðu „Aile Eðitim Semineri“ büyük ilgi gördü. Ýki günlük program açýlýþ Kur´an-ý Kerim ile baþladý. Ardýndan IGMG Kuzey Ruhr Bölge Baþkaný Murat Ýleri: “Çocuklarla Saðlýklý I 17:39 Uhr Seite 24 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir lir daðýlýmý saðla 2. Haklarýn ve özgürlüklerin önündeki tüm engelleri kaldýr 3. Milleti iktidarýn gerçek ve tek sahibi kýl.“ Kurtulmuþ bu politikalarýn arkasýnda, mevcut oyunun kurallarý dýþýna çýkmama arzusu olduðunu savunurken, Türkiye’deki iþleyen sisteme de sert eleþtiriler getiriyor. Çünkü, “Türkiye’de öteden beri ‘Türk siyasetini perde arkasýndan biz yönetiyoruz’ diyen bir siyasi elit var. Bu siyasi elitle iþbirliði yaparak çýkarlarýný çoðaltan ve pastayý hiç kimseyle paylaþmak istemeyen bir de iktisadi elit var.“ Kurtulmuþ, Türkiye’deki bu yapýnýn milletin önünü týkayan en büyük engel olduðunu söylerken, bu gerçekleri görmeden, Türkiye’de siyasetçinin asli görevini yerine getirmesinin mümkün olmayacaðýna inanýyor. Zira bu sistem “Milletin önünü kesen, milleti boðan, dar kalýplara mahkûm eden, toplumsal deðiþimin ve geliþimin önünde bir duvar gibi yükselen statüko“dur. Bu statüko Türkiye’de siyasetin ve aslýnda milletin önünü kesen yapýdýr. Bunu 4 baþlýk altýnda özetlemek mümkündür. Birincisi, Tanzimat’tan bu yana süren millet ve seçkinler ayrýþmasýnýn ortaya koyduðu “bürokratik oligarþi”dir. Yani Türkiye’de sistem, demokratik hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 gibi görünse de seçimle gelmeyen ve denetlenemeyen bir bürokrasinin kontrolündedir. Çünkü, “1924 Anayasasý’nda “egemenlik kayýtsýz ve þartsýz milletindir. Millet egemenliðini TBMM eliyle kullanýr” ibaresi daha sonra sýnýrlandýrýlmýþ, egemenlik, kaynaðýný milletten almayan çeþitli bürokratik kurum ve kuruluþlar ile TBMM arasýnda paylaþtýrýlmýþ durumdadýr. Hatta, Türkiye’de sadece sivil ve askeri bürokrasinin hâkim olduðu bürokratik adacýklar mevcuttur. Bu adacýklarý millet denetleyemiyor, millete hesap vermiyorlar ve milletin bunlarýn üzerinde en ufak bir yaptýrým gücü yok.“ Ýkincisi, partilerin yapýsý ve siyasal temsildir. “Siyasal partilerin ön seçimlerle adaylarýný belirleyememesi ve seçim barajlarý, milletin tercihlerinin tümünün parlamentoya yansýmasýný engelliyor.“ Üçüncüsü, Türkiye’de siyaset, vehimler ve çatýþmalar üzerinden yapýlmaktadýr. Bilgiye dayalý, bir siyaset yok. Dördüncüsü ise, “Türk siyasetinin uzun süredir dýþa baðýmlý hale gelmiþ olmasý“dýr. Kurtulmuþ burada dýþ politikada daha aktif bir rol istiyor: “Mesela Irak meselesini sadece kendi güvenliði baðlamýnda görmüþtür. Hâlbuki Süleymaniye’deki Kürt de, Musul’daki Türkmen de, Bas- ra’daki Þii de, Lübnan’daki Maruni de, Üsküp’teki Arnavut da, Saraybosna’daki Boþnak da, Gümülcine’deki Türk de, Erivan’daki Ermeni de, Batum’daki Gürcü de bizimdir. Böyle bakmadýðýmýz takdirde sorunlarýmýzý asla çözemeyiz.“ Saadet Partisi Genel Baþkaný Prof. Dr. Numan Kurtulmuþ, siyasetin en önemli vasýflarýndan olan seçmenin duygularýna da hitap etmeyi ihmal etmiyor: “Siyaseti yakýn hedefler uðruna deðil, yüksek idealler uðruna yapmaya söz veriyorum“ diye baþladýðý vaadleri ile Kurtulmuþ, Türkiye’deki siyasî arenada rol alan siyasetçileri ve politikalarýný eleþtirerek kendisinin farklý bir yerde olacaðýna vurgu yapýyor. Kurtulmuþ’un verdiði sözler þöyle: “Milletimin her ferdinin benim gibi inanmasa da, düþünmese de hak hukuk özgürlük ve refah mücadelesi için ömrüm yettiði sürece sonuna kadar mücadele edeceðime söz veriyorum. Sizleri hiçbir þart altýnda yalan söyleyip kandýrmayacaðýma namusum üzerine, inancým üzerine söz veriyorum. Siyasal ve kiþisel çýkarlar uðruna ‘ne yapalým reel politik’ diyerek Allah’tan baþkasýna kul olmayacaðýma inancým ve namusum üzerine söz veriyorum. Seçim zamaný yýldýzlarý vaad edip, sonra unutarak IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi Aile Eðitim Semineri yaptý Ýletiþim ve Görevlerimiz“ adlý seminer verdi. IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi Eðitim Koordinatörü Zeki Þeker de: “Hz. Pey- gamberimiz (s.a.v)´in Aile Hayatý“ adlý seminerini sundu. Zeki Þeker`den sonra Bölge hatiplerinden Meh- met Efe Hocaefendi sözü aldý. Efe Hoca “Aile” adlý seminerini sundu. Daha sonra IGMG Genel Merkez Kadýn Kollarý dosya umutlarý boþa çýkarmayacaðýma söz veriyorum. Asla yapamayacaðým þeyleri söylemeyeceðime, söylediklerimi gerçekleþtirmek için, tüm varlýðýmla çalýþacaðýma söz veriyorum. Siyaseti bir çýkar ve zenginlik aracý haline getirmeyeceðime, Harun gibi gelip Karun gibi gitmeyeceðime, namusum üzerine söz veriyorum. Musa gibi gelip, Firavunlaþmayacaðýma, namusum üzerine söz veriyorum. Osman Gazi vasiyetinde diyor ki, “Ey oðul ne boþ heveslerle vakit geçir, ne de verimsiz kavgalarla.” Boþ tebessümlerle, verimsiz kavgalarla bu milletin vaktini heba etmeyeceðime söz veriyorum. Zalim olmayacaðýma, alemi adaletle þenlendireceðime benliðimin üzerine söz veriyorum. Maðdurlarýn, mazlumlarýn, güçsüzlerin yanýnda duracaðýma söz veriyorum. Güçsüz býrakýlanlar adýna sonuna kadar mücadele edeceðimize söz veriyorum. Adalet, özgürlük ve refahý saðlamak için, bütün gücümle çalýþacaðýma söz veriyorum. Halkýn ve hakkýn sözüne muhalif davranmayacaðýmýza söz veriyorum.“ Görüþlerini özetlemeye çalýþtýðýmýz Saadet Partisi Genel Baþkaný Prof. Dr. Numan Kurtulmuþ’a Cenab-ý Hakk’tan baþarýlar diliyoruz. Allah yardýmcýsý olsun. Eðitim Baþkaný Tünay Ermiþ “Evlilikte Huzur” adlý seminerini slayt gösterisi ile sundu. IGMG Kuzey Ruhr Çocuk Kulübü de iki gün boyunca 11 çocuðu eðitti. Onlarý hem memnun ettiler hem de eðlendirdiler. 3.sü düzenlenen bir “AÝLE EGITIM SEMINERÝ” de böylece sona erdi. 30. sayi sayfalar 30.04.2009 dosya ... O Ýstiklal Marþýmýz’ýn yazarý, milli þair diye tanýnan ve anýlan yüce zat. O hayatý boyunca ruhi çileler ve ýstýraplar çekmiþ, yaþamýþ olduðu toplumun dertlerini farketmiþ ve onlarý kaleme alarak dile getirmiþ bir insan. O sadece bir þair deðildi. Ayný zamanda bir din adamýydý. Onun ciddi bir sýkýntýsý vardý. Ve bu sýkýntýsýný ifade edip, kendisini anlayýp kendisiyle hemfikir olan insanlarla paylaþmak istiyordu. Yaþam süresi boyunca Ýslam Ümmetinin dini, milli ve hayati dertlerine üzülmüþ, onu kendisine dert edinmiþ ve 63 yaþýnda rahatsýzlýðýndan dolayý Hakk’ýn rahmetine kavuþmuþtur. 63 yaþýndayken Azrail (a.s.)’in onun kapýsýný çalmasýndan mutluluk duyuyordu. Çünkü Allah Rasulüde ayný yaþta dünyaya gözlerini yummuþtu... “Aðlarým, aðlatamam. Hissederim, söyleyemem.” diyordu Mehmed Akif. Üzüntüsünü ve elemini böyle ifade etmeye çalýþýyordu. O hep aðlýyordu. Kendisi “aðlarým, aðlatamam.” desede, aslýnda aðlatýyor insaný. Akif’in eserlerini okuyupta etkilenmemek, aðlamamak mümküm deðil. Akif’in eserleri insana öyle bir tesir ediyor ki, onun kanayan yarasýndan okuyucusuda payýný alýyor. Neden aðlýyordu acaba? Onu aðlatan, dertlere sokan ve hastalýklara iten neydi? Mehmed Akif halký bulunmuþ olduðu zihin darlýðýndan kurtarmak ve insanlarý uyanýþa ve harekete çaðýrýyordu. O eserleriyle herkese ferdi bir sorumluluk yüklüyor ve herkesin üzerinde bir görev düþtüðünü vurguyla beyan ediyordu ve “Sahipsiz olan memleketin batmasý haktýr, sen sahip olursan bu vatan batmayacaktýr.” diyerek durumun ciddiyetini insanlarýn gözü önüne koyuyordu. Akif bir þeyler hissediyor, fakat o hissettiklerini söyleyemediðini iddia ediyor. Þiirlerine bakýldýðýnda ise, hissettiklerini söyleyebildiðini ve ayný zamanda hissettiði gibi, hissettirdiðini hissettirebildiðini görü- 17:39 Uhr Seite 25 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 27 Aralýk Mehmed Akif Ersoy’un Ölüm Yýldönümü göstermiþtir. Bu uyguyoruz. Akif þiirlerinde lama titizlikle üstünde insaný kendi dünyasýna durduðu dakikliði, vegötürüyor ve insana falýlýðý ve sadakatýndan ayný acýlarý ve elemleri baþlýyor, spora olan yaþatýyor. Yalnýzlýðý sesevgisine, espirisine ve ven ve tercih eden bir sabrýna kadar devam insan. Þahid olduðu ediyordu. Sanata olan olaylardan rahatsýzlýk meylini ve alakasýný duyduðu için onlardan yazmýþ olduðu þiirleryalnýzlýðýna kaçýyor. den ziyade üflemiþ olAyný zamanda bu yükü duðu neyle ziyadeleþyalnýz baþýna taþýyamýtirmiþtir. yacaðýný biliyor. Ve çekmiþ olduðu Babasý tarafýndan Stj. Av. Selma Öztürk almýþ olduðu saðlam bu acýya okuyucusunu þöyle davet ediyor: eðitiminden dolayý “Gitme ey yolcu, bera- söylüyordu. Akif’in kana- Arapça lisanýný çok iyi biliber oturup aðlaþalým. Ele- yan yarasý buydu iþte. yordu. Keskin bir zekaya ve mim bir yiðidin karý deðil Bunun için de Atamüthiþ bir hafýzaya sahip türk’ün Kuran-ý Kerim’i paylaþalým.” Mehmed Akif kendini olan Mehmet Akif daha 20 Türkçe’ye tercüme edilmebir gençken si teklifini getirdiðinde ve tanýmlamýþ ve “kafa kaðý- yaþýnda Kur’an’ý ezberleyip hafýz bu tercümeye kim üstlenedýnýn” adýný Müslüman olmuþtur. Kur’an’ý sýrf di- bilir sorusu sorulduðunda Türk koymuþ. Dinine ve liyle kuru kuru okuyup yeakla gelen ilk insan Mehahlakýna baðlý olan Akif tinmemiþ, onu hayatýnýn med Akif olmuþtur. Mehkendisi hakkýnda þu itirafher saha ve alanýnda yaþamed Akif Kuran’ý Kerim’i ta bulunuyor:“Gençliðimde dindar bir insan olma- yýp uygulama cabasýný talimat üzere Türkçe’ye çevirmiþtir. Bazý tarihi olay saydým, bir çok günah iþleve geliþmelerden dolayý ise yebilirdim.” Demek ki bu tefsir çalýþmasý imha onun ölçüsüde, prensipleedilmek mecburiyetinde ride ortadaydý. Ve bu ilkekalmýþtýr. sine hayatýnýn sonuna ka“Allah-u Teala Kur’an-ý dar riayet etme gayretinKerim’i türkçe lisanýyla indeydi. dirmiþ olsaydý, Cebrail’i “Ýki mukaddesatým var: hiç þüphesiz Mehmed Akif Birisi dil diðeri din.” Bu iki olurdu.” diyen Süleyman mukaddes deðerlerin muNazif belkide onun bir dehafaza edilmesi gerektiðini ha olduðunu fark eden invurguluyor, onlarýn elden sanlardan birisidir. gittiði taktirde ne büyük Mehmed Akif öyle bir felaketler yaþanacaðýný 25 hüviyete sahip bir insan ki, kendisinde bulunan vasýflar Peygamber Efendimizin meþrebini hatýrlatýyor. Ve kendisinde dört büyük halifenin vasýflarýný taþýyor adeta. Onun karakterini tahlil edip analizde bulunanlar, onda Hz. Ebu Bekir’in sadakatý ve güvenilirliðini, Hz. Ömer’in þecaat ve cesurluðunu, Hz. Osman’ýn ar ve hayasýný ve nitekim Hz. Ali’nin bilgi ve zekasýný bulurlar. Þahsýna yapýlan hakaretlere ve haksýzlýklara sabredip susabiliyordu belki. Lakin Allah’a ve Rasulune yani dinine ve imanýna yapýlan hiç bir hakarete tahammül edemiyordu, susmuyordu ve o cürette bulunanlara: “Elimden gelse seni tepelerim.” diyecek kadar cesur ve mertti. Mehmed Akif yaþamý ve düþünceleriyle tam bir nümune insandýr. Gençlere örnek gösterilecek saðlam ve kuvvetli bir þahsiyetti o. Mehmed Akif’i tanýmak, onun ruhunu anlayýp kavramak ve onun sürdürmüþ olduðu bir hayat sürdürmek... Merhumun kabri Ýstanbul’da Edirnekapý’da ki Þehidlik’te bulunmaktadýr. Ýmkaný olan herkese orayý ziyaret etmesini tavsiye ederim... Fakat merhumun ruhuna bir Fatiha okumak için illede o kabristan mekanýnda beden bulunmak þart deðil... Her müslümam gencin kitaplýðýnda bulunmasý gereken bir eser Mehmed Akif’ Ersoy’un Safahat’ýdýr. Safahat Akif’in tek þiir kitabýdýr. Bütün þiirlerini Safahat’ta toplamýþ, Ýstiklal Marþý’ný ise “Kahraman Ordumuz’a” yazýp, ithaf ettiði için onu halka mal edip Safahat’ýna almamýþtýr. Bir türk müslüman genci olarak bize burada düþen görev herþeyden önce Akif’i ve Akif gibi nice büyük insanlarýmýzý tanýmak ve onlarýn hayatlarýný kendimize örnek almaktýr. Merhumlarý anýp yad etmek, onlarýn kýymetli eserlerini tanýyýp, o eserleri içimize sindirip kendimizde yaþatmaktýr. Nesillere düþen görev budur iþte. 30. sayi sayfalar 30.04.2009 26 ünyadaki tüm dinlerde ibadetler (ritüeller) büyük önem taþýmakta ve inancýn zaruri kýsmýný oluþturmaktadýr. Bu ibadetler arasýnda yer alan ve kelime olarak “yaklaþma” manasýna gelen Kurban ibadeti tüm dinlerde karþýlýðýný bulmaktadýr. Kur’an-ý Kerim insanýn Allah’a (cc) kulluk etmek üzere yaratýldýðýný bildirir.[1] Dine olan bu tabî meyil insanýn fýtratýnýn bir parçasýdýr.[2] Ancak insanýn dine duyduðu bu ihtiyaç sadece Kur’an-ý Kerim’de dile getirilmez; özellikle Dinler Tarihi ve Antropoloji[3] gibi bilim dallarý, en primitif toplumlardan günümüzün çaðdaþ toplumlarýna kadar hiçbir insanýn dinsiz olmadýðýný veya herhangi bir dinsel düþünce veya davranýþa sahip olmadan yaþam sürdürmediðini göstermiþtir. Bu açýdan bakýlýrsa dinin yaþamýn bir þartý olduðunu söyleyebiliriz. Dünyadaki tüm dinlerde ibadetler (ritüeller) büyük önem taþýmakta ve inancýn zaruri kýsmýný oluþturmaktadýr. Bu ibadetler arasýnda yer alan ve kelime olarak “yaklaþma” manasýna gelen Kurban ibadeti tüm dinlerde karþýlýðýný bulmaktadýr. Ýþte bu yüzden Kuran-ý Kerim’de ; “Biz, her ümmete -(Kurban D GMG Güney Bavyera Bölgesi Kadýn Kollarýnýn düzenlemiþ olduðu Yatýlý Aile Eðitim ve Gençlik Seminerlerine bir yenisini daha ekledi. Eðitim seminerini çoðunluðunu gençlerden oluþan doksan kiþilik bir katýlýmla gerçekleþtirdi. Büyük çoðunluðunun genç kýzlarýn oluþturmasý, gençlerimizin böylesi organizasyonlara olan ihtiyacýný sergiliyordu. Üç gün süren seminerlerin ana konusu, aile içerisin- I 17:39 Uhr Seite 26 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 Fýtrat ve Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rýzýk olarak verdiklerimiz üzerine Allah'ýn adýný ansýnlar diye- kurban kesmeyi gerekli kýldýk. Ýmdi, Ýlâhýnýz, bir tek Ýlah'týr. Öyle ise, O'na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlâslý ve mütevazý insanlarý müjdele!” [22:34] buyrulmaktadýr. Kurban düþüncesi ve uygulamasý yalnýzca çaðdaþ dinlerle sýnýrlý deðildir. Eski Mezopotamya’da bile kurban uygulamasýndan söz edilmektedir. Bu ve buna benzer bilgiler yaratýcýya yaklaþmak amacýyla onun adýna bir hayvanýn kurban edilmesi, insan fýtratýnýn dinî bir ihtiyacýný karþýlamaktadýr.[4] Tevhid inancýna sahip dinlerde ilk kurban olayý Kabil ve Habil’e atfedilmektedir. Tevrat’ta; Habil’in sürüsündeki ilk doðan hayvanlardan birini seçip tanrýya sunduðu kurbaný kabul edilirken, Kabil’in tarladan getirdiði ürünlerin kabul edilmediði ve bunun neticesinde Kabil’in Habil’i kýskançlýk nedeniyle öldürdüðü anlatýlýr.[5] Kur’an-ý Kerim’de bu kýssa þöyle anlatýlmakta- Ali METE dýr: “Onlara, Adem'in iki oðlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmiþlerdi de birisinden kabul edilmiþ, diðerinden ise kabul edilmemiþti. (Kurbaný kabul edilmeyen kardeþ, kýskançlýk yüzünden), ”Andolsun seni öldüreceðim” dedi. Diðeri de ”Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder” dedi”. [5:27] Hem Tevrat’ta hem de Kur’an-ý Kerim’de Habil’in halis inanç ve Allah korkusuyla sunduðu kurbaný kabul edildiði yer almaktadýr. Bu en ziyadesiyle þu ayetlerde karþýlýðýný bulmaktadýr; “Onlarýn ne etleri ne de kanlarý Allah'a ulaþýr; fakat O'na sadece sizin takvânýz ulaþýr…” [22:37] Ýlahî vahye dayanan dinlerde kurban Allah’a yapýlan ibadetlerin önemli bir kýsmýný oluþturur. Çok tanrýcýlýða (Þirk) meydan vermemek için bu dinlerde tek bir tanrýnýn adýna kurban kesmeye izin verilmiþtir. Her ne kadar uygulamada bazý farklýlýklar olsa da, bu dinlerde kurban ile ayný hedef gözetilmektedir; Ýslam’ýn taþýyýcý sütunlarý olan Allah’ýn birliðine þahadet, yani tevhid, takva ve itaat. Kurban, insanlara Allah’ýn rýzk sahibi olduðunu ve her þeyden üstün olduðunu tekrar hatýrlatýr. Bugüne kadar yaþamýþ, yaþayan ve yaþayacak olan her þeyin ona döndürüleceði Kur`an-ý Kerim’de þöyle bildirilir: “De ki: Þüphesiz benim namazým, kurbaným, hayatým ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.” [6:162] Kurban Ýslam dini baðlamýnda ayrýca Hz. Ýbrahim’in (as) bir mirasý olarak kabul edilir. Rüyasýnda ona emredilmesi üzerine, Hz. Ýbrahim’in (as) tek bir oðlu Ýsmail’i Allah’a itaatin bir göstergesi olarak kurban etmeye hazýr olmasýydý bu miras. Kur`an-ý Kerim’de bu kýssa þöyle anla- IGMG Güney Bavyera Kadýn Kollarý`ndan Yatýlý Eðitim Semineri de iletiþim ve eðitim hatalarý, bunlarýn çözüm yollarý idi. Seminere Türkiye`den katýlan eðitimci yazar Mine Alpay Gün Hanýmefendi, kendisine has mütevazi uslubuyla genç kýzlarýmýz ve annelerimizle tecrübelerini paylaþtý. Katýlýmcýlar güzel anlar geçirerek, Bölge Kadýn Kollarý hatibelerinden Hanife Soysal Hanýmefendinin sunduðu „Rasulullah ve Eðitim“ konularýyla bilgilerine bilgi kazandýrdýlar. Yine Bölge Hatibelerinden Eðitimci, Pedagog, Rukiye Turan Hanýmefendinin paylaþtýðý uygulamalý motivasyon aðýrlýklý bilgiler oldukça ilgi gör- dü. Gençlik ve Eðitim birimlerinin hazýrlamýþ olduðu deðiþik konulardaki Workshoplar eðlenceli ve faydalý dakikalar geçirilmesini saðladý. Bilgi alýþveriþi ve kaynaþmanýn yoðun bir þekilde yaþandýðý üç günlük beraberliðin son günü IGMG Güney Bavyera Bölge Kadýn dosya týlýr. Hz. Ýbrahim (as) Allah’a þöyle der: “O: ”Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver”, dedi. Ýþte o zaman biz onu uslu bir oðul ile müjdeledik. Babasýyla beraber yürüyüp gezecek çaða eriþince: Yavrucuðum! Rüyada seni boðazladýðýmý görüyorum; bir düþün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacýðým! Emrolunduðun þeyi yap. Ýnþallah beni sabredenlerden bulursun, dedi. Her ikisi de teslim olup, onu alný üzerine yatýrýnca: Biz ona: ”Ey Ýbrahim!” diye seslendik. Rüyayý gerçekleþtirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandýrýrýz. Bu, gerçekten, çok açýk bir imtihandýr. Biz, oðluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasýnda ona (iyi birnam) býraktýk: Ýbrahim'e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandýrýrýz.” [1] "Ben cinleri ve insanlarý, ancak bana kulluk etsinler diye yarattým." [51:56] [2] "Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanlarý hangi fýtrat üzere yaratmýþ ise ona çevir. Allah´ýn yaratýþýnda deðiþme yoktur." [30:30] [3] Ýnsan bilimi; Yunancadan: ánthropos „insan“ ve lógos „bilim“ [4] S. G. F. Brandon, A Dictionary of Comparative Religion, London, 1970, s. 545 [5] Eski Ahit, Tekvin, 4,38 Kollarý Baþkaný Ayþe Ergan Hanýmefendi böyle organizasyonlarýn getirdiði faydalara deðinerek proðramda emeði geçen tüm görevlilerine ve katýlýmcýlara teþekkür etti. Tekrar böyle güzel beraberliklerin olmasýný temenni ederek vedalaþýrken duygulu anlar yaþandý. Katýlýmcýlar kýsa zaman zarfýnda yeniden böyle programlar beklediklerini ifade ederek memnun bir þekilde ayrýldýlar. 30. sayi sayfalar 30.04.2009 dosya Seite 27 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir üyüklerimizin bir oh çekerek hasretle andýklarý o nostaljik ifadelerini hatýrlarýz hep, bayram günlerinde: Ah o eski bayramlar nerede diye. Ama o eski bayramlar artýk olmayacak. Evet, o bayramlar bundan sonra olmayacak. Bu durum, hem, eþyanýn tabiatýna aykýrý, hem de, zaman, mekan deðiþiminden kaynaklanan hayat anlayýþýmýzdaki farklýlýklar sebebiyle olmayacak. Eðer o eski bayramlarý aynýyla yaþayabilseydik, belki de bizler bu gün, o bayramlardan zevk almayacaktýk. Zevk alamazdýk, çünkü, o bayramlara tad veren ruh halimiz tamamýyla farklý. Üstelik buna, bizim gibi “gurbet”te yaþayan göçmenlerin içinde yaþadýklarý tüm þerait de eklenince, hayýflandýðýmýz bayramlarý yaþayamayýz. Belki, o eski bayramlara ihtiyaç yoktur da. Eðer buna ihtiyaç duyuyor isek, ihtiyaç duyduðumuz tek þey, bayramýn aslî ruhunu yeniden hayatýmýza ve içinde bulunduðumuz þartlara uyarlamamýz olacaktýr. Aslýný sorarsanýz, bayramlar eskimiyor, onlarý bizler eskitiyoruz. Ne yazýk ki, zaman zaman öykünsek de, büyüklerimizin güzel geleneklerini, bayramlara tad katan davranýþlarýný küçümsüyoruz. Çok çok küçük bir örnek. Yapanlarýmýza haksýzlýk etmeyelim, amma ve lakin, ceplerde, bir küçük çocuk gelir de bayram sevinci olarak, gönlünü alýp, o masumiyeti ile duasýný beklemek amacýyla taþýnan þekerlerin, bozuk paralarýn geri gelmesi mümkün deðil mi? Mümkün. Buna imkanýmýz yok mu? Var. O zaman, bayramlarýn eskidiðini nasýl söyleyebiliriz? Bayramýn birinci temel ruhu, sevindirmek ve sevinci ortak olarak paylaþmak deðil midir? Yaþlarý ortanca ve daha büyük olanlarýmýz, kendi çocukluklarýný bir hatýrlasýnlar; hepimiz nasýl da bir bayram telaþý içindeydik. Hani o zamanlar, çocuklar büyüklüðe bir adým atabilmek için, (—ki o bir adým, bir arpa tanesi kadar boyla- B 17:39 Uhr hayat O eski bayramlar artýk olmayacak! rýnýn uzamasý idi)— arefe günü gelmeden bir akþam önce mutlaka gusledip yýkanýrdý. Geçmiþlerini unutmamak için, sabahleyin ilk yapacaklarý iþ, güneþ doðumu ile birlikte kabristana gidip, en yakýnlarýndan baþlayarak, baþta Hz. Adem (a.s.) olmak üzere, Peygamberimiz (s.a.v.) ile birlikte tüm peygamberlere, ümmetin tüm alimlerine ve fakat yalnýzca adaletli sultanlara, bilinen ve bilinmeyen her bir ferdi için dua ederdi. Þimdi diyelim, doðrudan kabristana gitme imkanýmýz yok. Lakin o ruhu, aynýyla evmizde yaþama imkanýmýz da mý yok? Kýsacasý bu, kaybedilen bayramýn deðil, kaybedilen ruhumuzun resmidir, aslýnda. Her bayramda iki þey dikkatimi çeker durur hep. Birincisi, bayram vaazlarýnýn vaz geçilmez tavsiyesidir ki, bu tavsiye, bayramýn aslî ruhunu yansýtýr. “Üç günden fazla birbiriyle dargýn ve küs duranlar bizden deðil” Hadis-i Þerifi’nin hatýrlatýlarak, ümmetin birbirine olan kardeþliðinin pekiþtirilmesi için yapýlan bu hatýrlatmanýn yaný sýra, Bayram Hhutbelerindeki tekbirler ve “La havle vela kuvvete illa bi’llahi’l Aliyyi’l Azim” ifadeleridir. Neden bu kadar kýsa, ama bir o kadar da özlü ve anlamlý? Evet insanlarý unutmayacaðýz da, bizlere bugünleri bahþeden Rabb’imizi hiç unutmayacaðýz. Zira O, tek ye yalnýzca en büyük ve en güçlü iktidar sahibidir. Hayatýmýzýn temellerini bu anlayýþ üzerine kurabilirsek, ancak o zaman, eski bayramlarý býrakýp, her yeni bir bayram, bizler için, iyi birer Müslüman olarak sevinçlerimizi de üzüntülerimizi de 27 Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 Ýlhan BÝLGÜ paylaþabileceðimiz bayram olabilir. Hepimiz biliriz ki, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bayram günlerinde oruç tutmayý yasaklamýþtýr. Bu yasaðýn hikmeti nedir ki? Düþünmek zorundayýz. Ve Efendimizin bayram gününü aynýyla takip edersek, her bayramý yeni bir bayram yapabiliriz. Hatýrlayalým. Güneþ doðduktan sonra, ümmetin çoluk-çocuk, kadýn, yaþlý demeden hepsini “Musalla”ya çaðýrýrda Efendimiz. (Musalla, namaz kýlýnan yer, meydan demektir.) Ki bu amaçla, Medine’de mescide 700-750 metre uzaklýkta bir meydan yapýlmýþtý. Bu namaza herkes davetli idi. Hatta rivayetler, namaz kýlma durumunda olmayan kadýnlarýn dahi Musalla’ya çaðýrýlarak, namaz kýlýndýktan sonraki duaya iþtirakleri ve verilen hutbeyi dinlemeleri hususunda ittifak halindedir. Alanýn büyüklüðü ve arkadaki kadýnlara sesinin gitmemiþ olabileceði imtimali ile de Efendimiz, özel olarak kadýnlarýn bulunduðu bölüme gider ve orada onlarla yeniden sohbet eder ve nasihatte bulunurdu. Namaz kýlma alanýnda, namaz sonrasýnda mü’minlerin birbirleri ile ku- çaklaþmalarý ve bayramlarýný tebrik etmeleri için imkan oluþtururdu. Farklý yörelerden gelseler de, örneðin, Habeþliler kendi geleneklerine göre eðlenceler düzenlerler ve bu eðlenceleri Efendimiz ehli ile beraber izlerlerdi. Çünkü bugün, Müslümanlarýn ortak sevinç ve sevinçlerini gösterme günü idi. Bizler, Avrupa’da belki böylesi bir bayramlaþma imkanýna sahip deðil isek bile, buna imkan oluþturma durumunda deðil miyiz? Bir bayram sabahý, büyük salonlar kiralanarak, çoluðumuzla çocuðumuzla, kadýnlarýmýz ve büyüklerimizle, beraber namaz kýlýp, namaz sonrasýnda birbirlerimize yapacaðýmýz maddî ikramlarýmýzýn yaný sýra, en kalbî muhabbetlerimizi ikram edebiliriz. Bizler, “”Þüphesiz müminler birbirleri ile kardeþtirler,” (Hucurat Sûresi, [49:10]) emrinin ve tesbitinin muhabatý olduðumuza göre, ek yakýn akrabalarýmýzdan baþlayarak bu muhabbetimizi artýracak, biribirimizi unutmadýðýmýzý gösteren fiillerle, yepyeni bayramlarý yaþayabiliriz. Bayram günlerinde, dostlarýmýzý davet ve onlarýn davetlerine icabet etmeyi hepimiz bir görev biliriz. Belki de, bir gün öncesinde ziyaretinde bulunduðumuz, ellerini öpüp hayýr dualarýný aldýðýmýz anamýzýn-babamýzýn, akrabalarýmýzýn ve dostlarýmýzýn bu günde yeniden gönüllerini aldýðýmýz andaki farký gözlerimizin önüne getirelim. Ne oluyor da, bir anda kimyamýz deðiþiyor? Deðiþen þey aslýnda, bu buluþmalara, gönül almalara anlam veren bayramlarýmýzýn ruhudur. Efendimizin ümmeti ile bir araya gelmek için hazýrladýðý o “Musalla”’daki bayram havasýnýn günümüze yansýyan manasýdýr, bu sevincimizi daha da tatlý ve doyurucu kýlan. Hâlâ yaygýn bir gelenektir. Türkiye’de köylerde, namaz sonrasýnda panayýrlar kurulur, dualarla Müslümanlar birbirlerinin bayramlarýný tebrik için musafaha ederler. Þehirlerde kurulan bayramlarda ise buna benzer gelenekler fazla yaygýnlaþmamýþ olsa bile, namaz sonrasýnda imamdan baþlayarak cemaat birbiriyle bayramlaþýr. Çocuklarýmýzýn þaþkýnca bir sevinçle cemaate karýþtýðý, büyüklerinin ellerini öperken baþlarýnýn okþandýðý bu anlarý, alanlarý dar olan camilerimizde, bizler de yaþatma gayretindeyiz. Bu bayramlaþma bile genç nesillerimizin bayramlar yoluyla kimlik bulmalarýna yardýmcý oluyor. Genç nesillerimizin, kendi bayramlarýný bilme ve öðrenmeleri zorunludur da, bu bayramlarý onlara öðretmek, o bayram ruhunu onlara aþýlamak da bizim görevimizdir. Diyanet Ýþleri Baþkaný’nýn bu Ramazan’da “Býrakýn çocuklarýmýz teravih esnasýnda camilerde oynasýnlar” anlamýndaki uyarýsýný, kendimize adapte ederek, býrakalým çocuklarýmýz bayramlarýný öðrensinler diyebiliriz. Buradaki býrakalým ifadesi, hadi yapalým, yapmak zorundayýz, anlamýnda deðerlendirilmelidir. Ramazan bBayramý öncesi, acaba, Fýtýr sadakasý niçin verilir; Kurban Bayramý’nda da ümmetin, yoksullarýnýn gönüllerinin alýnmasý için, kKurban niçin kesilir? Yani, neden sadakalar tam namaz öncesinde, kurban tam da namaz sonrasýnda kesilir ve verilir? Her halde, bayramlaþma imkaný olmayanlara da, bayramýn farkýný göstermek içindir. Elbette ki Allah böyle emretmiþtir. Emretmiþtir de, bunun hikmet-i ilahîsini bulmak, aramak ve o hikmete binaen bu emre tâbi olmak da bizim görevimizdir. Bayramýnýz mübarek olsun. AÞAÐIDA ÝSÝMLERÝ GEÇEN MÜÞTERÝLERÝMÝZ ADINA OKUYUCULARIMIZIN KURBAN BAYRAMLARINI KUTLUYORUZ Bayram Aggül, Avukat Özlem Tuncer, Computer, Mehmet Demir, Antalya Kuyumcu, Önder (Fenster & Türen), Antep Sofrasý, Ayhan GmbH, Hicret Market, Hicret Basar, Avukat Sevda Babayiðit, Avukat Murat Baþpýnar, KFZ Technik T.Taþkýn, Int Bau Kapý Pencere, Büro Service Pehlivan, Aktürk Avize ve Özkul Halý, Pader Cars an und Verkauf, Türkische Eltern Verein Bielefeld Nezahat Yýldýrým, Cafe Villia, Akasya GmbH 30. sayi sayfalar 30.04.2009 17:39 Uhr 28 eðerli Okuyucularýmýz: Þoför Okulu Ýþletmemiz nedeniyle Ehliyet hakkýnda yapýlan son deðiþiklikleri siz deðerli vatandaþlarýmýzý bilgilendirmek amacýyla aktarmayý kendimizi görevli hissederek bu yazýyý yazmaya karar verdik. Ýnþallah sizlere faydalý olabilirim. Son bir kaç yýl içerisinde Avrupa Kanun ve Kurallarýna Uyum amacýyla bir çok Avrupa ülkelerinde olduðu gibi Almanya`da da bir çok deðiþiklikler yapýldi, yapýlýyor ve daha da yapýlacak. Bugün bunlardan sadece birkaçýný sizlere açýklamak istiyorum. -Aðýr Vasýta Ehliyeti Ýle Ýlgili Yapýlan Deðiþiklikler -Türkiye`den veya 3. ülkelerden alýnan ehliyetlerde yapýlan deðiþiklikler -Almanya`da almýþ olduklarý Ehliyetin herhangi bir suç nedeniyle ellerinden alýndýktan sonra geri alma hakkýnda yapýlan deðiþiklikler -Yazýlý imtihanlarýnýn bilgisayar da yapýlacaðý hakkýnda deðiþiklikler. Aðýr Vasýta Ehliyeti Ýle Ýlgili Yapýlan Deðiþiklikler Aðýr vasýta ehliyeti almak isteyenler için 01.09.2009 tarihi önemli bir gün olacak çünkü: Bu tarihden sonra aðýr vasýta ehliyeti alanlar herhangi bir firmada çalýþmak için ek bir kurs ve Almanca yazýlý imtihan yapmak zorunda kalacaklar bu kursu yapmayanlar her hangi bir firmada çalýþamayacaklar. Aðýr vasýta ehliyetlerini 01.09.2009 tarihine kadar alanlar sadece 35 saatlik “Weiterbildungskurs” yani “Geliþtirme Kursu” yapacaklar ve imtihan olmayacaklar. Bu kursun adý “Beschleunigte Grund Qualifikation” yani “Hýzlandýrýlmýþ Yeterlilik Temelkursu” Kanunen baþlangýç tarihi: 01.09.2009 tarihinden itibaren geçerli. Kursun süresi: en az 130 saat sözlü ders ve en az 10 saat direksion dersi. Ýmtihan þartlarý: Kursun sonunda sözlü ve yazýlý imtihan IHK`larda Almanca olarak yapýlacak ve Almanca ders kitaplarý var sadece D Seite 28 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 Ehliyet Konusunda En Son Yapýlan Deðiþiklikler Nelerdir! simulasyonlu. Kursun yapan kiþiye maliyeti: 2500 ile 4000 Euro arasý olacak. Yapýlacaðý yer: Müsadesi olan Aðýr vasýta ehliyeti veren þoför okullarý. Aðýr Vasýta Þoförü Olarak Çalýþmak Ýsteyen Vatandaþlarýmýza önemle duyrulur! Aðýr vasýta ehliyetinizi 01.09.2009 tarihine kadar alýn! Otobüs þoförleri için bu kurs 01.09.2008 tarihinde baþladý. Türkiye`den veya 3. ülkelerden alýnan ehliyetler de yapýlan deðiþiklikler “Führerschein Umschreibung” yani Almanlarýn deyimi ile 3. ülkelerden alýnan ehliyetlerin Alman Ehliyetine çevrilmesi Daha açýkçasý Türkiye`den Ehliyet alan ve Almanya`da deðiþtirmek isteyen vatandaþlarýmýzý ilgilendiren durumlara bakalým. Almanya`ya gelmeden Türkiye`den ehliyet alan bir kardeþimiz Almanya`ya giriþ tarihinden itibaren 6 aydan fazla Almanya`da kalacak ise Türkiye`den aldýðý ehliyeti ile Almanya`da 6 ay ehliyetinde sürme müsadesi olan araclari kullanabilir. 6 aydan sonra Türkiye`den aldiginiz ehliyet ile hiç bir motorlu taþýtý kullanamaz. Almanya`da Oturumu olan bir þahýs yurt dýþýndan aldýðý (mesela izinde) ehli- Ýhsan GÜLER yeti Almanya`da geçerli deðildir ve deðiþtiremez. Ancak yurt dýþýnda en az 6 ay 1. ikametini belge ile kanýtlarsa geçerli olabilir. Dikkat! Türk vatandaþlarý bunu yabancýlar polisinden müsaade almadan kanýtlarsa oturumlarý geçersiz olur. Þayet Almanya ya giriþ tarihinden 6 ay sonra taþýt kullanýrsa “Ehliyetsiz Taþýt kullandý anlamýna gelir” ki 1. Para cezasý alýr 2. Ehliyeti elinden alýnýr 3. Ehliyet almasý için yasak süre konur. 4. Duruma göre MPU psikolojik terapiye tabii tutulabilir. 5. Araç sigortasý herhangi bir kazada zararý ödemeyebilir. Eski kanuna göre ehliyetini 3 sene içerisinde Alman Ehliyetine çeviremeyenler 3 yýl sonra çevirme þanslarýný tamamen kaybediyorlardý. Þimdi o kanun deðiþti. 3 yýl sýnýrlamasý artýk kaldýrýldý. Artýk Almanya`ya 20 yýl önce gelmiþ ve Türkiye`den ehliyeti olan þahýs ehliyetini Almanya`da deðiþtirebilir. Veya Sadece B sýnýfýný deðiþtýrmýþ fakat aðýr vasýtayý deðiþtirmediyse þimdi kalan sýnýflarý da deðiþtirebilir. Türk Ehliyetini Alman Ehliyetine çevirmenin þartlarý ve gereken evraklar: Pasaport Dilekçe (hazýr formlar þoför okulunda doldurtabilirsiniz) Resim (Visiuele foto Pass bild) Türk Ehliyetinin Almanca Tercümesi Ýlkyardým Kursu belgesi – Aðýr vasýta için 2 günlük lazým. Sehtest – Aðýr vasýta için göz doktorundan rapor Aðýr vasýta için ev doktorundan saðlýk raporu Eðitim Þartlarý: Mecburi Ders saati yok-Mecburi Direksiyon Dersi yok. Ýmtihan Þartlarý: Hem Yazýlý Ýmtihaný Hem de Direksiyon Ýmtihaný Mecburi. Yazýlý Ýmtihanlarýna Türkçe girebilir. Tahmini Maliyeti: B sýnýfý için 3 direksion dersi dahil 600 euro CE sýnýfý için 8 direksion dersi dahil tahmini 1700 euro. Almanya`ya yeni gelen veya akrabasý gelecek olan IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi Rheda-Wiedenbrück Þubesi BYK´ya Ve Bölge Hatiplerine Ýkramda Bulundu GMG Kuzey Ruhr Bölge Yürütme Kurulu ve Bölge hatipleri Rheda´da toplandý. Selamlama konuþmasý yapan Rheda Cemiyet Baþkaný Erol Bey: “Biz Kuzey Ruhr Bölgesi yöneticilerine ve gezici hatiplere I sonsuz teþekkürlerimizi arz etmek için bu programý gerçekleþtirdik. Bizi kýrmayýp geldiðiniz için teþekkür ederiz” dedi. BYK da toplantýsýný yaptý. Bölge hatipleri de dualar ettiler, geçmiþlere rahmet okudular. IGMG Kuzey Ruhr Bölge Baþkaný Murat Ýleri de Rheda yönetim kuruluna böyle bir program sunduklarý için çok memnun kaldýklarýný ve kendilerine çok teþekkürlerini söyledi. Program ziyafet ile sona erdi. dosya vatandaþlara tavsiyemiz. Almanya`ya geldikten sonra en kýsa zamanda araç kullanmadan önce 1. Þoför Okulu ile görüþüp bir kaç direksion dersi alýp sonra sürüsünü Almanya þartlarýna göre müsade edilen 6 ay süre içinde geliþtirsin ki sonra imtihana gireceði zaman fazla direksiyon dersi almak mecburiyetinde kalmasýn. 2. Almanya`ya geldikten hemen sonra ehliyetini deðiþtirmek için ehliyet dairesine dilekçe versin ki 6 ay dolmadan ehliyetini alabilir, dolayýsý ile 6 ay sonra ehliyetsiz kalmaz sizin de bildiðiniz gibi hangi iþ yerine gitseniz sizden ehliyet sorarlar. 3. Türkiye`den aðýr vasýta ehliyeti alanlar B sýnýfýný deðiþtirdikten sonra aðýr vasýtayý da uygun fiyata deðiþtirebilirler. Yazýlý imtihanlarýna da Türkçe girebilirler. 4.Yazýlý Derslere (14 defa) katýlmak mecburiyeti yok ama Alman Trafik kanun ve kurallarýný tanýmak için katýlmalarýný tavsiye ederiz. Almanya`da almýþ olduklarý ehliyetin herhangi bir suç nedeniyle ellerinden alýndýktan sonra geri alma hakkýnda yapýlan deðiþiklikler Yeni çýkan Kanuna göre Almanya`da almýþ olduðunuz Ehliyetiniz herhangi bir suçtan dolayý Alýnmýþsa Mecburi bekleme süresinden sonra MPU yani (Idioten test) - Saðlýk ve Psikolojik terapiden sonra imtihana girmeden Ehliyetini geri alabilir. MPU hususunda Bilgi verebiliriz. Yazýlý imtihanlarýnýn Bilgisayarda yapýlacaðý hakkýnda 01.01.2009`dan itibaren tüm yazýlý imtihanlar Bilgisayar ortamýnda yapýlacak Türkçe olarak da yapýlabiliyor. Yazýlý imtihanlar artýk þoför Okullarýnda deðil Tüv`de yapýlacak. Daha detaylý bilgi için bizi arayabilirsiniz. www.fahrschule-guler.de ihsan_gueler@yahoo.de Baþka bir yazýda buluþmak üzere Allah`a emanet olun. 30. sayi sayfalar 30.04.2009 özel köþe Her Fýrtýna… Her fýrtýna, savuracak bir toz bulur… Her hayal yaþanacak bir can bulur... Her düþ gerçekleþecek bir umut bulur... Kolay bulunmayan tek þey davasýnda sadýk olmaktýr... Davasýna ihanet etmeyen kiþiliktir... Ýnsan oðlu yürümeyi, kuþlar gibi uçmayý, balýklar gibi yüzmeyi öðrendikten sonra... Basit bir sanatý unuttu... ÝNSAN gibi yaþamayý… Sadýk olmayý… Adam gibi ayakta durmayý… Zengin; çok mala sahip olana denmez, zengin kalbi, zengin ve itaat duygusu olana denir. Kalp zenginliðinden mahrum olan kimse, ne kadar geniþ servete sahip olursa olsun yine fakirdir. Hýrsý sebebiyle de halk nazarýnda gün gelir hakir olur. Kalbi zengin olan kimse de ne kadar fakir olursa olsun herkesin nazarýnda muhteremdir. Bugünün, yarýný olduðunu unutma. Bugün senin olabilir, ama yarýn ne olacak acaba. Para dediðin el kiridir yýkanýnca oda gider ama iyiliklerin, inancýn seninle mezara kadar gider sadýk isen… Fýsýltý gazetesinin getirdikleri Almanya`da yaþanmýþ öyle hikâyeler var ki sormayýn? Aslýnda böyle bir konuyu yazmayý aklýmdan bile geçirmedim, ama Ýrfan kardeþ telefon edince ben de sizinle bu olaylarý paylaþmak istedim. Tabii bu arada bazý vatandaþlar var ki hiç sormayýn ve benden duymamýþ olun, kimisi tornavida ile elektrik var mý? diye þase yaptýrýp sigorta attýrýr, kimisi bir türlü kasap olamadan her ay bir parmaðýný götürür, kimisi de vatan hasretinden parmaðýný piresin altýnda unutur bizim konumuz da buna benzer. Ben de size benzer birkaç hikâye aktaracaðým. Adamýn biri seksenli yýllarda tutmuþ babasýný Almanya`ya yanýmda dursun diye kaçak yollardan getirmiþ. Bir zaman geçtikten sonra bir gün iþten gelmiþ ki babasý vefat etmiþ. O þokla ne yapacaðýný þaþýrmýþ. Bir de polis duyarsa beni tutuklarlar korkusu ile iþyerinden bir hafta izin alýyor, babasýný bir televizyon kartonuna koyuyor arabanýn üstüne ba- 17:39 Uhr Seite 29 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 HACARABIN SERÜVENLERÝ-17 gaja sarýyor ver elini Türkiye. O gazla Belgrad`ý geçiyor ama yoruluyor. Bir parkta uyuyor. Uyandýktan sonra kartonu bir kontrol edeyim diyor ve dýþarý çýkýyor bir de ne görsün karton yok. Adamlar televizyon var diye kartonu alýp gidiyorlar kartonu açýnca nasýl þok geçirdiler ALLAH bilir. Adam arýyor, tarýyor yok polise de gidemez ne yapacaðýný bilemez bir halde Almanya`ya geri dönüyor. Adam Türkiye’ye bir daha gidemiyor çünkü kardeþleri babalarýný istiyor! Eee bu kadar mý demeyin. Yine zamanýn birinde Adamýn birinin bir iþi varmýþ Almanca bilen bir arkadaþýný tercüman olarak yanýnda götürür. O konuþur arkadaþý tercüme yapar sonunda anlaþamazlar arkadaþýna: —Buna söyle bu üçkâðýtçý sütü bozuk der. Adam da Alman`a döner tercüme yapar: —Drei papier kaputte milch tabi Alman þaþkýn þaþkýn bakar bir þey anlamaz tercüme doðru anlam yanlýþ! Baþlamýþken devam edelim. Almanya`nýn ilk zamanlarý altmýþlý yýllar. Yine bizimkilerden birinin karný acýkýr o zamanlar helal haram bilen yok girer bir lokantaya boþ bir masaya oturur. Garson gelir bizimki Türkçe bir þeyler ister tabi garson anlamaz, o ona bakar o ona bakar, Türk kýzar ve: —Reis gibi baþýmda durup salak, salak ne bakýyorsun, hançerimi çýkarmayayým getir bir þeyler. Garson hemen gidiyor biraz sonra salata pilav ve piliç getirmesin mi. Meðer reisi pirinç salaðý salata hançeri de piliç olarak anlamýþ. Adam da böylece karnýný doyurur çýkar! Yine zamanýn birinde yine bizim vatandaþ eþyalarý arabaya yükler alýr çocuklarý arabaya koyulur izin yollarýna. Gider, gider yollar bitmez ama vatandaþ yorgunluktan biter. Eski Yugoslav- M.Salih AYDIN ya`nýn bir köþesinde bir yere park eder birkaç vatandaþ da park etmiþtir. Vurur kafayý yatar bizim vatandaþ, ailece derin bir uykuya dalarlar. Bir uyanýr ki kendinden baþka kimse kalmamýþtýr. Kontaðý hemen çevirir arabayý çalýþtýrýr biran evvel uzaklaþayým diye. Adam atar birinci vitese ikinci vites derken araba yerinde duruyor. Arabadan bir inerki durum vahim arabayý takoza almýþlar dört teker de yok. Sonra kendi tekerlerini bile bile satýn alýr da yola devam eder. Evet, bizim Almancýlar yufka yüreklidir geleni hiç boþ çevirmezler. Vatan hasreti yüreklerini yakmýþtýr. Onun için gelene para vermiþtir gidene para vermiþtir. Vatandaki garibin iþi olsun aþý olsun diye ne zaman veremez olmuþtur o zaman herkes yalnýz býrakmýþtýronlarý. Ama kaybeden Almancý olmuþtur neslinden geleceðinden fire vererek. Bu konular daha çok uzar gider ama biz bu kadarla yetinelim. Nereden nereye geldik, gelelim asýl konuya bu konuda Wetzlar`ýn özelliklerinden. Ýrfan Altýnküpe kardeþimiz Türkiye`den sanat okul mezunu, eli iþlerin her türlüsüne yatkýn. Birgün bana telefon etti: —Salih abi bu haberi yaz ben Sinan`a telefon ettim o da sana yönlendirdi dedi. Olayý bana anlattý, ben önce þaka yapýyor zannettim, pek yazmayý düþünmedim, sadece gülümsedim. O hafta sonu hac yemeði vardý Ýrfan ve Abdulkadir beyle ayný masada oturduk. Ben de sordum Ýrfan`da olayý bana anlatmaya baþladý. Ýrfan`a Tuncer Ýrkin (Araba tamirhanesi var) kardeþ diyor ki: —Gel bizim þu fayanslarý hallet. Ýrfan da: —Tamam, hallederiz diyor. Yanýna da yardýmcý olarak Tuncer`in abisi Abdulkadir Ýrkin`le Tahsin Yýlmaz`ý alýyor. Fayans yapacaklarý yerde hayýrlýðý yapýyorlar. Ýlk fayans yapýþtýrýcýsýný Ýrfan karýyor ve iþe baþlýyorlar. Biraz yapýnca harç bitiyor. Bizim Abdulkadir de eski inþaatçýlardan senelerce yol inþaatýnda çalýþmýþ ikinci harcý karýyor, ama oda ne Ýrfan harcý duvara atýyor harc yapýþmýyor yere dökülüyor, ne kadar uðraþsa nafile, anlýyor ki bizim Abdulkadir flex kleber (fayans yapýþtýrýcý) yerine flex fugeni (fayans dolgusu) karmýþ. Abdulkadir fayansý yere döþediðinden iþin farkýnda bile deðil iþe dalmýþ durmadan devam ediyor. Ne de olsa yerdekiler düþmüyor. Bu arada ben sadece sessizce onlarý dinliyorum. Bir ara Ýrfan Abdulkadir`e döndü ve dedi ki: —Abdulkadir f harfini görünce okuma luzumunu hissetmemiþ herhalde ezbere gitmiþ bizim bazý yaþlýlar gibi ne de olsa kendisi de dede oldu. Abdulkadir: —Arkadaþ usta sensin anlaman lazýmdý fugen mi, kleber mi ne ise? Ýrfan: —Arkadaþ ikiside ayný renk nerden anlayayým, bir de sen acemi çýrak deðilsin ya senelerce inþaatta çalýþtýn boþuna mý aldým yanýma. Sonra Abdulkadir boynunu büktü ve bana döndü: —Salih abim yazmaz ben biliyorum dedi. Tabi ben de hiç ses yok durumu seyrediyorum. Tarafsýz durmaya çalýþýyorum. Bir taraftan da güzel bir yazý hazýr beni bekliyor ama Ab- 29 dulkadir`e de acýyorum pekde yazmak istemiyorum. Olayý hâla þaka olarak görüyorum ve sonunda olan oldu, Abdulkadir Efendi pes etti: —Yazarsanýz yazýn be bu olayda benim kaderim olsun, nasýl olsa bir fýrsat da bana düþer o zaman da siz yalvarýrsýnýz deyince. Ben de bunu fýrsat bildim ve yazdým, þimdi içimde bir korku var, ya biz de onun yanýnda ayný duruma düþersek ne olacak. Yine de benden bir þey duymadýnýz… Hacarabýn Ameliyatý Babam varizden ameliyat olmasý gerekli hastahaneye yatacak. Þimdi götürdük babamý hastaneye yatýrdýk. Öyle bir korkuya kapýldý ki sormayýn hayatýnda ilk ameliyatý. Ertesi gün babamý ameliyata alýyorlar ameliyata götürmeden önce bir hap veriyorlar sakinleþsin diye babam da herhalde ben öldüm diyor gözlerini yumuyor. Sonra ameliyathaneye indiriyorlar fýrýn kapaðý gibi bir yerden sokuyorlar. (Eskiler bilir Wetzlar hastanesi eskiden öyleydi) Babam gözünü hafif acýyor fýrýna benzer bir yer kendi kendine: —Hah Hacarap þimdi yandýn burasý cehennem mi ne diye düþünüyor? Sonra narkozu yeyince kendinden geçiyor. Ameliyat bitince ayýkmasýný bekliyorlar. Tam ayýkmaya baþlayýnca yarý baygýn odasýna götürürlerken bir vatandaþa rastlýyor adam babama bakýnca: — Oooo hacý abi bu ne hal rengin sararmýþ solmuþ? Babam zor zoruna gözlerini açýyor: —Eee kardeþim hesap vermek kolay mý? —Ne hesabý hacý abi? Burasý hastahane. Babam o an anlayamýyor odasýna çýkarýyorlar hala ayýk deðil. Bizim bir komþu var Yaþar abi aðýrlýðý 160-170 kilo boyu 190 cm babamýn odasýnda ziyaret için bekliyor. Babam bir ara gözünü açýyor ne görsün dev gibi biri yine kendi kendine: —Hacarap ver bakalým hesabý verebilirsen meðerse adamý Münker ve Nekir zannetmiþ. Babam kendine gelince kendi kendine gülmeye baþladý. Bizde: —Ne gülüyorsun yoksa deyince. Bize bu olayý anlattý ben de size olduðu gibi aktarýyorum. Bugünlükte bu kadar saðlýcakla kalýn dostlar… 30. sayi sayfalar 30 30.04.2009 17:39 Uhr Seite 30 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Aralýk-Dezember 2008 Zi`l Hicce 1429 bulmaca 30. sayi sayfalar 30.04.2009 17:39 Uhr Seite 31 30. sayi sayfalar 30.04.2009 17:39 Uhr Seite 32