Utangaçlık Ve Amaçlar İçin Mücadele Etme Arasındaki İlişkinin
Transkript
Utangaçlık Ve Amaçlar İçin Mücadele Etme Arasındaki İlişkinin
Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 ERYILMAZ & KARA Utangaçlık Ve Amaçlar İçin Mücadele Etme Arasındaki İlişkinin İncelenmesi Ali ERYILMAZ* Ahmet KARA Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik ABD Eskişehir, Türkiye *erali76@hotmail.com (Received: 11.02.2016, Accepted: 19.02.2016) Özet Amaçlar ve amaçlı yaşamak insanın en önemli özellikleridir. İnsanın her eyleminde amaçlar kendisini gösterir. Amaçlar için mücadele etmek hem yaşamda kalmaya hem de gelişmeye yardımcı olan önemli bir psikolojik özelliktir. Amaçlar için mücadele etmeyle ilişkili pek çok kişilik özelliği bulunmaktadır. Utangaçlık da bu kişilik özelliklerinden biridir. Bu çalışmanın amacı, utangaçlık ve amaçlar için mücadele etme arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Bu çalışma 174 kadın ve 104 erkek üniversite öğrencisi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar, eğitim fakültesi öğrencileri arasından seçilmiştir. Çalışmada veriler, Utangaçlık Ölçeği ve Amaçlar İçin Mücadele Etme Ölçeği ile toplanmıştır. Çalışmada verilerin analizinde çoklu regresyon analizi tekniğinden yararlanılmıştır. Araştırma bulgularına göre, bireylerin utangaçlık düzeyleri arttıkça amaçlar için mücadele etmeyi bıraktıkları bulunmuştur. Utangaçlık literatürde olumsuz duygular bağlamında değerlendirilmektedir. Olumsuz duygular, amaçlar için mücadeleyi engellemektedir. Bu araştırmada utangaçlık amaçlar için mücadele etme süreciyle ilişkili bulunmuştur. Literatürde yapılan çalışmalar amaçlar ile utangaçlık arasındaki ilişkileri sonuç değişkenleri üzerinden incelemektedir. Bu çalışma amaçlarla mücadele etme süreci açısından utangaçlığı ele aldığı için literatüre katkı sağlamıştır denilebilir. Anahtar Kelimeler: Amaçlar, amaçlar için mücadele etme, utangaçlık, amacı bırakma, amaca bağlanma. Investigating of the Relationships between Shyness and Goal Striving Abstract Goals are considered as natural human features. Goal striving is an important for not only surviving but also to healthy development. Many personality traits are related with goal striving process. Shyness is also related with goal striving process. The aim of this study is to investigate the relationship between shyness and goal striving. 174 female and 104 male university students were included in the present study. Participants in the present study were educational faculty students. The data were collected with Shyness Scale and Goal Striving Scale. In order to analysis of data, multiple regression analysis technique was implemented. According to results, shyness was related with goal give up. In other words, when shyness increases, then goal striving diminish. According to literature, shyness is a negative affective state. Negative affects hinder goal striving process. Thus, shyness was found related with goal give up. Findings of this study might be used intervention of shyness in the future. Key Words: Goals, goal striving, shyness, goal give up, goal commitment DOI: 10.18656/jee.65104 8 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 ERYILMAZ & KARA GİRİŞ Literatürde utangaçlık çeşitli şekillerde ele alınıp tanımlanmaktadır. Bazı araştırmacılar utangaçlığı bir eğilim olarak ele alırken bazı araştırmacılar ise utangaçlığı bir durum olarak değerlendirmektedirler (Cook, 1989; Kaufman, 1989). Herkes bir ölçüde utangaçlığı deneyimleme kapasitesine sahip olmasına rağmen bazı insanlar çok daha fazla utangaçlık yaşarlar (Tangney, 2002). Bu noktada utangaçlık, bireyin başkalarından çekinmesidir veya başka insanlarla iletişim kurmaktan kaçınmasıdır (McCroskey ve Beatty, 1986). Umeh (2013) ‘ a göre utangaçlık, bireyin toplumsal etkileşimlerden geri çekilme ve kaçma durumudur. Tanımlardan da anlaşılacağı gibi utangaçlık ile amaçlar için mücadele etme arasında yakın ilişkiler vardır. Psikoloji literatüründe amaçlar, bireylerin davranışlarını etkileyen önemli motivasyon kaynakları bağlamında değerlendirilir (Reeve, 2002). Aynı zamanda amaçlar, bireylerin fiziksel ve ruhsal sağlıklarını korumanın önemli bir aracıdır (Eryılmaz, 2012). Bu denli önemli olan amaç konusu; amaç belirleme, amaç yönelimi, yaşam amaçları, kişisel amaçlar, amaca ulaşma, amaca bağlanma gibi pek çok yönden incelenmektedir (Austin ve Vancouer, 1996). Amaçlar için mücadele etmede psikolojide ele alınan konulardandır. Amaçlar için mücadele etme, bireylerin amaçlarını belirledikten sonra, belirledikleri amaçları gerçekleştirmeye ve bu amaçlara ulaşmaya çalışma süreci olarak tanımlanmaktadır (Brandtstadter ve Rothermund, 2002). Bir başka açıdan amaçlar için mücadele etmek, bireylerin ideal ve gerçek benliklerini birbirine yakınlaştırmaları demektir (Carver, Lawrence ve Scheier, 1996). Amaçlar için mücadele etme bir süreç olarak incelendiğinde, bireyler bağlandıkları amaçlar için mücadele etmektedirler. Mücadele sürecinde de iki önemli nokta vardır: ya mücadeleye devam etmek ya da mücadeleyi bırakmak (Eryılmaz, 2015a; Vancouver ve Putka, 2000). Her birey için olduğu gibi utangaç bireyler için de amaçlar için mücadele etme süreci önemlidir. Literatürde amaçlar ve utangaçlık arasındaki ilişkiler, olumlu ve olumsuz duygular bağlamında ve bireylerin kendilerini düzenlemeleri noktalarında incelenmektedir. Gerek amaçlar gerekse duygular bireylerin kendilerini düzenleme sürecinin bir parçasıdır (Baumeister ve Vohs, 2005). Olumsuz duygular, bireyleri amaçlarından uzaklaştıran önemli bir faktördür (Higgins, 1987, 1997). Utangaçlıkta olumsuz duygular bağlamında değerlendirilmektedir. Örneğin Tangney, Niedenthal, Covert ve Barlow (1997), bireylerin utangaçlık düzeylerinin artmasına paralel olarak onların amaçlarından uzaklaştıklarını bulmuşlardır. Tüm bunların yanında literatürde utangaçlık ve amaçlar ilişkisinin; utangaçlık ve amaç durumu (Bagozzi, Baumgartner, & Pieters, 1998; McGregor ve Elliot, 2005; Tracey ve Robins, 2004) ve amaca ulaşma (lles ve Judge, 2005; Thompson, Altmann ve Davidson, 2004) gibi boyutlarda incelendiği görülür. Süreç olarak utangaçlık ve amaçlar için mücadele etme arasındaki ilişkilerin incelendiği çalışmaların sayısı azdır. Yapılan çalışmalar, utangaçlığın üniversite öğrencileri arasında oldukça yaygın olduğunu göstermektedir (Eryılmaz, 2015b) Literatür incelendiğinde utangaçlığın, romantik ilişkiler (Johson, Aikman, Danner and Elling, 1995), mizah tarzı (Erozkan, 2009), öznel iyi oluş (Ponti ve Tani, 2015), kişiler arası reddedilme korkusu (Demir ve Koydemir, 2008), somatik şikâyetler (Henriksen ve Murberg, 2009), benlik saygısı (Scharlott ve Christ, 1995), öz-yeterlilik (Baker ve McNulty, 2010), sosyal kaygı (Haynes-Clements ve Avery, 1984) gibi çeşitli değişkenlerle ilişkili olduğu görülmektedir. Tüm bunların yanında amaçlar için mücadele etmede utangaçlıkla ilişkili bir diğer değişkendir. Literatürde süreç olarak utangaçlık ve amaçlar için mücadele etme arasındaki ilişkilerin ampirik olarak incelendiği çalışmaların çok az olduğu görülmektedir. Sonuç olarak bu çalışmanın amacı, utangaçlık ile amaçlar için mücadele etme arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. 9 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 ERYILMAZ & KARA YÖNTEM Araştırma Deseni Bu çalışmanın amacı, utangaçlık ve amaçlar için mücadele etme arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu noktada çalışmanın bağımlı değişkeni utangaçlık iken; bağımsız değişkenleri ise amaçlar için mücadele etme sürecinin amaca bağlanma, amacı bırakma ve amaçlar için mücadele etmeye devam etme boyutlardır. Bu araştırma, tarama modelinde desenlenmiş ilişkisel bir araştırmadır (Fraenkel ve Wallen, 1993). Bu çalışma üniversite öğrencileri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu noktada verilerin toplanmasında, araştırmada kullanılan ölçekler araştırmacılar tarafından düzenlenip tek sayfa şeklinde çalışma grubuna verilmiştir. Çalışma grubuna dâhil edilen öğrencilere veri toplama araçları, araştırmacılar tarafından yaklaşık iki haftalık zaman diliminde uygulanmıştır. Öğrenciler veri toplama araçlarını yanıtlamaya başlamadan önce araştırmacılar tarafından araştırmanın amacı ve ölçekler konusunda bilgilendirilmiştir. Öğrencilerin veri toplama araçlarını içten ve doğru bir şekilde yanıtlamaları için isimleri alınmamış ve kendilerinden toplanan bilgilerin sadece araştırmacı tarafından okunacağı bilgisi verilmiştir. Örneklem Bu çalışmanın evrenini, Türkiye’de Eskişehir’de yer alan bir kamu üniversitesinde öğrenim gören Eğitim Fakültesi öğrencileri oluşturmaktadır. Çalışmada uygun örnekleme ve maksimum çeşitlilik yöntemine başvurulmuştur (Fraenkel ve Wallen, 1993). Gönüllük, ulaşılabilirlik kriterleri gön önünde bulundurularak, çalışma örneklemine girecek öğrenciler Türkiye’de Eskişehir’de yer alan bir kamu üniversitesinde öğrenim gören Eğitim Fakültesi öğrencileri arasından seçilmiştir. Bu çalışmada, 174 kadın (%62.6) ve 104 erkek (%37.4) olmak üzere toplam 278 üniversite öğrencisi yer almıştır. Üniversite öğrencilerinin yaş aralığı 17-22’dir. Öğrencilerin yaş ortalaması 19.29 standart sapması ise 1.37’dir. Veri Toplama Araçları Araştırma grubunda yer alan bireylere uygulanan ölçeklerin psikometrik özellikleri aşağıda yer almaktadır. Amaçlar İçin Mücadele Ölçeği Amaçlar İçin Mücadele Etme Ölçeği, amaca bağlanma, amaçlar için mücadeleye devam etme ve amaç mücadelesini bırakma olmak üzere üç boyutlu bir ölçektir. Ölçek, Eryılmaz (2015a) tarafından geliştirilmiştir. Bu ölçek 17 maddeli ve 5’li Likert tipi bir ölçektir. Ölçeğin amaç mücadelesine devam etme alt boyutunda 5 madde, amaca bağlanma boyutunda 6 madde ve mücadeleyi bırakma boyutunda ise 7 madde bulunmaktadır. Ölçeğin güvenirlik değerleri iç tutarlık yöntemiyle incelenmiştir (Eryılmaz, 2015a). Amaca bağlanma alt boyutunun iç tutarlılık katsayısı 0.88, mücadeleyi bırakma alt boyutunun iç tutarlılık katsayısı 0.86, amaç mücadelesine devam etme alt boyutunun iç tutarlık katsayısı 0.86 olarak hesaplanmıştır. Testtekrar test yöntemiyle yapılan güvenirlik katsayıları ise amaca bağlanma 0.82, mücadeleyi bırakma 0.87 ve amaç mücadelesine devam etme ise 0.85 olarak bulunmuştur. Ölçüt geçerliliği, Oxford Mutluluk Ölçeği ile incelenmiştir (Doğan ve Çötok, 2011). Sonuç olarak ölçek geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olarak bulunmuştur. Ölçeğin alt boyutları ile çalışma yapılabildiği gibi; amaç mücadelesine (devam etme +amaca bağlanma) – mücadeleyi bırakma şeklindeki bir eşitlikle toplam puan üzerinden de çalışma yapılmaktadır (Eryılmaz, 2015a). 10 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 ERYILMAZ & KARA Utangaçlık Ölçeği Utangaçlık Ölçeği, Cheek tarafından (1983) geliştirilmiş olup Türkçeye uyarlaması Güngör tarafından (2001) yapılmıştır. Ölçek 20 maddelik 5’li likert tipi bir ölçektir. Ölçekten alınacak en yüksek puan 100, en düşük ise 20 puandır. Ölçekten alınan puanın artması, utangaçlığının arttığını göstermektedir. Ölçekte testin tekrarı yöntemi ile elde edilen güvenirlik katsayısı 0.83 ve iç tutarlılığını saptamak amacıyla hesaplanan Cronbach alfa katsayısı ise 0.91’dir. Verilerin Analizi Bu çalışma, değişkenler arasındaki ilişkileri açıklamak amacıyla yürütülmüştür. Değişkenler arasındaki ilişkileri açıklamada regresyon analizi tekniğinden yararlanılmaktadır. Regresyon analizi tekniklerinden çoklu regresyon analizi tekniğinde, birden fazla bağımsız değişkenin bir bağımlı değişkeni ne kadar açıkladığı incelenmektedir (Fraenkel ve Wallen, 1993). Bu nedenle utangaçlık ve amaçlar için mücadele etme ilişkisini belirlemek için çoklu doğrusal regresyon analiz tekniği kullanılmıştır. Analizin ön kabullerinin sağlanması için, normal dağılım ve çoklu doğrusallık değerlendirilmiştir. Ayrıca bazı betimsel istatistiklerden yararlanılmıştır. BULGULAR Betimsel Analiz Tablo 1. Betimsel istatistikler Değişkenler Amacı Bırakma Amaca Bağlanma Amaç Mücadelesine Devam Etme Utangaçlık N 278 278 278 278 X 12.67 22.87 19.08 52.01 Ss 5.46 5.10 3.91 18.04 Tablo 1 incelendiğinde betimsel istatistik ve betimsel analiz sonuçları görülür. Bu sonuçlara göre, çalışma grubunda yer alan bireyler amaçlar için mücadele etme ölçeğinin amacı bırakma boyutundan en düşük puan almışlardır. Bunu amaçlar için mücadeleye devam etme ve daha sonra ise amaca bağlanma izlemektedir. Utangaçlık açısından betimsel istatistikler incelendiğinde, orta düzeyde bir utangaçlık ortalamasına sahip olunduğu görülmektedir. Çoklu regresyon analizi Tablo 2. Çoklu regresyon analizi sonuçları Utangaçlık B SEB β Amacı Bırakma Amaca Bağlanma Amaç Mücadelesine Devam Etme 1.44 -.14 -.01 .21 .23 .31 R2 .21 ΔR2 .20* F 23.85 .44* -.04 -.00 *p<0.01 Tablo 2’de amaçlar için mücadele ile utangaçlık arasındaki ilişkiler görülmektedir (R2= 0.21; F = 23.85; p<0.01). Amacı bırakmanın utangaçlığı %21 oranında açıkladığı 11 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 ERYILMAZ & KARA bulunmuştur. Çoklu regresyon analizi sonuçlarına göre utangaçlığı, amacı bırakma anlamlı bir şekilde β = 0.44, t (274,4) = 7.03, p < 0.01 açıklamaktadır. Öte yandan amaca bağlanma ve amaç mücadelesine devam etmenin utangaçlıkla anlamlı ve önemli ilişkiler vermediği görülür. Tartışma Bu çalışmada utangaçlık ve amaçlar için mücadele etme arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Araştırma bulgularına göre, amaçlar için mücadele etme boyutlarından olan mücadeleyi bırakma boyutunun utangaçlıkla ilişkili olduğu bulunmuştur. Bir başka deyişle bireylerin utangaçlık düzeylerinin artmasına paralel olarak onların amaçlar için mücadeleyi bıraktıkları bulunmuştur. Utangaçlıkla amaçlar için mücadele etme arasındaki ilişkiler literatürde daha çok amaç belirleme bağlamında ve teorik olarak ele alınmıştır (Higgins, 1987, 1997). Ayrıca yapılan çalışmalarda utangaçlık ile amaçlar için mücadele ilişkisi, amaç durumu, amaca ulaşma ve amaç yönelimi gibi noktalardan (Bagozzi, Baumgartner & Pieters, 1998; (lles ve Judge, 2005; McGregor ve Elliot, 2005; Tracey ve Robins, 2004; Tangney, Niedenthal, Covert ve Barlow, 1997; Thompson, Altmann ve Davidson, 2004) incelenmiştir. Süreç olarak amaçlar için mücadele etme ve utangaçlık arasındaki ilişkileri inceleyen çalışmaların çok az olduğu görülmektedir. Bu bağlamda bu çalışma literatüre katkı sağlamıştır denilebilir. Literatürde eğer bireyler amaçlarını gerçekleştirme konusunda ilerleme sağlayamıyorlarsa, uğraştıkları amaçlarda zorlanma yaşıyorlarsa bu durumda bireylerde utangaçlık duyguları ortaya çıkmakta olduğu bulunmuştur (Verbecke ve Bagozzi, 2002). Anılan çalışmalarda utangaçlığın amaçlar için mücadele etmenin sonucunda ortaya çıktığı belirtilmektedir. Bu çalışmada ise amaçlar için mücadele etmenin sonucu değil de süreci ile utangaçlık arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Bu bağlamda bu çalışma anılan çalışmalardan farklılaşmaktadır denilebilir. Çalışma sonuçları, üniversite öğrencilerinin utangaçlık eğilimlerinin artmasına paralel olarak amaçlar için mücadeleyi bıraktıklarını göstermektedir. Bu durumun nedeni utangaç bireylerin amaçlarına ulaşıp ulaşamayacaklarına yönelik inançlarından, yüklemelerinden ve beklentilerinden kaynaklanabilir. Çünkü bireylerin amaçlarına ulaşacaklarına dair inançları onlarda olumlu duygusal tepkiler üretir (Bagozzi, Baumgartner & Pieters, 1998). Eğer bireyler amaçlarına ulaşamayacaklarını düşünüyorlarsa ya da amaçlarına fazla önem vermiyorlarsa o zaman bireyler olumsuz duygular deneyimlerler. Amaçlarını başarılı bir şekilde gerçekleştirme olasılığının sabit, içsel nedenlerden dolayı varlığı/yokluğu bireylerde gurur ya da utanç gibi duygular ortaya çıkarmaktadır. Bireylerin duygusal tepkilerinin yoğunluğu, amaçlarının benlikleri ile ne kadar ilişkili olduğuna bağlı olarak da değişmektedir. Yüksek düzeyde utangaç olan bireyler, amaçlarını başarılı bir şekilde gerçekleştirme koşullarından kendilerini geri çekmektedirler (Bagozzi, Verbecke, ve Gavino, 2003). Bu noktada utangaç bireyler yüksek düzeyde başarısızlık korkusu yaşamaktadırlar. Bu korkularından dolayı utangaçlar başarısızlık deneyimi yaşamamak (egonun tehdit edilmesinden kurtulmak için) için amaçlarından ya da görevlerden uzaklaşmamaktadırlar (McGregor ve Elliot, 2005; Tracey ve Robins, 2004). Bu çalışmada yer alan utangaç bireylerde anılan nedenlerden dolayı amaçlar için mücadele etme sürecinde mücadeleyi bırakmış olabilirler. Bu çalışmada amaca bağlanma ile utangaçlık arasında olumsuz ilişki bulunsa da bu ilişkinin anlamlı ve önemli olmadığı görülmektedir. Literatürde yapılan çalışmalarda bireylerin amaçlarına bağlanma düzeyleri düştükçe onların amaçlar için daha düşük düzeyde performans sergiledikleri bulunmuştur (Wofford, Goodwin ve Premack, 1992). Bu noktada bu 12 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 ERYILMAZ & KARA çalışma sonuçları utangaç bireylerin amaçlar için mücadele etmede çok çabuk yıldıklarını göstermektedir. Bu yılgınlıktan dolayı zaten amaca bağlanma da önemini yitirmektedir. Çünkü bireyler bağlanma örüntüsünü düşünmeden zaten amaçlarını bırakmaktadırlar. Utangaçlığın amaçlar için mücadele etmeyi bırakma ile olumlu bir ilişki vermesinin nedeni utangaç bireylerin yükleme tarzları olabilir. Yapılan çalışmalar eğer amaca ulaşma nedeni sabit, içsel ve genel nedenlere yüklenmemişse, bu durumda olumsuz duyguların etkisi çok daha büyük olmakta olduğunu belirtmektedir. Çünkü bu durumda birey, ben yetersizim şeklinde düşündüğü için benliği tehdit altında olmaktadır (Bagozzi, Baumgartner ve Pieters, 1998). Bu noktada utangaç bireyler amaçlarına ulaşamamanın nedenlerini içsel ve sabit nedenlere yükledikleri zaman, onların amaçlara ulaşma istekleri azalmakta ya da amaçları bırakmaktadırlar (lles ve Judge, 2005; Thompson, Altmann ve Davidson, 2004). İlerleyen süreçte utangaçlık, yükleme tarzları ve amaçlar için mücadele etme arasındaki ilişkileri inceleyen çalışmaların yapılması literatüre katkı sağlayabilir. Sonuç olarak bu çalışma, üniversite öğrencilerinin utangaçlık düzeyleri arttıkça amaçlar için mücadele etmeyi bıraktıklarını göstermiştir. Bu çalışmanın bulgularından hareketle utangaçlığa müdahale çalışmalarında utangaç bireylerin yükleme tarzlarının incelenmesi, amaçlar için mücadele etmeye devam etme yönünde bireylerin benliklerinin güçlendirilmesi önerilebilir. İlerleyen süreçte bu konuda ilişkisel ve deneysel çalışmaların gerçekleştirilmesi literatüre katkı sağlayabilir. 13 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 ERYILMAZ & KARA Kaynakça Austin, J. T., & Vancouver, J. B. (1996). Goal constructs in psychology: Structure, process, and content. Psychological Bulletin, 120, 338 –375. Bagozzi, R. P., Baumgartner, H., & Pieters, R. (1998). Goal-directed emotions. Cognition and Emotion, 12,1–26. Bagozzi, R. P., Verbeke, W., & Gavino, J. C. (2003). Culture moderates the self-regulation of shame and its effects on performance: The case of salespersons in the Netherlands and the Philippines. Journal of Applied Psychology, 88, 219-253. Baker, L., & McNulty, J. K. (2010). Shyness and marriage: Does shyness shape even established relationships?. Personality and Social Psychology Bulletin,41, 839-852. Baumeister, R .F. & Vohs, K. D. (2005). Self-regulation and the executive function of the self. In M. R. Leary & J .P. Tangney (Eds.) Handbook of Self and Identity (pp 197-237). New York: Guilford Press. Brandtstadter, J., & Rothermund, K. (2002). The life-course dynamics of goal pursuit and goal adjustment: A two-process framework. Developmental Review, 22, 117−150. Carver, C. S., Lawrence, J. W., & Scheier, M. F. (1996). A control-process perspective on the origins of affect. In L. L. Martin & A. Tesser (Eds.), Striving and feeling: Interactions among goals, affect, and self-regulation (pp. 11–52). Mahweh, NJ: Erlbaum. Cook, D.R. (1994). ISS. Internalized Shame Scale. Professional manual. Menomonie, Wisconsin: Channel Press. Demir, A., & Koydemir, S. (2008). Shyness and cognitions: An examination of turkish university students. The Journal Of Psychology, 142(6), 633-644. Doğan, T., & Çötok, N. A. (2011). Oxford mutluluk ölçeği kısa formunun Türkçe uyarlaması: Geçerlik ve güvenirlik çalışması. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 4(36), 165-172. Erozkan, A. (2009). The relationship between humour styles and shyness: an investigation of Turkish university students. Cypriot Journal of Educational Sciences, 4(2), 87-96. Eryılmaz, A.(2012). Investigating of the effectiveness of the extending the goals group guidance program for adolescents with respect to positive psychotherapy. Education & Science, 37, (164), 3-19. Eryılmaz, A. (2015a). Amaçlar için mücadele ölçeğinin geliştirilmesi. Uşak Sosyal Bilimler Dergisi, 8, 233-244. Eryılmaz, A. (2015b). Psikolojik sorunlara müdahale ve kendi kendine yardım kitabı. Ankara: Pegem. Fraenkel, J. R., & Wallen, N. E. (1993). How to design and evaluate research in education. New York: Mcgraw Hill. Haynes-Clements, L. A., & Avery, A. W. (1984). A cognitive-behavioral approach to social skills training with shy persons. Journal Of Clinical Psychology, 40, 710-713. Henriksen, R. E., & Murberg, T. A. (2009). Shyness as a risk-factor for somatic complaints among norwegian adolescents. School Psychology International, 30 (2), 148-162. Higgins, E. T. (1987). Self-discrepancy. A theory relating self and affect. Psychological Review, 94, 319-340. Higgins, E. T. (1997). Beyond pleasure and pain. American Psychologist, 52,1280-1300. Ilies, R. & Judge, T. A. (2005). Goal regulation across time: The effects of feedback and affect. Journal of Applied Psychology, 90,453–467. Johnson, J. E., Aikman, K. O., Danner, C. C., & Elling, K. A. (1995). Attributions of shy persons in romantic relationships. Journal of clinical psychology, 51(4), 532-536. 14 Journal of European Education 6 (1) 2016 ISSN 2146-2674 ERYILMAZ & KARA Kaufman, G. (1989). The psychology of shame: Theory and treatment of shame-based syndromes. New York: Springer. McCroskey, J. C., & Beatty, M. J. (1986). Oral communication apprehension. In Shyness (pp. 279-293). Springer US. McGregor, H. A., & Elliot, A. J. (2005). The shame of failure: Examining the link between fear of failure and shame. Personality & Social Psychology Bulletin, 31, 218-231. Ponti, L., & Tani, F. (2015). Shyness and psychological adjustment: the moderating role of friendship relationships. Journal of Psychopathology, 21, 30-39. Reeve, J. (2002). Self-determination theory applied to educational setting. In E. L. Deci & R. M. Ryan (Eds.), Handbook of self-determination research (pp. 183–203). Rochester, NY: University of Rochester Press. Scharlott, B. W., & Christ, W. G. (1995). Overcoming relationship-initiation barriers: The impact of a computer-dating system on sex role, shyness, and appearance inhibitions. Computers in Human Behavior, 11(2), 191-204. Tangney, J. P., Niedenthal, P. M., Covert, M. V. & Barlow, D. H. (1997). Are shame and guilt related to distinct self-discrepancies? A test of Higgins’ (1987) hypothesis. Journal of Personality and Social Psychology, 75, 256-268. Tangney, J. P. (2002). Perfectionism and the self-conscious emotions: Shame, guilt, embarrassment and pride. In P. Hewitt & G. Flett (Eds.), Perfectionism. Washington, DC: American Psychological Association. Thompson, T., Altmann, R., & Davidson, J. (2004). Shame-proneness and achievement behaviour. Personality and Individual Differences, 36, 613-627. Tracey, J. L. & Robins, R. W. (2004). Putting the self into self-conscious emotions: A theoretical model. Psychological Inquiry, 15,103-125. Umeh, C. S. (2013). assessment and management of shyness using group cognitive behavioural therapy among selected nigerian adolescents. Ife Psychologia, 21(3), 268. Vancouver, J., & Putka, D. (2000). Analyzing goal-striving processes and a test of the generalizability of control theory. Organizational Behavior and Human Decision Processes, 82, 334–362. Verbeke, W. & Bagozzi, R.P. (2002). A situational analysis on how sales people experience and cope with shame and embarrassment, Psychology & Marketing, 19, 9, 713-741. Wofford, J. C., Goodwin, V. L. & Premack, S. (1992). Meta-analysis of the antecedents of personal goal level and of the antecedents and consequences of goal commitment. Journal of Management, 18, 595-615. 15