Aralık 2010 - Arcadia Vineyards
Transkript
Aralık 2010 - Arcadia Vineyards
Portre Aralık 2010 Zeynep Arca Şallıel “Tarihin içine gömülmek mi, yoksa tarihi yeniden yaşatmak mı ?” Macarlardan Bulgarlara, Bizans’tan Hunlara kadar yüz yıllardır farklı uygarlıkların üzerinde yaşadığı, geleneksel üretimlerle tarımın coştuğu Trakya toprakları bugün sadece buğday ve ayçiçeği tarlalarına muhtaç değil. Lüleburgaz’ın kuzey bölgelerinden itibaren etkili olan Kırklareli karasal ikliminin özelliği olan, sıcak yazlar, soğuk kışlar, gece gündüz ısı farkı ve toprağın değişken katmanları sayesinde meyvecilik ve şaraplık üzüm yetiştiriciliği için aranan ideal şartlar bu bölgede mevcut. Hal böyle olunca bölgeye ismini veren “Trak” halkının yüzyıllar önce başlattığı uygulamaları yeniden canlandırmak içten bile değil. Uzun arayışlar sonunda uygun koşulları ve tarihi mirası Lüleburgaz’ın kuzeyindeki ikibin dönümlük arazide bulan bir aile çeşitli turizm projeleri ve şarap üretimi gerçekleştirmek üzere 2004 yılında uzun sürecek bir maratona adım atarlar. Arazinin 350 dönümünü bağlara ve üretim tesisine ait olmak üzere “Arcadia” şaraplarına ayırılır. “Arcadia” ismi Lüleburgaz’ın eski adı olan Arcadiapolis’ten gelmektedir. Bölge, Doğu Roma imparatoru Arcadius’a babası tarafından 4 yaşında iken hediye edilmiş. Ayrıca “Arcadia”, mitolojide yeryüzündeki cennet bahçesi anlamına gelmekte. Ailenin soyadı da “Arca” olunca böylesine anlamlı bir şarap markası oluşturulmuş. Özcan Arca, inşaat mühendisi olmakla beraber inşaat ve turizm konularında, fikir ve icraat önderlerinden. Şarap üretimi ile turizm yatırımlarını birleştirme fikri buradan kaynaklanıyor. Dünyanın muhtelif bölgelerinde yüksek kalite şarap üretimi yapılan tesisleri birer birer gezip inceledikten sonra üretim danışmanlarının da katkısı ile üretim tesisini yaratmış. Graviteye uygun olarak işa edilen tesis sayesinde üzümler azami itina ile tanklara ulaşıyor. Fermentasyonun ve harmanlamanın yapıldığı tanklar mikro vinifikasyon için farklı ebatlarda tasarlanmış, üretim alanı ve fıçı mahseni uygun havalandırma sistemi ile sabit ısılara ayarlanmış. Sarıgerme’de bulunan ve Robinson grubu tarafından işletilen otelleri, Bodrum, Sandima Köyü’ndeki diğer turizm projeleri ile birleşince şaraplarını takdir edecek misafir profiline ulaşma fikri kendinden doğmuş, şarapların dünyaya gelişi ile Arcadia şarap butiklerinin bu noktalarda açılması da kaçınılmaz hale gelmiş. Zeynep Arca Şallıel ise seneler süren reklam prodüksiyon ve turizm danışmanlığı tecrübelerinin ardından toprağa dönmenin zaruretini iliklerine kadar hisseden ve bunun için ne gerekiyorsa yapacak bir hanım. Üstelik bu iş, elini eteğini bıraktığı işten çekip yeni bir hobiye yönelmeye benzemiyor. Bu iş, UC Davis’ten, Fransa’daki Universite du Vin de Suze La Rousse’a, uluslararası okullara tekrar gidip, “şarap ve bağcılık” hakkında onlarca kitap okuyup, soluk almadan yıllarca kendine emek vermek anlamına geliyor. Bu iş, en doğru kişileri, en çalışkan takımı bir araya getirip, adım adım planlayarak, doğru pazarlama stratejileri oluşturarak ilerlemek anlamına geliyor. Nihayetinde yılda yüzekırküçbin şişe kaliteli şarap üretmek her ne kadar halen butik bir üretim olsa da artık hobi boyutunun çok ötesinde. “İyi ile daha iyi arasındaki ince alanda fark yaratacak detayların peşindeyiz. Arcadia Şarapları’ndan doğal ve karakterli şaraplar çıksın istiyoruz”. Zeynep Arca Şallıel, şarapçılık hedeflerini bu ifadelerle aktarırken projeyi sağlam temellere oturtmak amacıyla önolog danışmanları Dr. Michel Salgues ve vitikültür danışmanları ile omuz omuza vererek çalıştığını belirtiyor. Ön çalışmalar sonucu “sepaj adaptasyonu”, - mevcut toprak ve diğer terroir etkenleri ile uyumlu, kaliteli bir şarap oluşumu için gelişebilecek üzümleri belirlemek, bağ sistemleri kurmak ve gelişimlerini takip etmek – ve uygun üretim koşulları oluştuktan sonra üzümün itinalı seyri aslında yeni başlıyor. 2010 hasadını kısa bir süre önce geride bırakan, kaliteli üretim için %50 kadar az bir verimin söz konusu olduğu Arcadia şaraplarının ilk ürünü 2009 rekoltesi olarak dünyaya geldi. Sauvignon Blanc ve Sauvignon Gris üzümlerinin harmanından oluşan, dengeli ve kışkırtıcı asidik özelliği olan beyaz, Cabarnet Sauvignon, Cabarnet Franc ve Merlot üzümlerinden oluşan, açıldıkça yeni dünyalar vaad eden kırmızı ve Cabarnet Franc ile Merlot harmanının ürünü elegan bir roze 2009 koleksiyonları arasında. Hedefleri, üzerinde bulundukları coğrafyayı keşfederken “terroir şarabı” – iklim, toprak yapısı, rüzgar, yağış gibi faktörlerin tümü – olarak nitelenen şaraplar üretebilmek. Arcadia şaraplarını şarap yapımı aşamasında özel kılan detaylar arasında özellikle ikisi dikkatimi çekiyor. Birincisi, yetiştirilen ve işlenen üzümlere karşı gösterilen hassasiyetin bir sonucu olarak “internal blending” uygulaması. Bir başka deyişle bağın farklı noktalarında olgunlaşan bir üzüm cinsinin verdiği nihai sonuçlara göre harman adapte ediliyor. İkincisi, hasat edilecek salkımlar bağda elenmeye başlıyor, zarar görmeden, asgari müdahale sonucu gravite yoluyla kontrolün daha hassas olduğu 20 hektolitrelik tanklara transfer ediliyor. Kısacası sıkımdan filtrasyona kadar bu süreçte kullanılan tüm teknikler üzüme karşı gösterilen inanılmaz bir hassasiyet ile ilerliyor. Örneğin, beyaz üzümler için “Champagne” usulü sıkım gerçekleşiyor. Bu yöntemle üzümler tane halinde değil, salkım halinde sıkılıyor. Bu uygulamanın başlıca gerekçesi salkım halinde iken sıkılan üzümlerin bir nevi süspansiyon görerek ezilmeden şıralarını boşaltmaları. Öte yandan böylesi bir uygulamada verimin çok daha düşük olacağı baştan kabul ediliyor. Nitekim şayet artizanal üretim yapılmak isteniyorsa yüksek kalite yüksek verimin elbette önüne geçecektir. “Şarabı yudumlarken aylar önce bağlarda tattığım üzümden aldığım tanıdık kokuları hissettiğimde gerçekten çok mutlu oluyorum ve başarmışız diyebiliyorum.” Zeynep Arca Şallıel şarap üretimindeki heyecanını böylesi doğal bir coşku ile anlatırken kısa bir süre önce aldıkları uluslararası ödülden bahsetmeyi unutmuyor. İspanya’da her sene düzenlenen ve pazara yeni giren şaraplar arasından 65 üreticinin 124 şarabının değerlendirildiği “Nuevo Vino” adlı organizasyonda Arcadia şarapları kırmızı ile altın, roze ile bronz ödüle layık görülmüş. http://circulodelvino.com/2010/07/los-%e2%80%9cnuevos-vinos%e2%80%9d-ya-estanaqui-llegan-de-toda-europa/ Namık Kemal Üniversitesi’nin bağcılık alanındaki eğitimlere verilen destek, Arcadia şarapları ile tarımsal bir ürünün bölgede markalaşması bir ailenin yaşam biçimindeki değişiklik olarak başlayıp çoktan tüm bölgeyi etkisi almışa benziyor. Bakalım turizmin entegre edileceği yeni projelerle bizlerin yaşam biçimi nasıl değişecek? Tadım Notları: Arcadia Beyaz : Champagne usulü saplarından ayrılmadan sıkımı yapılan Sauvignon Blanc ve Sauvignon Gris üzümlerinden elde edilen bu şarap gövdeli olmakla beraber, limon ferahlığında, müthiş bir asit dengesine sahip. Bağların Karadeniz’e yakınlığı, Istıranca dağları tarafından rüzgarın önünün kesilmesi sıcak bölgelere nazaran daha asitli ve canlı bir şarap olmasını sağlamış. Sur lie tekniği uygulanan şarapta tortular için inceltme yerine çökertme yöntemi uygulandığı için aromalar müdahaleye uğramadan katkılarına devam ediyor. Limonla başlayıp beyaz çiçeklere dönüşen özelliği sayesinde özellikle yağlı balıklara iyi bir eşlikçi diyebiliriz. Arcadia Roze: İşte bağlarda tadılan olgun üzümlerin hissettirdiği “taze çilek” halen orada! Kırmızı üzümlerden biraz daha erken hasat edilen Cabarnet Franc ve Merlot üzümleri meyvemsiliği ve asit dengesini çok iyi aktarıyor. Somon renkli bu elegan roze nefis bir aperatif olmakla birlikte kış aylarında kremalı yemeklerle unutulmamalı. Arcadia Kırmızı: “Açıldıktan sonra en az yarım saat nefes almalı” tavsiyesini bu şarap için hiç yabana atmamak lazım. Çünkü o açıldıkça kendini göstermekle yetinmiyor, gitgide yeni keşiflere çıkartıyor. Üzümleri çatlatma aşamasının insan eliyle yapıldığı Cabarnet Sauvignon, Cabarnet Franc ve Merlot triosu ile 12 ay Fransız meşesinde dinlenen bu şarap böğürtlen ve frambuazdan bitter çikolataya geçişin güzel bir örneği.