Dergiyi Görüntüle
Transkript
Dergiyi Görüntüle
AYIN MAKALESĠ YOLSUZLUKLA MÜCADELE Ünal AYDIN Ġzmir YMMO BaĢkanı Globalleşen Dünya, gelişen teknoloji, etkinleşen iletişim gibi nedenlerle yolsuzluklar biçim ve içerik değiştirmiş, evrenselleşmiş, daha büyük hacimlere ulaşmış, tüm toplumların tüm bireylerini etkiler olmuş, tek tek ülkelerin alacağı bireysel ve durağan tedbirlerle önlenemez hale gelmiştir. Amerika'da Enron, Avrupa'da Siemens ve daha niceleri olayın büyüklüğünün göstergeleri. Birleşmiş Milletler anketi Dünya çapında yolsuzlukların arttığını belirlemiş. Bu ankete göre insanların sağladığı gelirin neredeyse yüzde yirmisi rüşvetten, yolsuzluktan sağlanmış. Bazı Avrupa Birliği üyesi ülkelerde yapılan ankete göre her bir kişi son bir yıl içinde en az bir defa rüşvet vermek zorunda kalmış. Dünya ölçeğinde sağlaman hasılanın yüzde on kadarının aklanmış para tutarından oluştuğu talimin ediliyor. Gelişmekte olan ülkelerde bu göstergelerin daha da vahim olduğu biliniyor. Kapıkule fiyaskosu ve diğer gümrük dedikoduları, beş şiddetinde depremlere dayanamayıp yıkılan binalarımız ile ilgili ruhsat sorunları, hijyenik olmayan gıda üretimine dair iğrenç tespitler, organ gaspına ve kaçak göçmen nakline dair görüntüler, narkotik şube operasyonlarının sonuçları korsan CD baskınları, ödenmeyen vergiler, kayıt dışı çalıştırılan işçiler, eksik ödenen primler ve daha niceleri olayın Ülkemiz açısından öneminin göstergeleri. Alındığı söylenen ilave tedbirler, artırıldığı söylenen denetimler, ağırlaştırıldığı ifade edilen cezalar, baskınlar, operasyonlara rağmen yolsuzluk ve rüşvet olayları sonlandırılamıyor. Demek ki birşeyler atlanıyor ya da ihmal ediliyor. Örneğin değişen ve küreselleşen teknoloji, iletişim, 1 ulaşım ve bu gibi olgular paralelinde evrensel bir yolsuzlukla mücadele program tümDünya devletleri tarafından benimsenip uygulamaya konulamıyor. Örneğin tüm DÜnya'daki mal ve hizmet hareketlerinin kayıt içine alınması ve bu kayıtların evrensel kurallara göre tutulup denetlenmesi için tüm devletler fikir ve eylem birliği içinde olamıyorlar. Örneğin ekonomi, hukuk, muhasebe, denetim konularında yetişmiş/yetiştirilmiş ve deneyim birikimi edinmiş meslek mensuplarında yeterince yararlanılamıyor. Örneğin seçilmişler, tekrar seçilebilmek umuduyla bilinen bazı olayların üzerine yeterince inançlı ve kararlı bir şekilde gidemiyor. Kayıt dışılık azaldığı ölçüde yolsuzlukların azalacağı artık genel kabul görmüş bir doğrudur. Bu doğruya ulaşmada meslektaşlarımızın daha büyük katkılarda bulunabileceği bilinen bir başka doğrudur. Bu doğruların aydınlığında meslektaşlarımızın görülüp değerlendirilmesi umudumuzdur. 2 AYLIK BÜLTEN DĠZĠNĠ Sayı: 76 OCAK-ġUBAT 2007 Ayda Bir Yayımlanır. Adres: Kıbrıs Şehitleri Cad. Kervan Apt. No:7 Alsancak/İZMİR Yazı DanıĢma ve Okuma Kurulu Hazırlayanlar Ünal AYDIN (YMM) Ayşe AKAY (Yazı İşleri (Genel Yayın Sorumlusu) Sorumlusu) Hasan Zeki SÜZEN (YMM) (Genel Yayın Sorumlusu) ODAMIZ BANKA HESAP NUMARALARI BANKA ŞUBE HESAP ADI NO ZİRAAT BANK.ALSANCAK ŞB. 5004 6969135 YAPI KREDİ BANK.MUSTAFABEY ŞB. 65248362 Not: Bültenimizde yayımlanan makaleler Odamızın görüşü olmayıp yazanların kişisel görüşleridir. 3 I- ODAMIZDAN HABERLER + YMM ODA BAġKANLARI TOPLANTISI ĠZMĠR’DE YAPILDI: (8) Odanın Başkan ve Başkan Yardımcıları İzmir‟de bir araya gelerek mesleki sorunları görüşmeye devam ettiler. YMM Oda Başkanları yıllardan beri iki ayda bir toplanmaktadır. Toplantının gündemi Ankara Odası tarafından başkanların görüş ve önerileri dikkate alınarak oluşturulmaktadır. İlk toplantı Oda binasında yapıldı. Daha sonra Karaca Oteli salonunda üyelerimizin de katıldığı ikinci toplantı yapıldı. Her iki toplantıya Türmob Başkanı Mehmet Timur ile bazı yönetim kurulu üyeleri katıldılar. Son derece faydalı geçen toplantıya (80) dolayında üyemiz katıldı. + SOSYAL GÜVENLĠK KILAVUZU Üyelerimize gönderilen sosyal güvenlik kılavuzu kitabının iyi bir kaynak olduğunu tahmin ediyoruz yararlı olmasını dileriz. Söz konusu kitabın önsözü Oda Başkanımız Ünal AYDIN tarafından yazılmasına rağmen baskıya yanlışlıkla kardeş Odamız olan İzmir SMMM Oda Başkanı Feyzullah TOPÇU ismi intikal etmiştir. Bunun nedeni SMMM‟lere dağıtılan kitabın da aynı matbaada basılmasıdır. + ÜSTADIMIZ CEVDET YALÇIN VEFAT ETTĠ: Eski Baş Hesap Uzmanı olan ve bir dönem İzmir Defterdarlığı da yapan üstadımız yaşama veda etti. Merhuma Allahtan rahmet, sevenlerine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. + KAZDAĞ GEZĠSĠ: 24 Odalı Öngel Country Oteline 17-18 Şubat günleri için bir gezi programlandı ve üyelerimize duyuruldu. Gelecek sayıda buluşmak dileğiyle…. 4 ODAMIZA GELEN YAZILAR GEÇĠCĠ VERGĠDE HATA PAYI UYGULAMASI Temel SavaĢ Vergi Denetmeni I-GEÇĠCĠ VERGĠ KONUSUNUN GENEL HATLARIYLA ĠRDELENMESĠ: Bilindiği gibi geçici vergi ile ilgili düzenleme Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120. maddesinde yer almaktadır. Bu maddeye göre; “ Ticari kazanç sahipleri (basit usulde vergilendirilenler hariç) ile serbest meslek erbabı cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere, bu Kanunun ticari ve mesleki kazancın tespitine iliĢkin hükümlerine göre ( Ġndirim ve istisnalar ile Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri de dikkate alınarak) belirlenen ilgili hesap döneminin altıĢar aylık kazançları ( 42’nci madde kapsamına giren kazançlar ile noterlik görevini ifa ile mükellef olanların bu iĢlerden sağladıkları kazançlar hariç) üzerinden, 103’üncü maddede yer alan tarifenin ilk gelir dilimine uygulanan oranda geçici vergi öderler. Geçici vergi matrahının hesaplanmasında dönem sonu mal mevcutları, kayıtlar üzerinden tespit edilebilir. Bakanlar Kurulu geçici vergi dönemlerini üç aya indirmeye, geçici verginin beyan ve ödeme sürelerini üç aylık dönemi izleyen ikinci ayın onbeĢinci günü akĢamı olarak belirlemeye yetkilidir. ……………..Yapılan incelemeler sonucunda, geçmiĢ dönemlere ait geçici verginin %10’u aĢan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için re’sen veya ikmalen geçici vergi tarh edilir. 5 Mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleĢen geçici vergiler terkin edilir, ancak gecikme faizi ve ceza tahsil edilir……………” şeklindedir. Kurumlar vergisi mükellefleri de; cari vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120. maddesinde belirtilen esaslara göre Kurumlar Vergisi oranında geçici vergi ödeyeceklerdir. Vergi incelemesi sonucunda kurumlar vergisi veya gelir vergisi yönünden matrah farkı belirlendiğinde, ilgili dönemlere ait beyan edilen geçici verginin %10 unu aşan tutarda eksik beyan edildiğinin saptanması halinde eksik beyan edilen bu kısım için geçici vergi yönünden de işlem yapılacaktır.Geçici vergi beyannamesi vermeyen mükellefler için ise % 10 luk yanılma payı uygulanmayacaktır. II- VERGĠ ĠNCELEMESĠ SONUCUNDA EKSĠK BEYAN EDĠLDĠĞĠ SAPTANAN GEÇĠCĠ VERGĠNĠN BELĠRLENMESĠ: Geçici vergi de %10 yanılma payı uygulamasında inceleme elemanları arasında öteden beri uygulamada bir birlik oluşmamıştır. %10 yanılma payı uygulaması, iki farklı görüş nedeniyle, iki farklı uygulamaya neden olmuştur. Bir görüşe göre geçici vergide hata payı uygulaması beyan edilen geçici vergiye uygulanması gerekirken, diğer bir görüşe göre de beyan edilmesi gereken geçici vergiye uygulanması gerektiği şeklindedir. % 10 luk hata payının beyan edilmesi gereken geçici vergiye uygulanmasını savunanlar, mükellef üzerinde oluşan vergi yükü açısından konuyu irdelemekte, adalet ilkesine daha uygun olacağını düşünmektedirler. Geçici vergi niçin alınır? Elde ettikleri kazançları; gelir vergisi mükellefleri takip eden yılın mart ayı, kurumlar vergisi mükellefleri ise takip eden yılın nisan ayında beyan ederler ve ödemeye başlarlar. Devlet vergi gelirlerini hemen oluşturmaktan yanadır. Gerek enflasyon, gerekse zaruri gereksinimler nedeniyle vergi gelirlerinin hazineye bir an önce intikâl etmesinde yarar vardır. 6 Dolayısıyla daha sonra gelir veya kurumlar vergisine mahsup edilmek kaydıyla geçici vergi tanımlamasıyla, bu vergi üçer aylık dönemler halinde vergi mükelleflerinden alınmaktadır. Bu açıklamada göstermektedir ki, geçici vergi akan yılın vergisidir. Aradan yıllar geçtikten sonra yapılan incelemelerde artık geçici vergi bir anlam ifade etmemektedir. Bulunan matrah farkı geçici vergi yönünden de vergi ziyaını oluşturduğundan, incelemelerde geçici vergi istenmemekle birlikte, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi doğal olarak önerilmektedir. Maliye Bakanlığının inceleme elemanları tarafından yapılan vergi incelemeleri, genellikle geçmiş yıl incelemelerini kapsamaktadır. İncelemeye mükellefler zaman aşımı süresi içinde alınmakta, geçici vergi yönünden de mükelleflerin beyan dönemi geçmiş olmaktadır. Hatta inceleme elemanları vergi inceleme raporlarının sonuç bölümlerinde; geçici verginin mahsup döneminin geçmesi, gelir veya kurumlar vergisine mahsup olanağının olmaması nedeniyle, yalnızca vergi ziyaı cezası ile gecikme faizlerinin uygulanması gerektiğini önermekte, geçici vergi önermemektedirler. Yasa hazırlanırken bu durum göz önüne alınmış olmalıdır ki, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120. maddesinde “……………..Yapılan incelemeler sonucunda, geçmiĢ dönemlere ait geçici verginin %10’u aĢan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde eksik beyan edilen bu kısım için re’sen veya ikmalen geçici vergi tarh olunur. ………” şeklinde ifade edilerek, %10 yanılma payının, beyan olunan kısma uygulanacağı belirtilmek istenmiştir. Aslında bu konu yasada oldukça açıktır. Yukarıda yasa maddesinde belirtildiği üzere altı çizilerek ifade edildiği gibi “…geçmiĢ dönemlere ait geçici verginin %10 unu aĢan tutarda eksik beyan edildiğinin…” denmekle, %10 yanılma payının beyan edilen geçici vergiye uygulanacağı anlatılmaktadır. Yine geçici vergi beyannamesi vermeyen mükellefler için %10 yanılma payı uygulanmamasının nedeni de beyan edilen geçici vergi olmamasından kaynaklanmaktadır. 7 Nihayetinde; Maliye Bakanlığı bu tartışmaya bir sirkülerle açıklık getirerek uygulama birliğini sağlamıştır. Her yıl yeniden yayınlanan güvenilir bir kaynak niteliği taşıyan Hesap Uzmanları Derneği yayını “Beyanname Düzenleme Klavuzu” na göre de konu ile ilgili görüş değiştirilmiş, %10 yanılma payının mükellefin beyan etmesi gereken geçici vergiye uygulanması gerektiği şekline dönüştürülmüştür. 2006 yılı “Beyanname Düzenleme Klavuzu” nda %10 yanılma payı uygulaması beyan edilmesi gereken tutara uygulanır şeklindedir. Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan 09.07.2004 tarih, GVK-25/2004-17 sayılı, 25 nolu gelir vergisi sirkülerine göre; “………..Bu çerçevede, yapılan incelemeler sonucunda geçmiĢ dönemlere ait geçici verginin %10'u aĢan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, %10 yanılma payının beyan edilmesi gereken geçici vergi matrahı üzerinden hesaplanması gerekmektedir. Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120 nci maddesinin sözü edilen dördüncü fıkrası ile mükelleflerin hesap hataları sonucu yanılma halini düzenlemiĢ olup, geçici vergi beyannamelerinde matrah beyan etmeyen mükellefler için beyan edilmesi gereken vergi matrahının %10'u kadar bir yanılma payı söz konusu olacak, geçici vergi beyannamesi vermeyen mükellefler için ise yanılma payı uygulanmayacaktır.” Denilmektedir. Yukarıda yapmış olduğumuz açıklamalar ışığında iki duruma göre, konuyu örneklemeye çalışalım. her -X A.Ş‟nin 2005 yılı hesaplarının incelenmesi sonucunda; yükümlü şirket hakkında 2005 yılında 60.000,00 YTL matrah farkı saptanmıştır. Bu farkın tamamı 4. geçici vergi dönemine aittir. X A.Ş‟nin, Ocak-Aralık/2005 dönemi geçici vergi dönemine ilişkin geçici vergi beyanı özeti ise şu şekildedir. (Önceki dönemde hesaplanan geçici vergi tutarı bulunmamaktadır.) 8 Tablo:1 Dönemi (2005 ) Dönem Kazancı Zarar Kâr ve İlaveler Toplamı Mah. Edi. Geç. Yıl Zararları Geçici Vergi Matrahı Hesaplanan Geçici Vergi (%30) Önc. Dönemlerde Hes. Geç. Ver. Ödenecek Geçici Vergi Ocak - Aralık 50.000,00 50.000,00 50.000,00 15.000,00 15.000,00 Buna göre; X A.Ş‟nin yukarıdaki verilerden hareketle hata payı da dikkate alınarak olması gereken geçici vergi beyanları her iki şekilde de aşağıdaki şekilde belirlenecektir. -Beyan Edilmesi Gereken Geçici Vergiye %10 Yanılma Payı Uygulaması: Tablo:2 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Dönemi (2005) Beyan Edilen Geç. Ver. Mat. Bulunan Matrah Farkı Beyanı Ger. Geç. Ver. Mat. (1+2) Hesaplanan Geçici Vergi (3x%30) Yanılma Payı (4x%10) Yanılma Payı Sonrası Hesaplanan Geçici Vergi (45) Önceki Dön. Hes. Geç. Ver. Ödenmesi Ger. Geç. Ver.(67) Ödenen Geçici Vergi Re’sen Tarhı Ger. Geç. V. (89) Ocak – Aralık 50.000,00 60.000,00 110.000,00 33.000,00 3.300,00 29.700,00 29.700,00 15.000,00 14.700,00 9 -Beyan Edilen Geçici Vergiye %10 Yanılma Payı Uygulaması: Tablo: 3 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Dönemi (2005) Beyan Edilen Geç. Ver. Mat. Bulunan Matrah Farkı Beyanı Ger. Geç. Ver. Mat. (1+2) Hesaplanan Geçici Vergi (3x%30) Yanılma Payı Yanılma Payı Sonrası Hesaplanan Geçici Vergi (45) Önceki Dön. Hes. Geç. Ver. Ödenmesi Ger. Geç. Ver.(67) Ödenen Geçici Vergi Re’sen Tarhı Ger. Geç. V. (89) Ocak – Aralık 50.000,00 60.000,00 110.000,00 33.000,00 1.500,00 31.500,00 31.500,00 15.000,00 16.500,00 Mevcut 25 nolu sirkülere göre sağlanan uygulama birliğine göre, şu anda uygulama alanı tablo 2 de belirtildiği gibidir. %10 hata payı uygulamasının bu çerçevede değerlendirilmesi uygulama birliği açısından doğru olacaktır. III-SONUÇ: Gelir Vergisi Kanununun Mükerrer 120. maddesi hükmü uyarınca; yapılan vergi incelemelerinde geçici verginin %10 u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde, %10 yanılma payı uygulaması, Maliye Bakanlığının 25 nolu sirkülerinde belirtildiği gibi uygulama birliği açısından beyan edilmesi gereken geçici vergi tutarının %10 unu aşan kısmı için re‟sen veya ikmalen tarhiyata konu edilmelidir. Ancak; Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120. maddesinde konu ile ilgili bir değişikliğe gidilmesinde de yarar olduğu çok açıktır. 10 Yararlanılan Kaynaklar: -Beyanname Düzenleme Kılavuzu 2003 Maliye Hesap Uzmanları Derneği Yayını -Beyanname Düzenleme Kılavuzu 2006 Maliye Hesap Uzmanları Derneği Yayını - Gelir Vergisi Kanunu- Madde: Mük. 120 - Kurumlar Vergisi Kanunu- Madde: 25 - Gelir Vergisi 25 Nolu Sirküler 11 YMM’NĠN FARKI= YEMĠNĠ + MÜHRÜ = SORUMLULUĞU Saffet KUMBAS Yeminli Mali MüĢavir Son günlerde, mesleğimizle ilgili kısaltılmış bazı ibareler TMS, UFRS, TMSK, TUDESK,BDDK,SPK,EPDK gibi ve benzeri pek çok kurum çokça konuşulmakta ve yazılmaktadır. Denetimle ilgili yaratılan bu kavram kargaşası gereksiz görülebilir ama sebepsiz değildir. Bildiğiniz gibi, ülkemizde yirmi yıl öncesine kadar denetimde standart falan yoktu; bilinmiyordu. Sadece, A. Anderson ve P.W. House gibi bazı bağımsız denetim şirketleri belli standartlar oluşturmuşlardı. Bilahare, 1987 yılında SPK ve M.Bakanlığı‟nın yayınladığı tebliğlerle denetim standartları uygulanmış ve günümüze kadar gelinmiştir. Bu arada, önemli iki tarihin altını çizerek belirtmek isterim; SPK‟dan hemen sonra, 1989 yılında 3568 sayılı meslek yasamız çıkartılmış, 1994 yılında da tek düzen hesap planına geçilmiştir. Hatırlayacağınız gibi, 3568 sayılı yasa çoğumuzu mutlu etmekle birlikte, etkin ve yetkin intelligentsiayı üzmüştür. Zira, onlar, zaten üst seviyede denetim standartlarını uygulamaktaydılar; keza incelemelerde mükellefleri bir şekilde savunabiliyorlar, idare ve denetim makamlarında kabul görüyorlardı. Ayrıca, yemine, mühre ne gerek vardı. YMM sayısı sınırlı tutulmalı, meslek sulandırılmamalıydı. Durduk yerde, mesleki rekabeti körüklemek, abesle iştigaldi. Sadece, mahdut, belirlenmiş sayıda YMM ile sınırlı olursa, belki o zaman 3568 arzu edilen bir yasa olabilirdi. 1994 yılında, tek düzen hesap planına geçiş çok yararlı olmuştur. Üyelerimiz standart konusunda çok şey öğrenmiş ve bilgilerini pekiştirerek günümüze kadar gelinmiştir. Böylece, Türmob üyeleri, kavramlara ve standartlara yabancılık çekmeyecek, intibakları çok kolay olacaktır.Yine de, ayrı bir kanala yönelen SPK‟nın artarak yükselen tecrübe ve birikimi ile kıyas kabil değildir. Zaten, günümüzde de, SPK bu mevcut müktesebatıyla ayrı bir denetim talebiyle, tebliğlerini yayınlama çaba ve iddiasındadır. 12 Tabi, ifade ettiğim gibi, YMM sayısı sınırlandırılamayınca, 3568 sayılı yasanın da sütü ve maması kesilerek, doğduğu gündeki gibi bebek bakımsız bırakılmıştır. Nitekim, ciro ve aktife göre bir ölçüde zorunlu sayılan tam tasdik, süratle ihtiyariye dönüştürülmüştür. Nasıl olsa, aristokrasi için, SPK,BDDK veya benzeri kurumlar vasıtasıyla halka açık şirketlerin bağımsız denetim zorunluluğu şeklinde, şayet yetmezse İMF ve D.Bankasının önerileriyle, müşteri yaratma imkanları vardır; daha da artırılacaktır. Hasılı, üsttekiler, alttakilerle komşuluk yapmak istememektedirler. Önemli, diğer bir neden de, idare ve denetim, vergi incelemelerinde, YMMden uzak durmak, YMM‟yi uzakta tutmak istemektedir. Genelde, inceleme yazısını tebellüğ ettiği anda, defterlerini yok ederek ibraz etmemeye veya kaybolmaya yada benzeri fikirler üretmeye meyyal/yatkın mükellef, birden kişiliği değişiyor olmalı ki, YMM ye koşarak “Lütfen beni güzelce inceleyiniz, canım çok çekti, yüksek vergiler ödemek istiyorum, ayrıca bu hizmetinize karşın ücreti neyse öderim.” diyor da sanki, YMM‟ler inadına aksini yapıyor. Siz yetkili otoritelerin, YMM‟ye ücret yerine sadece devlete vergi ödesin kafi anlayışıyla tam tasdik zorunluluğunu kaldırdığınız mükellefleriniz, maalesef, biz YMM‟lerin temini ve muhafazasında çok güçlük çektiğimiz müşterilerimiz oluyorlar. Bu kıtlıkta, bin bir zorlukla sözleşme yaptığınız müşterinizi, (sırf sorumluluktan kurtulmak için, inceleme elemanlarının arzuları doğrultusunda) başından tutarsınız ama, elinizde tutamazsınız. Bakanlık Makamı, mükelleflerini YMM‟ye müşteri olmaya, tam tasdike, incelenmeye yönlendirerek zorlamadığı sürece, asarımla/keserimle YMM‟nin patronu asla olamaz; arzuladığı denetimi de yaptıramaz. Çünkü, yetkilerle donattığınız, maaş bağladığınız, emrine tüm devlet imkanını verdiğiniz, neredeyse hiçbir sorumluluğu olmayan 657 ye tabi memurunuzla, emredici kurallarınıza uymak zorundaki vatandaşınızı/mükellefinizi hizaya getirememişsiniz. Üstelik 5510‟la tayınını kesmek istiyorsunuz. Bilinsin ki, Tanrı kulundan asla vazgeçmez. Dahası var, bitmedi, teşbihte hata olmaz. Hevesle ve masrafla açtığı bürosunu süratle “yandım anam” nidasıyla kapatan emeklimiz, cepheden başarısız dönmüş sayılarak, halen yargıda tüm tasarruflarını kaybetme tehlikesiyle koşuşturmakta, neredeyse asker 13 kaçağı muamelesi görmektedir. Üstatlarımızın “İnceleme notlarınızı saklayınız, karşı kontrolleri yapınız, hiçbir vergi kayıp ve kaçağına sebebiyet vermeyiniz” şeklinde, iyi niyetli çaba ve uyarıları sorunu maalesef çözümlemiyor. Sakın ola ki, YMM‟ler havalara girmesin. Aynı şekilde, muhasebeci dostlarımız, zorunlu haller dışında, haklı olarak müşterilerini YMM‟ye yönlendirmek istememektedirler. Yemini ve mührü gerektiren yetkilerimiz de, pratikte yok denecek kadar azdır. Türmob‟un oluşumunda, temsilinde, yönetim ve idaresinde SMMM‟ler sayısal çoğunluk ve etkinliklerinin, keza YMM yetkilerindeki hiçliğin farkındadırlar. Oysa, denetimin takdir ve teşviki elzem ve evrenseldir. Kudret ve kıymeti nedretten mebnidir; her meslekte oy çokluğu aranmaz… Neylersiniz, hayat böyledir işte…Kıymetli bir kitabı biri okuyarak bilgilenmek, başka biri de yakarak ısınmak için değerlendirebilir; kullanana göre değişir. Bu manada, yetkili otoritelere YMM‟leri defalarca ve dikkatli okumalarını öneriyoruz. Sınava girmeden, sorumluluk almadan, denetim yetkisi isteniyor. Üstelik, mahvına maraz olan Osmanlıdan miras, Kabakçılara has kabadayılıklarla, Patronalara özenti külhani tavırlarla… YMM‟ler esasen denetimden kaynaklanan farklı yönlerinin farkındadırlar. Asla mütevazı olamayacakları ve hiçbir kurumun özenemeyeceği kadar yüksek bilgi, beceri ve fonksiyonlarını icra edecekleri alanlar yazık ki yaratılmamış, imkan ve yetki verilmemiştir. Meslektaşlarımız, 3568 ile kazanılan yetkilerini kullanırken, idare – denetim ve medya yardımcı olmamış, aksine güç yerine güçlük vermişlerdir. İlk günlerin acemiliği, karşı grupların strateji ve taktikleriyle, adeta keten pereye getirilmişlerdir. “Galatı meşhur fasihi mehcurdan evladır” diyerek, “tek imzayla köşe döndükleri” şeklinde saçmalıklar, topluma bilhassa yayılmıştır. Nitekim, 3568 den bakiye kalan kocamaaan bir sorumluluk, bu kadar büyük sorumluluğa karşın kendilerini gerçekten denetim elemanı sanmaları ve teselli bulmaları için, bolca düzenleyecekleri tutanaklara basılmak üzere verilen mühürler ve yeminleriyle günümüze kadar azalarak gelebilmişlerse de, yarınlara erişerek çıkmaları şüpheli veya belirsizdir. Zira, pek çok arkadaşımız alın atınızı diyerek ayrılmakta, yada ciddi olarak ayrılmayı düşünmektedir. 14 Avrupa birliğine girme çabaları ve ülkeye sermaye girişini artırmak, uluslararası finans tablolarını uyarlı hale getirmeyi keza denetim standartlarını zorunlu kılmıştır. Peki standart kavramının konuşulup tartışıldığı yerde, BDDK, EPDK, SPK gibi kurumların farklı uygulamaları ve farklı standartları olabilir mi? Yada, bu kadar çok sayıda denetim yasası, tebliği, elemanı, kurumu, hatta derneği varken, standarttan söz etmek mümkün müdür? Enroll skandalından sonra, denetimin hukuki çatısı, ayrı bir yasası gereği doğmuştur. Bu fikir, Amerika‟dan Avrupa‟ya ve diğer ülkelere yayılmıştır. Ülkemizde bu çatı TTK tasarısı veya SPK yasası ile olur mu , yada VUK ve 3568 ile sağlanabilir mi? Denetim nedir? Denetçi kimdir? YMM, SPK‟ya göre denetçi midir? Vergi incelemesi gibi farklı yürütülen bir denetimin şekli ne olacaktır? Dünya Bankası, İMF gibi kuruluşlar ülkeyi önce borçlandırıp, sonrada ROSC benzeri raporlar düzenleyerek, YMM‟lerin bağımsız denetimden anlamadıklarını iddia ve ifade ederek vermek istedikleri mesaj ne olabilir? Varlığı yabancı holdingleri bile telaşlandıran, ülke denetim sisteminin olmazsa olmazı YMM‟lerin, bu işin üstadı olduklarını kanıtlayan bu tarz beyanların, kamu erkine bir şeyler ifade etmesi gerekmez mi? SPK‟ya göre bağımsız denetim şirketleri, bütçeleriyle her biri ayrı devlet olan uluslararası bu holdingleri denetleyeceklerdir. Öyle mi? Öyleyse işleri çok zordur. Bakanlık denetim birimlerinin dahi, benzer firmaların vergi incelemesinde, bu sistem dahilinde çok zorlanacaklarını düşünmekteyim. Bağımsız denetimin öncelikli işlevi vergi incelemesinden ziyade, sermayedarlara, alacak ve borçlulara, işçilere, benzerlerine ve kamuya denetimleriyle, bilgi ve güvence vermektir. Peki, SPK‟ya göre bağımsız şirketler, öteden beri yaptığı bu tarz denetimlerde başarılı olmuşlar mıdır ? Doğrusu, geçmişte yaşananları hatırlayınca, iflas eden bankaları ve şirketleri, off shore hesapları, mudileri, çekilen çileleri düşününce, buralarda kimlerin nasıl denetim yaptıklarını, yazılan raporları merak ediyoruz. Kendilerinden etkin ve adaletli incelemeler beklediğimiz vergi idaremizin ve denetim birimlerimizin istatistiklerindeki matrah ve vergi farklarını zaman zaman basından okuyoruz, hoşumuza gidiyor, etkileniyoruz. Ancak, İstanbul yaklaşımlarıyla pek çok sektörün ve borçlarının yeniden 15 yapılandırıldığı, görev zararlarının tasfiye edildiği, 5510 sayılı yasayla düzeltilmeye çalışılan sosyal güvenlik kurumları sistemiyle, vergi gelirlerinin %70 inin (belki daha fazla) dolaylı vergilerden sağlandığı ülkemizde, denetim sistemini başarılı saymak mümkün müdür? Sorusunu sormaktan da kendimizi alamıyoruz. İzmir de fiilen 7500 emlakçinin varlığı, bunların l500 ünün odaya, sadece 200 ünün V. Dairesine kayıtlı olduğu konuşulmaktadır. İdarenin veya denetimin bu konularda bilgisi, uygulaması veya planı programı var mıdır? Tam tasdike tabi mükellefi, dolayısıyla YMM‟sini incelemek ve cezalandırmak, kamu denetimini adeta teşvik ederek çalışma şevkini artırdığını, bunca uygulamadan sonra öğrendik ve bunu anlaşılır buluyoruz. Ancak nereye kadar? Karşıt ama birlikte denetimle ülke yararını düşünerek, saydamlık ve hesap verebilirlik adına, açık toplum bireyleri olarak bu soruları daha da artırarak sormak ve öğrenmek, hem hakkımız hem de görevimizdir. Nasıl ki, bir hakem gösterdiği kartlardan çok göstermedikleriyle (çaldığı düdükten çok çalmadığıyla) değerlendiriliyor ise, kamu yönetim ve denetimi de bilmelidir ki, yaptıkları yönetim ve denetimden ziyade, daha çok yapamadıklarıyla göz önündedir ve kamuoyunun gündemindedir. Açığa çıkan her yolsuzlukta, Reha Muhtar jeneriklerine slogan olan, “Nerede bu devlet?” deyişi, buradan kaynaklanır. Zaten , idare de aynı anlayışla, sevapları görmezden gelip en küçük hataları abartarak , “Gerekli dikkat ve özeni göstermemekten” YMM‟leri hep sorumlu tutmaktadır. 3568 sayılı yasaya göre denetim elemanı sayılan ve kendisinden mükemmel inceleme beklenen YMM‟leri, “denetleyenlerinde denetlenmesi gerekir” felsefesiyle inceleyen idare veya denetim, aynı mantıkla kendilerinin de incelenmesi gereğini görerek, bilerek ve kabul ederek, ne ölçüde işlemlerinde etkin, tarafsız, adaletli ve bağımsızdır? Yoksulları yok ederek de yoksulluk önlenebilir. Kolay inceleme yöntemleriyle zayıf ve güçsüzü inceleyerek, tahsilat yüzdesi düşük ama çok yüksek farklar bulunabilir; fakat vergi adaleti tesis edilemez. Bu durumda, böyle bir sistem içinde, inceleme nispetlerinin %3 gibi düşüklüğünden hiç kimse üzülmez, yakınmaz. Hatta, bu rakam ve oranların daha da küçülmesi arzu edilir. Vergi farkları ve cezaların isabet ettiği hedeflerde, adalet veya 16 zulüm ölçümleri yapılmadan, yüksek rakam ve oranlı incelemelerin topluma yarar mı, yoksa zarar mı verdiğini bilemeyiz, bilemezsiniz, bilenler bilir. “Sadece eleştiri olmaz, çözüm nerededir?” sorusunun cevabını veya ipuçlarını, dikkatli izleyiciler baştan beri yapılan açıklamalarda görerek, fark etmişlerdir. Yine de, detayına başka bir zaman ve zeminde girmek üzere, bazı belirlemelere ve önerilere özetle, kısaca temas etmek mümkündür. Uluslararası Denetim Standartları 240 ve 250 yi bir vesileyle inceleme fırsatı buldum. “Denetim ciddi iştir,maharet ister.” anlayışıyla, basılan bu metinler gözden geçirilerek, denetçi sıfatının yazıldığı her yere parantez içinde veya doğrudan YMM yazılarak, mutlak koşulun mesleğimiz olması sağlanmalı, devamında da, belli bir ciro ve aktifi aşan firmaların, bağımsız denetim, dolayısıyla tam tasdik zorunluluğu getirilmesi ilk önerimizdir. Mevcut yapılar arasında yakışanı da budur. Diğeri ise, tam tasdike tabi mükelleflerde, öncesinde re‟sen tarhiyatlar için, bilahare tüm incelemelerde tutanakların, hukuki geçerlilik şartını, mutlak YMM imza ve mührüne bağlamak ve inceleme elemanıyla birlikte YMM‟yi, düzenlenen inceleme raporundan müştereken sorumlu tutmak gereği vardır. Her kesimin, özellikle ve başta ülkenin yararına olanı da budur, kanaatindeyim. Son bir not, olaylara sadece YMM‟ler açısından baktığımın farkındayım. Üstelik, YMM‟lerin misyonu, vizyonu, bağlı değerleri hususunda bazı eleştirel tespitlerim olmasına rağmen, şimdilik susuyorum. Yine de, hiçbir özeleştiri yapmak (içimden gelmedi) istemedim. Hak ettiklerimizi kazanıncaya kadar yapmak niyetinde de değilim. Noktayı koyarken, nerden hatırladım bilmem, birden bir şarkının sözleri döküldü dilimden. “ Aşk rüyadır çok zaman, olduğu gibi bırak. Tek sen misin yeminli, üzüldüğün şeye bak.” Evet, tek biz miyiz yeminli? Eleştirileri de başka yeminliler, mesleğimize karşı olmaya doğuştan yeminliler yapsınlar, zaten zevkle ve zulmetle, ziyadesiyle yapmaktalar. Not: Izmir ymmo.org.tr Odamızın 2006 ocak-şubat ayı sayı:70 Bültendeki makaleyle değerlendirildiğinde öneriler pekişeceği için okunması tavsiye edilir. 17 Bilirsen, her yerde ve her yerden satarsın Öğrenci Kaliforniya'da öğretmeni Hindistan'da Dr. Uğur TANDOĞAN Amerikalı anne şöyle diyor. "On üç yaşındaki kızımın okulda dersleri ile bir sorunu olursa artık bana gelmiyor. Bilgisayarının başına oturup Hindistan'daki hocası ile konuşuyor. Aldığı matematik ve İngilizce derslerinden sonra okulda her derste birinci artık." Gördüğünüz gibi hizmet birinci sınıf. Ve de ücret çok uygun. Eğer Amerikalı kız bu hizmeti internet aracılığı ile Amerikalı birisinden alsa saati 40 dolarmış. Yüz yüze dersin maliyeti ise 100 dolar. Ama bunu Hindistan'dan, TutorVista'dan alırsa saati 2.5 dolara geliyormuş. TutorVista neler öğretiyor? BBC'de söz konusu edilen "TutorVista" sitesine girip inceledim. Şirket Hindistan'ın enformasyon teknoloji merkezi olan Bangalore'da kurulmuş. Ortaokul-lise ve üniversite öğrencilerini hedef almış. Özel ders verilen konular hayli geniş: İngilizce, matematik, biyoloji, kimya, fizik, istatistik, iş yönetimi, muhasebe, elektronik, coğrafya, tarih. Ayrıca öğrencileri Amerikan ve İngiliz üniversiteleri giriş ile ilgili SAT; GMAT; GRE,, TOEFL vb sınavlarına hazırlıyorlar. Ücret Sitede belirtildiğine göre saat ücreti 19.99 dolar. Aylık paket alanlar ise 99.99 dolara istedikleri kadar özel ders alabiliyorlar. Öğretmenler Sitede yazıldığına göre, bütün öğretmenlerin lisansüstü dereceleri ve öğretmenlik sertifikalan varmış. Ayrıca burada öğretmen olmak için çok sıkı eğitim ve özel sertifika sınavlarından geçiyorlarmış. SAT, GRE ve GMAT sınavlarına hazırlayan öğretmenlerin kendilerinin bu sınavlarda çok yüksek not almış kişiler olduğu belirtiliyor. 18 Firmaların kendi insan kaynaklarını övmeleri normaldir. Ama TutorVista öğrencinin başarısını garanti ediyor. Yoksa paranızı geri veririz diyor. Sistem nasıl çalıĢıyor? Bugün çok yaygın olan "Skype", "Yahoo Messenger with Voice" veya "Google Talk gibi bir sistemleri var. öğrenci bilgisayar ile Bangalore'a bağlanıyor. Mikrofon ve kulaklık yardımıyla karşıdaki özel öğretmeni ile konuşuyor. Bir de aracı "whiteboard" var. Hem öğrenci hem de öğretmen bu beyaz tahtanın üstüne yazabiliyor ve çizebiliyor. Her iki taraf da karşı tarafın yazdığını anında görebiliyor. Ama yazmayı ve çizmeyi daha kolay hale getirmek için elektronik yazma tahtası (digital writing pad) tavsiye ediyorlar. Bunları sağladıktan sonra tek şey parayı bastırıp öğretmenden randevu almaya kalıyor. Bir yorum Yukarıdaki haberi BBC'nin internet sitesinden okudum (Multinationals lead India's İT revolution) iki nedenden dolayı ilgimi çekti. Birincisi, bir zamanlar ben de Amerika'da özel ders vererek hayatımı kazanmıştım. Doktora yapmak için burslu gitmiştim. Ama bursum programladığım süreden önce kesilince parasız kalmıştım. Doktoramı almadan, başladığım bir projeyi bitirmeden dönemezdim. Bir Türk arkadaşla düşünüp taşınıp özel ders verme işine girmiştik. Ve biz bu konuda ilktik. Okulun kafeteryasında oturur ders verirdim. Geniş bir yelpaze içinde idi verdiğim dersler. O zaman daha iyi öğrenmiştim bilginin değerini. Bir şeyi bilmenin, iyi bilmenin ne kadar önemli olduğunu. Yukarıdaki haber bana o günlerimi anımsattı. Haberin ilgimi çeken diğer yanı ise teknoloji ile küreselleşmenin ulaştığı nokta oldu. İnternet ve iletişimde yaşanan devrim ile böyle bir hizmet kilometrelerce uzaktan, ta Hindistan'dan Kaliforniya'daki kızın odasına kadar gidiyor. Daha önceden düşünemeyeceğimiz bir olay gerçekleşiyor. 19 Eskiden Türk gencinin bu hizmeti vermesi için Amerika'ya gitmesi gerekiyordu. Şimdi Hintli öğretmen yerinden kalkmadan, göçmen bürosu ile cebelleşmeden Amerikalı'nın evine giriyor. Amerikalı rakibinin elinden bu özel ders işini alabiliyor. Kürselleşmenin daha da yayınlaştığı bir dönemde yaşıyoruz. Teknoloji ne tür gelişmelere gebe bilmiyoruz. Bu ortamda hiçbir şeyin güvencesi yok. Ama değişmeyen bir garanti var: bilmek. Bildiğini de iyi bilmek. Bilginiz sağlamsa her yerde satarsınız, her yerden satarsınız. 30 Ocak 2007 tarihli Dünya Gazetesi 20 Mesleki ilgi alanları ve iĢ yaĢamında mutluluk ve baĢarı AyĢe ÖZTUNA İnsan sevdiği işi yaparsa ömür boyu kendisini çalışıyor gibi hissetmez" bunu çoğumuz biliriz ancak sevdiğimiz işi yapmanın nasıl mümkün olacağı konusunda çok azımızın net olduğu da bir gerçek... Bir çok kişi çok fazla sevmese de almış olduğu eğitimler doğrultusunda bir işi sürdürmekte ve daha fazla cesareti/imkanı olanlar da deneme yanılma yoluyla sevdiği işi aramakta... Ancak pek çok araştırmanın ortaya koyduğu bir gerçek de var ki insan sevdiği işi yaparsa uzun soluklu basanlar elde etme şansını artırmakta... Peki seveceğimiz işin ne olduğunu anlamanın yollan nelerdir? Ne yazık ki eğitim hayatımız sürecinde meslekler hakkında sağlıklı kararlar verecek derinlikte bilgi sahibi olmamız tam anlamıyla sağlamamakta... Ayrıca ailelerin de bu konuda her zaman "tarafsız" bir yönlendirici olduğu söylenemez. Bizim tecrübemiz ve çalışmalarımız gösteriyor ki kişinin sevdiği işi bulabilmesi için verilebilecek en iyi destek onun kendi mesleki ilgi alanlarını en sağlıklı şekilde tespit etmesine ortam sağlamak böylece kararını vermesine yardımcı olmak... Mesleki ilgi alanlarının doğru tespiti kişinin nasıl bir ortamda ve ne tür aktiviteler yapmaktan hoşlandığına netlik kazandırır. Bu konuda hazırlanmış çok ciddi bilimsel araştırmalara dayanan, geçerliliği ve güvenilirliği ispatlanmış envanterlerle çalışılması arzu edilen sonuçlara ulaşılmasına yardımcı olmakta... Tabii ki akla şöyle bir soru gelmesi doğal "O kadar çok meslek ve iş var ki bunların hangilerinin kişiye uygun olabileceği bir testle nasıl belirlenebilsin?" Sizleri öncelikle bu konu ile ilgili aydınlatmak isteriz. Yine bilimsel araştırmalarca kanıtlanmış bir gerçek var ki ne kadar çok meslek olursa olsun bu mesleklerin ortak noktada birleştiği altı temel mesleki ilgi alam bulunmakta... 21 Birbirinden farklı çalışmalara dayanarak geliştirilmiş pek çok test de aslında bu altı temel mesleki ilgi alanının kişilerin ilgi alanlarıyla de ne ölçüde örtüştüğünü ortaya koymakta... Bu temel mesleki ilgi alanları nelerdir? Pek çok bilimsel araştırma mesleki ilgi alanlarının "Girişimcilik", "Yaratıcı", "insanlara Hizmet Etme/Sosyal", "Teknik/Bilimsel", "Finansal/idari işler" ve "Mekanik" olmak üzere altı temel alanda değerlendirilebileceğini göstermekte... "Girişimcilik" olarak nitelendirilen mesleki ilgi alanı tabii ki sadece kendi işini kurma olarak algılanmamalı çünkü kişinin girişimci yönlerini ortaya koyabileceği bir çok meslek bulunmakta... Bir çok çalışmanın ortaya koyduğu da girişimcilik mesleki ilgi alam öncelikli olan kişilerin liderlik yapma, organize etme ve yönetme isteklerinin, ilgilerinin yüksek olduğunu yönünde. Bu kişiler insanları ikna etmekten, onlara bir şeyleri sunmaktan ve tanıtmaktan zevk almakta ve insanlara yakın çalışmaktan hoşlanmakta... "Yaratıcı" yönde mesleki ilgi alanlarının öncelikli olması kişinin hayal gücünü ve duygularını da katabileceği, sanatla ilgili çalışmalara ilgi duyduğunu göstermekte... Farklı yaklaşımlar getirebileceği, orijinal, yaratıcı, bağımsız düşüneceği, kendisini ortaya koyabileceği bir işe ilgi duyduğunu ifade etmekte... Mesleki ilgi alanların arasında' Yaratıcı" yönü öncelikli olan kişiler sanatla ilgili her türlü işe ilgi duymanın yanı sıra, iletişim, tasarım, reklâm gibi iş alanlarına hatta yaratıcı düşünmenin desteklendiği tüm işlere de ilgi duyabildiğini, bu alanlarda keyif alarak çalışabileceklerini araştırmaların desteklediğini söyleyebiliriz. Mesleki ilgi alanlarının arasında "insanlara hizmet'in öncelikli olduğu kişiler de insanlara yardım etmek, bilgi vermek, öğretmek, danışmanlık yapmak, hizmet etmek gibi işlerden mutlu olabilmekte... Bu kişiler insanlarla yakın çalışmayı özellikle tercih etmekteler ve çalışmalarıyla insanlara faydalı olduklarını gördüklerinde motivasyonlarının ve performanslarının ayrıca arttığı oldukça net bir şekilde gözlemlenmekte... 22 "Teknik/Bilimsel" ilgi alam öncelikli kişiler araştırma gerektiren, kavramsal düşünme, analiz etme, entelektüel konularla uğraşma gerektiren işlere ilgi duymakta ve bu nedenle akademisyenlik, araştırma-geliştirme gibi mesleklerde mutlu olabilmekte... Ya da araştırma yapmayı gerektiren, bilimsel bir temele dayanan, verilerle çalışmayı gerektiren, analizler yapabileceği ve fikirlerle uğraşacağı farklı işler de bu kişiler için cazip olabilmekte:.. Mekanik" konulara ilgi duyan kişiler ise tamirat ya da açık havada yapılan işler gibi faaliyetlere özellikle de elleriyle çalışabildikleri, somut bir şeyler ortaya çıkarabildikleri çalışmalara ilgi duy makta ki bu bazen yöneticilerin hobilerinde tatmin ettikleri bir ilgi alam olabilmekte... Bu kişiler daha gerçek ve somut şeylerle uğraşmayı tercih ettiklerinden bakım/onarımyapabildikleriyada fiziksel aktivitenin yoğun olduğu, sürekli ofis ortamında kapalı kalmalarını gerektirmeyecek türde işlerle diğer çalışmalarım dengelediklerinde performanslarının ve motivasyonlarının ciddibir şekilde arttığını da bir çok çalışma ortaya koymakta…. Son bir mesleki ilgi alanım da "finansal ve idari işler" olarak tanımlayabiliriz. "Finansal ve idari işler" yönünde mesleki ilgi alam öncelikli olan kişiler bankacılık, finans ve muhasebe, ofis yönetimi gibi bir sistem kurmanın, düzenin, dikkatin, detaylara odaklanmanın önemli olduğu, yapılandırılmış işlere uğraşmayı tercih etmekte... Özetle iş hayatında mutlu ve başarılı olma ile kişinin öncelikli mesleki ilgi alanlarına uygun bir iş yapması arasında yüksek korelasyon olduğunu pek çok araştırma ortaya koymakta... Ancak burada hatırlatmak istediğimiz önemli bir nokta mesleki ilgi alanlarına uygun işte çalışmanın basan için ön şart olsa bile tek basma yeterli olmayacağı, işin kişinin aynı zamanda yetenekleri ve kişilik özelliklerine de uygun olması gerekliliği... Bu nedenle bizim tavsiyemiz mesleki ilgi alanlarım belirlerken aynı zamanda kişinin zihinsel yetkinliklerinin ve davranışsal eğilimlerinin de sağlıklı tanımlanması, kişiyi bütünsel olarak değerlendiren yaklaşımların benimsenmesi ve dolayısıyla kişinin "hayallerinin kariyerini" gerçekleştirmesinin garanti altına alınması... 23 Bunu başarmış yöneticilerin diğerlerine göre performanslarıyla fark yarattıklarını ve bunu yaparken de zorlanmadıklarım, sevdiği işi yaparak ömür boyu kendisini geliştirip, bir anlamda hobilerini meslek edinerek keyifle çalışabildikleri, kendilerini gerçekleştirdiklerini görmekteyiz. Bu hafta sizlere bilimsel olarak tespit edilmiş mesleki ilgi alanlarım tanıtmak istedik. Haftaya işe alımda adayların mesleki ilgi alanlarım tespit etmenin performansı öngörme ve mutlu bireylerin çalıştıkları ortamlar yaratma üzerindeki etkisini sizlerle paylaşmak isteriz. Bilinçli seçimlerimizle şansımızı kendimizin yarattığı bol "artı değer"li günler diliyoruz. 22.12.2006 Tarihli Dünya Gazetesi 24 Yönetici kimliği taĢıyan kiĢinin kalbi ve aklı olmalı Ali Nail KUBALI Duygusal zekası düşük olan kişilerin şirket için tehlike yaratacağını söyleyen Kubalı, insani duyguların önemine dikkat çekiyor… Bir şirketin başarısı her şeyden önce yöneticilerinin iletişim yeteneği ile yakından ilgilidir. Bir şirket ne kadar başarı elde ederse, o kadar iyi yöneticilere sahip demektir. Peki başarılı bir grafik çizmek için yöneticilerin çalışanları ile kurduğu ilişkiler ne derecede etkili rol oynuyor? Her şeyden önemlisi profesyonel bir yönetici nasıl oluyor ve kime 'profesyonel yönetici' deniyor? Bu kavramları ve yöneticinin nasıl bir kimliğe sahip olması gerektiğini, yıllarca değişik sektörlerde çalışan ve stratejik danışmanlık yapmış olan Ali Nail Kübalı ile görüştük. "Sektörü tanıyın" İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İşletme ve Maliye Bölümü'nden mezun olan Kübalı, ABD'de iktisat doktorası yaptıktan sonra 6 yıl orada çalışmış ve bir danışmanlık şirketinin ortaklığını yürütmüş, özel sektörde ve kamuda da danışmanlık görevi yapan Kübalı. Türkiye'ye döndükten sonra Yaşar Holding'te 15 yıl stratejik yönetim danışmanlığı koltuğunda görev yapmış. Yönetim danışmanlığının, şirketin ray değiştirmesine yardımcı olduğunu belirten Kübalı, bankacılık, otomotiv ve turizm dahil birçok sektörde çalıştığını ve birikimlerini bu alanlarda değerlendirdiğini belirtti. Yöneticilerin, farklı sektörlerde çalışırken strateji değiştirip değiştirmediğini sorduğumuz Kübalı, "Bir tepe yöneticisi, bulunduğu noktada işe dair stratejik kararları verme anında aynı yolu izler. Ancak içinde bulunulan sektörü iyi analiz etmek gerekir. 25 Her şeyden önce sektörün güçlü ve zayıf yanlarını, fırsat ve tehditlerini iyi bilmek gerekir. Yalnız iyi bilinmesi gereken başka bir konu da ekonomi. Zamanı geldiğinde bir tarım işletmesinde de görev alabilirsiniz, bir bankada da. Yeter ki içinde bulunduğunuz sektörü iyi tanıvın" dedi. Amerika'da alınan eğitimlerin her sektöre uygulanabildiğini belirten Kübalı. "Almanya'da ise spesifik eğitimler veriliyor ve hangi alan üzerine eğitim aldıysanız master ve doktora düzeyine kadar ilerleyebiliyorsunuz. Ben ABD'de eğitim aldığım için farklı sektörlere kolaylıkla uyum sağlayabildim ve hiç sıkıntı çekmedim” dedi Yöneticiliğin bir disiplin gerektirdiğini belirten Kubalı, “Ancak disiplinin türü önemlidir. Disiplini korku ve sertlikle sağlayabilirsiniz. Bu bana göre en istenmeyen yöntem. Ama herkesin ortak katılabileceği politikalar ve kuralların konuşulduğu bir iş ortamı, ortak mı, ortak düşüncelerin konuşulduğu bir ortam yaratır" dedi. Ortak kararların alındığı bir çalışma yerinde herkesin kurallara isteyerek uyacağını belirten Kübalı, başarıyı çalışanların tamamının tadacağı bir durumda disiplinin kendiliğinden oluşacağını belirtti. İş yaşamının bir takım oyunu gibi olması gerektiğini belirten Kübalı, "Takım oyunlarında azami yardım vardır ve herkes birbirine yardım eder. Rekabet, galibiyet ya da malubiyet, bu ortak birlikteliğin sonucu olarak algılanır" dedi. Rol paylaĢımı Herkesin çalışma yaşamı içerisinde bir rolü olduğunu belirten Kübalı, "Basketbol takımının koçunu düşünün. Saha dışında takımdan daha çok ter döker, İş yaşamında da böyledir. Çalışanların birbiriyle rekabet etmesini sevmiyorum. Rekabet, rakiplerle olur" dedi. Bu tip bir birlikteliğin takım içinde yardımlaşmayı sağladığını belirten Kübalı, ortaya çıkan başarıdan keyif almanın ve zevk duymanın, birlikte bir şeyler hissetmeyi güçlü kılacağını söyledi. "Çok disiplinli bir ortam düşünün" diyerek sözlerine devam eden Kübalı, konuyu bir örnekle açıkladı: "Herkesin korktuğu bir yönetici var diyelim. Yönetici, çalışanlarının arasındayken işler yolunda gidiyormuş gibi görünür. Çünkü korku faktörü vardır. 26 Ancak bu ikiyüzlü bir disiplindir, önemli olan yöneticinin gözü önünde olan biten değil, o arkasını döndüğünde ne olduğudur." İş yaşamı boyunca birçok kişiye görev verdiğini belirten Kübalı. "Görüştüğüm ve hakkında bir karara vardığım kişilerin birçoğu beni yanıltmadı. İyi ve profesyonel bir yöneticinin her şeyden önce bir kafası ve kalbi olmalı. Benim ilk aradığım kriterler bunlar" dedi. Rotasyon Ģart Yükselecek olan bir yöneticiye mutlaka rotasyon yapılması gerektiğini savunan Kübalı, "Bu yüzyılda artık hiçbir şeyin tek olanı makbul değil. Tek yabancı dil, tek iş deneyimi, tek meslek artık önem taşımıyor. İyi ve profesyonel bir yönetici olabilmek için değişik sektörlerde çalışmak ve bilgi edinmek gerekiyor. Yönetici matkap gibi olmamalı, yani tek bir noktayı delmemeli" dedi ve profesyonel bir yönetici olabilmek için IQ ve EO'nun önem taşıdığını söyledi. ġirketler insana yatırım yapsın Akıl ve insanlık duygusunun önemli olduğunu belirten Kübalı, kalbi olan insanın sağlam değerleri olacağını savundu. "Şirketlerin çoğunun başarısızlık nedeni, adaylarda deneyim arıyor olmalarıdır" diyen Kübalı, deneyimin her zaman kazanılacağını söyledi ve akıllı insanların kısa sürede deneyim kazanabileceğini vurguladı. Söyleşinin bu noktasında bir anısını anlatan Kübalı, sözlerine şöyle devanı etti: "Bir çalışanım bana kendisini İngiltere'ye göndermemi istemişti. Dil öğrenmek istiyordu ve kendisine 6 ay süre tanımamı istedi. Bu süre içerisinde yalnızca dil öğrenmeye odaklanacağını, döndüğünde Times News Week okuyup benimle okuduklarını tartışılmaması durumunda işine son vermemi istedi. Gönderdim ve döndüğünde iyi seviyede İngilizce biliyordu. Çünkü akıl, doğanın sunduğu bir nimet. Kullanmak ise sizin elinizde. Şirketler akla yatırım yapabilir. Ama kalbi olmayan çalışana, şirketler bir şey kazandıramaz. Özeti şu: Ekmek yapacaksanız, bu ikisi su ve hamur gibidir. 4 ġubat 2007 Tarihli Yeni Asır Gazetesi 27 MALĠYE BAKANLIĞI ÖZELGELERĠ Tarih : 31.10.2006 * 20686 Sayı : B.07.1.GİB.4.34.16.01/KVK-30-7201 Konu : İngiltere'de yerleşik bir firmadan alınan uluslararası finans piyasaları bilgilendirme hizmeti karşılığında bu firmaya yapılan ödemeler üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı ile eposta yoluyla gelen faturalara yapılan ödemelerin kurumlar vergisine esas matrahın tespitinde indirilip indirilmeyeceği Ġlgili Kanun ve Madde: KVK-30 T.C. GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI Ġstanbul Vergi Dairesi BaĢkanlığı Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü Bilindiği üzere, 22/01/1997 tarih ve 22885 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 253 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "Yurt Dışında Faaliyette Bulunan Mükelleflere Yaptırılan İş ve Hizmetler Karşılığında Alınan Belgelerle İlgili İşlemler" başlıklı (B) bölümünde "Vergi Usul Kanununun kayıt nizamına ilişkin 215 inci maddesinde, bu Kanuna göre tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulmasının mecburi olacağı belirtilmiş 227 nci maddesinde de "Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almıştır. Söz konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir. Bu hükümlere göre, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan, iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri, yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içindeki noterlerde Türkçe‟ye tercüme ve tasdik ettirdikten sonra defterlerine gider olarak kaydedebilmekte idiler. 28 Ancak Bakanlığımıza yapılan başvurulardan, bu işlemlerin yurt dışı temsilciliklerimizdeki iş yığılmalarına neden olduğu, mükellefler bakımından da ağır külfetler getirdiği anlaşıldığından, anılan Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, bu Genel Tebliğ ile yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında alınan belgelerin, yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içinde noterlerde Türkçe'ye tercüme ve tasdik edilme zorunluluğu kaldırılmıştır. Buna göre, yurt dışındaki kişi veya firmalardan belge alan mükellefler, bu belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstetermeleri sırasında belgelerde yazılı bedelleri,belgelenir düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstereceklerdir. Ancak inceleme sırasında inceleme elamanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar." Denilmiş olup, benzer bir konuda Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünden alınan ../2004 tarih ve GEL.0.29/2920-228-48-..sayılı yazdıda; "Bilindiği üzere, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan hizmet karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin yurt dışından aldıkları belgenin alındığı ülke mevzuatına göre muteber bir belge olması gerekmektedir. Mükelleflerin internet yoluyla yurt dışından satın aldıkları hizmet ve bu nitelikteki gayri maddi haklar için yurt dışındaki satıcı tarafından düzenlenen fatura veya fatura yerine geçen belgelerin elden veya posta yoluyla alınamaması halinde elektronik ortamda alınan söz konusu belgelerin çıktılarının yapılan ödemeyi gösterir banka kredi kartı silip veya ekstresi ile birlikte muhafaza ve ibrazı ile alınan hizmetin yapılan ticari işin bir gereği olarak alındığının tevsik edilmesi durumunda yapılan ödemelerin gider veya maliyet kaydı mümkün bulunmaktadır." denilmektedir. 29 Bu açıklamalara göre; A.Ş.'nin yurtdışından satın aldığı hizmet karşılığında, yurtdışından elektronik ortamda aldıkları belgelerin çıktılarının, yapılan ödemeyi gösterir banka kredi kartı silip veya ekstresi ile birlikte muhafaza ve ibrazı ile alınan hizmetin yapılan ticari işin bir gereği olarak alındığının tevsik edilmesi durumunda söz konusu belgelerin tevsik edici belge olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun "Dar mükellefiyette vergi kesintisi" başlıklı 30‟uncu maddesinin (1) numaralı fıkrasında; dar mükellefiyete tabi kurumların bu maddede sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından % 15 oranında kurumlar vergisi kesinti yapılacağı; (2) numaralı fıkrasında ise; ticari veya zirai kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın, telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddi hakların satışı, devir ve temliki Karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen kişilerce % 15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, 19.10.1988 tarih ve 19964 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.01.1989 tarihinde uygulamaya başlanan "Türkiye Cumhuriyeti ile Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı Arasında Gelir ve Sermaye Değer Artış Kazançları Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önlenme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması" nın ticari kazançlar ile ilgili 7'nci maddesinde; 1. Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnız ilk bahsedilen Devlette vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, kazanç bu diğer Devlette, işyerine doğrudan doğruya veya dolaylı olarak atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere vergilendirilebilir. 30 5. Kazanç, bu Anlaşmanın başka Maddelerinde düzenlenen gelir unsurlarını da kapsamına aldığında, o Maddelerin hükümleri bu Madde hükümlerinden etkilenmeyecektir."; gayrimaddi hak bedelleri ile ilgili 12'nci maddesinde ise; "1. Bir Akit Devlette doğan ve diğer Akit Devletin bir mukimine ödenen gayrimaddi hak bedelleri, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 2. Bununla beraber, söz konusu gayrimaddi hak bedelleri elde edildikleri Akit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak gayrimaddi hak bedelinin gerçek lelı-darı diğer Akit Devletin mukimi ise, bu şekilde alınacak vergi gayrimaddi hak bedelinin gayrisafi tutarının % 10'unu aşmayacaktır. 3. Bu maddede kullanılan "gayrimaddi hak bedelleri" terimi, sinema filmleri, radyo-televizyon yayınlarında kullanılan filmler ve bantlar dahil olmak üzere edebi, artistik, bilimsel her nevi telif hakkının veya her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya üretim yönteminin veya sınai, ticari, bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikiminin kullanma imtiyazı, kullanma hakkı veya satışı ile sınai, ticari, bilimsel teçhizatın kullanma imtiyazı veya kullanma hakkı karşılığında ödenen her türlü bedelleri kapsar. ..." hükümleri yer almaktadır. Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6.maddesinin 1. fıkrasıyla kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8.maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu'nun40.maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir. 31 Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 40.maddesinde "Safi kazancın tespit edilmesi için aşağıdaki giderlerin indirilmesi kabul edilir" hükmü yer almış ve 1.fıkrasında "Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler"in indirilebileceği belirtilmiştir. Bu hükümlere göre, İngiltere'den alınan ve Türkiye'de faydalanılan uluslararası finans piyasaları bilgilendirme hizmeti nedeniyle ödenen bedel ile bu bilgilendirme sistemi için alınan terminale ödenen bedel, ticari kazanç kapsamında değerlendirilecek olup, yukarıda açıklanan ilgili ülke ile yapılan anlaşmanın 7'nci maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre, İngiltere'de mukim firmanın Türkiye'de bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmaması nedeniyle, söz konusu ticari kazanç, İngiltere'de vergilendirileceğinden, bu firmaya yapılan ödemeler üzerinden, bankaca kurumlar vergisi tevkifatı yapılmayacaktır. Ancak, dar mükellef kurumca bankaya temin edilen bilgilendirme sistemi için alınan terminalle birlikte kullanılacak olan teknik programa ödenen bedel ile özel monitöre ödenen bedel, söz konusu anlaşmanın 12. maddesinin 3fıkrası kapsamında gayrimaddi hak bedeli olarak değerlendirilecek olup, bu bedel üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30. maddesinde belirlenmiş oran yerine, anılan ülke ile ülkemiz arasında imzalanan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının 12. maddesinin 2. fıkrası gereğince gayrimaddi hak bedelinin gayrisafi tutarının % 10'u oranında kurumlar vergisi tevkifatı yapılması gerekir. Diğer taraftan, bankanın İngiltere'den aldığı hizmet ve gayrimaddi haklar için yurtdışındaki firma tarafından düzenlenen faturanın aslının alınamaması halinde, elektronik ortamda alınan belgelerin çıktılarının bankadan alınacak yapılan ödemeyi gösterir belgeler ile birlikte muhafaza ve ibrazı ile alınan hizmetin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapıldığının tevsik edilmesi şartıyla, söz konusu belgeler tevsik edici belge olarak kabul edilecek olup, bu belgelere istinaden yapılan ödemelerin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkündür. 32 Tarih : 27.11.2006 Sayı : B.07.1.GİB.0.29/2924-232-2824/093508 KDVK Md.17/4-g VUK Md.232 HĠSSE SENEDĠ ZORUNLULUĞU SATIġINDA FATURA DÜZENLEME Yazınızın incelenmesinden; Şirketinizin başka bir anonim şirketin hisselerini devir almak istediği ancak hisseleri elinde bulunduran limited şirketin söz konusu hisseleri 2 yıldan daha az bir süredir aktifinde bulundurduğu, bu nedenle hisse senetlerinin devir alınması işleminin katma değer vergisinden istisna olup olmadığı ve ayrıca satış sırasında Vergi Usul Kanunu'na göre ne tür belge düzenleneceği konularında tereddüte düşüldüğü ve Başkanlığımızdan konuya ilişkin görüşümüzün talep edildiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17/4-g maddesinde hisse senedi ve tahvil teslimlerinin katma değer vergisinden müstesna olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla, hisse senetlerinin teslimi şeklinde gerçekleşen işlemler katma değer vergisinden istisna olacaktır. Diğer taraftan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 229. maddesinde faturanın tarifi yapılmış, müteakip maddelerinde ise faturaya ilişkin hükümler yer almıştır. Anılan Kanun'un 232. maddesinde de, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler: 33 1.Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara; 2.Serbest meslek erbabına; 3.Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara; 4.Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere; 5.Vergiden muaf esnafa; Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler. ..." hükmü yer almaktadır. Buna göre, bir şirket tarafından başka bir anonim şirketin hisselerine ilişkin hisse senetlerinin satılması Katma Değer Vergisi Kanunu'na göre teslim sayıldığından ve bunların satın alan işletme tarafından aktife kaydedilmesi gerektiğinden, bunlar için borçlanılan bedelin satışı yapan tarafından düzenlenecek bir fatura ile belgelenmesi gerekmektedir. 34 YARGI KARARLARI DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Tarih Esasa No Karar No : 06.07.2006 : 2006/89 : 2006/216 Kaybolan 10 cilt faturadan sonuncu ciltten bazılarının kullanıldığının tespiti halinde sonuncu cildin tamamının kullanıldığının kabulü gerekeceği hk. Ġstemin Özeti: Davacı şirketin 1999 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi tekniği ve vergi inceleme raporlarında komisyon karşılığında içeriği itibarıyla sahte ve yanıltıcı fatura düzenlediğinin tespit edilmesi üzerine hesaplanan komisyon gelirini beyan etmemesi nedeniyle adına re'sen vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi salınmış, fon payı hesaplanmıştır. Vergi Mahkemesi kararıyla; dava konusu cezalı tarhiyatın dayanağı vergi tekniği ve vergi inceleme raporlarında davacı şirketin Eylül 1998 dönemi itibarıyla gayrifaal olduğunun açık olduğu, Eylül 1998 ve Mart 1999 döneminde kullanıldığı kabul edilen 21601 ile 22250 seri numaralı 13 cilt faturadan, Ocak 1999 döneminde (....) Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'ne düzenlenen 22211, 22213, 22216, 22217, 22220, 22221, 22224, 22226, 22229, 22231 seri numaralı faturalar dışındaki faturaların kullanılıp kullanılmadığı hususunda hiçbir tespit bulunmadığından, sadece adı geçen şirkete Ocak 1999 döneminde % 2 komisyon karşılığında sahte fatura düzenlendiği sonucuna ulaşıldığı, buna göre bu dönemde düzenlenen 10 adet fatura tutarı esas alınarak hesaplanan matrah farkı üzerinden yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık görülmediği, fazlaya ilişkin kısmın ise kaldırılması gerektiği gerekçesiyle matrahı azaltmak suretiyle davayı kısmen kabul etmiştir. Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini reddeden Danıştay Üçüncü Dairesi karar düzeltme istemini kabul ederek (...) sayılı Kararıyla cilt halindeki faturaların belli bir sırayı takip etmesi ve bu sıra dahilinde kullanılmış olmasının mutad olması karşısında aynı ciltte yer alan faturalardan sıra gözetmeksizin 35 aradaki numaraları içeren faturaların düzenlenmiş olması, aksi ispat edilmediği sürece o cildin tamamının kullanılmış olduğunun kabulünü gerektirdiğinden Mahkemece verilen kararın karşıt inceleme ile kullanıldığı tespit edilen 10 adet faturanın yer aldığı 22220-22250 arası (1) cilt faturaya ilişkin hüküm fıkrasında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle 22200-22250 numaralar arası (1) cilt faturadan kaynaklanan matrah farkı ile ilgili hüküm fıkrasını bozmuştur. Bozma kararına uymayan (...) Vergi Mahkemesi Kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak, kullanıldığı karşıt incelemeyle tespit edilen 10 adet fatura dışında kalan ve kullanılıp kullanılmadığı yönünde hiçbir tespit-bulunmayan faturalar esas alınarak belirlenen matrah üzerinden yapılan cezalı tarhiyatta yasaya uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle ısrar etmiştir. Israr karan vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş, vergi inceleme raporuna dayalı tarhiyatta yasal düzenlemeye aykırılık bulunmadığı ileri sürüterek bozulması istenmiştir. Karar. 1999 yık işlemleri incelenen yükümlü şirketin içeriği itibarıyla sahte ve yanıltıcı fatura düzenleyerek elde ettiği komisyon gelirini beyan etmediğinden bahisle adına salman vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ile hesaplanan fon payına karşı açılan davada karşıt incelemeyle düzenlendiği tespitli 10 adet faturaya isabet eden kısım dışındaki tarhiyatı kaldıran vergi mahkemesi ısrar karan vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. 213 sayıJt Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişki muamelelerin gerçek mahiyetinin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu kurala bağlanmış, aynı Kanun'un, fatura nizamına ilişkin 231. maddesinin 1. fıkrasında da, faturaların sıra numarası dahilinde teselsül ettirileceği belirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, Ağustos 1998 tarihinden itibaren hiç bir ticari faaliyeti olmadığı iş yerini tamamen boşalttığı hususu şirket yetkilisinin ifadesiyle sabit olan davacının, Eylül 1998 ve Mart 1999 döneminde kullandığı kabul edilen 21601 ile 22250 Seri No.lu 13 cilt 36 faturadan Ocak 1999 döneminde (...) Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine düzenlendiği tespit edilen 22211, 22213, 22216, 22217, 22220, 22221, 22224, 22226, 22229 ve 22231 seri numaralı faturalardan hareketle elde edilmesi gereken hasılata ulaşılarak % 2 komisyon oranına göre matuh farkı hesaplanmış, vergi mahkemesince, karşıt inceleme ile kullanıldığı tespit edilen 22200-22250 numaralar arasındaki ciltten kullanıldığı tespitli 10 adet fatura tutarına göre matrah azaltılarak tarhiyat onanmıştır. Cilt halinde bastırılan faturaların takip ettikleri sıraya göre düzenlenmiş olması gerektiğinden, aynı ciltten kullanıldığı tespiti faturaların bulunması halinde, bu numaralar arasında yer alan diğer faturaların da kullanıldığının kabulü zorunludur Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesine göre, normal ve mutad olan bu durumun aksini kanıtlama yükü kendisine düşen davacının, bu faturaların kullanılmadığını hukuken geçerli belgelerle kanıtlayamamış olması karşısında, defterlerindeki ve kullanıldığı saptanan faturalardaki hasılat tutan esas alınarak hesaplanan, ibraz edilmeyen her bir fatura ile elde edilebilecek ortalama komisyon gelirine göre bulunan matrah farkı üzerinden tarhiyat yapılması hukuka uygun olduğundan, tarhiyatın 22200-22250 numaralı faturalar arasındaki ibraz edilmeyen faturalara ilişkin kısmının kaldırılması yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararında isabet görülmemiştir. Ayrıca, vergi ziyaı cezası hakkında, vergi mahkemesince karar verilirken, vergi ziyaı cezasının hesaplanış şeklinin Anayasa'ya aykırı olduğu yolundaki Anayasa Mahkemesinin p-tat kararı ile Danıştay içtihattan göz önüne alınarak karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile (...) Vergi Mahkemesi'nin Israr Kararı'nın bozulmasına, oybirliği ile karar verildi. 37 DanıĢtay 4.Daire Tarih : 24.04.2006 Esas No : 2006/94 Karar No: 2006/17 KDVK Md.29,34 DEFTER KAYITLARININ BĠLGĠSAYAR TUTULMASI HALĠNDE KDV ĠNDĠRĠMĠ ORTAMINDA Yükümlülerin fatura ve benzeri belgeleri defterlere kaydetmeleri, belgelerin gerçekliğinin araĢtırılmasına imkan tanınması açısından önemli olmakla birlikte, geliĢen teknoloji, artık yasal defterler dıĢında elektronik ortamda yer alan kayıtların da dikkate alınmasını zorunlu kılmaktadır. Buna göre, indirim konusu yapılan katma değer vergisinin varlığına iliĢkin tespitlerin bilgisayar kayıtlarından yapılması mümkün iken ibraz edilen bilgisayar kayıtları ve indirim konusu yapılan faturalar incelenmeksizin defterlere kaydedilmeyen faturalarda yazılı katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesinin hukuka uygun olmadığı. Ġstemin Özeti: 01.06.1997-31.12.1997 dönemine ilişkin işlemlerin defterlere kaydedilmediği, sadece bilgisayarlarda yer aldığı ileri sürülerek 1997 yılının Haziran-Aralık aylarına ilişkin katma değer vergisi indirimleri kabul edilmemek suretiyle davacı şirket adına katma değer vergisi salınmış ağır kusur cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29 ve 34. maddelerinde katma değer vergisi indirimine ilişkin esasların düzenlendiği, buna göre yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için indirime konu verginin fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesi ve alış belgelerinin yasal defterlere kaydedilmesinin zorunlu olduğu, belgelerin defterlere kaydedilmiş olması zorunluluğunun kaydı zorunlu belgelerin, yükümlülerin tutulması zorunlu defterlerine kayıt düzenine uyularak yazılmasını gerektirdiği, davacı şirketin onaylanmış defterlerine ilgili dönem kayıtlarının işlenmediği, incelenen vergilerin gereği olarak 38 yükümlülerin otomasyon uygulanmasına özendirilmesinin amaçlandığı, ancak otomasyon uygulayan işletmelerde bilgisayarla işlem yürütülmesinin alış belgelerinin yevmiye defterine kaydına ilişkin zorunluluğu ortadan kaldırmadığı, defterlere kaydedilmeyen faturalarda yazılı katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacı şirket, işlemlerin bilgisayara kaydedildiğini, faturaların gerçeğe uygun olmadığına ilişkin bir iddiada bulunulmadığını ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir. Karar: 01.06.1997-31.12.1997 dönemine ilişkin işlemlerin defterlere kaydedilmeyerek sadece bilgisayar ortamında kayıtlı bulunması nedeniyle davacı şirketin katma değer vergisi indirimleri kabul edilmemek suretiyle yapılan tarhiyata karşı açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmektedir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; Mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiş, 34. maddesinde ise, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca göstermek ve bu vesikaların vesikaların kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği belirtilmiştir. Bu düzenlemeler uyarınca katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için indirim konusu yapılacak verginin, fatura ve benzeri vergilerde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmesi gerekmekte lup, bu şekilde, yapılacak indirimin gerçeğe uygunluğu ve otokontrolü sağlanmaya çalışılmaktadır. Ancak, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda 4731 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, başlığı "elektronik ortamdaki kayıtlar ve elektronik cihazla belge düzenleme" şeklinde yeniden düzenlenen mükerrer 242. maddeye eklenen (2) işaretli bentte, elektronik defter, elektronik belge ve elektronik kayıtın tanımları yapılarak, bu Kanunda ve diğer vergi kanunlarında defter ve belgelere ilişkin olarak yer alan hükümlerin elektronik defter, kayıt ve belgeler için de geçerli olduğu ve bu 39 konuda Maliye Bakanlığı'nın usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanarak gelişen teknoloji gereklerine vergi kanunlarında yer verilmeye başlandığı görülmektedir. Davacı şirket, tüm işlemlerini bilgisayar kayıtlarına geçirmiş, 01.01.1997-31.05.1997 dönemlerine ilişkin bilgisayar kayıtlarını 07.07.1997 tarihinde yevmiye defterine kaydetmiş, ancak 01.06.1997-31.12.1997 dönemlerine ilişkin işlemlerini yevmiye defteri ve defteri kebire kaydetmemiştir. Davacı şirketin katma değer vergisi indiriminden yararlanmasına ilişkin yasal şartları yerine getirmediği ileri sürülerek katma değer vergisi indirimleri kabul edilmemiştir. Yükümlülerin fatura ve benzeri belgeleri defterlere kaydetmeleri, belgelerin gerçekliğinin araştırılmasına imkan tanınması açısından önemlidir. Ancak gelişen teknoloji, artık yasal defterler dışında elektronik ortamda yer alan kayıtların da dikkate alınmasını zorunlu kılmaktadır. Davacı şirketin ilgili dönemde indirim konusu yaptığı katma değer vergisinin varlığına ilişkin tespitlerin bilgisayar kayıtlarından yapılması mümkün iken ibraz edilen bilgisayar kayıtları ve indirim konusu yapılan faturalar incelenmeksizin defterlere kaydedilmeyen faturalarda yazılı katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağından söz edilerek bulunan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatta ve bu tarhiyata karşı açılan davayı reddeden Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacı temyiz isteminin kabulüyle, Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına esasta oybirliğiyle, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi (***) KARŞI OY: Vergi ödevi hem yükümlüsü hem de vergilendirme hak ve yetkisine sahip devlet yönünden Anayasal güvence altına alınmıştır. Devletin vergilendirme yetkisini Yasama organı kullanılır. Bu husus Anayasa'nın 73. maddesinde "vergi resim harç ve benzeri mali yükümler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır" şeklinde açıklanmıştır. Bu nedenle de vergi koyma yetkisi bağlamında yine 73. maddede, vergi muaflık, indirim ve istisnalarıyla oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirlediği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi sadece Bakanlar Kurulu'na tanınmıştır. Buna rağmen 1980'lerden başlayarak çeşitli Vergi Kanunlarında çeşitli maddelere "bu husustaki usul ve esasları 40 belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir" ibaresine yer verilmiş ise de, bu ifade olmadan da Maliye Bakanlığı zaten gerekli gördüğü hallerde tebliğler yayımlayarak uygulama usullerini belirlemekteydi. Ayrıca "esas" sözcüğünün idareye, "vergi koyma" imkanını sağlayabilecek kadar geniş bir yetki tanıdığı, bunun ise Anayasa'nın 73. maddesiyle bağdaşmayacağı açıktır. Bilindiği gibi Vergi Usul Kanunu'nun ikinci kısım, "defter tutma" başlıklı birinci bölümünde, hangi defterlerin hangi koşullarda nasıl tutulacağına dair ayrıntılı hükümlere yer verilmiş, bu bağlamda, Vergi Usul Kanunu'nun 183. maddesinde yevmiye defterinin ciltli ve sahifeleri müteselsil sıra numaralı olacağı, mükelleflerin diledikleri takdirde yevmiye defteri ve tutulması zorunlu diğer defterlerini müteharrik yapraklı olarak kullanabilecekleri hükmü getirilmiş, defterlerin tasdiki başlıklı 10. bölümde, birinci bölümde yazılı defterlerin tasdik usullerine yine ayrıntılı olarak yer verilmiştir. 41 HUKUK KÖġESĠ 4773 Ve 4857 Sayılı Yasalar Ġle Hayat Bulan Ve ĠĢçi ĠĢveren ĠliĢkisi Üzerinde Etkileri Bulunan ĠĢe Ġade Müessesesi Nazlı SERTBULUT Avukat İş mevzuatına getirilen bu düzenleme ile işverenin işçinin hizmet akdini fesih hakkının sınırlandırılması ve işçinin işverene karşı korunmasını sağlamaktır. Bu düzenleme ile işverenin iş akdini feshinin geçerliliği belli şartlara bağlanmış ve belli şartları taşımayan fesih geçersiz sayılmıştır. Tabiidir ki feshin geçersizliği kendiliğinden hüküm ve sonuçlarını doğurmamaktadır. Feshin geçersizliğinin hüküm ve sonuçlarını doğurması işçinin başvurusuna bağlıdır, işçi başvurusunu iş mahkemesine dava açmak sureti ile yapmaktadır. Hangi iĢçiler ise iade müessesesi kapsamında kabul edilmektedir? Otuz veya daha fazla işçi çalışan işyerlerinde 6 aylık kıdemini dolduran ve belirsiz süreli iş akdine dayanarak çalışan işçiler işe iade müessesesi kapsamında değerlendirilmektedir. Yukarıda belirtilen şartları taşıyan işçilerin iş akitleri işveren tarafından fesholurken işçinin yetersizliğinden veya davranışlarından kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmalıdır. Geçerli sebep yasa koyucu tarafından detaylı olarak belirtilmemiştir. Her olay kendi sübjektif şartları içinde değerlendirilecektir. Ancak örnekleme anlamında bazı durumların geçerli sebep sayılamayacağı belirtilebilir; işçinin sendika üyesi olması, çalışma saatleri dışında sendikal faaliyetlerini yürütmesi, işyeri sendika temsilcisi olması, ırk, cinsiyet 42 medeni hal, siyasi görüş gibi sebepler geçerli sebep olarak kabul edilemeyecektir. İşletmenin bütününü sevk ve idare yetkisini haiz, işçi alma ve çıkarma yetkisine sahip işveren vekilleri ve yardımcıları kapsam dışındadır. 3. Ġhracata Konu Malların Geri Gelmesi: Gümrük Kanunu'nun 132. maddesi uyarınca, ihraç edilen malların geri gelmesi durumunda, ihraç edilen mallarla ilgili olarak iadesi talep edilen katma değer vergisi henüz nakden veya mahsuben iade edilmemiş ise, ihracatçının katma değer vergisi iadesinden yararlanmadığı kabul edilecek ve gümrükte katma değer vergisi ödenmesi söz konusu olmayacaktır. Bu durumda, ihracatçının ilgili dönem beyannamesinde "iade" olarak beyan edilen tutarın geri gelen mallara isabet eden kısmı, malların gümrükten çekilerek fiilen işletmeye girdiği vergilendirme dönemi katma değer vergisi beyannamesinin satışlardan iade edilen işlemlerle ilgili olan 24. satırına yazılarak indirilecektir. ihraç edilen malın, bu mala ait katma değer vergisinin nakden veya mahsuben iadesinden sonra geri gelmesi halinde ise, geri gelen mallara isabet eden iade tutarının gümrükte ödenmesi veya aynı miktarda teminat gösterilmesinden sonra ithalat istisnası kapsamında işlem yapılacaktır, ilgili Gümrük idaresi, ihracatçının bağlı bulunduğu Vergi Dairesi'ne hitaben hazırlayacağı yazıda, geri gelen mal ve bu malın ilgili bulunduğu gümrük çıkış beyannamesi hakkında gerekli bilgileri belirterek, faydalanılmış bulunan ihracatta KDV istisnası miktarını soracaktır. Gümrük idaresi, Vergi Dairesi'nin göndereceği cevap yazısında belirtilmiş olan "ihracat istisnasından faydalanılan miktar" kadar KDV tahsil ettikten sonra veya bu miktarda teminat aldıktan sonra ithalat istisnasını uygulayacaktır. 43 İhracatçı, geri gelen malın alımında (veya imalinde) yüklendiği KDV'yi indirimle giderebilmiş veya indirimle giderememekle beraber iade istemeyerek iade hakkını, devreden KDV olarak kullanmışsa yapılacak hiçbir işlem yoktur, ihracatçı malı, KDV ödemeksizin gümrükten çeker ve bu malın alımında daha önce yüklendiği KDV indirimi yerinde kalır, varsa devreden KDV ilgili dönemlerde dikkate alınmaya devam olunur. Otuz isçinin hesabı ne Ģekilde yapılacaktır? işverenin aynı iş kolunda birden fazla işyeri bulunması halinde, işverenin aynı işkolundaki tüm işyerlerinde çalışan işçi sayısının toplamı dikkate alınacaktır. ĠĢçinin 6 aylık kıdem hesabı ne Ģekilde yapılacaktır? işçinin 6 aylık kıdemi hesaplanırken, aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen çalıştığı veya çalışılmış gibi sayılan hallere ilişkin süreler, dikkate alınacaktır. Fesih Bildiriminin Sekli; işveren fesih bildirimini iş Yasası 20 maddesi uyarınca yazılı yapmak zorundadır. Fesih bildiriminde geçerli bir sebep belirtmesi gerekmektedir. Geçerli sebep belirtilmediği takdirde geçerli sebep belirtilmediğinden bahisle, sebep belirtildiği durumda, belirtilen sebebin geçerli sebep olmadığından bahisle işçinin feshin geçersizliği iddiası ile dava açma hakkı mevcuttur. Dava açma süresi feshin bildirildiği tarihten itibaren 30 gündür. Toplu iş sözleşmesinin söz konusu olduğu durumlarda, toplu iş sözleşmesinde belirtilmişse veya taraflar arasında anlaşma var ise uyuşmazlık hakeme götürülebilir. Hakeme götürme süresi yine 30 gündür. Ġspat Külfeti Feshin geçerli sebebe dayandığını ispat külfeti işverene aittir, işçi tarafından feshin başka bir sebebe dayandığı iddia ediliyorsa bu iddiayı ispat külfeti işçiye aittir. 44 Yargı Safhası: 30 günlük süre içerisinde feshin geçersizliği için dava açıldığı takdirde, konu mahkemeye intikal edecek ve yargı safhası başlayacaktır. Yargı süreci yasal düzenlemelere göre yaklaşık 4 aylık süreyi kapsamaktadır. Mahkeme tarafından işçinin talebi haklı görülür ve feshin geçersizliğine karar verilirse; işveren işçiyi 1 ay içerisinde işe başlatmak zorundadır. Başlatmadığı takdirde 4 ay ile 8 ay arasında tazminat ödemekle yükümlü olur. Mahkeme ödenecek tazminat tutarına karar verecektir, işveren tarafından, işçiye yargılama süresince geçen 4 aylık süreye ilişkin ücret ve hizmet akdinden doğan diğer hakları ödenecektir. Bildirim öneline ilişkin ücret ödenmiş ise bu kısım ödenecek kısımdan mahsup edilir. İşçinin kesinleşen mahkeme kararının tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için başvurmaması halinde fesih haklı fesih sayılacaktır. 45 SEÇĠLMĠġ BĠR KAÇ GÜZEL YAZI NE DUYMAK ĠSTERSEN Bir gün New York'ta bir grup iş arkadaşı yemek molasında dışarıya çıkarlar. Gruptan biri kızılderilidir yolda yürürken insan kalabalığı, siren sesleri, yolda çalışma yapan işçilerin, araçlarının çıkardığı gürültü ve araçların korna sesleri arasında ilerlerken Kızılderili kulağına cırcır böceği sesinin geldiğini söyler ve aranmaya başlar arkadaşları bu gürültüde arasında bu sesi duyamayacağını, kendisinin öyle zannettiğini söyleyip yollarına devam ederler. Aralarından bir tanesi inanmasada onunla birlikte aramaya devam eder. Kızılderili caddenin karşısına doğru yürür, arkadaşı da arkasından takip eder ve o binaların arasında bir kaç tutam yeşilliğin arasında gerçekten bir cırcır böceği bulurlar. Arkadaşı Kızılderiliye "Senin insanüstü güçlerin var! Bu sesi nasıl duydun ?" diye sorar. Kızılderili ise bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya gerek olmadığını söyleyerek arkadaşına kendisini izlemesini söyler. Kaldırıma geçerler ve Kızılderili cebinden çıkardığı bozuk parayı kaldırımda yuvarlayarak atar. Bir çok insan bozuk para sesinin ceplerinden düşen bir paramı diye sesin geldiği yöne doğru bakar Kızılderili arkadaşına dönerek; "Gördün mü? Önemli olan nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğine bağlıdır. Herşeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin..." der. 46 KISA BĠR YAZI DĠSĠPLĠN VE BAġARI... Bili Toomey'nin olimpik dekatlonu kazanma hikayesi oldukça düşündürücüdür. Bili 1964 yılında yirmi beş yaşındayken olimpiyatların en yorucu oyunu olan dekatlon seçmelerine kayılıyor.Seçmeler sonunda ilk üç rakibi olimpiyatlara katılma hakkı kazanırken o.dördüncü olarak eleniyor. Ertesi günü onu sahanın etrafında koşarken görenler:"Mr.Tomey,olimpiyatlara katılma şansını nasılsa kaybettiniz,neden çalışıyorsunuz?"diyorlar.O şu muhteşem cevabı veriyor. "1968 olimpiyatları için çalışıyorum." Ve bu çalışma neticesini veriyor.Bill Toomey 1968 Mexico City Olimpiyatlarında altın madalyayı gururla göğsüne takarak birincilik kürsüsündeki haklı yerini alıyor. Doğru yolda bile olsanız,eğer oturuyorsanız,sizi ezip geçerler. VVILL ROGERS 47 Ömrü Uzatan 7 Gıda Badem, kahve, tarçın, patates, sebze çorbası, zeytinyağı, çay... Amerikan Kanser Araştırmaları Enstitüsü (AICR), 2007'ye sağlıklı bir başlangıç yapmanız için, vücudu kanser, kalp krizi, Alzheimer ve diyabet gibi ciddi rahatsızlıklara karşı koruyan besinlerin listesini açıkladı. Badem: Her gün, bir çay fincanın yarısını dolduracak miktarda, yani 30 gram badem yemeyi ihmal etmeyin. Omega-3 asitli yağları açısından oldukça zengin bir besin olan badem, kandaki kötü kolesterol (LDL) oranını yüzde 4.4 oranında düşürüyor. Badem böylece damar tıkanıklıklarını önleyerek, dolaşım sisteminin düzenli olarak çalışmasını sağlıyor; kalbi koruyor. Kahve: Günde iki fincan kahve, özellikle orta yaşlardan sonra görülen Parkinson ve Tip-2 diyabete karşı vücudu koruyor. Kahvede bulunan kafein maddesi, diyabete yakalanma riskini yüzde 35 azaltıyor. Ayrıca ağrı kesici özelliği de bulunuyor. Ancak kahveyi mutlaka kalsiyum deposu olan sütle için. Böylece kafeinin kemikleri zayıflatmasını engellemiş olursunuz. Tarçın: Her yemekten sonra içinde bir miktar tarçın bulunan bir tatlı yemeyi unutmayın. Tatlı yemek istemiyorsanız, küçük bir çay kaşığı dolusu tarçını doğrudan suya ekleyerek içebilirsiniz. Tarçın kan şekerini düzenliyor, ayrıca sinir sistemini rahatlatıyor. Öte yandan köri baharatının içinde bulunan Tumerik adlı maddenin eklem iltihabını ve romatizmayı önlediğini unutmayın. Patates: Antioksidanlar yönünden çok zengin. Amerikan Tarım Dairesi'ne göre en yararlı 100 besinler arasında 17. sırada yer alıyor. Akciğer kanseri, diyabet ve kalp krizine karşı koruyor. Ancak patatesi kızartmak yerine, yağsız bir şekilde haşladıktan veya fırında pişirdikten sonra yemeyi tercih edin. 48 Sebze çorbası: Doyurucu ancak kalorisiz bir yiyecek olduğu için özellikle kilo vermek isteyenlerin bir numaralı tercihi. Ayrıca, özellikle sebze çorbası sodyum bakımından zengin. Bir kase sebze çorbasında 500 miligram sodyum bulunuyor. Sodyum, sinir sistemi ve kasların düzenli olarak çalışmasını sağlıyor. Ayrıca vücuttaki sıvı miktarının dengesini düzenliyor. Ancak günde 1500 miligramdan fazla sodyum tansiyon ve kalp rahatsızlıkları konusunda tam bir ters etki yaratıyor. Zeytinyağı: Zeytinyağı kanser riskini azaltıyor. Günde 25 mi. zeytinyağı alanların idrarlarında, hücrelere zarar veren "8oxodG" adlı maddenin seviyesinin azaldığını ortaya çıkardı. Zeytinyağı kanserin yanı sıra iyi kolesterol (HDL) oranın artmasını sağlayarak kalbi koruyor, 1 çorba kaşığı zeytin yağında 120 kalori bulunuyor. Bu nedenle günde 6 çorba kaşığını geçmeyin. Çay: Siyah veya yeşil olsun, çayın her türü kanser riskinin azaltılmasında etkili bir rol oynuyor. Çay, kadınlarda rahim kanserine yakalanma riskini yüzde 50 azaltıyor. Göğüs kanseri içinse bu oran yüzde 60'a kadar çıkıyor. Çay ayrıca Alzheimer ve kalp krizine karşı vücudu koruyor. 49 GÜZEL SÖZLER: Eğer Bir insan, hem çalışkan hem akıllı ise takdir et; Çalışkan fakat akıllı değilse dikkat et; Akıllı fakat tembel ise ikaz et; Hem akılsız hem tembel ise terk et…. (Hacı Bektaş Veli) Kötüler, kendilerine tahammül edildikçe daha çok azarlar… (Tolstoy) Koca selleri meydana getirenler, küçük dereciklerdir. (Shakespeare) Maşrapanız küçükse, deryayı suçlamaya hakkınız olmaz. (Mevlana) Yüzünüzü güneşe döndüğünüz zaman arkanızda kalır. (Helen Keller) gölgeler hep Durgun su solucan yetiştirir. (Dünya atasözü) Yaşadığımız her an kendi hakkını ister. (Goethe) Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insan yeni okyanuslar keşfedemez. (Andre Gide) Bilgi; düzenli olarak arttırılmaz, arttıkça düzene sokulmazsa dengesini bozar. (Herbert Spencer) 50 BĠRAZDA GÜLELĠM Adam ameliyata alınacağı o yeşil elbisesi ile hastane koridorlarında yalınayak deli gibi koşarken önünü oda arkadaşı kesmiş, "Ne o/du?.." diye merakla sormuş "Ne bu telaş?.. Nereye?.." "Hemşire.." demiş nefes nefese adam, "Hemşire, 'Bu bu çok basit bîr operasyon.. Korkmana gerek yok.. İnan sonuç çok iyi olacak' dedi..!" "Daha iyi ya.. Seni rahatlatmak için söylemiş.." 'Tamam da.." demiş adam, "Bu sözleri bana değil, ameliyatı yapacak Doktor'a söylüyordu...'" 3 MEKTUP Şirkette eski genel müdür kovulmuş, yeni bir genel müdür atanmıştı. Eski müdür görevi devrederken, yenisine tavsiyelerde bulundu ve 3 adet zarf verdi. Her biri numaralanmıştı. Eski müdür yenisine ileride her başı sıkıştığında bir zarfı açmasını söyledi. Ve yeni müdür işe başladı. Altı ay işler yolunda gitti. Fakat sonra satışlar birdenbire düştü. Ne yapacağını bilemeyen yeni müdür, en sonunda 1. zarfı açtı. Zarfta şöyle yazıyordu: - Kendinden önceki müdürü suçla... Yeni müdür hemen bir basın toplantısı ayarladı ve sorunlar için kendinden önceki müdürün politikalarını suçladı. Basın ve borsa bu açıklamalara olumlu baktı, şirket hisseleri toparlandı, bu arada da satışlar düzeldi... İşler bir süre daha yolunda gitti. Fakat sonra üretim sorunları çıktı. Önceki olaydan tecrübeli yeni müdür gecikmeden 2. zarfı açtı. zarfta şu yazıyordu: - Şirketi yeniden organize et. Yeni müdür reorganizasyonu uygulamaya koydu, sorun çözüldü. Bir süre sonra işler yine bozuldu. Yeni müdür koşa koşa gitti ve 3. zarfı açtı: - 3 zarf hazırla... 51 KÜLTÜR VE SANAT KÖġESĠ Ġzmir'in tarihi yapıları Hükümet Konağı 1868-72 yılları arasında inşa edilmiş olan Hükümet Konağı, İzmir için mimari özelliğinden çok Kurtuluş Savaşı'ndaki yeri nedeniyle önemli olan bir yapıdır. 9 Eylül 1922'de Türk ordusunun İzmir'e gelmesi ile Hükümet Konağı'na çekilen Türk Bayrağı adeta zafer ile özdeşmiş bir görüntüdür. Bu nedenle, Konak 1970'de yandıktan sonra 1971 yılında açılan Yeni Hükümet Konağı mimari proje yarışmasında, yapının bayrağın çekilmiş olduğu balkonlu bölümünün korunması öngörülmüştür. 1970'lerin ortalarında tümüyle yıkılan Konak, uzun süren tartışmalar sonucunda 1980'den sonra cepheleri orijinaline çok yakın bir şekilde yeniden inşa edilmiştir. Saat Kulesi İzmir'in en bilinen sembollerinden biridir. Güzelliği ve narinliği ile Konak Meydanı'nı süslemektedir. 1901 yılında 2. Abdülhamid'in tahta çıkışının 25. Yılı için Sadrazam Küçük Said Paşa tarafından yaptırıldı. 25 m yüksekliğindeki kulenin saati, Alman İmparatorluğu 2.Wilhelm'in armağanıdır. Dört köşesinde çeşmeleri bulunan Saat Kulesi'nin yazıtı yoktur. Hükümet Sarayı, Belediye binası ve Konak Camii ile birlikte Konak Meydanı'nın kimliğini oluşturur. DiĢ Hastanesi Eski Devlet Hastanesi'dir. Daha önceki isimleri ise Guraba-ı Müslimin Hastanesi, Memleket Hastanesi olarak geçmiştir. 1849'daki deprem ve salgından sonra Emin Muhlis Paşa İzmir'de ilk darüşşifayı kurmuştu. Bugünkü hastanenin yerindeki İngiliz Konsolosluğu arsayı, hastane yapılması koşulu ile Osmanlılara vermişti. 1851'de padişahın izni ve halkın da bağışları ile bu arsada İzmir'in ilk hastanesi (Guraba-i Müslümin) kuruldu. 1897'de artık yetersiz kalan 52 hastaneye cephane depolarının bulunduğu arsa tahsis edildi. 1903'de o dönem için tam teşekkülü sayılabilecek bir hastane oluşturdu. 1913'de İdare-i Vilayet-i Umumiye kanunu ile "İzmir Memleket Hastanesi" adını alan kurum, 1950'de "İzmir Devlet Hastanesi" oldu. Bir süre Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni barındıran bina, Devlet Hastanesi'nin 1982'de yeni yerine taşınmasından sonra, 1985'de İzmir Doğumevi olarak kullanıma açıldı. Sonra Diş Hastanesi oldu. Milli Kütüphane İzmir Milli Kütüphanesi, İzmirli avukat Kadızade İbrahim Bey'in öncülüğü ile 1911 yılında kurulmak istenmiş, mali yetersizlikler sonucunda kütüphanenin açılışı bir yıl sonraya kalmıştır.23 Haziran 1912 tarihinde Beyler Sokağı'nda Salepçizade konağının selamlık bölümünde hizmete giren kütüphanenin bugünkü binasına taşınması ise uzun yıllar almıştır. Kütüphanenin açılışından kısa bir süre sonra valilik, kütüphane ve ona gelir sağlamak amacıyla planlanan sinemanın tesisi için arsa bulunmuş, hatta duvar inşaatının bitirilmesini sağlamıştı. O dönemde sinemanın yanındaki bina patinaj salonu olarak düşünülmüş ,kütüphane için ise Bahribaba Parkı'nda bir yer ayrılmıştı.Bu yapı da temel üstüne inşa edilmişti.Ancak, Balkan Savaşı, Dünya Savaşı ve işgal yılları inşaatın durmasına neden olmuştu. 1922'den sonra özellikle sinemanın inşası ele alındı ve o zamana kadar birikmiş olan 23.000 TL ve sinemanın işletmesinin altı yıllık kira karşılığı 45.000 TL'nı üstlenen İpekçi kardeşlerin yardımı ile Milli Sinema ( Elhamra Sineması ) 1926 yılında hizmete açıldı. Bu arada, Bahribaba parkında kütüphane arsası Belediyece kamulaştırılmıştır, elde edilen gelir ile yangın yerinde alınan arsaların satışı sonucunda toplanan 92.212 TL ile de kütüphanenin inşaatına geçilmişti. MilliKütüphane 29 Ekim 1933'de Cumhuriyetin onuncu yıl şenliklerinde hizmete açıldı. Neo-Klasik tarzdaki Milli Sinema ve Milli Kütüphane'nin projeleri Vali Rahmi (Arslan) Bey tarafından 1909'da Sanayi-i Nefise Mektebi'nden (daha sonraki Güzel Sanatlar Akademisi) mezun olmuş olan kolordu mimarı Tahsin Sermet'e yaptırılmıştı. 53 Yıllarca Milli Kütüphane'ye bağlı olarak çalışan ek bina, Elhamra Sineması olarak İzmirlilerin beleğine yerleşti. 1980'den sonra İzmir Devlet Opera ve balesi'ne verildi. Pasaport Ġskelesi 1867'de başlayan İzmir Limanına inşaatının bir bölümünü oluşturan Pasaport rıhtımı, 1876'da Fransız Guiffray şirketi tarafından ve ingiliz mühendislerin projelerine göre bitirilmişti. 1884'de kurulan İzmir Körfezi Osmanlı Vapurları Hamidiyye Anonim Şirketi, Karşıyaka, Alaybey, Osmanzade, Turan, Bayraklı, Pasaport, Konak, Karataş, Salhanr ve Göztepe vapur iskeleleri arasında sekiz gemilik filo ile hizmet veriyordu. Eski bir kartpostalda "Debarcadere et Bureau de Passeports" (İskele ve Pasaports Bürosu) olarak belirlenen yapının 1884'den önce inşa edilen bu ilk yapı olması gerekmektedir. Günümüzdeki Pasaport İskelesi ise örneklerine Cumhuriyetin ilk yıllarında rastladığımız, Osmanlı ve Selçuk mimarlığından esinlenen 1. Milli Mimari stilindedir. Alsancak Garı Robert VVilkin adlı İzmirli tüccar ile dört ortağı 1855'de İzmir-Aydın demiryolu için imtiyaz talebi ile Osmanlı Hükümetine başvurmuş ve 1856'da imzalanan sözleşme ile bu imtiyazı almışlardı.1857'de şirket el değiştirmiş ve "İzmir'den Aydın'a Osmanlı Demiryolu " adını almıştı.1857'de Vali Mustafa Paşa döneminde temel atılan demiryolunun başlangıcında yer alan Alsancak (o günkü adıyla Punta) Garı, 1858'de hizmete açıldı. Borsa Sarayı 1891'de kurulan ve Türkiye'de ilk ticaret borsası, 1919'a kadar bugün Gümrük Posta Müdürlüğü olan yapıda, işgalden sonra Gümrük'deki bir Fabrikada, kurtuluştan sonra ise Metveler sokaklarındaki değişik yapılarda etkinliğini sürdürmüştür. 54 1928'de, özel olarak inşa edilen ve halen kullanılmakta olan Borsa Sarayı'na taşınmıştır. Sivri kemerleri, bitkisel motifli alçak kabartmaları, sütunçe (sahne sütun) ve kabaraları (yarım küre şeklinde kabartma) ile İzmir Borsa Sarayı, Osmanlı ve Selçuk mimarisinden esinlenmiş olan 1.Milli Mimari döneminin İzmir'deki en önemli örneklerinden biridir. Ġzmir Atatürk Lisesi 1988'de kurula İzmir İdadisi, Konak'ta bir yapıda öğretime başlamış, işgalden sonra ise bu yapı adlileyeye tahsis edilmiştir (adı geçen yapı Hükümet Konağı'na bağlı ve şimdi yıkılmış olan eski Adliye'dir. Kuruluşundan bir süre sonra Mekteb-i Sultani adını alan bu eğitim kurumu, 1925'den sonra Rum Gündüzlü Kız Okulu'na taşınmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra İzmir Erkek Lisesi ve İzmir Birinci Erkek Lisesi olarak anılan okul, 1942'de İzmir Atatürk Lisesi adını almıştır.Karataş semtinde, Mithatpaşa caddesinde yaklaşık 40 m yükseklikteki Halil Rıfat Paşa caddesine çıkan Asansör, 1907 yılında Nessim Levi tarafından yaptırılmıştır. Asansör'ün giriş kapısı üzerindeki yuvarlak madalyon içindeki kitabede bulunan "Ascenseur, Construit par Nessim Levi, 1907"yazısı bu konuya bir açıklık getirmektedir.Tescil fişinin yaptıran hanesinde yer alan bu isim, daha sonraki metinde asansöre yapan usta olarak tanımlanmaktadır. 1942 yılında Şerif Remzi Reyent‟e satılan Asansör, onun ölümü üzerine yeğeni Ayla hanıma kalmış, Ayla hanım ise, 1977 yılında Belediye'ye bağışlamıştır. Asansör kulesinde iki asansör bulunmakta, bunlardan soldaki buharla, sağdaki ise elektrikle çalışmaktadır. 1985 yılında gerçekleştirilen restorasyonda her iki asansörde elektrikle çalışmak üzere düzenlenmiştir. Mithatpaşa caddesi girişinde holün solunda hidrolik kazan dairesi yer almaktadır. Eski İzmir'lilerin söylediklerine göre, asansör, buhardan önce su gücü ile çalışırmış. Halil Rıfat Paşa caddesi seviyesine, Asansör'ün solundaki makine dairesi yer almaktadır.Ayrıca istinat duvarı içinde kullanılan mekanlar bulunmaktadır. Asansör'ün Halil Rıfat Paşa caddesine ulaştığı yerde demir konsollar ile taşınan ahşap bir balkon bulunmaktadır. 55 Balkonun dökme demir korkuluklarının o dönemde İzmir ve İstanbul'da çok sık kullanılan motifleri taşıması ilgi çekicidir. Kule, taş olan ilk bölümden sonra tuğla olarak yükselmekte ve balkona kadar iki kademe de ufalmaktadır. Balkon üzerinde kalan bölüm ise daha ufaktır. Günümüzde Asansör'e Dairo Marino Sokak'ından geçilerek girilmektedir. Asansör'ün yanında ki park, Yaşar Aksoy Park'ı ismini taşımaktadır. MithatpaĢa Enstitüsü Mithatpaşa tarafından 1881'de Askeri Hastane Sahil Sıhhiye Karantina Tahaffuzhanesi yakınında kurulan İzmir Islahhanesi, mahkumlara daha iyi koşullar sağlama amacını güdüyordu. Daha sonra öksüzlere ait bir Mekteb-i Sultani olan kurum, bugünkü binasına geçtiği l.Abdülhamit döneminde Hamidiyye Sanat Mektebi adını almıştır. Yıllar geçtikçe yeni atölyeler de eklenen okul 1997'de yanmış yeniden aynen inşa edilmiştir. Turizm Müdürlüğü 1891'de kurulan İzmir Ticaret Borsa'sı 1919'a kadar bu yapıda etkinliğini sürdürmüş, işgalden sonra 1921'de Yunan Milli Bankası'nın kullanımına ayrılmıştır. 1922'den sonra İzmir Merkez Postanesi ve Paket Postanesi olan yapı, halen İzmir Turizm Bölge Müdürlüğüdür. İzmir'de ki 19.Yüzyıl sonu 20.Yüzyıl başı kagir mimarisinin tipik bir örneğidir. Vakıflar Bankası Çatalkaya Hanı 1931'de Mimar Mühendis Kemal Bey tarafından yapılmıştı. 1938'de Vakıflar İdaresi'nin eline geçen yapının Cumhuriyet Bulvarı kanadında halen İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü T.C. Vakıflar Bankası T.A.O. Ege Bölge Müdürlüğü ve Vakıflar Bankası İzmir şubesi, Şehit Fethi Bey caddesi ucunda ise kiralık dükkan ve bürolar bulunmaktadır. Yapı, 1.Milli Mimari ve Art Deco stillerinin özelliklerini taşımaktadır. 56 Ziraat Bankası İzmir Ziraat Bankası 1930'da yapılmıştır. 1.Milli Mimari hem de Art Deco stillerinden izler taşıyan bu yapı, camlı tavanlı banka holü, özel bir duvar sistemi olan kasa dairesi ve ağır kapıları ile banka mimarisinin ilginç örneklerindendir. Osmanlı Bankası 1926'da Mimar G.Mongeri tarafından yapılan İzmir Osmanlı Bankası, 1.Milli Mimari dönemi yapılarındandır. Camlı tavanlı banka holü, cephe süslemeleri ve üstü kapalı bir teras olarak projelendirilmiş olan en üst katı ile yapı, aynı mimara ait olan ve Ankara'da bulunan Osmanlı Bankası'nın bir benzeridir. Teras katı, sonraki yıllarda, yapının mimari karekterine yabancı kalan doğramalar ile kapatılmış, özgün projede banka ile birlikte tasarlanmış olan komşu parseldeki iş hanı ise sonradan yıkılarak yerine bir şube binası inşa edilmiştir. Banka kapısıda son yıllarda yıkılarak değiştirilmiştir. Anıtlar Anıt, hemen her uygarlığın ya da ulusun kendi tarihini veya tarihinde olmuş olan anlamlı bir olayı, sonsuza dek yaşatmak amaç ve arzusunun bir ürünü olarak dikilir. Bu nedenledir ki her anıt kendi uygarlığının ve çağının, mimari ve heykeltıraşlık alanındaki en özgün, görkemli yapıtları arsında yer alır. Bir şehrin, bir devlet büyüğü tarafından ziyaret edilmesi adına, savaşlarda yitirilen binlerce askerin anısına, toplumsal bir anlam ifade eden örnek davranışı sonsuza kadar yaşatmak için anıt dikilir. Bu anlamda İzmir'de de son derece anlamlı ve yapı itibariyle de anıtlar bulunmaktadır. Atatürk Anıtı Cumhuriyet alanında büyük önderimizin "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir ileri" komutunu taşıyan anıt 1933 yılında yapılmıştır. Atatürk'ü üniforma ile ve bir at üzerinde tüm heybeti ile gösterir. 57 Ġlk KurĢun Anıtı Yunan Ordusunun İzmir'i işgali sırasında, denizden karaya çıkan düşman askerlerine karşı ilk kurşunu sıkarak, Türk direnişinin ilk örnek davranışını gösteren ve ardından şehit olan gazeteci Hasan Tahsin adına dikilen ve onu ilk kurşunu sıkarken gösteren heykel-anıt bugün Konak Meydanındadır. Anıt, 1974 yılında yaptırıldı. Dokuz Eylül Anıtı İzmir'in 1922 yılında kurtuluşu esnasında şehit düşen Türk askeri için yapılmış olan anıt, Halkapınar semtinde bulunmaktadır. Zübeyde Hanım Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanımın mezarı anıt şeklinde 1940 yılında İzmir Belediyesi tarafından Karşıyaka semtinde Osmanpaşa Camii yaptırılmıştır. 58 HIRSIZ Or jinal Adı: Breaking and Entering Yönet men: Anthony Minghella Oyuncular: Jude Law, Juliette Binoche, Robin Wright Penn, Martin Freeman Senaryo: Anthony Minghella Görüntü Yönet meni: Benoît Delhomme Müzik: Karl Hyde, Rick Smith, Gabriel Yared Kurgu: Lisa Gunning Tür: Suç - Drama - Romantik - Korku Süre: 120 Dk. Yapım: 2006 - ABD/İngiltere Dağıt ımcı: UIP www.uip.com.tr Gösterim tarihi: 9 Şubat 2007 . POLĠS Yönet men: Onur Ünlü Oyuncular: Haluk Bilginer, Özgü Namal, Ragıp Savaş, Sermiyan Midyat Senaryo: Onur Ünlü Görüntü Yönet meni: Aras Demiray Müzik: Duo-Mehmet Erdem Özgür Akgül, Alp Erkin Çakmak Sanat Yönet meni: Alper Yanar Tür: Aksiyon-Dram Süre: 95 Dk. Yapım: 2006 - Türkiye Dağıt ımcı: Medyavizyon www.Medyavizyon.com.tr Gösterim tarihi: 9 Şubat 2007 59 HANNIBAL DOĞUYOR Or jinal Adı: Hannibal Rising Yönet men: Peter Webber Oyuncular: Gaspard Ulliel, Rhys Ifans, Li Gong, Helena Lia Tachovska Senaryo: Thomas Harris Görüntü Yönet meni: Ben Davis Müzik: Ilan Eshkeri, Shigeru Umebayashi Kurgu: Valerio Bonelli, Pietro Scalia Tür: Drama - Gerilim Süre: 117 Dk. Yapım: 2007 - ABD/Fransa/İngiltere Dağıt ımcı: Warner Bros. Gösterim tarihi: 9 Şubat 2007 CEHENNEM ÇĠÇEĞĠ Or jinal Adı: The Black Dahlia Yönet men: Brian De Palma Oyuncular: Josh Hartnett, Scarlett Johansson, Aaron Eckhart, Hilary Swank Senaryo: Josh Friedman Görüntü Yönet meni: Vilmos Zsigmond Müzik: Mark Isham Kurgu: Bill Pankow Tür: Drama - Gerilim - Suç Süre: 121 Dk. Yapım: 2006 - ABD/Almanya Dağıt ımcı: Özen Film www.ozenfilm.com.tr Gösterim tarihi: 9 Şubat 2007 Resmi Web Sitesi: www.theblackdahliamovie.net 60 AKTÜEL BĠLGĠLER 1. Perakende satıĢ fiĢi ve yazarkasa fiĢi düzenleme sınırı 01.01.2006 'dan itibaren 520,00 YTL 01.01.2007 'den itibaren 560,00 YTL 2. Amortisman sınırı 01.01.2006 'dan itibaren 520,00 YTL 01.01.2007 'den itibaren 560,00 YTL 3. a) SSK primi hesabında alt sınır 01.01.2006-31.12.2006 aylık alt sınır 531,00 YTL 01.01.2006-31.12.2006 günlük alt sınır 17,70 YTL 01.01.2007-30.06.2007 aylık alt sınır 562,50 YTL 01.01.2007-30.06.2007 günlük alt sınır 18,75 YTL 01.07.2007-31.12.2007 aylık alt sınır 585,00 YTL 01.07.2007-31.12.2007 günlük alt sınır 19,50 YTL b) SSK primi hesabında tavan ücret 01.01.2005 “ “ “ 3.176,70 YTL 01.01.2006-31.12.2006 aylık üst sınır 3.451,50 YTL 01.01.2006-31.12.2006 günlük üst sınır 115,05 YTL 01.01.2007-30.06.2007 aylık üst sınır 3.656,25 YTL 01.01.2007-30.06.2007 günlük üst sınır 121,88 YTL 01.07.2007-31.12.2007 aylık üst sınır 3.802,50 YTL 01.07.2007-31.12.2007 günlük üst sınır 126,75 61 4. Asgari ücret (Aylık) 01.01.2007-30.06.2007 arası 16 yaşını doldurmuş işçiler için 562,50 YTL 16 yaşını doldurmamış işçiler için 476,70 YTL 01.07.2007-31.12.2007 arası 16 yaşını doldurmuş işçiler için 585,00 YTL 16 yaşını doldurmamış işçiler için 491,40 YTL 5. Kıdem tazminatı öde nmesinde tavan üc ret tuta rı 01.01.2006-30.06.2006 1.770,63 YTL 01.07.2006-31.12.2006 1.857,44 YTL 01.01.2007-30.06.2007 1.960,69 YTL 01.07.2007-31.12.2007 1.988,48 YTL 6. Çocuk yardımı 01.01.2006-30.06.2006 tek çocuk 10,66 YTL Daha Fazla 21,32 YTL 01.07.2006-31.12.2006 tek çocuk 11,19 YTL Daha Fazla 22,37 YTL 01.01.2007’ den itibaren A- SADECE BĠR ÇOC UĞU OLAN AĠLELERDE DÖNEM 0-6 YaĢ Arasında ki Daha Büyük Çocuklara ĠliĢkin Çocuklara ĠliĢkin 01.01.2007-30.06.2007 23,49 11,75 01.07.2007-31.12.2007 23,70 11,85 62 B- BĠRDEN FAZLA ÇOCUĞU OLAN AĠLELERDE 01.01.2007-30.06.2007 01.07.2007-31.12.2007 Arasında (Y TL) Arasında (Y TL) Mevcut iki veya daha fazla çocuktan ikisi veya daha 46,98 47,40 35,24 35,55 23,50 23,70 fazlası 0-6 yaş arasında ise Mevcut iki veya daha fazla çocuktan sadece biri 0-6 yaş arasında ise Mevcut iki veya daha fazla çocuğun tamamı 6 yaştan büyükse 7. ÇalıĢanlara yeme k yardımıyla ilgili istisna sınırı (KDV Ha riç) Günlük 8,80 YTL 8. Ve raset ve intikal vergisi tarifesi ile istisna tutarları Veraset Yoluyla Matra h Ġntika lle rde Vergi Oranı (%) Ġvazsız Ġntika lle rde Vergi Ora nı (%) İlk 140.000 YTL için 1 10 Sonra gelen 300.000 YTL için 3 15 Sonra gelen 640.000 YTL için 5 20 Sonra gelen 1.290.000 YTL için 7 25 Matrahın 2.370.000 YTL için 10 30 İstisna tutarları evlatlıklar dahil füruğ ve eşten her birine isabet eden miras hisselerine 89.623 YTL, füruğ bulunmaması halinde eşe isabet eden miras hissesinde 179.352 YTL olarak belirlendi. İvazsız olarak bağış ve hibe şeklindeki intikallerde istisna tutarı 2.068 YTL oldu. Ana, baba, eş ve çocuklardan ivazsız mal intikali halinde tarifedeki oranların yarısı uygulanır. 63 9. Tecil faizi oranı aylık (AATUHK md. 48) 10.07.1998-24.01.2000 arası %8 25.01.2000-20.12.2000 arası %4 2.12.2000-30.03.2001 arası %3 31.03.2001‟den itibaren %6 02.02.2002‟den itibaren %5 12.11.2003‟den itibaren %3 04.03.2005‟den itibaren % 2,5 28.04.2006‟ dan itibaren %2 10. Gecikme zammı, gec ikme faizi ve piĢma nlık zammı ora nı aylık (AATUHK Mad.51, VUK Mad.112) 09.07.1998-20.01.2000 arası % 12 21.01.2000-01.12.2000 arası %6 02.12.2000–28.03.2001 arası %5 29,03,2001‟den itibaren % 10 31.01.2002 „den itibaren %7 12.11.2003 ‟den itibaren %4 02.03.2005‟den itibaren %3 21.04.2006‟ dan itibaren % 2,5 11. Konut kiralarında istisna tuta rı 2006 yılı 2007 yılı 2.200,00 YTL 2.300,00 YTL 12- Yatırım indirimi uygulamasında enaz maliyet bede li tutarı 2004 yılı için 2005 “ “ 6.000,00 YTL (KDV hariç) 10.000,00 YTL (KDV hariç) 13. Ek Mali Tabloları Düzenleme Zorunluluğu (10 Seri Nolu Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliği) : YILLAR Aktif Toplamı Net SatıĢla r 2004 yılı için 6.265.242,00 13.922.682,00 2005 “ “ 6.879.200,00 15.287.800,00 2006 “ “ 7.415.800,00 16.479.500,00 * Belirtilen tutarları aşan firmaların ek mali tabloları doldurmaları zorunludur. 64 14. Beyanname ve bazı belgelerde damga vergisi: 2006 Açıklama 2007 Oran YTL Oran YTL (Binde) (Binde) Kurumlar Vergisi Beyannamesi 26,30 - 28,30 - Gelir Vergisi Beyannamesi 19,70 - 21,20 - Muhtasar Beyanname 13,10 - 14,10 - Katma Değer Vergisi Beyannamesi 13,10 - 14,10 - Belediyelere Verilen Beyannameler 9,80 - 10,50 - SSK Prim Bildirgeleri 9,80 - 10,50 - Diğer Beyannameler(D.V.Bey. Hariç) 13,10 - 14,10 - Gümrük İdaresine Verilen Beyannameler 26,30 - 28,30 - Bilançolar 15,30 - 16,40 - Gelir Tablosu (Kar/Zarar Cetveli) 7,60 - 8,10 - İşletme Hesabı Özeti (Hülasası) 7,60 - 8,10 - Ücretlerde - 6.0 - 6.0 Avanslarda - 7,5 - 7,5 - 7,5 - 7,5 - 7,5 - 7,5 - 1,5 - 1,5 - 7,5 - 7,5 Akreditif ve Kredi Mektupları - 4,5 - 4,5 İhale Kararları - 4,5 - 4,5 Resmi Dairelere Verilen Makbuz ve İbra Senetlerinde Sözleşmeler, Taahhütnameler ve Temliknameler (Belli parayı ihtiva edenler) Kira sözleşmeleri Kefalet, Teminat ve Rehin Senetleri (Belli parayı ihtiva edenler 15. Ge lir vergisi tev kifat oranları (01. 01.2007’ de n itibare n) 1.Serbest meslek ödemelerinde 2.Yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinde ödenen istihkak bedelleri üzerinden %20 %3 3.Kira ödemelerinden -işyeri kirası- (01.01.2004‟ten itibaren) %20 Vakıflar ve Derneklere ait gayrimenkullerin kiralanması karşılığında yap. Öd. %20 Kooperatif lere ait gayrimenkullerin kira ödemelerinde %20 4.Çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerden; a) Hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için; i) Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınanlar için %1 ii) (i) alt bendi dışında kalanlar için %2 b) Diğer zirai mahsuller için: i) Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınanlar için %2 ii) i) alt bendi dışında kalanlar için %4 5.Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları için gider pusulası karşılığında yapılan ödemelerden: 65 a) Hurda mal alımları için %2 b)Mal alımları için %5 c)Hizmet alımları (mal ve hizmet bedelinin ayrılmaması hali de bu %10 kapsamdadır. 6.Yararlanılan yatırım indirimi istisnası stopajı (24.04.2003 tarihinden önce %19,8 alınmış belgeler için) 7.Gayrimenkul ve iştirak hissesi satış karının sermayeye ilavesi istisna %0 stopajı (24.04.2003 tarihinden itibaren) 8. Kar dağıtımında (Özel durumlar hariç) %15 16. Vergide n müstesna yurtiçi ha rcırah tutarı Seyahate Gidenin Vergiden Müstesna Gündelik Tuta rı Brüt Ay lığı (YTL) 1.044,48 YTL ve fazla ise 33,00 1.036,02 YTL ile 1.044,47 YTL arası 28,00 932,65 YTL ile 1.036,01 YTL arası 25,00 801,10 YTL ile 932,64 YTL arası 22,50 641,11 YTL ile 801,09 YTL arası 20,00 641,10 YTL ve daha aşağısı 19,00 17. Vergide n müstesna yurtdıĢı harc ıra h gündeliklerini gösterir tablo 1.036,02 Brüt Üc ret Gidilen Ülke 1.044,48 – ve Yuka rısı 1.044,47 Arası 909, 16 – 641, 11- 1.036,01 909, 15 Arası Arası 641, 10 ve AĢağısı A.B.D. Doları 163 127 102 98 82 Almanya (Euro) 149 117 94 90 76 Avustralya (Avustralya Doları) 252 198 158 152 128 Avusturya (Euro) 153 120 96 92 78 Belçika (Euro) 141 111 88 85 72 1.129 884 707 680 572 Finlandiya (Euro) 139 109 87 84 70 Fransa (Euro) 141 111 88 85 72 Hollanda (Euro) 144 113 90 87 74 İngiltere (Sterlin) 106 83 67 64 54 İrlanda (Euro) 138 108 86 83 70 İspanya (Euro) 138 108 86 83 70 1.273 997 798 767 644 İsviçre (İsviçre Frangı) 266 208 166 160 134 İtalya (Euro) 138 108 86 83 70 Danimarka (Danimarka Kronu) İsveç (İsveç Kronu) 66 1.036,02 Brüt Üc ret Gidilen Ülke 1.044,48 – ve Yuka rısı 1.044,47 Arası Japonya (Japon Yeni) 909, 16 – 641, 11- 1.036,01 909, 15 Arası Arası 641, 10 ve AĢağısı 30.490 23.930 19.160 18.350 15.450 224 176 140 135 114 Kanada (Kanada Doları) K.K.T.C. (YTL) 72 Kuveyt (Kuveyt Dinarı) 45 35 28 27 22 141 111 88 85 72 1.096 858 686 660 554 Portekiz (Euro) 138 108 86 83 70 Suudi Arabistan (Riyali) 556 436 348 335 282 Yunanistan (Euro) 138 108 86 35 70 Diğer Ülkeler (A.B.D. Doları) 141 111 88 85 72 Lüksemburg (Euro) Norveç (Norveç Kronu) Not: Özel kesimde çalışanların ücret tutarları yüksek olduğundan harcırah olarak genelde I nci sütuna göre hesaplama yapılacaktır. Harcırahlar vergiden istisna olarak on gün için %50 zamlı hesaplanıp ödenebilir. 1) Aylık ücret tutarlarına göre belirlenen gündelik tutarının vergiden istisna edilen tutarı aşmadığı hallerde bu ödemelerden sadece damga vergisi kesintisi yapılacaktır. İstisna tutarı aşan gündelik ödendiği durumda aşan kısım, ücretlinin içinde bulunduğu gelir dilimine karşılık gelen vergi oranı ve damga vergisi dikkate alınarak brütleştirilmek suretiyle gelir vergisi kesintisine tabi tutulacaktır. 2) Yurt dışı gündeliklerin YTL cinsinden tahakkuku, yabancı paranın T.C. Merkez Bankasınca ilan edilen döviz satış kuru esas alınarak yapılmalıdır. 3) Yurt dışı seyahatin ilk 10 günü için vergiden istisna gündelik tutarı % 50 zamlı olarak hesaplanacaktır. 4) Birden fazla ülkeyi kapsayan seyahatlerde, her ülke için ilgili olduğu gündelik tutarı kalış süresiyle orantılı olarak dikkate alınmalıdır. 5) Yurt dışında yatacak yer için ödenen ve belgelendirilen giderlerin, vergiden istisna edilen gündelik tutarının % 40’ını aşması halinde, aşan kısmın % 70’inin ayrıca vergiden istisna edilerek ödenmesi mümkündür. 6) Gündelik verilen personelin yurt içi ve yurt dışı seyahati ile ilgili yemek ve konaklama giderleri ayrıca belge karşılığında kendisine ödeniyor ve bu belgeler gider veya maliyet olarak dikkate alınıyorsa, ödenen gündelik tutarının tamamının brütleştirilerek ücret olarak vergilendirilmesi gerekir. 67 18. T.C. Merkez Bankası iskonto ve avans ora nla rı Merkez Bankası'nca vadesine en çok üç ay kalan senetler karşılığında açılan krediler için 01.01.1990 tarihinden beri iki ayrı faiz oranı tesbit edilmekte olup, yıllık faiz oranları devreler itibariyle aşağıda gösterilmiştir. (Alacak ve borç senetleri reeskontu için) İskonto A vans Oranı (% ) Oranı (% ) (Reeskont İçin) 15.06. 2004 den itibaren 38 42 13.01. 2005 den itibaren 32 35 25.05. 2005 den itibaren 28 30 20.12. 2005 den itibaren 23 25 20.12. 2006 dan itibaren 27 29 Dönemi 19. Geçici vergi oranları Kurumlar Vergisi Mükellefleri İçin %20 Gelir Vergisi Mükellefleri İçin %15 20. Ge lir vergisi tarifesi (G.V.K. 103 madde): 7.000,00 YTL‟ye kadar 15% 18.000,00 YTL‟nin 7.000 YTL‟si için 1.050 YTL, fazlası 20% 40.000,00 YTL‟nin 18.000 YTL‟si için 3.250 YTL, fazlası 27% 40.000,00 YTL‟den fazlasının 40.000 YTL‟si için 9.190 YTL, fazlası 35% 01.01.2007’de n itibare n 7.500,00 YTL‟ye kadar 15% 19.000,00 YTL‟nin 7.500 YTL‟si için 1.125 YTL, fazlası 20% 43.000,00 YTL‟nin 19.000 YTL‟si için 3.425 YTL, fazlası 27% 43.000,00 YTL‟den fazlasının 43.000 YTL‟si için 9.905 YTL, fazlası 35% 68 21. Ġhbar tazminatı hakkı (ĠĢ Kanunu 17.madde ) Bildirim Süresi 2 hafta 4 hafta 6 hafta 8 hafta ÇalıĢma Süresi Hizmet Hizmet Hizmet Hizmet süresi 6 aydan az sürmüş işçi için Süresi 6 aydan 1,5 yıla kadar sürmüş işçi için süresi 1,5 yıldan 3 yıla kadar sürmüş işçi için süresi 3 yıldan fazla sürmüş işçi için Ġhba r Tazminatı 2 haftalık ücret 4 haftalık ücret 6 haftalık ücret 8 haftalık ücret 22. Ġzin hakkı (ĠĢ Kanunu Md. 53) Hizmet Süresi Ġzin Ha kkı(*) 1-5 yıl arası(5 yıl dahil) 14 gün 5-15 yıl arası (15 yıl dahil) 20 gün 15 yıl ve fazla 26 gün (*)18 yaşından küçük ve 50 yaşından büyük işçiler için 20 günden az olamaz. 23. Y ıllar itibariyle 31 Aralık döviz alıĢ USD, DM ve EURO kurla rı Yıllar Dolar (ABD) Euro 2002 1.634.501 1.703.477 2003 1.395.835 1.745.072 2004 1.342.100 1.826.800 2005 1,3418 1,5875 2006 1,4056 1,8515 24. 2006 Yılı Geçici Vergi Dönemle ri Ġtiba riy le Efe ktif AlıĢ Ve Döviz AlıĢ Kurları 31.03.2006 30.06.2006 30.09.2006 31.12.2006 Dövizin Efe ktif Döviz Efe ktif Döviz Efe ktif Döviz Efe ktif Döviz Cinsi AlıĢ AlıĢ AlıĢ AlıĢ AlıĢ AlıĢ AlıĢ AlıĢ 1 USD 1,3418 1,3427 1,6018 1,6029 1,4961 1,4971 1,4056 1,4046 1 EUR 1,6200 1,6289 2,0081 2,0095 1,8951 1,8964 1,8515 1,8502 1 GBP 2,3326 2,3342 2,9046 2,9066 2,7945 2,7965 2,7569 2,7550 69 25. Ye nide n değerleme oranları Yıllar Oran % Yıllar Oran % Yıllar Oran % 1984 37,5 1996 72,8 2006/1 0,39 1985 35,9 1997 80,4 2006/2 2,15 1986 21,7 1998 77,8 2006/3 5,55 1987 29,1 1999 52,1 2006/4 7,80 1988 63,2 2000 56,0 1989 70,4 2001 53,2 1990 55,5 2002 59,0 1991 54,1 2003 28,5 1992 61,5 2004 11,2 1993 58,4 2005 9,80 1994 107,6 2006 7,80 1995 99,5 26. Aylık TEFE, TÜFE ve ÜFE ORANLARI (2005 ve 2006 için % ) Aylar TEFE TÜFE ÜFE Ocak/2005 - 0,90 0,55 - 0,41 Şubat/2005 - 0,02 0,02 0,11 Mart/2005 2,10 0,26 1,26 Nisan/2005 2,20 0,71 1,21 Mayıs/2005 -0,32 0,92 0,20 Haziran/2005 0,34 0,10 - 0,48 Temmuz/2005 -0,25 0,57 -0,74 Ağustos/2005 1,73 0,85 1,04 Eylül/2005 1,65 1,02 0,78 Ekim/2005 0,66 1,79 0,68 Kasım/2005 -2,26 1,40 -0,95 Aralık/2005 -0,22 0,42 -0,04 Ocak/2006 1,96 0,75 1,96 Şubat/2006 0,26 0,22 0,26 Mart/2006 0,25 0,27 0,25 Nisan/2006 1,94 1,34 1,94 Mayıs/2006 2,77 1,88 2,77 Haziran/2006 4,02 0,34 4,02 Temmuz/2006 0,86 0,85 0,86 Ağustos/2006 -0,75 -0,44 -0,75 Eylül/2006 -0,23 1,29 -0,23 70 Aylar TEFE TÜFE ÜFE Ekim/2006 0,45 1,27 0,45 Kasım/2006 -0,29 1,29 -0,29 Aralık/2006 -0,12 0,23 -0,12 27. Y ıllara göre e nflasyon Yıl Toptan EĢya Fiyatları (%) Tüketici Fiyatla rı (% ) 2002 30,8 29,7 2003 13,9 18,4 2004 13,8 9,3 2005 4,54 7,72 2006 11,58 9,65 28. Sanayi ve hizmet sektöründe asga ri üc retin seyri Tarih Tutar (Y TL) ArtıĢ % 01.08.1998 47,84 34,90 01.01.1999 78,07 63,20 01.01.2000 109,80 40,60 01.07.2000 118,80 8,10 01.01.2001 139,95 17,90 01.07.2001 146,94 5,00 01.08.2001 167,94 14,20 01.01.2002 222,00 32,60 01.07.2002 250,87 13,00 01.01.2003 306,00 21,90 01.01.2004 423,00 38,20 01.07.2004 444,15 5,00 01.01.2005 488,70 10,03 01.01.2006 531,00 8,65 01.01.2007 562,50 5,87 29. S.S.K. Prim oranları ĠĢç i Payı ĠĢvere n Toplam (%) Payı (%) (%) İş kazası ve meslek hastalıkları sigortası - 1,5-7 1,5-7 Analık Sigortası - 1 1 Hastalık Sigortası 5 6 11 2 2 4 Malulluk, Yaşlılık ve ölüm sigortası 9 11 20 Malulluk, Yaşlılık ve Ölüm Sigortası 9 13 22 Sigorta Kolu Hastalık sigortası (Aday, çırak ve öğrenciler için) 71 Sigorta Kolu ĠĢç i Payı ĠĢvere n Toplam (%) Payı (%) (%) 7,5 22,5 30 1 2 4(*) (Yeraltı Maden İşyerlerinde Çalışanlar İçin) Sosyal Güvenlik Destek Primi İşsizlik sigortası kesintisi (*) Toplamın içinde %1 İşsizlik sigortası devlet payıdır. 30. G.V.K. md. 76'a göre 2006 yılı me nkul sermaye iratla rına uygula nacak indirim (de flatör) oranı ve istisna tuta rı: İndirim Oranı İstisna Tutarı (YTL) 46,5% 191.089,20 31. SM veya SMMM tarafından imzalanacak beyannamel er 2006 2007 Net Satışlara Göre 6.588.000 YTL‟yi aşmayanlar 7.102.000 YTL‟yi aşmayanlar Aktif Toplamına Göre 3.294.000 YTL‟yi aşmayanlar 3.551.000 YTL‟yi aşmayanlar Yukarıda yer alan tutarlardan herhangi birini aşan mükellef ler beyannamelerini SM ve SMMM‟lere imzalat mak zorunda değildir. İstenirse tam tasdik kapsamındadır. 32. Bilanço Hesabı Esasına Göre De fter Tutma Ha dle ri (VUK Md.177) Yıllık ĠĢ Hasılatının BeĢ Yıllık AlıĢların SatıĢla rın Gayrisafi ĠĢ Katı ile Yıllık Yıl Tutarı Tutarı Hasılatı Sat.Tut. Top. 2006 96.000 130.000 52.000 96.000 2007 100.000 140.000 56.000 100.000 33. Basit usule tabi olmanın şartları a) Kira gelirle ri yönünde n (GVK md. 47) Büyükşehir Belediyelerde Diğer Yörelerde 2006 Yılı İçin yıllık 3.500,00 YTL 2007 Yılı İçin yıllık 3.700,00 YTL 2006 Yılı İçin Yıllık 2.500,00 YTL 2007 Yılı İçin Yıllık 2.600,00 YTL 72 b) AlıĢ-satıĢ tutarları yönünden (GVK md. 48) Yıllar Satış AlıĢ ĠĢ Hasılatı ĠĢ Hasılatı-SatıĢ 2006 50.000 YTL 72.000 YTL 25.000 YTL 50.000 YTL 2007 53.000 YTL 77.000 YTL 26.000 YTL 53.000 YTL Not: Basit Usule tabi olmak için bu hadlerin aşılmaması gerekir. 34. a) Ge nel usulsüzlük cezaları 2006 2007 Birinc i Birinc i Birinc i Ġkinc i De rece De rece De rece De rece Usulsüzlükler Usulsüzlükler Usulsüzlükler Usulsüzlükler 1- Sermaye şirketleri için (YTL) (YTL) (YTL) (YTL) 70,00 40,00 75,00 43,00 46,00 23,00 49,00 24,00 23,00 11,80 24,00 12,70 11,80 6,00 12,70 6,40 6,00 2,90 6,40 3,00 2,90 1,60 3,00 1,70 2- Sermaye şirketleri dışında kalan I. sınıf tüccarlar ve serbest meslek erbabı için 3- II. Sınıf tüccarlar Iç in 4- Yukarıdakiler dışında kalıp beyanname usulüyle gelir vergisine tabi olanlar için 5- Kazancı basit usulde tespit edilenler için 6- Gelir vergisinden muaf esnaf için 73 b) Özel usulsüzlük cezaları - Fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzu düzenlenmemesi veya eksik tutarlı düzenlenme-si, alınması gerektiği halde alınmaması (VUK md. 353/1) 2006 2007 Belgeye eksik yazılan Belgeye eksik yazılan tutarların tutarların % 10‟u (asgari ceza tutarı % 10‟u (asgari ceza tutarı 129,00 YTL‟dir.) 139,00 YTL‟dir.) - (Bir takvim yılı içinde her - (Bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak bir belge nevine ilişkin kesilecek toplam ceza olarak kesilecek toplam ceza 60.000,00 YTL) 64.000,00 YTL) - 03.08.2004 tarihinden itibaren 8.000.- YTL aşan tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik et me zorunluluğuna uymayan mükelleflerden (VUK Mük. Md. (Her birine, her bir işlem için, (Her birine, her bir işlem bu maddeye göre uygulanan için, bu maddeye göre maktu cezalardan az uygulanan maktu olmamak üzere işleme konu cezalardan az olmamak tutarın ) üzere işleme konu tutarın ) % 5‟i % 5‟i 129,00 YTL 139,00 YTL (He r bir belge için her (Her bir belge için her tespitte 6.000,00 YTL bir tespitte 6.400,00 YTL bir takvim yılında 60.000,00 takvim yılında 64.000,00 YTL) YTL) 355) - Perakende satış fişi, yazarkasa fişi, giriş ve yolcu taşıma fişi, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi düzenle- meme, bulundurmama ve gerçeğe aykırı bir şekilde düzenleme (VUK md. 353/2) - Günü gününe kayıt zorunluluğu olan defterlerin işyerinde bulundurulmaması, vergi levhası asılmaması (VUK md. 353/4 129,00YTL 139,00YTL 2.900,00 YTL 3.000,00 YTL 150,00 YTL 160,00 YTL 460,00 YTL 490,00 YTL 1.1.2005‟ten itibaren 342 Nolu VUK GT) - Tek düzen muhasebe planına uyulmaması (VUK md. 353/6) - VUK md. 8/5‟de düzenlenen tek vergi numarası ile ilgili mecburiyetlere uyulmaması (VUK md. 353/7) - Belge basım ile ilgili bildirim görevini yerine getirmeyen matbaa işlet mecilerine (VUK md. 353/8) 74 2006 2007 - Vergi kimlik numarası ile ilgili bildirim ve ödevleri yerine 600,00 YTL 640,00 YTL 460,00 YTL 490,00 YTL 1.290,00 YTL 1.390,00 YTL 600,00 YTL 640,00 YTL 290,00 YTL 300,00 YTL getirmeyenlere (VUK md. 353/9) - VUK 127/d gereğince ikaza rağmen durmayan aracın sahibi adına (VUK md. 353/10) - Bilgi vermekten çekinenler ile VUK 256, 257 ve mük. 257 nci maddeleri hükümlerine uymayanlar (VUK Mük. Md. 355) 1. sınıf tacirler ile serbest meslek erbabı hakkında 2. sınıf tacirler, defter tutan çiftçiler ile basit usul mükellefleri hakkında Yukarıdakiler dışında kalanlar hakkında (342 No.lu VUK GT) 35. Emlak vergisi oranları (EVK Md. 8, 18) BüyükĢehir Bele diye Sınırla rı Ġç in Diğer a) Binalarda (Meskenlerde) Binde 2 Binde 1 b) Binalarda (Diğerlerinde) Binde 4 Binde 2 c) Arsalarda Binde 6 Binde 3 d) Arazilerde Binde 2 Binde 1 36. 50 ve daha fazla iĢç i çalıĢtırılan iĢyerle rinde istihdamı zorunlu olan kiĢilerin oranı (Toplam oran % 6) (*) 2005 (**) 2006 Özürlü İşçi %3 %3 Eski Hükümlü %1 %1 Terör Mağduru %1 %2 (*)Bu oranlara aykırı davranan işveren veya işveren vekili çalıştırmadığı her özürlü ve eski hükümlü ve çalıştırmadığı her ay için (2006 yılında 1.176,72 YTL) 2007 yılında 1.266,00 YTL idari para cezası ile cezalandırılır. (**)2005 yılı için kalan yüzde birlik oran özürlü ve eski hükümlü çalıştırma yönünde kullanılır. Ayrıca 50 ve daha fazla işçi çalıştırılan işyerlerinde 1 işyeri doktoru çalıştırılması zorunludur. 75 37. ÇalıĢanlara çeĢitli adlarla yapıla n ödemele rde sigorta primi, gelir vergisi ve damga vergisi kesintile ri ÖDEMENĠN TÜRÜ Asıl Ücret Askerlik Yardımı SSK KESĠNTĠSĠ SSK tavanı var Var GELĠR VERGĠSĠ Var Var DAMGA VERGĠSĠ Var Var Belli miktarı aşan kısma var. (47,00 YTL) Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Yok Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Yemek (Nakdi) Belli miktarı aşan kısma var (2006 yılı için 17,70x%6=1,06 x fiili çalışılan gün sayısı) Var Var Yıllık İzin Ücreti İş Kazaları ile Meslek Has. Primi Yok Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Belli miktarı aşan kısma var. (10.66 YTL) Belli miktarı aşan kısma var. (10,66 YTL) Var Yok Var Var Aile Yardımı Ayakkabı Bedeli Bayram Yardımı ve harçlığı Çıkan işçiye öd. (Kullanmadığı Yıllık İzinler İçin) Eğitim Öğretim Yardımı Elbise Dikiş Bedeli Fazla Mesai Giyecek Yardımı (Nakdi) Huzur Hakkı İkramiye İzin Harçlığı İdareci Primi İstirahat Yard. (İşverence ödenen) Kıdem Zammı Konut Yardımı (Nakdi) Kardan Hisse Ücret Komisyon Şeklinde Ödenen Ücret Primler Satış Primi Taşıt (Nakdi) Temettü İkramiyesi Toplu Sözleşme Zam Farkları Tabii Afet Yardımı Teşvik İkramiyesi Yıpranma Tazminatı Yılbaşı ikramiyesi Yakacak (Nakdi) Çocuk Yardımı İhbar Tazminatı 76 ÖDEMENĠN TÜRÜ SSK KESĠNTĠSĠ Doğum Yardımı Yok Evlenme Yardımı Yok Yolluk Yok Yemek (Ayni - Ticket, Sodexo vb. ile) Yok GELĠR VERGĠSĠ Belli mik. aşan kısma var(2 Brüt Ücret) Belli miktarı aşan kısma var (2 Brüt Ücret) Belli mik. aşan kıs.var Belli tutarı aşan kısma var (Fiili çalışılan gün sayısı 8,80 YTL KDV hariç) DAMGA VERGĠSĠ Var Yok Var Var Yok (Devlet Karşılıyor) Yok Yok Giyecek Yardımı (Ayni) Yok Var Var İstirahat Yard. (SSK‟ca İşçiye.öd.) Yok Var (Kesintiyi SSK yapar) Var (Kesintiyi SSK yapar) Kasa Tazminatı Konut Yardımı (Ayni) Sağlık Yardımı (Ayni) Yakacak (Ayni) Stajyer Yardımı Taşıt (Servis) Yemek (Ayni) İşyerinde Avanslar (Geri Ödemeli) Kıdem Tazminatı Ölüm Yardımı Yok Yok Yok Yok Yok Yok Yok Yok Yok Yok Var GVK m.33/9 Var Var Yok Yok Yok Yok Yok Yok Var Var Var Var Yok Yok Yok Var Var Var Çıraklık Ücreti 38. V.U.K.’ nun 340, 346, 357 ve 367 sayılı Genel Tebliğle ri uyarınc a; * Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükelleflerinden; 31.12.2006 tarihi itibariyle aktif toplamı 50.000 Yeni Türk Lirasını veya 2006 takvim yılına ait ciroları toplamı 100.000 Yeni Türk Lirası nı aşanlar (adi ortaklıklarda belirtilen bu hadler her bir ortak bakımından ayrı ayrı dikkate alınacaktır.) Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesini ve Geçici Vergi Beyannamelerini, * Kurumlar Vergisi mükellef leri ise hiçbir hadle sınırlı olmaksızın Kurumlar Vergisi Beyannamesini ve Geçici Vergi Beyannamelerini elektronik ortamda göndermek zorundadırlar. 77 39. 06.08.2003’den itibaren SSK’ya göre uygula nacak idari para cezala rı ĠĢyeri Bildirgesinin Yasal Süresi Ġç inde Kuruma Verilmemesi Halinde -Bilanço Esasına Göre Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara 3 aylık asgari ücret -Bilanço Esası Dışında Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara 2 aylık asgari ücret -Defter Tutmakla Yükümlü Olmayanlara 1 aylık asgari ücret Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin Yasal Süresi İçinde Kuruma 1 aylık asgari ücret Çalışma İzni Olmayan Sigortalının İşe Giriş Bildirgesinin Yasal 2 aylık asgari ücret Verilmemesi Süresi İçinde Kuruma Verilmemesi Belgelerin Hiç Verilmemesi Halinde, Sigortalı Sayısına 3 aylık asgari ücret Bakılmaksızın Dört Aylık Sigorta Primleri Bordrosunun İşyerine Asılmaması 2 aylık asgari ücret Sosyal Güvenlik Destek Primi Bordrosunun İşyerine Asılmaması 2 aylık asgari ücret Muayene İçin Verilmesi Gereken Belgenin Verilmemesi 1 aylık asgari ücret ĠĢyeri Kayıtlarının Kurumca Yapılaca k Yazılı Ġhta ra Rağmen 15 Gün Ġç inde Ġbraz Edilmemesi Halinde: -Bilanço Esasına Göre Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara 12 aylık asgari ücret -Bilanço Esası Dışında Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara 6 aylık asgari ücret -Defter Tutmakla Yükümlü Olmayanlara 3 aylık asgari ücret 40. De ğer ArtıĢ Kazanç larında Ġstisna Tutarı 2006 6.000,00 YTL 2007 6.400,00 YTL 41. Arızi Kazançlarında Ġstisna Tutarı 2006 14.000,00 YTL 2007 15.000,00 YTL 78 Tev kifat Oranlarına Göre Netten Brüt Tuta r Hesaplama Ge nel Formülü Brüt Tutar= Net Tutar/(1-Tevkifat Oranı) Tev kifat Oranı Net Tutar Brüt Tutar Net Tuta rda n Brüt Tutarı Hesaplama Formülü 1% 100,00 101,01 =Net Tutar/0,99 2% 100,00 102,04 =Net Tutar/0,98 5% 100,00 105,26 =Net Tutar/0,95 10% 100,00 111,11 =Net Tutar/0,90 22% 100,00 128,21 =Net Tutar/0,78 ġubat/2007 Ve rgi ve Yasal Yükümlülükle r Ta kv imi 07.02.2007 Ocak 2007 Dönemi Çeklere Ait Değerli Kağıtlar Vergisi Bildirimi ve Ödemesi 2006 4. Geçici Vergi Dönemine Ait Gelir ve Kurumlar Vergisinin Beyanı 12.02.2007 16-31 Ocak Dönemine Ait Petrol ve Doğalgaz Ürünlerine İlişkin Özel Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödemesi 2006 Yılı Basit Usulde Vergilendirilen Mükelleflerin Gelir Vergisi Beyanı Ocak 2007 Dönemine Ait Özel İletişim Vergisi Beyanı ve Ödemesi Ocak 2007 KKDF Kesintilerinin Bildirimi ve Ödemesi 15.02.2007 Ocak 2007 Dönemine Ait Dayanıklı Tüketim ve Diğer Mallara İlişkin Özel Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödemesi Ocak 2007 Dönemine Ait Motorlu Taşıt Araçlarına İlişkin Özel Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödemesi Ocak 2007 Dönemine Ait Kolalı Gazoz, Alkollü İçecekler ve Tütün Mamullerine İlişkin Özel Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödemesi Ocak 2007 Dönemine Ait BSMV Beyanı ve Ödemesi 19.02.2007 2006 4. Geçici Vergi Dönemine Ait Gelir ve Kurumlar Vergisinin Ödemesi Ocak 2007 Dönemine Ait Kurumlar Vergisi Stopajının Beyanı Ocak 2007 Dönemine Ait KDV Beyanı Ocak 2007 Dönemine Ait Belediyeye Ödenecek Vergilerin (Haberleşme Vergisi Hariç) Beyanı ve Ödemesi 20.02.2007 Ocak 2007 Dönemine Ait Gelir Vergisi Stopajının ve Damga Vergisinin Muhtasar Beyanname ile Beyanı Ocak 2007 Dönemine Ait İstihkaktan Kesinti Suretiyle Tahsil Edilen Damga Vergisi ile Sürekli Mükellefiyeti Bulunanlar İçin Makbuz Karşılığı Ödenmesi Gereken Damga Vergisinin Beyanı 79 Ocak 2007 Dönemine Ait Yarışma ve Çekilişlerle Futbol Müsabakalarına ve At Yarışlarına Ait Müşterek Bahislerle İlgili İntikal Vergisinin Beyanı ve Ödemesi Ocak 2007 Dönemine Ait Şans Oyunları Vergisi Beyanı ve Ödemesi Ocak 2007 Dönemine Ait Kurumlar Vergisi Stopajının Ödemesi 1-15 Şubat Dönemine Ait Petrol ve Doğalgaz Ürünlerine İlişkin Özel Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödemesi Ocak 2007 Dönemine Ait KDV Ödemesi 26.02.2007 Ocak 2007 Dönemine Ait İstihkaktan Kesinti Suretiyle Tahsil Edilen Damga Vergisi ile Sürekli Mükellefiyeti Bulunanlar İçin Makbuz Karşılığı Ödenmesi Gereken Damga Vergisinin Ödemesi Ocak 2007 Dönemine Ait Muhtasar Beyanname ile Beyan Edilen Gelir Vergisi Stopajının ve Damga Vergisinin Ödemesi Ocak 2007 ayına ilişkin Sosyal Sigortalar Primlerinin ödenmesi Basit Usulde Vergilendirilen Mükelleflerin Gelir Vergisi 1. Taksit Ödemesi 28.02.2007 Diğer Ücretlerin Gelir Vergisi 1. Taksit Ödemesi Ocak 2007 Dönemine Ait Haberleşme Vergisinin Beyanı ve Ödemesi Formun Altı B Formu Verilme Son Günü 80 38- YMM’LERĠN 2007 Y ILINDA DĠKKATE ALACAĞI HADLER KONU -SM ve SMM‟lerin imzalayacağı beyannameler için sınır -Tam tasdik sözleşmesi yapılmadan ihracatta KDV iadesi rapor yazma sınırı -İndirimli orana tabi mallarda tam tasdik sözleşmesi yapılmadan rapor yazma sınırı -Yolcu beraberinde satışta (ihraç) YMM raporu ile alınabilecek iade sınırı -KDV iadesine karşıt inceleme sınır DAY ANAĞI 4 Nolu 37 Nolu SMM Tebliği 31 ve 37 Nolu YMM Tebliği HADLER -Net Satış:7.102.000.-YTL 31 ve 37 Nolu YMM Tebliği 465.000.-YTL 31 ve 37 Nolu YMM Tebliği 60.000.-YTL (Dış Ticaret Şirketleri Hariç ) 29 ve 37 Nolu YMM tebliği -Stopaj İadesi 29 ve 37 Nolu YMM Tebliği 35 ve 37 Nolu YMM Tebliği 32 ve 37 Nolu YMM Tebliği 10 Nolu Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliği 10 Nolu Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliği -Fatura Başına: 13.000.-YTL -Bir Mükellefin Aylık Alışlar Toplamı: 39.000.-YTL 139.000 -YTL Yatırım İndirim Raporu Yazmada Harcama Tutarı -Kurumlar Vergisi İstisnaları -Tek Düzene göre ek mali tablo düzenleme alt sınırı -7/A Seçeneğine göre muhasebesini tutacak olanlar -Aktif Top:3.551.000.-YTL 3.551.000.-YTL (Eski Dönemler Dahil) Yatırım Harcaması Tutarı 250.000.-YTL‟nin Üzerinde ise rapor düzenlenecek 130.000.-YTL -Aktif Toplamı: 7.415.800.-YTL -Net Satış Tutarı: 16.479.500 YTL -Aktif Toplamı: 1.235.000-YTL -Net Satış Tutarı: 2.472.000.-YTL 81 82