TDV DIA - İslam Ansiklopedisi
Transkript
TDV DIA - İslam Ansiklopedisi
KüSACiM bulunmadığına dikkat çekerek insanlığı uyarmıştır (DİA, N, 182-183). BİBLİYOGRAFYA : Ptolemy (Batlamyus), Almagesi (tre. R. C. Taliaferro, Great Books of Western World 1 ed. R. M. Hutchinsl içinde). Chicago- LondonToronto 1952, s. 193, 198-202; Ferganl. Th e Elements of Astronomy: Astronominin Özeti ve Göğün Hareketlerinin Esasları (tre. ve nşr. Yavuz Unat). Harvard 1998, s. 138 ; Muhammed b. Ahmed ei-Harizml, MefaW:ıu'l-'ulüm , Kahire 1342/1923, s. 129; B1rün1, Kitabü't-Tefhim li -eva'ili ş ına'ati 't- tencim: The Book of lnstruction in the Elemen ts of the Art of Asirology (tre. ve nşr. Ramsay Wright). London 1934, s. 154, 157-158; O. Neugebauer, A History of Ancient Mathematical Astronomy, Berlin- Heidelberg- New York 1975; E. S. Kennedy, "A Survey of Islamic Astronomical Tables", Transactions of the American Philosophical Society, XLVI/2, Philadelphia 1956, s. 123-177; E. Wiedemann , "Küsuf ve Husuf", iA, VI, 1116; a.mlf., "Kusaf", EP (İng.), V, 535537; Mahmut Kaya, "Ay", DiA, IV, 182-183. ~ . YAVUZ UNAT ı KÜŞACİM ı (~l:J') Ebü'l-Feth (Ebu Nasr) Mahmud b. el-Hüseyn b. es-Sindl b. Şahek (ö. 360/971 [?]) Şair L ve edip. _j Muhtemelen 290'da (903) Remle'de Kendisinin uydurduğu ve "katip, şair, edip, cevad, müneccim" kelimelerinin ilk harflerinden oluşan "Küşacim" (Keşacim) lakabıyla tanınır. Tıpta, özellikle hayvan ve kuş hastalıklarının teşhis ve tedavisindeki başarısı sebebiyle KOşa cim'in başına "tabip" (veya tayr) kelimesinin ilk harfini ilave ederek lakabını "Taküşacim" şeklinde ananlar varsa da bu şekil pek kabul görmemiştir (İbnü'l imad, III. 38). KOşacim'in Sind-İran kökenli Şii bir aileye mensup olduğu, babasının Afganistan ' ın güneyindeki Sicistan bölgesine yerleştiği, burada Şamistiyan adlı bir köyün mektebinde bir süre hocalık yaptığı rivayet edilmektedir. doğdu. Küşacim ilk tahsiline Remle'de başla sonra öğrenimine Dımaşk'ta devam etti. Ailesi burada oturduğu ve tahsilinin önemli bir kısmını bu bölgede tamamladığı için Se'alibi onu Dımaşk şair leri arasında zikreder ( Yetfmetü 'd-dehr; ı, 358-360). Halep'te hadis ve fıkıh tahsili yaptı. ardından Mısır ' a geçerek uzun süre orada kaldı. Gençlik döneminde Musul'a gidip Hamdani Emiri Ebü'l-Heyca Abdullah b. Hamdan'ın hizmetine giren Küşacim devrin tanınmış bazı şairleriyle dıktan tanışma fırsatı buldu. Daha sonra maiyeti arasına girdiği Halep Emiri Seyfüddevle el-Hamdani'nin sarayında Mütenebbi, EbO Firas el-Hamdani, Ebü'l-Ferec el-İsfahani, İbn Haleveyh, İbn Nübate el-Hatib ve Sanavberi gibi önemli şair ve ediplerle görüştü. Alim, şair ve edipterin hamisi Seyfüddevle'ye bir süre nedimlik yapmasının yanında yemeklerinin hazırlanması ve kütüphanesinin düzenlenmesiyle de ilgilendi. Bazı şiirlerinde geçen yemek tarif ve tasvirleri o günlerin bir anısı olarak divanında yer almaktadır (Dfuan, s. 39, 290). KOşacim'in ölüm tarihi hakkında kaynaklarda 330 (942) ile 360 (971) yılları arasında değişen farklı tarihler verilmektedir. Ancak İb nü'I-İmad'ın onu 360 (971) yılında vefat edenler arasında anması, daha sonraki müelliflerin ihtiyatlı davranarak 350 (961) ve daha çok 360 şeklinde iki farklı tarih vermelerine sebep olmuştur. Methiye, hicviye ve mersiye gibi klasik bahçe, çiçek, ağaç ve yemiş tasvirleriyle dikkat çeken şair, Arap edebiyatında tabiat tasviri konusunda en başarılı sanatkarlardan biri say ı lır. Küşacim , dedesi Sin di vasıtasıy la aileye intikal eden Şia-İmamiyye akidesini benimsemiş. kasidelerinde Ehl-i beyt'e duyduğu sevgiyi ve Hz. Hüseyin ile taraftarlarının Kerbela'da şehid edilmesini duygulu bir üslOpla işlemiştir (Ofuan, s. 3-5, 97-101). Mes'Odi ondan övgüyle söz etmiş ve şiirlerine oldukça geniş yer vermiştir (MürQcü'?·?eheb, VIII, 3 ı 8, 3 ı 9, 394, 396, 399,404, 406) İbnü'l İmad da zamanının "reyhanetü'l-edeb"i diye tanımladığı şairin üstün ilim ve sanat gücü sebebiyle "Küşacim ilmi" şek linde darbımesellere konu olduğunu söyler (Şe?erat, lll, 37). KOşacim'in eserleri, başta Seri er-Reffa olmak üzere kendi sinden sonra gelen şair ve ediplere örnek şiir konularının yanı sıra olmuştu r. Astronomi, tıp. mantık, mOsiki, şiir, inşa. kitabet ve hitabet sahalarında kendini kabul ettiren Küşacim konuları ele alırken gösterdiği titizlikle tanınmıştır. Ayrıca iyi bir hattat olup bir kasidesindeki ifadesinden çeşitli kıraat farklarını içeren bir mushaf istinsah ettiği anlaşılmak tadır (Tahir el-Cezairl, s. 2 ı 8). Küşacim avcılıkla da uğraşmış. bu alandaki ustalı ğını el-Meşayid ve'l -matfırid adlı eserinde ortaya koymuştur. Eserleri. 1. Divan. KOşacim'in şiirleri ilk defa çağdaşlarından Seri er-Reffa tarafından derlenmiştir. Ancak Seri bu nüshaya kendilerini sirkatle suçlamak için Halidiyyan'ın bazı şiirlerini de katgünümüze kadar gelen nüshaları, EbO Bekir Muhammed b. Abdullah el-HamdOni'nin konularına göre tertip ettiği kasideleri ihtiva etmektedir. HamdOni, divana şairin oğlu Ebü'lFerec'in rivayet ettiği bazı şiirleri de eklemiştir. İlk defa Beyrut'ta basılan eser (I 3 I 3/1895) Hayriyye Muhammed MahfOz (Bağdat ı 970) ve Nebevl Abdülvahid Şa'lan (K ahi re I 997) tarafından neşredilmiştir. 2. Edebü'n-nedim. Nedimlerin fazilet. ahlak, hizmet ve görevlerinden bahseden risale Bu tak'ta (ı 298/ 1881). Edebü'n-nüdema' ve leta'ifü'zzurefa' adıyla İskenderiye'de (ı 329/19 ı ı) basılmıştır. 3. el-Meşfıyid ve'l-matarid. Avcılığın faziletiyle av silah ve gereçlerinden. tuzak çeşitlerinden, şahin ve atmaca gibi av kuşlarından, bunların yetiştirilmesi, hastalıklarının teşhis ve tedavisinden, geyik, tavşan , tilki, arslan vb. hayvanların özelliklerinden söz eden eser, avcılıkla ilgili başka kaynaklarda bulunmayan bir kısım şiirler de ihtiva ettiğinden Arap edebiyatında ayrı bir önem taşımaktadır. Kitabı Muhammed Es' ad Tates yayımiarnıştır (Bağdat ı 954) 4. en-Nüzeh. Yine avcılığa dair olup elMeşayid'e göre daha muhtasar olan eser at ve doğanlar hakkındadır (Sezgin, lll, 378). S. el-Beyzere. Avcılıkta kullanılan yırtıcı hayvan ve kuşların hastalık ve tedavisine dairdir (Küveyt ı 985). Eserin atları ve hastalıklarını anlatan bir bölümünün yazma nüshası mevcuttur (Brockelmann. GAL Suppl., I, ı 37). KOşacim'in kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: Kenzü'l-küttfıb (katiplerin bilmesi gerekli terimleri ihtiva eder). Kitfı bü't-TabiJJ (aşçılık sanatına dairdir). etTardiyyfıt fi'l-]faşfı'id ve'l-eş'ar (av şiir leri). Ijaşfı'işu'Hareb, er-Resa'il. mıştır. Divanın BİBLİYOGRAFYA : Küşacim, Divan (nşr. Nebevl Abdülvahid şa· Ian). Kahire 1997, tür.yer.; neşredenin girişi, s. 5-56; a.mlf.. el-Meşayid ve'l-matarid (nşr. M. Es'ad Tales). Bağdad 1954, neşredenin girişi, s. 5-15; ibnü'n-Nedlm, el-Fihrist, s. 206; Mes'udl, Mürücü'?·?eheb (Meynard). VIII, 318,319,394, 396, 399,404, 406; Se'alibl, Yetimetü'd-dehr, I, 358-360; İbn Manzür, Mul]taşaru Taribi Dı maşk, XXIV, 117; Kütübl, Fevatü 'l-Vefeyat, IV, 99-100; Kalkaşendl. Şubf:ıu'l-a'şa, ı, 150, 154, 162, 163; İbnü'I-İmad, Şe?ertıt, III, 37-38; Brockelmann, GAL, I, 85; Suppl., I, 137; Sezgin, GAS, ll, 499-500; lll, 378; Tahir el-Cezairl, et-Tibyan(nşr. Abdülfettah EbG Gudde). Beyrut 1412/1991, s. 218; İsrail Ebü Züeyb, "Kitabü'lMeşayid ve'l-matarid", MMiADm., XVlll/5-6 (1943), s.210-222; Ch. Pellat, "Ku~ağjirn", EP (İng.), V, 525 . Iii MEHMET SAMi BENLİ 579 KÜTAHYA r de inşa edildiği anlaşılmaktadır. Bu durum şehrin önemli bir stratejik konumda olduğunu gösterir. KÜTAHYA Ege bölgesinin İçbatı Anadolu bölümünde şehir L ve bu şehrin merkez olduğu il. _j Geniş bir ova (Kütahya ovası) kenarın da yer alan Veliicedağı (Acemdağı) eteklerinde kurulmuştur. Şehrin eski çekirdeği Hi sar tepesiyle (ı 000 m.) Hıdırlık tepesi önünde olup bu iki tepe arasından akarak şehri güneyden kuzeye bölen bir dere ova ortasından geçip Porsuk'a dökülen Pelend çayına kavuşur. Kütahya, hisar kalıntılarının bulunduğu tepenin eteklerinden kuzeyindeki avaya doğru yayı lır. Kütahya adı şehrin eski ismi olan Kotiaeion'dan (Kotiaion, Cotyeium. Cotyeum. Cotyaium) gelir. Tarih. Yerleşim tarihi antik dönemlere kadar inen şehir Küçük Prigya denilen bölgede bulunmaktadır. Strabon burayı Prigya'nın önemli şehirleri arasında sayar. Milattan önce VI. yüzyılın sonlarına doğru Lidyalılar'ın, Persler'in ve ardın dan milattan önce IV. yüzyılda iskender'in eline geçen şehir onun ölümünden sonra Bitinya ve Bergama krallıkla rının idaresi altına girdi. Milatta n önce ı milattan sonra IV. yüzyıllarda Roma hakimiyetinde kaldı . Blzanslılar zamanında da önemini korudu ve bir piskoposluk merkezi haline geldi. Günümüze ulaşan kale sur ve burçlarının Bizans dönemin- Kütahya Ka lesi ve kalenin 580 burçlarından biri IV. Romanos Diogenes, Malazgirt sageri almak için yaptığı mücadelelerde yenilince Kütahya Kalesi'ne getirilip hapsedildL Malazgirt'ten sonra Anadolu'nun büyük bir kısmı ile beraber burası da Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından 1080 yılına doğru alındı. Dorylaion (Eskişehir) muharebesine kadar da (ı 097) Selçuklu idaresi altında kaldı . XII. yüzyılın ortalarında Anadolu'da Bizans hakimiyetinin sınır hattında yer aldı ve bu yöredeki Türkmenler'in başlıca hedefini oluşturdu. Miryokefalon zaferinin ( 1176) ardından bu taarruzlar daha da şiddetlendi ve nihayet imparator 1. Manuel'in ölümünden sonra Selçuklular'ın idaresi altına girdi ( ı ı 80). 1182'de ll. Kılıcarslan ülkeyi oğulları arasında paylaştırınca Uluborlu ve Kütahya yöresi Gıyaseddin Keyhusrev'e düştü. Bunu izleyen karışıklıklar sırasında yeniden Bizanslılar' ın eline geçtiyse de 1. Alaeddin Keykubad zamanında iznik impa- . ratorluğu'ndan geri alındı (ı 233). 631 (ı234) tarihli Yoncalı Hamam'ın kitabesi Türk hakimiyetinin başlangıcına işaret etmektedir. vaşının ardından tahtını XIII. yüzyıl ortalarında IV. Rükneddin döneminde Kütahya ve yöresi , Sahib Ata Pahreddin Ali'nin uç beyliği ne tayin edilen oğullarına ikta olarak verildi. Aynı yüzyılın ikinci yarısında şehir ve çevresi Germiyanoğulları'nın etkisi altında kaldı. 1277'de meydana gelen Cimri olay ı sırasındaki hizmetlerinden dolayı bölgenin kendilerine verildiği Germiyanlılar zamanla şehri merkez yaparak beyliklerinin temelini attı lar. Kütahya 1285 yılından it ibaren Germiyanlılar, Moğollar ve Selçuklu Sultanı Il. Mesud'a karşı mücadele konusu oldu. 1286-1291 yılları arasında mücadelelerde bazan Germiyanlılar . bazan Sultan Mesud'un kuvvetleri galip geldi. 699 (1300) tarihli bir kitabe bu yıllarda Germ iyanlılar ' ın Selçuklu hakimiyetini tanıdıklarını gösterir. Kütahya merkez olmak üzere Germiyan Beyliği'nin 1300'de kurulduğu anlaşıl maktadır. Bu tarihten itibaren kaynaklarda hanedan adı şehir için de kullanıl mıştır. XIV. yüzyılın ortalarına doğru şe hir üzerinde komşu Osmanlı Beyliği etkili olmaya başladı. Bir taraftan Karamanoğulları ' nın. diğer taraftan Osmanlılar'ın baskıları üzerine Süleyman Şah, beyliği nin muhafazası için Osmanlılar'la akraKılıcarslan balık kurmak isteyip kızı Devlet Hatun'u Bayezid'e nikahladı. Süleyman Şah'ın kızının düğünü dolayısıyla Kütahya, Simav, Eğrigöz ve Tavşanlı çeyiz olarak Osmanlılar'a verildi. 783 (1381) yılında yapılan düğünden sonra Şehzade Bayezid Kütahya'ya idareci olarak gön.derildi. Süleyman Şah daKula'ya çekildi ve orada vefat etti. Şeyhoğlu Mustafa. ı. Murad'ın oğlu Hurşidname'sinin yarısını tamamladı ğında (789/ 1387) Süleyman Şah ' ın öldüyazar. Süleyman Şah devrine ait Kütahya'da pek çok tarihi eser vardır. ğünü 789'da (1387) babasının yerine geçen Il. Yakub Bey, Kosova savaşının ardından kız kardeşinin çeyizi olarak verilen Kütahya ve civarına hakim olduysa da Yıl dırım Bayezid 792'de (1390) Kütahya ve diğer bütün Germiyan topraklarını Osmanlı idaresi altına aldı. 80 1'de ( 1399) hapisten kaçıp Timur'un yanına giden Yaku b Bey 1402 Ankara Savaşı'ndan sonra yeniden Kütahya'ya yerleşti. Timur. izmir seferi sırasında Kütahya'ya gelip bir süre kaldı. Petret devrinde Yakub Bey'in Çelebi Mehmed'e taraftar olması üzerine Germiyan topraklarına giren Karamanoğulları Kütahya'yı kuşatıp ele geçirdi. Yakub Bey, 817'de (1414) Çelebi Mehmed sayesinde tekrar Kütahya'ya ve Germiyan memleketlerine Osmanlı himayesi altın-da sahip oldu . Yakub Bey, erkek çocuğu olmadığı için 831'de (1428) Edirne'ye giderek Il. Murad ile görüşüp memleketini ölümünden sonra ona bıraktığını bildirdi. 832'de (1429) vefat edince de Kü- · tahya bir Osmanlı sancağı haline getirilip buraya Timurtaş Paşazade Umur Bey'in oğlu Osman Çelebi tayin edildi. 836-841 (1433-1438) yılları arasında Il. Murad'ın büyük şehzadesi Alaeddin Bey sançak beyi olarak Kütahya'da bulundu. 8SS'te (1451) Anadolu beylerbeyiliğinin merkezi olan Kütahya ishak Paşa'ya verildi. Osmanlı hakimiyeti altında Kütahya ilk ciddi tehlikeyi 917 ( 1511 ) yı lında Şahkulu isyanı sırasında yaşadı. Anadolu Beylerbeyi Karagöz Paşa'yı şehir önlerinde yenilgiye uğratan Şahkulu , Kütahya Kalesi'ni kuşattıysa da direnişle karşılaştı, kale dışındaki evleri yakıp yıkarak Bursa'ya doğru çekildi (TSMA, nr. E 588 I). Kütahya, XVI. yüzyılda Anadolu taraflarına yapılan seferlerde hem bir toplantı yeri hem de önemli bir yol kavşağı idi. Şehzade Bayezid ve Selim'in sancak beylikleri sıra sında Kütahya siyasi ehemmiyet kazandı. Mekke emlri tarafından elçilikle istanbul'a gönderilen Kutbüddin el-Mekkl,