Hangi Yiyecek Neye Yarıyor - BESLENME - TIP - BIYOLOJI
Transkript
Hangi Yiyecek Neye Yarıyor - BESLENME - TIP - BIYOLOJI
Mucize yiyecekler Hangi yiyecek neye yarıyor? Başta meyve ve sebzeler olmak üzere birçok yiyeceğin sağlığımız üzerinde olumlu etkileri var. Bunların bhirçoğu ötedenberi biliniyor. Ancak, hiç tanışmamış olduklarımızın yanı sıra, yakından tanıdıklarımızın da organlarımıza ve vücut sistemlerimize bildiklerimizin dışında sağladığı yeni yeni yararlar keşfediliyor. İşte bunlardan birkaçı: Karaciğeriniz için acı biber Acı biberin aktif maddesi olan kapsaisinin öteki bilinen faydalarının (vücut sıcaklığının yönetiminde, zararlı bağırsak mikroplarının etkisizleştirilmesi vb.) görece yeni keşfedilen bir yararı da karaciğer hasarının onarılmasında kendini gösteriyor. Fareler üzerinde yapılan ve geçtiğimiz yıl Viyana’da Uluslararası Karaciğer Kongresi’ne sunulan bir çalışmada, günlük acı biber tüketiminin, karaciğer hasarına yol açan (yara dokusu oluşturan) hepatik stella hücrelerinin etkinleşmesini yavaşlattığı görülmüş. “Chili peppers hold promise of preventing liver damage and progression”, European Association for the Study of the Liver, 23 Nisan 2015 Lösemiye karşı avokado Ülkemizde fazlaca tüketilmeyen çok besleyici bir meyve olan avokadonun, “akut miyeloid lösemi” denen bir kan kanseri türünün tedavisinde kullanılabileceği gösterildi. 65 Yaşın üzerindeki insanlarda beş yıl içinde ölümle sonuçlanan bu hastalığı lösemi kök hücreleri tetikliyor. Kanada’daki Waterloo Üniversitesi araştırmacılarınca gerçekleştirilen bir çalışmada, bu meyveden elde edilen Avocatin B adlı aktif maddenin, lösemiye yol açan kök hücrelere karşı etkili olduğu belirlendi. “Avocados may hold the answer to beating leukemia “, University of Waterloo, 15 Haziran 2015 Kalplere kuvvet aşısı: şalgam suyu Washington Üniversitesi araştırmacıları, atletlerin ve özellikle bisikletçilerin performans artırmak için kullandıkları konsantre şalgam suyunun, kalp hastalarında da yarar sağladığını belirlediler. Araştırmacılara göre bir deney çerçevesinde kalpleri yeterli düzeyde kan pompalayamayan hastalara verilen şalgam suyu, kalp kaslarını güçlendiriyor. “Beet juice boosts muscle power in heart patients”, Washington University School of Medicine,16 Eylül 2015 Doğal tansiyon ilacı: Yaban mersini Ülkemizde çayüzümü, kamburüzüm, çoban üzümü, maviyemiş gibi adlarla da bilinen meyvenin, yüksek tansiyon (hipertansiyon) hastalığı için doğal bir tedavi aracı olduğu belirlendi. Florida Eyalet Üniversitesi araştırmacılarınca yürütülen bir çalışmada, bu meyvenin günlük kullanımının, hem sistolik hem de diyastolik kan basıncını doğal düzeylere indirdiği gözlendi. Hipertansiyon, özellikle menopoz sonrası kadınlarda sıklıkla görülen bir bozukluk. “Daily consumption of blueberries may lower blood pressure”, Elsevier Health Sciences, 8 Ocak 2015 Brokoli ağız kanserlerini önlüyor Brokoliden elde edilen özün, ağız ve gırtlak kanserlerini önleyici etkilerini fareler üzerinde deneyen Pittsburgh Üniversitesi Kanser Enstitüsü (ABD) araştırmacıları, brokoli özünün insanlarca tolere edildiğini de bir dizi ön deneyle belirlemişler. Baş ve boyun kanserleri, tedaviden bir süre sonra nüksedebiliyor ve bu kez ağız içi astar dokuda ölümcül ağız ve gırtlak kanserleri gelişebiliyor. Araştırmacılara göre brokoli, lahana ve terenin de dahil olduğu turpgiller familyasındaki bitkilerde sulforafan adlı madde yoğun miktarda bulunuyor ve bu madde çevre kaynaklı kanserojen maddelerin etkilerini azaltıyor. “Broccoli sprout extract promising for head and neck cancer prevention”, University of Pittsburgh Schools of the Health Sciences, 19 Nisan 2015 Kalp hastalıklarına, diyabete ve inmeye karşı cranberry suyu Ülkemizde keçi yemişi ya da turna yemişi diye bilinen kızılcık benzeri bir meyve olan “cranberry”de genel vücut sağlığı için çok yararlı olan polifenol adlı maddeler yoğun miktarlarda bulunuyor. ABD Tarım Bakanlığı’ndan araştırmacılarca yapılan bir çalışma, cranberrynin dünyada her yıl 15,6 milyon insanın ölümüne neden olan kalp hastalıkları, diyabet ve inme riskini azımsanmayacak derecede azalttığını ortaya koyuyor. Çalışma çerçevesinde yapılan deneyde, günde iki bardak düşük kalorili cranberry suyu içen deneklerde kalp hastalıkları riskinin yüzde 10, inme riskinin de yüzde 15 azalacağı belirlenmiş. Ayrıca cranberry suyunun yüksek tansiyona karşı etkisinin, hekimlerce önerilen özel diyetlerin etkisine eşit olduğu da saptanmış. “Cranberry juice may help protect against heart disease and diabetes risk factors”,Weber Shandwick Worldwide, 29 Haziran 2016 Çikolata kalbinizin dostu Çikolata yemenin sanıldığı gibi kalp-damar rahatsızlıkları ve inme tehlikesini artırmadığı, aksine azalttığı İngiltere’nin önde gelen tıp dergisi British Medical Journal tarafından yayımlanan bir çalışmayla gösterildi. Bulguları İngiltere’nin Norfolk kentinde yaşayan 21.000 erkek ve kadının diyetlerinin 12 yıl boyunca izlendiği EPIC-Norfolk araştırmasına dayanan çalışmada, günde 100 gram çikolata tüketenlerin kalp-damar hastalıklarına yakalanma risklerinin, hiç tüketmeyen ya da az tüketenlere göre yüzde 11, bu hastalıklardan ölüm risklerinin de yüzde 25 daha az olduğu belirlendi. Araştırmada ayrıca gündelik çikolata tüketimleri yüksek olanlarda inme tehlikesinin, en az tüketenlere kıyasla yüzde 23 daha düşük olduğu ortaya çıktı. “Chocolate-loving gut bacteria turn dark chocolate ‘heart-healthy’”HEALTHNEWSLINE, 19Mart 2014 “Eating up to 100 g of chocolate daily linked to lowered heart disease and stroke risk”, 15 Haziran 2015 Dengeli beslenme ve göz sağlığı için üzüm Günde bir kadeh kırmızı şarabın, içerdiği flavonol adlı antioksidan maddeler ve özellikle üzüm çekirdeği ve zarında bulunan resveratrol nedeniyle kalp sağlığına faydaları son yıllarda sıklıkla vurgulanırken, taze ve kuru üzümle saf üzüm suyu gibi alkolsüz üzüm tüketiminin sağlıklı ve besleyici diyet seçimleri üzerinde olumlu etki yaptığı da ortaya çıktı. 2003-2008 yılları arasında ABD’de yürütülen Ulusal sağlık ve Beslenme İncelemeleri Araştırması (NHANES) çerçevesinde 21.800 çocuk ve yetişkinin diyetlerini gözlemleyen araştırmacılar, üzüm ve üzüm ürünleri tüketenlerin diyetlerinde genel olarak meyve, diyet lifleri, kalsiyum, magnezyum ve potasyum ile A, C ve B6 vitamin düzeylerinin yüksek olduğunu belirlediler. Üzüm ve üzüm ürünlerini sıkça yediklerini bildiren yetişkinlerde ayrıca sebze, kurutulmuş bitki ve tahıl, kuruyemiş ve çekirdek tüketiminin de yükseldiği,diyetlerindeki yağ, doymuş yağ ve kolesterolünse azaldığı görüldü. Miami Üniversitesi Miller Tıp fakültesi Bascom Palmer Göz Enstitüsü araştırmacılarınca gerçekleştirilen bir başka çalışma da, üzüm içeren bir diyetin oksidasyon stresinin yol açtığı retina bozulmalarını önleyerek göz sağlığını koruduğunu ortaya koydu. Gözün, görüntüleri algılayan retina tabakasında renk ve ışık algılayan fotoreseptor denen hücreler bulunuyor. Oksidasyon stresi sonucu bu hücrelerin ölmesi, ya da retina tabakasının incelmesi, yırtılması ve üzerinde delikler oluşması kısmi, hatta tam görme kaybına yol açıyor. Fareler üzerinde yürütülen ve bulguları Nutrition (Beslenme) adlı bilimsel dergide yayımlanan deneylerde, üç gruba ayrılan farelerden bir gruba insanlarda üç öğünde yenen üzüme karşılık gelecek miktarda üzüm içeren bir diyet uygulanırken, iki kontrol grubundan birine üzümle aynı kaloride şeker içeren bir diyet, ötekine de normal günlük diyet uygulanmış. Deney sonunda, yüksek oksidasyon stresine maruz bırakılan farelerden yalnızca üzüm içeren diyetle beslenen gruptakilerin retina kalınlıklarıyla fotoreseptor sayısını ve işlev kalitesini korudukları belirlenmiş. “Grape consumption associated with healthier dietary patterns” , National Grape and Wine Initiative, 10 Ekim 2012 “New evidence supports grapes' benefits to eye health”, California Table Grape Commission, 7 Mart 2016 İktidarsızlığa karşı yaban mersini, turunçgiller, kırmızı şarap ve kahve Geldik erkeklerin korkulu rüyasına: İngiltere’deki East Anglia Üniversitesi ile ABD’nin ünlü Harvard Üniversitesi araştırmacılarınca yürütülen bir çalışmanın sonuçlarına göre flavonoid grubu maddelerin yoğun bulunduğu yiyecekler, iktidarsızlık (erectile dysfunction) riskini azaltıyor. The American Journal of Clinical Nutrition dergisinde yayımlanan çalışmada özellikle yaban mersini, kiraz, böğürtlen, kırmızı turp ve frenküzümü ya da kuşüzümünde bulunan antosiyaninler ile, turunçgillerde bulunan flavonon ve flavon etki sıralamasında öne çıkıyor. Orta yaşın üzerinde 50.000’in üzerinde 1986’dan beri yürütülen araştırmada bu tür flavonoidleri içeren meyveleridüzenli olarak haftada birkaç porsiyon tüketen erkeklerde iktidarsızlık riskinin yüzde 10 azaldığı görülmüş. Bu meyvelerin tüketimi, iktiidarsızlığı önlemede bir başka önemli etken olan egzersizle birleşince riskteki düşüşüşün yüzde 21 olduğu ortaya çıkmış. Bu arada Teksas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezi araştırmacılarınca yapılan bir çalışma da, kahvenin etken maddesi olan kafeinin iktidarsızlık tehlikesini azalttığını ortaya koydu. Açık erişimli PLOS ONE bilim sitesinde yayımlanan çalışmaya göre günde 2-3 fincan kahve ile 85-170 miligram kafein alan erkeklerde iktidarsızlık riski, 0-7 miligram arasında kafein alan erkeklere kıyasla yüzde 42 oranında azalıyor. Günlükkafein tüketimleri 171-303 miligram olanlardaysa risk yüzde 39 oranında azalıyor. Çalışmaya göre kafein, cinsel sağlık üzerindeki etkisini penis damarlarını genişletip kasa daha fazla kan dolmasını sağlayarak gösteriyor. “Blueberries, citrus fruits and red wine associated with reduced erectile dysfunction”, University of East Anglia, 13 Ocak 2016 “Caffeine intake associated with reduced levels of erectile dysfunction”, University of Texas Health Science Center at Houston, 20 Mayıs 2015 Erik kurusu kemikleri radyasyondan koruyor Texas A&M Üniversitesi, NASA Ames Araştırma Merkezi ve California Üniversitesi (Irvine) Radyasyon Onkolojisi Bölümü ile, California Üniversitesi (San Francisco) Endokrinoloji Bölümü’nden araştırmacıların ortaklaşa yürüttükleri bir çalışma, erik kurusu yemenin, iskelet dokularına zarar vererek kemik kaybına yol açan iyonlaştırıcı radyasyondan koruduğunu ortaya koydu. Kemik kaybı (kemik yoğunluğunun azalması ya da kemiklerin süngerleşmesi), meslekleri ya da tedavi süreçleri nedeniyle iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalanları tehdit eden bir olgu. Kanser hastaları, radyoterapi uygulanan hastalar, radyasyonla çalışan uzman ve teknisyenler ve nükleer kaza kurbanları ve uzun uzay görevlerinde kozmik radyasyona maruz kalan astronotlar risk grubu içindeler. Dolayısıyla işten çıkınca köşedeki kuruyemişçiye uğramakta yarar var. NASA da Mars yolculuğu planlarına dahil ediyor olsa gerek. “Study shows dried plums provide protection from bone loss due to radiation”, Texas A&M AgriLife Communications, 22 Şubat 2016 Tatlı turuncu patates çocukları ölümcül ishalden kurtarıyor Gelişmekte olan ülkelerde beslenme koşullarını ve biçimlerini düzeltmek için yürütülen HarvestPlus adlı kuruluşta görevli araştırmacılar, “tatlı turuncu patates” (Orange Sweet Potato – OSP) denen bir patates türünün Afrika’da her yıl 350.000 çocuğun ölümüne neden olan ishali hem önlediğini hem de tedavi ettiğini gösterdiler. İshalin Afrikalı çocuklarda bunca yaygın ve ölümcül olmasının nedeni, beş yaşından küçük çocukların yüzde 40’tan fazlasında A vitamini yetersizliği görülmesi. Buysa, ishal gibi hastalıklara kapı açan bir durum. Araştırmacıların çare olarak OSP’yi seçmelerinin nedeni, bu patates türündeki beta-karoten maddesinin, patatesin yendiği gün A vitaminine dönüşmesi . Bağırsağın astarını oluşturan hücreler de bu vitamini kulanarak istilacı mikroplara karşı barikat oluturuyorlar. Araştırmacıların Mozambikte yürüttükleri çalışmada OSP’nin 5 yaş altı çocukların ishale yakalanma riskini yüzde 42, 3 yaş altındakilerin riskini de yüzde 52 oranında azalttığı gözlenmiş. “New study finds that orange sweet potato reduces diarrhea in children”, HarvestPlus, 15 Haziran 2015 Papatya çayı yaşlı kadınları koruyor Texas Üniversitesi tıp Fakültesi araştırmacıları, halk tıbbının önemli bir parçası olarak orta ve Güney Amerika’da yaygın olarak kullanılan papatya çayının, 65 yaş üzerindeki Meksikalı kadınların çeşitli nedenlerle ölüm riskini azalttığını gösterdiler. Araştırmacılar, ABD’nin Güneybatı eyaletlerinde yaşayan 65 yaşın üzerinde toplam 1677 Meksikalı ve Meksika kökenli Amerikalı kadın ve erkek üzerinde 7 yıl boyunca yürüttükleri çalışmada papatya çayının etkilerini ve yaşlıların ölüm nedenlerini araştırmışlar. Bulgular, düzenli olarak papatya (chamomile) çayı içen kadınların herhangi bir nedenle ölme risklerinin, içmeyenlere göre yüzde 29 daha az olduğunu göstermiş. Erkeklerdeyse böyle bir farklılık gözlenmemiş. Papatyanın yararları üzerinde yapılan başka çalışmalar da, bu bitkinin yüksek kan şekerinin (hiperglisemi) tedavisi, mide bulantısının giderilmesi, diyabet kaynaklı bozuklukların ve anksiyete bozukluğunun tedavisinde kullanılabileceğini ortaya koymuş bulunuyor. Papatyanın ayrıca etkili bir anti oksidan olma özeliği taşıdığı, kolesterol ü düşürdüğü, yangı ve mikroplarakarşı etkili olduğu da biliniyor. “Drinking chamomile decreases risk of death in older Mexican American women”, University of Texas Medical Branch at Galveston, 20 Mayıs 2015 Yeşil çay özü Alzheimer’a karşı umut veriyor ABD’de Missouri Üniversitesi’nden araştırmacıların fareler üzerinde yürüttükleri bir dizi deney, Yeşil çayda bulunan bir özün hayvanlardaki Alzheimer benzeri semptomları azalttığını ve hafıza kaybına yol açan hastalığı gerilettiğini ortaya koydu. Araştırmacılara göre sonuçlar, epigallokatekin-3gallat (EGCG) adlı özün insanlarda da hastalığın etkilerinin hafifletilmesi için kullanılabileceği konusunda umut veriyor. Alzheimer hastalarında Amiloid-beta (A-beta) adlı peptid birikip kümelenerek beyinde amiloid plakaları oluşturuyor. Hastalık hafıza kaybı, kafa karışıklığı, ajitasyon, hastanın yaşam koşulları ve çevresine karşı ilgisizliği biçiminde ortaya çıkıyor. Araştırmacılar, denek ve kontrol fareleriyle yaptıkları labirent ve düzgün yuva yapma deneylerinde, Alzheimerli farelere EGCG verildiğinde bunların belirtilerinde kontrollere göre kayda değer iyileşmeler olduğunu, ayrıca beyin dokularındaki A-beta düzeylerinin de azaldığını gözlemişler. “Green tea extract and exercise hinder progress of Alzheimer's disease in mice”, University of Missouri-Columbia, 4 Mayıs 2015 “Yıldırım tanrısı” sarmaşığıyla obezite mücadelesi Boston Çocuk Hastanesi ve Harvard Üniversitesi’nde endokrinoloji uzmanı Türk araştırmacı Umut Özcan’ın yönettiği bir çalışma, geleneksel Çin tıbbında yaygın olarak kullanılan bir bitki olan yıldırım tanrısı sarmaşığından elde edilen bir özün farelerin vücut kütleleriinde yüzde 45’e kadar varan bir azalma sağlanabildiğini gösterdi. Celastrol adlı bileşik, açlık hissini bastıran leptin adlı bir hormonun etkisini güçlendiriyor. Cell dergisinde yayımlanan çalışma, insanlarda obeziteye karşı bir ilaç geliştirilmesi için umut vaadediyor. Leptin, beyne vücudun yeterince yakıt ve enerji depoladığı sinyalini göndererek doygunluk hissi yaratıyor. Leptin sinyalinin çalışmadığı fare ve insanlar sürekli yemek isteği duyduklarından, obezite derecelerine kadar şişmanlıyorlar. Obezlerde paradoksal bir durum, kanlarında yoğun miktarlarda leptin bulunmasına karşın, yemeden duramamaları. Buna tıp dilinde leptin direnci deniyor. Bu direnci kırmak içinse şimdiye kadar etkin bir ilaç bulunamamış. Dr Özcan ve ekibi, daha önceki bir çalışmalarında bu direncin hücrelerdeki organellerden biri olan endoplazmik retikulum içindeki bir stres yanıtıyla ilişkili olduğunu bulmuşlar. Yeni çalışmalarında farelere yıldırım tanrısı sarmaşığının kökünde az miktarda bulunan Celastrol uygulayan Özcan ve ekibi farelerin 1 hafta sonunda yiyecek tüketimlerinin kontrol grubundaki obez farelere kıyasla yüzde 80 azaldığını ve üçüncü haftanın sonunda da sadece yağ yakarak vücut ağırlıklarının yüzde 45 düştüğünü gözlemlemişler. Celastrol’ün fareler üzerinde herhangi bir toksik etkisinin görülmemesine karşılık Özcan, yıldırım tanrısı sarmaşığının kökünde Celastrol dışında pek çok başka bileşiğin de bulunduğuna işaret ederek yeni deneylerle bunların etkileri belirlenmeden insanların zayıflamak için bu sarmaşığın özlerini kullanmamaları uyarısında bulunuyor. Raşit Gürdilek