koca yürek - Bilkent WEB2 Services
Transkript
koca yürek - Bilkent WEB2 Services
Pelin Türkmen KOCA YÜREK 13 Kasım 1985. 130 yıldır kılını kıpırdatmayan “Uyuyan Aslan” patlıyor. "Nevado del Ruiz” volkanik bir yanardağ değil. Orası küçük Omeyra Sanchez’in mezarı. Kolombiya’nın insanına verdiği değerin somut kanıtı bu fotoğraf da. Bile bile, göre göre ölüme terk edilmeyi gözlemliyoruz resimde. Matematik sınavına yetişme telaşındayken bir anda bel altını enkaz altında bulan 13 yaşındaki şanssız Omeyra. Yanardağın onun köyünün yakınında olması mı onu kader kurbanı yapan? Hayır, ona bahtsız ya da kader kurbanı diyemeyiz. 130 yıldır “Nevado del Ruiz” dağının varlığını görmezden gelen ülke yetkilileri Omeyra’ya hayat biçmiş. Küçük kızın bacaklarının 60 saat boyunca tuğla altında kalmasına göz yuman, kurtarma ekibi ve malzemeleri, sonsuzluğa yakın olan o sürede getiremeyen Kolombiya’daki sözde hükümettir Omeyra’yı 13 yaşına mahkûm eden. Bu fotoğraf çekildiği zaman büyük ihtimalle Omeyra’nın bacaklarında kangren başlamıştı ve soğuk suya uzun süre maruz kaldığından dolayı hipotermisi giderek artıyordu. Bedeniyle Omeyra’yı bütün olarak değerlendirmem imkânsız bu resimde. Çünkü o, bedeninin acısını 3 güne yakın bir zaman zarfı boyunca göz ardı etmiş, patlamanın ortasında sükûnetini koruyan sevimli bir çocuk yüzü. Bakmayın yaşam enerjisini yitiriyor gibi şişen gözaltlarına. Ruhu hala taptaze sanki. Küçücük kalbine kocaman bir yürek sığdırmış Sanchez. Sağ eliyle ağaç dalına tutunmuyor; hayatta kalabilme düşüncesine, hayallerine, umutlarına ve ailesine olan derin bağlılığına tutunuyor aslında. Kurtarılmayı bekleyen, yardıma muhtaç küçük bir kız olmaktan çıkıyor iki gün içerisinde. Çünkü ütopyada yaşamayan hiç kimse 60 saat bekledikten sonra gövdesinin yarısı suya batmış, tahta altında kalmış halde kurtarılmayı ümit edemez. Ateşi soluyor Omeyra. Akıp giden o dakikalarda on yaş büyüyor sanki. 13 yaşındaki bir çocuktan beklenmeyen bir olgunlukla, gazetecilere gidip dinlenmeleri gerektiğini söylüyor. Gündelik hayatının sıradan bir günüymüş gibi davranmaya çalışıyor. Fakat resimde bedenen bitik ve tükenmiş halde. Çırpınmıyor ki o. Sakinliğiyle kabullenmiş dramatik gerçeği, ölümden korkmuyor. Öleceğini bilen gözlerle bakıyor ama o an aklındaki düşünceler ölümün kıyısından geçmiyor. Annesini düşünüyor, babasını sevdiğini söylüyor. Son sözlerinin onların kulağına gitmesini istiyor, rica ediyor gazetecilerden. Omeyra dibe vurmuş. Ne geliyor ki elinden? Daha çok düşeceğini de biliyor. Buna rağmen tebessüm etmeye çalışıyor, ayakta kalmayı deniyor. Küçük bir kız kadar bile metanetli olamadığımızı hatırlatıyor bu bana. Her şeyden önce, ölüm korkumu aklıma getiriyor Omeyra. 13 yaşında olsam, yine Omeyra’nın cesaretini gösteremezdim. Bedenimin yarısı suyun altında kalsa, feryatlarımla ortalığı yıkardım ben. Toplum olarak sakin bir yapımız yok bizim… Resme bakınca kendi sabırsızlığımdan, mızmızlığımdan utanıyorum. Her şeyden şikâyetçiyiz biz. Hep bir derdimiz var. En ufak engel, dağ oluyor gözümüzde. Bir sorunumuz varsa herkese haykırmak istiyoruz, herkes bilmeli. En büyük felaketler bizim başımıza gelmiş gibi davranıyoruz. Oysa iki kıta uzaklığımızda insanların ihmalkârlığı yüzünden, daha tomurcuk olan yaşamlar sönüyor. Çiçek açmaya hazır olduğu çağda, ömür boyu toprağa hapsedilen Omeyra, göz göre göre kaybettiklerimizi düşürüyor aklıma. Kendi ülkemin bana Omeyra’nın yaşadığı acı gibi bir acı yaşatmasından korkuyorum. Aslında kendi ülkemizin bize neler yapabileceği ucu olmayan, hayal gücümüzü kullanabileceğimiz bir konu. Omeyra bilmediği bir kaosun içinde kayboluyor sessizce. Umutları, yaşanmadan tükeniyor. Sanki bedenini bir zehir sarıyor; saatlerce öldürmüyor, süründürüyor. Bölüyor parça parça Omeyra’yı. Acısız, kısa bir ölümü kafamda kurgulardım ben. Zamana tahammül edemeyişimi sorguluyorum Omeyra’nın kapanmaya yüz tutmuş gözlerine bakınca. Omeyra’nın canını yakan patlayan volkan değil, fışkıran lavlar da. Omeyra’nın canını acıtan Kolombiya’dır, vatanıdır. Fotoğrafın yürek burkmasının bir sebebi de bu. Bir insanın bir insana sonuçları ölümcül olan bir kötülük yapabilmesine inanmak istemiyorum. Sanchez’in ölümünden sonra Kolombiya yetkililerin pişmanlığını düşünüyorum. Pişmanlık basit, yas tutmak da. Kimse Omeyra’nın gerçekleşememiş “geleceğini” geri getiremiyor. KAYNAKÇA Fournier, Frank. Omayra Sánchez. 1985