İngilizce metni ve çevirisini buradan indirebilirsiniz.
Transkript
İngilizce metni ve çevirisini buradan indirebilirsiniz.
Kaynak: Mawlana Jalaluddin Rumi, Rumi - Whispers of the Beloved, (translators) Azima Melita Kolin, Maryam Mafi, London: Tharsons, 1999. * * * Dear heart, where do you find Heart: Kalp, gönül Find: Bulmak Ey gönül, nereden bulursun the courage to seek the Beloved Courage: Cesaret Seek: Aramak, peşinde koşmak Beloved: Sevgili Sevgilinin peşinde koşacak cesareti when you know He has annihilated Know: Bilmek Annihilate: Yakıp yıkmak, yok etmek (Onun) yakıp yıktığını bilir iken so many like you before? So many: birçok like: gibi Before: önce(den) (senden) önce(den) senin gibi nicesini? I do not care, said my heart, Care: Önemsemek, Özen göstermek Said: (Say’in 2. Hali): Söylemek, demek Umursamıyorum, dedi gönlüm, My only wish is to become one with the Beloved. Only: Sadece, tek Wish: Dilek, istek Become: …. olmak Tek dileğim Sevgiliyle bir olmaktır. * * * First, he tempted me First: Önce, ilk, evvela Tempt: kızdırmak, baştan çıkarmak, Isıtmak Evvela, ısıttı/baştan çıkardı beni With infinite caresses. 1 Infinite: Sonsuz Caress: Kucaklamak, okşamak Sonsuz kucaklaması/sevgisiyle He burnt me in the end Burn: Yakmak In the end: Sonunda Sonunda yaktı beni With pain and sorrow. Pain: Acı Sorrow: Keder Acı ve keder ile In this game of chess Game: Oyun Chess: Satranç Bu satranç oyununda I had to lose myself Lose: Kaybetmek Myself: Kendim Kendimi kaybetmeliydim in order to win Him. In order to: …. İçin/amacıyla Win: Kazanmak Onu kazanabilmek için * * * We are bound together. Bound together: Birbirine bağlanmak Biz birbirimize bağlıyız. I am the ground Ground: Yer, zemin Benim zeminim You are the step. Step: Adım, basamak 2 How unfair is this Love! Unfair: Adaletsiz Ne adaletsiz bu Aşk! I can see Your World See: Görmek World: Dünya Senin dünyanı görebiliyorum but You, I cannot. fakat Seni göremiyorum. * * * Looking at my life Look at: Bakmak Life: Yaşam, hayat Hayatıma baktığımda I see that only Love görüyorum ki sadece Aşk Has been my soul’s companion. Soul: Ruh, can Companion: Dost, yaren, yoldaş ruhumun yoldaşı olmuş. From deep inside Deep inside: İçeride, derinlerde Derinlerinden My soul cries out: Cry out: Ağlamak, haykırmak ruhum haykırıyor Do not wait, surrender Wait: Beklemek Surrender: Teslim olmak Bekleme, teslim ol 3 for the sake of Love. For the sake of: … namına, adına Aşk adına/namına * * * Are you searching for your soul? Search: Aramak, araştırmak Ruhunu mu arıyorsun? Then come out of your prison. Come out of: -den dışarı çıkmak Prison: Hapishane, hücre O zaman hapishanenden dışarı çık Leave the stream and join the river Leave: Terk etmek Stream: Akarsu, akıntı River: Nehir Akarsuyu terk et ve nehre katıl That flows into the ocean. Flow into: -e düşmek, akmak Ocean: Okyanus Okyanusa akan Absorbed in this World Absorb: Emmek, yutmak Bu dünyada/dünya tarafından emilerek/yutularak You’ve made it your burden. Made (make’in 2. Hali): Yapmak Burden: Mezar onu kendi mezarın haline getirdin. Rise above this World. Rise above: Üzerine yükselmek Bu dünyanın üzerine yüksel. 4 Join: Katılmak There is another vision… Another: Bir başka, öteki Vision: Görüntü, gerçeklik Orada bir başka gerçeklik var. 5