Saray turky.indd - Bizturkmeniz.com
Transkript
8 saray Hamile kadınlar nasıl beslenmeli? Sayı:87 - 30 Ocak 2013 Bebeğin beyin içi gelişimiyle ilgili bazı hastalık ve sakatlıkları önlediğinden, hamilelere rutin olarak folik Asit vitamini kullanmaları öneriliyor. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) kadın ve Doğum Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Başaran, yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü’nün, hamilelere folik asit (B grubundan bir vitaSevcan Kasapoğlu - Serdarlı min) ve demir vitamini gibi iki önemli ek Elementi mutlaka Anne adaylarının hamilelik kullanmalarını tavsiye ettiğini süreci bebeğin gelişimi ve söyledi. sağlığı için oldukça önemGünümüzde folik asit vitamili. Hem hamilelik süresince ninin sadece gebelik süresinhem de hamilelik sonrası bebeğin ve kendisinin Sağlık- ce değil, gebelikten önceki 3 aylık dönemde de alınmasılı olabilmesi için anne adaynın önerildiğini anlatan Başalarının beslenmelerine çok ran, şunları kaydetti: dikkat etmeleri gerekiyor. “Bebeğin beyin içi gelişimiyle ilgili bazı hastalık ve sakatlıkları önlediğinden, hamilelere rutin olarak folik asit vitamini kullanmalarını öneriyoruz. Çünkü gebelik beraberinde bebeğin gelişimiyle bazı vitamin veMinerallerin daha çok alınmasını gerektiren durum. Geçen mayıs ayında ABD’de öneriler güncellendi. Günümüzde artık gebe kalma potansiyeli olan yaş grubu tüm kadınların folik asit vitamini almaları isteniyor. Folik asit son derece önemli vitamindir.’ Hamilelikte kilonun önemi Gebelik haftası ilerledikçe bebeğin büyümesiyle birlikte annenin metabolik yükü ve besin ihtiyacının arttığına dikkati çeken Başaran, şöyle konuştu: “Gebelikte kilo çok önemli. Belli oranda alınması önerilmesine rağmen aşırı kilo almak ya da almamak gebelikte hastalıkların göstergesi olabiliyor. Gebelik öncesi kilosu düşük olanların 9 Ay süresince 12-18 kilogram alması normal kabul edilirken, normalin üzerinde daha kilolu hastalarda bu öneriler 11-15 kilogram sınırına düşüyor. Obezite gibi şişmanlık problemi görülen gebelerde ise 5-10 kilogramın aşılmaması gereklidir.’ Gebelikte beslenme önerileri Gebelikte açlığa dayanıksızlığın söz konusu olduğundan ara öğünlerde mutlaka meyve tüketilmesinin istendiğine işaret eden Yrd. Doç. Dr. Başaran, şunları kaydetti: “Hamileler Günde 3 Litre Su almak zorundadırlar. Ayrıca süt, ayran, komposto, limonata ve meyvesuları tüketilmelidir. Ancak, çay ve kahve önermiyoruz. Protein ihtiyacı gebenin kilosuna göre günlük 70-80 grama karşılık geliyor. Kalsiyum açısından 1 su bardağı süt alınmasını öneriyoruz. Bir yumurta, kibrit kutusu kadar beyaz peynir ve Ekmek önemli, kahvaltıda meyve Suyu veya ıhlamur da içilebilir. Ara öğünlerde genellikle porsiyon olarak meyve, yatmadan önce süt veya yoğurtöneriyoruz. Akşam yemeklerinin hafifliliği hamilelerin daha rahat olmasını sağlayacaktır.’ Sigara sağlığa zararlıdır Halo Spor Kulübü Başkanı: 3 futbolcumuz sigara içiyor Karzan Hevleri-Erbil Bazı futbolcular alenen sigara içerken bazıları gizli içiyor. Doktorlar sigara içmenin futbolcunun performansını olumsuz etkilediğini söylüyorlar. Kimi futbolcular sırf sigara içtikleri ve sigarayı bırakamadıkları için spordan vazgeçmek zorunda kalıyorlar. Ala Kulübü kalecisi Ömer Kadir, antrenmanda bazı futbolcuların alenen, bazılarının ise gizli gizli sigara içtiğini söyledi. Sigara kullananların maçta çabuk yorulduğuna dikkat çeken Kadir, yöneticileri tedbir almaya çağırdı. Sigara kullanan futbolcuların hem kendilerine hem de takıma zarar verdiklerini belirten kaleci Kadir, sigaranın zararlı olduğunu kaydetti. rem, takımda sigara kullanan futbolcuya rastlanmadığını dile getirdi. Sigaranın sağlığa zararlı olduğunu ifade eden Ekrem, sigaranın futbolcunun formda kalmasını engellediğini ve performansını düşürdüğünü kaydetti. Sigara kullanan futbolcuları ilk etapta uyardıklarını, devam etmeleri halinde takımdan uzaklaştırdıklarını belirten antrenör Ekrem, “Allah’a şükür artık futbolcularımız çok bilinçli oldukları için kendilerini sigaradan uzaklaştırmaya bulunmadığını ifade eden Ce- çalışıyorlar” dedi. Takım antrenörü Arslan Celal ise sigara içmenin en çok fut- lal, sigara kullanan futbolcuları Sigara kullananları antrenmandan uzaklaştırdıklarını bolcunun kendisini etkilediğini cezalandıracaklarını belirtti. ve futbolcunun sporu bırakma- Antrenör Sirvan Ekrem, futbol- ifade eden Ekrem, sigaranın sına sebep olduğunu söyledi. cularını yakın takibe aldıklarını sağlığa zararlı olduğuna dikkat çekti. söyledi. Saray’a konuşan EkTakımda sigara içen futbolcu Halo takımı antrenörü Ahmet Halil, takımda 3 futbolcunun sigara kullandığını söyledi. Alenen sigara içmeleri halinde futbolculara 25 bin dinar ceza kestiklerini ifade eden Halil, sigarayı bırakmaları için bu futbolcuları uyardıklarını söyledi. Brüsk takımı kaptanı Muhammet Hamakhan, futbolcuların sigara içmelerine izin vermediklerini söyledi. Sigaranın sporculara verdiği zararlara işaret eden Hamakhan, “Kaptan olarak futbolcuların gözümün önünde sigara içmelerine izin vermem. Arkamdan içiyorlardır belki. Sigaranın hem maddi hem de bedeni zararları var. Futbolcuların sigaradan uzak durmaları gerekiyor” diye konuştu. Batistuta FIFA tarafından yaşayan en iyi 125 futbolcu arasına seçilmiştir Saray Erbil 1 Şubat 1969’da dünyaya gelen Arjantinli eski futbolcu Gabriel Omar Batistuta FIFA tarafından yaşayan en iyi 125 futbolcu arasına seçilmiştir. Serie A’da 1991-2003 yılları arasında oynadığı 318 maçta attığı 184 gol ile ligin kurulduğu tarihten bu yana en fazla gol atan 8. futbolcu unvanına sahiptir. Ayrıca Arjantin Milli Futbol Takımı’nda attığı 56 gol ile Arjantin Milli Takımı’nda en fazla gol atan futbolcu unvanınıda elinde bulundurur. Kulüp takımları kariyeri Profesyonel futbol hayatını 1988 yılında ülkesinde Newell’s Old Boys takımında başlayan Batigol, 19891990 sezonunda River Plate, 19901991 sezonunda ise Boca Juniors’ta oynadı. 1991 yılında ACF Fiorentina kulübüne geçen Batistuta, 1993’de Fiorentina’nın Serie B’ye düşmesine rağmen takımdan ayrılmadı. Takımının Serie A’ya geri yükselişinde büyük rol oynayarak taraftarlarının sevgilisi haline geldi. 2000’e kadar ACF Fiorentina’da oynayan Batistuta artık ACF Fiorentina’nın sembol futbolcularından biriydi. AS Roma’yla anlaşan Batigol Roma’daki ilk sezonunda Serie A şampiyonluğu yaşadı. Kısa bir süre Inter Milan’da oynayıp AS Roma’ya geri dönen Batigol 2003’deKatar’ın Al-Arabi takımına transfer oldu ve profesyonel futbolculuk kariyerini 2006 yılında orada noktaladı. Milli takım kariyeri Arjantin Milli Futbol Takımı formasını ilk kez 27 Haziran 1991’de Brezilya karşısında giyen Batistuta, milli formayla ilk iki golünü 8 Temmuz 1991’de 3-0 kazanılan Venezuela maçında kaydetti.[1] 78 defa giydiği milli forma altında 56 gole imza Başyazar Yardımcısı İsa Abdulkahhar DİZGİ ROMAN BEKİR atarak milli takımın en golcü futbolcusu unvanını elde eden Batistuta, 3 ayrı Dünya Kupası’nda da gol atmayı başarmış isimlerin arasına girmiştir. Kulüp Boca Juniors -Primera División Argentina: 1990-91 -Fiorentina -Serie B: 1993-94 -İtalya Kupası: 1995-96 -İtalya Süper Kupası: 1996 Roma -Serie A: 2000-01 -İtalya Süper Kupası: 2001 Millî takım Arjantin -Copa América: 1991, 1993 -FIFA Konfederasyon Kupası: 1992 Bireysel -Copa América gol krallığı: 1991, 1995 -Serie A gol krallığı: 1994-95 -Katar Ligi gol krallığı: 2003-04 BAŞYAZAR 07504487791 07704487791 Email: emad.rafeet@yahoo.com Email: sarayarbil@yahoo.com Adres: Erbil, Minare Mahallesi, Aşgal Caddesi 7 Prof. Dr. Meliha Benli ORSAM Ortadoğu Danışmanı, ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Md. Ortadoğu’da uzun zamandır dikkatler Arap ayaklanmalarına çevrilmişken, Irak 2006 yılından beri en derin krizini yaşıyor. O dönemde ülkede patlayan mezheplerarası çatışmalarda her gün yüzlerce kişi ölüyordu. Sünni ve Şii gruplar arasındaki bu iç savaş, Bush yönetiminin müdahalesi ile durdurulabilmişti. Vaşington, 2007 yılının başında özellikle Bağdat’a ek askeri birlikler göndererek bu şehirdeki çatışmaları kontrol altına aldı. Ayrıca Sünni bölgesinde önde gelen aşiretlerle işbirliği yaptı ve onların yardımı aracılığıyla da olaylar yatıştı. Şimdiki kriz birçok bakımdan 2006’da yaşanandan çok daha karmaşık. Öncelikle problem bu defa sadece mezhepsel gruplar arasında değil, aynı zamanda etnik yönü de var. Irak’ın işgalinden beri bu ülkedeki siyasi sistemin yalpalayarak da olsa yürümesini sağlayan Şii-Kürt ittifakı da Maliki yönetimi ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) arasındaki ilişkilerin bozulması ile büyük bir darbe almış görünüyor. Üstelik daha önceki dönemlerde çeşitli yöntemlerle bu grupların arasında uzlaşı sağlayan ABD Irak’tan çekilmiş durumda. En önemlisi bölgesel konjonktür de Irak’taki istikrarsızlığı körüklüyor. Arap ayaklanmaları, özellikle de Suriye’de yaşananlar Irak’taki gelişmelerin daha da büyümesine yol açıyor. Irak’taki bugün yaşanan sorunlar Mart 2010’da yapılan seçimlerden sonra başladı. Seçimlerde en fazla oyu Şii Iyad Allawi’nin başında olduğu ancak birçok önemli Sünni ismin de yer aldığı ve Türkiye tarafından desteklenen Iraqiyya koalisyonu hükümeti oluşturamadı. Seçimlerden önce Başbakan olan Maliki çeşitli siyasi manevralarla ve hukuki bazı boşlukları da kullanarak, en önemlisi birçok Şii grubun Şiilerin yüzyıllardır ilk defa elde ettiği iktidarı Sunnilerle bu şekilde paylaşmaya olan tepkisini kullanarak Allawi’nin hükümet kurmasını engelledi. Dokuz ay süren bir süreç sonunda nihayet Kürtlerle de anlaşan Maliki hükümeti kurdu. Ancak bu süreç ve daha sonra yaşananlar Sunnileri kendilerinin gittikçe daha da marjinalize oldukları fikrine itti. Maliki hükümeti kurduktan sonra, daha önceki başbakanlığı sırasında başlattığı gücünü arttırma politikasına hız verdi. Bağdat’ta anayasal gereklilik sonucu önemli görevlerde bulunan Sünnileri baskı altına aldı. Bu anlamda Sünni Aralık 2011’den beri cumhurbaşkanı yardımcılığını yürüten Tarık Haşimi’nin cinayetle suçlanması ve Haşimi’nin önce KBY bölgesine, sonra da Türkiye’ye sığınması mezheplerarası ilişkileri iyice gerdi. Bu bağlamda Suriye’deki olaylar Irak’taki Sünni-Şii gerginli- saray Sayı:87 - 30 Ocak 2013 Irak’taki Gelişmeler ğini daha da arttırdı. Bu krizde Irak’lı Sünniler muhalefetin yanında yer aldılar. Sünnilerin çoğunlukta olduğu batıdaki Anbar bölgesinin “Özgür Suriye Ordusu”na hem insan gücü hem de lojistik destek sağladığı iddia edildi. Kendilerini marjinalize olmuş hisseden ve Maliki’nin siyasi gücü tamamen monopolize ettiğini düşünen Sünniler açısından, Suriye’de muhalefetin iktidara gelme olasılığı en azından Irak’ta kendilerinin de ellerinin güçlenebileceği beklentisini yaratmış görünüyor. Şimdiden Sünniler anayasada yer alan ancak bugüne kadar sadece Kürt bölgesinde uygulanan fedaral bir bölge kurma taleplerini gündeme getiriyorlar. Maliki yönetimi ise tam da bu nedenlerle Suriye krizinden endişe duyuyor. Bu nedenle Bağdat Suriye’de, İran ve Hizbullah kadar açıkça olmasa da, rejimi destekliyor. Irak Suriye’de rejimin güç kullanarak devrilmesine karşı olduğunu defalarca söyledi. Ayrıca, Arap Ligi’nde Suriye’nin üyeliğinin askıya alınması konusunda çekimser oy kullandı. En önemlisi havasahasının ve topraklarının İran tarafından Suriye’ye yardım iletilmesi için kullanılmasına göz yumdu. Öte yandan, Suriye krizi Kürtlerin de beklentilerini arttırmış durumda. Halen Suriye’de Kürtlerin yaşadığı Irak’a komşu bölgede bir tür otonom bölgenin ortaya çıkmış olması ve bu durumun PKK ve KBY’nin desteğindeki iki grup tarafından gerçekleştirilmesi Kürtlerin milliyetçi duygularını kamçılamış görünüyor. Üstelik 2008’den beri Türkiye ile ilişkilerini kimsenin beklemediği ölçüde geliştiren KBY artık kendini sıkışmış hissetmiyor. Bu yeni durum KBY’nin Bağdat’la olan sorunlarında müzakere gücünü arttırıyor. Tam da bu nedenlerle Maliki hükümeti KYB bölgesindeki gelişmelerden rahatsız. Maliki yönetimi merkezi yönetimin gücünü arttırmaya çalışırken Iraklı Kürtler buna karşı çıkıyorlar. Başından beri çözülemeden kalmış olan çeşitli sorunlar bu ortamda bir gerilim meselesi olarak ortaya çıkıyor: merkezi ve federal hükümetin yetki sınırları; petrol ve doğalgaz gelirlerinin paylaşımı ve imtiyaz verme hakkı; başta Kerkük olamak üzere anlaşmazlık bölgeleri bugün Maliki yönetimi ile KBY arasında çatışma konusu olmuş durumda. Bağdat’ta uzlaştırıcı rolü nedeniyle önemli bir rol oynayan cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin de hasta olması durumu daha da zorlaştırıyor. Irak’taki bu sorunlar TürkiyeIrak ilişkilerine doğrudan yansıyor. Maliki yönetimi hem KBY ile olan ilişkileri dolayısıyla, hem de Sünnilerle olan ilişkileri nedeniyle ve özelde de Haşimi’ye sığınma imkanı vermesi yüzünden, Türkiye’yi iç işlerine karışmakla suçluyor. Türkiye ise Maliki yönetiminin özellikle Sünnileri dışlayan politikasını eleştiriyor. İki ülke Suriye’de de farklı politikalar izliyorlar. Bü- tün bu gelişmeler Irak’ı İran’a doğru daha fazla itiyor. ABD ise en çok bundan rahatsız görünüyor. O nedenle Türkiye’nin politikalarından da rahatsız izlenimi veriyor. Irak’ta siyasi mücadelelerin keskinleştiği bir dönemden geçiliyor. Bu mücadeleler bir taraftan Maliki’nin merkezi ye’deki olaylar ise bu çatışmaları daha da derinleştirdi. Irak’ta özünde siyasi olan bu mücadelelerin mezhepsel ve etnik kimlik kazanması şaşırtıcı değil. Çünkü ülkedeki siyaset kimlikler üzerinden kuruldu. Bu bağlamda bu yapının dışına çıkan sesler çıkması çok önemli. Muqtada Sadr’ın Maliki yö- Kısacası Irak’ta denklem karışık ve bundan birkaç sene önceki durumdan çok farklı. Yeni ittifaklar kuruluyor, eskileri çözülüyor. Suriye krizinin nasıl sonuçlanacağı Irak’ın da geleceği açısından çok büyük önem taşıyor. Eğer Suriye’de bir iç savaş yaşanır, ülke kaosa süreklenirse bunun Irak’ı da güçlendirmeyi hedefleyen ve otoriter politikaları nedeniyle, diğer taraftan Sünni ve Kürtlerin bu merkezileşmeye karşı çıkışlarıyla tetiklendi. Suri- netimini eleştiren çıkışı ve bir Irak Baharı vurgusu ile aslında mücadelenin siyasi yönüne vurgu yapması bu çerçevede görülebilir. içine çekeceği düşünülebilir. Ancak Suriye’de geniş tabanlı bir geçiş sağlanabilirse bu Irak açısından da olumlu bir gelişme olacaktır. 6 Sayı:87 - 30 Ocak 2013 saray Muhteşem Yüzyıl’da Sular Durulmuyor! Star TV’de yayınlanan Muhteşem Yüzyıl dizisi yeni bölümüyle ekranlara gelecek. Muhteşem Yüzyıl’da İbrahim Paşa’nın ölümünden sonra sular durulmuyor. Hürrem, Şah Sultan’ın bir dost olmadığını anlıyor. Süleyman’ın da desteğini arkasına alan Hürrem, düşmanlarına meydan okuyor. İbrahim Paşa’nın yası devam ederken, haremde bir eğlence düzenliyor. Bu eğlence, Hatice Sultan’ı çılgına çeviriyor. Mihrimah, Taşlıcalı Yahya’nın tavrıyla hayal kırıklığına uğrarken, Malkoçoğlu Bali Bey İstanbul’a geri dönüyor. Süleyman’a düzenlenecek bir suikastın haberini veriyor. İntikam yemini eden Hatice ise, Hürrem’in canını alması için hareme Diana’yı sokuyor... Şah Sultan’ın başka niyetleri olduğunu anlayan Hürrem, oklarını çıkarmak için fazla beklemez. Daha İbrahim’in kırkı dolmamıştır ki haremde bir eğlence dü- zenler. Hatice, eğlenceyi duyunca çılgına döner. ve buna engel olmak için hareme gelir. Malkoçoğlu, payitaht yolunda saldırıya uğrar. Ancak o ve adamları bu saldırıdan kurtulmayı başarır. Öte yandan İbrahim’in ölümünün yankıları devam etmektedir. Papa, Süleyman’ın yalnız kaldığını düşünüp onu yok etmek için harekete geçer. Şehzade Mehmet ise sancağa çıkacağı günü beklemektedir. Ancak Süleyman bunu ertelemeye karar verir. Şehzade Mustafa da babası gibi düşünmektedir. Hünkarın bu kararı almasında Şehzade Mustafa’nın payı olduğunu düşünür. Mahidevran, Mihrimah ve Taşlıcalı arasındaki ilişkilerinin devam ettiğini fark eder. Bir seçim yapması konusunda ona baskı yapar. Mustafa’ya olan sadakatiyle, Mihrimah’a duyduğu aşk arasında bir seçim yapmak zorundadır. Kurtlar Vadisi Pusu’da Yüzleşme Kurtlar Vadisi’nde işler karışıyor. Polat Alemdar bu hafta yeniden ameliyat masasına yatabilir. Geçtiğimiz hafta izleyicileri ekran başına kilitleyen Kurtlar Vadisi Pusu, Abdülhey’in Maskeli Fedai’ye (Polat Alemdar) ateş ettiği ve Matrix filminden esinlenerek hazırlanan kurşun sahnesi ile sona ermiş ve izleyicileri büyük bir merak içinde bırakmıştı. Seyircilerin aklında kalan Polat vuruldu mu? sorusu bu hafta yanıt bulacak. Bu zamana kadar defalarca vurulan ve ölmeyen Polat Alemdar’ın bu sefer ki kurtuluşunun nasıl olacağı merak ediliyor. BU HAFTA YANIT BULACAK SORULAR Sencer Bey Ak Saçlı’yı alabilecek mi? Mete Ağır’ın adamları tarafından etrafı sarılan Güllü Erhan ve Pusat, Ak Saçlı’yı koruyabilecek veya kaçırabile- cekler mi? Polat’ı vurduğunu öğrenen Abdülhey ne yapacak? Abdülhey Sencer’e ulaşmak için mi kullanılacak? KGT elamanları başkan olarak kimi seçecek? Talha mı Akif mi başkan olacak? Mete Aymar’a ne olacak? İnzivaya mı çekilecek yoksa o da Sencer’e karşı mücadele mi edecek? POLAT ALEMDAR YENİDEN AMELİYAT OLABİLİR Dizinin bu haftaki en ilginç sahnelerinden biri de şüphesiz Polat Alemdar’ın maskeli haliyle ayna karşısında kendisine baktığı sahne olacak... Fakat bir konuşma var ki herkesi merak içinde bıraktı .Kara’nın “Polat Alemdar’ı ameliyat ettirmemiz gerekiyor” sözleri kafaları karıştırdı... Ali iken ameliyatla Polat’a dönüşen kahraman bakalım yeniden yüz ameliyatı mı olacak. Kızıyla Tatilini Uludağ’da Geçiren Avşar: Sanatçıdan Sanatçıya Dost Olmaz Sanatçı Hülya Avşar, tatilini geçirmek üzere kızı Zehra Çilingiroğlu ile birlikte Uludağ’a geldi. Sanatçı Hülya Avşar, tatilini geçirmek üzere kızı Zehra Çilingiroğlu ile birlikte Uludağ’a geldi. Daha önce geldiği Uludağ’da kayak yaparken bacağını kıran ve hasta olduğu için şu ana kadar kayamadığını söyleyen Avşar, “Her zaman söylüyorum sanatçıdan sanatçıya dost olmaz. Olmayacak da” dedi. Türkiye’nin önemli kayak ve kış turizm merkezlerinden Uludağ’da kızı Zehra Çilingiroğlu ile tatilini geçirenHülya Avşar, konakladığı otelde yoğun ilgi ile karşılaştı. 3 yıl önce tatilini yapmak için geldiği Uludağ’da kayak yaparken bacağını kıran Hülya Avşar, “Geçen sene de buraya gelmiştim. İki senedir burada kayıyorum. Şu anda hastayım o yüzden kaymak için bir gün daha bekleyeceğim” dedi. “SANATÇIDAN SANATÇIYA DOST OLMAZ” Sanatçıdan sanatçıya hiçbir zaman dost olmayacağını tekrarladığını ifade eden Avşar, şöyle dedi: “Ama şöyle mesela ben Hadise’yi çok sevdim. Onunla sürekli konuşuyoruz. Murat’a bayıldım. Mustafa, zaten benim eskiden beri arkadaşım. Mustafa’yla Murat’ın arasında da bir çekememezlik olamaz. Çünkü Mustafa, Murat’ın çok önünde. Murat da geliyor ve çok daha iyi yerlere gelecek. Hadise’yle benim alıp veremediğim birşey yok. Sadece samimi duygular beslediğimiz için arkadaşız. Kendisini çok seviyorum. İnanılmaz bir insan. Yoksa laf olsun diye kimseyle arkadaşlık yapmam hatta görüşmek bile istemem.” “KİM GELİR KİM GİDER BİLMİYORUM” Jürisi olduğu ‘O Ses Türkiye’ yarışmasının jü- risinin önümüzdeki yıl değişeceğini söyleyen Avşar, “Yarışmanın formatı değişeceği için sanırım jüri de değişecek. Kim kalır kim gider onu bilmiyorum. Bu aslında beni çok üzüyor. Ama yarışma bitse de ben Hadise’yle görüşürüm. Onun içerisindeki naifliği ve samimiyeti seviyorum çünkü” diye konuştu. Hasta olduğu için karın keyfini doyasıya çıkartamadığını belirten Avşar Uludağ’da tatil yapan hayranlarıyla hatıra fotoğrafı çektirdi. İşte İdo’nun yeni sevgilisi İdo yeni aşkını sosyal paylaşım sitesinden herkese ilan etti. Son dönemlerde Twitter’da paylaşmış olduğu fotoğraflar ve paylaşımlarla adından söz ettiren İbrahim Tatlıses’in oğlu İdo’nun, bir süredir Zeynep Ece Akengin adlı genç kızla birlikte olduğu ortaya çıktı. FACEBOOK’TAN İLAN ETTİLER Sevgilisiyle çektirdiği bir fotoğrafı Facebook sayfasına yükleyen İdo’ya arkadaşlarından tebrik ve mutluluk mesajları yağdı. AŞKINI SOL GÖĞSÜNE KAZIDI Zeynep Ece Akengin de İdo’ya duyduğu aşkı vücuduna kazıdı! Sol göğsüne ‘İbrahim’, bileğine de ‘sonsuzluk’ işaretiyle birlikte ‘E’ ve ‘İ’ harflerini yazdıran Akengin, dövmelerini gösterdiği pozunu İdo gibi Facebook’taki sayfasına yükledi İdo, Amerika’daki Berklee College of Music’e kayıt yaptırınca, sevgilisi Zeynep Ece Akengin’le aralarına uzun mesafeler girdi. Akengin, özlemini Twitter’dan dile getirdi: “Ben çok özlüyor.” 5 Sayı:87 - 30 Ocak 2013 Erbil Posta Müdürü: Yakında her evin kendi posta kodu olacak Röp: Seyit Fahrettin Erbilli Erbil Posta Müdürü Mustafa Ahmet, yakında her evin, her işyerinin ve her apartmanın kendi posta koduna sahip olacağını söyledi. Saray’a konuşan Ahmet, müdürlük olarak Erbil garajında bir şube açmayı planladıklarını da ifade etti. Saray: Faaliyetlerinizden söz eder misiniz? M.Ahmet: Bölge ile dış ülkeler arasında posta alıp posta gönderiyoruz. Ayrıca devlet ve kamu dairelerine gazete ve dergi gibi yayınları postalıyoruz. Halihazırda Erbil ve çevresinde 50 ofisimiz var. Saray: Teknolojik patlamanın yaşandığı bir dünyada postanın önemini hala koruduğunu söyleyebilir miyiz? M.Ahmet: Eskiden postanın görevi sadece mektup göndermekti. Ancak bugün bu görev teknolojik gelişmelerin etkisiyle değişti. Örneğin bugün dünyanın birçok yerinde çalışan posta ve kargo şirketleri postayı çok kısa bir sürede adrese gönderiyorlar. Altmışlı yıllarda postaları askerler getirirdi. Bu postalar arasında dairelere gönderilen resmi yazışmalar ve maaşlar da bulunuyordu. Ancak bugün Erbil’de onlarca büyük posta ve kargo şirketi çalışıyor. Davetiye ve ihtarname gibi bazı postalar e-maille gönderilmez. Saray: Uluslararası faaliyet- lerinizden söz eder misiniz? M.Ahmet: Aramızda anlaşma olsun olmasın biz dünyadaki tüm ülkelere posta servisi yapma hakkına sahibiz. Postalarımızı özel zarf ve koli içinde gönderiyoruz ve Avrupa’nın en ücra köylerine bile gidiyor. Her zarfın özel bir kodu var. Bazı postalar 25 kilodur. Daha ağırı da var. Bantlanmış postaları biz açıyoruz ve sonra adresine eksiksiz olarak gönderiyoruz. Ücretini ise resmi makbuz ve harçlar karşılığında tahsil ediyoruz. Saray: Hizmet alanınız sa- dece mektup göndermekle mi sınırlıdır, yoksa eşya da gönderiyor musunuz ? M.Ahmet: Eşya da gönderiyoruz. Ancak bu eşyalar yasak ve kaçak eşyalar olmamak şartıyla. Saray: Bir mektuptan kaç para alıyorsunuz? M.Ahmet: Irak içinde 500 dinar alıyoruz. Arap ülkeleri için 8 bin, Avrupa için 10 bin, Amerika için ise 12 bin dinar alıyoruz. Saray: Başka ne gibi hizmetler veriyorsunuz? M.Ahmet: Posta kutumuz var. İsteyen bize gelip bir kutu kiralayabilir. Biz abonelerimize anahtar ve kod veriyoruz. Saray: Bulunduğunuz bina işinizi görüyor mu? M.Ahmet: Aslında değil. Ancak Vali, bize özel bir bina yaptıracaklarına dair söz verdi. Ayrıca bize 10 yeni ofis de açacaklar. Saray: Yeni projeleriniz nelerdir? M.Ahmet: Avrupa ülkelerinde olduğu gibi çok yakın bir gelecekte her evin ve her apartmanın kendi posta kodu olacak. İnsanların bu kodlarla adresleri daha kolay bulma şansları olacak. Ayrıca bu yıl internet hizmetlerimiz de başlayacak. Mektup ve eşyaları Irak’ın diğer kentlerine gönderebilmek için Erbil garajında bir ofis açacağız. Saray: Geçen yıl kaç ton posta gönderdiniz ve kaç ton teslim aldınız? M.Ahmet: 104 ton gönderdik, 150 ton teslim aldık. Saray: Vatandaşların yaptığınız işlerden haberi var mı? M.Ahmet: Vatandaşların Erbil’de bir posta dairesinin bulunduğunu bilmelerini istiyoruz. Daire olarak ücretlerimiz çok uygundur. Ancak ne yazık ki vatandaşlar eşyalarını garaj yoluyla gönderiyorlar. Onlardan isteğimiz, bu eşyaları bizim tarafımızdan göndermeleridir. Erbil Genel Kütüphanesi Müdürü: Kitap okuyanların sayısı azalıyor Röportaj Saray Erbil Genel Kütüphanesi Müdürü Zahir Abdullah Saray’a verdiği röportajda kütüphanelerinde 120 bin adet kitap bulunduğunu söyledi. “Erbil’de kitap okuyanların sayısı çok az” diyen Abdullah, ayrıca kütüphanede çıkan dergi ve gazetelere ait arşiv de bulunduğunu kaydetti. Geçen yıllara nazaran okuyucu sayısının çok azaldığını ifade eden Abdullah, “Ayaklanma ve 1991 yılı öncesine nazaran okuyucu sayısı çok azaldı. Tabi ki bunun sebepleri var” diye konuştu. Kütüphanelerinde yaklaşık 120 bin adet kitap bulunduğunu belirten müdür, kütüphaneyi geçen yıl aralarında öğrencilerin de bulunduğu yaklaşık 10 bin kişinin ziyaret ettiğini söyledi. Kütüphanede gazete ve dergilerin de arşivlendiğini dile getiren kütüphane müdürü Abdullah, “Bizde en çok bilimsel ve tarih kitapları okunuyor. Saygın gazete ve dergileri de arşivliyoruz. Ayrıca Türkçe kitaplarımız da var. Ancak bunların sayısı diğer dillerde çıkan kitaplara göre daha az” dedi. İki katlı kütüphanede kitapları saklamak için bir depo bulunmadığını ifade eden Abdullah “Karşılaştığımız diğer bir sıkıntı da kütüphanenin şehir merkezinden uzak olmasıdır. Ziyaretçi ve memurların taşınması için bize bir servis temin edilsin.” diye konuştu. Erbil kütüphanesinde yaklaşık 120 bin adet kitap bulunuyor. Geçen yıl aralarında öğrencilerin de bulunduğu yaklaşık 10 bin kişi burayı ziyaret etti. saray Erbil Sevgili Efendimizi Yad Etti Ahmet Seyit Yakup Erbillilerin dine ve Efendimiz Hz. Peygambere sevgisinin sınırı yoktur. Bu halk her Mevlid Kandili’nde büyük bir hassasiyetle üzerine düşen görevi yapmaktan geri kalmıyor. Dünyada Mevlid Kandili’ni ilk kutlayan Sultan Muzaffereddin Gökbörü olmuştur. Bu kutsal günde törenler düzenlenerek halka şeker ve lokum ikramı yapılırdı. Hedef, halkın dilini tatlı tutmasıydı ki bu yüce Peygamberimizin bir isteğiydi. Bu uygulama Erbil’de bugün de devam etmektedir. Halk, sabahın ilk saatleriyle birlikte hazırlık yaparak Mevlid Kandili’ni Efendimize yakışır şekilde kutluyor ki böyle bir şeye diğer ülkelerde rastlanmıyor. Bugün Erbil’de esnaf ve düşük gelirli aileler bile sevgili Efendimizin mübarek doğum kandili için mevlitler okutarak şeker, lokum ve şerbet ikramı yapıyorlar. Taksiler bile bugünde müşterilerine karşılıksız hizmet veriyorlar. Ancak buna karşın İslam dini ile bağdaşmayan bazı uygulamalar yapılıyor. Örneğin Mevlid Kandili’nin yasaklanmasını talep eden bazı bildiriler yayınlandı. Bu üzücü ve çirkin hareketler halkımızın Efendimize duyduğu sevgiyi ve aşkı yok etmedi aksine daha da arttırdı. Böylece bu bildiriyi yayınlayanlar hüsrana uğradılar. 4 Sayı:87 - 30 Ocak 2013 Bir avuç kül saray Bu yazımda, birbirleri arasında güçlü ilişki bulunan iki farklı konuya temas edeceğim. 30 Ocak 1948’te bir suikasta kurban giden Ghandi’nin naaşı, Hinduların dini Ghandi’nin “Rüyamdaki Hindistan” adlı eserinde “Hindistan için çalışıyorum. Ülkemdeki en fakir insan nasıl düşünüyorsa, ne sıkıntılar ve acılar çekiyorsa, ben de onun gibi düşünmeye ve acılarını paylaşmaya gayret gösteriyorum ki onun için bir şeyler yapabileyim” diyor. Eserinde Hindistan’daki fakir-zengin gerçeğine temas eden Ghandi şu tespitte bulunuyor: “Hindistan’da fakirlik ve zenginlik realitesini kabul etmek gerekir. Ne zaman bu iki tabaka arasında bir ortaklık ve işbirliği ortamı oluşursa o zaman bu realite doğal bir hal alır”. Siyasiler, devlet adamları ve aydınlar bu büyük kişiliğin ler. O zaman cesedime sahip olurlar, itaatime değil”. Ghandi öldüğünde cesedi törenlerle yakıldı. Halk törene Hindistan’ın her yerinden akın etti. Kimi trenle, kimi uçakla kimi arabayla kimi ise yayan geldi. Hindu inancına göre ölünün cesedini yakmanın dini ve ekonomik sebepleri vardır. İşin ekonomik tarafı, kalabalık bir nüfusa sahip Hindistan’da çok sayıda fakir yaşıyor. Bunlara yetecek kadar yer bulmak zor. Dini tarafı ise Hindu inancına göre cesedi yakılan ölü günahlarından arındırılır. Arta kalan kül ise insanın temiz ruhani tarafını temsil eder. Dolayısıyla törene gelen halk Ghandi’nin bağışladılar. 2009’da ise Güney Afrika’da yaşayan yaşlı bir Hintli kadın yanında sakladığı Ghandi’nin küllerini bir törenle denize döktü. Vilaf Mahamta adındaki bir kadın Ghandi’nin küllerini gümüşten yapılmış bir kutuda saklıyordu. Güney Afrika’nın Durban kentinde yaşayan 62 yaşındaki yaşlı kadın, vefatından önce kutuyu gelinine vererek saklamasını istemişti. BBC’ye konuşan gelin, kutuyu önümüzdeki yıl Ghandi’nin suikast yıldönümününde açacağını söyledi. Ben o zaman Süleymaniye’deydim. BBC’de röportajı seyrettikten sonra Ghandi’nin ruhuna iki mum yaktım. ve Erbil’den getirilen bir avuç toprak gömüldü. Erbil’den getirilen bir avuç toprak Türk medyasında günün konusu oldu. Birisi öldüğü zaman kendi ülkesinde gömülmesi adettendir. Çünkü gömüldüğü yerin toprağı onunla ilelebet kalacaktır. Bir avuç kül küçük bir şey de olsa dünyadaki dinlerde büyük bir anlamı vardır. Kül; insan topraktan yaratılmış ve sonunda toprağa dönecek anlamını taşıyor. Mühendislik yaptığım günlerde su şebekesi projesinde çalışıyordum. İş makinesinin kazdığı yerden çıkan toprağı görmeye değerdi. Toprağın çok güzel bir rengi ve hare- bir geleneği gereği kerpiçten yapılmış bir kaldırım üzerinde yakıldı. Delhi’deki mekân şimdi turistik bölge haline gelmiş durumda. Siyah bir mermerden yapılmış 12 X 2 abadındaki anıtı ziyaret edenler ellerinde getirdikleri çiçekleri serper. Birçok esere imza atan ölümünü farklı farklı değerlendirdiler. Düşmanları bile ona karşı kötü bir laf söylemediler. Ghandi’nin savunduğu inanç ve ilkeler her geçen gün daha sağlamlaşıyordu. Ghandi şöyle diyor: “Bedenime işkence edebilir, kemiklerimi kırabilir, hatta öldürebilir- küllerini toplayarak ülkedeki bahçelere serpmeye çalıştılar ki bu küller gül ve çiçekler arasından yeniden canlansın. Demek ki hayat bir kez daha yeryüzünden başlar. 2008’de Ghandi’nin arkadaşları Hindistanlı efsanevi adamın küllerinden bazı kalıntılarını Mombai müzesine Ghandi doğal hayat yaşıyordu ve tabiatla iç içeydi, sonunda da külleri doğaya döndü. 17 Ocak 2013 günü aramızdan ayrılan tanınmış Türk gazeteci Mehmet Ali Birand, İstanbul’da toprağa verilirken, yanına torununun bir tek çorabı, Galatasaray kaşkolü keti vardı. Bazen de sanki bana gülümsüyor diye hissederdim. Çoğu kez de kuşlar gelip yükselen toprak üzerinden bir şeyler alıp yerdi, hem de dev iş makinesinin gürültüsüne aldırmadan... Demek ki bu küçük canlılar bile topraktan kopmamış... Milletvekili Ahenk Nakşibendî Türkmen sanatı ve edebiyatı yasta Tiyatrocu İsmet Hürmüzlü vefat etti, edebiyatçı Bayat şehit oldu Saray Kerkük Devlet Tiyatroları sanatçı ve rejisörü İsmet Hürmüzlü vefat etti. Tedavi gördüğü hastanede yaşamını kaybeden İsmet Hürmüzlü, Kerkük’te dünyaya gelmişti. Yazdığı, ‘’Ölüm Kabini’’ adlı oyunla 1992 yılında İsveç’te ‘’Onursal Ödül’’e layık görülen Türkmen sanatçı Hürmüzlü; Ölüm Tuzağı, Gömü, Ana Hanım Kız Hanım, Kamuoyu, Gün Ortasında Karanlık, Pervaneler, Mevlana, Yedi Kocalı Hürmüz, Silvanlı Kadınlar, 72. Koğuş ve Vuslat gibi yapımlarda yer aldı. Hürmüzlü, 21 Ocak Pazartesi günü düzenlenen törenle toprağa verildi. Törene Türkmen ve Türk yetkili ve şahsiyetler katıldı. Merhum İsmet Hürmüzlü Türkmen tiyatrosunun kurucusu olarak kabul ediliyordu. Ayrıca aynı ayın son günlerinde tanınmış Türkmen yazar ve edebiyatçı Mehmet Mehdi Bayat, Tuzhurmatu ilçesinde düzenlenen terör saldırısında hayatını kaybetti. Türkmen edebiyat elçisi olarak tanınan Bayat; İran, Türkmenistan, Azerbaycan, Makedonya, Türkiye ve diğer bazı ülkelerde düzenlenen edebi toplantı ve konferanslarda Türkmenleri temsil etti. “Kaytaz Baba Destanı” adlı esere de sahip olan şehit Bayat, Türkmen edebiyat ve kültürünü anlatan çok sayıda yazıya da imza atmıştır. Bayat, Türkmen Basın Kurultayı üyesi idi. Şehit edebiyatçı Bayat, kurultayın tüm çalışmalarına katılmıştı. 2011’de Ankara’da düzenlenen kurultay çalışmalarında da yer alan Bayat ve Hürmüzlü’nün ruhları şad olsun. 3 saray Sayı:87 - 30 Ocak 2013 Bir siyasi gözlemci: Türkmenlerin birlik olmasına müsaade edilmez Türkmen Cephesi, Erbil’deki Türkmen çevrelerini bir mecliste toplamak istiyor Saray Erbil Irak Türkmen Cephesi Siyasi Büro Üyesi Aydın Maruf, Erbil’deki Türkmen çevrelerini bir arada toplamak istediklerini söyledi. Saray’a konuşan Maruf, ITC olarak kentteki Türkmen partileri arasında koordinasyonu arttırmayı hedeflediklerini kaydetti. Türkmenlerin tek ses olmalarını sağlamak için çalıştıklarını ifade eden ITC yetkilisi, bu çevreler arasında bir meclis oluşturmayı düşündüklerini söyledi. Ancak bundan önce ITC dışındaki Türkmen partilerle görüşmek istediklerini belirten ITC’li Maruf, kendileriyle kentteki Türkmen durumunu konuşacaklarını kaydetti. Türkmen çevreleri arasında koordinasyon sağlamayı hedeflediklerini ve tek tavır olmayı istediklerini dile getiren Maruf, “Türkmenler olarak birçok konuda hemfikir değiliz. Örneğin; Dicle operasyonları konusunda” dedi. Bu konuda ayrım yapmaksızın bazı Türkmen partilerle konuştuklarını ifade eden ITC yetkilisi Aydın Maruf, meclis kurma fikrine bu partilerin sıcak baktığını vurguladı. Maruf, ayrım yapmadan tüm partileri meclise çağıracaklarını da söyledi. ITC’nin bu yaklaşımına sıcak bakan Türkmen partileri, ITC’nin bu yaklaşımının Türkmen halkının çıkarlarına olmasını şart koşuyorlar. Türkmen Demokratik Partisi Başkanı Dilşat Çavuşlu, Türkmenlere ve Kürdistan’daki siyasi sürece hizmet ettikçe ITC’nin bu girişimine destek vereceklerini söyledi. Çavuşlu, “Türkmenler olarak tek ses olursak aramızdaki koordinasyon güçlü ve etkili olur” diye konuştu. Türkmen Liberaller Cemiyeti Başkanı Sami Şebek, Türkmen halkının menfaatine olan her şeye "Evet" diyeceklerini söyledi. Saray’a demeç veren Şebek, “Halkımızın tek ses olmasını çok istiyoruz. Ama ne yazık ki bugüne kadar bunu başaramadık” dedi. Koordinasyondan söz eden partilerin buna uymamalarını eleştiren Şebek, “Toplantı yapılıyor, ancak sonra herkes tek başına çalışıyor” dedi. Türkmen çevrelerin aralarında uyum sağlama çabalarının başarısız olacağını iddia eden bir siyasi gözlemci, buna gerekçe olarak bu çevrelerin başkalarının emrinde hareket etmesini gösterdi. Türkmen işlerinden sorumlu Dr. Salim Otrakçı, ITC’nin bu girişiminin sonuç vereceğini düşünmediğini söyledi. Eskiden de bu tür çabaların gösterildiğini hatırlatan Otrakçı, ancak o günlerde de başarılı olunmadığını kaydetti. Otrakçı, “Türkmen partileri başkaların güdümünde hareket ediyorlar ve kendilerine gelen emirleri uyguluyorlar. Dolayısıyla Türkmenlerin birlik olmasına müsaade edilmez” diye konuştu. nedeniyle imzasını geri çektiğini söyledi. Bunun normal bir durum olduğunu ifade eden Türkmen parlamenter Altıparmak, insanların farklı görüşlere sahip olduğunu savundu. Başkanın parlamento tarafından değil doğrudan halk tarafından seçilmesini istediklerini ifade eden Altıparmak, milletvekillerin mensubu oldukları partilerin etkisi altında kaldığını hatırlattı. Altıparmak, “Ancak vatandaşlar böyle bir zorunlulukları olmadığı için tercihlerini kimsenin etkisinde kalmadan yapıyorlar” diye konuştu. Türkmen Milletvekili Şerdil Tahsin, muhalefetin önceleri bölge başkanını halkın seçmesini istediğini hatırlattı. Ancak şimdi muhalefetin, bölge başkanını parlamentonun seçmesini istediğini ifade eden Tahsin, “Eğer bölge başkanını parlamento seçerse sorun çıkar. Bölge başkanının parlamento dışında seçilmesi gerekir” dedi. Değişim Hareketi’nin teklifine neden imza atmadığının sorulması üzerine Tahsin, bölgedeki kilit görevlerin birisinin Kürtler dışındaki etnik gruplara verilmesinin anayasal garantiye alındığını söyledi. Bu maddenin uygulanması için bastıracaklarını ifade eden Türkmen vekil Tahsin “Ne zaman anayasa parlamentoya dönerse bu maddenin uygulanması için bastırırız” diye konuştu. Yasa tekliflerinin üzerinde uzlaşma sağlandıktan sonra parlamentoya gelmesini talep eden Hıristiyan parlamenter Salim Toma, “Yasa teklifleri siyasi uzlaşma sağlandıktan sonra parlamentoya gelmeli ve imzaya sunulmalı” diye konuştu. Bir Türkmen milletvekili, bölge başkanlık sisteminin değişmesi teklifine imza attı, ancak sonra pişman oldu Saray Erbil Kürdistan Parlamentosu'nun Türkmen milletvekillerinden Yavuz Hurşit, Değişim Hareketi’nin bölgede siyasi sistemin parlamenter sisteme geçişini öngören teklife imza attı. Türkmen Demokratik Hareketi Listesi'ni temsil eden Hurşit, ancak birkaç gün sonra attığı imzadan pişman oldu. Değişim Hareketi’nin parlamento başkanlığına sunduğu teklife göre bölgedeki başkanlık sisteminin parlamenter sisteme dönüşmesi isteniyor. Kürt grubunun teklifine Türkmen vekil Yavuz Hurşit de imza attı. Ancak Hurşit birkaç gün sonra imzasını geri aldı. Saray konuyla ilgili olarak Türkmen vekille temas kurmak istedi. Ancak vekil telefona çıkmadı. Konuyla ilgili olarak gazetemize konuşan parlamenter Yaşar Altıparmak, Hurşit’in teklife ilk başta imza attığını, ancak daha sonra ortaya çıkan yeni fikirler Şikayet kutuları bomboş Saray Erbil Bölge hükümetinin, vatandaşların sorun ve isteklerini öğrenebilmek için kentin birçok bölgesine kurduğu şikayet kutularına vatandaşlar ilgi göstermiyor. Şikayet kutularının sorunlarını çözemeyeceğini düşünen vatandaşlar, şikayetlerin ilgili yerlere ulaşmadığına inanıyor. Bölge hükümeti 2012’de başladığı uygulamayla Erbil’in birçok bölgesine şikayet kutuları yerleştirdi. Hükümet, vatandaşların sorun ve beklentilerini öğrenmeyi hedefliyor. Ancak bazı vatandaşların kutu hakkında fazla bilgileri yokken bazıları da şikayet kutusuna inanmıyor. Şikayet kutusunu Saray’a değerlendiren bir vatandaş, hükümetin kutuya gelen mektupları değerlendireceğine inanmadığını söyledi. Havre Esat Nasır, problemlerini şikayet kutusunda paylaşmadığını kaydetti. Şikayet kutusunun, bölgedeki yolsuzluk sorunu ve vatandaşların karşı karşıya kaldığı sorunları çözeceğine inanmadığını ifade eden vatandaş, kutunun birkaç yerde asıldığını gördüğünü söyledi. Hükümetin kutudaki şikayetleri hiçbir zaman dinlemediğini dile getiren Barzan Muhammet Hüseyin adlı vatandaş ise, şikayet kutusuna inanmadığını söyledi. Şikayetlerin ilgili yerlere ulaşmadığını belirten vatandaş da problemlerini şikayet kutusunda paylaşmadığını kaydetti. Şikayet kutusuna problemlerini paylaşırken görünmekten korktuğunu ifade eden bir vatandaş, “Korkarım problemlerimi paylaşırken birileri beni görür ve beni sorguya çekip cezalandırırlar” dedi. Memur olarak görev yapan Bayan Dimen Nadir Aziz, şikayet kutusunun iyi bir uygulama olduğunu söyledi. Ancak hükümetin kutudaki şikayetleri değerlendireceğine inanmadığını ifade eden Aziz, problemlerini şikayet kutusunda paylaşmayı düşünmediğini söyledi. Bu yıl atamaları gerçekleşmeyen bazı vatandaşlar, dilekçelerini şikayet kutusu ile değil Erbil Kaymakamlığı yoluyla ilettiler. Üç yıldır atamasını bekleyen Zana Hasan da şikayet kutusuna inanmıyor. Bölge Hükümeti Sözcüsü Sefin Dizayi, vatandaşların sorunlarını öğrenmek için şikayet kutusunun tek araç olmadığını söyledi. Saray’a konuşan Dizayi, vatandaşların sorun ve taleplerinin öğrenilmesinde medyanın büyük rol oynadığını söyledi. Hükümetin, vatandaşların sorun ve taleplerini dinlediğini ifade eden sözcü, medyanın şikayet kutusu hakkında vatandaşları bilgilendirmesi gerektiğini savundu. 2 saray Sayı:87 - 30 Ocak 2013 Siyasi Terminoloji Çeviren: Nazım Saiğ Anayasal Kriz Anayasal kriz, anayasa ruhuna aykırı olarak hareket etmek demektir. Bu durumlarda hükümet veya yasama organı feshedilerek uzlaşma arayışına girilir. Bu çözüm anayasa sürecine aykırı olsa da anayasa metni ile ters düşmez. Anayasal kriz, hükümet parlamentonun güvenini elde edemediği zaman ortaya çıkar ve önlem olarak parlamentoyu fesheder veya seçimi erteler. Burada hükümet seçim kanununu yeniden gözden geçirmek veya anayasayı askıya almak gibi gerekçeler öne sürer. Böyle bir durumda, yeni anayasa için referandum yapılana kadar tüm yetkiler devlet başkanına geçer. Örnek olarak toplantılar parlamento binasının dışında yapılır, azınlık partilere mensup bakanlar hükümetten çekilir. Bu da hükümeti güvenoyu kriziyle karşı karşıya getirir. Çözüm olarak koalisyon hükümeti veya geçici hükümet kurulur. TERÖR Terör ve terörizm konularında farklı yaklaşımlar sergilenmektedir. Bu nedenle, kavramları zihinlerde berraklaştırabilmek için yerli ve yabancı kaynaklarda yer alan tanımların birlikte incelenmesinde fayda vardır. Kökünü Latince “terrere” sözcüğünden alan terör deyimi “Korkudan sarsıntı geçirme” veya “Korkudan dehşete düşmeye sebep olma” anlamlarına gelmekte olup, ilk defa Dictionnarire de I’Academie Française’nin 1789 yılında yayınlanan ekinde rastlanmaktadır. Nitekim, 1789 Fransız İhtilali sonrasının dönemi tarihçilerince “terör rejimirejime de la terreur” olarak anıldığı bilinmektedir. Türkçedeki karşılığı “yıldırma, korkutma” olan terör kelimesi Fransızca Petit Robert sözlüğünde “Bir toplumda bir grubun halkın direnişini kırmak için meydana getirdiği ortak korku” anlamında yer alırken, Siyasi Terimler ve Örgütler sözlüğünde “Kamu otoritesini veya toplum yapısını yıkmak için girişilen korku ve yılgınlık saçan şiddet hareketleri” olarak belirtilmektedir. Terör ayrıca güç kullanarak azınlık iktidarını çoğunluk üzerine dayatmak anlamına da geliyor. Örneğin; Yahudi terörü. Yahudiler, Filistin işgalinden önceki yıllarda silahlı çeteler kurarak Filistin yerleşim merkezlerine, pazar yerine sabotaj eylemi düzenleyerek bunları yurtlarını terk etmeye zorladılar. Yahudi silahlı çeteler Dir Yasin, Halhul ve diğer bölgelerde katliamlar düzenlediler. Haganah, “ Bar Giora, Gideonite ve diğer çete grupları Filistin halkına terör uyguladılar.” . CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Irak’ta Türkmenlere yönelik saldırıyı lanetledi Saray Ajanslar CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Hükümeti süratle, yaralanan Türkmenlerin tedavisi için devreye girmeye ve Irak merkezi hükümetiyle eşgüdüm içinde, yaralıları ambülans uçaklarla tedavi için Türkiye’ye getirmek dahil her türlü yardımı biran önce sağlamak için seferber olmaya çağırıyorum”dedi.. Yazılı bir açıklama yapan Genel Başkan Kılıçdaroğlu konuyla ilgili olarak şunları söyledi; “Irak`ın temel kurucu unsurlarından olan Türkmen kardeşlerimize yönelik olarak Irak’ta süren kanlı saldırılarından sonuncusunun bu kere Tuzhurmatu`da meydana geldiğini üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. 42 Iraklı Türkmen kardeşimizi yaşamını yitirdiği ve Türkmen toplumunun seçkin önderlerinden bir çoğunun yaralandığı bu hain saldırıyı kınıyor, lanetliyoruz. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, merhumların yakınlarına ve tüm Türkmen camiasına başsağlığı, yaralanan değerli Türkmen liderlere acil şifalar diliyoruz. Irak devletinin siyasi birlik ve toprak bütünlüğünün güvencesi olan Türkmenleri hedef alan tahrik amaçlı bu saldırıların Türkmen emelini yolundan asla saptıramayacak,, aralarındaki birlik ve bütünlüğü bozamayacaktır. Irak`ın istikrarına, bölge barışına yönelik bu gibi katliamların tekrarlanmaması için tüm tarafların dikkat ve itidal içinde hareket etmelerinin gereğini bir kez daha anımsatmak istiyoruz. Bu bilinçle, Irak hükümetinin bu vahşice saldırının planlayıcılarını en kısa zamanda adaletin önüne çıkaracağını, Irak toplumunun temel kurucu unsurlarından biri olan bu sadık Irak vatandaşlarının benzer saldırı ve tehditlerle karşılaşmasını önleyecek etkin önlemleri en kısa zamanda alacağına inanıyoruz. Bu vesileyle, hükümeti süratle, bu elim olayda yaralanan Türkmenlerin tedavisi için devreye girmeye ve Irak merkezi hükümetiyle eşgüdüm içinde, yaralıları ambülans uçaklarla tedavi için Türkiye’ye getirmek dahil her türlü yardımı biran önce sağlamak için seferber olmaya çağırıyorum” A.Müfti: Parti olarak bu meseleyi düşünmedik. Diğer gruplar da düşünmedi. Bu mesele orada burada konuşuluyor. Talabani hastadır doğru, ancak hala hayatta. Kendisi 6 ay önce de Almanya’da tedavi gördü. Şimdi de bu ülkede tedavi görüyor. Dolayısıyla bence kendisi hala cumhurbaşkanıdır. Saray: Cumhurbaşkanına birisinin vekalet etmesi talep ediliyor? A.Müfti: Zaten yardımcısı Huzayr Huzayi bu görevi yürütüyor. Bu uygulama anayasaya uygundur. Saray: İlerideki seçimlere KDP ile tek listede katılacaksınız deniliyor, doğru mu ? A.Müfti: Henüz bu konuda bir karar almış değiliz. Seçim yaklaştığında karar vereceğiz. Saray: KYB başkansızdır. Talabani’ye kimisi Dr. Berhem Bey'in kimisi ise Kosrat Bey'in vekalet ettiğini söylüyor. Ne dersiniz? A.Müfti: Bu konuda bir karar alınmış değil. İleride yapacağımız kongrede başkanımızı seçeceğiz. Son kongrede Kosrat Bey ve Dr. Behrem Bey, Talabani’nin vekilleri olarak seçildiler. Bugün hasta olduğu için Talabani’nin işini birinci vekili yürütüyor. mu? S.Malakara: Evet devam ediyor. Biz kökten reform yapılsın istiyoruz. İktidarla muhalefet arasında son günlerde bir kaç toplantı gerçekleşti. Biz o toplantılarda köklü reform istediğimizi açık ve net bir şekilde dile getirdik. İktidarla muhtemelen bu son toplantı olacak. Çünkü reform yapılmayacaksa bu toplantıların faydası da olmaz. Saray: Parlamento seçimlerinin ertelenebileceği söyleniyor. Ne dersiniz? S.Malakara: O zaman ne yapacağımızı bilemem, acaba halkı sokağa mı döktüreceğiz, belli değil. Parti olarak seçimin zamanında yapılmasından yanayız. Hile yapılsın istemiyoruz. Muhalefet olarak bunu kendisiyle görüştüğümüz bölge başkanından da istedik. Saray: Parti olarak ileride yapılacak seçimlerde nasıl bir sonuç bekliyorsunuz? S.Malakara: Eğer hile ve şaibe yapılacaksa bir şey beklemiyoruz. Ancak temiz bir seçim yapılacaksa sonuçlar 25 Temmuz seçiminden çok daha iyi olacaktır. Saray: Sünnilerin devam eden gösterilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? S.Malakara: Sünnilerin taleplerinde destekçiyiz. Bunu medyamızda paylaşmıştık. Ancak anayasaya ayıkırı olan bazı taleplerine destek vermiyoruz. Saray: Maliki, Bağdat'la bölge arasındaki gergin durumdan istifade ederek sizinle görüşmeye çalışıyor. Bu görüşmeler hala devam ediyor mu? S.Malakara:Maliki birkaç kez bizimle temas kurdu ve kendisi bizzat yüz yüze bizimle görüşmeye çalıştı. Ancak biz kendisiyle çalışmayı kabul etmedik. KYB yetkilisi Adnan Müfti: Talabani’nin işlerini yardımcıları yürütüyor Röp Saray Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Siyasi Büro Üyesi Adnan Müfti, halen sağlık bakımı için Almanya’da bulunan Celal Talabani’nin işlerini yardımcılarının yürüttüğünü söyledi. Saray’a konuşan Müfti, cumhurbaşkanlığı görevi için henüz bir aday bulunmadığını kaydetti. Parti olarak ileride yapılacak olan Kürdistan Parlamentosu seçimlerine KDP ile tek listede katılacakları yönünde öne sürülen iddiaları reddeden KYB’li yetkili, böyle bir kararın henüz alınmadığını belirtti. Saray: Cumhurbaşkanlığı makamı günün konusu olmuş durumda. Bu makam için herhangi bir aday var mı? Değişim Hareketi yetkilisi Sefin Malakara:Maliki bizi sürekli arıyor, ancak kendisiyle çalışmak istemiyoruz Röp Saray Değişim Hareketi yetkilisi Sefin Malakara, iktidarla gerçekleştirdikleri iki toplantının sonuç getirmediğini söyledi. Saray’a röportaj veren Malakara, Bağdat ile bölge arasındaki gerginliği değerlendirdi. Kürt yetkili Maliki’nin kendileriyle sürekli temas kurduğunu, ancak parti olarak başbakanla çalışmaya hazır olmadıklarını kaydetti. Saray: Erbil’de bir grup üyenizin istifa ettiği iddia ediliyor, bu doğru mu? S.Malakara: Hayır böyle bir şey söz konusu değildir. Böyle haberleri iktidara yakın gölge medyasının yaptığını söylemek istiyorum. Bu haberler uydurmadır. Zaten çekildikleri iddia edilen yetkililer de bu asılsız haberleri ilk ağızdan yalanladılar. Saray: Hükümetin feshini istiyordunuz, parlamentoyu boykot ediyordunuz. Bu tavrınız hala devam ediyor Ünlü sözler Oturduğun koltukdan mağrurluk üretirsen.....o koltuğun altında kalacağının ilandır.. Mrie Leszcynska Sayı:87 - 30 Ocak 2013 2 Kılıçdaroğlu Tuzhurmatu saldırısını lanetledi 2 Malakara: Artık iktidarla oturmayacağız Türkmen milletvekili neden attığı imzadan geri adım attı? 3 Irak'ta neler oluyor... 7 ITC Başkanı: Türkmenlerin geleceği tehdit altında Saray Özel Tuzhurmatu’da 23 Ocak 2013 günü meydana gelen intihar saldırısında onlarca Türkmen şehit edilmiş çok sayıda kişi de yaralanmıştı. Olaya tepki gösteren Türkmen yetkilileri, Türkmenler için güvenli bir bölge istediler. Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Erşet Salihi Saray’a yaptığı açıklamada, dış mihrakların kirli oyunlarına dikkat çekti. Bu mihrakların Irak’ta kirli emellerini gerçekleştirmekte başarısız olduğunu ifade eden Salihi, bunların Türkmenleri hedef seçtiklerini kaydetti. Bu hareketin sadece Türkmenler için değil tüm bölge için tehlike oluşturduğunu belirten ITC Başkanı, bölgesel ülkelerin Türkmenler üzerinden emellerini gerçekleştirmeye çalıştıklarını söyledi. Bazı iç tarafların siyasi menfaatleri uğruna bu durumdan istifade ettiğine dikkat çeken Türkmen lider; Şii, Sünni ve Kürt gruplarının kendi bölgelerine sahip olduklarını kaydetti. Bu grupların kendi emniyetlerini kendilerinin sağladığını ifade eden Salihi, uluslararası camiayı Türkmen bölgesini korumaya çağırdı. Salihi şöyle devam etti: “Bu tehditlerin durmaması halinde Türkmenler olarak bölgemizi, dil ve kültürümüzü kaybederiz. Dolayısıyla bölgelerimizin koruma altına alınmasını talep ediyoruz”. Türkmenlerin sorunları ve karşı karşıya kaldıkları tehditlerin 27 Ocak günü parlamentonun gündemine alındığını hatırlatan Salihi, KDP, parlamento seçimlerinin zamanında yapılmasını istiyor konunun bir saat süreyle konuşulduğunu söyledi. “Parlamentodaki tüm gruplar Türkmenlere destek olacaklarını ifade ettiler” diyen Salihi, ancak parlamentoda bulunmasına rağmen Türkmeneli uydu kanalının bu önemli toplantıyı ekranlara yansıtmadığını kaydetti. Seçim Komiserliği, kadın ve özürlülerin seçime katkılarını araştırdı Saray Özel KDP Seçim Kurumu Başkanı Hasro Goran, Kürdistan Bölgesi seçimlerinin zamanında yapılmasını istediklerini ifade ederek, bu seçimlerin bir yıllığına erteleneceği iddialarını yalanladı. Saray’a konuşan Goran, parti olarak gerçekleştirdikleri toplantıda seçimlerin zamanında yapılmasına vurgu yaptıklarını kaydederek bölge parlamento seçimlerinin ertelenmesi olasılığının gündemde olmadığını belirtti. Bölge parlamento seçimlerinin takvimini belirleme yetkisinin bölge başkanında olduğunu hatırlatan Kürt yetkili Goran, bölge başkanının tüm seçimlerin zamanında yapılmasında ısrar ettiğini söyledi. İlerideki seçimlere KYB ile tek listede katılacakları yönünde yapılan söylentileri yanıtlayan KDP’li Goran, iki parti olarak henüz bu konuyu konuşmadıklarını belirtti. İller meclis seçimlerinin gecikmesini Saray’a değerlendiren Goran, bölge hükümetinin bu seçimlerin süresini tespit etmesi gerektiğini söyledi. Saray Özel Irak Bağımsız Seçim Komiserliği, kadın ve özürlülerin seçime katkılarını araştırdı. Bunların sayıları hakkında devlet kurum ve kuruluşlarından bilgi talep eden komiserlik kadın ve özürlülerin seçime katılmasının öneminin altını çizdi. Komiserlik üyelerinden Gülşen Kemal, kadın ve özürlülerin sayılarını öğrenebilmek için devlet kurum ve kuruluşlarından istatistikler topladıklarını söyledi. Devlet kurum ve kuruluşlarında kadın katkısının az olduğuna dikkat çeken Kemal, kadın - erkek oranını öğrenmeyi hedeflediklerini belirtti. Komiserlik olarak kadınlara yönelik bilinçlendirme kursları açtıklarını ifade eden Kemal, bunların devlet kurum ve kuruluşlarındaki katkılarını arttırmayı hedeflediklerini kaydetti. Kadınlara oylarının değerli olduğunu ve toplumda önemli bir yere sahip olduklarını kendilerine ifade etmeye çalıştıklarını dile getiren komiserlik üyesi Gülşen Kemal, seçim gününde özürlüler için araba ayarlayacaklarını söyledi. Kemal, seçimde oy kullanmalarını sağlamak için televizyonlarda özürlülere yönelik program da hazırlayacaklarını vurguladı.
Benzer belgeler
gazeteni okumak için buraya tıklayın
ilk kez 27 Haziran 1991’de Brezilya karşısında giyen Batistuta, milli formayla ilk iki golünü 8 Temmuz 1991’de 3-0 kazanılan Venezuela maçında kaydetti.[1] 78 defa giydiği milli forma altında 56 go...
DetaylıDemet Şarkılarını Gençler İçin Söyledi
çizerek, “Uyuşmum bir beyinden kimseye bir hayır gelmez, kendisine ve çevresine zarar gelir” diyerek konuşmasını tamamladı..
DetaylıSARAI LATINInew.indd
ilk kez 27 Haziran 1991’de Brezilya karşısında giyen Batistuta, milli formayla ilk iki golünü 8 Temmuz 1991’de 3-0 kazanılan Venezuela maçında kaydetti.[1] 78 defa giydiği milli forma altında 56 go...
DetaylıSARAI LATINInew.indd
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Md. Ortadoğu’da uzun zamandır dikkatler Arap ayaklanmalarına çevrilmişken, Irak 2006 yılından beri en derin krizini yaşıyor. O dönemde ülked...
DetaylıGazeteyi okumak için buraya tıklayın saray82
futbolcularından biriydi. AS Roma’yla anlaşan Batigol Roma’daki ilk sezonunda Serie A şampiyonluğu yaşadı. Kısa bir süre Inter Milan’da oynayıp AS Roma’ya geri dönen Batigol 2003’deKatar’ın Al-Arab...
DetaylıFazla Kiloların Suçlusu Tayt Mı?
Iyad Allawi’nin başında olduğu ancak birçok önemli Sünni ismin de yer aldığı ve Türkiye tarafından desteklenen Iraqiyya koalisyonu hükümeti oluşturamadı. Seçimlerden önce Başbakan olan Maliki çeşit...
Detaylı